Başkan Tugay: Zeytinin geleceği için 5 stratejik adım atıyoruz
Güvenmediğiniz yerden hizmet almayın!
21.11.2025 - Cuma 16:41
Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Biyogüvenlik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu, Fatih’te 4 kişilik ailenin hayatını kaybetmesine neden olan zehirlenme olayını değerlendirdi.
“Bu zehirlenme vakaları bir günlük sorunlar değil.”
Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu, “Almanya'dan Türkiye’ye gelen ailemizin durumu gerçekten çok vahim bir trajedi. Yaşananlar hepimizi derinden üzdü ve öfkelendirdi. Çünkü bu tip olaylar, basit ihmaller ve vurdumduymazlığın sonuçları olarak karşımıza çıkıyor.” dedi.
“Bu zehirlenme vakaları bir günlük sorunlar değil.” diyen Prof. Dr. Yılancıoğlu, farklı gıda zehirlenmesi örneklerinin günlük hayatın içinde sıkça yaşandığını ancak bu tip büyük trajediler yaşanmadan gündeme gelmediğini vurguladı.
“Ciddi bir eğitim eksikliği söz konusu”
Prof. Dr. Yılancıoğlu, gündelik dikkatsizliklerin de zaman zaman ölümcül sonuçlara yol açabildiğini belirterek, “Bir deterjanın içeriği bilinmeyen bir su şişesine doldurulması, tuz ruhu ve çamaşır suyunun karıştırılması gibi örneklerle her gün çok sayıda zehirlenme vakası yaşanıyor. Bu olaylar büyük bir toplumsal sorun. Bunları basit bir ihmal olarak da görmemek gerekiyor. Ciddi bir eğitim eksikliği söz konusu.” diye konuştu.
Hiçbirimizin aklına toksik bir kimyasalla ilaçlama yapılmış olabileceği gelmez!
Gıda zehirlenmesinin aslında bir enfeksiyon olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yılancıoğlu, şöyle devam etti:
“Bu enfeksiyon sizi diyareye, yani halk arasındaki adıyla ishale sürükleyebilir; mideniz bulanabilir, halsizlik hissedebilirsiniz. Bazı durumlarda ertesi gün toparlanacak şekilde hafif mide rahatsızlıkları da görülebilir. Sonuç olarak bu tablo bir enfeksiyondur. Ancak ciddi bir durumda nefes darlığı yaşıyorsanız, şiddetli kas krampları ve ağrılar başlıyorsa, yoğun bir uyku hali, mide bulantısı, baş ağrısı, anlam kaymaları veya çift görme gibi belirtiler ortaya çıkıyorsa elbette acilen hastaneye başvurursunuz. Fakat hiçbirimizin aklına deterjanla hazırlanmış bir kahvenin içilebileceği ya da konakladığınız otelde havalandırma yapılmadan son derece toksik bir kimyasalla ilaçlama yapılmış olabileceği gelmez.”
Gazların çoğu kokusuz ve tatsız…
Yaşanan otel vakasında kimyasal kaynaklı zehirlenme ihtimaline dikkat çeken Prof. Dr. Yılancıoğlu, fumigasyon tipi gazla yapılan ilaçlamalarda ortamın mutlaka birkaç gün kapalı tutulması, ardından uzun süre havalandırılması gerektiğini hatırlattı.
Prof. Dr. Yılancıoğlu, “Bu gazların çoğu kokusuz ve tatsızdır. İnsanlar zehirlendiklerini ancak ciddi semptomlar başladığında anlayabilir. Bu nedenle işletmelerin sorumluluğu çok büyük.” ifadelerini kullandı.
Merdiven altı ürün ve yetkisiz kişilerce ilaçlama yapılmamalı!
İlaçlamanın, yalnızca Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı tarafından sertifikalandırılmış uzman firmalar tarafından yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yılancıoğlu, “İlaçlama kesinlikle merdiven altı ürünlerle ya da yetkisiz kişilerce yapılmamalıdır. Kullanılan kimyasalların sertifikaları kontrol edilmeli, yapılacak işlem komşulara ve yönetime mutlaka bildirilmelidir. Fumigasyon uygulanacaksa yalnızca hedef daire değil, diğer katlar da etkilenebilir. Bu yüzden herkesin bilgilendirilmesi şarttır.” diye konuştu.
İşletmelerin sorumluluklarını görmezden gelme lüksü yok!
Toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yılancıoğlu, denetimlerin caydırıcı biçimde sürmesi gerektiğini ve işletmelerin sorumluluklarını görmezden gelme lüksünün olmadığına dikkat çekti.
Prof. Dr. Yılancıoğlu, “Buradan özellikle işletmelere seslenmek istiyorum: Sürekli ‘denetim, denetim’ diyoruz ama her bir insanın başına ne bir polis ne de bir zabıta dikilebilir. İstediğiniz kadar denetim yapılsın, kişiler kendi sorumluluklarını bilmediği sürece maalesef zehirlenme vakaları da ölümler de devam eder. Öncelikle bunun anlaşılması gerekiyor. Çünkü bu insanlar toplumun içinden; hepimizin arkadaşı, dostu veya komşusu. Ölenler de öyle, bu ölümlere sebebiyet verenler de öyle. Toplum olarak bu büyük dersle yüzleşmemiz gerekiyor. İkincisi, denetimlerin hiçbir şekilde taviz verilmeden ve caydırıcı biçimde sürdürülmesi şart.” şeklinde konuştu.
“İzinsiz ve sertifikasız hiç kimseden hizmet alınmamalı”
İnsanların elbette dışarıda yemek yiyeceğini kahve içeceğini bunun toplumsal bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu, “Ancak vatandaşlar mümkün olduğunca güvendikleri, mutfağını görebildikleri, şeffaf işletmeleri tercih etmeli. İlaçlama yaptıracak olan vatandaşların da uzmanların sertifika ve izinlerini mutlaka kontrol etmeleri gerekiyor. İzinsiz ve sertifikasız hiç kimseden hizmet alınmamalı. Ayrıca ilaçlama yapılacaksa evden bir iki gün uzak kalınması gerektiği unutulmamalı. İşletmeler için de aynı durum geçerli. Eve döndükten sonra ortam mutlaka 4–5 saat boyunca havalandırılmalı. Ancak bu şekilde güvenli bir ortam sağlanabilir. İlaçlama yapacak olanların durumu komşulardan veya yönetimden gizlememesi de hayati önem taşıyor. İnsanların hayatı böylesine dramatik biçimde son bulmamalı. O ailenin yaşadığı trajedi çok acı. Toplumsal olarak bunu anlamamız ve sorumluluklarımızdan kaçmamamız gerekiyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Sevginin, İyiliğin ve Umudun Oyunu "Kahvaltıya Kalsana" Seyirciyle Buluşuyor
Sony Future Filmmaker Awards: 2026 Jüri Kadrosu Açıklandı
“Şiddete Karşı Güçlenme Anlatıları” Sanatçılarımız Tarafından Okuma Tiyatrosu Olarak Kartal’da Sahnenecek
“Didim’in Renkleri” Boyama Kitabı Miniklerle Buluştu
Başkan Tugay: Zeytinin geleceği için 5 stratejik adım atıyoruz
Güvenmediğiniz yerden hizmet almayın!
ASKİ, Başkan Çerçioğlu'nun Öncülüğünde Altyapı Yatırımlarını Sürdürüyor
Nikbinler ve Anatolıan Lab Kocaeli Bilişim Fuarı'nda
Gölcük Belediyesi ve KADEM'den Önemli Etkinlik
Sultanhisarlı Vatandaşlardan Başkan Çerçioğlu’na Fide Teşekkürü