Aylık arşivler: Nisan 2025

Bayındır 26. Uluslararası Çiçek Festivali Başlıyor

Bu yıl 26’ncısı gerçekleştirilecek Uluslararası Çiçek festivali bu sene 2-4 Mayıs  tarihleri arasında yapılacak.

Bayındır’da, geçmişi Osmanlı’ya dayanan çiçekçilik 1980’li yıllardan sonra başlı başına bir gelir kaynağı olmuş ve hem ilçenin bu alanda sesini duyurmak hem de üreticiye pazar imkânı sağlamak için 1998 yılından itibaren çiçek festivali düzenlenmeye başlamıştır. 8 üretici ile naylon çadırlar ve ahşap direklerden oluşan stantlar kurularak, sınırlı imkanlar ama büyük bir vizyon ile başlayan çiçek festivali bu sene 26. yılına girmiş, artık tüm Türkiye’de ve dünyada bilinen bir etkinlik halini almıştır. Yüzlerce çeşit çiçekle oluşturdukları sergilerdeki renk cümbüşüyle Türkiye’nin değişik yerlerinden gelen binlerce ziyaretçiyi mest eden üreticiler aynı zamanda ürünlerini pazarlama imkânı da bulmaktadır. Festivalde çiçek üreticilerinin yanında başta tarımla ilgili olmak üzere birçok değişik sektörden de stantlar açılmaktadır. Ayrıca festival boyunca konserler, gösteriler, yarışmalar vb etkinlikler de düzenlenmektedir.

25-28 Nisan 2024 tarihleri arasında yapılan 25. Bayındır Uluslararası Çiçek Festivali’nde Bayındır Belediyesi tarafından 1100m2 kapalı panel stand ve 200 çadır kurulmuş; toplamda 1800 m2 kapalı alan ve 1500 m2 açık alanda 250 çiçekçi ve diğer esnafın katılımı sağlanmıştır. 4 gün boyunca konserler, halk oyunları gösterileri ve çeşitli etkinliklerin de desteği ile festivali yüzbinlerce kişi ziyaret etmiştir.

26’ncı Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali, 2 Mayıs Cuma günü saat 14.00’de yapılacak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın da katılımıyla yapılacak açılış töreni ile başlayacak. Festival süresince performans sanatçıları, halk oyunu ekiplerinin gösterileri devam edecek. Festivalde ayrıca Hırvatistan Konuk Sanatçı Grubu Croatian Clarinet Quartet (Hırvat Klarnet Dörtlüsü)’de bir konser verecek. IzBB Trio Gurubu konseri, Enes Kunduracı konseri, Özlem Menokan konseri, Bayındır Belediyesi Ritim Grubunun Gösterisi, Bayındır Tarihi Fotograf Sergisi, Bando Mozaik Konseri, IzBB DJ Perküsyon Show, Gaffers Band Konseri gibi etkinliker misafirleri bekliyor olacak. Alanı ziyarete gelenler, hazırlanan fotoğraf çekim alanında 26’nci Uluslararası Bayındır Çiçek Festivalini ölümsüzleştirebilecekler.

Festival kapsamında 2 Mayıs Cuma akşamı Mansur Ark, 3 Mayıs Cumartesi akşamı  Anadolu Rock müziğinin güçlü sesi Haluk Levent, 4 Mayıs Pazartesi günü ise Türk pop müziğinin güçlü ismi Işın Karaca Şehir Stadyumu’nda sahne alacak.Stadı dolduracaklara unutulmaz bir akşam yaşatacak konserler ve diğer tüm etkinlikler Bayındır Belediyesi tarafından ücretsiz yapılacak.

Bu yıl 26. kez düzenlenecek olan Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali’ne herkesi davet eden Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu “Bu yıl bahar Bayındır’da başka bir güzel olacak” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Marmaris’ten Ege’nin Kalbi Aydın’a Yolculuk

60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, beşinci etapta da heyecanı zirveye taşıyor. Dünya bisiklet takviminin öne çıkan organizasyonlarından biri olan TUR2025’in beşinci etabı, 1 Mayıs 2025 Perşembe günü Marmaris’te start alacak. 

151 kilometrelik parkuruyla Ege’nin muhteşem manzaralarına ev sahipliği yapacak olan 5. Etap, Marmaris- Aydın Etabı, Ege Bölgesi’nin eşsiz doğası ve manzaralarıyla özel anlar yaşatacak. Bu etap, doğa ile denizi bir araya getirerek, zeytin ağaçlarıyla donatılmış yamaçlardan geçen rotasıyla sporculara hem zorlu hem de unutulmaz bir sürüş deneyimi sunacak. Ege’nin karakteristik taş evleriyle bezeli köylerinden ve tarih kokan geçitlerinden geçen bu özel rota, yarışseverlere görsel bir şölen sunarken, bisikletçilere de gerçek bir dayanıklılık testi yaşatacak. Aydın’a uzanan bu nefes kesici etap hem izleyenleri hem de katılımcıları Ege’nin büyüleyici atmosferiyle buluşturacak.

Parkur Detayları

60.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’na katılan 23 Takım, 1 Mayıs Perşembe günü Marmaris Blueport AVM’den saat 10.30’da start alacak. 

Marmaris’in benzersiz koylarından yola çıkan bu 151 kilometrelik etap, bisikletçileri Ege’nin kalbine uzanan unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor. Turkuaz sularla çevrili başlangıç noktasından itibaren, zeytin ağaçlarıyla bezeli yamaçlar, çam ormanları ve kıvrımlı dağ yolları etap boyunca yarışçılara eşlik ediyor.

Sporcular, Ula’nın doğayla iç içe patikalarından Yatağan’ın tarihi atmosferine, Çine’nin bereketli topraklarından Aydın’ın enerjik şehir dokusuna kadar pek çok farklı coğrafi ve kültürel dokuyu deneyimleme fırsatı buluyor. Tırmanışları ve süratli inişleriyle fiziki dayanıklılığı test eden bu etap, aynı zamanda Ege’nin saklı güzelliklerini keşfetmek için eşsiz bir fırsat sunuyor. 

60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu – Marmaris-Aydın Etabı Parkur Tanıtımı

Dünyanın en prestijli bisiklet turlarından biri olan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, bu yıl da eşsiz parkurlarıyla bisiklet severleri büyülemeye devam ediyor. 60. yılına Tur’un en önemli etaplarından biri olan Marmaris- Aydın etabı, Ege Bölgesi’nin muhteşem manzaraları eşliğinde bisikletçileri hem fiziksel hem de stratejik anlamda zorlayan zengin bir rotaya sahip.

Parkur Detayları:

Tarih: 1 Mayıs Perşembe

Start Saati: 10.30

Toplam Mesafe: 151,0 km

Başlangıç Noktası: Blueport AVM

Bitiş Noktası: Aydın Atatürk Kent Meydanı

Bu etap, Marmaris şehir merkezinden başlayarak yarışçıları Gökova Körfezi’nin kıyılarından Muğla’nın kırsal geçitlerine, Yatağan ve Çine üzerinden Aydın’a kadar uzanan 151 kilometrelik zorlu ama bir o kadar da etkileyici bir parkura davet ediyor. Akdeniz’in mavi sularından iç bölgelere doğru yükselen bu rota, hem doğal hem kültürel zenginlikleriyle öne çıkıyor. Parkur güzergâhına yakın noktalarda; Gökova’nın eşsiz koyları, kırsal yerleşimleriyle dikkat çeken Ula ve Yatağan, tarımın kalbi Çine ve antik geçmişiyle Aydın yer alıyor. 

Öne Çıkan Noktalar

35,3. km | Tırmanış Kapısı (Kategori 1): Muğla’nın yükselen yollarında konumlanan bu 1. kategori tırmanış, etap içerisindeki en zorlu tırmanış olarak dikkat çekmektedir. Hem genel klasman hem de kırmızı mayo mücadelesi açısından belirleyici bir bölüm olup, sporcuların performanslarının zirveye taşınacağı kritik bir noktayı oluşturmaktadır.

71,2. km | Türkiye Güzellikleri Sprint Kapısı: Bozarmut yakınlarında yer alan bu sprint kapısı, yeşil mayo klasmanı için kritik bir mücadele alanı oluşturacaktır. Kısa ama etkili atakların beklendiği bu noktada, sprinterlar önemli puanlar kazanmak için hamle yapacaklardır.

113,3. km | Sprint Kapısı: Çine çevresinde konumlanan bu sprint kapısı, etap sonuna doğru yarış temposunun yeniden yükselmesine zemin hazırlayacaktır. Sarı mayo hedefi doğrultusunda sprinter takımlarının gerçekleştireceği stratejik ataklar bu bölümde belirleyici olabilecektir.

151,0 km | Finiş – Aydın Atatürk Kent Meydanı: Tarihi dokusuyla öne çıkan Aydın kent merkezi, etabın sona ereceği noktayı oluşturacaktır. Son metrelerde yaşanacak yüksek tempolu mücadele, izleyicilere unutulmaz bir sprint finişi heyecanı yaşatacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Marmaris-Aydın Etabı Analizi

Başlangıç (0–17 km): Etap, Marmaris’te deniz seviyesine çok yakın bir noktada (yaklaşık 7 metre rakımda) başlamaktadır. İlk bölüm, kısa fakat keskin iniş ve çıkışlarla karakterize edilmiş olup, yarış temposunun henüz tam olarak oturmadığı bu bölüm, ataklara açık bir zemin sunmaktadır. 17. kilometreye kadar devam eden dalgalı yapı, pelotonun yarışa ısınması açısından kritik bir geçiş dönemi niteliği taşımaktadır.

35,3. km – 1. Kategori Tırmanış Kapısı: Etap boyunca karşılaşılan en zorlu tırmanış bu noktada başlamaktadır. Ula çevresinde yer alan ve 607 metre rakıma ulaşan bu 1. kategori tırmanış, hem tırmanış klasmanında puan mücadelesi hem de kaçış gruplarının şekillenmesi açısından stratejik bir öneme sahiptir.

71,2. km – Türkiye Güzellikleri Sprint Kapısı: Bahçeyaka bölgesinde, 395 metre rakımda konumlanan bu özel sprint kapısı, beyaz forma klasmanında yarışan sporcular için önemli bir mücadele alanı sunmaktadır. Etabın orta bölümünde yer alması nedeniyle, takım ve bireysel stratejiler açısından da kritik bir noktadır.

113,3. km – Sprint Kapısı: Çine bölgesinde, 81 metre rakımda bulunan bu sprint kapısı, etap sonuna yaklaşılırken puan klasmanında sıralamaları etkileyebilecek önemli bir fırsat oluşturacaktır. Yol profilinin düzleşmesiyle birlikte bu noktada yüksek tempolu bir geçiş beklenmektedir.

Finiş – Aydın (151,0 km): Etap, Aydın şehir merkezinde, 74 metre rakımda düz bir profilde tamamlanacaktır. Son bölümdeki bu düz yapı, yüksek hızlı bir finiş mücadelesine zemin hazırlamaktadır.

Genel Değerlendirme:

• Profilin Değişkenliği, Taktiksel Hamleleri Zorunlu Kılıyor:
 Etabın ilk bölümünde yer alan keskin tırmanışlar, özellikle dağcılar için kaçış grupları oluşturma adına önemli fırsatlar sunmaktadır. Ancak ikinci yarının daha düz ve hız yapmaya elverişli profili, sprinter takımlarına pelotonu yeniden organize etme imkânı tanımaktadır. Bu durum, etabın hem tırmanışçılar hem de sprinterler açısından stratejik açıdan cazip bir mücadele sahasına dönüşmesine neden olmaktadır.

• Forma Mücadelesinde Kritik Noktalar:
 395 metrede konumlanan Türkiye Güzellikleri Sprint Kapısı ile 81 metredeki sprint kapısı, yeşil ve beyaz forma klasmanlarında puan rekabetinin belirleyici unsurları olacaktır. Bu geçiş noktaları, bireysel hedeflerin yanı sıra takım stratejilerinin de ön plana çıkacağı taktiksel bölgeler olarak öne çıkmaktadır.

• Erken Kaçışlar mı, Toplu Finiş mi?
 35. kilometrede yer alan 1. kategori tırmanış, etap üzerindeki en zorlu bölümlerden biri olup yarışın genel seyrini doğrudan etkileyebilecek niteliktedir. Ancak etabın son bölümünde hakim olan inişli çıkışlı fakat genel olarak düz yapı, ana grubun zaman farkını kapatmasına elverişli bir zemin sunmaktadır. Bu nedenle finişe doğru artması beklenen tempo ile toplu sprint finişi ihtimali güç kazanmaktadır.

60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu 5. Etabı Marmaris- Aydın güzergâhında bulunan tarihi ve ikonik noktalar:

1. Büyük Menderes Nehri

Büyük Menderes Nehri, Ege Bölgesi’nin en uzun nehirlerinden biri olup, Muğla’dan doğarak Aydın ve Denizli illerinden geçer. Zengin tarım arazilerini sulayarak bölge ekonomisine önemli katkı sağlar. Doğal güzellikleri ve tarihi köprüleriyle tanınan nehir, ayrıca bölgenin ekosistemi için büyük bir öneme sahiptir. Büyük Menderes, aynı zamanda bölgedeki en eski yerleşimlerin bazılarının yaşam kaynağı olmuştur.

2. Aydın 

Aydın, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, doğa ile tarihin mükemmel uyum içinde buluştuğu bir şehir. Büyük Menderes Havzası’ndaki verimli toprakları ve ılıman iklimiyle, geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Tralleis, Aphrodisias, Miletos gibi antik kentler, Aydın’ın tarihi zenginliğini gözler önüne seriyor. Doğal güzellikleriyle de öne çıkan Aydın, Ege Bölgesi’nin keşfedilmeyi bekleyen incisi.

60.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 5. Etabı, Marmaris’ten Aydın’a kadar Ege’nin doğal ve tarihi zenginlikleriyle çevrili bir parkur sunuyor. Rotanın öne çıkan yerleri:

Tarihi Yerler:

  1. Tralleis Antik Kenti (Aydın): Aydın şehir merkezinin hemen kuzeyinde yer alan Tralleis, M.Ö. 4. yüzyıla uzanan tarihiyle dikkat çeker. Pergamon Krallığı ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde önemli bir ticaret ve kültür merkezi olan kent, özellikle gymnasium kalıntısıyla tanınır. Tralleis’in en ikonik yapısı olan üç kemerli tonozlu yapı, Aydın’ın simgelerinden biri haline gelmiştir.
  2. Aphrodisias Antik Kenti (Karacasu, Aydın): UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Aphrodisias, adını aşk tanrıçası Afrodit’ten alır. M.S. 1. ve 2. yüzyıllarda heykeltıraşlık okulu ile ün kazanan şehir, Anadolu’nun en iyi korunmuş antik tiyatrolarından birine ev sahipliği yapar. Mermer işçiliğinin zirveye ulaştığı bu kent, aynı zamanda stadyumu, agora ve tapınaklarıyla antik çağın ruhunu günümüze taşır.
  3. Miletos Antik Kenti (Didim, Aydın): İyonya’nın en önemli liman kentlerinden biri olan Miletos, felsefenin ve matematiğin doğduğu yer olarak kabul edilir. Thales, Anaximandros ve Anaximenes gibi büyük filozoflara ev sahipliği yapmış bu antik şehir; dört limanı, görkemli tiyatrosu ve planlı şehir yapısıyla antik çağın mühendislik harikalarından biridir. Miletos, aynı zamanda Roma döneminde de ticaret ve kültürün merkezi olmayı sürdürmüştür.

Köyler ve Kasabalar:

Marmaris: Canlı şehir hayatı, yat limanı, sahil kafeleri ve tarihi kaleleriyle ünlü bir tatil beldesidir. Aynı zamanda etabın başlangıç noktasını oluşturur.

Ula: Taş evleri, dar sokakları ve geleneksel mimarisiyle Muğla’nın sakin kasabalarından biridir. Gökova Körfezi’ne yakınlığı ve doğal dokusuyla dikkat çeker.

Yatağan: Tarihî atmosferi, geniş ovaları ve çevresindeki antik kalıntılarla öne çıkan bir ilçedir. Etap üzerindeki önemli tırmanış noktalarından biridir.

Çine: Zeytinlikler ve tarım arazileriyle çevrili bu ilçe, doğal ürünleri ve samimi kasaba yaşamıyla bilinir. Yarışçılar için son sprint mücadelelerinden biri burada gerçekleşir.

 

Doğal Güzellikler:

Gökova Körfezi: Maviyle yeşilin iç içe geçtiği bu büyüleyici körfez, kıyı boyunca uzanan sakin koyları ve zengin doğasıyla yarışın ilk bölümlerinde eşsiz bir manzara sunuyor.

Ula Ormanları: Kıvrımlı yollarla çevrili yoğun çam ormanları, etap boyunca bisikletçilere serinlik ve görsel huzur sağlıyor. Doğayla baş başa bir geçiş noktası.

Yatağan Dağ Geçitleri: Engebeli yapısı ve geniş manzaralarıyla dikkat çeken bu bölge, sert eğimleri kadar çevresindeki doğal zenginliklerle de öne çıkıyor.

Çine Ovası: Zeytin ağaçları ve tarım arazileriyle kaplı bu geniş ova, etap sonlarına doğru uzanan pastoral bir manzara sunuyor. Bahar aylarında yeşilin bin bir tonuyla göz doldurur.

Aydın Kırsalı: Dağdan ovaya geçişte, doğal teraslar, küçük akarsular ve tarım alanlarıyla çevrili yollar, Ege’nin tipik doğasını gözler önüne seriyor.

 

Marmaris–Aydın etabı, zorlu tırmanışların ve hızlı inişlerin ötesinde; Ege’nin doğal dokusunu yakından hissettiren bir rota. Ormanların serinliği, kırsal alanların huzuru ve kıyıdan iç kesimlere uzanan değişken doğasıyla bu etap, bisikletçiler ve izleyiciler için unutulmaz bir doğa yolculuğuna dönüşüyor.

60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu 5. Etabı (Marmaris-Aydın) Gastronomi ve Tarım Bilgileri

60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 5. Etabı olan Marmaris–Aydın rotası, Ege’nin bereketli topraklarında uzanarak bölgenin tarım ve gastronomi kültürünü gözler önüne seriyor. Marmaris’ten başlayıp Ula, Yatağan ve Çine gibi yerleşimlerden geçerek Aydın’da son bulan bu rota; zeytinlikler, incir bahçeleri ve geleneksel ürünlerle çevrili bir coğrafyada ilerliyor.

Tarım Ürünleri:

  • Zeytin ve Zeytinyağı: Zeytin ve zeytinyağı, bu etap güzergâhındaki en belirgin ürünler arasında yer alıyor. Özellikle Çine ve çevresi, zeytin ağaçlarıyla kaplı tepeleri ve kaliteli zeytinyağı üretimiyle tanınıyor. Aynı zamanda keçi sütünden yapılan peynirler, bölgeye özgü tarhana ve yerel otlarla hazırlanan Ege yemekleri, bu toprakların mutfak zenginliğini oluşturuyor.
  • İncir: Aydın’ın dünyaca ünlü inciri, hem taze hem de kuru olarak tüketilen, bölgenin en değerli tarım ürünlerinden biridir.
  • Kestane: Özellikle dağlık bölgelerde yetişen Aydın kestanesi, hem tatlılarda hem de geleneksel yemeklerde kullanılan aromatik bir lezzettir.
  • Kereviz: Ege sofralarının vazgeçilmezi olan kereviz, limon ve zeytinyağı ile pişirilerek hafif ve sağlıklı bir yemek haline gelir.
  • Çilek: Aydın ve çevresindeki köylerde yetiştirilen çilek, aroması ve tatlılığıyla bölgenin taze meyve üretiminde öne çıkar.
  • Taze Börülce: Ege mutfağında haşlanarak ya da zeytinyağlı olarak hazırlanan taze börülce, özellikle yaz sofralarının sevilen sebzelerindendir.

 

Gastronomi ve Muğla-Aydın Mutfağı

Bisiklet turunun geçtiği güzergâhta, Muğla’ya ve Aydın’a özgü birçok lezzeti bulmak mümkündür:

Köfteci (Muğla Köftesi): Ege mutfağının vazgeçilmezi olan Muğla köftesi, özel baharatlarla hazırlanan lezzetli bir et yemeğidir.

Zeytinyağlı Enginar: Muğla’nın verimli topraklarında yetişen enginar, zeytinyağı ile pişirilip taze otlar ve limonla tatlandırılarak sunulur.

Kabak Çiçeği Dolması: Ege mutfağının zarif yemeklerinden biri olan kabak çiçeği dolması, zeytinyağı ve pirinçle hazırlanır, hafif ve lezzetlidir.

Muğla Usulü Keşkek: Geleneksel bir Ege yemeği olan keşkek, bu bölgede özel baharatlar ve etle hazırlanarak sofralarda yerini alır.

Çine Köftesi: İnce uzun formda hazırlanan bu köfte, sadece tuzla yoğrulan dana etinin ızgarada pişirilmesiyle hazırlanır. Yanında domates, biber ve kuru soğanla servis edilen köfte, sadeliğiyle lezzet kazanır.

Ayran Böreği: Yufkaların kat kat dizilip, üstüne yoğurtlu ve ayranlı sos dökülerek fırınlandığı bu tarif, Çine sofralarının vazgeçilmezidir. Dışı çıtır, içi yumuşak dokusuyla dikkat çeker.

Çingene Pilavı: Haşlanmış bulgurun yeşillik, limon suyu, domates ve zeytinyağıyla harmanlandığı bu salata tarzı pilav, özellikle yaz aylarında serinletici bir alternatif olarak tüketilir.

Yuvarlama: Kıyma ve pirinçle yapılan minik köftelerin, limonlu terbiye ile pişirilmesiyle elde edilen hafif ve lezzetli bir çorbadır. Düğün ve özel gün sofralarının baş tacıdır.

Marmaris- Aydın parkuru, bu zengin tarım ve gastronomi kültürünü barındıran noktalar üzerinden geçerek, hem sporculara hem de izleyicilere görsel ve tat duyularına hitap eden bir deneyim sunmaktadır. 

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Genetik bilimi, tıp, biyoteknoloji ve halk sağlığı alanında çığır açıyor

Genom çalışmaları ve gen düzenleme teknolojileri başta olmak üzere genetik biliminde yaşanan devrim niteliğindeki gelişmeler sayesinde hastalıkların moleküler temelleri detaylı olarak tanımlanıyor, bireysel genetik profillere dayalı risk değerlendirme, erken tanı ve etkin tedavi stratejileri geliştirilebiliyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, günümüzde genetik biliminin etkilerinin yalnızca laboratuvar ortamıyla sınırlı kalmayıp tıp, biyoteknoloji ve halk sağlığı gibi alanlarda devrimsel sonuçlar doğurduğunu söyledi. Irmak Yazıcıoğlu, DNA’nın yapısal ve işlevsel özelliklerinin derinlemesine incelenmesinin, evrimsel süreçlerin daha iyi kavranmasının yanı sıra kalıtsal ve kompleks hastalıkların risk değerlendirmesi, erken tanısı ve etkili tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde kritik bir rol oynadığını vurguladı.

İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, DNA ile ilgili çalışmaların önemine değindi.

DNA, temel biyomoleküler yapı taşı

Irmak Yazıcıoğlu, DNA’nın (Deoksiribonükleik Asit), tüm canlı organizmalarda bulunan ve kalıtsal bilgiyi nesiller boyunca aktararak organizmaların fenotipik özellikleri ve hücresel işleyişinde belirleyici rol oynayan temel biyomoleküler yapı taşı olduğunu söyledi.

DNA’nın keşfinin bilim dünyası açısından önemini vurgulayan Prof. Dr. M. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, “Yaşamın genetik şifresini kodlayan bu eşsiz bilgi deposu, 1953 yılında James Watson ile Francis Crick’in, Rosalind Franklin’in X-ışını kristalografisi verilerine dayalı olarak geliştirdikleri çift sarmal model ile üç boyutlu yapısının açıklığa kavuşmasıyla, genetik materyalin organizasyonu, replikasyonu ve kalıtım mekanizmalarının anlaşılmasında çığır açan bir adım olarak bilim dünyasına sunulmuştur. Bu yapısal keşif, moleküler biyoloji ve genetik biliminin evriminde kritik bir dönüm noktası oluşturarak modern araştırmaların zeminini hazırlamıştır” dedi.

İnsan Genom Projesi önemli bir adım…

2003 yılında tamamlanan İnsan Genom Projesi’yle devasa bilimsel ilerlemelerin elde edildiğini kaydeden Prof. Dr. M. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, “İnsan genomunda yer alan yaklaşık 3 milyar baz çiftinin diziliminin detaylı olarak haritalanması, genetik varyasyonların ve mutasyonların sistematik tespiti sayesinde, kalıtsal hastalıkların moleküler patogenezi hakkında derin ve bütüncül bir anlayışın geliştirilmesine olanak tanımıştır. Bu kapsamlı genomik girişim, bireyselleştirilmiş tıp yaklaşımlarının temelini oluştururken, başta kanser, kistik fibrozis, SMA (Spinal Musküler Atrofi), orak hücre anemisi ve kalıtsal metabolik hastalıklar olmak üzere birçok hastalığın erken tanısı ve hedefe yönelik tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde modern tıbbın dönüşüm sürecine katalizör görevi görmüştür” diye konuştu.

Genetik testler ve biyobelirteç araştırmalarla riskler belirlenebiliyor

Bilimsel gelişmelerle beraber genetik çalışmalarda önemli bir yol kat edildiğini ifade eden Prof. Dr. M. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, “Bu bilimsel atılımların ardından, gelişmiş biyoinformatik yöntemler ve kapsamlı genetik analizler sayesinde genomik verilerin klinik uygulamalara entegrasyonu önemli bir dönüşüm yaşamıştır. Klinik genetik testlerin ve biyobelirteç araştırmalarının artan önemi, hastalıkların moleküler temellerinin detaylı olarak tanımlanmasını sağlayarak, bireysel genetik profillere dayalı risk değerlendirme, erken tanı ve etkin tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde belirleyici rol oynamaktadır” diye konuştu.

Gen düzenleme teknolojileri umut vadediyor

Son yıllarda genetik biliminde dikkat çeken gelişmelerden biri olan CRISPR-Cas9 gen düzenleme teknolojisinin, DNA dizilerinde hassas değişiklikler yapılmasına olanak tanıyan güçlü bir araç olduğunu belirten Prof. Dr. M. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, “CRISPR-Cas9 gen düzenleme teknolojisi, genomun istenilen bölgelerinde mutasyonların düzeltilmesi veya belirli genlerin devre dışı bırakılması gibi işlemleri mümkün kılarak, genetik hastalıkların tedavisinde umut verici yaklaşımlar sunmaktadır. Özellikle SMA gibi nadir hastalıkların tedavisinde gen düzenleme çalışmaları, kalıcı ve hedefe yönelik çözümler geliştirilmesine olanak sağlamakta; bu teknolojinin sağladığı hassasiyet ve etkinlik, kalıtsal hastalıkların yalnızca tedavisi değil, gelecekte önlenebilir hale gelmesi yönünde de önemli bir adımdır” diye konuştu.

DNA çözümlemesi katkılar sağlamaya devam ediyor

Günümüzde genetik biliminin etkilerinin yalnızca laboratuvar ortamıyla sınırlı kalmayıp tıp, biyoteknoloji ve halk sağlığı gibi alanlarda devrimsel sonuçlar doğurduğunu ifade eden Prof. Dr. M. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “DNA’nın yapısal ve işlevsel özelliklerinin derinlemesine incelenmesi, evrimsel süreçlerin daha iyi kavranmasının yanı sıra kalıtsal ve kompleks hastalıkların risk değerlendirmesi, erken tanısı ve etkili tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. DNA’nın çözümlenmesiyle elde edilen bilgi birikimi, canlı organizmaların biyolojik bütünlüğünün kavranmasında ve modern tıbbın dönüşümünde devrim niteliğinde katkılar sağlamaya devam etmektedir.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaz Gençlik Kampı Gezileri Başlıyor..!

“Başarılı Öğrencilerimize Tatil Bizden” sloganıyla seslenen Zeytinburnu Belediyesi Gençlik Merkezi (ZEYGEM), ilçede eğitim veren liselerin 2024 – 2025 yılı eğitim döneminde başarılı olmuş öğrencilerini 6 gün sürecek rüya gibi bir tatille Çanakkale Doğa ve Tarih Kampı’nda ağırlıyor.

 

 

Zeytinburnu Gençlik Merkezi (ZEYGEM), ilçedeki liselerde 2024 – 2025 eğitim ve öğretim yılında başarılı olan öğrencilerini Çanakkale Doğa ve Tarih Kampı’nda ağırlıyor. Geziye 30 Haziran ve 16 Ağustos 2025 tarihleri arasında kafileler halinde gidecek öğrencileri, 5 gece 6 günlük rüya gibi bir yaz tatili bekliyor. Kampa katılım için başvuruların zeygem.org.tr adresinden kabul edildiği tatil etkinliğine; Zeytinburnu sınırları içerisindeki okullarda eğitim alan ve Zeytinburnu’nda ikamet eden lise hazırlık, 9, 10, 11 ve 12’nci sınıf öğrencileri kabul ediliyor. 2024 – 2025 eğitim ve öğretim yılı 2.Dönem tüm derslerden başarılı olan ve yılsonu not ortalaması 60 puanın üzerindeki tüm öğrenciler tatil için başvuru yapabiliyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Geleceğe İlham Buluşmaları” Birleşik Krallık Turnesi Özel Bölümü

Borusan Holding’in iklim, insan ve inovasyon odak alanları doğrultusunda hayata geçirdiği ve sürdürülebilirliği çok boyutlu bir perspektifle ele aldığı “Geleceğe İlham Buluşmaları” video serisinin yeni bölümünde odakta sanat var.

 

Sürdürülebilirlik yaklaşımının yalnızca çevresel sorumlulukla sınırlı kalmadığını; kültürel mirasın aktarımı ve sanatsal üretimin desteklenmesi gibi alanları da kapsadığını vurgulayan bu bölümde, Türkiye’nin önde gelen senfonik topluluklarından Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın (BİFO) etkileyici bir başarıyla tamamladığı Birleşik Krallık turnesi konuşuldu.

 

EKOIQ Genel Yayın Yönetmeni Barış Doğru’nun moderatörlüğünü üstlendiği söyleşinin konukları Borusan Kocabıyık Vakfı Kurumsal İletişim Müdürü Sinem Balkan, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve Borusan Quartet Yöneticisi Kerem Gökbuget ile turnenin Londra konserini takip eden gazeteci-yazar Aysun Öz oldu.

 

Bu yıl 25. sezonunu kutlayan BİFO, Birleşik Krallık’tan aldığı davet üzerine 4-11 Nisan 2025 tarihleri arasında Perth, Edinburgh, Londra, Guildford ve Sheffield’da art arda verdiği konserlerde müzikseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Carlo Tenan yönetiminde ve dünyaca ünlü çellist Pablo Ferrández’in solistliğinde beş bini aşkın dinleyiciyle buluşan orkestra, etkileyici performanslarıyla dakikalarca ayakta alkışlandı. Her turnede konser programına mutlaka Türk bestecilerin eserlerine yer veren BİFO’nun Birleşik Krallık için repertuvarına aldığı Muammer Sun’un “Dönüşüm” ve Ferit Tüzün’ün “Nasreddin Hoca Humerosque” eserleri büyük beğeniyle karşılandı. 

 

BİFO’nun 25. sezonunu taçlandıran bu özel turneye odaklanan Geleceğe İlham Buluşmaları’nda, konserlerin planlama aşamasından lojistik sürecine, seyahat ve prova temposundan sahne arkasına kadar olan tüm turne sürecinden bahsedildi. Turnenin, Borusan Sanat’ın “kültürel sürdürülebilirlik” odağındaki iletişim stratejisinde önemli bir rol üstlendiği vurgulanırken, temel mesajın sanatın birleştirici, iyileştirici gücü ve Türkiye’nin klasik müzik mirasının uluslararası düzeyde tanıtımı öne çıkarılıyor. 

 

Repertuvarın, Türk bestecilerin eserlerine yer verilerek bir kültürel köprü kurma hedefiyle şekillendirildiği belirtiliyor. Konserlerdeki seyircilerin coşku dolu tepkileri ve olumlu geri bildirimlerin, müziğin evrensel dilinin gücünü bir kez daha ortaya koydu. Turne, kurumsal hafızada bir dönüm noktası ve gelecekteki uluslararası projeler için önemli bir referans olarak değerlendiriliyor.

 

Geleceğe İlham Buluşmaları’nın sanat dolu bu yeni bölümü, Borusan Holding’in YouTube kanalından izlenebilir.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Urla ve Bozcaada’dan Gastronomide Güç Birliği

Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, “Kardeş İlçelerde Gastronominin Yeri” panelinde yaptığı konuşmada kardeş şehir Bozcaada ile kültür alışverişi yaparak bağcılık ve gastronomi rotalarını birleştirmek istediklerini belirtti

 

11. Uluslararası Urla Enginar Festivali ve 1. Uluslararası Urla Sürdürülebilir Tarım Gastronomi Konferansı kapsamında, Urla ve Bozcaada arasında gastronomi ve tarımda güç birliği mesajları verildi. Eski Tamirhane Binası’nda Gökmen Sözen’in moderatörlüğünde düzenlenen “Gastronomi Turizmi ile Hizmet İhracatının Yeni Rotası” ve “Kardeş İlçelerde Gastronominin Yeri” panellerinde Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan ile Bozcaada Belediye Başkanı Yahya Göztepe önemli açıklamalarda bulundu.

TOPRAĞIMIZI KORUMAK ZORUNDAYIZ

Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, kardeş şehir Bozcaada ile kültür alışverişi yaparak bağcılık ve gastronomi rotalarını birleştirmek istediklerini belirtti. Balkan, “Kültür birlikteliği oluşturmak, rotalarımızı birleştirmek ve uluslararası turizm fuarlarında iş birliği yapmak istiyoruz. Bozcaada’daki kültürü Urla’ya, Urla’daki kültürü Bozcaada’ya taşıyacağız” dedi.

“Gastronomi Turizmi ile Hizmet İhracatının Yeni Rotası” panelinde konuşan Başkan Balkan, tarım alanlarının korunmasının önemine dikkat çekti: “Sürdürülebilir olmak için toprağımızı korumak zorundayız. Çeşme-İzmir otoyolunun güneyinde kalan tarım alanlarımızı gözümüz gibi koruyoruz. Urla, yeşil ve mavinin buluştuğu, ormanların denize kadar uzandığı Yarımada’da bu özelliğiyle eşsizdir. Bunu korumak boynumuzun borcudur.”

TÜM YEREL AKTÖRLERİ KAPSIYORUZ

Başkan Balkan ayrıca Urla’nın tarıma dayalı gastronomi kültürünü desteklemek için oluşturduğu festival zincirini anlatarak, “Mart Dokuzu Ot Festivali, Urla Enginar Festivali, Bağbozumu Festivali, Urla Bağyolu Hasat Şenlikleri (Bu yıl ilki düzenlenecek), Zeytin ve Sanat Festivali’ni Gastrofarmurla çatısı altında gastronomi ve sürdürülebilir tarımsal üretime dayalı bir kalkınma modeli olarak geliştiriyoruz. Festivallerimiz üreticiden esnafa, şeften sanatçıya tüm yerel aktörleri kapsıyor. Hedefimiz yerelde güçlü, sürdürülebilir bir ekonomi yaratmak” diye konuştu. Başkan Balkan ayrıca, Berlin Turizm Fuarı’nda Urla Bağ Yolu’nun “People’s Choice Green Destination” ödülü kazandığını da hatırlatarak, bu başarının bölgesel kalkınmanın bir örneği olduğunu vurguladı.

“URLA BİZİM AĞABEYİMİZ”

Bozcaada Belediye Başkanı Yahya Göztepe ise konuşmasında Bozcaada’nın bağcılık ve balıkçılık kimliğine sahip çıktıklarını belirterek, “Bozcaada dünyanın en güzel yerlerinden biri. Urla ile kardeşlik kurduk. Bağcılık konusunda Urla bizim ağabeyimizdir. Bağcılık konusunda bize destek verecekler. Onlar birçok şeyi başarmış durumdalar. Her yerde olduğu gibi Bozcaada’da bağcılık konusunda sorunlar yaşanıyor aynı zamanda iklim değişikliği konusunda sorunlar yaşanıyor. Bu konularla alakalı çalışmalar yapıyoruz. Belediye başkanı olmamın sebebi Bozcaada’da bağcılık ve balıkçılığı devam ettirebilmektir. Eylülün ilk haftası bağbozumu festivalimiz var. Bozcaada’ya herkesi bekleriz” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer’de sözlü kültürden dijitale anlatı konuşuldu

Nilüfer Belediyesi’nin Tematik Buluşmalar söyleşilerinin konuğu olan Doç. Dr. Muhammed Emir İlhan, sözlü kültürden yazılı kültüre ve dijital kültüre geçiş sürecinde yaşanan dönüşümleri ele aldı.

Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği Tematik Buluşmalar Kütüphanede Sosyal Bilimler ve Disiplinlerarası Söyleşiler etkinliğinin 3’üncüsü düzenlendi. Söyleşinin konuğu olan Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Muhammed Emir İlhan oldu. İlhan, Nâzım Hikmet Kültürevi’nde düzenlenen “Sözden Yazıya Pax Litera: Anlatılar ve Anlatıcılar” konulu söyleşide, anlatıdaki değişimin kültürel etkilerini değerlendirdi.

Sözden yazıya ve dijitale uzanan kültürel geçişin, çatışmanın yanında bir beraberliği ve barışı da mümkün kıldığını belirten İlhan, bu süreçte söz ve konuşmanın da yoksunlaştığını vurguladı. İlhan, kültürel geçişlerin bazı çatışmaları ortadan kaldırırken aslında her şeyi merkezileştirdiğinin altını çizdi.

Sözlü kültürün performans odaklı olduğunu belirten İlhan, “Sözlü kültürde söylenen bir şey anında anlaşılmak zorundadır. Eğer anlaşılamıyorsa, o sözün hiçbir hükmü yoktur. Bu yüzden sözlü kültürde performans, anlık durum temel belirleyici husustur ve anlatıcılık ister istemez profesyonelleşir” dedi. İlhan, sözlü kültürde bilginin, enformasyon ve anlatının ritim, tekrar ve bedensel etkileşimlerle bütünleştiğini belirtti.

Yazının bilgiyi zaman ve mekandan bağımsız kılarak, kalıcı hale getirdiğini ifade eden Doç. Dr. Muhammed Emir İlhan, “Bu sayede metinler tekrar tekrar incelenebilir, karşılaştırılabilir ve eleştirilebilir oldu. Yazı aynı zamanda listeler, formüller, tablolar gibi bilişsel araçlar sunarak, soyut düşünceyi, sınıflandırmayı ve bürokrasiyi de mümkün kıldı” dedi.

Dijital çağla birlikte gelen değişimin, hayatımızdaki son hikaye anlatıcısını götürdüğünü ve bizde yanılsamalar bıraktığını kaydeden İlhan, “Artık temsillerin gerçeklere gönderme yaptığı, bir dünyada yaşamıyoruz. Simülasyon çağındayız. Her şey simülasyon ve sahte” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının sonunda katılımcıların sorularını da yanıtlayan Doç. Dr. İlhan, okurların kitaplarını da imzaladı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Omurga cerrahisinin kalbi İstanbul’da attı…

Omurga cerrahisinde dünyanın önde gelen uzmanlarını bir araya getiren ‘İstanbul Spine Masters 2025’, Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Hastanesi ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirildi. 

25 farklı ülkeden 130 katılımcının yer aldığı kongrede, endoskopik cerrahiden robotik cerrahiye kadar en güncel teknikler ele alındı. Dört gün süren yoğun bilimsel programda vaka analizleri, video sunumları ve konsensus oturumları dikkat çekti. Katılımcılar, özel hazırlanmış maketler üzerinde diseksiyon ve fiksasyon tekniklerini uygulama imkânı buldu. Kongre, Türkiye’nin omurga cerrahisinde geldiği ileri noktayı uluslararası platformda bir kez daha gözler önüne serdi.

Omurga cerrahisinde dünyanın önde gelen uzmanlarını bir araya getiren ‘İstanbul Spine Masters 2025’, 24-27 Nisan 2025 tarihlerinde Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Hastanesi ev sahipliğinde WFNS ve Middle Spine Socienty’nin desteği ile İstanbul’da düzenlendi. 

Omurga cerrahisi alanında dünyanın en iyi uzmanlarını bir araya getiren ‘İstanbul Spine Masters 2025’ kongresine 25 farklı ülkeden toplam 130 katılımcı katkı sağladı. 

25 farklı ülkeden 130 katılımcı deneyim paylaşımı yaptı… 

Katılımcıların, anatomik yapıya oldukça uyumlu modeller üzerinde pratik yapma fırsatı bulduğunu dile getiren Kongre Başkan Yardımcısı ve NPİSTANBUL Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Onur Yaman, tamamlanan kongrenin ardından şunları söyledi:

“Bu toplantının önemi şu; 25 farklı ülkeden 130 katılımcı bu toplantıya iştirak etti. Omurga cerrahisi alanında öncü olan dünyanın her yerinden misafirlerimiz buraya geldi ve deneyimlerini artırmak isteyen uzmanlarla deneyimlerini paylaştılar. Özellikle vurgulamak gerekir ki, Türkiye omurga cerrahisinde dünyadaki ileri ülkelerle aynı seviyede, hatta birçok alanda öncü konumda.” dedi.

Omurga cerrahisinde en güncel yöntemler masaya yatırıldı 

Dört gün süren kongrede, omurga cerrahisindeki en güncel teknikler, vaka analizleri, video sunumları ve konsensus oturumlarıyla zenginleştirilmiş yoğun bir bilimsel program sunuldu. Endoskopik cerrahi, omurga deformiteleri, servikal hastalıklar, spinal tümörler ve robotik cerrahi gibi çeşitli konularda toplam 44 akademisyen sunum gerçekleştirdi. 

Program kapsamında ameliyathane ortamında uygulama yapılan ileri kurs verildi. NPİSTANBUL Hastanesi olanakları kullanılarak verilen kursta özel hazırlanmış maketler üzerinde omurga cerrahisi diseksiyon teknikleri ve fiksasyon teknikleri uygulandı.

Programda, Uluslararası Omurga Akademisi (IAS) Servikal Disk Hernisi Konsensus Toplantısı, Ortadoğu Omurga Derneği Temel Omurga Kursu 2. Modülü ve Upsurgeon tarafından gerçekleştirilen hands-on (pratik) atölye çalışmaları da yer aldı.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hızır 41, Kariyer Fuarı’nda afet hazırlıklarını tanıttı

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin olası afet durumlarında vatandaşlara hızlı ve etkin bir şekilde hizmet veren projelerinden Hızır 41 Mobil Afet Tırı, Marmara Kariyer Fuarı’nda katılımcılara olası afet hazırlıklarını tanıttı.

 

HIZIR 41 MOBİL AFET TIRI’NA YOĞUN İLGİ

Avrupa’nın en büyük kariyer fuarlarından biri olan Marmara Kariyer Fuarı, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin koordinasyonunda, Kocaeli Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile gerçekleşti. 28-29 Nisan tarihlerinde düzenlenen fuar, öğrenciler ve yeni mezunlar tarafından yoğun ilgiyle ziyaret edildi.

 

SADECE AFET DÖNEMİ İLE SINIRLI DEĞİL

Büyükşehir Belediyesi, fuara katılan öğrencilere Hızır 41 Mobil Afet Tırı ile destek sundu. Antikkapı bünyesinde yer alan mobil araç, fuar alanını ziyaret eden öğrencilere çorba ikramında bulundu. Bu uygulama, Hızır 41’in sunduğu hizmetin sadece afet dönemleriyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda toplumun her kesimine yönelik bir yardım ve dayanışma anlayışını da yansıttığını gösteriyor.

 

BÜYÜKŞEHİR’İN SOSYAL SORUMLULUK ANLAYIŞI

Hızır 41’in bu hizmeti fuar katılımcılarına sıcak bir ikram sunarak, Büyükşehir’in toplum odaklı yaklaşımını bir kez daha gözler önüne seriyor. Hızır 41 sadece afetlere karşı değil, her zaman toplumun yanında yer alan bir hizmet olarak öne çıkıyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kırkyama Sanatının En Güzel Örnekleri İnegöl Kent Müzesi’nde Görücüye Çıktı

İnegöllü patchwork sanatçısı Ayfer Çakal’ın hazırladığı “Kırkyama Kırk Köprü” isimli sergi İnegöl Kent Müzesinde izlenime sunuldu. 04 Mayıs Pazar gününe kadar açık kalacak sergide kırkyama sanatının en özel örneklerini yansıtan 24 eser yer alıyor.

 

İnegöl Belediyesi, Kent Müzesinde özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. İnegöllü patchwork sanatçısı Ayfer Çakal’ın hazırladığı “Kırkyama Kırk Köprü” isimli kırkyama sanatı sergisi, Salı günü düzenlenen törenle görücüye çıktı. Sanatçının ilk kişisel sergisi olan Kırkyama Kırk Köprü isimli sergide kırkyama sanatını en iyi şekilde yansıtan 24 özel eser yer alıyor. 29 Nisan-04 Mayıs tarihleri arasında Kent Müzesinde açık olacak sergi ilk günden vatandaşların ilgi odağı oldu.

 

KIRKYAMA SANATI 3 FARKLI TEKNİKLE SUNULDU

Serginin açılış töreni Salı günü 14.00’da Belediye Başkanı Alper Taban, siyasi parti temsilcileri, sanatseverler ve davetlilerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Sergi açılışında bir selamlama konuşması yapan sanatçı Ayfer Çakal gelen herkese teşekkür ederek “Sergime Kırkyama Kırk Köprü adını vermemdeki amacım 40 sayısının kutsallığını yansıtmaktı. Hem İslam dininde hem de Şamanizmden tutun da günümüze kadar kırk sayısının önemi… Bu sergide 3 farklı teknik göreceksiniz. Bunlardan bir kısmı klasik patchwork, kırkyama dediğimiz bütün toplumlarda, eski Türklerden günümüze kadar gelen kumaş parçalarını değerlendirmek amacıyla yan yana getirmek, estetiği de yakalayarak dekoratif kullanıma sunan bir gelenek. Günümüzde bu sanata da dönüştü. Bir kısım da kumaşla resim sanatı. Bir de bunu ilk ben yaptım çini desenlerini ve çevre desenlerini kumaşa uyguladım. Bunu da Türkiye’de ilk yapan benim. Bir köşede de İnegöl’ün ayçiçeklerini göreceksiniz. Onlarla da çocukluğumuzun nostaljik ayçiçeği tarlalarını ve tarımın önemini vurgulamak istedim” dedi.

 

TARİHİ ÇOK ESKİLERE DAYANAN BİR SANAT

İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban ise İnegöl Kent Müzesinde çok özel bir sergiye ev sahipliği yaptıklarını söyledi. Sergiyi hazırlayan Ayfer Çakal ve İnegöl Belediyesi ekibine teşekkür eden Başkan Taban, “Kırkyama sanatı farklı renk ve desendeki kumaş parçalarının bir araya getirilerek yeni bir tekstil ürünü, yeni bir sanat eseri oluşturulması. Hem işlevsel hem estetik bir yönü var. Tarihi çok eskilere dayanan bir sanat. En eski örneğine Mısır’da rastlanıyor. Yine Antik Çin, Hindistan, Orta Asya gibi bölgelerde benzer tekniklerin izlerine rastlanmakta. Kumaşın pahalı ve zor bulunan bir malzeme olduğu dönemlerde kullanılmayan parçaların değerlendirilmesi hem ekonomik hem de yaratıcı bir çözüm olarak önümüze gelmiş oluyor. Türk kültüründe de kırkyama sanatı yüzyıllardır yaşayagelmiş” dedi.

 

KIRKYAMA SANATI GÜNÜMÜZDEKİ SIFIR ATIĞIN DA KARŞILIĞI

Kırkyama sanatının günümüzde sıfır atık uygulamasına da karşılık geldiğini ifade eden Başkan Taban, “İnovatif bakışla buna geri dönüşüm sanatı da denilebilir. Sürdürülebilir kavramı içerisine de eklenebilir. İnegöl’ümüzün yetiştirdiği ve 34 yıl Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği yapan sanatçımız Ayfer hanımın da bu sanatı yapıyor olması bizleri onurlandırdı. Bu eserleri de müzemizde sergilemek şehrimiz adına bir fırsat oldu. Ben bu vesileyle tüm vatandaşlarımızı sergiyi gezmeye davet ediyorum” diye konuştu.

 

İNEGÖL ULUSLARARASI BİR ETKİNLİĞE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK

Sergide bulunan Singapurlu misafirlerden de söz eden Başkan Taban, “Bugün aramızda Singapur’dan özel misafirlerimiz var. Kıymetli ressamlarımız Barry Yeow ve Evangelina Ang aramızdalar. İnegöl’de bulunma sebepleri yine sanatsal anlamda özel bir çalışma hazırlığımız var. Duvar Boyama Günleri Festivali kapsamında uluslararası ressamların katılım göstereceği bir etkinliğe ev sahipliği yapmak istiyoruz. Ben bu vesileyle sergimizi hazırlayan değerli sanatçımıza, açılışa katılarak destek veren herkese teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu.

 

Konuşmaların ardından kurdele kesimiyle serginin açılışı gerçekleştirildi. Daha sonra davetliler sergiyi gezerek eserleri inceledi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı