Kategori arşivi: Kültür & Sanat

TikTok ve Türk Kızılayı'nın Ramazan kampanyası

Ramazan ayında hem ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi hem de sürdürülebilir gıda tüketimi konusunda farkındalığı artırmayı hedefleyen TikTok ve Türk Kızılayı, #iyiliksofrası ve #cookforgood etiketleriyle bir kampanya başlattı.

 

İstanbul, 27 Nisan 2021 – Popüler kısa video platformu TikTok, Ramazan ayını kutlamak ve ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak için Türk Kızılayı’yla bir kampanya başlattı. 27 Nisan – 3 Mayıs tarihleri arasında sürecek kampanyada; #iyiliksofrası ve #cookforgood etiketleriyle TikTok üzerinden paylaşılan her video için, Türk Kızılayı'na 2 Dolar bağış yapılacak. İhtiyaç sahiplerine gıda yardımı olarak gidecek bağışların toplam 50 bin Dolar’a ulaşması hedefleniyor. Kampanyaya destek veren popüler TikTok içerik üreticileri farkındalığı artırmak için 29 Nisan'da başlayacak bir TikTok LIVE serisine ev sahipliği yapıyor.

 

Dayanışmanın ve ihtiyaç sahiplerine destek olmanın zamanı olan Ramazan; israf konusunda bilinçli davranmak da dahil olmak üzere insanlara, düşünceli olmayı ve şefkatli davranmayı öğütler. İçinde bulunduğumuz dönemde de üretilen gıdaların üçte birinden fazlası ya kayboluyor ya da israf ediliyor. Türk Kızılayı ile ortaklaşa çalışan TikTok kullanıcıları da Ramazan ayında insanların israfa karşı dikkatli olmaları gerektiğine dikkat çekiyor. 27 Nisan Salı gününden 3 Mayıs Pazartesi gününe kadar sürecek kampanyada TikTok kullanıcıları, #iyiliksofrası ve #cookforgood etiketleriyle gıda israfının önlenmesi hakkında çeşitli videolar paylaşacak.

 

Türkiye’nin en büyük insani yardım kuruluşu olan Türk Kızılayı, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi’nin de bir parçası. Kayıtsız şartsız yardım sunan, kar amacı gütmeyen ve gönüllülük esasına dayanan bir sosyal hizmet kurumu olarak çalışan Türk Kızılayı;  11 Haziran 1868 tarihinde, ‘Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’ adıyla kuruldu. Türk Kızılayı ayrıca İslam dünyasının da en önemli yardım kuruluşlarından biri olarak bilinir.

 

MasterChef Türkiye’nin popüler katılımcılarından Emir ElidemirSefa Okyay Kılıç  ve popüler TikTok içerik üreticisi Cemre Solmaz#iyiliksofrası ve #cookforgood kampanyasına dikkat çekmek için 29 Nisan Perşembe günü TikTok LIVE’da bir canlı yayın serisine ev sahipliği yapacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Z Kuşağı Rekora Koşuyor

Türkiye’de yaptığı kuşak araştırmalarıyla dikkat çeken ve bu konuda ilklere imza atan Evrim Kuran, ikinci kitabı olan “Z: Bir Kuşağı Anlamak”ta Türkiye’nin bilinen ve bilinmeyen Z kuşağını, etkileyici ve akıcı bir anlatımla gözler önüne seriyor. Z: Bir Kuşağı Anlamak, kitapseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı ve 9. baskısıyla raflarda.  

 

Z: Bir Kuşağı Anlamak, geniş bir sahada gerçekleştirilen titiz bir araştırmanın sonuçlarından yola çıkarak hazırlandı. Birbirinden çok farklı şartlarda ama aynı küresel köyde yaşayan Z kuşağı bireylerin gerçekleri, mücadele alanları, zenginlikleri ve giderek sevgisizleşen dünya için yaratabilecekleri farklılıklarını anlatan kitap Evrim Kuran’ın akıcı diliyle, kendine has tarzıyla bir solukta okunuyor. 

 

Araştırmacı-Yazar Evrim Kuran, kitaba olan ilgiden memnuniyet duyduğunu belirterek; “Öncelikle verdiğimiz emeğin karşılığını almanın beni son derece mutlu ettiğini söylemeliyim. Z kuşağını anlamaya çalışanların ve bizzat bu kuşağın kendisinin ilgisi beni bir sonraki kitap için oldukça motive ediyor. Elbette ki Türkiye’nin farklı kentlerinde postacıların veya sayaç okuyucuların bile gitmekten imtina edebildiği mahallelere yüz yüze görüşmeler yapmak için girmek çok kolay bir karar değildi. Fakat bu kitabı yazarken sadece şanslı çocukların olduğu semtlerden ve mahallelerden yola çıkamazdık. Ben bu kuşağı bir birey, bir araştırmacı, bir anne olarak merakla bekledim. Bugüne baktığımızda da bu çalışmayla ne kadar doğru bir adım attığımı görüyorum.” dedi.   

 

Z kuşağıyla yaşayan ebeveynlere, eğitimcilere, şirketlere önerilerin yanı sıra Z Kuşağının kendisine de önerilerin olduğu Z: Bir Kuşağı Anlamak, Türkiye’nin geleceğine ışık tutuyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kültleşmiş bir ilk romandan ezber bozan bir grafik romana

İlk kez okurla buluşmasından onlarca yıl sonra Frédéric Rébéna'nın grafik roman uyarlamasıyla yeniden gün yüzüne çıkan bu sürükleyici eser, kendi dönemi için uçarı ve hatta cüretkâr sayılabilecek bir hikâyeyi Fransız Rivierası'nın o meyvemsi ve deniz kokulu atmosferi eşliğinde sil baştan yaşatıyor.    

Hollywood'un efsane yönetmenlerinden Otto Preminger tarafından aynı adla sinemaya da uyarlanan ve Jean Seberg'in tutkulu oyunculuğuyla hafızalara kazınan eser, ''mutluluğu'' arayan yeniyetme bir kızın istemsiz kötülüğünün ardında yatan gerçeklere ve körelen vicdanına odaklanıyor.

Baba kız tatile çıkan Cécile ve Raymond, Fransız Rivierası'nda bir villa kiralar. Tatillerine, Raymond'un genç ve güzel sevgilisi Elsa da eşlik edecektir. Okuldan ve derslerden uzakta, ilk duygusal yakınlaşmaların sıcaklığı ile Akdeniz'in tadını doyasıya çıkarmakta olan Cécile'in huzuru, babasının bir emrivaki ile yazlığa davet ettiği, yıllar önce kaybettiği annesinin de eski bir arkadaşı olan Anne'ın gelişi ile bozulur. Zarafeti ve olgun kişiliğiyle herkesi büyüleyen ve hatta Elsa'ya rağmen babasını kendine âşık etmeyi başaran Anne; Cécile'in, babasıyla düşlediği mutlu gelecek için artık büyük bir tehdittir. Genç kızın, konforlu hayatlarını yersiz kurallarla darmadağın edeceğine emin olduğu bu güçlü kadından kurtulmak için entrikalarla dolu sinsi bir planı vardır…

Adını Paul Éluard'ın şiirinden alan Hoş Geldin Hüzün, özellikle Fransız toplumunun burjuva kesiminin geçmişten günümüze neredeyse hiç değişmeyen ahlak algısını sorguluyor. 2020'li yıllar için bile hayli sıradışı sayılabilecek bir ailenin, içinden çıkılması güç ilişki sarmalını tüm hatlarıyla, ustalıkla resmediyor.

Sagan'ın bu en bilinen eserine saygı duruşundan ziyade yeni bir soluk getiren Frédéric Rébéna, detaylı çizimleri ve seçtiği renk paletiyle okurlarını 1950'lere götürüyor.

''Kendimi sevmeme engel oluyor; ben ki aslında gamsız olmak için yaratılmışım, onun yüzünden kendimi vicdan azabı içinde buluyorum…''

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Cadde 160 Art Gallery, 27 Nisan-5 Haziran tarihleri arasında Orhan Umut 56. Kişisel sergisi “Yüzleşme” ile sanatseverleri buluşturuyor.

Türk figüratif resim sanatının başarılı ismi Orhan Umut, somut gözlemlerle kavramsal düşüncelerin yan yana yürüdüğü eserlerinde kültürel çeşitliliğin farklı mecralarında ‘öteki’ ile tanışmanın ve anlaşmanın yeni yollarının keşfini sunuyor izleyenlere.

27 Nisan Salı günü itibarıyla ziyarete açılacak sergide sanatçının yirmi yapıtı çağdaş sanat izleyicileriyle buluşacak.
Orhan Umut toplumsal yaşamların sorun ve sorularının adeta bir sosyal bilimci duyarlılığıyla mercek altına alınması gerekliliğini ve sınırları çizilen coğrafyada yaşanan süreci anlama ve açıklamak için sıkça kullanılan yapısal çelişkileri, eşitsiz güç ilişkilerinin boyutlarını da gözler önüne seriyor.
Tüm bunların yanı sıra kadının statüsündeki dramatik düşüşünü, toplumun tarihsel-sınıfsal gerçekliği karşısında ki soyut mekanizmalarını da ortadan kaldırıyor.
Bu eserler melezleşen metropol insanlarının kent sosyolojisi içindeki genel geçer haritasının reddidir.

27 Nisan tarihinde izleyiciyle buluşacak olan “Yüzleşme” sergisi, 5 Haziran tarihine dek sürecek olup, pandemi sürecinde alınan tedbirlere uygun olarak sanatseverleri ağırlamayı bekliyor.
 

Cadde160 Art Gallery direktörü Aliye Selin Berberoğlu; ikilikler düşünce yapısı temelinde şekillenen toplum bireylerine başta taraflarını sorgulatan "Yüzleşme" sergisi, güçlü/zayıf, kadın/erkek, ezen/ezilen, çoğunluk/azınlık gibi ikiliklerin yeniden sorgulanması ve tarafsızlık noktasında, yani sıfırda birleşmenin toplumları mutlu ve uygar toplumlar haline getirebileceğini ifade etmektedir. Bu sebeple Yüzleşme sergisinin her izleyici için kaçırılmaması gereken bir sergi olduğunu vurgulamaktadır.
 

 

1997 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümünden mezun olan Orhan Umut, 55 kişisel sergi ve çok sayıda yurtiçi ve uluslar arası karma sergide eserleriyle yer almıştır. 65. ve 68. Devlet Resim Heykel Yarışması gibi çok sayıda yarışmada ödüle layık görülen sanatçının, birçok kurum, kuruluş, müze ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Lily James’li The Pursuit of Love’dan İlk Fragman

Emily Mortimer'in merakla beklenen uyarlaması The Pursuit of Love’dan ilk fragman yayınlandı. Lily James’i tutkulu ve romantik karakter Linda Radlett rolünde izleyeceğimiz yapımın küresel prömiyeri 9 Mayıs Pazar günü saat 21.00’da gerçekleşecek. Türkiye’deki izleyicilerse seriyi Haziran ayında Digitürk ve Tivibu’da yer alan BBC First kanalından izleyebilecekler.

 

 

İngiliz oyuncu Emily Mortimer tarafından uyarlanan ve yönetilen The Pursuit of Love, aşk, dostluk ve tutku dolu romantik bir komedi-dram olarak karşımıza çıkacak.   Avrupa'da iki Dünya Savaşı arasında geçen hikaye, karizmatik ve korkusuz Linda ile en yakın arkadaşı ve kuzeni Fanny Logan'ın (Emily Beecham) maceralarını ve talihsizliklerini konu alıyor.

Güçlü kadrosuyla izleyicileri heyecanlandıran yapımda, Dominic West (The Wire, The Affair, Les Misérables) ve Dolly Wells’i (Drakula, Doll&Em) Linda'nın ebeveynleri, Andrew Scott’u ise (Fleabag, Sherlock) Lord Merlin rolünde izleyeceğiz. 

 

Linda ve Fanny'nin talipleri arasında Fabrice de Sauveterre rolünde Assaad Bouab (Messiah, Call My Agent), Alfred Wincham rolünde Shazad Latif (Penny Dreadful, Star Trek: Discovery) ve Tony Kroesig rolünde Freddie Fox (White House, The Crown) yer alıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Akustikhane’nin iletişim çalışmalarını ON İletişim yönetecek

Türkiye’de akustik canlı performans trendini başlatan ve sevdiren Akustikhane, 11 yıl önce bir televizyon programı olarak başlayan ve dijital dünyada devam eden hikâyesini heyecan verici projelerle renklendirmeye hazırlanıyor.

Yeni dönemde Türkiye’nin en beğenilen ve en başarılı müzisyenlerinin canlı performanslarının yanı sıra müzikseverleri yeni keşiflere ve eğlencelere sürükleyecek projelerle sektöre hareketlilik katacak olan Akustikhane, iletişim çalışmalarına da ağırlık verecek.  

Hizmet verdiği markaların hedeflerine, tutkularına, heyecanlarına ortak olan ON İletişim, sektördeki 20 yıllık deneyimiyle Akustikhane’nin marka değerine katkı sağlayacak. Akustikhane, ON İletişim’den kurumsal iletişim, pazarlama iletişimi, içerik ve proje yönetimi ile medya ilişkileri konularında hizmet alacak.

ON İletişim’in, Akustikhane'nin yanı sıra hizmet verdiği markalar ve organizasyonlar şöyle sıralanıyor: Anadolu Efes Spor Kulübü, Eker Süt Ürünleri, Corendon Airlines, Olgar, SPX, Salomon, Dark İstanbul, The Future Healthcare İstanbul 2021 Konferansı, Suunto, Alize Ocean Racing, Argeus Travel & Events, Akra Gran Fondo, Tour Of Antalya, Alanya Ultra Trail, Cappadocia Ultra Trail, Salcano Gran Fondo Marmaris ve Velotürk Gran Fondo Çeşme…  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Aydın serdar kuru'dan çok konuşulacak algı kitabı

Son yıllarda hayatımıza giren sıkça kullandığımız bir kelime olan "Algı" nasıl yönetilir… Uzman eğitmen, yaşam koçu ve yazar Aydın Serdar Kuru'nun 3. Kitabı "Zihin Tetikçileri" serisinin ikinci kitabı "Propaganda ve Algı Yönetimi" kitapçılardaki yerini aldı.

Siyasette, sporda, medyada ve hatta yarışma programlarında bile duymaya aşina olduğumuz "Algı oluşturma" olgusunun ne olduğunu bilimsel bir dille anlatan kitapta birbirinden iddialı alt metinler mevcut.

Algı ve propagandayı salt siyasetten ayrı olarak düşünmeyi bırakıp kendi hayatımıza da uyarlamayı anlatan kitap yazarın eğitmen yönünü de ön plana çıkararak hayatımızın algısını değiştirmeyi hedefliyor.

Kardeşi Ayça Kuru'yla birlikte "Kardeş Kitaplar" serisine devam eden Aydın Serdar Kuru ilgi gören "Zihin Tetikçileri – Algı Yönetimi ve Gerçekler" kitabının devamı niteliğindeki "Propaganda ve Algı Yönetimi" okurların beğenisine sundu.

Aydın Serdar Kuru, kardeşi sunucu ve zarafet eğitmeni Ayça Kuru'yla birlikte "Kardeş Kitaplar" serisine devam ediyor.

Televizyon sunuculuğunun yanı sıra zarafet eğitimleri, diksiyon dersleri ve etkili konuşma eğitimleri de veren Ayça Kuru "Zerafet değil Zarafet" adlı kitabıyla okurların beğenisini kazanmıştı.

Kardeşler kitaplar serisinde Aydın Serdar Kuru'nun "Propaganda ve Algı Yönetimi" kitabının ardından Ayça Kuru'nun yeni kitabıyla devam edecek. Ayça Kuru önümüzdeki dönemde "Etkili Konuşma ve diksiyon" üzerine kitabını okurlarla buluşturacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İş Sanat Dünya Caz Günü’nü Jülide Özçelik ile kutluyor

Düzenlemelerini Cem Tuncer’in yaptığı konserde “Anan Var Midur?” “Mecnunum Leylamı Gördüm”, “Yalan Dünya” gibi türküler ile “Hayat”, “Zaman” ve “Karanlıkta Kaldım” adlı Özçelik’in özgün şarkıları da yer alıyor. Jülide Özçelik’e konserde, Cem Tuncer (gitar), Ercüment Orkut (piyano), Volkan Hürsever (kontrbas) ve Ediz Hafızoğlu (davul) eşlik ediyor. 

 

Konser, ilk gösterim tarihi 30 Nisan saat 20.30’dan itibaren İş Sanat’ın YouTube kanalı ve internet sitesinde ücretsiz erişime açık olacak. 

 

UNESCO iyi niyet elçisi efsanevi caz piyanisti Herbie Hancock tarafından yaratılan ve 2011 yılında UNESCO tarafından kabul edilen Dünya Caz Günü her yıl 30 Nisan’da dünya genelinde kutlanıyor. 

 

İş Sanat’ın 21. sezonunda seyircisiyle buluşan caz konserlerinden bir big band projesi olan Caz Baharı, swing ritmini caz melodileriyle birleştiren Bilal Karaman Swing Band ve Ece Göksu ve Ozan Musluoğlu’nun da yer aldığı caz topluluğu Genedos’u sezon boyunca İş Sanat’ın YouTube kanalı ve internet sitesinden ücretsiz izleyebilirsiniz. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Şakir Eczacıbaşı üzerine bir söyleşi

“Şakir Eczacıbaşı: Seçilmiş Anlar” sergisinin ilk etkinliği İstanbul Modern’inYouTube kanalında sanatseverlerle buluşuyor. Serginin küratörü Bülent Erkmen, fotoğrafçı ve öğretim görevlisi Orhan Cem Çetin ile İstanbul Modern Şef Küratörü Öykü Özsoy, Şakir Eczacıbaşı’nın fotoğrafçılığı üzerine 27 Nisan’da çevrimiçi ve canlı olarak bir söyleşi gerçekleştirecek

 

İstanbul Modern, Eczacıbaşı Topluluğu’nun sponsorluğunda gerçekleşen “Şakir Eczacıbaşı: Seçilmiş Anlar” sergisini sanatseverlerle buluşturmayı sürdürüyor. Serginin ilk etkinliğinde sanatçının sıradan anlara sıra dışı bir duygu yükleyen görüntülerinin; sergileme tekniği, kurgusu ve küratöryel seçimlerle ilişkisini ele alınıyor. 

 

Söyleşide sanatı “dünyayı belli bir kişisel yorumla yeniden üretme uğraşı” olarak özetleyen Şakir Eczacıbaşı’nın 1960'lı yıllarda çektiği izlenimci fotoğraflarının yanı sıra 1980’lerden itibaren fotoğraf medyumunun biçimselliğini sorgulayan üretimleri tartışılıyor. 

 

Söyleşi, 27 Nisan Salı günü saat 18.00’de canlı olarak İstanbul Modern’in YouTube kanalı üzerinden gerçekleşecek. 

 

İstanbul Modern’de Seçilmiş Anlar

 

“Seçilmiş Anlar”, Eczacıbaşı’nın fotoğrafçılık kariyerine başladığı 1960'lı yıllarda çektiği, “renklerin uyarıcı ve duygusal etkisinin” peşine düşen izlenimci fotoğraflarının yanı sıra 1980’lerden itibaren fotoğraf medyumunun biçimselliğini sorgulayan ve gündelik hayatın devinimini, belirsizliklerini ve değişimlerini yansıtan üretimlerini izleyicilerle buluşturuyor. Sergi, sanatçının, kuşağında sıklıkla hissettiğimiz “evrensel bir iletişim arama” arzusunu gözler önüne seriyor. Sergi 30 Haziran’a kadar görülebilir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Araplar ve Hikâye Anlatma Sanatı Türkçe’de ilk kez yayımlanıyor

VakıfBank Kültür Yayınları, ödüllü edebiyat tarihçisi ve eleştirmeni Abdelfattah Kilito’nun kaleme aldığı “Araplar ve Hikâye Anlatma Sanatı – Tuhaf Bir Âşinâlık” adlı kitabı yayımlıyor. Eserde, Arap dünyasının birçok geleneksel anlatısı günümüz dünyasından eleştirel bir bakış açısıyla yeniden ele alınıyor. 

 

VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) okurla buluşturduğu “Araplar ve Hikâye Anlatma Sanatı – Tuhaf Bir Âşinâlık” Türkçe’de ilk kez yayımlanıyor. Arap edebiyatı üzerinden nitelikli çalışmalarıyla tanınan Fas doğumlu romancı, denemeci ve eleştirmen Abdelfattah Kilito, Binbir Gece Masalları, adını dürüstlüğün simgesi Kelîle ve yalanın simgesi Dimne’den alan Kelîle ve Dimne masalı ile Kitâbü’l-Buhalâ (Cimriler Kitabı) gibi anlatı sanatında önemli bir yeri olan ve genellikle eleştiriye açık olmayan kültürel hazinelere taze bir bakış açısı getiriyor. 

 

Yazarın bir eleştirmen olarak yaratıcılığını ve cesaretini sergileme fırsatı bulduğu eserde, kendilerini şiirin ustası olarak gören Arapların dünyanın en iyi hikâye anlatıcıları mertebesine nasıl yükseldiğine ışık tutuluyor. Eski anlatıların derlenmesi, yeniden yorumlanması ve onlara yeniden değer kazandırılmasıyla birlikte Avrupa yazınının da ayrılmaz bir parçası haline geldiğini söyleyen Abdelfattah Kilito, “Genel olarak Arap hikâyeleri arasında herhangi bir Avrupa eserine yakın bulunanlar kayırılır ve öne çıkarılır. Böyle bir benzerlik gösteremeyen eserlerse itibar görmez ve akıl almaz bir yalnızlığa terk edilir. Anlatı sanatının zirvesinde bir eser olmasına karşın, bir Molière’in L’Avare’i (Cimri), bir Balzac’ın Eugénie Grandet’siyle bağdaştırılamadığından aynı kadere mahkûm olur. Öte yandan, Avrupa edebiyatına bariz bir biçimde az çok etki etmiş eserler ünlenir ve göklere çıkarılır. Tıpkı, La Fontaine Masalları’yla ilişkilendirilen Kelîle ve Dimne’de, pikaresk romanlarla bağdaştırılan Hemedânî’nin ve Harîrî’nin Makāmât’larında, İlahi Komedya’ya benzetilen Maarrî’nin Risâletü’l-gufrân’ında, Robinson Crusoe’nun atası kabul edilen İbn Tufeyl’in Hay b. Yakzân’ında, De l’amour’un (Aşk Üzerine) öncülü sayılan İbn Hazm’ın Tavku’l-hamâme’sinde (Güvercin Gerdanlığı) olduğu gibi…” sözleriyle eserler arasındaki bu seçici yaklaşıma dikkat çekiyor. 

 

“Binbir Gece Masalları’nı ayrıcalıklı kılan neydi?”, “Kelîle ve Dimne nasıl okunmalı?”, “Bir kahraman olarak Cimri nasıl bir portre çiziyor?”, “İtalyanlar’ın en büyük şairlerinden Dante Alighieri’nin Arap kültürüne olan ilgisi eserlerine nasıl yansıdı?” gibi sorulara yanıtların aradığı kitapta, Kilito ahlaki felsefenin gelişiminde anlatının oynadığı kilit rolü göstermeye çalışıyor. Büyük Fas Ödülü, Fransız Akademi Ödülü ile Sultan Kuveys Ödülü Eleştiri ve Edebiyat Çalışmaları Ödülü’ne layık görülen Abdelfattah Kilito, Arap anlatı edebiyatına dair okurlara yeni bir pencere açarken, edebi metinler üzerinde yeniden düşünmeye davet ediyor. 

 

Abdelfattah Kilito kimdir? 

 

1945 yılında Fas’ın Rabat şehrinde doğan Abdelfattah Kilito, Rabat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunudur. Doktorasını 1982 yılında Sorbonne’da Hemedânî ve Harîrî üzerine yazdığı tezle tamamlamıştır. 1968’den beri Rabat’taki V. Muhammed Üniversitesi’nde ders veren Kilito; Bordeaux, Sorbonne, Princeton ve Harvard Üniversiteleri ile Collège de France gibi birçok Avrupa ve Amerikan üniversitesinde misafir profesörlük yapmıştır. Arap klasiklerinden Abel Gance filmlerine, Donna Leon’un dedektiflerinden çizgi romanlara kadar geniş bir yelpazede yazılar kaleme alan Kilito’nun Fransız işgali altındaki Fas’ta yetişen bir gencin portresini çizdiği La querelle des images (Suretlerin Münakaşası) isimli bir hikâye kitabı da bulunmaktadır. Arapça ve Fransızca yazan Kilito’nun eserleri şu şekildedir: Araplar ve Hikâye Anlatma Sanatı, Âdem’in Dili, Dilimi Konuşmayacaksın, Göz ve İğne: “Binbir Gece Masalları” Üzerine Denemeler. Poétique ve Studia Islamica dergilerine de yazılar yazan Kilito 1989’da Fas Büyük Ödülü’ne, 1996’da Atlas Ödülü ile Fransız Akademi Ödülü’ne ve 2006’da Sultan Kuveys Ödülü’ne layık görülmüştür.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı