MARBLE İZMİR için geri sayım başladı

Dünyanın gözü İzmir’de olacak! 9 Nisan’da açılıyor

Doğaltaş sektörünün en büyük küresel buluşması MARBLE İZMİR – Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı için geri sayım başladı. Sektör  9 – 12 Nisan 2025 tarihleri arasında Fuar İzmir’de bir araya gelecek. 30. yıla özel etkinliklerin de yer alacağı fuar dünyanın dört bir yanından katılımcı ve ziyaretçiyi ağırlayacak.

Doğaltaş sektöründe dünyanın en büyük fuarlarından biri olan, MARBLE İZMİR – Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı 9 – 12 Nisan’da Fuar İzmir’de kapılarını 30. kez açacak.  Fuar sağladığı ticaret hacmiyle bu yıl da sektöre umut olmaya devam edecek. MARBLE İZMİR’de tüm doğal taş firmaları Fuar İzmir’in kapalı hollerinde yer alacak. C holünün büyük bir kısmı ile D holünün tamamı ise makine ve teknoloji firmalarına tahsis edildi. Blok mermer alanı da geçtiğimiz yıl olduğu gibi renk renk, çeşit çeşit yüzlerce blok doğal taşın sergileme alanı olacak.

MARBLE İZMİR’in 30 yıllık yolculuğu

1989 yılında Kültürpark’ta, İzmir Enternasyonal Fuarı içinde ilk defa üniversite sanayi iş birliği ile “İzmir Mermer Günleri 89” adıyla temelleri atılan MARBLE İZMİR, 1995 yılında ilk kez fuar olarak düzenlendi. İzmir fuarcılığına büyük katkıları olan Kültürpark’ta 1995’te yolculuğuna başlayan Marble İzmir Fuarı, 30 yıllık büyümesinin gururunu yaşıyor. 47 katılımcısı ve toplamda 4 bin 719 ziyaretçisiyle serüvenine başlayan Türkiye’nin en büyük ihtisas fuarı MARBLE İZMİR, aradan geçen 30 yılda Fuar İzmir’in de inşası ile birlikte vites yükseltti. Yıllar içinde uluslararası çapta saygın bir fuar haline gelen ve dünyanın sayılı doğal taş fuarlarından biri haline gelen MARBLE İZMİR, bugün binden fazla katılımcıyı ve 100’den fazla ülkeden on binlerce profesyonel ziyaretçiyi ağırlıyor. Fuar, yalnızca dünyadaki doğal taş rezervlerinin üçte birine sahip ülkemizin doğal taşının tanıtılması ve pazarlanmasını değil, aynı zamanda sektördeki son teknolojik gelişmelerin ve yeniliklerin de sergilenmesini sağlıyor. Maden ocaklarından nihai ürünlere kadar uzanan geniş bir yelpazede, doğal taşın farklı kullanım alanları ve yeni trendleri fuarda görülebiliyor.

30. yıla özel etkinlikler

30’uncu yılına özel olarak farklı etkinliklerle taçlandırılacak olan MARBLE İZMİR Fuarı, doğal taş sektörüne yön veren isimleri, üniversiteleri, mimarları, tasarımcıları ve sanayicileri de bir araya getirecek. Fuarda, sektördeki son teknolojik gelişmeler, sürdürülebilir madencilik uygulamaları ve dijitalleşme süreçleri ele alınacak. “Mermerde Otorite” teması altında düzenlenecek etkinlikler arasında sektör panelleri, B2B görüşmeler, tasarım sergileri ve çeşitli seminerler yer alacak.

Alım heyetleri düzenlenecek

MARBLE İZMİR için Amerika Birleşik Devletleri, Orta Doğu, Asya ve Avrupa bölgelerindeki ticari ataşeliklerle iş birlikleri yapılırken fuara dünyanın dört bir yanından katılımcılar ve ziyaretçiler bekleniyor. Ayrıca Ticaret Bakanlığı’nın ihracata yönelik destekleri ve sektördeki birliklerle ortak yürütülen alım heyeti programları da düzenlenecek. Bu programlar kapsamında hedef ülke olarak belirlenen Çin, Hindistan, Mısır, Rusya, Birleşik Krallık, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Irak’tan yüzlerce yabancı profesyonel alıcı ağırlanacak. Fuar süresince düzenlenecek B2B görüşme programlarıyla katılımcı firmaların alıcılarla hızlı ve etkili biçimde görüşmesi sağlanacak. Web sayfası üzerinden ABD’den Çin’e kadar dünyanın her kıtasındaki ülkeden yabancı ziyaretçi başvuru kaydı da alındı.

İzmir’de MARBLE bereketi yaşanacak

MARBLE İZMİR; sektöre ve yan sektörlerine, ihracata, istihdama katkı sağlamasının yanı sıra önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da turizmden konaklamaya, ulaşımdan yiyecek içecek sektörüne kadar birçok alanda kent ve ülke ekonomisine de pozitif etki sağlayacak. Fuar nedeniyle kente gelecek yerli, yabancı katılımcı ve ziyaretçiler, İzmir’de MARBLE bereketini hissettirecek.

7. Uluslararası Değişik Doğal Taş Tasarım Yarışması

MARBLE İZMİR kapsamında, bu yıl 7. Uluslararası Değişik Doğal Taş Tasarım Yarışması da gerçekleşiyor. Genç tasarımcıların sektöre kazandırılmasını amaçlayan bu yarışmanın bu yılki teması mobilya olarak belirlendi. Yarışmaya 12 ülkedeki 66 üniversiteden, toplam 892 başvuru yapıldı. Seçilen 25 tasarım, üretime geçecek, böylece doğal taştan üretilen mobilyalar konusunda yenilikçi yaklaşımlar hayata geçirilmiş olacak.  Dereceye giren tasarımcılara 600 bin TL ödül dağıtılacak.

Türkiye’nin doğal taş ihracatındaki rolü

MARBLE İZMİR’de; sektör temsilcilerinden gelen talepler üzerine alınan karar doğrultusunda, yalnızca doğal taş ve doğal taş ürünleri ile makine ve teknolojileri sergilenmeye devam edecek. 1998 yılından bu yana Uluslararası Fuarlar Birliği (UFI) üyesi de olan MARBLE İZMİR, Türk doğal taşının dünyaya açılarak pazar payını artırması ve yeni pazarlara ulaşılması açısından büyük önem taşıyor. MARBLE İZMİR’in ilk yılında Türkiye’nin doğal taş ihracatı 77 milyon dolarken yıllar içinde fuarın da katkısı ile ihracat geçtiğimiz yıl 1,88 milyar doları aştı. Sektör fuarı, fuar da sektörü büyüttü ve MARBLE İZMİR, yıllar içinde doğal taş ihracatının can damarı haline geldi. Türkiye’nin doğal taş sektöründe dünya rezervlerinin üçte birine sahip olma avantajı yanında, renk ve desen zenginliğine de sahip olmasının da etkisiyle son 10 yılda, doğal taş ihracatı, Türkiye ekonomisine yaklaşık 20 milyar dolarlık katkı sağladı. Fuar, özellikle Türkiye’nin doğal taşta en fazla ihracat yaptığı ülkeler olan Çin, Hindistan, ABD başta olmak üzere Avrupa ve Orta Doğu’dan da alıcıları bir araya getirerek yeni ticari iş birliklerine kapı aralıyor. Çin, özellikle blok mermer ihracatında birinci sıradaki yerini koruyor. Geçtiğimiz yıl da Çin’e, ülkemizin toplam blok taş ihracatının yüzde 63,7’lik kısmını oluşturan 388 milyon 463 bin dolarlık blok doğal taş ihracatı gerçekleştirildi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mövenpick Hotel İstanbul Marmara Sea, Güvenlik ve Emniyette Zirveye Ulaşarak Safehotels’ten ‘’Executive’’ Sertifikası Aldı

Mövenpick Hotel İstanbul Marmara Sea, dünya çapında otel güvenliği ve emniyeti konusunda yetmişten fazla ülke ve iki yüzden fazla şehirde öncü bir rol üstlenen Safehotels tarafından, uluslararası güvenlik standartlarını en yüksek seviyede yerine getirdiği için ‘’Executive’’ sertifikasına layık görüldü.

Safehotels sertifikasyonu, otel güvenliği, acil durum hazırlıkları, misafir koruma standartları ve çok daha fazlasını kapsayan kapsamlı bir değerlendirme süreci içeriyor. Mövenpick Hotel İstanbul Marmara Sea, bu kriterlerin her birini başarıyla yerine getirerek, misafirlerine güvenli ve konforlu bir konaklama deneyimi sunma taahhüdünü bir kez daha pekiştirdi.

Mövenpick Hotel İstanbul Marmara Sea Genel Müdürü Eray Dursun, konuya ilişkin yaptığı açıklamada: “Güvenlik, misafirlerimizin rahatlığı ve huzuru için öncelikli bir unsurdur. Safehotels’in verdiği bu sertifika, sunduğumuz güvenlik önlemlerinin ve hizmet kalitesinin bir göstergesi olup, konuklarımıza her zaman en yüksek standartlarda güvenli bir ortam sağlamayı sürdüreceğiz.” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Titanic Hotels, “We Value” konseptiyle sürdürülebilirlik ve toplumsal sorumluluk anlayışını hayata geçiriyor. Misafirlerine yüksek kaliteli hizmet sunarken, çevreyi, toplumu ve kültürel mirası koruma bilincini her adımda ön planda tutuyor. Bu konseptle sektördeki liderliğini pekiştiren Titanic Hotels, çevreye duyarlı ve sorumlu bir turizm anlayışını benimseyerek sürdürülebilirlik alanında örnek bir kurum olmayı sürdürüyor.

 

Çevreye Saygı, Topluma Katkı

Titanic Hotels, sunduğu hizmetlerde çevreye duyarlı bir yaklaşım benimsiyor ve bu anlayışı çalışan güvenliği ile misafir memnuniyetiyle birleştiriyor. “We Value” konsepti doğrultusunda, çevreye ve topluma olan sorumluluğunu güçlendiriyor ve doğayı, toplumu, kültürel mirası koruma amacını taşıyor.

 

Sıfır Atık: Çevresel Sorumluluğumuz

Titanic Hotels, çevre yönetimi konusunda öncü uygulamalar hayata geçiriyor. “Sıfır Atık” politikasıyla atık azaltma ve geri dönüşüm programlarını etkin bir şekilde uygularken, karbon ayak izini azaltmaya yönelik enerji verimli teknolojiler kullanıyor.

 

Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması

Titanic Hotels, kültürel ve doğal mirası koruma konusunda büyük bir hassasiyet gösteriyor. Yerel kültüre saygı göstererek bölgesel mirasın tanıtımını destekliyor ve biyolojik çeşitliliği koruma hedefi doğrultusunda çevre dostu uygulamalar hayata geçiriyor. “We Value” konseptiyle bu değerlerin korunmasına ve misafirlere tanıtılmasına büyük önem veriyor.

Titanic Hotels, kültürel mirasın korunmasına verdiği değeri sualtı arkeolojisi alanında da gösteriyor. Tarihin derinliklerinde saklı kalan eşsiz mirasın gün yüzüne çıkarılmasına ve korunmasına destek vererek, bilim insanları ve arkeologlarla iş birliği içinde projeler geliştiriyor.

Bu alandaki projeler, bilimsel araştırmalarla destekleniyor ve geçmişin derinliklerinde kaybolan kültürel değerlerin gün yüzüne çıkarılmasına yardımcı oluyor.

 

Sosyal Sorumluluk ve Fırsat Eşitliği

Titanic Hotels, etik bir iş anlayışını benimseyerek fırsat eşitliği ilkesine dayalı bir çalışma ortamı sunuyor. Toplumsal sorumluluk bilincini her alanda yayıyor. Çocukların güvenliği ve refahı, şirketin öncelikli hedeflerinden biri olurken, savunmasız grupların korunmasına yönelik prosedürler geliştiriyor. Topluma katkı sağlamak adına çalışmalarına devam ediyor. “We Value” yaklaşımı, bu sorumlulukların her aşamada takibini yapmayı ve toplumsal farkındalığı artırmayı sağlıyor.

 

Geleceğe Yönelik Sorumluluk: Sürdürülebilir Bir Turizm Geleceği

Titanic Hotels, “We Value” yaklaşımı doğrultusunda kaliteli, sorumlu ve çevre dostu hizmet anlayışını geleceğe taşımaya kararlı. Çevresel ve toplumsal sorumlulukları tüm hizmetlerinde ön planda tutarak, sektörde örnek bir kurum haline geliyor ve sürdürülebilir bir turizm geleceği için önemli katkılarda bulunuyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir’de Çiğ Süt Sektörü Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi

İzmir’de çiğ süt sektöründe yaşanan değerlendirmeler ve sektör temsilcileriyle görüş alışverişinde bulunmak amacıyla bir toplantı düzenlendi. İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin başkanlık yaptı. Toplantıda Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan çiğ süt düzenleme uygulamaları ve ekonomik mevcut durumu ayrıntılı olarak ele alındı. Sektördeki gelişmeler, karşılaştıkları sorunlar ve bu kişilere yönelik çözüm önerileri genel olarak sunulmuştur. Ayrıca çiğ süt üretimi kalite standartlarının yükseltilmesi, üretici destekleri ve sürdürülebilir üretim süreçlerinin değerlendirilmesinde bulunuldu. Sektör Temsilcileri Görüşlerini Paylaştı Toplantıya, Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Ahmet Ertürk ve çiğ süt üretim alanında faaliyet gösteren üretici şirketlerinin üyelerinin de katılımı sağlanmıştır. Rakipler, çiğ süt sektöründeki fiyat politikaları, maliyet unsurları, üretici hakları ve üretime sağlıklı süt satışları parçalarının listesi paylaşıldı. İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin, günümüzün öneminin altını çizerek, “Çiğ süt sektörü, hayvancılığın sürdürülebilirliği açısından büyük önem verir. Üreticilerimizin karşılaştığı sorunlar doğrudan dinleyerek çözüm üretmeye devam ediyor, sektördeki katkıyı sağlamak için bu tür toplantıları düzenlemeye devam ediyor” dedi. Çözüm Önerileri Masaya Yatırıldı Toplantıda öne çıkan konular arasında çiğ süt istikrarı, yem maliyetleri, üretim maliyetleri ve devlet destekleri yer aldı. Üreticiler, mevcut düzenlemelerin sahada uygulanabilirliği konusunda değerlendirmelerde bulunarak, patlamanın yaşandığı bölgelere yönelik çözüm önerileri sundular. İzmir’de çiğ süt sektörünün güçlendirilmesine yönelik atılacak adımların belirlenmesi açısından büyük önem taşıyan toplantının, ilerleyen süreçte sektöre yönelik yeni projelerin geliştirilmesine katkı sağlanması bekleniyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şeyda Atabay :” vizyonunuzdan ve cesaretinizden asla vazgeçmeyin”

Güzelliği, güçlü vizyonu ve girişimcilik ruhuyla ilham veren Şeyda Atabay, Dora Magazin’in şubat sayısının kapak konuğu olarak iş dünyasındaki yolculuğunu, kozmetik sektörüne giriş nedenlerini ve girişimcilik sürecinde yaşadığı deneyimleri anlattı. Sağlık ve estetiği bir araya getiren yaklaşımıyla fark yaratan Atabay, hem başarı hikayesini hem de iş dünyasında edindiği tecrübeleri paylaştı.

” Doktor kimliğim sayesinde hem etik değerlere bağlı kalıyor hem de insan odaklı bir bakış açısını işime taşıyorum. Bu beni diğerlerinden ayıran en önemli noktalardan biri oldu.”

“Zorluklar benim için her zaman bir öğrenme fırsatı oldu.”

“Cesaretinizden ödün vermeyin ve özgünlüğünüzü koruyun.”

Doktorluk kariyerinde birçok hastasına dokunan ve onların hayatlarında fark yaratan Şeyda Atabay, edindiği bilgi birikimini daha geniş bir kitleye ulaştırma isteğiyle kozmetik sektörüne adım attı. Bu sürece başlamasını da şu şekilde belirtti, “Sağlık ve güzellik birbiriyle çok iç içe geçmiş durumda. Doktorluk kariyerimde edindiğim bilgi ve tecrübeyi, kozmetik dünyasına aktararak hem güvenilir hem de etkili ürünler sunabileceğimizi gördüm. İnsanların hem sağlıkla hem de estetikle buluşabileceği ürünler sunma fikri beni çok heyecanlandırdı. Bu kararı alırken hem büyük bir sorumluluk hem de tatlı bir heyecan hissettim.”

Kendisine olan güvenin sebebini de birçok nedenle anlatan Şeyda Atabay “Doktor kimliğim sayesinde hem etik değerlere bağlı kalıyor hem de insan odaklı bir bakış açısını işime taşıyorum ve insanların sağlığına ve ihtiyaçlarına dair derin bir anlayışa sahibim. Bu bilgi birikimi, geliştirdiğim ürünlerin hem etkili hem de güvenilir olmasını sağladı. Üretim sürecinin her aşamasını kendi tesislerimizde kontrol ettiğimiz için, ürünlerin hem etkinliğini hem de güvenilirliğini garanti edebiliyoruz. Ayrıca, yenilikçi yaklaşımlarımızla sektörde fark yaratan çözümler sunmaya devam ediyoruz. Bu sayede hem güçlü bir marka kimliği oluşturduk hem de yerel ve uluslararası pazarda bir üretici olarak güven kazandık.” açıklamasında bulundu.

Kozmetik dünyasına girmenin bir risk olup olmadığı sorulduğunda ise şu sözleriyle yanıt veriyor: “Kozmetik dünyasına adım atmak bir risk gibi görünse de, benim için aslında bir vizyon meselesiydi. En büyük içsel motivasyonum ise, etki alanımı genişletmek ve insanlara daha fazla dokunabilmek oldu. Sağlık ve güzelliği birleştiren yenilikçi çözümler üretmek, insanların kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olmak benim için eşsiz bir amaçtı. Bu yüzden risk almak benim için korkutucu değil, bir fırsat olarak görüldü.”

 

Kadın girişimcilere vermek istediği mesaj sorulduğunda ise, “Cesaretinizden asla ödün vermeyin ve özgünlüğünüzü koruyun. İş dünyası zaman zaman zorlayıcı olabilir, ancak her başarısızlık bir öğrenme deneyimidir. Kendinize ve vizyonunuza inanırsanız, sadece işinizde değil, insanlara ilham verme konusunda da büyük farklar yaratabilirsiniz. Girişimcilikte kadınların çok daha güçlü bir yer edineceği bir geleceği hep birlikte inşa edebileceğimize inanıyorum.” diyerek röportajını noktaladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı