Aylık arşivler: Şubat 2021

Ali BABACAN: “Yargı bağımsızlığı ve güçler ayrımı olmadan Anayasa’yı değiştirseniz de ülkenin sorunlarına çözüm getiremezsiniz”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programına telefonla bağlanarak, gündemi değerlendirdi. Babacan şu ifadeleri kullandı:

“İstişare ve diyalog sürecini sürdüreceğiz”

“Geçen hafta diğer siyasi partilerle güçlendirilmiş parlamenter sistemin detaylarıyla ilgili istişare ve diyalog süreci başlattık. Bu niyetimizi Sayın Kılıçdaroğlu’na ve heyetine ifade ettik, onlar da bu süreci başlatmayı kabul ettiler. Perşembe günü Sayın Akşener’i, pazartesi günü sayın Davutoğlu’nu ziyaret edeceğim. Sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleriyle de istişare ve diyalog sürecini başlatmak istiyoruz. Bu sistemin en önemli özelliklerinden bir tanesi yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığıdır. Türkiye’nin en önemli ihtiyacı budur.

“Yargı bağımsızlığı ve güçler ayrımı şart”

“Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili ilk adımı atmamızın hemen arkasından Sayın Cumhurbaşkanı’ndan Anayasayla ilgili bir açıklamanın gelmesi gerçekten düşündürücü. Ya bizim girişimimizden sonra aklına geldi ya da ön almak istedi. Biz her türlü çalışmaya, her türlü çağrıya açık fikirlilikle bakarız. Kategorik olarak önyargı oluşturmayız. Henüz detaylarını ve ne amaçladıklarını bilmiyoruz. Türkiye’yi yöneten zihniyet güçler ayrımına, yargı bağımsızlığına inanmıyor. Bu iki faktör olmadan Anayasanın neresine ne değişiklik getirirseniz getirin, ülkenin sorunlarına çözüm getiremezsiniz. Ülkenin sadece yönetim sistemi sorunu yok, aynı zamanda yönetenlerin zihniyetiyle ilgili ciddi bir sorunu var.

“Sorunları çözemeyen hükûmet, kamuoyunu düşmanlıklar üzerinden meşgul ediyor’’

“Boğaziçi Üniversitesi’ndeki gelişmeler hepimizi kaygılandırıyor. Hükûmetin kutuplaştırma ve ötekileştirme üzerinden ürettiği iç siyaset artık ülkeye büyük zarar vermeye başladı. Ülkenin hiçbir sorununu çözemeyen yönetim, tamamen düşmanlıklar üzerinden kamuoyunu meşgul ediyor. Hükûmet ve yandaş basın, toplumun farlı kesimlerinin birbirine karşı tutum alacak, adeta nefret besleyecek bir atmosferi kendi eliyle oluşturuyor. Bu son derece tehlikeli bir durum. Ülkeyi yönetenlerin bunun farkında olması ve herkesin sağduyuyla davranması lazım.

“Öğrencilere şiddet uygulanmasını kabul etmiyoruz”

“Öğrenciler haklı bir şekilde, Anayasanın kendilerine verdiği hak çerçevesinde protestolar yaptı. Demokratik bir toplumda herkes şiddet içermedikçe toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilir. Dün 159 gencecik arkadaşımız gözaltına alındı. Öğrencilere şiddet uygulandı. Yazıktır, günahtır. Burası Türkiye’nin en güzide üniversitelerinden birisi. Hiçbir kurumda öğrencilere karşı böyle bir uygulama kabul edilemez. Oradaki öğrenciler tamamen anayasal haklarını kullanarak, ‘rektörümüzü kendimiz seçmek istiyoruz’ diyorlar. Boğaziçililerin bunun ötesinde bir talebi yok.

“Dinî duyguları kimse istismar etmesin”

“Dinimizin kutsallarına kimse dokunamaz, kimse saldıramaz. Türkiye’de inanç özgürlüğüne müdahale etmeye kimse cüret edemez. Ancak münferit olaylardan hareket ederek halkımızın dinî duygularını istismar edecek bir şekilde ötekileştirme ve kutuplaştırma, hükûmetin ve elindeki propaganda makinasının maalesef kötü bir alışkanlığı haline geldi.”

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

ASKİ ve Ankara Kent Konseyi su tasarrufu için iş birliği yapacak

Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürlüğü ile Ankara Kent Konseyi, “su hakkı, su yönetimi ve su tasarrufu” konularında toplumsal farkındalık yaratmak için iş birliği yaparak ortak çalışmalara imza atacak.
ASKİ Genel Müdürlüğü ve Ankara Kent Konseyi, “22 Mart Dünya Su Günü” öncesinde bir araya gelerek, “su kaynaklarının doğru yönetimi ve suyun tasarruflu kullanımı” konularında toplum genelinde bilinç oluşturulması için iş birliği yapma kararı aldı.
Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin ile Yürütme Kurulu Üyeleri Doç. Dr. Lale Özgenel ve Ceren Anadol’un aralarında bulunduğu heyet, ASKİ Genel Müdürü Erdoğan Öztürk, ASKİ Genel Müdür Yardımcıları Cüneyt Öztürk, Murat Tütüncübaşı ve Baran Bozoğlu ile görüştü.

“GELECEĞİ KONUŞAN BİR KURUM: ASKİ”

Ankara Kent Konseyi’nin ziyaretinde görüş alışverişinde bulunan ASKİ Genel Müdürü Erdoğan Öztürk, su hakkının insan haklarının en temeli olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“İçme ve kullanma suyu anlamında baktığımızda Ankara’nın çok ciddi dokunuşlara ihtiyacı var. Gelir gelmez birkaç ay ihale yapmadan önce bir planlama yapalım istedik. Ankara’nın bugüne kadar yaşanan gerçeklerini görelim, bir de önümüzdeki 30 yılda Ankara için ne yapabiliriz onu ortaya koyalım dedik. Bu kapsamda da önce Master Plan ihalesini yaptık. Ankara için ciddi tespitlerimiz oldu. Yoğun bir yağmurda insanların çaresiz kaldığı yerler oluyor oysa burası başkent. Önce nereye, nasıl müdahale edebiliriz onu tartıştık çünkü bu bir bütçe meselesi. ASKİ olarak kentte öncelikle su basan, yağmur suyu ve atık su hatlarının birlikte çalıştığı, kangren halini almış noktalara müdahale ediyoruz.”
ASKİ ile suyun tasarruflu kullanılması konusunda iş birliği yapacaklarını vurgulayan Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz da, “ASKİ, Ankara’nın en değerli kurumlarından birisi. Bu nedenle aynı dili konuştuğumuz insanlarla burada oturmak büyük bir değer gerçekten. Tarihi ve köklü kurumlarda, belediye başkanının ailesi, çocukları için değil de 6 milyon Ankaralı için çalışan insanların olması bizim açımızdan gurur kaynağı” dedi.
Yılmaz, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın göreve başlaması ile ASKİ’nin tanımlanmış görevinin dışında geleceği de konuşan bir kurum haline geldiğine dikkat çekti.

ANKARA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Büyük Kediler Şubat Ayı Boyunca National Geographic NOW’da

Ödüllü yönetmenlerden nefes kesen belgeselleri, birbirinden kaliteli yapımları ve ses getiren lokal içerikleriyle eşsiz bir arşive sahip National Geographic’in en beğenilen ve en güncel yapımları National Geographic NOW ile sizlerle buluşuyor.
Soluksuz izleyeceğiniz vahşi yaşam mücadeleleri “Büyük Kediler” başlığı altında Şubat ayı boyunca National Geographic NOW’da.

Saldırı Taktikleri: Kedigiller

Ağaçlara tırmanan leoparlardan avının izini büyük bir titizlikle süren jaguarlara kadar vahşi kedilerin avcılık stratejilerini ekrana taşıyan “Saldırı Taktikleri: Kedigiller”i izlerken “Büyük Kediler”in neden dünyanın en ölümcül türleri arasında yer aldığını daha iyi anlayacaksınız. “Saldırı Taktikleri: Kedigiller” National Geographic NOW ile Şubat ayında sizlerle.

Kaplanları Saymak

Doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesi ve yasa dışı avcılık faaliyetleri nedeniyle sayıları her geçen gün azalan kaplanların doğadaki durumu Hindistan’da değerlendiriliyor. Kaplanların sayısındaki artış ve düşüş bu canlıların ve ekosistemin geleceği için oldukça önem arz ediyor. “Kaplanları Saymak” National Geographic NOW ile şimdi sizlerle.

Hindistan’ın Vahşi Kedileri

Hindistan’da yaşayan büyük kediler Antik çağlardan bu yana her daim güç ve kraliyetin sembolü oldu. “Hindistan’ın Vahşi Kedileri” izleyicilere burada yaşayan yırtıcı kedilerin yaşamlarından kesitler sunarak onları Hindistan’da bir vahşi yaşam yolculuğuna çıkarıyor.

Yırtıcı Soyları

Vahşi doğada hayatta kalma mücadelesi vermek her canlı için evrensel bir kanundur. Hayatta kalmak için birçok canlı olağanüstü bir savaş verir. Acımasızca mücadele vererek hayatta kalmaya çalışan büyük kedilerin olağanüstü hikayesi “Yırtıcı Soyları” ile ekranlara taşınıyor.
National Geographic’in geniş arşivinden en beğenilen, en güncel ve sürekli yenilenen belgeselleri ekranlara taşıyan National Geographic Now, izleyicilere beIN CONNECT ve KabloTV üzerinden diledikleri zaman diledikleri yerde ulaşma imkanı sağlıyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Photo Ark Belgeselleri Şubat Ayında National Geographic NOW’da

Dünyaca ünlü National Geographic fotoğrafısı Joel Sartore’nin vahşi hayata ve yaşam alanlarını etkileyen konulara dair farkındalık yaratmak adına, geleceği tehlike altına girmiş hayvan türlerini fotoğraflayarak oluşturduğu fotoğraf koleksiyonu “Photo Ark”ı yaratma sürecini anlatan belgeseller Ocak ayında National Geographic NOW’da
Dünyanın dört bir yanına giderek, nesli tehlike altındaki türlerin fotoğraflarını, stüdyo kalitesinde çekmeyi başaran ünlü fotoğrafçının, bir arşiv niteliği taşıyan projesini ele alan “Photo Ark” belgeselleri Şubat ayında National Geographic NOW’da.
“Photo Ark” belgeselleriyle Joel Sartore’nin ne tür zorluklarla bu projeyi yürütmeye çalıştığını görecek ve belki de daha önce hiç görmediğiniz hayvan türlerini yakından tanıma fırsatı elde edeceksiniz.

Photo Ark Şimdi Dijitalde

National Geographic’in en popüler ve en çok ziyaret edilen sergisi olma unvanını taşıyan “Photo Ark” sergisi geçtiğimiz yıl şubat ayında ilk kez İstanbullu doğa ve fotoğraf tutkunlarıyla buluşmuştu. Şimdi ise bu eşsiz arşiv dijital dünyada da sizlerle bir arada! Türkiye’ye özgü endemik türleriyle birlikte 70’i aşkın hayvan fotoğrafının yer aldığı “Photo Ark” sergisini 360 derece sanal tur deneyimiyle www.natgeotv.com.tr’den ziyaret edebilirsiniz.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

AB-Çin arasındaki yatırım anlaşması Türkiye’yi nasıl etkiler?

Brüksel ve Pekin arasında 6 yıldan bu yana devam eden ticaret müzakereleri, 2020’nin son günlerinde imzaladıkları Kapsamlı Yatırım Anlaşması (CAI) ile sonuçlandı. Böylelikle Çin, Avrupalı şirketlere finansal hizmetlerden imalat sanayisine, mühendislikten sağlık ve danışmanlık hizmetlerine kadar birçok alanda imtiyaz tanıdı.
AB-Çin yatırım anlaşmasının 2022’de yürürlüğe gireceğini hatırlatan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi anlaşmayı şöyle özetliyor;
“Çin ve AB arasında yatırımlar için yüksek düzeyde bir açılımın gerçekleştirilmesini sağlayacak anlaşma, Avrupa’nın çevre ve insan hakları değerleri çerçevesini de kapsayarak üç başlık üzerinde şekilleniyor; Birincisi; Çin’in Avrupalı yatırımcılara daha fazla erişim izni vermesi. İkincisi; adil rekabet koşulları garantisi. Kamu şirketleri ve sübvansiyon şeffaflığı. Üçüncüsü; Çin’in Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) çalışma koşulları standartlarına uyumu. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping üç yıl aradan sonra bu sene Dünya Ekonomik Forumu’nda şöyle seslendi: “Soğuk Savaş zihniyetini bırakın.” Jinping’in birlik ve beraberlik vurgusu çok taraflılığı ve serbest ticareti öncelediklerini açıkça zaten gösteriyor. Son dönemde Çin merkezli şirketler akıllı telefon üretimi için Türkiye’yi tercih ediyor. Şu süreçte yatırımları sıklaştıracak adımlar atılarak, Türkiye için reform, yatırım ortamı yaratılması için müzakereler başlamalı.”

Çin 2020’de ASEAN ülkeleriyle AB ile ticaretinden daha fazla ticaret yaptı

Eskinazi, 2020’ye kadar Çin ve AB’nin birbirinin en büyük ticaret ortağı olduğunu ancak pandemi nedeniyle yakın coğrafyadaki ülkelerle ticaretin ağırlık kazandığını ve dengelerin değiştiğini söylüyor.
“Çin 2020’de ASEAN ülkeleriyle AB ile ticaretinden daha fazla ticaret yaptı. 2020 yılında ASEAN ülkeleri ve Çin’in toplam ticaret hacmi yüzde 7 artarak 725 milyar dolara ulaştı. Avrupa Birliği 694 milyar dolarlık ticaret hacmi ile ikinci ticari partneri. Ticaret savaşlarının hat safhada yaşandığı bir dönem sonrası Joe Biden ile ABD-AB-Çin ilişkileri Donald Trump dönemine göre daha olumlu bir zemine çekilecektir. Bütün bu gelişmeler dünya ekonomisinin altyapısını değiştiriyor. Çin, hem AB tarafıyla uzlaştığı yatırım anlaşmasıyla hem de 15 Asya Pasifik ülkesinin imza attığı RCEP ile ilk kez bir ticaret bloğunun içinde yer alarak elini iyice güçlendirdi. Çin’in Avrupa’dan ikinci bir küresel sermaye akınına uğrayacak olması, Brüksel-Pekin arasında mutabakata varılan yatırım anlaşmasının en önemli noktası. Çin kendi rekabet gücünü gittikçe artıyor.”

Asya Pasifik ile ilişkilerimizi geliştirmek, ABD ve AB’yle normalleşmemizi sağlar

Çin’in uzun zamandır küresel sermaye için çok iyi bir yatırım sahası olduğunu söyleyen Jak Eskinazi, 2019’da dışa dönük doğrudan yatırımlarda 226 milyar dolar ile Japonya’dan sonra Çin’in 137 milyar dolar ile dünyada ikinci sırada yer aldığına değiniyor.
“Çin’in küresel doğrudan yabancı yatırımlardaki etkisi artmaya devam ediyor. Üst üste dört yıldır dünyada doğrudan yabancı yatırım akışlarının yüzde 10’nunu oluşturuyor. Birçok finansal araştırma kurumu, Çin’in 2028 yılına kadar ABD’yi geçeceğini ve dünyanın en büyük ekonomisi olacağını öngörüyor. Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin bir araştırmasına göre çoğu AB vatandaşı Çin’in yakında ABD’yi geçeceğine ve önde gelen bir dünya gücü olacağına inanıyor. Dolayısıyla Asya Pasifik’in yükselen kuvvetleriyle hem ekonomik hem de siyasi ilişkilerimizi geliştirmek, dostluklarımızı ilerletmek ABD ve AB’yle ilişkimizin normalleşmesini sağlar. Aynı zamanda hak ve çıkarların korunduğu, adil, istikrarlı ve rasyonel yeni bir uluslararası düzenin ortaklaşa desteklenmesine de yol açar.”

AB ile yeni bir başlangıç

Jak Eskinazi, bu yüzyılın en büyük ve tek ticari projesi Çin üzerinden kurgulanan Tek Kuşak Tek Yol projesiyle Çin’in zaten Afrika’dan Asya ve Avrupa’ya girmiş durumda olduğunu da sözlerine ekliyor.
“Tek Kuşak Tek Yol Projesi ülkemizde dahil 70’e yakın ülkeyi ilgilendiriyor ve dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 60’ını kapsıyor. Asya Pasifik ülkeleriyle ticaretimizi geliştirmeliyiz ama 2020 yılı ihracatımızdaki yüzde 42’lik payı ile AB en büyük ortağımız. Türkiye-AB arasında son dönemde yaşanan diplomasi trafiğiyle ilişkilerimizde önemli bir eşik aşıldı. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde yeni sayfa açma isteğine Brüksel’in yanıtları da olumlu. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu AB-Türkiye ilişkilerinde gelinen noktayı ‘bir fırsat penceresi’ olarak değerlendiriyor. Bu olumlu ivmenin Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi somut adımlara dönüşmesini temenni ediyoruz.”

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Gençlik boyun eğmez, Türkiye bu karanlığa teslim olmaz!

Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum rektör ataması sonrası üniversite öğrencilerinin devam eden direnişi bugün polisin yoğun şiddet ve gözaltılarına maruz kaldı. Türkiye Komünist Partisi yaşanan hukuksuzluk ile ilgili açıklama yaptı. “Gençlik boyun eğmez, Türkiye bu karanlığa teslim olmaz” başlığını taşıyan açıklamada, “Gözlerinin içine bakarak büyüttüğümüz çocuklarımızın hayatlarını karanlığa çevirmenize izin vermeyeceğiz” denildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:
Bugün üniversitelerine sahip çıkmaya çalışan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini ve onlarla dayanışmak isteyen gençleri gün boyunca AKP’nin kolluk kuvvetleri zorla gözaltına aldılar. Son olarak üniversitelerinde rektörle görüşmek isteyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, kampüs içerisine giren çok sayıda polis tarafından gözaltına alınmaya ve zorla okuldan çıkarılmaya başlandı.
Devlet bu sefer de gençler üzerinde gücünü denemeye karar vermiştir. Ülkenin geleceği, evlatları Boğaziçi’nde polis şiddeti ile ezilmektedir.
Bu suçtur, hepimizin gözünün önünde soluk almadan suç işlemeye devam ediyorsunuz.
Gözlerinin içine bakarak büyüttüğümüz çocuklarımızın hayatlarını karanlığa çevirmenize izin vermeyeceğiz.
Türkiye’nin aydınlık insanları sizin adaletsiz, yoz, yağma düzeninizi mutlaka yıkacak.
Türkiye Komünist Partisi

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Halk Süt paketleri çocuklarla buluşuyor

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tarafından 3 Temmuz’da 2020 yılında başlatılan Halk Süt Projesi kapsamında ihtiyacı olan çocuklara süt dağıtımı yeni yılda da devam ediyor. Merkez başta olmak üzere tüm ilçelerde ihtiyacı olan ailelerin çocuklarına Halk Süt paketleri ulaştırılıyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin çocukları sağlıklı ve güvenli sütle buluşturmak amacıyla 2020 yılının Temmuz ayında hayata geçirdiği Halk Süt Projesi, Antalya merkez ile birlikte ilçelerde de çocuklara ulaşmaya devam ediyor. Halk Süt projesiyle süt ihtiyacı bulunan ancak bunu karşılamaya gücü yetmeyen ailelere ücretsiz süt dağıtımı bu yıl da aksatılmadan devam ediyor. Çocukların gelişimine katkı sunmayı amaçlayan projede sütler yerelden kalkınma hamlesiyle Antalyalı besicileri desteklemek amacıyla Antalya İli Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği’nden alınıyor. 2-5 yaş arasındaki çocuklara aylık 8’er litre süt desteği sağlayan proje kapsamında bugüne kadar Büyükşehir Belediyesi tarafından 8 bin aileye Halk Süt paketi dağıtıldı.

ÇOCUKLAR HALK SÜTÜ SEVDİ

Alanya’da süt dağıtımına devam eden Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı ekipleri, Ocak ayı itibariyle 545 haneye 4 bin 360 litre süt paketi dağıttı. Manavgat’ta da halk süt dağıtımını sürdüren ekipler 1115 çocuğa ulaştı. Sosyal hizmet uzmanları ve sosyologlar tarafından belirlenen ailelere 1 litrelik ambalajlarda 8’er litre süt teslim edildi. Korkuteli’de halk süt dağıtımını sürdüren ekipler Ocak ayında 80 aileye ulaştı. Kemer’de ise 63 çocuğa, Kumluca’da 67 aileye toplam 504 litre süt yardımı gerçekleştirildi. Gazipaşa, Kaş, Elmalı, Demre, Serik, Gündoğmuş, Finike, İbradı ve Aksekili çocuklar da Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından dağıtımı yapılan Halk Süt’lerine kavuştu. Büyükşehir Belediyesi’ne başvuru yapan ihtiyaç sahibi ailelere halk süt paketleri teslim edildi.

ANTALYA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Ekrem İmamoğlu: “Bu liyakat yolculuğu devam edecek”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaklaşık 30 bin kişinin başvurduğu itfaiye eri alım sınavının yazılı bölümünü geçip, spor parkurunda yarışmaya hak kazanan adaylarla bir araya geldi. İBB İtfaiyesi tarihinde, yangın söndürme dahil, arama-kurtarma faaliyetlerinde ilk kez görev yapacak 50 kadın personel alımı yapacaklarını aktaran İmamoğlu, adaylarla sohbet edip, parkurda gösterdikleri performanslara tanıklık etti. Toplam 250 itfaiye eri alımı için gerçekleştirilen sınava, Türkiye’nin hemen her bölgesinden katılım olduğunu öğrenen İmamoğlu, “İBB’nin son yıllarına, 10, 15, 20 yılına bir bakın. Hiçbiriniz, bir işe alım ilanı diye bir şey gördünüz mü? Bakın sadece şuraya, 30 bin kişi, e-devlet üzerinden başvuru yaptı. Az önce sorduk; Türkiye’nin farklı yerlerinden, İstanbul’dan kendini buraya hazır eden insanlar katılmış. Ne kimseye yaşamını sorduk ne kimseye partisini sorduk. Biz partizanlığı tamamen söküp atmanın içerisindeyiz. Ve bunu başaracağız. Bu liyakat yolculuğu devam edecek” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 50’si kadın olmak üzere, toplam 250 itfaiye eri alımı için e-devlet üzerinden ilana çıktı. Yoğun ilgi gören ilana, toplam 29 bin 238 kişi başvurdu. Aranan şartları sağlayan 6 bin 688 kişiden, 1.007’si, yazılı sınava davet edildi. Yazılı sınava giren 632 adayın tamamı için Yenikapı Miting Alanı’nda spor parkuru oluşturuldu. Bu adaylardan 250’si, spor parkurunda gösterecekleri performanslarına göre İBB İtfaiyesi bünyesine alınacak. Adayları bu zorlu günlerinde yalnız bırakmayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kadın adayların spor parkurunda yaptıkları mücadeleye tanıklık etti. İBB Genel Sekreter Yardımcıları Murat Yazıcı ve Yılmaz Öztürk ile İtfaiye Daire Başkanı Remzi Albayrak’ın eşlik ettiği İmamoğlu, adayları, “Güçlü kadınlar, hoş geldiniz” sözleriyle selamladı.

“KADIN KONTENJANI AÇMANIN KEYFİNİ YAŞIYORUM”

İtfaiye eri adaylarla sohbet eden İmamoğlu, Türkiye’nin farklı yerlerinden katılım olduğunu öğrenince, “Tam da istediğimiz bu. Ayağınıza sağlık. Birincisi şu: Kadın kontenjanı açmanın keyfini yaşıyorum. Sizin de burada elinizden geleni yapacağınıza ve hak edenin kazanacağına olan inancım var. Şundan zerre şüphe etmeyin ki; burada hak eden kazanacak. İkincisi; Türkiye’nin her yerinden bu adil sisteme eşlik etmeniz beni çok mutlu etti” ifadelerini kullandı. Bu sırada araya giren bir erkek aday, “Başkanım, ona olan inancımız için buradayız. Bundan emin olabilirsiniz” dedi. İmamoğlu, bu katkıya, “Çok mutlu oldum. Başarılar diliyorum. Ama şunu bilin: Bu liyakat yolculuğu devam edecek. Bugün burada olamasa da bir gün yolumuz buluşacak. Bunu unutmayın” yanıtını verdi.

KUCAĞINDA BEBEĞİYLE ŞANLIURFA’DAN KATILDI

Sırasının gelmesini başka bir alanda bekleyen adaylarla da bir araya gelen İmamoğlu, onlara, “Akrabam yok değil mi aranızda? ‘Tanıyoruz’ diyen yok, değil mi aranızda? Unutmayın; emeğinizle ve kendi başarınızla buradasınız. Kazandığınızda da kendiniz olduğunuz için kazanacaksınız. Bu memlekette, hiçbir idarecinin lütfuna ihtiyacınız yok” sözleriyle seslendi. Bu sırada İmamoğlu, adaylar ve katılımcı yakınları arasında ilginç diyaloglar da yaşandı. Kucağında 6 aylık bebeği Aden Lina olduğu halde seçmelere katılan Kübra Alkan’ı gören İmamoğlu, itfaiye eri adayla sohbete girişti. Alkan, İmamoğlu’na, eşinin de itfaiye eri olduğunu ve seçmelere Şanlıurfa’dan katıldığını aktardı.

“HÜSEYİN’İN TORPİLİ BÜYÜK; KENDİSİ!

”Kız kardeşine eşlik eden aday yakını Hüseyin Ün ise duygularını, “Ben de geçen yıl bu zamanlarda, benzer yollardan geçerek İBB’ye inşaat mühendisi olarak atandım. Burada çalışmaktan dolayı çok mutluyum. Kardeşimin kafasında soru işaretleri vardı. Kesinlikle tavsiye ettim. Şu an da her adaya yürekten söylüyorum ki, burada çok adil ve liyakate dayalı bir alım olacak. Kamuda personel temininde liyakati tüm Türkiye’ye örnek yaptınız” diye dile getirdi. İmamoğlu’nun bu sözlere yanıtı, “Hüseyin’in torpili büyük. Söyleyeyim mi? Kendisi, kendi emeği. Çalıştı, başardı. Şimdi aramızdaymış. Ne güzel. Mutlu oldum, onur duydum” oldu.

“KADIN VE ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİNİ HER ALANDA YAŞAMALI”

İmamoğlu, ziyaretiyle ilgili değerlendirmeyi de spor parkuru çadırında yaptı. “İlk defa itfaiye kurumumuzda kadın çalışan da alacağız” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:“Bizim için de çok heyecan verici. 250 kişi alınacak, kadınlar için 50 kişilik kontenjan ayırdık. Bir sonraki aşamalarda da ilave olarak, yaklaşık 500 kişi için, bakanlık onay verdi. Onunda sınavı 2021 içerisinde devam edecek. Çünkü itfaiye kurumumuzda uzun zamandır böylesi bir alım yapılmadı. Böylesi bir ortamı yaratmak istedik. Afet için, deprem için, yangın için, büyüyen İstanbul nüfusu için böyle bir alıma ihtiyaç var. Dolayısıyla, onları yerinde ziyaret etmek istedim. Özellikle kadınların heyecanını yaşamak istedim. Çünkü ben de heyecan duyuyorum. Bana göre kadın ve erkek fırsat eşitliğini her alanda yaşamalı. Kaldı ki kadının da çözebileceği birçok konu ve sorun var; özellikle itfaiyenin müdahale anlarında. Böylesi güzel bir çabayı ortaya koyan bütün katılımcılara başarılar diliyorum.”

GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI

İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da burada yanıtladı. İmamoğlu, “Bir süredir sosyal medyada dolaşıma giren bir video var. CHP İl Başkan Yardımcısı’nın işe alım süreciyle ilgili yaptığı açıklamalarla ilgili. Bu video, kadrolaşma ve liyakat konularında tartışmaya yol açtı, değerlendirmelerinizi alabilir miyiz.” sorusuna şu yanıtı verdi:

“PARTİZANLIĞI HER KORİDORUNA SOKTULAR BU KURUMUN”

“Bırakın böylesi bir tartışmayı; İBB uzun yıllardır ilk defa adil bir biçimde insan kaynağı edinim süreçlerini paylaşıyor. Burada olan, olmayan herkese soruyorum. İBB önünde daha önce bir başvuru kuyruğu gördünüz mü; hatırlıyor musunuz? Herkes bir hafızasını kontrol etsin. İkincisi; İBB’nin son yıllarına, 10, 15, 20 yılına bir bakın. Hiçbiriniz, bir işe alım ilanı diye bir şey gördünüz mü? Bakın sadece şuraya, 30 bin kişi, e-devlet üzerinden başvuru yaptı. Bine yakını kabul gördü. Bu yarışmanın içinden de hak eden sürecin içine dahil olacak. Az önce sorduk; Türkiye’nin farklı yerlerinden, insanlar katılmış. Ne kimseye yaşamını ne partisini sorduk.İnsanlar ne yapıyorlarsa, karşısındakini kendisi gibi bilirler. Ne yazık ki bugüne kadarki siyaset süresince, geçmiş dönemlerinde partizanlığı her koridoruna soktular bu kurumun. Biz de bunu tamamen söküp atmanın içerisindeyiz. Ve bunu başaracağız.”

“İŞE ALDIĞIMIZ İNSANLAR ARASINDA HER PARTİDEN KİŞİLER VAR”

“Ben, iyi biliyorum ki, sağır sultan duymuştur. İyi biliyorum ki, malum siyasal parti iktidar iken, burada o partiye üye olmadan hiç kimsenin işe giremediğini duymayan kalmadı, Türkiye’de. Dünya bile duyuyor artık. Bu kadar acı bir süreç yaşattılar. Biz ise çağdaş, adil bir dönemi başlattık. Bakın; liyakat zincirini kırdıkları için ülkenin gençleri mutsuz. ‘Ben bu ülkeyi, fırsatını bulsam terk ederim’ diyenler, neredeyse üçte ikisi gençlerin. Öylesi bir ortam yaşıyoruz. Biz, bunu tersine çevirmeye geldik. Doğrudur, bizim aldıklarımız içerisinde Cumhuriyet Halk Partili var, İyi Partili var, Saadet Partili
var, HDP’li de var, MHP’li de var. Bir şey söyleyeyim mi size? Bizim aldıklarımız içerisinde AK Partili de var. Umurumuzda değil; bizim insanımız. Yeter ki buraya liyakati ile girsin. Ne yaptılar da devlete girdiler? KPSS puanına göre sıralama yapıldı. O sıralamaya göre insanlar buraya geldi, katıldı. Bin tane insanımız yarışacaklar. Yarışmanın sadece sportif tarafı yok, başka kulvarları da var. Bütün bunlar sonuçlanacak, ardından 250 kişi alınacak.”

“HİÇBİR KIYMETİ OLMAYAN DEDİKODULAR”

“Bütün işlerimizi böyle yapıyoruz. Ama onlar ne yaptılar, nasıl devrettiler? Bir örnek daha vereyim size. İki seçim arası, o kadar sokaklardaydık, caddelerdeydik, beraber geziyorduk, bizi ya da rakibimizi takip edenlerdendiniz. Hiçbiriniz, o iki seçim arası eleman alınıyor diye bir ilan gördünüz mü? Görmediniz, duymadınız. 2 bin 500 insan niye alındı? Kimdi onlar? Oy için mi? Onlara da üzülüyorum. Yine o dönemde 400’e yakın İSKİ’ye, memur alımı yapıldı. Bir taneniz, herhangi bir sınav duydu mu? Bakın biz, göreve başladığımızdan beri böyle yönetiyoruz. Onlar boş işler. Benim nazarımda hiçbir kıymeti olmayan dedikodular, münazaalar, konuşmalar.”

“TOPLUM, KADIN EMEĞİYLE ZENGİLEŞİR”

İmamoğlu, “Yapılan kadın istihdamı çalışmaları örnek olur, bu konuda daha fazla adım atılır mı” sorusunu, “Tabi, her alanda. İtfaiye, belki bunun bir tarifle ‘nirvanası’ diyebiliriz. Yani en zor kulvarı diyebiliriz. Biz, bunu burada yapıyorsak, her yerde yapacağız. Kadın emeğini toplumda eşit seviyeye taşımadığınız zaman, o toplumun zenginleşmesi de mümkün değil. O toplumun yarınlara dönük iyi bir nesil yetiştirmesi de mümkün değil. Eskiden bu eşitlik vardı. Nerede vardı? Kırsalda vardı. Kırsalda kadın erkek beraber, omuz omuza tarımda rençberlik yapıyorlardı. Ama şehre geldikten sonra, bu eşitlik bozuldu. Yani artık yüzde 85’i, neredeyse bazı yerlerde yüzde 90’ı kentlerde yaşıyor ve bu kentlerde dönüşen nüfusun ne yazık ki en çok mağdur ettiği kitle kadınlar. Ve kadınlar çalışmaz ise o evde huzur olmaz ki, kadınlar çalışmaz ise o evde zenginlik olmaz ki.Yarın zabıta ilanlarımız da başlayacak. Göreceksiniz, orada da bu anlamda bir kontenjanımız olacak. Kadınların, erkekler kadar başarılı olacağına yüzde 100 inanıyorum. Biz, buna örnek olursak -ki, olacağız, oluyoruz da- bütün kurumlar buna hassasiyet gösterecek. Göstermeyen kurumlara da kadın hesap soracak. Kadının hesap soracağı bir analiz sürecini aslında onlara sağlamış oluyoruz. Bu da önemli bir kriter bizim için” yanıtını verdi.

İSTANBUL – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Hallaçlı Mehmet Ağa Konağı restore edilecek

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Başkent’in tarihi dokusunu korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi şimdi de Kurtuluş Savaşı sırasında konakta kurulan fırın sayesinde askerlerin ekmek ihtiyacını karşılayan Gölbaşı’ndaki Hallaçlı Mehmet Ağa Konağını restore edecek. Sosyal medya hesapları üzerinden paylaşımda bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Bir tarihi devralıyoruz. Bu kıymetli değerimizi, tarihi dokusuna uygun şekilde restore edeceğiz” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Başkent’in tarihi yapısını gün yüzüne çıkarmak ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak amacıyla önemli projelere imza atıyor.
Büyükşehir Belediyesi tarihi yapıları restore ederek Ankaralılara kazandırırken şimdi de 1924 yılında inşa edilen Hallaçlı Mehmet Ağa Konağını restore edecek.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bir tarihi devralıyoruz. Milli Mücadele’de askerlerimizin ekmek ihtiyacının karşılandığı Gölbaşı’nda bulunan Hallaçlı Mehmet Ağa Konağı belediyemize devredildi. Bu kıymetli değerimizi, tarihi dokusuna uygun şekilde restore edeceğiz” dedi.

KURTULUŞ SAVAŞI ASKERLERİ İÇİN EKMEK PİŞİRİLEN KONAK YENİDEN RESTORE EDİLECEK

1924’te Gölbaşı Hallaçlı Mahallesinde yapımına başlanan ve Cumhuriyet tarihine tanıklık eden Hallaçlı Mehmet Ağa Konağı, Kurtuluş Savaşı sırasında askerlere gıda desteğinde bulunmasıyla tanınıyor.
Polatlı-Haymana cephesinde savaşan askerlerin iaşesinin hazırlandığı konağın sahibi Mehmet Atak, askerlerin gıda ihtiyaçlarını gidermek amacıyla fırınlar kurarak pişirilen ekmekleri cepheye sevk etti. Kentin tarihi ve turistik yerlerine sahip çıkan ve tarihi dokuyu korumayı amaçlayan Büyükşehir Belediyesi, Hallaçlı Mehmet Ağa Konağını yeniden restore ederek Başkentlilerin hizmetine sunacak.

TARİHİ BELLEK YENİDEN CANLANACAK

Konağın kırsalda çok nitelikli bir yapıya sahip olduğunu ve o bölgede yaşayan köylüler için de bir kırsal kalkınma modeli olabileceğini söyleyen Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Konağı ailenin güveneceği bir kuruluşa teslim etmek isteyerek Büyükşehir Belediyesini seçmesi bizi memnun etti. Konak sahibi olan Mehmet Atak’ı saygıyla ve şükranla burada anıyor ve ailesine teşekkür etmek istiyorum. Bu konak özellikle Kurtuluş Savaşında savaşan askerlerin ekmek ihtiyacını karşılamış. Konağı o bölgedeki köylüler için bir kırsal kalkınma modeli olarak projelendirmeyi istiyoruz. Sadece fiziksel yapısını değil tarihini ve kırsaldaki ruhunu da yaşatmak istiyoruz. En önemlisi biz bir tarihi devralıyoruz.”
Tarihi belleği canlandırarak, konak kimliğine ve tarihi dokusuna uygun restorasyon çalışmasıyla Başkentlilerin hizmetine sunmayı planladıklarını belirten Ödemiş, “Konağın bir odasında Mehmet Atak’ın özel eşyalarından ve anı belgelerinden oluşan bir müze oda düzenleyeceğiz. Mehmet Atak, konağı yaparken adının yaşatılmasını istemiş. Biz de bu vasiyetini ailesiyle birlikte yerine getirmiş olacağız” dedi.

“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI MANSUR YAVAŞ’A GÜVENİYORUM”

Babasının adını yaşatmaktan ve vasiyetini yerine getirmekten mutluluk duyduğunu ifade eden Mehmet Atak’ın kızı Andaç Atak ise duygularını şu sözlerle ifade etti:
“Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’ın en iyi şekilde bunu yapacağına inanıyorum. Onun için çok mutlu hissediyorum kendimi. Benim için bir amaçtı burayı yaşatmak ve bu amacımı da böylelikle gerçekleştirmiş olacağım. Konakta rüzgar enerjisinden o günkü teknoloji dahilinde elektrik üretilmiş ve evde kullanılmış. Ben maalesef babamla beraber olamadım, ben doğmadan önce onu kaybettim. Polatlı-Haymana cephesinde Kurtuluş Savaşı sırasında askerlerimiz için ekmek üretimi yapıldığını biliyoruz. O döneme ait konaktan çıkan bazı obje, bindallı ve antika eşyaların konakta sergilenmesi için Büyükşehir Belediyesine bağışlıyorum ve teşekkür ediyorum.”
Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, Hallaçlı Mehmet Ağa Konağı’nı Büyükşehir Belediyesine bağışlayan konak sahibi Mehmet Atak’ın kızı Andaç Atak’a teşekkür plaketi sundu.

ANKARA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Ankara Kent Konseyi yiyecek içecek sektörü için toplandı

Ankara Kent Konseyi (AKK), pandemi sürecinde zor günler geçiren yiyecek ve içecek sektörünün sorunlarını duyurmak ve yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekmek için “Pandemide Yiyecek-İçecek Sektörü ve Etkilenenler” konulu toplantı düzenledi. Başkentli sektör temsilcilerinin talep ve sorunları ile çözüm önerilerinin masaya yatırıldığı toplantıyı sosyal medya hesapları üzerinden duyuran Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da, “Evine ekmek götüremeyen her vatandaşımız için uykularımız kaçıyor. Çözüm ise dayanışmada. El ele vererek iyileşeceğiz” dedi.
Ankara Kent Konseyi (AKK), devam eden pandemi süreci nedeniyle iş yerlerini kapatmak zorunda kalan ve zor günler geçiren yiyecek ve içecek sektörünün temsilcilerini bir araya getirerek, yaşadıkları sorunları masaya yatırdı.
“Pandemide Yiyecek-İçecek Sektörü ve Etkilenenler” konulu toplantıya ev sahipliği yapan Ankara Kent Konseyi; ATO, ASO, Müzik-Sen ile Çankaya, Altındağ ve Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile görüşerek, sektörün içinde bulunduğu krizin ortadan kaldırılmasına yönelik çözüm önerilerini görüştü.
Toplantıyı sosyal medya hesapları üzerinden duyuran Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Evine ekmek götüremeyen her vatandaşımız için uykularımız kaçıyor. Çözüm ise dayanışmada. Ankara Kent Konseyimizin ev sahipliğinde müzisyenden garsona, valeden işletme sahibine kadar tüm kardeşlerimizin sorun ve taleplerini dinledik. Çözüm ise dayanışmada. El ele vererek iyileşeceğiz” dedi.

“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÖRNEK OLDU”

Daha önce sektör temsilcileriyle bir araya gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın son olarak hafta sonları yiyecek ve içecek sektörüne destek olmak amacıyla vatandaşlara yaptığı sipariş çağrısının ardından Gençlik Parkı Kabul Salonu’nda gerçekleşen toplantıya; Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kemal Çokakoğlu, Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, ATO Başkan Vekili Temel Aktay, ASO Başkan Vekili Mete Çağlayan, Çankaya Belediyesi Başkan Yardımcısı Sinan Çinar, Altındağ Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Ali Rıza Yarar, Müzik-Sen Genel Başkanı İpek Koçyiğit, Ankara Lokantacılar Kebapçılar ve Köfteciler Esnaf Odası Başkanı Mehmet Aztekin, Ankara Kent Konseyi üyeleri ve çok sayıda işletmeci katıldı.
Pandemiden etkilenen sektörlere yönelik desteğin devam edeceğini belirten Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kemal Çokakoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’ın evine ekmek götürmek derdinde olan her vatandaş için ne kadar kaygılandığına her gün şahidim. Aynı zamanda Sayın Mansur Yavaş’ın Büyükşehir Belediyesinin pandemiden dolayı zarar gören kesimlere yönelik yapılabilecek her konuyu da başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere ilgili mercilere taşıdığına da Ankara Kent Konseyi Başkanı ile birlikte şahidiz. Pandemi süreci boyunca Türkiye’de yerel yönetimler Ankara Büyükşehir Belediyesinin uygulamalarını örnek aldı. Klasik bir yerel yönetim anlayışıyla davranmadık.”
İşletme sahiplerinin talep ve sorunlarını dinleyerek tek tek not alan Çokakoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İşletmecilerimiz tarafından en fazla dile getirilen çifte cezalandırma konusunu Sayın Başkanımıza rapor olarak sunacağım. Çifte cezalandırmanın önüne geçmemiz lazım. Belediyelerin uyguladığı maddi desteklerle ilgili olarak da, kanunla belediyelerin meclis kararlarıyla bazı gelirlerinden vazgeçebileceği yetkisi verildi. Aşağı yukarı Türkiye’deki tüm belediyeler de bu yetkiyi vatandaşlarımızın, esnafımızın ve işletmecilerimizin lehine kullandı. Ancak bunu kanunun bize yetki verdiği ölçüde kullanabildik. Aksi durumda Sayıştay, belediyelere kanunla toplanması gereken bir gelirden nasıl vazgeçildiğini sorar.”

AKK BAŞKANI YILMAZ: “YENİ ÇÖZÜMLER HAYATA GEÇİRİLMELİ”

Pandemi kısıtlamalarının uzaması halinde yeme içme sektöründeki işletmelerin yüzde 30’unun bir daha açılamama tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını ifade eden AKK Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz da şöyle konuştu: “Hizmet sektöründe yer alan her bir işletme aslında kent konseyidir. İtirazlarını da dinleriz, hizmet de ederiz ve eleştirisini de kabul ederiz. Ankara Kent Konseyi olarak 550 bileşen ve 2 bine yakın gönüllüyle beraber her fikri değerli buluyoruz. Bugün duyduğumuz hiçbir söz bizi incitmedi. Ankara Kent Konseyi, pandeminin bedelini ödeyen sektör temsilcilerini bir araya getirerek kamu kurumu niteliğindeki sivil toplum örgütlerinin bu konudaki çalışmalarını duyurmak ve bu durumu görünür hale getirmek için bu toplantıyı yaptı.”
Salgın sürecinin uzaması nedeniyle yeni çözümlerin hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, “Yeme-içme sektörüne getirilen sınırlama tedarikçi işletmelerde de iş kaybına neden oldu. Tarladaki üreticiden organizasyon firmasına ve kuryesine kadar çok geniş bir alan etkilendi. Sektörün faaliyetlerine yeniden başlaması halinde vaka sayılarında artışa neden olmayacak önlemler hayata geçirilmeli. Ekonomide her bir sektör birbirine bağlı. Her biri için çok hassas tavır içerisinde hareket ederek elimizden geleni yapmak bizim asli görevimiz. İş birliği içinde yol alabiliriz” ifadelerini kullandı.

Yeme ve içme sektörünün salgın sürecinde en çok etkilenen ilk 5 sektör arasında yer aldığını vurgulayan ATO Başkan Yardımcısı Temel Aktay da, Ankara Ticaret Odası’nın pandemi sürecinde üyeleri için yaptığı çalışmalar hakkında bilgi vererek, “Gel-al veya paket servis gibi sistemler bütün işletmelerin alt yapısına uymadığı için işletmeleri kesin bir çözüme ulaştırmadı” dedi.

İŞLETMELER AÇILMAK İSTİYOR

Salgın sürecine bağlı alınan tedbirlerden en çok etkilenen sektörlerin başında yeme içme sektörünün geldiğine dikkat çeken işletme sahipleri toplantıda yaptıkları konuşmada; lokanta, restoran ve kafelerin kısa sürede açılmaması halinde ciddi sorunların yaşanacağını söylediler.
İşletmeciler, gerekli tedbirleri alarak işletmelerinin açılmasını isterken, merkezi hükümet tarafından yapılan desteklerin yeterli olmadığı görüşünde birleştiler. İş yerlerinin kapalı olmasından dolayı en büyük sıkıntıyı çalışanların yaşadığını anlatan ATO Lokanta Kafe Restoran Komitesi Meclis Üyesi Ayşe Nilay Çelik de şu değerlendirmelerde bulundu: “Geçtiğimiz sene mart ayında pandemiden dolayı işletmelerimiz kapatıldı. Dünya olarak hiç beklemediğimiz bir süreç içerisine girdik. Bu dönemde Ankara Büyükşehir Belediyesi başta çalışanlarımız olmak üzere bize çok büyük desteklerde bulundu. Çalışanlarımıza Ramazan ayında gıda yardım kolileri gönderildi. Çalışanlarımızın banka hesap numaraları istendi, başlatılan yardım kampanyasıyla maddi yardımlarda bulunuldu. Bu hizmetler bizleri ve çalışanlarımızı çok mutlu etti. Haziran ayında açıldığımızda da Büyükşehir Belediyesinin destekleri sürdü. İşletmelerimizin dezenfeksiyon işlemlerini gerçekleştirdi. Kasım ayında vaka sayılarındaki artıştan kaynaklı olarak tekrar kapandık. İlk kapanmanın verdiği zararı gideremeden ikinci kapatılma kararı bizleri daha büyük bir çıkmaza soktu. Bu toplantı sesimizi duyurmak ve taleplerimizi dile getirmek için bir vesile oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.”

ANKARA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)