Aylık arşivler: Temmuz 2023

Tiroid hastalıkları kilo problemlerine neden olabilir

Tiroid hastalıkları birçok organ ve sistemi etkileyebildiği için pek çok farklı şikâyetle karşımıza çıkabileceğini belirten VM Medical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Ayaz, “Tiroid hastalıkları, halsizlik, yorgunluk gibi nonspesifik şikâyetler de dâhil olmak üzere, pek çok kardiyovasküler sistem ve sindirim sistemi şikâyetlerine neden olmaktadır. Cilt, tırnak, saç problemleri, kilo problemleri, cinsel fonksiyonlarda bozulma, gelişme geriliği, bilişsel ve psikolojik bozukluklara sebep olabilir” dedi.

VM Medical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Ayaz, tiroid hastalıkları hakkında açıklamalarda bulundu.

Tiroid hastalıklarının kadınlarda daha fazla görüldüğünü ve çeşitli sağlık problemlerine neden olabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Ayaz, “   Tiroid hastalıkları, halsizlik, yorgunluk gibi nonspesifik şikâyetler de dâhil olmak üzere, pek çok kardiyovasküler sistem ve sindirim sistemi şikâyetlerine neden olmaktadır. Cilt, tırnak, saç problemleri, kilo problemleri, cinsel fonksiyonlarda bozulma, gelişme geriliği, bilişsel ve psikolojik bozukluklara sebep olabilir” diye konuştu.

Risk faktörü olan veya tedavi gören hastalarda periyodik olarak takiplerin yanı sıra bahsini edeceğimiz şikâyetleri olan hastalarımızın da olası tiroid hastalıkları açısından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Ayaz, bazıları daha hayatî olan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen şikâyetlerin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Uzm. Dr. Ayaz, hipotiroidi (tiroid hormonu yetersizliği), hipertiroidi (tiroid hormonu fazlalığı) ve nodüler hastalıklarının farklı şikâyetlerle kendisini gösterebileceğini ifade etti.

 

BU BELİRTİLERE DİKKAT EDİLMELİ

Uzm. Dr. Ayaz, hipotiroidiye ait belirtileri şöyle sıraladı:

  • “Halsizlik, yorgunluk, soğuğa intolerans, egzersiz kapasitesinde azalma,
  • Kalp hızında yavaşlama, sistolik tansiyon düşüklüğü veya diastolik tansiyon yüksekliği,
  • Anormal kilo alma,
  • Kuru cilt,
  • Ödem,
  • Saçlarda kırılma ve dökülme,
  • Kas, eklem ağrıları,
  • Kabızlık,
  • Menstrüel düzensizlikler, infertilite, pubertenin gecikmesi,
  • Depresyon, konsantrasyon güçlüğü”

 

Uzm. Dr. Ayaz, hipertiroidiye ait belirtileri ise şu şekilde sıraladı:

  • “Halsizlik, yorgunluk, sıcağa intolerans, egzersiz kapasitesinde azalma,
  • Çarpıntı, ellerde titreme, tansiyon yüksekliği, sık soluk alıp verme,
  • Normal veya artmış iştaha rağmen kilo kaybı,
  • Ciltte terleme, kızarıklık, kaşıntı, saçlarda incelme, tırnakların tırnak yatağından, ayrışması, gözlerin dışarı doğru belirgin hal alması,
  • İshal, bulantı, kusma,
  • Menstrüel düzensizlikler, infertilite, pubertenin gecikmesi,
  • Ajitasyon, depresyon, anksiyete, konsantrasyon güçlüğü, uyku bozuklukları”

 

Büyümüş guatr veya nodüllere ait belirtilere de değinen Uzm. Dr. Ayaz şu bilgileri paylaştı:

  • “Yutkunma güçlüğü, boğazda takılma hissi, ses kısıklığı,
  • Nefes darlığı, inatçı öksürük,
  • Kozmetik problemler”

 

HER YAŞTA GÖRÜLEBİLİR

Tiroid hastalıkları birçok organ ve sistemi etkileyebildiği için pek çok farklı şikâyetle karşımıza çıkabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Ayaz, “Bahsini ettiğimiz şikâyetlerin bir veya birkaçından muzdarip olan hastalarımız, hangi yaş grubunda olursa olsun tiroid hastalıkları yönünden değerlendirilmelidir. En genel ifadeyle tiroid bezinin az veya çok çalışması, organ ve sistemlerin çalışmasını aksattığı için organ yetmezliklerine sebep olabilir. Nodüller ise düşük oranda da olsa malignite yani kanser riski taşımasından dolayı önemlidir. Her iki tabloda da erken teşhis ve erken tedavi ile hasta, hasarsız bir şekilde hayatını sürdürebilecekken, geç kalındığı takdirde çok daha ağır sonuçlar ile karşı karşıya kalabilir” dedi.

 

TANI KOYMA SÜRECİ

Tiroid bezinin işlevinin yeterli olup olmadığı, kandan bakılan bir veya birkaç test ile kolaylıkla tespit edilebileceğini dile getiren Uzm. Dr. Ayaz, “Nodüller ise ultrasonografik yöntemler ile kolayca tespit edilebilir olup bu işlem hasta için hem kolay hem de zararsızdır. Ultrason değerlendirilmelerinde kötü huylu olduğunu düşündürecek bazı vasıflara sahip nodüller, eğer boyutu da biyopsi almaya müsait ise biyopsi alınarak değerlendirilmesi gerekir. Biyopsi işlemi basit olup hastalar işlem sonrası yaklaşık yarım saat sonra gündelik işlerine dönebilmektedir” dedi.

 

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Tedavi sürecinden bahseden Uzm. Dr. Ayaz, “Tanı netleştiğinde tiroid hormonu yetersiz ise replasman yani yerine koyma tedavisi yapılır. Her sabah, güne başlarken, aç olarak alınan bir tablet ile tedavi yeterli olacaktır. Aralıklı takipler ile doz değişimi gerekip gerekmediği değerlendirilir. Tetkiklerinde dalgalanma olmayan hastalar için takip aralığı uzatılabilir. Tiroid hormonu fazla ise öncelikle altta yatan sebebi netleştirmek gerekir, bunun akabinde hasta için hangisi daha uygun ise; ağız yoluyla alınan ilaçlar, cerrahi işlemler veya radyoaktif iyot tedavisi yani halk arasında bilinen adıyla atom tedavisi yapılabilir. Şüpheli olmayan nodüller, ultrason görüntülemeleri ile takip edilerek, gerektiğinde biyopsi yapılması yönünden hasta bilgilendirilir. Biyopsi raporu, kötü karakterde olabileceğini düşündüren ifadeler içeriyorsa operasyon için genel cerrahi görüşü almak şarttır. Her üç tablonun da günümüz şartlarında etkin tedavileri vardır ve her biri ihtiyaca göre uygulanabilmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bazı ebeveynler çocuklarını mükemmel bir görünüşe doğru itebiliyor

Son yıllarda çocuklar arasında artış gösteren ‘kozmetik endokrinoloji’ adı verilen uygulamaları değerlendiren Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, çocuklarda herhangi bir gelişim geriliği tespit edildiğinde gerekli tedavilerin başlatılacağını belirtti. İnternetin hayatımıza girmesiyle güzellik anlayışının hepimizi daha çok etkilediğini ve bizi mükemmeliyetçiliğe doğru itmeye başladığını ifade eden Kilit, bazı ebeveynlerin de kendilerini mükemmel dış görünüşe kaptırdığını ve çocuklarını mükemmel bir görünüşe doğru ittiklerine dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, son yıllarda giderek artan çocuklarda ‘kozmetik endokrinoloji’ adı verilen uygulamalar hakkında açıklamalarda bulundu.

 

Tedavi edilmediğinde kişiye zarar verecek durumlar hastalık olarak kabul edilir

Tıp doktorlarına tıp fakültesi birinci sınıfta, yani daha üniversiteye başladığı ilk gün hiçbir ders anlatılmadan verilen ilk öğretinin ‘önce zarar verme’ sözü olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Tıp doktorları branşları doğrultusunda kişide ruhsal ve bedensel sağlığını olumsuz etkileyecek, işlevselliğini ve günlük yaşam konforunu düşürecek yani tedavisinden fayda, tedavi edilmezse kişiye zarar verecek bir durum varsa hastalık olarak kabul eder ve tedavi ederler. Çocuklarla ilgilenen branşların doktorlarında, gelişim aşamasında bir canlıyla karşı karşıya oldukları ve çocuklar toplumların geleceklerini oluşturacakları için bu sorumluluk daha da fazladır.” dedi.

 

Gelişim geriliği tespit edilirse gerekli tedavi başlatılır

Bütün çocuk doktorlarının elinde, çocukların gelişimlerini yeni doğumdan itibaren değerlendirdikleri, gelişim tabloları olduğunu belirten Kilit, “Çocuk yaşı ve cinsiyeti göz önüne alınarak boy, kilo ve baş çevresi değerlerini içeren ve toplumun normlarına göre oluşturulmuş bu tablolar doğrultusunda değerlendirilir. Herhangi bir gelişim geriliği tespit edilirse gerekli tedavi başlatılır. Yine aynı şekilde bilişsel kapasitesinde bir geriye düşme çocuk psikiyatristleri tarafından tespit edilirse bu konuda tedaviler de başlatılır.” şeklinde konuştu.

 

Bazı ebeveynler çocuklarını mükemmel bir görünüşe doğru itebiliyor

Hayati risk yaratmayan veya işlevsellik ve günlük hayatta konfor düşüklüğü yaratmayan kozmetik ve estetik müdahalelerin yine hayati risk yaratmayacak şekilde, 18 yaşından sonra gencin istemiş olduğu değişimin düzeyi ve sıklığına göre psikiyatristlerden onay alınarak yapılabileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Son 20 yılda internetin hayatımıza çok yoğun bir şekilde girmesiyle popüler kültür ve bunun uzantısı olan toplumsal ve uluslararası güzellik anlayışı hepimizi daha çok etkiler bir hale geldi ve bizi mükemmeliyetçiliğe doğru itmeye başladı.” dedi.

Bu durumun özgüven gelişiminin tamamlandığı pre-ergen ve önce kendini yeterince içsel ve dışsal olarak zayıf ve güçlü yönleriyle olduğu gibi kabul ederek ego bütünlüğünü sağlamak ve bu doğrultuda cinsel, akademik ve sosyal kimliklerini oluşturma görevi olan ergenler için bir risk oluşturduğunun altını çizen Kilit, “Ancak bazı ebeveynler de kendilerini mükemmel dış görünüşe kaptırmakta ve bu konuda sıkıntı yaşayabilecek çocuklarını desteklemek yerine onları daha da mükemmel bir görünüşe doğru itmektedirler. Bir ebeveyn kendisinde böyle bir durum tespit ederse öncelikle kendisi bu mükemmeliyetçiliği ve dış görünüşe olan takıntısı hakkında yardım almalıdır.” uyarısını yaptı.

 

İnsanların, farklılıkların güzellikleri üzerine odaklanmayı öğrenmesi gerekir

“Unutulmamalıdır ki kişinin kendine belirlemiş olduğu dış görünüşü kendi iç dünyasının, inançlarının, hayata bakış açısının ve yaşam şeklinin dışa vurumudur.” diyen Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, sözlerini şöyle tamamladı:

“Elbette ki yeterince özgüvenini sağlamış bir ergenin kendini objektif bir bakış açısıyla değerlendirip, kimliklerini oluşturduktan sonra karar vermiş olduğu mantık çerçevesindeki yani psikiyatrik bir hastalığın göstergesi olmayan ve yaşam konforunu düşürecek bir boyuta getirip hayati risk yaratmadan estetik ve kozmetik değişiklikler ve uygulamalar kararı kendine aittir. Ancak insanların bu değişikliklere kendi ihtiyaçları ve beğenileri doğrultusunda karar verebilmeleri için insan ırkının ve kendi oluşturduğu popüler kültürün tek tip güzellik ve estetik algısından artık vaz geçmeli, farklılıkların güzellikleri üzerine odaklanmayı artık öğrenmesi gerekmektedir.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Burhaniye Belediyespor yeni sezona iç transfer harekatı ile başladı!

Bölgesel Amatör Lig’de mücadele eden Siyah-Beyazlı ekip sezona iç transfer atağı ile başladı.

2023-2024 sezonuna sağlam bileklerle yürümek isteyen Burhaniye Belediyespor 2022-2023 sezonunda siyah-beyaz formayı başarı ile terleten Tecrübeli file bekçisi Kemal Canlı, Stoper Atakan Doğanay ve Orta saha mevkiinde oynayan Emrecan Beşkaya ile önümüzdeki sezonda da yola devam kararı alarak sözleşme yeniledi.

 

BURHANİYE BELEDİYESPOR YENİ SEZONA İÇ TRANSFER HAREKATI İLE BAŞLADI!

Bölgesel Amatör Lig’de mücadele eden Siyah-Beyazlı ekip sezona iç transfer atağı ile başladı.

2023-2024 sezonuna sağlam bileklerle yürümek isteyen Burhaniye Belediyespor 2022-2023 sezonunda siyah-beyaz formayı başarı ile terleten Tecrübeli file bekçisi Kemal Canlı, Stoper Atakan Doğanay ve Orta saha mevkiinde oynayan Emrecan Beşkaya ile önümüzdeki sezonda da yola devam kararı alarak sözleşme yeniledi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Y ve Z kuşağı stream müzikten yana

Stream müzik hizmetleri, müziği tüketme şeklimizi değiştirdi ve hatta fiziksel formatlara düşkün müzik tutkunlarını bile kendine çekti. Tüm müzik tarihi boyunca bir dokunmatik ekran ya da bilgisayar üzerinden milyonlarca parçaya erişim sağlamak, eski favorileri bulmak, yepyeni sanatçıları keşfetmek, online performanslar ya da etkinlikler aracılığıyla sosyalleşmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. 2030 yılına kadar 89,3 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilen küresel pazarda yerli bir girişim olarak dünya devleriyle yarışma hedefiyle yola çıkan, halihazırda 1,5 milyon indirilme rakamı le ilerlemeye devam eden Musixen, Türkiye’ye de hızla yükselen stream müzik pazarının kullanıcı karnesini çıkardı. İşte sonuçlar…

 

Günümüzde küresel müzik pazarının en önemli gelir kaynaklarından birini oluşturan  stream müzik, değişen tüketim alışkanlıklarıyla birlikte zengin, farklı, alternatif içeriklerle popülerliğini giderek artırıyor. Pazarın oyuncuları müzik, eğlence ve sahne sanatları alanında faaliyet gösteren sanatçı, müzisyen veya mekanların online uygulama üzerinden kullanıcılarla buluşmasına aracılık ederek dijital müzik üreticileri ile tüketicilerinin beklentilerine cevap veriyor. Şarkı önerme, otomatik çalma listesi kişiselleştirme, sanatçı çeşitliliği, kullanıcı dostu uygulamalar, yüksek etkileşim iklimi  niteliklerle rekabette birbirinden ayrışan platformlar;  canlı müzik videoları akışı için sanal gerçeklik (VR), artırılmış gerçeklik (AR), hologram konserler gibi yeni nesil teknolojilere de entegre olarak ekosistemde farklılaşıyor. Dünyada Spotify, YouTube, Apple Music pazarı domine ederken Türkiye’deki durum ne? İşte, müziğin bu alternatif  dünyasının ülkemizdeki öncülerinden Musixen’den gelen veriler… 

 

En çok tercih edilen tür akustik 

Halihazırda 320 bin aktif kullanıcısı, 15 bin kayıtlı sanatçısı, 1,7 indirilme rakamı bulunan ve toplamda 75 bin yayına imza atan Musixen’de günlük yayın ortalaması 205 saatken, müzisyenler tarafından icra edilen şarkı sayısı 2022 yılı için 1,2 milyona tekabül ediyor. 5 bin 500 farklı sanatçı yayınının müzik tipine göre dağılımı ise sırasıyla akustik, pop, slow, Türk sanat müziği, arabesk, rock ve elektronik. En çok yayın yapılan gün ile saatler analiz edildiğinde çıkan sonuç çarşamba ve cuma günleri 20.00 – 22.00 saat aralığı. 520 bin tekil kullanıcının katılım sağladığı canlı yayınların en popüler gün ve saat, cumartesi günü 20.00 – 22.00 dilimi. 

 

Kullanıcıların %82’si Y ve Z kuşağından 

Platformun demografik sonuçlarına göre Musixen kullanıcılarının %42’si kadınken erkek kullanıcıların oranı %58. Kullanıcıların yaşlarına göre dağılımına bakıldığında %50 oranındaki kullanıcının 25-34 yaş aralığında olduğu görülüyor. Bu oranı %32 ile 18-24 yaş aralığındaki kullanıcıları takip ediyor. %14 oranındaki kullanıcı 35-44, %3 oranındaki kullanıcı 45-54 ve %1 oranındaki kullanıcı 55 ve üzeri yaşlarda. Yani hiç de şaşırtıcı olmayan bir biçimde stream müzik tüketicileri çoğunlukla Y ve Z kuşağından oluşuyor. 

Globalleşme açılımıyla 2023 sonuna kadar Afrika, Latin Amerika, Avrupa ile Ortadoğu’da büyümeye odaklanan, 2024 yılı için yüzünü Kuzey Amerika’ya çeviren  Musixen kullanıcılarının ülkelere göre dağılımında şu aşamada %79 ile Türkiye başı çekiyor. Azerbaycan %7, Almanya %5, Nijerya %3, Fransa, Hollanda ve Meksika %1, diğer ülkeler %4 ile Türkiye’yi takip ediyor.

 

Dijital müzik üreticileri en çok çarşamba ve perşembe günleri gelir elde ediyor

Tüm dünyada dijital müzik üreticilerinin  haklarının tanınması için çeşitli mevzuat değişiklikleri yapılırken Musixen de  sanatçıların gelirlerin demokratik dağılımı yönündeki ihtiyaçlarını karşılamak üzere farklı enstrümanlar geliştiriyor.  Uygulama içinde bulunan ve ‘elmas’ olarak adlandırılan para birimleri kullanıcılar tarafından satın alınabiliyor. Kullanıcılar satın aldıkları elmaslar ile yayınlar sırasında sanatçılara dijital hediyeler gönderebiliyor ve elde edilen gelirin önemli bir kısmı sanatçılara aktarılıyor. 

2022 yılında 650 bin yeni install kazanarak toplamda 1,7 milyon install’a ulaşan Musixen; içinde bulunduğumuz yıl 130 bin yeni üyeye “merhaba” dedi ve 8 bin yeni müzisyenden başvuru aldı.  Platformun müzik koordinasyon ekibi tarafından onaylanan 3 bin müzisyenin 900’ü yayın açarak kullanıcılarla buluştu. Yurt dışı hedef pazarlara daha kuvvetli ilk giriş ve yayılma için 4 milyon kullanıcı ile 50 binin üzerinde müzisyene ulaşmak noktasında iddialı olan platform, yarattığı nitelikli içerik ve nitelikli etkileşim iklimiyle Türkiye’nin adını YouTube, Instagram, Spotify gibi global devlerinin arasına yazdırmaya hazır. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Annapurna Das Sanofi Türkiye, İran & Levant Bölgesi Aşılar Global İş Birimleri Genel Müdürü Oldu

20 yılı aşkın süredir Hindistan ve Asya ülkelerinde stratejik ve operasyonel görevlerde bulunan Annapurna Das, Sanofi Türkiye, İran ve Levant Bölgeleri Aşılar Global İş Birimleri Genel Müdürü görevine atandı. Bayrağı Karine Labaky’den teslim alan Das, yeni görevine 1 Temmuz 2023 tarihi itibariyle başladı.

Hindistan vatandaşı olan Annapurna Das, BIT Sindri Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Madurai Kamraj Üniversitesi’nden MBA derecesine sahip olan Das, halen İngiltere’de Bilim Yüksek Lisansı’na devam ediyor. 

Hem kamuda hem de özel sektörde büyük deneyime sahip olan Das, Hindistan’daki 2022 iş modeli değişikliği de dahil olmak üzere iş modellerinin dönüşümlerinde Asya Aşılar Direktörü olarak ticari ekiplere liderlik etti. 

Annapurna Das, yeni görevinde ise Sanofi Türkiye, İran ve Levant Aşılar Global İş Birimleri ekiplerini yönetecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Rosatom, Macaristan'daki Paks II NGS'nin Yeni Güç Ünitelerinin İnşaatında İlk Aşamaya Başladı

Genel yükleniciliğini Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un Mühendislik Birimi ASE A.Ş’nin yaptığı Macaristan’daki Paks II Nükleer Güç Santrali’nde (NGS)  yeni ünitelerin inşaatının ilk aşamasına başlandı.

Su izolasyonu olan ilk aşama, Macaristan Atom Enerjisi Kurumu (HAEA) tarafından verilen lisanslara sıkı sıkıya bağlı kalınarak yürütülüyor. Su izolasyonu ve toprak stabilizasyonunun ardından, kazı çalışmaları ve temel döşemenin inşası için hazırlıklar başlayacak.

Sovyet tasarımına göre inşa edilen Paks NGS’de halihazırda VVER-440 tipi reaktörlere sahip dört güç ünitesi faaliyet gösteriyor. Santral, Macaristan’da elektriğin %50’sinden fazlasını üretiyor. Paks II NGS projesi, 14 Ocak 2014 tarihinde imzalanan Rus-Macar hükümetler arası anlaşması ve yeni NGS’nin inşasına yönelik üç temel sözleşme uyarınca hayata geçiriliyor.

Paks II NGS’nin inşası için ana lisans Macar düzenleyici kurum tarafından Ağustos 2022’de verildi. İki VVER-1200 3+ nesil reaktöre sahip Paks II NGS anahtar teslimi olarak inşa edilecek. Bu tip reaktöre sahip bir güç ünitesine Avrupa Birliği’nde ilk kez inşaat ruhsatı verildi. İnşaat lisansının alınması, yeni ünitelerin Macaristan ve Avrupa güvenlik standartlarına uygun olduğunu teyit ediyor. Paks II NGS’nin 5’inci ve 6’ncı güç üniteleri 60 yıllık kullanım ömrüne sahip.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Soyer: İzmirli ürünleri dünya pazarında yerini alacak

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonuyla oluşturulan “İzmirli” markalı ürünler New York’ta düzenlen Fancy Food Show Fuarı’nda yer aldı. Fuarda büyük ilgi gören İzmirli ürünleri, tanıtımının üzerinden daha bir yıl geçmeden Kanada ve ABD piyasasına çıkmaya hazırlanıyor. Bir hayalin gerçek olduğunu ifade eden Başkan Soyer, “İzmirli ürünleri dünya pazarında yerini alacak; İzmirli üretici doğduğu yerde doyacak” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “İzmirli çiftçiyi ihracatçı yapma” hedefi kapsamında, yüzde 100 yerli üretim olan “İzmirli” markalı ürünler Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde düzenlenen Fancy Food Show Fuarı’nda tanıtıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan İzTarım A.Ş. tarafından çiftçilerden alınarak işlenen ürünler, gastronomi sektörünün dünya profesyonellerinin beğenisine sunuldu.

Fuarda tanıtılan ürünlerin arasında, karakılçık buğdayından elde edilen un ve makarnalar ile doğal mera koşullarında yetiştirilen koyun ve keçilerin sütlerinden elde edilen İzmirli peynirleri de yer aldı. Fancy Food Show Fuarı’ndaki İzmirli standında ziyaretçilere tattırılan İzmirli ürünlerinin lezzeti ve doğallığı takdir topladı.

 

“İzmirli dünya pazarında yerini alacak”

Fancy Food Show Fuarı’nda gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bizim bir hayalimiz vardı; bu topraklarda kaderine terkedilen çiftçiyi yeniden üretimle buluşturup hepsini birer ihracatçı haline getirmek. İzmirli markasının, geçen Eylül ayında düzenlediğimiz Terra Madre Anadolu Fuarı’nda ilk kez tanıtımını yapmıştık. Daha üzerinden bir yıl geçmeden New York’ta müthiş bir ilgiyle karşılaştık. Şimdi artık gönül rahatlığıyla bir kere daha söyleyebilirim ki, İzmirli ürünleri çok yakında Kanada’dan başlayarak dünya pazarında yerini alacak; İzmirli üretici ise doğduğu yerde doyacak” ifadelerini kullandı.

 

“Kanada ve ABD pazarında yerini alacak”

New York’taki fuara katılarak ürünlerin dünyaya sunumunu yapan İzTarım A.Ş. Genel Müdürü Murat Onkardeşler, Fancy Food Show’un verimli geçtiğini söyledi. İzmirli markasının gördüğü ilgiden memnun olduklarını belirten Murat Onkardeşler, “İzmirli markası, küçük üreticilerin emeğine katma değer kazandırıyor. Fuarda yer alan ürünlerimizin hepsi sürdürülebilir tarım modeli ile üretilen ürünler. Meralardan, tarlalardan başlayan serüvenimizin bu noktaya ulaşması bizleri gururlandırıyor” şeklinde konuştu.

İzmirli markasının küçük üreticiyi ihracatçı haline getirme hedefine de yaklaştıklarını ifade eden Onkardeşler, “Karakılçık buğdayından üretilen makarnalarımız Kanada ve ABD pazarında yerini alacak. Meralarda otlatılan keçi, koyun ve manda sütlerinden üretilen İzmirli ürünlerimizin de yurt dışı pazarlarında yer alması için güzel bağlantılar kurduk. Markamızın yurt içi ve yurt dışında tanıtım ve pazar ağı oluşturulması konusunda çalışmalarımız devam edecek” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şişecam'dan Kadının Güçlenmesi Prensiplerine (WEPs) İmza

Sürdürülebilirliği faaliyetlerinin odak noktasına koyan, cam ve kimyasallar sektörlerinin global oyuncusu Şişecam, Kadının Güçlenmesi Prensiplerinin (WEPs) imzacısı oldu. Birleşmiş Milletlerin kadınların tüm sektörlerde ve her düzeyde ekonomik yaşamın içinde yer alabilmesini sağlamak adına güçlenmesini hedefleyen WEPs’e imza atan Şişecam, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tüm ekosistem için önemini vurgulamaya ve bu gücünü fark yaratmak için kullanmaya devam edecek.

 Ana faaliyet alanlarında dünyanın ilk üç oyuncusundan biri olma hedefi doğrultusunda kararlılıkla ilerleyen Şişecam, bu yolculukta sürdürülebilirliği faaliyetlerinin odak noktası olarak görüyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini kapsayıcı kurum kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak değerlendiren Şişecam, Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensiplerinin (The Women’s Empowerment Principles-WEPs) imzacısı oldu.

Şişecam sürdürülebilirlik stratejisi CareforNext kapsamında, değer zincirinde eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılığa öncelik vermeyi, “Toplumu Güçlendir” öncelikleri kapsamındaki taahhütleri arasında ele alıyor. Kadının her alanda iş gücüne katılımını desteklemek amacıyla fabrika standartlarını kadın çalışanlarına uygun hale getirmek için çalışan Şişecam, “Women Expression” programı dahilinde mentorluk uygulamalarıyla yönetsel rollerde kadın çalışanlara ilham olmayı ve eğitim destekleriyle kadınların etkinliğinin artışını hızlandırarak sürdürmeyi hedefliyor. 2023 itibarıyla yüzde 24,2 olan kadın çalışan oranını kısa süre içinde yüzde 25’in üzerine çıkarmayı hedefleyen Şişecam, bir yandan da WEPs imzacısı olarak, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tüm ekosistem için önemini her yönüyle vurgulamaya ve kaynaklarını fark yaratmak için kullanmaya devam edecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aytemiz ve Halkbank'tan kazandıran kampanya: Akaryakıt alışverişlerinde Paraf Kart'la 90 TL ParafPara!

Aytemiz, kazandıran kampanyalarının bir yenisini Halkbank Paraf Kart ile gerçekleştiriyor. Kampanya kapsamında 1 Temmuz – 15 Ağustos 2023 tarihleri arasında Paraf Kart sahipleri, Paraf üyesi Aytemiz istasyonlarından yapacakları 350 TL ve üzeri 4. akaryakıt veya otogaz alışverişlerinde 90 TL ParafPara kazanıyor. Sürücüler, Mobil Ödeme veya Araçtan Öde seçeneklerini kullanarak ödemelerini Aytemiz Vaay uygulamasından da yapabiliyor.

Yakıt alımlarında kullanıcılara teknoloji sayesinde tasarruf, güvenlik ve kolaylık sunmayı hedefleyen Aytemiz, Halkbank iş birliğiyle başlattığı kampanya ile Aytemiz Vaay avantajlarını ParafPara kazanma imkanıyla buluşturuyor. Kampanyadan faydalanmak ve ParafPara kazanmak isteyen kullanıcıların, farklı günlerde ve tek seferde Paraf üyesi Aytemiz istasyonlarından 350 TL ve üzeri 4 akaryakıt veya otogaz alışverişi yapmaları gerekiyor. 1 Temmuz – 15 Ağustos 2023 tarihleri arasında gerçekleştirdikleri 4’üncü 350 TL’lik alışverişin ertesi günü Paraf Kart’a tanımlanan 90 TL ParafPara, 25 Eylül 2023 tarihine kadar akaryakıt veya otogaz alımlarında kullanılabiliyor.

Kampanya kapsamında üç farklı ödeme seçeneği sunulurken ödeme seçeneği ne olursa olsun, Paraf Kart kullanılması gerekiyor. Kampanyadan yararlanmak için mutlaka Paraf Mobil uygulamasında Aytemiz kampanyasının “Hemen Katıl” butonuna tıklanması ya da bankada kayıtlı cep telefonundan Aytemiz yazıp 3404’e SMS gönderilmesi gerekiyor. Kampanyaya katılımın onaylanması sonrasında Aytemiz Vaay uygulaması üzerinden, Paraf kart tanımlı Mobil Ödeme kredi kartı seçeneği veya Araçtan Öde seçeneklerinden biri kullanılarak ya da Paraf Kartları ile Paraf üyesi istasyonda kasadan ödeme yapılabiliyor. Paraf üyesi Aytemiz istasyonları paraf.com.tr veya Paraf Mobil’de Program Ortakları sayfasından firma adı alanına “Aytemiz” yazılarak listelenebiliyor.

Aytemiz Vaay uygulaması ile sektöre ilk kez bireysel elektronik satışı getiren Aytemiz, böylece sürücülere çeşitli kampanyalardan ve indirimlerden yararlanma imkânı sunmanın yanı sıra çocuğunu ya da evcil hayvanını araçta tek başına bırakmak istemeyenlere veya kışın soğukta, yazın sıcakta arabasından çıkmadan, beklemeden, hızlı, temassız şekilde yakıt almak isteyenlere konforlu alışveriş deneyimi sunuyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Boyner'den Hem Sürdürülebilirliğe Hem Eğitime Destek

Geçtiğimiz yıl mağazalarında plastik kullanımının azaltılmasını teşvik etmek amacıyla çok kullanımlı çanta uygulamasını hayata geçiren Boyner, 4 milyonu aşkın plastik poşet kullanımının önüne geçti.

Boyner aynı zamanda çok kullanımlı çantaların satışından elde edilen gelirle, ÇEVKO ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) iş birliğinde hayata geçirdiği projelerle çocukların eğitim hayatına destekte bulundu.

Mağazalarında plastik kullanımının azaltılmasını teşvik etmek amacıyla çok kullanımlı çanta uygulamasına başlayan Boyner, 1 yılda 4 milyonu aşkın plastik poşet kullanımının önüne geçti. Çantaların satışından elde edilen gelirle daha iyi bir gelecek için çalışmalar yapan Boyner, sivil toplum kuruluşlarına desteğini sürdürüyor. ÇEVKO Vakfı ve TEGV ile iş birliği yapan marka, çok kullanımlı çantaların satışından elde edilen gelirle hem sürdürülebilirliği hem de çocukların eğitimini destekliyor. 

ÇEVKO iş birliğiyle çocuklara ileri dönüşüm bilinci  aşılandı

Çok kullanımlı çantalardan elde edilen gelirle Boyner, ilk olarak İstanbul’da Kartal Belediyesi sınırları dahilinde 24 okulda, 24 adet dış mekân olmak üzere toplamda 744 adet geri kazanım konteynerini temin ederek ÇEVKO Vakfı iş birliği ile okullara teslim etti. 

Plastik, metal, cam, kâğıt, ahşap, kompozit ve tekstil geri dönüşüm konteynerlerini okullara kazandıran Boyner, aynı zamanda bu okullarda çocuklara farkındalık ve deneyim kazandırmak amacıyla ileri dönüşüm atölyeleri düzenledi. 

TEGV  ile 1000 çocuğun eğitimine destek verildi 

Yılın ikinci yarısında ise eğitim için harekete geçen Boyner, çok kullanımlı çantalardan elde ettiği gelirle Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın ‘Eğitime Koşar Adım: 7 Kıta’ projesiyle 1000 çocuğun eğitimine destek verdi. Boyner, bu projeyle yılın başında yaşanan deprem felaketinin ardından kaynaklarını bu bölgelere yönlendiren TEGV’in yanında olarak depremden etkilenen çocukların eğitim hayatlarına destek oldu. 

Boyner, mağazalarında çok kullanımlı çantaların kullanımını teşvik ederek çevresel sürdürülebilirliğe, aynı zamanda sivil toplum kuruluşları aracılığıyla topluma değer katmaya devam edecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı