Kategori arşivi: Kültür & Sanat

18. Akbank Kısa Film Festivali başvuruları başladı!

Sinema sanatı üzerinde kısa filmlerin etkin rolünün bilinciyle, Türkiye’de bu alanda bir platform oluşturan ve alanında öncü etkinliklerden biri haline gelen Akbank Kısa Film Festivali, 21 -31 Mart 2022 tarihleri arasında 18. kez düzenlenecek. 

 

Geçtiğimiz yıl 71 ülkeden toplam 2.048 kısa filmin başvurduğu “Yarışma Bölümü” için son başvuru tarihi 24 Aralık 2021, Cuma olarak açıklandı. 

 

Ulusal ve uluslararası olmak üzere iki ayrı kategoride gerçekleştirilecek 18. Akbank Kısa Film 

Festivali Yarışma Bölümü’ne başvuran eserler arasından, festival jürisinin değerlendirmeleriyle belirlenecek Ulusal Yarışma bölümünde “En İyi Kısa Film” 40.000 TL, Uluslararası Yarışma bölümünde “En İyi Uluslararası Film” ise 5.000 Dolar ile ödüllendirilecek.

 

18. Akbank Kısa Film Festivali, “Festival Kısaları”, “Dünyadan Kısalar”, “Kısadan Uzuna”, 

“Deneyimler”, “Belgesel Sinema”, “Perspektif” “Özel Gösterim”, ve “Forum” ile yurt içi ve yurt dışından geniş katılımlı atölye çalışmaları ve söyleşileriyle 21-31 Mart 2022 tarihleri arasında sinemaseverlere keyifle izleyecekleri bir program sunacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Simon Reeve ile Muhteşem Bir Yolculuk

Dört bölümlük Simon Reeve ile İnanılmaz Yolculuklar (Incredible Journeys with Simon Reeve), ünlü belgeselcinin bugün bulunduğu yere nasıl geldiğine dair hikayelerle iç içe geçmiş unutulmaz deneyimlerini ekranlara yansıtıyor. 

 

Gittiği ülkelerin en tuhaf ve en gerçekçi hallerini gözler önüne seren belgeselci Simon Reeve, yeni bir macerayla ekranlara geliyor. On beş yıldan uzun süren kariyer hayatı boyunca çeşitli ülkeleri ve kültürleri bizlerle buluşturan ünlü belgeselcinin bu kez görkemli buluşmalarına şahitlik ediyoruz. Bu cesur maceracanın dört bölümlük projesi Simon Reeve ile İnanılmaz Yolculuklar (Incredible Journeys with Simon Reeve) bugün bulunduğu yere nasıl geldiğine dair hikayelerle iç içe geçmiş unutulmaz deneyimlerini ekranlara yansıtıyor.

 

Kariyeri boyunca en cesur hikayeleri bir araya getiren Simon en çok satan yazar ve popüler televizyon sunucusu olma gibi çeşitli unvanları elde etti.  Elbette bu yolculuk, hatırlanmaya değer iç ısıtan tatlı anılar kadar pek çok zorlu dönemeçleri de beraberinde getirdi. Bulunduğu ülkeleri bir turist gözüyle değil, sanki orada yaşayan biri gibi gözlemleyen Simon, kendini pek çok ön görülemez belanın içerisinde buldu. Ancak hiçbir olay onu maceraya doğru yola çıkmaktan alıkoymadı ve bizlerle yeni projesini buluşturmak için kollarını sıvadı.   Kariyeri boyunca altı farklı kıtada yüzden fazla ülkeyi ziyaret eden, destansı manzaraları ve farklı coğrafyalardan dramatik insan hikayelerini ortaya çıkaran Simon, şimdi yol boyunca tanıştığı unutulmaz karakterlerden bazılarıyla yeniden bir araya geliyor. Bu buluşmaların yanı sıra bizleri sahne arkası anları ve dünyayı dolaşırken tanık olduğu bazı büyük değişiklikleri de keşfetmek bekliyor.  Dört bölümlük seri, 7 Temmuz Çarşamba günü saat 23:00’da tekrarlarıyla birlikte Digitürk, Tivibu ve D-Smart üzerinden izlenebilen BBC Earth’te yayınlanacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Depolamanın çözüm deposu Crown’dan yeni reklam filmi

Temsilciliğini Temsa İş Makinalarının yürüttüğü Crown Depo Çözümleri, ürünlerini ve sunduğu teknolojilerini anlatan reklam filmini yayına aldı. Crown’un transpaletten forklifte, reach truck’tan istifleyiciye kadar depolarda ihtiyaç duyulan tüm ekipman gereksinimini karşılayan geniş ürün gamını tanıtan reklam filminde Crown depo ekipmanlarının depolardaki sorunlara getirdiği çözümlerle operatör verimliliğini nasıl arttırdığı anlatılıyor. 

 

Temsa İş Makinalarının distribütörlüğünü yürüttüğü Crown Depo Çözümleri’nin yeni reklam filmi yayınladı.

 

Reklam filminde, depo ekipmanları sektöründe 76 yıllık deneyime sahip olan Crown Depo Çözümleri’nin transpaletten forklifte, reach truck’tan istifleyiciye kadar geniş ürün gamıyla depolarda ihtiyaç duyulan tüm ekipman gereksinimini karşıladığının altı çiziliyor. 

 

Depolamanın çözüm deposu Crown

 

Farklı uygulamaların gerçekleştiği ve yoğun vardiyalı depolarda, doğru depo ekipmanı kullanılmadığı takdirde artan operasyon yükü ve yetersiz filo nedeniyle işletmelerin maliyetleri de artıyor. Crown Depo Çözümleri’nin reklam filminde, Crown’un alanında uzman ekibiyle deponun fiziki ortamının analiz edilmesiyle depodaki farklı uygulamalar için en uygun planın oluşturularak deponun tüm ihtiyaçlarına uygun çözümler sunulması anlatılıyor.

 

100’den fazla uluslararası tasarım ödülü

 

Reklamda, operatör verimliliğini arttıracak ve uzun yıllar sorunsuz çalışacak şekilde Crown’un deneyimli uzman tasarım ekibi tarafından dizayn edilen Crown depo ekipmanlarının öne çıkan diğer avantajları da sıralanıyor; Crown, ürünlerinde kullandığı parçaların 85’ini kendisi üretiyor, bu da kalitesi konusunda güvenilirliği garanti altına alıyor.  Uyumlu çalışan uzun ömürlü parçalar sayesinde parça ve bakım maliyetleri de aşağı çekilmiş oluyor. Ayrıca, akıllı teknolojileri, dayanıklı ve ergonomik tasarımlarıyla Crown depo ekipmanlarının 100’den fazla uluslararası tasarım ödülü bulunuyor. 

 

InfoLink filo yönetim sistemi

 

Crown Depo Çözümleri sunduğu akıllı teknolojilerle de müşterilerini destekliyor. Özellikle farklı uygulamaların ve yoğun iş yükünün olduğu depolarda, ekipmanları takip etmekte yaşanan zorluklara çözüm olarak sunulan Crown InfoLink filo yönetim sistemi sayesinde filo bilgileri online olarak takip edilebiliyor. Kullanıcılar InfoLink teknolojisiyle depoda çalışan tüm taşıyıcılara kablosuz olarak bağlanarak bakım saatleri, kazalar, operatör verimi ve diğer tüm parametrelere anında ulaşılabiliyor.

 

Dünyanın dev markalarının depolarındaki tercihi

 

Yüksek performans ve yüksek operatör verimliliği, etkin filo yönetimi, yıllara ve yüklere meydan okuyan sağlam ürünler, farklı ihtiyaçlara yönelik geniş ürün gamı, minimum yedek parça ve bakım maliyetleri ile Crown Depo Çözümleri, dünyanın dev markalarının depolarındaki tercihi olarak haklı bir ünü bulunuyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İpana 23. Türkiye On-line Liselerarası Müzik Yarışması Kazananları Belli Oldu

Serhat Hacıpaşalıoğlu önderliğinde, End Productions tarafından gerçekleştirilen ‘’Dünyanın En Başarılı Gençlik Organizasyonu’’ ödülüne sahip, bu sene on-line olarak düzenlenen ‘’İpana 23. Türkiye On-Line Liselerarası Müzik Yarışması’’nda kazananlar belli oldu. 

İcra, Bireysel Kız Solist, Bireysel Erkek Solist, Beste, Enstrüman, Umut Vaad Edenler, Jüri Özel Ödülü, Basın Özel Ödülü dallarında finale kalan 158 performanstan ilk üçe girenler belirlendi. 

İcra dalı birincisi Oğuz Canpolat Anadolu Lisesi, yarışmanın en büyük hediyesi olan İpana Müzik Odası’nı kazanırken, diğer kategorilerde dereceye giren gruplara ve öğrencilere muhteşem hediyeler verildi.

Yarışmanın kurucusu ve başkanı Serhat Hacıpaşalıoğlu, Özkan Uğur, Fuat Güner, Aşkın Nur Yengi, Turhan Yükseler, Tarkan Gözübüyük, Fatma Turgut gibi sanatçıların yanı sıra basın jürisinde ise; Ali Eyüboğlu, Yüksel Aytuğ, Sina Koloğlu, Selim Akçin, Barış Kocaoğlu, Mehmet Çalışkan, Michael Kuyucu, Yavuz Hakan Tok, Meltem Fıratlı, İlker Gezici, Orkun Ün, Uğur Alkapar, Sinem Vural, Abdullah Malkoç, Ömer Karahan, Oya Çınar, Öznur Oğraş, Suat Kavukluoğlu ve Yasemin İlan, gibi ülkemizin en değerli gazetecileri yer aldı.

 

Muhteşem Ödüller Sahiplerini Buldu

23 yıldır liselilere muhteşem ödüllerin dağıtıldığı ve liselilerin hayallerini gerçeğe dönüştüren yarışmada, yedi kategoride hem grup hem bireysel olarak ilk üçe girenlere nakit para ödülü kazanma fırsatı sunarak, liselilere toplamda 82.500 TL nakit para ödülü dağıtıldı.

Yarışmada dereceye girenlere verilen ödüller şöyle:

İcra dalı 1.si İpana Müzik Odası, Gruplarda dereceye girenlerde İcra 1. 10.000 TL , İcra 2. 7.500 TL, İcra 1. 5.000 TL, Orkestra 1. 6.000 TL, Orkestra 2. 4.000 TL, Orkestra 3. 2.000 TL, Kız Solist 1. 3.000 TL, Kız Solist 2. 2.000 TL, Kız Solist 3. 1.000 TL, Erkek Solist 1. 3.000 TL, Erkek Solist 2. 2.000 TL, Erkek Solist 3. 1.000 TL, Enstrüman 1. 3.000 TL, Enstrüman 2. 2.000 TL, Enstrüman 3. 1.000 TL, Bireysel katılımcılar arasında dereceye girenlerde, Beste 1. 3.000 TL, Beste 2. 2.000 TL, Beste 3. 1.000 TL, Kız Solist 1. 3.000 TL, Kız Solist 2. 2.000 TL, Kız Solist 3. 1.000 TL, Erkek Solist 1. 3.000 TL, Erkek Solist 2. 2.000 TL, Erkek Solist 3. 1.000 TL, Enstrüman 1. 3.000 TL, Enstrüman 2. 2.000 TL, Enstrüman 3. 1.000 TL, Jüri Özel Ödülü 1. 3.000 TL, Jüri Özel Ödülü 2. 2.000 TL, Jüri Özel Ödülü 3. 1.000 TL

 

Kazananlar şöyle:

İcra dalı birincisi, Oğuz Canpolat Anadolu Lisesi – Grup 2, ikincisi Özel Moda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi – Grup 1, üçüncüsü TED Atakent Koleji

İcra Orkestra birincisi, Oğuz Canpolat Anadolu Lisesi – Grup 2, ikincisi Özel Moda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi – Grup 1,  üçüncüsü Bursa Özel Rasim Şahinkaya Anadolu ve Fen Lisesi             

İcra Kız Solist birincisi,  Antalya Kumluca Sosyal Bilimler Lisesi’nden Ünzile Özgüven, ikincisi Bursa Özel 3 Mart Halil Güleç Fen ve Anadolu Lisesi’nden Nil Dönmez,  üçüncüleri Oğuz Canpolat Anadolu Lisesi’nden Elif Su Tatar ve TED Atakent Koleji’nden Selin Arslan

İcra Erkek Solist birincisi, Manisa Güzel Sanatlar Lisesi’nden Atakan Korkmaz , ikincisi Özel Bahçeşehir Anadolu Lisesi & Özel Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi’nden Bora Durmuş, üçüncüsü İzmir   Özel Rota Anadolu Lisesi’nden Ali Özsoy.

İcra Enstrüman birincisi,  Özel Moda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’nden davulcu Sarp Evren, ikincisi Karabük Safranbolu İMKB Güzel Sanatlar Lisesi’nden bas gitarist Barış Öztürk, üçüncüleri Oğuz Canpolat Anadolu Lisesi’nden bas gitarist Emirhan İşleyen ve Oğuz Canpolat Anadolu Lisesi’nden saksafoncu Ebru Karakaş.

Jüri Özel Ödülü birincisi, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Güzel Sanatlar Lisesi (Grup), ikincisi Bursa Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi’nden İpeksu Atalay, üçüncüsü Karabük Safranbolu İMKB Güzel Sanatlar Lisesi’nden Özlem Yılmaz.

Basın Özel Ödülü birincisi, Bursa Özel 3 Mart Halil Güleç Fen ve Anadolu Lisesi (Grup), ikincisi Antalya Kumluca Sosyal Bilimler Lisesi’nden Ünzile Özgüven,   üçüncüsü Ankara Özel Batıkent Meltem Ayhan Anadolu ve Fen Lisesi.

Beste birincisi, Kadıköy Anadolu Lisesi’nden Tövbeler Olsun ile Sarp Bertigen, ikincisi Özel Bahçeşehir Anadolu Lisesi & Özel Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi’nden Ağlama Mevsimi ile Bora Durmuş, üçüncüsü TED Atakent Koleji’nden Bir Kuş Olsam ile Su Azra Dayıoğlu.

Bireysel Enstrüman birincisi Bursa Osmangazi Anadolu Lisesi’nden elektro gitarist Ayberk Güngör, ikincisi İzmir Cem Bakioğlu Anadolu Lisesi’nden piyanist Kaan Usta, üçüncüsü Samsun 19 Mayıs Lisesi’nden bağlama çalan Ahmet Bengihan Okuyucu.

Bireysel Kız Solist birincisi Ankara Şehit Aytekin Kuru Anadolu Lisesi’nden Sudem İlayda, ikincisi Muğla           Milas Anadolu Lisesi’nden Hatice Altıntaş, üçüncüsü İzmir Özel Saint Joseph Lisesi’nden Okyanus Yaylalı.

 

Bireysel Erkek Solist birincisi, İstanbul  Özel İstek Atanur Oğuz Lisesi’nden Efe Tezyel, ikincisi Trabzon Akçaabat Güzel Sanatlar Lisesi’nden Göksel Yiğit, üçüncüsü İstanbul Kadıköy Anadolu Lisesi’nden Sarp Bertigen.

Umut Vaat Edenler, İstanbul FMV Özel Ayazağa Işık Fen Lisesi’nden Selin Güneri, İTÜ ETA Vakfı Acarkent Doğa Koleji’nden Kumsal İnceer, Kağıthane Anadolu Lisesi’nden Yiğit Özdoğan, Lycee Français Pierre Loti’den Antoine Bouveret, Oğuz Canpolat Anadolu Lisesi’nden Yağmur Olca, Özel Alman Lisesi’nden Eda Çalışkan, İzmir Özel Türk Koleji’nden Koray Biberoğlu, Muğla  Özel Marmaris Çağdaş Bilim Anadolu ve Fen Lisesi’nden Evrim Tao Özen, Siirt Final Fen ve Anadolu Lisesi’nden Metehan Nehir, Trabzon   Kanuni Anadolu Lisesi’nden Sera Erdem.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Borusan sanat’ta bu hafta Temmuz ayına ağırladığı birbirinden değerli sanatçılar ile merhaba diyor.

Borusan Sanat, Temmuz ayına ağırladığı birbirinden değerli sanatçılar ile merhaba diyor. 1 Temmuz Perşembe günü saat 14.00’te Borusan Klasik’te canlı yayınlanacak konserde, Sascha Goetzel yönetiminde BİFO, solist kemancı Elvin Hoxha Ganiyev ve piyanist Kaan Baysal’a eşlik edecek. 

 

Yayınladığı canlı radyo konserleri ile dünyaca ünlü sanatçıları ağırlayarak farklı dönem ve stillerine ait eserleri dinleyicileri ile buluşturan Borusan Klasik, Temmuz ayına dopdolu bir programla merhaba diyor. 1 Temmuz Perşembe günü canlı yayınlanacak konserde, Sascha Goetzel şefliğinde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), Bach’tan Piazzolla’ya, Mendelsshon’dan Schreker’e uzanan renkli bir repertuvar seslendirilecek. Barok döneminin değerli orkestra eserleri arasında kabul edilen, John Sebastian Bach’ın 3. Brandenburg Konçertosu ile başlayacak konserde, tango müziğinin dâhisi Astor Piazzolla'nın Libertango ve Franz Schreker’in Yaylılar için Scherzo eserleri seslendirilecek. Konserde BİFO, Bach’ın La minör Keman Konçertosu’nda solist kemancı Elvin Hoxha Ganiyev, geç klasik dönemin usta bestecisi Mendelssohn’un 1. Piyano Konçertosu’nda ise piyanist Kaan Baysal’a eşlik edecek.

 

Konser öncesinde ise Aydın Büke ve Serhan Bali ile keyifli bir söyleşi Borusan Klasik’te dinleyicileri bekliyor. 

 

Korhan Erel, Borusan Müzik Evi’nde!

 

Borusan Klasik radyonun sevilen programı “Borusan Müzik Evi”, çağdaş müzik ve disiplinlerarası performansları dinleyicilerine sunmaya devam ediyor. 2 Temmuz Cuma günü saat 23.00’te, Berlin merkezli doğaçlama ustası ve deneysel ses sanatçısı Korhan Erel, daha önce yayınlanan ve büyük beğeni toplayan farklı dönem ve türlerdeki seçkileri bir kez daha dinleyicilerle Borusan Müzik Evi’nde buluşacak.  

 

Karnaval.com üzerinden yayın yapan Borusan Klasik’e internette karnaval.com/borusanklasikdinle adresinden, mobil ortamda iPhone (App Store) ve Android (Google Play Store) cihazlarınıza indireceğiniz “Karnaval” uygulamasıyla, iPad için yine App Store’dan indireceğiniz “Karnaval Radyo” uygulamasıyla dinleyebilirsiniz.

 

ÇEVRİMİÇİ RADYO YAYINI / Borusan Klasik

1 Temmuz 2021 Perşembe 14.00

13.40 Konser Öncesi Söyleşi: Aydın Büke ve Serhan Bali

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası

Sascha Goetzel şef 

Elvin Hoxha Ganiyev keman ◊

Kaan Baysal piyano ○

 

J.S. BACH Brandenburg Konçertosu No.3, Sol Majör, BWV 1048

J.S. BACH Keman Konçertosu, La minör, BWV 1041

MENDELSSOHN Piyano Konçertosu No.1, Sol minör, Op.25 ○

SCHREKER Yaylılar için Scherzo, Op.8 (1908)

PIAZZOLLA Libertango

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Akademi® Ödüllü Kostüm Tasarımcısı Jenny Beavan, Cruella’da 1970’ler Punk Stilini Yeniden Yaratıyor

Akademi® Ödüllü kostüm tasarımcısı Jenny Beavan, başrollerini Emma Stone ve Emma Thompson'ın paylaştığı 2 Temmuz’da vizyona girecek Cruella filmi için 1970’lerin Punk stiline ışık tutan özgür kreasyonuyla Cruella’yı baştan yaratıyor. 

 

Daha önce Emma Thompson'la hem "Howardların Malikanesi" hem de "Günden Kalanlar" filmlerinde çalışan ve 2016’da “Mad Max: Fury Road” ile iki kez Akademi® Ödülü kazanan, Emmy® ve BAFTA ödüllü kostüm tasarımcısı Jenny Beavan, kariyeri boyunca 10 kez Oscar® ödüllerine aday gösterildi. Beavan’a Cruella filminin kostüm tasarımı sürecinde Sarah Young, Sheara Abrahams ve Sally Turner gibi isimlerden oluşan uzman bir ekip destek oldu.  

 

Her iki karakter için de özgün bir dil yaratan Beavan, sadece giydikleriyle değil, her iki Emma’nın da yarattığı gerçek moda kreasyonlarının da benzersiz, büyüleyici ve son derece yaratıcı olmasını amaçlıyor. Beavan çeşitli görünümleri tasarlarken süreci “Bu şimdiye kadar yaptığım en büyük işti. Emma Stone için hazırladığım kostüm sayısı şimdiye kadar yaptıklarımdan daha fazla. Toplam 47 kostüm değişikliği yapıldı ve Emma Thompson'da da toplam 33 kostüm vardı. Joel Fry ve Paul Walter Hauser'in bile 30’ar kostümü vardı" sözleriyle değerlendiriyor. 

 

Tasarım ekibi 1970’ler Londra’sının kültür çatışmasının, yaşandığı dönemde modaya kadar yansıyan izlerini, Cruella’nın çeşitli görünümlerinde yaşatıyor. Barones karakteri, Joan Crawford'dan Elizabeth Taylor'a bir nevi eski televizyon divalarına gönderme yapılan bir stille izleyici karşısına çıkıyor. Heykelsi görünen şık stili için Dior’dan ilham alınarak kalın tafta, ipek ve düşes saten çokça kullanılıyor. Cruella’nın siyah-beyaz renk geçişlerine karşılık Barones için çoğunlukla sıcak kahverengiler ve doreden oluşan bir renk paleti tercih ediliyor. 

 

Emma Stone, “Böyle bir filmin şansı, kostümlerin bir oyuncu olarak sizin için pek çok işi halletmesidir. Bunları giydiğinizde kendinizi Cruella de Vil gibi hissedersiniz. Jenny gerçekten özel bir şey yarattı" diye ekliyor. 

 

Estella’nın keskin hatlara sahip Punk stilinin zamanla sofistike hale dönüşmesi ve bazı giysileri geri dönüştürerek onları yeni giysilere çevirmesi karakterin kostüm tasarımlarının ana estetiğini oluşturuyor. Görünümü için Alman punk rock-New Wave şarkıcısı Nina Hagen’in bir fotoğrafından ilham aldığını söyleyen Beavan, Estella’ya bakıldığında onun Londra'da Brick Lane'deki ikinci el mağazalarına gittiğini hayal edebildiğini dile getiriyor. Notting Hill'deki gecekondulardan, alt sınıflardan gelen punk hareketine, Vivien Westwood ve sonrasında da Alexander McQueen gibi benzersiz, farklı tarzlara sahip, kendi kendini eğitmiş, yaratıcı ve hevesli tasarımcılar için Estella, rol model olacak bir film karakteri haline geliyor. 

 

Estella'nın 12 yaşında şahit olduğu Barones'in Marie Antoinette balosu, Siyah-Beyaz Balosu (Cruella'nın Artie'nin ikinci el dükkanından aldığı kan kırmızısı bir elbiseyle ve bilgisayar çizimi olan yanan beyaz pelerinle görüldüğü yer) ve Estella'nın tüm konuklara siyah elbiseler ve siyah beyaz peruklar gönderdiği Gala sahnelerindeki Beavan ve ekibinin tasarladığı kostümler, detaylarıyla Cruella’yı ikonik ve modern bir görünüme kavuşturuyor. 

 

Bunların yanı sıra Cruella'nın motor üstünde gelerek Barones'in sahne ışığını çaldığı, omuzları lastikli siyah deri tulumu, Barones'in arabasını yutan elbisesi, Barones'in 1967 elbise koleksiyonu bozularak yapılmış 12 metre kuyruklu çöp kamyonu elbisesi ve Dalmaçyalı esintili bir ceket gibi çeşitli Kırmızı Halı Elbiseleri de hafızalardan silinmeyecek, tekrar tekrar izlettiren görsel bir deneyim sunuyor.  

Not: Bu filmin yapımı sırasında hiçbir hayvana zarar verilmemiştir. Disney yapım politikası gereği, filmin yapımında hiçbir hayvan kürkü kullanılmamıştır. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ahmet Ümit yeni kitabıyla D&R’ın canlı yayın konuğu oldu

Usta kalem Ahmet Ümit, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Kayıp Tanrılar Ülkesi isimli yeni kitabını kitapseverlerle  buluşturdu. Eray Ak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte Ümit, kitabın yazım sürecine, kitapla ilgili merak edilenlere ve yazarlık serüvenine değindi. 

 

Herkes için bir keşif dünyası sunan D&R, Instagram sayfasından gerçekleştirdiği ve birbirinden başarılı yazarları ağırladığı canlı yayınlarında bu kez Ahmet Ümit’i konuk etti. Türk edebiyatının usta ismi, yeni kitabı Kayıp Tanrılar Ülkesi ile ilgili merak edilenleri okurlarıyla paylaştı. Moderatörlüğünü Eray Ak’ın üstlendiği canlı yayın, keyifli bir sohbete sahne oldu. 

“Türkiye’de önemli olan arkeolojik anıtları yazmak istiyorum”

Kayıp Tanrılar Ülkesi’ni yazmaya 10 yıl önce karar verdiğini söyleyen Ahmet Ümit, “Sis ve Gece romanım Almanca’ya çevrildiğinde Berlin’e gitmiştim. Pergamon Müzesi’ne gittim. Eserin bizde olmadığına üzüldüm. Bir konferans için Bergama’ya gittiğimde de Pergamon’ı gördüm, kitabı yazmaya o zaman karar verdim. Berlin önemli bir yer olacak deyince Berlin’e gidip orda yaşamaya başladım. Bir yazar, yazacağı yerde yaşamak zorunda değil. Bu bir tercih meselesi… Ben gitmeden, görmeden yapamıyorum. Şehrin sokağından ziyade o şehrin yemeği, operası, tiyatrosu, romanları, her şeyini öğreniyorum. Okurlar, merak içerisinde, hoş vakit geçirdikleri bir kitap okuyacaklar. Öğrenecekler, düşünecekler. Romanımızın alt yapısında Pergamon antik kenti ve Pergamon Altarı yer alıyor. Tabii sadece Pergamon Altarı değil konu, çok katmanlı bir romandan bahsediyoruz. Edebiyatın eğitme, öğretme, farkındalık yaratma kısmı çok önemli. Ben de bu romanı yazarken Anadolu’daki insanlara eğitim ve farkındalık sağlama açısından uyumlu olacağını düşündüm. Kitap, benzersiz topraklara sahip oluşumuzu anlatıyor. Göbeklitepe, Yarımburgaz Mağarası gibi, ilk insanların yaşadığı yerlere sahibiz. O zamandan bu yana Hititler, Antik Roma, Doğu Roma, Selçuklu, Osmanlı’nın da içinde olduğu, çok fazla medeniyeti barındıran topraklarda yaşıyoruz. Belki birkaç roman sonra yazmayı istediğim arkeoloji romanı var. Türkiye’de önemli olan arkeolojik anıtları yazmak istiyorum.” dedi. 

Ahmet Ümit sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu an yetişkinler için bir masal yazıyorum. Sevmeyi bilmeyen erkekler için bir fantastik masal… Kadınların öldürülmesi beni çok üzüyor. Bu sadece kadınların değil, toplumun sorunu. Toplumun sağlıklı olabilmesi için kadınların özür olması gerekir. Kadınların özgür olamadığı bir toplumda ne erkekler ne de toplum sağlıklı olur.” 

 “Yazar bir süre sonra kendine meydan okumalıdır” 

Yabancı bir ülkenin başkentini anlatmanın, kendisi için bir meydan okuma olduğunu belirten Ümit, “Kendi adıma bir meydan okumaydı ve benim için önemliydi. Bu benim 14. romanım ve 24. kitabım. Yazar bir süre sonra kendine meydan okumalıdır. Giderek çıtayı yükseltmek lazım ki yazdıklarınızdan zevk alabilesiniz. Dünya’nın gidişatını iyi görmüyorum. Kendisi gibi olmayanlara karşı nefret doğuyor dünyada. Bu beni çok endişelendiriyor. Bu kitabın amacı da ırkçılığa karşı olmak aslında… Romanın başka bir konusu olan baba-oğul arasındaki ilişki de evrensel bir meseledir. Nerede olursa olsun baba oğul arasında ilişkinin tüm aşamaları çok önemlidir. Çünkü hepimiz bir aileye doğuyoruz. Yazarken yaşıyorum ben. Duygu ve düşüncelerimi kelimelere dökmeye çalışıyorum. Ben onları hissettiğim için okurlar da bunu görebiliyor, hissedebiliyor. Benim üslubum bu. Üslup da bizim yaşam biçimimizden gelir.” dedi.

Polisiye romanlara da değinen usta yazar, “Ben suçu bir varoluş olarak görüyorum. İnsanın varlık nedeni olarak görüyorum. 100 yıl önce suç olmayan şey bugün suç olabilir ya da 100 yıl önce suç olan şey şu an suç olmayabilir. Dolayısıyla bireyin özgürleşmesi suçla bağlantılı olabilir. İnsan varsa suç vardır. Shakespeare’in Hamlet’i ve Machbet’i, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı, Karamazov Kardeşler, Agatha Christie yine polisiye örneğidir. 

 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Netflix, tüyler ürpertici Korku Sokağı 1. Kısım:1994’ün resmi fragmanını ve afişini paylaştı.

1994 yılında bir grup genç, 300 yıldan uzun süredir kasabalarını kasıp kavuran bir dizi vahşi cinayetten sorumlu çok eski bir kötülükle kazara karşı karşıya gelir. 

 

Oyuncu Kadrosu: Kiana Madeira, Olivia Scott Welch, Benjamin Flores Jr., Julia Rehwald, Fred Hechinger, Ashley Zukerman, Maya Hawke, Darrell Britt-Gibson, Jordana Spiro, Jordyn DiNatale

 

Korku Sokağı Üçlemesi Hakkında

Korku Sokağı 1. Kısım: 1994: 2 Temmuz 2021

Korku Sokağı 2. Kısım: 1978: 9 Temmuz 2021

Korku Sokağı 3. Kısım: 1666: 16 Temmuz 2021

 

1994 yılında bir grup genç, yaşadıkları kasabaya yüzlerce yıldır musallat olan lanetli olayların birbiriyle olan bağlantısını ve sıradaki kurbanların kendileri olabileceğini keşfeder. R.L. Stine’ın çok satan korku serisinden uyarlanan KORKU SOKAĞI, Shadyside’ın uğursuz geçmişine uzanan kâbus dolu bir öyküyü anlatıyor.

 

Yönetmen: Leigh Janiak

Yürütücü Yapımcılar: Kori Adelson, Timothy M. Bourne, Leigh Janiak, Yvonne M.Bernard, Joan Waricha, Jane Stine

Yapımcılar: Peter Chernin, Jenno Topping, David Ready, Kori Adelson

(3. Kısım: 1666'nın yapımcısı, 1. Kısım: 1994: ve 2. Kısım: 1978'in yürütücü yapımcısı)

Senaristler: Phil Graziadei ve Leigh Janiak (1 Kısım: 1994); Zak Olkewicz ve Leigh Janiak (2. Kısım: 1978); Phil Graziadei, Leigh Janiak ve Kate Trefry (3. Kısım: 1666)

Hikaye: Kyle Killen, Phil Graziadei ve Leigh Janiak (1. Kısım: 1994); Zak Olkewicz, Phil Graziadei ve Leigh Janiak (2. Kısım:1978)

Müzik: Marco Beltrami ve Marcus Trumpp (1. Kısım: 1994); Marco Beltrami ve Brandon Roberts (2. Kısım: 1978); Marco Beltrami ve Anna Drubich (3. Kısım: 1666)

Kostüm Tasarımı: Amanda Ford

Kurgu: Rachel Goodlett Katz

Prodüksiyon Tasarımı: Scott Kuzio

Görüntü Yönetmeni: Caleb Heymann

Ortak Yapımcılar: Doug Torres ve Jeffrey Harlacker

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Garanti BBVA ile Sesini Aç’ın yeni bölüm konuğu Sedef Sebüktekin

Garanti BBVA’nın, pandemiden en fazla etkilenenler arasında yer alan müzik sektörüne destek vermek amacıyla hayata geçirdiği ‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’ devam ediyor. Garanti BBVA’nın, YouTube’dan yayınladığı müzikli sohbet serisinin yeni bölüm konuğu ise Sedef Sebüktekin oldu. Sanatçı programa özel olarak ilk kez “full elektrik” bir orkestra ile şarkılarını yeniden yorumladı.

 

Müziğe lise yıllarında davul çalarak ve gitarla besteler yaparak başlayan Sebüktekin üniversite yıllarında “Kısalar” adını verdiği 1’er dakikalık şarkılar kaydederek müziğini dinleyenlerle paylaşmaya başladı. 

 

2015 yılında Sofar İstanbul’da seslendirdiği Canozan şarkısı “Bul Beni” ile daha geniş bir kitlenin dikkatini çekti. Ardından “Hayalin Kadar”, “Deli Değilsin” ve “Bugün İçicem” gibi yine kendi evinde kaydettiği ve kendi halindeki ruhunu yansıtan şarkılarını yayınladı. 

 

2017 ve 2018’de “Sen İstersin”, “Seni Uyurken İzlemek” ve “Kayboluyorum” gibi elektronik öğelerle buluşturulmuş şarkıların yanı sıra “Günler Kısa” gibi akustik şarkılar üretmeye ve paylaşmaya devam etti. 2018 yılında Netflix’in ilk Türk yapımı dizisi olan Hakan Muhafız’da “Kayboluyorum” şarkısına yer verildi. 2019’da “Ara”, 2020’de “Unutmam Lazım”, “Gözün Doysun” ve ”Uzaktan” teklilerini çıkardı. 2021 Ocak ayında Nova Norda, Birkan Nasuhoğlu ve Canozan ile beraber 21 günde kaydettikleri 8 şarkılık proje albüm “Evde” yayınladı ve Mart ayında solo şarkısı “Çıplak” ile dinleyicisiyle tekrar buluştu. 

 

Pandemi döneminde de kültür sanata verdiği desteği sürdüren Garanti BBVA, sanatçılara yeni üretimler yapacakları alanlar sağlamak için İpek Atcan’ın sunumuyla dijital ortamda hayata geçirdiği ‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’ta müzikseverleri sevdikleri sanatçılarla buluşturmaya devam edecek. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yeşilay’ın 5. Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması’nın kazananları belli oldu

Yeşilay’ın organize ettiği 5. Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması’nın kazananları, Yeşilay Genel Başkan Vekili Dr. Mehmet Dinç, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nden Ömer Ümran Özdenören, Yeşilay Bilim Kurulu Başkanı ve Yarışma Jüri Başkanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan’ın katılımıyla gerçekleştirilen ödül töreninde açıklandı.

 

Yeşilay’ın organize ettiği 5. Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması’nın kazananları, Yeşilay Genel Başkan Vekili Dr. Mehmet Dinç, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nden Ömer Ümran Özdenören, Yeşilay Bilim Kurulu Başkanı ve Yarışma Jüri Başkanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan’ın katılımıyla gerçekleştirilen ödül töreninde açıklandı. Törende konuşan Yeşilay Genel Başkan Vekili Dr. Mehmet Dinç, “Sinemanın kapsayıcı dili ve görsel gücü sayesinde gençlerin gözünden bağımlılığı görüp, farklı hedef kitlelere bağımlılığın zararlarını anlatmış olacağız” dedi. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ömer Ümran Özdenören yarışmaya destek vermekten mutluluk duyduklarını belirtirken; Prof. Dr. Peyami Çelikcan ise “Ödül alan arkadaşlarımız artık birer Yeşilay gönüllüsü, bundan sonraki hayatlarında da Yeşilay’ın mücadelesine destek olmalarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı. 

Yeşilay’ın bu yıl 5’inci kez düzenlediği Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması’nın kazananları düzenlene ödül töreninde açıklandı. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla ve “Gençlerin Gözünden Uyuşturucu Madde Bağımlılığı” temasıyla düzenlenen yarışmaya 244 eser başvurdu. Kurmaca kategorisinde birincilik ödülü “Kanalıma Hoş Geldiniz” filmiyle Zeynep Sönmez’in, ikincilik ödülü “Karanlıkta” filmiyle Şevval Tandoğan’ın ve üçüncülük ödülü “İçimdeki Ben” filmiyle Erhan Apaydın’ın olurken; belgesel kategorisinde Engin Can Aksu “Şimdiki Aklım Olsaydı” ile birinci, Ziya Değer “Diyar-ı Kurtuluş” ile ikinci ve Burçak Tanrıverdi “27” ile üçüncü oldu. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü’ne “Bihaber” filmiyle Ozan H. Yalçınsoy layık görülürken; Halkın Favorisi 100. Yıl Özel Ödülü ise “Düşüş” filmiyle Türkan Can Çekerol’a verildi. 

Önceki senelerde Sağlıklı Fikirler Kısa Film Senaryo Yarışması olarak düzenlenen ve bu sene itibariyle Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması olarak yolculuğuna devam eden yarışmaya gösterilen ilgiden memnuniyet duyduklarını belirten Yeşilay Genel Başkan Vekili Dr. Mehmet Dinç şunları söyledi:

“Yeşilay olarak 101 yıldır gece gündüz, yaz kış bağımlılıklarla mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu mücadelede karşılaştığımız iki büyük problem var: Bunlardan biri insan dediğimiz yapının çok boyutlu olması, ikincisi bağımlılığın çok kompleks bir problem olması. Bu nedenle insanı ve bağımlılıkları iyi anlamak gerekiyor. Bağımlılığa giden yollara set çekebilmek, insanın doğduğu gibi bağımsız kalmasını sağlamak için tek yol akla hitap etmek değil. İnsanların gözüne, gönlüne de hitap etmek gerekiyor. Bunun için de farklı hedef kitlelerle aynı dili konuşmamız önemli. Sinema bu konuda bize alternatifi olmayan avantajlar sunuyor. Sinemanın kapsayıcı dili ve görsel gücü sayesinde gençlerin gözünden bağımlılığı görüp, farklı hedef kitlelere bağımlılığı anlatmış olacağız. Bu nedenle Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması’nı çok önemsiyoruz. 244 gencimiz mücadelemize el verdi, emek verdi. Onlar sayesinde insana ülkemizde ve dünyada on binlerce ulaşacağız. Dereceye giren eserler sadece burada kalmayacak, 81 ülkede de var olan Ülke Yeşilaylarımız ile insanlara sunulacak. Kıymetli jüri üyelerimize ve destekleri için Sinema Genel Müdürlüğümüze teşekkür ediyorum. Dereceye giren arkadaşlarımızı ve bütün katılımcılarımızı da tebrik ediyorum.”

Yarışmaya destek vermekten mutluluk duyduklarını belirten T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ömer Ümran Özdenören ise, “Yeşilay’a yarışmanın düzenlenmesindeki emekleri için çok teşekkür ediyorum. Ön eleme sonrasında finale kalan eserler de çok iyi seçilmişti. Tüm katılımcılara teşekkür ediyoruz” dedi.

Gençler hem kendi farkındalıklarına hem toplumsal farkındalığa katkı sağlıyor

Yeşilay’ın 5’incisini düzenlediği yarışmanın bu format değiştirerek yola devam ettiğini belirten Yarışma Jüri Başkanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan şunları ifade etti:

“Bu seneye kadar Sağlıklı Fikirler Yarışması kapsamında senaryoları destekliyorduk. Sinema Genel Müdürlüğü’nün de destekleriyle profesyonel ekiplerle ödül alan senaryoların yapımını gerçekleştirdik, Yeşilay’ın çalışmalarında kullandık. Bu sene artık kısa film yarışması olarak yola devam ediyoruz. Üniversite öğrencileri artık bağımlılıkla mücadele ve bağımlılık sorunları ile ilgili fikirlerini filme dönüştürerek yarışmaya katılabiliyor. Yeşilay 101 yıldır bağımlılıkla mücadele eden Türkiye’nin en köklü sivil toplum kuruluşlarından biri. Önleyici çalışmaların önemine inanan ve bu konuda projeler gerçekleştiren bir kurum. Tütün, alkol, madde ve davranışsal bağımlılıklarla mücadele ediyor. Yeşilay gönüllüleri olarak biz de bu mücadelenin güçlenmesi için toplumun farklı kesimlerinde farkındalık oluşturmanın çok etkili olduğuna inanıyoruz. Kısa film yarışmamız açısından baktığımızda da yarışmaya katılan ekipler aylarca bu sorun üzerine çalışıyor, araştırıyor, gözlemde bulunuyor ve filmleri çekiyor. Kendi farkındalık düzeylerinin yanı sıra toplumun farkındalığına da katkı sağlıyorlar. Başvuran filmlerin çok etkileyici, çarpıcı olduğunu söyleyebilirim. Ödül alan arkadaşlarımız artık birer Yeşilay gönüllüsü, bundan sonraki hayatlarında da Yeşilay’ın mücadelesine destek olmalarını bekliyoruz.”

Genç sinemacılar toplam 80 bin TL’lik ödülün sahibi oldu

Yarışmaya Türkiye genelinde ön lisans, lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim gören öğrenciler başvurdu. Eserler, Prof. Dr. Peyami Çelikcan başkanlığında toplanan ve Türkiye’nin önemli üniversitelerinden sinema ve TV öğretim üyeleri, sinema eleştirmenleri, başarılı yönetmen Derviş Zaim gibi isimlerin yer aldığı jüri tarafından değerlendirildi. 

Yarışmada, belgesel ve kurmaca kategorilerinde birinciler 15 bin TL, ikinciler 10 bin TL ve üçüncüler 5 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. 5 bin 871 kişinin oy kullandığı oylamada yüzde en yüksek oy ile “halkın favorisi” seçilen eser sahibine 5 Bin TL ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü’ne layık görülen eserin sahibine de 15 bin TL ödül verildi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı