Aylık arşivler: Şubat 2022

Endüstride Akıllı Fabrika Dönemi

Üretimin merkezi olan fabrikalar, yüksek teknolojili otomasyon sistemleriyle akıllı hale geliyor.

 

Dünyada hızla devam eden ve pandemi ile birlikte bu hızı daha da artıran teknolojik dönüşüm endüstriyi de etkisi altına aldı. Uzun yıllardan beri süre gelen ve çözüm aranan birçok zorlu sürecin Endüstri 4.0 ile birlikte hızlı ve kolay bir şekilde çözüme ulaşabilmesi firmalarda bu dönüşümü kaçınılmaz hale getirdi. 

 

Bilinen geleneksel üretim yöntemleri yerini yüksek teknolojili inovatif sistemlere bırakırken, bu değişim verimliliği ve üretim kapasitesini doğrudan etkiliyor.  

 

Geliştirdiği otonom sistemleriyle global ve ulusal firmalara bu alanda çözümler sunan yerli girişim ZGN Otonom ve Robotik CEO’su Özgün Yabalak, akıllı fabrikaların sanayiciye her anlamda avantajlar sunduğunun altını çizerek:  “Akıllı fabrikalar, bilinen ve geleneksel olarak kabul edilen üretim ve imalat sistemleri üzerine verim, enerji, kapasite vb. maliyeti ve değeri doğrudan etkileyen kritik konuların anlık olarak takip edilebilmesini ve gerektiğinde uzaktan müdahale edilebilmesini sağlayan teknolojik otomasyon sistemleriyle donatılmış fabrikalardır.

 

Günümüzde teknoloji gelişimindeki yüksek hız üretim ve imalat yapan tüm fabrikaları doğrudan etkilemektedir. Bilinen ve kolaylıkla görülen bir gerçek olarak günümüzde üretim kapasiteleri ve fabrika sayıları hızla artmaktadır. Hammadde maliyetlerinin sürekli yükselen bir grafik izlemesi, sektörlerde artan alternatiflere doğru orantılı olarak artan rekabet ve birim ürün maliyetinde sahip olunması git gide daha değerli hale gelen rekabet avantajı, fabrikaları akıllı ve değerli üretim yapmaya zorlamaktadır. 

 

Üretimin, hammaddenin, enerjinin, birçok yönden kalitenin ve kapasitenin takibinin yapılması maliyetlerin kontrol altında tutulması, tasarruf fırsatlarının görülmesi ve hızlı bir şekilde değerlendirilebilmesi akıllı fabrikaların sağladığı en önemli avantajlardır. Gerçek zamanlı yani anlık üretim takibiyle birlikte hatalı durumlar, dar boğazlar, kalite kayıpları vb. durumlar noktasal olarak tespit edilebilir.” dedi. 

 

Türk Sanayisinin Altyapısı Akıllı Fabrikalara Hazır 

 

Günümüzde Türk sanayisinin de bu tip akıllı sistemlere kayıtsız kalmaması gerektiğini belirten Özgün Yabalak, “Yurtiçi ve yurtdışı talep ve ihtiyaçların artması, ülkemiz sanayisini de doğrudan etkilemektedir. Taleplere hızlı ve yeterli cevap verebilmek, üretimin talep edilen kalitede, uygun maliyetle gerçekleştirilebilmesi için akıllı fabrika konusu istisnasız tüm sektörlerde Türk sanayisinin gündeminde olması gerekmektedir. Türkiye’deki fabrikalar kritik birçok sektörde yüksek otomasyonlu üretim altyapısına sahiptir. Üretim, insan gücünden çok makine gücüyle, standart kalitede ve yüksek kapasitelerde gerçekleştirilebilmektedir. Döviz kurlarından doğrudan etkilenen, hammadde ve yedek parça kalemlerinde ithalatın baskısı altında hayatta kalmaya çalışan Türk sanayisi, üretim sahalarını akıllı hale getirerek doğru zamanda, doğru miktarda minimum kayıpla üretimlerini yapabilmek adına akıllı fabrika dönüşümlerine önem vermelidir. Sanayimiz, sahip olduğu altyapısal yeterlilikle akıllı fabrika dönüşümüne başlayabilecek ve hızlı bir şekilde üretim yapı ve stratejilerini bu kapsamda gerçekleştirebilecek durumdadır. Tek yapılması gereken kısa vadede gerekli planlamaların yapılması ve adımların doğru sıralamayla atılmasıdır." dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

COVID-19’un Yol Açtığı Ruhsal Sorunlara Karşı 7 Öneri

Dünyada ve ülkemizde hızla yaygınlaşan koronovirüs salgını, ‘pozitif’ sonuçla karşılaşan kişilerin yaşamında sadece fiziksel değil, ruhsal sorunlara da yol açabiliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Seren Öztoprak Kılıç “Yüzyılın salgın hastalığı Covid-19’un, herhangi bir ruhsal hastalığı olmayan kişilerde birtakım ruhsal sorunlara, ruhsal hastalığa sahip kişilerde ise hastalığın şiddetlenmesine sebep olabildiğini sıkça görüyoruz. Koronavirüs tanısı alan kişiler, ‘nerede eksik ya da hata yaptım, kimden bulaştı, yeterince dikkat etmedim mi’ gibi düşüncelerle kendilerini sorgulamaya başlıyorlar. Kendilerini suçlamakla birlikte, hastalığının nasıl ilerleyeceği ve yakınlarına bulaştırmak konusunda kaygı duyup, bulaştırdılarsa suçluluk duygusu ile depresyona girebiliyorlar” diyor. Covid-19 ile birlikte son iki yıldır pek çok kişide sinirlilik, tahammülsüzlük, öfke patlamaları, konsantrasyon güçlüğü, kaygı bozukluğu, mutsuzluk, ölüm korkusu ve depresyon gibi ruhsal sorunların görülme sıklığının arttığını belirten Uzman Klinik Psikolog Seren Öztoprak Kılıç, bu sorunların üstesinden gelmemize yardımcı olabilecek 7 önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

  • Olumlu düşünün

Virüse yakalananlar bu durumun sadece kendisine özgü olmadığını, hasta olup iyileşen insanların da olduğunu unutmamalıdır. Gerçekçi düşünce içine girilmeli, sürekli bedensel belirtileri dinlememeli, bakış açılarını değiştirmelidirler. Yani umutlu olun ve olumlu düşünün.   

  • Güvenilir kaynakları takip edin

Medya yayınlarına gereğinden fazla maruz kalmayarak, güvenilir kaynakları takip etmek önemli. Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığının önerdiği tedbir kurallarını uygulayın. Korku ve kaygınızı, bilgi sahibi olarak ve gerekli tedbirleri uygulayarak aza indirebilirsiniz. Endişenizin, korkunuzun artması başka pek çok şeyi olumsuz algılamanıza sebep olur. Bu yüzden korkunuzu artıracak kişi ve kaynaklardan uzak durun. Konu hakkında bilgisi olmayan kişileri ve yayınları takip etmeyin. Öğrenmek istediğiniz şeyleri, güvenilir kaynaklardan öğrenin. 

  • Koronavirüsten başka haberleri de okuyun

Haberlerden aşırı kaçınmak, belirsizliğin ve beraberinde kaygının artmasına yol açarak paniğe sebep olabilir. Bu nedenle haberleri takip edin ama sürekli koronavirüs hakkında araştırma, haber takibi yapmayın. Farklı alanlardaki haberleri de okuyun. Sosyal medyayı aralıklı kullanın. Bu da hem endişenizin azalmasını hem de zamanınızı daha verimli kullanmanızı sağlayacaktır. 

  • Rutin işlerinizi sürdürün

İzolasyon halindeyken hobilerinizle vakit geçirmek kendinizi daha iyi hissettirecektir. Daha önce vakit eksikliğinden ertelenen uğraşlara yönelmek daha kaliteli vakit geçirmenizi sağlayacaktır. Kitap okuyabilir, film izleyebilir, ev içinde egzersizler yapabilirsiniz. Çocuklarınızla oyunlar oynayabilir, aktiviteler yapabilirsiniz. Korkunuzu yönetebilmek için normal hayatınızı sürdürebilmeniz gerekir. Evdeki rutininizi devam ettirmeye çalışın. Diğer gündemlerle de ilgilenin.  

  • İletişiminizi kesmeyin

Diğer kişilerle bağlantı kurun. Yakınlarınızla irtibat halinde olup, sosyal mesafeyi koruyarak sosyal ilişkileri devam ettirin. Endişelerinizi ve nasıl hissettiğinizi bir arkadaşınız ya da aile üyenizle paylaşın. Sağlıklı ilişkilerinizi sürdürün. 

  • Ruhunuza ve bedeninize iyi bakın

Sağlıklı beslenin, dengeli yemekler yemeye çalışın, düzenli egzersiz yapın. Alkol ve sigaradan kaçının, çay ve kahve tüketiminize dikkat edin. Gün ışığı almayı ihmal etmeyin. Uyku kalitenizi artırmak için; her gün aynı saatlerde uyuyup uyanın, yatmadan en az bir saat önce elektronik cihazları kullanmayı bırakın.  

  • Gerekirse uzman desteği almaktan kaçınmayın

Uzman Klinik Psikolog Seren Öztoprak Kılıç “Kaygı ve korku, yeterli ölçüde ise gereklidir ve bizi doğru olan önlemleri almaya yönlendirir. Ancak kaygı ve korku; yeme ve uyku bozukluklarına sebep oluyor ve hayat kalitesini değiştiriyorsa, kişinin psikolojisinin olumsuz etkilendiğinin işaretidir. Erken önlem alınmazsa, ilerleyen süreçte koronavirüsün psikolojik etkileriyle baş edilmesi daha zor olacaktır. Bu nedenle; bireyler kendine zarar verecek ölçülerde tedbir kurallarını uyguluyorsa, uyku ve yeme bozuklukları başladıysa, işlevselliği bozacak ölçüde panik ve korku durumu, yaşam kalitesinde olumsuz değişimler var ise, psikolojik destek almaktan kaçınmamak gerekir” diyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı