Kategori arşivi: Kültür & Sanat

TP Vision ve Abbey Road Studios’tan, Philips OLED+ TV için özel içerik

TP Vision; Abbey Road Studios ve Universal Music UK’in kreatif reklamcılık birimi Globe ile iş birliğine girdi. Firmalar, iş birliği kapsamında dünyaca ünlü müzisyen Sheku Kanneh-Mason'ın yer aldığı canlı ve kayıt karışık bir içerik projesi geliştiriyor.

 

Philips TV’nin tasarım, satış ve pazarlama marka lisans sahibi TP Vision; Abbey Road Studios ve Universal Music UK’in kreatif reklamcılık birimi Globe ile iş birliğine girdi. Firmalar, iş birliği kapsamında dünyaca ünlü müzisyen Sheku Kanneh-Mason'ın yer aldığı canlı ve kayıt karışık bir içerik projesi geliştiriyor.

 

Philips TV ve Bowers & Wilkins'in hünerlerinin gösterileceği proje, Universal Music büyesindeki Mercury Studios tarafından sağlanan içeriklerle destekleniyor. Proje, halihazırda mevcut olan Philips OLED+ TV'lerin yanı sıra,  Ağustos ayında piyasaya sürülecek yeni nesil serisinin de ses ve görüntü kalitesini göstermek amacıyla hazırlandı.

 

TP Vision tarafından oluşturulan OLED+ TV kategorisi, en iyi görüntü ve ses kalitesini sunan özel kategori olarak nitelendiriliyor. En yeni OLED teknolojisinden yararlanan kategori; Philips'in ödüllü P5 görüntü işleme motoru ve Ambilight özelliğinin yanı sıra, Bowers & Wilkins tarafından özel olarak tasarlanmış ses sistemlerini de içeriyor.

 

TP Vision ortaklığı kapsamında referans ekranları olarak yüksek kaliteli Philips TV’ler kullanan Abbey Road Studios, Bowers & Wilkins firmasıyla da 40 yılı aşkın süredir resmi hoparlör ve kulaklık ortağı olarak çalışıyor. 

 

Görsel ve işitsel mükemmellik deneyimini yeniden tanımlamak heyecan verici”

TP Vision CMO’su Martijn Smelt projeyle ilgili düşüncelerini: “OLED+ ürünlerinde Bowers & Wilkins ortaklığımız, TV pazarında yeni bir kalite eşiği belirledi. Diğer taraftan içerik kalitesini yeni standartlara çıkarmak için Abbey Road Studios ile perde arkasında birlikte çalışıyoruz. Çok değerli bir sanatçı ve prodüksiyonun birleşimiyle oluşan bu projenin sonuçlarını açıkça gösterebileceğimiz için çok mutluyuz.” sözleriyle aktarırken, projeyi değerlendiren Abbey Road Studios Genel Müdürü Jeremy Huffelmann ise: “Abbey Road Studios, modern sinemanın en büyük film müziklerine tanık olan, ses ve görüntünün kesiştiği noktada yer alıyor. TP Vision ve Bowers & Wilkins ile yaptığımız iş birliğiyle; görsel ve işitsel mükemmellik deneyimini yeniden tanımlamak ve kullanıcılara yeni bir kalite standartı sunmak için bir araya gelmek heyecan verici.”dedi 

 

Birleşik Krallık Nişanı sahibi, İngiliz çellist Sheku Kanneh-Mason; 21 yaşında BBC Genç Müzisyen ödülünü kazanarak, uluslararası tanınırlık elde eden nadir sanatçılardan biri olarak görülüyor. Genç sanatçı, BAFTA Ödülleri olarak da bilinen İngiliz Sinema ve Televizyon Sanatları Akademisi’nin ödül töreninde de ikinci kez sahneye davet edilecek. Abbey Road Studios’la daha önce de çalışan Kanneh-Mason, İngiltere’nin Top 10 listesinde yer alan ilk çellist olmasını sağlayan albümü Elgar'ı ve kardeşleriyle birlikte hazırladığı Carnival’ı bu stüdyoda kaydetti. 

 

 

“En iyi ses ve görüntüyü birleştirmek klasik müziği sunmak için harika bir fırsat”

Projede yer aldığı için çok mutlu olduğunun altını çizen sanatçı Kanneh-Mason düşüncelerini: “Abbey Road Studios’ta kayıt yapabilme deneyimine ulaşabildiğim için çok şanslıyım. Burası hem tarihi hem de ikonik statüsüyle hayranlık uyandırıcı bir yer. Üstelik burada olan her şey en yüksek teknolojiyle güncelleniyor. Klasik müziği sunmanın yeni yollarını keşfetmek benim için her zaman ilgi çekici olmuştur. En iyi ses ve görüntüyü birleştirmek de bunun için harika bir fırsat gibi görünüyor." sözleriyle ifade etti. 

 

Proje, Ağustos sonunda düzenlenecek olan Philips TV & Sound Sonbahar/Kış ürün lansmanında resmi olarak sunulacak.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Xiaomi’den “Sahne Senin” Projesi #SahneSenin

Küresel teknoloji lideri Xiaomi yine bir ilke imza atarak yeni tanıttığı amiral gemisi Mi 11 modeli için Bağdat Caddesi Erenköy mevkiindeki bir billboard’da ünlü mural sanatçısı Kien ile bir çizim çalışması gerçekleştirdi. Yaklaşık 4 gün süren çizim ve renklendirme çalışmaları 12 Haziran Cumartesi günü tamamlandı. Halkın yoğun ilgi gösterdiği bu çalışma Haziran sonuna kadar Bağdat Caddesi'nde olacak. #SahneSenin

 

Ana teması tamamen sürrealist olan bu çalışmada birbirinden farklı renkli öğeler kullanılarak hem Xiaomi’nin dinamik yapısına vurgu yapıldı hem de kreatif bir görsel şölen ortaya çıktı. Çizimin ortasında büyük bir astrranotun elinde Mi 11, hemen yanında ise uzay gemisinden süzülen bir ışığın yarattığı bir sanal podyum yer alıyor. Ayrıca sağ ve sol taraflarda ise gezegen, roket ve dondurma gibi öğeler de kullanılarak hem yaz teması hem de uzay ve teknoloji teması işlendi.

 

Billboard’ın sağ tarafında sokağın içine bakan cephede ise Mi 11 görseli ve sloganı kullanıldı. Üstün video ve fotoğraf özelliklerine sahip Mi 11, kullanıcılara “Sahne Senin” sloganı ile modelin bu alanda iddiasını vurguluyor.

 

Projeye dair ünlü mural sanatçısı Kien: " Xiaomi markası için tasarladığım mural genel hatlarıyla eğlence, yaz ve teknoloji temaları üzerine kurulu. Kien olarak kendi görsel kodlarım arasında en sevdiğim öğelerden biri olan astronotu, bu çalışmada hero olarak kullandım. Renkli bir fonda gördüğümüz astronotun elinde Mi 11 var. Astronot bizim teknoloji algımızı pekiştiriyor. Ayrıca insanların fotoğraf çekilirken güzel anlar yakalamaları için, duvarın çeşitli bölgelerine uzayda bulunan çeşitli obje ve grafik metaforlar yerleştirdim. Yukarıda bulunan küçük uçan dairemizden yayılan ışık hüzmesiyle insanların sahnede duracağı alanı işaretlemiş ve interaksiyona geçebilecekleri bir alan yaratmış oluyoruz" dedi.

 

Havaların da güzelleşmesi ve sokağa çıkma yasaklarının azalması ile kalabalıklaşan Bağdat Caddesi’nin merkezinde bu dev kreatif çalışma, insanların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Önünde fotoğraf çektirmek için insanlar sıraya girerken Xiaomi burada bir kez daha genç ve dinamik yapısını son kullanıcı ile buluşturdu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Babalarla sergi keyfi

İstanbul Modern Babalar Günü’nde erkekleri 2015-2018 yılları arasında ziyaretçiyle buluşan Sanatçı ve Zamanı koleksiyon sergisini rehber eşliğinde çevrimiçi gezmeye davet ediyor

 

Babalar İstanbul Modern’in Karaköy’deki son koleksiyon sergisi Sanatçı ve Zamanı’nı 20 Haziran Pazar günü saat 16.00’da sanal turla keşfediyor. 

 

2015-2018 yılları arasında ziyaretçiyle buluşan sergi, 109 sanatçının 193 çalışmasına yer veriyor. Sanatçının zamanı ile toplumun, kültürün, doğanın ve evrenin zamanı arasında kurulan bağa dair bir düşünce alanı öneren Sanatçı ve Zamanı’nın sanal turunda izleyiciler, sergiye dair metinlere de ulaşabiliyor.

 

 

İstanbul Modern’de Babalar Günü 

Tarih: 20 Haziran Pazar 

Saat: 16.00

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gülinler ile ‘Bir Masada Oturduk’ta haftanın konuğu Can Bonomo

Büyük Ev Ablukada’nın sevilen solisti Gülinler’in sunduğu Zorlu PSM’nin dijital serisi “Bir Masada Oturduk” bu hafta son albümü Ruhum Bela’yı 2019’da yayımlayan ve devamında birkaç ay arayla tekliler paylaşmaya devam eden Can Bonomo’yu ağırlıyor. 

Her Cuma izleyicilerle buluşan “Bir Masada Oturduk” yeni bölümüyle 

18 Haziran akşamı saat 20.00’de Zorlu PSM Youtube kanalında yayında.

 

Dijital dünyada farklı formatlardaki içeriklerini seyirciyle buluşturmayı sürdüren Zorlu PSM, Gülinler’in sunduğu “Bir Masada Oturduk” programını Zorlu PSM YouTube kanalında izleyicilerle buluşturmaya devam ediyor.

 

Gülinler’in kendi yaratıcı alanını bir sahneye dönüştürdüğü programın yeni bölümüne, müzisyenliğinin yanı sıra şiir kitapları ve resim sergileri gibi sanatın farklı dallarında da eserleri bulunan, son albümü Ruhum Bela’yı 2019’da yayımlayan ve devamında birkaç ay arayla tekliler paylaşmaya devam eden Can Bonomo konuk oluyor. Geçtiğimiz Nisan ayında Avrupa Müzik etiketiyle yayımlanan, söz ve müziği kendisine ait olan son teklisi “Kaplan”ı dinleyicilerin beğenisine sunan Bonomo, Bir Masada Oturduk programında baba olmanın hissettirdiklerinden şiir tutkusuna, Eurovision deneyiminden oyun merakına birçok konuda Gülinler’in sorularını yanıtlıyor.

 

Çekimleri Zorlu PSM’nin sevilen Caz Kulübü touché’de fiziksel mesafe önlemleri ile gerçekleştirilen ve Bant Mag.’ın da editöryel ve kreatif olarak dâhil olduğu “Bir Masada Oturduk” yeni bölümü ile 18 Haziran’da Zorlu PSM Youtube kanalında izleyicilerle buluşacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

MSA mutfağında küçük ellerden büyük işler!

Türkiye'nin profesyonel mutfak okulu Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) mutfağında neşeli günler yaşanıyor! Bitmek bilmeyen enerjileriyle, içlerindeki mutfak aşkına karşılık bulacak olan çocuklar ve gençler, bu yaz MSA’da buluşuyor. Pastadan  cheescake’e, dondurmadan kurabiyeye ve dünya mutfaklarının en güzel lezzetlerine  kadar farklı tarifler öğrenecek ve yeteneklerini ortaya çıkaracak çocuklar ve gençler, bu yaz ister 5-10 günlük Tatilin Yaz Okulu programlarında ister tek günlük workshop’larda büyük işler başaracaklar!

Türkiye’nin en kapsamlı yiyecek-içecek eğitim merkezi Mutfak Sanatları Akademisi, “Yemek yemenin yaşı olmadığı gibi yapmanın da yaşı yok” diyor ve yaz aylarını çocuklar ve gençler için lezzet şölenine dönüştürüyor. Tatilin Okulu Pastacılık – Yaz”, “Genç Gurme-Yaz Özel” ve “Tatilin Okulu – Yaz” ve Küçük Gurme” ile 5-9, 9-14, 14-17 yaş gruplarının mutfak aşkına karşılık verecek olan MSA’da sezonun en keyifli günlerini geçirmeye hazır olun!

 

İşte MSA’nın geleceğin şef adaylarına mutfaktaki yeteneklerini geliştirmeleri ve keyifli vakit geçirmeleri için hazırladığı nefis deneyimlerle dolu yaz programları…

 

Tatilin Okulu – Yaz Özel // 9-14 Yaş 

 

Okulların en keyiflisi tatilde açılıyor! Yeni menülerle ve farklı reçetelerle sunulan Tatilin Okulu -Yaz Özel’de çocuklarınız hem keyifli vakit geçirecek hem de mutfak hakkında birçok şey öğrenecekler. 5 ya da 10 günlük olarak seçebileceğiniz Tatilin Okulu’nda küçük gurmeler; önce mutfakta hijyen, güvenlik, sofra düzeni ve mutfak ekipmanı hakkında bilgi edinecekler. Daha sonra temel uygulamaları öğrenecek, dünyanın farklı bölgelerinden lezzetlerle tanışacak ve en sevdikleri yemekleri kendi elleriyle hazırlayacaklar. Tatilin Okulu’na katılan çocuklar, bundan böyle mutfakta söz sahibi olacak ve kendi kendine yetebilmeyi öğrenecekler. Siz de evinizin küçük şefine bu eşsiz deneyimi hediye ederek, ona hayatı boyunca hatırlayacağı harika bir mutfak deneyimi yaşatabilirsiniz! 

Eğitim tarihleri: 

21 – 25 Haziran, 10.00 – 15.00 (5 Gün)

28 Haziran – 09 Temmuz, 10:00 – 15:00 (10 Gün)

26 Temmuz – 06 Ağustos, 10.00 – 15.00 (10 Gün)

16 – 27 Ağustos, 10.00 – 15.00 (10 Gün)

 

Tatilin Okulu Pastacılık – Yaz  // 9-14 Yaş 

 

Tatlılık seviyesinin çok yüksek olduğu bir eğitime hazır mısınız?  Evinizin en şeker mutfak meraklıları, lezzetli ve bir o kadar da tatlı pastalarla “Tatilin Okulu Pastacılık”ta buluşuyor. Çocuklarınız bu eğitimden sonra kurabiyeden çikolataya hatta kendi doğum günü pastalarının yapımına kadar pastacılığa dair her şeyi öğrenecek, eve geleceğin pasta şefi olarak dönecek. 

 

Eğitim tarihleri:

21 – 25 Haziran, 10.00 – 15.00 (5 Gün)

05 – 09 Temmuz, 10.00 – 15.00 (5 Gün)

09 – 13 Ağustos, 10.00 – 15.00 (5 Gün)

 

Genç Gurme – Yaz Özel // 14-17 Yaş

 

Dünya mutfaklarının en sevilen örneklerinden, en popüler parti yemeklerine ve enfes kahvaltı menülerine kadar dopdolu geçecek bu 4 gün sayesinde, gençler hem mutfak becerilerini geliştirecek hem de harika sofralara artık kendi imzalarını atabilecekler. Mutfaktaki yeteneklerinizi keşfedeceğiniz bu eğitimi kaçırmayın!

Eğitim tarihleri: 

28 Haziran – 01 Temmuz, 10.00 – 14.00 (4 Gün)

09 – 12 Ağustos,10.00 – 14.00 (4 Gün)

 

Küçük Gurme 1 // 5-9 Yaş

 

Evinizin kendisi küçük ama yeteneği büyük aşçısı ile birlikte mutfağa girmeye ne dersiniz? Evet, MSA minik mutfak meraklılarını tabii ki unutmadı ve onlar için oldukça doyurucu bir menü hazırladı. Gelin siz de evinizin küçük şefiyle el ele verin ve ona birlikte vakit geçirebileceğiniz keyif dolu bir workshop hediye edin.

Eğitim tarihleri:

24 Haziran Perşembe, 10.00 – 12.00

28 Ağustos Cumartesi, 10.00 – 12.30

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Vedat Milor yeni kitabıyla D&R’a konuk oldu

Ünlü gastronomi yazarı Vedat Milor, “Hesap Lütfen!” isimli yeni kitabını kitapseverlerle @dr_dunyasi Instagram hesabındaki canlı yayında buluşturdu. Moderatörlüğünü deneyimli haberci Deniz Bayramoğlu’nun gerçekleştirdiği etkinlikte Milor, yeni kitabı ve kendisi hakkında bilinmeyenlere değindi, D&R takipçilerinin merak ettiği soruları cevapladı.

Kültür, sanat ve eğlence dünyası D&R, Instagram sayfasından gerçekleştirdiği ve birbirinden başarılı yazarları ağırladığı canlı yayınlarında bu kez gastronomi dünyasının ünlü ismi Vedat Milor’u konuk etti. Son kitabı 'Hesap Lütfen!’i anlatmak için okurlarıyla bir araya gelen Milor, başarılı televizyoncu Deniz Bayramoğlu’nun moderatörlüğünde D&R takipçileriyle keyifli bir sohbete imza attı. 

Kitap fikrini anında kabul ettiğini belirten Vedat Milor, “Kitap yazmak, benden istenen, benim de her zaman yapmak istediğim bir eylemdi. Bu kitap bana, gastronom dışındaki Vedat Milor’u da anlatmam için fırsat veriyor. Bana bir diyalog kurma şansı veriyor. Bizim ülkemizde bazı kolektif değerlerimiz var. Toplum olarak ideallerimiz var. Zamanla bize dayatılan değerler var. Bu dayatılanlar çok küçüklükten, hocalarımızdan, ailelerimizden başlıyor. Bu değerleri dayatanların bunlara uymadığını gören gençler giderek yabancılaşıyor. Böylece aşırı bireyciliğe yöneliyorlar ama bu da bir çözüm değil. Ben de bu ikilemleri hep yaşadım. Bu ikilemlerden aldığım dersler oldu. Kitapta onları paylaştım. Düşüncelerimi, kafamda oluşan ikilemleri yansıtma olanağı veren bir mecra sundu kitap. Mümkün olduğu kadar da kişiliğimle uyumlu olduğunu düşünüyorum.” dedi.

İnsana küçüklükten itibaren güçlü bir sorumluluk duygusu aşılamanın önemli olduğunu söyleyen Milor, “O kişi yaşama atılırken o gücü almadığından başkasının da özerkliğini kabul etmiyor. Yorum yapmayı kendine hak olarak görüyor ama bu aslında karşı tarafın özel hayatı, özel tercihi… Kitapta daha çok tartışma noktaları açmak ya da doğru bilenen yanlışları sergilemek gibi farklı perspektifler olduğunu da göstermek istedim. İnsanları biraz tartışmaya, düşünmeye, eğlenmeye itmek istedim.” dedi.

Hayatımda dengeyi arayan biriyim

Hayatında, mümkün olduğu kadar dengeyi arayan biri olduğunun altını çizen Milor, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başarının getirdiği girdaba katılınca hayatın dengesi değişebiliyor. Plan benim yaşam felsefemin bir parçası… Birine bir söz verdiğim zaman, yapacağım dediğim için çok dikkat ediyorum. Yapabileceğimden daha fazla şeye girmek istemiyorum. Kafamın içinde çok iyi değerlendiriyorum. Bu şekilde plan yaptığımda hayatım da daha rahat oluyor. Hayır demeyi de bilmek gerekiyor. Kendimi, kendi önceliklerimi tanıdım. Kendi fayda fonksiyonumu biliyorum, ona göre düzenimi oturtuyorum.”

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sonumuz Hep Yakın

Ödüllü podcast Hardcore History'nin yaratıcısı ve dünyanın en büyük hikâye anlatıcılarından Dan Carlin’in, geleceğin zorluklarını öngörebilmek için geçmişten gelen kıyamet anlarından bazılarına yakından baktığı kitabı Sonumuz Hep Yakın, 18 Haziran tarihinden itibaren hep kitap etiketi ile raflarda yer almaya hazırlanıyor.

 

Tarih hakkında konuşan bir anlatıcıdan başka bir şey içermeyen uzun bir gösteri, ABD’de nasıl bu kadar popüler oldu? Çünkü bu gösteri, kendine has sesi ve tarzıyla 2005’ten bu yana yeni nesil medya içerikleri üreten Dan Carlin ile ilgili. 

 

Zor zamanlar dayanıklı insanlar mı doğurur? Çocuklarımızı yetiştirme biçimimizin toplumsal ölçeğe bir etkisi var mı? Kendimizi yok etmeden, silahlarımızın gücüyle baş etmeyi başarabilecek miyiz? İnsanlığın becerisi, bilgisi ve teknolojisi gerileyebilir mi? Bu tür soruların cevaplarını kimse bilmiyor ama kimse onları Dan Carlin'den daha ilginç bir şekilde sormuyor. Bu tarz fikirler günümüze hitap eden, incelikli alt metinler içeren bir Alacakaranlık Kuşağı havasındadır ve çoğunlukla modern akademik disiplinlerin sınırlarını aşarak; drama, edebiyat ve sanatın alanına taşar.

 

Kendine özgü hikâye anlatımı, eğlenceli ve modern diliyle Sonumuz Hep Yakın, geçmişe ve kendimize bakma şeklimize meydan okuyor. Aynı zamanda ele almamızı istediği sorular, akla gelebilecek en önemli konuyu içeriyor: insanın hayatta kalması! Çünkü Tunç Çağı'nın çöküşünden nükleer zamanların zorluklarına kadar bu mesele, ısrarcı bir Demokles Kılıcı gibi insanlığın tepesinde.

 

Sonumuz Hep Yakın, 18 Haziran tarihinden itibaren raflarda.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Cartoon Network’ten ödüllü “Gurme” yarışması

Cartoon Network, yeni sezonuyla ekranlarda ve Youtube kanalında yerini alan Çizgi Film Gurmeleri’nin Fenomenler serisini özel bir yarışma ile kutluyor. Çocukların en sevdiği fenomenlerden; Oha Diyorum, Uras Benlioğlu, Meryem Can, Dila Kent, Ecrin Su Çoban, Sese Gel Çocuk, Semiraminta ve Berat Efe Parlar’ın “Çizgi Film Gurmesi” olarak çocukları eğlenceye davet ettiği serinin takipçilerini birbirinden güzel hediyeler bekliyor. 14-30 Haziran arasında cartoonnetwork.com.tr ‘de gerçekleştirilecek yarışmada Çizgi Film Gurmeleri Fenomenler serisi ile ilgili soruları yanıtlayanlar arasından seçilecek 15 şanslı çocuk dizüstü bilgisayar, Tablet, Elektrikli Scooter, çizim tableti, klavye, kulaklık ve fareden oluşan oyun seti ve youtuber kiti kazanacak. 

 

En sevilen çizgi filmlerin adresi Cartoon Network, çocuklarla buluşturduğu Çizgi Film Gurmeleri Fenomenler serisini özel bir yarışma ile kutluyor. Çocuklara, bu yarışma ile “Yaza merhaba” hediyesi vermek isteyen Cartoon Network, tüm Çizgi Film Gurmelerini eğlenceye ve kazanmaya davet ediyor.

14 – 30 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek yarışmada en sıkı takipçilerini arayan Cartoon Network, Çizgi Film Gurmeleri ile ilgili sorulara doğru yanıt veren 15 şanslı çocuğa birbirinden özel hediyeler vermeye hazırlanıyor. Hediyeler arasında dizüstü bilgisayar, Tablet, Elektrikli Scooter, çizim tableti, klavye, kulaklık ve fareden oluşan oyun seti ve youtuber kiti yer alıyor.  Çocuklar, Çizgi Film Gurmeleri Fenomenler’i cartoonnetwork.com.tr’den izleyerek hem birbirinden keyifli zamanlar geçirebiliyor hem de yarışmayı kazanma şanslarını artırabiliyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gerilim Dolu Bir Aile Draması Smother

Senaristliğini Kate O'Riordan’ın üstlendiği Smother, İrlanda’nın kıyı ilçelerinden Clare'in vahşi ve engebeli sahilindeki küçük bir kasabada, derinlerde gömülü sırlar ve bunların istenmeyen sonuçlarına dair bir aile gerilimini altı başarılı bölümle ekranlara taşıyor.

 

BBC’nin İrlandalı draması Smother, şüphe tohumları, çatışmalar ve sırlarla dolu karakter kadrosunu ustalıkla yönetiyor. Senaristliğini Kate O'Riordan’ın üstlendiği Smother, İrlanda’nın kıyı ilçelerinden Clare'in vahşi ve engebeli sahilindeki küçük bir kasabada, derinlerde gömülü sırlar ve bunların istenmeyen sonuçlarına dair bir aile gerilimini altı başarılı bölümle ekranlara taşıyor.

 

Türkiye’deki izleyiciler yapımı 25 Haziran saat 21:00’de, Digitürk 114. ve Tivibu 143. numaralı kanallarda yer alan BBC First ekranlarında izleyebilecekler. 

 

2021 yılı yapımı bu mini dizide, Dervla Kirwan’nı (The Stanger, White Dragon), ailesini ve özellikle üç kızı Jenny, Anna ve Grace'i ne pahasına olursa olsun korumaya kararlı, sadık bir anne olan Val Ahern rolüyle başrolde izleyeceğiz. Gün yüzüne çıkması istenmeyen karanlık sırlar ve şaşırtıcı sonuçlarıyla bu sürükleyici dizide aile dramı gerilimle buluşuyor. 

 

Val Ahern’in uzun yıllar birlikte olduğu eşi Denis (Stuart Graham), bir aile partisinden sonra sabah evlerine yakın bir uçurumun eteğinde ölü bulunduğunda, Val önceki gece gelişen olayları sorgulamaya başlıyor. Bu sırada ise acımasız, şok edici ölümünden kimin sorumlu olabileceğini bulmak için Denis'in çocukları, üvey çocukları ve kardeşleriyle olan ilişkilerini araştırıyor. Çetin ve inatçı bir karakter olan Val, ailesinin sırlarını deştikçe rahmetli kocasının kontrolcü, manipülatif davranışlarının ailenin her bir üyesi üzerinde nasıl derin bir etkisi olduğunu daha fazla anlıyor. Asla öğrenmek istemediği bir gerçeği ise artık görmezlikten gelemeyeceği şekilde karşısına çıkıyor; karmaşık aile ilişkileri içerisinde savrulan karakterlerin içlerinden birinin cinayete sürüklenmiş olabileceğini görüyor. Tamamı İrlanda'nın batısında çekilen bu yapım aile dramasına yepyeni bir soluk getirecek. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Pika Yayın’dan üç kuşağın aşk hikâyesi, Ay Parçasının Güz Yaşları

Elif Ebru Batı Wibrew, üç kuşağın aşklarını, mücadelesini ve düş kırıklıklarını anlattığı Ay Parçasının Güz Yaşları ile hem geçmişe hem de kendimize bakma şeklimize meydan okuyor. Ay Parçasının Güz Yaşları, 18 Haziran’dan itibaren raflarda yer almaya hazırlanıyor. 

  

Biri Selanik’te diğeri Bayburt İspir bölgesinde iki ailenin 1900’lü yıllardan itibaren üç kuşak boyunca süren hikâyesi, bir memleket tarihinin yazılmamış kaydıdır aynı zamanda. Bu hikâyenin merkezindeki bir kadın ise belki de o memleketin kalbi… Mehpare yani Ay Parçası… Selanik’ten İstanbul Beyoğlu’na uzanan, Kınalıada’dan iknasız bir vapur yolculuğuyla Karadeniz’in sessiz limanı Gümenüz'e kaçırılan, “bir ömüre onlarca güzü ve baharı” sığdıran Mehpare…

 

Dünyada ve memlekette dengeler değişirken sürdürülen köşk hayatlarının, Batılılaşan büyük ailelerin, Beyoğlu gezintilerinin, her milletten insanla komşuluğun, ada sefalarının, yüreğe düşen sevdaların eşliğinde dünyaya gözlerini açan Mehpare hiç unutmuyor, her güz mevsimi geçmişini hatırlıyor; anlatacak büyük ve kalabalık bir hikâyesi var. Ne kadar yaşlanırsa yaşlansın, aradan ne kadar yıl geçerse geçsin, korunaklı çocuk düşlerinde sakladığı bir hikâyesi. 

 

Elif Ebru Batı Wibrew, kendi aile tarihinin izlerini titizlikle takip ederek ve yaşayan tanıklara başvurarak üç kuşağın aşklarını, mücadelesini ve düş kırıklıklarını anlattığı Ay Parçasının Güz Yaşları’nda hem geçmişe hem de kendimize bakma şeklimize meydan okuyor; yaşayan kişilerle geçmişin ruhlarını bugün bizler için ustalıkla bir araya getiriyor.

 

Çok karakterli, çok katmanlı, uzun ve yoğun bir aile tarihi hikâyesi Ay Parçasının Güz Yaşları, 18 Haziran tarihinden itibaren raflarda.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı