Ana Sayfa Yaşam 17 Haziran 2022 137 Görüntüleme

Deva Partisi Karaman İl Teşkilatı’ndan Açıklama

Gün geçmiyor ki bir zam haberi, bir gümrük vergisini sıfırlayıp ithal etme haberi, küçülmeye gidip işçi çıkartan bir şirket haberi olmasın.

 

Gün geçmiyor ki, iflas bayrağını çekip dükkâna kilidi vurup çıkan esnaf haberi, müteahhidi yarıda bırakıp kaçtığı için ortada kalan bir proje haberi, ödemesi yapılmadığı için bulunamayan bir ilaç, bir medikal ürün haberi olmasın.

 

Arkadaşlar, Bu Partili ve taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçtiğimiz günden beri adeta tepetaklak yuvarlanıyoruz.

 

Bu sistem neden mi sorunlu? Çünkü gözü kör, kulağı sağır, dili yok!

 

Milletin derdini görmüyor, feryadını duymuyor, çözümleri konuşmuyor!

 

Maalesef vatandaşın sorunlarını gören, çözmeye çalışan bir sistemin, bir iktidarın başımızda olmadığı apaçık ortada.

 

Halktan nasıl kopmuşlar, hepimiz biliyoruz.

 

Öncelikle bizi yönetenlere soruyoruz. İktidara soruyoruz.

 

Erdoğan-Bahçeli-Perinçek üçlüsüne soruyoruz.

 

Karaman’ın Ak Partili milletvekillerine soruyoruz.

 

Bu milletin yıllardır ilmek ilmek işlediği, damla damla biriktirdiği Merkez Bankası Rezervleri nerede kardeşim? Yaptığın 3 farklı SWAP antlaşması ile üstünü örtmek istediğini çok iyi biliyoruz.

 

Bu İktidar Merkez Bankası’nın rezervlerini sıfırladı, eksiye indirdi. Bu milletin yıllardır biriktirdiği 130 milyar dolarlık rezervini bu yılın başına kadar Merkez Bankası’nın arka kapısından cayır cayır yaktılar.

 

Orada da durmadılar, yetmedi. Geçtiğimiz aralık ayından bugüne kadar neredeyse 50 milyar dolara yakın bir rakamı daha aynı yöntemle sattılar, hatta satmaya da devam ediyorlar.

 

Ey İktidar! Devleti İflasın Eşiğine sürüklüyorsun! Senin başarısızlığının bedelini bu millet ödemek zorunda değil! Hayat pahalılığı nedir, Enflasyon nedir, zam nedir bilmiyor musunuz? Vatandaş yarınını göremez olmuş, hiç umurunda değil mi?

 

Ey Bugünün İktidarı, Yarının Muhalefet Vekilleri!

 

Allah Rızası için söyleyin! Sizin hayatınızda enflasyon diye bir durum yok mu? Siz temel ihtiyaçlarınızı, ekmeğinizi, sütünüzü, yumurtanızı, etinizi, tuzunuzu bizimde gittiğimiz marketten karşılamıyor musunuz? Çocuklarınız bir kitap istediğinde, bir sulu boya istediğinde, bir defter istediğinde bizimde gittiğimiz kırtasiyeden almıyor musunuz? Sizin de eşiniz eve giderken marul istediğinde, maydanoz istediğinde, soğan domates patates istediğinde bizimde gittiğimiz manavlara uğramıyor musunuz?

 

Kafanızı daha nereye kadar kuma gömeceksiniz! Daha ne kadar pişkin pişkin “Ee, pahalılık tüm ülkelerde var arkadaş ne olmuş ki” diyeceksiniz? Daha nereye kadar “durumu olan alsın, almayan onun yerine şöyle tasarruf etsin, böyle tasarruf etsin” diye akıl vereceksiniz? Yazıklar olsun be sizlere. Sizin akla, vicdana ihtiyacınız var!

 

Esnafın fiyatı son bir yılda 4’ye 5’e fırlayan bir ürünün ne kadar olduğunu söylerken bile yüzünün kızardığını, ama yapmak zorunda olduğu zammı yaptığı için hor görüldüğünu, sabah yeni zamlarla dükkânının kepengini kaldırırken bile ne kadar canının sıkıldığını görmüyor musunuz?

 

Malını satamadığı için dükkânını döndüremediğini, kirayı, elektriği, vergiyi, Bağkur’u ödeyemediği için önce kendisine, sonra çevresine ne kadar mahcup düştüğünü görmüyor musunuz?

 

Ey Selman Vekil! Ey Recep Vekil! Siz Enflasyon ne demek biliyor musunuz? Siz bir dükkân, bir atölye, bir üretici, bir tüccar enflasyona nasıl yenik düşer biliyor musunuz? Siz hiç dört duvar arasında yavrunuza, ananıza, babanıza rızık götürmek için bütün gün kan ter içinde debelenip durdunuz mu?

 

Sayın vekiller! Ben Size Söyleyivereyim!

 

Enflasyon elinizdeki şeyin satın alma gücünün erimesi demektir.

 

Enflasyon; halkın cebinden parasını almak demektir.

 

Enflasyon, bu milleti sözde mücadele ettiğiniz faize mecbur bırakmak, boyun büktürmek  demektir! Aynı maaşı almanıza rağmen 3 ay önce alabildiğiniz bir kıyafeti, bir ayakkabıyı aynı parayla alamamak demektir.

 

Yıllardır aynı işi yapmanıza, üç aşağı beş yukarı aynı maaşları almanıza rağmen 6 ay önce alabildiğiniz bir arabayı, bir evi alamamak demektir.

 

Gönlünüzce yaşamak, gönlünüzce eğlenmek, gönlünüzce harcamak yerine yemeğin en ucuzuna, ulaşımın en ekonomiğine, paketlerin en küçüğüne bakmak demektir.

 

Enflasyon; gündüz kan ter içinde çalışıp akşam karnını nasıl doyuracağını, evladına ne yemek pişireceğini kara kara düşünmek demektir.

 

Enflasyon; sıradan bir otomobil almanın bir ömür boyu bankalara abartılı faizlerle borç ödemek anlamına gelmesidir.

 

Enflasyon, gariban iki gencin düğün yapmaktan vazgeçmek zorunda olması, dar gelirlinin çocuğunun üniversite okuyamaması, pırıl pırıl gençlerin amcalar sorduğunda çıkarıp gösterecek akıllı bir telefonunun olamaması demektir.

 

Kıymetli arkadaşlar! Sizlere soruyorum! Nedir bu enflasyonun sebebi!

 

İsterseniz yine ben söyleyeyim! Biliyoruz şu an bizi dinliyorlar!

 

Sebebinin kendileri olduğunu çok iyi biliyorlar, ancak maalesef gereğini yapıp o koltuktan kalkamıyorlar!  O gün gelecek Ey iktidar vekilleri!

 

Sandık o kadar yakında ki! İple çekiyoruz!

 

Açık açık söylüyoruz!

 

Enflasyonun sebebi de sonucu da sizsiniz! Sizin iş bilmez halleriniz!

 

Enflasyonun sebebi, dün “mazota gelen zamlar hepimizi yaktı, yeter artık” diye haykıran dolmuş hattı şoförlerinin karşısına çıkamayan iktidar partisi il başkanının maalesef anlayamadığı şeydir! Sayın Başkan! Senin şehrinde dün dolmuşçular kontak kapattı kontak! Gıgın çıkmadı! Gıgın çıkmadı! O insanların yüzüne nasıl bakacaksın ha nasıl!

 

Enflasyonun sebebi “aman öyle dersek reisin gücüne gider, böyle konuşursak rantımızın önü kesilir, bir kereden bir şey olmaz bizi kim görecek ki diyen şımarık yöneticileriniz! Hepinizi biliyoruz! Sebepte sonuç da sizsiniz!

 

Bu enflasyon da, hayat pahalılığı da, sizin sonucunu hiç düşünmeden meydana getirdiğiniz, yere göğe sığdıramadığınız tek adam rejimi de bir gün sizinle beraber o sandığa gömülecek!

 

Aha bende burdan ilan ediyorum. Var gücümüzle çalışacağız! Durmayacağız!

 

Susmayacağız! Son güne kadar koşacağız!

 

Bunu herkes böylece bilsin arkadaşlar!

 

Bu hayat pahalılığı milletin belini büktü, bu asil milleti yordu. Anayasal bir hak olan sosyal yardımlardan, belki de çoğumuzu ilk kez faydalanmak zorunda bıraktı. Taş eksen gül biten toprağımız verimsizleşti, el verse dağı delecek gençlerimiz yalnızlaştı. Bu milletin düşürdüğünüz bu çukurdan çıkacağına olan inancı azaldı!

 

Kıymetli Arkadaşlar! Kıymetli Basın Mensupları!

 

Bizim iktidarın her yatırımını müjdeyle açıklayıp, mevzu vatandaşın sorunlarına gelince kulak arkası eden 2 tane Ak Partili Vekilimiz var değil mi?

 

Bekleyin, yakındır tekrardan bu diyarlara gelip sizden oy talep etmeleri. Ama biz biliyoruz, sizin onlara gereken cevabı sandıkta vereceğinizi, çok iyi biliyoruz!

 

Bekleyin, yakındır sizin karşınıza geçip İsrail şöyle, Amerika Böyle, Fransa yan yattı, Rusya çamura battı, Reisimiz takla attı deyip gaz vere vere gönlünüzü çalmaya çalışmaları. Ama siz onlara ne yapacağınızı çok iyi biliyorsunuz!

 

Sormaya başlayalım mı arkadaşlar?

 

Vekil Recep! Sen değil misin 3 dönemdir Karaman’ı Meclis’te temsil eden? Tam 3 kezdir toplumun huzur ve refahı için yemin ediyorsun. Bak, toplumun huzuru kaçmış.

 

Vekil Bey! Toplumun refahı bozulmuş. Vatandaşsana ulaşamamaktan dolayı mustarip. Seni halkın arasında görememekten dolayı kızgın!

 

Pandemi de geçti, insene halkın arasına. Yok, bu zaten son dönemim, zaman geçsin yeter diyorsan da, bunu şanına şerefine yakıştırıyorsan da sen bilirsin. Bu millet kendini unutan çok kişiyi sandığa gömdü, seni de o sandığa gömerler elbet!

 

Vekil Selman! Vekilliğinin ilk günlerinde yaptığın halk toplantılarını bayağıdır yapmıyorsun. Halkın karşısına çıkacak cesaretin mi yok? Şu esnafı plansız, programsız, hazırlıksız gezecek vicdanın mı yok?

 

Yoksa Halka, vatandaşın sorunlarına ayıracak zamanın mı yok?

 

Sayın vekiller! Aylardır sizleri an ve an takip ediyoruz! Giderayak kimlere hangi yatırımların nasıl dağıtılacağı, herkesin kulağına geldiği gibi elbette bizimde kulağımıza geliyor. Kendinizi partinizin – teşkilatlarınızın günahlarından arı görüyorsanız çok yanılıyorsunuz! Her şeyi görüyoruz! Yaptığınız ve yok saydığınız her şeyi an ve an takip ediyoruz!

 

Şimdi İyi dinleyin!

 

Garibanın, dar gelirlinin, işçinin, ev hanımının, esnafın, öğrencinin, emeklinin, işsizin, engellinin, kundaktaki bebeğin size soracağı sorular var.

 

İyi dinleyin vekiller! Bunlara Karaman Halkı tek tek cevaplar istiyor!

 

1.Sevgili Arkadaşlar, önce sorunun boyutlarını hep birlikte bir görmemiz lazım! Sayın vekiller! Karaman’da açlık sınırının altında bir gelirle yaşayan kaç birey, kaç aile var? Kaç ailenin cebinde kirasını ödeyecek parası yok? Kaç ailenin buzdolabı boş? Kaç anne babanın cebinde evladına bir değişim kıyafet alacak parası yok? Ne kadar çok olduğunu biliyor musunuz?

 

2.Kıymetli arkadaşlar, esnafımız çalışanımız resmen enflasyon çukuruna batmış durumda. Sayın Vekiller, sizlere soruyoruz. Karaman’da kaç esnafımız Bağkur’unu ödeyemeyecek durumda? Kaç ailemiz geçim darlığına bağlı olarak sağlık hizmetlerinden faydalanamaz durumda? Kaç işçinin maaşında ödeyemediği borçlar sebebiyle maaş haczi var? Kaç evin mutfağında, kaç ailenin evinin tam ortasında yangın var? Bunları bilmemiz, bu yangını hep birlikte söndürmemiz gerekiyor.

 

3.Sevgili arkadaşlar, biliyorsunuz hep birlikte kısa süre önce Mübarek Ramazan-ı şerifi uğurladık. Hepinizin de malumu Ramazan ayı boyunca maalesef il merkezinde hiçbir yerde bir iftar çadırı veya yardım kampanyası göremedik. Maalesef ne Aktekke’de bir buluşma, Kale’de veya herhangi bir yerde bir panayır, İsmetpaşa’da bir yoğunluk göremedik. Bu Ramazan’ı önceki yıllardaki gibi sevdiklerimizle birlikte, komşularımızla birlikte coşkuyla, heyecanla yaşayamadık. Yerel yönetimler, milletvekilleri, belediyemiz, bunu neden organize edemediniz? Garibanın bir dışarı çıkıp nefes almaya, eğlenmeye, komşularıyla birlikte iftar yapmaya hakkı yok muydu? Yoksa size Genel Merkezlerinizden, Beştepe’den verilen talimatlardaki gibi o derin yoksulluğun, milletteki gönül kırıklığının ve yoğun talebin resmini vermemek için mi bu işleri engellediniz? Sevgili arkadaşlar, gerçekten zor günlerden geçiyoruz, ama sırf sorunlar görünmesin diye bu şekilde hayatı zorlaştırmanıza da gerçekten gerek yok! Samimi olun, başaramadığınızı, bu sorunu çözemediğinizi artık kabul edin!

 

4.Kıymetli arkadaşlar, bizler ramazanın başından beri sosyal yardımlarla ilgili birçok şey duyduk, birçok soruyla karşılaştık. Zengin veya dar gelirli fark etmeksizin vatandaşımızın bir durumu gerçekten çok merak ettiğini görüyoruz, duyuyoruz. Sayın Vekiller, devletimiz sosyal yardım verilecek aileler neye göre belirliyor? İlla vatandaşın ilgili kurum ve kuruluşlara başvurması mı gerekiyor? İlla vatandaşın eksiğini kapatması için kapı kapı gezmesi mi gerekiyor? Sizin önünüzde her şey, yardıma ihtiyacı olan vatandaşların durumları az çok gecikmelerinden, sosyal durumundan belli olmuyor mu? Muhtarlar biliyor mahallesinde kimin ne olduğunu, muhtarlarımıza soracak kadar ilginiz yok mu bu konuda? Arkadaşlar o yardımlar senin, benim, hepimizin vergileri ile veriliyor. Yardım alana da, yardımı finanse eden vatandaşa da o yardımların nereye ve nasıl verildiğini açık bir şekilde anlatmak gerekir. Vatandaşın, bizim, hepimizin bunu sorgulaması bir anayasal hak arkadaşlar. Vatandaşlık hakkı. Sosyal yardımların gerçekten ihtiyaç sahiplerine verilip verilmediğini bilmek hepimizin hakkı!

 

5.Sevgili arkadaşlar, ben ve arkadaşlarım özellikle ilçeleri ziyaretlerimizde çok sık duyduğumuz, gördüğümüz bir konu. Bir bölgede iktidar partisi kazanmış, orada da gariban vatandaş var. Başka bir bölgede muhalefet partisi kazanmış, orada da gariban vatandaş var. Sorun şurada, iktidar partisinin belediye seçimlerini kazandığı veya genel seçimlerde yüksek oy aldığı bölgelerde verilen yardımların niteliği ve niceliği muhalefetin kazandığı bölgeye göre daha yoğun. Sayın vekiller; Devletin kurumları, kamunun kurum ve kuruluşları, Sivil toplum kuruluşları, sosyal yardımları bölgelere göre organize ederken seçmen tercihleri ile ilgisi olmaksızın vatandaşlara desteklerini sunuyorlar mı? Biliyorsunuz vergiyi sadece oyunu iktidara verenler değil, hepimiz veriyoruz. Atıyorum Başyayla ilçemizde verilen sosyal yardımların niteliği ve niceliği ile Sarıveliler-Göktepe beldemizde verilen yardımların niceliği ve niteliği fark ediyor mu? Buna hemen cevap verin ey vekiller!

 

6.Arkadaşlar yine bizlere çok sorulan bir soru, hepinizin de bu durumu çok yoğun merak ettiğinizi biliyoruz. Sosyal yardımlara başvuran kişilerde iktidar partisi üyeliği önkoşulu aranıyor mu? Bunu özellikle soruyorum, çünkü toplumda özellikle sosyal yardım alan veya almak isteyen dar gelirli vatandaşlarımız arasında yoğun bir algı var. Önce git İktidar partisine üye ol, sonra yardıma üyeliğinin sonrasında başvur gibi. Sayın vekiller, Sosyal yardımlara giden yol iktidar partisinin sokağından mı geçiyor? Ya çıkın açık açık deyin “yok arkadaş böyle bir durum yok, Akp üyeliği gibi bir önkoşul yok. Biz adımızdaki gibi adaletli bir partiyiz. Sosyal yardımları sizin düşündüğünüz gibi sadece bizden olanlara vermiyoruz, herkese eşit şekilde veriyoruz.” Bizde gidip bunu söyleyelim vatandaşa, yoksa hiç yormayalım arkadaş kimseyi.

 

7. Kıymetli arkadaşlar, yine benzer bir durum, bu soruda çoğu kez soruluyor. İktidar partisinden istifa etmek veya başka bir partiye, mesela Deva Partisine üye olmak sosyal yardımlara başvuran bir vatandaşın başvurusunun reddedilmesine neden olur mu? Ya da yardım alıyorsa yardımın kesilmesine neden olur mu? Yardım alan veya almayı bekleyen aileler özellikle bizim gibi muhalefet partileri ile ilişkilerini bir bardak çay ile, bir bardak kahve ile sınırlamak istiyor, kayıt olmak-yönetimlere dahil olmaktan korkuyor olabilirler. Bu durumları bugünün iktidarı, yarının muhalefeti vekillerin açık açık yanıtlaması gerekiyor.

 

8. Sevgili arkadaşlar, Bir birey kamu kurum ve kuruluşlarından sosyal yardım alıyorsa, ama çalışmasına herhangi bir mani yoksa sadece o bireylerin katılabileceği bir istihdam programı, çalışma programı var mı? Sosyal yardım alan bireylerin çalışma hayatına, üretime tekrar kazandırılması üzerine bir hedef, bir proje veya bir çalışma programı hazırlanıyor mu? Yoksa bir yardım alan kişi, ömrünün sonuna kadar yardım almaya devam ediyor mu?

 

9. Saygıdeğer arkadaşlar, yağmur derken, sel derken yaz günleri geldi. Soruyorum sizlere kaç ailemizin yaz tatili planı var? Hepimiz huzurumuz için, refahımız için çalışıyoruz. Birileri de bunun üzerine yemin ediyor. Sayın vekil, senin halkın yıl boyunca kan ter içinde çalışıp 3-5 gün ailesiyle, çoluk çocuğuyla fazla uzağa değil, şu Silifke’ye Anamur’a gidecek kadar bir hakkı yok mu? Bizim halkımızın fazla değil, 3-5 gün bile 150-200 km. ötedeki denize gidecek hakkı yok mu? Siz memleketi iflasa sürüklerken bunu milletimiz huzuruyla, refahıyla tasarruf ederek mi karşılayacak?

 

10. Kıymetli arkadaşlar, malum kurban bayramına kaldı yaklaşık 15-20 gün! Sorarım size, Karaman’da kaç ailenin çocuğu bayramı bayram gibi yaşayacak? Kaç evin kurban kesebilecek durumu var? Sayın vekil, kaç aile evlatlarına yepyeni kıyafetler alıyor? Bayramda hep birlikte buluşup bayramı bayram gibi karşılamanın planını, hazırlığını yapabiliyor?

 

Kıymetli arkadaşlar! Biz bu sosyal yardım konusunun takipçisiyiz!

 

Garibanın rızkının, dar gelirliye verilecek yardımın takipçisiyiz!

 

Gerekirse her gün soracağız. Her platformda soracağız. Bundan sonra bu ülkede, bu memlekette, bu şehirde kimse sosyal yardımlar konusunda 3 maymunu oynayamayacak! İktidarınızda teşkilatlarınızın yardım oyuncağı haline getirdiği tüm yapıları, biz iktidara gelir gelmez en hızlı şekilde çeki düzen vereceğiz.

 

Söz veriyoruz! Sorulmaz denilenleri sormaya, yapılamaz denilenleri yapmaya, kırılamaz denilen tabularınızı kırmaya geliyoruz.

 

Sosyal yardımları sosyal bir sorun olmaktan çıkartıp, sosyal devletin – sosyal düzenin en iyi işleyen argümanı haline getireceğiz. Veren elin alan eli görmediği bir sistemi, adil bir sistemi, sosyal bir düzeni hep birlikte inşaa edeceğiz!

 

Soruyoruz ve Cevap Bekliyoruz!

 

Sayın Vekiller, Kafanızı kuma gömmeyin.

 

O eski kendi bahçenizde top koşturduğunuz siyaset anlayışı bitti.

 

Biz varız! Deva Partisi var!

 

Cevap alana kadar, vatandaşımız verdiğiniz cevaptan tatmin olana kadar bu işin peşini bırakmayacağız!

 

Çünkü biz ne diyoruz?
Demokrasi!
Atılım!
Derhal!
Bugün! Arkadaşlar…
Demokrasi!
Atılım!
Derhal!
Bugün!

 

Bugün buraya geldiğiniz, bizleri yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ediyorum!

 

Hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. Sağ olun, var olun.

 

Allah hepimizi doğruluktan, doğruyu konuşmaktan ayırmasın!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tema Tasarım | Osgaka.com