Yazar arşivleri: admin

Turizm İstatistikleri, I. Çeyrek: Ocak-Mart, 2025

Turizm geliri geçen yılın aynı çeyreğine göre %5,6 arttı

Turizm geliri Ocak, Şubat ve Mart aylarından oluşan I. çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %5,6 artarak 9 milyar 451 milyon 244 bin dolar oldu. Ziyaretçilerden elde edilen turizm geliri 9 milyar 323 milyon 872 bin dolar, transfer yolculardan elde edilen turizm geliri ise 127 milyon 373 bin dolar oldu. Ziyaretçilerin turizm gelirinin %23,6’sını ülkemizi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlar oluşturdu.

Ziyaretçiler, seyahatlerini kişisel veya paket tur ile organize etmektedirler. Bu çeyrekte ziyaretçiler tarafından yapılan harcamaların 8 milyar 104 milyon 875 bin dolarını kişisel harcamalar, 1 milyar 218 milyon 997 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

Ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı çeyreğine göre %1,2 arttı
 

Ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2025 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %1,2 artarak 9 milyon 121 bin 152 kişi oldu. Ziyaretçilerin %24,3’ünü 2 milyon 219 bin 38 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu.

Bu çeyrekte ülkemizde geceleme yapan ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 99 dolar oldu. Yurt dışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 67 dolar oldu.

Turizm geliri ve ziyaretçi sayısı, I. Çeyrek: Ocak-Mart, 2025

Bu çeyrekte turizm geliri içerisindeki yeme içme harcamalarının payı %24,7, uluslararası ulaştırma harcamalarının payı %15,9, paket tur harcamalarının payı ise %13,1 oldu. Bir önceki yılın aynı dönemine göre paket tur harcamaları %20,8, yeme içme harcamaları %15,7 ve ulaştırma (Türkiye içi) harcamaları %8,9 arttı.

Harcama türlerinin turizm geliri içerisindeki payı (%), I. Çeyrek, 2025

Ziyaretçiler %52,5 ile en çok “gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler” amacıyla geldi
 

İkinci sırada %26,7 ile “akraba ve arkadaş ziyareti”, üçüncü sırada ise %10,3 ile “alışveriş” yer aldı. Yurt dışı ikametli vatandaşlar ise ülkemize %65,7 ile en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla geldi.

Geliş amaçlarına göre ziyaretçiler, I. Çeyrek, 2025

Turizm gideri geçen yılın aynı çeyreğine göre %37,6 arttı
 

Turizm gideri, geçen yılın aynı çeyreğine göre %37,6 artarak 2 milyar 448 milyon 212 bin dolar oldu. Bunun 1 milyar 907 milyon 35 bin dolarını kişisel, 541 milyon 177 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

Turizm gideri ve yurt dışını ziyaret eden (yurt içi ikametli) vatandaş sayısı, I. Çeyrek: Ocak-Mart, 2025

Yurt dışını ziyaret eden vatandaşlar geçen yılın aynı çeyreğine göre %6 arttı
 

 

Bu çeyrekte yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %6 artarak 2 milyon 596 bin 225 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması 943 dolar olarak gerçekleşti.

 

Kişi başı ortalama harcama, I. Çeyrek, 2025

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Antalya’da 3 evden biri konut sigortası sahibi

Evlerde karşılaşılabilecek hasarlara karşı geniş kapsamlı güvence sağlayan konut sigortası, herhangi bir doğal afet, yangın ve hırsızlık gibi durumda ev ve içindeki eşyaları koruyarak sigorta sahiplerine önemli faydalar sağlıyor. Buna rağmen ülkemizde konut sigortası penetrasyonu (sigortalılık oranı) yüzde 20 seviyelerinde kalıyor. Konut sigortasının özellikle Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir ülkede riskleri güvence altına almak için kritik öneme sahip olduğunu söyleyen Allianz Türkiye Elementer Bireysel Sigortalar Genel Müdür Yardımcısı Emrah Gökmen, “Son dönemde ülkemizde yaşanan deprem, yangın ve sel felaketlerini göz önünde bulundurduğumuzda iklim krizinin etkileriyle önümüzdeki dönemde daha fazla karşı karşıya kalmamız gerekebilir.  Bunun yanı sıra hırsızlıktan tesisat arızası veya cam kırılmasına kadar birçok sorunun yol açtığı maddi hasarları karşılayan konut sigortasının sahipliği ülkemizde maalesef olması gereken düzeyde değil” dedi. 

 

Konut sigortasının önemine dair farkındalığı artırmak hedefiyle farklı bütçelere ve ihtiyaçlara göre üç farklı plan dahilinde Yuvam Sigortası’nı müşterileriyle buluşturduklarını söyleyen Gökmen, “Karşılaşabileceğimiz birçok risk ve olasılığa karşı güvence sağlayan Yuvam Sigortası; eko, ekstra ve premium olmak üzere 3 farklı paketten oluşuyor. Cam kırılmasından tesisat sorunlarına, çilingir hizmetinden evcil hayvan asistans hizmetine, zengin teminat içeriğiyle öne çıkan Yuvam Sigortası’ndan hem ev sahipleri hem de kiracılar faydalanabiliyor” dedi.

 

Antalya’daki konutların sigortalılık oranı yüzde 31 seviyelerinde 

Antalya özelinde konut sigortası penetrasyonunun yalnızca yüzde 31 seviyelerinde olduğunu söyleyen Gökmen, “Antalya’da konutların yaklaşık yüzde 70’inin konut sigortası olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla ildeki 3 konuttan yalnızca birinin konut sigortası var ve konutların büyük çoğunluğu sigortalanmayı bekliyor. Eko, ekstra ve premium paket seçeneklerimizle müşterilerimizin ihtiyaç duydukları tüm alanlarda özel çözümler üretiyoruz” dedi.

 

Çevre dostu ev eşyaları da güvence altında!

Çevre dostu özellikleriyle öne çıkan Allianz Yuvam Sigortası; yağmur suyu depolama ünitesi, su sensörü, hareket sensörü, kompost makinesi, voltaj regülatörü ve çöp öğütücü gibi birçok çevre dostu eşyayı da güvence altına alıyor. Evlerin yanı sıra hepimizin yuvası olan dünyamızı da iklim krizinin etkilerine karşı korumak için 2021 yılından bu yana Yuvam Dünya Derneği’nin çatı destekçisi olan Allianz Türkiye, tüm Allianz Yuvam Sigortası sahipleri adına Yuvam Dünya Derneği’ne bağışta bulunuyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

BitHero’dan Kazandıran Ödül Programı: HeroClub

Kripto dünyasında sunduğu yenilikçi çözümlerle öne çıkan BitHero, yeni ödül programı HeroClub’ı hayata geçirdi. Program, üyelerin günlük işlemleri ve tamamladıkları görevler üzerinden kazandıkları HeroPuan’ları çeşitli ödüllere dönüştürmesini sağlıyor.

 

HeroClub’ta kullanıcılar, yeni üye olduklarında hoş geldin puanı kazanırken, kimlik doğrulamalarını tamamladıklarında ve platforma ilk kez Türk Lirası yatırdıklarında ek puanlar elde ediyor. Ayrıca, günlük girişler ve alım-satım işlemleri gibi düzenli aktivitelerle de puan biriktirmeye devam edebiliyorlar. Biriken puanlar, oyun konsolları, dizüstü bilgisayarlar ve akıllı telefonlar gibi teknolojik ürünlerin yanı sıra birçok farklı ödül için kullanılabiliyor. 

 

HeroClub’ın sunduğu bir diğer ayrıcalık olan Hediye Çarkı ise kullanıcılarına her seferinde sürpriz ödüller kazandırıyor. Topladıkları puanlarla çarkı döndüren kullanıcılar, çeşitli hediyelerin yanı sıra 1 Ethereum’luk büyük ödülü kazanma şansı elde ediyor.

 

BitHero CEO’su Fatih Otluoğlu, “HeroClub’ı, kullanıcılarımızın mobil deneyimlerini daha keyifli hale getirirken aynı zamanda kazandıran bir program olarak tasarladık. Bu platform, sadece bir ödül merkezi değil, aynı zamanda aktif katılım sayesinde üyelerimize daha fazla kazanç ve ayrıcalık sunan bir fırsatlar dünyası. Üyelerimiz, her adımda puan kazanıp, biriktirdikleri puanları tercihlerine göre gönüllerince değerlendirebiliyor” dedi.

 

Kripto dünyasında ayrıcalıklı bir deneyim arayan kullanıcılar, BitHero mobil uygulaması üzerinden HeroClub’ın sunduğu özel avantajlardan yararlanabiliyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi, Mart 2025

 

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık %37,94 arttı, aylık %2,25 arttı

H-ÜFE 2025 yılı Mart ayında bir önceki aya göre %2,25 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %13,78 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %37,94 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %55,70 artış gösterdi.

H-ÜFE değişim oranları(%), Mart 2025

Mart 2025 Mart 2024 Mart 2023
Bir önceki aya göre değişim oranı 2,25 3,64 2,30
Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranı 13,78 22,96 20,15
Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı 37,94 85,41 73,55
On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı 55,70 78,09 88,55

 

H-ÜFE yıllık değişim oranı(%), Mart 2025H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yıllık %30,09 arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %30,09 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %43,58 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %47,62 artış, gayrimenkul hizmetlerinde %36,20 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %48,78 artış, idari ve destek hizmetlerde %41,51 artış gerçekleşti.
 

H-ÜFE yıllık değişim oranları (%), Mart 2025Sektörlere göre H-ÜFE yıllık değişim oranları (%), Mart 2025H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde aylık %2,20 arttı

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %2,20 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %2,70 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %1,92 artış, gayrimenkul hizmetlerinde %2,96 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %2,45 artış, idari ve destek hizmetlerde %1,72 artış gerçekleşti.
 

H-ÜFE aylık değişim oranları (%), Mart 2025Sektörlere göre H-ÜFE aylık değişim oranları (%), Mart 2025

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Doç. Dr. Fatma Sert “Kanserden korkmuyoruz, geç kalmaktan korkuyoruz”

Ege Üniversitesinde, Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Avrupa Tıp Öğrencileri Birliği (EMSA) Topluluğu iş birliğinde, Ulusal Kanser Haftası etkinlikleri kapsamında Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serra Kamer’in moderatörlüğünde “Ulusal Kanser Haftası” adlı panel düzenlendi. Üç oturumdan oluşan panel 20 Mayıs Amfisinde gerçekleşti. Etkinliğe EÜ Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serra Kamer, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Serra Kamer, “Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak her yıl Nisan ayında etkinlikler yapıyoruz. Bu etkinliklerde EMSA topluluğumuz da bizlere destek oluyor. EMSA, bizim için çok değerli. Bu etkinliği düzenledikleri için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bugün uzman akademisyenlerimizden kanser ile ilgili bilgiler dinleyeceğiz” dedi.

Ulusal Kanser Tarama Programı’na değinen EÜ Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Fatma Sert, “Meme Kanseri Tarama Programı’nın temel amacı, henüz klinik bulgular ortaya çıkmadan kanseri erken evrede tespit ederek ölüm hızını azaltmaktır. Rahim ağzı kanserinin risk faktörlerini; aşırı kilo alma, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, düşük bağışıklık sistemi, sigara kullanımı ve yine tarama yaptırmamak olarak sayabiliriz. Kanserden korkmuyoruz, geç kalmaktan korkuyoruz”  dedi.

Panelin devamında meme kanseri hakkında bilgiler veren  EÜ Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Radyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özge Aslan, “Kadınlarda en çok görülen kanser türü meme kanseridir. Öyle ki her sekiz kadından birinde meme kanserine rastlayabiliyoruz. Ama son zamanlarda toplum olarak bilinç düzeyimizin arttığını düşünüyorum. Toplum bilinçlendikçe ilerleyen zamanlarda bu oranın daha da düşeceğine inanıyorum. Erken tanı için meme kanseri belirtilerine dikkat etmek gerekir. Kadınların ayna karşısına geçip, her âdetinin bitiminde memelerini kontrol etmesi gerekir. Memede; kanlı akıntı, meme cildinde değişiklik, meme başının çekilmesi ya da ele gelen kitle, memede portakal görünümü gibi belirtiler görüldüğünde doktora başvurmak gerekir” diye konuştu.

“Çok iyi bir ekibe sahibiz”

EÜ Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Üroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Fuat Kızılay ise “Bu iş bir ekip işi ve biz çok iyi bir ekibe sahibiz. Bu yüzden çok şanslıyız. Prostat kanseri en çok teşhis edilen ikinci kanserdir. İdrar yapmada güçlük, idrar yaparken ağrı ve yanma hissi, idrarda kan gelmesi, kemik ağrısı, alt pelvik bölgede ağrı gibi durumlar prostat kanseri belirtisi olabilir. Prostat kanserinde ırk, aile öyküsü, beslenme alışkanlığı, obeziteyi risk faktörleri arasında sayabiliriz” dedi.  

Panelin ardından Ege Üniversitesi öğrencilerine, Dr. Öğr. Üyesi Özge Aslan tarafından meme ve lenf muayenesi eğitimi içeren bir workshop düzenlendi. Etkinlik kapsamında öğrenciler, üniversitenin Radyoloji Bölümünü de gezerek bölüm hakkında bilgi aldı.

Programın sonunda EMSA topluluğu üyesi öğrenciler, Doç. Dr. Fatma Sert, Dr. Öğr. Üyesi Özge Aslan ve Doç. Dr. Fuat Kızılay’a fidan bağışını temsil eden ödüllerini vererek “Teşekkür Belgesi” takdim edildi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

National Geographic NOW Seç-İzle Servisinin Mayıs Ayı Teması ‘İkinci Dünya Savaşı’…

Nefes kesen yapımların ve soluksuz izlenen belgesellerin yer aldığı, National Geographic’in zengin arşivini her ay meraklılarıyla buluşturan National Geographic NOW seç-izle servisi mayıs ayında ‘İkinci Dünya Savaşı’ teması ile izleyicilerle buluşuyor. 

Tarihin en kanlı savaşı olan 2. Dünya Savaşı’nın izleri bugünlere kadar gelmiştir… Hitler’in diktatörlüğe yükselişi ve Holokost sırasında işlenen tüyler ürpertici eylemlerle damgalanmış 2. Dünya Savaşı, dünyayı sonsuza dek değiştirdi.

Dünya tarihinin en karanlık dönemlerinden birine sahne olan İkinci Dünya Savaşı’na dair en merak uyandıran hikayeler ve en dikkat çekici anların derlendiği “İkinci Dünya Savaşı” serilerinin yer aldığı en beğenilen belgeseller mayıs ayı boyunca ‘İkinci Dünya Savaşı’ temasıyla National Geographic NOW’da izleyicilerle buluşuyor!

National Geographic NOW ile National Geographic’in zengin içerik arşivine TOD, KabloTV, KabloWebTV ve S Sport Plus platformları üzerinden erişebilirsiniz.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bornova’da 23 Nisan coşkusu satrançla taçlandı

Bornova Belediyesi’nin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlediği Satranç Turnuvası’nın ödül töreni, Uğur Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi Çok Amaçlı Salonu’nda yapıldı. Turnuvaya Bornova Belediyesi’nin satranç kurslarında eğitim alan 140 çocuk katıldı. 10 yaş ve altı ile 14 yaş ve altı olmak üzere iki kategoride yapılan değerlendirme sonucunda dereceye giren sporcular ödüllendirildi.

 

10 yaş ve altı kategorisinde Ömer Akif Çelik birinci, Erdem Altun ikinci, Alp Karabalkan ise üçüncü oldu. 14 yaş ve altı kategorisinde ise Ersen Can birincilik, Mustafa Kemal Özgür ikincilik, Kerim Aras Aslanhan üçüncülük kupasını kazandı. Kız sporcuların teşviki amacıyla ayrıca Elif Asya Çetindere, Kumsal Elif Atıcı ve Esra Aydın (10 yaş altı); Özge Aydın, Miraç Şengönül ve Elif Hilal Tufan (14 yaş altı) kupa ve madalya ile ödüllendirildi.

 

Kazananlara kupa, madalya ve toplam 18 bin TL değerinde hediye çekleri verildi. Ödülleri Bornova Belediyesi Başkan Yardımcısı Cem Arıkan takdim etti.

 

Başkan Eşki: “Çocuklarımızın zekâsı geleceğimize umut oluyor”

 

Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, “Satranç, sadece bireysel başarı değil, aynı zamanda sabır, strateji ve özgüven demektir. Çocuklarımızın bu alanlarda gösterdiği başarı, Bornova’nın aydınlık geleceğine olan inancımızı pekiştiriyor. Tüm çocuklarımızı yürekten kutluyorum” dedi.

 

Satranç Federasyonu’ndan Bornova’ya teşekkür

 

Ödül töreninde konuşan Satranç Federasyonu İzmir Temsilcisi Abuzer Altuntaş, Bornova’nın satranca gösterdiği ilgiden büyük memnuniyet duyduklarını belirterek, ilçenin İzmir genelinde en yüksek katılıma sahip olduğunu ve bu başarının daha da artacağına inandığını söyledi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Diyabetlilere ayak yaraları için 8 tavsiye

Kan şekerinin normalden yüksek olması anlamına gelen diyabet hastalığı, bazı sinir hasarları ve damar problemlerine yol açabiliyor. Bu sorunların da vücutta çeşitli yaralar meydana getirebildiğini açıklayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rıza Aytaç Çetinkaya, “Diyabetli kişilerde sıkça görülen ve genellikle ayaklarda oluşan yaraların en sık karşılaşılan belirtileri; özellikle parmaklar ya da tabanda ağrı, hassasiyet, yanma, uyuşma, karıncalanma veya hissizlik, açık yaralar ve yaralardan irinli sıvı gelmesi, kızarıklık, şişlik, cilt renginde değişlikler ve ayak kokusu olarak sıralanabilir” dedi.

 

Diyabetik ayak yaralarının; yaranın türüne, büyüklüğüne ve enfeksiyon durumuna göre değişebileceğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rıza Aytaç Çetinkaya, “Tedavi, basit temizlik ve bakım adımlarından cerrahi müdahalelere kadar geniş bir yelpazede değişebilir. Bu yaraların hiç oluşmamasını sağlamak ya da ilerlemelerini engellemek için alınacak basit ama etkili tedbirler, ciddi sağlık problemleri riskini ortadan kaldırabilir. Belirti vermeye başlayan yaralar ihmal edilirse, ayağın kaybedilmesiyle bile karşı karşıya kalınabilir” uyarısında bulundu.

 

Tedavi edilmezse ayak kaybına sebep olabilir

Diyabetik ayak yaralarının tedavisinde ilk aşamanın temizlik olduğunu belirten Uzm. Doç. Dr. Rıza Aytaç Çetinkaya, “Yara, antiseptik solüsyonlarla nazikçe temizlenmeli ve steril gazlı bez ile kapatılmalı. Enfeksiyon riskini azaltmak için yapılan bu pansumanlar düzenli olarak yenilenmeli. Eğer yara enfekte olmuşsa, antibiyotik tedavisi gündeme gelebilir. Enfeksiyonlu ve ilerlemiş vakalarda ise iyileşmeyi hızlandırmak için ölü dokular çıkarılabilir. Diyabet nedeniyle arteriyel kan akışı bozulmuşsa, damar tıkanıklıklarını açmaya yönelik bir tedavi de uygulanabilir. Ancak hastalığın belirtileri ciddiye alınmaz ve tedavi için geç kalınırsa ciddi enfeksiyonlar gelişebilir kan akışı bozulabilir ve doku ölümü anlamına gelen kangren meydana gelebilir. Bu noktada cerrahi müdahaleden faydalanılır hatta gerekli görülürse enfeksiyonun diğer bölgelere yayılımını önlemek için amputasyon bile söz konusu olabilir” dedi.

Hiperbarik ve topikal oksijen yöntemlerinden faydalanılabilir

Diyabetik ayak yaralarının tedavisinde, başarıları konusunda çok sayıda bilimsel çalışmalar olan hiperbarik ve topikal oksijen yöntemlerden giderek daha fazla yararlanıldığını ifade eden Çetinkaya, “Hastaların yüksek basınçla oksijen almasını sağlayan hiperbarik oksijen terapisi, yara iyileşmesini hızlandırır, ayaklardaki kan akışını artırır ve enfeksiyonlarla mücadele eden beyaz kan hücrelerinin daha etkili çalışmasını sağlar. Yeni nesil topikal oksijen tekniğinde ise oksijen doğrudan yara üzerine uygulanır. Özellikle küçük ve orta boyutlu yaralar için faydalı olabilecek bu yöntem, yara bölgesindeki iltihabı azaltarak ağrıyı da hafifletebilir” dedi.

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rıza Aytaç Çetinkaya, diyabetik ayak yaralarını önlemek ya da ilerlememesini durdurmak için alınabilecek tedbirleri sıraladı:

 

  1. Ayakları düzenli olarak kontrol etmek: Diyabet hastaları ayaklarını her gün dikkatlice incelemeli. Ayaklarda herhangi bir kesik, yaralanma, kabarcık, kızarıklık veya enfeksiyon belirtisi olup olmadığı kontrol edilmeli.
  2. Temizliğe önem vermek: Ayaklar günde bir kez, aşırı sıcaktan uzak durularak ılık su ile yıkanmalı. Yıkama sonrası iyice kurulanan ayakların özellikle parmak aralarında su kalmamasına dikkat edilmeli.
  3. Ayakların nemini korumak: Ayakların kurumasını önlemek için düzenli olarak nemlendirici krem kullanılmalı. Ancak bu krem, mantar riskini artırabileceği için parmak aralarına sürülmemeli.
  4. Ayakkabı ve çorap seçimine dikkat etmek: Ayağa tam oturan rahat ayakkabılar tercih edilmeli, dar veya sıkı olanlardan uzak durulmalı. Çorap seçimi, sürtünmeyi azaltarak yara oluşumunu engellemek için yumuşak ve dikişsiz olanlar arasından yapılmalı.
  5. Ayakları korumak: Ayakları aşırı basınç ve travmalardan korumak için, uzun süre ayakta kalmaktan ve darbe almaktan kaçınılmalı.
  6. Sigara içmemek: Kan dolaşımını bozarak ayaklara yeterli oksijen gitmesini engelleyeceği ve yaraların iyileşmesini zorlaştıracağı için sigara içmekten uzak durulmalı.
  7. Diyabete uygun beslenmek: Kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı ve yara iyileşmesini hızlandıran; yaban mersini, ıspanak, zerdeçal ve kefir gibi gıdalardan zengin bir beslenme programı oluşturulmalı.
  8. Mevsime uygun önlemler almak: Soğuk hava kan dolaşımını olumsuz etkileyebileceği için kış aylarında kalın çoraplar veya sıcak tutan ayakkabılar kullanılmalı. His kaybı olan hastalarda yanık oluşmaması için ayakları kalorifere yaslamamak, soba ya da şömineye uzatmamak çok önemli. Sıcaklarda ise terleyen ayakta biriken nemle mantar gelişebileceği için hava alabilen ayakkabılar tercih edilmeli. Ayrıca yara oluşumunu önlemek için parmak arası terliklerden uzak durulmalı, yanık tehlikesi nedeniyle deniz kumuna çıplak ayakla temas edilmemeli ve deniz kestanesi gibi ayaklara zarar verebilecek unsurlardan korunmak için deniz ayakkabısı temin edilmeli.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstanbul Depremi Sonrası DASK ve Konut Sigortası’na Talep Yüzde 30 Arttı

Türkiye’nin dijital sigorta platformu sigortaladım.com, İstanbul’da 23 Nisan 2025 tarihinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, ülke genelinde sigortaladım.com sistemine düşen Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) ve Konut Sigortası taleplerinin, yüzde 30 oranında arttığını belirtti. 

Zorunlu Deprem Sigortası yalnızca deprem değil; deprem kaynaklı yangın, infilak, tsunami ve yer kayması gibi doğal afetler sonucu oluşabilecek maddi zararları da karşılıyor. Konut Sigortası ise hem deprem hem de yangın, hırsızlık, su baskını, fırtına gibi risklere karşı evin tüm yapısal unsurlarını ve isteğe bağlı olarak içindeki eşyaları da güvence altına alıyor. 

 

“DASK ve Konut Poliçesi birlikte yaptırılmalı”

 

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan sigortaladım.com Genel Müdür Yardımcısı Orçun Kızıltepe, “Deprem sonrasında olası hasar durumlarında maddi zorluk yaşanmaması için, hem DASK hem de Konut Sigortası yaptırmak çok önemli. Her iki sigortayı birlikte yaptırmak ev sahiplerinin riskleri daha kapsamlı şekilde yönetmesini sağlıyor ve olası hasar durumlarında maddi kayıpları en aza indiriyor. Üstelik birçok sigorta şirketi DASK ve Konut poliçesini birlikte alan kullanıcılara özel indirimler sunuyor. Bu avantajlı poliçeleri sigortaladım.com üzerinden karşılaştırmalı olarak kolayca incelemek mümkün” dedi.

 

Kızıltepe, “Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göre, 2024 yılı sonunda Türkiye’de DASK penetrasyonu yüzde 56 oranında olup, Konut Sigortası poliçelerinde bu oranın yüzde 25 civarında olduğunu görüyoruz. Bu veriler her ne kadar geçtiğimiz yıllara nazaran sigorta bilincinin arttığını gösterse de henüz yeterli seviyelerde değil. Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden sonra ciddi bir farkındalık söz konusu olmuştu. 23 Nisan’da yaşadığımız depremin ardından da vatandaşlarımız aynı farkındalıkla DASK ve Konut Sigortası’na yöneldi. Talep Türkiye genelinde yüzde 30 oranında arttı” dedi.

 

“Sigorta ürünlerine kolay erişilebilirlik, kişileri sigorta yaptırmaya teşvik ediyor”

 

Kızıltepe, “Sigortaladım.com olarak müşterilerimizin zamanına büyük kıymet veriyoruz. Tüm süreçlerimizi de zamanlarını onlara bırakmak ve hizmetlerimize daha hızlı erişim sağlamaları için tasarlıyoruz. Yapay zeka entegrasyonu ile teklif süreçlerimizi hem daha da hızlandırdık hem de daha şeffaf hale getirdik. Karşılaştırmalı fiyat teklifleri sunarak, müşterilerimizin en doğru kararı kolayca verebilmelerine olanak tanıyoruz. Kısacası kullanıcılarımıza erişilebilir ve şeffaf bir deneyim sunuyoruz. Bu pratiklik ve erişilebilirlik, kişileri sigorta yaptırmaya teşvik ediyor, etmeli de. Sigortayı sadece bir evrak değil, yaşanan sarsıntılara karşı kurulan güçlü bir gelecek planı olarak görmek gerekiyor. Doğru zamanda yapılan bir sigorta seçimi, deprem sonrası oluşabilecek maddi kayıpları telafi etmekle kalmaz, bireylerin yaşamlarına kaldıkları yerden güvenle devam etmelerini mümkün kılar. Bu vesileyle, yaşanan son deprem sonrası tüm vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bebeğinizin Bağışıklığını Güçlendirmeye Yardımcı 4 Altın Öneri

Bebeğin anne rahmine düştüğü ilk andan itibaren sağlıkla dünyaya gelebilmesi ve anne- bebek sağlığının korunması için bazı önemli noktalara dikkat edilmesi gerekiyor. Anne adayının yaşı, kalıtsal hastalıkları, beslenme şekli, yaşam biçimi, uyku düzeni ve pek çok durum bebeğin gelişim sürecini etkileyebiliyor. Bebeklerin bağışıklık sistemlerinin güçlü olması onları hastalıklardan koruyor ve sağlıklı bir yaşam sürebilmelerinde büyük bir yer tutuyor. Bağışıklık, tek bir etkene bağlı değil, pek çok etkenle birlikte ortaya çıkan bir sonuç olarak ifade ediliyor. Bundan dolayı bebek sağlığı için birde fazla kritere uyularak bağışıklığın desteklenmesi gerekiyor. Memorial Dicle Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Aycan Yıldız, bebeklerde bağışıklığı artırmaya yönelik öneriler paylaştı. 

Anne sütü hem sizi hem bebeğinizi korur

Özellikle ilk 6 ay olmak üzere mümkünse bebeğin ilk 24 ay anne sütünü alması bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve hastalıkları daha hafif atlatmasına yardımcı olmaktadır. Bebeğin gelişimini ve büyümesini destekleyecek tüm besin maddeleri anne sütünün içerisinde yer almaktadır. Yalnızca büyüme ilişkili olmayan bu durum bebeğin sağlığının korunması bakımından zengin içeriği ile antikorlar olarak bilinen koruyucu maddeler içermektedir. Bu mucizevi besin yalnızca bebeği değil aynı zamanda emziren annelerin de toplumda meme kanseri riskini önemli ölçüde azalttığı düşünülmektedir. Hem anne hem de bebek sağlığı açısından emzirme önem taşır. 

Ek gıdaya geçiş sürecini önemseyin  

Gelişim ve büyüme süresi sağlıklı ilerleyen bebeklerde genellikle ilk 6 ay sonrası anne sütüne ek olarak tadım şeklinde başlanarak ek gıdaya geçiş önerilmektedir. Toplumda var olan “kilolu bebek sağlıklı bebektir” yanlış bir algıdır. Bazen bu algı yeni ek gıdaya geçen bebeklerde kilo alımını hızlandırmak için aşırı şeker içeren besinlerin tüketilmesine yol açmaktadır. Bu durumun bebeğe faydadan çok zararı olacaktır. Burada önemli olan bebeğin ideal kiloya yakın bir ağırlıkta olmasıdır. Bebeğin ne kadar çok beslendiğinden ziyade nasıl beslendiği ile ilgilenilmelidir. Bebeğin ayına göre ve mevsim ürünlerine göre yeşil sebze, balık, kuru baklagiller, et, yumurta gibi besin değeri açısından yüksek vitamin ve mineralli besinlerin ölçülü şekilde tüketilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki bebeklik döneminde oluşmaya başlayan bağışıklık sistemi bebeğinizin tüm yaşam boyunca sağlığını etkileyecek bir durumdur. Bundan dolayı beslenme konusunda özen gösterilmelidir. 

Bebek ayına uygun uyku düzenini oturtun 

Bebeklerde ilk dönemlerde orta sertlikte bir yatakta sırt üstü pozisyonda uykuya yatırılmalıdır. İlk bebeklik döneminde süt çürütme olarak bilinen sütün geri atılması veya bebeğin kusması bazı uyku pozisyonlarında ağza geriye kaçma ihtimalinden dolayı tehlikeli olabilmektedir. Bilişsel, fiziksel ve duygusal gelişimin temelini oluşturan uyku aynı zamanda bağışıklık sistemi ile de ilişkilidir. Bebekler 0-3 ayda 13-18 saat arası, 3-6 ay arası 14-16 saat ve 6-12 ay arası 10-12 saat kadar uyuyabilmektedir. Uyku aynı zamanda büyüme ve bağışıklık için önemli bir kriterdir. Bebeğin doğru saat diliminde belirtilen ölçeklerin çok altına veya üstüne çıkılmayacak şekilde uykuya yatırılması gelişimsel sürecini destekleyecektir.

Aşı takvimine mutlaka uyun

Yetişkin bireylere oranla bebeklerin bağışıklık sisteminin daha güçsüz olması ve henüz yeni yeni oluşuyor olması bazı hastalıkların bebeklerde daha ağır geçirilmesine neden olabilmektedir. Ağır seyreden hastalıklar bazı durumlarda kalıcı hasarlara neden olabileceği gibi ani kayıplara da yol açabilmektedir. Özellikle ülkemizde kabul edilen ve belli dönemlerde yapılan aşıların bebek ve çocuk sağlığı ile toplum sağlığının korunması için yapılması gerekmektedir. Aşı takvimimizde yer alan bazı özel aşıların ise doğru zaman ve uygun şartlarda yapılması tavsiye edilmektedir. Özellikle rotavirüs gibi her çocuğun 5 yaşına kadar en az bir kez geçirdiği sulu ishal, ateş ve kusma gibi şikayetler ile çoğunlukla aşısız çocuk ve bebekleri hastaneye yatışa kadar götüren bu virüs aşı ile daha hafif atlatılabilmektedir.   Menejit konusunda ülkemiz orta risk grubunda yer almaktadır. Ancak bu virüs hastalığı,  ölüm dahil ağır ve ciddi hasarlara yol açabilir. Bu yüzden menejit aşılarının doğru zaman ve uygun şartlarda yapılması önerilmektedir. 

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı