Aylık arşivler: Haziran 2025

Umuteli Kurban Bayramı’nda Da Yüzleri Güldürdü

İnegöl Belediyesi Umuteli Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü, Kurban Bayramı’nda ihtiyaç sahibi 3 aileye canlı kurban yardımı, 85 aileye de et yardımında bulundu.

İnegöl Belediyesi bünyesinde yaptığı çalışmalarla alan el ile veren eli buluşturan Umuteli Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü, Kurban Bayramı’nda da ihtiyaç sahibi ailelerin yüzünü güldürdü. Bayram öncesi rutin gıda yardımlarıyla birlikte; giyim yardımları, çölyak hastalarına özel gıda yardımları, yaşlılar ve yetimlere bayram hediyeleri ile yine yaşlı ve ihtiyaç sahibi kişilerin ev temizliğine kadar pek çok çalışma ortaya koyan İnegöl Belediyesi Umuteli Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü, bayramda ihtiyaç sahibi 3 aileye canlı kurban yardımı, 85 aileye de et yardımında bulunuldu.

BAYRAMIN PAYLAŞMA RUHU KURBAN BAYRAMINDA DA YAŞATILDI

Umuteli Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü sisteminde kayıtlı ihtiyaç sahiplerine yönelik yapılan yardımlar, bayram sabahı vatandaşların yüzünü güldürdü. Umuteli Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nün tespitini yaparak belirlediği ihtiyaç sahibi ailelere hijyenik koşullarda kesimi yapılan ve bağışlanan kurban payları ulaştırıldı. Görevli ekiplerce dağıtılan hisseler, bayramın paylaşma ruhunu da ortaya koydu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şiddeti normalleştiren evler, zorba çocuklar yetiştiriyor!

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, akran zorbalığının nedenleri, çocuklar üzerindeki psikolojik ve fiziksel etkileri ile bu duruma karşı ailelerin, öğretmenlerin ve okulların nasıl bir yaklaşım sergilemesi gerektiği hakkında bilgi verdi.

Şiddetin onaylandığı ailelerde yaşayan çocuk, daha kolay zorbalık yapar

Sistematik bir şekilde, sadece bir kere ile mahsus olmayan, yaşıtların birbirine yaptığı zorbalığın çeşitli türleri olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “En sık görüleni fiziksel zorbalık ama bunun yanında sosyal zorbalık dediğimiz sözel zorbalık da var. İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte diğerlerine nazaran daha yeni bir kavram olarak siber zorbalık dediğimiz bir türü de var.” dedi.

Çocukların neden zorba olduğuna açıklık getiren Luş, “En sık görünen sebepler arasında dürtüsellik geliyor. Bu çocuklar çok dürtüsel, hatta belki tedavi edilmemiş hiperaktivite ve dikkat eksikliği gibi biyolojik birtakım yatkınlıklara sahip olan çocuklar olabilirler. Bu durum ailesinde birtakım şiddet içerikli olaylara şahit olan çocuklarda da görülebilir. Küçüklükten beri şiddetin onaylandığı ailelerde yaşayan bir çocuk, diğerlerine nazaran daha kolay zorbalık yapacaktır.” şeklinde konuştu.

Travma devam ettiği için çocuk da devamlı kurban rolünde kalıyor 

Akran zorbalığına maruz kalan çocukların yaşla birlikte değişen şekilde en sık korku, kaygı, anksiyete bozukluğu gibi belirtiler gösterdiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Okula gitmek istememek, ders başarısında düşüş, mide bulantısı, baş ağrısı gibi fiziksel belirtiler ile vücuttaki bir takım izler fiziksel bir saldırıya uğradığının belirtisi olabilir.” dedi.

Ailelerin dikkat etmesi gereken durumlara da değinen Luş, şunları söyledi:

“Zorbalığa uğrayan çocuklarda bu tip belirtiler çok sık görülüyor. Aileler bunlara çok dikkat etmeli. Tabii daha sonra öz değerin kaybı, çocuğun kendi benlik algısında değişiklik de görülebiliyor. Çünkü bu süregiden bir durum, yani travma devam ettiği için çocuk da devamlı kurban rolünde kalıyor. Bu da hem öz benlik saygısında azalma hem de onun üzerine eklenen ağır depresyonlar ve çeşitli psikiyatrik bozukluklar görülmesine neden olabiliyor.”

Çocuk tek başına bir şey yapamadığında ailenin ve öğretmenin devreye girmesi önemli

Çocukların akran zorbalığı ile nasıl baş edebileceğinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Çocuğu tek bir birey olarak görmüyoruz, çocuk tek başına pek bir şey yapamayabilir.” dedi.

Çocukların bu durumu öğretmenlerine ve ailelerine söyleyemeyeceğini, kendi başlarına da çözemediklerinde bir çıkmaza girmiş hissedeceklerini vurgulayan Luş, “Buradan çıkmanın tek yolunun zorbanın isteklerini yapmak olduğunu düşünebilirler. Çocuk tek başına bir şey yapamadığında ailenin ve öğretmenin bunun farkına vararak devreye girmesi önemli. Çünkü çocuk söyleyemeyeceği için ailenin yaklaşımı, öğretmenlerin ve okulun yaklaşımı aslında durumu anlatması için bir zemin hazırlama şeklinde olur. Çocuk bunu anlattıktan ve olay ortaya çıktıktan sonra ki yaklaşımlar da yine çocuğun lehine olmalı. Destekleyici olmak ve kesinlikle çocuğu suçlamamak gerekir. ‘Sen de bir şey mi yaptın ki sana geldi vurdu?’ dememek lazım. Okulun devreye girmesi ve özellikle fiziksel bir durum varsa bunu durdurması çocuğun kendini güvende hissetmesi açısından çok önemli. Eğer çocuk güvende hissetmeye başlarsa, o zaman kendisi bununla baş etme adımını atar.”

Ebeveynler de yardım almayı öğrenmeli

Zorbalık yapan çocuğun ebeveynlerinin, zorbalığın tedavi edilmesi gereken bir durum olduğunu kabullenmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Dürtüselliğin çok kolay bir şey olmadığını belirtmek gerekir. Ebeveynler yardım almayı öğrenmeli, yardım almaktan çekinmemeli. Çünkü kendi kendilerine çözemeyecekleri bir durum.” dedi. 

Akran zorbalığının önlenmesinin en etkili yolunun eğitim olduğunu kaydeden Luş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu işin okullarda özellikle çok küçük yaşlardan itibaren çocuklara anlatılması, çocukların velilerinin, anne babalarının eğitilmesi, öğretmenlerin eğitilmesi yani bu işin farkına varmaları, bununla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmeleri, ondan sonra da hemen müdahale etmeleri yoluyla ancak engellenebilir.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

13 Ağustos’tan itibaren Disney+ ekranını işgal edecek olan yeni bilimkurgu dizisi **‘Alien: Earth’**ten resmi fragman yayınlandı

“İnsan vücudundan sentetik bir vücuda geçiş yapan ilk kişi sen olacaksın.” cümlesine Wendy’nin verdiği “Çünkü ben özelim” cevabı, sadece onun hayatını değil; sayısız insanın ve 2120 yılındaki dünyanın kaderini değiştirecek kadar güçlü olacağı tahmin edilemezdi. Ancak 8 bölümden oluşan ‘Alien: Earth’ dizisinde bu güç, izleyicileri soluksuz bırakacak bir distopik atmosferde kendini fazlasıyla gösterecek. Serinin filmleri uzayda geçerken, dizinin lokasyon olarak dünyamızda geçmesi projeyi, yenilikçi bir mihenk taşı kılıyor.

Sinema tarihinin ölümsüz serilerinden ‘Alien’ın 1979 yapımı filminden tam 30 sene öncesine giden ‘Alien: Earth’te dünya, beş şirket tarafından yönetiliyordur: Prodigy, Weyland-Yutani, Lynch, Dynamic ve Threshold. Bu Kurumsal Çağ’da sibernetik organizmalar (hem biyolojik hem de yapay parçalara sahip insanlar) ve sentetikler (yapay zekaya sahip insansı robotlar) insanlarla birlikte varlığını sürdürmeye çalışıyordur. Ancak Prodigy Corporation’ın kurucusu ve CEO’su yeni bir teknolojik ilerlemeyi başardığında bu sakin gözüken ancak tehlikeli ve öngörülemez oyuna melezler (insan bilinciyle aşılanmış insansı robotlar) dahil olacaktır. Wendy adlı ilk melez prototip, ölümsüzlük yarışında yeni bir başlangıcı da işaret edecek ve Weyland-Yutani’nin uzay gemisi Prodigy Şehri’ne çarpınca Wendy ve diğer melezler, kimsenin hayal dahi edemeyeceği kadar korkunç, gizemli yaşam formlarıyla karşılaşacaklar. 

Noah Hawley tarafından yaratılan ‘Alien: Earth’ün yayınlanan resmi fragmanında eğer bu formlar hapsedilmezse tüm dünyanın geleceği için geç kalınmış olacak. Yapımcıları arasında Ridley Scott’ın da bulunduğu ve görsel efektler ile aksiyonun görünmez bir koreografi ile dans ettiği dizi, seyircileri 13 Ağustos’tan itibaren nefes kesici bir zamanla yarışın içine dahil edecek. 

Sydney Chandler, Alex Lawther, Timothy Olyphant, Essie Davis, Samuel Blenkin, Babou Ceesay, David Rysdahl, Adrian Edmondson, Adarsh Gourav, Jonathan Ajayi, Erana James, Lily Newmark, Diem Camille ve Moe Bar-El gibi uluslararası bir oyuncu kadrosuna sahip ‘Alien: Earth’13 Ağustos’tan itibaren sadece Disney+’ta diziseverlerle buluşacak. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

BETEM’de yapılan atölye çalışması uluslararası kongreye davet aldı

Yenişehir Belediyesinin iştiraki Yenişehir İşletmecilik A.Ş. aracılığıyla kurduğu ve Türkiye’ye örnek olaran Ömer Faruk İlbilgen Beceri Temelli Eğitim Merkezi(BETEM)’nde görev yapan öğretmen ekibi önemli bir başarıya imza attı. BETEM öğretmenlerinin hazırladığı “Minik Zihinler İçin Büyük Fikirler: SCAMPER ile Yaratıcılığı Keşfetmek” başlıklı atölye çalışması, 27-30 Ekim 2025 tarihleri arasında Bursa’da düzenlenecek olan 9. Uluslararası Okul Öncesi Eğitim Kongresi kapsamında kabul edildi.

Bu yılki ana teması “Erken Çocuklukta Kayıp Parçaları Birleştirmek” olan kongre, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi ev sahipliğinde gerçekleşecek ve alanında uzman akademisyenleri bir araya getirecek. BETEM ekibi, okul öncesi eğitimde yaratıcı düşünmenin geliştirilmesini hedefleyen SCAMPER tekniğini uygulamalı olarak aktaracakları atölye ile kongrede yer alacak. Prof. Dr. Selçuk Şirin, Prof. Dr. Susanne Denham, Prof. Dr. Ziya Selçuk ve Prof. Dr. Sinan Canan gibi birçok akademisyenin katılacağı kongrede BETEM öğretmenleri atölye çalışmalarını örnek olarak aktaracak. 

Başkan Özyiğit, öğretmenlerle buluştu

Atölye çalışması yürüten BETEM öğretmenleri,  BETEM Kurucu Temsilcisi Raif Çakmak ve BETEM Müdürü Elsun Türe Bir ile birlikte Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’i ziyaret ederek, davet alan atölye çalışmaları ve kongre hakkında bilgi verdi. 2019 yılında hayata geçirdikleri ve Türkiye’de bir ilk olan Erken Çocukluk Gelişimi Projesi ile birçok ulusal ve uluslararası davet aldıklarına dikkat çeken Başkan Abdullah Özyiğit,  “çocukların potansiyelini erken yaşta keşfetmek ve onları özgür düşünen bireyler olarak yetiştirmek” hedefiyle yola çıktıklarını söyleyerek, öğretmenleri tebrik etti.

Bilimsel temellere dayanan ve çok disiplinli bir eğitim yaklaşımı

BETEM, Türkiye’de erken çocukluk gelişimi temelli ilk beceri eğitim merkezi olma özelliğini taşıyor. Merkezde çocukların bireysel yeteneklerini keşfetmelerine olanak tanıyan, bilimsel temellere dayanan ve çok disiplinli bir eğitim yaklaşımı uygulanıyor. Sanat, bilim, doğa ve teknolojiyi bir araya getiren atölyelerle çocukların düşünme becerileri, problem çözme kapasiteleri ve sosyal-duygusal gelişimleri destekleniyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarında “Viyolonsel Dinletisi”

Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarında genç yetenekler sahne almaya devam ediyor.

         Ege Üniversitesi (EÜ) Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı (DTMK) Etkinlik Salonu’nda “Viyolonsel Dinletisi” gerçekleştirildi. Öğr. Gör. Dr. Seher Erkan’ın koordinatörlüğünde düzenlenen etkinlikte, konservatuvar öğrencileri çello enstrümanı eşliğinde sahne aldı. Dinletiye, Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Dr. Tarkan Erkan, öğretim elemanları, öğrenciler ve sanatsever büyük ilgi gösterdi.

Etkinlik kapsamında genç yetenekler; Yaren Şen, Semih Gümüşel, Cansel Uğurçay, Hiranur Tütüncü, Ayşe Yener ve Mizgin Algur viyolonsel performansları ile farklı dönemlere ve tarzlara ait bestecilerin eserlerini sahnede icra ettiler.

Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Dr. Tarkan Erkan, Viyolonsel Dinletisinde sahne alan öğrencilere ve enstrüman icracılarına “Teşekkür Belgesi ” takdim etti.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Salt Beyoğlu’ndaki “Hayvanların Yaşamı” sergisi, Türkiye ve farklı coğrafyalardan sanatçıların insan-hayvan ilişkilerini merkeze alan işlerini bir araya getiriyor. Sergi kapsamındaki etkinlikler, 13 Haziran Cuma günü akademisyen Birkan Taş ve Mine Yıldırı

Garanti BBVA tarafından kurulan Salt’ın Hayvanların Yaşamı sergisi, müşterek varoluştan tahakküme değişen insan-hayvan ilişkilerini irdelerken ortak yaşama dair farklı arayışları da ortaya koyuyor. Seçkide yer alan işlerin gündeme getirdiği konular, bir dizi programla yorumlama ve tartışmaya açılıyor. 

Akademisyen Birkan Taş13 Haziran Cuma saat 17.00’de Salt Beyoğlu’ndaki Açık Sinema’da gerçekleştireceği konuşmada, asistan köpekler üzerine yürüttüğü araştırmadan hareketle insan-hayvan ayrımını türcülük ve engellilik tartışmaları ekseninde değerlendirecek. Taş, “Asistan Köpekler, Türcülük ve Sevgi Söylemini Yeniden Düşünmek” başlıklı konuşmasında asistan köpeklerle ilgili söylemlerde sıkça kullanılan “koşulsuz sevgi” anlatısının, bu hayvanların duygusal ve fiziksel emeklerinin görünmez kılınmasındaki rolünden bahsedecek. Sevgi, bağımsızlık ve türler arası ilişkiler üzerinden ortak yaşamın etik sorumluluklarını ve karşılıklı bağımlılık fikrini irdeleyecek.

Aynı gün saat 19.00’da ise akademisyen Mine Yıldırım, “İhtimam ile Şiddet Arasında: İstanbul’un Köpeklerine Dair Arşiv, Tanıklık ve Tarihyazımı” başlıklı bir konuşma yapacak. Hayvanların Yaşamı kapsamında sunulan araştırma projesinden yola çıkacak Yıldırım, 1910’daki Hayırsızada Sürgünü’nden bugüne uzanan köpeksizleştirme siyasetine, bu siyasetin karşısında gelişen ihtimam kültürüne ve bu iki karşıt gücün şekillendirdiği kent tarihine odaklanacak. İstanbul’daki sokak köpeklerinin yaşamını etkileyen tehcir, tecrit, sistematik imha, mekânsal sınırlandırmalar gibi şiddet rejimleri ile bu rejimlere karşı gelişen ve gündelik yaşamın içinden filizlenen ihtimam pratiklerini değerlendirecek. Derlediği arşiv belgeleri ışığında, şiddet ile ihtimamın birbirine değdiği, kimi zaman çatıştığı ama hep iç içe geçtiği bu uzun kentsel hikâyeyi tartışmaya açacak.

Hayvanların Yaşamı, 10 Ağustos’a dek Salt Beyoğlu’nda ziyarete açık. Umut Ceyhan Akyol’un rehberliğindeki ücretsiz sergi turları ise 7 Ağustos’a kadar devam ediyor. Ayrıntılı bilgi ve kayıt için: saltonline.org.

Hayvanların Yaşamı sergisi Hollanda Krallığı, Goethe-Institut İstanbul, Flanders State of the Art, Asya International Movers’ın desteği; Eureko Sigorta, Jotun ve Bankerhan Hotel’in katkılarıyla gerçekleştirilmektedir.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Antalyalı kadınlardan savunma sanatı kurslarına yoğun ilgi

Antalya Büyükşehir Belediyesi, kadınların kendilerini korumak, güvende hissetmek ve özgüvenlerini artırmak amacıyla “Savunma Sanatları Eğitimi”  kursu açtı. Antalyalı kadınların yoğun ilgi gösterdiği kursta, kadınlar uzman eğitmenlerden temel yakın dövüş teknikleri öğreniyor. 

Antalya Büyükşehir Belediyesi, düzenlediği spor kurslarıyla birlikte Antalyalılar için fayda üretmeye devam ediyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi kadınlar ve çocukların güvenliğini, kendilerini korumalarını sağlamak ve özgüvenlerini artırmak amacıyla Antalya Spor ve Fitness Merkezleri’nde (ASFİM) ücretsiz şekilde “Savunma Sanatları Eğitimi” düzenliyor. Eğitimler, son zamanlarda kadınlara ve çocuklara yönelik artan şiddet olaylarına karşı büyük önem arz ediyor. Antalyalı kadınlar savunma sanatları eğitimlerine yoğun ilgi gösteriyor.

BİRÇOK TEKNİK ÖĞRETİLİYOR

Konyaaltı ASFİM’de düzenlenen derslerde, uzman eğitmenler tarafından temel yakın dövüş teknikleri öğretiliyor. Kursiyerler, hem fiziksel hem de zihinsel olarak güç kazanıyor. Derslerde aynı zamanda; tehdit anında soğukkanlı kalabilme, doğru refleks geliştirme, stratejik düşünme ve baskı altında karar verme gibi yetiler de kazandırılıyor.

DAHA GÜÇLÜ KADINLARIN OLDUĞU ANTALYA

Her yaştan kadının ve çocuğun katılım sağlayabildiği dersler, haftada 2 gün olarak düzenleniyor. 2 aylık periyotlar halinde gerçekleştirilen her dönem sonunda katılımcılar, kendilerini korumaya yönelik temel becerilerle donanmış oluyor. Katılımcılar, sadece fiziksel anlamda değil, psikolojik olarak da güç kazanıyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kadınlara yönelik bu ücretsiz savunma sanatı dersleri, toplumsal farkındalığın artmasına katkı sunarken, kadınların kamusal alanda daha güçlü ve özgüvenli bireyler olarak var olmalarını destekliyor.

“VATANDAŞLARIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Antalya Büyükşehir Belediyesi ASFİM’de Savunma dersleri eğitimi veren Nur Böcekdere, “ASFİM’lerimizde kadın savunma derslerimiz devam ediyor. Derslerimizde fiziksel savunma, tehdit anında nasıl doğru tepki vermemiz gerektiği gibi şeyler gösteriyoruz. Bu doğrultuda vatandaşlarımızdan olumlu geri dönüşler alıyoruz. Burada stres attıklarını, sosyalleştiklerini, dışarıda daha özgüvenli olduklarını söylüyorlar. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

HEM MOTİVASYON HEM ÖZGÜVEN SAĞLIYOR

Savunma dersi öğrencisi Fatma Kahraman Ayhan, daha önceki dönemlerde, ASFİM’de reformer, pilates, step, aerobik gibi birçok derse katılım sağladığını, şimdi de savunma dersi aldığını söyledi. Ayhan, “ Dersler şimdiye kadar çok güzel ve eğlenceli gidiyor. Bu sporu yapabildiğim için mutluyum. İş sonrası burada motivasyon bulmak güzel. Burada günün yorgunluğunu atabiliyorum, stresimi atıyorum ve eve yüksek motivasyonlu şekilde gidiyorum. Ülke şartlarında, kadınlar olarak böyle bir şeye ihtiyaç duyuyoruz. Bugüne kadar bir sorun yaşamadım ama bu yaşamayacağım anlamına gelmez. O yüzden bu dersi almak istedim. Tüm hem cinslerimin buraya gelmesini tavsiye ederim. Bu imkanları sağladığı için Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’e teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Alo Evlat Sağlık Kulübü’nden Bayramda Anlamlı Ziyaretler

Kartepe Belediyesi’nin sosyal hizmet projelerinden biri olan Alo Evlat Sağlık Kulübü, Kurban Bayramı’nda da yaşlı, hasta ve ihtiyaç sahibi büyükleri yalnız bırakmadı. Ekipler, bayramda ilçe genelinde kapı kapı dolaşarak gönüllere dokundu.

Kartepe Belediyesi’nin “evlat sıcaklığında hizmet” anlayışıyla sürdürdüğü Alo Evlat Sağlık Kulübü, bu bayramda da hizmette sınır tanımadı. Ekipler; yaş almış, sağlık sorunu yaşayan ya da kimsesi olmayan büyükleri evlerinde ziyaret ederek bayramlarını kutladı. Büyüklerle bayramlaşan ekipler, onların hal ve hatırlarını sorarak yalnız olmadıklarını bir kez daha hissettirdi. Bu anlamlı buluşmalar sırasında duygusal anlar da yaşandı.

‘Bayramlar Paylaşmaktır, Hatırlamaktır’

Kartepe Belediye Başkanı Av. M. Mustafa Kocaman, yürütülen çalışmalarla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Büyüklerimizin duaları bizim için en büyük armağan. Alo Evlat Sağlık Kulübümüzle onların kapılarını çalıyor, gönüllerine dokunuyoruz. Bayramlar paylaşmaktır, hatırlamaktır, bir arada olmaktır. Biz de her bayram olduğu gibi bu bayramda da büyüklerimizi unutmadık; yalnız olmadıklarını, her zaman yanlarında olduğumuzu bir kez daha gösterdik” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dünyanın ilk ve tek engelli kadın ralli pilotu engellilere umut oluyor

Dünyadaki ilk ve tek engelli kadın ralli pilotu olan Osmangazi Belediyesi Yazı İşleri Müdürlüğü personeli Kübra Denizci Keskin, hayat ve başarı hikayesini anlatarak engelli bireylere umut oluyor.

Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlenen ralli şampiyonlarına katılarak önemli başarılara imza atan Kübra Denizci Keskin, Osmangazi Kent Konseyi Engelliler Meclisi’nin 15 günde bir düzenlediği söyleşi programına konuşmacı olarak katıldı. Engelli bireylerin hayatın içinde karşılaştıkları zorlukları aşmaları, kendilerini güvende hissetmeleri ve hayata sıkı sıkı tutunarak başarılı olmaları için düzenlenen programa konuşmacı olarak katılarak hayat ve başarı hikayesini anlatan Osmangazi Belediyesi’nin şampiyon ralli pilotu Kübra Denizci Keskin, engelli bireylere umut ışığı oldu. Ördekli Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya katılan engelli bireyler Keskin’in hayat ve başarı hikayesini büyük bir dikkatle dinledi.

“Hepimizin hikayesi farklı olsa da yaşadığımız zorluklar aynı”

Son olarak Yeşil Bursa Rallisi’ne katılan ve kategorisinde üçüncülük elde eden Keskin, “Osmangazi Belediyesi’nin destek verdiği bir sporcu olarak kendi evimizde yarışmak benim için çok önemliydi. Yeşil Bursa Rallisi çok ikonik bir yarış. Etaplar oldukça zorlayıcı. Bizim için çok kolay yarış olmadı. Sonucun iyi olması bizi mutlu etti. Bundan sonra toprak yarışlarımız başlıyor. Kapadokya rallisi olacak. Sezon tam gaz devam ediyor.  Engelliler meclisinde bir konuşma yapmak benim için çok kıymetli. Türkiye’de 3 milyon 500 bine yakın engelli vatandaşımız var. Yaşam koşullarının bizim için daha iyi düzenlenmesi adına daha fazla sesimizin çıkması gerektiğini düşünüyorum. Bugün burada ben kendi hayat hikayemi anlattım. Toplantıya gelen engelli arkadaşlarımızla beraber neler yapabiliriz, belediyeler neler yapabilir, engellilere nasıl destekler verilebilir bunları konuştuk. Hepimizin hikayesi birbirinden farklı ama içimizde yaşadığımız zorluklar bence aynı. Engelli bireylere destek verildiğinde herkesin hikayesini bir başarı hikayesine çevirme şansı olabileceğini düşünüyorum. Her şeyin erişilebilir olması çok önemli. Ben hayatımda biraz şanslı olan bir noktada yer aldım. 2 tane üniversite bitirdim Osmangazi Belediyesi’nde çalışıyorum. İlk işe atandığımda, belediyeye geldiğimde inanılmaz mutlu olmuştum. Her şey engellilere uygundu. Fakat herkes bu koşulları sağlayamıyor. İş hayatına girdiklerinde engellerle karşılaşıyorlar. Ben şuan engellilere yönelik yapılan çalışmaların çok değerli olduğunu düşünüyorum. Ama daha fazla insana ulaşarak bunları sürdürebilir hale getirmemiz lazım. Ben engellilerin toplumda bir değer olduğunu herkesin anlamasını istiyorum” dedi.

“Erkan Aydın başkanımızın engelliler konusunda büyük bir hassasiyeti var”

Hayatın birçok noktasında zorluklar ile karşılaşabildiklerini ifade eden Keskin, “Biz de herkes gibi yaşıyoruz. Bizler bir çok şeyi yapabiliriz; burada önemli olan bizim bir değer olarak görünmemiz. Bazen şöyle tabular oluşabiliyor, her hangi bir engelli birey bir şey yapmak istediğinde, bir çok şey onunla ilgili teferruat olarak görülebiliyor. Bu bakış açısı kalktığında engelli bireyler kendi hayatında çok güzel şeyler başarabilir diye düşünüyorum. Osmangazi Belediyesi’nin engellilere karşı çalışmalarını çok kıymetli buluyorum. Erkan Aydın başkanımızın engellilerle ilgili bir hassasiyetinin olduğunu düşünüyorum. Bana da yarışlarım için destek veriyor olması çok kıymetli. Ben bireysel bir sporcu olarak kendi hayalimin peşinden giriyorum. Hayalimin peşinden giderken de birçok engelliye umut olmuş oluyorum. Neden benim arkamdan başkaları da gelmesin diyorum ve bununla ilgi çok güzel geri dönüşler alıyorum. Başkanımız Erkan Aydın’ın bu farkındalığı oluşturmak adına verdiği desteği çok değerli buluyorum. Birçok yerde ve kurumlarda engelliler için her şey uygun değil. Ben, Osmangazi Belediyesi’nde çok büyük bir konforla çalışıyorum. Umarım tüm kamu daireleri ve özel kurumlarda her şey daha erişilebilir hale gelir” şeklinde konuştu.

“Toplantıları düzenlememizin amacı engelli bireylerin motivasyonunu arttırmak”

Osmangazi Kent Konseyi Engelliler Meclisi olarak dünyanın ilk ve tek engelli kadın pilotu  olan Kübra Denizci Keskin’i ağırlamaktan dolayı mutluluk duyduklarını söyleyen Osmangazi Kent Konseyi Engelliler Meclisi Başkanı Orhan Koca, “Bizim burada toplanmamızın amacı engelli bireylerin motivasyonunu arttırmak.  Engelli bireylere şans verildiği, önü açıldığı ve engeller konulmadığı zaman neler başarabileceğinin en büyük örneğidir Kübra Denizci Keskin. Osmangazi Kent Konseyi Engelliler Meclisi olarak engelli bireylerin hayata daha aktif katılım sağlayabilmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Bundan sonraki süreçte de çalışmalarımıza devam edeceğiz. Engelleri aşmak için engelli bireylerin hayatın içinde her alanda daha aktif olabilmelerini amaçlıyoruz” diye konuştu.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstanbul 2. Tesisat Sektörü Öğrenci Buluşması DemirDöküm Sponsorluğunda Gerçekleşti

DemirDöküm, eğitim destek programlarıyla iklimlendirme sektörünün geleceğine yatırım yapmayı sürdürüyor. 10 yılı aşkın süredir eğitim alanında birçok projeyi hayata geçiren şirket, bu kez İstanbul 2. Tesisat Sektörü Öğrenci Buluşması’na premium sponsor olarak katkı sağladı. Marmara Üniversitesi’nde düzenlenen organizasyona 400 öğrenci ve 30 öğretmen katılırken, 60 sektör profesyoneli bilgi ve deneyimlerini gençlerle paylaşarak ilham kaynağı oldu.

Eğitim alanında hayata geçirdiği ve dahil olduğu projelerle iklimlendirme sektörünün nitelikli iş gücünü artırmayı hedefleyen DemirDöküm, bu alandaki çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Odaklı Grup ve TESİDER iş birliğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen “İstanbul Tesisat Sektörü Öğrenci Buluşması”, DemirDöküm’ün premium sponsorluğunda gerçekleştirildi.

Marmara Üniversitesi Mehmet Genç Külliyesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen organizasyonda iklimlendirme alanında eğitim gören 400 öğrenci ve 30 meslek lisesi öğretmeni, sektör profesyonelleriyle bir araya geldi. Etkinlikte yer alan 60 sektör temsilcisi, sektördeki deneyimlerini gençlerle paylaşarak onlara ilham verdi.

Meslek liselerinde öğrenim gören öğrencileri desteklemek, sektörün deneyimli isimleriyle öğrenciler arasında köprü kurmak ve iklimlendirme sektörünün nitelikli iş gücü ihtiyacına dikkat çekmek amacıyla düzenlenen organizasyonda, katılımcılara mezuniyet sonrasında kariyerlerini hangi alanlarda şekillendirebileceklerine dair önemli bilgiler de aktarıldı.

Sektörde 70. yılını kutlayan DemirDöküm’ün, uzun yıllardır Milli Eğitim Bakanlığı ile yürüttüğü iş birliği kapsamında teknik ve Anadolu lisesi öğrencileri ile eğitimcilerine yönelik pek çok programı hayata geçirdiğini belirten Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Atan şöyle konuştu: “Bir gün bizlerden bayrağı devralacak gençlerin gelişimine yatırım yapma vizyonumuzla bu tür etkinliklerde yer almaktan ve onları desteklemekten son derece memnunuz. Gençlerimizin sahip olduğu yetenekleri açığa çıkarmak, mesleki gelişimlerine katkı sağlamak ve kariyer yolculuklarının ilk adımlarında yanlarında olmak için çalışıyoruz. 70 yıllık köklü geçmişimizle, sektörün öncü markalarından biri olarak eğitim alanındaki desteğimizi sürdürüyoruz. Teknik ve Anadolu lisesi öğrencilerine yönelik düzenlediğimiz çeşitli programların yanı sıra; bu etkinlikte de olduğu gibi sponsorluklarımızla da genç nesillerin donanımlı bireyler olarak yetişmelerine katkı sunuyoruz. Bu tür iş birliklerinin hem sektörel gelişim hem de gençlerin yönlendirilmesi açısından büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Gelecek dönemde de eğitim alanındaki desteklerimize kararlılıkla devam edeceğiz.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı