Aylık arşivler: Eylül 2021

L’Oréal Türkiye CEO’su Laurent Duffier, Dubai merkezli L’Oréal Orta Doğu Bölgesi’nin CEO’su olarak atandı

Dünyanın lider güzellik şirketi L’Oréal Grup, Orta Doğu Bölgesi'ndeki Genel Müdürü’nü açıkladı. Laurent Duffier, Eylül ortasından itibaren Grup’un Körfez ülkelerindeki yönetimini üstlenecek.

 

L’Oréal Grup’ta üst düzey atama gerçekleşti. Laurent Duffier, L'Oréal Orta Doğu Bölgesi’nin yeni CEO'su olarak atandı. Bölge’nin merkezi olan Dubai’de görevini sürdürecek olan Laurent Duffier, bölgedeki 7 ülkede L’Oréal Grup’un tüm organizasyonuna liderlik edecek.

 

24 yıldır L’Oréal Grup bünyesinde çalışmalarını sürdüren Laurent Duffier, Nisan 2018’den bu yana L'Oréal Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapıyordu. Duffier’nin liderliğinde L’Oréal Türkiye, e-ticaret ve Dermo Kozmetik kanallarında önemli kilometre taşlarına imza attı ve aynı zamanda sürdürülebilirlik, dijital ve kadınların güçlendirilmesi alanlarında olumlu etki yaratan güçlü proje ve iş birlikleri gerçekleştirdi. 

 

Dubai’deki ilk deneyimini 2011'den 2015'e kadar Tüketici Ürünleri Divizyonu Genel Müdürü olarak gerçekleştiren Laurent Duffier, kariyer geçmişi ve güçlü endüstri uzmanlığı ile L'Oréal Grup'un Körfez Ülkeleri’ne dair gelecek hedefleri doğrultusunda ideal bir lider olarak öne çıktı. Laurent Duffier, tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerine olan duyarlılığı, farklı kanallarda, farklı ülkelerde ve kategorilerde güzellik konusundaki deneyimi, Grup’un markaları hakkındaki derin bilgisi ve ekipleri birleştirme ve etkileşim kurma becerisi ile L’Oréal Grup’un önemli bölgelerinden biri olan ve ekonomik büyüklüğü ile öne çıkan Körfez Bölgesi’ndeki tüm strateji ve operasyonlardan sorumlu olacak.

 

Laurent Duffier, Türkiye'deki deneyimi hakkında şunları söyledi: “Zorluklar ne olursa olsun, geçtiğimiz 3,5 yılda “Herkes İçin Güzellik” misyonumuzu Türkiye'ye getirme görevimizi yerine getirmekten çok büyük bir keyif aldım. Birlikte çalışma ayrılacalığına sahip olduğum son derece yetenekli ekiplere ve aynı zamanda tüm paydaşlarımıza, iş ortaklarımıza içtenlikle teşekkür ediyorum. Asla unutamayacağım harika bir deneyim oldu ve L'Oreal Türkiye ekiplerine önümüzdeki yıllar için en iyi dileklerimi sunuyorum çünkü bu muhteşem pazarın büyüme potansiyeli hala çok yüksek."

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Cyberwise ve Sakarya Üniversitesi’nden “Kritik Altyapıların Güvenliği” için Türkiye’de bir ilk

Türkiye’nin ilk siber güvenlik bütünleşmesiyle doğan Cyberwise, Endüstriyel Kontrol Sistemlerinde (EKS) Kritik Altyapıların güvenliği ile ilgili çalışmalarını derinleştiriyor. Cyberwise bu alandaki Ar-Ge faaliyetlerini, Türkiye’de ilk olarak Sakarya Üniversitesi’nde hayata geçirilen, “Kritik Altyapılar Ulusal Test Yatağı Merkezi”nde gerçekleştirecek.

 

Türkiye’nin ilk siber güvenlik bütünleşmesiyle doğan lider siber güvenlik şirketi Cyberwise, stratejik çalışma alanlarından olan Endüstriyel Kontrol Sistemlerinde Siber Güvenlik konusunda faaliyetlerini derinleştiriyor. Cyberwise; Türkiye’de ilk olan, Elektrik Enerjisi ve Su Şebeke Yönetimi gibi kritik altyapıların modellenmesi ve güvenliği ile ilgili koruyucu ve önleyici çözümlerin araştırılması ve geliştirilmesi için bir çalışma ortamı sunan Sakarya Üniversitesi ile iş birliği gerçekleştirdi. Cyberwise, yürütmekte olduğu ürün geliştirme ve Ar-Ge projeleri için Sakarya Üniversitesi’nde yer alan “Kritik Altyapılar Ulusal Test Yatağı Merkezi”ni kullanacak.

 

Deniz Çevik: “Kritik alt yapıları simülasyon yöntemiyle laboratuvar ortamında modellemek zor ve maliyetli bir süreç. Ulusal Test Yatağı Merkezi sektörümüz için çekim merkezi haline gelecek.”

Kritik Altyapılar Test Yatağı Merkezi’nde sektöre katma değer sağlayacak ürün geliştirme ve Ar-Ge çalışmalarıyla siber güvenlikte lider konumunu sağlamlaştıracaklarını ifade eden Cyberwise, Danışmanlık ve Ar-Ge Genel Müdür Yardımcısı Deniz Çevik iş birliği ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Ulusal test yatağını ülkemiz açısından çok önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriyoruz. Test yatağı, endüstriyel ortamlar için ofansif ve defansif ürünlerin geliştirilmesi, insan kaynağının bilgi yönünden zenginleştirilmesi, sektör ile ortak akademik çalışmaların gerçekleştirilmesi ve farklı siber güvenlik firmalarının ortak çıktılar üretebilmesi için kritik bir rol üstleniyor. Kritik alt yapıları simülasyon yöntemiyle laboratuvar ortamında modellemek zor ve maliyetli bir süreç. Bu anlamda, sektörde önemli bir ihtiyacı karşılayan Kritik Altyapılar Ulusal Test Yatağı Merkezi’nin siber güvenlik şirketleri için çekim merkezi haline geleceğinden eminim. Sakarya Üniversitesi ile yaptığımız bu iş birliği sayesinde Endüstriyel Kontrol Sistemlerinde Kritik Altyapıların Güvenliği alanında özel sektör-üniversite kapsamında ilk adımı atmaktan oldukça gururluyuz.”

 

Türkiye’de bir ilk ve dünyada da ender

Türkiye’de ilk kez Sakarya Üniversitesi’nde hayata geçirilen Ulusal Test Yatağı Merkezi’nin, dünyada Singapur, ABD, Hollanda gibi ülkelerde örnekleri bulunuyor. Test yatağını uluslararası benzerleri ile aynı seviyeye ulaştırmak için özel sektörün ilgisinin ve desteğinin son derece önemli olduğunun altını çizen Sakarya Üniversitesi CENTER Koordinatörü İbrahim Özçelik şunları söyledi: “Sakarya Üniversitesi 2014 yılından itibaren tematik bir çalışma alanı olarak belirlediği siber güvenlik konusunda çok boyutlu çalışmalar yürütmektedir. Savunma Sanayi Başkanlığı’nın desteği ve STM’nin iş birliği ile hayata geçirdiğimiz bu projede ülkemiz için önem arz eden iki farklı endüstriyel kritik altyapıyı modelledik. Test Yatağı’nı uluslararası benzerleri ile aynı seviyeye ulaştırmak ve ülkemizin siber güvenlik ekosistemine katma değer sağlamak için özel sektör-üniversite iş birlikleri son derece önemli. Türkiye’de ilk olan Kritik Altyapılar Ulusal Test Yatağı Merkezi’nde ilk iş birliğimizi Cyberwise ile gerçekleştirmekten oldukça gururlu ve heyecanlıyız.

 

Cyberwise; Ulusal Test Yatağı Merkezi’nde endüstriyel ve kritik altyapıların siber güvenliğini güçlendirmek amacıyla Ar-Ge çalışmalarının ürün haline getirilmesini ve erken seviye ürün testleri geliştirmeyi hedefliyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sosyal medyada hakaretli içerik paylaşanların başı dertte

Özellikle Facebook, Twitter, İnstagram gibi sosyal medya platformlarının etkisiyle günümüzde kişilerin özel hayatına müdahale edilmesinin oldukça kolay hale geldiğini belirten Avukat Kevser Yıldırım, “Sosyal medya ihlallerine hakaret, siber zorbalık, özel hayatın gizliğini ihlal, kişisel verilerin korunmasının ihlalleri gibi haller örnek verilebilir. Bir kişi, kişilik haklarına üçüncü kişi veya kişiler tarafından saldırı gerçekleştirildiğinde cezai ve hukuki kanuni yollara başvurabilir.” dedi

YILDIRIM, “HERKES HAKLARINI KANUN ÇERÇEVESİNDE ARAMALI”

Sosyal medyada mağdur olan ve haksız yere kendileriyle alakalı olumsuz paylaşım yapılan kişilerin kanuni haklarını araması gerektiğine de değinen Yıldırım sözlerine şöyle devam etti, “5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun internet ortamındaki yayınlarda kişilik haklarının korunması amacıyla 2007 yılında kabul edilmiş olup halen yürürlüktedir. Bu kanun kapsamında; kişi içeriğin yayından çıkarılmasını ve erişimin engellenmesini talep edebilir. İçeriğin yayından çıkarılması; öncelikle içerik sağlayıcıdan ya da yer sağlayıcıdan talep edilebilir. Erişimin engellenmesi ise; Sulh ceza hâkimliğinden talep edilebilmektedir. Buna göre; hâkimlik 24 saat içerisinde karar vermek zorundadır. Kararın kesinleşmesi ile hâkimlik bu kararı Erişim Sağlayıcı Birliğine göndererek, erişim sağlayıcın yayının en geç 14 saat içerisinde bu kararı yerine getirmesi gerekecektir. Ayrıca kişiler kişilik haklarının ihlali durumlarında TCK kapsamındaki suçlara ilişkin savcılığa şikâyette bulunabileceklerdir. Özel hukuktaki Koruma sisteminde açılabilecek davalar ise; son verme davası, saldırı tehlikesinin önlenmesi davası, tespit davasıdır.

Son verme davası; Son verme davası kişilik haklarına yapılan saldırının sonlanmadığı, devam ettiği durumlarda kişinin saldırının durdurulmasını talep ettiği davadır. Kişi bu durumda saldırıya son verilmesi için saldırıyı yapana bu davayı karşı açabilir. Saldırı Tehlikesinin Önlenmesi Davası ise; Henüz herhangi bir saldırı olmasa da yakın zamanda kişinin kişilik haklarının ihlal edileceğine veya mevcut saldırının devam edeceğinin belli olması ‘saldırı tehlikesinin önlenmesi’ davası açılabilir. Tespit Davasında ise; kişi durumun tespiti için dava açabilir ve kişiliğine karşı gerçekleştirilen eylemin hukuka aykırılığını tespit ettirebilir. Tespit davası kararının yayınlatılmasını da talep edebilir. Anayasa’nın 32. maddesinde Düzeltme ve Cevap Hakkı; temel hak ve hürriyetler arasında sayılmış ve kişilerin kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması halinde bu hakları kullanabileceği vurgulanmıştır. Cevap; kişilik hakkını ihlal niteliğindeki yayınların gerçek olmadığına dair açıklamalarken, düzeltme ise; yayındaki gerçek dışı unsurların düzeltilmesine dair açıklamalardır. Ayrıca kişi meydana gelen zarara göre maddi ve manevi tazminat talebinde de bulunabilecektir. Bazı durumlarda kişinin vekaletsiz iş görme davası açması da söz konusu olabilmektedir. Örneğin ünlü bir sanatçının fotoğrafının izinsiz yayınlanarak gelir elde edilmesi durumunda, bu şekilde elde edilen gelirin talep edilmesi söz konusu olacaktır.” dedi

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

On Binlerce Genç Kıza “Oyuna Devam” Desteği!

P&G’nin lider kadın bakım markası Orkid ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi iş birliği ile kız öğrencilerinin özgüvenli bir şekilde spora devam edebilmesi amacıyla hayata geçirdiği “Oyuna Devam” projesi başlıyor. 

Proje döneminde satın alınacak her bir Orkid paketi ile, Türkiye’nin farklı bölgelerinde 20 ilde sporla uğraşan on binlerce genç kıza ulaşılarak spor malzemesi desteği gerçekleştirilecek.

 

40 yılı aşkın süredir kadınların ve genç kızların özgüvenli şekilde hayatlarına devam etmelerini destekleyen Orkid’in, gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve beceriler kazanıyor. Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) iş birliği ile kız çocuklarının spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin sağlanması konusunda destek olacak. Proje ile on binlerce genç kıza ulaşılması hedefleniyor.

 

“Oyuna Devam” Edememek, Kızların Özgüvenlerini de Etkiliyor

Orkid’in İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların 77'si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Ergenlik döneminde spor yapan kadınlar, sporun fiziki zindeliklerine ek olarak, özgüven, zihinsel dayanıklılık ve takım çalışması becerilerini geliştirdiğini vurguluyor. Buna rağmen, okul ve sınavlara odaklanma ihtiyacı hissetmek, maddi zorluklar ve aile, arkadaşlarından yeterli desteği görememe gibi sebeplerle genç kızların 5’te 1’i hiç spor yapmıyor. 

 

Proje hakkında konuşan P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya CMO ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Onur Yaprak ‘’Kadınların ve genç kızların güçlenmesi ve daha özgüvenli olmasını destekleyen bir marka olarak, geçtiğimiz yıllarda başlattığımız ‘Okula Devam’ projemiz gibi eğitim hayatının yanı sıra spor hayatının da ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz. Sadece eğitim anlamında değil, sosyal ve çevresel anlamda da spor hayatının kesintisiz olabilmesi büyük önem taşıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; spor yapmak, kızların özgüven ve önemli yaşam becerileri kazanmalarına yardımcı oluyor. Genç kızlarımızı spora teşvik etmek için uzun süredir devam eden misyonumuzla, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) ile bir araya gelerek ‘Oyuna Devam’ kampanyamızla kız çocuklarının spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin sağlanması konusunda destek olacağız. Biz de genç kızların özgüvenli birer birey olarak yetişebilmeleri için hayata geçirdiğimiz Oyuna Devam projesi ile hem bu konuyla ilgili farkındalık yaratmak, hem de bağış kampanyamızla kızların spor hayatlarına devam edebilmelerine katkı sağlamayı hedefliyoruz” dedi.

 

TMOK Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener; “Yüz yılı aşkın geçmişimiz ile Türk sporunun en köklü paydaşlarından birisi olarak Türk sporunun gelişimi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Genç nesillerin erken yaşta spor kültürü edinmeleri; bedensel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimleri için spor yapmaya yönlendirilmeleri bilinciyle Orkid ile ‘’Oyuna Devam’’ projesi kapsamında bir araya geldik. Orkid’in genç kızların özgüvenli bireyler olarak hayatlarını sürdürebilmeleri hedefiyle ortaya koyduğu bu proje bizim için çok büyük önem taşıyor. Bu projeyle genç kızlarımıza oyuna devam edebilmeleri için gerekli spor malzemelerini ulaştıracak ve onların spor hayatlarından kopmamalarını sağlayacağız. İnanıyorum ki Oyuna Devam projesi ile toplumda spora olan farkındalığı arttırırken aynı zamanda genç kızlarımızın hayatlarında da olumlu izler bırakacağız” şeklinde konuştu. 

 

Orkid Spora Destekleriyle Genç Kızlara ‘’Oyuna Devam’’ Demeye Devam Ediyor

 

Türkiye A Milli Kadın Voleybol takımının Cesaret Sponsoru olan Orkid, geçtiğimiz dönemde spor ile uğraşan genç kızların yanında olmak adına yürüttüğü kampanya çerçevesinde Türkiye Voleybol Federasyonu’nun TVF Ankara Voleybol Lisesi’nde okuyan kız öğrencilere burs desteği sağlamıştı. Genç kızlara gösterdiği desteği her alanda devam ettiren Orkid, bu kez ‘’Oyuna Devam’’ kampanyasıyla Türkiye’nin dört bir yanında on binlerce genç kıza ulaşmayı hedefliyor. Marka genç kızları sporla tanıştırmak ve yetişmek amacı ile çalışmalarını sürdürüyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Enkoprezis genellikle 5 yaşındaki erkek çocuklarında görülüyor

Sfinkter kasının tamamlanması gereken yaşa ulaşmasına rağmen bir çocuğun istemli veya istemsiz olarak uygunsuz yerlere dışkılaması durumu, ‘enkoprezis’ rahatsızlığı olarak tanımlanıyor. Enkoprezisin toplumda genellikle 5 yaşına gelmiş çocuklarda yüzde 1 oranında ve daha çok erkek çocuklarında görüldüğünü belirten uzmanlar, ebeveynler tarafından durumun ciddiyeti dikkate alınmadığında çocukla aralarındaki iletişim probleminin derinleştiğini ifade ediyor. Uzmanlar, depresyon ve dikkat eksikliği hiperaktivitesi gibi nörogelişimsel bozukluklarda enkoprezisin daha sık görülebildiğine dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, çocuklarda görülen enkoprezis rahatsızlığı ve tedavi sürecine ilişkin bilgi verdi.

Beş yaşına gelmiş çocuklarda görülüyor

Enkoprezis’in sfinkter kasının tamamlanması gereken yaşa ulaşmasına rağmen bir çocuğun istemli veya istemsiz olarak uygunsuz yerlere dışkılaması durumu olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Toplumda genel olarak beş yaşına gelmiş çocuklarda 1 oranında ve genel olarak erkek çocuklarında görülmektedir. İki tip enkoprezisten bahsedebiliriz; Konstipasyon yani kabızlıkla giden ve kabızlık olmadan gidendir. Kabızlıkla giden durumlarda, kabızlığın derinleşmesi ile birlikte sıvı haline gelen dışkının taşma şeklinde dışarı çıkmasıyla meydana geliyor. Enkoprezis eğer kabızlıkla devam ediyorsa, ilerleyen süreçte çocukta travma görülebiliyor. Bu da kaygı bozukluğuna sebep olabiliyor. Bu durumda tedavi yöntemi olarak beslenme değişikliğine gidilerek ya da fizyolojik tedavi uygulanarak kabızlığın giderilmesi gerekiyor.” dedi.

Ebeveynlerin tutumu iletişim problemini derinleştiriyor

Eğer kabızlık olmadan gidiyor ise bir inatlaşma durumunun varlığından söz eden Kilit, “Çocuğun anne ve babayla bir iletişim probleminden ve ebeveynlere karşı üstünlük sağlamaya çalışma durumundan bahsedilebilir. Anne-baba bu durumu bir rahatsızlık olarak görmediği ve durumun ciddiyetini dikkate almadığı için iletişim problemleri derinleşiyor. Hiçbir zekâ problemi olmayan çocuğun, ileri yaşlarda bu problemi devam edebilir.” ifadelerini kullandı. 

Nörogelişimsel bozukluklarda daha sık görülebiliyor

Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, enkoprezis teşhisi konulabilmesi için çocuğun sfinkter kontrolünün sağlandığı 4 yaşın üzerinde olması ile birlikte rahatsızlığın en az 3 ay boyunca ayda bir kez olması gerektiğini söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı: 

“Depresyon ve dikkat eksikliği hiperaktivitesi gibi nörogelişimsel bozukluklarda enkoprezis daha sık görülebiliyor. Kabızlık olmadan giden durumda iletişimin oldukça önemli olduğunu vurgulamakta fayda var. Ebeveynin aşırı ısrarcı durumu daha travmatik sorunlara yol açabilliyor. Bu yüzden bir uzmandan yardım alınması gerekiyor.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Şehirde özlediğin müzikle yıldız yağmuru başlıyor: Levent Yüksel, Hakan Altun, Gülşen ve çok daha fazlası

Sana göre konserlerin ev sahibi Jolly Joker, şehirde müzikal yolculuğuna devam ediyor. Jolly Joker Vadistanbul ve Jolly Joker Kartal İst-Marina sezonu 3 Eylül akşamı  özlediğiniz konserlerle açıyor.

 

“SANA GÖRE” KONSER ÖZLEDİĞİN SAHNEDE!

 

2008 yılında İstanbul’da müzikal yolculuğuna başlayan canlı müziğin popüler adresi Jolly Joker, geçen yıllar içinde 10 şehirde 12 mekanla büyük bir aileye dönüştü. Farklı türlerin sevilen isimlerini sahnesinde ağırlayıp canlı konser deneyimini misafirlerine üst düzeyde yaşattı.

 

Jolly Joker, Eylül’ün ilk haftasıyla birlikte yeni kimliğiyle şehrin müziğini özlenen sahnesinde ağırlayacak. ‘Sana Göre’ olan müziği bilen, ‘Moduna Göre’ olan müziğe programlarında yer veren Jolly Joker, sahnesini müzikal çeşitliliğe açarak bu alandaki öncü kimliğini de koruyor.

 

Jolly Joker Genel Müdürü Can Aydoğdu, “başarılı bir yaz sezonunun ardından 2008 yılında müzikal yolculuğumuza başladığımız yere, şehre yepyeni bir kimlik ve söylemle dönmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Canlı müziğin adresi olmanın verdiği sorumlulukla sahnemizi yine müzikal çeşitliliğe açarak bu alandaki öncü kimliğimizi koruyacağız. Farklı türlerin popüler isimlerine çatımız altında yer vermeye devam edeceğiz. Moduna, kafana, sana göre konserler yine Jolly Joker sahnelerinde gerçekleşecek” dedi.

 

FARKLI TÜRLERİ MÜZİKSEVERLERLE BULUŞTURMAYA DEVAM EDİYOR 

 

Jolly Joker Vadistanbul’da, 3 Eylül Cuma Levent Yüksel, 4 Eylül Cumartesi Hakan Altun, 10 Eylül Cuma Merve Özbey, 17 Eylül Cuma Koray Avcı, 18 Eylül Hakan Altun, 24 Eylül Serkan Kaya, 25 Eylül Gülşen konserleri gerçekleşecek.

 

Jolly Joker Kartal İst-Marina programında ise 3 Eylül Koray Avcı, 4 Eylül Emir Can İğrek, 8 Eylül Merve Özbey, 10 Eylül Hakan Altun, 11 Eylül Büyük Ev Ablukada – Fırtınayt, 17 Eylül Serkan Kaya, 24 Eylül Gülşen, 25 Eylül Ayta Sözeri performansları olacak. 

 

Tüm konserlerin biletleri Jolly Joker gişesi ve Biletix’te 

 

 

Jolly Joker Vadistanbul Eylül Programı

 

 

3 Eylül Cuma 21:00 Levent Yüksel 

 

4 Eylül Cumartesi 21:00 Hakan Altun

 

10 Eylül Cuma 21:00 Merve Özbey

 

17 Eylül Cuma 21:00 Koray Avcı

 

18 Eylül Cumartesi 21:00 Hakan Altun

 

24 Eylül Cuma 21:00 Serkan Kaya

 

25 Eylül Cumartesi 21:00 Gülşen

 

 

Jolly Joker Kartal İst-Marina Eylül Programı

 

3 Eylül Cuma 21:00 Koray Avcı

 

4 Eylül Cumartesi 21:00 Emir Can İğrek

 

8 Eylül Çarşamba 21:00 Merve Özbey

 

10 Eylül Cuma 21:00 Hakan Altun

 

11 Eylül Cumartesi 21:00 Büyük Ev Ablukada – Fırtınayt

 

17 Eylül Cuma 21:00 Serkan Kaya

 

24 Eylül Cuma 21:00 Gülşen

 

25 Eylül Cumartesi 21:00 Ayta Sözeri 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Engelsiz Filmler Festivali’nden renkli seçki: Kaleydoskop

11-17 Ekim 2021 tarihleri arasında dokuzuncu kez düzenlenecek olan Engelsiz Filmler Festivali dünyanın farklı coğrafya ve kültürlerinden hikayeleri Kaleydoskop seçkisiyle sinemaseverlerle buluşturuyor. Hakim bakış açısını sorgulayıp farklı bakış açıları sunan renkli seçki alternatif bir sinema deneyimi vadediyor.

 

Calamity Jane nasıl Calamity Jane oldu? 

El çizimi bir animasyon olan, biyografi türündeki Calamity: Martha Jane Cannary’nin Çocukluğu (Calamity, a Childhood of Martha Jane Cannary) babası ciddi bir kazada yaralandıktan sonra, kardeşlerinin sorumluluğunu üstlenen ve aile arabasını sürmek ve atlara bakmak zorunda kalan Martha Jane’in vahşi doğada özgürlüğü, kendini ve onu şekillendiren dünyayı keşfini ve Calamity Jane efsanesinin ortaya çıkışını anlatıyor.  2020 yılında Annecy Uluslararası Animasyon Film Festivali’nin en prestijli ödülü, Kristal Ödül‘ün sahibi olan film Türkiye’deki İlk gösterimini Engelsiz Filmler Festivali’nde yapıyor.

 

“Ben engelli değilim. Körüm ve yapabiliyorum.”

Seçkinin bir diğer filmi ise görme engeli tırmanışçı Jesse Dufton’ın İskoçya’daki ikonik Hoy’un Yaşlı Adamı kayalığına tırmanma öyküsünü aktarırken seyircilerin nefeslerini kesecek, ilham verici Kör Tırmanış (Climbing Blind) olacak. Doğduğunda yalnızca 20 gören ve kendisine nadir görülen bir göz hastalığı teşhisi konan, gitgide azalan görme kaybına rağmen tırmanma macerasına devam eden azim dolu bir karakter olan Dufton’ı izleyiciyle tanıştıracak ödüllü filmin Türkiye’deki ilk gösterimi Engelsiz Filmler Festivali’nde olacak.

 

Tüm Gösterimler Ücretsiz 

Puruli Kültür Sanat tarafından düzenlenen Engelsiz Filmler Festivali her sene olduğu gibi bu sene de tüm gösterimlerini ücretsiz olarak seyircilere sunuyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bursa’da da müziğin sesi +1 artacak

+1 ve Bursa Nilüfer Belediyesi iş birliği ile hazırlanan Nilüfer +1 Güz Konserleri, müzikseverleri Balat Atatürk Kent Ormanı’nda buluşturmaya hazırlanıyor.

Balat Atatürk Kent Ormanı’nda gerçekleşecek Nilüfer +1 Güz Konserleri açılışı Kalben ile yaparken konser serisi ikinci gününde de Göksel Nilüfer +1 Sahnesi’nde sevenleri ile buluşacakİlerleyen günlerde ise Bülent Ortaçgil, Evdeki Saat, Ceza, Gaye Su Akyol, Yüzyüzeyken Konuşuruz ve Bulutsuzluk Özlemi sahne alacak.

Nilüfer +1 Güz Konserleri açılışı, yeni nesil müzik ekolünün ülkemizdeki en önemli temsilcilerinden biri haline gelen Kalben ile 4 Eylül Cumartesi günü yapacak. Ardından 5 Eylül Pazar günü, ilk albümünde yer alan "Sabır" şarkısı ile büyük ses getiren ve yıllar içinde “Depresyondayım”, “Bende Bi’ Aşk Var”, “Acıyor” gibi hafızalara kazınan şarkılara imza atan Göksel, Nilüfer +1 Sahnesi'nde sevenleri ile bir araya gelecek. Konser serisinin üçüncü konseri 15 Eylül Çarşamba günü gerçekleşecek ve sahnede büyüleyici şarkılarıyla Türk popüler müziğinde kendine has bir yeri olan Bülent Ortaçgil olacak. 

Konserler son hızıyla devam ederken, son dönemde “Uzunlar” parçasıyla büyük bir çıkış yakalayan alternatif müzik grubu Evdeki Saat, 18 Eylül Cumartesi günü Nilüfer +1 Fest Sahnesi’nde olacak. Ardından “Holocaust”, “Suspus”, “Yerli Plaka” ve “Med Cezir” gibi parçalarıyla tüm Rap müzik tutkunlarını kendine hayran bırakan Ceza, 19 Eylül Pazar günü, Nilüfer +1 Sahnesi’nde Rap müzik rüzgarları estirecek. 

22 Eylül Çarşamba günü ise, kendine özgü yorumlarıyla psychedelic rock’ı yeniden canlandırarak geniş bir hayran kitlesi kazanan Gaye Su Akyol, Nilüfer +1 Fest Sahnesi’nde müzikseverler ile buluşacak. 25 Eylül Cumartesi günü “Sen Varsın Diye” parçasıyla da adından sıkça söz edilen Yüzyüzeyken Konuşuruz sahne alırken, 26 Eylül Pazar günü ilk Türkçe sözlü alternatif rock grubu olan ve Türkiye'nin önde gelen rock grupları arasında yer alan Bulutsuzluk Özlemi ile kapanış yapılacak.

+1 ve Bursa Nilüfer Belediyesi iş birliği ile hazırlanan Nilüfer +1 Güz Konserleri kapı açılış saati 16.00, konser başlangıç saatleri ise 20.30. artifestival.com ‘da satışa sunulan tam bilet 40 TL, indirimli bilet ise 30TL. 

Müziğe Bursa’da +1 demek için Balat Atatürk Kent Ormanı’na davetlisiniz!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Niloya’nın Hikayeleri Artık Sesli Kitapta

Çocukların minik dostu Niloya’nın 36 kitaptan oluşan serisi, Storytel’de hayranları ile buluşuyor. Seyahatte, evde ya da kısacası her yerde, her anınıza eşlik edebilecek. Niloya’nın birbirinden renkli ve eğlenceli dünyasından oluşan hikayeler, çocukları masal tadında bir yolculuğa çıkarıyor.

 

Sesli kitapların günlük hayatımıza etkisi gün geçtikçe artıyor. Kitap dinlerken birçok işi bir arada yaparken günlük aktivitelerimizi de bir araya getirdiğimiz Storytel ile çocukların sevdiği çizgi filmlerin, kitaplarına da ulaşmak mümkün hale geliyor. Bu kapsamda sevilen çizgi film karakteri Niloya’nın 3-6 yaş arası çocuklar için hazırlanan 36 fark hikayeden oluşan serisi, Storytel’de yerini aldı. Her gün yeni bir macerayla karşımıza çıkarak hayatı öğreten soruları ile çocuk gelişimine önemli katkıda bulunan Niloya’nın hikayelerini, minik okurlar istedikleri yerden her an dinleyebilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Başarılarını dünyaya tanıtmak isteyen Birleşik Krallık mezunları için Study UK Mezun Ödülleri’ne yeni kategorilerle başvurular başladı

Study UK Mezun Ödülleri'ne ‘Bilim ve Sürdürülebilirlik’, ‘Sanat ve Kültür’, ‘Sosyal Eylem’ ve ‘İş ve Girişimcilik’ kategorilerinde başvurular, 29 Ekim tarihine kadar British Council Türkiye web sitesinden gerçekleştirilebiliyor. Kazananlar, 1500 Sterlin’lik ödülün de sahibi oluyor.

 

 

British Council, Birleşik Krallık’ta yükseköğrenim görmüş mezunların seçtikleri alandaki fark yaratan başarılarını, Study UK Mezun Ödülleri ile kutluyor. Geçen senelerden farklı olarak ‘Bilim ve Sürdürülebilirlik’, ‘Sanat ve Kültür’, ‘Sosyal Eylem’ ve ‘İş ve Girişimcilik’ kategorilerini içeren yarışmaya başvurular, 29 Ekim tarihine kadar British Council Türkiye web sitesinden gerçekleştirilebiliyor. Kazananlar, profesyonel gelişimleri için kullanabilecekleri 1500 Sterlin’lik ödülün de sahibi oluyor.

 

Birleşik Krallık'ta dünya standartlarında öğrenim gören öğrencilerin aldığı eğitim, yaşamları boyunca onlara birçok avantaj sağlıyor.  British Council tarafından düzenlenen Study UK Mezun Ödülleri, Birleşik Krallık yüksek eğitim kurumlarından mezun kişilerin, seçtikleri alanda ulaştıkları başarıları ve Birleşik Krallık'ta gördükleri eğitimin bu başarıyı nasıl etkilediğini göstermek amacıyla hayata geçiriliyor.

 

Birleşik Krallık mezunlarının dünya çapında fark yaratan başarılarının kutladığı prestijli Study UK Mezun Ödülleri’ne başvurular, Eylül ayı itibariyle başladı. Birleşik Krallık mezunlarının başarı hikayelerini öne çıkarmayı ve kutlamayı amaçlayan Study UK Mezun Ödülleri, Türkiye’de yaşayan tüm Birleşik Krallık mezunların başvurularına açık. Başvurular, British Council Türkiye web sitesi üzerinden kabul ediliyor.

 

Birleşik Krallık üniversitelerinden mezunların aday olabileceği ve geçen senelerden farklı olarak ‘Bilim ve Sürdürülebilirlik’, ‘Sanat ve Kültür’, ‘Sosyal Eylem’ ve ‘İş ve Girişimcilik’ alanlarında dört kategoriden oluşan yarışmanın başvuruları, 29 Ekim Cuma günü sona eriyor. 

Yarışmaya, Birleşik Krallık dışında yaşayan ve son 15 yıl içinde en az bir dönem lisans veya lisansüstü eğitimlerini Birleşik Krallık’ta veya Birleşik Krallık eğitim kurumunun başka bir ülkede yürüttüğü programı tamamlamış olan mezunlar başvurabiliyor. Türkiye’den başvuran adaylar, aynı zamanda global Mezun Ödülleri için de değerlendirmeye alınıyor ve başarılarını tüm dünya ile paylaşma şansı elde ediyor. 

 

Kasım 2021’de finalistlerin belirlenmesinin ardından, kazananlar Mart ayında açıklanıyor. Kazananlara, global basın ve dijital yayın yoluyla uluslararası bilinirliğini artırma, profesyonel ağlar ve iş bağlantıları oluşturma şansı sunan yarışma aynı zamanda profesyonel gelişim için kullanılabilecek 1500 Sterlin fon fırsatı da sağlıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı