Gerçekleştirdiği canlı yayınlarla sevilen yazarları okurlarla bir araya getiren D&R’ın bu haftaki konuğu oyuncu, yazar, gazeteci ve sunucu İclal Aydın oldu. Yeni kitabı Söylenmemiş Sözler ile sevenlerinin karşısına çıkan usta kalem, kardeşi Hilal Özcan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen programda kitap hakkındaki düşüncelerini ve kitabın yazım sürecini paylaştı. İki kardeşin keyifli bir sohbete imza attığı yayın, @dr_dunyasi Instagram hesabından gerçekleşti.  

Kültür, sanat ve eğlence dünyası D&R, düzenlediği canlı yayın etkinlikleriyle edebiyat tutkunlarını hayranı oldukları yazarlarla buluşturuyor. Yeni romanı Söylenmemiş Sözler ile büyük beğeni toplayan İclal Aydın, D&R Instagram sayfasının canlı yayınına katılarak kardeşi psikolog ve yazar Hilal Özcan’ın sorularını yanıtladı. Aydın; keyifli söyleşide yeni kitabı ve kitabın yazım süreci ile ilgili okurlarını bilgilendirdi.

Yazmanın kendisi için başından sonuna kadar keyif aldığı, tatlı bit serüven olduğu belirten İclal Aydın, “Bu heyecanı duyduğum zaman bunu okura da yansıtabiliyorum. Söylenmemiş Sözler, güzel bir ilgi alaka ile başladı.” dedi. 

Romanda 5 ana karakter var

Kitaptaki Nona karakterinin sevileceğini tahmin ettiğini belirten Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “5 ana karakterin olduğu bir roman. 20’li yaşlarını yaşayan Zeynep ve Kerem var. Orta yaşlardaki Filiz Canan, çocuğunu yalnız büyüten bir karakter. Filiz Canan ile kendimi anlatmadım, benim hikayem değil. Siz sormadan söyleyeyim. Günlük yaşamımızda yitirdiğimiz değerleri anmaya çalıştım. Nona 48 saat süren, 100 yıllık bir ömür. Ben romanımı teslim ettikten sonra ‘Bunun devamı gelecek herhalde. Nona’nın genç kızlığını mı okuyacağız’ dediler. Hazırlığım var ama ne olacağını yaşayıp göreceğiz.”

Kitaptaki gölge karakterlerden biri Tanju Okan

Kitaptaki gölge karakterlerden birinin Yaser Arafat, bir diğerinin de Tanju Okan olduğu söyleyen başarılı yazar, “Ben küçüklüğümden beri Tanju Okan’a hayrandım. Bu hikâyede çıkageldi. Ama zaten Urla’yı anlattığınız zaman Tanju Okan’sız bir Urla’dan bahsedemezsiniz. Ben romanlarıma mutlaka bir yemeği hayal ettirerek başlarım. Bütün duyularımızla romanın içine girmemiz gerektiğini düşünürüm. Kokuları, sesleri tarif etmek çok önemlidir. Şarkılar da burada çok önemlidir. Tanju Okan’ın sesinden ‘Öyle Sarhoş Olsam ki’ duymak nasıl bir şey düşünsenize…” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dünya Çevre Günü etkinlikleri kapsamında her yıl Haziran ayında “Kentte Ekolojik Yaşam” temasıyla düzenlenen Kadıköy Çevre Festivali başladı. Pandemi tedbirleri nedeniyle bu yıl çevrimiçi platformlarda gerçekleşecek festival 26 Haziran’a kadar sürecek. 

Kadıköy Belediyesi’nin her yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü etkinlikleri kapsamında, Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda düzenlediği Kadıköy Çevre Festivali, ülkemizi de etkileyen Koronavirüs salgını nedeniyle bu sene çevrimiçi platformlara taşındı. Festivalde konunun uzmanı akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin ve doğayı odağına alan çevre ve doğa gönüllülerinin katılımıyla bir dizi atölye ve seminerler yer alıyor. 26 Haziran’a kadar sürecek festivalde seminer ve atölyelere katılım için Kadıköy Belediyesi’nin web sayfasından başvuru yapmak yeterli.  

KENTTE EKOLOJİK YAŞAM ATÖLYELERİ

Festival programında “Kentte Ekolojik Yaşam” başlığı altında toplam 6 atölye yer alıyor. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri Mehmet Şirin Yalvaç’ın 4 Haziran’da “Tıbbi Çaylar” adlı atölyesiyle başlayacak dizide; kişisel bakım için hazırlanan doğal ürünlerin ve kimyasal içermeyen temizlik ürünlerinin tariflerini, sağlıklı kalmanın püf noktalarını bulmak mümkün olacak. Çocukların da unutulmadığı festivalde, onlar için doğanın ritmiyle iklim dansı ve kompost atölyesi yer alıyor.  

İKLİM UYUM ve KENTTE EKOLOJİK YAŞAM SEMİNERLERİ

Seminerlerin ilki 5 Haziran’da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi, Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay’ın konukluğunda başlıyor. Tolunay, “Ekosistemler ve İklim Değişikliği” başlıklı seminerde iklim değişikliğinin ormanlar ve diğer ekosistemler üzerindeki etkilerini irdeleyecek ve ekolojik yaşama dair bilgi ve deneyim paylaşımında bulunacak. Kentte Ekolojik Yaşam temasıyla 26 Haziran’a kadar sürecek festivalin ayrıntılı programı Kadıköy Belediyesi’nin web sayfasında yer alıyor. 

AZ ATIK ÇOK KOMPOST

Kadıköy Belediyesi Atıksız Yaşam Hareketi’nin bir parçası olan Atıksız Dükkan, yerli ve atalık tohumlarla birlikte organik atıklardan ürettiği kompostları, Atıksız Dükkan ziyaretçileriyle paylaşıyor. Tohum ve kompost için 7 – 12 Haziran tarihlerinde 10.00 – 19.00 saatleri arasında Feneryolu Atıksız Yaşam Pazarı'ndaki Atıksız Dükkan ziyaret edilebilir. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Pandemi süreci müzisyenleri ve müzik severleri derinden etkiledi. Lokal DJ'lere destek veren ve pandemi süreci boyunca elektronik müzik severlerleri yalnız bırakmayan şehrin elektronik müzik markası  RX İstanbul, evlere kapalı kaldığımız pandemi gecelerinde gerçekleştirdiği dijital yayınlarla ülkemiz elektronik müzik sanatçılarını müzik severlerle buluşturmaya devam etti!

 

İstanbul underground kültürünü elektronik müzikle sentezleyerek kitlelerle buluşturan RX İstanbul, açık olduğu iki sezon süresince global ve lokal elektronik müzik sahnesinin en yetenekli isimlerini kabininde ağırladı. Şehirdeki binlerce dans severi ülkedeki eşsiz ses sistemi ile sabahın ilk ışıklarına kadar ağırlayan RX İstanbul müziğe ve dansa pandemide de ara vermedi. Lokal Dj’lerin yer aldığı  performanslar elektronik müzik tutkunlarının evlerini dans pistine çevirdi ve  evde kaldığımız günlerde hem müzisyenlere dem de müzik severlere destek oldu. Pandemi öncesi dönemde olduğu gibi pandemi sürecinde de hafta sonlarında kulübün YouTube kanalı olan RX istanbul’da gerçekleşen elektronik müzik yayınları bu güne kadar 1 Milyondan fazla kez izlendi ve evlerinde dans etmek siteyen müzik severler tarafından izlenmeye devam ediyor. 

Geçtiğimiz yılın Ekim ayından bu yana Elektronik müzikseverler için Cumartesi gecelerinin vazgeçilmezi olan olan RX İstanbul, stüdyosunda toplam 52 lokal Dj'i ağırladı. 52 DJ toplam 109 saatlik performans sergiledi ve bu 109 saatlik performans  1 Milyondan fazla izlenmeye ulaştı. Fiziki mekanlarda katılmaya alışık olduğumuz sezon kapanış performansı ise bu Cumartesi gece yarısı Procombo ve Blotto performanslarıyla gerçekleşiyor.

 Kesintisiz müzik deneyimi sunmak ve zor durumda olan müzik emekçilerine ve müzikseverlere destek olmak üzere yola çıkan RX İstanbul, DJ’lerine finansal olarak destek olmaya devam ederken yayınlarına reklam ya da sponsor almadı. 

Şehrin elektronik müzik mekanı RX İstanbul’dan haberdar olmak için sosyal medya hesaplarını takip etmeyi unutmayın!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Pelin Çift’in sunduğu TRT 1’in sevilen yerli bilgi yarışması “3 TE 3” yeni sezonda izleyicilerle buluşmaya devam ediyor. Formatı ve dekoru yenilenen yarışma programında gazetecilik alanında doktora öğrencisi olan yarışmacı Dilan Korkmaz, kimseye haber vermeden arkadaşına diye evinden çıkıp yarışmaya geldiğini belirtti. 

 

Yarışmacı, 15.000 lira değerindeki üçlemenin ilk sorusunda; “Kelimelerle şekil oluşturmaya veya yazının görsel şekillerle düzenlenmesine ne ad verilir?” sorusu ile karşılaşarak Prof. Dr. Tufan Gündüz’den bir şıkkı elemesini istedi. Prof. Dr. Tufan Gündüz, “Benden yardım istendikten sonra sonuna kadar yardım etmeye hazırım.” ifadelerini kullanarak “serigrafi” şıkkını eledi. Korkmaz, “Talih cesurlara yardım eder” diyerek “kaligram” şıkını seçti. Pelin Çift ise yarışmacıya yönelerek “Bu sözü Araplar da kullanır. Hatta onlar hayat cesurlarındır.” şeklinde ifade ederler dedi.

 

Korkmaz, tarih sahnesi sorusunda “Selçuklular döneminde Kırşehir emirliği de yapmış olan Türk devlet adamı Caca Bey” ile karşılaşarak soruya doğru cevap verdi. 

   

Ardından Pelin Çift, Caca Bey’i en son nerede duymuş olabileceğinizi hatırlatayım size” diyerek Cumhurbaşkanımızın, astronot veya kozmonot yerine Türkçe bir isim bulunması çağrısına Sayın Devlet Bahçeli’nin “Caca Bey” önerisi ile yanıt verdiğini belirtti. 

 

Korkmaz, 50.000 lira değerindeki “cesaret madalyalı” canlı sorusu ile karşılaşarak doğru cevap olan “fare” şıkkını seçti. Ardından “Hayatın cilvesidir, helal olsun fareye!” ifadelerini kullanmasıyla stüdyoda eğlenceli dakikalar yaşandı.

 

50 bin liralık üçlemeden sonra Pelin Çift’in, “Tamam mı, devam mı?” sorusuna yarışmacının cevabı “tamam” oldu. Kazandığı meblağ ile ailesinin ev almasına katkıda bulunmak istediğini belirten Korkmaz, 50.000 liralık ödülle uğurlandı.

 

“Hafızamızı diri tutmalıyız!”

 

Sağlık Yönetimi Ana Bilim Dalı’nda doktora öğrencisi olan yarışmacı Meral Timurtaş, evde yarışmayı izlerken 50.000 liralık üçlemeye kadar geldiğini belirterek yarışmaya başladı.

 

15.000 lira değerindeki “Fransa’nın 8 Mayıs 1945’de Cezayir’de yaptığı katliam hangi isimle anılmaktadır?” sorusu ile karşılaşan yarışmacı son üç saniye kala kırmızı butona basarak yarışmayı sonlandırdı. 

  

 

“Şaşırtmacalı bir soru zannettim keşke cevap verseydim” ifadelerini kullanan yarışmacının ardından Prof. Dr. Tufan Gündüz, “3’te 3 Bilgi Yarışması’nın en güzel taraflarından birinin de İslam dünyasının güncel konularına ve aktörlerine dikkat çekmesi” olduğunu vurguladı. “Burada bulunan üç şıkkın üçü de Müslümanların dünyanın gözü önünde nasıl katliama uğradığını gösteren şıklardır.” ifadelerini kullanarak doğru cevap olan Sétif ve Guelma katliamı ile ilgili detaylı açıklamalarda bulundu. Gündüz, aynı zamanda dil ve kültür katliamı da gerçekleştiğini vurgulayarak Fransızların, Cezayir Katliamı’nın utancını hiçbir zaman açıkça itiraf edemediklerini belirtti. Ardından Pelin Çift, “Bizim de hafızamızı diri tutmamız gerekiyor ki kanlı geçmişini unutan ülkelere bunu hatırlatalım.” ifadelerini kullandı. Timurtaş, son üçlemeden kazandığı meblağın yarısı olan 2.500 liralık ödülle yarışmaya veda etti.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Maya’s Hochzeit” yani “Maya’nın Düğünü”, Mimar Bilen Güneş’in günlüğü. Tek tek her gününü not ettiği bir günlük değil ama… Yaşanmışlıklarından elinde kalan, hayatının kendisinde iz bırakan kesitlerini ve kırılma anlarını bazen yazıyla bazen çizgiyle not düştüğü bir kolaj.

 

Bilen, “ Malum; hayat bir yolculuk…Kimi zaman yolların, kimi zaman koşulların değiştiği ama yolu yürüyenin değişmediği “iki kapılı bir han”. Bu kitap bir yolcunun günlüğü; yaşadıklarının, hissettiklerinin bazen yazıya bazen de çizgiye döküldüğü bir günlük. Bir hatırada, bir duyguda, bir düşüncede ya da bir kişide yaşananları yaşatmak için çıkılan bir yolun ilk öyküsü” diye tanımlıyor kitabını.

 

Hayykitap Yayınları’ndan çıkan kitapla ilgili Bilen Güneş’in aktarımlarına şöyle devam ediyor:

 

“Bir de ikinci öykü var: Maya Home yani İda Dağları’nın eteklerinde, bahçesinde Nâzım’ın zeytin ağacı; bir mimar olarak yapmayı düşlediğim, kapısı tüm canlara açık bir mekân.

 

Her iki öykü adını Maya’dan alıyor. Benden önce bu dünyadan göç eden Maya benim kızım. Varoluşçuluğun derin sularına dalmama; varsa eğer yaşamın ve yaşamanın bir anlamı, peşine düşmeme; olgunlaşmama ve tek gerçeğin ölüm değil ama sevmek, yaşamak ve var etmek olduğuna inanmama vesile olan Maya…

 

Ve bu iki öykü, birlikte ve illa ki insanca ve dostça yaşamak içindir…

 

Yaşamaya selam olsun!”

 

Bilen Güneş, 1969’da İstanbul’da doğdu. Yüksek tahsilini Almanya’da mimarlık üzerine yaptı. Serbest mimar olarak çalışıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Koç Üniversitesi Çocuk (KÜ Çocuk) tarafından yayımlanan “Acaba Bu Nedir?”de, bir biyolog ve bir ressam, hücrelerdeki  uzun yolculuğun izlerini arıyor. İtalyanca aslından çevrilen kitapta, yeryüzündeki tüm yaşamın ortak hikâyesini okuyoruz.

Biyolog Paola Vitale ile ressam Rossana Bossù’nun işbirliği sonucu ortaya çıkan Acaba Bu Nedir?’de, yeryüzündeki yaşamın kökenine doğru, hücrelerde uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Merak duygusunu her sayfada canlı tutan rengârenk çizimler eşliğinde –embriyonik gelişim, DNA araştırmaları, doğal seçilim gibi konuyla ilgili bilimsel temellerin de ayrıntılarıyla ayrıca ele alındığı kitapta– dünya üzerindeki tüm canlıları birbirine bağlayan ortak hikâyeyi okuyoruz.

Kum saatinin taneleri nasıl aynıysa birbiriyle,

başta insan da öyle aynıdır yılanlarla,

kuşlarla, ördeklerle…

Sonra zaman akar,

taneler darboğazdan dökülür.

İşte ancak o zaman kuş uçar, yılan sürünür,

insan yürür…

 

Ödüller:

15. Premio Cento İllüstratör Yarışması finalisti

Dapeng Doğa Çocuk Kitabı Ödülü sahibi

 

KOÇ ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK HAKKINDA

Alanında öncü ve güncel bilgiyi içeren başlıkları okura sunmayı amaçlayan Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY), “dünyayı merak edenler için” sloganıyla, bu hedefini çocuk kitapları yayımcılığına da taşıyor. 

Koç Üniversitesi Yayınları’nın yetişkinlere yönelik kitaplarında olduğu gibi, çocuk kitaplarının seçiminde ve yayına hazırlanmasında da, üstün yetenekli gençler ile değerli öğretim görevlilerini bir araya getirerek bilime evrensel düzeyde katkıda bulunmayı amaçlayan Koç Üniversitesi’nin uzman akademisyenlerinin görüşleri doğrultusunda hareket ediliyor.

Koç Üniversitesi Çocuk (KÜ Çocuk) bünyesinde, dünyadan ve ülkemizden çocuk edebiyatının yaratıcı yazarlarının kaleme aldıkları nitelikli eserler, yetenekli illüstratörlerin çizimleri eşliğinde okurla buluşacak. Okumanın yanı sıra, bilgi edinmeyi interaktif hale getiren uygulamalı alıştırmaların yer aldığı, farklı tasarımlara sahip özel kitaplar da KÜ Çocuk’un yayın programında geniş bir yer tutuyor.

Bilim, çevre, sanat, etik, cinsiyet, hoşgörü gibi günümüzün ve geleceğin önemli kavramlarının ele alındığı, dünyanın farklı coğrafyalarından ve farklı kültürlerinden seçilen örnek kitaplar, her yaştan çocuklara hitap ediyor. 

Kitapların çocuk gelişimi ve eğitimi üzerindeki belirleyici etkisi göz önünde tutularak, uzmanlıkları çocuk dil gelişimi, okuma-anlama becerileri, çocuk kitapları, sanat, tasarım ve kültürel sosyoloji olan, Koç Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan akademik bir danışma kurulunun önerileri doğrultusunda oluşturulan Koç Üniversitesi Yayınları Çocuk Kitapları seçkisi, ömür boyu sürecek bir okuma alışkanlığının, öğrenme isteğinin ve keşif merakının ilk adımı olarak nitelendirilebilir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Son zamanlarda edebiyatından çokça söz ettiren usta yazar Murat Gülen'in kitaplarına çeşitli yapımcılarından film teklifleri geldiği öğrenildi. Atlıkarıncaları Affediyorum isimli romanındaki etkileyici hikayenin beyaz perdeye aktarılması konusunda heyecan barındıran okurları süreci merakla bekliyor

Geçtiğimiz günlerde Show TV'de yayınlanan ve Ebru Akel'in sunduğu Kadın İsterse programına da katılan yazar Murat Gülen, konuşması ve bakış açısıyla izleyenlerde büyük etki yaratmıştı. Daha önce öyküleri Avrupa'da çeşitli dillere de çevrilmiş olan Murat Gülen, eserlerine gelen film teklifleri için şu an tüm odağının yeni kitabı olduğunu aktardı.

Edebiyatta özgün eserler ve cümleler üreten Murat Gülen, yakın gelecekte Türk Edebiyatı'nın en ileri yerlerinde olacağa benziyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı