Aylık arşivler: Ağustos 2021

Obezite Damgalama Ve Ayrımlıcığa Karşı “Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne?” Projesi Başlıyor!

“Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne?” projesi, obezitenin tedavisindeki görünmez engellerden damgalama ve ayrımcılığa dikkat çekti. Konu ile ilgili gerçekleştirilen basın toplantısında, Türkiye Obezite Araştırma Derneği (TOAD) Başkanı Prof. Dr. Volkan Demirhan Yumuk, TOAD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Yazıcı ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğretim üyesi Reklamcılık ve Tanıtım Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Deniz Sezgin önemli bilgiler verdi. Novo Nordisk’in koşulsuz desteği ile gerçekleştirilen kampanyanın lansmanı Çiçek Dilligil’in sunuculuğunda gerçekleşti. 

Türkiye ve dünyada görülme sıklığı giderek artan obezite hastalığı, Dünya Sağlık Örgütü’nün en riskli hastalıklar sıralamasında ilk 10’da yer alıyor. ‘Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne?’ projesi ise obezite hastalığının tedavisinin önündeki görünmeyen engellere dikkat çekiyor; damgalama ve ayrımcılık. Projenin ilk adımında basın mensupları ile bir araya gelen uzmanlar, ‘Obezitede Medyanın Rolü’nü ele aldı.

‘Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne?’ projesi, obeziteli bireylerin hayatlarının pek çok alanında karşılaştıkları, damgalama ve ayrımcılık üzerine kapsamlı bir şekilde eğilerek obezitenin iyileştirilmesindeki en büyük engeli ortadan kaldırmayı hedefliyor. Damgalama ve ayrımcılığın obeziteli bireylerde sosyal hayatı kısıtlama, benlik algısında bozulma ve sağlık hizmetlerinden yararlanamama gibi sonuçlara neden olabildiğini vurgulayan uzmanlar, bu durumun obezitenin tedavisinde olumsuz etkileri olduğunu vurguladı. 

Projenin ilk adımında ise ‘Obezitede Medyanın Rolü’ mercek altına alınarak, yıl içerisinde basın çalışanları ile atölye çalışmaları düzenlenecek. Obezite hastalığı ile ilgili medyada yer alan haberlerde doğru görsel ve dil kullanımının etkisinin ele alınacağı bu çalışmalarla, damgalama ve ayrımcılığa karşı etkili bir adım atılması hedefleniyor.

PROF. DR. VOLKAN DEMİRHAN YUMUK: ERKEKLERDE YÜZDE 107, KADINLARDA YÜZDE 34 ARTIŞ GÖRÜLDÜ

Projenin ayrıntıları ve obezite hastalığı ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Volkan Yumuk, obezitede son 12 yılda erkeklerde yüzde 107, kadınlarda ise yüzde 34 artış görüldüğünü vurgulayarak sözlerine başladı. “Bu artışın en önemli sebeplerinden biri de hareketsiz yaşam biçiminin giderek daha çok yaygınlaşmış olmasıdır. Bunun dışında genetik, epigenetik, çevresel, biyolojik ve psikolojik faktörler de obezitenin ortaya çıkmasındaki önemli etkenlerden birkaçıdır” şeklinde konuşan Prof. Dr. Volkan Demirhan Yumuk, ülkemiz için de durumun tehlikeli bir boyuta geldiğinin altını çizdi. 

 PROF. DR. YUMUK: DAMGALAMA VE AYRIMCILIK OBEZİTENİN TEDAVİSİNİ ENGELLİYOR

“Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne?” projesinin obezitenin iyileştirilmesindeki rolüne de değinen Yumuk, “Damgalama ve ayrımcılık, obezite tedavisinin önündeki görünmeyen önemli bir engel. Obeziteli bireyler pek çok alanda ciddi problemler yaşarken bu durum onların obezite ile mücadelesini de olumsuz etkiliyor” dedi. Proje kapsamında bu amaçla ‘Obezite ile Mücadele Takımı’ olan ‘O Takımı’nın kurulduğunu belirten Prof. Dr. Yumuk, yıl boyunca deneyimli uzmanlarla birlikte çeşitli atölyeler düzenleyeceklerinin duyurusunu yaptı.

‘Obezitede Medyanın Rolü’nün önemine de değinen Prof. Dr. Yumuk, “Toplumda damgalama ve ayrımcılığın değiştirilmesinin uzun soluklu ve zor bir yolculuk olduğunun farkındayız ancak çıktığımız bu yolculuğun obeziteli bireyler için ne kadar önemli olduğunu da biliyoruz. Basın mensupları ile birlikte ilk adımı atacağımız bu yolda, eğitim ve iş hayatı, sağlık ve sosyal yaşam gibi konularda her yıl bir alana odaklanmayı hedefliyoruz. Yan yana mücadele ederek bu değişimin tohumlarını birlikte atarsak, değişimin çiçeklerini de yine hep birlikte göreceğimize eminiz” mesajını verdi. 

PROF. DR. DİLEK YAZICI: OBEZİTENİN İYİLEŞTİRİLMESİNDE MEDYANIN ROLÜ AĞIR

Toplantıda obezitenin sağlık üzerine olan etkilerine değinen Prof. Dr. Dilek Yazıcı, obezitenin kompleks bir hastalık olarak kabul edilmesi ve tedavisinin bu yaklaşımla yapılması gerektiğini vurguladı. “Tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalığı gibi birçok ölümcül hastalığın yanında depresyon gibi psikolojik sorunları da obezite ile birlikte gözlemliyoruz. Obezitenin psikolojik etkileri ise obezite ile mücadeleyi önemli ölçüde etkiliyor” şeklinde konuşan Yazıcı, damgalama ve ayrımcılığın psikolojik etkenler arasında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi. 

Medyada obezite ile ilgili aktarılan doğru bilginin toplumdaki obezite algısının doğru oluşmasında ve yanlış bilgilerin ortadan kaldırılmasında oldukça etkili olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Dilek Yazıcı, basın mensuplarının bu anlamda ağır bir role sahip olduklarını belirtti.

PROF. DR. DENİZ SEZGİN: AYRIMCILIK VE DAMGALAMA SOSYAL HAYATLARINI KISITLIYOR

Projenin çıkış noktası olan “Rolüm Ağır – Obezitede Ayrımcılık ve Damgalama” kitabının yazarlarından Prof. Dr. Deniz Sezgin ise, gerçekleştirdikleri bu çalışma sayesinde obeziteli bireylerin eğitim, sağlık, sosyal hayat ve iş hayatı gibi alanlarda karşılaştıkları sorunlara daha yakından tanık olma imkanı bulduklarını dile getirdi. 

Obeziteli bireylerin hayatlarında pek çok alanda mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirten Prof. Dr. Deniz Sezgin, “Damgalama ve ayrımcılık sorunu; sosyal hayatlarında kısıtlamaya gitmelerine, özgüven kaybı yaşamalarına, seyahat kısıtlamalarına ve hatta tedaviye başvurmamalarına ya da tedavilerini aksatmalarına neden olabiliyor” dedi. Açıklamalarına devam eden Prof. Dr. Deniz Sezgin, obeziteli bireylerin toplumda gizli engelliler olarak yaşamlarını devam ettirmeye çalıştıklarını sözlerine ekledi.

 
DİL VE GÖRSEL KULLANIMINA BİR REHBER: OBEZİTE MEDYA KILAVUZU 
 

Prof. Dr. Sezgin, proje kapsamında oluşturulan ‘Obezite Medya Kılavuzu’nun, haberlerde kullanılan dil ve görsel araçlarla ilgili bir rehber olmasını istediklerini belirtti. 

Prof. Dr. Sezgin, “Bu yıl aynı zamanda obezite haberleri üzerine odaklandığımız bir medya analizi gerçekleştiriyoruz. Atölyelerden önce başlattığımız araştırma, atölyelerden sonra da devam edecek. 2022 Mart ayında ise medya analizi araştırmamızın raporunu sizlerle paylaşmayı hedefliyoruz. Bu çalışma sonucunda arzumuz, haberlerde kullanılan dilin değiştiği ve obeziteli bireyleri temsil eden olumlu görsellerin arttığı bir tabloyla karşılaşmak. Sizlerin göstereceği hassasiyet, toplumdaki damgalayıcı pratiklerin değişmesini mutlaka ki hızlandıracaktır” bilgisini verdi.

Obezitede damgalama ve ayrımcılık ile mücadelede toplumdaki tüm bireylere ve kurumlara önemli roller düştüğünü vurgularken; bu yıl, basın çalışanları ve medya sektörü ile kalıcı ve etkin bir çözümün ilk adımını hep birlikte atmak istediklerini belirten Prof. Dr. Sezgin; “Basın çalışanlarının göstereceği hassasiyet ile toplumda damgalama ve ayrımcılığın önemli ölçüde azalacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Mehmet Erdem Vadi’de unutulmaz bir gece yaşatacak

8. Barış ve Sevgi Buluşmaları dopdolu programlarıyla devam ediyor. Türk pop müziğinin sevilen ismi Mehmet Erdem, en sevilen şarkıları, sahne şovu ve güçlü performansıyla Yaşam Vadisi’nde unutulmaz bir geceye imza atacak. Mehmet Erdem’in 6 Mayıs Gençliğimiz Var Sahnesi’nde Beylikdüzülülerle buluşacağı konser saat 21.30’da başlayacak.

 

8. Barış ve Sevgi Buluşmaları’nın vazgeçilmezlerinden olan Çardak Altı Sohbetleri, 3.gününde ise siyasi parti ilçe başkanlarını ağırlayacak. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın ev sahipliğinde düzenlenecek Çardak Altı Sohbetleri’nde “Gelecek ve Yerel Siyaset” konuşulacak.  Moderatörlüğünü Pelin Batu’nun üstleneceği söyleşi 19.30’da başlayacak. 

 

 

Beylikdüzü Sahaf Festivali kapsamında ayrıca 17.00 ve 21.30 saatlerinde Ümit Nar Moderatörlüğü’nde kitap mezatı düzenlenecek. 5 Eylül tarihine dek sürecek festivalde aynı zamanda, sahaflar, 13.00 – 23.00 saatleri arasında kitapseverlerle buluşacak.   

 

 

 

 

TARİH: 1 Eylül Çarşamba

SAAT: 17.00 – 23.00

YER: Yaşam Vadisi 1. Etap

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Abdi İbrahim’in asırlık yolculuğunu anlatan film yayında

Türk ilaç sektörünün lider kuruluşu Abdi İbrahim’in 109 yıldır süren ‘hayatı ve geleceği iyileştirme’ yolculuğunu anlatan tematik filmi yayınlandı. 1912’de küçük bir eczanede başlayan, savaş yıllarında cephede yaraları saran, kendisi gelişirken sektöründeki gelişimin de öncüsü olan Abdi İbrahim’in dün, bugün ve yarınının anlatıldığı filmi, başarılı oyuncu Yiğit Özşener seslendirdi. İngilizce filmin dublajında ise sanatçı Tod Ashley görev aldı.

 

TÜRK ilaç sektörünün 19 yıldır kesintisiz lideri olan, Eylül 2020’de İsviçreli biyoteknoloji şirketi OM Pharma’yla stratejik ortaklık kurarak global kimliğini güçlendiren Abdi İbrahim, hayatı iyileştirme yolculuğuna 109 yıldır devam ediyor. Her yıl daha da güçlenerek ve çağın gerekliliklerini hayata geçirerek devam eden bu yolculuğu anlatan tematik film yayına girdi. 

 

“İstanbul’un Küçükmustafapaşa semtinde başladı hayatı iyileştirme yolculuğu. Bu yolculuğu başlatan isim; Eczacı Abdi Nadir İbrahim Bey’di” diye başlayan filmde dönemin sahneleri grafiksel çizimlerle tasvir edildi. Filmde, Abdi İbrahim’in 3 kuşağa yayılan tarihi ve vizyonu Abdi İbrahim’in arşivindeki görsellerden yararlanılarak kolaj yöntemiyle oluşturuldu, akış yapay zeka ve illüstrasyonlarla desteklendi.

 

Eczacı Abdi Nadir İbrahim Bey’in küçücük eczanesinde, sayısız eve şifa taşıyan ilaçları hazırlamasıyla başlayan asırlık yolculuğun kilometre taşları birer birer tasvir edildi. Daha fazla insanı iyileştirmek için Eczacı Abdi Nadir İbrahim Bey’in 1919’da ilaç üretim laboratuvarı kurup hazır ilaç üretimine başlaması ise Abdi İbrahim’in çağa ayak uydurma, üretime yatırım, toplumsal fayda ve sürdürülebilirlik gibi fark alanlarının da temelini oluşturdu. 

 

1927 yılında, Abdi Nadir İbrahim Bey’in ani vefatının ardından eşi Fatma Mehveş Hanım laboratuvarın yönetimini devraldı. Türkiye’nin ilk kadın sanayicilerinden olan Fatma Mehveş Hanım, 1940’ta bayrağı, oğulları Eczacı Hayri İbrahim Barut’a devretti. Şirketin 3. kuşak yönetimi ise İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin ardından İngiltere’de eğitim alıp Türkiye’ye dönen ve 1981’de Yönetim Kurulu Başkanı olarak göreve gelen Nezih Barut’la başlamış oldu.

 

Abdi İbrahim’in her geçen gün daha da büyüdüğü, güçlendiği ve dünyayı iyileştirmek adına büyük adımlar atacağı bir dönem böylece başladı. 2007 yılında Abdi İbrahim’in dünyanın en büyük 100 ilaç şirketi arasında yer alan ilk Türk şirketi olması, 2008’de Türkiye’nin ilk akredite ilaç Ar-Ge Merkezi’ni açması, 2010’da Portekiz’de Abdi Farma şirketini kurması da küresel çapta büyümenin mihenk taşları oldu. 2012’de Kazakistan’ın en büyük şirketlerinden Global Pharm’ın 60 hissesini satın alarak Abdi İbrahim Global Pharm’ın, dünyanın önde gelen firmalarından Japon Otsuka Pharmaceutical ile 50 ortaklıkla Abdi İbrahim Otsuka’nın, Cezayir’de 50 Remede Pharma ortaklığıyla Abdi İbrahim Remede Pharma’nın kurulması da Abdi İbrahim’in başarısını şekillendiren önemli adımlar olarak tarihe geçti.

 

Filmde başarılı oyuncu ve seslendirme sanatçısı Yiğit Özşener’in sesinden aktarılan tarihçede Abdi İbrahim’in toplumsal fayda ve sosyal sorumluluk, çevresel etkiyi en aza indirme, sürdürülebilirlik alanlarında yaptığı önemli çalışmalar ve yatırımlara da yer veriliyor. Bu çalışmalar arasında 2010 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza atarak iş gücü, iş sağlığı ve güvenliği, yolsuzlukla mücadele ve çevre alanındaki evrensel standartları kendi kurumsal bünyesinde şeffaf bir biçimde uygulamaya koyduğunu beyan etmesi mihenk taşı olarak ilk sırada geliyor. Sürdürülebilirlik konusundaki başarısını 100 yılı aşkın süredir faaliyet göstererek kanıtlamış olan Abdi İbrahim, uluslararası güçlü bir oyuncu olma hedefi doğrultusunda; ekonomik, sosyal ve çevresel alanlarda gerçekleştirdiği faaliyetleri kapsayan sürdürülebilirlik raporunu iki yılda bir yayımlıyor. 

 

Abdi İbrahim’in bu alanda imza attığı diğer önemli çalışmalardan biri Paris Anlaşması ilkeleri ışığında 2030 yılında karbon nötr olma hedefini ilan eden ilk ve tek Türk ilaç şirketi olması. Abdi İbrahim tüm bina ve tesislerinde yenilenebilir enerji kullanarak elektrik kullanımı kaynaklı karbon ayak izini sıfıra indirdi. Tüm aktiviteleri dikkate alındığında ise sadece 1 yılda karbon ayak izinde 53 oranında azaltım sağladı. 

Abdi İbrahim, Karbon Saydamlık Platformu’na (CDP) iklim değişikliği ve su güvenliği kategorilerinde bildirim yapan ve not alan Türkiye’deki tek ilaç şirketi olarak çevre ve sürdürülebilirlik alanlarında birçok inisiyatifin öncü katılımcısı oldu. 

 

Abdi İbrahim, karbon emisyonu azaltma hedeflerinin verildiği ve takip edildiği Bilimsel Temelli Hedefler Girişimi’nin (SBTi) yanı sıra CEO Water Mandate’in imzacısı olan tek Türk ilaç şirketidir. Bu kapsamda su koruma politikalarına taahhütleriyle destek vermekte, üretim tesislerinde suyun her aşamada tasarruflu kullanılması konusunda gerekli tüm tedbirleri almaktadır. Tüm bunların yanında şirketin karar alma süreçlerine çevresel, sosyal ve yönetişimsel (ESG) ilkeleri entegre ederek bunları KPI’lar ile takip etmektedir. Abdi İbrahim gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için sürdürülebilirlik alanındaki adımlarına her geçen gün bir yenisini eklemeye devam etmektedir.

 

Abdi İbrahim’in 3 kuşağa yayılan tarihini ve gelecek vizyonunu anlatan filmdeki görseller Abdi İbrahim’in zengin kurumsal arşivinin yanı sıra güncel görsellerden yararlanılarak, kolaj yöntemiyle oluşturuldu. Arşivden kullanılan görseller yapay zeka ve illüstrasyonlarla desteklendi, kamera hareketleriyle zengin bir anlatım dili elde edildi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Aşkın tutkulu sesi Buika 17 Eylül’de Zorlu PSM’de!

İspanyol aşk şarkılarının tutkulu sesi Buika, 9. sezonuna başlayan Zorlu PSM’de, 17 Eylül akşamı uzun bir aradan sonra Türkiye’deki hayranları ile buluşmaya hazırlanıyor. 

 

İkinci albümü Mi Niña Lola” ile İspanyol Müzik Ödülleri’nde ‘En İyi Prodüksiyon’ ve ‘En İyi İspanyolca Albüm’ dallarında ödül alan, “El Ultimo Trago” albümü ile de ‘En İyi Tropikal Albüm’ Grammy'sini kucaklayan Buika, 56. Grammy ödüllerinde “La Noche Mas Larga” albümü ile 'En İyi Latin Caz Albümü’ ve 17. Latin Grammy ödüllerinde 'Si Volvere’ şarkısı ile ‘En İyi Kayıt’ kategorisi, 60. Grammy ödüllerinde ise Dünya Müziği dalında “Para Mi” single’ı ile aday gösterildi. Geçtiğimiz yıl Buika ve Santana'nın uzman eleştirmenler tarafından tam not alan şarkısı, "Yo me lo merezco" 2020 yılı 'En İyi Rock Şarkısı' kategorisinde Latin Grammy adayı oldu.  

 

Yorumculuk kariyerinin yanında “Vivir Sin Miedo” albümündeki şarkılara kendi imzasını atmış olan Buika, kariyeri boyunca Reggae, Ragga, Flamenko, R&B, Afrobeat ve Gospel’i muhteşem bir şekilde harmanlarken, önceki çalışmalarında da Flamenko ile Caz’ı bir araya getirdiği tarzı ile Flamenko’yu farklı boyutlara taşıyor. 

 

2019’da Luz Casal ile “Morna” şarkısında unutulmaz bir düete imza atan şarkıcı, NPR radyosu tarafından 'Özgürlüğün sesi' olarak anılıyor. 

 

Son olarak Carlos Santana’nın “Africa Speaks” adlı son albümünde, Carlos Santana'nın akorları eşliğinde müzikseverlerin büyük beğenisini toplayan Buika, önümüzdeki günlerde yeni albümünü müzikseverlerle buluşturacak.   

 

Buika, 17 Eylül’de Zorlu PSM sahnesinde hayranlarına yepyeni şarkılarının yanı sıra kariyerinin unutulmazlarını da söyleyerek muhteşem bir müzik şöleni yaşatacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İBB Şehir Tiyatroları 2021-2022 Sezonunu 6’sı Yeni, 16 Oyunla Açıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Eylül ayında 6’sı yeni, 16 oyunla seyirci karşısına çıkıyor.

 

1 Eylül’de açılacak yeni tiyatro sezonunda tiyatroseverleri müzikallerden klasiklere, tarihi oyunlardan yeni yazarların oyunlarına zengin bir repertuvar bekliyor.

 

Yeni oyunlarımız Antigone, Yaftalı Tabut, Veba, Maviydi Bisikletim, İfigenya, Moby Dick’in yanı sıra Hastalık Hastası, Geçit, Ay Carmela!, Can Yeleği, Rüstemoğlu Cemal'in Tuhaf Hikâyesi, Zehir, Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin, Matruşka, Çın Sabahta, Uzlaşma adlı oyunlarımız seyirciyle buluşacak.

 

Şehir Tiyatroları Gazhane’de

Tarihi Hasanpaşa Gazhanesi, endüstriyel kültürel miras kapsamına alınıp dönüştürülerek İstanbul’umuz, Müze Gazhane ismiyle Anadolu yakasında yeni bir kültür ve sanat kompleksi kazandı. İBB Şehir Tiyatroları, Müze Gazhane’de iki yeni sahnesinde oyunlarını sahnelemeye başlıyor. Meydan sahnesi konseptinde Küçük Sahne’si ve İtalyan sahne konseptinde Büyük Sahne’siyle Şehir Tiyatroları ailesine uzun bir aradan sonra iki yeni sahne katılmış oldu.

 

Açıkhava Yaz Oyunları’nın Biletleri Tükeniyor

Tiyatro seyircimizin merakla beklediği Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’ndeki Yaz Oyunları gösterimleri devam ediyor.

Pollyanna ile başladığımız Yaz Oyunları’nın devamında, Rüstemoğlu Cemal’in Tuhaf Hikâyesi 7 Eylül 2021 Salı, Hastalık Hastası 9 Eylül 2021 Perşembe, Antigone 11 Eylül 2021 Cumartesi sahnelenecek.

Harbiye Açıkhava Sahnesi Yaz Oyunları’nı saat 21.00’de başlayacak.

Devletin olmazsa olmaz yasası, bireyin vicdanında karşılığını bulamazsa, iktidarın elinde tuttuğu iki ucu kızgın demir kimi yakar?

Sophokles’in binlerce yıl önce kaleme aldığı aynı adlı oyunundan uyarlanan Antigone’de;  aynı savaşta birbirini öldüren, ama biri kahraman diğeri hain ilan edilen iki kardeşine de, son görevini yapmakta kararlı olan Antigone ile; devletin varlığıyla kendi varlığını eş tutan Kreon’un buyruklarından geri adım atmayan duruşu karşı karşıya geliyor.

İnsanlığın tüm kadim deneyimleri tarihe gömülürken yine de çözülmeyen, kaybolmayan çelişkilerimizi sahneye getiren “Antigone”, dünden bu günü tartışıyor. Sofokles’in yazdığı, Sabahattin Ali’nin çevirdiği Engin Alkan’ın uyarlayıp yönettiği oyunda Cengiz Tangör, Zafer Kırşan, Aslı Menaz, Gözde İpek Köse, Özgün Akaçça, Destan Batmaz, Onur Şirin rol alıyor. Oyun, 1-4 Eylül, 15-18 Eylül 2021 tarihleri arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

İFİGENYA (Yeni Oyun)

Tanrıça Artemis, kutsal geyiği öldüren Agamemnon’a öfkelenir ve savaş için bekleyen gemileri rüzgârsız bırakır. Kâhin Kalkhas’a göre tek çözüm Agamemnon’un kızı İfigenya’nın kurban edilmesidir. Erkek dünyasının bencil yönetim anlayışı kadınlar tarafından anlatılıyor.

Euripides’in yazdığı Serdar Biliş’in yönettiği oyunda Aslı Öngören, Irmak Örnek, Murat Garipağaoğlu rol alıyor.  Oyun 29 Eylül- 2 Ekim 2021 tarihleri arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

 

YAFTALI TABUT (Yeni Oyun)

Adına tarihin dipnotlarında rastlayabildiğimiz, Türkiye’nin ilk kadın oyun yazarı, kuramcı, aktivist, sosyal ve siyasi yaşamın her alanında öncü Fatma Nudiye Yalçı’nın hikâyesi. 1920’lerde başlayan mücadelesine Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve Nazım Hikmet de eşlik ediyor.

Bilgesu Erenus’un yazdığı Yelda Baskın’ın yönettiği oyunda Bensu Orhunöz, Selin Türkmen, Ceren Hacımuratoğlu, Lale Kabul, Nazan Yatgın Palabıyık, Şenay Bağ, Yeşim Mazıcıoğlu rol alıyor. Oyun, 15-18 Eylül 2021, 22-25 Eylül 2021 tarihleri arasında Fatih Reşat Nuri Sahnesi’nde.

Çıktıkları yolculukta dağ başında mola veren bir ağa ve maraba, saklandıkları yerden kontrol noktasını izlerler. İki kişi arasındaki ilişki aslında insanlığın varlığından beri mücadele ettiği mülkiyetçilik ve ezen-ezilenlerin hikâyesinin özeti gibidir.

Cem Düzova’nın yazdığı Nihat Alpteki’nin yönettiği oyunda Gürol Güngör, Hasip Tuz, Emre Narcı, Müslüm Tamer rol alıyor. Oyun 29 Eylül- 2 Ekim 2021 tarihleri arasında Fatih Reşat Nuri Sahnesi’nde, 15-18 Eylül, 22-25 Eylül 2021 tarihleri arasında Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

HASTALIK HASTASI

Argan hastalık hastasıdır. Evde bir doktor bulunursa hem istediğim zaman tedavi olurum, hem de cebimden beş kuruş çıkmaz düşüncesiyle, kızını bir doktorla evlendirmeye karar verir. Kızı ise bir başkasına âşıktır. Argan’ın sırf parasını seven karısı ise onu hem aldatmakta, hem de elinde avucunda ne varsa almaya çalışmaktadır.

Evin, her şeyden haberdar olan son derece zeki ve iş bilir hizmetçisinin gönlü bu duruma razı olmaz. Hakikatin ve aşkın kazanması için elinden geleni yapar.

Aşk gülücüklerinin sahtesini, gerçeğinden ayırmak zordur.

Hastalık Hastası, Klasik Fransız Tiyatrosu’nun kurucularından Moliere’in (1622 – 1673) yazdığı son oyundur. İlk kez 1673 yılında sahnelenen oyunda Moliere, eleştirilerini mesleğini kötüye kullanarak zengin hastalarını sömüren doktorlara yöneltir.

Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği oyunda Barış Çağatay Çakıroğlu, Besim Demirkıran, Çağrı Büyüksayar, Çiğdem Gürel, Elif Verit, Ersin Sanver, Gün Koper, Hüseyin Tuncel, Sevinç Erbulak, Şirin Asutay, Şükrü Türen, Tuğçe Açıkgöz rol alıyor. Oyun, 15-18 Eylül 2021 tarihleri arasında Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde, 23-25 Eylül 2021 tarihleri arasında Sultangazi Hoca Ahmet Yesevi Sahnesi’nde.

AY, CARMELA!

İspanya’da Milliyetçiler ve Cumhuriyetçiler arasında geçen iç savaş dönemini anlatan oyunda,  iki varyete oyuncusu Carmela ve Paulino, Franco önderliğindeki Milliyetçiler tarafından rehin alınır.    Belçite şehrinin işgalini kutlayan Milliyetçiler tarafından istemedikleri bir gösteriye zorlanırlar. Bu zorlamanın sonucunda içinde bulundukları savaşı,  “ gösteri yapılmalı mı, yapılmamalı mı? “  sorusuyla sanatı ve sanatçıyı sorgulamaları, işleri gereği güldürmeyi, eğlendirmeyi hedefleyen bu iki oyuncunun isyanları, gelgitleri, kayıpları anlatılır.

PAULINO: Kentin dışına çık bakalım, ‘gezinti’ye götürdükleri, sonra bir yolun kıyısına bırakıverdikleri insanları say…

Jose Sanchis SİNİSTERRA: Modern İspanyol Tiyatrosunun en önemli temsilcilerindendir. İspanya’nın en çok saygı gören çağdaş oyun yazarı, tiyatro eğitmenidir. İspanya Ulusal Tiyatrosu Ödülü, Dramatik Edebiyat Ulusal Ödülü olmak üzere birçok ödülün sahibidir.

Jose Sanchis Sinisterra’nın yazdığı Naşit Özcan’ın yönettiği oyunda Ada Alize Ertem, Çağatay Palabıyık, Erkan Akkoyunlu rol alıyor. Oyun, 22-25 Eylül 2021 tarihleri arasında Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde, 15-18 Eylül 2021 tarihleri arasında Ümraniye Sahnesi’nde.

MAVİYDİ BİSİKLETİM (Yeni Oyun)

Bir adamın ilk gençlik yıllarını geçirdiği İzmir'e duyduğu özlem ve ilk aşkının izinden anılarına yaptığı yolculuk…

1950'lerin İzmir'inden günümüze müziğin, denizin, aşkın, dostluğun,  hikâyesi…

Dinçer Sümer’in yazdığı Ersin Umulu’nun yönettiği oyunda Arda Aydın rol alıyor. Oyun, 22-25 Eylül, 29 Eylül-2 Ekim 2021 tarihleri arasında Ümraniye Sahnesi’nde.

CAN YELEĞİ

Mülteci bir Anne yeterince tanımadığı bir coğrafyada, savaşın bıçak gibi kestiği eski hayatına tutunup yeni olanla baş etmeye çabalar.  Aynı kaderi paylaştığı komşusu da savaşın sürüklediği ve eşitlediği diğer kadındır. Anladığımızı sandığımız, anlamak istemediğimiz, zaman zaman öfkelendiğimiz durumlarla ilk defa yüzleşebileceğimiz bir öykü. Hepimiz aynı dünyada yaşıyorken, nasıl oluyor da ötekine dönüşüyoruz?

“Gerçekler; Gerçekleri görmezsen çarpar insanı, alır duvara çarpar”. Denizyıldızı, hangi dileği taşıyor acaba, balıklar, yosunlar, hayat. Suyun içinde hayat var ama bize değil. Balıklar biliyor insan bilmiyor.”

Modern dünyanın temel sorunlarına ışık tutan çağdaş kadın yazar Gönül Kıvılcım; Boğaziçi Üniversitesi‘nde iktisat eğitimi aldıktan sonra yüksek lisansını Norveç’in Bergen Üniversitesi’nde kitle iletişim dalında tamamladı.

Gönül Kıvılcım’ın yazdığı Nihat Alpteki’nin yönettiği oyunda Elçin Atamgüç rol alıyor.

Oyun, 15-18 Eylül 2021 tarihleri arasında Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde.

SEN İSTANBUL'DAN DAHA GÜZELSİN

Bir ailenin üç kadını; anneanne, kız ve torun… Üçünün ortak yazgısı, aynı mekanda, dile gelenlerden daha çok içlerinden sessiz sedasız geçen cümlelerde gizli… Erkeklerin yalnız ve eksik bıraktığı yaşamlarında, birbirlerine tutunurken ve giderek birbirine benzerken, geçmiş, şimdi ve gelecek içiçe geçiyor. Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin, İstanbul fonunda Ayfer, Başak ve Melis’in hikâyesini anlatıyor. Kadının değişmeyen hikâyesini…

“Kucağıma almışım seni… yürümüşüz beraber, çelik tellere bakmışım, çimentoya, karşıdan yeni yeni çıkan uzun binalara… yerdeki asfalta bakmışım… yolun yarısında yorulanların sigara dumanları arasından geçmişiz, ter kokusu her yer Allah kahretsin, “boğaz havasının içine ettiniz” diye bağırdım. ‘gel kız eve gidiyoruz, sen İstanbul’dan daha güzelsin’ O gün hayatımın en güzel günüymüş, meğerse…”

Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazdığı, anlatı geleneğiyle tiyatronun çağdaş araçlarını buluşturan oyun, “üç anlatıcı’lı bir kurguyla ilerliyor. Mekânın birliğine hikayenin parçalanmışlığı ekleniyor ve farklı bir kurgu ortaya çıkıyor. Bu kurgu, geçmiş, gelecek ve şimdide çakılı kalmış üç hikâyeyi birleştiriyor. Zamanla üç hikâye de tekleşiyor ve ‘kadın’ın hikâyesine dönüşüyor…

Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazıp yönettiği oyunda Esin Umulu, Şebnem Köstem, Yeliz Şatıroğlu rol alıyor.

Oyun, 22-25 Eylül, 29 Eylül-2 Ekim 2021 tarihleri arasında Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde.

RÜSTEMOĞLU CEMAL'İN TUHAF HİKÂYESİ

Osmanlı İmparatorluğu'nun son demlerinde, Girit’teki yurtlarından sürgün edilen bir ailenin İstanbul’a Çanakkale'ye ve nihayet Ayvalık'a uzanan maceralı yolculuğu. Rüstem'in, Cemal'in ve hayatlarındaki diğer insanların kimi zaman gülünç kimi zaman hüzünlü ama sımsıcak hikâyeleri.

Cengiz Toraman’ın yazıp yönettiği oyunda Esen Koçer, Levent Üzümcü rol alıyor.

Oyun, 29 Eylül-2 Ekim 2021 tarihleri arasında Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde, 16-18 Eylül 2021 tarihleri arasında Sultangazi Hoca Ahmet Yesevi Sahnesi’nde.

MOBY DICK (Yeni Oyun)

Genç bir denizci olan Ishmael, dünyayı görmek için Kaptan Ahab’ın balina gemisine yazılır. Balina avcısı Ahab, bir av sırasında tek bacağını kaybettikten sonra ölümüne bir intikam duygusuyla yaşar ve denizlerin en büyük, bilge canlısı beyaz balina Moby Dick’in peşinde okyanuslar geçer. Ishmael, heyecan dolu bu yolculukta, bir balina gemisi kaptanının doğayla olan içgüdüsel savaşının tragedyasına tanık olur.

Herman Melville’in aynı adlı romanından Sebastian Armesto’nun uyarladığı, Seza Güneş’in yönettiği oyunda Arda Alpkıray, Berna Oğuzutku Demirer, Cem Baza, Deran Özgen, Direnç Dedeoğlu, Elif Verit, Hakan Örge, Pınar Pamuk rol alıyor. Oyun, 30 Eylül-2 Ekim 2021 tarihleri arasında Sultangazi Hoca Ahmet Yesevi Sahnesi’nde.

MATRUŞKA

Bir kadın… bir erkek… bir ilişki… kavgalar, çatışmalar, ayrılıp barışmalar, kopamayışlar…  Varoluştan bugüne değişmeyen rutine, iki insanın birbirini tanıma, anlama, bir arada yaşama mücadelesine yeniden ve farklı bir yorumla yaklaşan Matruşka, ilişkilerde ideali arama uğraşını mercek altına alıyor. 

Erkek: İlginç bir şey bu, gittikçe küçülüyor baksana.

Kadın: Açtıkça hem küçülüyor hem de ortaya dökülüyor her şey.

70 kuşağı yazarları arasında yer alan Tuncer Cücenoğlu, toplumsal içeriğin ağır bastığı oyunlara imza atmıştır. Hemen hemen bütün oyunlarında basit ve yalın bir durum üzerinden toplumsal sorunlara eğilen yazar, yaşanan gerçeklerden yola çıkarak kaleme aldığı oyunlarında, yakın tarihimizdeki önemli olaylardan kişilere, topluma egemen olan korkulardan mesleki zorluklara, insanların içine düştüğü çıkmazdan yaşam mücadelesine kadar pek çok konuya değinir.

Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı Bora Seçkin’in yönettiği oyunda Cem Karakaya, Derya Yıldırım rol alıyor.

Oyun,  22-25 Eylül, 29 Eylül- 2 Ekim 2021 tarihleri arasında Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde.

VEBA (Yeni Oyun)

Nobel Ödüllü yazar Camus’nün faşizm alegorisi olarak kaleme aldığı eserde, veba salgını sırasında yaşanan kaotik durum anlatılır. Karantina döneminde verilen mücadele, belirsizlik ve korkunun egemen olduğu bir dünya canlandırılıyor.

Neil Bartlett’in yazdığı Mehmet Ergen’in çevirip yönettiği oyunda Sevil Akı, Serdar Orçin, Murat Coşkuner, Burteçin Zoga, Tankut Yıldız, İrem Arslan, Özgür Dereli, Burak Davutoğlu, Ergun Üğlü, Cafer Alpsolay rol alıyor.

Oyun, 15-18 Eylül, 22-24 Eylül, 29 Eylül-2 Ekim tarihleri arasında Müze Gazhane Büyük Sahne’de.

ZEHİR

Geçmişte yaşadıkları trajik kaybın ardından ayrılan çift, yıllar sonra bir araya gelmek zorunda kalır. Bu buluşma, acılı bir geçmiş hesaplaşmasına dönüşür. Karşı tarafın da neler hissettiğine dair eksik bırakılan taşlar yerine oturur. Kadın ve erkek dünyasının bakış açısına odaklanan eser Hollanda prömiyerinin ardından birçok dile çevrilmiştir.

Lot Vekemans’ın yazdığı Şaban Ol’un çevirip yönettiği oyunda Sevinç Erbulak, Ahmet Saraçoğlu, Aslıhan Kandemir, Eraslan Sağlam rol alıyor.

Oyun, 15-18 Eylül, 22-25 Eylül, 29 Eylül-2 Ekim tarihleri arasında Müze Gazhane Meydan Sahne’de.

İyi seyirler…

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Akbank Kısa Film Festivali’nden Yeni Yarışma: “Genç Bakışlar”

Sinemaseverlerin buluşma noktası haline gelen Akbank Kısa Film Festivali kapsamında 20 yaş ve altı gençlerin kısa filme olan ilgilerini festival bünyesinde toplamaya ve bu alandaki üretimleri teşvik     etmeye yönelik yeni bir yarışma başlıyor. 

Sinema sanatı üzerinde kısa filmlerin etkin rolünün bilinciyle Türkiye’de bu alanda bir platform oluşturan ve alanında öncü etkinliklerden bir haline gelen Akbank Kısa Film Festivali bu yeni yarışma ile gençlerin kısa film projelerine ayrı bir bölüm açarak sinemaseverlerle buluşturacak. 

21 -31 Mart 2022 tarihleri arasında düzenlenecek olan 18.Akbank Kısa Film Festivali Genç Bakışlar yarışma bölümü için son başvuru tarihi 24 Aralık 2021 Cuma.  

 

Yarışma sonucunda “Genç Bakışlar En İyi Film” olarak seçilecek eserin yönetmeni Akbank Sanat tarafından; 10.000 TL ile ödüllendirilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Genco” belgeseli, “Fazıl Say” ve “Borusan Quartet” ENKA Açıkhava Tiyatrosu’nda

ENKA Sanat, 6 Eylül Pazartesi Türk tiyatrosunun usta ismi Genco Erkal’ın kariyerini ve sanat hayatını ele alan “Genco” belgeselinin galasına ev sahipliği yapacak. ENKA Açıkhava Tiyatrosu 7 Eylül Salı akşamı J. S. Bach’ın “Goldberg Varyasyonları” eserinin tamamını Türkiye'de ilk kez seslendirecek olan daimi sanatçısı, dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say’ı ağırlıyor. 9 Eylül Perşembe ise Borusan Quartet klasik müzik severlerle buluşacak.

 

GENCO BELGESELİ 

ENKA Sanat’ın Yapım Sponsoru olduğu, Türk Tiyatrosu’nun ulu çınarı Genco Erkal’ın sanat hayatını ele alan belgesel ilk kez sanatseverlerle buluşuyor. Sahnede 60 yılını tamamlayan, Türk tiyatrosunun usta ismi Genco Erkal’ın kariyerini ve sanat hayatını ele alan “Genco” adlı belgesel, yalnızca bir sanatçının kariyerini değil, Türk tiyatrosunun da önemli ve büyük bir dönemini anı ve anekdotlarla aydınlatıyor. 

 

Tarih: 6 Eylül 2021, Pazartesi 

Yer: ENKA Açıkhava Tiyatrosu

Saat: 21:15 

Süre: Arasız 90’

Bilet Fiyatları: 50 TL / indirimli:  30 TL

Biletlere Biletix.com ve Biletix satış gişeleri ile ENKA Vakfı Ana Gişesinden ulaşılabilir.  

 

FAZIL SAY

ENKA Sanat’ın daimi sanatçısı, dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say, pandemi döneminde repertuvarına eklediği J. S. Bach’ın “Goldberg Varyasyonları” eserinin tamamını Türkiye'de ilk kez ENKA Açıkhava Tiyatrosu’nda çalacak.  1741 yılında bestelenen ve barok dönemin zirvesini temsil eden, 60 dakikalık bu başyapıt, piyano çalışta yenilikçi tekniklerin icadı niteliği taşıyor. Sanatçı ayrıca, pandemi döneminde bestelediği ve “en iyi eserim olarak tanımladığı son eseri “Yeni Hayat” Op. 99 piyano sonatını ENKAlı sanatseverler için seslendirecek. İki bölümden  oluşan ve sanatçının yaşanan süreci müziğine yansıttığı eser, tüm dünyayı etkisi altına alan ve yaşamı durduran pandemi döneminin izlerinin silinmeye başladığı, insanlığın yeniden hayata döndüğü günleri anlatıyor.  

 

Tarih: 7 Eylül 2021, Salı 

Yer: ENKA Açıkhava Tiyatrosu

Saat: 21:15 

Bilet Fiyatları: 200 TL – 180 TL / indirimli:  120 TL

Biletlere Biletix.com ve Biletix satış gişeleri ile ENKA Vakfı Ana Gişesinden ulaşılabilir.  

 

BORUSAN QUARTET

Türk bestecilerinin önemli bir yer aldığı, klasik dönemden modern döneme uzanan geniş bir repertuvara sahip Borusan Quartet, bu kez ENKA Açıkhava Tiyatrosu’nda klasik müzik severlerle buluşuyor. 

 

Tarih: 9 Eylül 2021, Perşembe 

Yer: ENKA Açıkhava Tiyatrosu

Saat: 21:15 

Bilet Fiyatları: 150 TL – 120 TL / indirimli:  80 TL

Biletlere Biletix ve Biletix satış gişeleri ile ENKA Vakfı Ana Gişesinden ulaşılabilir.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Spotify Blend ile Arkadaşınızla Müzik Zevki Eşleşme Skorunuzu Keşfedin

Sen ve en iyi arkadaşın ne kadar uyumlusunuz? Kişiselleştirilmiş bir çalma listesi olan Blend’in resmi lansmanı ile Spotify, seçtiğiniz arkadaşınızla müzik zevklerinizin ne kadar uyumlu olduğunu test etmenize yardımcı oluyor.

Daha önce beta sürümünde olan Blend, bugünden itibaren beta sürümünden çıkıyor ve tüm dünyadaki kullanıcıların resmen kullanımına sunuluyor. Blend özelliği, listeyi paylaşan her bir çifte özgü yeni kapak görseli, müzik zevki eşleşme skorları ve sosyal medya üzerinden paylaşılabilir veri hikayeleri ile birlikte geliyor.
  • Müzik Zevki Eşleşme Skorları: Bir Blend çalma listesi oluşturan iki kullanıcı, dinleme tercihlerinin birbirlerine kıyasla ne kadar benzer veya benzersiz olduğunu gösteren bir müzik zevki eşleşme skoruna sahip olacak.
  • Sosyal Medya Üzerinden Paylaşılabilir Veri Hikayeleri: Blend çalma listesini kullananlar, onları bir araya getiren o özel şarkıyı da görebilecek. Ayrıca, bu özellik üzerinden elde edilen veri hikayeleri sosyal medya kanallarında paylaşılabilir olacak. Veri hikayeleri, Blend oluşturulduktan sonra otomatik olarak açılacak, ancak kullanıcılar istedikleri zaman çalma listesinden bu hikayelere yeniden erişebilecek.
  • Yeni Kapak Görseli: Blend yeni kapak görseli, kullanıcıların Blend çalma listelerinin her birini kolayca ayrıştırmasına olanak tanıyacak.
  • Seninki veya benimki? Premium dinleyiciler, çalma listesindeki her şarkıya hangi kullanıcının dinleme tercihlerinin katkıda bulunduğunu görebilecek ve böylece birbirlerinin müzik zevkleri üzerine sohbet edip, böbürlenme hakkına da sahip olacaklar.

Peki nasıl çalışıyor:

  • Oluştur: Mobil cihazınızda “Senin için Hazırlandı” sekmesindeki ‘Blend Oluştur’ ifadesine tıklayın.
  • Davet et: Ardından, mesaj yoluyla   Blend’inize katılacak bir arkadaş seçmek için 'Davet Et' e dokunun.
  • Blend: Arkadaşınız kabul ettiğinde, Spotify ikiniz için dinleme tercihlerinizi ve zevklerinizi birleştiren şarkılarla dolu bir çalma listesi ve özel kapak görseli oluşturacak.
  • Paylaş: Veri hikayesi ekranınızın altındaki “Bu hikayeyi paylaş”a dokunarak Blend verilerinizi sosyal medya kanallarınızda paylaşın.

 

Olivia Rodrigo, geçtiğimiz ay Blend çalma listelerinde en çok dinlenen sanatçı sıralamasında en üst sırada yer aldı ve onu Doja Cat, Taylor Swift, The Weeknd ile Lil Nas X izledi. Blend çalma listelerinden en çok dinlenen şarkılara gelince, Olivia Rodrigo'dan “good 4 u”  şarkısı ilk sıraya yerleşirken, Lil Nas X'ten MONTERO (Call Me By Your Name)”, Doja Cat ve SZA’dan “Kiss Me More”, Dua Lipa'dan “Levitating” ve Bruno Mars, Paak ile Silk Sonic’ten “Leave The Door Open'' ise sırasıyla, TOP 5 listesinde yer alan diğer şarkılar oldu.

İlgili materyallere buradan ulaşabilir, Blend çalma listesinin hayata geçmesine katkıda bulunan bazı Spotify ekip üyeleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için Spotify'ın For the Record blog sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Maden, Enerji ve Turizm Sektörlerinin Köklü Kuruluşu Çiftay, Ege Bölgesi’nde Ki Yatırımlarına Batıçim İle Start Verdi

İzmir ve Ege Bölgesi’nin en değerli yatırımlarından biri olan Batıçim Batı Anadolu Çimento Sanayii A.Ş’nin yaklaşık yüzde 30 hissesini satın alan Çiftay İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş, Batıçim’in yönetiminde de yer aldı.

Türkiye’nin maden, enerji ve turizm sektörlerinin köklü kuruluşlarından olan Çiftay, İzmir ve Söke’de iki çimento fabrikası, hidroelektrik santrali ve Aliağa’da liman işletmesi bulunan Batıçim grubunun bölgeye daha fazla katma değer sağlaması için çalışacak.

 

Batıçim’de Yeni dönem Başladı

Türkiye’nin farklı bölgelerinde maden, enerji ve turizm sektörlerinde yatırımları bulunan Çiftay, Batıçim yatırımı ile Ege Bölgesi’ne adım atmanın heyecanını yaşıyor. Rekabet Kurulu’nun onayının ardından gerçekleştirilen hisse devri sonrası çimento, enerji ve liman işletmeciliği ile Türkiye’nin en önemli gruplarından olan ve Ege Bölgesi’ne sağladığı katma değerle adından söz ettiren Batıçim Batı Anadolu Çimento Sanayi A. Ş.’de yeni dönem de başladı. Gerçekleşen satışla, maden, enerji ve turizm sektörlerindeki tecrübesiyle Çiftay, Batıçim’in önemli bir hissedarı oldu ve ayrıca Batıçim’in yönetiminde de yer aldı.  

2021’e bünyesinde barındırdığı 6 şirket, yaklaşık bini bulan istihdam ve 2 milyar TL ciro hedefiyle giren Batıçim’de üst yönetim yeniden şekillendi. İstifa eden yönetim kurulu üyelerinin yerine Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Sabit Aydın, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’na Gülant Candaş, Yönetim Kurulu Üyeliklerine Erdoğan Göğen, Ömer Çağdaş Selvi, Ali Kışla, Yusuf Kaya ve Mehmet Gökalp Özkök seçildi.

 

95 Milyon Dolarlık Hisse Devri

Satışla birlikte Bükey, Günel, Egeli ve Grebene ailelerinin sahip olduğu takriben yüzde 30 A ve B grubu hisse, Çiftay İnşaat Taahhüt ve Ticaret AŞ'nin oldu. Satılan hisselerin devir değeri 95 milyon dolar olarak açıklandı. 

Sabit Aydın: İzmir Ekonomisine Değer Kazandıracağız

Batıçim Yönetim Kurulu Başkanı Sabit Aydın, düzenlenen basın toplantısında İzmir’li gazetecilerle bir araya geldi. Aydın, habercilereBatıçim’deki hisse devri ve yeni dönem hakkında bilgi verdi:

“İzmir’in en önemli ve değerli kuruluşlarından biri olan Batıçim Batı Anadolu Çimento Sanayi A.Ş’nin (Batıçim) yaklaşık yüzde 30’luk hissesini, 95 milyon dolar karşılığında satın alarak Çiftay’ın ticari faaliyetlerine Ege Bölgesi’ni de eklemenin heyecanı ve kıvancını yaşıyoruz. Bu satın almayla birlikte bölge ticaretindeki etkinliğimizi artırarak İzmir’in ekonomisine kalıcı değerler kazandırmayı hedefliyoruz. İzmir ve çevresi, sanayi yatırımları açısından çok büyük bir potansiyel barındırıyor. Batıçim de bölgenin en büyük yatırımlarından biri olarak bölge kalkınmasında ve kentin imarında önemli rol oynuyor. Batıçim’in çimento üretimi, enerji ve liman işletmeciliği alanlarındaki tecrübesi, bölge ekonomisine yön veriyor. Söz konusu hisse alımı, Çiftay açısından sadece bir çimento fabrikasına yapılan bir yatırım değeri taşımıyor. İzmir ve Söke’de iki çimento fabrikası, hidroelektrik santrali ve Aliağa’da liman işletmesi bulunan Batıçim ile mevcut yatırımlarımızın gücüne güç kattık.”

 

Sabit Aydın: Batiçim’in Marka Değerini Daha da Yükselteceğiz

 

Yönetim Kurulu Başkanı Sabit Aydın, Batıçim’deki yeni hedeflerini şöyle sıraladı: 

 

“2021’e 2 milyar TL ciro hedefiyle giren Batı Anadolu Grubu ile Türkiye ekonomisine yeni başarı hikâyeleri kazandırma amacı güdeceğiz. Batıçim yatırımımız ile, yarattığımız istihdam sayısını daha da yukarılara taşıyacağız. Bu sayede sağladığı iş imkânları ile ülke ekonomisine katkıda bulunan örnek firmalar arasındaki konumumuzu canlı tutacağız. Söz konusu hisse devrini, sadece Çiftay için değil, Türkiye’de iş gücünün desteklenmesi, bölgesel ekonomi ve dolayısıyla Türkiye ekonomisi için katma değer yaratılması adına çok kıymetli buluyoruz. Batıçim’deki yönetimimizle kendi öz kaynaklarıyla kurulan ve yarım asrı aşkın süredir de yüzde yüz Türk sermayesi ile ülkemiz için kalıcı değerler yaratan bir firma olarak benimsediğimiz “önce kalite” anlayışımızla faaliyetlerimize büyük bir ivme kazandıracağız. En yeni teknolojiler kullanarak geliştirdiğimiz üstün nitelikli ürünlerimizi, kusursuz hizmet anlayışımızı, sağlık, emniyet, çevre değerlerimizi ve sosyal sorumluluk bilincimizi Batıçim’in gücüyle birleştirerek geleceğe sağlam adımlarla ilerleyeceğiz. Oluşturulan yeni yönetimimiz ile öncelikle Batıçim’in marka değerini artırmaya odaklanacağız. Batıçim’e bağlı çimento fabrikalarını üretim ve satış ölçeğinde daha ileri seviyelere taşımak için tüm gücümüzle çalışacağız. Kalite standartlarını yükseltemeye gayret göstereceğiz. Bölgeye sağladığı katma değerin artmasına katkıda bulunacağız. Aliağa’daki liman işletmesini geliştirerek Türkiye’nin uluslararası ticarete açılan en önemli kapılarından birisi haline dönüştürmek için çalışacağız.  “

 

 

Serkan Aydın: Çiftay’ın Köklü Tecrübesini İzmir’e Taşıyoruz

 

Basın toplantısına katılan Çiftay hissedarlarından Serkan Aydın ise, Çiftay İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş’nin maden, enerji ve turizm sektörlerinin köklü kuruluşlarından biri olduğunun altını çizdi. Batıçim ortaklığının, Çiftay’ın gücüne güç kattığını vurguladı:

 

“1963 yılında rahmetli babamız ve yol göstericimiz Ziya Aydın’ın girişimiyle ilk olarak madencilik sektöründe ticari faaliyetlerine başlayan Çiftay olarak o günlerden bu yana üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Batıçim yatırımı ile birlikte hem şirketimizin kurucusu hem de babamız olan Ziya Aydın’ın hayalini gerçekleştirmenin gururu ve onurunu yaşıyoruz. Geride bıraktığımız yarım asrı aşan sürede, sektörde öncü ve köklü kuruluşlar arasında yer alarak madenciliğin yanı sıra inşaat, enerji ve turizm sektörlerinde de büyümeye devam ettik. Edindiğimiz tecrübe ve yenilikçi yüzümüzle yer aldığımız sektörlerde en iyisi olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, yarattığımız 3 bine yakın istihdam ve sürdürülebilir üretimimizle ülkemiz ekonomisine nitelikli bir katma değer yaratıyoruz. Bu kapsamda yer aldığımız ulusal ve uluslararası projelerde en yeni teknolojileri faaliyetlerimize adapte ederek kendimizi sürekli yenilerken, yeni satın almalar ve iş birlikleriyle de iş hacmimizi giderek artırıyoruz. Türkiye’nin birçok ilinde yürüttüğümüz faaliyetlerimize İzmir ve Ege Bölgesi’ni de katarak faaliyet alanımızı daha da genişlettik. Maden, enerji ve turizm sektörlerindeki tecrübemizle ekonomideki konumumuzu yukarılara taşıma hedefimize daha da yaklaştık. Bugüne kadar edindiğimiz tecrübelerimiz, ekonomik gücümüz ve istihdam olanaklarımızla İzmir ve Ege Bölgesi’ne yeni katma değerler sağlamak ve bölgenin refahının yükselmesine katkıda bulunmak için çalışacağız. Çiftay olarak İzmir ve Ege bölgesine çok değer veriyor, yeni başarılar yeni hedefler için büyük heyecan duyuyoruz.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Garanti BBVA, BM Net-Sıfır Bankacılık Birliği’ne katılan Türkiye’deki ilk ve tek banka oldu.

Garanti BBVA, Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI) tarafından Nisan ayında lansmanı gerçekleştirilen Net-Sıfır Bankacılık Birliği'ne (Net Zero Banking Alliance- NZBA) katılarak Türkiye bankacılık sektöründe iklim değişikliğiyle mücadele taahhütleri doğrultusunda çok önemli bir adım attı. Sürdürülebilir finansı stratejik iş planının ana bileşenlerinden biri haline getiren Garanti BBVA, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için tüm finansal sistemin harekete geçirilmesini destekleyen NZBA’nın Türkiye’den ilk ve tek imzacısı oldu.

 

Bankacılık sektörünün iklim için seferber edilmesinde tarihi bir adım olan Birlik, bankaları net sıfır taahhüdü altında birleştiren en büyük küresel girişim olarak hayata geçti. NZBA, Kasım ayında gerçekleştirilecek 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP26*) öncesinde, Net Zero için Glasgow Financial Alliance’ın bir parçası olarak kuruldu. Bankacılık sektörü özelinde, BM tarafından kurulan Net-Sıfır Bankacılık Birliği, küresel bankacılık varlıklarının neredeyse dörtte birini (37 trilyon ABD dolarının üzerinde) temsil eden ve 2050’ye kadar borç verme ve yatırım portföylerini net sıfır emisyonla uyumlu hale getirmeyi taahhüt eden 27 ülkeden 53 bankayı bir araya getiriyor. Yakın vadeli eylemleri hesap verebilirlikle birleştiren bu iddialı taahhütler, bankaların sağlam, bilime dayalı yönergeler kullanarak 2030 veya daha yakın bir dönem için bir ara hedef belirlemesini de talep ediyor.

 

Garanti BBVA’nın Net-Sıfır Bankacılık Birliği’ne katılması hakkında bilgi veren Genel Müdür Recep Baştuğ, “Sürdürülebilir kalkınma, iklim değişikliği ve eşitsizliklerle mücadele için 15 yıldan fazla süredir inisiyatif alıyor, yenilikçi finansman modellerimizle ülkemize öncülük ediyoruz. İklim değişikliğiyle mücadele için özellikle geçtiğimiz yıldan bu yana çok önemli adımlar attık. 2020 başında Bilime Dayalı Hedefler metodolojisi kapsamında 1,5 derece hedefiyle uyumlu olarak mutlak emisyon azaltım hedefini açıklayan Türkiye'deki ilk banka olduk. Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarımızı 2025 yılına kadar 29, 2035 yılına kadar 71 azaltmayı taahhüt ettik. Yine 2020 yılında sadece hedefimizi duyurmakla kalmayarak faaliyetlerimiz kaynaklı emisyonlarımızı referans yıla göre 75 oranında azalttıktan sonra kalan emisyonlarımız için de karbon kredisi satın aldık. Böylece karbon nötr banka olarak, 2035 hedefimizi, 15 yıl önce gerçekleştirdik. Ayrıca 2021 yılında Türkiye’den kömür çıkış taahhüdü veren ilk banka olarak, kömür santralleri ve madenleriyle ilgili yeni yatırımları finanse etmeyeceğimizi beyan ettik.” dedi.

 

Recep Baştuğ sözlerini şöyle sürdürdü: “Biliyoruz ki, iklim değişikliği, uygarlığın her boyutunu etkileyecek düzeyde küresel bir tehdit olarak güncelliğini koruyor. Bu nedenle iklim değişikliğiyle mücadele için hedefimizi en yükseğe koyduk. Paris Anlaşması hedefleri doğrultusunda net sıfır banka olma yolunda küresel trendleri takip ederek sektörümüz adına çok daha büyük bir taahhütte bulunup Birleşmiş Milletler Net Sıfır Bankacılık Birliği’ne katıldık. 2018 yılında Birleşmiş Milletler Sorumlu Bankacılık Prensipleri'ni oluşturan kurucu üyeler arasında Türkiye’den tek banka olduk. Şimdi de Birleşmiş Milletler’in net sıfır geleceğe odaklanmış bankacılık birliğine katılarak iklim kriziyle mücadeledeki kararlılığımızı sürdürüyoruz. İklim krizine karşı sorumluluğunun farkında bir banka olarak, ülkemizi bu uluslararası platformda temsil etmekten mutluluk duyuyoruz. Bankaların iklim değişikliğine karşı mücadelede finansman sağlayan kurumlar olarak çok önemli bir rolü var. NZBA’nın oluşturulması da küresel çapta koordineli, hızlandırılmış eylem geliştirmeye yönelik tarihi bir adım olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda küresel bankacılık sektörünün en güçlü taahhüt grubu olarak bilinen NZBA’nın 54. üyesi olup ülkemizde bu taahhüdü veren ilk banka olmaktan ve portföyümüzü en geç 2050 yılına kadar net sıfır karbon yapma doğrultusunda stratejiler geliştirmek üzere harekete geçmekten gurur duyuyoruz. Sektörümüzde sürdürülebilirlik stratejileri kapsamında iklim değişikliğiyle mücadele eden tüm bankaları da Net-Sıfır Bankacılık Birliği’ne katılmaya davet ediyorum. Bu yolda birlikte yürüyerek dünyamız için fark yaratabileceğimize inanıyorum.”

 

Birleşmiş Milletler Net-Sıfır Bankacılık Birliği Hakkında

21 Nisan 2021'de 43 kurucu bankayla başlatılan Net-Sıfır Bankacılık Birliği (Net Zero Banking Alliance- NZBA), BM “Race to Net Zero” ve Net-Zero için Glasgow Mali İttifakı'nın bankacılık ayağı olarak hayata geçirildi. NZBA, BM Çevre Programı Finans Girişimi tarafından toplandı ve Galler Prensi'nin Sürdürülebilir Piyasalar Girişimi Mali Hizmetler Görev Gücü tarafından ortaklaşa başlatıldı.

NZBA üyesi bankalar;

– Portföylerini 2050 yılına kadar net sıfır emisyon yolu ile uyumlu hale getirmeyi,

– 2030'dan itibaren her 5 yılda bir belirlenecek ara hedeflerle 2030 ve 2050 emisyon hedefleri belirlemeyi,

– 2030 hedeflerini, bankanın en önemli etkiye sahip olabileceği karbon yoğun sektörlere odaklamayı,

– Karbon yoğun sektörlerin tümü veya çoğu için sektör düzeyinde hedefler belirlemeyi,

– Müşterilerinin geçiş süreçlerini ve karbondan arındırılma çalışmalarıyla net sıfır ekonomiye geçişi teşvik etmeyi,

– Yıllık bazda, emisyonları en iyi uygulamalara uygun olarak ve geçiş stratejisi ve iklimle ilgili sektörel politikalara karşı ilerlemeyi raporlamayı taahhüt ediyor.

 

COP26 Nedir?

26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) 1-12 Kasım tarihleri arasında İskoçya'nın en büyük şehri Glasgow'da yapılacak. COP, Türkçe'ye "Taraflar Konferansı" olarak çevrilen "Conference of the Parties" ifadesinin kısaltması olarak kullanılıyor. Her yıl düzenlenen zirve, 197 ülkeyi bir araya getirerek, iklim değişikliğinin ve ülkelerin bununla nasıl mücadele edeceğinin tartışıldığı bir platform yaratıyor. COP zirveleri, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) bünyesinde düzenleniyor. Küresel ısınmaya yönelik hükümetler arası ilk çevre sözleşmesi olan UNFCCC'nin yürürlüğe girdiği 21 Mart 1994'ten bu yana, COP zirveleri düzenleniyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı