Aylık arşivler: Ekim 2021

Cumhuriyet’in 98’inci yılı Galataport İstanbul’da coşkuyla kutlandı

Galataport İstanbul, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı Cumhurbaşkanlığı 2. Uluslararası Yat Yarışları ve Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası konseri ile kutladı. Hafta sonu boyunca düzenlenen keyifli etkinliklerle Galataport İstanbul, İstanbullulara ve şehrin tüm ziyaretçilerine Cumhuriyet Bayramı coşkusunu yaşattı. 

 

ŞEHRİN tarihi limanını dünya standartlarında bir kruvaziyer limanına, yeni bir destinasyona, kültür sanat alanındaki yeni buluşma noktasına dönüştüren Galataport İstanbul, etkinliklerle dolu bir hafta sonuyla misafirlerini ağırlama devam ediyor. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na özel kutlamalarla başlayan coşku, hafta sonu boyunca kültür sanat etkinlikleriyle devam edecek. 

İstanbul’un tarihi limanını yeniden canlandıran Galataport İstanbul, 200 yıl sonra yeniden açılan rıhtımında Cumhuriyetimizin 98’inci yılı kutlamalarına Cumhurbaşkanlığı 2. Uluslararası Yat Yarışları’na ev sahipliği yaparak başladı. Yarışlarda bugün ev sahibi Galataport İstanbul’a özel kapıların da olduğu nefes kesen bir parkur gerçekleşti. 

Parkurun Galataport İstanbul kapılarında teknelerin heyecanlı yarışı 

Bugün Dolmabahçe önlerinde Atatürk ve silah arkadaşları onuruna saygı duruşu ile başlayan Dolmabahçe-Anadolu Hisarı arasındaki parkurda ev sahibi Galataport İstanbul’un adıyla iki dönüş kapısı vardı. Paket Postanesi ve Rıhtım Meydanı önünde konumlanan Galataport İstanbul Kapıları’nda zorlu dönüşler yapan tekneler, yarışı yerinde ve ekranda izleyen sporseverlere heyecan dolu saatler yaşattı. Cumhurbaşkanlığı Yat Yarışları’nın Medya Sponsoru NTV, yarış boyunca canlı yayın yaparak Galataport İstanbul’u ve muhteşem tarihi yarımada manzarasını dün dünyaya ulaştırdı. 

Galataport İstanbul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Tavas, Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları’na verdikleri desteği önümüzdeki yıllarda da sürdüreceklerini belirtti: “İlklerin projesi, şehrin tarihi limanını canlandıran Galataport İstanbul’da, Cumhuriyet Bayramı coşkusunu ikinci kez Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları’yla kutlamaktan büyük gurur duyuyoruz. Geçen yıldan farklı olarak bu yıl ilk defa 200 yıl sonra erişime açılan sahil şeridimizde, meydanlarımızda ve sokaklarımızda tüm İstanbullular ve şehrin ziyaretçileri ile bu görsel şölene tanıklık ettik. Yarışta adımıza düzenlenen Galataport İstanbul kapıları, sahamızın Paket Postanesi ve Rıhtım Meydanı arasında kalan bölümünde seyircilere eşsiz bir keyif imkanı tanıdı. İstanbul’un ve Boğaz’ın eşsizliğini gözler önüne seren, ülkemizin yurt dışı tanıtımında önemli bir rol oynayan Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları ev sahipliğimizi önümüzdeki yıllarda da sürdüreceğiz.”

Cumhurbaşkanlığı Yat Yarışları ülkemizde yelken sporunun gelişimi için çok değerli

Doğuş Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nafiz Karadere, Cumhurbaşkanlığı Yat Yarışları’nın yelken sporunun ülkemizdeki gelişimine katkısını vurguladı: “2016 yılından bu yana devam eden Fenerbahçe Doğuş Yelken Şubesi ana sponsorluğumuz en uzun soluklu spor yatırımlarımızdan biri. Sponsorluk modelimiz Türkiye’de amatör branşlarda kapsamı ve uzun soluklu olması açısından da ilk olma özelliğine sahip. Türk yelkenciliğini ve yelken sporcularını uluslararası başarılara hazırlamak amacıyla desteklediğimiz Fenerbahçe Doğuş Yelken Şubesi sporcularımızdan ülkemizi olimpiyatlarda dördüncü kez temsil eden Ateş ve Deniz Çınar kardeşlerle üçüncü kez temsil eden Alican Kaynar, bu yıl Tokyo’da düzenlenen olimpiyatlardan önemli başarılarla döndüler. Türk yelken tarihinde bir ilke imza atarak olimpiyatları ilk onda tamamlayan sporcularımızı Doğuş Grubu olarak Fenerbahçe Doğuş Yelken Şubesi’ndeki yarışlar öncesinde ve sırasında desteklemenin gururunu yaşadık. Ülkemizde yelken sporunun gelişimine katkı sağlaması açısından çok değerli bulduğum ve cumhuriyet coşkusunu en iyi yansıtan organizasyonlardan biri olan Cumhurbaşkanlığı Yat Yarışlarına geçtiğimiz yıldan bu yana Galataport İstanbul’un yanı sıra Doğuş Yayın Grubu olarak da medya desteği veriyoruz. Grubumuzun sürdürülebilirlik vizyonuyla da örtüşen yelken alanındaki bu önemli etkinliğin destekçisi olmaktan son derece mutluyuz.”

“Kültürlerin buluştuğu noktada, eşsiz bir yarış”

Cumhurbaşkanlığı 2.Uluslararası Yat Yarışları İstanbul etabı hakkında bilgi veren İstanbul Açıkdeniz Yat Yarış Kulübü Başkanı Ekrem Yemlihaoğlu yarışla ilgili şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanlığı 2. Uluslararası Yat Yarışları Muğla etabının ardından 2. etabımız iki kıtanın buluştuğu İstanbul’da gerçekleşti. Bir tarafı Asya, bir tarafı Avrupa olan bu eşsiz lokasyonda yarış düzenlemek bizim için hem gurur hem de heyecan vericiydi. İstanbul’un binlerce yıllık tarihini, dinlerin, kültürlerin buluştuğu kesiştiği bir noktada uluslararası katılımlı bir organizasyon düzenlemenin eşsiz bir değeri olduğuna inanıyoruzGalataport İstanbul kapılarının da olduğu parkurda kıyasıya bir mücadele yaşandı. İzlemeye gelenler kadar ekran karşısında milyonlarca kişinin yarışlardan büyük keyif aldığına inanıyoruz.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sanko Holding 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı Gaziantep’te Tarih Ve Sanat Dolu Özel Bir Etkimlikle Kutladı

SANKO Holding, Cumhuriyet değerlerini yaşatarak gelecek nesillere taşımak amacıyla Cumhuriyetin 98’inci yılını özel bir etkinlikle kutladı.

 

SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, “Cumhuriyet bizim vazgeçilmezimiz. Şanlı bayrağımıza sahip çıktığımız sürece hiç kimse ne ülkemize zarar verebilir ne de bizi dünya ülkelerinden geride bırakabilir” dedi.

 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı SANKO Holding Özel Etkinliği, başarılı sunucu Pelin Çift’in, Prof. Dr. Tufan Gündüz ve SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ile gerçekleştirdiği 'Cumhuriyet Dönemi Hikayeleri' sohbeti ile izleyenleri geçmiş zamanda yolculuğa çıkardı.

 

Gaziantep’teki tarihi Emine Hanım Konağı'nda gerçekleştirilen ve SANKO Holding kurumsal Youtube hesabından canlı yayınlanan programa; SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ile eşi Jülide Konukoğlu, SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bayram, SANKO Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yiğitcan Konukoğlu, SANKO Üniversitesi Genel Sekreteri Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayşen Bayram, Süper Film Ambalaj Genel Müdürü Fahri Özer, SANKO Üniversitesi Hastanesi Genel Müdürü Dr. Sermet Kileci,  SANKO Okulları Genel Müdürü Fırat Mümtaz Asyalı, Gaziantep Ytong Genel Müdürü Cengizhan Açık ve SANKO yöneticileri katıldı.

 

“Cumhuriyet bizim vazgeçilmezimiz” diyerek sözlerine başlayan Adil Sani Konukoğlu, “Mustafa Kemal Atatürk 98 yıl önce bugün, ‘Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz’. dedi. O gün bugündür, yarınlar ilelebet bizim, ülkemizin ve gençlerimizin… Bundan sonra cumhuriyet gençlere emanet. Bizim başaramadıklarımızı onlar başaracaklar ve şanlı bayrağımızı bütün nesillerimiz boyunca dalgalandıracağız” ifadelerini kullandı.

ŞANLI BAYRAĞIMIZ NESİLLER BOYUNCA GÖKYÜZÜNDE DALGALANSIN

SANKO Grubu çalışanlarının bayrağına ve ülkesine her zaman sahip çıktığını vurgulayan Konukoğlu, “Şanlı bayrağımıza sahip çıktığımız müddetçe hiç kimse ne ülkemize zarar verebilir ne de bizi dünya ülkelerinden geri bırakabilir. SANKO Ailesi olarak çalışmaktan, üretmekten, paylaşmaktan ve mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

 

Gaziantep’in tarihi önemini vurgulayan Konukoğlu, İstiklal Mücadelesi’nde Gaziantep’in 6 bin 317 şehit verdiğini anımsatarak şunları kaydetti: 

 

Gazi Şehrimizin kurtuluş mücadelesindeki rolü çok büyük. Mustafa Kemal Atatürk’ün Gaziantep’in nüfusuna kayıtlı olması da bunun bir göstergesi. İki gazinin bu şehirde buluşması bizim için büyük bir gurur. O dönemde atalarımız acı zerdali çekirdeğinin ekmeğiyle hayatta kalıp bu toprakları savundular. Yokluktan bu yerlere geldik. Gaziantep, o yokluk mücadelesi içinden sanayiye yatırım yapan ve şu anda 10 milyar dolar ihracat gerçekleştiren bir şehir. Gençlerimize bunları daha iyi anlatmamız gerekiyor.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi bir lidere sahip olmak her ülkeye, her millete nasip olmaz. Yüce Rabbim Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hem Türklüğü hem de Türkiye’yi kurtarmayı nasip etti. Bu topraklarda rahat yaşayabiliyorsak bunu kahraman şehitlerimize ve bütün dünyaya meydan okuyarak Cumhuriyetimizi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.

 

Türk gençliğinin ülkesine ve bayrağına sahip çıkarak Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatacağını dile getiren Konukoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

 

“Atalarımızdan aldığımız emaneti bizler buraya kadar getirdik. Bu emanet gençlerimize ait. Bizim başaramadıklarımızı kendilerinin başaracaklarına yürekten inanıyorum. Gençlerimizin gözündeki ışıltıyı görüyoruz. Şanlı bayrağımızı gönderden düşürmeden vatan topraklarına sahip çıkacaklarına inancımız tam.

 

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 98’inci yılına ulaşmanın heyecanını yaşarken başta Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatan ve bayrak uğruna canlarını feda eden tüm kahramanlarımızı rahmet, minnet saygıyla anıyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutluyorum.”  

 

Konukoğlu’nun sözlerini tamamlaması üzerine Tiyatro oyuncusu Nermin Yılmaz’ın, Kurtuluş Savaşı döneminde Şehit Kamil’in annesini canlandırdığı canlı tiyatro performansı izleyicilere duygusal anlar yaşattı.

 

GENÇLERİMİZ VATANINI, MİLLETİNİ VE ÜLKESİNİ ÇOK SEVSİNLER

Prof. Dr. Tufan Gündüz ise konuşmasında, Cumhuriyet’in kurulduğu 1923’te Türkiye’nin nüfusunun 11 buçuk milyon olduğunu anımsatarak, o dönemde tarım sahasında çalışacak insan gücünün de olmadığını söyledi. 

 

Cumhuriyetin ilk yıllarında sağlıktan- eğitime, tarımdan- sanayiye birçok alanda yokluk yaşandığına değinen Prof. Dr. Gündüz, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“1980’lere kadar ülkenin yüzde 60’ı köylerdeydi. Cumhuriyetin ilk yıllarında bu oran daha yüksekti. 13 milyon nüfusumuzun 10 milyonu köylerde yaşıyordu. Yokluktan varlığa geçişte muazzam bir sanayi hamlesi var. Yeter ki bir yerde üretim olsun devlet canla başla onların önünü açmaya çalışıyor.

 

Ülke olarak çok büyük bir cendereden geçtik ve bir ülke, bir millet ürettik. Bir devlet kurmak, Cumhuriyeti ilan etmek kolay değil. 98 yıldır cumhuriyeti ilan ediyoruz. Her yıl yeniden doğuyoruz. Cumhuriyeti inşa ederken elimizin altında her şey yoktu.” 

 

Vatanı ve Türklüğü temsil eden Cumhuriyet sevgisinin ihmal edilmemesi gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Gündüz, “Gençlerimiz vatanını, milletini ve ülkesini çok sevsinler. Ülkenin sokakta bulunmadığını bilsinler. Cumhuriyet de sokakta bulunmadı. Dişimizle tırnağımızla buraya kadar geldik ve dişimizle tırnağımızla sahip çıkalım. Cumhuriyetimizin 98. yıl dönümünü kutluyor, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu toprakları bizlere vatan kılan tüm kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum” diyerek sözlerini tamamladı. 

 

Pelin Çift de yaptığı konuşmada, Cumhuriyet’in canla başla kazanılan muazzam bir zafer olduğunu belirterek “Cumhuriyetimizin 98. yıl dönümünde böylesi anlamlı bir etkinliğe vesile olan SANKO Ailesi’ne teşekkür ediyorum” dedi.

 

Programın ardından, dünyaca ünlü piyanist ve besteci Tuluyhan Uğurlu, tarihi Emine Hanım Konağı’nın etkileyici ambiyansında 'Cumhuriyet Piyano Resitali' sunarken, Uğurlu’ya “Cumhuriyet Güneşi” eserini çalarken SANKO Okulları öğrencileri okul korosu da eşlik etti. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Norm Holding Sektöründe Avrupa’da İlk 3’ü Hedefliyor

Türkiye’de somun ve cıvata başta olmak üzere bağlantı elemanları üretiminde lider, dünyada da sayılı üreticiler arasında yer alan Norm Holding, 2025 yılında Avrupa’da ilk 3 üretici arasında olmayı hedefliyor. Bugün 35’den fazla ülkeye ihracat yapan Norm Holding, 5'i yurt dışında olmak üzere toplam 21 şirket ve 17 üretim tesisi ile ekonomiye büyük katma değer sağlıyor. 

 

Bağlantı elemanlarından bilgi teknolojilerine kadar pek çok farklı alanda faaliyet gösteren ve 3250 çalışanı olan Norm Holding, İzmir ve Salihli'deki üretim tesislerinde 160 bin tonluk yıllık üretim kapasitesi ile otomotivde 13 ana markaya ve 250 yan sanayi şirketine hizmet veriyor. Temellerini 1973 yılında atmış olan Norm, gelirinin yüzde 50'sini ihracattan sağlarken kapasite artışlarına da hız veriyor. Norm Holding CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nedim Uysal, yıl sonunda 380 milyon Euro'luk bir ciro hedefleri olduğunu belirtiyor. Uysal, kapasite artışları, emtia fiyatlarının çok yükselmesi ve ihracatlarının artmasıyla ciroda Euro bazında yüzde 40 büyüme öngördüklerini de belirterek şunları söylüyor:

 

“İhracattaki büyüme hedefimiz yüzde 50. 2019'da ABD'de kurduğumuz lojistik ve pazarlama şirketimizle Amerika en hızlı büyüyeceğimiz pazarlardan biri olacak.   Bunun yanında Polonya, Romanya ve Almanya'da da hızlı büyüme bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde yurt dışında özellikle Almanya, Amerika, Fransa ve Polonya'daki faaliyetlerimizi artırmayı planlıyoruz. Uluslararası düzeyde bağlantı elemanları üzerine havacılık sektöründe çalışmakta olan yurtdışındaki bir firmayla satın alma konusunda görüşmelerimiz devam ediyor.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Edremit’te 98 kadın, Cumhuriyet’in 98.yılını zeybek oynayarak kutladı

Cumhuriyet’in 98. yıldönümü nedeniyle Edremit Kent Konseyi öncülüğünde bir araya gelen 98 sivil toplum örgütü temsilcisi kadın zeybek oynadı.

 

Cumhuriyet’in kuruluşunu 98. yılı Edremit ilçesinde 98 sivil toplum örgütünü temsilen bir araya gelen 98 kadın zeybek oynayarak kutladı. Cumhuriyet Meydanı’nda Edremit Kent Konseyi öncülüğünde bir araya gelen 98 kadın çelenk sunma törenin ardından halk oyunları eğitmeni Özge Çevik’le birlikte Harmandalı ezgileri eşliğinde zeybek oynayarak Cumhuriyet Bayramını kutladı. Kent Konseyi Çocuk Meclisi üyesi çocuklarda Atatürk ve Kuva-yi Milliye kahramanlarını temsilen zeybek oynayarak kutlamalara katıldı.

 

Etkinliği düzenleyen Edremit Kent Konseyi Başkanı Birsen Temir Saraç, Cumhuriyet Bayramı’nda farklı bir etkinlik gerçekleştirmek istediklerini belirterek ““Edremit Kent Konseyi olarak Cumhuriyet Bayramımızı büyük bir coşkuyla kutlamaya, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü de büyük bir saygı ve sevgiyle anmaya devam ediyoruz. 23 Ekim'de Cumhuriyet Balosu ile başladığımız kutlamalara, Şükrü Tunar Kültür Merkezi'nde çocuklarla, gençlerle ve kadınlarla devam ettik. Bugün de Cumhuriyetimizin 98. Yılına atfen kadın meclisi organizasyonumuzla 98 kadınımızla zeybek gösterisi yaptık. Çocuk Meclisimizde Atatürk ve Kuva-yi Milliye kahramanlarını temsilen oyunlarını sergilediler” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Eşitlik Yoksa Yurttaşlık Yok, Ekmek Yoksa Cumhuriyet Yoktur!

Sömürü düzeninin bugün kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadığı söylenen açıklamada, emekçiler eşitlikçi, bağımsız, aydınlanmacı yeni bir Cumhuriyet kurmaya davet ediliyor.

"Eşitlik Yoksa Yurttaşlık Yok, Ekmek Yoksa Cumhuriyet Yoktur!" denilen açıklama şöyle:

Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram doğrudan emekçilerin çıkarlarını ifade etmektedir.

emekçilerin örgütlenerek, sermaye düzenine karşı kavga vererek yeniden kurabileceği bir Cumhuriyet var.

Cumhuriyet, dünyanın her yerinde halkların eşitlik ve özgürlük özleminin somut karşılığı oldu. Çürümüş monarşilere, sömürgeciliğe, yabancıların işgaline karşı halkın gönenç ve barış içerisinde yaşayabileceği bir ülke için… Özünde, halkın yönetime katıldığı ve eşit yurttaşlığın sağlandığı özgür bir ülke fikri yatıyordu.

Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşu, emperyalist işgale ve işgalcilerle işbirliği yapan Osmanlı sarayına karşı başlayan mücadelenin bağımsızlıkçı, aydınlanmacı ve halkçı fikirlerle buluşmasıyla 98 yıl önce bugün gerçekleşti.

Saltanat rejimini ortadan kaldıran, halkı teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlık için önemli adımlar atan Cumhuriyet büyük bir tarihsel ilerlemeydi.

Patron sınıfı daha ilk günden bu ilerlemenin altını oymaya başlamıştı.

Bugün üzerine konuşabileceğimiz bir Cumhuriyetimiz yok. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sermaye sınıfı, Cumhuriyet’i kendi çıkarları açısından bir tehdit ve yük olarak görüyor. Cumhuriyetin kurucu değerleriyle kavgalılar. Emperyalist ülkelerle işbirliği yapmayı, emek sömürüsünü derinleştirmeyi, toplumun çıkarlarını gözeten tüm kamusal hizmetleri birer kâr aracına dönüştürmeyi, dinselleşme yoluyla toplumu gericileştirmeyi ve laikliği tasfiye etmeyi çıkarlarına daha uygun buluyorlar.

AKP Cumhuriyet düşmanı bir partidir. Patronların AKP sevgisinin önemli bir nedeni de budur. Cumhuriyetin üzerinde yükseldiği tüm değerlerle birlikte tasfiyesi AKP döneminde gerçekleşse de, bu tasfiyenin yolu onu önceleyen siyasi iktidarlar tarafından döşendi. Her biri sadık birer sermaye temsilcisi olarak halkın elindekine el koymak ve patronları zengin etmek için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Cumhuriyeti yıkan tam olarak bu halk düşmanlığıdır.

Cumhuriyet yıkıldı; çünkü sömürünün olduğu yerde Cumhuriyet ayakta kalamaz. Sermaye egemenliğinden kurtulamayan bir Cumhuriyet yıkılmaya mahkumdur.

İnsanın insanı sömürdüğü yerde eşitlikten bahsedilemez.

Eşitlik yoksa yurttaşlık yoktur. 

İnsanın insanı sömürdüğü bir düzende laiklik korunamaz.

Küçük bir azınlığın çıkarları için emperyalist ülkelerle işbirliği yapılan bir ülkede bağımsızlıktan söz edilemez.

Ülke kaynaklarının patronlar tarafından talan edildiği, insanların temel ihtiyaçlarının piyasa koşullarında patronların kâr kapısı hâline getirildiği, küçük bir azınlığın lüks içerisinde yaşadığı, milyonlarca emekçinin yoksulluğa terk edildiği bir yerde özgürlükten bahsedilemez.

Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram doğrudan emekçilerin çıkarlarını ifade etmektedir.

Bu sömürü düzeni bize kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadı. Bugün emekçilerin örgütlenerek, sermaye düzenine karşı kavga vererek yeniden kurabileceği bir Cumhuriyet var.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’de bir ilk: Power Podcast Ödülleri

Türkiye’nin en güçlü müzik platformu Power App, Türkiye’nin ilk podcast ödüllerini düzenliyor ve en ‘güçlü’ podcastlerini seçiyor!

 

Türkiye’de ilk kez 2019 ve 2020 yıllarında Podcast Festivali’ni düzenleyen Power Group, bu ödüllerle de etkisi her geçen gün artan , son dönemde gelişen içerikleriyle geniş  dinleyici kitlelerine ulaşan podcast’leri destekliyor.

Podcast’ler ilk kez bir yarışmayla ödüllendiriliyor. 

 

Toplam 16 kategorideki aday podcast’ler, powerapp.com.tr ve mobil PowerApp uygulaması üzerinde dinleyicilerin oylamasına sunuluyor. 

 

Power Podcast Ödülleri’nde oylama, 14 Kasım tarihine kadar devam ediyor. Dinleyiciler hem yeni podcast’leri keşfetme hem de müdavimi oldukları podcast’i oylama şansı yakalıyor.

 

16 kazananın yanı sıra bir de ‘Özel Ödül’ün sahibini bulacağı Power Podcast Ödülleri 2021 aday listesi ise şöyle:

 

 

En Güçlü Bilim Podcasti Adayları

1.         Açık Bilim Podcast

2.         Açık Bilinç 

3.         Esmiyor 

4.         Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!

5.         Gelecek Bilimde 

6.         Teknoloji ve Bilim Notları

 

En Güçlü Çıkış Yapan Podcast Adayları

1.         Aposto! Altı Otuz 

2.         Bi Gidene Soralım | Türkçe Podcast 

3.         Gülünecek Bir Şey Göremiyorum 

4.         Meksika Açmazı 

5.         Mitolojik İnciler

6.         Ortamlarda Satılacak Bilgi 

 

En İyi Güçlü Kültür (Toplum Kültür) Podcasti Adayları

1.         Bi Gidene Soralım | Türkçe Podcast 

2.         Bu Mu Yani? 

3.         Fularsız Entellik 

4.         Nasıl Olunur 

5.         Nereden Başlasam? 

6.         Özgür Mumcu ve Eray Özer’le Yeni Haller 

 

En Güçlü Haber Podcasti Adayları

1.         Açık Gazete 

2.         Aposto! Altı Otuz

3.         Kısa Dalga Podcast

4.         Medyascope Podcast

5.         Trend Topic 

6.         Unsal Unlu

 

En Güçlü Hayat Tarzı ve Kişisel Gelişim Podcasti Adayları

1.         Anormal Şartlar Altında 

2.         Bilinçli Geyik | Yasemin Yapanar

3.         Kendine İyi Davran 

4.         Mental Klitoris

5.         Merdiven Altı Terapi 

6.         umarim annem dinlemez

 

En Güçlü İş Dünyası ve Girişimcilik Podcasti Adayları

1.         Bir Yaşam Felsefesi Olarak Girişimcilik

2.         Dünya Trendleri 

3.         girişimci muhabbeti 

4.         Lumost 

5.         Tüketime Övgü 

6.         Üretim Bandı 

 

En Güçlü Komedi – Eğlence Podcasti Adayları

1.         Biraz Konuşabilir miyiz? 

2.         Bunu ben de yaparım 

3.         Deniz Göktaş’a Ayıracak Vaktim Yok 

4.         KALT'ın Podcast'i 

5.         Mesut Süre ile Rabarba

6.         O Tarz Mı? 

 

En Güçlü Kurgu Podcasti Adayları

1.         Binbir Gece Masalları

2.         Denge’m 

3.         Gerisi Hikaye Korku Konuşmaları 

4.         K’nın Sesi 

5.         Kefe 

6.         Zamanaltı: Bir Podcast Tiyatrosu

 

En Güçlü Markalı Podcast İçeriği Adayları

1.         BANA YARINDAN BAHSEDER MİSİN?

2.         Geleceği Konuşalım 

3.         Mehmet Gürs İle İyi Yemek 

4.         Tüm Zamanların En Yükseği 

5.         Vaillant ile Kafa Rahatlatan Sohbetler

6.         Vodafone Red Academy Podcast

 

En Güçlü Müzik Podcasti Adayları

1.         Anksiyeteli Müzik Sohbetleri 

2.         Chorus 

3.         Dip Gürültüsü 

4.         Laflijazz 

5.         Şehir ve Ritim 

6.         Yine Yeni Yeniden 90’lar

 

En Güçlü Podcast Kapağı Adayları

1.         Fularsız Entellik 

2.         Mental Klitoris 

3.         O Tarz Mı? 

4.         Özgür Mumcu ve Eray Özer’le Yeni Haller 

5.         Yeni Medya 451 

6.         Zihnimin Kıvrımları 

 

En Güçlü Sanat Podcasti Adayları

1.         Art-Niyet 

2.         Ben Okurum 

3.         FilmLoverss Radyo

4.         Kıraathane

5.         Sanat Gezegeni İyileştirebilir mi?

6.         Tasarım Bienali Sohbetleri 

 

En Güçlü Ses – Jingle Tasarımı Adayları

1.         Anormal Şartlar Altında 

2.         İstanbul Ansiklopedisi 

3.         K’nın Sesi 

4.         KALT'ın Podcast'i 

5.         umarim annem dinlemez

6.         Uyku Öncesi: Karanlık Masallar 

 

En Güçlü Spor Podcasti Adayları

1.         Ada Sahilleri 

2.         Farklı Kaydet Podcast

3.         Pick n Pod

4.         Potacast 

5.         Raket Servis | Tenis Podcasti

6.         Vasıtalar 

 

En Güçlü Teknoloji Podcasti Adayları

1.         Barış Özcan ile 111 Hz

2.         Ha Geldi, Ha Gelecek!

3.         Haftalık Gündem Değerlendirmesi

4.         Üretim Bandı 

5.         Yeni Medya 451 

6.         Zihnimin Kıvrımları 

 

Yılın En Güçlü Podcast Adayları

1.         Fularsız Entellik 

2.         Merdiven Altı Terapi 

3.         Nasıl Olunur

4.         O Tarz Mı? 

5.         Özgür Mumcu ve Eray Özer’leYeni Haller 

6.         Yeni Medya 451 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Cumhuriyet ve kazanımları Gaziemir’de konuşuldu

Gaziemir Belediyesi’nin Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında düzenlediği panelde “Cumhuriyet ve Kazanımları” konuşuldu. Naim Süleymanoğlu Kültür Merkezi’nde Gazeteci Metin Uca’nın moderatörlüğünde düzenlenen panele CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Gazeteci Merdan Yanardağ konuşmacı olarak katıldı. Tele 1 kanalından canlı yayınlanan panelde Atatürk’ün cumhuriyeti ilan ettiği süreç, bugün cumhuriyet rejiminin karşı karşıya olduğu tehlikeler ve cumhuriyetin İslam dünyasındaki önemi konuşuldu.

Gaziemir’in tarihi hakkında bilgi vererek konuşmasına başlayan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet Paşa'nın Gaziemir’i ziyaret ettiğine ve Vecihi Hürkuş’un ilk Türk uçağını Gaziemir’de yaparak ilk uçuş denemesini burada yaptığına vurgu yaptı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün yeteneklerini anlatan Başkan Halil Arda, “Cumhuriyet yola çıktığında hedeflediği bir şey var. Adil, özgür, laik, sınıfsız bir toplumu hedefliyor. Mustafa Kemal, kafasında ki sınıfsız topluma ulaşmak için ‘seçim’ diyor. Seçimle gelinecek. Bu çok önemli bence. Mustafa Kemal iyi bir lider, iyi bir komutan, iyi bir insan, iyi eğitim almış bir fütürist. Bence Mustafa Kemal o dönemin bir efsanesi. Şimdiki gibi iletişim olanakları yok, televizyon yok, cep telefonu yok, henüz elektrik birçok yerde yok, radyo yok gazeteler köylere ulaşmıyor. Mustafa Kemal nereden biliniyor? Mustafa Kemal Türk milletini çok iyi tanıyordu. Türk askerini çok iyi tanıyordu. Onların ne kadar cesur olduğunu biliyordu. Bu kadar farklılıklara; dil, din, etnik, kültür farklılıklarına rağmen bu kadar insanı bir ülkü etrafında birleştiren büyük bir lider” dedi.

Atatürk’ün ışığında çalışıyoruz

Atatürk devrimlerinin ışığında çalışmalar yaşama geçirdiklerinin altını çizen Başkan Halil Arda, şunları söyledi: “Gaziemir’de yaptıkları çalışmaları anlatan Başkan Arda sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de Atatürk devrimlerini, cumhuriyet kazanımlarını yaşatmak için çalışıyoruz. İlçemizin vizyonu eğitim ve ticaret. Kültür ve sanatla çok iç içeyiz. Cumhuriyeti korumak için kadınlara ve çocuklara anlatmalıyız. İlk defa Gaziemir’de Cumhuriyet Bayramı’nı bir hafta kutluyoruz. Çocukluğumuzdaki bayramları çocuklarımıza yaşatmak için çalışıyoruz. Kadınlarımıza iş imkânları ve eğitim olanakları yaratıyoruz. Kültür sanata eğitime yatırım yaptırıyoruz. Her şeyin başının kültür olduğunu biliyoruz. Çocuklarımız Atatürkçü yetişiyor. Gaziemir aydın bir ilçe. Türkiye’ye örnek bir kentte yaşıyoruz. Atatürk dünyada birçok ülkeden önce kadınlara haklar tanıdı. Benim de 4 başkan yardımından 3’ü kadın, meclis üyelerimizin, müdürlerimizin yarısı kadın. Onlar Atatürk devrimleriyle kendilerini ispatlamış insanlar. Biz de onları yönetime ortak ediyoruz. Yerel yönetimlerin başarısı genel iktidarı getirecek.”

 

Cumhuriyetin ışığı özgürlüktür

Avrupa’nın aydınlanma süreci ve dine bakışını anlatarak sözlerine başlayan Gazeteci Merdan Yanardağ, İslam dünyasında Cumhuriyetin önemine ve siyasal İslamcıların cumhuriyete karşı yaptıkları girişimlerin altını çizdi. “İzmir aydınlığıyla tüm Türkiye’yi aydınlatmak için mücadele veriyoruz” diyen Yanardağ,  “Siyasal İslamcılar her şeye dinden baktıkları için insanları etnik ya da dinsel kökenlerine göre tanıma alışkanlıkları var. Müslüman ülkeler, seküler dünyanın ürettiklerini tüketiyorlar. Akıl kapısını kapatmış bir Müslüman dünya var. Müslüman dünyasının bin yıl süren orta çağı devam ediyor. İslam ülkelerinin büyük bölümünde iç savaş var. Müslüman müslümanı öldürüyor. Oluk oluk kan akıyor. Mezhep kavgaları orta çağ hastalığıdır. Ülkemizin İslam dünyasının yaşadığı Orta Çağ karanlığından çıkışını sağlayan cumhuriyet devrimidir. Cumhuriyet İslam dünyasında adı koyulmamış bir reformdur. Cumhuriyet’ten sonra insanlar özgürce dinlerini yaşamaya, ibadet etmeye başladılar. Cumhuriyetin yıldızı da ışığı da budur. Cumhuriyet, İslam dünyasında orta çağı kapatan modernitenin ve aydınlanmanın devrimidir” diye konuştu.

 

İslam dünyasının aydınlanma devrimidir

Cumhuriyet devriminin sadece Türkiye için değil tüm İslam ülkeleri için önemli olduğunun altını çizen Yanardağ, “Cumhuriyetin tarihsel önemi bu topraklara özgü değildir. Tüm İslam dünyasının karanlığını kırmaya çalışan bir aydınlanma devrimidir. Büyük bir yalan söylüyorlar, Kuran’ın yasaklandığını söylediler. ‘Allah’ demenin yasaklandığını iddia ettiler. Yasaklanan şey medreselerde yapılan kaçak eğitimlerdir. Kimsenin inancının, ibadetinin önüne engel konulmadı. Cami yıkan, satan tek lider Adnan Menderes’tir. Orta Çağ, İslam dünyasında devam ediyor. Tarikat okullarında verilen eğitimin, bu okullardaki müfredatın IŞİD’in, Taliban’ın medreselerinden farkı yok. Müfredatları aynı. Dogmatik öğretiyle karşı karşıyayız” dedi.  

 

Cumhuriyet ihanete uğramış bir devrimdir

İslam dünyası kendi Rönesans ve reformunu yaşayamadığını, Sovyet Devrimi ve 1923 Devrimi’nin son yüz yılın en büyük iki devrimi olduğunu söyleyen Merdan Yanardağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhuriyet yarım kalmış, ihanete uğramış bir devrimdir. Cumhuriyetle birlikte ayrıcalıklarını sömürü ve egemenliklerini kaybeden siyasal İslamcıların cumhuriyete düşmanlıkları bitmedi. Abdulhamid figürünü Atatürk’ün karşısına koymaya çalışıyorlar. Cumhuriyeti yıkmaya çalıştılar ama yapamadılar. Yeni bir model kurmaya da bilgileri yetmiyor. Arap gericiliğini din diye, Orta Çağ karanlığını da sistem diye dayatmaya çalışıyorlar. Cumhuriyet devrimi yok edilmek istenmesine rağmen halen yaşıyor.”

 

Cumhuriyet ve ekonomik kazanımlar

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yaşama geçirilen ekonomik modeli anlatan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, o dönemde uygulanan ekonomik modelle bugün uygulanan ekonomik modeli karşılaştırdı. Atatürk tarafından uygulanan politikalarla ekonomi alanında ülkenin ayağa kaldırıldığını anlatan, Atatürk’ün açtığı fabrikalara dikkat çeken Atila Sertel, “Enkaz devralan Mustafa Kemal Atatürk muhteşem bir ekonomik devrimle, açtığı fabrikalarla ülkeyi ayağa kaldırdı. Cumhuriyetin ekonomimize kazandırdıklarını, CHP’nin yaptığı ekonomi atılımını inkâr eden iktidarla karşı karşıyayız. Atatürk millileştirdi, bugün satarak özelleştiriyorlar. Aklınıza ne geliyorsa satıyorlar. Cumhuriyetin ürettiği her şeyi sattılar. ‘Milliyim’ diyen iktidar ordumuzun göz bebeği tank palet fabrikasını Katar’a sattı. Cumhuriyet’in değerlerinin hepsini sattılar. Sadece Atatürk dönemini değil, Menderes, Ecevit, Özal, Çiller, Erbakan, Yılmaz dönemlerine hakaret eden anlayışla ‘hiçbir şey yoktu, biz yaptık’ diyorlar. 20 yıldır satmadıkları fabrika kalmadı. Cumhuriyetin tüm kuruluş ve fabrikalarını sattılar” dedi.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Covid-19’a Karşı Kontrollü ve temassız sterilizasyon

Sektörünün lider Ar-Ge ve İnovasyon markası olan MİA Teknoloji, Covid-19 salgın sürecinde hayata geçirdiği teknolojik yenilikler sayesinde müşterilerine yüksek performanslı deneyimler yaşatıyor. Güçlü teknolojik altyapısı, etkin insan kaynağı yönetimi ile kaliteli yaklaşımı benimseyen MİA Teknoloji, 15 yıllık sektör tecrübesi ile başarı ve yeniliklere imza atıyor.

Pandemiyle hızlanan dijital dönüşümün dinamiklerini doğru anlayarak müşteri deneyimini yeniden tasarlayan MİA Teknoloji, teknolojiye önemli yatırımlar yaparak kullanıcılarına yüksek performanslı sürdürülebilir çözümler sunuyor. Kaliteli yaklaşım ile hizmetlerini geliştiren MİA Teknoloji, deneyim ekosistemlerini yeniden kurgulayarak hızlı geri bildirim sağlayan teknolojilerle hem zamandan kazandırıyor hem de sağlıkta riski en aza indiriyor.  

Yüksek standartlarda yönetilebilir hastaneler

MİA Teknoloji, hastane bilgi yönetim sistemi alanında geliştirdiği MİA-MED Sağlık Bilişim Sistemi ile hastanelerin tıbbi, idari, finansal, yasal ve tedarik zinciri işlemlerini kolaylaştırıyor. Karmaşık ve detaylı hastane yönetimi için dijital bir yönetim sistemi oluşturan MİA Teknoloji, sağlık çalışanlarının operasyonel etkinliklerini iyileştiren ve hastaların hastane süreçlerini kolaylaştırarak kapsamlı bir yazılım sunan MIA-MED ile yüksek standartlarda yönetilebilir hastaneler oluşturuluyor. Hastanın kabulünden taburculuğa kadar gerçekleşen tüm işlemleri elektronik ortama aktaran sistem sayesinde kayıp dosyalar ve belge sahteciliği azaltılıyor. Hastaneye ait klinik, finans, laboratuvar, eczane, stok ve daha birçok alanda yetkililer için kullanımı kolaylaştıran sistemle güvenlik sağlanıyor.

Entegre modern sağlık bilişim katmanları sayesinde hastanelerin tüm faturalama süreçleri yapay zekâ destekli yazılım ile optimize edilerek hızlı, kayıpsız ve hatasız gönderim sağlanıyor. Talep yönetim sistemi ile hastane stokları otomatik olarak kontrol edilirken, yapay zekâ ile malzeme alımları kontrol ediliyor. Gerçek zamanlı bilgi yönetiminde elverişli çözümler sunan MİA Teknoloji; Akdeniz Üniversitesi Hastanesi, Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesi ve Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi gibi Türkiye’nin pek çok ilinde önde gelen hastanelere tam hizmet sağlıyor.

Yoğun bakım servislerinde veriler tek ekranda birleşiyor

MİA Teknoloji sunmuş olduğu Yoğun Bakım Bilgi Sistemi ile yoğun bakım servislerindeki yataklardaki tüm hasta bilgilerini, anlık sağlık verileri ve tedavi süreçlerini tek ekranda birleştiriyor. Geliştirilen klinik karar destek algoritmaları sayesinde sağlık profesyonellerinin karar vermelerine destek sağlayan teknolojilerde erken uyarı sistemleri sayesinde hastalara sunulan tıbbi destek süreçlerinin iyileştirilmesi kolaylaştırılıyor.

Sağlıkta mobil çözümler

MİA-MED Sağlık Bilişim Sistemleri sunmuş olduğu mobil çözümler sayesinde uzaktan kontrol edilebilen ve izlenebilen anlık veri girişi, istem ve işlemlerin her an ulaşılabilir olması sağlanıyor. Klinik süreçler için özel olarak oluşturulmuş tablet çözümleriyle hasta başında tüm işlemler yapılabiliyor. Hastanelere sunulan hızlı çözümler sayesinde kritik süreçlerde zaman kazanılırken, verilerin depolanması mümkün kılınıyor.

Kontrollü ve temassız sterilizasyon MİA Teknoloji ile mümkün!

Geçiş kontrol sistemi ile entegre çalışma özelliğine sahip olan Cleanmask-Tech kontrollü maske dağıtım ve el sterilizasyonu ünitesi, temassız pek çok işlemin gerçekleştirilmesini sağlıyor. Kamusal alan ve bina girişlerinde konumlandırılan üniteler sayesinde geçiş yapan kişilerin temassız olarak ateş ölçümü yapılırken, tek kullanımlık paketli steril maske alma ve ellerin dezenfekte edilmesi mümkün oluyor. 

MİA Teknoloji tarafından geliştirilen ve otonom çalışma yeteneği sayesinde kapalı alanlarda engellerden kaçınarak belirlenen rotaya sadık şekilde gezen Otonom Temizlik ve Dezenfeksiyon Robotu ile hareket halindeyken de sterilizasyon işlemi yapılabiliyor. Geliştirilen insan algılama yeteneği ile bulunduğu ortamda insan olmadığını tespit eden robotlar, UVC ışınları ve mist ile hedeflenen alanı sterilize ediyor. Geleceğin teknolojileri arasında yerini alan tam hijyen inovatif çözümler hastane ve ilaç servislerinde kullanım kolaylığı sağlayarak sağlıkta riski en aza indiriyor.

Pandemi koşullarına uygun son teknoloji biyometrik kimliklendirme çözümleri

Geçiş sistemlerinin sunduğu klasik tanımlama ve onaylama sistemleri pandemiyle birlikte değişen dinamiklerle farklı bir boyuta taşınıyor. İnsanların günlük yaşantısına entegre olan ve çoğu ortamda zorunlu hale gelen maske kullanımı, bu sistemlerin doğasını da eş zamanlı olarak etkiliyor. MİA Teknoloji tarafından geliştirilen ''Maskeyle Yüz Tanıma'' algoritması sayesinde, bu durum bir avantaja çevriliyor. Son teknoloji biyometrik kimliklendirme çözümleri sayesinde entegre sistemler iç ve dış ortamlardaki cihazların çalışma senaryoları arasına ekleniyor. Böylelikle tanımlama noktalarında kişilerin maskeleriyle birlikte kontrollü geçiş işlemleri kolaylıkla sağlanıyor.

Yüksek hassasiyetli teknolojiler ile riskli geçişler engelleniyor

Pandemiyle artan kontrollü yaşam karşısında inovatif çözümler üreten MİA Teknoloji’nin geliştirdiği MIA-YTA termal ateş ölçüm ve yüz tanıma sistemi, kalabalık alanda yüksek hassasiyetli ateş ölçümü ve maske algılama özelliği sayesinde riskli geçişleri sesli uyarı sistemi ile engelliyor. Geçiş kontrol işlemlerinde geçmişe yönelik kayıt bilgilerini de hafızasında depolayan sistem sayesinde bilgilerin karşılaştırılmasına ve tespit yapılmasına olanak sağlıyor.

Son teknolojilerle donatılan ve kullanıcı dostu tasarımı ile kolaylık sağlayan ID100-B Multi Biyometrik Kişi Tanıma Sistemi’ne eklenen uzaktan ateş ölçme özelliği sayesinde sıcaklık doğrulaması yapılarak enfekte bireyler kolayca tanımlanıyor. Yüksek doğruluktaki hareket sensörü sayesinde hızlı yüz tanıma yapan sistem, kart okuma, parmak ve parmak damar izi ile geçiş işlemini kolaylıkla gerçekleştiriyor. Müşteri istekleri doğrultusunda farklı ortamlara göre yapılandırılabilen sistem sayesinde güvenli ve isteğe özel modüler bir yapı sunuluyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İhtiyaçtan mı yoksa haz için mi satın alıyorsunuz

Kişinin gerçek bir ihtiyacı olmaması ve maddi açıdan zorlanacağını bilmesine rağmen sadece iyi hissetmek için yaptığı alışveriş davranışı, bir hastalık belirtisi olabilir mi? Uzmanlar, alışveriş bağımlılığının, bir dürtü kontrol bozukluğu olduğunu ve bu davranışa “patolojik alışveriş” denildiğini belirtiyor. “Dur, düşün, yap” tekniğini tavsiye eden uzmanlar, alınacak şeyin gerçek bir ihtiyaç mı yoksa hazza ulaşmak için yapılan bir davranış mı olduğunu ayırt etmek için bir bekleme süresi koymalarını öneriyor.  

Tasarrufun önemine dikkat çekmek, refah seviyesini arttırmak, tüketimi değil biriktirmeyi teşvik etmek ve kaynakların sürdürülebilirliğini güçlendirmek amacıyla 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü olarak anılıyor. 1924’te Birinci Uluslararası Tasarruf Kongresi’nde kabul edilen Dünya Tasarruf Günü, insanları birikimlerini yastık altından çıkarıp bir bankada değerlendirme fikriyle tanıştırmak amacıyla ortaya çıktı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Aslı Zeynep Başabak Bhais, Dünya Tasarruf Günü dolayısıyla alışveriş bağımlılığına ilişkin değerendirmede bulundu.

Uzman Klinik Psikolog Aslı Zeynep Başabak Bhais, kişinin gerçek bir ihtiyacı olmaması ve maddi açıdan zorlanacağını bilmesine rağmen sadece iyi hissetmek için yaptığı alışveriş davranışının bir hastalık belirtisi olabileceğini belirterek bu davranışa “patolojik alışveriş” denildiğini söyledi.

Sağlıklı alışveriş ile patolojik alışverişi ayırmak gerekiyor

Alışverişin herkesin yaptığında kendisini iyi hissettiği bir aktivite olduğu için sağlıklı alışveriş ile patolojik alışveriş davranışları arasındaki farkların açıklanması gerektiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Aslı Zeynep Başabak Bhais, “Patolojik alışveriş davranışında kişi, zamanının çoğunu alışverişe ayırır. Alışveriş yapmaya dair kontrol etmekte zorlandığı güçlü bir istek ve bir şekilde bu alışverişi yapamadığında yoksunluk diyebileceğimiz huzursuzluk, sinirlilik, stres gibi duygular yaşar. Alışveriş alışkanlığı sebebiyle sıklıkla ilişkilerinde ve ekonomik durumunda sorunlar olur. Yaptığı alışverişler sebebiyle eleştirilmekten çekindiği için genellikle aldığı ürünleri ya da fiyatlarını eksik söyler. Alışverişten sonra sıklıkla utanç, suçluluk gibi olumsuz duygu yaşar. İhtiyacı olmayan birçok şey alır ve çoğu zaman hiç kullanmaz. Aslında kişi mutlu olmak ya da olumsuz duygudan kurtulmak için alışveriş yapar.” diye konuştu. 

Dopamin salgılanıyor, haz duygusu ortaya çıkıyor

“Bağımlılık bir beyin hastalığıdır” diyen Uzman Klinik Psikolog Aslı Zeynep Başabak Bhais, “Daha açıklayıcı olması için beyinde bu davranışa sebep olan mekanizmayı anlatabilirim. Diğer bağımlılıklara benzer şekilde davranışsal bağımlılıklar da “dopamin” üzerinden hareket eden bir mekanizmaya sahiptir. Buna göre yeni bir şeyler satın alma beyinde dopamin salgısını arttırarak haz duygusuna neden olur. Bir çalışmada kişilere yeni ürünler gösterildiğinde beyinde özellikle “nukleus accumbens” denilen beynin ödül merkezinin bir parçası olan bölgenin aktivasyonunda artış izlenmiş. Kişilere bu ürünlere ilişkin fiyatlar gösterildiğinde ise karar vermeyle ilgili beyin bölgemiz olan “prefrontal korteksin” devreye girdiği görülmüştür.” diye konuştu.

Alışveriş bağımlılığında kişi kendini durduramıyor

Uzman Klinik Psikolog Aslı Zeynep Başabak Bhais, “Bu çalışma bize gösteriyor ki yeni bir şey satın alma haz duygumuzu artırırken beynimizde buna ilişkin hesaplamalar yapan ve kontrolü sağlayan bölgelerimiz de var. Alışveriş bağımlılığı olan kişilerde bu kontrolü sağlayan beyin bölgesinin yeterince aktif olamamasına bağlı kendini durduramama durumu söz konusudur. Alışveriş bağımlılarında da satın alma davranışını durduramamasının sebebi beyinde bu otokontrol mekanizmasının devreden çıkması olarak düşünülebilir.” diye konuştu.

Alışveriş bağımlılığı bir dürtü kontrol bozukluğudur

Kişilerin alışveriş yaptıklarında kendilerini iyi hissedebildiklerini belirten Aslı Zeynep Başabak Bhais, “Ancak alışveriş bağımlılığında durum farklıdır. Alışveriş bağımlılığı, bir dürtü kontrol bozukluğudur. Bu davranışın bağımlılık düzeyinde değerlendirilmesi için takıntılı, dürtüsel (düşünmeden yapılan) bir davranış olması gerekmektir. Genellikle ihtiyacın dışında ve kontrolsüz olarak aşırı alışveriş yapma isteği ile ilgili yoğun bir zihinsel uğraşın olduğu bir durumdur. Patolojik alışveriş davranışı sırasında kişi, kendini güçlü, yeterli, mutlu, rahatlamış hisseder. Genellikle stres, öfke, sıkıntı gibi olumsuz duygularla baş etmekte zorlanması, bu duygulardan hızlıca kurtulma isteği patolojik alışveriş davranışına yönlendirebilir. Kişi, bir nevi bu davranışı olumsuz duygularla baş etme aracı olarak görür. Dürtüsellik, depresyon, anksiyete gibi psikolojik sorunların bu davranışın gelişiminde ve sürmesinde önemli psikolojik faktörler olduğu söylenebilir.” diye konuştu. 

Alışveriş bağımlılığı tedavi edilebilir mi?

Bu tür bağımlılıkların “davranışsal bağımlılıklar” olarak adlandırıldığını ifade eden Aslı Zeynep Başabak Bhais, şunları söyledi:

Tıpkı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi davranışsal bağımlılıkların da tedavisi mümkün. Tedavide nihai amaç, kişinin bu davranışının altındaki sebepleri bulmaktır. Bağımlılık davranışının bir sebep değil bir sonuç olduğu düşünülür. Uzun vadede kişinin bu davranışının devam etmesine sebep olan ihtiyacını keşfetmek ve o ihtiyacı karşılayacak alternatifler bularak kişinin tekrar o davranışa gerek duymamasını sağlamaktır. Ancak diğer alkol ve madde bağımlılıklarından farklı olarak davranışsal bağımlılıkların tedavisinde amaç, kişinin o davranışı hiç yapmaması değil, kontrollü olarak yapabiliyor olmasıdır.”

Uzman Klinik Psikolog Aslı Zeynep Başabak Bhais,  bunun için birtakım yöntemler önerilebileceğini söyledi:

  • Örneğin ilk olarak kredi kartlarını güvendikleri bir yakınına verebilir ve gerçek bir ihtiyaç durumunda kendisine vermesini isteyebilirler.
  • Alışveriş için kendilerine belli kriterler getirebilirler ve o kriterlerin dışındaki alışverişleri erteleyebilirler.
  • Alacakları şeyin gerçek bir ihtiyaç mı hazza ulaşmak için yapılan bir davranış mı olduğunu ayırt etmeleri için almayı düşündükleri ürünler için kendilerine bekleme süresi koyabilirler. Biz buna “dur düşün yap” tekniği diyoruz. Ancak sorun şu ki bu kişiler istekle baş etmekte zorlanacakları için kartları ya da parası ulaşılabilir bir yerde olduğu sürece alışverişi erteleme zorlaşacaktır. Bu yüzden erteleme yöntemi için bir yakınlarından destek almaları önerilebilir.
  • Genelde bu tarz bağımlılığı olan kişilerin sık gittikleri mağazalar vardır. Oralara hiç uğramamaları önerilebilir.
  • Gidecekleri zaman ise yalnız alışverişe çıkmamak, evden çıkmadan önce kendilerine alışveriş listesi yapmak ve o listenin dışına çıkmamak, yanında sadece o ürünler için yetecek miktarda para bulundurmak önerilebilir.

Profesyonel destek alınmalıdır

Uzman Klinik Psikolog Aslı Zeynep Başabak Bhais, bağımlılıklarda yeni haz kaynakları bulmanın işe yarayan yöntemlerden olduğunu belirterek “Alışveriş bağımlılığında kişi alışverişin yerine kendisine haz verecek başka şeyler koymak zorundadır. Bu tarz önlemlere rağmen kişi halen davranışı kontrol etmekte zorlanıyorlarsa profesyonel bir destek alması önerilebilir.” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Victoria’s Secret, Meme Kanseri Farkındalığı için Instagram canlı yayın serisine imza attı

Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında, erken teşhisin önemine ve farkındalığa dikkat çekmek üzere Victoria's Secret, #MemeKanseriKontrolu sloganıyla yazar İclal Aydın’ın keyifli moderatörlüğüyle, Instagram üzerinden düzenenlenen canlı yayınlara ev sahipliği yaparak, takipçilerini bilgilendiriyor. 

 

 

Günümüz dünyasında kadın sağlığına yönelik en büyük tehdit kanser olup, en yaygın olanı ise meme kanseri. Meme kanseri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Victoria’s Secret, kadınları meme sağlığı konusunda bilgilendirmek, farkındalık yaratmak ve erken teşhisin önemini vurgulamak adına başarılı yazar İclal Aydın’ın moderatörlüğünde Instagram canlı yayın serisine başladı. 

 

Instagram canlı yayın serisinin ilki; “Meme Kanseri Farkındalığı ve Erken Teşhisin Önemi” konusu üzerine Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER) Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Beyza Özçınar ile 19 Ekim’de gerçekleştirildi. Sohbette meme sağlığında dikkat edilecek noktalar, kendi kendine muayene yöntemi, erken teşhisin önemi, hayatımızda nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi bir çok önemli noktaya değinildi.

 

Canlı yayınların ikincisi 28 Ekim’de “Meme Kanseri ile Mücadele Hikayesi” konu başlığıyla, meme kanseri tedavisi gören sevilen oyuncu Canan Ergüder ile gerçekleştirildi. Meme kanseri ile mücadelesini anlatan Canan Ergüder, kendini düzenli olarak muayene etmenin ve mamografi çektirmenin ne kadar önemli olduğunu dile getirirken, teşhisin ilk gününden bugüne yaşadıklarını tüm içtenliği ile paylaştı. 

 

Meme Kanseri sürecinde tedavi kadar psikoloji de bir o kadar önemli. Farkındalık ayındaki Instagram canlı yayın serisinin sonuncusu 1 Kasım’da  Psikoonkolog Dr. Esra Savaş ve Influencer Ayşenur Parlak ile “Meme Sağlığı Psikolojisi & Mücadelede Ailenin ve Sevdiklerinin Yeri” üzerine değerli bir sohbet gerçekleştirilecek. Ayşenur Parlak’ın kanserle mücadeledeki ilham veren hikayesini ve bu süreçte ailesinin ve yakınlarının önemini dinlerken, Psiko Onkoloji Uzmanı Dr. Esra Savaş’ın tedavi ve sonrasındaki sürecin psikolojik boyutunu anlatacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı