Kategori arşivi: Yaşam

Bulvar 216’da Lezzetle Dolu Bir Gece Sizi Bekliyor

Ataşehir’de bulunan Bulvar 216’nın sevilen mekanlarından Sensus Wine & Food, yemek kültürü ve şarap uzmanı Levon Bağış ile tadım gecesi düzenliyor

Türkiye’de alanında önemli isimlerden biri olan Levon Bağış, butik şaraplar ve farklı peynir çeşitleriyle dikkat çeken Sensus Wine & Food’da düzenlenecek tadım etkinliğinde damak tadına düşkün ziyaretçiler ile buluşuyor.

Etkinlikte katılımcılar geceye özel olarak seçilmiş beş farklı şarabı tadarken Levon Bağış şarapların hikayeleri, üretim teknikleri ve bölgesel özellikleri hakkında bilgi verecek. Ardından, şarapların eşleşmesinin yapıldığı yemeklerin servisi eşliğinde şarap ve gastronomi tutkunlarına eşsiz bir deneyim yaşatacak.

22 Nisan 2025 Salı akşamı saat 20.00’de başlayacak etkinlik 50 katılımcı ile sınırlıdır.

Levon Bağış ile Tadım Gecesi’nde tadılacak şaraplar: Yanık Ülke Cataratto, Yanık Ülke Nerello Mascalese, Urla Chardonnay, Barbare Premier Blend, Cinzano Prosecco.

Bulvar 216, geniş oturma alanları, keyifli atmosferi ve yenilikçi mutfak anlayışıyla, sadece yemek yemek için değil, dostlarla keyifli anlar paylaşmak için de ideal bir adres.

Detaylı bilgi için bulvar216.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aynı anda 3 uçak inebilecek

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Havalimanı’nda mevcut pistlerin kullanımını en verimli hale getirecek “Eş Zamanlı Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları” uygulamasının 17 Nisan Perşembe günü saat 10.00’da başlayacağını açıkladı.

Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu’nun eş zamanlı olarak üç uçağın iniş yapmasına ve üç uçağın kalkış yapmasına olanak sağlayan bir operasyon olduğunu belirten Uraloğlu, “Bu sistem ile İstanbul Havalimanı’na aynı anda üç uçak iniş yapabilecek. Üç uçak da eş zamanlı olarak kalkış yapabilecek. Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulanıyor. Avrupa’da ise bu uygulamayı hayata geçiren ilk ülke Türkiye olacak” dedi.

Bakan Uraloğlu, “Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu ile İstanbul Havalimanı’nın trafik akışı hızlanacak ve dinamik kapasitesi artacak” açıklamasında bulundu.

Uraloğlu, projenin çalışmalarına 2022 yılının son çeyreğinde başlandığını, 2023 ve 2024 yıllarında Eurocontrol, Devlet Hava Meydanları İşletmesi, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Türk Hava Yolları iş birliğiyle toplantılar, risk analizleri, emniyet çalışmaları ve simülasyonlar gerçekleştirildiğini belirtti.

Eurocontrol tarafından hazırlanan emniyet analiz raporu doğrultusunda gerekli tüm hazırlıkların tamamlandığını söyleyen Uraloğlu, “Yeni hava sahası tasarımı yapıldı, kontrol sistemleri üçlü operasyonlara uygun hale getirildi, havayolu şirketleri bilgilendirildi. Hava Trafik Kontrolörlerimize yerli ve milli simülatörümüzle eğitimler verildi.” bilgisini verdi.

Uraloğlu, uygulamanın başlamasıyla İstanbul Havalimanı’nın Avrupa’daki konumunun daha da güçleneceğini belirtti. EUROCONTROL 26 Mart 2025 tarihli Avrupa Havacılık Genel Bakış Raporuna göre 17 Mart – 23 Mart 2025 dönemi hava trafik istatistiklerine göre, İstanbul Havalimanı’nda günlük ortalama bin 326 uçuş gerçekleştiğini belirten Uraloğlu, “İstanbul Havalimanımız yıllardır Avrupa’nın en yoğun havalimanı konumunda.” dedi

Kaynak: Habertürk

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’dan ticaret savaşı değerlendirmesi

Antalya Diplomasi Forumu 2025’e katılan Yılmaz, AA muhabirine, diplomasinin kalbinin Antalya’da attığını, forum boyunca küresel sorunların ele alındığını, ülke liderlerince ikili, üçlü görüşmelerin yapıldığını söyledi.

Diplomasinin, konuşmanın ülkeler arasındaki çatışmaları engellemeye yönelik en önemli araç olduğunu ifade eden Yılmaz, “Siz konuşmazsanız özellikle de sadece anlaşanlar değil, anlaşamayanlar, çeşitli konularda ihtilaflı olanlar bir araya gelip konuşmazlarsa, diplomasinin kanalları çalışmazsa bunun yerine ne gelir, çatışma gelir, savaş gelir. Dolayısıyla diplomasi bu anlamda çok kıymetli. Savaş istemiyorsak, çatışma istemiyorsak sorunları oturup konuşarak çözmek durumundayız. Müzakere yapmak durumundayız.” diye konuştu.

Yılmaz, Türkiye’nin özellikle bölgede ve dünyada jeopolitik gerilimlerin arttığı, rekabetin, çatışmaların yükseldiği bir dönemde diplomasiyi ön plana çıkarmasının da son derece kıymetli olduğunu belirtti.

Şu an dünyada çok kutupluluğun söz konusu olduğunu dile getiren Yılmaz, çatışma riskini ortadan kaldırmanın müzakere ile mümkün olacağını söyledi.

“Dünya ekonomisi açısından en kötü durum belirsizlik”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ekonomik rekabetin her geçen gün arttığını ve dünyada bugün güvenliğin bile önüne geçtiğini kaydetti.

ABD ile Çin arasında son dönemlerde ticaret savaşlarının iyice belirginleştiğini ifade eden Yılmaz, asıl yapılması gerekenin ise müzakere olduğunu belirtti.

Müzakere yapılmadığında belirsizliklerin ortaya çıktığını dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:

“Belirsizliklerin olduğu bir dünya ise herkes için zararlı doğrusu. Dünya ekonomisi açısından, dünya ticareti açısından en kötü durum belirsizlik. Bu belirsizliklerin bir an önce ortadan kalkması, müzakerelerin etkili bir şekilde yapılarak sonuçlandırılması dünya ekonomisi adına çok kıymetli. Bugün içinden geçtiğimiz süreç, henüz bu belirsizliklerin ortadan kalktığı bir süreç değil.”

ABD yönetiminin gümrük tarife uygulamasına değinen Yılmaz, ABD’nin bir yandan bazı tarifeler ilan ettiğini diğer yandan da müzakereye hazır olduğunu ifade ettiğini kaydetti.

ABD’nin çok sayıda ülkeyle de bu süreci başlattığını hatırlatan Yılmaz, diğer taraftan da Çin’in karşı tedbirler ilan ettiğini ve bu sürecin yakından takip edilmesi gerektiğini söyledi.

Yılmaz, Türkiye’nin en düşük tarife oranıyla karşı karşıya kaldığını ve bunun da müzakeresini yapacaklarını belirtti.

ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi

ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması yönünde bir hedef konulduğunu anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geçen yıla baktığımızda bunun yaklaşık üçte birine gelmiş durumdayız ve dengeli bir yapımız var ticarette ama daha gidecek çok yolumuz var. Dolayısıyla bizim gündemimiz, Amerika Birleşik Devletleri ile sadece tarifeler değil, ticaret hacmini dengeli bir şekilde, elbette iki tarafın da kazançlı çıkacağı bir şekilde nasıl yükseltiriz, nasıl artırırız. Burada mal ticaretinin yanı sıra hizmet ticareti de çok önemli.”

Bir taraftan tarifeleri değerlendirdiklerini diğer taraftan da iki ülke arasındaki ticaret hacmini artıracak çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

“ABD’nin tarife ilanları konusunda Türkiye’nin ilk aşamada daha az etkilenen ülkeler arasında olduğunu biliyoruz. Sadece Amerika Birleşik Devletleri’ni değil, diğer ülkeleri de çok iyi takip etmemiz gerekiyor çünkü Amerika pazarı kapandığı zaman Çin başta olmak üzere daha önce Amerika’ya ihracatı olan ülkeler başka pazarlarda ihracatlarını telafi etme yoluna gideceklerdir. Bu da dünyada bu pazarlardaki rekabeti artıracaktır. Dolayısıyla bütün bu boyutlarıyla süreci yakından takip ediyoruz. Önümüzdeki Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda da gündem başlıklarımızdan biri bu olacak. Ticaret Bakanımız başta olmak üzere ilgili tüm arkadaşlarımızla bu konuları değerlendireceğiz. İçinden geçtiğimiz süreç, otomatik pilota bağlanarak gidilecek bir süreç değil. Bütün gelişmeleri yakından takip edip zamanlı bir şekilde tutumumuzu, politikalarımızı ortaya koymamız gereken bir süreç. Dolayısıyla biz de bir taraftan etki değerlendirmeleri, analizleri yapıyoruz. Bir taraftan da bu yeni ortamda Türkiye’nin karşılaştığı riskleri, belirsizlikleri nasıl azaltırız, yine karşı karşıya olduğu imkanları nasıl değerlendiririz, bu perspektif içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Kaynak: Habertürk

İzmirli İZMAR’ı bağrına bastı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tanzim satış ruhunu yeniden canlandırdığı İZMAR projesi ilk günden itibaren İzmirlilerin büyük ilgisiyle karşılaştı. Hijyenik ve kaliteli ürünleriyle yurttaşların güvenli alışveriş yapmasını sağlayan İZMAR, piyasa fiyatının altında satış politikası ile yurttaşı ekonomik anlamda rahatlatıyor.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın Türkiye’nin zorlu ekonomik koşullarında yurttaşların güvenli ve uygun fiyata temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için başlattığı İZMAR projesi dar gelirlilere nefes oldu. 43 yıl kente hizmet veren Tansaş Tanzim Satışları AŞ ruhunun 9 yıl sonra yeniden canlandırıldığı İZMAR’ın Karabağlar Bozyaka’da açılan ilk şubesi, ilk günden itibaren uygun fiyatı ve kaliteli ürünleriyle büyük ilgi gördü. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZTARIM AŞ tarafından küllerinden doğan İZMAR mağazaları, güvenli gıdanın yanı sıra temizlik ürünlerinden kişisel bakıma kadar temel tüketim ürünlerini kâr amacı gütmeden satışa sunuyor. Mağazalarda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından üretilen süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, Halk Ekmek ile Şaşal Su, Badem Su ve İzmir Su tek çatı altında uygun fiyatla satışa sunuluyor.

“Çok mutlu oldum”
TANSAŞ ruhunun yeniden canlandırılmasından duyduğu mutluluğu ifade eden Gülgün Şahin, “Çok mutlu oldum. Bu tip yerlerin daha da çoğalmasını arzu ederim. Fiyatlar da uygun, hem çok steril, tertemiz. Tarım kooperatiflerinin ürünleri var, çok mutlu oldum. Böyle projelerin kooperatiflerin de gelişmesi için büyük bir katkısı oluyor. Üreticiden alınıp doğrudan tüketiciye sunulması çok büyük bir olay. Şaşal Su gibi markaları görmek güzel” ifadelerini kullandı.

“Şimdi içim rahat alıyorum”
İZMAR alışverişini değerlendiren Ayşe Güler, bu tür satış noktalarını çok önemli bulduğunu belirterek “Güvenle ürün aldığımız bir yer. Daha çok kasap reyonundaki kendi besi ürünlerini içim rahat şekilde alıyorum. En azından ne yediğimizi biliyoruz. Ürünler güzel, çeşit bol. İstediğimi bulabiliyorum. Bu tür mağazaların açılmasından çok mutluyum. Daha iyilerini, fazlalarını istiyoruz. Fiyatlar da gayet uygun. Emeklilerimiz bu dönemde zor alışveriş yapıyor. Annem ve babam için de buraya geliyorum. Onların gelir düzeyi de düşük. Onun için böyle yerlerin fazlalaşmasını istiyorum” diye konuştu.

“Önemli olan hijyenik ve temiz olması, garantili ürün almamız”
İZMAR’da İzmir Büyükşehir Belediyesi güvencesinde ürünlerin yer almasından duyduğu mutluluğu dile getiren Mustafa Tıkır, “Bizler için, halk için fevkalade bir proje. Önemli olan güvenilir ve hijyenik olması, garantili ürün almamız. Fiyatlar piyasaya göre biraz daha uygun. Şaşal Su da var, çok iyi, hemen aldık” dedi.

“Özellikle kasap reyonu çok uygun”
Mağazaların hızla İzmir geneline yayılmasını istediklerini söyleyen Güldem Ayazmalı, “Bu mağazaların çoğalmasını istiyoruz. Mahalle aralarına da yapsalar çok seviniriz. Gayet temiz. Fiyatlar makul. Özellikle kasap reyonu çok uygun” şeklinde konuştu.

“Çok yerinde bir karar”
İZMAR’ın hem üreticiye hem tüketiciye iyi geleceğini söyleyen Alim Karaduman, “Bu ortamda gayet olumlu bir proje. Ülkenin hali, vatandaşın hali belli.  Bu tür marketlerin açılması da halkımızın yararı için yerinde bir karar. Hatta birçok yere açılmasında fayda var. Fiyatlar diğer marketlere göre oldukça uygun. Zaten üreticinin de hali ortada. Ekranlarda görüyoruz her gün. Hepsi başka bir sıkıntıda. Üretici açısından da tüketici açısından da faydalı bir şey. Keşke daha çok açılsa da üreticiye de daha çok faydası olsa” dedi.

Ulukent ve Gaziemir’de hizmete açılacak
İZTARIM AŞ, İzmirlilerden tam not alan İZMAR mağazalarını öncelikli ihtiyaç noktalarında yaymak için çalışmalarına hızla devam ediyor. Bozyaka şubesinden sonra Menemen Ulukent, Gaziemir Atıfbey Mahallesi şubeleri kısa sürede İzmirlilerin hizmetine sunulacak. Üç şubenin ardından İZMAR mağazaları İzmir genelinde 15 market ve 1 gezici marketle hizmet veren Halkın Bakkalı şubelerinin dönüşümüyle yayılmaya devam edecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Marble İzmir’den yabancı katılımcı ve alıcılar da memnun kaldı

İzmir’in dünya markası Marble İzmir, her yıl dünya ticaretinin önemli buluşma noktalarından biri oluyor. Yabancı katılımcı ve alıcılar, İzmir’de dünyanın her yerinden müşteri ve satıcıya ulaşabildiklerini belirterek oluşan bu büyük ticaret hacminden duydukları memnuniyeti dile getirdi.  

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZFAŞ tarafından bu yıl 30. kez 9-12 Nisan tarihlerinde düzenlenen Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 27 ülkeden katılımcı ve yaklaşık 150 ülkeden ziyaretçiyi ağırladı. Türkiye’de çıkan doğal taşların yanı sıra Avrupa, Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerinin açtığı 188 yabancı stantta da tüm dünyadan çok özel doğal taşlarla buluşan yabancı alım heyetleri, İzmir’in çok özel bir yere sahip olduğunu ve her yıl burada olmaktan çok mutlu olduklarını dile getirdi. 30 yıllık istikrarı ile de Marble İzmir Fuarı’nın öne çıktığını ifade eden yabancı katılımcı ve alıcılar, uzun yıllardır fuara memnuniyetle katıldıklarını söyledi. Marble İzmir Fuarı’nı, onlara katkılarını, ticari beklentilerini yabancı katılımcı ve alıcılar değerlendirdi.

Yunanistan firması İktinos Hellas tam 10 yıldır katılıyor
Son 10 yıldır Yunanistan’dan Marble İzmir Fuarı’na katılan mermer fabrikası Iktinos Hellas S.A İhracat Satış Müdürü Kostas Protonotarios, her yıl İzmir’de ve fuarda olmaktan çok mutlu olduklarını ve burada tüm dünya firmalarıyla buluştuklarını söyledi. Protonotarios, “Burada tüm ürünlerimizi göstermek için fırsatımız var. Yunanistan’dan çıkardığımız taşları buraya getirip, buradaki arkadaşlarımızla iş birliği yapmak bizi heyecanlandırıyor.  Bu çok özel bir uluslararası fuar, tüm dünyadan şirketler bu fuara katılıyor. İngiltere’den Hindistan’a kadar… İzmir bu alanda çok ünlü ve burada çok güzel bir organizasyon yapılıyor. Teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Hollandalı Bremen: Çok güzel ticari ilişkiler kuruyorum
Hollanda’dan fuara katılan Nicky Van Bremen, İzmir’i ve mermer fuarını çok beğendiğini, her yıl şirketi için doğal taşlar seçmek ve anlaşmalar yapmak üzere fuara katıldığını ifade etti. Bremen, “İzmir Mermer Fuarı’nı dünya fuarları arasında ayrı bir yerde tutuyorum. Hem kaliteli taşlara ulaşıyorum hem de bu büyük organizasyonda bulunmak beni çok mutlu ediyor. Çok güzel ticari ilişkiler kuruyor, kazançlı iş birlikleri yapıyorum. Burada olmaktan her zaman çok mutluyum” şeklinde konuştu.

Rus Stone Wealth şirketinden Dmit: Dünyanın en güzel taşları Türkiye’de
Fuara ikinci kez Rusya’dan gelen Stone Wealth firmasının sahibi Maksimov Dmit, Türkiye’den çıkan taşları çok beğendiğini söyledi. Dmit, “Burada yeni partnerler, güzel taşlar bulmaya çalışıyoruz. Yeni projeler için buradayız. Çok uzun zamandır Türkiye ile birlikte çalışıyoruz. Burada da yeni trendler bulmak istiyoruz. Türkiye’den çıkan taşları çok çok beğeniyorum. Dünyadaki en güzel taşlar Türkiye’de bence” dedi.

Bakü Mermer’den İsayev: Mermer fuarları içinde en üst sırada
Azerbaycan’dan üç yıldır Mermer Fuarı’na katılan Bakü Mermer Fabrikası Müdürü ve yüzde 25 yatırımcılarından biri olan Yunis İsayev, mermer fuarında genellikle fabrikaları için blok mermer anlaşmaları yaptıklarını ve her zaman Türkiye pazarını çok beğendiklerini anlattı. İsayev, “Üç yıldır fuara katılıyoruz. Biz mermeri ham şekilde, bloklar şeklinde alıyoruz. Onun için de Türkiye pazarı, bizim için daha uygun, daha avantajlı. Her yıl katılıyoruz, her yıl eski arkadaşlarımızla görüşüyoruz ve yeni arkadaşlar edinip, geniş iş birlikleri yapıyoruz. Fuar alanında da daha iyi madenler, daha uygun fiyatlar buluyoruz. Bence İzmir’in mermer fuarı diğer fuarlara göre daha farklı. Belki bizim pazarımıza daha yakın olduğu için ben mermer fuarları içinde Marble İzmir’i en üst sırada tutuyorum. Bu organizasyonu yapan herkese teşekkür ediyorum. Her yıl katılıyoruz, inşallah önümüzdeki senelerde de katılmayı düşünüyoruz” diye konuştu.

TÜMMER Başkanı Şimşek: Dünyaya rağmen başarılı bir fuar
Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER) Başkanı Hanifi Şimşek, yabancı katılımcı ve yatırımcıların dünyanın içinde bulunduğu savaşlar, çekişmelere rağmen önceki yıllardaki sayılarda Türkiye’ye, İzmir’e gelmelerinin büyük bir başarı olduğunu dile getirdi. Şimşek, “Kültürpark Fuarı Sevgi Yolu’nda 5 yıl yapılan, Marble olarak da 30. yılında olan, toplamda 35 yıldır süren fuarımızı açtık. Eksi ve artılarımız var ama her şeye rağmen fuarımız güzel geçiyor. Neden her şeye rağmen diyoruz? Bugün, Rusya ve Ukrayna’da savaş var. Irak’ın durum ortada, Suriye ortada. İsrail, Libya, Lübnan ve son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri’nin ekonomiye yönelik çıkışları… Yüzde 125 civarında bir ek vergi açıkladı Çin’e. Mermerciler olarak Çin’de de ciddi anlamda müşterilerimiz var. Bunlara rağmen gayet yüksek bir katılımcı oranı, gayet başarılı, güzel bir fuar oldu” dedi.

“İhracatın 2 milyar dolara çıkmasında Marble’ın katkısı büyük”
Dünyada doğal taş piyasasının 20 milyar dolar civarında olduğunu, Türkiye’de bunun yüzde 10’u yani 2 milyar dolar civarında ihracat olduğunu belirten Şimşek, şu bilgileri ve notları paylaştı: “Sektörümüz 30 yıl önce makinaları ithal ederken bugün tam tersine biz makine ihracatı yapıyoruz. 30 yılda ihracat olarak 77 milyon dolardan 2 milyar dolara ulaştık. Bunda Marble’ın katkısı olmaz olur mu? Başta aramızda olmayan bir kez daha rahmetle andığımız Büyükşehir Belediye Başkanlarımızın katkıları, Cemil Başkanımızın her toplantıda, her platformda dile getirdiği büyük destekleri çok değerli. Dünyadaki üç önemli uluslararası fuardan birisiyiz. Birisi Çin’de, birisi İtalya’da, birisi bizde. Bana göre biz birinciyiz. Bunu neden söylüyorum? Hem renk hem kalite ve dayanıklılık anlamında doğal taş sektöründe biz dünyadaki en zengin ülkelerden birisiyiz. O zaman ne yapacağız? Üretimimizi katma değeri yüksek ve ihracata yönelik nasıl gerçekleştireceğiz, ona bakacağız. Bu fuarın sahibi 85 milyondur. İzmir Mermer Fuarı’na teşviklerin doğru verilmesi lazım, desteklenmesi lazım. Hem maddi hem manevi olarak fuarımıza sahip çıkmak için hepimize sorumluluk düşüyor.”

Cumalıoğlu: Tahminlerin üzerinde bir ticaret hacmi bekliyoruz
İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, yabancı yatırımcı ve katılımcıların çok önemli ticari ilişkiler yaptıklarını belirterek, “Bu sene 27 ülkeden katılımcımız, 150’yi aşan ülkeden ziyaretçimi var. Zaten Değişik Mermer Tasarım Yarışmamıza bu sene ilk kez 12 ülkeden başvuru aldık. Hatta üçüncülük ödülünü de Polonya’dan bir katılımcımız aldı. Bir sürü yabancı alıcımız var. Mermer Fuarı ilk yapılmaya başladığında Türkiye’nin mermer ihracatı 77 milyon dolar civarındayken, 30 yıl içerisinde mermer ihracatının toplamı 2 milyar doları geçmiş durumda. Hatta makineyi de dahil ettiğimizde bu ihracat rakamı 2,5 milyar dolarlara çıkıyor. Stantlardan aldığımız geri bildirimler hiç beklemedikleri alıcılarla hiç beklemedikleri iş birliklerine ve el sıkışmalara tanıklık ettikleri şeklinde oldu. O yüzden bu sene İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZFAŞ olarak ticaret hacmini artırmaya yönelik katkımızın geçen yılların çok çok üzerine çıkacağını tahmin ediyoruz. İzmir Mermer Fuarı dünyadaki en büyük üç doğal taş ve makineleri fuarından biri. Biz hem doğal taş üzerine hem madencilik üzerine olan tüm fuarlarda İZFAŞ’ı ve İzmir Mermer Fuarı’nı temsil ediyoruz. Oradaki uluslararası ağı İzmir’e davet ediyoruz. Marble Fuarı’nı bitirir bitirmez önümüzdeki senenin çalışmalarına zaten hemen başlıyoruz. Dediğim gibi bu uluslararası ağı iyice genişletip tüm sektörü kucaklayan çalışmalara devam edeceğiz” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bakan Şimşek: Enflasyon düşüyor

Antalya Diplomasi Forumu kapsamında düzenlenen “Küresel Sınamalar ve Türkiye’nin Görünümü” başlıklı oturumda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, küresel ekonominin yüksek belirsizlik ve volatilite döneminden geçtiğini söyledi.

Türkiye’nin küresel zorluklara karşı göreceli olarak daha dayanıklı olduğunu belirten Şimşek, dış ticaret, enerji dönüşümü, yapay zekâ ve savunma sanayi alanlarında yürütülen reformları anlattı. IMF’nin tahminlerine göre küresel GSYİH’de yüzde 7’lik bir azalma beklendiğini aktaran Şimşek, “Ticaret savaşları, korumacılık ve jeopolitik gerilimler küresel üretimi zorluyor. Çin, küresel imalatı domine ediyor; Avrupa, ABD ve Japonya ise güç kaybediyor” dedi.

İHRACAT YERİNE İÇ TALEP ÖN PLANDA

Türkiye’nin büyüme modelinin ihracata dayalı olmadığını vurgulayan Bakan Şimşek, “Tarihi olarak net ihracat büyümeye katkı sunmaktan çok, sınırlayıcı oldu. Türkiye ekonomisinin temel itici gücü iç talep ve yatırımlar” ifadelerini kullandı. Şimşek, bu nedenle Türkiye’nin, küresel ticaretteki daralmaya karşı daha az kırılgan olduğunu kaydetti.

Bakan Şimşek, ihracatın yüzde 62’sinin serbest ticaret anlaşması olan ülkelere yapıldığını, bunların başında Avrupa Birliği’nin geldiğini belirterek, “Bu ülkelerle ilişkiler sürdüğü sürece, ihracatımızın önemli bölümü korumalıdır” dedi. Bölgesel entegrasyonun önemine dikkat çeken Şimşek, “Komşunla yükselir, onunla düşersin. Türkiye barışçıl ve istikrarlı bir bölge istiyor çünkü bu bizim çıkarımıza” ifadelerini kullandı.

ENERJİ VE LOJİSTİKTE YENİ KORİDORLAR

Türkiye’nin Çin’e uzanan Orta koridorun bir parçası olduğunu söyleyen Bakan Şimşek, Irak’tan Türkiye’ye, oradan Londra ve Pekin’e bağlanacak yeni kalkınma koridoru yatırımlarını anlattı. Bu projelerin maliyet etkin ve etkili lojistik çözümler sunduğunu vurgulayan Şimşek, “Bağlantı çok önemli. Biz barışa, güvenliğe ve refaha yatırım yapıyoruz çünkü bundan kazanç sağlıyoruz” dedi.

Bakan Şimşek, enflasyonla mücadelede kararlı olduklarının altını çizerek, “Enflasyon düşüyor, düşecek. Bu programı hayata geçirmek için her şeyi yaptık. Güçlü siyasi destek var, kararlıyız. Bu süreci yönetecek kapasitemiz de mevcut” dedi. Şimşek, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının beklentileri bozabileceğini ancak dezenflasyon sürecinin devam edeceğini de sözlerine ekledi.Kurda yaşanan sınırlı zayıflamanın etkisinin petrol fiyatlarındaki düşüşle dengelenebileceğini aktaran Bakan Şimşek, sıkı para politikasının net dezenflasyonist etkiler oluşturacağını belirtti. Şimşek, mali tarafta ise bütçe disiplininin korunacağını, kamu borcunun GSYİH’ye oranla yüzde 25 seviyesinde olduğunu ifade etti.

YÜKSEK BORÇ VE YAŞLANAN DÜNYA

Küresel borçların son 25 yılda 100 puandan fazla arttığını, uzun vadeli yüksek faizlerin ülkeleri zora sokabileceğini söyleyen Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye’nin toplam borçluluğunun dünya ve gelişmekte olan ülke ortalamalarının altında kaldığını kaydetti. Şimşek, “Şu an yatırımcılar gelişmekte olan piyasalardan çekiliyor, ama fırtına dindiğinde temel göstergelere bakacaklar. Türkiye burada öne çıkacak” dedi.

Dünya genelinde yaşlanan nüfusa da değinen Bakan Şimşek, Türkiye’nin hâlâ genç nüfusa sahip olduğunu, kadın istihdamını artıracak reformlarla avantajın sürdürülebileceğini belirterek, her yıl yaklaşık 1 milyon üniversite ve meslek lisesi mezunu verildiğini söyleyerek, yatırımcılar için insan kaynağının güçlü olduğunu vurguladı.

SAVUNMADA VE YAPAY ZEKÂDA YÜKSELEN GÜÇ

Türkiye’nin savunma sanayisinde yerlilik oranının yüzde 80’e ulaştığını açıklayan Bakan Şimşek, “25 yıl önce en büyük ithalatçılardandık, şimdi ilk 10 ihracatçı arasına giriyoruz. 3 bin 500 şirketimiz ve bin 100 aktif projemiz var” dedi.

Yapay zekânın küresel üretkenliği artıracağını ama herkese eşit dağılmayacağını belirten Şimşek, Türkiye’nin bu alanda yüksek sayıda mezun veren ülkeler arasında olduğunu aktardı. Fiber altyapı, 5G, uzay limanı ve nükleer enerji gibi teknoloji yatırımlarını detaylandıran Şimşek, “İnovasyon, tercihten çok zorunluluktan doğar” diyerek bu alanlarda reformların süreceğini belirtti.

YEŞİL DÖNÜŞÜM EKONOMİK BİR ZORUNLULUK

Enerji ithalatına yılda büyük bütçeler ayrıldığını hatırlatan Şimşek, yenilenebilir enerji yatırımlarının Türkiye için yalnızca çevresel değil, ekonomik zorunluluk olduğunu söyledi. Elektriğin yüzde 50’sinin yenilenebilir kaynaklardan sağlandığını, bu oranı yüzde 70’e çıkarmak istediklerini belirten Şimşek, şimdiye kadar su ve sulama altyapısı için 90 milyar dolar yatırım yapıldığını aktardı.

BÜYÜME, İSTİHDAM VE YATIRIMDA GELECEK VURGUSU

Türkiye’nin son 20 yılda ortalama yüzde 5,3 büyüdüğünü, 2002’den bu yana reel GSYİH’nın üç kat arttığını ifade eden Bakan Şimşek, “Geçmişle övünmek değil, sağlam temellerle güçlü bir gelecek inşa etmek istiyoruz” dedi. Kur korumalı mevduatların azaltıldığını, CDS primlerinin artmasına rağmen Türkiye’nin borçlanma şartlarında gelişmekte olan piyasalarla aynı seviyeye geldiğini söyleyen Şimşek, G30 programıyla yüksek teknolojili üretimi artıracaklarını, 2030’a kadar bu alana 30 milyar dolar yatırım çekmeyi hedeflediklerini belirtti.

TÜRKİYE YÜKSELEN BİR MERKEZ OLMA YOLUNDA

Medikal turizmden oyun sektörüne, inşaattan çay ihracatına kadar pek çok alanda Türkiye’nin küresel ölçekte öne çıktığını vurgulayan Şimşek, “Mükemmeliyetçilik ilerlemenin düşmanıdır. Biz artık pratik olarak neyi başarabileceğimize odaklanacağız” dedi. Altyapıya şimdiye kadar 300 milyar dolar yatırım yapıldığını, 200 milyar dolar daha yapılacağını belirten Şimşek, yeni İstanbul Havalimanı’nın dünyanın en iyi bağlantılı havalimanı seçildiğini de sözlerine ekledi.

Haberin görseli AA tarafından servis edilmiştir

Kaynak: Habertürk

“Tarihimizin en büyük ‘zirai don’ olaylarından birini yaşadık”

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı son günlerde yaşanan zirai don olaylarına ilişkin açıklama yaptı.

Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Bakan Yumaklı, “Mart ve nisan aylarında, ama özellikle son 3 günlük dönemde (10-11-12 Nisan) hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sonucu don, kar yağışı, dolu olaylarıyla karşı karşıya kaldık. Yer yer sıcaklığın eksi 15 dereceye düştüğü son 3 günde, bazı bölgelerde son 30 yılın en düşük sıcaklık değerleri kaydedildi. Bu olumsuz hava koşulları sonucu, maalesef 2014’te yaşanan büyük zirai don olayından sonra tarihimizin en büyük zirai don olaylarından birini yaşadık. Tüm üreticilerimize, çiftçilerimize büyük geçmiş olsun” ifadelerini kullandı.

“TESPİT ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR”

Bakan Yumaklı, bakanlık olarak günlerdir olumsuz etkiyi en aza indirmek için 7/24 sahada ve üreticinin yanında olduklarına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bütün ekiplerimiz tespit çalışmalarını sürdürüyor. Don ve doludan etkilenen üreticilerimiz; Tarım ve Orman il/ilçe müdürlüklerimize, sigortalı üreticilerimiz de ALO TARSİM 172 ihbar hattına ve acentelerine hasar ihbarında bulunabilirler. Bakanlık olarak her zaman olduğu gibi, son yılların en geniş alanı kapsayan bu don olayı sonrasında da üretimin devamlılığını sağlamak üzere üreticilerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Tekraren üreticilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabb’im memleketimizi her türlü afetten korusun.”

Kaynak: Habertürk

Sabancı Gençlik Seferberliği’ne Davos’tan ödül

‘Beyin göçünü beyin gücüne dönüştürmek’ amacıyla, 2024 yılında Sabancı Topluluğu tarafından hayata geçirilen Sabancı Gençlik Seferberliği, Davos İletişim Ödülleri’nde “En İyi Kurumsal Sosyal Sorumluluk / ESG” kategorisinde Gümüş Ödül’ün sahibi oldu.

Söz konusu ödül, İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen törenle, Sabancı Holding Kurumsal Marka Yönetimi ve İletişim Bölüm Başkanı Filiz Karagül Tüzün’e takdim edildi. Bu yıl 30 farklı kategoride ödüllerin verildiği organizasyonda Sabancı, Türkiye’den ödüle layık görülen tek Topluluk oldu.

“GERÇEK BİR SEFERBERLİK RUHUYLA HAREKET EDİYORUZ”

Sabancı Gençlik Seferberliği’nin, Sabancı’nın gençlere olan inancının ve güveninin en güçlü göstergelerinden biri olduğunu ifade eden Filiz Karagül Tüzün şunları söyledi:

“Bu proje ile, Sabancı’nın 100 yıllık tecrübesini ve bilgi birikimini, gençlerin geleceği dönüştürme gücü ile bir araya getiriyoruz. Gençlerimizin, ülkemiz ve kendileri için değer üretebilen ve ürettiği değere sahip olan yeni liderler, girişimciler ve araştırmacılar olmasını istiyoruz. Henüz projeyi duyurmamızın üzerinden bir yıl bile geçmedi. Buna rağmen, bugün itibarıyla 10 merkezimiz faal olarak gençlerimize destek veriyor. Bugün özellikle iletişim dünyasında, şirketlerin en büyük meydan okuması, sadece sözlerinde durmak değil. Sözden aksiyona geçerken, verdikleri sözleri tutarken, bunu en hızlı şekilde yapmak. Bizim bunu başarabilmemizin en önemli unsuru da, bu projeyi sadece bir kampanya olarak görmememiz; gerçek bir seferberlik ruhuyla hareket etmemizdir. Bunun sağlanmasında, CEO’muz Cenk Alper başta olmak üzere, tüm Yürütme Kurulumuzun, Topluluk şirketleri yöneticilerimizin ve tabii ki Sabancı Gönüllüleri’nin müthiş emeği, özverisi var. Hepsine şükranlarımı sunuyorum.”

11 AYDA 10 BİNİN ÜZERİNDE BAŞVURU GELDİ

Kaynak: Habertürk

Navigasyon beyni tembelleştiriyor mu?

Navigasyon cihazlarının bir yönden hayatı kolaylaştırdığını belirten uzmanlar, ancak beyin sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabildiğini söylüyor.

Sürekli navigasyon kullanımının beynin yön bulma yetisini zayıflatabileceğini ifade eden Uzman Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, “Navigasyon cihazlarının sürekli kullanımı, kişilerin yeni mekânsal bilgileri öğrenme ve hatırlama becerilerini etkileyebilir. Çünkü navigasyon cihazları, kullanıcıların yerlerini hatırlama veya yol tarif etme ihtiyacını azaltır, her şeyi kendi beynimize değil başka yapay beyne, cihaza devrederiz.” dedi. Olumsuz etkilerinin yanında bu cihazların bilinmeyen yerlerde güven duygusu vermesi ve stresi azaltması açısından da fayda sağlayabildiğini aktaran Kefal, yine de, dengeyi korumanın ve beyni aktif tutmanın önemli olduğunu vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, navigasyon kullanmanın beyni tembelleştirip tembelleştiremediği hakkında açıklamalarda bulundu.

Beynimiz doğal olarak dünyayı haritalıyor…

Beynin navigasyon yeteneğinden ve işlevinden bahseden Uzman Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, “Dünyamızı sürekli haritalarız. Binlerce yıl böyle olmuştur ve hayvanlarda da mekânsal haritalama yaşamda kalmak için esastır. Yiyecek nerede, ev nerede, su nerede, tehlike nerede gibi… Bu yetenek beynimizin doğal yapısında kişiler arası farklar olsa da gelişmiştir.” dedi.

Navigasyon ve yön bulma ile ilgili yapılan beyin görüntüleme araştırmalarının, insan beyninin bu süreçleri nasıl gerçekleştirdiği konusunda önemli bilgiler sağladığını aktaran Kefal, “Bu tür araştırmalar genellikle fMRI (fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme) ve PET (pozitron emisyon tomografisi) gibi görüntüleme teknikleri kullanılarak yapılır. Hipokampus, özellikle uzun süreli mekansal hafıza ile ilişkilendirilmiştir. Araştırmalar, hipokampusun yerel mekansal haritaları oluşturduğunu ve bu haritaları kullanarak insanların çevrelerinde nasıl gezindiklerini desteklediğini göstermektedir.” şeklinde konuştu.

Yönümüzü bulmak için mekansal hafızamızı kullanıyoruz…

Nobel Ödülü sahibi olan araştırmacıların, ızgara/grid hücreleri olarak bilinen özel nöronların, insanların konumlarını ve hareketlerini izlediğini keşfettiklerini dile getiren Uzman Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, “Grid hücreleri, bir çeşit iç harita oluşturur ve insanların bulundukları konumu bu harita üzerinde hesaplar. Yer hücreleri, belli bir yerdeki nesnelerin yerini belirlemeye yardımcı olan nöronlardır. Bu nöronlar, bir nesnenin yerini belirleyen işaretlerle etkileşime girerler. Entorinal korteks, mekansal bilginin işlendiği bir bölge olarak bilinir. Bu bölge, yer hücreleri ve grid hücreleri gibi nöronlar içerir ve mekansal hafızanın işlenmesine katkı sağlar. Araştırmalar, insanların çevrelerindeki, bir binanın şekli veya bir ağacın konumu gibi belirgin özellikleri kullanarak yönlerini belirlediklerini göstermektedir.” açıklamasını yaptı.

Beynin navigasyonu ‘Retrosplenial alan’

Retrosplenial alanın (RSA), beyindeki limbik sistemin bir parçası olduğunu ve navigasyon süreçlerinde önemli bir rol oynadığını vurgulayan Uzman Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“RSA, mekansal bilgiyi işleyerek çevresel haritaların oluşturulmasına katkı sağlar. Bu haritalar, bir kişinin bulunduğu konumu ve çevresini anlama ve hatırlama süreçlerinde kullanılır. RSA, özellikle yer hafızası ile ilişkilendirilir. İnsanlar RSA’nın yardımıyla çevrelerindeki nesnelerin ve yerlerin konumlarını hatırlayabilirler. Bu, bir kişinin geçmiş deneyimlerine dayalı olarak çevresindeki mekansal bilgiyi depolamasına ve kullanmasına yardımcı olur. Özellikle belirgin çevresel özelliklerin işlenmesi ve bu özelliklerin mekansal haritalama süreçlerine dahil edilmesi RSA aracılığıyla gerçekleştirilir. RSA, kişinin hareketlerini ve yolculuğunu izlemesine yardımcı olabilir. Bu, bir kişinin bir yerden diğerine gitmek için gereken yolları ve yönergeleri anlama ve hatırlama süreçlerine katkı sağlar. Bu alanın hasar görmesi veya işlevinin bozulması, navigasyon becerilerinin ve mekansal hafızanın kaybına yol açabilir. Bu nedenle, RSA’nın işlevlerini daha iyi anlamak, nörolojik rahatsızlıkları ve navigasyon kullanım sonuçlarını anlamak için önemlidir.”

Sürekli navigasyon cihazı kullanımı, kişilerin yön bulma becerilerini etkileyebilir!

Navigasyon cihazlarının sürekli kullanılmasının, beyinde bazı değişikliklere neden olabileceğine dikkat çeken Uzman Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, “Bu değişiklikler, bireyin beyninin yapısını, işlevini veya navigasyon becerilerini etkileyebilir. İnsanlar sürekli navigasyon cihazları kullanıyorsa, kendi içsel mekânsal harita oluşturma ve yön bulma becerilerini azaltabilirler. Bu, hipokampal aktivitenin azalması veya kullanılmayan becerilerin gerilemesi ile ilişkilendirilebilir.” dedi.

Bazı araştırmaların, sürekli navigasyon cihazlarını kullanan kişilerin beyin gri madde hacminde değişiklikler olduğunu gösterdiğine işaret eden Kefal, “Özellikle hipokampüs ve posterior parietal korteks gibi mekânsal işlemleme alanlarında değişiklikler gözlemlenebilir. Sürekli navigasyon cihazlarını kullanan kişiler, kendi yönlerini ve haritaları kullanma becerilerini kaybedebilirler. Bu, navigasyon cihazlarına aşırı güvenmeye ve bireylerin kendi yönlerini bulma yeteneklerini azaltmaya yol açabilir. Navigasyon cihazlarının sürekli kullanımı, kişilerin yeni mekânsal bilgileri öğrenme ve hatırlama becerilerini etkileyebilir. Çünkü navigasyon cihazları, kullanıcıların yerlerini hatırlama veya yol tarif etme ihtiyacını azaltır, her şeyi kendi beynimize değil başka yapay beyine, cihaza devrederiz.” şeklinde konuştu.

Doğru yolu bulmak, insanların güvende hissetmelerine katkıda bulunabilir…

Navigasyon sistemlerinin, sürücülere veya yaya kullanıcılara doğru yolları bulmalarına yardımcı olduğunu, bunun bilinmeyen bölgelerde veya karmaşık şehir trafiği içinde seyahat ederken insanların daha az kaygı duymalarını sağlayarak kendilerini güvende hissettirdiğini dile getiren Uzman Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, şunları söyledi:

“Doğru yolu bulmak, insanların güvende hissetmelerine katkıda bulunabilir. Bazı navigasyon sistemleri, anlık trafik bilgilerini sağlayarak kullanıcıları trafik sıkışıklıklarından kaçınmalarına yardımcı olur. Bu, trafik stresini azaltabilir ve sürücülerin daha hızlı ve güvenli bir şekilde hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olabilir. Yine, acil durumlar için acil servislere yol tarif edebilir. Bu özellik, acil bir durumda insanların daha hızlı yardım almasını sağlayarak güvenlik hissini artırabilir. Kişinin bilmediği bölgelere seyahat ederken navigasyon sistemleri, kullanıcıları yanlış yönlendirmelerden veya tehlikeli bölgelerden kaçınmalarına yardımcı olabilir. Bu da insanların kendilerini daha güvende hissetmelerine katkıda bulunabilir. Navigasyon kullanımı, sürücülerin veya yolcuların stres seviyelerini azaltabilir. Yolculuk sırasında kaybolma veya yanlış yola sapma endişesi olmadan seyahat etmek, insanların daha rahat hissetmelerine ve bu da güven hissini artırabilir.”

Navigasyon sistemleri sürücülerde stres ve anksiyeteye de neden olabilir!

İnsanların navigasyona aşırı bağımlı hale gelmelerinin, bazı olumsuz etkileri de olabileceğinin altını çizen Uzman Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, “Örneğin, sürücülerin tamamen navigasyon sistemlerine bağımlı hale gelmeleri ve trafik kurallarını veya çevrelerini göz ardı etmeleri gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Diğer yandan da navigasyon cihazlarının kullanımı, sürücülerin dikkatlerini yoldan ayırmasına neden olabilir. Aynı zamanda, bu cihazların hatalı yönlendirmeleri veya beklenmedik durumlarla karşılaşma durumu, sürücülerde stres veya anksiyete yaratabilir.” diyerek sözlerini tamamladı.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükakın, iş insanları ile buluştu

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Kocaeli Vizyoner İş İnsanları Derneği’nin konuğu oldu. Üretim, ticaret ve ekonomi üzerine konuşulan birliktelikte Büyükakın, dernek yönetimine başarı temennisinde bulundu.

 

ÜRETİM VİZYONU VE EKONOMİ KONUŞULDU

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, şehrin ekonomik gelişimine yön veren iş insanlarıyla bir araya gelmeyi sürdürüyor. Başkan Büyükakın, Kocaeli Vizyoner İş İnsanları Derneği (KOVİAD) tarafından düzenlenen kahvaltı programına misafir oldu. AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar da Başkan Büyükakın’a eşlik etti. Birliktelikte, kentin geleceği, üretim vizyonu ve ekonomik potansiyeli üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.

 

BÜYÜKAKIN BAŞARI DİLEĞİNDE BULUNDU

Başkan Büyükakın, iş dünyasının kent için taşıdığı öneme vurgu yaparak KOVİAD yönetimine çalışmalarında başarı diledi. KOVİAD Başkanı Harun Reşit Kocagöz de ziyaretleri dolayısıyla Büyükakın’a teşekkürlerini sunarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulundu. Kocagöz, derneğin 12 Ocak’ta kongreye gittiğini, Bekirpaşa ve Yeşilova bölgelerinde iş insanlarının oluşturduğu bir dernek olduklarını ve girişimcilik ile yatırım ortamına katkı sunmayı amaçladıklarını belirtti.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı