Kategori arşivi: Magazin

International Top Model of North Cyprus Basına tanıtıldı

International Top Model of North Cyprus Basına tanıtıldı

Grand Sapphire Resort & Casino’da bu yıl Hayriye Vurdu organizatörlüğünde düzenlenecek olan 9. International Top Model of North Cyprus modellik yarışması, 19 Ekim Cumartesi akşamı gerçekleşecek.
Yarışmada yer alancak modeller ise dün düzenlenen Grand Sapphire Resort Hotel’de düzenlen basın toplantısında tanıtıldı.
Kuzey Kıbrıs’ın en prestijli modellik yarışması olan etkinlik, Grand Sapphire Resort & Casino’un ev sahipliğinde yapılacak. Yarışmanın sunuculuğunu ise ünlü isimler Demet Şener ve Alp Kırşan üstlenecek.. Yarışmada güçlü bir jüri de yer alıyor; ünlü kareograf Uğurkan Erez, modacılar Erol Albayrak ve Pınar Kerimoğlu, Selda Palancı , manken Günay Musayeva İnsanı Özge Hulisiağa ve birçok ünlü isim ve iş insanı deneyimleri ile jüri koltuğunda olacak.

20 farklı ülkeden 20 profesyonel model yarışmada yer alacak, bu modeller arasında Kıbrıs ve Türkiye’den katılımcılar da bulunuyor. Gecede ayrıca başarılı sanatçı Tuğba Yurt, sevilen şarkılarıyla sahne alarak izleyicilerle buluşacak.
Gecede Türkiye’nin ünlü pop sanatçısı Tuğba Yurt sahne alacak

Doktor babadan ilk müdahale

Kızına göre “sıkıcı bir baba” olan Murat’ın, “yılın en komik babası” olabilme çabasının anlatıldığı, aksiyon ve macera dolu Yeşilçam tadında aile komedisi “Baba Beni Güldürsene” filminin başarılı oyuncusu Ahmet Kürşat Öçalan, sakarlıklarını anlattı.

Yapımcılığını Wovie, Retropro ve DMC’nin yaptığı, yönetmen koltuğunda Emrah Aguş’un oturduğu, senaryosunu ise Dinar Kahveci’nin kaleme aldığı “Baba Beni Güldürsene” filminin yetenekli oyuncusu Ahmet Kürşat Öçalan, sakar baba Murat karakteriyle sinemaseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.

Filmde Murat karakterine hayat veren yetenekli oyuncu Ahmet Kürşat Öçalan, kızının gözünde sıkıcı bir babayken “yılın en komik babası” olma çabasına giren sakar bir babayı canlandırıyor. Gerçek hayatta sakar olmadığını dile getiren Öçalan, çocukluk yıllarında yaşadığı ilginç bir olayı da paylaştı. Bir kaza sonucunda burnunu yamultan Öçalan, babasının yaptığı müdahale sayesinde düzelmiş. “Burnumu duvara çarparak yamultmuştum, babam eliyle düzeltti” diyen oyuncu, şimdi bu anıyı gülümseyerek hatırlıyor. Filmdeki sakarlıklarına da değinen Öçalan, “Temiz cam tuzağına düşenlerden biriyim. Koşarak içeri girmeye çalıştım ama cam beni geri püskürttü. İlk refleksim çevrede beni gören biri var mı diye bakmaktı!” diyerek güldürüyor.

Başrollerinde Ahmet Kürşat Öçalan ve Altın Kelebek ödüllü Aylin Akpınar’ın yer aldığı filmde; Ali Semi Sefil, Arven Beren, Kaan Alp Dayı, Ela Şafak gibi çocuk yıldızların yanı sıra Merve Sevi, Levent Özdilek, Ceyhun Fersoy, ve Tevhide Dadı gibi birçok başarılı oyuncu yer alıyor.  

Baba Beni Güldürsene 8 Kasım 2024’te sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Bu eğlenceli maceraya tanık olmaya hazır olun!

 

Baba Beni Güldürsene Konu: 

Sıkıcı hayatını sakarlıklarıyla zorlaştıran Murat ve üstün potansiyelli kızı Ayşenaz, birbirlerini ne kadar çok sevseler de birlikte eğlenmekte zorlanırlar. Zaten okulda sosyal sorunlar yaşayan ve “yaramaz” denilerek ötekileştirilen Ayşenaz, yaşıtlarıyla anlaşmakta zorlanırken babasıyla keyifli vakit geçiremez. Kızının kendisini sıkıcı bulduğunu öğrenen Murat, eğlenceli ve komik biri olmaya çalışırken bocalar. İkilinin yaşadığı zorlu ve tehlikeli bir macera, birbirlerini daha iyi tanımalarına aracılık edecektir. Bu maceraya eşlik eden Gizem Avcıları adlı çocuk ekibi, Ayşenaz’a arkadaşlığın ve farklılıkların keyifli taraflarını gösterecektir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bella Şans, “Çikolata”yla Çok Konuşuluyor

“Bir Aşk İstiyorum” şarkısıyla yaptığı çıkışın ardından sözü ve müziği kendisine ait olan şarkılar yayınlamaya devam eden Bella Şans son çalışması “Çikolata”yla sosyal medyada büyük ilgi görüyor.

Renkli kilbi ve sözleriyle dikkat çeken “Çikolata” sosyal medya hesaplarında bolca paylaşım alıyor. Bella Şans renkli kişiliğini yansıttığı şarkısının devamının geleceğini söylerken yeni çalışmalarının de yolda olduğunu söyledi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kıvanç Tatlıtuğ ve Mavi’den “A New Edition of You” yayında

Modern, özenli, stil sahibi erkeğin yeni premium görüntüsü Mavi Edition; stilleri, üretimleri ve duruşları ile net ve ilham veren isimlerin ‘yeni edisyon’ hikayelerini “A New Edition of You” video serisi ile izleyiciyle buluşturdu. Video serisi, kendinin yeni versiyonlarını yaratan, her dönem güncel kalmayı başarabilen dokuz erkeğin hikayelerini samimi bir tonda izleyiciye sunuyor. 

 

Ev sahipliğini Mavi Ceo’su Cüneyt Yavuz ve marka elçisi Kıvanç Tatlıtuğ’un, moderatörlüğünü ise deneyimli gazeteci ve yayıncı Ali Tufan Koç’un üstlendiği çekimlerde aralarında Kolektif House’un Kurucusu Ahmet Onur, Türkiye’nin ilk su someliyesi Alican Akdemir, Can Yayınları CEO’su Ali Granit, Storytel Ülke Müdürü Berk İmamoğlu, Formula’nın genç yeteneği Cem Bölükbaşı, zamanımızın popüler lezzet duraklarından Arkestra’nın Kurucusu ve Şefi Cenk Debensason, 500 Emerging Europe Kurusucu Enis Hulli, KEIN magazine Kurucu Ortağı Seren Dal, Zuhal Müzik 3.Nesil Yöneticisi Umur Sungurlu gibi isimlerin olduğu dokuz ilham veren erkek yer alıyor.

“Oyunculuğumun yanına şimdi yapımcı kimliğimi de ekliyorum”

 

Samimi sohbette hayatının çok bilinmeyen yanlarını paylaşan isimlerden biri olan Kıvanç Tatlıtuğ;

“Hayat bana üretmem, sürekli deri değiştirmem gerektiğini gösterdiği için, şimdi de yapımcılık serüvenim başladı. Halihazırda üretilmiş bir işe dahil olmak, yıllardır yaptığım bir şey. Fakat şimdi kendim bir şeyleri yoktan var edebiliyor olmanın hazzını yaşamak istiyorum” diyerek yapımcılığa adım attığı serüvenini ilk defa kamuoyu ile paylaştı.

 

İki bölüm olarak yayınlanacak “A New Edition of You”,  ilk bölümü ile Mavi YouTube, Spotify, Instagram ve Tiktok kanallarında yayında.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uğur Arslan, Kocaeli Kitap Fuarı’nda sevenleriyle buluştu

Yazar-şair ve tv sunucusu Uğur Arslan, 14. Kocaeli Kitap Fuarı’nda sevenleriyle buluştu. Sevilen sanatçı en güzel şiirlerini kendisini yalnız bırakmayan kitap dostları için seslendirdi.

 

“ARTIK ŞİİR DİNLENMİYOR”

Uğur Arslan, Selim Sırrı Paşa Salonu’nda “Vefa” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. “Vefa” ismini verdiği müzik albümünde yer alan ve en çok dinlenen şiirlerini katılımcılar için okuyan Uğur Arslan, Su Gibi şiirini ise hayranıyla birlikte seslendirdi. Hem şiir okuyup hem de katılımcılarla sohbet eden Arslan, “Eskiden şiir programları yapardım. 2 saat boyunca şiir okurdum ve insanlar dinlerdi. Artık şiir dinlenmiyor. Şimdi ben başlıyorum şiir okumaya 20. dakikada herkese uyku geliyor. Ben de şiirlerime müzik ekledim. Genç nesle siz yarım saat şiir okumaya kalkarsanız karşı kafede kahve içmeye gider. Onları tutmanın yollarını bulmak gerekiyor” dedi.

 

KARAGÜMRÜK YANIYOR ŞİİİRİNİ OKUDU

Arslan son olarak bir döneme damgasını vuran ve büyük beğeni toplayan “Karagümrük Yanıyor” şiirini okudu. Arslan’a söyleşisinin sonunda Büyükşehir Belediyesi’nin Kocaeli’nin tanıtımı için hazırlamış olduğu Havadan Fotoğraflarla Kocaeli adlı kitap hediye edildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin Sevilen Sanatçısı Hadise’den Anlamlı Hediye

Son konserlerinde kadınların haklarına dikkat çeken konuşmalar yaparak halka örnek olan ve aynı zamanda çocuk, kadın ve hayvan hakları konularına önem veren Hadise, 22 Ekim’deki doğum gününü Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı – Cerebral Palsy Türkiye’ye hediye ediyor.

Cerebral Palsy’li çocuklar için farkındalık yaratmayı amaçlayan sanatçı, takipçilerine sosyal medya üzerinden çağrıda bulunarak 22 Ekim’de yeni yaşımı kutlarken, 6 Ekim Dünya Cerebral Palsy Farkındalık Günü vesilesiyle, bu özel çocuklarımız için bir farkındalık yaratmak istiyorum. Doğum günümde tutacağım tüm dilekler, çocuklarımızın hayallerine dokunsun ve sizlerin katkısıyla daha da anlam kazansın. Gelin, hep birlikte onların gülüşlerini çoğaltalım! Daha fazla bilgi için @cerebralpalsytr sayfasını ziyaret edebilirsiniz” dedi.

 

Cerebral Cerebral Palsy nedir? 

Cerebral Palsy, gelişimini tamamlamamış beynin doğum öncesi, doğum sırası veya doğum sonrası dönemde hasar görmesiyle oluşan, bebeklik ve çocukluk döneminde en sık rastlanan fiziksel engellilik durumudur. Dünya genelinde 17 milyon kişi Cerebral Palsy ile yaşamaktadır. Türkiye’de her yıl 6.000’den fazla bebek Cerebral Palsy tanısı almaktadır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yalçın Konuk’tan Barok Müziğini ve 17. yüzyıl İstanbul’unu buluşturan albüm: Baroquian

Yalçın Konuk yeni albümü “Baroquian”ı On Air Music Co. markasıyla yayımladı.

Müzisyen, Barok müziğini ve 17. yüzyıl İstanbul’unu buluşturan yeni albümüyle geri dönüyor: Baroquian: 17. Yüzyıl Floransalı Bir Ressamın Kubbe ve Yedi Tepeli Şehirdeki Sanatsal Yolculuğu.

Albüm; Doğu ve Batı kültürlerinin büyüleyici kesişim noktası olan İstanbul’u, yine kurgusunu kendi oluşturduğu hayali Floransalı ressam Matteo da Firenze’nin gözünden anlatıyor. Her parça, bu yolculuğun bir durağını simgelerken; dinleyiciyi zengin bir müzikal keşfe çıkarıyor.

Son dönemki albüm projelerinde sanat ve müziğin hikâye anlatıcılığıyla nasıl iç içe geçebileceğinin çeşitle janrlarda örneklerini sunan Konuk, “Baroquian”da da -hayali- ressam Matteo da Firenze’nin İstanbul’da yaptığı -hayali- resimlerin ses dünyasını yansıtıyor.

Her bir eserin görsel temsillerinin sosyal medya üzerinden paylaşılmaya başlandığı çalışma ile dinleyiciler, müzikalin görselle bütünleştiği bir deneyim yaşama fırsatı bulacak.

Albümdeki eserler ve hikayeleri:

Preludio: Le Porte di Topkapı Albüm, Topkapı Sarayı’nın gizemli kapılarının önündeki bir sahne ile başlıyor. Girişteki sakin ama ağırbaşlı hava, dinleyiciyi İstanbul’un büyülü dünyasına davet ediyor. Magnifica Ouvertura İstanbul’un görkemini yansıtan bu parça, dinleyiciye şehrin büyüklüğünü ve zenginliğini hissettiriyor. La Bellezza di Calcedonia Bu parça, Kadıköylü bir kadının büyüleyici güzelliğine ithaf edilmiş. LAddio alla Mezzaluna Albümün kapanış duygusal eseri, İstanbula ve Doğuya bir veda niteliğinde. Albümün geri kalan parçaları da aynı büyüleyici zenginlikte. Exilium Turris Leandri ve Fuga del Harem, dinleyiciyi İstanbul’un efsanelerine ve sarayın gizemlerine taşırkenProfumi del Bazar ve Vagando per le vie di Galata şehrin sokaklarındaki canlılığı yakalıyor. Amor Levantis ve Echi Silenziosi del Sultan ise Osmanlı İmparatoru’nun sessiz ama güçlü re gizemli uhunu müzikal bir hikâyeye dönüştürüyor.

Yalçın Konuk, yeni albümü “Baroquian” ile ilgili olarak şu açıklamayı yapıyor:
“Baroquian; Johann Sebastian Bach, Antonio Vivaldi, Claudio Monteverdi, George Frideric Handel ve Henry Purcell’in zengin Barok melodilerinden ilham alarak, Batı’nın klasik formlarını ön planda tuttuğum bu çalışma… Dinleyicilere tarihî ve kültürel bir deneyim sunmayı hedefledim. Bu etkileşimi, Barok müziğin özünü koruyarak yer yer Doğu’nun geleneksel temalarını minimal bir dokunuşla yansıtmaya çalıştım.”

Yalçın Konuk’un dinleyenlerini, Doğu’nun ilhamını ve Batı’nın müzikal zenginliklerini klasik ve barok bir bakış açısıyla birleştirerek, tarihin ve sanatın kesiştiği büyülü ve duygusal bir yolculuk sunuduğu “Baroquian”ı, digital müzik servislerinden dinleyebilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Eski Partnerler Bir Arada

Almanya’nın ünlü döner markası House des Doners, Türkiye’deki ilk şubesini Beşiktaş Çarşı’da, sanat ve sosyete camiasının yoğun katılımıyla açtı. Dilan Çıkar’ın ev sahipliğinde düzenlenen açılışta, Halil İbrahim Ceyhan, Melisa Döngel ve Baran Çıkar gibi birçok ünlü isim yer aldı. Marka, kısa sürede İstanbul ve Türkiye’nin farklı yerlerinde yeni şubeler açmaya devam edecek. Açılışta, özellikle House des Doners’ın uluslararası başarısı vurgulanırken, eski partnerler Halil İbrahim Ceyhan ve Melisa Döngel’in bir araya gelmesi dikkat çekti. İkili, yoğun iş programları nedeniyle Amerika turnelerinin Kasım ayına ertelendiğini açıkladı. Yoğun ilginin gösterildiği açılış, renkli görüntülere sahne oldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Beyazperde ve Ekranların Efsanevi Oyuncusu Mehmet Aslantuğ’dan Kırk Yıllık Samimi Gözlemler

Hem sinema perdesinde hem televziyon ekranlarında haklı bir yer edinmiş olan usta oyuncu Mehmet Aslantuğ, Antalya Film Forum kapsamında bir ustalık dersi verdi. Sinema yazarı Burak Göral’la söyleşen Aslantuğ’un, birikiminden damıttıkları, sinemaya gönül veren herkes için bir pusulaydı.  

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında bugün başlayan Antalya Film Forum (AFF), sektörel buluşmalar ve yeni projelere destek programlarının yanı sıra çok özel misafirleri de ağırlıyor. Onlardan biri, bugün sinema yazarı Burak Göral’la birlikte ustalık dersine katılan, efsane oyuncu Mehmet Aslantuğ oldu.

1985’ten itibaren sinema filmleri ve televizyon dizilerinde rol alan Aslantuğ’un unutulmaz işleri arasında “Kapıları Açmak” (Osman Sınav), “Yengeç Sepeti”, “Bir Kadının Anatomisi” (Yavuz Özkan), “Akrebin Yolculuğu” (Ömer Kavur), TRT dizileri “Belene”, “İz Peşinde”, “Kurtuluş”, özel televizyon dizileri “İz Peşinde”, “Sıcak Saatler”, “Bir İstanbul Masalı”, “Hanımın Çiftliği” gibi yapımlar var. Aslantuğ; “Kapıları Açmak”, “Yalancı” ve “Yengeç Sepeti” filmleriyle Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu ödüllerinin de sahibi oldu. 

“Filmografi tek değer değildir”

Ustalık dersi, Burak Göral’ın “90’lar ve 2000’lerde çok aktif kariyeri olan biriydiniz. Sonra bu aktiflikte işler çıkmadı. Oysa ben 2009’da siz bir de film yönetince çok sevinmiştim; hem oyuncu hem yönetmen, artık bizim de bir Kevin Costner’ımız var diye, ama devamı gelmedi. Bunun sebepleri nedir?” sorusuyla başladı. Aslantuğ, bunun gerekçesini şöyle açıkladı: 

“2002’de İstanbul Film Festivali’nde jüri üyesiydim. O dönem Atilla Dorsay aynı soruyu sormuştu. 90’larda sinemayla aktör olarak daha çok bir aradayken sonra özel televizyonculuk işleriyle uğraşıp sinemadan uzaklaşan bir aktör için üzülüyorum, demişti. Ama ben çok öyle düşünmüyorum aslında. Daha çok şey denebilir; Turgut Yasalar’ın da ya da başka arkadaşlarımızın da son 15 yıl içinde ‘eyvah’ dediğim filmleri var. Filmografiyi 6 film daha yukarıda tutabilirsin 3’er yıl arayla. Hatalı kararların da olabilir. Demek istiyorum ki filmografi, biricik kıymetli diye açıklamaktan imtina ederim. Hiç öyle bakmadım. 

“Mutfaktan bağımsız bir aktörlük performansı düşünmek saçmalık”

Üniversitede tiyatroyla birlikte 78 kuşağı olarak biz, 68 kuşağının dertlendiği yerden, sadece siyasi olarak değil, sanatta da onların dilinden etkilendik. Aktör olarak işin mutfağıyla ilişkinin birkaç bileşeni var. Ben şahsen aktörlüğün; senaryonun, yönetmenin, başkaca kıymetlerin içinde mutlaka bir değer ifade ettiğine net inanan biriyim. Bundan bağımsız bir performansı düşünmek saçmalık. Yani yönetmenin anlam yaratma becerisi ve oradaki aralıkların tanzimi, tahkimi, o meziyetin ortaya çıkaracağı şey; aktörü yaratan bir şey. Aktör, yaşı ne olursa olsun, kendini bırakırsa o hamur tadında kıymete, oradan bir yere çıkabilir. Aynı oyuncu, aynı dönemde a birikimi yönetmeni projesiyle bir şeydir, b’de hiçbir şey olabilir. Kendi deneyiminin nöbetini tutar muhakkak fakat orada anlam yaratma derinliğindeki balansı kaybedebilir, tek başına kimse oraya yetmez. 

68 kuşağı, orayı temsil eden yönetmenlerin biraz piskolojide, sosyolojide, felsefede dertlendiği teknik yanları; görüntü yönetimine ve başka meziyetlere bıraktığı ve kendilerini orada çoğaltmış yönetmenlerin dünyası, önemliydi. Orayı kademe kademe kaybediyoruz kanısındayım. Dolayısıyla bu 40 yıla yaklaşan süreçte mesela “Kapıları Açmak”, Mustafa Kutlu’nun eseriydi,  o daha muhafazakâr iklimin yazarı gibi görünüyor, Osman Sınav’ın rejisiydi. Osman Sınav bence sonra televizyonda açtığı serüvenin dışında bir hassasiyette, bir sinema-tv öğrencisi olarak Lütfü Akadların, Metin Erksanların mirasını taşıyacak yetenekte, duyarlılıkta kendi kuşağının yönetmenlerinden biri. Şahsen aktörlüğün, özellikle bu coğrafyada, bir derdi üstlenebileceğini düşünürüm fakat mutfağın toplam kıymeti, ifadesi ve bereketi ne ise aktörlükle biricik ilişkinin kolay kolay tatmin etmediğine de inandım hep. Proje bazlı mümkün olabilir; Ömer Kavur’la buluşursunuz, okuldur; başka bir şey olabilir. Yavuz Özkan, Yusuf Kurçenli; kendi içinde bir şeydir. Mesela biz “Sıcak Saatler”i 1996’da Attila İlhan’ın da olduğu masada edebiyatçı Ahmet Yurdakul’la beraber hazırladık. Ülkenin mahalle dizilerine eşiklendiği bir dönemde biz derin devlete girdik mesela. Yine veranda, Kanlıca, mahalle temaslarını bir dizi öyküsü içine koyarken daha geride içerik olarak zenginlik verecek işleri bir özel televizyonda yapabiliriz, duygusunda nöbet tutmaya çalıştık. 

“Yeni dönem yönetmenleri yalnız”

Aslantuğ, Göral’ın “Okul yönetmenler diye bahsettiğiniz isimlere son dönemlerde rastlayamadığınız için mi acaba daha az görünür oldunuz?” şeklindeki sorusuna “Bazıları teknik zorunluluk; yani o ara televizyona kontratın varsa o, bir takvim sorunu yaşatıyor. Söylediğin gerekçenin de bir payı var” cevabını verdi. Göral’ın “Artık o yönetmenler yok mu?” sorusunun cevabını ise şu sözlerle açıkladı: 

“Şu son 3-5 yıl başkaca yoğunluklar tercih etmediğim süreçlerin içinde buldum kendimi ve dolayısıyla bir parça uzak kaldım. Adana’da jüriyken de mesela seçkinin muhataplarını, filmografilerini geri dönüp tarama ihtiyacı hissettim; yönetmenleri tek tek tanımadığım için. Şimdi oraları kapatmak gerektiğini düşünüyorum kendi adıma. Ben kıymete inanıyorum; Atilla beye onu söyleme ihtiyacı hissetmiştim. Bir dönem “Kartallar Yüksek Uçar”, “Yarın Artık Bugündür”, “Sekiz Sütuna Manşet” gibi işler yapıldı, ¡Attila İlhan senaryolarını izledi bu ülke! Kamyonların arkasında ‘kartallar yüksek uçar’ yazıyordu! Şimdi televizyonda, dramalarda bu derinlik yok. Aktör olarak konuşmuyorum sadece; mutfakta da derdi olan biri olarak. Adana’da da seçkinin bir yarısında psikolojik sorunları, cinsiyetten bağımsız önemli travmaları fona koysa da süreyi bereketli yönetmek ve anlam yaratmada geriye düşmüş işler izliyoruz. Oysa bunlar film olmuş ve seçkiye kalmışlar; onların mümkünse onunun  da birbiriyle çok iyi rekabet edebilmesini çok arzu ederim. Burayı rehabilite etmek, burada herkesin birbirine adım atmasını sağlamak, usta çırak ilişkisinde de bir öğretinin, bir deneyimin işlerliğinin olduğunu hatırlatmak gerek. O bir değerdir, orayı reddetmek de bir metot haline gelmemeli. Yalnız kalıyorlar. Yalnız kalmanın etkilerini de filmin bütününde görüyorsun”

“Ülkenin iklimi enerjimizi çalıyor”

Aslantuğ’un açıklamalarına “Herkes biraz kendi içinde üretimini yapıyor. Belki o kuşaktan sonra şimdiki ustalar kuşağı biraz gönülsüz mü acaba aktarmak konusunda?” şeklinde yorum yapan Göral’ı, oyuncu şöyle tamamladı: 

“Bu enerjiyi ülkenin ikliminin çaldığını biliyoruz. Ekonomik ikliminin, hak ve özgürlükler konusundaki anlamsız sınavların, güvenlik başlıklı biricik hale gelen ve başkaca da hiçbir şey yokmuş gibi gereğinden fazla büyütülerek bürokrasi ve siyaseti teslim alan dil, enerjimizi çalıyor” 

“Bizim kuşak da bazen tahammül edilmez filmler yaptı”

Göral’ın “Genel olarak hikaye anlatıcılığımız mı bozuldu?” sorusuna, “O bozuldu. Hikaye anlatıcılığı kesin tetikleyen bir sebep, orada katmanlara ihtiyaç var” cevabını veren Aslantuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Aktörü belirleyen, yönetmenin dünyasıdır. Ben farklı disiplinlerle çoğalmanın, sosyal bilimlerden beslenmenin, biraz fonda başka derinliklerde deneyimlenmenin, usta çırak ilişkisinin oradan da beslenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim köprü konumunda olanların geçmişinde eksiklikleri var. Bazen başka bileşenleri unuttular, bazen sadece bir derdimiz var, onu söyleyelim derken tahammül edilmez filmler de ortaya çıktı”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uluslararası Kuzey Kıbrıs’ın En İyi Modeli Yarışması İçin Geri Sayım Başladı

Kuzey Kıbrıs’ın prestijli etkinliğinden biri olan International Top Model of North Cyprus yarışması, 19 Ekim Cumartesi akşamı Grand Sapphire Resort’ta gerçekleşecek. Dünyanın dört bir yanından gelen 20 farklı ülkeden yarışmacıların podyumda boy göstereceği bu büyük organizasyonun basın toplantısı Grand Sapphire Otel’de düzenlendi.

Basın toplantısına organizasyonun direktörü Hayriye Vurdu, gecenin sunucusunu üstlenecek Türkiye’nin ünlü mankenlerinden Demet Şener, Grand Sapphire Resort Genel Müdürü Ogün Özata ve Grand Sapphire Halk İlişkiler Müdürü Marina Cebotari katıldı. Organizasyon, yalnızca modellik sektörüne yeni yetenekler kazandırmak, aynı zamanda Kuzey Kıbrıs’ın tanıtımına da büyük katkı sağlayacak.

Yarışma gecesinde jüride, modanın ve sanat dünyasının önde gelen isimleri yer alacak. Ünlü pop sanatçısı Tuğba Yurt, seslendireceği şarkılarla geceye renk katacak. Bu özel etkinlik, hem Kuzey Kıbrıs’ın kültürel zenginliğini dünyaya tanıtacak hem de modellik dünyasında yeni yüzlerin ortaya çıkmasını sağlayacak.

International Top Model of North Cyprus heyecanı için geri sayım başladı ve bu yılki yarışmanın da oldukça ses getirmesi bekleniyor.