Aylık arşivler: Kasım 2021

Corendon Airlines, 2022 yılında atağa kalkıyor

Corendon Airlines, 2022 yazında Avrupa pazarlarına sunacağı destinasyon ve uçuş planlarını açıklarken, buna bağlı olarak kapasite artışına da gideceğinin sinyalini verdi.

Corendon Airlines, 2021-2022 Kış rezervasyon akışından ve yaz dönemine aldığı erken rezervasyon oranlarından yola çıkarak 2022 Yaz sezonunda talebin yüksek olacağını öngörüyor. 2022 Yaz sezonunda 50’den fazla uçakla operasyon yürütecek Corendon Airlines, Avrupa pazarlarına toplamda 10 milyon koltuk sunacak.

“Almanya’da en fazla meydandan uçuş yapan havayoluyuz”

Corendon Airlines Ticaret Direktörü Mine Aslan, bu kapasite artışını pazarlar bazında değerlendirdi. Aslan, “Öncelikle ana pazarımız Almanya’dan bahsetmek gerekirse, bu pazardaki arzımızı artırarak 2022 Yaz sezonunda etnik ve turistik olmak üzere piyasaya  10 milyon koltuk arz ediyoruz.” şeklinde konuştu. Aslan, Corendon Airlines’ın şu anda Almanya’da en fazla meydandan uçuş yapan havayolu olduğunu ve bunun ürün çeşitliliği adına müşteriye sunulan çok önemli bir etken olduğunu sözlerine eklerken “Almanya’da 2022 yazında yürütecekleri yoğun operasyonu Düsseldorf, Köln, Münster, Hannover ve Nürnberg’de konumlandırdığımız uçaklara ilaveten Yunanistan, Türkiye ve Mısır gibi destinasyonlardaki uçaklarımızla da destekleyeceğiz.” dedi. Öte yandan, Türkiye’nin 6 şehrinde konumlandırdıkları uçaklar ile Almanya ve Almanca konuşan ülkelerdeki etnik popülasyona daha fazla direkt uçuş imkanı sunacaklarını belirten Mine Aslan, bu kış sezonu bir başka etnik pazar olan Morokko’ya da Düsseldorf, Köln, Rotterdam ve Brüksel’den direkt uçuşların yaz boyunca devam edeceğinin müjdesini verdi.

“İngiltere pazarından beklenti çok büyük”

Son 2 yıl boyunca tatil yapamayan İngiliz yolcunun tatili ne kadar özlediğini erken rezervasyon talebinden net bir şekilde ölçümlediklerini belirten Mine Aslan, Dalaman’a konumlandıracakları bir uçağın daha devreye girmesi ile İngiliz turisti 2022 yazında Girit, Rodos, Antalya, Bodrum ve Dalaman’a taşıyacaklarını anlattı.

Geçtiğimiz günlerde açıkladıkları Danimarka pazarında yapacakları hamlelerin de altını bir kez daha çizen Aslan, “Gelecek yaz için iddialı olduğumuz pazarlardan biri de, konumlandıracağımız 3 uçakla Danimarka olacak. Danimarkalılara Kopenhag ve Billund çıkışlı Antalya, Bodrum, İzmir, Girit, Kos, Rodos, Mallorca, İbiza gibi klasik Akdeniz destinasyonlarının yanı sıra Gran Kanarya ve Tenerife gibi geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz.” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Doğru Isı Yalıtımının 7 Püf Noktası

Binalar için zorunlu olan ve birçok avantaj sağlayan ısı yalıtımının doğru uygulanması büyük önem taşıyor.

Binalarda tüketilen enerjinin yüzde 75'inden fazlası binanın ısıtılması veya soğutulması için kullanılırken, bu enerjinin ise büyük bir kısmı ısı yalıtımsız dış cepheler üzerinden kayboluyor. Kaliteli malzemeler ile uzman bir ekip tarafından yapıldığında binanın ömrü boyunca ısı kaybını önleyen ısı yalıtımı, enerji tasarrufu açısından büyük avantaj sunuyor. Enerji tasarrufunun yanı sıra uzun vadede doğanın sürdürülebilirliğine de katkı sağlıyor.

Isı yalıtımı (mantolama) işleminin binalar için birçok avantajı bulunduğunu belirten, Home Yapı Kurucu Ortağı Mimar Hasan Aksel Yağcıoğlu, doğru bir ısı yalıtımı uygulaması için başlıca 7 maddeyi şöyle sıraladı: 

1)Öncelikle ısı yalıtımı binadan dışarıya ısı kaybını azaltıp, enerji tasarrufu sağlar. Ortalama yüzde 50 yakıt tasarrufu sağlayıp, kendini 2-5 yıl içerisinde amorti eder diyebiliriz. Bu arada sadece kış aylarında yakıt giderlerini değil, yaz aylarında da soğutma giderlerini azalttığını söyleyebiliriz.

2)Isı Yalıtımı binalar için, yasal zorunluluktur. 2000 yılından bu yana yürürlükte olan “Binalarda Isı Yalıtım Yönetmeliği” ne göre, bu tarihten sonra inşa edilen yeni binalar ısı yalıtımlı olarak projelendiriliyor. Yönetmeliğin 1 Kasım 2008 tarihinde yürürlüğe giren revizyonu gereğince, mevcut eski binaların tadilatla yenilenen ve ilave edilen kısımları da, artık enerji verimli olarak projelendirilmek zorundadır. Belediyeler, artık projelerde ısı yalıtımı olmadığı zaman ruhsat vermiyor.

3)Isı yalıtımı yapılırken yaşanılan bölgenin iklim şartlarına göre hesap yapılır. O hesaba göre de bir takım değerler elde edilir. “Kullanması gereken malzemenin ısı katsayısı o bölgedeki değeri sağlıyor mu?” diye bakılır. Ona göre malzeme kalınlıkları çıkarılıp projeye yansıtılır. Örneğin; Akdeniz bölgesindeki hesapla Marmara’daki hesap birbirinden farklıdır. İstanbul’da dış mantolamada kalınlık 3-5 cm ile kurtarıyorsa, Antalya’da 2 cm olabilir. İstanbul’da 20’lik gaz beton kullanılırken, Antalya’da 15’lik yeterli olabilir. Tuğlanın kalınlığı için de bu hesap geçerlidir.

4)Isı yalıtımı uygulaması için geçmişten bugüne gelen birçok yöntem bulunuyor. Örneğin; çift kat tuğla arasına beyaz köpük konulurdu. Fakat günümüzde en çok gaz beton kullanımı tercih ediliyor. Home Yapı projelerinde bizim tercihlerimiz de bu yönde diyebilirim. Biz gaz beton üzerine mantolama yapıyoruz. 15 cm’lik gaz beton 20 cm’lik tuğla kadar performans veriyor. Geçmiş yıllarda yanan malzemeler vardı, şimdi artık taş yünü gibi yanmayan malzemeler tercih ediliyor. Mantolamada taş yünü tercih edilmeli, mantolama yoksa da gaz beton kullanılmalı.

5)Isı yalıtımı ısının mekanlarda dengeli dağılmasını sağlıyor. Konut içerisindeki dengeli ısı dağılımı sayesinde, yaşanan mekanlarda rutubetsiz, sağlıklı ve konforlu yaşam alanı oluşmasını sağlıyor. Ayrıca iç yüzeylerde terleme sonucu küflenme, siyah leke oluşması ile sıva ya da boyaların kabarmasının da önüne geçiyor.

6)Doğru uygulanan mantolama işlemi, binanın dış cephesini güzelleştirirken, onarım masraflarının da azalmasını sağlar. Böylece yapının dayanıklılığını artırarak, ömrünü uzattığını da söyleyebiliriz.

7)Bugünün ve geleceğin en büyük sorunlarından olan hava kirliliğinin önüne geçmede binalardaki ısı yalıtımının katkısı büyük. Isı yalıtımı işlemi, binalardan atmosfere giden karbondioksit miktarını azaltarak çevrenin korumasına da katkı sağlar.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hareket’ten Türkiye’nin Enerji İhracatına Büyük Destek

Hareket, Türkiye’nin enerji ihracatında önemli bir görev üstleniyor. Samsun’da bulunan 240 MW Doğalgaz Kombine Çevrim Enerji Santrali'ne ait ağırlıkları 90-172 ton arası değişen 8 ağır ve 10 gabari dışı parçayı yaklaşık 4 bin km mesafedeki Özbekistan Taşkent’e üç ay gibi kısa bir sürede ulaştıran Hareket, şimdi de İzmir Aliağa’daki 270 MW Doğalgaz Kombine Çevrim Enerji Santrali’nin Özbekistan Buhara’ya taşınması projesini üstlendi. 

 

60 yılı aşkın bir süredir Türkiye’nin yanı sıra dünyanın birçok ülkesinde başarılı projelere imzasını atan Hareket, gerçekleştirdiği projelerle Türkiye ekonomisine değer yaratmaya devam ediyor. Bu çerçevede Hareket, Özbekistan’da yılda 510 MW enerji üretimi sağlayacak iki enerji santralinin söküm, vinç ve taşıma hizmetlerini üstlendi. 

 

Santral üç ay gibi rekor bir sürede 4 bin kilometre taşındı

Hareket, 240 MW Doğalgaz Kombine Çevrim Enerji Santrali'ne ait en ağırı 172 ton olan tüm ekipmanları yaklaşık 4 bin km mesafedeki Özbekistan Taşkent’te bulunan Kirbay bölgesindeki yerine üç ay gibi çok kısa bir sürede ulaştırdı. Parçalar, Samsun Limanı’ndan kanal gemisine yüklenerek Karadeniz ve Don-Volga Kanalı üzerinden Hazar Denizi’nde Hareket'in hizmet verdiği Bautino Ağır Yük Terminali’nde tahliye edildi. Ardından da yol şartlarına uygun 144 akslık hidrolik araçlar ile Taşkent Kirbay bölgesine taşındı ve gantry kaldırma sistemi ile yerlerine monte edildi. Tesisin diğer aksamları ise Türkiye’den 272 adet gabarili ve standart araçlarla kara yolu üzerinden bölgeye taşındı. 

 

Özbekistan’a ikinci santral İzmir’den taşınıyor

Hareket, şimdi de İzmir Aliağa’da bulunan 270 MW Doğalgaz Kombine Çevrim Enerji Santrali’nin 3500 km uzaklıktaki Özbekistan Buhara’ya taşınması projesini gerçekleştiriyor. Taşıması devam eden projenin de üç ay içinde tamamlanması hedefleniyor.

Santrale ait ağırlıkları 116-180 ton arasında değişen 30 adet ekipman İzmir’deki fabrikadan alınarak hidrolik dorselerle önce Aliağa Limanı’na, sonrasında da limandan yüklenerek Karadeniz ve Don-Volga Kanalı üzerinden Hazar Denizi’nde Hareket'in hizmet verdiği Bautino Ağır Yük Terminali’nde tahliye ediliyor. Ağırlıkları 20-50 ton arasında değişen parçalar ise 560 adet tenteli&lowbed araçlarla Buhara’ya ulaştırılıyor. Bunların yanı sıra proje özelinde Türkiye içi 3 adet 125 ton trafo ve 23 adet sal kasalık yük taşıması gerçekleştirilmiştir.

 

Türki Cumhuriyetlerden enerji santrallerine yoğun talep var

Türkiye’nin son yıllarda enerji ihracatı konusunda çok önemli adımlar attığına dikkat çeken Hareket Genel Müdürü Abdullah Altunkum, şunları söyledi: “Ülkemizde son yıllarda faaliyet göstermeyen fakat çalışır durumdaki doğalgaz kombine çevrim enerji santralleri özellikle Türki Cumhuriyetlerden talep görüyor. Bu santrallerin ihracatı ülke ekonomisine çok ciddi bir katkı sağlıyor. Ancak bir enerji santralinin başka bir ülkeye taşınması çok zorlu bir süreçtir. Hareket olarak uzman kadromuz ve güçlü ekipmanlarımızla söküm, vinç ve taşıma hizmetlerini başarıyla gerçekleştirerek santral ihracatında önemli bir rol üstleniyoruz.’’

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Cube Incubation ve Architecht’ten girişimler için önemli iş birliği

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation, Türkiye ve yurtdışında çok sayıda bankanın ve finans kuruluşunun teknolojik altyapısını sağlayan Architecht ile PowerFactor isimli ürün özelinde iş birliği protokolü imzadı. PowerFactor, mobil uygulama güvenliği, çok faktörlü kimlik doğrulama ve güvenli işlem doğrulama sağlayan kapsayıcı bir siber güvenlik çözümü olarak öne çıkıyor. Architecht tarafından geliştirilen PowerFactor, Türkiye ve Avrupa’da  hali hazırda 2.8 milyon bankacılık ve finans müşterisinin mobil uygulama, işlem doğrulama ve hesap giriş güvenliğini sağlıyor. Gerçekleştirilen protokol kapsamında PowerFactor ürününün Cube Incubation girişimleri tarafından ücretsiz kullanımı sağlanacak. 

Son zamanlarda sıkça artan dolandırıcılık ve siber saldırılar sonucunda firmalar çeşitli maliyetlerle karşı karşıya kalıyor. PowerFactor kullanıcısı olacak startuplar söz konusu riskleri minimize edeceği gibi kendi ana faaliyetlerine odaklanarak büyümelerini hızlandırabilecekler.

Yapılan İş birliği çerçevesinde kuluçka merkezinde yer alan 5 girişime 18 ay boyunca hizmet sağlanacak olup, girişimcilerin seçimine ise Architecht ile Cube Incubation beraber karar verecek.

Faaliyete geçtiği günden bu yana girişimcilik ekosisteminin ihtiyaçlarına yönelik çözümler üreten, sağladığı altyapı ve sunduğu destekler kapsamında Türkiye’nin en nitelikli kuluçka merkezlerinden biri olan Cube Incubation, Architecht iş birliğiyle girişim ekosistemine kurumlarla iş birliğinin önemini bir kez daha vurguluyor. Girişim ekosisteminde kurumlarla iş birliği her iki tarafa da fayda sağlarken şirketlerin yeni pazarlara girmelerine, yeni pazarlar yaratmalarına ve ürünlerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. İş birlikleri girişimlerin de hizmet ve ürünlerini ölçeklendirmelerini destekliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

ROSATOM’dan Paris Anlaşması’nı Onaylayan Türkiye’ye Dayanışma Mesajı

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ni (NGS) inşa eden Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom, Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylama kararına yönelik dayanışma mesajı yayımladı. Rosatom’dan yapılan açıklamada, Türkiye’nin 6 Ekim’de, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde(TBMM) iklim değişikliğine ilişkin 2015 Paris Anlaşması'nı onayladığı hatırlatılarak, bu kararla dayanışma içinde oldukları kaydedildi.  

“Rosatom'un Türk ortaklarıyla yakın işbirliği içinde hayata geçirdiği Akkuyu NGS Projesi, Türkiye sanayisinin ve ekonomisinin düşük karbon geçişine önemli katkı sağlayacaktır” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımıyla yürütülen Akkuyu NGS Projesi ilerleyişini, Türk tarafı ve Rus katılımcıların, Rosatom'un bölümlerinin ve proje şirketlerinin, ortak ve uyumlu çabalarına borçludur. Bu ekip çalışmasıyla elde edilen sonuçlar, Rusya-Türkiye Ortak Hükümetlerarası Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Komisyonu tarafından zaten tanınmıştır. İstikrarlı ve güvenilir bir üretim kaynağı olan nükleer enerji, temel enerji ihtiyacını karşılayan, Paris Anlaşması kapsamındaki ulusal taahhütlerin yerine getirilmesine katkıda bulunan bir enerji sistemidir. Bir NGS, en az 60 yıllık temiz enerji kaynağı olmasının yanı sıra, ülkenin teknolojik gelişimini kolaylaştıran büyük ölçekli bir altyapı projesidir de. Türkiye'nin ilk NGS'si olan Akkuyu, güç ünitelerinin devreye alınmasıyla, ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacaktır.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Aksa Jeneratör, sektörde yeni bir ilke daha imza attı

Jeneratör sektörünün lider markası Aksa Jeneratör, Data Center (Veri Merkezi) standartlarının belirlenmesinde en etkili ve yetkin kurum olan Uptime Institute tarafından TIER III ve TIER IV standartlarına uygunluk onayı aldı.

 

Türkiye jeneratör pazarında lider konumunu uzun yıllardır koruyan ve sektöründe küresel çapta ilk 5 şirket arasında yer alan Aksa Jeneratör, dünyada ilk ve tek Türk markası olarak veri merkezleri için üretilen 44 farklı güçte Aksa Jeneratör setleri, Uptime Institute tarafından TIER III ve TIER IV standartlarına uygunluk onayı aldı.

Aksa Jeneratör, Cummins 550 kVA – 3.000 kVA aralığında ve Perkins 1.400 kVA – 2.500 kVA güç üreten 50/60 Hz seçenekli jeneratör grupları ile uygunluk onayına layık görüldü.

Aksa Jeneratör aynı zamanda, Avrasya bölgesinin tek veri merkezi fuarı olma özelliğini taşıyan ve bu yıl 28-30 Ekim 2021 tarihleri arasında gerçekleşen ‘DCF Veri Merkezi Fuarı ve Konferansı’nın da sponsorluğunu üstlendi. Konferansta konuşma yapan Aksa Jeneratör Pazarlama Genel Müdürü Abidin Volkan Karaçalı, veri merkezleri konusunda Aksa Jeneratör’ün sunduğu çözümlere değindi.

Aksa Jeneratör Pazarlama Genel Müdürü Abidin Volkan Karaçalı, “Ürünlerimizin Veri Merkezi uluslararası standartlarını karşılaması ve böylesi önemli bir sertifikaya sahip ilk ve tek Türk markası olmak bizim için çok gurur verici. Veri merkezlerinin güvenli bir şekilde işleyebilmesi için en önemli güvenlik önlemi elektrik enerjisinin kesintiye uğramamasıdır. İçinde bulunduğumuz dijital çağda veri merkezlerine duyulan gereksinim her geçen gün daha da artıyor. Dolayısıyla büyük miktarda veriyi depolamak ve güvenceye almak için veri merkezlerinin çoğu işletme için çok kritik bir öneme sahip olduğunun farkındayız. Biz de Aksa Jeneratör olarak uzun yıllardır veri merkezlerinin güvenli bir şekilde çalışması için birçok kuruma hizmet veriyoruz. Uluslararası standartlarda ürettiğimiz ürünlerimizin alanında saygın otoriteler tarafından kabul görmesi bizi daha da motive ediyor. Bu motivasyonla ve var gücümüzle sektörde ilkleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Reklam yüzünü arıyor

DİJİTAL Halı sektöründe Türkiye’nin öncü firması Fustat Life,(Belemir Halıları), dijital platformlarda büyük başarılar elde eden Halıfuryası 2022 yılı reklam yüzünü arıyor.

Bugüne kadar yapmış olduğu başarılı çalışmalarıyla sıkça isminden söz ettiren  Fustat life (Belemir halıları) yönetim kurulu başkanı Kadir Elmalı, Halıfuryası markasıyla da Dijital platformlarda büyük başarıya ulaştı. Halıda zarafet sloganıyla 2019'da yola çıkan Elmalı,  Şuan insagram ve sosyal medyada ciddi takipçi seviyesine ulaşarak Halıfuryası markasıyla ön plana çıkarmayı başardı. 24 ülkeye halı dağıtan firmasının 2022 reklam yüzünü arayan genç iş insanı Kadir Elmalı,’Amacımız sektöre göz kamaştırıcı yeni desenler ve katma değer ürünlerle Türkiye’nin dört bir yanına yayılmaktır. Firmamızın reklam yüzünü arıyoruz. Şimdi dünyaca ünlü bir aktör ile görüşme halindeyiz. Bu dünya starıyla birlikte bir de Ülkemizde halktan bir yüz arayışına girdik. Jürinin vereceği karar doğrultusunda reklam yüzümüzü belirleyeceğiz’dedi.

24 Avrupa ve Ortadoğu ülkesine dijital halı sattıklarını dile getiren Elmalı,’Yakın gelecekte başta Türkiye olmak üzere,dünyanın söz edeceği öncü marka haline geleceğiz’diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Değerli Öğretmenim Programı ile öğretmen ve öğrencilerin hayatına değer katmaya devam ediyor

Anadolu Vakfı’nın, öğretmenlerin değişen koşullar karşısında bilgi, beceri ve yetkinliklerini arttırmayı amaçlayan “Değerli Öğretmenim Programı”, Kasım ayı eğitimleri ile devam ediyor. Tüm Türkiye’ye açık olan projede Kasım programı, 1 Kasım’da, 5 oturumdan oluşan “Erasmus KA1 KA2” eğitimleri ile başlıyor. “İnovasyon ve Yeni Nesil Girişimcilik – Start-Up” eğitimi ile Kasım ayında öğrencilerle de bir araya geliniyor.

Anadolu Vakfı’nın, artan ve sürekli geliştirilen konuları, güçlü eğitmen kadrosu ile hem gençlerin hem de öğretmenlerin geleceğine katkı sağladığı eğitim ve seminer programı Değerli Öğretmenim’de Kasım eğitimleri başlıyor. Tüm Türkiye’deki öğretmen ve idarecilere başvuru imkanı sunulan program, Türkiye’nin 56 ilindeki eğitimcilerin yanı sıra öğrencilere de ulaşıyor. Kasım ayı programı kapsamında ilk olarak, 1 Kasım’daki “Erasmus KA1 KA2” eğitimleri ile öğretmen ve idarecilerle buluşuluyor. 5 oturumdan oluşan “Erasmus KA1 KA2” eğitimi 5 Kasım’a kadar devam ediyor. 

 

Kasım ayı programı, 8 Kasım’daki “Sosyal Girişimcilik”, 10 Kasım’daki “Duygusal Esneklik ve Direnç”, 11 Kasım’daki “Öğrenci Koçluğu”, 18 Kasım’daki "Dijitalleşen Dünyada Uzaktan Eğitim Uygulamaları ve İletişim”, 22 Kasım’daki “Eğitimde Yaratıcılık ve Oyun Tasarımı” eğitimleri ile devam edecek. 24 Kasım’da “Zihin Haritası Teknikleri” ve 25 Kasım’da “Kuşağını Anlamak ve Yönetmek” eğitimlerinin verileceği program kapsamında 15 Kasım’da “İnovasyon ve Yeni Nesil Girişimcilik – Start-Up Eğitimi” ile 11. ve 12. sınıf öğrencileriyle bir araya gelinecek.  

 

Eğitim profesyonellerinin bilgi, beceri ve yetkinliklerini arttırmayı amaçlıyor

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 Eğitim Vizyonu doğrultusunda hazırlanan Anadolu Vakfı ‘Değerli Öğretmenim Programı’, gelecek nesillere eğitim ile dokunmayı ve ülkemizin yeteneklerinin gelişimine destek olmayı amaçlıyor. Eğitim programlarına Türkiye’nin dört bir yanındaki öğretmenlerin yanı sıra eğitim alanında görev yapan yönetici, okul idare ekipleri de katılıyor. 2013 yılından bu yana 170 binden fazla öğretmene ulaşan program, toplumu geleceğe taşıyacak değerli öğretmenlerin; sürekli değişen dünya ve koşullar karşısında fark yaratabilen, araştıran, sorgulayan profesyoneller olarak bilgi, beceri ve yetkinliklerini arttırmayı hedefliyor.

  

İletişim dilinin ve şeklinin yeniden tasarlanmasına destek oluyor 

Anadolu Vakfı’nın sürdürmekte olduğu “Değerli Öğretmenim Programı” Kendini Geliştir, İşini Geliştir ve Öğrencini Geliştir olarak üç ayrı modülden oluşuyor. Kendini Geliştir modülünde; iletişim dilinin ve şeklinin yeniden tasarlanmasına destek olunuyor, olaylara dışarıdan bakma, motivasyon, dayanıklılık, esneklik, ikna etme, stres yönetimi, etkin iletişim becerilerini artırmaya yönelik yaklaşımlara yer veriliyor. İşini Geliştir modülünde; iş dünyasının öncelikleri gözetilerek değişen dünya koşullarına uyum sağlayacak uygulamaların hayata geçirilmesine destek olmak hedefleniyor. Problemleri çözme, farkındalık ile güçlü ilişkiler inşa ederek büyük resmi görme, yaratıcı düşünme ve sonuç odaklı olma konularına değiniliyor. Öğrencilerini Geliştir modülünde; dijitalleşen dünyada farklı bakış açıları ile düşünmenin yöntemleri anlatılıyor. Vizyoner bakış açısı ile yönetim yetkinlikleri geliştiriliyor, girişimcilik ekosistemi eğitimleri ile geleceğe dokunuluyor. Öğrencilere koçluk yapma, kaygılarını yönetme, geri bildirim verme, kuşaklarını anlama, takım olma, sürdürebilirlik, çeşitlilik ve dahil etme gibi konuda eğitimler veriliyor. Değerli Öğretmenim projesi kapsamında verilen eğitimler İl Milli Eğitim Müdürlükleri iş birliği ile uzaktan erişim aracı olan Zoom uygulaması üzerinden devam ediyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

‘Dış politikasızlık askeri harekâtla telafi edilemez’

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Başkanı Yasemin Bilgel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye açıklamalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye açıklamalarına ilişkin değerlendirmede bulunan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Başkanı Yasemin Bilgel, yeni bir askeri operasyon hazırlığı yapıldığına dikkat çekti. 

 

Bilgel açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yetkililerin açıklamaları, hükümetin Suriye’nin kuzeyine yeni bir askeri operasyon hazırlığında olduğunun sinyalini veriyor. Mevcut durumda yeni bir askeri operasyon Suriye politikasızlığını çözecek mi? Dış politikasızlık askeri harekâtla telafi edilemez. Askeri güç ancak bütüncül bir dış politika ve stratejiye hizmet eden bir araç olarak kullanıldığı zaman etkin olur. Hükümet ise Suriye’de tam bir politikasızlık içindeyken bu askeri operasyonu planlıyor.” 

 

‘Suriye politikasızlığımızın en büyük göstergesi: Tehlikeli yalnızlık’

 

Bilgel açıklamasına şu sözlerle devam etti:

“Suriye politikasızlığımızın en büyük göstergesi Suriye’de içine düştüğümüz ‘tehlikeli yalnızlıktır’. İktidarın yürütemediği diplomasi ve dış ilişkilerindeki tutarsızlıklar, ülkemizi Suriye’de ABD ve Rusya arasında köşeye sıkıştırmış durumda. ABD Başkanı Biden, ‘Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki askeri eylemlerinin ABD’nin güvenliği ve IŞİD’le mücadeleye tehdit oluşturduğunu’ belirtiyor. Putin ise yeri geldiğinde Türkiye’yi de ima ederek ‘Suriye’den yabancı güçlerin çekilmesi gerektiğini söylüyor. Hem Rusya hem ABD tarafından sıkıştırılmak Suriye’de pazarlık gücümüzü azaltıyor, elimizi zayıflatıyor. Suriye’deki bu yalnızlığımız operasyonların etkinliğini azaltıyor; askeri maliyetini artırıyor ve şehitler veriyoruz. Haklı gerekçelerle yaptığımız askeri operasyonların meşruiyeti sorgulanıyor. ABD ve Rusya ise PYD/YPG’ye verdiği desteği sürdürmeye devam ediyor. İktidar da ülkemizin menfaatleri konusunda kimseyi ikna edemediğinin farkına varmış olmalı ki ‘kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz’ açıklaması yapıyor.”

 

‘Çözümün tüm taraflarıyla yapıcı bir diyalog sürdürülmeli‘

 

“İktidara çağrımız bir an evvel Suriye’de kalıcı bir çözüm için gerekli siyasi ve diplomatik adımlara odaklanmasıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunması, ülkemize yönelik terör tehditlerinin bertaraf edilmesi ve Suriye’den gelebilecek olası göç akınını önlemek tek başına askeri yöntemlerle ve diğer devletlerle siyasi çözüm arayışı olmadan gerçekleştirilemez. İktidar, Suriye yönetimi de dâhil olmak üzere, çözümün tüm taraflarıyla yapıcı bir diyalog sürdürmeli ve ülkemizin menfaatleri doğrultusunda işbirliği yapmalıdır.” 

 

‘Diplomatik seferberlik başlatılmalı’

 

“Erdoğan hükümeti Taliban ile pragmatik bir yaklaşımla diyalog sürdürürken ve Mısır ile yeniden görüşmeye başlamışken, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve ortak menfaatimiz olan kalıcı barışın sağlanması konusunda Suriye yönetimi ile görüşmemekte inat etmesi akılcı değildir. ABD ve Rusya ile de Suriye’de milli güvenliğimiz için tehdit oluşturan terör örgütlerine desteğin kesilmesi için etkin bir diplomatik seferberlik başlatmalıdır. Suriye’deki milli menfaatlerimizin korunması ancak sonuç alıcı bir diplomasi ve tutarlı bir dış politika ile mümkündür.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yemeksepeti’nin yeni CEO’su Mert Baki

Türkiye’nin lider hızlı ticaret platformu Yemeksepeti’nin kurucularından ve CEO’su Nevzat Aydın, ailesine daha fazla zaman ayırabilmek ve Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminin gelişmesi için genç girişimcilere verdiği desteklere odaklanabilmek adına CEO’luk görevinden ayrılma kararı aldı.

 

Nevzat Aydın’ın Yemeksepeti’nden ayrılma kararını almasının ardından CEO’luk görevine 2011 yılında Yemeksepeti ailesine katılan ve halen İş Geliştirme’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Mert Baki’nin atandığı açıklandı.

 

Yemeksepeti tarafından yapılan açıklamada şirketin kurucularından biri olan ve bugünlere ulaşmasında en önemli pay sahibi Nevzat Aydın’ın gerçek bir vizyoner ve tutkulu bir lider olarak Yemeksepeti’nin 20 yılına damgasını vurduğu kaydedildi. Açıklamada, Nevzat Aydın’ın liderliğinde Yemeksepeti’nin 2001 yılında kurulduğu küçük ofisten, bugün Türkiye’nin örnek alınan en önemli kurumlarından birine dönüştüğünün altı çizildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

 

“Yemeksepeti bugün itibarıyla 10 bini aşkın kişiye istihdam sağlayan, en küçük esnafından en büyük perakendecisine kadar Türkiye’nin dört bir yanındaki 60 binden fazla işletmenin büyümesine destek olan ve koşulsuz müşteri memnuniyeti ilkesiyle milyonlarca insanın ihtiyaçlarına her an cevap veren bir yapıda faaliyetlerini sürdürmektedir. Yemeksepeti’nin bu ölçeğe ulaşırken, ilk günkü start-up ruhunu yitirmemiş olmasında ve her zaman çalışanını, iş ortaklarını ve müşterilerini faaliyetlerinin merkezinde tutan bir kurum kültürüne sahip olmasında Nevzat Aydın’ın rolü yadsınamaz. Yemeksepeti, Nevzat Aydın ve kurucularının ilk gün koyduğu ilkelere ve değerlere sadık kalarak, tüm paydaşları ve Türkiye için değer yaratarak büyümeye devam etme kararlılığındadır. Nevzat Aydın’dan bayrağı yine Yemeksepeti bünyesinden yetişen genç bir lider olan Mert Baki’nin alması bu kararlılığın en somut göstergesidir. Nevzat Aydın’a sonsuz teşekkürlerimizi sunarken, Mert Baki’ye Yemeksepeti’nin gelecek yolculuğunda yürüteceği görevden dolayı başarılar diliyoruz.”

 

Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın ise, kurucuları arasında bulunduğu Yemeksepeti’nin bugünkü konumundan ve başarılarından gurur duyduğunu belirterek, “Yemeksepeti her yıl istikrarlı büyümesini sürdüren ve sektöründe açık ara lider durumda olan bir şirket. Önümüzdeki dönemde yönetiminde daha farklı bir bakış açısının hakim olmasını istiyorum. Son dönemde mükemmel bir yönetim ekibi kurduk ve hem bu ekibe, hem de Mert Baki’ye güvenim tam.” dedi. Yemeksepeti’nin bundan sonraki başarılarını yakından takip edeceğini kaydeden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“20 yılı aşkın Yemeksepeti serüvenim boyunca ben ve ekip arkadaşlarım gecemizi gündüzümüze katarak çalıştık. Başarıları birlikte kutlarken, zorluklardan dersler çıkardık. Hiçbir zorluktan yılmadık ve tüm engelleri aşarak tüm paydaşlarımız için değer yaratmaya odaklandık. Yemeksepeti’nde herkes tarafından gıpta edilen bir kurum kültürü oluşturduk. İnovasyon kasları çok güçlü ve çevik bir organizasyon yarattığımıza ve Yemeksepeti’nin sağlıklı büyümesi için gerekli operasyonel mükemmeliyet platformunu oluşturduğumuza inanıyorum. Kişisel olarak hayatımın yeni döneminde aileme daha fazla ve kaliteli zaman ayırabilmeyi istiyorum. Ayrıca Yemeksepeti’nin liderliği bir bayrak yarışı, bayrağı benden devralacak, 10 yılı aşkın bir süredir çalışma arkadaşlığı yaptığım sevgili Mert Baki’ye yeni görevinde başarılar diliyorum.”

 

Nevzat Aydın’dan CEO’luk görevini devralacak Mert Baki yeni görevinin heyecan verici olduğunu vurgulayarak, “Yemeksepeti olarak bugün 25 milyondan fazla kullanıcımızın hem yemek hem de hızlı market ihtiyaçlarını dakikalar içinde karşılayan Türkiye’nin en büyük hızlı ticaret platformuyuz. Özellikle Nevzat Aydın’ın Yemeksepeti’nin bu başarı hikayesindeki liderliği Türkiye’deki girişimcilik ekosistemindeki en büyük başarılardan biri. Kendisine hem bir Yemeksepeti çalışanı olarak burada gerçekleştirdikleri için hem de genç girişimcilere verdiği ilham için en içten teşekkürlerimi sunmak isterim. Bundan sonraki dönemde en büyük önceliğimiz 10 binden fazla çalışanımızla birlikte, milyonlarca kullanıcımızın hayatına ve 60 binden fazla esnaf iş ortağımızın işlerine değer katmak olacak.” dedi.

 

Yemeksepeti’nde CEO’luk görevini devralacak Mert Baki, Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra İTÜ’de Elektrik Mühendisliği bölümünde lisans eğitimini tamamlayıp devamında da Sabancı Üniversitesi MBA yüksek lisans programını bitirmiştir. Florida ve Stanford Üniversitelerinde Business Strategy alanlarında eğitim programlarına katılan Mert Baki, profesyonel iş hayatına ARAMA Danışmanlık’ta başlamış, ardından Migros’ta iş geliştirme alanında farklı görevlerde bulunmuştur. 2011 yılında Yemeksepeti ailesine katıldıktan sonra şirketin tüm yeni projelerinin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi sorumluluklarını yürüten Mert Baki ayrıca Delivery Hero ailesine katılmadan önce Yemeksepeti’nin 10 ülkedeki yurt dışı operasyonlarının sorumluluğunu üstleniyordu. Son olarak İş Geliştirme’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Mert Baki, Yemek.com, Yemeksepeti Banabi ve Yemeksepeti Mahalle dahil birçok projeye liderlik ederek Yemeksepeti’nin hizmet gamının genişlemesini sağlamıştır. İyi derecede İngilizce ve Fransızca bilen Mert Baki evli ve ikiz çocuk babasıdır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı