Kategori arşivi: Kültür & Sanat

Avril McDonald’ın kaleminden farkındalık üzerine bir seri

hep kitap, Avril McDonald’ın Kurt ve Gölge Canavar, Kurt ve Yavru Ejderha ve Kurt’un Renkli Montu ile “Cesur Hisset” serisini okurlarla buluşturuyor. Bu seri, tüm çocukların zorlayıcı duygularla başa çıkmasına yardım edecek.

 

4-7 yaşındaki çocuklar için büyük duygular hakkında küçük hikayelerden oluşan Cesur Hisset dizisi, çocukların duygularını yönetmelerine ve öz farkındalıklarının artmasına yardım edecek basit stratejiler sunuyor. 

 

Cesur Hisset serisindeki 3 kitapta da, çocukların duygusal gelişimlerine yardımcı olmak isteyen yetişkinlere ilham verebilecek fikir ve etkinlikler yer alıyor. Berrak İdiman’ın İngilizce aslından dilimize çevirdiği Cesur Hisset serisinde yer alan basit, pratik ve eğlenceli etkinlikler, okumayı daha da zenginleştiriyor.

 

Kurt’un Renkli Montu

Bazen birileri bizi incitir. Kendimiz olmaya devam edip kalbimizi açık tutabilmek içinse cesur olmamız gerekir. Bunu yaptığımızda güzel sürprizlerle karşılaşabiliriz!

 

Kurt ve Gölge Canavar

Hayat bazen korkutucu olabilir ama korkunç şeyleri o kadar da korkunç olmayan hale getirecek pek çok harika yöntem vardır. Hatta bu numaralarla eğlenebilirsiniz bile!

 

Kurt ve Yavru Ejderha

Kimse endişeleri sevmez. İşte bu yüzden, endişeli bir zihni dinlendirmenin yollarını bilmek iyidir!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Mehmet Mez’in “Sempatizan” adlı kitabı Dark İstanbul Yayınları’ndan çıktı!

Türk Siyasi Tarihi’nin en kanlı dönemlerinden 1960’lar ve 1970’leri anlatan yazar Mehmet Mez’in iki ciltlik eserinin ilk kitabı “Sempatizan”, Dark İstanbul Yayınları’ndan çıktı.

 

Mehmet Mez’in Türk Siyasi Tarihi’nin gerçeklerini etkili ve sürükleyici bir üslupla anlattığı 495 sayfadan oluşan romanı, kitapçılarda ve online kitapçılarda okuyucularla buluşuyor.

 

Kitap açıklaması

“1960'lar, 1970'ler… Türk siyasi tarihinde darbe ve muhtıraların yaşandığı bu dönemin önemli gelişmelerini, yazar Mehmet Mez, o yıllarda öğrenci olan kahramanımızın gözünden anlatır bizlere. O zamanların sınıfsal ve ideolojik dayanaklarının öğrenciler ve özellikle solcu gençlik üzerinde oluşan etkilerini irdeler. Birbirlerini hiç tanımayan, farklı düşünce yapısına sahip insanların ilerleyen yıllarda yollarının kesişmesi ve yaşanan çatışmaların insan üzerinde bıraktığı etkiyi gözler önüne seren bu kitabı, Mehmet Mez'in etkili ve sürükleyici anlatımıyla sunuyoruz. Yazarımız Mehmet Mez, kitabının yayımlandığını maalesef göremedi. Vasiyeti üzerinedir ki yaşanmışlıkları ve şahit olduklarından yola çıkarak kaleme aldığı uzun bir eserin ilk kitabını sizlere ulaştırıyoruz. Yaşadığı sürece tanıştığı herkesin gönlünü fetheden Mehmet Mez ağabeyimizi asla unutmayacağız!

 

Mehmet Mez kimdir?

08 Mayıs 1946 Ayvalık doğumlu olan Mehmet Mez, ilk ve ortaokulu Ayvalık’ta bitirdi. 1964 yılında İzmir Atatürk Lisesinden mezun oldu. Yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamlayarak 1970 yılında diplomasını aldı. 1971 yılında öğrencilik yıllarında tanışıp âşık olduğu Azize Hanım’la evlendi. Evlenir evlenmez askere giden ve Yedek Subay olarak askerlik görevini tamamlayan Mehmet Mez, Azize Hanım’la birlikte İzmir’e yerleşti. İlk çocukları Sanem 1972 yılında dünyaya geldi. 1976 yılına kadar bir İktisadi Devlet Kuruluşu’nun İzmir bürosunda müdürlük görevinde bulundu. Aynı yıl görevinden istifa ederek metal ürünleri üzerine bir işletme kurdu. 1986 yılında oğlu Muzaffer Ali dünyaya geldi. Gençlik yıllarından itibaren memleket meselelerine duyarsız kalmayan Mehmet Mez, ziyadesiyle kitap okuyarak, entelektüel tartışma ortamlarında süreçlere katılarak, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında faaliyet göstererek, görüşlerini her daim dile getirerek etkin bir sosyal yaşam sürdürdü. Mehmet Mez, İzmir ve Ayvalık arasında dönüşümlü olarak yaşamını sürdürürken bir taraftan da edebiyat eserleri üretti. “Umutların Yeşil Kaldığı” adlı şiir kitabı ve “Soprano” adlı öykü kitabı Kibele Yayınları’ndan yayımlandı. Uzun yıllardan beri üzerinde çalıştığı Sempatizan adlı kitabının yayımlanmasını çok arzu etmesine rağmen, 18.12.2019 yılında beklenmedik bir şekilde hayata gözlerini yumdu. Yazarımız Mehmet Mez, kitabının yayımlandığını maalesef göremedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Koronasız günlerde sahnede, turnede, kuliste neler oluyordu?

Korona yüzünden evlere kapanmamış olsaydık konser sezonu açılmış olacaktı, bizler de sahnede görmeyi istediğimiz sanatçılar için bilet kovalıyor olacaktık. Büyükşehirlerdeysek yaşadığımız yerdeki mekanlara gelen sanatçıları izleyecek, küçük şehirlerdeysek sevdiğimiz sanatçıların ya da grupların turne takvimlerini heyecanla takip edecektik. Fakat ne yazık ki son bir yıldır bir araya gelip aynı şarkılarda eğlenmeyi ya da hüzünlenmeyi unuttuk, yüzlerce kişinin eşlik ettiği şarkılarda birlik olmayı özledik.

Peki, bizler izleyiciler/dinleyiciler olarak bu özlemi yaşarken işin mutfağındaki kişiler neler yaşadı, neleri özledi? Sanatçı menajeri, proje koordinatörü, avukat Burcu Mutlugil yeni kitabı Çözün İpleri Sabahın Sahibine Gidiyoruz’da işte tam da bu gözle, işin mutfağındaki kişiler açısından korona hayatımıza girmeden önce yaşananları tüm samimiyetiyle anlatıyor. Mutlugil kuliste, sahnede, turnede gördükleri; sokaktan, şehirden gözlemleri ve bazen de seçimlerden dönme dolap hikâyeleriyle hayatın tam içinden anekdotlar aktardığı kitabında hayatımız bu kadar değişmeden önce olanlara yakın planda bakmamızı sağlıyor.

Kitapta Zülfü Livaneli’den Soner Sarıkabadayı’ya, Nebil Özgentürk’ten Gizem Özdilli’ye pek çok tanıdık isimle karşılaşmanın yanı sıra Göcek’ten Paris’e, Kadıköy’den Kars’a pek çok farklı coğrafyaya uzanacak kimi zaman bir lunapark neşesini kimi zaman da uzakta kalmanın, ayrılığın hüznünü içinizde hissedeceksiniz. Burcu Mutlugil’in Çözün İpleri Sabahın Sahibine Gidiyoruz adlı kitabı Destek Yayınları etiketiyle kitabevi raflarındaki yerini aldı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çanakkale Ruhu Yeniden Can Bulacak

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde, Bilkent Center’da sanatın gücüyle anlamlı etkinlikler gerçekleştirilecek. 

 

Sanatı hayatın her alanında ziyaretçileri ile buluşturan Bilkent Center, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü etkinlikleri kapsamında ses getirecek bir projeye daha imza atacak. Ünlü ressam Hikmet Çetinkaya’nın canlı performansı ile başlayacak olan 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü etkinlikleri, Bilkent Center ziyaretçilerine duygu dolu anlar yaşatacak. 

Hikmet Çetinkaya’nın canlı resim performansı esnasında, sanatçı Ömer Türkmenoğlu şarkıları ile Kaya Güç ise piyano performansıyla, 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin köklü mazisine hayat verecekler.

Hikmet Çetinkaya’nın canlı olarak yaptığı resim ve ünlü koleksiyoner Rahmi Çöğendez’in ressamlardan derlediği eserler www.sessizmuzayede.com ‘da satışa sunulacak. www.sessizmuzayede.com internet adresinde satışa sunulan eserlerden elde edilecek gelir Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği’ne bağışlanacak. 

Bilkent Center tüm Ankaralıları bu anlamlı anma etkinliğine davet ediyor. 

Etkinlik Takvimi                       

12.00 – 14.00 Hikmet Çetinkaya Canlı Performans

12.00 – 14.00 Ömer Türkmenoğlu ve Kaya Güç ile Anma Dinletisi

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kitabımı Yıldız Tilbe ve Sezen Aksu'ya borçluyum…

Ünlü iletişimci Özgür Aras  yakın arkadaşı Murathan Artagan’ın, yazdığım şiirleri bir araya getirerek yayınevine yollayarak  ‘Kapısız Oda” adını verdiği ilk kitabının yayınlanmasını sağladı…

 

İlk kitabı olmasına rağmen bu kadar kısa sürede büyük bir okuyucu kitlesine ulaşmasının ciddi bir çalışma sonucu olarak ortaya çıktığını belirten Murathan Artagan “Aşıklar, aşkın yolundan gidenler; yıllar içinde yaşadığım gerçek hikâyelerden çıkan hissiyatlarımı bu kitapta bulacaklar. Aşkın tasvirini en güzel yapan Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe'ye beni geliştirdiği, yetiştirdiği için teşekkür ederim.” dedi.

 

Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Tasarım Bölümü Mezunu olan çocukluğundan beri yazmaya merakı bulunan Murathan Artagan, okuyuculardan gelen olumlu tepkilerde kendisini motive ettiğini söyledi. Murathan Artagan‘ın, Mustafa Tenker Yayın Grubuna bağlı KitapAt Yayınları etiketiyle okuyucu ile buluşan “Kapısız Oda” kitabının kapağını dünyaca ünlü  ressam Renan Kaleli özel olarak tasarlarken Deniz Seki, Simge, Yonca Evcimik, Deniz Akkaya, Cem Bekar gibi birçok ünlü isimde sosyal medya da Murathan Artagan ‘a destek verdiler…

Murathan Artağan / Kapısız Oda

Çocukken bile hep cesur olduğumu hatırlıyorum. Hep elebaşı hep baş belası. Fütursuzca duygularını yaşayan biri.. Baskılardan da korkardım elbet. Duygularımı, sonunu düşünmeden ifade ettim ve candan dostum Özgür Aras bana inandı, sırtımı sıvazlamak yerine öne itti. Ona teşekkürüm yolumdaki tek yönüm!! Babasından korkusuzca korkan, babası gibi olan oğlan çocukları… Alınlarından öpün! Bu hikaye onların. Final çizgisini açık ara göğüsleyen çocuklar… Korktuğu karakteri yatağında bulan, bir adam kitabı bu! Yaşadıklarında, hep kalem tutmak isteyen, duygularını fark etmeden kaleme döken, dikenli bir yolda olan, şeffaf olmayı kendine yenilmişlerin kitabi! Çocukken, adamlığı seçmiş güçlü olması mecburi ve serbest, karakterinden başka kimseyi tanımayan adam kitabi bu!! Sonsuza dek yalnızlığı benimsememiş, seçimlerini tercih etmemiş bir çiçeğin kitabi bu! Sonu ne hüsran ne mutlu son… Kimine göre karalanacak sayfa kimine göre onur duyulacak bir adam hikayesi bu!!! Hikâyelerin derinliğine yenilecek, kraliyet ailesinin yapayalnız prensinin kitabı bu! Aşkı tanımadan aşka tapan, aşkı ararken, aşkın aslında toz bulutu olduğunu anlayan bir çocuk adamın kitabı bu!! Hissiyatsız sevişmeleri konu alan, kokuyu unuttuğunda hayata küsenlerin kalbi, fiilen sözcük, hissen hissiz, çıkışsız odanın kitabı bu! İmkansıza imkan yaratan, kendine inanan birini anlattım. Evet bu bendim. İnandıkları yıkılan, depresifin kelime anlamını bilmeden, psikolojiyle sınanmışların kitabi! Benden ziyade, bana özelden bahsetmek istemem fakat tanımanızı isterim. Her Birinizde bir ben varım!. '' Ben böyleyim kardeşim '' diyenlerin, başucu kitabı, yol arkadaşı şarkıları! Felsefeye bakışın en arabesk halinin kitabi bu!!!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Arkeolojik Harikalar’da Göbeklitepe Konuşuldu

Arkeolojik harikalar konuşma serisinin son programı Göbeklitepe oldu. Göbeklitepe Kazı Alanı Başkanı Arkeolog Dr. Lee Clare dünyanın en önemli kültürel miraslarından biri olan ve 12 bin yıl öncesine tarihlendirilen Göbeklitepe’yi anlattı.

Washington DC Yunus Emre Enstitüsü tarafından Türkiyenin arkeolojik mirasını uzman ağzından meraklılarıyla buluşturmak amacıyla düzenlenen Arkeolojik Harikalar Serisinin son programında Alman Arkeoloji Enstitüsünde görevli Dr. Clare 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren ve kazı çalışmalarının hala devam ettiği Göbeklitepe arkeolojik sit alanı hakkında son gelişmeleri anlatarak dünya mirasının Türkiye tarafından nasıl korunduğunu katılımcılarla paylaştı.

Sunumu sırasında alanda bulunan T tipi sütunların yansıra alanda çıkarılan diğer örnekleri de paylasan Dr. Clare, geçmiş dönemde bölgeye yapılan ziyaret ve gelişmelerin örneklerini katılımcılara gösterdi.

Yapılan son kazıların ardından bulunan yeni gelişmelere örnekler veren Dr. Clare; “ Örneğin bulduğumuz son kalıntılar yuvarlak yapılardan kare yapılara geçiş olduğunu bize gösterdi. Ev harabelerinin altında bulunan mezar kalıntıları alanın sadece terkedilmiş bir tapınak alanı olduğundan ziyade kalıcı bir yerleşim alanı olduğuna dair güçlü kanıtlar olarak önerilebilir.” seklinde sunumunu bitirdi. 

Programın son bölümünde katılımcıların sorularını cevaplayan Dr. Clare, özellikle alanda bulunan T sütunlara dair yeni bulguların ortaya çıktığını, kesin bir yorum yapmamakla beraber bulguların bu sütunların mimari amaçla yapılmış olabilme ihtimalini güçlendirdiğini belirtti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tiyatro yönetmeni, oyuncu, oyun yazarı ve eğitmen Yeşim Özsoy gençlerle buluşuyor

İstanbul Modern, Borsa İstanbul Grubu sponsorluğunda gerçekleştirilen Genç Salı Eğitim Programı’nı çevrimiçine taşıyarak sanatçılarla gençleri bir araya getirmeyi sürdürüyor. 18-25 yaş arası gençlerin katıldığı program, 16 Mart’ta Yeşim Özsoy konuk ediyor

"Genç Salı" Çevrimiçi Eğitim Programı mart ayında tiyatro yönetmeni, oyuncu, oyun yazarı ve eğitmen Yeşim Özsoy’u ağırlıyor. Türkiye’de çağdaş tiyatroya odaklanan söyleşi, Özsoy’un yakın dönemde katıldığı yurtiçi ve yurtdışındaki festivaller ve Yeni Metin Tiyatro projesindeki deneyimlerini paylaşmasıyla başlıyor. Sanatsal bakış açısını aktarırken, gerçekleştirdiği üretimlerin gelişim süreçleri ve yöntemleri hakkında gençlere profesyonel katkı sağlayabilecek bilgiler sunuyor.

Sanatçılar deneyimlerini gençlerle paylaşıyor

Genç Salı Eğitim Programı, resim, heykel, yerleştirme, sinema ve fotoğraf gibi farklı alanlarda sanatçıların, eğitim yaşantılarından kişisel ve profesyonel gelişim hikâyelerine uzanan deneyimlerini gençlerle paylaşmalarını amaçlıyor. Program. katılımcılara yaratıcı üretimlerde bulunmanın engelleri ve sorunlarını tanımak, bunları aşmanın olasılıklarını tartışmak için sanatçılarla tanışmak, tecrübelerini dinlemek ve yeni bakış açılarını keşfetmek için fırsatlar sunuyor. 

Tarih: 16 Mart 2021, Salı

Saat: 16.00-17.00

Etkinlik Mekânı: Çevrimiçi canlı yayın

Katılımcı Sayısı: 50

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Mebus ve Şair: Mehmet Âkif Ersoy” Sergisi Kazlıçeşme Sanat’ta açıldı

İstiklal Marşı’nın kabulünün 100’üncü yılında, Zeytinburnu Belediyesi tarafından TBMM ve Mehmet Âkif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı iş birliğiyle hazırlanan “Mebus ve Şair: Mehmet Âkif Ersoy” sergisi Kazlıçeşme Sanat Galerisi’nde açıldı.

 

Pandemi nedeniyle sınırlı sayıda özel davetlinin katıldığı “Mebus ve Şair: Mehmet Âkif Ersoy” sergisinin açılışına; TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, AK Parti Grup Başkan Vekili ve Çankırı Milletvekili M. Emin Akbaşoğlu, İstanbul Milletvekilleri Ravza Kavakçı Kan, Hasan Turan, İsmet Uçma, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcıları Cahit Altunay ve Fetih Coşar, İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Coşkun Yılmaz, Zeytinburnu Kaymakamı Zekeriya Güney, AK Parti Zeytinburnu İlçe Başkanı A. Selami Delibalta ve Mehmet Âkif Ersoy’un torunlarından Fatoş Şengör ve Selma Aragon ile iş, sanat ve tarih camiasından önemli isimler katıldı. 

 

TBMM BAŞKANI ŞENTOP: “MEHMET ÂKİF ERSOY 100 YIL ÖNCESİNDEN BİR ZAFER MÜJDESİDİR”

 

Ülkemizde İstiklal Marşı yılı olarak kabul edilen 2021’in, Yazar ve Şair Mehmet Âkif Ersoy’un her yönüyle anlaşılıp, anlatıldığı zengin ve anlamlı faaliyetlerle dolu olarak bir milli şuur yılı olarak geçmesini temenni ettiğini belirten TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “İnanıyorum ki, Mehmet Âkif’i anlamak, kendimizi anlamaya ve tanımaya çalışmaktır. Şanlı tarihimizle parlak istikbalimiz arasındaki mana köprüsünü yeniden kurmaktır. Birlik ve beraberliğimizin temeli olan milli irademizin tecelligâhı TBMM’mizin kuruluş felsefesini anlamaktır. Çünkü Mehmet Âkif cemiyettir, millet ve milliyettir. Aynı zamanda ümmettir. Mehmet Âkif 100 yıl öncesinden büyük bir zafer müjdesidir. Emperyalizme ve işbirlikçilerine, zulme ve zalime karşı kararlı duruşumuzdur. Bu bağlamda sanatın ve hayatın her aralığında Mehmet Âkif’in hak ettiği şekilde anlatılmasının, milli varlığımızın bekasına, şuuruna, birlik ve beraberliğimizin ikamesine ve idamesine büyük katkılar sunacağına inanıyorum.” dedi. 

 

TBMM’nin kuruluşundan bugüne kadar birçok yazar, şair ve edebiyatçının millete temsilcilik yaptığını, Şair ve Yazar Mehmet Âkif Ersoy’ un da bu müstesna isimlerden bir tanesi olduğunu hatırlatan Başkan Şentop, “Kendisi sanatının yanı sıra önemli bir siyaset adamıdır. Ama en önemlisi; yeri ve zamanı geldiğinde bütün vasıflarını istiklal uğruna feda edecek kadar hürriyet aşığıdır. Milli Mücadele döneminde her zaman halkın yanında olmuş, Anadolu’yu karış karış gezerek milli mücadelenin ışığını yakan kanaat önderlerinden olmuştur. Bugün burada açılışını yapacağımız Mebus ve Şair Mehmet Âkif Ersoy Sergisi, ilk meclisimizin ruhunu, milli birlik ve beraberlik şuurunu, sanat ve siyaset ilişkisini izahata kavuşturmak açısından da ders çıkarmamız gereken mesajlar taşımaktadır.” şeklinde konuştu.

 

BAŞKAN ARISOY: “İSTİKLAL HARBİMİZİN MANİFESTOSU”

 

Serginin açılış konuşmasını yapan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, İstiklal Marşı’nı yazan Mehmet Âkif’in özellikle mebus kimliği ile yeterince tanınmadığına değinerek, “İstiklal Marşı, büyük şair ve dava adamı Mehmet Âkif Ersoy’un, Anadolu’nun dört bir yanında devam eden Milli Mücadele’nin ruhunu ve kararlılığını yansıtan ve aynı zamanda o büyük mücadeleye coşku ve heyecan kazandıran abidevi bir eser. Bir direnişin destanı. İstiklal Harbimizin manifestosu. Mehmet Âkif merhumun hasta yatağında söylediği gibi, Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın. Bu vesileyle milli şairimizi, bütün şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle minnetle anıyoruz.” dedi.

 

Programın ardından Doç.Dr. Murat Kara tarafından resmedilen Mehmet Âkif Portresi, Zeytinbunurnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy tarafından TBMM Başkanı Prof.Dr. Mustafa Şentop’a takdim edildi.

 

“MEBUS  VE ŞAİR: MEHMET ÂKİF ERSOY” SERGİSİ’NDE İSTİKLÂL MARŞI’NA ÖZEL BÖLÜM

 

İstiklal Marşı’nın ilk el yazısı örnekleri, ilk taş plaklarının yer aldığı “Mebus ve Şair: Mehmet Âkif Ersoy” sergisi, TBMM’nin 1’inci Dönem Burdur Mebusu ve İstiklal Marşı Şairi Mehmet Âkif Ersoy’un çok fazla bilinmeyen mebus kişiliği ile şiirleri, Millî Mücadele’deki rolü, ailesi, entelektüel çevresi ve yaşamına ışık tutuyor. Her biri özel seçilmiş Mehmet Âkif Ersoy’dan yâdigâr eserler, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Prof. Dr. Orhan Okay, Ertuğrul Düzdağ, Prof. Dr. İsmail Kara, M. Ruyan Soydan, Ömer Faruk Şerifoğlu, Kamil Büyüker gibi uzmanların metinleri eşliğinde sergileniyor. 

 

Mehmet Âkif Ersoy’un kendine ait bastonu, saati ve kalemi gibi şahsi eşyaları, orijinal fotoğrafları, el yazısı şiir örnekleri, özgün yazışmaları ve 1921’den bugüne her türlü basılı materyalleri, ülkemizin “ilk Mehmet Âkif koleksiyonerleri” olarak tanınan M. Ruyan Soydan ve Yusuf Çağlar’ın yıllardır topladıkları malzemeler ilk kez bu sergi ile bir araya geliyor.

Ayrıca, Şerif Muhiddin Targan’ın Mehmet Âkif portresi ve Heykeltıraş Yavuz Görey’in vefatında bizzat yüzünden kalıp aldığı Âkif büstü gibi orijinal sanat eserleri ve devlet arş
ivlerindeki resmi evraklar sergide dikkat çekiyor.

 

16 Mayıs 2021 tarihine kadar Kazlıçeşme Sanat’ta açık kalacak “Mebus ve Şair: Mehmet Âkif Ersoy” sergisinin küratörlüğünü Ömer Faruk Şerifoğlu, danışmanlığını ise Mehmet Âkif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı adına M. Ruyan Soydan yaptı.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sağlıkçıların tükenmişliği çamurda şekil buldu

İstanbul Kadıköy’de bulunan Gizli Atölye Kolektifi, “Umutla ve sanatla, dayanışmaya ve iyileşmeye” sloganı  ile “Temas” isimli bir çevrimiçi sergi düzenliyor. Geliri, Derin Yoksulluk Ağı ve KAHEV’e (Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı) aktarılacak olan sergiye psikiyatri uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver de eserleriyle destek veriyor. Ünsalver eserleriyle pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının yaşadığı tükenmişliğe dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, Kadıköy Caferağa’da faaliyet gösteren Gizli Atölye’nin 14 Mart-31 Mayıs 2021 tarihleri arasında gerçekleştireceği Temas Sergi” başlıklı çevrimiçi sergi projesine eserleriyle destek veriyor. 

 

Dayanışmanın iyileştirici gücüne vurgu yaparak katılımcıların işlerini bağışlaması ve  işlerin yine bağış karşılığında satışa sunulması şeklinde gerçekleşecek sergiden elde edilecek gelir, Derin Yoksulluk Ağı ve KAHEV’e (Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı) aktarılacak. 

 

Sağlık çalışanlarının yaşadığı zorluklara dikkat çekilmek isteniyor

 

Giz`li Atölye Kolektifinin ilk etapta kendi üretimleriyle başlattığı ve koordinasyonunu üstlendiği serginin çıkış noktasını,  toplum sağlığı için büyük risk altında hizmet eden sağlıkçıların bu süreç dahilinde yaşadığı zorluklar, kayıplar ve tükenmişlik hissine karşı verdikleri mücadele oluşturuyor. Karantina, yalnızlık, tecrit, el, dokunmak, görünürlük, emek, temas, temassızlık ve dayanışma kavramları altında buluşan projeye davet ve/veya açık çağrı yoluyla dahil olacak olan katılımcıların işleri, projeye özel olarak düzenlenen https://temassergi.com  web sitesinden, 14 Mart Tıp Bayramı itibariyle görülebilecek.

 

Sağlıkçıların tükenmişliğini anlatmak istedi

 

Sergiye eserleriyle katılan Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının yaşadığı tükenmişliğe dikkat çekmek istediğini belirterek şunları söyledi:

 

“Genel olarak ben sağlıkçıların tükenmişliğini nasıl gördüğümü porselen çamuru ile ifade ettim. Porselen pişmeden önce yumuşak, kuruduğunda kırılgan ama kolay yapışan ve fırına girip piştiğinde ise 1250 derece gibi çok yüksek ısıya dayanan bir malzeme. Tıpkı sağlıkçılar gibi. Bana ilk ilham veren Covid nöbetinden çıkan bir sağlıkçının eldivenini çıkardığında buruş buruş ellerinin fotoğrafıydı. Ben bu eli yaptım ilk. Sonra birbirlerinin üstüne yığılmış ve adeta nöbet çıkışı kirliye atılan formalar gibi birbirinin üstüne yığılmış kağıt gibi sağlıkçılar yaptım. Maskeler ve siperliklerin yüzde yaptığı yaraları olan masklar yaptım. Tüm bunlar hep tükenmişliklerin görülmesi ve hatırlanması içindi. Ancak sağlıkçıların ellerinin herşeye rağmen şifa vermeye açık olduğunu hatırlatmak için bir çok beyaz porselen minik el yaptım. Bunlar ayrıca bizim de hem sağlıkçılara hem de tüm topluma uzatmak istediğimiz ellerimiz. Yani dayanışmanın elleri.” 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Film Tadında Gölbaşı’nda Ödüller Sahiplerine Kavuştu

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi ile ortaklaşa düzenlenen kısa film ve foto safari yarışması sonuçları belli oldu. 

Gölbaşı Belediyesi’nin, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile bir araya gelerek hayata geçirdiği kısa film ve foto safari yarışmasının kazananları belli oldu. Prof. Kağan Olguntürk, Doç. Dr. Aydan Özsoy, Doç. Kurtuluş Özgen, Özge Akkoyunlu ve Erdem Murat Çeliker’den oluşan Seçici Kurul Üyeleri, Gölbaşı Konulu Kısa Film Yarışması’na katılan 16 kısa kısa filmi değerlendirdikten sonra; Birincilik Ödülü, yönetmenliğini Mehmet Turan Tuncay yaptığı “Gölbaşı’nın Ustası” adlı esere, ikincilik ödülü, yönetmenliğini Emrullah Özcan’ın yaptığı “Gözlerindeki Sinema” eserine, üçüncülük ödülü yönetmenliğini Miratcan Gence ve İlker Akülker’in yaptığı “Ankara’nın Kalbi Gölbaşı” adlı esere layık görüldü. Seçiciler Kurulu Özel Ödülü yönetmenliğini Özer Kesemen’in yaptığı “Gölbaşı Sevgilim” e verilirken Mansiyon Ödülleri ise; Yönetmenliğini Mustafa Yılmaz’ın yaptığı “Sevgi Çiçeği” ve Yönetmenliğini Ege Akman’ın yaptığı “Benim Gözümden Gölbaşı” isimli filmlere verildi.

 

En güzel fotoğraflar seçildi 

802 fotoğraf arasından 2. Tura kalan 409 fotoğraftan 50 fotoğraf ise 3. Tura çıktı. Tur değerlendirmesinde finale kalan 10 fotoğraf arasından dereceye girenler ise sırasıyla; Seyit Ali Ünal, Halit Kuzenk, Yiğit Yüksel oldu. Mansiyon ödülleri ise; Aysun Badak, İhsan Korkut, Seyit Al Ünal, Serkan Kutsal, Miratan Gence ye layık görüldü. Dereceye girenleri tebrik eden Ramazan Şimşek “Ankara’mızın nadide doğal güzelliklere sahip ilçelerinden olan Gölbaşı’mızın değerlerini, zengin kültürünü ve doğasını tüm Türkiye’ye sunmak amacıyla yola çıktığımız projemiz büyük ilgi gördü. Yarışmamıza katılan ve ilgi gösteren herkese teşekkür ederiz” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı