Aylık arşivler: Şubat 2021

Gölbaşı Belediyesi Vatandaşlarının Yanında…

Gölbaşı Belediyesi’ne bağlı olarak hizmet veren Paylaşım Noktası, ihtiyaç sahibi vatandaşlarının yanında olmaya devam ediyor. Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek “Atma, paylaş” vurgusu yapıyor.  

Gölbaşı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü'ne bağlı olarak hizmet veren Paylaşım Noktası Gölbaşılıların yanında olmaya devam ediyor. Özellikle salgın sürecinde çalışmalarını hızlandırarak pek çok aileye ulaşan Paylaşım Noktası’nın vatandaşların desteği ile ayakta durduğunun altını çizen Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek “Belediyemize gelen talepler doğrultusunda vatandaşlarımızdan gelen her türlü isteğe cevap vermeye çalışıyoruz. Gece gündüz demeden çalışan bütün ekibimize canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. Vatandaşımız yalnız olduğunu düşünmesin. Her türlü ihtiyaçları için günün her saati yanlarındayız” ifadelerini kullandı. 

Giyimden gıdaya vatandaşımızın yanındayız

Giyimden eşyaya kadar her türlü malzemenin mağazada sergilenerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını anlatan Ramazan Şimşek “Her yaşta ihtiyaç sahibi vatandaşımızın giyim ihtiyacını karşılamakla birlikte, çeşitli ev eşyaları ve beyaz eşya taleplerine de yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hayırsever vatandaşlar tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere Paylaşım Noktası’na verilen ürünler, görevliler tarafından temizlendikten ve hijyen kurallarına uygun hale getirildikten sonra ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor” dedi.

 

‘İhtiyacın Yoksa Atma, Paylaş’

 Paylaşım Noktası tarafından başlatılan "İhtiyacın yoksa atma, paylaş" sloganıyla düzenlenen kampanyanın hayırsever vatandaşlar tarafından yoğun ilgi ile karşılaştığını da aktaran Ramazan Şimşek “Kampanya dahilinde vatandaşlarımız, kullanılabilecek durumda olan çeşitli giyim ve ev eşyalarını Paylaşım Noktası’na veriyor. Bu sayede hayırseverler ve ihtiyaç sahipleri arasında bir gönül köprüsü oluşuyor. Bizlere 485 53 36-38 numaralı hatlardan ulaşabilirsiniz.   Sizde atmayın paylaşın” çağrısında bulundu. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Pandemi dönemi televizyon yayıncılığını nasıl etkiledi?

Hayatımızın bir parçası haline gelen televizyon ve akıllı telefonlar, iletişimin en vazgeçilmez araçları olarak dikkat çekiyor. Pandemi döneminin “vatandaş televizyonculuğu” konusunda hızlandırıcı bir etki yarattığını belirten uzmanlar, bu dönemde en fazla artışın içerik yönünden olduğunu kaydediyor. Uzmanlara göre bu durum, insanların kültürünü ve yaşam şeklini değiştiriyor.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Esennur Sirer, pandemi döneminde değişen televizyon yayıncılığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İletişimin hem okuyucusu hem de yazıcısı konumundayız

Teknolojideki gelişmelerle beraber yeniliklerin hayatımızda çok daha fazla yer edindiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Esennur Sirer, “İnsanın yeryüzündeki varlığı düşünüldüğünde; telefon, televizyon ve internet kullanımı oldukça kısa bir zaman dilimine karşılık gelmektedir. İletişim alanındaki teknolojik temelli gelişmeler yaşamımızda önemli bir yer işgal etmektedir. Hem üretici hem tüketici konumunda olduğumuz bu dönemde teknoloji bağlamıyla iletişimin hem okuyucusu hem de yazıcısı konumundayız” dedi.

“Uydu” dünyayı global köye dönüştürdü

1920’li yıllarda başlayan televizyon yayıncılığının araya giren İkinci Dünya Savaşı nedeniyle kesintiye uğradığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Esennur Sirer,  “1950’li yıllardan itibaren her eve bir televizyon düşüncesiyle insanların yaşamlarında yer edinmeye başlamıştır. 1980’li yıllarda uydu yayıncılığının başlaması televizyon için sınırları yok eden önemli bir dönüm noktasıdır. Uydu sayesinde dünyanın en ücra noktasından yayın yapılabilmektedir. Yani ‘dünya global bir köye dönmüştür’” diye konuştu.  

İnternet dünyayı kökünden değiştirdi

Günümüzde hayatımızın bir parçası olan internetin tarihine değinen Dr. Öğretim Üyesi Esennur Sirer, şunları söyledi:

“1989 yılında Tim Berners-Lee tarafından tasarlanan “World Wide Web”in ortaya çıkışıyla dünyadaki iletişim düzeni kökünden değişmiş, yepyeni ve sürekli devinim gösteren bir döneme girilmiştir. Bireyler “internet” denilen ağın içerisinde metin, resim, video ve diğer multimedya içeriklerini paylaşır hale gelmişlerdir. Tabii bu paylaşım teknolojik gelişmelere bağlı biçimde yıllar içerisinde devinim göstermiştir.

Web 1.0 olarak adlandırılan 1990-2000 yılları arasındaki webin ilk döneminde internet aracılığıyla bilgiye kolayca ulaşım sağlanmıştır. Bilgiyi ulaşanların insanlığa hükmettiği binlerce yıldan sonra bilginin paylaşıma açılması ve erişiminin kolaylığı insanlık için önemli bir adım olmuştur. Ancak bu dönem sadece internetteki bilgiyi okuyabildiğimiz bir dönemi ifade etmektedir.”

2000’li yıllarla birlikte “sosyal medya” denilen ve internet ağının içindeki hemen herkesin üretici konumuna eriştiği bir döneme geçildiğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Esennur Sirer, “Web 2.0 olarak adlandırılan bu dönem “vatandaş gazeteciliği” nin de başladığı dönemdir. Kişisel olarak içerik üretimine geçilen insan merkezli ve metin ağırlıklı sosyal ağlar bu döneme damga vurmuştur” dedi.

Vatandaş gazeteciliğinden vatandaş televizyonculuğuna…

Dr. Öğretim Üyesi Esennur Sirer, 2020 yılı itibarıyla “web 4.0” denilen yeni bir döneme girildiğini ifade ederek “Bu dönem iletişim anlamında verilerin eşgüdümlü işlediği, “5G”, “büyük veri”, “bulut bilişim” gibi yeniliklerin insan yaşamında yerini aldığı bir dönemi ifade etmektedir. Televizyon, bilgisayar, tablet ve telefon olarak dört farklı ekrandan dilediğimiz içeriğe erişebildiğimiz bu yeni dönemde geleneksel kitle iletişim araçları yeni teknolojilerle yakınsak bir ilişki içerisindedir. Teknoloji kullanımının tabana yayılması ve video akış hızının artışı sonucu yayıncılık herkese açılmıştır. Tek bir cihaz ile aynı anda 7/24 yayın yapabilme ve bu yayınları aynı anda pek çok sosyal medya mecrasından paylaşabilme olanağı, “niş ve spesiyallerden” oluşan yeni bir dönemin habercisi olmuştur” diye konuştu. 

Bu dönemde bireysel yayıncılığın öne çıktığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Esennur Sirer, “Bireysel anlamda video çekme, kurgu yapabilme, çekilen içerikleri paylaşabilme ve yayınlayabilme kolaylığı bireysel yayıncılığın önünü açmıştır. Video akış hızındaki artış ve maliyetlerin azalması sonucu ‘vatandaş gazeteciliği’ nden 20 yıl sonra ‘vatandaş televizyonculuğu’ dönemine geçilmiştir” dedi.

Pandemi vatandaş televizyonculuğunu hızlandırdı

Pandeminin de yayıncılık üzerinde önemli etkileri olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Esennur Sirer, “Yayıncılıktaki teknolojik temelli dönüşüm pandemiden bağımsız biçimde işliyor görünse de pandemi döneminin “vatandaş televizyonculuğu” konusunda hızlandırıcı bir etki yaratmıştır. Bu dönemde en fazla artış içerik yönünden olmuştur. Ama bu konuda nitelikten çok niceliksel bir artıştan söz edebiliriz. Yeni teknoloji ile dolayımlanmış televizyon yayıncılığı konusundaki her gelişme eğitim alan öğrencilerimiz için müjdeli bir haberdir. Pandemi medyanın önemini bir kez daha hatırlatmıştır. Bu alanda açılacak pek çok kapı vardır. Ancak bu kapılar teknolojiye yakın duran eğitimli profesyonellerin aralayacağı kapılardır. Yoksa şu geçiş döneminde de gördüğümüz gibi “vatandaş televizyonculuğu” geleneksel yayıncılığın kopyası olmaktan öteye gidememektedir” diye konuştu.

Vatandaş gazeteciliği ya da televizyonculuğu kültür ve yaşam şeklini değiştiriyor

“’Modernleşmenin modernleştiği’ bir dönemdeyiz” diyen Dr. Öğretim Üyesi Esennur Sirer, sözlerini şöyle tamamladı:

“Değişim ve dönüşümün kaçınılmaz olduğu bu dönemde iletişim alanında da yenilikler her daim olacaktır. Herkesin iletişim teknolojilerini kullanır duruma gelmesi adı ‘vatandaş gazeteciliği’ ya da ‘vatandaş televizyonculuğu’ olsun insanların kültürünü ve yaşam biçimini değiştirmektedir. Yaşadığımız dönemde en yüksek değere sahip olan bilgi, iletişim teknolojileri sayesinde dolaşıma sokulmaktadır. Gelişen bilgi ve iletişim teknolojilerinin sağladığı araçlar, ağ toplumunun şekillenmesinde önemli bir unsurdur. Ağı şekillendirirken kültürü de şekillendirmektedir. Dolayısıyla yaşam biçimimizde şekillenmektedir.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Basın İlan Kurumu Mersin Şube Müdüründen Askon’a Ziyaret

Basın İlan Kurumu Mersin Şube Müdürü Çetin Oranlı Askon Mersin Şube Başkanı Hasan Arslan’ı makamında ziyaret etti.

Pandemi Kuralları çerçevesindeki Ziyarette Pandemi sürecinde Kentin ekonomik anlamda karşılaştığı sıkıntılar ve bunlarla ilgili tedbirlerden bahsedildi.

Hasan Arslan; ziyaretten memnun kaldığını ve Basınımız bizim için önemlidir bir unsurdur, bu kurumda sizin gibi birinin bulunması ayrıca önem taşımaktadır.

Arslan Mersin Basınının Pandemi’deki çektiği sıkıntıların camiadaki dostlarımdan yakinen takip etmekteyim umarım bu illet hastalık biran evvel son bulur.

Oranlı; Bu sıkıntılı süreçte evet her sektörde olduğu gibi Basın camiası da genel anlamda bu durumdan etkilendi, bizlerde elimizden ve imkânlarımız dâhilinde Sektörün ayakta kalabilmesi için askeri şartlar altında yerel basına destek olmaya çalışıyoruz.

Çetin Oranlı daha sonra Hasan Arslan’a “ Ruha Dokunan Patiler “ adındaki kitabını hediye etti.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden önce internet sonra tablet desteği

Kemalpaşa'ya 33 kilometre uzaklıktaki Hamzababa Mahallesi’nde telefonla internete ulaşmak ve EBA üzerinden derse girmek için her gün 1 kilometre yürüyen öğrenciler, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin uzaktan eğitime verdiği destekle önce internete ve ardından tablete kavuştu. Öğrenciler artık derslerinde daha başarılı olacaklarını söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin uzaktan eğitim sürecinde sıkıntı yaşayan öğrencilere verdiği destek devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi evlerinde bilgisayar olmadığı için ebeveynlerinin telefonuyla derslere katılmak zorunda kalan Hamzababa Mahallesi’ndeki öğrencilere tablet dağıttı. EBA’ya ancak yüksek bir tepedeki barakadan bağlanabilen öğrenciler için İzmir Büyükşehir Belediyesi önce köye kablosuz internet hattı çekmişti. Köy kıraathanesi ise düzenlenerek EBA noktasına dönüştürülmüştü.

Kaçar: "Uzaktan eğitime desteğimiz sürecek"

İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Dairesi Başkanı Anıl Kaçar, pandemi döneminde de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in sosyal ve demokratik belediyecilik anlayışı gereği olanakları sosyal ve ekonomik açıdan sınırlı tüm öğrencilerin ve ailelerin yanında yer almaya devam ettiklerini belirtti. "İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak eğitimde fırsat eşitliği yaratmak ve öğrencilerimizin eğitimden geri kalmamalarını sağlamak için öğrencilerimize tabletlerini ulaştırdık. Uzaktan eğitimde sıkıntı yaşayan bölgelerde belediyemizin tüm olanaklarını seferber ederek öğrencilerimize internet ve tablet desteğini sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.

Muhtar Özer: "Çocuklarımız artık rahatlıkla derse giriyor"

Hamzababa Mahallesi Muhtarı Ali Ercan Özer daha önce çocukların internete bağlanmasını sağlamak için günde 1 kilometre yürüdüğünü ve internetin çektiği tepedeki barınağa gittiğini hatırlatarak, "İnternet paketleri bittiği zaman da bir hafta derse girse 3 hafta giremiyordu. Geçtiğimiz hafta İzmir Büyükşehir Belediyesi köye internet hattı çekti ve bir EBA sınıfı oluşturdu. Çocuklarımız annelerinin ve babalarının telefonlarıyla ders yapıyorlardı. Bugün de tablet dağıtıldı. Şimdi tabletleri ile ders çalışıyorlar. Artık çok rahatlar. Büyükşehir Belediyesi'ne teşekkür ediyoruz" diye konuştu.

Daha başarılı olacağız

9. sınıfa giden Huriye Naz Topbaş, "İlk başlarda internetimiz yoktu, telefonlar zor çekiyordu. Ders çalışmak için dağa gidiyorduk. Çok zorluk çektik. Şimdi sıcak yerde ders çalışıyoruz,  tabletlerimiz var. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer'e teşekkür ediyoruz" dedi.Yine 9. sınıf öğrencisi Nida Çelik artık hem internetleri hem de tabletleri olduğu için çok daha başarılı olacaklarını söyledi. 2’nci sınıf öğrencisi Cemre Sultan Çelik, artık derslerinden geri kalmayacaklarını belirterek İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne teşekkür etti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden 23 Nisan’da Vex Robotik Turnuvası

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile EducatHUB ortaklığında 23 Nisan ruhunun akıl ve bilim ile yaşatılması amacıyla ulusal çapta Vex Robotik Turnuvası düzenleniyor. Okul öncesi, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin katılabileceği yarışmaya başvurular 15 Mart’a kadar sürecek.

İzmir Büyükşehir Belediyesi 23 Nisan ruhunun akıl ve bilim ile yaşatılması amacıyla Vex Robotik Turnuvası düzenliyor. Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı ile İZELMAN A.Ş. işbirliğinde ve EducatHUB ortaklığında düzenlenen turnuva Vex Online Proje Yarışması ile 23 Nisan Vex Robotik Turnuvası olmak üzere iki etap şeklinde yapılacak. Online turnuva başvuruları www.izmirde23nisan.com adresi üzerinden alınacak. Okul öncesi, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine açık turnuva ile çocukların problem çözme becerilerinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

Birinci etabın sonuçları 2 Nisan’da açıklanacak

VEX Robotik Turnuvası’na katılacak takımlar, online eğitim alarak verilen temayla ilgili bir proje geliştirecek. Jüri değerlendirmesi sonucu seçilen projeler halk oylamasına sunulacak. Seçilecek 30 proje yüz yüze turnuvaya katılım hakkı kazanacak. Bu 30 proje yaş gruplarına uygun olarak kategorilere ayrılacak.Vex Online Proje Yarışması için başvurular bugünden itibaren 15 Mart’a kadar sürecek, sonuçlar ise 2 Nisan’da açıklanacak. Yüz yüze turnuva ise 23 Nisan’da yapılacak. Robot seti verilecekYarışmada okul öncesi öğrencilerin dâhil olduğu VEX 123 kategorisinde kazanan takıma bir adet VEX 123 Robot Seti, ilkokul öğrencilerine yönelik VEX GO kategorisinde kazanan takıma bir adet VEX GO Robot Seti, ortaokul öğrencilerinin olduğu VEX IQ kategorisinde kazanan takıma bir adet VEX IQ Robot Seti ile her birine aynı zamanda teknoloji firmasından bin liralık hediye çeki verilecek. 30 Ekim Depremi’nde yaşamını yitiren Ege Ilgaz Yüksel adına verilecek mansiyon ödülünü kazanan takıma ise robot seti, ayrıca her kategoride kazanan takımlara EDUCAT STEMBox robot setleri hediye edilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İstanbul'da kar kalınlığı 30 cm'e kadar çıktı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) verilerine göre yoğun ve etkili kar yağışı sonucunda kentin yüksek ve kırsal bölgelerinde kar kalınlığı 30 cm’e kadar ulaştı. Şu zamana kadar en çok ağaç devrilmesi ihbarları ulaşırken, İBB olaylara müdahalesini hızlıca gerçekleştirdi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kütahya'da ekipler görevinin başında

Meteorolojinin verdiği bilgiler doğrultusunda, akşam saatlerinde etkili olan ve sabah saatlerine kadar etkisini sürdürmesi beklenen kar yağışına karşı, Kütahya Belediyesi karla mücadele ekipleri, sahada görevinin başında. Ekipler, tuzlama başta olmak üzere, kar küreme ve temizleme çalışmalarını ana arterler ve caddelerde sürüdürüyor. Ekiplerimiz 24 saat esasına göre çalışmalarını sürdürecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Microsoft’un düzenlediği “Teknolojinin Kadın Liderleri” yarışması için başvurular başladı

Teknoloji ekosistemindeki başarılı faaliyetleriyle fark yaratarak Türkiye’nin dijital dönüşümünü güçlendiren kadın liderlerin ödüllendirildiği “Teknolojinin Kadın Liderleri” yarışması için başvurular 8 Mart’a kadar devam edecek. Microsoft Türkiye’nin Habitat Derneği ile iş birliği içinde düzenlediği yarışma kapsamında “Genç Teknoloji Yıldızı”, “Yeni Teknolojilerle Fark Yaratan Kadın Lider”, “Yılın Başarılı Kadın Girişimcisi (Start-up)”, “Engelleri Aşan Kadın” ve “Yılın Başarılı Kadın Eğitimcisi” kategorilerinde ödüller sahibini bulacak.

Microsoft Türkiye’nin Habitat Derneği ile iş birliği içinde düzenlediği ve teknoloji ekosistemindeki başarılı faaliyetleriyle fark yaratan kadın liderleri ödüllendirdiği “Teknolojinin Kadın Liderleri” yarışması için başvurular başladı. Bu sene 5. kez düzenlenen yarışma kapsamında 5 farklı kategoride ödüller sahiplerini bulacak.  

Değerlendirme sonucunda ortaokul, lise ve üniversite düzeyinde, bilişim teknolojilerine gönül vermiş, bu alanda arkadaş gruplarıyla bilgi birikimini ve deneyimlerini paylaşan, katıldığı programlarla, gösterdiği başarılarla fark yaratmış kız öğrenci “Genç Teknoloji Yıldızı”; yeni teknoloji çözümleriyle fark yaratan, başarılı projelere liderlik etmiş kadın yönetici “Yeni Teknolojilerle Fark Yaratan Kadın Lider”; bilişim teknolojilerini kullanarak iş dünyasında fark yaratan, AR-GE ve inovasyon kültürünün gelişmesini destekleyen, yenilikçi, cesur ve büyüme odaklı girişimci kadın lider “Yılın Başarılı Kadın Girişimcisi (Start-Up)”; fiziksel engellere rağmen teknolojinin gücü ile çevresinde fark yaratan ve örnek olan başarılı kadın lider “Engelleri Aşan Kadın”; Türkiye'nin bilişim alanında tüketenden üreten bir topluma dönüşmesi için eğitim ve öğretim alanında önemli katkılarda bulunmuş, genç nesillerin ve kalifiye insan gücünün yetişmesine öncü olmuş başarılı kadın öğretim görevlisi ise “Yılın Başarılı Kadın Eğitimcisi” kategorisinde ödül almaya hak kazanacak. 

“Teknolojinin Kadın Yıldızları” yarışmasıyla başarılı kadınların hikayelerini duyurarak teknoloji alanında kariyer yapan ve yapmak isteyen tüm kadınlara ilham vermeyi hedefleyen Microsoft Türkiye, 8 Mart 2021 tarihine kadar başvuruları toplamaya devam edecek. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

500 milyon indirmeye ulaşan mobil oyun platformu BlueStacks, şimdiye kadarki en hızlı sürümünü yayınladı

Pandemi nedeniyle tüm dünyada insanların evlerine kapandığı 2020 yılı, oyun endüstrisi üzerinde büyük bir etki yarattı. Evde geçirilen sürenin artışı, insanların boş zamanlarını değerlendirme şeklini değiştirirken eğlence ihtiyacını gidermek için başvurulan ilk adres oyunlar oldu. Newzoo’nun tarafından yayınlanan bir rapora göre, 2021'de dünya çapında yaklaşık 2,8 milyar oyuncunun görülmesi bekleniyor. Oyuncu sayısında beklenen artışın ise oyun geliştiricilerin piyasaya daha kapsamlı oyunlar sürmesini, daha fazla mobil oyuncunun kesintisiz oyun oynamasını ve PC tabanlı oyun platformlarına geçişin artmasını beraberinde getireceği öngörülüyor. Bu kapsamda oyun platformları da oyuncuların ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermek için kendilerini geliştirmeye devam ediyor. Son olarak bilgisayardaki Android oyun platformlarının öncüsü olarak kabul edilen mobil oyun platformu BlueStacks, şimdiye kadarki en büyük ve gelişmiş güncellemesini yayınladı. Platform tarafından yapılan açıklamada Robusta kod adı ile yayınlanan BlueStacks 5 (Beta) güncellemesinin önemli ölçüde daha az bellek tüketmek ve ARM desteği sağlamak için yeniden kodlandığı belirtildi. 

Günde ortalama 5 saat kesintisiz oyun deneyimi

BlueStacks olarak yayınladıkları güncellemede hıza ve güce odaklandıklarını belirten BlueStacks Inc. CEO'su Rosen Sharma, “Standart bir BlueStacks kullanıcısı, her gün ortalama 5 saatini mobil oyunlar oynayarak geçiriyor. Ancak mobil oyunlar bu kadar uzun oyun süreleri için tasarlanmadı. Bizler de geliştirdiğimiz BlueStacks 5 (Beta) güncellemesinin FPS kilidi ve uzun uçuş özellikleri ile uzun oyun seansları ile sorunsuz bir oyun deneyimi sunuyoruz. Önemli ölçüde geliştirilmiş olan daha hızlı yükleme ve başlatma süreleriyle, oyuncular artık performans odaklı bir oyun deneyimi yaşayabilecek. Dahası, birçok oyuncu PC’de yüklü uygulamalar arası geçiş yapma eğiliminde olduğundan, “Eko Mod” özelliğimiz de buna her zamankinden daha verimli bir şekilde izin verecek. Çoklu Cloud Sunucu Yöneticisi ve Eco Mod ile oyuncular daha fazla BlueStacks oturumunu daha hızlı ve en az gecikmeyle çalıştırabilecek. Bu da oyun kontrolleri ve arayüz iyileştirmelerine ek olarak, kusursuz bir oyun deneyimi sunacak.” dedi.

RAM kullanımını 40 azaltacak 

Uygulamada kullandıkları teknoloji ile oyun geliştiricilerinin herhangi bir ek çalışma yapması gerekmeden oyunların PC, Mac ve diğer cihazlarda çalışacak şekilde optimize edilmesine imkan verdiklerini ifade eden BlueStacks 5 Baş Mimarı Sharad Agarwal ise “Bu, hem Android hem de Mac'teki iOS uygulamalarında eksik olan önemli bir özellik. BlueStacks App Player kullanıcılarının, iOS uygulamalarıyla önemli ölçüde genişlediğini görüyoruz ve ARM bunun için oldukça önemli bir teknoloji. Çünkü ARM cihazları ikili çeviriye ihtiyaç duymadıkları için Android uygulamalarını çalıştırmada x86 cihazlarına göre çok daha avantajlı. Tüm bunların yanında BlueStacks 5 (Beta) ile önceki sürüme göre RAM kullanımında da 40 azalma sağlıyoruz.” diye konuştu. 

Dünya çapında 500 milyondan fazla oyuncunun yorumları dinlendi 

Güncelleme kapsamında getirdikleri yenilikleri, tamamen oyuncuların ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiklerini de vurgulayan Sharad Agarwal,  "Dünya çapında 500 milyondan fazla kullanıcımızın tüm yorumlarını dinledik ve dikkate aldık. Şimdi de onların talepleri doğrultusunda yüksek donanım özelliklerine ihtiyaç duymayan, kullanımı kolay, hızlı performans gösteren bir oyun platformunda sürükleyici bir oyun deneyimi sunuyoruz. Bu sayede yalnızca oyuncularımızı değil iş ortaklarınızı da memnun etmeyi başarıyoruz.” dedi. 

Uzun süredir BlueStack ile iş ortaklığı bulunan Saint Seiya Awakening: Knights of the Zodiac’ın Geliştiricisi Yoozoo Games’in Global Pazarlama Direktörü Ken Huang de konuya ilişkin olarak “Yoozoo, BlueStacks ile yıllardır çalışıyor. En önemli pazarlama ortaklarımızdan biri olarak, en sadık oyuncuları edinmemizi artırmada etkili oldular ve onlarla çalışmanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. En son BlueStacks 5 sürümü için heyecanlıyız ve yeni sürümünün oyuncular için harika bir deneyim olacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Covid-19 aşısı hangi yan etkilere yol açıyor?

Covid – 19 aşılama süreci devam ederken; halen bir çok soru yanıt bekliyor. Aşı sıklığı ve dozu, karantina süreci gerekliliği, aşının yan etkileri ve ilk doz ile ikinci doz aşının aynı olma zorunluluğu halkın en çok merak ettiği konuların başında geliyor. Aşı yapıldıktan sonra karantina sürecine ihtiyaç olmadığını belirten uzmanlar, ilk ve ikinci doz aşıların da mutlaka aynı aşı olması zorunluluğunu vurguluyor. Uzmanlar, ilk doz aşıdan sonra 28 ya da 1 aylık bir süre geçmesi gerektiğini ifade ediyor ve ortaya çıkan belirtilerin şiddetlenmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasını tavsiye ediyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Songül Özer, Covid-19 aşısı ile ilgili merak edilen konularla ilgili önemli bilgiler paylaştı.

 

İki doz aşı arasında 28 gün ya da 1 ay olmalı

 

İlk aşı ile vücutta antikor seviyesinin belli bir düzeye kadar gelebildiğini belirten Dr. Songül Özer, “O yüzden tam olarak korumaya yetmiyor. Antikor seviyesinin daha çok yükselmesi ve daha uzun süre vücutta kalması için yaklaşık 28 gün ya da 1 ay sonra ikinci aşının da mutlaka yapılması gerekiyor. Aşının ne kadar süre için koruyucu olabileceği ile ilgili şu an için net bir bilgi bulunmamakta. En yakın zamanda influenza pandemisi ile karşılaşmıştık. Influenza gibi düşünürsek bu aşının da ortalama 1 yıl süre için koruyacağına inanıyoruz. Bu süre daha da uzun ya da daha kısa olabilir. Şu an için net bir bilgi paylaşmak zor. Sahip olduğumuz şimdiki bilgilere göre yılda 1 kez tekrarlanacakmış gibi düşünüyoruz” dedi.

 

Aşıdan sonra karantina gerekli değil

 

Aşıdan sonra karantinaya girmeye kesinlikle gerek olmadığını vurgulayan Özer, “Aşıyı yaptırdıktan sonra koruma altına aldığımızı ve ikinci dozu yaptıktan sonra da korumayı yükselttiğimizi düşünüyoruz. Karantinayı aktif olarak solunum sekresyonları ile etrafa virüs saçan ya da saçma ihtimali olan kişilere uyguluyoruz. Aşı olan kişilerin vücudunda aktif virüs yoktur. Aktif virüs olmadığı için etrafa saçma, bulaştırma, hastalık olmadığı için yayma gibi bir ihtimalleri de yok. O yüzden karantina kesinlikle gereksiz diyebiliriz” diye konuştu.

 

Aşının kesin etkileri henüz net olarak bilinmiyor

 

Herhangi bir bilim insanının aşının etkileri ile ilgili bilgi sahibi olduğunu düşünmediğini söyleyen Dr. Songül Özer, sözlerine şöyle devam etti:

 

“İlk 3 faz denemeleri işte bu yüzden yapılıyor. Birinci faz daha çok hayvanlar üzerinde, ikinci fazda daha dar bir insan grubunda, üçüncü fazda daha fazla uzun süre ve fazla sayıda insanla deneme yapılıyor. O uzun süre henüz geçmedi. Hastalık henüz 1 yıldır hayatımızda. Aşı çok daha kısa süredir var. O yüzden hastalığın uzun vadedeki etkilerini hiç bilemediğimiz gibi aşının etkilerini de kesinlikle bilmiyoruz. Bu teknikle geliştirilmiş olan başka aşılar var hayatımızda. Koronavirüse karşı değil ama başka virüslere karşı geliştirilmiş olan aşıları biz on yıllardır kullanıyoruz. 60-70 yıldır kullandığımız aşılar var. Onların uzun vadede neler yaptıklarını biliyoruz. Hiç birinin hayatla bağdaşmayan yan etkileri olmadı. Elbette aşı yapıldığında kaşıntı ve kızarıklık yapabiliyor. Bu yüzden aşı yaptığımız kişiyi yarım saat boyunca gözlem altında tutuyoruz. Henüz bir deneyimimiz olmadığı için çok uzun vadede nasıl bir etki yapabileceğine dair bir bilgi bulunmamakta.”

 

Belirtiler şiddetlenirse sağlık kuruluşuna başvurulmalı

 

Sağlık Bakanlığının da tavsiye ettiği gibi 15 – 30 dakika süresince aşı yapılan kişinin ilk reaksiyonları açısından gözlem altında tutulması gerektiğine dikkat çeken Dr. Songül Özer, “Biz de hastanemizde aşı uygulamasına başladık. Aşı yaptığımız kişileri bir hemşire ve bir hekim gözetiminde yarım saat boyunca gözetim altına alıyoruz. İlk belirti olarak aşı yerinde kızarıklık, kaşıntı veya ağrı olabilir. İlk gece belki baş ya da kas ağrısı olabilir. Özellikle aşı yapılan bölgede bir hassasiyet meydana gelebilir. Bu belirtiler dışında çok fazla bir etki beklemiyoruz. Bu belirtilerin oluşmasını normal karşılıyoruz. Kas içine ya da deri altına yapılan bütün aşılarda oluşabilen lokal etkiler olduklarını söyleyebiliriz. Ağrı olduğunda bir parasetamol türü bir ağrı kesici, ateş düşürücü alabilirler. İlk yarım saatin ardından hastaneden ayrıldıktan sonra bu belirtiler şiddetlenirse doktorlarına ya da en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelerini gerekir” diye konuştu.

 

İki doz aşı kesinlikle aynı olmalı

 

İlk doz aşı ile ikinci doz aşının aynı marka olma gerekliliğinin çok sık sorulan sorulardan biri olduğunu ifade eden Özer, “İnaktif ve mRNA tekniği ile üretilen aşılardan hangisini tercih etmeleri noktasında karar veremiyorlar. Bir doz birinden ikinci dozu diğerinden olabilir miyim gibi sorular geliyor. Bu mümkün değil. Eğer ilk doz inaktif aşı ile aşı olunduysa ikinci doz da aynı olmalı. Aynı teknikle oluşturulan aşı da demiyoruz birebir aynı aşı olması gerekiyor. Her aşının virüsün hangi bölgesine karşı yapıldığını bilemezler. Her aşının yapım tekniği farklı. Yöntem aynı olsa da virüsün çalıştırıldığı bölge farklı oluyor.   O yüzden aynı firmanın aynı aşısı ile 2’nci dozu yaptırmak gerekiyor. 1 ay arayla aşıları yaptırdıktan sonra şu anki açıklamalara göre ancak 1 yıl sonra ancak bir başka marka aşı ya da farklı bir yöntemle aşı yaptırılabilir” dedi.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı