Aylık arşivler: Haziran 2025

Yeni çiftçiler adım adım İZTAM’da yetişiyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi (İZTAM), 5’ten 80’e kadar her yaş grubuna kuraklıkla mücadele, sürdürülebilir tarım ve doğayla uyumlu bir yaşam için eğitim veriyor. Genç çiftçilerin yetişmesine katkı sağlayan merkezde topraksız tarımdan seracılığa, atalık tohumlardan güneş panellerine kadar pek çok konuda eğitim alan gençler yaşadıkları unutulmaz deneyimi ve farkındalığı dile getirdi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın kuraklıkla mücadele ve sürdürülebilir tarım için bilinçli genç çiftçilerin yetiştirilmesine yönelik teşvikleri kapsamında İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’nde (İZTAM) çocuk ve gençlere yönelik eğitimler artırıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde hizmet veren, 16 bin dönüm arazi üzerine kurulan İZTAM’da öncelikli olarak iklim krizi ve kuraklıkla ilgili eğitimler verilirken, çocuk ve gençler ilk defa toprakla buluşturuluyor.

Tarıma ve kuraklıkla mücadeleye dair eğitimler
Eğitimler, belirlenen periyotlarda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ziraat mühendisleri tarafından veriliyor. Hem teorik hem uygulamalı eğitim alan gençler, topraktan sofraya ürünlerin nasıl yetiştiğine dair bilgi sahibi oluyor. Gençler alanda iklim krizinin etkileri, güneş paneli, yağmur hasadı, topraksız sera, hava tahmin cihazları, atalık tohumlar, organik tarım, sürdürülebilir tarım, mantarcılık, su tasarrufu, seracılık, böcek oteli gibi pek çok konuya dair bilgi alıyor ve merkezdeki alanları, üniteleri gözlemleme fırsatı buluyor.

“Eğitimleri tüm İzmir’e yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz”
Merkeze ve yürütülen çalışmalara dair bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Eğitim Ar-Ge ve Koordinasyon Şube Müdürü Murat Altun, alanda üretim seraları, araştırma parselleri bulunduğunu belirterek “İzmir tarımını geliştirme adına faaliyetler yürütüyoruz. İZTAM’da ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim başta olmak üzere farklı yaş gruplarına yönelik eğitimler veriyoruz. Bunun yanı sıra da özellikle üreticilerimizi, çiftçilerimizi burada misafir ederek, onlara üretim disiplinlerini, iklim değişikliklerinin olumsuz etkilerini, suyun doğru kullanımına yönelik tek insan, tek sağlık temalı çalışmalarımızı anlatıp eğitim faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Uygulamalı eğitimler de gerçekleştiriyoruz. Fide dikimi, tohum tanıma, biyocoğrafya laboratuvarı gibi çalışmalar yapıyoruz.  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın önderliğinde gerek üretim gerekse eğitim faaliyetlerini İzmir geneline yaymayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Yeni çiftçiler adım adım yetişiyor
İZTAM’da 5 yaştan 80 yaşa kadar tarım eğitimi verdiklerini ifade eden Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli ziraat mühendisi Eylül Adıgüzel, “Biz sadece belirli bir gruba eğitim vermiyoruz. Her kitleye ulaşmanın amacındayız. Çocuklara doğa bilinci kazandırmayı, doğa temelli sürdürülebilir tarımı öğretmeyi hedefliyoruz. Bugüne kadar hiçbir şey yetiştirememiş kişilere tarım eğitimleri vererek yeni bir başlangıç yapmalarını sağlıyoruz. Tarım eğitimleriyle özellikle genç kitlelerde büyük bir farkındalık oluşuyor. Bu sayede aslında yeni bir meslek kapısının farkına varıyorlar. Bu sayede yeni çiftçilerimiz adım adım yetişiyor diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. 

“Buraya gelmeden önce hiç farkında değildim”
İZTAM’da eğitimlere katılan kız meslek lisesi öğrencileri, yaşadıkları deneyimden etkilendiklerini ifade ederek iklim krizi ve tarıma dair pek çok konuda farkındalık yaşadıklarını ifade etti. Gençler yaşadığı deneyimi şu sözlerle aktardı;
Mina Yenihan: “İlk defa böyle bir eğitimle karşı karşıyayım. Böyle yeni şeyler öğrenmek yeni deneyimler oluşturuyor. Buradaki eğitimlere herkes katılmalı. Çünkü iklim sorunu, hepimizin sorunu. Herkes bilgilenmeli. İklim kriziyle benim geleceğim tehlikeye giriyor. Bitkilerin iklim değişikliğinden etkilenmesi çok kötü. Bitkiler olmazsa bizim de nefesimiz olmaz, beslenmemiz kötüleşir. Buraya gelmeden önce bu sorunların farkında değildim. Sorunlarımızın olduğunu biliyordum ama bir katkıda bulunmamıştım. Farkındalığım oluştu, çevreye verdiğim zararlara daha çok dikkat edeceğim.”

“Doğayla daha fazla iç içe olmalıyız”
Esra Mülhüm: “Bence çok gerekli olan eğitimler. Binalarda yaşadığımız için bitkinin nasıl büyüdüğünü, geliştiğini, bizim için faydalarını bilmiyoruz. Onlara nasıl davranmamız gerektiğini bilmiyoruz. Bu eğitimler sayesinde bence bitkileri daha çok anlayabiliyoruz. Merkez içinde en çok ilgimi çeken yer, yararlı böceklerin yetiştirildiği alan oldu. Arı, solucan gibi yararlı böcekler için böcek oteli yapmışlar. Doğayla daha fazla iç içe olmalıyız.”

“İnsan neslinin devam etmesi için tarım çok önemli”
Beren Akkuş: “Eğitimler çok güzel. Burası da bir nefes kaynağı. Çok güzel eğitimler aldık. Bitkilerin de duyularının olduğu, onların nasıl büyüdüğü, nasıl geliştiğine dair bütün süreçleri detaylı işledik. İnsan neslinin devam etmesi için tarım çok önemli, bizim gelişimimiz de çok önemli. Burada en çok üzüm bağları hoşuma gitti.”

“Böyle tarım yerlerinin artırılması gerektiğini düşünüyorum”
İlayda Ertürk: “Buradaki eğitimlerin, böyle merkezlerin daha çok artırılması gerek. Çünkü hayatımıza çok katkısının olduğunu düşünüyorum. Kentlerde yaşıyoruz, binaların içinde oksijenimiz olmuyor. Burada en çok dikkatimi çeken yer böcek otelinin olması. Çok ilginçti.”

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Evidea’nın yeni Genel Müdürü perakende sektörünün deneyimli ismi Hakan Zihnioğlu oldu.

Ev ve yaşam kategorisinde Türkiye’nin önde gelen markalarından Evidea’nın yeni genel müdürü, perakende ve e-ticaret sektöründe 30 yılı aşkın deneyime sahip olan Hakan Zihnioğlu oldu. 

Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olan Zihnioğlu, aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini tamamladı. Kariyerine Boğaziçi Üniversitesi Vakfı’nda başlayan Zihnioğlu, ardından Tefal, Groupe SEB, Furla, Boyner ve Nurus gibi perakende sektörünün öncü markalarında üst düzey yöneticilik pozisyonlarında görev aldı. 2022 yılında Karaca Grup markalarından Emsan’da Genel Müdürlük görevini üstlendi. Son olarak Jumbo Türkiye’nin Genel Müdürü olarak görev yapan Zihnioğlu, stratejik bakış açısı ve güçlü liderlik vizyonuyla sektörün öne çıkan isimleri arasında yer alıyor. 

Müzakere, pazarlama yönetimi, iş planlama ve koçluk alanlarındaki uzmanlığıyla tanınan Hakan Zihnioğlu, Evidea’da müşteri deneyimini güçlendirmek ve markayı daha ileri bir büyüme evresine taşımak hedefiyle çalışmalarına başladı.

Yeni göreviyle ilgili açıklama yapan Zihnioğlu, “Evidea gibi müşteri odaklı, yenilikçi ve dinamik bir markada görev üstlenmekten büyük heyecan duyuyorum. Hedefimiz, Evidea’nın sürdürülebilir büyümesine katkı sağlarken, Evidea’yı hem dijitalde hem mağazacılıkta çok daha güçlü bir konuma taşımak. Tüm ekip arkadaşlarımızla birlikte bu yolculuğa liderlik etmek benim için büyük bir motivasyon kaynağı” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İşim Menderes Yüzleri Güldürdü

Menderes Belediyesi’nde Başkan İlkay Çiçek’in göreve gelmesinden sonra kurulan İşim Menderes – Menderes İstihdam ve Kariyer Ofisi 7 ayda istihdama önemli bir katkı yaptı.

Menderes Belediyesi bünyesinde yer alan İşim Menderes – Menderes İstihdam ve Kariyer Ofisi birçok vatandaşı iş sahibi yapıyor. Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek’in projeleri arasında yer alan ve göreve gelir gelmez verdiği talimat doğrultusunda çalışmalarına başlanan İşim Menderes kurulduğu kasım ayı başından itibaren istihdama yaptığı katkı ile adından söz ettiriyor.

İstihdam alanı açılıyor

Doğru iş, doğru işçi parolası ile hareket eden İşim Menderes ekibi şirketlerle görüşerek vatandaşlar için istihdam alanı açıyor. Vatandaşlar doğru işlere yönlendirilirken şirketler için de doğru çalışan sağlanıyor. İşim Menderes ekibi toplamda 352 şirket ile görüşerek görüşmeler gerçekleştirdi. Bu bağlamda 231 firmaya da ziyaretler gerçekleştirildi. Bu çalışmalar sonucunda toplamda 53 toplu iş görüşmesi yapıldı.

Kadın istihdam oranı dikkat çekti

İşim Menderes hizmetine başvuran kişi sayısı 871 olurken toplu iş görüşmelerine katılan vatandaşların sayısı 948 oldu. Firmalarla buluşturulan vatandaşların iş görüşmeleri sonucunda 212 vatandaş iş sahibi oldu. İşe yerleşen kadın oranının yüksekliği ise dikkat çekti. İşe yerleşen erkeklerin sayısı 116 olurken, kadınların sayısı ise 96 oldu. Bu sayılar ile birlikte işe yerleşen kadın oranı yüzde 45,3’ü buldu.

Hem vatandaş, hem firma memnun

İşim Menderes hizmeti hakkında konuşan Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek, “İşim Menderes bizim çok istediğimiz projelerden birisiydi. Göreve gelirken bunun sözünü vermiştik. Gelir gelmez başlattığımız çalışmalar sonucunda birimimizi kurduk. 7 ay içinde istihdama sağladığımız katkılar bizleri memnun etti. Birçok vatandaşımızdan ve firmamızdan olumlu geri dönüşler aldık. Vatandaşlarımızı mesleklerine, yetkinliklerine göre doğru işe yerleştirmek hem vatandaşımızın memnuniyeti açısından büyük fayda sağladı hem de firmalarımızın verimliliğine katkı sağladı.” dedi.

“İstihdam oranını daha yükseğe çekeceğiz”

Başkan Çiçek sözlerine şöyle devam etti; “Bugüne kadar ofisimize başvuran kişiler sayısı ve işe yerleşen vatandaşlarımızın sayısına bakınca yaklaşık yüzde 25’lik bir istihdam sağladık. Kadın istihdam oranı da bizleri mutlu etti. Hedefimiz bu oranları daha yükseğe çekerek hem iş sahibi olan vatandaş oranını hem kadın istihdam oranını artırmak. Günümüz ekonomik koşullarında vatandaşlarımıza destek olmak, işsizlik canavarına kaptırmamak ve daha verimli olabileceği işlerle buluşturmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yalnız ebeveynler için yol haritası!

Yalnız ebeveynlerin özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarıyla sorunlar yaşayabildiğini belirten uzmanlar, bu sorunların başında iletişim ve otorite kurmak geldiğini söylüyor.

Ergenlik döneminde sınırların, hem güvenli bir çerçeve sunduğunu hem de bireyselleşmeyi desteklediğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Disiplin, cezadan çok rehberlik anlamına gelmeli. Ergenin duygusal ihtiyaçlarını göz ardı etmeden sınır koymak, uzun vadeli güven ilişkisi inşa eder.” dedi. Çıkabilecek çatışmaların doğru yönetilmesi gerektiğini aktaran Ülkü, ebeveynin kendi duygusal sağlığını korumasının, çocukla kurulan ilişkinin temelini oluşturduğunu vurguladı. 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, yalnız ebeveynlerin ergenlik dönemindeki çocuklarla yaşadığı en yaygın sorunlara dair açıklamalarda bulundu.

Ebeveynin yorgunluğu, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını gözden kaçırmasına yol açabilir!

Yalnız ebeveynlerin ergen çocuklarıyla yaşadığı zorlukların başında otorite dengesi kurmak, duygusal kopukluk, iletişim sorunları ve rol karmaşası geldiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Ergenlik, bireyselleşme ve bağımsızlık talebinin arttığı, aynı zamanda yoğun duygusal fırtınaların yaşandığı bir dönemdir.” dedi.

Ebeveynin tüm yükü sırtlandığında, ergenin bu yükün farkında olmayabileceğini ifade eden Ülkü, “Ayrıca ebeveynin yorgunluğu, zaman zaman çocuğun duygusal ihtiyaçlarını gözden kaçırmasına yol açabilir. Bu da bağ kurma zorluklarına ve uzun vadede çatışmalı ilişkilere neden olabilir.” açıklamasını yaptı.

Yalnız ebeveynler disiplin ve sınır koyma konusunda dikkatli olmalı!

Ergenlik döneminde sınırların, hem güvenli bir çerçeve sunduğunu hem de bireyselleşmeyi desteklediğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Ancak yalnız ebeveynler, çocuklarıyla daha ‘arkadaşça’ bir ilişki kurma eğiliminde olabilir. Bu da sınırların belirsizleşmesine yol açar. Sınır koymanın, sevginin zıttı değil, aksine bir sevgi biçimi olduğunu unutmamak gerekir.” dedi.

Yalnız bir ebeveynin dikkat etmesi gereken bazı noktalara değinen Ülkü, “Tutarlı olunmalı, koyulan kuralların devamlılığı önemlidir. Ergenin hangi davranışların kabul edilir olduğunu anlaması için kurallar açıkça ifade edilmeli. Disiplin, cezadan çok rehberlik anlamına gelmeli. Ergenin duygusal ihtiyaçlarını göz ardı etmeden sınır koymak, uzun vadeli güven ilişkisi inşa eder.” şeklinde konuştu.

Ergenin öfkesi ya da isyanı, anlaşılma ihtiyacının bir yansıması olabilir!

Yalnız ebeveynlerin, ergenlik dönemindeki çocuklarıyla yaşadıkları ciddi çatışmaları nasıl yönetebilecekleri konusunu da değerlendiren Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Çatışma, ergenlik döneminin doğal bir parçasıdır. Ancak yalnız ebeveyn için bu çatışmalar zaman zaman zorlayıcı olabilir. Bu durumda öncelikle ebeveynin kişiselleştirmemesi ve duygusal regülasyonunu sağlayabilmesi önemlidir.” dedi.

Etkili çatışma yönetimleri için bazı önerilerde bulunan Ülkü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Duygulara yer açın. Ergenin öfkesi ya da isyanı, aslında anlaşılma ihtiyacının bir yansıması olabilir. Tepki vermeden önce dinlemek önemlidir. Yoğun çatışmalar sırasında konuşmak yerine, ortam yatıştığında konuyu ele almak daha yapıcı olur. Sen dili yerine ben dili kullanılabilir. ‘Sen hep böyle yapıyorsun’ yerine ‘Ben bu durumda kendimi değersiz hissediyorum’ gibi ifadeler, savunmayı düşürür. Aile danışmanlığı ya da bireysel terapi, çatışmaların tekrarlayıcı hale gelmesini engelleyebilir.”

Ebeveynin duygusal sağlığı ne kadar iyi olursa, çocuğuyla ilişkisi de o kadar sağlıklı olur…

Ebeveynliğin bir maraton gibi olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Yalnız ebeveynlik ise çoğu zaman bu maratonu tek başına koşmak gibidir. Bu nedenle kendine bakım, bir lüks değil, zorunluluktur.” dedi.

Tükenmişliği önlemek için yalnız ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bazı stratejiler olduğuna dikkat çeken Ülkü, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yakın çevre, arkadaşlar ya da destek gruplarıyla bağ kurmak, yalnızlık hissini azaltır. Haftada birkaç saat bile olsa sadece kendine ayrılan zaman, ruhsal yenilenme sağlar. Fiziksel sağlıkla ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi göz ardı etmemek gerekir. Uyku, beslenme ve egzersiz, duygusal dayanıklılığı artıran temel taşlardır. Yeterince iyi ebeveyn olmak, mükemmel olmaktan daha gerçekçidir. Ebeveynlik sürecinde psikolojik destek almak, zayıflık değil, dayanıklılık göstergesidir.

Yalnız ebeveynlik, özellikle ergenlik döneminde hem zorlayıcı hem de dönüştürücü bir yolculuktur. Bu süreçte en önemli şey, hem ebeveynin hem çocuğun duygularının görülmesi ve ihtiyaçlarının anlaşılmasıdır. Unutulmamalıdır ki, ebeveynin kendi duygusal sağlığı ne kadar iyi olursa, çocuğuyla kuracağı ilişki de o kadar sağlıklı olacaktır.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tiyatro kırsalda filizlendi köy sakinlerinin hayatı değişti

İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları, hem izleyenlerin hem de oyuncuların hayatlarını dönüştürerek onlara sanat yoluyla farklı bakış açıları kazandırıyor. Köy kahvesinin önünden geçmeye çekinirken kahvede tiyatro yapmaya başlayan, tarlada çapasını bırakıp provalara koşan, bir yandan hayvancılık bir yandan tiyatro yapan onlarca oyuncu, İzmir’den sanata ve hayata dair önemli bir mesaj veriyor. 

Türkiye’de ilk kez Köy Tiyatroları birimini kurarak kırsalda yaşayan yurttaşları sanatla buluşturan İzmir Büyükşehir Belediyesi, hem köy halkının hem de oyuncularının hayatını değiştirdi. Çoğu orta yaş üstü kadınlardan oluşan tiyatro ekipleri, aldıkları oyunculuk eğitimlerinin ardından büyük bir özgüvenle sahneye çıktı. Tiyatro sayesinde içe kapanık yaşamlar canlandı, toplumsal roller kırıldı. Kadınlar daha önce önünden geçmeye çekindikleri kahvenin ortasında şimdi tiyatro yapmaya başladı. Bir yandan hayvancılıkla uğraşan diğer yandan tiyatrocu kimliğiyle turnelere katılanlar, elindeki çapayı tarlada bırakıp tiyatroya koşanlar, sanatın dönüştüren gücünü gözler önüne serdi. Köy Tiyatroları sahnesi, yalnızca bir performans alanı değil aynı zamanda bir iyileşme mekânı haline de geldi. Tiyatro desteği ile kanseri atlattığını söyleyen de var, 90 yaşına merdiven dayayıp tiyatro sayesinde gençleştiğini dile getiren de. İzmir’in 10 farklı noktasında kurulan Köy Tiyatroları, bugüne dek 200’e yakın gösteri yaparak 24 bin seyirciye ulaştı. Proje, çeşitli yarışmalardan elde edilen ödüllerle taçlandı. 

“Kahvenin önünden geçmeye çekinirdik, kahvede oyun oynar olduk”

Ulamış Köy Tiyatrosu’nun oyuncusu 76 yaşındaki Ayşe Duruk, başlarda tiyatro yapmaya çekinse de artık tiyatrosuz yapamıyor. Ailecek tarımla uğraştıklarını belirten Duruk, “Bir gün köyde tiyatro eğitimlerinin başladığını söylediler. Görmeye gittim ama kaydolmak istemedim, ‘Ben yapamam’ dedim ama hocamız bana rol vermiş. Sonra tiyatroyu çok sevdim. Elimde bastonumla tiyatro sahnesindeyim. Eskiden kahvenin önünden geçmeye çekinirdik. Tiyatroyla tanışınca kahvede oyun oynar olduk. Kendimize güvenimiz geldi” dedi.

Televizyona, radyoya çıktığını söyleyen Duruk, sözlerine şöyle devam etti: “Artık tanınıyoruz. Tiyatroya başlamadan önce bazıları ‘gidip de ne yapacaksın?’ diye sorguladı ama ben tiyatroyu sevdim. Şu an sağlığım nedeniyle tarlada çalışamıyorum ama tiyatroya gidiyorum. Tiyatro hayatımın bir parçası oldu. Biz üç kuşak tiyatro oynuyoruz. Bana böyle bir hayatımın olacağını söyleseler aklıma gelmezdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi bize destek vermese bunları yapamazdık. Tiyatro sayesinde görmediğim şehirleri gördüm. Turne yaptık, oyunlar oynadık.” 

Bir yandan hayvancılık bir yandan tiyatroculuk

Ulamış köyünde pazarcılık ve hayvancılık yapan 49 yaşındaki Aslı Esenli de çocukluk hayalini tiyatro sahnesine çıkarak gerçekleştirdi. Tiyatrocu olmayı çok istediği için yeğenini tiyatro kursuna yazdıran, ardından Köy Tiyatroları projesinin başlamasıyla Ulamış ekibine dahil olan Esenli, “İlk sahneye çıktığım an benim için gurur vericiydi. Köyümüzün yaşlıları da oynamaya heveslendi. Önceden kahvenin önünden geçmeye çekinirlerdi ama sonra herkes zincirleri kırdı. 84 yaşındaki halamı bile tiyatroda oynattık. Ben provalardan bir gün önce hayvanlarımın yemlerini hazırlıyorum. Sabah erkenden onları besleyip provalara koşarak gidiyorum. Eve döndüğümde sütleri süzüyorum, kaynatıyorum, peynir yapıyorum. Haftada bir gün de pazara çıkıyorum. Günüm yoğun geçiyor ama tiyatroda çok mutlu oluyorum. Oyunlar oynayıp ödüller alacağımızı hiç hayal etmemiştim. Hedefimiz festivallere katılıp ödüller almak, Avrupa’ya açılmak” diye konuştu.

Tarlada çapa, sahnede oyun 

60 yaşındaki Fatma Gider ise Ödemiş’te çiftçilik yaparak geçimini sağlıyor. Bir yandan çalışıp bir yandan da Konaklı Köy Tiyatrosu ekibi ile sahneye çıkan Gider, “Tiyatroya gitmeye ilk başka çok çekindim ve işlerimi bahane ettim. Biz kadınların tiyatro yapması abes bir durumdu ama iyi ki gitmişim. Hayatımda çok şey değişti. Çevremizde de ‘Koskoca kadınlar, ne işiniz var orada?’ diyenler oldu ama şimdi herkes alıştı. Ben de gururla tiyatroya gittiğimi söylüyorum. Tiyatro bizi rahatlattı. Bakış açımızı değiştirdi. Tarladan dönünce bazen yorgunluktan yemek bile yiyemiyoruz ama tiyatro varsa her şeyi bırakıp severek gidiyorum. Ben her gün tarladayım. Prova günü işlerimi bir an önce bitirip zamanımı tiyatroya ayırıyorum” diye konuştu. 

“Bir doktor hastanede, bir doktor sahnede iyileştirdi”

11 yıldır faaliyet gösteren, 3 yıl önce de İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları birimine bağlanan Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nun oyuncularından 60 yaşındaki Gülay Erdoğan, 8 yıldır sahne tozu yutuyor. Arkadaşını tiyatro sahnesinde izledikten sonra oyuncu olmaya karar verdiğini belirten Erdoğan, 2021 yılında kansere yakalandığını ve hastalığı atlatmasında tiyatronun da etkisi olduğunu söyledi. Zor günler geçirdiğini dile getiren oyuncu, “Yoğun bakım sürecinde 3 ay tiyatrodan ayrı kaldım. Dördüncü ay tiyatroya yine geldim. Hastanede doktor beni iyileştirdi, başka bir doktor olan Başkanımız Dr. Cemil Tugay da beni bu tiyatro ile bir kez daha iyileştirdi. Tiyatroda olmaktan çok mutluyum. Ben ciddi bir hastalık geçirdim ama hiç ‘ben hastayım’ demedim. Dün ilacımı aldım, ardından Ödemiş’e gidip oyunumu oynadım. Bu sabah yine sahnedeyim” ifadelerini kullandı. 

Ekibin tek erkek oyuncusu

Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nun tek erkek oyuncusu 81 yaşındaki Tezcan Alkurt da yakalandığı kanseri atlatmasında tiyatronun etkisi olduğunu dile getirdi. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda personel olan babası sayesinde çocukluğundan bu yana pek çok tiyatro oyunu izlediğini ve tiyatronun çocukluk aşkı olduğunu söyleyen Alkurt, tiyatro ile iç içe olmasına rağmen babasının konservatuvara girmesine onay vermediğini anlattı. 2017 yılında Ürkmez’e yerleşen Alkurt, “Tiyatro eğitimleri olduğunu öğrenince dünyalar benim oldu ve koşa koşa derse gittim. Eğitimde benden başka erkek yoktu. Şu anda da ekipteki tek erkek benim. Birçok arkadaşım ‘Kadınların arasında ne işin var?’ dedi ama benim için bu hiç önemli değildi. Bu tiyatroda özellikle kadınların sorunları dile getiriliyor. Bu tam da benim istediğim bir şeydi. Tiyatro, yaşanılan sorunları haykıran, insanların yüzüne söyleyen bir sanattır. 2016’da cilt kanserine yakalandım ve pandemi döneminde hastalığım 3. evreye geçmişti. Hastanede tedavi görüyordum ama bu tiyatro da benim için farklı bir tedavi oldu. Çünkü sahnede hastalığımı unutuyordum. Bunun için Başkanımız Dr. Cemil Tugay’a da yürekten teşekkür ediyorum. Bizimle çok ilgileniyor ve destek veriyor” sözlerine yer verdi. 

86’lık oyuncuya tiyatro ile gençlik aşısı

Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nun en yaşlı oyuncusu 86 yaşındaki Müjgan Hasdemir, tiyatro sayesinde gençleşen oyuncular arasında yer alıyor. 11 yıl önce tiyatroya başladığını ifade eden Hasdemir, “Ben çeşitli kurslara geliyordum. Bir gün tiyatro kursu açılacağını duyduk ve katıldık. Bugüne dek yedi oyunda oynadım. İyi ki Vedat Hoca’yı tanıdım, ona minnet borçluyum. Çünkü hayatım değişti. Sabah hasta gibi kalkıyordum ama şu anda sağlıklıyım. Çünkü bir gayem var. Tiyatroya koşarak geliyorum. Burası bana gençlik aşısı oldu. Eğer evde kalsaydım belki de hayatta yoktum. Etrafımdan çok güzel tepkiler aldım, destek gördüm. Pek çok kişiden övgü aldım. Torunlarım çok mutlu, arkadaşlarına gururla bahsediyorlar” dedi. 

24 bin izleyici, beş ödül

İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları Genel Sanat Koordinatörü Vedat Murat Güzel de 3 yılda pek çok yurttaşa tiyatro eğitimi verdiklerini belirtti. Eğitimlerin ardından sahnelere çıkıldığını kaydeden Güzel, “Sanata ve tiyatroya ulaşmakta zorluk çeken kırsal bölgelerde yaşayan insanların sanatla harmanlanması, örf ve geleneklerini gelecek nesillere tiyatro vasıtasıyla aktarmalarına destek olmaya çalıştık. İlk başta üç-dört köyle başlayan hikâyemiz, 10 köy ve 200 katılımcıyla devam ediyor. İzmir’in pek çok yerinde ve farklı illerde 200’e yakın gösteri ve 24 bin seyirciye ulaştık. Ödüller aldık. Bu çalışmada yaş sınırlaması getirmedik ama genellikle yaş ortalaması yüksek ve kadınlardan oluşan bir kitle ile çalışıyoruz. Onlar kendi hikâyelerini anlatırken doğallıklarını bozmadan gerçekçi bir duruş sergiliyor” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İZMAR dördüncü şubesini Çamdibi’nde açtı

İzmir Büyükşehir Belediyesi, ağır ekonomik koşullarla mücadele eden yurttaşların nefes almasını sağlamak için hayata geçirdiği İZMAR marketlerinin dördüncü şubesini Bornova Çamdibi’nde hizmete açtı. İzmirlileri uygun fiyata sağlıklı ve güvenli alışverişle buluşturan ve hizmete alındığı günden itibaren yoğun ilgi gören İZMAR, semt sakinlerinin bütçesine önemli oranda katkı sunuyor.   

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yurttaşların sağlıklı ve kaliteli ürünleri uygun fiyatlarla alması için hizmete sunduğu İZMAR (İzmir Tanzim Satış Marketi)  şubelerine bir yenisi daha eklendi. Bornova Çamdibi Yıldırım Beyazıt Caddesi üzerinde kurulan İZMAR, yurttaşların yoğun ilgisiyle kapılarını açtı. Geniş ürün yelpazesiyle kâr amacı gütmeden satış yapan İZMAR mağazalarında, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından üretilen süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, Halk Ekmek ile Şaşal Su, Badem Su ve İzmir Su, tek çatı altında uygun fiyatla tüketiciye ulaştırılıyor. 

“Ürünlerimizden çok memnunlar”

Yurttaşların güvenli ve uygun fiyata temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesini sağlayan İZMAR’da, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır da alışveriş yaptı. İZMAR Marketlerden Sorumlu Birim Müdürü Peri Tosun Karagöz, şu ana kadar açtıkları mağazalarda çok olumlu geri dönüşler aldıklarını söyledi. Yurttaşların çok memnun olduğunu anlatan Peri Tosun Karagöz, “Ekonominin kötü olduğu bir dönemden geçiyoruz. Yurttaşlar piyasaya göre yüzde 20-30’lara varan oranların altında ürün alıyor. Ürünlerimizden çok memnunlar” diye konuştu. 

“Koştuk İZMAR’a geldik”

Mağazada alışveren yapan Arife Çoban da çok memnun olduğunu belirterek, “Biraz daha uygun fiyatlara alışveriş yapalım diye koştuk geldik. Fiyatlar güzel. 50 TL, 100 TL bizim için büyük paralar. Bu marketin o nedenle bize faydası olur” dedi. 
Dursun Keskin de piyasada her şeyin çok pahalı olduğunu, geçinmek için iki işte çalıştığını ifade ederek, “Bir şey alamıyoruz. Sıkıntıya düşüyoruz. Yeri geliyor iki işte birden çalışıyorum ama çoğu zaman geçinemiyorum. Buradaki fiyatlar güzel. Marketlerde sürekli fiyatları değiştiriyorlar. Akşam aldığımızı sabah aynı fiyata bulup alamıyoruz. O nedenle de buraya geldim. Burasının temizliği de güzel” diye konuştu.  

Başkan Tugay’a teşekkür 

Harun Anavatan ise İZMAR’ın Çamdibi için son derece önemli olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Daha önce burada başka bir yer vardı ama bu kadar ürün bu kadar ucuz fiyata satılmıyordu. Bunların daha da artırılması emekli yurttaşlar, dar gelirli insanlar açısından son derece önemli. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay’a sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.”

Huriye Pırasalar da hijyenin kendisi için önemli olduğunu anlatarak, “Hijyen açısından çok iyi. Ne yiyip ne içtiğimizi biliyoruz. Tarihi geçmiş ürün var mı diye marketlerde sürekli bakan biriyim. Ama burada gönül rahatlığı ile alışverişimi yapacağım. Bu benim için oldukça önemli. Uygun fiyatlara kaliteli ürün almak çok güzel. Hizmet de güzel. Hayırlısı olsun. Bölge açısından çok iyi olacak” dedi. 

İZMAR mağazalarının sayısı artıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZTARIM AŞ tarafından işletilen ve ağır ekonomik şartlar altında geçim sıkıntısı yaşayan yurttaşların ev ekonomisine katkı sunan marketler, kısa süre önce Karabağlar Bozyaka, Menemen Ulukent ve Gaziemir’de hizmete girmişti. 

Önümüzdeki süreçte Bornova Doğanlar, Kemeraltı Balıkçılar ve Karşıyaka Girne’de yeni İZMAR şubeleri devreye girecek. Ardından Buca ve Gültepe semtlerinde İZMAR’ların açılması planlanıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hızla kilo vermek için aç kalmayın!

Tüm yıl özlemle beklediğimiz yaz mevsimi kapımızı çalarken, hemen hepimizi zayıflama telaşı sardı. Ancak bazılarımız beslenmelerine biraz dikkat ederek hızla kilo verirken, bazılarımız ise kalori hesabı yapsalar bile ideal kilolarına kavuşmakta güçlük çekebiliyorlar. Kulağa hiç adil gelmeyen bu sorun metabolizmanın yavaş çalışmasından kaynaklanıyor olabilir! İlerleyen yaş, genetik özellikler ve kadın olmak gibi unsurlar metabolizma hızını olumsuz etkileyen etmenlerin başında gelseler de sıkça yapılan hatalı alışkanlıklar da bu tablodan sorumlu oluyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizma hızının nasıl beslendiğiniz, ne kadar hareket ettiğiniz ve yaşam tarzınızla doğrudan ilgili olduğunu belirterek, “Vücudumuzun aldığı besinleri enerjiye dönüştürme ve bu enerjiyi kalori olarak yakma kapasitesine ‘metabolizma hızı’ deniyor.  Araştırmalar, düşük bazal metabolizma hızına sahip bireylerin kilo alım riskinin otomatik olarak artmadığını, bunun yerine günlük yaşam tercihleriyle bu durumun dengelendiğini gösteriyor. Dolayısıyla doğru stratejilerle, düşük bazal metabolizma hızının etkilerini dengelemeniz ve kilo kontrolünü sağlamanız mümkün” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizmanın sağlıklı işleyişi için sadece alınan kalorilere değil, vücudun bu enerjiyi nasıl kullandığına da dikkat etmek gerektiğini vurgulayarak, “Yeterli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve uyku düzenine özen göstermek, metabolizmayı destekleyen en temel üç stratejidir” bilgisini veriyor.  Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizmanızı hızlandırmanın 12 kuralını anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu!

Güne mutlaka kahvaltıyla başlayın

Güne kahvaltı yaparak başlamak, gece boyunca yavaşlayan metabolizmayı hızlandırıyor. Ayrıca düzenli kahvaltı alışkanlığı kardiyometabolik sağlığı, yani kalp sağlığını olumlu yönde etkileyerek obezite, tip 2 diyabet ve hipertansiyon riskini de azaltabiliyor.

Uzun süre aç kalmayın

Uzun süre aç kalmak, vücudu enerji koruma moduna sokarak metabolizmayı yavaşlatabiliyor.  Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, kan şekerinin dengede kalması için ana öğünler arasında sağlıklı ara öğünler tüketmeniz gerektiğine işaret ederek, “Düzenli ve gündüz saatlerinde yapılan öğünler metabolik ritme uyum sağlıyor, geç saatlerde tüketilen yemek ise yağ yakımını azaltabiliyor” diyor. 

Her ana öğünde yeterli protein alın

Proteinlerin sindirimi daha fazla enerji gerektiriyor; bu durum da “termik etki” sayesinde metabolizmayı hızlandırıyor. Proteinler ayrıca tokluk süresini uzatarak aşırı yeme riskini azaltıyor. Sağlık probleminiz yoksa, her bir kilonuz için 1 gram protein almaya özen gösterin. Örneğin 70 kiloysanız günlük 70 gram  protein almanız gerekiyor.

Lifli besinleri ihmal etmeyin

Lifli gıdalar daha uzun süre tok tutuyor ve bağırsak hareketlerini artırıyor. Bu durum da dolaylı yoldan metabolizmayı destekliyor. Metabolizmanızı hızlandırmak için günlük 25–30 gram lif almaya özen gösterin.   Yeterli lif alımını 1 su bardağı haşlanmış mercimek, 1 adet armut, 1 avuç badem, 1 dilim tam buğday ekmeği veya 1 tabak brokoliyle ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.

Şok diyetlerden kaçının

Çok düşük kalorili diyetler vücudu koruma moduna geçirerek metabolizmanın yavaşlamasına neden olabiliyor. Ayrıca, uzun vadede kas kaybına yol açarak bazal metabolizma hızını yüzde 30 oranında düşürebiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizma hızının düşmemesi için yeterli ve dengeli beslenmenin son derece önemli olduğunu söylüyor.

Haftada en az 2 gün balık yiyin

Omega-3 yağ asitleri inflamasyonu azaltıyor ve yağ metabolizmasını destekliyor. Bunların yanı sıra tiroit hormonlarıyla etkileşime girerek metabolizma hızını artırabiliyor. Haftada en az 2 gün somon ve uskumru gibi yağlı balıklar veya her gün 1 tatlı kaşığı keten tohumu/2 tam ceviz tüketmeyi alışkanlık edinin.

Günde 2 fincan şekersiz yeşil çay için

Yeşil çay, kateşin adı verilen antioksidanlardan oldukça zengin. Kateşinler ve kafein birlikte çalışarak yağ oksidasyonunu ve enerji harcamasını artırıyor ve vücutta inflamasyonu azaltmak ve ağız mikrobiyotasını dengeleyerek metabolik sağlığı desteklemek için faydalı olabiliyor. Günde 2–3 fincan sıcak veya soğuk, şekersiz yeşil çay içebilirsiniz.

Yeterli su içtiğinizden emin olun

Bol su tüketimi metabolizmayı hızlandırıyor. Yetersiz su tüketimi ise metabolizmanın yavaşlamasına neden olabiliyor. Dolayısıyla her gün yeterli su içtiğinizden emin olun. Vücut ağırlığınızı 30-33 ml ile çarparak günlük su ihtiyacınızı hesaplayabilirsiniz. Örneğin, 70 kiloysanız (70 kg x 30-33 ml= 2100-2300 ml) günde 2100 – 2300 ml su içmeniz gerekiyor.

İşlenmiş gıdalardan uzak durun

İşlenmiş gıdalar sindirimi kolaylaştırdığı için metabolizmanın harcayacağı enerjiyi azaltıyor. Ayrıca kan şekerinde dalgalanmalara yol açarak yağ depolanmasına sebep olabiliyor.   Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, “Bu nedenle paketli ürünler, rafine şekerli atıştırmalıklar ve beyaz unlu ürünlerden uzak durun. Doğal, az işlenmiş, ev yapımı gıdaları tercih edin” diyor.

Filtre kahve veya Türk kahvesi tüketin

Kafein, merkezi sinir sistemini uyararak metabolizma hızını artırabiliyor. Ayrıca, yağ oksidasyonunu destekleyerek enerji harcamasını yükseltiyor. Günlük 2–3 fincan sade filtre kahve veya 1–2 fincan Türk kahvesi tüketmeniz metabolizmanın hızlanmasına yardımcı oluyor.  

Metabolizmayı hızlandıran doğal güçler: Polifenoller, Kapsaisin ve Antioksidanlar

Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizmayı hızlandıran bazı besinleri şöyle özetliyor:

Ananas: İçerdiği bromelain enzimiyle sindirimi kolaylaştırıyor, ödemin atılmasına yardımcı oluyor ve lif içeriği sayesinde tokluk süresini uzatabiliyor. Günde 1 dilim (yaklaşık 100–150 gr) taze ananas tüketmeyi alışkanlık edinin.

Kırmızı meyveler: Antosiyanin ve polifenol içerikleriyle insülin duyarlılığını artırıyor, yağ metabolizmasını destekleyebiliyor. Günde 1 küçük kase (yaklaşık 100–150 gr) taze veya dondurulmuş olarak tüketmenizde fayda var.

Elma sirkesi: Tokluk süresini uzatabiliyor, kan şekeri ve insülin tepkisini düzenleyebiliyor. Mide rahatsızlığınız yoksa, yemekten önce 1 bardak suya 1 yemek kaşığı (15 ml) elma sirkesi ekleyebilirsiniz.

Acı biber (Kapsaisin): Kapsaisin, vücut sıcaklığını yükselterek geçici bir metabolizma artışı sağlıyor. Ayrıca iştahı azaltıcı etkisi de bulunuyor. Sağlık probleminiz yoksa, haftada 3 öğünde, yemeklere 1 çay kaşığı pul biber veya taze acı biber ekleyebilirsiniz.  

Zencefil: Termojenik ve iştah dengeleyici etkisi var. Çay, yemek ya da yoğurtla günde 1 tatlı kaşığı kadar kullanabilirsiniz.

Turpgiller (Brokoli, Karnabahar, Brüksel Lahanası, Turp, Lahana vb.) Glukozinolat içeriğiyle detoksu destekliyor, ayrıca lif ve antioksidan sağlıyor. Ana öğünlerde 1 porsiyon (yaklaşık 1 su bardağı pişmiş) tüketebilirsiniz.

Düzenli egzersiz yapın, kaliteli uyuyun!

Direnç antrenmanları başta olmak üzere, düzenli yapılan fiziksel aktiviteler kas kütlesini artırarak bazal metabolizma hızını yükseltiyor. Zira, kas dokusu dinlenme halinde bile yağ dokusundan daha fazla enerji harcıyor. Bu nedenle, kas oranı yüksek bireylerde metabolizma daha hızlı çalışıyor. Yetersiz ve düzensiz uyku da açlık-tokluk sinyallerini düzenleyen hormonlarda bozulmalara yol açarak iştah artışına ve metabolik dengesizliklere neden olabiliyor. Düzenli ve kaliteli uyku ise hem hormonal dengeyi hem de metabolizma hızını olumlu yönde etkiliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yılın iş adamı ödülü: Sektörler Arası Dijital Dönüşümün Lideri Davut Türkoğlu

2025 yılında İstanbul’da düzenlenen 4. Türkiye-Avrupa İş Dünyası Ödülleri, uluslararası çapta faaliyet gösteren ve Türkiye’de dijitalleşmenin önünü açan liderleri bir araya getirdi. Bu görkemli gecede, sektörler arası dijital dönüşümdeki liderliği ile öne çıkan Davut Türkoğlu, “Yılın İş Adamı” ödülüne layık görüldü.

Törende Davut Türkoğlu’na ödülü, Türkiye’nin savunma stratejileriyle öne çıkan önemli isimlerinden Emekli Tümamiral Cihat Yaycı tarafından takdim edildi. Türkoğlu ile Yaycı’nın ödül anında birlikte çekilen fotoğrafı, gecenin en anlamlı karelerinden biri oldu.

Törende ödülünü alan Türkoğlu, yalnızca bir sektöre değil; tesis yönetimi, turizm teknolojisi, insan kaynakları, yapay zekâ sistemleri, destek altyapıları, girişim sermayesi ve kitle fonlaması gibi pek çok alana dokunan projeleriyle Türkiye iş dünyasına yön veren bir isim olarak takdir edildi.

Dijitalleşmenin yalnızca yazılımsal değil, aynı zamanda yönetsel bir devrim olduğunu belirten Davut Türkoğlu, “Veriyle konuşan, teknolojiyle büyüyen ve insanı merkeze alan sistemler kurmak zorundayız. Geleceği tahmin etmiyoruz, geleceği programlıyoruz.” diyerek dijital liderliğe yaklaşımını ortaya koydu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir Dini Musiki Topluluğu’ndan yılsonu konseri

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı Dini Musiki Topluluğu eğitim sezonunu verdiği muhteşem konser ile tamamladı. Beğeni ile izlenen konserde Türk Dini Musikisinin en güzel eserleri başarı ile seslendirildi. Duygu dolu anların yaşandığı konserde gönüller ilahi aşkla doldu.

KORO ÜYELERİNİN AİLELERİ DE İZLEDİ

Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen yılsonu konserini vatandaşlarla birlikte koro üyelerinin aileleri de izledi. Şef Kadir Dalca yönetimindeki konser iki bölümden oluştu. Rast Takım eserlerin yer aldığı ilk bölümde; “Ya Rasulallah Şefaat Eyle”, “Ey Güzellerden Güzel”, “Tevbe Edelim”, “Gaflet Uykusundan”, “Solmadan Bağın”, “Mualla Gavs-i Sübhani”, “Onsekiz Bin Aleme” “Mahur Salat” besteleri icra edildi.

HÜZZAM TAKIM ESERLER SESLENDİRİLDİ

İkinci Bölümde ise Hüzzam Takım eserler yer aldı. Bu bölümün ilk eserinde ise şef Kadir Dalca, “Ey Saadet Burcunun Mahı” adlı beste ile solo performans sergiledi. Ardından koro; “Ya Sahib el-Cemal”, “Ah Bi Mekanım”, “Gözüm ki Kane Boyandı”, “Alemlere Rahmet”, “Açıldı Bu Gece Ebvab-ı Rahmet”, “Huzurunda Bel Bağladım”, “Hannan Allah Mennan Allah”, “Salik Meratip Kateder” ve “Yemmim Nahvel” bestelerini icra etti.

ŞEF DALCA’DAN DİNLEYİCİLERE TEŞEKKÜR

İlahi aşkın en güzel eserlerinin seslendirildiği yılsonu konseri vatandaşlardan tam not alırken, şef Kadir Dalca da bu anlamlı günde kendilerini yalnız bırakmadığı için dinleyicilerine teşekkür etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Pala: Yalnız Kurt’ Filmi Geliyor!

Yönetmen Haydar Işık, Müjdeyi İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Verdi

İstanbul Ticaret Üniversitesi TV Stüdyosu’nda, Ticaret Medya Merkezi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen özel programda usta oyuncu Yüksel Arıcı ve yönetmen-yapımcı Haydar Işık, sinema tutkunlarıyla buluştu. Moderatörlüğünü İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Gözde Sunal’ın üstlendiği etkinlikte, sektöre dair samimi ve ilham verici paylaşımlar yapıldı.

Program boyunca “Bir sette oyuncu-yönetmen ilişkisi nasıl kurulur?”, “Akademik eğitimin sektördeki yeri nedir?”, “Bugünün gençleri sinemaya nasıl adım atmalı?” gibi sorulara değerli konuklar tarafından içten ve deneyim dolu yanıtlar verildi.

Yüksel Arıcı, özellikle Kurtlar Vadisi dizisindeki Pala karakteriyle özdeşleşen oyunculuk serüvenini aktarırken, karaktere olan duygusal bağını ve kamera arkasındaki dönüşüm anılarını öğrencilerle paylaştı. Arıcı, uzun zamandır beklenen yeni projeyle ilgili olarak, bu karakterin sinema perdesine taşınmasının heyecanını yaşadığını belirtti.

Programın en dikkat çeken anı ise, Haydar Işık’ın yaptığı açıklamaydı. Işık, “Pala: Yalnız Kurt” adlı yeni sinema filminin çalışmalarına başladıklarını ilk kez burada duyurarak büyük bir sürprize imza attı. Filmle ilgili olarak, içerik üretiminde kalıcılığın önemine ve yönetmenlikte sezgisel kararların gücüne değinen Işık, genç sinemacılar için de yol gösterici öneriler sundu.

“Pala: Yalnız Kurt”un, güçlü atmosferi ve unutulmaz karakteriyle Türk sinemasında derin izler bırakması hedefleniyor. Filmle ilgili gelişmeler şimdiden büyük bir merakla bekleniyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı