Aylık arşivler: Ağustos 2020

Burak Akagün sahne hayatına hızlı dönüş yaptı

Genç ve başarılı sanatçı Burak Akagün İstanbul ve Kıbrıs sahnelerinde gösterdiği performansla dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.
Geçtiğimiz yıl yapmış olduğu “Hele Ninna Olasan” adlı anonim türkü ile YouTube üzerinden 7 milyonun üzerinde bir izlenme oranı yakalayan Burak Akagün geçtiğimiz ay geçirdiği bir trafik kazası sonrası sahnelere hızlı bir dönüş yapmaya hazırlanıyor

Söz ve müziği kendisine ait olan “Seni Hiç Kimse Sevemez” adlı şarkısı ile çıkışına devam eden Burak Akgün, söz ve müziği Bilal Sonses’e ait “Eden Bulur” adlı çalışmasının ardından bu kez de yine söz ve müziği kendisine ait olan “Sebep Neydi Ayrılığa” adlı şarkısı ile müzikseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. “Sebep Neydi Ayrılığa” adlı şarkının klip çekimleri için kameralar karşısına geçen genç sanatçının bu klibini Türkiye’nin tanınmış klip yönetmenlerinden Enes Bilal Taşçı yönetti.

Önümüzdeki günlerde Darkn dark müzik etiketi ile çıkacak olan “Eden Bulur” adlı single çalışmasında prodüktörlüğü Cem Başarak Aksan yaptı.

Yeni çalışması hakkında kısa bir açıklama yapan Burak Akgün “Geçirdiğim kazadan sonra sahnelere ara vermek zorunda kaldım. Önümüzdeki haftadan itibaren her Çarşamba ve Cumartesi İstanbul’un en gözde mekanlarından biri olan Beylikdüzü Zennube sahnesi ve her Salı ve Cuma akşamları da Kıbrıs’ta bulunan Bogota sahnesinde müzikseverlerle ve hayranlarımla buluşmaya devam edeceğim” dedi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

​D vitamini eksikliği halsizlik ve yorgunluğa sebep olabiliyor

Dünyada ve ülkemizde sıkça rastlanan D vitamini eksikliği, yaygın vücut ağrısı, kas eklem ağrısı, sırt kalça ağrısının yanı sıra halsizlik ve yorgunluğa sebep olabiliyor. D vitamini düzeyine bakılması tavsiyesinde bulunan uzmanlar, günlük 15-20 dakikalık güneş banyosu yapılmasını öneriyor. D vitamininin en fazla yumurta sarısı, süt, karaciğer ve balıkta bulunduğunu belirten uzmanlara göre, D Vitamini doktora danışılarak kullanılmalı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Ayhan Levent, D vitamini ve D vitamini eksikliğinde ortaya çıkan sorunlara ilişkin bilgi verdi.

Yaygın vücut ağrısı ve halsizliğe dikkat!

D vitaminin en önemli etkisinin kalsiyum, fosfor metabolizması ve kemik mineralizasyonu üzerine olduğunu kaydeden Dr. Ayhan Levent, “D vitamin eksikliği çocuklarda rikets erişkinlerde ise osteomalaziye sebep olmaktadır. Yaygın vücut ağrısının, kas eklem ağrısının, sırt kalça ağrılarının, halsizlik yorgunluğun sebebi D vitamin eksikliği olabilir. Bunun dışında son yıllarda D vitamini eksikliğinin kardiyovasküler hastalıklar, metabolik sendrom, obezite, enfeksiyöz ve otoimmün hastalıkların da dahil olduğu birçok hastalık ile ilişkili olduğu bulunmuştur” dedi.

Ülkemizde ve dünyada D vitamini eksikliğinin yaygın olarak görüldüğünü kaydeden Dr. Ayhan Levent, sanayileşmiş ülkelerin çoğunda D vitamini eksikliği görüldüğünü, ülkemizde de yapılan bir çalışmada toplumun yüzde 70’inde D vitamin eksikliğinin saptandığına dikkat çekti.

25(OH) D düzeyi, 45 üzerinde olmalı

Vitamin D düzeyini değerlendirmek için 25(OH) D düzeyine bakılması gerektiğini kaydeden Dr. Ayhan Levent, “Bunun sebebi 25 (OH) D hem endojen D vitaminini hem de dışardan alınan D vitaminini göstermesidir. D vitamini eksikliği ile ilgili birçok çalışma yapılmış. Bu çalışmalara göre hastalara bakılan tetkikler sonunda 25 (OH) D düzeyi 20 ng/ml’den düşükse D vitamin eksikliği, 20-30 arasında D vitamin yetersizliği tanısı konulur. D vitamini için en ideal değer 25(OH) D düzeyinin 45’in üzerinde tutulmasıdır” dedi.

D vitamini en çok bu besinlerde var

“Normal koşullarda insan vücudundaki D vitamininin yüzde 90’ı güneş ışınlarının etkisiyle deriden sentez edilmektedir” diyen Dr. Ayhan Levent, “Koyu cilt rengi veya yetersiz güneş ışığı maruziyeti nedeniyle sınırlı deri sentezi düşük D vitamininin en önemli sebebidir. Geriye kalan yüzde 10’luk kısım diyetle alınır.Diyette D vitamini en fazla yumurta sarısı, süt, karaciğer ve balıkta bulunur. Güneş ışınları ile sentez olmaksızın D vitamini sadece yiyeceklerle karşılanamaz” diye konuştu.

15-20 dakika güneş banyosu yapılmalı

Dr. Ayhan Levent, özellikle güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerde günlük 15-20 dakika güneş banyosu yapmanın D vitamini sentezi için yeterli olduğunu kaydederek “Daha fazla güneşe maruz kalmak daha fazla D vitamini sentezi anlamına gelmez. Aksine gereğinde fazla güneş ışınlarına maruz kalmak deriyi bozarak yaşlandırmayı artırdığı gibi, cilt kanserlerine de sebep olabilir” uyarısında bulundu.

D vitamini doktor kontrolünde alınmalı

D vitamin eksikliği saptanan hastaların hangi yaşta olursa olsun dışarıdan takviye alması gerektiğini vurgulayan Dr. Ayhan Levent, “Dışarıdan başladığımız D vitaminlerinin tablet, damla ve ampul formları bulunmaktadır. Hastalarımızın tercihine ve durumuna göre bu formlardan herhangi bir tanesini tercih ediyoruz. D vitamini tedavisi kesinlikle doktor kontrolünde olmalıdır çünkü D vitamini eksikliğinin zararları olduğu gibi fazlalığı da zararlıdır. D vitamin fazlalığı böbrek taşlarına ve kalp ritim bozukluğuna neden olabilir. Bundan dolayı tetkik yapılıp D vitamin eksikliği saptanmadan kesinlikle ilaç tedavisine başlanmamalıdır” diye konuştu.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Modern enerji teknikleri ile çocuklar artık daha mutlu ve özgüvenli!

Uzm. Dr.Sühendan Coşan Tıp Doktoru olması yanısıra Modern Enerji Uzmanı ve Eğitmeni. Uzun süre Tıp Doktorluğu yaptıktan sonra modern tıp alanını destekleyecek bazı eğitimler ile birlikte bilinçaltı kodlarını etkili ve kalıcı bir şekilde dönüştüren Modern Enerji Teknikleri eğitimlerini tamamlamış

Uzm Dr. Sühendan Coşan yetişkinlerle de çalışmakla birlikte Modern enerji Teknikleri’ni özellikle mutlu, psikolojik olarak sağlıklı ve özgüvenli çocukların yetişmesi için kullanıyor. Tüm amacı yeni nesil yetişirken çocuklara destek olabilmek. Kendi potansiyellerini farketmelerini sağlamak. Bunun için de en önemli etkenin mutlu aile ortamı olduğunu ifade ediyor. Bireylerin sağlıklı düşünmesi ve davranmasına en büyük engelin bilinçaltı kodları olduğunu, düşünce ve davranışların değişmesi için bu kodların dönüşmesinin kesinklikle gerekli olduğunu ifade eden Uzm.Dr.Sühendan Coşan ebeveyn ve çocuklar ile birlikte çalışarak bilinçaltı kodlarını dönüştürüp hem bireysel bazda problemlerin çözümünü sağlıyor hem de mutlu ve sevgi dolu bir aile ortamına zemin hazırlıyor.

TEMEL PSİKOLOJİK İHTİYAÇLARI KARŞILANMAYAN COCUKLAR HAYATLARI BOYUNCA BU İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAYA ÇALIŞIR

Uzm. Dr. Sühendan Coşan’ a göre her ebeveyn çocukları ile sağlıklı iletişim ve bağ kurmak ister. Bir çocuğun sağlıklı yetişmesi için özellikle 0-6 yaş döneminde temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Fiziksel ihtiyaçların karşılanması nispeten kolaydır. Ama psikolojik ihtiyaçların karşılanması ciddi bir farkındalık gerektirir. Bu ihtiyaçlar öncelikle sevgi, şefkat, destek, saygı, takdir edilme, onaylanma gibi ebeveynden aktarılması gereken duygulardır. Ebeveynden bu ihtiyaçlar karşılandığında çocuk gerçek anlamda büyüyebilir ve özgürleşir. Bu ihtiyaçlar tamamlanmadığında ise çocuğun bilinçaltı bazı yaş dönemlerinde takılı kalır. Ve farkında olmadan tüm yaşamı boyunca bu ihtiyaçlarının peşinden gider. Yanlış ilişkiler, evlilikler yaşar.

Bu nedenle anne babaların özgür ve özgüvenli, kendiyle barışık çocuklar yetiştirebilmeleri için çocuklarının bu ihtiyaçlarını karşılamaları son derece önemlidir. Günümüz anne babaları bilgiye çok daha kolay ulaşmaktadır. Ancak nasıl davranması gerektiğini araştırıp öğrense de belli davranış kalıplarını değiştirmek ve süreklilik sağlamak mümkün olmamaktadır.

ANNE BABALAR KENDİ ANNE BABALARINDAN GÖRDÜKLERİ ŞEKiLDE DAVRANIR

Neden anne babalar davranış modellerini değiştirememektedir ? Uzm. Dr. Sühendan Coşan bunun yanıtını şöyle veriyor; Davranışların kaynağı temelde kök inançlardır ve bu inançlar 0-6 yaş döneminde bilinçaltına yüklenir. Bu dönemde çocuk anne babadan veya öğretmeninden ne gördü ve ne duyduysa bunları kesin gerçeklik olarak kaydeder. Anne ve babanın davranışlarını modeller yani ebeveynlerin davranış kalıplarını bilgi olarak enerji bedenine yükler.Kendiyle ilgili kararlarını da bu dönemde verir. Sevgiye layık olma, onaylanma, özsaygı, değerlilik gibi temel inançlar oluşur. Bu ihtiyaçları karşılandığı ölçüde de yetişkin olduğunda kendi çocuğuna bu duyguları aktarabilir. Anneden ne kadar sevgi aldıysa o kadar sevgi vermeyi bilir. Baba ne kadar destek olduysa o kadar destek olabilir. Anne nasıl ise kadın figürü öyle olmalıdır. Baba nasıl ise erkek figürü de öyle olmalıdır. Aksini bilmediği için aksi şekilde davranamaz. Yüklenmiş kodlarına, dolayısıyla da değişmez gerçekliğine göre davranır ve hayatına bu şekilde yön verir. Hatta anne babalar dikkat ederlerse bir süre sonra kendi anne babaları gibi davrandıklarını farkedebilirler. Çünkü bilinçaltında bu bilgi kayıtlıdır.

MODERN ENERJİ TEKNİKLERİ İLE KODLAR VE OTOMATİK DAVRANIŞLAR KALICI OLARAK DÖNÜŞÜR

Modern Enerji Teknikleri bu soruna çok etkili ve kolay çözüm getirmektedir. Bilinçaltı dediğimiz enerji bedenindeki tüm yüklenmiş bilgiye ulaşır ve kalıcı olarak dönüştürür. Bu teknikler çocukların enerji bedenine yüklenmiş kök inançları, olumsuz duygu ve anıları dönüştürür. Çocukların eksik kalan temel psikolojik ihtiyaçlarını hızlıca tamamlar. Özgüvenli, başarılı ve mutlu olmalarını sağlar.Bu süreçte anne babalarla da çalışılır. Bilinçaltındaki bilgi dönüştürülür böylece ebeveynlerin de artık olması gereken şekilde davranabilmeleri, sevgiyi aktarabilmeleri ve yeniden güvenli ve sağlıklı bağ kurabilmeleri sağlanır. Çalışmaların etkileri kalıcı olduğundan mutlu bir aile ortamı sağlanmış olur. Uzm.Dr.Sühendan Coşan ailelerle görüşerek mutlu aile ortamı için önerilerde bulunurken, bilinçaltı kodlarını tamamen ve kalıcı olarak dönüştürerek hızlı ve etkili bir biçimde bu ortamın sağlanmasına katkıda bulunur.

Bu çalışmalar bireysel seanslar olarak yapılırken Uzm. Dr. Sühendan Coşan çocuklarla grup çalışmaları da yapmaktadır. Bu çalışmalar çocukları daha ileriye taşıyacak, kendilerindeki saklı potansiyeli gösterecek, kendilerini tanıtacak Enerji EFT, Süpermind , Starmatrix gibi son derece etkili meditatif tekniklerdir. Uzm. Dr. Sühendan Coşan’a göre mutlu aileler, mutlu ve özgüvenli çocuklar bugünün ve yarının en büyük ihtiyacı olup tüm arzusu böyle bir neslin yetişmesine elinden geldiğince katkıda bulunmaktır.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Koronavirüs 5 Ağustos son durum!

Vaka sayılarındaki artış devam ediyor. Ülkemizde vaka ve vefat eden kişi sayılarındaki artış pandeminin ortaya çıkmasından bu yana şu şekilde şöyle:

10 Mart : 1 vaka
11 Mart : 1 vaka
12 Mart : 5 vaka
13 Mart : 5 vaka
14 Mart : 6 vaka
15 Mart : 18 vaka
16 Mart : 47 vaka
17 Mart : 98 vaka, 1 ölü
18 Mart : 191 vaka, 2 ölü
19 Mart : 359 vaka, 4 ölü
20 Mart : 670 vaka, 9 ölü
21 Mart : 947 vaka, 21 ölü
22 Mart : 1236 vaka, 30 ölü
23 Mart : 1529 vaka, 37 ölü
24 Mart : 1872 vaka, 44 ölü
25 Mart : 2 bin 433 vaka, 59 ölü
26 Mart : 3 bin 629 vaka, 75 ölü
27 Mart : 5 bin 698 vaka, 92 ölü
28 Mart : 7 bin 402 vaka, 108 ölü
29 Mart : 9 bin 217 vaka, 131 ölü
30 Mart : 10 bin 827 vaka, 168 ölü
31 Mart : 13 bin 531 vaka, 214 ölü
1 Nisan : 15 bin 679 vaka, 277 ölü
2 Nisan : 18 bin 135 vaka, 356 ölü
3 Nisan : 20 bin 921 vaka, 425 ölü
4 Nisan : 23 bin 934 vaka, 501 ölü
5 Nisan : 27 bin 69 vaka, 574 ölü
6 Nisan : 30 bin 217 vaka, 649 ölü
7 Nisan : 34 bin 109 vaka, 725 ölü
8 Nisan : 38 bin 226 vaka, 812 ölü
9 Nisan : 42 bin 282 vaka, 908 ölü
10 Nisan: 47 bin 29 vaka, 1006 ölü
11 Nisan: 52 bin 167 vaka, 1101 ölü
12 Nisan: 56 bin 956 vaka, 1198 ölü
13 Nisan: 61 bin 49 vaka, 1296 ölü
14 Nisan: 65 bin 111 vaka, 1403 ölü
15 Nisan: 69 bin 392 vaka, 1518 ölü
16 Nisan: 74 bin 193 vaka, 1643 ölü
17 Nisan: 78 bin 546 vaka, 1769 ölü
18 Nisan: 82 bin 329 vaka, 1890 ölü
19 Nisan: 86 bin 306 vaka, 2 bin 17 ölü
20 Nisan: 90 bin 980 vaka, 2 bin 140 ölü
21 Nisan: 95 bin 591 vaka, 2 bin 259 ölü
22 Nisan: 98 bin 674 vaka, 2 bin 376 ölü
23 Nisan: 101 bin 790 vaka, 2 bin 491 ölü
24 Nisan: 104 bin 912 vaka, 2 bin 600 ölü
25 Nisan: 107 bin 773 vaka, 2 bin 706 ölü
26 Nisan: 110 bin 130 vaka, 2 bin 805 ölü
27 Nisan: 112 bin 261 vaka, 2 bin 900 ölü
28 Nisan: 114 bin 653 vaka, 2 bin 992 ölü
29 Nisan: 117 bin 589 vaka, 3 bin 81 ölü
30 Nisan: 120 bin 204 vaka, 3 bin 174 ölü
1 Mayıs : 122 bin 392 vaka, 3 bin 258 ölü
2 Mayıs : 124 bin 375 vaka, 3 bin 336 ölü
3 Mayıs : 126 bin 045 vaka, 3 bin 397 ölü
4 Mayıs : 127 bin 659 vaka, 3 bin 461 ölü
5 Mayıs : 129 bin 491 vaka, 3 bin 520 ölü
6 Mayıs : 131 bin 744 vaka, 3 bin 584 ölü
7 Mayıs : 133 bin 721 vaka, 3 bin 641 ölü
8 Mayıs : 135 bin 569 vaka, 3 bin 689 ölü
9 Mayıs : 137 bin 115 vaka, 3 bin 739 ölü
10 Mayıs: 138 bin 657 vaka, 3 bin 786 ölü
11 Mayıs: 139 bin 771 vaka, 3 bin 841 ölü
12 Mayıs: 141 bin 475 vaka, 3 bin 894 ölü
13 Mayıs: 143 bin 114 vaka, 3 bin 953 ölü
14 Mayıs: 144 bin 749 vaka, 4 bin 7 ölü
15 Mayıs: 146 bin 457 vaka, 4 bin 55 ölü
16 Mayıs: 148 bin 067 vaka, 4 bin 96 ölü
17 Mayıs: 149 bin 435 vaka, 4 bin 140 ölü
18 Mayıs: 150 bin 573 vaka, 4 bin 171 ölü
19 Mayıs: 151 bin 615 vaka, 4 bin 199 ölü
20 Mayıs: 152 bin 587 vaka, 4 bin 222 ölü
21 Mayıs: 153 bin 548 vaka, 4 bin 249 ölü
22 Mayıs: 154 bin 500 vaka, 4 bin 276 ölü
23 Mayıs: 155 bin 686 vaka, 4 bin 308 ölü
24 Mayıs: 156 bin 827 vaka, 4 bin 340 ölü
25 Mayıs: 157 bin 814 vaka, 4 bin 369 ölü
26 Mayıs: 158 bin 762 vaka, 4 bin 397 ölü
27 Mayıs: 159 bin 797 vaka, 4 bin 431 ölü
28 Mayıs: 160 bin 979 vaka, 4 bin 461 ölü
29 Mayıs: 162 bin 120 vaka, 4 bin 489 ölü
30 Mayıs: 163 bin 103 vaka, 4 bin 515 ölü
31 Mayıs: 163 bin 942 vaka, 4 bin 540 ölü
1 Haziran:164 bin 769 vaka, 4 bin 563 ölü
2 Haziran:165 bin 555 vaka, 4 bin 585 ölü
3 Haziran:166 bin 422 vaka, 4 bin 609 ölü
4 Haziran:167 bin 410 vaka, 4 bin 630 ölü
5 Haziran:168 bin 340 vaka, 4 bin 648 ölü
6 Haziran: 169 bin 218 vaka, 4 bin 669 ölü
7 Haziran: 170 bin 132 vaka, 4 bin 692 ölü
8 Haziran: 171 bin 121 vaka, 4 bin 711 ölü
9 Haziran: 172 bin 114 vaka, 4 bin 729 ölü
10 Haziran:173 bin 36 vaka, 4 bin 746 ölü
11 Haziran:174 bin 23 vaka, 4 bin 763 ölü
12 Haziran:175 bin 218 vaka, 4 bin 778 ölü
13 Haziran:176 bin 677 vaka, 4 bin 792 ölü
14 Haziran:178 bin 239 vaka, 4 bin 807 ölü
15 Haziran:179 bin 831 vaka, 4 bin 825 ölü
16 Haziran:181 bin 298 vaka, 4 bin 842 ölü
17 Haziran:182 bin 727 vaka, 4 bin 861 ölü
18 Haziran:184 bin 31 vaka, 4 bin 882 ölü
19 Haziran:185 bin 245 vaka, 4 bin 905 ölü
20 Haziran:186 bin 493 vaka, 4 bin 927 ölü
21 Haziran:187 bin 685 vaka, 4 bin 950 ölü
22 Haziran:188 bin 897 vaka, 4 bin 974 ölü
23 Haziran:190 bin 165 vaka, 5 bin 1 ölü
24 Haziran:191 bin 627 vaka, 5 bin 25 ölü
25 Haziran:193 bin 115 vaka, 5 bin 46 ölü
26 Haziran:194 bin 511 vaka, 5 bin 65 ölü
27 Haziran:195 bin 883 vaka, 5 bin 82 ölü
28 Haziran:197 bin 239 vaka, 5 bin 97 ölü
29 Haziran:198 bin 613 vaka, 5 bin 115 ölü
30 Haziran:199 bin 906 vaka, 5 bin 131 ölü
1 Temmuz: 201 bin 98 vaka, 5 bin 150 ölü
2 Temmuz: 202 bin 284 vaka, 5 bin 167 ölü
3 Temmuz: 203 bin 456 vaka, 5 bin 186 ölü
4 Temmuz: 204 bin 610 vaka, 5 bin 206 ölü
5 Temmuz: 205 bin 758 vaka, 5 bin 225 ölü
6 Temmuz: 206 bin 844 vaka, 5 bin 241 ölü
7 Temmuz: 207 bin 897 vaka, 5 bin 260 ölü
8 Temmuz: 208 bin 938 vaka, 5 bin 282 ölü
10 Temmuz: 210 bin 965 vaka, 5 bin 323 ölü
11 Temmuz: 211 bin 981 vaka, 5 bin 344 ölü
12 Temmuz: 212 bin 993 vaka, 5 bin 363 ölü
13 Temmuz: 214 bin 1 vaka, 5 bin 382 ölü
14 Temmuz: 214 bin 993 vaka, 5 bin 402 ölü
15 Temmuz: 215 bin 940 vaka, 5 bin 419 ölü
16 Temmuz: 216 bin 873 vaka, 5 bin 440 ölü
17 Temmuz: 217 bin 799 vaka, 5 bin 458 ölü
19 Temmuz: 219 bin 641 vaka, 5 bin 491 ölü
20 Temmuz: 220 bin 572 vaka, 5 bin 508 ölü
21 Temmuz: 221 bin 500 vaka, 5 bin 526 ölü
22 Temmuz: 222 bin 402 vaka, 5 bin 545 ölü
23 Temmuz: 223 bin 315 vaka, 5 bin 563 ölü
24 Temmuz: 224 bin 252 vaka, 5 bin 580 ölü
25 Temmuz: 225 bin 173 vaka, 5 bin 596 ölü
26 Temmuz: 226 bin 100 vaka, 5 bin 613 ölü
27 Temmuz: 227 bin 19 vaka, 5 bin 630 ölü
28 Temmuz: 227 bin 982 vaka, 5 bin 645 ölü
29 Temmuz: 228 bin 924 vaka, 5 bin 659 ölü
30 Temmuz: 229 bin 891 vaka, 5 bin 674 ölü
31 Temmuz: 230 bin 873 vaka, 5 bin 691 ölü
1 Ağustos: 231 bin 869 vaka, 5 bin 710 ölü
2 Ağustos: 232 bin 856 vaka, 5 bin 728 ölü
3 Ağustos: 233 bin 851 vaka, 5 bin 747 ölü
4 Ağustos: 234 bin 934 vaka, 5 bin 765 ölü
5 Ağustos: 236 bin 112 vaka, 5 bin 784 ölü

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

KIA Motors ve Nadal 5 yıl daha birlikte

Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nın ana sponsoru olan KIA Motors, 16 yıldır birlikte çalıştığı ünlü tenisçi Rafael Nadal ile iş birliğini 5 yıl daha uzattı.

Yapılan iş birliği kapsamında Facebook üzerinden canlı imza töreni düzenlendi ve Rafael Nadal hayranlarının da katılımıyla interaktif bir antrenman gerçekleştirdi.

Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nın ana sponsoru KIA Motors, tenisçi Rafael Nadal ile ortaklık sözleşmesini beş yıllığına yeniledi. KIA Motors ve Nadal bu haberi ünlü tenisçinin resmi Facebook sayfası üzerinden canlı yayınlanan antrenman eşliğinde duyurdu. Yayın taraftarlara, kortlara dönmeye hazırlanan Rafa’nın maçlar için fit olmasına yardımcı olma fırsatı tanıdı.

İspanya’nın Mayorka kentinde bulunan Rafael Nadal’ın akademisinden #GetRafaMoving hashtag’i ile yapılan canlı yayına binlerce destekçi katılarak ünlü tenisçiyi kortlarda destekledi. Nadal’ın destekçileri bir dizi emoji üzerinden en çok görmek istedikleri hareketi seçerek antrenmanı yönlendirdi. Rafa gelen oylar doğrultusunda hedef vurma ve ardışık olarak dönüş hareketlerinin gerçekleştirildiği toplu antrenmanlar yaptı.

Antrenmanı değerlendiren Rafa Nadal, “Tenis tutkunları ve hayranlarım aylardır tenisten uzaklar ve bu nedenle onlara özel bir etkinlik gerçekleştirmekten çok büyük keyif aldım. KIA, 17 yaşımdan beri yanımda ve profesyonel bir tenisçi olma yolundaki süreçte büyük rol oynadı. Önümüzdeki beş yılın gerek kortlarda, gerekse de kort dışında neler getireceğini görmek için heyecan duyuyorum” dedi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Basketbolun gelişimi stratejik iş birlikleri ve dijital entegrasyonda saklı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü’nün düzenlediği “Uluslararası Basketbol Endüstrisi” panelinde, spor kulüplerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası liglerin bakış açısıyla basketbol endüstrisinin yeni dinamikleri ele alındı. Sektörün ilgi çeken isimlerini ağırlayan çevrimiçi etkinlikte, dijitalleşen dünyanın basketbol endüstrisi üzerindeki etkileri konuşuldu

İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü, spor sektörünün önemli isimlerini bir araya getirdiği etkileşimli çevrimiçi etkinliklere bir yenisini ekledi. “Uluslararası Basketbol Endüstrisi” başlığı altında düzenlenen panelde, basketbolun güncel dinamikleri ele alındı. FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi CEO’su Patrick Comninos, Basketball Bundesliga (Almanya Basketbol Ligi) CEO’su Stefan Holz, Galatasaray Sportif AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Oytun Özer ve New Haven Üniversitesi Pompea İşletme Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ceyda Mumcu’nun katılımıyla düzenlenen panelde, basketbolun yönetim ve işletme yönüne odaklanıldı. Spor kulüplerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası liglerin perspektifiyle iş hedefleri ve pazarlama yöntemleri ele alındı. Dr. Emir Turam’ın moderatörlüğünde düzenlenen etkinlikte, pandeminin söz konusu alanlardaki etkisi ayrıntılı olarak konuşuldu.

Uluslararası lig perspektifiyle endüstriyi değerlendiren Patrick Comninos, basketbolda değer yaratmak için önemli olan noktanın kolektif çalışma olduğunu belirterek sözlerine başladı. FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi’ni, Avrupa çapında kulüpleri biraraya getiren beş yıllık geçmişe sahip yeni bir yapı olarak tanımlayan Comninos, “BCL ulusal lig sonuçlarına ve davet edilecek takımların ligdeki sıralamalarına odaklanıyor. Bu yıl 44 takım ligimizde yer alıyor. Bunların 34’ü kendi liglerinde ilk 5’te yer alıyor. Aralarında 14 ulusal lig şampiyonun da bulunduğu başarılı takımları ligimizde toplamış bulunuyoruz. Burada basketbol kulüplerine hizmet ediyoruz. Dolayısıyla onların ihtiyaçlarına yanıt veren doğru iş planıyla kurgulanmış bir organizasyon yapmayı hedefliyoruz. Bu noktada doğru planlama ve stabil finansal yapı önemli hale geliyor. Takımlara gelişen ve büyüyen bir lig vadediyoruz. Bu takımlara da değer kazandıracak bir ortam oluşturuyoruz. Gelişim ve büyüme vizyonumuzun temelini, stratejik işbirlikleri, medya desteği, sponsorluklar ve dijital strateji yer alıyor” dedi. Comninos uluslararası liglerin pandemi nedeniyle yaşadıkları zorluklara değinerek, özellikle lojistik konusunda sorunlarla yüzleşildiğini sözlerine ekledi.

Futbol ülkesinde basketbola ilgiyi artırmak

Stefan Holz, Almanya Basketbol Ligi hakkında bilgi verirken, “Dünyanın ya da Avrupa’nın en büyük ligi değiliz. Ancak hızlı büyüyen, hırslı bir ligiz. Net bir planla ilerliyoruz” dedi. Almanya’nın basketbol endüstrisi açısından farklı koşullarda olduğunu belirten Holz, şunları aktardı:

“Avrupa çapında yapılan bir pazar araştırmanın sonuçlarına göre Almanya’da basketbolla ilgilenenlerin oranı yüzde 24. Basketbolla ilgilenen ülkelerde örneğin Türkiye’de bu oran yüzde 62. Almanya’da hızlı gelişen bir sektör ama Türkiye, Yunanistan gibi ülkelerin gerisindeyiz. Biz bir futbol ülkesiyiz. Hedefimiz çok net; daha fazla insanı basketbola ve ardından ligimize çekmek. 2013’te ligimiz Vizyon 2020 tanımıyla, en iyi ulusal lig olma hedefini ortaya koydu. Burada amaçlanan sadece insanlara basketbolu sevdirmek değil, takımları da bu vizyon altında ligde toplamak, bütün paydaşları tek noktada toplamak. Pandemi çalışmaları sekteye uğrattı, henüz en büyük ligiz diyemiyoruz. Bununla birlikte son yıllarda ligimiz hızla büyüdü. Toplam gelirleri 130 milyon avroya ulaştı.” Markalaşma için önemli boyutta yatırım yaptıklarını ifade eden Holz, pazarlama çalışmalarında özellikle dijital pazarlamanın öne çıktığını sözlerine ekledi.

NBA’de dijital açılım: Büyük veri

Konuşmasında dijitalleşmeye dikkat çeken Ceyda Mumcu, veri kaynaklarının çeşitlenmesiyle, basketbol endüstrisinin özellikle son 10 yılda veri odaklı hale geldiğini belirten Mumcu, bunun nedenini hayatın dijitalleşmesi, teknolojik gelişmeler ve altyapılara erişim kaynaklarının çeşitlenmesi olarak açıkladı. Dolayısıyla NBA’de büyük veriye dayalı iş analitiğinin nasıl yapıldığını aktaran Mumcu, farklı veri kaynaklarından alınan bilgilerle taraftarın çok iyi tanındığı ve buna göre CRM çalışması yapıldığını belirtti. Mumcu, NBA’in farklı veri tipleriyle bilet fiyatlandırmadan müşteri analizine kadar her alanda derin değerlendirmeler yaptığını ifade etti. Soru üzerine marka değeri açısından bakıldığında, NBA’de belirli sporcuların takımların önüne geçtiğini belirterek; “LeBron James şu anda takımın kendisinden daha fazla sponsor getiriyor” dedi.

Kulübün kadın ve erkek basketbol takımlarında finansal, ticari ve operasyonel açıdan sürdürülebilir bir yapı oluşturmak adına yaptıkları çalışmaları aktaran Oytun Özer, Galatasaray Spor Kulübü’nün ve taraftarının gücünün bu süreçte kendilerine avantaj sağladığını belirtti.Özer, “Kovid-19’un yarattığı belirsizliğin içinde bulunduğumuz dönemde majör dezavantaj olduğunu ifade etti. Kapasiteli profesyonellerin istihdam edilmesi suretiyle Galatasaray Kulübü yönetiminin kişilere bağımlı kalmayacak kurumsal bir işleyişe kavuşturulması en önemli önceliklerimizden” diye konuştu.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Basketbolun gelişimi stratejik iş birlikleri ve dijital entegrasyonda saklı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü’nün düzenlediği “Uluslararası Basketbol Endüstrisi” panelinde, spor kulüplerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası liglerin bakış açısıyla basketbol endüstrisinin yeni dinamikleri ele alındı. Sektörün ilgi çeken isimlerini ağırlayan çevrimiçi etkinlikte, dijitalleşen dünyanın basketbol endüstrisi üzerindeki etkileri konuşuldu

İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü, spor sektörünün önemli isimlerini bir araya getirdiği etkileşimli çevrimiçi etkinliklere bir yenisini ekledi. “Uluslararası Basketbol Endüstrisi” başlığı altında düzenlenen panelde, basketbolun güncel dinamikleri ele alındı. FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi CEO’su Patrick Comninos, Basketball Bundesliga (Almanya Basketbol Ligi) CEO’su Stefan Holz, Galatasaray Sportif AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Oytun Özer ve New Haven Üniversitesi Pompea İşletme Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ceyda Mumcu’nun katılımıyla düzenlenen panelde, basketbolun yönetim ve işletme yönüne odaklanıldı. Spor kulüplerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası liglerin perspektifiyle iş hedefleri ve pazarlama yöntemleri ele alındı. Dr. Emir Turam’ın moderatörlüğünde düzenlenen etkinlikte, pandeminin söz konusu alanlardaki etkisi ayrıntılı olarak konuşuldu.

Uluslararası lig perspektifiyle endüstriyi değerlendiren Patrick Comninos, basketbolda değer yaratmak için önemli olan noktanın kolektif çalışma olduğunu belirterek sözlerine başladı. FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi’ni, Avrupa çapında kulüpleri biraraya getiren beş yıllık geçmişe sahip yeni bir yapı olarak tanımlayan Comninos, “BCL ulusal lig sonuçlarına ve davet edilecek takımların ligdeki sıralamalarına odaklanıyor. Bu yıl 44 takım ligimizde yer alıyor. Bunların 34’ü kendi liglerinde ilk 5’te yer alıyor. Aralarında 14 ulusal lig şampiyonun da bulunduğu başarılı takımları ligimizde toplamış bulunuyoruz. Burada basketbol kulüplerine hizmet ediyoruz. Dolayısıyla onların ihtiyaçlarına yanıt veren doğru iş planıyla kurgulanmış bir organizasyon yapmayı hedefliyoruz. Bu noktada doğru planlama ve stabil finansal yapı önemli hale geliyor. Takımlara gelişen ve büyüyen bir lig vadediyoruz. Bu takımlara da değer kazandıracak bir ortam oluşturuyoruz. Gelişim ve büyüme vizyonumuzun temelini, stratejik işbirlikleri, medya desteği, sponsorluklar ve dijital strateji yer alıyor” dedi. Comninos uluslararası liglerin pandemi nedeniyle yaşadıkları zorluklara değinerek, özellikle lojistik konusunda sorunlarla yüzleşildiğini sözlerine ekledi.

Futbol ülkesinde basketbola ilgiyi artırmak

Stefan Holz, Almanya Basketbol Ligi hakkında bilgi verirken, “Dünyanın ya da Avrupa’nın en büyük ligi değiliz. Ancak hızlı büyüyen, hırslı bir ligiz. Net bir planla ilerliyoruz” dedi. Almanya’nın basketbol endüstrisi açısından farklı koşullarda olduğunu belirten Holz, şunları aktardı:

“Avrupa çapında yapılan bir pazar araştırmanın sonuçlarına göre Almanya’da basketbolla ilgilenenlerin oranı yüzde 24. Basketbolla ilgilenen ülkelerde örneğin Türkiye’de bu oran yüzde 62. Almanya’da hızlı gelişen bir sektör ama Türkiye, Yunanistan gibi ülkelerin gerisindeyiz. Biz bir futbol ülkesiyiz. Hedefimiz çok net; daha fazla insanı basketbola ve ardından ligimize çekmek. 2013’te ligimiz Vizyon 2020 tanımıyla, en iyi ulusal lig olma hedefini ortaya koydu. Burada amaçlanan sadece insanlara basketbolu sevdirmek değil, takımları da bu vizyon altında ligde toplamak, bütün paydaşları tek noktada toplamak. Pandemi çalışmaları sekteye uğrattı, henüz en büyük ligiz diyemiyoruz. Bununla birlikte son yıllarda ligimiz hızla büyüdü. Toplam gelirleri 130 milyon avroya ulaştı.” Markalaşma için önemli boyutta yatırım yaptıklarını ifade eden Holz, pazarlama çalışmalarında özellikle dijital pazarlamanın öne çıktığını sözlerine ekledi.

NBA’de dijital açılım: Büyük veri

Konuşmasında dijitalleşmeye dikkat çeken Ceyda Mumcu, veri kaynaklarının çeşitlenmesiyle, basketbol endüstrisinin özellikle son 10 yılda veri odaklı hale geldiğini belirten Mumcu, bunun nedenini hayatın dijitalleşmesi, teknolojik gelişmeler ve altyapılara erişim kaynaklarının çeşitlenmesi olarak açıkladı. Dolayısıyla NBA’de büyük veriye dayalı iş analitiğinin nasıl yapıldığını aktaran Mumcu, farklı veri kaynaklarından alınan bilgilerle taraftarın çok iyi tanındığı ve buna göre CRM çalışması yapıldığını belirtti. Mumcu, NBA’in farklı veri tipleriyle bilet fiyatlandırmadan müşteri analizine kadar her alanda derin değerlendirmeler yaptığını ifade etti. Soru üzerine marka değeri açısından bakıldığında, NBA’de belirli sporcuların takımların önüne geçtiğini belirterek; “LeBron James şu anda takımın kendisinden daha fazla sponsor getiriyor” dedi.

Kulübün kadın ve erkek basketbol takımlarında finansal, ticari ve operasyonel açıdan sürdürülebilir bir yapı oluşturmak adına yaptıkları çalışmaları aktaran Oytun Özer, Galatasaray Spor Kulübü’nün ve taraftarının gücünün bu süreçte kendilerine avantaj sağladığını belirtti.Özer, “Kovid-19’un yarattığı belirsizliğin içinde bulunduğumuz dönemde majör dezavantaj olduğunu ifade etti. Kapasiteli profesyonellerin istihdam edilmesi suretiyle Galatasaray Kulübü yönetiminin kişilere bağımlı kalmayacak kurumsal bir işleyişe kavuşturulması en önemli önceliklerimizden” diye konuştu.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Şehrin en stil sahibi modeli Yeni Ford Puma Türkiye’de

Ford SUV dünyasının en yeni üyesi, stil sahibi, kendine güvenen ve dikkatleri üzerine toplamayı seven kullanıcılara hitap eden Yeni Ford Puma; dikkat çekici tasarımı, segmentine yeni soluk getiren teknoloji ve hayatı kolaylaştıran özellikleriyle geleceği şimdiden yaşamak isteyenleri heyecanlandırıyor. Şık ve sportif dış tasarıma sahip Puma’nın iç tasarımında ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor dikkat çekiyor. Yeni Puma, inovatif MegaBox çözümü ve yıkanabilir 456 litrelik bagaj hacmi ile sınıfının lideri olarak ödün vermeyen bir yükleme alanı sağlıyor. Kuga ile birlikte Ford modellerinde ilk defa sunulan 12.3” dijital gösterge paneli, şık açılış ekranı ve sürüş modlarına göre değişen konfigürasyonları ile çeşitli kişiselleştirme seçenekleri sunuyor. Ford’un Türkiye’de ilk defa bir otomobilde sunduğu yenilikçi 1.0L 155PS EcoBoost Hibrit teknolojisi yüksek performanslı ve üstün yakıt verimliliğine sahip bir sürüş sağlıyor. 1.0L 125 PS Ecoboost benzinli motor ise 7 ileri otomatik şanzıman ile konfor ve performansı birleştiriyor.

Ford, otomobil severlerin artan ilgisine paralel olarak SUV ve SUV karakterini yansıtan crossover modelleriyle ürün portföyünü zenginleştirmeye devam ediyor. Şehrin en yeni, en havalı ve en stil sahibi üyesi Yeni Ford Puma, farklı tasarımı, yenilikçi teknolojileri ile segmentine yeni bir soluk getiriyor, şık ve sportif çizgileriyle Ford’un tasarım karakterinde geleceğe doğru yepyeni bir sayfa açıyor.

Türkiye’de ‘Style’ ve ‘ST-Line’ donanımları ile satışa sunulan Yeni Ford Puma, ‘Style’ donanımda 1.0lt EcoBoost 95PS PS Benzinli 6 ileri manuel ve 1.0L Ecoboost 125PS 7 ileri otomatik seçenekleri ile müşterileri bekliyor. ‘ST-Line’ donanımda ise 1.0L EcoBoost Hibrit 155PS 6 ileri manuel seçeneği ürün gamına ekleniyor. Puma’nın dikkat çekici tasarımı sportif ST-Line tasarım detayları ile birleşiyor. Parçalı deri döşeme tasarım, LED farlar, dijital yol bilgisayarı, kablosuz şarj ünitesi, B&O ses sitemi gibi donanımlar, stil sahibi ve dikkat çekmeyi seven, en iyiye sahip olmak isteyen müşterilere hitap ediyor.

Yeni Ford Puma’nın göz alıcı tasarımının ileri teknoloji ve yenilikçi fonksiyonalite ile birleştiğini vurgulayan Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk, şunları söyledi:

“Ford olarak, SUV ve SUV esintili crossover modellerimizi farklı müşteri gruplarının taleplerine uygun olarak çeşitlendiriyor ve farklılaştırıyoruz. Geçtiğimiz ay pazara sunduğumuz SUV’deki amiral gemimiz Yeni Ford Kuga ciddi talep görüyor. Merakla beklenen crossover modelimiz Yeni Puma da Ford SUV dünyasındaki yerini aldı. Yeni Ford Puma dikkatleri üzerine çeken tasarımının yanı sıra kullanıcılara geleceği bugünden yaşatacak güvenlik, konfor ve sürüş teknolojileri sunarak otomobil kullanımını ve hayatı kolaylaştırıyor. Özellikle B segmenti araçların en önemli handikaplarından olan bagaj alanı, sınıfının en büyük bagaj hacmini sağlayan Yeni Ford Puma ile bir sorun olmaktan çıkıyor. Ayrıca, 5 farklı sürüş modu, benzinli motora eşlik eden 7 ileri otomatik şanzıman, kişiselleştirme olanağı sunan 12,3 inçlik dijital gösterge ekranı, gelişmiş 8″ dokunmatik ekran ile SYNC Araç içi Bilgi Eğlence Sistemi ve kablosuz şarj ünitesi gibi özellikler sayesinde sürücülere zahmetsiz ve bağlantılı bir sürüş deneyimi yaşatıyor. Yeni Ford Puma, Türkiye’de ilk defa bir otomobilde sunduğumuz yenilikçi Ecoboost hibrit teknolojisi ile de verimli ve çevreci sürüş vaat ediyor. Ford SUV dünyasında yerini alan Yeni Puma’yı müşterilerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.”

Etkileyici iç ve dış tasarım, hayatı kolaylaştıran özellikler

Yeni Ford Puma’da alçak ve eğimli tavan çizgisi, önden arkaya doğru yükselen ve arkaya doğru iyice genişleyen omuz çizgisi dinamik ve güçlü bir görünümü beraberinde getiriyor. Yatay formlu iki parça stop lambası tasarımı, sadece daha geniş bir arka görünüm sunmakla kalmıyor aynı zamanda bagaj erişimi ve kullanımını kolaylaştırıyor.

Yeni Puma, iç tasarımında ise ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor ile dikkat çekiyor. Donanıma bağlı olarak sunulan sökülebilir ve yıkanabilir ön ve arka koltuk kılıfları kabin içini ilk günkü gibi temiz tutmaya yardımcı oluyor. Ön koltuklarda daha fazla konfor için bel desteği sunulurken, artan aks mesafesi, araç yüksekliği ve ince sırtlıklı ön koltuk tasarımı Yeni Puma içindeki yaşam alanının da artmasına olanak tanıyor. Bu boyutsal büyümeye ek olarak Açılabilir Panoramik Cam Tavan tasarım ile ferah bir iç ortam elde edilmesi sağlanıyor.

Yan gövde boyunca uzanan pürüzsüz ve akıcı hatlar alt gövdede ön ve arka lastikler arasındaki iç bükey oluşumla daha dinamik ve canlı bir görünüm kazanıyor. Dinamik ve sportif duruş, ön ızgara tasarımı, ST-Line body kiti, 18” inç alaşım jantlar ve LED sis farları gibi şık detaylar ile tamamlanırken, yukarıda konumlandırılan sıra dışı LED farlarla birlikte özgün bir görünüm ortaya çıkıyor.

Sınıfının en iyi bagaj hacmi, Ford MegaBox ile Yeni Ford Puma’da

Sınıfının en iyi bagaj hacmine sahip olan Yeni Puma’da 456 litrelik yüksek kullanışlılığa sahip bir bagaj hacmi bulunuyor. Müşteri gereksinimlerini karşılamak için geliştirilen Ford MegaBox ile derin ve çok yönlü bir depolama alanı ortaya çıkıyor. Bu ek depolama alanı, 763 mm genişliğinde, 752 mm uzunluğunda ve 305 mm yüksekliğinde olmak üzere 80 litrelik bir ek bagaj alanını da kullanıma sunuyor. Bu alanla birlikte bagaja örneğin 115 cm uzunluğunda bir yükü koymak mümkün oluyor. Ayrıca arka koltukları yatırarak sahip olunan düz zemin ile yükleme alanının arttırılması kolaylıkla sağlanabiliyor. Bagaj fonksiyonelliği üç farklı konumda ayarlanabilen bagaj zemini ve bu sınıfta bir ilk olan Ford Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisi ile destekleniyor.

456 litre ile sınıfın en iyi bagaj alanını kullanıma sunan yeni Puma, evcil hayvan sahiplerini de göz önüne alınarak sunulan tasarım detaylarıyla Ford’un insan odaklı tasarım felsefesinin bir sonraki adımını gözler önüne seriyor. Bagaj fonksiyonelliği üç farklı konumda ayarlanabilen bagaj zemini ve bu sınıfta bir ilk olan Ford Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisiyle desteklenirken, özel bir gider tapasına sahip bagaj alanı kolayca yıkanabiliyor.

Sıra dışı iç detaylara sahip Yeni Puma’da ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor ön planda

Kuga ile birlikte Ford modellerinde ilk kez sunulan akıllı 12.3″ renkli dijital ekran, iç mekan ile kusursuz bir devamlılık yaratmak için araç ön konsoluyla bütünleşik tasarım diline sahip. Bilgiler, kolayca okunabilen sezgisel simgeler kullanılarak yüksek çözünürlükte görüntüleniyor ve seçilen sürüş moduna göre bilgilerin rengi ve düzeni değişiyor. Görüntülenecek bilgilerin önceliğini belirlenebiliyor. Orta konsolda bir diğer yenilik ise giriş donanımı itibari ile standart olarak sunulan olan 8” renkli dokunmatik ekran ve SYNC sistemi olurken, bu özellik ‘St-Line’da standart sunulan kablosuz şarj ünitesi ile birlikte kullanıcıların telefonları ile bağlı olma ve güvenli sürüş ihtiyaçlarını karşılıyor.

Etkileyici yakıt ekonomisi ile klasik içten yanmalı motorlara göre daha fazla tasarruf

Daha çevreci ve hibrit elektrikli araçların tercih edildiği yeni bir çağa girerken, Ford Puma bu doğrultuda ge
leceği yaşatıyor. Yeni, ileri görüşlü, gelişmiş EcoBoost hibrit benzinli motor seçenekleriyle sunulan Puma olağanüstü bir performansın yanı sıra etkileyici bir yakıt ekonomisi ve içten yanmalı klasik motorlara göre fark edilir ölçüde düşük CO2 emisyonu sağlıyor.

EcoBoost Hibrit teknolojisinde küçük hacimli benzinli motoru elektromotor destekliyor. Puma’nın 1,0 litre EcoBoost benzinli motoruna kayışla bağlanan 11,5 kW gücünde entegre bir marş/jeneratörü (BISG) devreye giriyor. Geleneksel alternatörün yerini alan BISG fren anında oluşan kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor ve bu enerjiyi hava soğutmalı lityum-iyon bataryayı şarj etmek için kullanıyor. BISG aynı zamanda depolanan enerjiyi kullanarak üç silindirli benzinli motoru normal sürüş ve hızlanma anında ilave tork ile desteklemek üzere devreye giriyor. İlave torkun katkısıyla 155 PS’lik versiyon ise 5,6 lt/100 km* yakıt tüketimi ve 127 gr/km CO2 emisyon salım değerine (99 gr/km ve 4,4 lt/100 km NEDC) imza atıyor.

%50’ye kadar daha fazla tork kullanımı ve daha hızlı gaz tepkileri

BISG’nin sağlamış olduğu ilave tork değeri sayesinde sistemi alt devirlerde yüzde 50’ye kadar daha fazla tork kullanıma sunuyor. Böylece daha akıcı ve performanslı bir sürüş elde ediliyor. Sadece 300 milisaniyede motoru yeniden çalıştıran Auto Start-Stop teknolojisi yakıt ekonomisine katkı sağlıyor.

125 PS gücündeki 1.0-litre EcoBoost benzinli motor WLTP normuna göre 138 gr/km CO2 emisyon ve 6,1 lt/100 km yakıt tüketimi (NEDC normuna göre 110 gr/km ve 4,95 lt/100 km) değerlerine imza atıyor. Bu motor ayrıca yedi kademeli çift kavramalı otomatik şanzımanla da kombine edilebiliyor. Hem 1.0-litre EcoBoost hem de EcoBoost Hibrit motorlarda endüstride bir ilk olan Ford’un üç silindirli motorda silindir kapatma özelliği bulunuyor. Bu özellik güç gereksiniminin olmadığı durumlarda üç silindirden birini sadece 14 milisaniyede kapatıyor veya tekrar devreye sokabiliyor.

Gelişmiş güvenlik ve konfor teknolojileri

Euro NCAP’ten 5 yıldız alan Ford Puma’nın dört bir yanı 12 ultrasonik sensör, üç radar ve iki kamera ile denetleniyor. Tüm bu sistemlerden elde edilen veriler gerek sürüş, gerekse de park ve manevra esnasında sürücünün hayatını kolaylaştırmak ve daha güvenli bir sürüş tesis etmek üzere kullanılıyor.

Yeni Puma, gelişmiş sürüş destek sistemleri, daha kolay, daha az stresli ve daha güvenli bir sürüş deneyimini de beraberinde getiriyor. Dur-kalk özelliğine sahip Uyarlanabilir Hız Sabitleme Sistemi, Trafik İşareti Tanımlama Sistemi, E-Call ve Şerit Takip Sistemi gibi donanımlar hem otoyol ve dur-kalk trafikte daha az stresli ve güvenli bir sürüş sağlıyor.

Bir B segment Ford’da ilk olan, 180 derece açılı geri görüş kamerası, aracın arkasından geçen yayaları, bisikletlileri veya diğer araçları daha erken görme olanağı sunuyor. Çapraz Trafik Uyarısı özelliğine sahip Kör Nokta Uyarı Sistemi (BLIS) sadece kör noktadaki araçlar konusunda sürücüyü uyarmakla kalmıyor, aynı zamanda geri manevra esnasında arkadan geçmek üzere olan araçlar konusunda da sürücüyü uyarıyor. Sürücünün tepki vermemesi halinde sistem otomatik olarak fren yapabiliyor.

Aktif Fren özelliğine sahip Çarpışma Önleme Sistemi yola yakın, yol üzerinde veya yoldan karşıya geçmek üzere olan insanları algılıyor ve olası çarpışmayı önlemek veya etkisini azaltmak üzere sürücüye yardımcı oluyor. Olası Çarpışma sonrası devreye giren İkincil Çarpışma Freni teknolojisi ilk çarpışma sonrasında frenleri etkinleştirerek olası bir ikinci çarpışmayı önlüyor. Acil Durum Manevra Destek sistemi radar ve kameraları kullanarak şehir içi ve otoyol hızlarında daha yavaş giden veya durmak üzere olan araçları algılıyor ve sürücünün engel aşma manevrasını desteklemek üzere direksiyon desteğini ayarlıyor.

Yeni Ford Puma, 192.500 TL’den başlayan tavsiye edilen anahtar teslim satış fiyatıyla Ford Yetkili Satıcıları’nda müşterilerini bekliyor.

Beyaz Haber Ajansı (BHA)

Şehrin en stil sahibi modeli Yeni Ford Puma Türkiye’de

Ford SUV dünyasının en yeni üyesi, stil sahibi, kendine güvenen ve dikkatleri üzerine toplamayı seven kullanıcılara hitap eden Yeni Ford Puma; dikkat çekici tasarımı, segmentine yeni soluk getiren teknoloji ve hayatı kolaylaştıran özellikleriyle geleceği şimdiden yaşamak isteyenleri heyecanlandırıyor. Şık ve sportif dış tasarıma sahip Puma’nın iç tasarımında ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor dikkat çekiyor. Yeni Puma, inovatif MegaBox çözümü ve yıkanabilir 456 litrelik bagaj hacmi ile sınıfının lideri olarak ödün vermeyen bir yükleme alanı sağlıyor. Kuga ile birlikte Ford modellerinde ilk defa sunulan 12.3” dijital gösterge paneli, şık açılış ekranı ve sürüş modlarına göre değişen konfigürasyonları ile çeşitli kişiselleştirme seçenekleri sunuyor. Ford’un Türkiye’de ilk defa bir otomobilde sunduğu yenilikçi 1.0L 155PS EcoBoost Hibrit teknolojisi yüksek performanslı ve üstün yakıt verimliliğine sahip bir sürüş sağlıyor. 1.0L 125 PS Ecoboost benzinli motor ise 7 ileri otomatik şanzıman ile konfor ve performansı birleştiriyor.

Ford, otomobil severlerin artan ilgisine paralel olarak SUV ve SUV karakterini yansıtan crossover modelleriyle ürün portföyünü zenginleştirmeye devam ediyor. Şehrin en yeni, en havalı ve en stil sahibi üyesi Yeni Ford Puma, farklı tasarımı, yenilikçi teknolojileri ile segmentine yeni bir soluk getiriyor, şık ve sportif çizgileriyle Ford’un tasarım karakterinde geleceğe doğru yepyeni bir sayfa açıyor.

Türkiye’de ‘Style’ ve ‘ST-Line’ donanımları ile satışa sunulan Yeni Ford Puma, ‘Style’ donanımda 1.0lt EcoBoost 95PS PS Benzinli 6 ileri manuel ve 1.0L Ecoboost 125PS 7 ileri otomatik seçenekleri ile müşterileri bekliyor. ‘ST-Line’ donanımda ise 1.0L EcoBoost Hibrit 155PS 6 ileri manuel seçeneği ürün gamına ekleniyor. Puma’nın dikkat çekici tasarımı sportif ST-Line tasarım detayları ile birleşiyor. Parçalı deri döşeme tasarım, LED farlar, dijital yol bilgisayarı, kablosuz şarj ünitesi, B&O ses sitemi gibi donanımlar, stil sahibi ve dikkat çekmeyi seven, en iyiye sahip olmak isteyen müşterilere hitap ediyor.

Yeni Ford Puma’nın göz alıcı tasarımının ileri teknoloji ve yenilikçi fonksiyonalite ile birleştiğini vurgulayan Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk, şunları söyledi:

“Ford olarak, SUV ve SUV esintili crossover modellerimizi farklı müşteri gruplarının taleplerine uygun olarak çeşitlendiriyor ve farklılaştırıyoruz. Geçtiğimiz ay pazara sunduğumuz SUV’deki amiral gemimiz Yeni Ford Kuga ciddi talep görüyor. Merakla beklenen crossover modelimiz Yeni Puma da Ford SUV dünyasındaki yerini aldı. Yeni Ford Puma dikkatleri üzerine çeken tasarımının yanı sıra kullanıcılara geleceği bugünden yaşatacak güvenlik, konfor ve sürüş teknolojileri sunarak otomobil kullanımını ve hayatı kolaylaştırıyor. Özellikle B segmenti araçların en önemli handikaplarından olan bagaj alanı, sınıfının en büyük bagaj hacmini sağlayan Yeni Ford Puma ile bir sorun olmaktan çıkıyor. Ayrıca, 5 farklı sürüş modu, benzinli motora eşlik eden 7 ileri otomatik şanzıman, kişiselleştirme olanağı sunan 12,3 inçlik dijital gösterge ekranı, gelişmiş 8″ dokunmatik ekran ile SYNC Araç içi Bilgi Eğlence Sistemi ve kablosuz şarj ünitesi gibi özellikler sayesinde sürücülere zahmetsiz ve bağlantılı bir sürüş deneyimi yaşatıyor. Yeni Ford Puma, Türkiye’de ilk defa bir otomobilde sunduğumuz yenilikçi Ecoboost hibrit teknolojisi ile de verimli ve çevreci sürüş vaat ediyor. Ford SUV dünyasında yerini alan Yeni Puma’yı müşterilerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.”

Etkileyici iç ve dış tasarım, hayatı kolaylaştıran özellikler

Yeni Ford Puma’da alçak ve eğimli tavan çizgisi, önden arkaya doğru yükselen ve arkaya doğru iyice genişleyen omuz çizgisi dinamik ve güçlü bir görünümü beraberinde getiriyor. Yatay formlu iki parça stop lambası tasarımı, sadece daha geniş bir arka görünüm sunmakla kalmıyor aynı zamanda bagaj erişimi ve kullanımını kolaylaştırıyor.

Yeni Puma, iç tasarımında ise ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor ile dikkat çekiyor. Donanıma bağlı olarak sunulan sökülebilir ve yıkanabilir ön ve arka koltuk kılıfları kabin içini ilk günkü gibi temiz tutmaya yardımcı oluyor. Ön koltuklarda daha fazla konfor için bel desteği sunulurken, artan aks mesafesi, araç yüksekliği ve ince sırtlıklı ön koltuk tasarımı Yeni Puma içindeki yaşam alanının da artmasına olanak tanıyor. Bu boyutsal büyümeye ek olarak Açılabilir Panoramik Cam Tavan tasarım ile ferah bir iç ortam elde edilmesi sağlanıyor.

Yan gövde boyunca uzanan pürüzsüz ve akıcı hatlar alt gövdede ön ve arka lastikler arasındaki iç bükey oluşumla daha dinamik ve canlı bir görünüm kazanıyor. Dinamik ve sportif duruş, ön ızgara tasarımı, ST-Line body kiti, 18” inç alaşım jantlar ve LED sis farları gibi şık detaylar ile tamamlanırken, yukarıda konumlandırılan sıra dışı LED farlarla birlikte özgün bir görünüm ortaya çıkıyor.

Sınıfının en iyi bagaj hacmi, Ford MegaBox ile Yeni Ford Puma’da

Sınıfının en iyi bagaj hacmine sahip olan Yeni Puma’da 456 litrelik yüksek kullanışlılığa sahip bir bagaj hacmi bulunuyor. Müşteri gereksinimlerini karşılamak için geliştirilen Ford MegaBox ile derin ve çok yönlü bir depolama alanı ortaya çıkıyor. Bu ek depolama alanı, 763 mm genişliğinde, 752 mm uzunluğunda ve 305 mm yüksekliğinde olmak üzere 80 litrelik bir ek bagaj alanını da kullanıma sunuyor. Bu alanla birlikte bagaja örneğin 115 cm uzunluğunda bir yükü koymak mümkün oluyor. Ayrıca arka koltukları yatırarak sahip olunan düz zemin ile yükleme alanının arttırılması kolaylıkla sağlanabiliyor. Bagaj fonksiyonelliği üç farklı konumda ayarlanabilen bagaj zemini ve bu sınıfta bir ilk olan Ford Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisi ile destekleniyor.

456 litre ile sınıfın en iyi bagaj alanını kullanıma sunan yeni Puma, evcil hayvan sahiplerini de göz önüne alınarak sunulan tasarım detaylarıyla Ford’un insan odaklı tasarım felsefesinin bir sonraki adımını gözler önüne seriyor. Bagaj fonksiyonelliği üç farklı konumda ayarlanabilen bagaj zemini ve bu sınıfta bir ilk olan Ford Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisiyle desteklenirken, özel bir gider tapasına sahip bagaj alanı kolayca yıkanabiliyor.

Sıra dışı iç detaylara sahip Yeni Puma’da ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor ön planda

Kuga ile birlikte Ford modellerinde ilk kez sunulan akıllı 12.3″ renkli dijital ekran, iç mekan ile kusursuz bir devamlılık yaratmak için araç ön konsoluyla bütünleşik tasarım diline sahip. Bilgiler, kolayca okunabilen sezgisel simgeler kullanılarak yüksek çözünürlükte görüntüleniyor ve seçilen sürüş moduna göre bilgilerin rengi ve düzeni değişiyor. Görüntülenecek bilgilerin önceliğini belirlenebiliyor. Orta konsolda bir diğer yenilik ise giriş donanımı itibari ile standart olarak sunulan olan 8” renkli dokunmatik ekran ve SYNC sistemi olurken, bu özellik ‘St-Line’da standart sunulan kablosuz şarj ünitesi ile birlikte kullanıcıların telefonları ile bağlı olma ve güvenli sürüş ihtiyaçlarını karşılıyor.

Etkileyici yakıt ekonomisi ile klasik içten yanmalı motorlara göre daha fazla tasarruf

Daha çevreci ve hibrit elektrikli araçların tercih edildiği yeni bir çağa girerken, Ford Puma bu doğrultuda ge
leceği yaşatıyor. Yeni, ileri görüşlü, gelişmiş EcoBoost hibrit benzinli motor seçenekleriyle sunulan Puma olağanüstü bir performansın yanı sıra etkileyici bir yakıt ekonomisi ve içten yanmalı klasik motorlara göre fark edilir ölçüde düşük CO2 emisyonu sağlıyor.

EcoBoost Hibrit teknolojisinde küçük hacimli benzinli motoru elektromotor destekliyor. Puma’nın 1,0 litre EcoBoost benzinli motoruna kayışla bağlanan 11,5 kW gücünde entegre bir marş/jeneratörü (BISG) devreye giriyor. Geleneksel alternatörün yerini alan BISG fren anında oluşan kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor ve bu enerjiyi hava soğutmalı lityum-iyon bataryayı şarj etmek için kullanıyor. BISG aynı zamanda depolanan enerjiyi kullanarak üç silindirli benzinli motoru normal sürüş ve hızlanma anında ilave tork ile desteklemek üzere devreye giriyor. İlave torkun katkısıyla 155 PS’lik versiyon ise 5,6 lt/100 km* yakıt tüketimi ve 127 gr/km CO2 emisyon salım değerine (99 gr/km ve 4,4 lt/100 km NEDC) imza atıyor.

%50’ye kadar daha fazla tork kullanımı ve daha hızlı gaz tepkileri

BISG’nin sağlamış olduğu ilave tork değeri sayesinde sistemi alt devirlerde yüzde 50’ye kadar daha fazla tork kullanıma sunuyor. Böylece daha akıcı ve performanslı bir sürüş elde ediliyor. Sadece 300 milisaniyede motoru yeniden çalıştıran Auto Start-Stop teknolojisi yakıt ekonomisine katkı sağlıyor.

125 PS gücündeki 1.0-litre EcoBoost benzinli motor WLTP normuna göre 138 gr/km CO2 emisyon ve 6,1 lt/100 km yakıt tüketimi (NEDC normuna göre 110 gr/km ve 4,95 lt/100 km) değerlerine imza atıyor. Bu motor ayrıca yedi kademeli çift kavramalı otomatik şanzımanla da kombine edilebiliyor. Hem 1.0-litre EcoBoost hem de EcoBoost Hibrit motorlarda endüstride bir ilk olan Ford’un üç silindirli motorda silindir kapatma özelliği bulunuyor. Bu özellik güç gereksiniminin olmadığı durumlarda üç silindirden birini sadece 14 milisaniyede kapatıyor veya tekrar devreye sokabiliyor.

Gelişmiş güvenlik ve konfor teknolojileri

Euro NCAP’ten 5 yıldız alan Ford Puma’nın dört bir yanı 12 ultrasonik sensör, üç radar ve iki kamera ile denetleniyor. Tüm bu sistemlerden elde edilen veriler gerek sürüş, gerekse de park ve manevra esnasında sürücünün hayatını kolaylaştırmak ve daha güvenli bir sürüş tesis etmek üzere kullanılıyor.

Yeni Puma, gelişmiş sürüş destek sistemleri, daha kolay, daha az stresli ve daha güvenli bir sürüş deneyimini de beraberinde getiriyor. Dur-kalk özelliğine sahip Uyarlanabilir Hız Sabitleme Sistemi, Trafik İşareti Tanımlama Sistemi, E-Call ve Şerit Takip Sistemi gibi donanımlar hem otoyol ve dur-kalk trafikte daha az stresli ve güvenli bir sürüş sağlıyor.

Bir B segment Ford’da ilk olan, 180 derece açılı geri görüş kamerası, aracın arkasından geçen yayaları, bisikletlileri veya diğer araçları daha erken görme olanağı sunuyor. Çapraz Trafik Uyarısı özelliğine sahip Kör Nokta Uyarı Sistemi (BLIS) sadece kör noktadaki araçlar konusunda sürücüyü uyarmakla kalmıyor, aynı zamanda geri manevra esnasında arkadan geçmek üzere olan araçlar konusunda da sürücüyü uyarıyor. Sürücünün tepki vermemesi halinde sistem otomatik olarak fren yapabiliyor.

Aktif Fren özelliğine sahip Çarpışma Önleme Sistemi yola yakın, yol üzerinde veya yoldan karşıya geçmek üzere olan insanları algılıyor ve olası çarpışmayı önlemek veya etkisini azaltmak üzere sürücüye yardımcı oluyor. Olası Çarpışma sonrası devreye giren İkincil Çarpışma Freni teknolojisi ilk çarpışma sonrasında frenleri etkinleştirerek olası bir ikinci çarpışmayı önlüyor. Acil Durum Manevra Destek sistemi radar ve kameraları kullanarak şehir içi ve otoyol hızlarında daha yavaş giden veya durmak üzere olan araçları algılıyor ve sürücünün engel aşma manevrasını desteklemek üzere direksiyon desteğini ayarlıyor.

Yeni Ford Puma, 192.500 TL’den başlayan tavsiye edilen anahtar teslim satış fiyatıyla Ford Yetkili Satıcıları’nda müşterilerini bekliyor.

Beyaz Haber Ajansı (BHA)