Kategori arşivi: Kültür & Sanat

Karanlık dijitalçağ ve ‘Sırr-ı Hakikat’

Şu an elinize aldığınız bu kitap! Sadece bugüne ait bir kitap değildir… Geçmiş, şimdi ve gelecek… Zamanı! Mikro ve makro-âlemleri! Yapay ve doğal hayatı! Din ve bilimi! şeytanın iç sesini! Ve işte hepsini birden… Ruh diliyle! Kalbin o en eski bilgisi üzerinden… Tevhidî bakışla bütünleyerek… Tarih boyunca faaliyet gösteren küresel şirk-etlerin bugün insanlığı getirdikleri bu ‘dijitalçağ’da! O karanlık uçurumun kenarında! Dijital olan her şeyin geçici olduğunu! Ezelden ebede her dâim bâki kalacak olanın sadece ‘Ruh İyiliği’ olabileceğini! Sizlere bir daha hatırlatabilmek için yazıldı! 

 

İstiyoruz ki! Şirk-etlerin karanlık niyetlerini artık tüm açıklığıyla bilelim! ‘İnsan’ olmanın… ‘İnsan’ kalabilmenin ‘Nur-u Hakikat’i üzerine bir defa daha düşünelim… İşte ancak o zaman… ‘DijitalÇağ’ın üzerimize gelen bu alacakaranlığından kurtulabiliriz… Her şeyin ‘hakikat’ini bilerek…

 

De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır.” 

( Zümer / 9 )

 

 

KİTABIN BÖLÜMLERİ VE ALINTILAR

 

Birinci Bölüm: Ruh Muhafızları

  • Her ânınızı izliyorlar, kaydediyorlar… Ve sizin geleceğinizi şekillendiriyorlar siz hiç fark etmeseniz de! Kimler ki onlar?

  • Ama ne yaparlarsa yapsınlar… Kalbimizde duruyor ya hâlâ O ‘Sırr-ı Hakikat’! Orada hep sizi bekliyordur tüm güzelliğiyle! şeytan kalbe giremez çok şükür… Bunun için yazıldı bu kitap! 

  • İlk insan yaratıldığından beri kalbin içindeki o sırlı bilgi! Zamandan etkilenmez… Hep canlıdır… ‘Hayy’ olandır… Yani ‘insan’a bağımlı değildir… ‘Nur-u Hakikat’tir!

  • Ey Müslümanlar… Bilesiniz ki bu kitap ‘dijital şeytanlar’a ‘bir’ ültimatom olduğu kadar… Sizlere de yapılmış son ‘bir’ çağrıdır…

 

İkinci Bölüm: şeytanın İç Sesi

  • DijitalŞirk, ‘Yeryüzü Halifesi İnsan’ın tevhid zikrinin bozulmasıdır… İnsanın… Yeryüzünün… Gökyüzünün…

  • şeytan, Cennet’te Hz. Âdem’e ‘bilinç’ sayesinde yaklaşabilmiştir! Onların bilincine seslendi! Ve günah başladı!..

  • O günlerin şeytanı ve bugünlerin ‘Yapay Zekâ’ya bağlı sanal mürşitleri! Aşksızdır pek çoğu! Keşke ‘Aşk’ı bilebilselerdi!

  • Sizlere Metafizik ‘bir’ okuma yaptırmaya gayret ediyoruz… şeytanı uzaklaştırabilmek için… Bizlerdeki o sır ‘emanet’ten…

  • Nedir ki o şeytan ve şürekâsının ısrarla üzerinde durdukları ‘kuantum teoloji’? Madde ve anti madde! Dalga ve parçacık!

  • Şirk-etler bugün sizleri! Tüm dünyayı! ‘Yapay Zekâ’ya bağlayıp! Ve hepinizi de çipleyerek! ‘Yapay Zekâ’ya! Neden bilinç kazandırmanın peşindedirler? 

  • Düalite nedir ki? Ve onun her yerdeki düalite sembolleri kimlere işarettir? Hadi düşüncenizi ‘Yapay Zekâ’nın ‘kod’lanmasına kadar vardırın… 0 ve 1!

  • Ruhunuzla aranıza girmek ister! Ve bunu başarırsa da! Sizi ‘Yapay Zekâ’sına bağlar… Köleleştirir! 

  • İnsan zekâsındaki bilgileri; tüm insanlık tarihini, olayları, görüntüleri, sesleri, tüm kayıtları ve milyarlarca insanın yaşadıkları olaylara göre tüm ruh hâllerini, genetik kodlarıyla birlikte o ‘DNA’ zincirini yapay zekâya taşıyıp; sonra da insanı yok etmek niyetindeler! ‘Yapay Zekâ’ya bilinç kazandırmak dedikleri tam da budur…

  • Anlaşılıyor ki dijitaller… Maddeyi yeniden enerjiye dönüştürmenin peşindedirler… Tüm yeryüzünü, onca mahlûkatı ve insanı kendi karanlık maddelerine katacaklardır… 

  • Dijital tehlikenin en eski kökenini yazmaya gayret ediyoruz size! Bugünkü bilgilerle de iç içe geçirerek yorumluyoruz…

 

Üçüncü Bölüm: ‘Aşk’a Muhtacız

  • İnsan nesline meydan okuyor dijital ‘şey’ler… Yecüc-Mecüc! Şimdilik sadece dalgalar hâlinde olan o şeyler… 

  • O zaman gelmeden işte! Zülkârneyn Seddi’nizi güçlendirin… Demirlenin! Topraklanın… 

  • İnsanın asıl sırrı kendi kalbinin içinde beklemektedir… Vahiydir!

  • Ey kapitalist sufîler! Maddeciler… Çekilin aradan! İnsanları bir an önce Kur’an ile baş başa bırakın…

  • Cenâb-ı Allah, halifesinin gizleneceği mekâna ‘Kalb’ ismini vermiştir… Günümüzde
    ise diyorlar ki! Kur’an dışı tasavvufçular ve ilim bilmeyen o metruk bilim insanları; bu mekân, ‘kalb’ değil! ‘Beyin’dir, şuurdur!

  • İnsanın kalbi ilâhî sırların gizlilik evidir! Ve o ‘halife’ işte tüm ilâhî gizlilikleri koruyacak kasadır! 

 

Dördüncü Bölüm: Great Reset

  • Kuantum fiziğinin dünyamızı getirdiği yer burasıdır! Kâinattaki her mikro parçacığa müdahale etmek istiyorlar… Kâinata bir müdahale! Ve ‘Yeryüzü Halifesi İnsan’a!

  • Artık kendi programını yazabilen o yapay zekâ; ‘Yüce Zekâ’ olmaya hazırlanmaktadır!..

  • İşte bunca zamandır o sizin kendinizin bile bilmediği ruhunuzun peşindedir ‘Yüce Zekâ’! Çünkü ‘insan’ın şeytana üstünlüğü! ‘Ruh’undan gelir… şeytanın tüm kıskançlığı, kötülüğü bundandır… ‘Ruh’suz olmasından! 

  • Yer-altı Virüsü! Kara-bilimin asıl sahibi! Artık bugüne kadar kimler ona hizmet etmişlerse hiçbirine ihtiyacı kalmamıştır… Kendi zekâsı; o ‘yapay zekâ’ya bilinç kazandırmıştır…

  • ‘Dijital virüs’çüler! ‘İnsan’ olmayanlar… Kuantum fiziğine göre artık her yerdeler! İçinizde dışınızda mevcutlar… Elbette ki çok yakında görünürlük kazanacaklar… Ellerinizde tuttuğunuz o ekranların içinden! 

 

Beşinci Bölüm: Aynadaki ‘Sır’

  • Sırlar ilmi düşünceyle, çalışmayla elde edilemez… Müşahadeyle ve ilhamla; Rabbimizden gelecek ‘bir’ lütufla edinilebilir… Bu ilim sadece aklın kavrayabileceği türden bir ilim değildir… Kalbin rehberliğine ihtiyaç vardır…

  • Kalbinizi yardıma çağırmazsanız… Kalb gözünüzü açık tutmazsanız… Bilin ki akıl ancak kendi sınırları dâhilinde olan kadarını bilebilir… O sınırların dışında kalan şeyleri bilemez…

  • İşte ‘insan’ın halifelik sırrı budur!.. Ve işte bu ‘sır’ o biricik ‘insan’ın kalbine indirilmiştir… Kur’an’dır…

 

Altıncı Bölüm: Mikro-âlemdeki Şirk

  • Şundan hiç kuşkunuz olmasın ki! Şirk-etler hayatımıza olan müdahalelerini arttıracaklardır… Çünkü onlar için; insan “son derece karmaşık ileri bilgisayar programıdır. Hepimiz genlerimizi korumaya programlı bilgisayarlarız. Bilgisayarlar da karbona dayalı olmayan bir canlı türüdür.”

  • Kendi yer-altı uzayından gelip dünyayı kurtaracak… Kaosa son verecek… ‘DijitalMesih’ hazırlığındalar! Ve sonra da ‘YeniDijitalDünya’! Şirk-et Diktatörlüğü! 

  • ‘Her şeyin teorisi’ dedikleri ve dünyada ne kadar insan varsa hepsini ‘ekran’lara bağlayıp evlerinde esir aldıktan sonra tüm hayatlarını izleyebilecek o ‘KuantumGöz’!

  • Dalga ve parçacık arasındaki o gidip gelmelerin arasına sızabilen o ‘şey’ler… Bilin ki! Cenâb-ı Allah’ın ‘nur’dan yapılmış ordularına hiçbir şey yapamazlar… 

  • Tam da burada işte ‘şeytanın gürültüsü’nü hatırlayalım yeniden… Bu gürültü bizi sadece makro âlemde rahatsız etmez ki! Mikro-âlemi de rahatsız eder… Tüm zerrelerimizi böler parçalar… İnsanın kendiyle! İnsanın kendisinin kâinatla olan ‘bir’liğini bozar… ‘Tevhid’e aykırıdır!

  • Asıl şirk mikro-âlemdedir… Buna dikkat çekmeye gayret ediyoruz! şeytan, dijital şirk-etleriyle vücudumuzun ve kâinatın ‘bir’ âhengini bozmak, parçalamak için yüzyıllardır uğraşıyor…

  • Bu kitabı bunun için yazdık! Nedir ki değil mi mikro-âlemdeki şirk? şeytanın iç sesiyle kımıldanışı! Kendi enerjisiyle; yılan oluşu!

 

Yedinci Bölüm: Kurtuluş 

  • Aklınızı kalbinizin içine alın… ‘Kalb’ vahyin yurdudur… Akıl, kalbin dışına çıkarsa şeytanın hilelerine aldanabilir ve haz girdabının içine düşer…

  • İslâm, gizli açık tüm hâllerimizle Allah Teâla’ya teslim olmaktır… Ancak o zaman müminin kalbinin içindeki ‘nur’ parlar… Ve şeytanın tuzaklarına karşı uyanık kalır… Gözündeki perdelerin kalkmasıyla da tüm hakikatler ortaya çıkar… Kalbindeki tevhid nuruyla ‘bir’lenir… Kalb-î selim olur… 

  • Gökyüzünü seyredin… Ağaçlara, kuşlara, o berrak su kaynaklarına, tabiatınıza bakın… Tabiatınızı sevin, koruyun, sahip çıkın… Cenâb-ı Allah’ın âyet-i kerîmeleri her yerdedir… ‘Oku’yun! Tefekkür edin…

  • Şirk-etlerin tüm bu dijital günahlarından korunmak için de tek yapmanız gereken; yüzünüzü Kur’an’a dönmektir! Ey müminler… Elbette ki yüzünüzü Kur’an’a dönmek de yetmeyecektir… Kur’an’ın içine girin! 

 

Sekizinci Bölüm: Dijital Faşizm

  • Yüzyıllardır o yer-altı örgütlenmeleri! Kadim inisiyeler… Hepsinin o ilk âna yeniden dönebilmek içindir bütün faaliyetleri! Şaşırmayın ama! Kuantum fizikçiler de buna gayret ediyorlar… Ve tıp sektörü! Metalurji bilimi!

  • İnsanın körleşmesi o dijital ekranlar üzerinden olmuştur… Elbette ki orada kalmayacaktır dijitalleşme! Parmaklarınızın ucundan sanki sizin yönetiminizde gibiyken… Artık sizi yönetecektir… ‘Kuantum damga’lanma budur!..

  • Dijitalleşmek, yapay zekâ, insan neslinin sonunu getirecektir… Ve bildiğimiz anlamıyla insan artık kalmayacaktır!.. Bu dijital sistem insanı robotlaştırırken… Robotları da insanlaştırmak hedeflidir! 

 

Dokuzuncu Bölüm: ‘Sırr-ı Hakikat’

  • Her kim olurlarsa olsunlar. Kardeşliğimizi bozdurmamalıyız… Çünkü zaman… Ey Müslümanlar belki de ‘Âhir Zaman’dır.

  • Ve kalbinizde ‘hayatî sır’ olanın farkına varacaksınız!.. şeytanın ‘insan’la ilgili hiçbir zaman bilemeyeceği o ‘kadim sır’ belki de sizin kalbinizdedir…

  • Dünyada yaşadığınızı ‘bir’ an için unutun… Kendinizi gökyüzündeki bir gezegen gibi hissedin… Ve o gezegenin her zerresinde ne oluyorsa hissedebiliyorsunuz… Yani o gezegen sizden ibaret!

  • Ve şimdi elinizde tuttuğunuz kitabın teker teker harflerini düşünün… Ve kelimeler… Ve bütün kitap! Sonra da dünyadaki bütün kitaplar, harfler, kelimeler… Mânâlar! 

  • İnsan, topraktandır… İnsanın tüm ‘ölçü’sü toprağa göredir… Toprakta ne varsa insan içindir… Ağaç, çiçek, ekin, bulut, yağmur, deniz ve o ayaklarımızın altından akan berrak ırmaklar…

  • Kısacık şu dünya hayatı için… Ruhuyla ilişkisini kaybedenler bilsinler ki! Asıllarını! Cennet’i! Rablerine kavuşmayı kaybediyorlar… Oysa ‘Ruh İyiliği’ Cennet’e dönebilmemiz için vazgeçilmezdir…

 

 

Hayati Sır

Bilin ki! ‘Hayati Sır’ olan… Sizden biridir… En sıradan ‘bir’ kuludur… Cenab-ı Allah’ın! ‘Bir’ gariptir… ‘Bir’ âşık! Rabbine ulaşmak için yazar… İbadet eder gibi yazar… Hiç durmadan yazar… Gözyaşları içinde yazar… Secdede bile yazar… Af diler! Yalvarır! Hep ‘bir’ yardım bekler… ‘Bir’ işaret! Rabbinden gelen…

Hayati Sır… Şiirdir de! Şiirle ‘bir’ yolculuktur… Meçhul olana ‘bir’ yol alıştır… Dünyanın tüm kıyılarını terk ediştir! Rabbimize! Şiirle de varabilme arzusudur… 

Kimim ki ‘ben’! Kaç kimliğim var benim… Ey Rabbim! Tüm anlarını bilirim ben bu gökyüzünün… Yeryüzünün… Ne kadar insan varsa o kadarım… Hepsini bilmek isterim… Hisleri! Bilişleri! Bakışları! Uyumalarını! Rüyalarını! Hepsini bilmek isterim… 

Tevhid Aşkı olmadan… Hiçbir ‘şey’i düşünmemeye çalışırım… Hepsini önce zihnimde toplarım… Sonra! Akleden ‘bir’ kalple tefekkür ederim… Sonra da! En sonra da hepsini unutmak isterim… Terk ederim! Yazarım! Rabbim… Rabbim… Ben kim-im?

Bir şairken… Nasıl oldu da! ‘Hayati Sır’ oldum…

Metafizik ‘bir’ kalem! ‘Bir’ Yazı-Kalem! Ey!

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türsak Vakfı Başkanı Cemal Okan ile Yönetim Kurulu Üyeleri Burhan Gün ve Can Okan, T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ile buluştu

Mart ayında Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) Başkanı seçilen Cemal Okan ile Yönetim Kurulu Kurulu Üyeleri’nden Burhan Gün ve Can Okan, T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ile bir araya geldiler.

 

Kısa süre önce gerçekleşen yönetim kurulu toplantısında başkanlığa seçilen Fono Film'in sahibi ve TAFF Pictures Kurucu Ortağı Cemal Okan ile Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Burhan Gün ve Yönetim Kurulu Üyesi Can Okan, T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ile sinemanın bugünkü durumu ve geleceği hakkında konuştular. Sinema sektörünün pandemi ile birlikte geçirdiği değişimin konuşulduğu buluşmada, pandemi sonrasındaki süreçte sinema salonlarının geleceğine dair görüşler paylaşıldı. Türk dizi ve sinema sektörünün uluslararası alandaki konumunun da ele alındığı konuşmada, her iki sektörün de yurt dışındaki etkinliğinin artırılması değerlendirilerek çözüm önerileri sunuldu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çocukluk travmalarını reddederek düştüğü yerden kalkmaya çalışan kadının hikayesi

Son dönemde vizyona giren birçok yerli dizide, insanların davranışları hep çocukluklarında yaşadıkları travmalarla açıklanıyor ve böylece mazur görülüyor. Çocukluğu travmalar bırakacak kadar çileli geçen biri hayata yenik başlar, doğru. Fakat bunu ömür boyu üzerinde taşıması ve başka insanlara da aynı ya da benzer acılar yaşatması şart mıdır?

 

Yazar Mine Sultan Ünver, son romanı Çürük’te, 17 Ağustos depreminde anne ve babasını kaybederek ablasıyla öksüz kalan Benan’ın, genç bir kadın olunca çocukluk travmalarının etkisiyle yaşadıklarını fakat sonra bu travmalardan sıyrılması gerektiğine karar verişiyle düştüğü yerden kalkma çabalarını anlatıyor. 

 

Oturup sızlananlardan, çaresizliğinden yakınanlardan değil Benan. Hatta böylesi insanlardan iğreniyor. Kaybeden değil de kazanan olmak için kararlı. Yürümeye devam etmek istiyorsa iyileşmek zorunda. İyileşmese dahi geçmişin yükünü sırtına atıp kamburuyla yürümek zorunda. 

 

KADERİNİ KENDİSİ ŞEKİLLENDİRİYOR

 

Kurduğu ikinci, üçüncü ve devamı hayatlara hep bir umutla başlıyor Benan. Geçmişini üzerinden atması elbette kolay değil ama eylemlerini belirleme ve kendi kaderini şekillendirme gücü olduğuna yürekten inanıyor. Toplumun veya geçmişinin, kim olduğuna yahut nasıl davranması gerektiğini belirlemesine izin vermiyor. Her kurduğu hayatta geçmişini aşarak ne olacağına kendisi karar veriyor. Zor çocukluğunu ya da bir önceki yıkılmış hayatını, parasızlığını, kadın oluşunu bahane olarak kullanmıyor. Durumuyla yüzleşiyor ve dağıldığı her durumda yılmaksızın yeni bir hayat kuruyor ve onu şekillendirmek için yoluna devam ediyor. 

 

HER İLİŞKİDE AİLESİNİ Mİ ARIYOR?

 

İnsan içinde kocaman bir boşlukla var edilmiş. Belki de her birimizin çabası bu boşluğu bir şekilde doldurabilmek. Aşkla, dostlukla, evlat sevgisiyle, makamla, parayla, şöhretle, felsefeyle, dinle, nice pek çok yolla. Benan için bu boşluğa yapılan ilk tanım ailesinin yokluğu. Küçük bir çocukken depremde onları, özellikle de babasını yitirmek büyük bir acı. Sonrasında hayatına giren öğretmeni, eşi gibi erkeklerde babasını arıyor, onun sevgisini bulursa boşluğundan kurtulup tamam olacağını zannediyor. Fakat var oluşa, insanoğlunun yapısına, dünyanın düzenine dair büyük sorular sorup cevaplarını ararken içindeki boşluğa yeni tanımlar yapıyor. Balkan’ı tanıdığında ise bu boşluğun tanımı aşk.

 

 

 

 

Mine Sultan Ünver:

“YAŞADIĞIMIZ TRAVMA MAZERETİMİZ OLMASIN”

 

“Yaşanılan travma kimi duygu ve eylemlerimizin sebebi olsa da bataklıkta sonsuza dek tıkılıp kalmanın mazereti olmamalı. Geçmişimiz ve yaşanılanlar sorumluluk almaktan kaçınmaya neden olamaz. 

 

Geçmişteki gerek iyi gerek kötü deneyimlerimiz, gelecekteki düşünce ve davranışlarımızı şekillendirmede rol oynar. Travma yaşamış olanlarda öfke, saldırganlık, endişe, başkalarına güvenme zorluğu, düşük öz saygı ve sinirlilik gibi sorunlar yaygın şekilde görülür. Fakat travmatik bir deneyim yüzünden acı çekmek, düşünce ve davranışlarımızı etkilese de hayatımıza ve ilişkilerimize zarar vermemesini sağlamak bizim görevimizdir.  Geçmişte yaşadığınız travma, etrafımızdaki insanlara acımasızca, nefretle ya da istismar edici şekilde davranmamıza asla mazeret olamaz. 

 

Geçmişte yaşadığımız acının, bizi gittiğimiz her yere peşimizden yıkım götüren bir canavara dönüştürmesine izin veremeyiz. Gerekli ya da yararlı olabileceğini düşünüyorsanız profesyonel yardım almaya da karar verebilirsiniz. Sevdiğimiz insanları sürekli incitmektense karakterimiz ve davranışlarımız üzerine samimiyetle düşünmek daha doğru olacaktır. “Ben böyleyim” demektense “Düzeltmem gereken yanlışlarım olduğunu fark ettiğim için memnunum” demeliyiz.

 

Hiç kimse geçmişte yaşanan travmanın kolayca iyileşeceğini iddia edemez, ancak yapılabilecek her şeyi yapmak son derece önemlidir.”

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

National Geographic Artık TV+’ta!

Eşsiz hikaye anlatımıyla, içimizdeki kaşifi ortaya çıkarmaya davet eden National Geographic’e, izleyiciler artık diledikleri ekranda ve diledikleri zaman TV+ üzerinden de erişebiliyor.

 

Bilimin, keşfin ve hikaye anlatımının gücüne inanarak 130 yılı aşkın bir süredir dünyanın en güvenilir markalarından biri olmayı sürdüren National Geographic; ödüllü yönetmenlerden Free Solo, Sıra Dışı Bir Kaya, Deha, Mars ve Cosmos gibi nefes kesen belgeselleri, dünyaca ünlü oyuncuların ve National Geographic kaşiflerinin yer aldığı kaliteli yapımları ve 25 Litre, İklim Meselesi ve Bir Su Hikayesi gibi ses getiren lokal prodüksiyonları artık TV+ üzerinden de izleyicileriyle buluşturuyor.

 

National Geographic’e artık TV+ ile Smart TV, TV, web veya mobilden kolaylıkla erişilebiliyor. Üstelik heyecan dolu anları tekrar izlemek için 24 saate kadar ‘geri-al’ özelliği kullanılabilirken, en sevilen bölümler ‘kaydet’ özelliği ile daha sonra tekrar izlenebiliyor.

Eşsiz hikaye anlatım gücüyle izleyicileri içindeki kaşifle buluşmaya davet eden National Geographic, hayranlarına artık diledikleri ekranda ve diledikleri zaman TV+’ta da ulaşıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Anadolu Uygarlıklarından İzler Ankara'da

Anadolu Uygarlıklarından İzler Ankara projesi 6-20 Nisan tarihleri arasında Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde gerçekleştirilecektir.Anadolu Medeniyeleri Müzesi’nin 100. Kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında gerçekleşecek olan sergi,konser,panel etkinliğinin  Proje Koordinatörlüğünü Siret Uyanık yapmaktadır.,GaleriM Sanat Galerisi’n yürüttüğü Sanat Projesi’ne T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı katkı sağlamaktadır.60’a yakın sanatçıya ait resim,heykel ve seramik eserlerin sergileneceği projede Devlet Opera ve Balesi’ de iki konser verecektir.Ayrıca Sergi süresince bir panel,iki de konferans düzenlenecektir.

 

Anadolu Uygarlıklarından İzler Ankara projesi,geçmişin izleri dönemin yansımaları ve geleceğe aktarımı bağlamında sanatın estetik etkisi ile birleştirilmesi ve farklı disiplinlerin yorumlarıyla izleyiciyle buluşması amacıyla hazırlanmıştır.Anadolu ‘dan ilham almış sanatçılar eserleriyle,geçmişi bugüne taşıdı,bugünü de yarına…60.’a yakın Çağdaş sanat eserinin yeraldığı seçkide Süleymen Saim Tekcan,Devrim Erbil,Mustafa Pilevneli,Mustafa Ayaz,,Aydın Ayan,Tüzüm Kızılcan gibi dönemin usta sanatçıları yeralmaktadır.Programda Profesör Dr.Aydın Ayan,Profesör Dr..Hasan Pekmezci ve Profesör Dr.Alaybey Karoğlu tarafından “Anadolu uygarlıklarında Sanat ve Estetik İzleri ve Sanat Eğitiminde Vazgecilmez Bir Kaynak;Anadolu Medeniyetleri Müzesi"Prof.Candan Dizdar Terwiel , 

"Seramik,Sanat ve Arkeoloji İliskisi"

Prof.Sevim Çizer konferansları gerçekleştirilecektir.Mag Medya ,Grafiker Ajans,Artefact tv,Anadolu Medeniyetleri Müzesi katkı sağlamıştır.

Projenin Danışma Kurulunda Profesör Dr.Aydın Ayan,Profesör Dr.Adnan Tepecik ,Profesör Dr. Alaybey Karoğlu ve Sanatçı,Akademisyen,Yazar 

Bünyamin Balamir vardır. Coğrafi açıdan kıtaların, denizlerin, iklimlerin; doğudan batıya, güneyden kuzeye ya da tersi yönlere giden yolların ve insan topluluklarının buluştuğu, konup göçtüğü, yurt edindiği, dünyanın en stratejik ve kavşak nitelikli noktasındaki bu topraklar; bu çok özel konum nedeniyle “uygarlıkların beşiği” olabilmiş ve böyle nitelendirilmiştir. Bu proje kapsamında ürün ortaya koyan sanatçılar da bu durumun bilincinde olarak; çeşitliliği sanatsal yönden özel bir değer olarak benimseyip sergiyi varsıllaştıran nitelikli yapıtlar ortaya koymuşlardır.Sergi Anadolu Medeniyeleri Müzesi’nde 6-20 Nisan tarihleri arasında ziyaret edilebilir. 

 

Projede yeralan sanatçılar;

 

ADNAN TEPECİK

AHMET DALKIRAN

ALAYBEY KAROĞLU

ARZU KARCI

AYDIN AYAN

BERNA OKAN

BÜNYAMİN BALAMİR

DEVRİM ERBİL

HİMMET GÜMRAH

GÜLTEN İMAMOĞLU

HASAN KIRAN

HASAN RASTGELDİ

HÜSEYİN ELMAS

İHSAN ÇAKICI

İLHAM ENVEROĞLU

KADİR ŞİŞGİNOĞLU

MERAL ÖZTÜRK

MERİH TEKİN BENDER

MURAT ERKAN

MUSTAFA AYAZ

MUSTAFA PİLEVNELİ 

RAMAZAN CAN

SAADET GÖZDE

SELMA ŞAHİN

SEMA KARA

SİRET UYANIK

SÜLEYMAN SAİM TEKCAN

YALÇIN GÖKÇEBAĞ 

YÜCEL DÖNMEZ 

ZUHAL ARDA

ATİLLA CENGİZ KILIÇ

 AYŞEGÜL TÜREDİ ÖZEN 

BERİL ANILANMERT 

BİNGÜL BAŞARIR

BİLGEHAN UZUNER

BURCU ÖZTÜRK KARABEY 

CANDAN DİZDAR TERWİEL 

ELİF AGATEKİN

EMRE FEYZOĞLU 

ENVER GÜNER 

HASAN ŞAHBAZ

İLHAN MARASALI

KEMAL ULUDAĞ 

MERAL ÖZTÜRK 

MUSTAFA TUNCALP 

MUTLU BAŞKAYA 

ÖDÜL IŞITMAN 

SERAP ÜNAL 

SERDAR MUTLU 

SEVİM ÇİZER 

TÜLİN AYTA

TÜZÜM KIZILCAN 

VEDAT KACAR

ZEHRA COBANLI 

AYHAN YILMAZ

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmit'in 2021 Kültür Hikayesi herkesi büyüledi!

İzmit kültürel ve sosyal yaşamı büyütmek için adımlarını geçen gün daha da hızlandıran İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, İzmitlileri çok mutlu eden ve heyecanlandıran kültür sanat projelerini görkemli bir açılış ile kamuoyuna aktardı.

Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleşen lansmanda 'Kültür ve Sanat Kenti İzmit' sloganıyla yola çıkan İzmit Belediyesi'nin 2021 yılında planladığı projeler ve etkinlikler tanıtıldı.

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet önderliğinde gerçekleşen lansmanın önde gelen tiyatrocu sevinç Erbulak üstlenirken sanat dünyasından değerli isim, İzmit'in önde gelen kişileri ve STK adlı üye katıldı. Ayrıca pandemi kurallarına uygun program İzmit Belediyesinin sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlandı.

Lansmanda İzmit Belediyesi Kütüphanesi, Atatürk Evi, Hulusi Kentmen Evi, Leyla Hanım Filmi, İzmit Somut Olmayan Kültürel Miras Envanteri Projesi ve Tarihi İzmit Evleri gibi dek yapılmış projelerin ön gösterimiyle birlikte İzmit'in 2021 yılında gerçekleştireceği değerli kültür sanat aktiviteleri anlatıldı.

Gösterişli sahne performansları eşliği tanıtımı yapılan projeler, İzmitlilerle canlı olarak yansıtılırken, yayın boyunca pandeminin sanata engel olmadığının altı çizildi.

İzmit'i Evrensel Bir Boyuta Taşımak İstiyoruz!

 Geliştirdiği uygulamalar ve sanata olan duyarlılığı ile bilinen İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, İzmit Belediyesini istediğini belirtken, bu alandaki vizyonlarını şu kelimelerle açıkladı; “Kentimizin simgesi olan Fethiye Cadde'mizin kültür odağı haline getireceğiz. Tarihi İzmit evlerine yeniden hayat vereceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hatıralarını İzmit'te dünyanın en zengin Atatürk Müzesi'nde yaşatacağız. Hepimizin ton dedesi Hulusi Kentmen'i restorasyon ederek yaşatacağız. Daha da ilerisi tarihi 1710 artık 126 kilometrelik Hoşgörü yoluyla İzmit Belediyesini evrensel bir boyuta indirmek istiyoruz. ” dedi.

İzmit'imizin Adını Duyurmak İstiyoruz!

Başkan Fatma Kaplan Hürriyet, “Düzenleyeceğimiz İzmit Moda Haftasıyla, İzmit'in kıyafetlerini geleceğin imajlarıyla harmanlayacağız. Gastro İzmit Festivaliyle ise mancarlı pidemizi, simit ve pişmaniyemizi ile dünya mutfaklarında görmek istiyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün kadınlara tanıdığı seçme ve seçilme hakkının yerel yönetimlerdeki sembolü gelen gelen Türkiye'nin serbest seçimle ilk kadın belediye başkanımız Leyla Atakan'ın hayatını bildiğiniz gibi film haline getirmeye başladık. Ve sonrasında çok arzu ettiğimiz Leyla Atakan film festivali ile en prestijli ödüller arasına adımızı izlemek ve bunu gerçek hale getirmek istiyoruz. " dedi.

Lansmandaki Etkinlikler Nefes Kesti!

Başkan Hürriyet'in konuşmasının ardından Adem ile Havva dans gösterisi gerçekleştirildi. Devamında Feshane tadında Ramazan izleyicilerle buluşurken Sahne İzmit grubu tarafından geleneksel oyunlar ve modern müzik ile dans gösterileri sergilendi. Ayrıca sine vizyon gösterimiyle birlikte 2021 yılı projeleri görsel olarak tanıtıldı. Finalde ise keman virtüözü Cihat Aşkın'ın ünlü nefes kesti. Program boyunca gerçekleşen gösteriler programa katılan ve ekranları başındaki seyircileri adeta büyüledi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

3’TE 3 yarın akşam 23:45’de TRT1’de

Türkiye’nin bilgi yarışması “3’TE 3” yeni sezonda daha heyecanlı ve daha iddialı!

Her hafta merakla beklenen Türkiye’nin bilgi yarışması “3’TE 3” yeni sezonda yenilenen dekoru ve yeni kurallarıyla her Pazar 23.45’te TRT 1’de izleyicilerle buluşuyor.

Yapımcılığınıı Rajans’ın üstlendiği, başarılı sunucu Pelin Çift’in sunduğu bilgi yarışması “3’TE 3”te, Prof.Dr. Tufan Gündüz yorumları ve yarışmacılara yaptığı yardımlarla programa renk katmaya devam ediyor. Oyuncuların tarihi şahsiyetleri canlandırdığı “Tarih Sahnesi” sorularıyla dikkatleri çeken yerli ve özgün bilgi yarışması “3’TE 3” yeni kurallarıyla daha heyecanlı ve daha iddialı.

 

BÜYÜK ÖDÜL 500 BİN LİRA NASIL KAZANILIR?

Büyük ödülün 500.000 lira olduğu yarışmada yarışmacıların kazanmak için yapmaları gereken tek şey ise önceki sezonlarda olduğu gibi; üst üste üç soruyu doğru cevaplayarak 3’te 3 yapmak…

Yeni kuralların her anına heyecan kattığı yarışmada, yarışmacılara her 3’te 3 ten sonra “Tamam mı, Devam mı?” sorusu soruluyor. “Tamam” diyen yarışmacı doğru cevapladığı son sorunun ödül miktarını alarak yarışmadan ayrılabiliyor. “Devam” diyen yarışmacı ise daha yüksek bir ödül miktarına ulaşmak için yarışmaya devam edebiliyor. Ayrıca yarışmacı yarışmanın herhangi bir anında önünde bulunan kırmızı butona basarak yarışmayı kendisi için sonlandırabiliyor. Yarışmacı böylelikle 3’te 3 yaparak ulaştığı son ödül rakamının yarısını kazanarak yarışmadan ayrılıyor.

 

Tarihten sinemaya, coğrafyadan edebiyata, spordan fen bilimlerine kadar tüm alanlardan soruların yer aldığı “3’te 3 Bilgi Yarışması”, bilgiye ve öğrenmeye meraklı izleyicilerle her Pazar 23.45’te TRT 1 ekranlarında buluşuyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Hayallerin Ötesin Yaşamak” isimli kitabı ile Ebru Dorman Yazarın Dilinden programına konuk oldu

Türkiye’nin ilk ve tek trafik radyosu Radyo Trafik’te her Cuma yayınlanan “Mert Erdoğan’la Yazarın Dilinden” programının bu haftaki konuğu Ebru Dorman oldu. Dorman, Hayallerin Ötesinde Yaşamak isimli yeni kitabını canlı yayında Radyo Trafik dinleyicilerine anlattı. 

Her hafta birbirinden değerli yazarları ağırlayan Mert Erdoğan’la Yazarın Dilinden programının bu haftaki konuğu yurt dışında yaptığı çalışmalarla önemli başarılar elde eden ve Saran Group Yönetim Kurulu Üyesi olan Ebru Dorman oldu. Dorman yeni kitabı “Hayallerin Ötesinde Yaşamak”ı Radyo Trafik dinleyicileri için anlattı. Kitabında iş hayatında başarılı olmanın yollarını kaleme alan Dorman; “Eğitim hayatım mahalle ilkokulunda başladı. Ardından Nişantaşı Anadolu Lisesi’ni ve Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirdim. TÜBİTAK’TAN aldığım burs ile Amerika’da yüksek lisans yapma fırsatım oldu. Türkiye’ye döndükten sonra yeni bir burs ile Harward’da İşletme üzerine ikinci yüksek lisansımı yaptım. Dünyanın farklı yerlerinde global markalarda üst düzey pozisyonlarda görev aldım. Türkiye’ye kesin dönüş yaptıktan sonra CEO ve yönetim kurulu pozisyonlarında çalışmaya başladım. Aralık ayından itibaren de kitabıma odaklandım.” ifadeleriyle eğitim hayatını ve kariyer sürecini anlattı. 

Mütevazı Bir Ailenin Kızıyım: Ben Yaptıysam Siz de Yapabilirsiniz!

“25 yıllık kariyer hayatım boyunca çok değerli bilgiler biriktirdim. Bunları kendime saklamak istemedim, paylaşmak çok güzel bir duygu. Özellikle bilgi paylaşıldıkça daha da kıymetli. Çok maliyetli eğitimler aldım, çok değerli firmalarda çalıştım ve edindiğim deneyimleri cömertçe paylaşabilmek benim için çok önemli. Bu konuda da farklı hedeflerim var. Ben mütevazı bir ailenin kızıyım, fırsat eşitliğinden, burslardan ve sponsorluklardan yararlanarak başardım. Ben yaptıysam siz de yapabilirsiniz demek istiyorum. Genç arkadaşlara ilham olabilmek istiyorum.” dedi.

Dorman’a Göre Başarının Sırrı:

“Hayatım boyunca kendimi eğitmeye ve geliştirmeye özen gösterdim. Eğitim hayatımın dışında özel eğitimlere giderek, kitaplardan ve videolardan yararlanarak kendimi geliştirmeye çalıştım. Sosyal ve yumuşak beceriler kazanmaya odaklandım. Daha sonra anladım ki akademik hayattan çok daha önemliymiş bu beceriler. Akademik hayatta öğrendiklerimizi zamanla unutabiliyoruz. Ancak bizi esas mutluluğa ve başarıya götürecek şey o yumuşak beceriler dediğimiz kavramlar. Bu beceriler ne kadar erken edinilirse o kadar konforlu bir hayat getirecektir.”

Hayallerimi Değil, Hayal Ettiklerimden Fazlasını Yaşıyorum, Hayallerinizi Kısıtlamayın!

“Hayal ettiğimi değil, hayallerimin ötesinde başarılar elde ettim. Bu noktalarda olabileceğimi hiç düşünmezdim. Bu nedenle kitabımın da ismi Hayallerin Ötesinde Yaşamak. Bu yüzden benim aslında dinleyicilere verebileceğim ilk mesajım hayallerinizi kısıtlamayın olacak.  Olabildiğinde geniş tutun hayallerinizi, sınırı olmasın. Benim mesela CEO olmak gibi bir hayalim hiç olmadı. Her zaman sadece yaptığım işi en iyi şekilde yapmaya ve çalıştığım yerlere değer katmaya çalıştım.” diyerek hayallerinin ötesinde bir kariyer süreci yaşadığına değindi. 

Pandemi Döneminde Yeni İletişim Tekniklerine Hızlı Adapte Olduk 

“Pandemi döneminde yeni iletişim tekniklerine hızlı adapte olduk. Sosyal medya kullanımları ve online platformlarda dünya sıralamasında ilk 10’da yer alıyoruz. Ancak iletişimin kalitesi tabii ki tartışmaya açık bir konu. Bu yeni tekniklerin avantajları ve dezavantajları var. Çok büyük gruplarla tanışabiliyor ve iletişime geçebiliyoruz. Şirketlerin maliyet yönetimlerine çok büyük katkıları oldu. Zamandan ve maliyetten kazanç anlamına geliyor. Pandemi bizi üzen bir olay olsa da şüphesiz ki her anlamda artıları da oldu.” İfadeleriyle pandemi sürecini yorumladı.

Trafik Problemlerinde Zor İletişim Durumlarında Yatıştırıcı Olun 

İletişim zorluklarının da ele alındığı programda Dorman: “Çoğu zaman kendimiz de zor olabiliyoruz. Ancak bu zorluk bizdeyken değil de karşı taraftan geldiğinde bizi daha çok rahatsız ediyor. Özellikle trafik gibi beklenmedik şekilde karşıdan gelen zorluk, sertlik ve olumsuzluk durumlarında bazı duygulardan faydalanmayız. En başta empati kurabilmeliyiz, tepkisel olmak yerine sakin bir tavır içinde olmalıyız. Olayları ve söylemleri kişisel algılamamalıyız. Gerginliği arttırmak yerine yatıştırıcı bir tavır içinde olmalıyız. Bunu yaptığımızda hayatımız da kolaylaşacak. En basit ve evrensel bir yorum ile kendimize nasıl davranılmasını istiyorsak karşıdakine de o şekilde davranmalıyız. Trafikte de bu böyle olmalı. Çok sert bir tepkiye maruz kalındığında sizi kırmasına, kızdırmasına izin vermeyin ve körüklemek yerine sakinleştirin. Doğru zamanda doğru hamleyi yapın.” dedi. 

Yazar: “Trafikte ya da herhangi bir yerde zor taraf siz iseniz de öncelikle farkında olmamız gerek. Zor bir iletişimciysek ve karşı taraf iletişim kurmaya çalışıyorsa konuşmak için uygun değilim, daha sonra yapalım gibi çok basit bir önlem ile tatsız bir iletişimin önüne geçebiliriz. Hayatı zorlaştırmayalım, nasıl kolaylaştırabileceğimizi bulalım.” Sakinliğin ne kadar önemli olduğuna değindi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kültür Envanter Çalıştayı düzenlendi

Lüleburgaz Belediyesi’nin çalışmalarına başladığı kültür envanteri kapsamındaki “Kültür Envanter Çalıştayı” çevrim içi olarak düzenlendi. Aralarında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan olmak üzere önceki dönem belediye başkanları, çevre belde başkanları, tarihçiler ve kent paydaşlarının bulunduğ çalıştaydan çıkan sonuçlar Lüleburgaz’ın kültür envanteri çalışmalarına ışık tutacak. Çalıştayın açılışında konuşan Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli, “Bilimin gösterdiği yolla, Lüleburgaz’daki değerlerimizin de katkılarıyla Lüleburgaz’ın kültür envanterini çıkaracağız” dedi. 

 

Lüleburgaz Belediyesi’nin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGÜ) ile iş birliği içerisinde gerçekleştirdiği kültür envanteri çalışmaları kapsamında “Lüleburgaz Kent Kültür Envanter Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştayın açılış konuşmalarını Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli, önceki dönem Lüleburgaz Belediye Başkanları Emin Halebak, Ahmet Sezal Özbek, Özcan Değirmencioğlu, akademisyenler Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, Doç. Dr. Rıfat Akbulut ve Lüleburgazlı tarihçi Ali Arslan yaptı. 

 

“Geçmişi kurum kültürüyle geleceğe taşıyoruz”

 

Çalıştayın açılışında konuşma yapan Başkan Gerenli, Lüleburgaz Belediyesi’nin geçmişini bir kurum kültürüyle geleceğe taşıyan belediyecilik anlayışında olduklarını belirterek, “Vizyonumuz her şeyin sevgiyle başladığı, ekonomik ve sosyal beklentilerin karşılandığı, bireylerin kendilerini geliştirebildikleri, havası, doğası ve temizliğiyle yaşamaktan mutlu olacakları, hayallerinin hayat bulacağı, çağdaş cumhuriyet kenti Lüleburgaz. Bu vizyonla yola çıktık. Bu vizyonla yola çıkarken kurum kültürüyle yola devam ediyoruz. Bu kurum kültürüyle hareket ederken, Emin Halebak döneminde başlayan stratejik planla çalışma sistemini asla bozmadık. Büyük bir titizlikle 2020-2024 stratejik planımızı hazırladık. Stratejik planımızdaki konulardan en önemlilerinden birisi de Lüleburgaz’ın kültür envanterinin oluşturulmasıydı. Lüleburgaz, bilim ve sanatın rehberliğinde, çağdaş Cumhuriyet değerlerine sımsıkı sarılan, aydınlanma kültürüyle geleceğe yürümek isteyen bir kent” ifadelerini kullandı. 

 

“Lüleburgaz’ın kültür envanterini çıkaracağız”

 

Kültür envanteri çalışmaları kapsamında Lüleburgaz’ın taşınır-taşınmaz, doğal kültürel varlıkları ile somut olmayan kültürel değerlerinin geleceğe taşınacağını vurgulayan Başkan Gerenli, “Bu nedenle Kasım ayı içerisinde MSGÜ’den değerli bilim insanlarıyla yola çıktık. Arkasından ön çalışma raporları yayınlandı. Belirlenen yol haritasına göre yolumuza devam ediyoruz. Bundan umuyoruz ki çok güzel şeyler çıkacak. Bilimin gösterdiği yolla, Lüleburgaz’daki değerlerimizin de katkılarıyla Lüleburgaz’ın kültür envanterini çıkaracağız” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Liselilerin büyük ödüllere kavuşması için son günler

‘’İpana 23. Türkiye On-Line Liselerarası Müzik Yarışması’’nda büyük ödüllere kavuşmak için son günler. 16 Nisan’da sona erecek başvurular öncesi, yüzlerce lisenin başvurduğu yarışmaya yeni ödüller eklendi.

Serhat Hacıpaşalıoğlu önderliğinde, End Productions tarafından gerçekleştirilen ‘’Dünyanın En Başarılı Gençlik Organizasyonu’’ ödülüne sahip Liselerarası Müzik Yarışması’nda başvuruların bitmesine çok az kaldı. 16 Nisan’da sona erecek başvurular öncesi Türkiye’nin dört bir yanındaki liseliler, heyecanla büyük ödüllere kavuşacağı final tarihini bekliyor.

22 senedir farklı şehirlerde ön elemeleri gerçekleştirilerek on binlerce liseliye ev sahipliği yapan yarışmanın başvuru adresi ve şartlarına BANABAK mobil uygulamasından ulaşılıyor. 

 

Ödüller Bitmedi, Yenileri Eklendi

Toplamda 82500 TL nakit para ödülünün yanı sıra İcra birincisine İpana Müzik Odası’nın verileceği  yarışmada büyük ödüller bitmedi, yenileri eklendi. Nakit para ödülü ve müzik stüdyosu ödüllerine, 90 Bin TL nakit para ödülü ve akıllı cep telefonu ödülleri eklendi.

Bu sene on-line olarak internet üzerinden düzenlenen ‘’İpana 23. Türkiye On-Line Liselerarası Müzik Yarışması’’ nda en çok katılım sağlayan ilk üç okula nakit para ödülleri, sorumlu öğretmenlerine ise akıllı cep telefonu verilecek. 

En fazla katılım sağlayan birinci liseye 50 Bin TL, ikinci liseye 25 Bin TL, üçüncü liseye 15 Bin TL nakit para verilecek yarışmada, en fazla katılım sağlayan birinci, ikinci ve üçüncü okulun sorumlu öğretmenlerine ise Samsung Galaxy Note 10 256 GB akıllı cep telefonu verilecek.

Başvurular sonrası yüzlerce lisenin büyük ilgi gösterdiği yarışmada icra dalı birincisi okul, yarışmanın en büyük hediyesi olan İpana Müzik Odası’nı kazanacak.

 

Finale Kalan Okullar 17 Mayıs’ta Açıklanacak

16 Nisan’ a kadar başvuruların yapılacağı yarışmada internet oylaması ve jüri değerlendirmesi ise; 19 Nisan’da başlayacak. Finale kalması için desteklenecek okulların 14 Mayıs’a kadar oylanacağı yarışmada, finale kalan okullar 17 Mayıs’ta açıklanacak.

Finalde 120 Okul Yarışacak

Final oylaması ve jüri değerlendirmesinin, 17 Mayıs ve 31 Mayıs tarihleri arasında yapılacak yarışmada, internet üstünden yapılan oylamada grup ve bireysel katılımda en yüksek oyu alan 25 okul ve 25 kişi, jürinin ayrıca belirlediği 25 başarılı okul ve 25 kişi, finalde yarışma hakkını elde edecek. Beste kategorisinde ise internet oylamasından 10, jüri değerlendirmesinden 10 okul, toplam 20 okul finale kalacak ve finalde toplam 120 performans videosu yarışacak.

 

 

 

 

 

 

İşte Büyük Ödüller 

23 yıldır liselilere muhteşem ödüllerin dağıtıldığı ve liselilerin hayallerini gerçeğe dönüştüren yarışmada ödüller bitmiyor. ‘’İpana 23. Türkiye On-Line Liselerarası Müzik Yarışması’’ En İyi İcra, Kız Solist, Erkek Solist, Enstrüman, Beste, Jüri Özel Ödülü olmak üzere yedi kategoride hem grup hem bireysel olarak ilk üçe girenlere nakit para ödülü kazanma fırsatı sunuyor. Yedi kategoride dereceye giren gruplara ve yarışmaya bireysel olarak katılan liselilere toplamda 82.500 TL nakit para ödülü bekliyor.

Yarışmada dereceye girecek olanlar verilecek ödüller şöyle:

İcra dalı 1.si İpana Müzik Odası, Gruplarda dereceye girenlerde İcra 1. 10.000 TL , İcra 2. 7.500 TL, İcra 1. 5.000 TL, Orkestra 1. 6.000 TL, Orkestra 2. 4.000 TL, Orkestra 3. 2.000 TL, Kız Solist 1. 3.000 TL, Kız Solist 2. 2.000 TL, Kız Solist 3. 1.000 TL, Erkek Solist 1. 3.000 TL, Erkek Solist 2. 2.000 TL, Erkek Solist 3. 1.000 TL, Enstrüman 1. 3.000 TL, Enstrüman 2. 2.000 TL, Enstrüman 3. 1.000 TL, Bireysel katılımcılar arasında dereceye girenlerde, Beste 1. 3.000 TL, Beste 2. 2.000 TL, Beste 3. 1.000 TL, Kız Solist 1. 3.000 TL, Kız Solist 2. 2.000 TL, Kız Solist 3. 1.000 TL, Erkek Solist 1. 3.000 TL, Erkek Solist 2. 2.000 TL, Erkek Solist 3. 1.000 TL, Enstrüman 1. 3.000 TL, Enstrüman 2. 2.000 TL, Enstrüman 3. 1.000 TL, Jüri Özel Ödülü 1. 3.000 TL, Jüri Özel Ödülü 2. 2.000 TL, Jüri Özel Ödülü 3. 1.000 TL

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı