Aylık arşivler: Ocak 2021

Artan Özel İletişim Vergisi hem vatandaşı hem sektörü zorlayacak

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Özel İletişim Vergisi’nin (ÖİV) %10’a çıkarılmasına ilişkin kararı değerlendirdi. ÖİV’in artırılmasının sektördeki işletmecileri özellikle internet hizmeti sağlayıcılarını zorlayacağını vurgulayan TELKODER bu artışın tüketicilerin en önemli haklarından biri olan haberleşme faaliyetlerini zorlaştıracağını ifade ediyor. Yakın zamanda 2020 yılı Aile Haberleşme Giderleri Raporu’nu da yayınlayan dernek 4 kişilik bir ailenin haberleşme giderinin vergiler dahil 3.737 TL olduğunu açıklamıştı. Dernek ÖİV’deki bu artışla birlikte bu ailenin 74 TL daha fazla vergi ödeyeceğine dikkat çekiyor.
TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Halil Nadir Teberci: “TELKODER olarak her zaman, dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmayan ve 1999 depremi nedeniyle geçici olarak getirilerek 2004 yılından itibaren kalıcı vergi haline getirilen Özel İletişim Vergisi’nin tamamen kaldırılması gerektiğini savunduk. Bugün yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla %7,5 olarak uygulanan ÖİV’in yüzde 10’a yükseltilmesi devam eden taahhütlü sözleşmeler nedeniyle sektörde yer alan işletmeciler açısından sıkıntılara sebep olacak. Özellikle sabit internet sağlayıcıları taahhütlü anlaşmalar sundukları için ilk aşamada bu artışı faturalara yansıtmakta güçlük yaşayacak. Bir önemli sıkıntı da bu vergi artışlarının hemen uygulanmaya başlaması nedeniyle ortaya çıkacak, bu tür vergi artışlarında gerekli hazırlıkların yapılabilmesi için geçiş sürelerine ihtiyaç duyuluyor. Öte yandan bu vergi artışından vatandaşlarımız da olumsuz etkilenecek. Özellikle içinde bulunduğumuz pandemi dönemi pek çok insan için internet aboneliğini zorunlu hale getirmişken bu artışla birlikte daha pahalı hale gelecek olan internet abonelik fiyatları vatandaşları ekonomik olarak zorlayacak.” diyor.

Özel İletişim Vergisi’nde geçtiğimiz yıllarda nasıl değişiklikler olmuştu?

1999 yılının Kasım ayında hayatımıza giren ÖİV o dönem mobil internet ve mobil telefon hizmetlerinde %25, sabit internet ve sabit telefon hizmetlerinde ise %15 olarak uygulanıyordu. Şubat 2009’da sabit ve mobil internet servis sağlayıcılığı hizmetine ilişkin ÖİV yüzde 15’ten yüzde 5’e indirilmişti. Söz konusu kararın, haberleşme ve internet vergilerinin en yüksek olduğu ülkelerin başında gelen Türkiye’nin bu olumsuz durumunu bir nebze olsun hafifleteceğine inanılsa da; o dönemde de TELKODER yine vergilerin kademeli olarak düşürülmesinin ve 3 yıl içinde tamamen kaldırılmasının hem sektör hem de vatandaş açısında önemli olarak görüyordu. Ancak 2018’de ÖİV tüm hizmetlerde %7,5 olarak sabitlendi. Bu düzenleme GSM işletmecileri açısından olumlu karşılansa da internet servis sağlayıcıları ve vatandaşlar açısından olumsuz olarak değerlendiriliyordu. Geldiğimiz noktada 30 Ocak 2021 tarihi itibariyle %10’a sabitlenen bu verginin sektördeki tüm işletmecileri ve vatandaşları olumsuz etkileyeceği düşünülüyor. TELKODER vatandaşa büyük bir yük olduğunu vurgulayarak artık ÖİV’in tamamen kaldırılması gerektiğinin altını çiziyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İhracatta pazarlamaya çifte destek

Cumhurbaşkanlığınca Resmi Gazete’de yayınlanan 3462 ve 3663 sayılı kararlarla UR-GE projelerinde yer alan firmaların düzenleyeceği sektörel sanal ticaret heyeti organizasyonları destek kapsamına alınırken, hedef ülkelerde, hedef sektörlerin katılacağı fuarlardaki destek oranı yüzde 75’e çıkarıldı.
İhracata çifte destek geldi. Ticaret Bakanlığınca desteklenen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) projelerinde KOBİ’lere ihracat odaklı daha geniş bir çalışma alanı sağlanması amacıyla adım atıldı.
“Sanal yurtdışı pazarlama faaliyeti” başlığı altında UR-GE projeleri kapsamında ihtiyaç analizi, eğitim veya danışmanlık faaliyetlerine katılan şirketlere yönelik olarak iş birliği kuruluşunca ve Bakanlık koordinasyonunda sanal yurt dışı pazarlama faaliyeti düzenlenebilecek.
Ticaret Bakanlığınca desteklenen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) projelerinde pandemi nedeniyle fiziki sektörel ticaret heyetleri 1 yıldır yapılamıyordu. UR-GE Projeleri kapsamındaki firmaların düzenlediği Sanal Ticaret Heyetleri de destek kapsamında değildi.

EİB’de 7 UR-GE Projesi devam ediyor

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde 7 tane devam eden UR-GE Projesi olduğu bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, yaklaşık 1 yıldır bu UR-GE Projeleri kapsamında hedef pazar olarak belirlenen ülkelere yönelik sektörel ticaret heyeti düzenlenemediğini, son düzenlemeyle 7 UR-GE Projesindeki firmaların sanal pazarlamanın nimetlerinden yararlanabilir konuma geldiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı kararının detaylarını özetleyen Eskinazi, ” Azami 10 sanal yurt dışı pazarlama faaliyetinin giderleri yüzde 75 ve faaliyet başına 50 bin dolara kadar desteklenecek. EİB olarak dijital pazarlama 2021 yılında yoğunlaştığımız konuların başında geliyordu. 7 UR-GE Projemizde dijital pazarlamaya yoğunlaşacağız. 15 milyar dolar ihracat hedefimize bu sayede daha kolay ulaşacağız” dedi.

Fuarlara katılım da ilave destek alacak

30 Ocak 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 3463 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla hedef ülkelerde, hedef sektörler tarafından düzenlenecek fuar katılımları yüzde 75’e kadar devlet desteği almaya hak kazandı.
Resmi Gazete’de yayınlanan 3463 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararının “İhracat Ana Planı”nda hedef sektörler olarak belirlenen “otomotiv, makine, elektrik-elektronik, gıda ve kimya” sektörlerinin ihracat odaklı faaliyetlerini daha da güçlü şekilde destekleme vizyonunu esas aldığının altını çizen EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, bu 5 sektörde faaliyet gösteren ihracatçıların 2021 yılı için hedef ülke olarak belirlenen ABD, Brezilya, Çin, Etiyopya, Fas, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Irak, İngiltere, Japonya, Kenya, Malezya, Meksika, Özbekistan, Rusya ve Şili’de katıldıkları yurt dışı fuarlar, iştirak ettikleri sektörel ticaret heyetleri, ticaret yapmak amacıyla açtıkları çeşitli birimlerin kira ödemesi ve tanıtım ile marka tescil giderlerine Ticaret Bakanlığınca sağlanmakta olan ilave destek oranları 5’er puan daha artırılacağını ve daha önce yüzde 70 olarak uygulanan desteğin yüzde 75’e çıkarıldığını sözlerine ekledi.
Resmi Gazete’de yayınlanan 3463 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararına göre; Sektörel ticaret heyeti programları, Yurtdışı birim marka ve tanıtım desteği, belirlenen hedef ülkelere hedef sektörlerde olması durumunda olması durumunda 15 puan artırılacak.
TİM veya TOBB tarafından kurulan Türkiye Ticaret Merkezlerine ilişkin destek oranı ise belirlenen hedef ülkelere hedef sektörlerde olması durumunda 20 puan artırılacak.
Yurtdışı birim kira desteği 2/12/2016 tarihinden önce açılan yurtdışı birim kira harcamalarına ilişkin destek oranı sınai ve ticari şirketler için %60, ticari şirketler için %50 uygulanacak.
3462 ve 3463 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararlarındaki destekleri Ticaret Bakanlığı yürütecek.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Kaspersky, 2021 yılı gizlilik tahminlerini paylaştı

2020, dijital hizmetlerin ve altyapının önemini ve değerini benzeri görülmemiş bir şekilde ortaya çıkardı. Uzaktan çalışmanın yükselişi ve tüketici alışkanlıklarındaki küresel değişimden, internet eğlence hizmetlerinin elde ettiği devasa kârlara kadar bağlantılı altyapının toplumun günlük işleyişinde ne kadar önemli hale geldiğine şahit oluyoruz.
Peki bütün bunlar mahremiyet için ne anlama geliyor? Kaspersky, 2020 yılında insanların dijital hizmetlere erişim ve kolaylık sağlamak karşılığında mahremiyetlerini takas etme noktasında istek ve davranışlarının değiştiğini tespit etti. Kaspersky, 2021 yılına dair gizlilik perspektifinden bazı öngörülerini paylaştı:
Akıllı sağlık cihazları üreticileri giderek daha çeşitli veriler toplayacak ve bunları çeşitli şekillerde kullanacak.
Kalp atış hızı monitörleri ve adım sayaçları, en ucuz akıllı sağlık bandı modellerinde bile standart olarak sunuluyor. Bununla birlikte daha fazla giyilebilir cihaz, beraberine bir oksimetre ve hatta EKG ölçüm fonksiyonuyla gelerek olası kalp atış hızı sorunlarını sağlığınız üzerinde olumsuz etkiye neden olmadan önce tespit etmenize yardımcı oluyor. Kaspersky, sıradaki en olası adayların başında vücut ısısı olacağını düşünüyor. Vücut sıcaklığı günümüzde gerçek bir halk sağlığı sorunu haline geldiğinden, sağlık görevlileri bu veri havuzuna bir an önce ulaşmak isteyecektir. Ancak unutulmamalıdır ki kalp atış hızı ve aktivite verilerinin yanı sıra gen dizilimi de daha önce mahkemelerde delil olarak kullanıldı. Akıllı vücut tartıları, glikoz seviyesi izleyicileri, tansiyon monitörleri ve hatta diş fırçaları gibi daha akıllı sağlık cihazları nedeniyle pazarlamacılar ve sigortacılar açısından paha biçilmez değeri olan devasa miktarda veriye sahipsiniz.
Tüketici mahremiyeti bir değer önerisine dönüşecek ve çoğu durumda bir maliyeti olacak.
Sınırsız veri toplamanın tehlikelerine ilişkin kamuoyu bilinci artıyor ve serbest piyasa da bunun farkına varıyor. Apple, Facebook ile kullanıcılarının gizliliğini koruması gerektiğini konusunda açık bir şekilde karşı karşıya geldi. Mesajlaşma uygulamaları uçtan uca şifreleme için düzenleyicilerle boğuşuyor. İnsanlar, en azından mahremiyet vaadine sahip hizmetleri seçmeye ve hatta bunlar için ödeme yapmaya giderek daha istekli hale geliyor. Güvenlik tedarikçileri gizlilik bilincini teşvik ediyor, bunu gizlilik odaklı ürünlerle destekliyor. Örneğin DuckDuckGo gibi temelinde gizlilik olan hizmetler, verilerinizin kontrolünü size bırakırken sürdürülebilir bir iş modeline sahip olabileceklerini gösteriyor. You.com gibi girişimler, Google benzeri izleme araçları olmaksızın Google benzeri bir deneyime sahip olabileceğinizi iddia ediyor.
Hükümetler, büyük teknoloji şirketlerinin veri istiflemesini kontrol altına almak için daha fazla regülasyon uygulama yoluna gidecek.
Büyük teknoloji şirketlerinin sahip olduğu kişisel veriler, hükümetler için bir altın madenine dönüştü. Daha verimli ulaşım sağlamak için coğrafi verileri kullanmaktan çocuk istismarıyla mücadelede bulut üzerindeki fotoğrafları taramaya, hatta özel konuşmalara göz atmaya kadar bu veriler pek çok farklı şekillerde kullanılabilir. Ancak özel şirketler bunu paylaşmaya pek hevesli gözükmüyorlar ve bu konudaki gelişmeleri izleyeceğiz.
Veri şirketleri, davranışsal analiz makinesini beslemek için her zamankinden daha yaratıcı ve hatta bazen daha müdahaleci veri kaynakları bulacaklar.
Bazı davranışsal analitik veri kaynakları günümüzde çok yaygın. Bunlar size yeni ürün tavsiye etmek için en son neler satın aldığınıza bakmaktan kredi temerrüt riskini hesaplamak için gelir ve harcama bilgilerinizi kontrol etmeye kadar geniş bir alana uzanır. Peki, iş toplantılarına katılımınızı izlemek ve buradaki performansınızdan hareketle yıllık ikramiyenize karar vermek için web kameranızdaki verileri kullanmak isterlerse ne olacak? Kahve üreticisi ne tür bir reklamın sizi satın almaya yönlendirdiğini ölçmek için sosyal medyada yaptığınız çevrimiçi testleri kullanırsa, müzik listenizdeki beğendiğiniz şarkılara göz atarsa? Telefonunuzu ne sıklıkla şarj ettiğinizin kredi derecelendirme skorunuzda bir karşılığı olabilir mi? Bu senaryoları halihazırda zaten görüyoruz, ancak pazarlamacıların ve bazı veri uzmanlarının önümüzdeki yıl yapay zekayla yeni bağlantılar keşfetmede daha yaratıcı olması bekleniyor. Bunun sonucu harekete geçmeden önce her hareketi tartmak zorunda kalmak olacak. Cyberpunk 2077 kahramanınızın cinsiyetini ve oyun tarzını (gizli veya açık saldırı) seçmenin, gerçek hayatınızdaki bazı bilinmeyen faktörleri bir şekilde etkileyeceğini hayal edin. Bu oyunu oynama şeklinizi değiştirir miydi?
Çok taraflı hesaplamalar, farklılaşmış gizlilik ve birleşik öğrenme, sınır bilgi işlemin yanı sıra daha geniş çapta benimsenecek.
Bunların hepsi kötü haber değil. Şirketler gerçekte hangi verilere ihtiyaç duydukları konusunda daha bilinçli hale geldikçe ve tüketiciler kontrolsüz veri toplamaya karşı geri adım attıkça, daha gelişmiş gizlilik araçları ortaya çıkıyor ve daha geniş çapta benimseniyor. Donanım açısından bakıldığında, daha güçlü akıllı telefonlar ve Google Coral, Nvidia Jetson, Intel NCS gibi daha özel veri işleme donanımlarının piyasaya uygun fiyatlarla girdiğini göreceğiz. Bu, geliştiricilerin sizden şirkete aktarılan veri miktarını önemli ölçüde sınırlayarak bulut yerine cihazda sinir ağları çalıştırma gibi süslü veri işleme yapabilen araçlar oluşturmasına olanak tanıyacak. Yazılım açısından bakıldığında Apple, Google ve Microsoft gibi şirketler, verileri kullanmaya devam ederken insanlara katı (matematiksel anlamda) gizlilik garantileri vermek için farklı gizlilik tekniklerini benimsiyor. Federe öğrenme, kullanıcıların paylaşamayacağı ve şirketlerin depolayamayacağı kadar özel olduğu düşünülen verilerle uğraşmak için başvurulacak yöntem haline gelecek. OpenMined gibi daha eğitici ve ticari olmayan girişimlerle çevrelenen bu yöntemler, çığır açan işbirliklerine ve sağlık hizmetleri gibi mahremiyet açısından yoğun alanlarda yeni sonuçlara yol açabilir.
Kaspersky Gizlilik Uzmanı Vladislav Tushkanov, şunları ifade ediyor: “Son on yılda ve özellikle son birkaç yılda mahremiyetin hükümet, kurumsal ve kişisel çıkarların kesişme noktasında nasıl sıcak bir konu haline geldiğini, farklı yönlere sürüklendiğini ve hatta bazen çatışmaya yol açtığını gördük. Daha genel bir ifadeyle, önümüzdeki yılın toplum olarak, hükümetler ve şirketler tarafından veri kullanımının gizlilik garantilerine ve bireysel haklara saygıya dayalı olduğu bir dengeye yaklaşmamıza yardımcı olacağını umuyoruz.”

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Aston Martin, Formula 1’e Şampiyonluk İçin Döndü

İkonik İngiliz markası Aston Martin, 60 yıl sonra kendi takımı ile Formula 1’de! 2021 yılında Formula 1’in en çok beklenen takımlarından biri olacağı kesin
Aston Martin’in 1959 yılında başlayan ama çeşitli talihsizlikler nedeniyle kısa süren Formula 1 serüveni, 2021 itibariyle yeniden start alıyor. Racing Point’in sahibi, Kanadalı iş insanı Lawrence Stroll tarafından İngiliz devi Aston Martin’e önemli bir yatırım yapıldı. Stroll, bu yatırım ile Racing Point takımının 2021 Formula 1 sezonu için Aston Martin Formula 1 takımı olarak pistlere dönüşünü müjdeledi. Ayrıca Aston Martin’in Red Bull ile iş birliğinin 2020 sezonuyla birlikte bittiğini de hatırlatalım.
Racing Point takımı, F1 tutkunları tarafından “pembe takım” olarak da biliniyor. 1991 yılından bu yana pistlerdeler. İlk başta Jordan Grand Prix Takımı olarak anılsalar da 2006 yılında Midland Grup’a satıldılar ve Midland F1 (MF1) Takımı olarak Formula 1’e devam ettiler. 2008’de bu kez Force India Takımı olarak yarışırken sonraki yıllarda Racing Point Force India olarak F1’de yerlerini aldılar. 2019’da yeni bir satış gerçekleşti ve takımın adı BWT Racing Point oldu. Pilotları, Lance Stroll ve Sergio Perez’di. Racing Point’in isim değişikliği ile beraber yeni çehresi olan Aston Martin, ünlü pilot Sebastian Vettel ile el sıkıştı. Aston Martin’in ikinci pilotu ise Lance Stroll oldu.

ŞAMPİYONLUK İÇİN DÖNDÜLER 

2021 yılından itibaren ise yeni ekibin adı, Aston Martin Formula One Team. 1 Ocak 2021 itibariyle yeni logo tanıtılırken bu yıl yarışacak yeni araç ve renk düzeni de Şubat ayında açıklanacak.
Le Mans 24 Saat’i kendi sınıfında birden fazla kez kazanan ikonik İngiliz markası Aston Martin, artık Formula 1’de de iddiasını ortaya koyacak. Lawrence Stroll, Formula 1’de şampiyonluğu kovalayacaklarından emin: “Aston Martin, Le Mans 24 Saat gibi üst düzey uluslararası motor sporlarında büyük başarılar elde etmiş bir marka. Şimdi de tarih kitaplarında yeni bir sayfa yazma fırsatımız var. Bu, Aston Martin markasını seven herkes için, Formula 1 taraftarları ve sporun kendisi için çok heyecan verici.”
Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) tarafından yapılan açıklamaya göre Formula 1 Dünya Şampiyonası’nın 2021 sezonu, 21 Mart 2021 tarihinde Avustralya Grand Prix’si ile başlayacak; 5 Aralık 2021 tarihinde Abu Dabi Grand Prix’si ile sona erecek. 23 etaplık yeni sezon takviminde ilk kez Suudi Arabistan da var. 25 Nisan’da yapılacak yarışın daha sonra açıklanacağı takvimde, Türkiye Grand Prix’si yok.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Alternatif Bank’ın kredi hacmi 2020’de %25 arttı

Alternatif Bank, pandeminin damga vurduğu 2020 yılını hedeflerine paralel olarak tamamladı. Konsolide finansal sonuçlara göre aktiflerini bir önceki yılsonuna kıyasla %22 artırarak 36,8 milyar TL’ye yükselten Banka, nakdi ve gayri nakdi kredilerde %25 artışla ekonomiye yaptığı desteği 32 milyar TL’ye çıkardı. 
Alternatif Bank, 2020 yılında konsolide finansal sonuçlara göre aktif büyüklüğünü 2019 yılına kıyasla %22 artırarak 36,8 milyar TL seviyesine taşıdı. Bankanın nakdi (finansal kiralama alacakları dâhil) ve gayri nakdi kredilerle ekonomiye sağladığı destek 32 milyar TL’ye ulaştı. Mevduat hacmi ise %15 artışla 18,3 milyar TL’ye ulaştı. Bu dönemde de güçlü sermaye yapısını koruyarak, özkaynaklarını yılsonuna göre %24 artıran Bankanın, konsolide net kârı ise 121,6 milyon TL oldu.
Finansal sonuçlarla ilgili değerlendirmede bulunan Alternatif Bank Genel Müdürü Kaan Gür, “Pandeminin tüm dünyada sosyal ve ekonomik hayatı etkilediği bir yılı geride bırakırken, banka olarak ilk önceliğimiz çalışanlarımız ve müşterilerimizin sağlığını korumak oldu. Başta sağlık önlemleri ve uzaktan çalışma olmak üzere dönemin gereklerine çok hızlı şekilde adapte olarak, bu zorlu süreci iyi yönettik ve de yılı hedeflerimiz doğrultusunda tamamladık. Bu başarıda emeği geçen çalışma arkadaşlarıma yoğun eforları için teşekkür ediyorum. Koşullar gereği müşterilerimizle fiziksel olarak bir araya gelemediğimiz dönemde dahi basiretli ve danışman bankacılık anlayışımızı sürdürdük. Bilgi birikimimiz, finansman ve yapılandırmadaki desteklerimiz ve de teknolojik imkânlarımız ile müşterilerimizin yanlarında olmaya devam ettik. Dijital dönüşüm çalışmalarımız kapsamında, operasyonel verimlilik ve müşteri memnuniyeti sağlayacak adımları pandemiden çok daha önce atmaya başlamıştık. 2020 yılında yenilenen mobil ve internet bankacılık kanallarımız, e-imza, e-teminat mektubu, hibrit tedarikçi finansman sistemi, şubelerimizde bulunan müşteri işlem ekranları gibi pek çok yenilikçi çözümle tüzel ve bireysel müşterilerimize daha iyi bir deneyim ve değer yaratan hizmetler sunduk. 2021 ise bu dönüşümün meyvelerini daha net şekilde alacağımız bir yıl olacak. Bu sayede özellikle bireysel segmentte müşteri tabanımızı genişletirken, danışman bankacılık yaklaşımımızı onlara daha fazla hissettirecek çözümler sunacağız.” dedi.
Dış ticaret konusunda verdikleri desteklere de değinen Gür, “Stratejik önceliklerimiz arasında olan ve ülke ekonomisi için önemi her geçen yıl artan dış ticaret konusunda yıl içerisinde sunduğumuz desteklere yenilerini ekledik. Son çeyrekte KOBİ’ler için EBRD ve IFC’den sağladığımız toplam 50 milyon dolar tutarında fonu buna bir örnek olarak gösterebiliriz. Pandemi nedeniyle dünya ticareti ve dolayısıyla ülke ihracatımızda görülen aşağı yönlü trende rağmen, bankamızın finanse ettiği ihracat hacmini %24 oranında artırarak 1,5 milyar USD seviyesine getirdik. Uluslararası kurumlarla oluşturduğumuz güçlü ilişkiler, 2020’de de bankamıza duyulan güveni ve dış ticaretteki başarımızı pekiştirdi.
Özellikle 2021’in ilk çeyreğinde pandeminin etkilerini hissetmeye devam edeceğiz. Aşı çalışmalarının hızlanmasıyla yılın ikinci yarısı için daha olumlu bir hava bekliyoruz. Buna bağlı olarak da ülkemiz ve bankacılık sektörü açısından büyüme yılı olacağına inanıyoruz. Kaynaklarımızı, güçlü muhabir banka ilişkilerimizle birlikte üretimin, yatırımların, ihracatın ve ticaretin sürdürülebilir büyümesine destek verecek şekilde kullanmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Başkan Yıldızlar: “Çiftçinin aracı haczedilmesin”

Çiftçilerin borçları karşılığında traktörlerinin ve ekipmanlarının haczedilmesine tepki gösteren İYİ Parti Çanakkale İl Başkanı Selahattin Yıldızlar, “çiftçinin aracı haczedilmesin, üretemeyen, işleyemeyen çiftçi nasıl olur da borcunu öder?”
Yüksek maliyetler nedeniyle, üretim yaparken borçlanmak zorunda kalan çiftçi, borçlarını ödeyemiyor. Hasat mevsiminden sonra da yetiştirilen ürünlerin maliyeti karşılayacak fiyattan satamaması haciz olaylarına neden oldu. Konuyla ilgili İYİ Parti Çanakkale İl Başkanı Selahattin Yıldızlar yazılı bir açıklama yaparak, konunun dikkate alınması gerektiğini ifade etti.

“ÇİFTÇİYİ DESTEKLEMEK YERİNE ENGELLEYECEK ADIMLAR ATILIYOR”

Özellikle bankaların çok yüksek faizlerle verdiği kredilerin üretime ve çiftçiye zarar verdiğini dile getiren Başkan Yıldızlar, “Bankalar, üretim yapmak isteyen çiftçiye verdiği kredilerin 2 katını geri alıyor. Çok yüksek faiz oranlarıyla verilen kredilerin geri ödemesini yapamayan çiftçi toprağından oluyor, traktöründen, aracından gerecinden, hayvanından oluyor. Çiftçinin aracı haczedilmesin, üretemeyen, işleyemeyen çiftçi nasıl olur da borcunu öder? Çiftçinin üretimini desteklemek yerine, engelleyecek adımlar atılıyor” dedi.

“HİÇ Mİ VİCDANINIZ SIZLAMADI”

Türk çiftçisinin ürünlerinin tarlada kaldığını hatırlatan Yıldızlar, “Üreten çiftçimizin de ürünü tarlada kalıyor. Hükümet, yurt dışından yüzde sıfır vergi oranıyla ithal tahıl getirirken, benim Çanakkale’min çiftçisi tarlada ürününü yok pahasına satıyor. Maliyetine satıyor. Geçinmek zorunda kalan çiftçi krediye başvuruyor. Sonuç yine haciz. Çiftçiyi desteklemesi için kurulan Ziraat Bankası, 1 milyar Dolar gibi devası bir krediyi yurt dışında adı bilinmeyen kişilere veriyor. Ayşe Teyzenin fasulyesini yetiştirmek için kullandığı araçları, Ahmet Amcanın domatesini gübrelemek için kullandığı gereçleri, yurt dışına aktarırken hiç mi vicdanınız sızlamadı? Daha ne kadar ülkenin çiftçisinin sırtına yük olacaksınız?” ifadelerini kullandı.

ÇANAKKALE – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Neoklasik müziğin Türkiye'deki genç temsilcisi Büşra Kayıkçı PSM Online’a özel performansıyla 7 Şubat’ta dinleyicilerle buluşacak.

Ülkemizde neoklasik müziğin dikkat çeken genç temsilcilerinden Büşra Kayıkçı, minimalist, neoklasik ve ambient tarzda eserlerden oluşan bir repertuvar ile 7 Şubat akşamı PSM Online’da dinleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Genç piyanistin yalnızca PSM Online’a özel olarak gerçekleştireceği konserin biletleri passo.com.tr üzerinden satın alınabilir.
Sanatseverleri evlerinin konforunda da sanatla buluşturmayı sürdüren Zorlu PSM, çevrimiçi platformu PSM Online’da bu kez ülkemizde neoklasik müziğin dikkat çeken temsilcilerinden genç piyanist Büşra Kayıkçı’yı ağırlıyor.
Sanatın pek çok alanıyla da ilgili olan, neo-klasik ve minimalist piyanoda sergilediği hünerle farklı dünyaların kapılarını aralayan çok yönlü piyanist Büşra Kayıkçı, baş döndürücü bir sadeliğe sahip piyano ahengiyle hazırladığı repertuvarıyla dinleyicilere unutulmaz bir performans sergilemeye hazırlanıyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Yeşil tedarik zinciri yönetimi nasıl sağlanır?

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, “SUSTAINEIBILITY TALKS” webinar serisinin dördüncü bölümünde, Orta Anadolu Tekstil ve Üniteks Tekstil ile çevre dostu ürün etiket sistemleri, tedarik zinciri süreçleri, kimyasal ve atık yönetimi, fabrikaya maliyet ve karlılıkları, sürdürülebilir kalkınma amaçları masadaydı.
Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “Sürdürülebilirlik her zaman vurguladığımız gibi en çok yol almamız gereken öncelikli konumuz. Girdilerin sürdürülebilirlik modellerine uygun tedarik edilmesi gerekmekle birlikte, ürünlerin döngüsel modellere uygun olarak tasarlanabilmesi de önem arz ediyor. Hazır giyim sektöründe de en çok atılımı önümüzdeki dönemlerde bu alanlarda bekliyoruz. Özellikle pandemi dönemi bize dijitalleşmenin önemini öğretti. Sürdürülebilirlik dijitalleşme ile iç içe bir yolculuk.” dedi.

Sürdürülebilirliğin lokomotifi tüketici ve markalar

Sertbaş, sürdürülebilir kalkınma amaçlarının; yoksulluğun sona erdirilmesi, tüm çocuklar için eğitim imkanı, ekonomik eşitsizlik, iklim değişikliği gibi birçok ortak soruna çözüm üretmeyi kapsadığını söylüyor.
“Geçen hafta içerisinde kalkınma araçları ile ilgili üyelerimize yönelik bir eğitim gerçekleştirdik. Aslında firmalarımızın sürdürülebilirlikle ilgili kendilerine hedef koyabilmesi için çok önemli araçlar olduğunu gördüm. Bu konuda da firmalarımızın Birleşmiş Milletler’in kalkınma hedeflerine odaklanmalarını tavsiye ediyorum. Ekonomist’in yaptığı bir araştırmada “2021 yılı stratejik amaçları arasında neler yer alır?” sorusunu yüzde 60 oranında CEO, sürdürülebilirlik uygulamaları gerçekleştirmek şeklinde yanıtlamış. Aynı araştırma ayrıca sürdürülebilirliğin lokomotifinin ilk olarak tüketici ardından da markaların olacağını göstermiş.”

AB, Yeşil Mutabakat ile ilgili Haziran’da harekete geçecek

Türkiye’nin Avrupa’ya yakınlık gibi önemli avantajlarının bulunduğuna değinen Sertbaş, bu avantajların ancak sürdürülebilir çevre dostu üretimlerle değerlendirilebileceği görüşünde.
“Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat ile ilgili önümüzdeki Haziran ayından itibaren harekete geçecek. Bu yeni konjonktürü he zaman bir avantaja çevirme şansımız var diye birçok platformda dile getiriyoruz. Kurumların sorumlulukları artık sadece kendi faaliyetleri değil, aynı zamanda, içinde bulundukları tedarik zincirlerinin faaliyetlerini de kapsamaktadır. Bu aşamada, işletmeler ve tedarikçiler ile çevre dostu hammadde kullanma, atıkların azaltılması, çalışma koşulları gibi sürdürülebilirliğin ekonomik, çevresel ve sosyal boyutları konusunda birlikte çalışmalıdır. Yapılan iş birliklerinin bu süreçte önemi büyük.”

Müşteriler, QR kodlarla elyafın kaynak ülkesine kadar görebiliyor

“Dünyaya verdiğimiz zarar ayak iziyse dünyaya geri verdiklerimizi, değişimi el izi olarak tanımladık.” diyen Orta Anadolu Tekstil Sürdürülebilirlik Uzmanı Sebla Önder su, hammadde, enerji, insan ve süreç olmak üzere 5 tema belirlediklerinden bahsediyor.
“Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) raporuna göre 450 milyondan fazla insan tekstil tedarik zinciriyle ilgili işlerde çalışıyor. Tekstil sektörü olarak yaptığımız herhangi bir iyileştirmenin dünya üzerinde çok büyük bir etkisi var. Artık QR kod etiket sistemiyle yüzde 100 izlenebilirlik ve şeffaflık sağlanıyor. Etiketin üzerindeki QR kodlarla müşteri, elyafın kaynak ülkesine kadar görebiliyor.”

Tedarik zincirinin her aşaması adım adım takip edilmeli

Sürdürülebilirliğin tedarik zinciri yönetimi olduğunu ve her aşamasının adım adım takip edilmesi gerektiğini anlatan Üniteks Tekstil Sürdürülebilirlik Grup Müdürü Serkan Bakadur ise üretimde dijitalleşme, izlenebilirlik, sürdürülebilir materyal kullanımı ve sertifikasyonun önemine değindi.
“Sürdürülebilirlik bir şirket kültürüdür ve izlenebilir, şeffaf yönetim sistemini hedefler. Bu yüzden dijitalleşmeye ciddi yatırımlar yapıyoruz. Tüm departmanların, paydaşların, tedarikçilerin bir bütün içinde çalışması gerekir. Açık fiyatlandırmadan tedarik zincirinin her adımına kadar tüm imalatçı detaylarını müşterilerle paylaşıyoruz. Geçen sene yüzde 13,6’lık enerji tasarrufu sağlayarak karbon emisyonunu yüzde 9,5 azalttık. Bu sene enerji tasarrufuyla karbon ayak izini minimum yüzde 5 düşürmeyi hedefliyoruz.”

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Kadıköy insani gelişmişlikte Türkiye birincisi

Kadıköy Belediyesi, Türkiye’deki 188 ilçenin uzun, sağlıklı ve yaratıcı bir hayat yaşamak; bilgi ve eğitim alabilme imkanına sahip olmak ve insana yaraşır bir hayat için gerekli kaynaklara ulaşmak gibi kriterler göz önüne alınarak belirlenen “İnsani Gelişme Endeksi” sıralamasında birinci oldu. İnsani Gelişme Vakfı (İNGEV) tarafından Türkiye’de nüfusu 150 binin üstünde olan ilçe belediyeleri ile üç büyük ilin bütün ilçelerini kapsayan 188 ilçenin değerlendirildiği İnsani Gelişme Endeksi (İGE-İ 2020) çalışmasının sonuçları açıklandı. Kadıköy Belediyesi İnsani Gelişme Endeksi 2020 sonuçlarına göre “Çok Yüksek İnsani Gelişme” sıralamasında birinci oldu. Kadıköy Belediyesi sosyal kapsama, sağlık, sosyal yaşam, çevresel performans, ulaşım ve erişilebilirlik endekslerinde birinci sırada yer aldı. Aynı sıralamada Beşiktaş Belediyesi ikinci olurken, üçüncü sırada Çankaya Belediyesi yer aldı. Pandemi nedeniyle online olarak düzenlenen “İlçeler İnsani Gelişme Ödülleri” töreninde açılış konuşmasını İNGEV Başkanı Vural Çakır yaptı. UNDP Türkiye Temsilci Yardımcısı Seher Alacacı Arıner ve İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman ise belediyelerin yeni yerelleşmedeki kritik rolüne değinilen panelde konuştu. Belediyelerin karnesi olarak nitelenebilecek çalışma 9 alt endeks, 81 gösterge, 128 değişken ve “gizli vatandaş” çalışması ile belediyelere yapılan 3 binin üzerinde başvurunun sonuçlarından oluşuyor.
KADIKÖY BELEDİYE BAŞKANI ODABAŞI: ÖDÜLÜ DAHA DA İLERİ TAŞIYACAĞIZ
INGEV’in online olarak düzenlediği törene katılan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, “Böyle bir ödül aldığımız için heyecanlandım, mutluyum, bu ödüle layık görülmek Kadıköy için gurur verici. Bu raporun oluşmasında emeği geçen INGEV’e teşekkür ediyorum. Bu ödülü almamızı sağlayan kriterlerdeki başarımızı daha da ileri taşıyacağız, önümüzdeki dönemde bu ödülün gereğini yerine getirip, daha farklı alanlarda da Kadıköylü’ye hizmet etmeye devam edeceğiz.” dedi.
İnsani Gelişme Endeksi, yönetişim ve saydamlık, sosyal kapsama, ekonomik durum eğitim, sağlık, sosyal yaşam, çevresel performans, ulaşım ve erişilebilirlik, toplumsal cinsiyet eşitliği kriterleri dikkate alınarak hesaplanıyor. İnsani Gelişme Endeksi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 1990 yılından beri ülkeler düzeyinde yayımlanıyor. İNGEV ise yerel düzeyde insani gelişmenin ölçümlenmesi için hazırladığı İnsani Gelişme Endeksi-İlçeler (İGE-İ) çalışmasını 2017 yılından bu yana sürüyor. Kadıköy Belediyesi aynı çalışmada 2018 yılında ikinci olmuştu.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Airbus, ESA’nın ay yörüngesindeki transfer aracı için "Moon Cruiser" konseptini üzerinde çalışıyor…

Airbus, ESA’nın ay yörüngesindeki transfer aracı için “Moon Cruiser” konseptini üzerinde çalışıyor…
Airbus, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından bir “Moon Cruiser” için CLTV (Cis-Lunar Transfer Vehicle) çalışmasıyla ödüllendirildi. Araştırma konsepti (iki paralel Aşama A / B1), CLTV, gelecekteki Artemis Ay görevlerinin uygulanmasında NASA ve ESA’ya zamanında ve verimli destek sağlayabilen çok yönlü, otonom bir lojistik araç olmakla birlikte mevcut ve kanıtlanmış teknolojilere dayanacak ve çok amaçlı European Large Logistic Lander’ı (EL3) tamamlayacak.
Ay’a iniş ve gelecekte inşa edilecek Ay uzay istasyonu Gateway’in kurulması da dahil olmak üzere Ay görevlerinin yerine getirilmesi, uluslararası topluluk için karmaşık ve zorlu bir görevdir. Kesin olarak planlanmış bir tedarik zinciri ve lojistik misyonları gerektiriyor. Airbus Moon Cruiser konsepti, bu zorlukları çeşitli şekillerde destekliyor:
Gateway lojistiği: CLTV, Ay yörüngesinde yakıt taşıma ve ikmali kargo taşıma gibi misyonu iki ana destekleyici NASA (Amerika Birleşik Devletleri) ve ESA (Avrupa) liderliğindeki uluslararası proje Gateway’e ulaştırabilir. Ay’da sürdürülebilir bir varlığı ve ötesinde keşifleri NASA’nın Artemis programının bir dayanağı olarak destekler.
Büyük Ay Modülünün Düşük Ay Yörüngesine Taşınması: CLTV’nin, daha büyük ve daha kapsamlı hizmetlerle iniş ve çıkış görevlerini gerçekleştirmek için Gateway ile alçak ay yörüngesi arasında iniş veya çıkış aşamasını gerçekleştirmesi gerekir.
CLTV’nin çok yönlülüğü, LEO’daki ISS sonrası yörünge altyapısına yönelik görevleri ve GEO satcom hizmeti alanındaki görevleri desteklemesine de olanak tanıyacaktır.
CLTV’nin tasarımı, birden fazla görev türünün tek bir araçla gerçekleştirilmesine izin vermekle birlikte çeşitli fırlatıcılarla uyumludur. Airbus’ın çözümü, Orion Avrupa Hizmet Modülü (ESM) de dahil olmak üzere ESA için Airbus tarafından inşa edilen İnsan Uzay Uçuşu ve Keşif için geniş bir görev ve araç tasarım portföyüne dayanan ve uzaya toplam yaklaşık 30 ton kargoyu taşıyan beş başarılı Otomatik Transfer Aracı (ATV) da dahil olmak üzere olgun, çok yönlü ve modüler bir konsepttir.
Airbus Uzay Araştırmaları Başkanı Andreas Hammer “CLTV için Airbus Moon Cruiser konseptiyle, Dünya ile Ay arasındaki yol boyunca birlikte çalışan insanlar ve makineler için ilk yapı taşlarını oluşturuyoruz. CLTV, Gateway lojistiğine hizmet edebilir ve ister Avrupa için ister daha geniş uluslararası işbirliğinin bir parçası olarak, ek görevler sağlayarak EL3 Büyük Lunar Lander’a değer katabilir.” dedi.
CLTV, Ariane 6 ile fırlatılabilir ve 4,5 tonun üzerindeki bir modülü Gateway’e taşıyabilir. Avrupa Uzay Ajansı ESA, on yılın ikinci yarısında CLTV’yi konuşlandırmakla birlikte, CLTV’nin Ay’a doğrudan uçuşu sırasında kelimenin tam anlamıyla “seyir” etmesini planlıyor.
Hedef, 2027’de başlaması amacıyla 2022’de bir sonraki Bakanlar Konseyi’nde CLTV’nin uygulama aşamasını (B2 / C / D) doğrulamaktır.
Airbus, gelecekteki NASA uzay araştırmalarının merkezi uzay aracı olan yeni NASA uzay aracı Orion için ESA için Avrupa Hizmet Modülünü inşa ediyor. İlk hizmet modülü, Airbus tarafından NASA’ya teslim edildi. İkinci hizmet modülü ise şu anda Bremen’deki Airbus’ta inşa ediliyor. 2021 yılında astronotsuz test uçuşu Orion’un ilk fırlatılma işleminde, Orion’un ay yörüngesine götürülmesi ve Artemis I görevi kapsamında Dünya’ya geri dönmesi planlanıyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)