Kategori arşivi: Yaşam

Ücretli Çalışan İstatistikleri, Şubat 2025

 

Ücretli çalışan sayısı yıllık %1,1 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,1 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 125 bin 704 kişi iken, 2025 yılı Şubat ayında 15 milyon 293 bin 843 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Şubat ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %2,2 azaldı, inşaat sektöründe %2,0 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %2,9 arttı.

Ücretli çalışanlar, Şubat 2025
(Bin kişi)

Ücretli çalışanların sektörlere göre dağılımı, Şubat 2025

Sektör Ücretli çalışan sayısı Yıllık
fark
Yıllık
değişim
(%)
Şubat 2025 Şubat 2024
B-N Toplam (Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmetler) 15 293 843 15 125 704 168 139 1,1
B-E-Sanayi 4 909 897 5 019 332 – 109 435 -2,2
B-Madencilik ve taş ocakçılığı 134 850 137 351 -2 501 -1,8
C-İmalat 4 571 650 4 677 927 – 106 277 -2,3
D-Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı 138 577 136 863 1 714 1,3
E-Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri 64 820 67 191 -2 371 -3,5
F-İnşaat 1 755 150 1 720 470 34 680 2,0
G-N-Ticaret ve hizmetler 8 628 796 8 385 902 242 894 2,9
G-Ticaret 3 368 645 3 282 846 85 799 2,6
H-Ulaştırma ve depolama 1 252 187 1 203 089 49 098 4,1
I-Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri 1 163 464 1 090 966 72 498 6,6
J-Bilgi ve iletişim 293 364 289 470 3 894 1,3
K-Finans ve sigorta faaliyetleri 353 772 338 872 14 900 4,4
L-Gayrimenkul faaliyetleri 120 071 120 268 – 197 -0,2
M-Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler 656 606 643 883 12 723 2,0
N-İdari ve destek hizmet faaliyetleri 1 420 687 1 416 508 4 179 0,3

Ücretli çalışan sayısı aylık %0,1 azaldı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Şubat ayında bir önceki aya göre %0,1 azaldı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Şubat ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,4 azaldı, inşaat sektöründe %0,7 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,1 arttı.

Ücretli çalışanların aylık değişim oranları (%), Şubat 2025

Ücretli çalışanların sektörlere göre aylık değişim oranları (%), Şubat 2025

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Marble İzmir’i nice 50’nci, 100’üncü yıllara taşıyacağız”

İzmir’in fuarcılıkta dünya markası haline gelen Marble İzmir, 30 yıllık tecrübesiyle 9-12 Nisan tarihlerinde sektörü İzmir’de ağırladı. Dünyayı İzmir’de buluşturan Marble İzmir’in daha da büyüyerek yoluna devam edeceğini ifade eden İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, “Hemen önümüzdeki senenin çalışmalarına başlamayı hedefliyoruz. Çok daha güçlü bir şekilde Marble İzmir’i 50’nci, 100’üncü yıllara taşıyacağız” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZFAŞ tarafından bu yıl 30. kez düzenlenen Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 9-12 Nisan tarihlerinde dünyayı İzmir’de ağırladı. Marble İzmir, her yıl olduğu gibi bu yıl da kent ekonomisine önemli katkılar sağladı. İtalya, Fransa, Rusya, Hollanda, Çin, Güney Kore, Suudi Arabistan başta olmak üzere 17 ülkeden alım heyeti, Türkiye genelinde 49 şehirden firmaların yanı sıra 27 ülkeden 188 yabancı katılımcı geldi. Toplam 1000’den fazla yerli yabancı katılımcı fuarda yer aldı.

150 bin metrekare alanda gerçekleşen fuar; dört gün boyunca alıcı ve ziyaretçilerini ağırladı. Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bilecik, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elâzığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mersin, Muğla, Nevşehir, Ordu, Sakarya, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Uşak, Yalova ve Yozgat’tan katılımcılar Marble İzmir’deydi. Ayrıca Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Fas, Finlandiya, Fransa, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İran, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Katar, Mısır, Polonya, Romanya, Rusya, Suudi Arabistan, Tayvan, ve Yunanistan da fuarda yer aldı.

Cumalıoğlu: Elimizden gelen tüm çabayı göstermeye devam edeceğiz

İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, Marble İzmir’in geçmişi için 30 yıl denilse de, mermerin Kültürpark’ta ilk sergilendiği 5 yıl da sayılırsa 35 yıllık bir maziden bahsedebileceğini söyledi. 30. Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nda 27 ülkeden 188 katılımcı ağırladıklarını belirten Cumalıoğlu, “Türkiye’nin 49 ilinden mermer üreticilerini, teknoloji ve makine üreticilerini fuar alanında ağırladık. 30’uncu yıl coşkusu bizim için çok kıymetliydi. Türkiye’deki siyasi ve ekonomik konjonktürü düşündüğümüzde, bu sene beklentinin üstüne çıkan bir fuar gerçekleştirdiğimizi söylemek mümkün. Katılımcılarımızdan da aynı şekilde geri dönüşler alıyoruz” dedi. Bundan sonraki senelerde de Marble İzmir’in uluslararası gücünü, görünürlüğünü daha da artırmak için çaba göstereceklerini söyleyen Cumalıoğlu, “Hemen önümüzdeki senenin çalışmalarına başlamayı hedefliyoruz. Dünyanın dört bir tarafındaki hem ticaret ataşelerimizle, hem uluslararası mermer üretici birlikleriyle, hem de makine üretici birlikleriyle iletişim halindeyiz. Çok daha güçlü bir şekilde Marble İzmir’i 50’nci, 100’üncü yıllara taşıyacağız” diye konuştu.

Şimşek: Fuar 85 milyonundur

Tüm Mermer, Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Şimşek ise fuarın çok iyi geçtiğini belirterek “Ülkemizin etrafı ateş çemberine dönmüş durumda. Her şeye rağmen fuar gayet güzel, bereketli geçti. Artık işimize dört elle sarılacağız. İhracatımızı nasıl artırırız bunun gayreti içinde olacağız. Biz bir numarayız diyorum. 1989 yılında 77 milyon dolar olan ihracatımız bugün 2 milyar doların üzerine çıktı. Gurur duyulacak bir sektör. Bu fuara sahip çıkmamız lazım, fuar 85 milyonundur. Danışma Kurulu toplantılarımızı yapıp önümüzdeki yılın fuarına hazırlanacağız. 2026 yılı için bugünden itibaren düğmeye basacağız, daha etkili, coşkulu bir fuar yapacağız” şeklinde konuştu.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Türkiye’ye ihracatınızın yarısı kadar Türkiye’den ithalat yapın, yarısı kadar da Türkiye’ye yatırım yapın”

Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaretin dengeye kavuşması için son 6 yıldır yoğun çaba gösteren Ege İhracatçı Birlikleri, Çin’in Tianjin kentinden bir heyeti İzmir’de ağırladı.

 

 

Ege İhracatçı Birlikleri’ndeki toplantıda konuşan EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, 2024 yılında Çin’in Türkiye’ye 43 milyar dolar ihracat yaparken, Türkiye’nin Çin’e 3,4 milyar dolar ihracatı olduğunu hedeflerinin bu dengesizliği gidermek olduğunu dile getirdi.

 

 

“Çin’in Türkiye’ye ihracatına itirazımız yok” diyen Ertan, “Çin’den otomotiv, makine, elektrik-elektronik, demir-çelik, kimyasallar başta olmak üzere 43 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz. Bunun karşılığında mermer, endüstriyel mineraller, pamuk, kuru meyveler, deniz ürünleri, zeytinyağı ve diğer gıda ürünlerinden 3,4 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Son yıllarda Çin’in Türkiye’ye ilgisi olduğunu görüyoruz. Türkiye’ye yatırım yapmak istiyorlar. Otomotiv ve güneş enerjisi sektörlerinde yatırımları var. Biz de Çin ile iş birliğimizi artırmak istiyoruz. Türkiye ihracatınızın yarısı kadar Türkiye’den ithalat yapın, diğer yarısı kadar da Türkiye’ye yatırım yapın” diye çağrıda bulundu.

 

 

Çin’in Türkiye’de yapacakları yatırımların başka ülkelere ihracat kapıları açacağına temas eden Ertan sözlerini şöyle sürdürdü: “İklim müsaitken Türkiye’den Çin’e ihracatı artırmamız lazım. Tavuk ayağı, kiraz gibi ürünlerde Çin’e ihracatın açılmasını sağlamamız lazım. Ege İhracatçı Birlikleri olarak Çinli yatırımcılara Türkiye’de rehberlik yapabiliriz. Çin’de 3 fuarın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de Çin ile ilgili en derin networke sahibiz.”

 

 

Uçak: “Türkiye’den Çin’e kiraz ihracatının yolu açılsın”

 

 

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Çin’de kiraz meyvesinin çok sevildiğini, Türkiye’nin de kiraz üretiminde dünya lideri olduğunu, Türkiye’den Çin’e kiraz ihracatının başlaması için Çin ile Türkiye arasında bitki sağlığı sertifikası anlaşması yapılmasını talep ettiklerini kaydetti.

 

Türkiye’den Çin’e 31 milyon dolarlık meyve sebze mamulleri ihraç ettiklerini paylaşan Uçak, “Dondurulmuş patates ve meyve suları ihraç ediyoruz. Hong Kong’a kiraz ve siyah taze incir ihracatımız var. Kiraz başta olmak üzere sert çekirdekli meyveleri ihraç etmek için Çin tarafından destek bekliyoruz” şeklinde konuştu.

 

 

Çin’in en büyük 7.şehri olan ve dünyanın en büyük 10 limanı arasında yer alan Tianjin şehrinden gelen Çin Uluslararası Ticaretin Geliştirilmesi Konseyi (CCPIT) Heyeti Başkanı Zhou Qing, Türkiye ile iş birliği yapmak ve dost olmak istediklerini dile getirdi.

 

 

“Bu defa Türkiye’yle daha fazla ticaret yapmak için geldik” diyen Qing, “Tianjin, Çin’in kuzeyindeki en büyük liman ve Tianjin dış ticaret açığı veren, ithalatı fazla olan bir bölge. Bugün Kemeraltı’nı gezdik, Kemeraltı’nda çok fazla Çin ürünü satıldığını gördük. Ege İhracatçı Birlikleri’yle Tianjin CCPİT olarak iş birliği protokolü imzalamaya geldik” diyerek sözlerini noktaladı.

 

 

Ziyaretin sonunda; Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Yalçın Ertan ve Çin Uluslararası Ticaretin Geliştirilmesi Konseyi (CCPIT) Heyeti Başkanı Zhou Qing, iş birliği protokolü imzaladılar.

 

 

Tianjin Uluslararası Ticaretin Geliştirilmesi Konseyi (CCPIT) Heyeti’nin ziyaretine; Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcıları Yalçın Ertan ve Hayrettin Uçak, Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz ve Çin ile ticaret yapmak isteyen Türk firmalarının yetkilileri katıldı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Egeli akademisyenden KOBİ’lerin sürdürülebilirliğine yönelik önemli proje

Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Keti Ventura’nın yürütücülüğünü yaptığı “Endüstriyel İşletmelerde Planlı Davranış Teorisi Kapsamında Sürdürülebilir Pazarlamaya Hazır Olma Durumu Öncüllerinin Analizi” projesi, TÜBİTAK 1002 programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu. Proje ile KOBİ’lerin sürdürülebilir pazarlamaya hazır olma durumlarının endüstriyel çerçevede araştırılması amaçlanıyor.

Proje ekibini makamında ağırlayan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Ege Üniversitesi olarak, TÜBİTAK projelerindeki başarımızı sürdürüyoruz. En çok proje yapan ve projesi en fazla kabul alan üniversiteler arasında yer alıyoruz. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Keti Ventura hocamızın yürütücülüğünü yaptığı proje, TÜBİTAK 1002 programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. KOBİ’lerin sürdürülebilir bir yapıya getirilmesine önemli katkı sunacak projeyi hazırlayan hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.

Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Keti Ventura, “Proje başlangıcında Türkiye’nin endüstri sektörlerini değerlendirerek, TÜİK, İZTO ve İSO-500’ün yayınlamış olduğu raporlar, İzmir’in sanayi yapısı ve bilimsel gerekçelerinden hareketle Türkiye ekonomisini hem canlı tutan hem de atık oluşturma potansiyeli yüksek olan sanayi sektörlerini belirledik. KOBİ’lerimizin, çok uluslu firmaların mevcut tedarikçi ya da fasoncu konumlarını sürdürebilmelerini sağlamak için tüm dünyanın gündeminde olan ve özellikle de çok uluslu firmaların iş modellerinin büyük bir bölümünü oluşturan sürdürülebilir pazarlamaya hazır olmaları gerekiyor. Biz de projemizde, sürdürülebilirlik konusunda deneyimli sektör yöneticileri ve sahipleri ile yapılacak yüz yüze derinlemesine görüşmelerle KOBİ’lerin pazarlama karması perspektifinden sürdürülebilirliğe hazır olma durumunu ve öncüllerinin önemini değerlendireceğiz” dedi.

“Stratejilerimizi Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle

uyumlu hale getireceğiz”

Projenin çevresel, ekonomik ve sosyo-kültürel etkilerini anlatan Prof. Dr. Ventura, “Proje ile kurumsal, politik baskılar ve organizasyonel davranışlar aracılığıyla KOBİ’lerin pazarlama kapasite ve yeteneklerinin iyileştirilmesine olanak sağlamanın yanı sıra pazarlama stratejilerini 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle uyumlu hale getirmeyi amaçlıyoruz.  Üretim sürecinde atıkların önlenmesi, eko-maliyetleri azaltmak için malzemelerin geri kazanılması ve yeniden kullanılması gibi faktörlerin ivedilikle ele alınmasına ihtiyaç var. KOBİ’lerde ele alınan sürdürülebilirlik kavramı; yerel ekonomilerin geliştirilmesi, iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve örgütsel karar alma mekanizmalarının etkin yönetilmesini kapsıyor. Sürdürülebilirliği pazarlama stratejilerine entegre etmek, işletme performansının istenilen düzeye ulaşmasında kritik bir unsur olarak öne çıkıyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Ventura, “Yönetim ve pazarlama disiplinleri çerçevesinde ele alınan projemiz; çevresel değerlerin ve gelecek nesillerin korunması, doğal kaynak kullanımının azaltılması, doğaya salınan atıkların önlenmesi, sorumluluk algısının artırılması, işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, iş ortamında cinsiyet dengesinin sağlanması ve çeşitliliğin artırılması, yolsuzlukla mücadelenin engellenmesi, teknoloji, bilgi ve insan kaynağı olanaklarının izlenebilirliği ve kontrolü gibi bir dizi faktörlere yöneliktir. Proje,  Türk KOBİ’lerinin ürün yaşam döngüsü ve pazarlama süreçlerinin değerlendirmelerini sağlayacak ve onlara bir yol haritası sunacak.  Ayrıca, 11. Sürdürülebilir Kalkınma Planı çerçevesinde projeden elde edilecek çıktıların; öncelikli olarak Türk meşeli KOBİ’lerin sürdürülebilir pazarlama karması stratejilerini iyileştirmesi veya değiştirmesi öngörülüyor” dedi.

“Hem ekonomik büyümeyi hem de toplumsal refahı destekliyor”

KOBİ’lerin sürdürülebilir bir yapıda olmasının ekonomik ve toplumsal olarak pek çok yararı bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Ventura, “Küreselleşen ekonomik ortamda KOBİ’lerin sürdürülebilir bir yapıda tedarikçi ya da fason üretici olarak faaliyet göstermeleri, ülkenin rekabetçilik ve istihdam potansiyelini geliştirecektir. Bu durum bilgiye dayalı sektörlerde sürdürülebilir girişimciliği artıracak eylemleri de ortaya çıkartacaktır. Türk sanayisinde daha az maliyetle iş geliştirme, talepte meydana gelen değişikliğe çözüm odaklı cevap verebilme, teknolojik imkanları daha hızlı elde etme, tasarrufu ve verimliliği artırma, cinsiyet eşitsizliği ve gelir düzeyindeki çarpıklığı giderme, çevresel kirliliğin önlenmesi için geri dönüşümlü ürün ve ambalajların kullanımı teşvik etme, nitelikli personel yetiştirme imkânı yönetimsel çerçevede benimsenecektir. Dolayısıyla bu iş birliği insan yönetimi sürecinde paydaşların sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik katılımını da teşvik edecektir. Bu doğrultuda iş güvenliği politikalarının oluşturulması, güvenli çalışma ortamlarının sağlanması, işe alım süreçlerinde çevresel ve sosyal sorumluluk kriterlerinin yaygınlaşması, örgütsel çeşitliliğin benimsenmesi, daha kapsayıcı bir çalışma ortamı yaratan politikaların geliştirilmesi hem ekonomik büyümeyi hem de toplumsal refahı destekleyebilir” dedi.

Prof. Dr. Keti Ventura’nın yürütücülüğünü yaptığı projede Doktora Bursiyeri olarak Burak Demir yer alıyor.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlamaları’nın Adresi Ataşehir Olacak!

En Renkli Çocuk Şenliği Watergarden İstanbul’da Yaşanacak!

Türkiye’nin en renkli yaşam merkezlerinden biri olan Watergarden İstanbul, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocukları ve ailelerini unutulmaz bir günle buluşturuyor! Minik ziyaretçiler için özel olarak hazırlanan eğlenceli etkinlikler, sürprizlerle dolu gösteriler ve rengarenk eğlence alanlarıyla Watergarden İstanbul, bu yıl da bayramın en keyifli adreslerinden biri olacak.

‘Kardeş Takımı 2’ Filmi Oyuncularıyla Birlikte Watergarden’da!

Çocukların heyecanla takip ettiği ‘Kardeş Takımı 2’ filminin özel gösterimi, şenliğin en heyecan verici anlarından biri olacak. Bu özel gösterime filmin sevilen oyuncuları Ecrin Su ÇobanGece Işık Demirel ve Mehmet Aybars Kaya da katılacak.
Gösterim öncesinde Watergarden İstanbul içerisinde gezici kortej ile çocuklarla buluşacak olan oyuncular, minik hayranlarıyla tanışacak, hatıra fotoğrafları çektirecek ve onlara unutulmaz bir gün yaşatacak.

Sinan Güleryüz ile Barış Manço Şarkıları

Bayram coşkusunu zirveye taşıyacak bir diğer etkinlik ise saat 17.00 itibarıyla sahnede olacak. Sevilen sanatçı Sinan Güleryüz, Barış Manço’nun efsaneleşmiş şarkılarını çocuklarla birlikte söyleyerek bayram atmosferine nostaljik bir dokunuş katacak.

Tatlı İkramlar ve Geleneksel Lezzetler

Etkinlik boyunca çocuklara, bayramın vazgeçilmez lezzetlerinden olan elma şekeri, rengarenk pamuk şeker ve nefis macun gibi nostaljik tatlar ikram edilecek. Şenlik alanında kurulacak alanlarda, çocuklar hem eğlenip hem de tatlı molalar verebilecek. Aileler de bu keyifli atmosferin tadını çıkarırken çocuklarının mutluluğuna tanıklık edecek.

Ailece Unutulmaz Bir 23 Nisan

Gün boyunca bayrakların dağıtılacağı Watergarden İstanbul, yalnızca çocukları değil, aileleri de mutlu edecek bir bayram ortamı sunuyor. Açık hava atmosferi, güvenli etkinlik alanları ve lezzetli yeme içme seçenekleriyle tüm aile bireyleri için keyifli bir gün vadediyor.

 Ataşehir’de Bayram Coşkusu Sadece Watergarden İstanbul ile Sınırlı Kalmayacak.

Metropol İstanbul’da Doğa Koleji’nden Bayrama Özel Gösteri!

Ataşehir’de yer alan Metropol İstanbul’da da Doğa Koleji öğrencileri, 23 Nisan’a özel hazırladıkları kortej, koro, drama ve dans gösterileriyle bayrama renk katacak.

Saat 13:00 – 14:00 arasında gerçekleşecek bu özel gösteri, çocukların yeteneklerini sergileyeceği ve izleyenlere unutulmaz anlar yaşatacağı bir etkinlik olacak. Gün boyunca dağıtılacak bayraklarla Metropol İstanbul kırmızı beyaz renge bürünecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bakan Yumaklı: Gıda arzında risk bulunmuyor

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bakanlık bürokratları ile olumsuz hava koşulları sonucu bazı bölgelerde yaşanan zirai don olayı ile ilgili değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Toplantı sonrası açıklama yapan Bakan Yumaklı, küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerin başında, coğrafi konumu itibarıyla Türkiye’nin geldiğine dikkat çekti.

Yumaklı, tarımsal üretimin de hava koşullarından en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğine işaret ederek, özellikle son 4 günlük dönemde hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sonucu, ülkenin belli bölgelerinde zirai don, kar yağışı, dolu olaylarıyla karşı karşıya kalındığını anımsattı. Tüm üreticilere ve çiftçilere ‘geçmiş olsun’ dileğinde bulunan Yumaklı, “Tarım ve Orman Bakanlığı olarak, elbette hava hareketlerini çok yakından takip ediyoruz. Dolasıyla bu hava hareketleri olmadan önce de önümüzdeki dönemde neler olacağına dair değerlendirmeleri yaptık. Don olaylarının görülebileceği illerimizde Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerimiz üreticilerimizi ikaz ettiler. Onlarla birlikte bu zirai donun etkilerinin minimuma indirebilecek çalışmaları başlattılar. Don olayı sonrasında ise bütün ekiplerimiz sahada hasar tespit çalışmaya başladı. Özellikle geçtiğimiz cuma gecesi eksi 15’lere kadar sıcaklık düştü. Çoğu hasarın da en çok gerçekleştiği dönem bu gece oldu.”

“MEYVE ÇEŞİTLERİNİ ETKİLEDİ”

Yumaklı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da detaylı olarak bilgilendirdiğini, Erdoğan’ın kendilerine çalışmaların süratle gerçekleşmesini ve hızlıca tamamlanması yönünde talimat verdiğini vurguladı. Sahadaki çalışmaların devam ettiğini belirten Yumaklı, “Henüz hasar tespit çalışmaları devam ederken, ‘ülkemizdeki bütün tarımsal faaliyetin bundan olumsuz etkilendiği, bizim gıda arz güvenliği açısından büyük bir felaketle karşı karşıya olduğumuz ve yurt dışına bağımlı olunacağı’ gibi yorumlara rastladık. Bunların kesinlikle iyi niyetli yorumlar olmadığını belirtmek istiyorum. Başta hububat olmak baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip diğer tarımsal ürünlerde hasar söz konusu değil. Ancak eksi 15 dereceye kadar düşen sıcaklıklar sonucu oluşan don olayı, ülkemizin belli bölgelerinde meyve çeşitlerini maalesef etkilemiştir” diye konuştu.

“TARIM SİGORTALARININ YAPTIRILMASI ÖNEMLİ”

İlk tespitlere ve saha gözlemlerine göre kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi bazı meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğini dile getiren Yumaklı, şöyle dedi:

“Özetle; 206 çeşit tarım ürünü üretimiyle dünyada bu anlamda nadir örneklerden biri olan ülkemizde, son yaşanan don olayı sonrasında stratejik ürünlerle ilgili olarak gıda arz güvenliğine ilişkin herhangi bir problem olmadığını belirtmek istiyorum. Meyve grubundaki hasarın boyutu da halihazırda devam eden çalışmalar sonucu ortaya çıkmış olacak. Hava şartlarının mevsim normallerine dönmeye başladığı ve üretim süreçlerinin devam ettiği dikkate alındığında, üretimin devamlılığına dönük Tarım ve Orman Bakanlığı olarak her türlü gerekli çalışmayı yürütüyoruz. Bu olay da göstermiştir ki; don, dolu, sel ve kuraklık gibi olumsuz durumlardan etkilenmemek için Tarım Sigortalarının (TARSİM) yaptırılması son derece hayatidir. Bunun poliçe beledinin yüzde 70’i devletimiz tarafından karşılanmaktadır. Ayrıca kayıtlılık da son derece önemlidir. Dolasıyla Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt olanların hasar tespitleri çok daha kolay ve hızlıca yapılmaktadır. Buradan bütün çiftçilerimize mutlaka bir tarımsal üretim yapıyorsanız tarım sigortasını yaptırın ve Çiftçi Kayıt Sistemi’ne mutlaka kayıt olun. Bu zamana kadar olduğu gibi Tarım ve Orman Bakanlığı olarak gıda arz güvenliğimizi sağlayan çiftçilerimizin hemen yanında olmaya devam edeceğiz.”

*Haberin görselleri AA tarafından servis edilmiştir.

Kaynak: Habertürk

Türkiye’den bilim insanları ABD’nin lider üniversitesiyle geleceğin kanser tedavilerini geliştirecek

İstinye Üniversitesi, Liv Hospital ile dünyanın önde gelen yükseköğretim kurumlarından Pennsylvania Üniversitesi’ne bağlı Perelman Tıp Fakültesi arasında yapılan iş birliğiyle dirençli kanserin tedavisinde yeni yöntemlerin geliştirilmesi hedefleniyor. Ayrıca bu tedavilerde kullanılacak hücreler de Türkiye’de üretilebilecek.

İstinye Üniversitesi, Liv Hospital ile dünyanın lider yükseköğretim kurumlarından Pennsylvania Üniversitesi’nin Perelman Tıp Fakültesi arasında yapılan protokolle, dirençli kanserde kullanılan hücre ve proton tedavisinde yeni yaklaşımların ortak klinik faaliyetlerle hayata geçirilmesini hedefliyor. İş birliği kapsamında klinik uygulamalardan ikinci görüş sistemine, uluslararası eğitimlerden hücre üretim laboratuvarlarına kadar birçok proje eş zamanlı ilerleyecek. Protokol sayesinde gerçekleştirilecek bilimsel konferanslarla Perelman Tıp Fakültesi uzmanlarının bilgi ve tecrübesi Türk sağlık profesyonelleriyle buluşacak. Ayrıca İstinye Üniversitesi ve Liv Hospital hekimleri için çevrimiçi ve yüz yüze eğitim programları da hayata geçirilecek.

Türk Hekimler Dünyadaki Uygulamaları Yakından Görecek

Özellikle karmaşık ve ileri düzey tedavi gerektiren hastalarda Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi uzmanlarının görüş ve değerlendirmeleri, İstinye Üniversitesi ve Liv Hospital hekimlerinin hizmetine sunulacak. Hekimlerse alanında öncü uluslararası meslektaşlarıyla etkileşime geçerek onların da bakış açısından yararlanabilecek. 

“Bilimsel İş Birlikleri Sağlıkta Dönüşümün İtici Gücü”

İş birliğiyle ortak biyomedikal araştırmalar için sağlam bir zemin oluşturulması da mümkün hale gelecek. Uluslararası standartlarda bilimsel ve etik ilkelere uygun yürütülecek projeler; bilgi üretimi, inovasyon, insan sağlığına katkı ve geleceğin tedavilerine birlikte yön vermeyi amaçlıyor. 

İş birliğini değerlendiren İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, “Bilimsel iş birlikleri, sağlıkta dönüşüm ve ilerlemenin en güçlü itici gücüdür. Liv Hospital ve Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi dünyanın en seçkin tıp fakültelerinden biri olan ile başlattığımız bu ortaklık, kanser tedavisinde geleceğin tedavilerini ülkemize kazandırma yolunda kritik bir adım. İstinye Üniversitesi olarak, araştırma, eğitim ve klinik uygulamaları küresel düzeyde entegre ederek, sağlık profesyonellerimizin en iyi şekilde yetişmesine katkı sağlama ve hastalarımıza umut olma vizyonuyla çalışmayı sürdürüyoruz” ifadelerini kullanıyor.

“Kanser Tedavisinde Kullanılan Hücreler Bizde Üretilecek”

Liv Hospital Rejeneratif Tıp ve Kök Hücre Merkezi Direktörü Prof. Dr. Erdal Karaöz ise kanser araştırması ve tedavisinde dünyada lider yükseköğretim kurumları arasında yer alan Pennsylvania Üniversitesi ile iş birliğinin Türkiye’de öncü olduğunu vurguluyor, Prof. Dr. Karaöz, “Liv Hospital, bu kapsamda Türkiye’de ilk defa hücresel tedavi uygulaması yapacak. İstinye Üniversitesi ile kurmakta olduğumuz uluslararası standartlardaki laboratuvarlar aracılığıyla bu tedavide kullanılacak hücreleri kendi bünyemizde üretmeye hazırlanıyoruz” diyor.

“Yarını da Düşünen Bir Vizyonla Hareket Ediyoruz”

Liv Hospital Grup Koordinatörü ve İstinye Üniversitesi İcra Kurulu Üyesi Meri İstiroti ise bu iş birliğinin ortak kurumların yanı sıra Türkiye’nin sağlıkla uluslararası konumunu da güçlendireceğini söylüyor. İstiroti, bu ortaklığın hasta, öğrenci ve genç araştırmacılar için de ilham verici fırsatlar yaratacağına inandığını ifade ediyor:

“Bilimsel ortaklıkları yalnızca bir bilgi alışverişi değil, insan hayatına doğrudan dokunan, geleceği dönüştüren güçlü bir etkileşim olarak görüyoruz. Liv Hospital ve İstinye Üniversitesi olarak sağlık hizmetinde yalnızca bugünü değil, yarını da düşünen bir vizyonla hareket ediyoruz. Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi gibi köklü ve yenilikçi bir kurumla gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, ülkemizin sağlıkta uluslararası alandaki konumunu güçlendirecek önemli bir adım. Gerek ileri tedavi yöntemlerine erişimi kolaylaştıracak klinik programlar, gerekse bilimsel üretimi destekleyecek ortak araştırma projeleriyle, sağlık hizmetinin her katmanına değer katmayı hedefliyoruz. Bu anlaşmanın yalnızca kurumlarımız için değil, aynı zamanda hasta, öğrenci ve genç araştırmacılar için de ilham verici fırsatlar yaratacağına inanıyorum.”     

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İnegöl Belediyesi Kurban Bayramı Kotra İhalesi Yapıldı

Kurban Bayramı’na sayılı günler kalırken, bölgenin en hareketli hayvan pazarlarından biri olan İnegöl Belediyesi Hayvan Pazarının Kurban Bayramı için yer kiralama işlemi bugün yapıldı.

 

Bölgenin en hareketli ve rağbet gören hayvan pazarlarından biri olan İnegöl Belediyesi Hayvan Pazarının Kurban Bayramı öncesi kotra kiralama ihalesi bugün gerçekleştirildi. İnegöl Hayvan Pazarında kurbanlık hayvan satış yeri kiralama işlemi, saat 10.00’da Beşinci Mevsim Kültür Sanat Merkezi salonunda yapıldı. Hayvan üreticilerinin kotra kiralamak üzere hazır bulunduğu salonda, 60 m2’lik 114 adet büyükbaş hayvan kotrası, 20 adet 25 m2 küçükbaş hayvan kotrası, 24 adet 12,5 m2 küçükbaş hayvan kotrası ile 8 adet kurban kesim yeri ihaleye çıkarıldı. Açık arttırma usulü ile yapılan kiralamalar sonucunda 52 adet büyükbaş ve 33 adet küçükbaş hayvan kotrasının satışı gerçekleştirildi.

 

İNEGÖL BELEDİYESİ MODERN HAYVAN PAZARI BAYRAM SÜRECİNE HAZIR

Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Aydın’ın Başkanlığında gerçekleştiren kotra kiralamalarında, İnegöl Belediyesi Meclis Üyesi ve Tarım Komisyonu Başkanı Selahattin Külcü ile Veteriner İşleri Müdürü Yahya Kani ile müdürlük personeli de hazır bulundu. Kotra ihalesi öncesi katılımcılara yönelik bir konuşma yapan Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Aydın, “Kurban Bayramı’na 2 aydan az bir süre kaldı. Hem hayvan üreticilerinin hem de kurbanlık almak isteyen vatandaşların bölgemizde en çok tercih ettiği hayvan pazarlarından biri İnegöl Belediyesi Hayvan Pazarı. Bu sorumluluğun bilincinde olarak 2021 yılında şehrimizde tüm imkanlarıyla hem alıcıları hem satıcıları memnun eden modern bir Hayvan Pazarı kazandırdık. İnegöl Belediyesi Modern Hayvan Pazarımız; idari binalarımızla, hayvan satıcılarının konaklaması için prefabrik yatakhanelerimizle, tuvalet ve duş alanlarıyla, mescit, yeme içme alanları ve sosyal alanlarla, karantina binasıyla, yem deposu ve veteriner noktasıyla hizmet veriyor. Hayvan pazarımızda Kurban Bayramı hazırlıklarımız da başladı. 4 yıldır kullandığımız hayvan pazarımızda bu yıl da yine Kurban Bayramı öncesi hazırlıklarımızı tamamlayıp kotra ihalesi aşamasına geldik. Üreticilerimizin ve kurbanlık alacak vatandaşlarımızın konforu için tüm detayları düşünerek oluşturduğumuz hayvan pazarımız bayram sürecine hazır” dedi.

 

158 KOTRA VE 8 KESİM YERİ SATIŞA SUNULDU

Toplamda 158 kotranın satışa sunulacağını hatırlatan Hasan Aydın, “Pazarımızda bilindiği üzere toplamda 140 adet 60 m2’lik büyükbaş hayvan kotrası, 25 adet 25 m2’lik ve 26 adet 12,5 m2’lik olmak üzere toplam 51 adet küçükbaş hayvan kotrası ile 8 adet büyükbaş hayvan kesim alanı yer alıyor. Toplam 191 kotra ve 8 kesim alanı mevcut. Ancak bugün 114 adet büyükbaş hayvan kotrası, 20 adet 25 m2 küçükbaş hayvan kotrası, 24 adet 12,5 m2 küçükbaş hayvan kotrası ve 8 adet kesim alanı ihaleyle satışa sunulacak. Toplamda 158 kotra ve 8 kesim alanı ihalesi için bir araya geldik. Diğer kotralarımızı geçtiğimiz yıl kiralayan hak sahipleri bayram sonrası başvuru yaparak bu yıl içinde kiraladı” diye konuştu.

 

KOTRA FİYATLARI

Aydın, kotra fiyatlarının açık artırma ile belirleneceğini de kaydederek şöyle devam etti: “2025 yılı açılış fiyatları ise şöyle; 60 m2 büyükbaş hayvan kotraları 45 bin TL, 25 m2 küçükbaş kotraları 12 bin TL, 12,5 m2 küçükbaş kotraları 7 bin TL ve Büyükbaş hayvan kesim alanları 8 bin TL. Satış işlemlerinden sonra kalan kotralardan yer almak isteyenler için; Büyükbaş 60 m2 kotralar 50.000 TL, Küçükbaş 25 m2 kotralar 15.000 TL, Küçükbaş 12,5 m2 kotralar 10.000 TL’den satılacaktır. Bu yıl da yine kotra sahibi kiralamış olduğu kotrayı bir sonraki yıl için 30 Haziran 2025 tarihine kadar parasını peşin ödeyerek tekrar kiralayabilir.”

 

HAYVAN PAZARI AÇILIŞ TARİHİ BELLİ OLDU

“Hayvan pazarına girişler ise 12.05.2025 Pazartesi tarihinde başlayacak, 09 Haziran 2025 tarihinde ise Pazar boşaltılarak idaremize teslim edilecektir.”

 

52 BÜYÜKBAŞ, 33 KÜÇÜKBAŞ KOTRASI SATILDI

Açıklamanın ardından kotra kiralama işlemine geçildi. Küçükbaş kurbanlık hayvanların bulunacağı kotraların satışıyla başlayan kiralamalar, daha sonra büyükbaş hayvanlar için ayrılan bölüme geçildi. 44 adet küçükbaş hayvan kotrasının 33 tanesi satıldı. 114 adet büyükbaş kotranın ise 52 tanesinin satışı yapıldı. Toplamda 85 kotranın kiralaması yapıldı. 8 adet kurban kesim yerinin ise 6 tanesi kiralandı. Yapılan kotra kiralamalarından İnegöl Belediyesi 2 milyon 841 bin TL gelir elde etti.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Ankara’ya 23 yılda 728 milyar 40 milyon lira yatırım yapıldı”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AK Parti Hükümetleri döneminde Ankara’nın ulaşım ve iletişim altyapısında tarihi bir dönüşüme imza atıldığını belirtti. Bakan Uraloğlu, “Başkentimize son 23 yılda ulaşım ve haberleşme alanlarında toplam 728 milyar 40 milyon liralık yatırım yaptık.” ifadelerini kullandı.

Bölünmüş Yol Uzunluğu Bin 206 Kilometreye Ulaştı

Bakan Uraloğlu, başkenti çevre illere ve tüm bölgelere kesintisiz bağlantılarla bağladıklarını belirterek, Ankara’yı; Bolu, Eskişehir, Konya, Kırıkkale, Kırşehir ve Çankırı gibi komşu illerimize modern bölünmüş yollarla ulaştırdıklarını ifade etti. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“2002 yılında Ankara’nın 466 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu bin 206 kilometreye çıkardık. 23 yılda 740 kilometre bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol, 7 bin 721 kilometre asfalt çalışması, 178 kilometre yol iyileştirme ve 15,4 kilometrelik 197 köprü inşa ederek standartları yüksek, daha güvenli ve konforlu yolları vatandaşın hizmetine sunduk.”

Edirne’den Şanlıurfa’ya Kadar Kesintisiz Otoyol Ağı

Bakan Uraloğlu, 2020 yılında hizmete açılan 330 kilometrelik Ankara-Niğde Otoyolu sayesinde Edirne’den Şanlıurfa’ya kadar uzanan bin 230 kilometrelik kesintisiz bir otoyol ağı oluşturduklarını da belirtti. Uraloğlu böylece Ankara ile Mersin, Adana, Gaziantep ve Şanlıurfa arasında otoyol konforu ile seyahati mümkün kıldıklarını söyledi.

Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu’nda Çalışmalar Başladı

Uraloğlu 2024 yılı Kasım ayında Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu’nun yapım sözleşmesini imzaladıklarını anımsatarak “Otoyolumuzda yapım çalışmaları başladı. Toplam 120 kilometre uzunluğunda projelendirdiğimiz otoyol ile Ankara-Kırıkkale arasındaki devlet yolundaki trafiği azaltacağız. Ayrıca projemiz ile karayolu taşımacılığını Ankara’nın doğu ve kuzey koridoruna aktararak Ortadoğu ve Kafkas ülkelerine taşımacılığı daha hızlı ve konforlu hale getireceğiz.” diye konuştu.

Orta Anadolu Yolu 276 Kilometre Uzunluğunda Olacak

Ankara ile Sakarya’nın Akyazı ilçesi arasına inşa edilmesi planlanan Orta Anadolu Otoyolu hakkında da açıklamada bulunan Bakan Uraloğlu, Orta Anadolu Otoyolumuzu 225 kilometresi ana gövde, 51 kilometresi bağlantı yolu olmak üzere toplam 276 kilometre uzunluğunda tesis edeceğiz. 3 gidiş, 3 geliş olmak üzere toplam 6 şeritle trafiğe hizmet vermesini planlıyoruz. Orta Anadolu Otoyolu ile Kuzey Marmara Otoyolu’nun Ankara-Niğde Otoyolu’na daha hızlı bağlantı tesis edeceğiz.” açıklamasında bulundu.

19 Karayolu Projesinde Çalışmalar Devam Ediyor

Yatırımların sadece otoyollarla sınırlı olmadığını belirten Uraloğlu, “Nallıhan Köprüsü, Nallıhan Kuş Cenneti Tüneli ve bağlantı yollarını hizmete açtık. Yargıtay Köprülü Kavşağı, Kızılcahamam Hastanesi Farklı Seviyeli Kavşağı ve Polatlı Şehir Geçişi gibi nice projeyi hizmete alarak araç yoğunluğunu azalttık. Şu anda da toplam proje tutarı 29 milyar 181 milyon lira olan 19 karayolu projesinde çalışmalarımıza son sürat devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tarihi Köprüler Restore Ediliyor

Ankara’da tarihi köprüleri de restore ederek kültürel mirası da koruduklarını belirten Uraloğlu, “Sadece modern yollar inşa etmiyoruz, tarihimize de sahip çıkıyoruz. Akköprü, Dağkaya Köprüsü, Etlik ve Altındağ gibi tarihi köprülerimizi de restore ederek hem kültürel değerlerimizi yaşatıyor hem de bu eserleri ulaşım altyapımızın bir parçası haline getiriyoruz.” dedi.

YHT’ler 97,4 Milyonu Taşıdı

Demiryollarında da Ankara’ya çağ attıklarını belirten Bakan Uraloğlu, Ankara’nın tüm demiryolu altyapısını yenilediklerini ve modernize ettiklerini ifade etti. Bakan Uraloğlu, “Ankara-Eskişehir, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya ve son olarak Ankara-Sivas Hızlı Tren hatlarını hizmete alarak Ankara’yı 2 bin 251 kilometrelik hızlı tren ağımızın merkezi yaptık. YHT’ler ile bugüne kadar yaklaşık 97,4 milyon yolcumuza hızlı tren konforuyla ulaşım imkanı sağladık.” ifadelerini kullandı.

Ankara-İzmir Hızlı Demiryolu Projesi Doğrudan 7 Milyon Kişiye Hizmet Edecek

Bakan Uraloğlu, hızlı tren projelerine devam ettiklerine de dikkati çekerek Ankara ve İzmir’i kapı komşusu yapacak 505 kilometrelik Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi hakkında da bilgi verdi. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Hattımız, Ankara-İzmir arasındaki demiryolu ile seyahat süresi 14 saatten 3,5 saate düşürecek ve Ankara-Afyonkarahisar-Uşak-Manisa ve İzmir illerimizde yaşayan yaklaşık 7 milyon nüfusa doğrudan hizmet edecek. Bölgedeki iç turizmin artmasına da önemli katkı sağlayacak.”

Süper Hızlı Tren Hattı’nın Ön Proje Çalışmaları Tamamlandı

Uraloğlu, Ankara-İstanbul arasına tamamen yeni bir hat planladıklarını da belirterek “Ankara-İstanbul Süper Hızlı Tren Hattı projemizin ön proje çalışmalarını tamamladık. 344 kilometrelik Süper Hızlı Tren hattımızda trenlerimiz saatte 350 kilometre hıza ulaşacak. Seyahat süresini ise sadece 80 dakikaya indireceğiz.” açıklamasında bulundu.

“Ankara’nın 23,1 Kilometrelik Kent İçi Raylı Sistem Hattını 103,6 Kilometreye Çıkardık”

Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Kızılay –Çayyolu, Batıkent – Sincan, Keçiören-AKM, AKM-Gar-Kızılay metrolarını tamamlayarak Ankaralıların hizmetine sunduklarını anımsattı.

2018 yılında yenileyerek hizmete aldıkları Başkentray’ın geçen 7 yılda 113 milyondan fazla yolcu taşıdığına da dikkati çeken Bakan Uraloğlu, ana arterlerdeki trafiğin yoğunluğunu azaltmada önemli bir etken olduğunu söyledi. Bakan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Bakanlık olarak Ankara’nın 23,1 kilometrelik kent içi raylı sistem hattını 80,5 kilometre uzatarak 103,6 kilometreye çıkardık. 26,2 kilometrelik Esenboğa Havalimanı Metro Hattı’nda Etlik Şehir Hastanesi ile Pursaklar ve Çubuk bölgesindeki yapılaşmayı dikkate alarak projede revizyon başlattık. Bu revizyonu bu sene içerisinde bitiririz. Önümüzdeki sene de imkanları değerlendirerek bu metroda yapım çalışmalarına başlamayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra 20 kilometrelik Ümitköy-Batı Merkez Metro Hattı ve 12 kilometrelik Etlik-Forum Hatlarında etüt proje çalışmalarımız başladı. Bu hatlarımız tamamlandığında 58,2 kilometrelik metro hattını daha hizmete sunmuş olacağız. Başkentray’ı Yenikent’e kadar bağlayacak Sincan(OSB)-Yenikent-Kazan Soda Demiryolu Projesi kapsamında da çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

Esenboğa’nın Yolcu Kapasitesi 30 Milyona Çıkacak

Ankara Esenboğa Havalimanı’nın yıllar içinde artan yolcu talebine dikkati çeken Uraloğlu, “2002 yılında 2 milyon 836 bin 628 yolcu ağırlayan havalimanımız, 2024 yılında 12 milyon 913 bin 753 kişiye hizmet verdi. 2025 yılının ilk çeyreğinde ise yolcu sayımız 3 milyon 10 bin 378’e ulaştı.” dedi.

Geçmiş yıllarda Esenboğa Havalimanı’nda bir dizi yenileme çalışması yaptıklarını anımsatan Bakan Uraloğlu, talebin daha da artacağını öngörerek havalimanını daha yenilikçi ve vizyoner bir anlayışla geliştirmeye devam ettiklerini söyledi.

Uraloğlu, 2022 yılı Aralık ayında başlatılan kapasite artırımı çalışmaları kapsamında, iki etaplı bir projeyi hayata geçirdiklerini belirtti. Uraloğlu, “İlk etap çalışmalarımızda sona geldik. Yolcu kapasitesini 30 milyona çıkaracak olan 3. pist, yeni kule binası ve hizmet binalarında son çalışmalarımızı yapıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, ikinci etapta ise terminal binasının en az 40 bin metrekare genişletileceğini de sözlerine ekledi.

Kaynak: Habertürk

IV Hospital ve İstinye Üniversitesi’nden ABD’nin Önde Gelen Tıp Fakültesi ile Akademik İşbirliği

Liv Hospital ve İstinye Üniversitesi, tıp dünyasının öncü kurumlarından Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi ile ileri tedaviler, bilimsel araştırmalar ve eğitim programlarını kapsayan kapsamlı bir iş birliği protokolü imzaladı. Özellikle CART hücre tedavisi ve proton tedavisi gibi yenilikçi yaklaşımların ön plana çıktığı anlaşma; klinik uygulamalardan ikinci görüş sistemine, uluslararası eğitimlerden hücre üretim laboratuvarlarına kadar sağlıkta yeni bir vizyonun kapılarını aralıyor.

Bilim ve tedavide yeni ufuklar

İş birliği kapsamında özellikle CART hücre tedavisi ve proton tedavisi gibi ileri tedavi yöntemleri öncelikli olmak üzere ortak klinik programlar geliştirilecek ve hastaların bu tedavilere erişimi kolaylaştırılacak. Türkiye’de gerçekleştirilecek bilimsel konferanslar ile Perelman Tıp Fakültesi uzmanlarının bilgi ve tecrübesi Türk sağlık profesyonelleriyle buluşacak. Ayrıca Liv Hospital ve İstinye Üniversitesi hekimleri için hem çevrimiçi hem de yüz yüze formatlarda özel eğitim programları planlanıyor. 

İkinci görüşle tanıda global güvence

Özellikle karmaşık ve ileri düzey tedavi gerektiren hastalarda Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi uzmanlarının görüş ve değerlendirmeleri, Liv Hospital ve İstinye Üniversitesi hekimlerinin hizmetine sunulacak. Bu sistem sayesinde hastalar tanı ve tedavi süreçlerinde dünya standartlarında bir güvenceye sahip olacak, hekimler ise alanında öncü uluslararası meslektaşlarıyla etkileşime geçerek farklı bir bakış açısıyla değerlendirebilecek. 

Araştırmada güç birliği

Yalnızca eğitim ve klinik uygulamalarla sınırlı kalmayacak işbirliği ortak biyomedikal araştırmalar için sağlam bir zemin oluşturacak. Uluslararası standartlarda bilimsel ve etik ilkelere uygun yürütülecek projeler bilgi üretimini, inovasyonu, insan sağlığına katkıyı ve geleceğin tedavilerine birlikte yön vermeyi amaçlıyor.

Kanser tedavisinde yeni bir dönem: Hücresel tedavi

Liv Hospital Rejeneratif Tıp ve Kök Hücre Merkezi Direktörü Prof. Dr. Erdal Karaöz, “Günümüzde gündemde olan hücresel tedavi başlığı altında, kanser tedavisinde devrim niteliğindeki bilimsel gelişmelerin çıkış noktası olan Pennsylvania Üniversitesi ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği çok önemli. Bu kapsamda Türkiye’de ilk defa hücresel tedavi uygulaması yapacak olan Liv Hospital, İstinye Üniversitesi ile birlikte kurmakta olduğumuz uluslararası standartlardaki laboratuvarlar aracılığıyla bu tedavide kullanılacak hücreleri kendi bünyemizde üretmeye hazırlanıyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde, bilimsel ve etik kurallar çerçevesinde faaliyet gösterecek bu laboratuvarlarda üretilecek hücresel tedavi ürünleriyle, özellikle hematolojik kanserlerin bazı kanser türlerinin tedavisi, önümüzdeki aylarda ülkemizde de uygulanmaya başlanacak. Bu yenilikçi tedavi yaklaşımı sadece kanserle sınırlı kalmayacak. Hücresel tedavinin, ilerleyen süreçte solid organ kanserlerinde ve şu an üzerinde bilimsel çalışmaları devam eden otoimmün hastalıklarda da kullanılması güçlü bir olasılıktır. Örneğin tip 1 diyabet, sistemik lupus eritematozus, multiple skleroz (MS) gibi hastalıkların da bu teknoloji ile tedavi edilebilmesi gelecekte mümkün olacaktır” diye konuştu.

Dirençli kanserlerde yeni umut: CART Hücre tedavisi

Liv Hospital Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Hilmi Doğu, “Hücresel tedaviler arasında yer alan CART hücre tedavisi özellikle mevcut tedavilere dirençli ya da tedavi sonrası nükseden lenfoma, bazı lösemi alt tipleri ve multiple myelom gibi hematolojik kanserlerde önemli bir umut kaynağı olarak öne çıkıyor. Dünyanın birçok ülkesinin henüz erişim imkanı olmayan bu ileri teknoloji tedavi yöntemini, bu alanda uluslararası düzeyde deneyime sahip merkezlerle iş birliği içinde, hastalarımıza en güncel ve etkin şekilde sunmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üstelik CART hücre tedavisi sadece hematolojik malignitelerle sınırlı değil. Otoimmün hastalıklar ve nörolojik bazı rahatsızlıklar gibi farklı alanlarda da gelecek vadediyor. Bu yenilikçi yaklaşımın yakın gelecekte modern tıbbın vazgeçilmez bir parçası olacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. 

Global vizyon güçlenecek

İşbirliğinden çok mutlu olduklarını söyleyen Liv Hospital Grup Koordinatörü ve İstinye Üniversitesi İcra Kurulu Üyesi Meri İstiroti ise, “Bilimsel ortaklıkları yalnızca bir bilgi alışverişi değil, insan hayatına doğrudan dokunan, geleceği dönüştüren güçlü bir etkileşim olarak görüyoruz. Liv Hospital ve İstinye Üniversitesi olarak sağlık hizmetinde yalnızca bugünü değil, yarını da düşünen bir vizyonla hareket ediyoruz. Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi gibi köklü ve yenilikçi bir kurumla gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, ülkemizin sağlıkta uluslararası alandaki konumunu güçlendirecek önemli bir adım. Gerek ileri tedavi yöntemlerine erişimi kolaylaştıracak klinik programlar, gerekse bilimsel üretimi destekleyecek ortak araştırma projeleriyle, sağlık hizmetinin her katmanına değer katmayı hedefliyoruz. Bu anlaşmanın yalnızca kurumlarımız için değil, aynı zamanda hastalar, öğrenciler ve genç araştırmacılar için de ilham verici fırsatlar yaratacağına inanıyorum” dedi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı