Aylık arşivler: Nisan 2025

Efes Selçuk’ta kütüphane haftası etkinlikleri başladı

Efes Selçuk’ta kütüphane haftası etkinlikleri başladı

61. Kütüphane Haftası etkinlikleri Efes Selçuk’ta başladı. Efes Selçuk Belediyesi ev sahipliğinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Türk Kütüphaneciler Derneği katkılarıyla düzenlenen ilk gün etkinlikleri Efes Antik Kenti Celsus Kütüphanesi gezisi ile başladı. Geziye Efes Selçuk Belediye Başkan Yardımcısı Bilgi Keskin, Türk Kütüphaneciler Derneği İzmir Şubesi üyeleri, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenler katıldı.

Yağmurlu havaya rağmen gerçekleşen bu tarihi gezinin ardından tüm katılımcılar Selçuk Efes Kent Belleği’nde düzenlenen “Geleceğin Kütüphaneleri ve Yapay Zeka” konulu panele katıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Kütüphaneler Şube Müdürü Burcu Önenç panel öncesinde yaptığı konuşmada, kent genelinde kütüphane sayılarının artmasını hedeflediklerini belirterek; “Kütüphanelerin sayısının çoğaltılması konusunda gençlerin vizyonuna ve desteğine ihtiyacımız var. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Cemil Tugay, gençlerin vizyonunu önemsiyor. İzmir’deki kütüphaneler ile ilgili görüşleriniz ve önerileriniz konusunda sizlerle bağlantıya geçeceğiz.  Biz Kütüphane Haftası’nı iki hafta boyunca kutlayacağız. Bu süreçte çocuk şenliğimiz ve yazar buluşmalarımız olacak” dedi.

Türkiye Kütüphaneciler Derneği adına katılım gösteren Hatice Gümüş, kütüphanelerin insanlık tarihi boyunca bilginin korunduğu, aktarıldığı, gelecek nesillere aktarıldığı yerler olduğunu belirterek; “Antik dönemde kütüphaneler sadece kitapların değil, bilimin, sanatın ve düşüncenin de beşiği olmuştur. Bilgiye erişimin sınırlı olduğu dönemlerde kütüphaneler medeniyetin ilerlemesine öncülük etmiştir. Teknolojinin bugün geldiği nokta sonucu kütüphaneler artık bilginin saklandığı yerler değil, analiz edildiği, işlendiği hatta üretilmesine katkı sağlayan yapılar haline gelmiştir” dedi.

EN ÇOK OKUYANLAR ÖDÜLLENDİRİLDİ

Panel öncesinde Prof. Dr. İsmail Aka Kütüphanesi ve Sosyal Etkinlik Merkezi’nde bir yıl boyunca en çok yararlanan, okumayı alışkanlık haline getiren çocuk ve yetişkin okurlar ödüllendirildi. Yıl içerisinde en çok kitap okuyan Leyla Ada Tekin, Asya Aşçı ve Fırat Polen; yetişkinler kategorisinde ise Ferizan Fişek, Ayşe Dinler ve Nebahat Bağlan Bağcı’ya kitap hediye edildi.

 Prof. Dr. Mehmet Ali Akkaya moderatörlüğünde düzenlenen “Geleceğin Kütüphaneleri ve Yapay Zeka” panelinde Prof. Dr. Hasan Sacit Keseroğlu, Celsus Kütüphanesi’nin kurulduğu dönemin koşulları hakkında katılımcılara bilgi verdi.

 Prof. Dr. Hasan Sacit Keseroğlu, Celsus Kütüphanesi’nin Celsus’un ölümünden sonra oğlu tarafından hem anıt mezar hem de kütüphane olarak tasarlandığı ve kütüphanenin dış yüzünde bulunan dört kadın heykelinin bilgelik ve akıl, erdem ve karakter, kader ve muhakeme ile ilim ve bilimi temsil ettiğini belirtti.

KÜTÜPHANELER BİLGİ TOPLUMUNUN DİJİTAL VİCDANIDIR

Prof. Dr. Nevzat Özel, kütüphanelerin var olduğu dönemden bugüne kadar bilgi birikiminin gelecek nesillere aktarılması açısından önem taşıdığına dikkat çekerek, yapay zeka ve kütüphanelerin geleceği hakkında katılımcılara bilgi verdi. Yapay zekanın kullanımın bilgiye ulaşma sürecinde giderek arttığını belirten Prof. Dr. Nevzat Özel; “Kütüphaneler demokratik kurumlardır. Tarihin hiçbir döneminde sevilmediler. Sürekli yakıldılar, yıkıldılar. Kütüphaneleri bilgi toplumunun dijital vicdanı olarak tanımlamak gerekiyor” dedi.

Efes Selçuk Belediye Başkan Yardımcısı Bilgi Keskin, panele katılan tüm konuşmacılara teşekkür ederek Başkan Filiz Ceritoğlu Sengel adına plaket takdim etti.

61. Kütüphane Haftası etkinlikleri Prof. Dr. İsmail Aka Kütüphanesi ve Sosyal Etkinlik Merkezi’nde düzenlenecek etkinlikler ile devam edecek. Etkinlikler kapsamında 9 Nisan Çarşamba günü saat 16.00’da Zafer Mahallesi’nde Şükrü Özkaynak Mahalle Kütüphanesi’nin açılışı gerçekleşecek.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hazır giyim ihracatında evdeki hesap çarşıya uymadı

Hazır giyim ihracatında evdeki hesap çarşıya uymadı

 

 

İhracatın ve istihdamın lokomotifi moda endüstrisinde 2024 yılında ihracat hesapları, en büyük ihraç pazarı Avrupa’daki durgunluk ve Türk ekonomisinin içinden geçtiği yüksek enflasyon, düşük kur süreci nedeniyle tutmadı.

 

 

Türkiye’nin hazır giyim ihracatının 2024 yılında yüzde 7’lik kan kaybı yaşadığını ve 19,2 milyar dolardan 17,9 milyar dolara gerilediğini paylaşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Sektörler Konseyi Üyesi ve Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “2024, tüm dünyada yaşanan ekonomik daralma, bölgesel savaşlar ve Türkiye’deki yüksek enflasyon, kurun enflasyonla oranında artmaması, artan işçilik/hammadde fiyatları, iç pazarda daralma nedeniyle hazır giyim ihracatçıları açısından oldukça zor geçti. Sene başında yaptığımız tahminlerde toparlanmanın yılın son çeyreğinde olmasını bekliyorduk. Ancak ana pazarımız Avrupa’daki durgunluğun beklenenden uzun sürmesi sonucu toparlanma beklentilerimizi 2026 başına ertelemek durumunda kaldık. Açıkçası pandemi sonrası açılma dönemindeki siparişleri şu an arıyoruz. Sektör gerileme döneminde. Umarım önümüzdeki yıl beklentilerimizin 2027 yılına ertelendiğini konuşmak durumunda kalmayız” diye konuştu.

 

 

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin, Ege İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen 2024 yılı mali genel kurul toplantısında konuşan Sertbaş, EHKİB olarak geçen seneye göre ihracatlarını az da olsa artırdıklarını, dolar bazında yüzde 4 artışla 1 milyar 388 milyon dolar ihracat yaptıklarını paylaştı. Sertbaş şöyle devam etti: “Her ne kadar toplam ihracatımızı korumaya başarabilsek de artan maliyetlerimiz nedeniyle sektörde karlılık düştü.”

 

 

Son 1 yıllık dönemde toplam 4 yurt dışı fuar, 1 yurt içi fuar, 10 sektörel seminer,1 moda tasarım yarışması ve 1 ödül töreni gerçekleştirdikleri bilgisini veren Sertbaş, “Münih’te Tekstil pazarının sektörümüzün en tanınmış fuarlarından olan Munich Fabric Start fuarının “The Source” bölümüne 3-4 Eylül 2024’te 11 firma ile 21-22 Ocak 2025 tarihlerinde 10 firmamızla birlikte katılım sağladık. Fransa’nın Paris kentinde yılda iki kez düzenlenen hazır giyim sektörünün en prestijli fuarlarından olan Premiere Vision Fuarı’nın Manufacturing bölümüne 02-04 Temmuz 2024’te 23 firma ve 11-13 Şubat 2025’te 26 firmamızla birlikte katılım sağladık. Yurt içinde ise İzmir’de İZFAŞ tarafından organize edilen 9-11 Ekim 2024 tarihlerinde 7.kez düzenlenen Fashion Prime Tekstil, Hazır Giyim Tedarikçileri ve Teknolojileri fuarı Manufacturing bölümüne 33 firmamız katılım sağladık. 19-22 Kasım 2024 tarihlerinde 18. kez düzenlenen Türkiye’nin en büyük gelinlik, damatlık & abiye fuarı IF Wedding Fashion İzmir fuarında üyelerimizin katılımını teşvik ettik” dedi.

 

 

 

 

Tasarım yarışmasında bu sene temamız Küresel Göçebe olacak

 

 

Moda endüstrisine yetenekli genç tasarımcıları kazandırmak için 20 yıldır EİB Moda Tasarım Yarışması’nı düzenlediklerini hatırlatan EHKİB Başkanı Burak Sertbaş, EİB 18. Moda Tasarım yarışmasını 2024 yılında ANALOG temasıyla gerçekleştirdiklerini, 2025 yılı Mayıs ayında 19.sunu düzenleyecekleri yarışmanın temasının “Global Nomad/ Küresel Göçebe” olacağını kaydetti.

 

 

2025 yılında Rusya ve ABD pazarlarında büyümek istiyoruz

 

 

2025 yılında gerçekleştirecekleri projeler hakkında da bilgi veren Başkan Sertbaş, “İhracat kaybımızı telafi edebilmek adına yoğun bir dış pazar aktivitesi yapmayı hedefliyoruz. MFS the Source Fuarı’nın Eylül’de düzenlenecek ikinci edisyonunda yer almak için gerekli hazırlıklara başladık. Eylül ayında ikinci edisyonu gerçekleşecek olan PV Paris Manufacturing Fuarı’na EHKİB olarak Türkiye Milli Katılım Organizasyonu yapacağız. Geleneksel pazarlarımız dışında kalan bölgelere de açılarak pazarlarımızı çeşitlendirmek istiyoruz. Bu kapsamda Ekim ayında Rusya’ya, Kasım ayında ise ABD’ye yönelik sektörel ticaret heyeti gerçekleştirmek için gerekli çalışma ve temaslara başladık” şeklinde konuştu.

 

 

ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı gümrük vergilerinin sektörlerine olası etkileri hakkında da konuşan Sertbaş, şöyle devam etti: “ABD Başkanı Donald Trump tarafından Çin başta olmak üzere birçok ülkeye uygulanacak yeni ilave gümrük vergileri açıklandı. Türkiye, yüzde 10 gümrük vergisi uygulanacak ülkeler arasında yer alıyor. ABD’nin ithalatta uygulayacağı yeni vergi oranları örme ve dokuma giyimde mevcut tedarikçileri önemli ölçüde etkileyecektir. Örme giyimde ABD’nin en çok ithalat yaptığı ilk 6 ülkeye yüksek ilave vergiler getirildi. Çin’e yüzde 54, Vietnam’a yüzde 46, Kamboçya’ya yüzde 49, Bangladeş’e yüzde 37, Hindistan’a yüzde 26 ve Endonezya’ya yüzde 32 ilave vergi konuldu. Tayland, Malezya, Pakistan ve Sri Lanka da yüksek vergiler ile karşılaştı. Bölgemizde yer alan ve ABD’ye gümrüksüz ihracat yapan Mısır’a yüzde 10 ve Ürdün’e ise yüzde 20 vergi getirildi. ABD pazarında rekabet ettiğimiz Uzak Doğu ülkelerinin ürünlerine standart oranın üzerinde ek vergi getirilmesi ülkemiz ürünlerinin fiyatlarını çok daha rekabetçi hale getireceği açık. Çin’in ABD pazarındaki payından bir miktar alabileceğimizi düşünüyorum. Ancak, Uzakdoğu ülkeleri bu sefer Avrupa pazarında bizimle daha çetin bir rekabete girecekler. Kısa vadede avantajlı görünsek de, uzun vadede nasıl bir tablo ortaya çıkacağını yaşayıp göreceğiz.”

 

 

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin 2025 yılı iş programı genel kurulda kabul edilirken, 2025 yılı bütçesi 62 milyon 850 bin TL olarak bağlandı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karaciğer Kanserinde TARE Yöntemi Umut Oluyor!

                 Karaciğer Kanserinde TARE Yöntemi Umut Oluyor!

 

Çevresel etkenler ve gelişmiş tanı imkanlarının artmasına paralel olarak son yıllarda karaciğer kanserinin görülme sıklığı tüm dünya ile birlikte ülkemizde de artıyor.  Cerrahi yöntem bu kanser türünde büyük bir öneme sahip olsa da hastaların sadece küçük bir bölümü ameliyat edilebiliyor.  Zira, karaciğer kanserinin ileri evreye kadar genellikle sinsice ilerlemesi nedeniyle tanı konulduğunda pek çok hasta ameliyat olma şansını kaybetmiş oluyor. Bu noktada devreye giren ve hastalar için büyük bir umut olan TARE (Transarteriyel Radyoembolizasyon) yönteminin kullanımı ise ülkemizde giderek artıyor. TARE yöntemi hedefe yönelik yüksek dozda radyasyon uygulayarak tümörün küçülmesini sağlarken, çevre dokulara da zarar vermiyor.   Acıbadem Maslak Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Koray Güven,  tümörün küçülmesi sayesinde pek çok hastanın ameliyat olabilme şansını yakaladığına dikkat çekerek, “Yöntemin bir başka önemli özelliği ameliyat imkanını tümüyle kaybetmiş olan hastaları da diğer tedavi seçeneklerine uygun hale getirmesidir. Bu sayede hastaların yaşam süreleri ve kaliteleri artmaktadır” diyor.

 

Ameliyat olamayan hastalara uygulanıyor!

TARE (Transarteriyel Radyoembolizasyon) yöntemi günümüzde karaciğer kanseri ve karaciğere metastaz yapmış pek çok kanser türünde uygulanabiliyor. Tümörün büyüklüğü, konumu veya yayılımı nedeniyle ameliyat olamayan hastalarda başvuruluyor. Tümör boyutunu küçültme etkisi sayesinde hastaların cerrahi yönteme uygun hale gelmelerini sağlıyor. Ayrıca, ameliyat şansını tümüyle yitirmiş ileri evre kanserlerde yine aynı etkisiyle hastaların diğer tedavi seçeneklerine uygun hale gelmelerini ve bu sayede yaşam kalitelerinin yükselmesini hedefliyor.

 

Yöntem 2 aşamadan oluşuyor

TARE (Transarteriyel Radyoembolizasyon) yöntemi anjiografi eşliğinde ve lokal anestezi altında gerçekleştirilen iki aşamadan oluşuyor. Genellikle 1.5 – 2 saatte tamamlanan TARE yönteminin ilk anjiyo aşamasında tedavinin provası  gerçekleştiriliyor. Sıklıkla kasık bölgesindeki damara yerleştirilen ince bir katater karaciğere giden damarlara yönlendiriliyor. Karaciğeri besleyen damarların haritası çıkarılıyor ve uygulanacak olan radyoaktif mikrokürelerin dozu hesaplanıyor. Ardından tümör bölgesine özel bir ilaç enjekte ediliyor ve radyoaktif mikrokürelerin başka organlara kaçıp kaçmadığı test ediliyor. Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr Koray Güven,  TARE yönteminde prova aşamasının kritik bir öneme sahip olduğuna işaret ederek, “Provada amacımız hastaya tümörü yok etmek için verebileceğimiz radyasyon miktarını ve damarlardan kaçak yapıp yapmadığını tespit etmektir. Zira, bazı hastalarda karaciğeri besleyen damarlar başka organları da beslemekte ve bu durumda verilecek olan radyoaktif madde kaçak bölgeden tümör yerine sağlam dokuya giderek o bölgede hasar oluşturabilmektedir” diyor.  

 

Mikrokürelerin dozu kişiye özel planlanıyor! 

TARE yöntemi,   kişiye özel bir gömlek diker gibi özel bir doz ve planla uygulanıyor. Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Koray Güven, provada hesaplanmış olan radyoaktif maddelerin yaklaşık 10 gün sonra yine aynı anijyo yöntemiyle tümöre iletildiğini belirterek, “Tümör bölgesine ulaşan yüksek dozda mikroküreler kanser hücrelerini yok ederken tümörü besleyen kan akışını da kısıtlamaktadır.   Bu etkisi sayesinde radyasyonun etkisi artırılmaktadır” bilgisini veriyor.

 

Kısa sürede yüksek doz, maksimum etki!

TARE yönteminin en önemli avantajı, standart radyoterapi yöntemlerindeki maksimum dozun 20-30 kat daha fazlasının verilebilmesi. Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Koray Güven, yöntemin bu sayede tümörde kısa sürede maksimum etki oluşturabildiğine dikkat çekerek, “Radyoterapi yönteminde standart olarak 20-30 Grey doz civarında mikroküreler verilmektedir. TARE yönteminde ise bu doz 700-1000 Grey doza kadar artırılabilmektedir. Üstelik anjiyo yoluyla verilen madde doğrudan tümörü hedef aldığı için sağlıklı olan çevre dokular da korunabilmektedir” diyor.  Hastaların aynı gün veya bir gün sonra hastaneden taburcu oldukları bu yöntemin sağladığı bir başka önemli avantaj ise kemoterapi ve radyoterapi yöntemleri gibi ciddi yan etkilere neden olmaması. Karın ağrısı, bulantı, iştahsızlık veya halsizlik gibi yan etkiler normal yaşamı olumsuz etkilemeyecek kadar hafif seyrediyor ve bu sayede hastalar günlük aktivitelerine hızlıca dönüş yapabiliyor. 

 

—————————kutu bilgisi ——————-

 

Karaciğerinde 17 santimlik tümör vardı

TARE yöntemiyle ameliyat şansını yakaladı! 

 

Özel bir şirkette üst düzey yönetici olan 55 yaşındaki Meltem Gürsoy, iki yıl önce karın bölgesinin sağ tarafında hissettiği ağrı nedeniyle bir hastanenin acil servisine başvurmuş. Yapılan tetkiklerde Meltem Gürsoy’a “kolanjiokarsinom” bir başka deyişle “safra yolları kanseri” tanısı konulmuş.  Karaciğerindeki 17 santimlik kötü huylu tümörün hem büyük olması hem de bulunduğu riskli konum nedeniyle Meltem Gürsoy’un ameliyat olma şansı yokmuş. Arkadaşlarının TARE yöntemini önermesi üzerine zaman kaybetmeden Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Koray Güven’e başvurmuş ve umut dolu yolculuk böyle başlamış. 

 

TARE yöntemi sayesinde ameliyat olabildim!

Meltem  Gürsoy,   kemoterapi ve immünoterapi tedavisiyle paralel olarak gerçekleştirilen TARE yöntemi sayesinde ameliyat olma şansını yakaladığını belirterek, “Bu tedaviler ile tümör 17 santimden 6 santime düşürülünce ameliyat olabildim. Tümörün çıkarılmasının ardından bu kez koruma amaçlı yine kemoterapi ile immünoterapi tedavisi aldım” diyor.  Birkaç ay sonra tekrarlayan tümör nedeniyle kendisine yeniden TARE yöntemi uygulandığını söyleyen Meltem Gürsoy, “Çok şanslıydım, çünkü düzenli yapılan kontrollerimde nüks eden tümör hemen tespit edildi. Artık tüm tedavilerim bitti ve sağlığıma kavuştuğum için çok mutluyum” diyor. 

 

Tümör çok büyüktü  ve riskli bölgedeydi!

Kolanjiokarsinom olarak adlandırılan safra kesesi kanseri genellikle çok ileri evreye kadar belirti vermiyor. Meltem Gürsoy’da da tümör uzun süre sinsice ilerlemiş ve kitle 17 santim büyüklüğüne ulaştığında sinyal vermişti. Karaciğerindeki tümörün hem büyük olması hem de organın merkezinde yer alması nedeniyle Meltem Gürsoy’un ameliyat olamayacağı tespit edildi. Acıbadem Maslak Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Koray Güven, pek çok uzmanlık dalındaki hekimler ile yapılan multidisipliner bir konseyin ardından TARE yöntemine karar verildiğini belirterek, “Karaciğerin sağında ya da solunda yerleşmiş bir tümör çok büyük değilse çıkarılabiliyor. Ancak hem damar hem safra yollarının birleştiği ve vazgeçilemez yapılarının olduğu bir yer olan karaciğerin merkezindeki bir tümörün çıkarılması ise neredeyse imkansızdır. Dolayısıyla, hedefimiz küçük bir alana çok yüksek dozda radyasyon verip, tümörün küçülmesini ve böylece Meltem hanımın ameliyat olabilmesini sağlamaktı.  Diğer tedavi yöntemleriyle paralel yürüttüğümüz TARE yönteminin ardından tümör 6 santime düşünce hastamız ameliyat olabilme şansını yakaladı” diyor. 

Hastamız hayatına sağlıklı bir şekilde devam ediyor

Ameliyatın ardından birkaç ay sonra kanserin tekrar nüks ettiğini anlatan Prof. Dr. Koray Güven, “Bu yöntemin tekrar uygulanabilmesi gibi önemli bir faydası var. Dolayısıyla yine aynı şekilde ve bu kez düzenli olarak yaptığımız kontroller sayesinde erkenden teşhis ettiğimiz küçük tümöre yüksek oranda doz vererek tedavimizi gerçekleştirdik. Meltem hanım birkaç aydır tedavi görmeden hayatına sağlıklı bir şekilde devam ediyor” diyerek sözlerini tamamlıyor. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bahar Alerjisinde Göz Ovalamak Körlüğe Yol Açıyor

Bahar Alerjisinde Göz Ovalamak Körlüğe Yol Açıyor

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte, polenlerin artması ve hava koşullarındaki değişiklikler, milyonlarca kişiyi etkileyen alerjik reaksiyonları tetikliyor. Alerjisi olan kişiler, kaşıntı, burun tıkanıklığı, gözlerde sulanma ve kızarıklık gibi semptomlarla mücadele ediyor. Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, bu dönemde gözleri ovuşturmanın, basit bir alışkanlık gibi görünse de özellikle kornea üzerindeki zararları nedeniyle kalıcı görme kaybına yol açabileceğine dikkat çekiyor.

Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, bahar alerjileri ile mücadele eden hastaların gözlerini ovalama eğiliminde olduklarını ve bunun görme sağlığı üzerindeki potansiyel risklerine dikkat çekti. Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, özellikle gözün en ön şeffaf kornea tabakasında meydana gelen değişikliklerin körlük riskine varan derecede görme kaybına neden olabileceğini vurguluyor.  

Göz ovuşturmanın korneanın doğal yapısını bozarak, keratokonus gibi görme kaybına yol açan ciddi hastalıklara sebep olabileceğini belirten Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Bahar alerjileri, gözdeki bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesiyle sonuçlanır. Gözlerdeki kaşıntı ve sulanma nedeniyle birçok hasta refleks olarak gözlerini ovmaya başlar. Ancak, bu hareket göz yüzeyindeki kornea dokusunda incelme ve sivrilme sonucu ilerleyici şekil bozukluğuna neden olur. Keratokonus olarak bilinen bu hastalıkta, hastalar başlangıçta gelişen astigmatizmaya bağlı bulanık görmeden şikayet eder, zamanında teşhis ve tedavi edilmediğinde gözlüklerle dahi net görememe şeklinde ilerleyici ciddi görme sorunlarına ve hatta görme kaybına neden olabilir” dedi.

Göz ovuşturmanın risklerinden korunmanın yolları hakkında da tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, alerjik reaksiyonları hafifletmek için gözleri ovalamadan önce doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması gerektiğini belirtiyor. İlaç tedavisi, göz damlaları ve soğuk kompres gibi yöntemlerle alerji semptomlarının yönetilebileceğini söyleyen Prof. Dr. Kubaloğlu, gözleri ovuşturmak yerine bu alternatif tedavi seçeneklerinin tercih edilmesini öneriyor.

Göz Sağlığını Korumak İçin Alınması Gereken Önlemler:

  1. Alerji ilaçlarını düzenli kullanın: Doktor önerisiyle alınan göz damlaları, alerjik reaksiyonları hafifletebilir.
  2. Gözleri ovuşturmaktan kaçının: Göz ovuşturmak, zararlı bakterilerin gözdeki hassas dokulara bulaşmasına neden olabilir.
  3. Soğuk kompres uygulayın: Gözlerdeki kaşıntı ve şişliği azaltmak için soğuk kompres uygulamak rahatlatıcı olabilir.
  4. Temizliğe özen gösterin: Ellerinizin temiz olduğundan emin olduktan sonra gözlerinize dokunun.

Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Göz sağlığını korumak ve ciddi görme sorunlarının önüne geçmek için bahar alerjisi olan bireyler, gözlerine zarar vermemek adına dikkatli olmalıdır. Bahar aylarında gözleri ovuşturma alışkanlığından kaçınılması, görme kaybı riskinin azaltılmasına yardımcı olacaktır” diyerek sözlerini tamamlandı.

 

Dünyagöz Hastaneler Grubu Hakkında: 

1996 yılında hizmet vermeye başlayan Dünyagöz, gözün tüm branşlarında ve en gelişmiş teknolojilerle sunduğu yüzlerce farklı tedavi yöntemiyle göz ve göz çevresi sağlığına dair sorunlara çözüm getiriyor. Ülkemizde branş hastaneciliği ile yeni bir dönem başlatan Dünyagöz Hastaneler Grubu, günde 8.000 poliklinik ve 1.000 ameliyat kapasitesiyle yurt içi ve yurt dışında toplam 31 ayrı noktada ilkeli sağlık hizmeti veriyor. Dünyagöz; sürekli yenilenen eksiksiz teknolojisi, öğretim üyesi ve uzman doktorlardan oluşan 350 kişilik deneyimli medikal kadrosu, 3500’ün üzerinde personeli ve çağdaş yönetim anlayışıyla kısa sürede dünyanın sayılı merkezleri arasında yerini aldı. Türkiye çapında İstanbul, Ankara, Antalya, İzmit, Adana, Samsun, Tekirdağ, Bursa, Konya, Sakarya, Gaziantep ve İzmir olmak üzere 12 ayrı ilde 21 şube ve yurt dışında Almanya’nın Frankfurt ve Köln’de 2 ayrı noktada, Gürcistan’ın Tiflis, Azerbaycan’ın Bakü, Kosova’nın Priştine, Kırgızistan’ın Bişkek’te 2 ayrı noktada, Özbekistan’ın Taşkent, Bulgaristan’ın Haskovo şehirlerinde olmak üzere 10 ayrı noktada hizmet vermektedir. Dünyagöz, Türkiye’de sağlık turizminin öncülüğünü üstlenerek dünyanın 167 ayrı yabancı ülkesinden yılda ortalama 120.000 hastaya hizmet veriyor. 

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Varlık Fonu ve Irak Kalkınma Fonu, mutabakat zaptı imzaladı

Mutabakat zaptının imzalanması töreni öncesi düzenlenen basın toplantısında konuşan Ermut, “Köklü bir tarihe, ortak bir coğrafyaya ve güçlü kardeşlik bağlarına sahip iki ülke olarak, Türkiye ile Irak arasındaki ilişkiler her zaman özel bir yere sahip olmuştur” dedi.

Ermut, yüzyıllara dayanan bu dostluk sayesinde karşılıklı güven ve dayanışmanın pekiştiğini, sadece komşulukla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda ortak hedefler etrafında kenetlenen bir kardeşliğe dönüştüğünü söyledi.

“MUTABAKAT ZAPTI ÇALIŞMA KONUSUNDAKİ ORTAK KARARLILIĞIMIZI ORTAYA KOYUYOR”

“Bu mutabakat zaptı, Türkiye ile Irak arasındaki işbirliğini sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de ileriye taşıyacak güçlü bir adımdır.” ifadesini kullanan Ermut, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye Varlık Fonu olarak, Irak Kalkınma Fonu ile birlikte projelerin geliştirilmesi, finanse edilmesi ve hayata geçirilmesi konusunda yoğun bir iş birliği içerisinde olacağız. Bu mutabakat zaptı, özellikle bazı stratejik sektörlerde birlikte çalışma konusundaki ortak kararlılığımızı net şekilde ortaya koyuyor. Yenilenebilir ve yeşil enerjiden bilgi ve iletişim teknolojilerine, altyapı ve üstyapı yatırımlarından ulaştırma ve lojistiğe, otomotivden tarım teknolojileri ve gıda üretimine, finansal hizmetlerden fintek uygulamalarına kadar geniş bir yelpazede işbirliği hedefliyoruz. Yatırımların ötesinde, bilgi paylaşımı, teknoloji transferi ve kaynakların birlikte kullanımı gibi konularda yakın bir işbirliği içinde olacağız. Bu da ortak projelerimizin daha geniş ve kalıcı bir etki yaratmasını sağlayacak.”

Ermut, bu sürecin hem Türkiye’de hem de Irakta kapsayıcı ve sürdürülebilir bir kalkınmayı destekleyeceğine inandığını aktararak, aynı zamanda bu işbirliğinin bölgesel ekonomik istikrarı güçlendireceğini ve iki ülke arasındaki dostluğu daha da pekiştireceğini dile getirdi.

Ermut, “Sadece ekonomik değil, güvene ve ortak değerlere dayanan uzun vadeli ilişkiler kurmaya büyük önem veriyoruz. Bugün attığımız bu adımın bunun güçlü bir yansıması olduğuna inanıyorum. Bu önemli sürece katkı sunan herkese, özellikle de iki ülkenin kıymetli yöneticilerine ve tüm paydaşlara teşekkür ediyorum” dedi.

“İLK DEFA TİCARİ İLİŞKİLERDEN ÖTE UZUN VADELİ STRATEJİK PROJELERE İMZA ATIYORUZ”

Irak Kalkınma Fonu Başkanı Neccar da Türkiye’den gelen TVF heyetinin Bağdat’ta bulunmasından memnuniyet duyduğunu belirterek, bunun sadece Kalkınma Yolu Projesi için değil diğer tüm projeler, ortaklıklar ve ilişkiler açısından son derece önemli bir adım olduğunu söyledi.

“Irak ve Türkiye arasında ilk defa ticari ilişkilerden öte uzun vadeli stratejik projelere imza atıyoruz.” diyen Neccar, imzalanan mutabakat zaptının gelecekteki ortak projeler için de temel oluşturduğunu kaydetti.

TVF İLE IKF ARASINDA İMZALANAN ZAPT HANGİ ALANLARI KAPSIYOR?

Türkiye Varlık Fonu (TVF) ile Irak Kalkınma Fonu (IKF) arasında imzalanan mutabakat zaptı, ikili iş birliğini güçlendirmeyi, bölgesel ve küresel ölçekte etkili ortaklıkların temelini atmayı amaçlıyor.

Bu kapsamda projelerin geliştirilmesi, finanse edilmesi ve hayata geçirilmesi için yapılandırılmış bir işbirliği mekanizması doğrultusunda birlikte çalışılacak.

Söz konusu ortak çabanın ilk somut sonuçlarının 2025 Mayıs ayına kadar ortaya konması hedefleniyor.

Bu zaptla stratejik öneme sahip bazı kilit sektörlerde yenilikçi yatırımlar konusunda da ortak taahhütler hayata geçirilecek.

Bunlar, yenilenebilir ve yeşil enerji teknolojileri, bilgi ve iletişim teknolojileri, altyapı ve üstyapı yatırımları, ulaştırma ve lojistik, otomotiv, tarım teknolojileri ve gıda üretimi, fintek ve finansal hizmetler kapsıyor.

İşbirliği, bu yatırım alanlarının dışında, bilgi ve uzmanlık paylaşımı, teknoloji transferi, stratejik kaynak tahsisinin harekete geçirilmesi konularını da içeriyor.

İşbirliğinin her iki ülkede sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı desteklemesi öngörülürken bölgesel ekonomik istikrarla birlikte büyümenin güçlendirilmesi, stratejik ve köklü bağların derinleştirilmesi de hedefler arasında yer alıyor.

Kaynak: Habertürk

Elon Musk’ın serveti 300 milyar doların altında

Bloomberg Milyarderler Endeksi’ne göre dünyanın en zengin insanı Elon Musk’ın serveti, Pazartesi günü Tesla hisselerindeki kayıpların ardından 4.4 milyar dolar eridi.

Önceki haftalarda da Perşembe ve Cuma günlerinde 31 milyar doları eriyen Musk’ın böylelikle bu yıl içindeki kaybı 134.7 milyar dolara ulaştı.

Bloomberg’in ‘En Zengin 500’ listesinde Musk, en büyük 6. kaybeden isim olarak öne çıktı.

Musk’ın servetindeki düşüş, şaşırtıcı dönüşün devamı niteliğinde. Zira Tesla hisseleri Trump’ın seçilmesinden sonra yükselmiş ve Musk’ın servetini rekor seviyelere taşımıştı. O zamandan bu yana Trump’ın ekibinde yer alan bir isim olarak rolü, Tesla’yı yurtiçinde ve yurtdışında protestoların ve saldırıların hedefi haline getirdi. Milyarder ismin kutuplaştırıcı sözleri ve sosyal medya faaliyetleri, potansiyel alıcıları yabancılaştırıırken, Tesla otomobillerinin sahiplerini de markasından uzaklaştırmaya yönlendirdi.

Şirketin hisseleri, aralık ortasındaki rekor seviyeden bu yana yüzde 50’den fazla değer kaybetti. Musk, hafta sonu ABD ile Avrupa arasında etkili bir şekilde “serbest ticaret bölgesi” yaratacak bir ‘sıfır tarife’ sistemi umduğunu açıklamıştı.

* Haberin görseli Associated Press’ten servis edilmiştir.

Kaynak: Habertürk

“Her ülkeyle adil ve iyi anlaşmalar yapacağız”

Trump, İsrail Başbakanı Netanyahu ile Oval Ofis’te yaptıkları görüşmede basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Müzakerelere imkan sağlamak için tarifelerin durdurulmasına açık olup olmadığının sorulması üzerine Trump, “Bunu düşünmüyoruz” yanıtını verdi.

Trump, “Bizimle anlaşma yapmak için gelen çok sayıda ülke var ve bunlar adil anlaşmalar olacak ve bazı durumlarda önemli tarifeler ödeyecekler” dedi.

Japonya Başbakanı İşiba Şigeru ile bu sabah çok iyi bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Trump, İşiba’ya ülkelerini “açmaları gerekeceğini” söylediğini aktardı.

Trump, Japonya’ya neredeyse hiç otomobil satmadıklarını ama bu ülkenin ABD’ye otomobil sattığını dile getirerek, ABD’nin tarım ürünlerini de pek almamalarından yakındı.

ABD Başkanı Trump, Çin’in karşılıklı tarifelere misilleme olarak açıkladığı yüzde 34’lük gümrük vergilerini geri çekmemesi halinde bu ülkeye yüzde 50 ek tarife uygulayacaklarını da yineledi.

Tarifelerin bir müzakere stratejisi mi yoksa kalıcı mı olduğuna ilişkin soruyu da yanıtlayan Trump, “Kalıcı tarifeler olabileceği gibi müzakereler de olabilir çünkü tarifelerin ötesinde ihtiyaç duyduğumuz şeyler var” dedi.

“HER ÜLKEYLE ADİL VE İYİ ANLAŞMALAR YAPACAĞIZ”

Trump, “Her ülkeyle adil ve iyi anlaşmalar yapacağız ve eğer yapmazsak onlarla hiçbir işimiz olmayacak” diye konuştu.

Avrupa Birliği’nin (AB) ABD’ye ve ticarete zarar vermek için kurulduğu görüşünü yineleyen Trump, “AB ile 350 milyar dolarlık bir açığımız var ve bu hızla ortadan kalkacak. Bunun nedeni ve hızlı bir şekilde ortadan kalkmasının yollarından biri de bizden enerji almak zorunda kalacak olmaları çünkü buna ihtiyaçları var. Bizden almak zorundalar. Alabilirler de. Bir hafta içinde 350 milyar doları ortadan kaldırabiliriz” dedi.

Trump, ABD’nin İsrail’den ithalatına getirdiği yüzde 17 oranındaki tarifeleri düşürmeyi planlayıp planlamadığının sorulması üzerine ise “Burada tamamen yeni bir ticaretten bahsediyoruz. Belki de hayır” yanıtını verdi ve İsrail’e çok yardım ettiklerini sözlerine ekledi.

Netanyahu ise ABD ile ticaret açığını ortadan kaldıracaklarını, bunu çok hızlı şekilde yapmayı planladıklarını ifade ederek, ticaret engellerini de gidereceklerini söyledi.

Kaynak: Habertürk

TMO’dan dolandırıcılık amaçlı paylaşımlara karşı uyarı

TMO’dan yapılan açıklamada, bazı dijital medya kanalları üzerinden kuruma ilişkin yapılan asılsız paylaşımların dikkate alınmaması gerektiği belirtildi.

Açıklamada, bu kapsamda “Toprak Mahsulleri Ofisi, 2025 yılı itibarıyla halka arz edilecek”, “TMO halka arzı ile tarımın gücüne ortak oluyor” ve “87 yıllık dev kurum, devlet güvenceli yatırım, sadece 1000 ön kayıt kontenjanı” gibi gerçeği yansıtmayan, kamuoyunu yanıltıcı ve dolandırıcılık amacı taşıyan içeriklerin paylaşıldığı ifade edildi.

Kurumla ilgili resmi açıklamaların yalnızca TMO’nun kurumsal iletişim kanalları aracılığıyla yapıldığına dikkat çekilen açıklamada, bu tür asılsız paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiği vurgulandı.

Kaynak: Habertürk

Borsalarda dalgalanma

Trump’ın izlediği korumacı ticaret politikası küresel anlamda belirsizlik kaynağı olmaya devam ederken, bu yönde atılan ve atılacak karşı misilleme adımları risk algısının tarihi şekilde yüksek kalmasına neden oluyor.

ABD’nin attığı tarife adımlarına ilk tepkiler gelirken, cuma günü Çin, ABD’nin karşılıklı tarifeler kapsamında ülkeden ithal ürünlere getirdiği yüzde 34’lük gümrük vergisi artışına karşı aynı oranda ek tarife uygulayacağını duyurdu.

Trump, sosyal medya hesabından konuya ilişkin yaptığı paylaşımda, “Çin yanlış oynadı, paniklediler. Bu karşılayamayacakları tek şey” ifadesini kullandı.

Analistler, Trump’ın tarife açıklaması sonrası endekslerdeki düşüşün 2020’den bu yana görülen en yüksek oranlara çıktığına işaret ederek, Çin’in misillemesiyle küresel ticaret savaşlarının şiddetleneceğine dair korkularla piyasada kayıpların derinleştiğini söyledi.

ABD endekslerindeki geçen hafta takip edilen iki günlük sert düşüş 6 trilyon doların üzerinde kayba neden olurken, haftanın ilk işlem gününde Asya endeksleri öncülüğünde derin satış baskısı yatırımcılar tarafından yakından takip edildi.

ASYA BORSALARI

Güney Kore ve Japonya pay piyasalarında genele yayılan satışlar görülürken, bu satışlarda sanayi, otomotiv, madencilik ve teknoloji sektörleri başı çekti.

Bu gelişmelerle birlikte Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 7,7 düşüşle 31.187 puandan, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 5,6 azalışla 2.328 puandan, Çin’de Şanghay Bileşik Endeksi yüzde 7,3 kayıpla 3.096 puandan, Hong Kong’da Hang Seng endeksi ise yüzde 13,2 değer kaybıyla 19.828 puandan kapandı.

Avustralya’da ASX 200 endeksi yüzde 4,2 azalışla 7.343 puana gerilerken, Tayvan’da TPEx 50 endeksi yüzde 2,4 düşüşle 266,1 puanda, Filipinler’de PSEi Bileşik Endeksi yüzde 4,3 kayıpla 5.823 puanda ve Malezya’da KLCI endeksi yüzde 4,1 düşüşle 1.443 puanda günü tamamladı.

AVRUPA DA DÜŞTÜ

Avrupa basınında yer alan haberlere göre, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin, önümüzdeki günlerde Trump’ın gümrük vergilerine karşı birleşik bir cephe oluşturmaya çalışarak ABD ithalatına yönelik ilk karşı yaptırımları onaylaması bekleniyor.

Geçen hafta AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, transatlantik ticarette engelleri kaldırmak için ABD ile müzakere etmeye her zaman hazır olduklarını anımsatarak, “Aynı zamanda, karşılık vermeye de hazırız. Çelik üzerindeki tarifelere yanıt olarak ilk karşı önlem paketini zaten tamamlıyoruz. Şimdi, müzakereler başarısız olursa çıkarlarımızı ve işletmelerimizi korumak için daha fazla karşı önlem almaya hazırlanıyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.

Analistler, AB tarafının atacağı adımları küresel ekonomi ve ticaret için belirleyici olabileceğini ifade ederek, artan ticaret savaşları endişelerinin piyasalardaki satış baskısının devam etmesine neden olabileceğini vurguladı.

Almanya’da DAX Endeksi yüzde 4,3 Londra’da FTSE100 yüzde 4,4, STOXX Europe 600 Endeksi yüzde 4,5, CAC 40 Endeksi ise yüzde 4,8 düştü.

ABD ZİKZAK ÇİZDİ

ABD piyasaları düşüşle açıldı. Teknoloji firmalarının yer aldığı Nasdaq yüzde 3,92, S&P 500 yüzde 3,5, Dow Jones ise yüzde 3,21 gerilemeyle seansa başladı.

S&P 500 endeksi önce zirvesinden yüzde 20 düşerek ayı piyasasına girdi, daha sonra endeks yüzde 2 artıya döndü.

Piyasalardaki dönüşte Beyaz Saray Danışmanı Hassett’in “Trump Çin dışında gümrük vergilerine 90 günlük bir ara vermeyi düşünüyor” açıklaması etkili oldu. Beyaz Saray bu açıklamayı yalanlayınca piyasalar tekrar kırmızıya döndü.

BORSA İSTANBUL YÜKSELDİ

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,29 değer kazanarak 9.407,17 puandan tamamladı.

BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 27,34 puan artarken, toplam işlem hacmi 131,9 milyar lira oldu.

Bankacılık endeksi yüzde 0,02, holding endeksi yüzde 0,62 değer kazandı.

Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 2,76 ile menkul kıymet yatırım ortaklığı, en fazla kaybettiren yüzde 1,58 ile metal ana sanayi oldu.

Küresel piyasalarda, ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı karşılıklılık esaslı tarifelerin ardından haftanın ilk işlem gününde sert satışlar görülmesi sonrasında endişelerin bir nebze azalmasıyla ilk başta görülen derin satış baskısı günün ilerleyen saatlerinde azaldı.

Gün içinde yüzde 3,5 üzerinde değer kaybederek 9 bin seviyelerine kadar gerileyen BIST 100 endeksi kayıplarını telafi ederek 9 bin 400 puanın üzerine çıktı.

FED’DEN İNDİRİM BEKLENTİSİ

Tarife açıklamaları sonrasında para piyasalarındaki fiyatlamalarda da değişimler olurken, Fed’in ilk faiz indirim beklentisi artan resesyon endişelerine paralel olarak mayıs ayına çekildi.

Analistler, tarifelerin ekonomiyi olumsuz etkileyebileceği endişeleri bankanın yıl sonuna kadar toplamda 5 faiz indirimi yapacağına yönelik fiyatlamaların güçlenmesine neden olduğunu söyledi.

Analistler, fiyatlamalarda ABD’de cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verisinin öngörülerin üzerinde gerçekleşmesinin de etkili olabileceğini kaydederek, ABD’de bu hafta açıklanacak enflasyon verilerinden alınacak sinyallerin beklentiler üzerinde değişikliğe sebep olabileceğini söyledi.

Yatırımcıların son tarife açıklamaları sonrası görece riskli varlıklardan başta devlet tahvilleri olmak üzere güvenli liman varlıklara yöneldi.

Dolar endeksi 102,9 seviyelerine gerilerken, altının ons fiyatı şu sıralarda yüzde 0,5 azalışla 3 bin 23 dolardan alıcı buluyor. Cuma gününü yüzde 5,6 azalışla 65,7 dolardan tamamlayan Brent petrolün varil fiyatı ise şu sıralarda 63,8 dolara inerek Nisan 2021’den bu yana en düşük seviyesinde işlem gördü.

Kaynak: Habertürk

Trump, Çin dışında gümrük vergilerine 90 günlük ara verecek mi?

ABD Başkanı Donald Trump’ın tarife açıklamasının ardından S&P 500 endeksi yüzde 3’ün üzerinde değer kaybederken son zirvesinde yüzde 20 gerileyerek ‘ayı piyasası’na girdi ancak daha sonra endeks yüzde 2 artıya döndü. Bu gelişmede Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett’in açıklamalarının etkili olduğu ifade edildi.

Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett ABD medyasına verdiği demeçte Donald Trump’ın hafta sonu boyunca dünya liderleriyle görüştüğünü ve anlaşmalar için önerileri dinleyeceğini söyledi.

CNBC, Hassett’in açıklamasında ayrıca Trump’ın, Çin haricinde tüm ülkelere tarifeleri 90 günlüğüne askıya almayı düşündüğünü de söyledi. Ancak Beyaz Saray kısa süre sonra bu haberi ‘yalan haber’ diyerek yalanladı.

Söz konusu haberin etkisiyle yüzde 3’ün üzerinde ekside olan S&P 500 önce yüzde 2 artıya geçti. Ardından haberin yalanlanmasıyla yeniden yüzde 2 günlük düşüş yaşadı. Bu esnada S&P 500 şirketlerinin toplam değeri 41 trilyon 497 milyar dolardan önce 43 trilyon 531 milyar dolara çıktı. Sonra 41 trilyon 824 milyar dolara düştü. Yani kısa sürede önce 2 trilyon dolarlık düşüş daha sonra 1.7 trilyon dolarlık yükseliş yaşandı. Böylece 3.7 trilyon dolarlık bir dalgalanma kaydedildi.

* Haberin görseli Associated Press’ten servis edilmiştir.

Kaynak: Habertürk