Aylık arşivler: Ocak 2022

Rahim Ağzı Kanseri Hakkında Doğru Sanılan 10 Yanlış!

Rahim ağzı kanseri dünyada en sık görülen kanserler arasında 4. sırada yer alırken, 45 yaş altındaki kadınlarda ise 2. sıraya yükseliyor. Dünyada her yıl 604 bin kadın rahim ağzı kanserine yakalanıyor ve bu hastaların yaklaşık yarısı hayatını kaybediyor. Oysa dünyada en sık görülen kanserlerden biri olan rahim ağzı kanseri aslında düzenli yapılan taramalarla önlenebiliyor! 

 

Acıbadem Altunizade Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Jinekolojik  Onkoloji Cerrahisi Uzmanı; Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi, Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı,  rahim ağzı kanserinin düzenli uygulanan üç yöntemle önlenebildiğine dikkat çekerek, “Rahim ağzı kanseri için en önemli risk faktörü onkojenik human papilloma virüsleri olup, bu virüsler hastalığın yüzde 99’undan sorumlu tutuluyor. Onkojenik HPV enfeksiyonunu önleyen HPV aşıları, bu kanser türüne karşı en etkili korunma yöntemidir. Aşılar sayesinde, rahim ağzı kanserine yakalanma riski yüzde 70-90’a varan oranlarda engellenebiliyor. Diğer önleyici yöntemler ise smear ve HPV bazlı testlerin uygulandığı tarama programlarıdır. Bu tarama testleri sayesinde rahim ağzı kanseri erken safhada, hatta henüz gelişmeden önlenebiliyor. Rahim ağzı kanseri tanısı konduğunda bir an önce doğru tedavinin uygulanması önemlidir” diyor. 

 

Ancak toplumda rahim ağzı kanseri hakkında doğru sanılan bazı hatalı bilgiler erken tanı ve tedaviyi geciktirebiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, rahim ağzı kanseri hakkında toplumda doğru sanılan 10 hatalı bilgiyi anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu! 

 

Rahim ağzı kanseri genç yaşta görülmez: YANLIŞ! 

Doğrusu: Rahim ağzı kanseri genellikle 35-45 yaş grubundaki kadınlarda görülüyor. Ancak bu kanser türü ileri yaş grubunda görülebildiği gibi, 35 yaşından genç kadınlarda da oluşabiliyor. Öyle ki dünyada her yıl 35 yaş altındaki yaklaşık 60 bin kadında rahim ağzı kanseri teşhis ediliyor. 21 yaşından genç kadınlarda ise rahim ağzı kanseri görülme riski çok düşük oluyor. 

 

Rahim ağzı kanseri sinsice ilerler, belirti vermez: YANLIŞ! 

Doğrusu: Rahim ağzı kanser öncüsü lezyonlar genellikle belirti vermiyorlar. Bu nedenle tarama programının hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda yapılması yaşamsal öneme sahip. Rahim ağzı kanseri ise bulunduğu evreye göre; anormal vajinal kanama ve cinsel ilişki sonrası kanama şeklinde belirti verebiliyor. İlerleyen dönemlerde; düzensiz ara kanamalar, kasık ve karın bölgesinde ağrı, kanser daha da ilerlediyse; böbreklere veya bacaklara vuran ağrı ile bacaklarda şişlik gibi sinyallerle kendini belli edebiliyor. 

 

Rahim ağzı kanseri erken teşhis edilemez: YANLIŞ! 

Doğrusu: Rahim ağzı kanseri erken teşhis edilebiliyor, hatta henüz kanser öncesi lezyonlar aşamasındayken yakalanabiliyor. Kanser öncüsü lezyonların rahim ağzı kanserine dönüşümü için yaklaşık 15-20 yıllık bir süre gerekiyor. Bağışıklık sistemi zayıflamış kadınlarda bu süre 5-10 yıla düşebiliyor. İşte bu zaman aralığı, kanser öncüsü lezyonların, smear ve HPV bazlı testlerle henüz kansere dönüşmeden tespit edilmesine imkan tanıyor. 

 

Tek cinsel partneri olan kadınlarda rahim ağzı kanseri görülmez! YANLIŞ! 

Doğrusu: HPV (Human Papilloma Virüs) büyük oranda cinsel yolla bulaşıyor. Tek bir partnerle olan ilişkiden alınan HPV hücrelerde anormalliğe neden olup,  erken saptanmadığı takdirde, kansere yol açabiliyor. 

 

Hiçbir şikayetim olmadığı için smear testi yaptırmama gerek yok: YANLIŞ! 

Doğrusu: Rahim ağzının kanser öncüsü lezyonları herhangi bir şikayete yol açmıyorlar. Belirtiler ancak kanser geliştiğinde ortaya çıkıyor. Bu nedenle rahim ağzı kanseri taraması olan smear testine asıl hiçbir yakınma olmadan 21 yaşında, HPV bazlı testlere ise 25-30 yaş itibarı ile başlamak gerekiyor.

 

Rahim ağzı kanserinden korunmak için sık sık smear testi yaptırmalıyım: YANLIŞ! 

Doğrusu: Rahim ağzı kanserine dönüşebilecek olan hücresel değişimleri  saptayan smear testine 21 yaşında başlanıyor ve 65 yaşına kadar her 3 yılda bir devam ediliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, HPV bazlı testlerle yapılan taramalarda daha başarılı sonuçlar elde edildiğine işaret ederek, “Tek bir smear testi kanser öncüsü lezyonları yüzde 55 oranında tespit edebilirken, tek bir HPV testi bu lezyonların yüzde 95’ini saptayabiliyor. Dolayısıyla smear testine 30 yaşından sonra HPV testi de ekleniyor. HPV bazlı testler normal sonuçlandığında, bir sonraki testin 5 yılda bir yapılması öneriliyor” diyor. Riskli durumlarda veya sonuçların anormal çıkması halinde ise her iki testte süreler kısalabiliyor. Eğer riskli bir tablo yoksa smear testini sık yaptırmak rahim ağzı kanserine erken tanı konulması şansını fazla arttırmadığı gibi, endişeye ve yanılma ihtimali nedeniyle gereksiz biyopsi işleminin yapılmasına da yol açabiliyor.  

 

HPV enfeksiyonu geçirdikten sonra aşı fayda sağlamaz: YANLIŞ! 

Doğrusu: Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, HPV aşılarının etkilerinin HPV ile karşılaşmadan önceki dönemde daha güçlü olmakla beraber bu enfeksiyonu geçirdikten sonra da fayda sağladıklarını belirterek, ”Rahim ağzı kanserine yol açan yaklaşık 14 adet onkojenik human papilloma virüs tipi vardır. Bunlardan biriyle enfekte olan hasta, HPV aşıları sayesinde, aşı içerisinde yer alan diğer tiplere karşı korunabiliyor. Ayrıca aşıların bu virüse karşı sağladıkları bağışıklık, vücudun enfeksiyona yönelik geliştirdiği bağışıklıktan daha güçlü bir etki gösteriyor” diyor. 

 

Aşı olduktan sonra smear testi yaptırmama gerek yok: YANLIŞ!

Doğrusu: HPV aşıları her ne kadar rahim ağzı kanserine karşı büyük oranda koruyucu olsalar da, rahim ağzı kanserini yüzde 100 oranında önleyemiyorlar. Dolayısıyla aşı sonrasında da rutin rahim ağzı kanseri taramalarının ihmal edilmemesi yaşamsal önem taşıyor. 

 

Smear testinde anormal hücre varlığı rahim ağzı kanseri demektir: YANLIŞ!

Doğrusu: Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, smear testi sonucunun anormal gelmesi durumunda hastaların mutlaka yakından değerlendirilmeleri gerektiğini belirterek, “Anormal hücre varlığı kanser öncüsü lezyon ihtimalinin arttığına işaret ediyor. Ancak bu tablo hastanın rahim ağzı kanserine yakalandığı anlamına gelmiyor. Burada daha önemli olan, kanser öncüsü hücre bozukluklarının oranının normal smear testi sonucuna nazaran artmış olmasıdır. Bu hastalardaki hücresel anormalliğinin derecesine göre rahim ağzından biyopsi yapmak gerekebiliyor. Bu şekilde kanser öncüsü lezyonlar erken aşamada yakalanıp tedavi edilebiliyor, böylece rahim ağzı kanseri önlenebiliyor” diyor. 

 

HPV testim pozitif çıktı, rahim ağzı kanserine yakalanacağım: YANLIŞ! 

Doğrusu: Kadınların yüzde 80’inden fazlası hayatları boyunca en az bir kez HPV ile enfekte oluyorlar. Ancak vücudun bağışıklık sistemi, 2-3 yıl içerisinde, hastaların yüzde 90’ından fazlasında HPV enfeksiyonunu temizliyor. Hastaların yüzde 10’luk kesiminde ise HPV enfeksiyonu kalıcı oluyor. “İşte bu grup hastaların yakından takip edilmeleri, kanser öncüsü lezyonların erkenden teşhis ve tedavi edilmesi için çok önemli” uyarısında bulunan Prof. Dr. Serkan Erkanlı, “Her HPV kansere yol açmadığı için test pozitif çıktığında, hangi HPV ile enfekte olunduğuna ve smear testindeki sonuca göre biyopsi yapılması veya hastanın yakın takip edilmesi gerekebiliyor” diyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Unutuyorum Yoksa Alzheimer mı Oluyorum” Düşüncesi Günümüzün Önemli Bir Stres Faktörü

Kızılay Kartal Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Kenan Yücel insanların “Bugünlerde her şeyi unutuyorum yoksa alzheimer mı oluyorum” düşüncesinin bile kişide bir stres   yarattığını belirterek,  stres de  hafızayı olumsuz etkiliyebilir. Bu da Alzhemimer açıcından ciddi bir risk faktörüdür.” Diyor. 

 

Çağın en korkulan hastalıklarından biri Alzheimer. Türkiye’de 600 binin üzerinde aile bu hastalıkla mücadele ediyor. Yapılan araştırmalara göre yaşlanan Türkiye nüfusu göz önüne alındığında 2050’li yıllarda bu rakamın katlanarak artacağı tahmin ediliyor. Kızılay Kartal Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Kenan Yücel, stres ve alzheimer arasındaki ince çizgiye dikkat çekiyor. Birçok nedene bağlı olabilecek günlük unutkanlıklarda “Alzheimer mı oluyorum” düşüncesinden uzak durulması gerektiğine işaret eden Uzm. Dr. Yücel “Bu korku ile yaşamak bir stres kaynağı oluşturur ve bugün biliniyor ki, stres, depresyon, üzüntü, hepsi beyin özelinde hafıza bölümlerinde negatif etki yapar ve unutkanlığı belirgin bir şekilde arttırır. Dolayısıyla, hayatımızı korku ve endişe ile doldurmak yerine, düzeltebileceğimiz faktörler üzerinde çalışmamız daha etkili olabilir” uyarısında bulunuyor.

 

Alzheimer Hastalığı Genetik mi?

Uzm. Dr. Kenan Yücel, “Alzheimer, bunama (demans) vakalarının büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Beyin hücrelerinin azalması ve yıkımına neden olan ilerleyici bir hastalıktır. Genellikle Alzheimer hastalarının çoğu 65 yaş ve üzerindedir. Alzheimer olgularının yüzde 5’inden daha azı genetik bir geçiş gösterebiliyor. Bu olgular da genellikle erken yaşlarda, 40-50 yaş civarında başlıyor. Bu nedenle birinci derece yakınında bu hastalık olan kişiler kafa karışıklığı, olayları unutmak, nesnelerin ve kişilerin isimlerini hatırlayamamak, yolları karıştırmak, karar verememek, sürekli aynı şeylerden bahsetmek, kaygılı hissetmek, ruh hâlinde yaşanan dalgalanmalar gibi belirtiler varsa, o zaman erkenden doktora danışmalarında fayda var” diye konuştu.

 

Her Unutkanlık Alzheimer Değildir

Kızılay Kartal Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Kenan Yücel, “Günümüzde unutkanlık şikâyeti her yaş grubunda çok sık görünen bir yakınmadır. Her unutkanlık Alzheimer değildir, bazen beslenme yetersizliği, duygu durum bozukluğu gibi nedenler de sebep olabilir ve bu faktörler düzelince unutkanlık gerileyebilir” dedi. 

 

Alzheimer ya da Bunama ’ya karşı yapılması gerekenler  

Uzm. Dr. Kenan Yücel, “Alzheimer’da hastalığın gelişmesini tamamen önleyen veya hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi günümüzde henüz bulunmamaktadır ve sadece hastalığın ilerlemesini yavaşlatan ilaçlar vardır. Ancak vücudumuzun sağlığı için yapabileceğimiz ve Alzheimer’dan bizleri uzak tutabilecek bazı önlemleri herkesin alması gerekir. Bunlar, düzenli bir yaşam sürmek, sağlıklı beslenmek, iyi uyumak, alkol ve sigaradan uzaklaşmak, sosyal ilişkileri her zaman canlı tutmak, spor yapmak, cep telefonları, sosyal iletişim araçları, sosyal medya alanlarında gereğinden fazla zaman harcamamak, bol su tüketmek, bulmaca çözmek, hafıza güçlendirici oyunlar oynamak, şarkı, şiir ezberlemeye çalışmak, yeni bir dil öğrenmek gibi faaliyetlerle hafızamızı canlı tutabiliriz” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tükürük Bezi Tümörlerinin Belirtilerine Dikkat!

Tükürük bezlerinden salgılanan tükürük; ağız içini nemlendiriyor, yutmayı, konuşmayı ve tat almayı mümkün kılıyor. Yetişkin bir insan günde yaklaşık 0,6 ila 1,5 litre tükürük salgılıyor. Vücutta çok önemli bir görevi olan tükürük bezlerinde tümörler meydana gelebiliyor. Kesin nedenleri tam olarak bilinmeyen tükürük bezi tümörlerinin başarılı bir şekilde tedavi edilebilmesi için erken teşhis önem taşıyor. Memorial Şişli Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Ela Araz Server, tükürük bezi tümörleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi. 

 

Vücutta; ikisi kulak önünde (parotis bezi), ikisi çene altında (submandibular bez) ve ikisi dilaltında (sublingual) olmak üzere üç çeşit büyük tükürük bezi, ağız içi, solunum ve sindirim sisteminde yerleşmiş çok sayıda da küçük tükürük bezi bulunmaktadır. Çene altındaki bezler submandibular tükürük bezidir ve en fazla tükürük salgılayan bezlerdir. Kulak önündeki bezlere parotis bezlerleri adı verilir ve yemek yemek gibi uyaranlarla tükürük salgılar. Tükürük bezi hücrelerinde iyi huylu (benign) ya da kötü huylu (malign) tümörler oluşabilmektedir. Tükürük bezlerinde sıklıkla iyi huylu tümörler görülür. İyi huylu tükürük bezi tümörleri başka dokulara sıçramazken, kötü huylu tümörler yayılma potansiyeline sahiptir. Kötü huylu tükürük bezi kanserlerinde erken teşhis tedavinin başarısını artırmaktadır. 

 

Sigara tetikleyici faktörlerden biri

Tükürük bezi kanserine erkeklerde daha sık rastlanmaktadır. Tükürük bezi tümörlerinin neden oluştuğu tam olarak bilinmemektedir.  İyi huylu tümörlerde altta yatan bir neden gösterilememiştir ancak kötü huylu tükürük bezi tümörlerinde; genetik yatkınlık, sigara kullanımı, radyasyon maruziyeti, asbest kullanılan işlerde çalışmak, kauçuk ve kereste işçiliği, çeşitli tesisat işleri etkili olabilmektedir. 

 

İlk belirtisi kulak önü ya da çene altında şişliktir

Tükürük bezi tümörü çıktığı beze göre belirtiler gösterir. En sık belirtisi şişliktir. Etkilenen bezin bulunduğu bölgede örneğin kulak önünde, çene altında, dil altında, ağız içerisinde şişlikler (yumrular) görülebilir. Bu şişlikler büyük oranda ağrısız ve serttir. Eğer tümör çok büyür ve bası yapmaya başlarsa ağrı, yutma güçlüğü, ağız açmada zorluk, yüz yarısında uyuşma, yüz siniri felci sonucu yüzde kayma görülebilir. 

 

Tek tedavi yöntemi cerrahidir

Tükürük bezi tümörlerinin ilaç tedavisi yoktur, tek tedavi yöntemi cerrahidir. Ameliyatın boyutu ve sonrasında gerekebilecek ek tedaviler tümörün büyüklüğüne, tipine ve yerleştiği bölgeye göre değişir.  Eğer tümör iyi huylu ve küçükse çoğu zaman sadece kitleyi çıkarmak yeterli olurken kötü huylu tümörlerde, büyük tümörlerde etkilenen tükürük bezinin tamamının çıkarılması gerekir. Eğer tümör kötü huylu ise ameliyat sonrasında kemoterapi veya radyoterapi gerekebilir.  

 

Ameliyat sonrası bunlara dikkat edin

Tükürük bezi ameliyatlarının yaklaşımı hangi bezi tuttuğuna göre değişmektedir. Kulak önü, çene altı gibi bulunduğu bölgeye göre ameliyat yapılır. Ameliyat sonrasında yara bölgesinde hafif ağrı, kulak ve yüz bölgesinde uyuşma, hissizlik, karıncalanma hissedilmesi normaldir. Ameliyattan sonra bazen çene hareketleri ile oluşan ağrılar olabilir. Hasta çenesini çok yormamalı, bir hafta kadar sert yiyeceklerden kaçınmalı, tükürük salgısını tetiklememek için salgıyı artıran limon, narenciye, turşu gibi yiyecekler tüketmemelidir. Yara yerinin bir hafta boyunca ıslatılmaması, temiz kalması gerekir. Eğer bu bölgede şişlik, ağrı, kızarıklık, akıntı olursa zaman geçirilmeden doktora başvurulmalıdır. Yara bölgesindeki izi azaltmak için skar önleyici bazı kremler kullanılabilir. Yine bu bölge güneşe duyarlı olacağından güneşten korunmalı ve mutlaka güneş koruyucu kremler kullanılmalıdır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Lori Barokas ile U Dönüşü” Vestel PSM Radyo’da Başlıyor!

Uzun yıllar Best FM, Virgin Radio Türkiye gibi radyolarda farklı formattaki programlarıyla tanınan Lori Barokas, yepyeni programı “Lori Barokas ile U Dönüşü” ile Vestel PSM Radyo’da canlı yayınına başlıyor!

 

Seslendirme ve DJ’liğin yanı sıra 15 yıldan fazladır aktif olarak canlı yayın programcılığı yapan ve uzun zamandır canlı yayına bağlanan katılımcılarıyla gerçekleştirdiği yarışmaları ile adından söz ettiren Lori Barokas’ın yeni programı “Lori Barokas ile U Dönüşü” hafta içi her gün 10.00-12.00 saatleri arasında Vestel PSM Radyo’dan canlı olarak yayınlanacak. 

 

karnaval.com ve Karnaval uygulaması üzerinden dijital olarak yayın yapan Vestel PSM Radyo’da başlayacak olan “Lori Barokas ile U Dönüşü” kültür-sanat dünyasından ağırlayacağı sürpriz konuklarının yanı sıra Zorlu PSM dünyasına dair bilgilerden etkinliklere ilişkin detaylara kadar farklı konularda dinleyicilerine dopdolu bir program sunacak. Canlı yayına telefon bağlantısıyla gerçekleştirilecek birbirinden eğlenceli yarışmaların ve sürpriz hediyelerin yer alacağı “Lori Barokas ile U Dönüşü” 1 Şubat günü saat 10.00’daki ilk programında dinleyicileriyle buluşacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Topic, Neiked & Mae Muller ve Amber Mark’tan Yeni Çıkışlar

Dört platin ödüllü DJ ve yapımcı Topic, Robin Schulz, Vokalist Nico Santos ve Paul van Dyk ile “In Your Arms” için bir araya geliyor. Topic Alman arkadaşı şarkıcı-söz yazarı Nico Santos ile üçüncü iş birliğini gerçekleştiriyor. İkili ilk çalışmaları 2015’te “Home” ile gerçekleşti. 2020’deki hit şarkıları “Like I Love You”nun devamı niteliğinde olan “In Your Arms” House efsanesi Robin Schulz’un da dahil olmasıyla dünya çapında listelerde üst sıralara oynamayı hedefliyor. Şarkı piyano melodileri etrafında Paul van Dyk’ın klasik tarzını yansıtmayı başarıyor.

TOPIC, Robin Schulz, Nico Santos, Paul van Dyk’ın “In Your Arms” çıkışını dijital platformlar üzerinden dinlemek ve satın almak için

 

Neiked, Mae Muller, Polo G (J Balvin Remıx)- Better Days 

Neiked, Mae Muller ve Polo G’nin bir araya geldiği parça “Better Days”in J Balvin remix’i yayımlandı. “Better Days” umut ve heyecan dolu enerji veren bir temaya ve buna eşlik eden eşsiz melodilere sahip. NEIKED'in kornolar ve dikkat çekici synthesizer melodileri ile tamamlanan prodüksiyonu, Mae'nin kusursuz vokalleri ve Polo G'nin dizeleriyle tamamlanıyor. Şarkısıyla alakalı Neiked şunları söyledi: “Dürüst olmak gerekirse. Mae Muller ve Polo G gibi harika sanatçılarla çalıştığım için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. Bu iki harika insan ile özel bir şey yarattık!”

 Neiked, Mae Muller, Polo G ve J Balvin’in “Better Days J Balvin Remix” çıkışını dijital platformlar üzerinden dinlemek ve satın almak için 

 

Amber Mark- Three Dimensions Deep

New York’lu şarkıcı, söz yazarı ve yapımcı Amber Mark, merakla beklenen ilk albümü “Three Dimensions Deep”i yayımladı. Three Dimensions Deep sanatçının 2. EP’si ‘Conexão’dan 4 yıl sonra yayımlandı. 17 şarkılık albüm, Amber'in kişisel ve müzikal gelişimini takip eden üç ana bölüme ayrılıyor. Amber Mark albümde güvensizliklerini ve tüm kaygılarını kabul etmek ile başlayarak, dünyanın acılarına ve travmalarına kozmik ölçekte cevaplar arıyor. Amber'in ilk albümü aynı zamanda bir konsept albüm ve kendine yazdığı bir mektup görevi görüyor. Amber Mark ilk albümü için şunları söyledi: “’Three Dimensions Deep’ cevaplar için evreni araştırmaya başladığınızda kendinize hangi soruları sormaya başladığınızın müzikal bir yolculuğudur.” 

Amber Mark’ın “Three Dimensions Deep” çıkışını dijital platformlar üzerinden dinlemek ve satın almak için 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Kurtar Beni Damat” Bir Kez Daha Kahkahaya Boğdu

Gölcük Belediyesi kültür-sanat etkinlikleri kapsamında yeniden sahnelenen “Kurtar Beni Damat” adlı tiyatro oyunu, tiyatroseverleri bir kez daha kahkahaya boğdu.

 

Gölcük Belediyesi Aralık ayı kültür sanat etkinliklerinde gala yaparak tiyatroseverlerin büyük beğenisini kazanan “Kurtar Beni Damat” adlı tiyatro oyunu yeniden seyircisi ile buluştu. Ocak ayı kültür-sanat etkinlikleri kapsamında Kazıklı Kervansaray Kültür Yapısı’nda Sırf Tiyatro ekibi tarafından sahnelenen oyuna tiyatroseverler yine yoğun ilgi gösterdi. Gösteri öncesinde Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer ve AK Parti Gölcük İlçe Başkanı Çetin Seymen de salondaki yerlerini alarak hemşehrileri ile birlikte oyunu beğeni ile izledi.

 

SANATTA ÖNCÜ KENT GÖLCÜK

Salondakilere eğlenceli anlar yaşatan tiyatro ekibini tebrik eden Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Sanatta öncü kent olma hedefiyle hemşehrilerimizi ve çocuklarımızı tiyatro oyunlarıyla buluşturmaya devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türk El Sanatları Sanataları Gölcük’ten Geleceğe Taşınıyor

Gölcük Belediyesi’nin geleneksel Türk el sanatlarının gelecek kuşaklara aktarılması hedefiyle düzenlediği “Sivas Cecim Dokuma, Yörük Bağı ve Sivas Örgü Çorabı Eğitim Çalışması’nı başarı ile tamamlayan kursiyerlere sertifikaları takdim edildi.

 

Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel Türk el sanatlarına sahip çıkarak gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak amacıyla birçok eğitim etkinliği düzenleyen Gölcük Belediyesi, eğitimlerine devam ediyor. Bu kapsamda Gölcük Belediyesi yeni yılın ilk etkinliğinde; Dokuma Ustası Onur Başpınar’ın kalımıyla Sivas Cecim Dokuma, Yörük Bağı ve Sivas Örgü Çorabı üzerine eğitim düzenledi. Ocak ayı Kültür-Sanat etkinlikleri kapsamında Gölcük Belediyesi Sanat Galerisi’nde düzenlenen etkinlikte, kursiyerler; Başpınar’dan dokuma sanatları hakkında aldıkları bilgiler ile uygulamalar yaptılar.

 

SANATA DEĞER KATAN ETKİNLİKLER DEVAM EDECEK

Eğitimleri başarı ile tamamlayan kursiyere sertifikalarını ise Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer takdim etti. Kursiyerlerin çalışmalarını dikkatle inceleyen Başkan Sezer, Dokuma Ustası Onur Başpınar ve eğitime katılan kursiyerlere teşekkür etti. Başkan Sezer, “Sanata değer katan ve kültürel mirasımızı yaşatarak gelecek kuşaklara aktaracak etkinliklerimize devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Pera Müzesi Takipçileri Fantastik İkonalara Dönüşüyor!

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi büyük ilgi gören “İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm!”: Popüler Kültürde Bizans sergisi kapsamında “Fantastik İkona” filtresini Instagram kullanıcılarıyla paylaştı. Bizans İmparatoriçesi Theodora’dan ilham alan filtre, sanatçı Meltem Şahin tarafından tasarlandı ve geliştirildi.

 

“Fantastik İkona” filtresi, kullanıcıları dönemin karakteristik özelliklerini taşıyan sanal bir kurgunun parçası haline getiriyor. Pera Müzesi, eğlenceli tasarımıyla dikkat çeken “Fantastik İkona” filtresiyle sanatseverlerin Instagram arşivine sergiden bir anı ekliyor. “Fantastik İkona” pozlarını Instagram’da paylaşmak isteyenler filtreye Pera Müzesi’nin Instagram hesabından  ulaşabiliyor.  

    

“Fantastik İkona” filtresinde mor ve sarı renkler öne çıkıyor. Bizans Dönemi’nde Ioustinianos ve Theodora’nın mozaiklerinde de kullanılan mor, hanedanlığı; sarı ise kutsalın rengi altını temsil ediyor. Dönem mimarisindeki kemerli yapılar ve iyonik düzen, Pera Müzesi’nin ambleminin de yer aldığı, bugün Laleli’de bulunan damla motifli Theodosios sütunlarıyla yansıtılıyor.

 

Adını Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Panorama romanında geçen “İstanbul’da bu ne bizantinizm!” ifadesinden alan ve Bizans’ın popüler kültürdeki temsillerini bir araya getiren “İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm!”: Popüler Kültürde Bizans sergisi, 6 Mart’a kadar Pera Müzesi’nde görülebilir.

 

Pera Müzesi Salı’dan Cumartesi’ye 10.00-19.00, Pazar günleri ise 12.00-18.00 saatleri arasında gezilebilir. Cuma günleri “Uzun Cuma” kapsamında 18.00-22.00 arası tüm ziyaretçiler, Çarşamba günleri ise “Genç Çarşamba” kapsamında tüm öğrenciler müzeyi ücretsiz ziyaret edebilir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Smyrna Korosu’ndan Harika Konser

Konak Belediyesi’nin Güzelyalı’daki Kültür Merkezi önceki gece harika bir konsere ev sahipliği yaptı.

 

Smyrna Korosu’nun şef İhsan Demirel yönetiminde verdiği konserde Nazım Hikmet Salonu’nu dolduran Türk Musikisi sevenler, birbirinden güzel eserler dinledi.

 

Önceki yıllarda şefliğini yaptığı koroya konuk sanatçı olarak katılan TRT eski sanatçısı Pınar Yorgancılar, seslendirdiği hüzzam ve segah makamında eserlerle dinleyicileri adeta mest etti.

 

Selahattin Pınar’ın ölümsüz eseri “Aşkınla sürünsem yine aşkınla delirsem” ile programa başlayan Yorgancılar, sırasıyla, Ölürsem yazıktır sana kanmadan, Leyla bir özgecandır, Gül olsam sümbül olsam isimli şarkıları seslendirdi. Yoğun alkış üzerine sahneden inmeyen Pınar Yorgancılar, son olarak “Arabaya taş koydum civanım” adlı beşinci şarkıyla programını tamamladı.

 

Konserin sunuculuğunu üstlenen Nurdan Ökten, ayrıca şef Ihsan Demirel’in “Bir hasret şarkısı” adlı eserini de başarıyla seslendirerek alkış aldı.

 

Gecenin diğer solistleri ise Semra Meralbaysal, Melahat Zenginyürek, Erdoğan Çakmaklı, Şua Sorulmaz, Ayşe Gülhan Vuruşkan, Yalkın Çobanlı, Nursel Batı, Ali Ferah Vatansever, Sedat Büyükdemirel, Jale Ergün, Mücahit Çelikel, Ümran Adalar Esen, Şefik Ant,  Ferruh Dürdar ve Kadir Şentürk oldu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“BES, çocuklara verilebilecek en güzel karne hediyesi”

Türkiye’de 18 yaş altındaki 24 milyon çocuğun BES’ten yararlanabilmesinin önünü açan yasal düzenlemenin ardından 197,4 bin sözleşme adedine ulaşıldı. Fibaemeklilik Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu "BES’in, geçtiğimiz hafta itibarıyla sömestr heyecanı yaşayan 18 milyon çocuğa verilebilecek en güzel karne hediyesi olduğuna inanıyorum” dedi.

 

Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nda geçtiğimiz yıl yapılan yasal düzenlemeyle, Türkiye’de 18 yaş altındaki 24 milyon çocuğun BES’ten yararlanabilmesinin önü açılmıştı. Emeklilik Gözetim Merkezi verilerine göre düzenlemenin yürürlüğe girmesinden 14 Ocak 2022’ye kadar 197,4 bin sözleşme adedine ulaşan sistemde, 18 yaş altı katılımcıların toplam fon tutarı 353,5 milyon TL’ye yükseldi. Çocukların geleceğine yatırım imkânı sunan sistemde devlet katkısının 37,7 milyon TL’ye ulaştığına dikkat çeken Fibaemeklilik Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu şunları söyledi:

 

Türkiye’nin demografik yapısı sebebiyle gençlerin ekonomik sistem içindeki payı giderek artıyor ve 18 yaş altındakilerin bireysel emeklilik sistemine katılımı, çocuklarının geleceği konusunda ailelerin de güvende hissedebilmelerini sağlıyorÇünkü BES gençlerimizin tasarruf bilincinin artırılması ve yaşamlarının ilerleyen bölümlerinde daha rahat emeklilik dönemi geçirebilmeleri için ideal bir birikim yöntemi. BES’in, geçtiğimiz hafta itibarıyla sömestr heyecanı yaşayan 18 milyon çocuğa verilebilecek en güzel karne hediyesi olduğuna da inanıyorum.

 

Yeni yasa, BES katılımcıları için yeni fırsatlar getiriyor

 

Uygulanacak yüzde 30 devlet katkısının, 18 yaş altı BES katılımcıları için kaçırılmayacak bir fırsat olduğuna vurgu yapan Öztürkoğlu şunları ifade etti:

 

“Orta vadede 3 milyon çocuğun daha sisteme giriş yapması ve 30 milyar TL gibi bir fon büyüklüğü oluşmasının beklendiğini göz önüne alırsak, devlet katkısı oranının artırılmasının başta 18 yaş altı katılımcılar olmak üzere tüm katılımcıları olumlu yönde etkileyeceğini söyleyebiliriz. Üstelik TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen yeni yasa, devlet katkısının yanında BES katılımcıları için yeni fırsatlar da getiriyor. Yeni dönemde BES katılımcıları, sistemdeki birikimlerinin temlik edilmesi ve kısmen ödeme gibi yeni avantajlardan da yararlanabilecek.”

 

18 yaş altı ilk katılımcıyı sisteme Fibaemeklilik kazandırdı

 

Fibaemeklilik’in, BES’te 18 yaş altı ilk katılımcıyı sisteme kazandıran şirket olduğuna dikkat çeken Öztürkoğlu şunları söyledi:

 

“Aileler çocukları için BES sözleşmelerini ne kadar erken yaşta başlatırlarsa, çocuklar o kadar fazla avantaj elde edebilirler. Sistemle ilgili ailelerin akıllarına takılan bir şey varsa, her türlü sorularına Fibaemeklilik’te cevap bulabilirler. Çocuklar için özel olarak hazırladığımız Gelecek Net BES Planı ile hem katılımcılardan peşin giriş aidatı almıyoruz hem de katkı paylarını 100 TL’den başlatıyoruz. Fibaemeklilik olarak 18 yaş altı Bireysel Emeklilik planlarımızla ayrıca, AÇEV’in Okuyan Bir Gelecek projesine destek oluyor, ülkemizin geleceğine de katkıda bulunuyoruz.”

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı