Aylık arşivler: Nisan 2022

Menemen’de Çifte Bayrama Müjdeli Kutlama

Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan, Ramazan Bayramı dolayısıyla belediye personeliyle bayramlaştı. Belediye emekçilerinin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü de kutlayan Pehlivan, “Bayram müjdesiz olmaz” diyerek bayram ikramiyelerinin hesaplara yatırıldığı müjdesini verdi.  

 

 “Ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine ulaştık”

Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan, Ramazan Bayramı öncesi belediye personeliyle Menemen Belediyesi Düğün Salonu’nda bayramlaştı. Yoğun bir Ramazan ayı geçirdiklerini ifade eden Pehlivan, “Menemen Belediyesi olarak, hep birlikte Ramazan ayının değer ve mukaddesatına uygun çalışmalar yürüttük. Bu ay içerisinde yaptığımız en önemli faaliyet hiç şüphesiz Menemen’deki tüm insanımıza ulaşmamız oldu. Geçen yıl gerçekleştirdiğimiz 3 bin 500 aileye iftar yemeği dağıtımını bu yıl 7 bin aileye çıkardık. Bu rakam, İzmir’deki belediyeler arasında ihtiyaç sahiplerine verilen en yüksek seviye… Hemşehrilerimizin yanında olmak, ekmeğimizi bölüşmek, bizleri mutlu etti, iyi geldi, iyi hissettirdi. Ayrıca bu Ramazan ayında 15 bin ihtiyaç sahibi hemşehrimize erzak paketi dağıtımını sorunsuz bir biçimde ulaştırdık. Ben bu süreçte gösterdiğiniz fedakâr ve özverili çalışmalarınızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Elinize, emeğinize sağlık” dedi.

 

İkramiye Müjdesi

Bütün personeline iyi tatiller dileyen Pehlivan, “Hepinizin ve kıymetli ailelerinizin Ramazan Bayramını bütün kalbimle kutluyorum, hepinize sağlık ve esenlikler diliyorum. Ailelerinizle sevdiklerinizle bir arada olacağınız, Ramazan coşkusunu kalplerinizde hissedeceğiniz bir bayram geçirmenizi diliyorum. Bu pazar iki özel günü bir arada kutlayacağız. Bir anlamda çifte bayram yaşıyor olacağız. Ramazan Bayramı’nın arifesi ve 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü. Bu değerli günümüzü de şimdiden kutluyorum. Böylesine özel ve güzel 2 bayramın denk geldiği bir zamanda müjde vermemek olmazdı. Bayram ikramiyeleriniz bugün itibariyle hesaplarınıza yatmış olacak. Ananızın ak sütü gibi helal olsun. Sevdiklerinizle birlikte güle güle harcayın. Sizlerle çalışmaktan, aynı ekipte olmaktan, birlikte hemşehrilerimize hizmet etmekten dolayı çok mutluyum. Kıymetli varlığınızı, samimiyetinizi bana her zaman hissettirdiniz. İyi ki varsınız, var olun” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Satrançta Avrupa Şampiyonu Oldu!

GENÇ SATRANÇ MİLLİLERDEN MADALYA YAĞMURU

SATRANÇÇILARIMIZ AVRUPA’YA DAMGA VURDU

TSF BAŞKANI GÜLKIZ TULAY:

“SATRANÇTA, AVRUPA’NIN EN BAŞARILI ÜLKESİ OLDUK”

 

 Türk satrancının genç ustalarından madalya yağmuru… Yunanistan’ın Rodos Adası’nda 20-30 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen 2022 Avrupa Okullar Satranç Şampiyonası’nda Türkiye 16 madalya kazanarak yine tarih yazdı. Avrupa Okullar Satranç Şampiyonası’nı ülke şampiyonu olarak tamamlayan genç milliler,  5 altın, 6 gümüş, 5 bronz toplam 16 madalya ile Türkiye’ye erken bayram sevinci yaşattı. Türkiye ayrıca en başarılı ülke ödülünü de almayı başararak Avrupa’ya damga vurdu. 

 

“Genç satranç milli sporcularımız Avrupa’da fırtına gibi esti” diyen Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Başkanı Gülkız Tulay, “Avrupa Okullar Satranç Şampiyonası’na katılan her iki sporcumuzdan biri madalya almayı başardı. Tüm sporcularımız üstün başarı gösterdi. Pandemi döneminde sürdürülebilir olmamız ve satranç sporuna ara vermeden devam etmemiz sayesinde Türkiye’yi satrançta Avrupa’nın en başarılı ülkesi yaptık. Ülkemize erken bayram hediyesi verdikleri ve tarif edilemez duygularla bizi gururlandırdıkları için tüm sporcularımızı tebrik ediyorum” diye konuştu. 

 

Türkiye, Satrançta Avrupa’nın Devlerini Geride Bıraktı

2019 yılında Avrupa Okullar Satranç Şampiyonası’nda şampiyon olan Türkiye, pandemi nedeniyle iki yıl aradan sonra düzenlenen ilk yüz yüze Şampiyonada da şampiyon olmayı başardı. 2021 yılında ulusal ve uluslararası başarı gösteren 32 sporcunun katıldığı Şampiyonada 23 ülkeden 195 sporcu mücadele etti. Türkiye şampiyonada; Azerbaycan, Gürcistan, Almanya, İsrail, Polonya, Ukrayna gibi satrançta Avrupa’nın devlerini geride bırakmayı başardı. 

 

İkizlerden Altın Madalya

11 Yaş genelde mücadele eden FİDE Ustası (FM) Yağız Kaan Erdoğmuş, kızlarda ise Arya Aydoğan Türkiye adına altın madalya alan en genç sporcular oldular. 17 yaş kategorisinde genelde ve kızlarda mücadele eden ikizler; Kadın Usta Adayı (WCM) Işıl Can ve Uluslararası Usta (IM) Işık Can altın madalya alarak bir ilke imza attılar. 15 yaş kızlarda Elifnaz Akat da altın madalya alarak Türkiye adına şampiyon olan 5 sporcu arasında yer aldı. 

 

7 yaş genelde Ata Peray, 11 yaş kızlarda Beren Kalyoncu, 15 yaş genelde Yusuf Portakalcı, 15 yaş kızlarda Hatice Aslı Muştu, 17 yaş genelde FM Atakan Mert Biçer ve 17 yaş kızlarda Bilgesu Şeker gümüş madalya alarak şampiyonayı kategorilerinde ikinci olarak tamamladılar. 

 

7 yaş kızlarda Melek Nisa Kuru, 9 yaş genelde Deniz Anakök, 13 yaş genelde Arda Sözat,15 yaş kızlarda Dila Baloğlu, 17 yaş kızlarda WCM Elif Keskin bronz madalya alarak şampiyonayı üçüncü olarak tamamladılar. 

 

“Türkiye Olarak Pandemiyi Çok İyi Değerlendirdik”

“Türkiye olarak pandemiyi çok iyi değerlendirdik” diyen TSF Başkanı Gülkız Tulay duygularını şu şekilde paylaştı. 

“Pandemi döneminde tüm spor branşları faaliyetlerine ara verirken sürdürülebilir tek spor olduk. Bizim için önemli olan zor zamanlarda altyapıda ve profesyonel düzeyde sporcularımızın gelişimine ara vermemekti. Tüm ülkeler bu zorluğu yaşarken biz, TSF olarak pandemiye çok hızlı uyum sağladık. Milli takım altyapı kamplarını online olarak düzenledik. Sporcularımızın gelişimi için özel turnuvalar ve özel karşılaşmalar organize ettik. Her milli sporcumuzun ihtiyacına cevap vermek adına, özel derslerle sporcularımızı destekledik. Etkinlik takvimimizde yer alan şampiyona ve turnuvalarımızı pandemi şartlarına göre online, hibrit yada yüz yüze düzenleme başarısını gösterdik. Pandeminin başlaması ile birlikte faaliyetlerimize ara vermeden daha çok çalışmaya özen gösterdik. Tüm bu çabalarımızın ve emeklerimizin meyvelerini birer birer alıyoruz. 

 

Türk Satrancı Adına Gurur Gecesi Yaşıyoruz.

İki yıl aradan sonra yüz yüze düzenlenen Avrupa Okullar Satranç Şampiyonası’nda 2019 yılında olduğu gibi ülke şampiyonu olmayı başardık. Avrupa’nın en güçlü satranç ülkelerini geride bırakarak en başarılı ülkede olduk. Türk satrancı adına gurur gecesi yaşıyoruz. Tüm sporcularımızı tebrik ediyorum. Türk satrancı geleceğe emin ve güçlü adımlarla yürüyor.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“İtalya’da Sivrisinekle Mücadele” Webinarı 6 Mayıs’ta

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin Zehirsiz Kentlere Doğru projesi kapsamında, Avrupa Pestisit Eylem Ağı ortaklığı ve Zehirsiz Sofralar Platformu işbirliği ile düzenlenecek “İtalya’da Sivrisinekle Mücadele” webinarı, 6 Mayıs 2022 Cuma günü saat 16.30’da çevrimiçi olarak gerçekleşecek. Webinarda, İtalya örneği üzerinden sivrisinek mücadelesinde zehirsiz yöntemler anlatılacak.

 

Pestisitlerin kullanımı sadece tarım alanları ile sınırlı değil. Sokakta, parkta, okulda ve evlerimizin musluğundan akan sularda dahi bu zehirli kimyasallara maruz kalıyoruz. Yaşam alanlarımızda, özellikle sivrisinek gibi uçkunlara karşı yaygın olarak kullanılan pestisitler hedef canlılar dışındaki tüm ekosisteme zarar veriyor, gezegenimizin sağlığını tehdit ediyor. Oysa, dünyada ve Türkiye’de pek çok belediye, zararlı mücadelesinde ekolojik ve doğa dostu alternatifler kullanarak zehirsiz kentlerin mümkün olduğunu gösteriyor.

 

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Zehirsiz Sofralar Platformu işbirliği ile yürüttüğü Zehirsiz Kentlere Doğru projesi kapsamında, “İtalya’da Sivrisinekle Mücadele” başlıklı bir webinar düzenleyecek. Carmignano Belediye Başkanı Edoardo Prestanti, Kentsel Entomolog Simone Martini ve Zararlı Mücadelesi Uzmanı Andrea Risaliti’nin konuşmacı olarak yer alacağı webinarda, İtalya’nın sivrisinek mücadelesinde zehirsiz yöntemlere geçişi üzerine konuşulacak ve bu yöndeki sürdürülebilir bakış açıları ele alınacak. Oturumun sonunda, konuşmacılar tarafından katılımcılardan gelen sorular yanıtlanacak.

 

Zoom platformu üzerinden çevrimiçi olarak 6 Mayıs 2022 Cuma günü, 16.30-18.00 saatleri arasında gerçekleşecek olan etkinlikte Türkçe ve İngilizce simultane çeviri sağlanacaktır.

 

Buğday Derneği’nin YouTube sayfasından canlı olarak yayınlanacak etkinlik, tüm belediye yetkililerinin ve halkın katılımına açık olacak. Zoom platformu üzerinden katılım için ise bit.ly/sinekmucadelesi bağlantısından kayıt oluşturmak gerekiyor.

 

Belediyelerin Öncülüğünde Zehirsiz Kentlere Doğru

 

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği'nin, Avrupa Birliği tarafından Sivil Toplum Diyaloğu VI kapsamında desteklenen, Avrupa Pestisit Eylem Ağı ortaklığı ve Zehirsiz Sofralar Platformu işbirliği ile yürüttüğü Zehirsiz Kentlere Doğru projesi kapsamında sağlıklı bir gelecek için bir araya gelen sivil toplum örgütleri ve inisiyatifler, kentlerde yerel yönetimler tarafından kullanılan pestisitlerin/biyosidal ürünlerin zararları konusunda farkındalık yaratmayı ve alternatif uygulamaların kullanımını teşvik etmeyi amaçlıyor. 

 

Zehirsiz Sofralar Platformu tarafından başlatılan Zehirsiz Kentler Kampanyası (Change.org/ZehirsizKentler) ile, belediyelerden zehirsiz kent olma yolunda kararlı bir adım atarak; en geç 2025 yılına kadar herbisit kullanımının tamamen sonlandırılmasına, 2030 yılına kadar diğer tüm pestisit ve biyosidal ürün kullanımının 50 azaltılmasına ve 2040 yılına kadar da tüm bu ürünlerin kullanımının tamamen sonlandırılmasına dair taahhütte bulunmaları ve bu kapsamda katılımcı bir stratejik eylem planı oluşturmaları talep ediliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dardanel ve Beslenme Uzmanı Berrin Yiğit’ten Dünya Ton Balığı Günü’nde sağlıklı beslenme ipuçları

Okyanusların doğal mucizesi ton balığı, selenyum ve antioksidan içeriğiyle hastalıklardan korunmayı destekliyor 

 

Türkiye’yi ton balığı ile tanıştıran ilk marka olan Dardanel, 2 Mayıs Dünya Ton Balığı Günü’nde ton balığının sağlıklı beslenmedeki yeri ve önemine dikkat çekiyor. Kalorisi düşük, besin değeri yüksek bir gıda olan ton balığı, sadece okyanusların tertemiz sularında yetişen ve doğal avcılık ile yakalanan balıklarda bulunan selenyum minerali ile kompleks yağ asitleri içeriyor. Düzenli ton balığı tüketmek kalp ve beyin sağlığını destekliyor, hastalıklardan korunmaya yardımcı oluyor.

 

Dünyanın en çok sevilen ve tüketilen balığı olan ton balığının biyolojik ve ekonomik önemi ile sürdürülebilir denizciliğe dikkat çekmek amacıyla her yıl 2 Mayıs, Dünya Ton Balığı Günü olarak kutlanıyor. Ülkemizde 38 yıldır Dardanel kalitesi ve güvencesiyle sofralara ulaşan ton balığı; sadece lezzetiyle değil, yüksek besin değeri ve sağlığa sunduğu faydalar sebebiyle de tercih ediliyor. Türkiye’nin 1 numaralı tercihi Dardanel, sağlıklı beslenmeye özen gösterenleri Atlantik ve Hint okyanuslarının tertemiz sularında yetişen balıklardan seçtiği, kolay açılabilir kutudaki ürünleriyle buluşturuyor.

 

Günlük protein ihtiyacının 54’ünü karşılıyor

Saf bir protein ve Omega 3 kaynağı olan ton balığı, 100 gramlık bir kutuda tüketildiğinde günlük protein ihtiyacının 54’ünü karşılıyor. Hint ve Atlantik okyanuslarında büyüyen Skipjack ve Yellowfin türleri, Omega 3’ün yanı sıra sadece doğal avcılık ile yakalanan balıklarda bulunan ve çok güçlü bir antioksidan olan selenyum minerali ile kompleks yağ asitleri içeriyor. 

 

En faydalısı doğal balık tüketmek

Beslenme Uzmanı Berrin Yiğit, bu özellikleri sebebiyle ton balığının sağlıklı beslenmenin vazgeçilmezi olduğunu söylüyor: “Doğal balık tüketmek, insan sağlığı açısından çok önemli. Açık denizlerde yetişen en doğal balıklardan biri olan ton balığında yüksek miktarda Omega 3, amino asitler ve kompleks mineraller bulunuyor. Haftada en az iki kez ton balığı tüketmek, bağışıklık sisteminin desteklenmesine ve birçok hastalıktan korunmaya yardımcı oluyor. Son araştırmalara göre ton balığı, içerdiği selenyum mineralinin ‘selenoneine’ isimli formuyla serbest radikallerle savaşıyor. Güçlü antioksidan etkisi sayesinde kanserden korunmaya katkı sağlıyor. Vücudumuzun yeni kırmızı kan hücreleri yapımı için ihtiyaç duyduğu B12 vitaminini içeren ton balığı, aneminin önlenmesine de destek oluyor. Kalorisi düşük, besin değeri yüksek bir gıda olan ton balığı, yaz ayları yaklaşırken kilosunu kontrol altında tutmak isteyenler için de ideal bir seçenek.”

 

Protein, Omega 3 ve D vitamini içeriği sayesinde, ton balığının beyin ve kas gelişimi için de çok önemli olduğunu belirten Berrin Yiğit, göz sağlığına faydasını ise şöyle anlatıyor: “Araştırmalar, düzenli ton balığı tüketen kişilerde göz kuruluğuna daha az rastlandığını ve ton balığının retinanın korunmasına destek olduğunu gösteriyor.”

 

Kaynağını bilmek önemli

Ton balığını güvenle sofralara taşımak ve ailece tüketebilmek için kaliteli ve güvenilir markaların doğal, katkısız ve koruyucusuz ürünlerini tercih etmek gerekiyor. Friend of the Sea ve Dolphin Safe gibi çevre dostu belgelere sahip markaların kaynağı belli ürünlerini seçerek, okyanuslarda doğal avcılık ile yakalanan ve gemilerde dondurularak ülkemize getirilen bu balıkların doğal yaşam alanlarının korunmasını desteklemek mümkün. Balığını Sorgula uygulaması sayesinde, avlanma aşamasından sofraya gelene kadar ton balığının geçtiği tüm süreçleri de izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bayramda Şeker ve Çikolata Alerjilerine Dikkat

RAMAZAN BAYRAMINDA İKRAM EDİLEN ÇİKOLATA VE  ŞEKERLERİ TÜKETMEDEN ÖNCE DİKKATLİ OLUN! BESİN ALERJİNİZ VARSA İÇERİĞİNİ BİLMEDİĞİNİZ ÜRÜNLERİ  KESİNLİKLE TÜKETMEYİN.

 

Şeker Alerjimizin Olduğunu Nasıl Anlarız?

 

Çocuk Alerji, İmmünoloji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Besin Alerji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, “Şeker yedikten sonra kurdeşen, karın krampları, kusma gibi belirtiler oluşuyorsa şeker alerjiniz olabilir. Bayramda en çok ikram edilenlerden şeker ve çikolatayı  besin alerjiniz varsa tüketmekten kaçının. Tükettiğiniz takdirde şiddetli alerjik durumlarla karşılaşabilirsiniz. Bu reaksiyonlara anafilaksi denir. Anafilaksi; nefes darlığı, ağız ve dil şişmesi, hırıltı, kurdeşen  gibi belirtilere neden olur. Anafilaksi hemen tedavi edilmezse hayati tehlike oluşturabilir.” dedi.

 

Belirtileriniz Şiddetli Olmadan Alerji Doktoruna Danışın

Besin alerjinin olduğundan şüpheleniyorsanız belirtileriniz şiddetli hale gelmeden mutlaka alerji doktoru ile görüşmeniz gerekir. Alerjinin şiddetli olduğu durumlarda görülen anafilaksi, yaşamı tehdit edici reaksiyon meydana getirebilir. Anafilaksi belirtilerinden bazıları: Nefes darlığı, dudakların, dilin veya boğazın şişmesi, hırıltı olabilir. Şeker yedikten sonra şişkinlik, gaz, mide bulantısı ya da kusma, karın krampları, ishal belirtileri görebilirsiniz. Besin alerjileri ve besin intoleransları birbiri ile karıştırılmamalıdır. Besin alerjisi, bir bağışıklık sistemi tepkisidir. İntolerans ise sindirim sistemi ile ilgili bir durumdur; vücudunuzun bazı yiyecekleri sindirmekte zorlandığı zamanlarda olur. 

 

Şekere Alerjiniz Varsa, Şeker İçeren Tüm Besinlerden Kaçınmanız Gerekir

İşte Bazıları: 

  • Alkolsüz içecekler ve meyve suları,
  • Reçeller, jöleler, şuruplar,
  • Şeker, dondurma, kek, kurabiye ve şeker çubukları gibi tatlılar,
  • Tahıllar, krakerler, granola barlar ve ekmek,
  • Fıstık ezmesi,
  • Şeker içeren diğer tatlandırıcıları tüketmemeniz gerekir.

 

Çikolata Alerjimiz Olduğunu Nasıl Anlarız?

Çikolata, aslında bir karışım şeklindedir. Ana bileşeni kakao çekirdeğinin işlenmiş bir versiyonu olan kakao tozudur. Bu toz daha sonra şeker, yağ ve soya lesitini gibi emülgatörlerle karıştırılır. Süt ürünleri ile çeşitli çikolatalar elde edilir. Çikolataya alerjisi olan kişilerde çikolata içerisinde birden fazla bileşen olduğundan dolayı neyin reaksiyona sebep olduğu anlaşılmayabilir. Buna etki eden birçok olasılık vardır. Soyaya karşı alerjiniz varsa da vücudunuz çikolataya tepki gösterebilir. Bu nedenle çikolata alerjiniz mevcutsa çikolata tüketmeden içeriğine mutlaka bakmanızı öneririz.

 

Çikolatadaki Ana Alerjen Kakaodur

Çikolata alerjisinde ilk olasılık kakaoya karşıdır. Vücudun kakaoya alerjisi varsa, bağışıklık sistemi vücuda kakao girdiğinde tepki verir. Nefes darlığı, kurdeşen, hırıltılı öksürük, şişmiş dil, dudaklar veya boğaz, mide bulantısı ya da kusma, karın krampları en sık rastlanan belirtiler arasındadır.Bu belirtiler hemen tedavi edilmezse yaşamı tehdit edebilen anafilaksi ortaya çıkabilir.

 

Çikolatadaki Kafeine de Dikkat Edelim

Çikolataya tepki gösteren bir kişinin, kafeine duyarlı olması da mümkündür. 100 gramlık bir çikolatanın içinde yaklaşık 43 miligram kafein bulunur. Kafein alımının öneminin altını çizen Prof. Dr. Ahmet Akçay, Kafeine karşı çok hassas olan kişiler için 43 mg kafein miktarı bile belirti göstermeye yeterlidir. Gergin veya sinirli davranış, kaygı, artan kalp atış hızı, ishal, mide bulantısı veya mide ağrısı gibi sindirim sorunları, baş dönmesi, baş ağrısı, uyku problemi, sinirlilik gibi belirtileriniz mevcutsa kafein duyaralılığına (intolerans) sahip olabilirsiniz. Kafein alerjisi nadir görülse de bazı kişilerde kurdeşen ve kızarıklık gibi cilt reaksiyonlarına sebep olabilir. Kafeine duyarlı kişiler kahve, çay veya enerji içecekleri içerken de bu belirtileri görebilir.” dedi.

 

Yemişlere Alerjiniz Varsa Yediğiniz Çikolatanın İçeriğine Dikkat Edin

Çikolataya alerjisi olan bazı kişiler, çikolatadaki diğer bileşenlere tepki gösteriyor olabilir. Ağaç yemişleri, yer fıstığı ve soya gibi çikolatada bulunan diğer bileşenler yaygın besin alerjisi tetikleyicileridir. Çikolata alerjisi olmayıp da yer fıstığına veya ağaç yemişlerine ciddi şekilde alerjisi olan biri, bu bileşenleri içeren çikolata ile aynı tesiste yapılan sade çikolataya da tepki verebilir, çünkü bulaş olma riski yüksektir.

 

Çikolataya Alerjiniz Yok Ama Soya ve Buğday Alerjiniz Varsa Çikolata Yerken Vücudunuz Tepki Verebilir

Soya alerjiniz varsa çikolata tüketirken dikkat etmeniz gerekir, çünkü soya alerjisi olan biri, tipik olarak soyanın kendisindeki proteine karşı alerji tepkisi verir. Daha az yaygın olarak kişi soya lesitini gibi çikolatada bulunan soya türevli bir bileşendeki eser miktarda soya proteinine de tepki gösterebilir. 

 

Çikolataya Karşı Gelişen Alerjik Reaksiyondan Nasıl Korunabilirsiniz?

Prof. Dr. Ahmet Akçay, “Besin alerjisi olan herkes, yediği yiyeceğin içinde ne olduğu konusunda kendisini eğitmek için özenli ve dikkatli olmalıdır. Marketlerde, kafelerde besinlerin içerik etiketlerini mutlaka okumaları gerekir. Restoranlarda, besin alerjisi olan kişiler yiyeceklerinin potansiyel alerjenleri içermediğinden emin olmalıdırlar. Ayrıca arkadaşlarınızdan ve ailenizden, yanınızda alerjiyi tetikleyen yiyecekler yememelerini istemek de faydalı olacaktır. Kakao alerjisi olan herkes, çikolata içeren şekerlemelerin yanında milkshake veya sıcak kakao gibi içecekleri de tüketmemelidir. Çikolata, kahve, alkolsüz içecekler veya alkol gibi içecekleri tatlandırmak için kullanılabilir, bazı ilaçlarda tatlandırıcı olarak da kullanılmaktadır. Çikolataya alerjisi olan kişiler, tüketecekleri besinlerin içeriğinde çikolata olup olmadığını besin etiketi okuyarak anlayabilirler.” diyerek besin etiketi okumanın önemini vurguladı.

 

Keçiboynuzu “Yeni” Çikolata Mı?

Çikolatanın en yaygın ikamesi keçiboynuzu adı verilen bir baklagildir. Keçiboynuzu işlenerek kakaoya benzeyen bir toz oluşturulur. Genellikle fırınlanmış tatlılarda, içeceklerde çikolata alternatifi olarak kullanılan keçiboynuzu kafein içermez. Bu, kafein duyarlılığı olanlar için iyi bir tercih olabilir. Bayramda sofranızda keçiboynuzlu tatlılara yer açabilirsiniz. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Engin Öztürk Nautica Yaz Kampanyası İçin Kamera Karşısına Geçti

NAUTICA VE ENGİN ÖZTÜRK’TEN DOĞAYA DÖNÜŞ HİKAYESİ

 

Nautica X Engin Öztürk, İş Birliklerini Macera Dolu Yeni Bir Kampanya ile Kutluyor. İlkbahar/Yaz 2022 Koleksiyonu İçin Nautica, Bu Kez Rotasını Maceraya Çeviriyor.

 

Nautica; marka elçisi Engin Öztürk iş birliğinde hayata geçirdiği yeni kampanyayla ilkbahar/Yaz 2022 koleksiyonunu sundu. İş birliğinin üçüncü sezonunda markanın global tutkusu olan doğa yine başrolde yer aldı. Ege kıyılarının eşsiz atmosferinde gerçekleşen kampanya çekiminde, ünlü aktör “Doğaya Dönüş” temasıyla izleyicileri keşfetmeye davet ediyor.

 

Doğadan aldığı ilhamla 1983 yılından bu yana macerayı ve doğayı sahiplenerek dünya genelinde bir kültür yaratan Nautica, Engin Öztürk iş birliğinde de marka DNA’sını ustalıkla ortaya koyuyor. Kampanya karelerine eşlik eden Akyaka ve Göcek’in eşsiz doğası, kampanyanın “Doğaya Dönüş: Tarzını Yeniden Keşfet!” mesajını güçlendiriyor. Sofistike, entelektüel ve maceraperest Nautica ile, oyuncu Engin Öztürk’ün iş birliklerinin üçüncü sezonunda kendini ifade etmekten çekinmeyen moda tutkunlarını konfor ve daha fazla renk bekliyor. Sezonun ruhunu yansıtan, son derece çarpıcı parçalar ve hareket kabiliyeti sağlayan teknik kumaşlarla, doğada bulunan renklerden oluşturulmuş ürünler, Engin Öztürk X Nautica İlkbahar/Yaz 2022 koleksiyonunda 30 Nisan itibariyle Nautica mağazaları ve Nautica-tr.com’da yerini almaya hazır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer Belediyesi’nin “Yukarı Bak, Sınırlı Coğrafyanın Yıldızlı Ufukları” Adlı Sergisi 14 Mayıs’ta Açılıyor

Nilüfer Belediyesi, 14 Mayıs-31 Temmuz tarihleri arasında, Nilüfer ilçesinde yer alan 6 farklı mekânda, 27 sanatçının çalışmalarına yer veren "Yukarı Bak, Sınırlı Coğrafyanın Yıldızlı Ufukları” adlı sergiyi ağırlıyor. Yekhan Pınarlıgil küratörlüğünde gerçekleşecek olan sergi, politik konulara umut dolu, pozitif bir perspektiften yaklaşıyor.

 

Her mekânın kendi içinde bir sergi olarak kurgulandığı "Yukarı Bak, Sınırlı Coğrafyanın Yıldızlı Ufukları”, şehrin kültürel kimliği, tarihi, dönüşümü ve geleceği ile diyaloğa geçen lokasyonlarda mekân ve sanat arasında güçlü ilişkiler kuruyor. Kahkaha atarak, renkleri, dansı ve ritmi kullanarak içine sıkıştırıldığımız kalıpları kıran, bizleri kontrol altında tutmak için yapılanmış iktidarları sorgulayan ve bizlere özgürlük alanları açan yaşamsal stratejileri deneyimleyen sanat eserlerini bir araya getiriyor.

 

“Ne zaman boyun eğmeyi bırakır, neden, nasıl yukarı bakarız?” düşüncesinden yola çıkan seçki, söylemin getirdiği çağrışım noktalarına odaklanıyor. Sahilde ışıltılı gökyüzüne bakarken, gündüz düşlerinde, kahkaha atarken, sahnede, belki dans ederken… Tüm bu eylemler; yıldızlara bakarken etkilenmek, yaşanan baş dönmesi, kahkaha atarken toplumsal normların üzerimizdeki etkilerini bir kenara bırakmak ve anı yaşamak sanatın da temel meselelerinden olan yeni yaşam alanları, etkilenme ve trans hâlini anımsatıyor. Hayat ve sanatın kesişiminde yer alan, hiciv, kahkaha, dans, ritim, unutmak, ironi ve renkler bu seçkideki çalışmaların da omurgasını oluşturuyor. Diğer bir taraftan bedeni merkeze alan sergi “bedenin özgür olmadığı yerde zihin de özgür olamaz” fikrinden hareket ediyor. İnsan bedeninin yanı sıra hayvan bedenine de odaklanarak, atfettiğimiz klişe sembollerden kurtarıp bambaşka formlara dönüştürüyor.

 

Punk’tan ilham alan ve renkli temasıyla dikkat çeken Pancar Deposu; Anne-Charlotte Finel, Ateş Alpar, Berat Işık, Berk Kır, Eda Soylu, Erinç Seymen, Ghazel, Gözde İlkin, Güneş Terkol, Merve Morkoç, Şafak Şule Kemancı, Vahit Tuna ve Yasemin Bihter Adalı’nın çalışmalarına “Haz, Işıltı ve Kahkaha” başlığı altında ev sahipliği yapıyor.

 

Gölyazı Kültürevi’nde yer alan “İnce Elemek Sık Dokumak” adlı sergi; Fatoş İrwen, Gözde İlkin, Güneş Terkol ve Şafak Şule Kemancı’nın çalışmalarına yer veriyor. Sanatçıların hafiflikle eleştirmek üzerine üretimleri, kültürler arası etkileşim ve iletişim için önemli bir sembol olan, restore edilerek kültürevine dönüşen kilisede hayat buluyor.

 

Özgürlüğün ancak içeriden dışarıya doğru olabileceği ve bilinçaltının açığa çıkmasıyla ilgilenen çalışmaların yer aldığı Balat Kültürevi’nde; “Özgürlük Köşenin Hemen Arkasında” başlığı altında CANAN, Dan Perjovschi, Emilia Kabakov & İlya Kabakov, Fatoş İrwen, Henning Christiansen, İnci Eviner, Merve Morkoç, Rebecca Horn ve Vahit Tuna’nın üretimleri konumlanıyor.

 

Misi’deki Fotoğraf Müzesi’nde yer alan “Siyah Yandığında” adlı sergi, Marguerite Bornhauser’in fotoğraflarından kapsamlı bir seçkiyi karşımıza çıkarıyor. Yine Misi’de bulunan Edebiyat Müzesi’ndeki “Türkiye'nin Yeraltı Suları : Fanzin Edebiyatı” adlı sergi, Onur Sarıkaya küratörlüğünde, 1960’lardan bu yana Türkiye’de fanzine odaklanıyor.

 

Nâzım Hikmet Kültürevi; “Doğa Tarihi Müzesi” serisiyle Tayfun Serttaş, “Efsunlu Dünya Hayal Değil, Üstündeyiz” sergisiyle CANAN ve Extramücadele’nin kapsamlı seçkilerine yer veriyor. İnsan ve hayvan arasındaki ilişki, masallar ve eleştirel yaklaşım üç sanatçının üretimi üzerinden mekâna yayılıyor.,

 

“Yukarı bakmak gökyüzünün derinliğinden uçuruma kendini bırakmak demek. Kalıplardan kurtulmak, normalleştirmeye, sıradanlaştırılmaya, tektipleştirilmeye izin vermemek, öznelliğin çoğul hâlini, çeşitliliğini, farklılığını tanımak… Kahkaha atmak başını yukarı kaldırmanın en geçerli, en heyecanlı nedeni olsa gerek. Boyun eğmemek ve dünyayı yeniden düşünmek için yapılmış en asil hareket belki de boyun eğdirenlerin hükmüne gülüp geçmek, onları hicvin gücüyle, ironinin kıvraklığıyla etkisiz hâle getirmektir. Sergi, dansın, şiirin ve kahkahanın otoriteyi derinden sarsan başdöndürücü gücünü gösterecek, kendini çok önemli addeden hiyerarşinin zayıf noktalarını ortaya çıkararak, onun de ne derece kırılgan olduğunu anlatacak.” Yekhan Pınarlıgil

 

Nilüfer’e yayılan "Yukarı Bak, Sınırlı Coğrafyanın Yıldızlı Ufukları” sergisini, 31 Temmuz’a dek ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hayvan Varlığının Korunmasına DEÜ Katkısı Dokuz Eylül’den Hayvan Kayıplarının Önüne Geçecek Proje

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Veteriner Fakültesi yürütücülüğünde başlatılan Yeni Doğan Buzağı İshallerine ve Buna Bağlı Olarak Gelişen Ölümlere Karşı Gebe Hayvanların Aşılanması’ projesiyle hayvan kayıplarının önüne geçiliyor ve ülke ekonomisine katkı sağlanıyor. Yerelde kalkınmayı destekleyen DEÜ, bölgede hayvancılık sektörünün geliştirilmesi ve hayvan varlığının korunması için bilimsel faaliyetler yürütüyor.

 

Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir’in en önemli hayvancılık merkezlerinden olan Kiraz ilçesine konumlandırdığı Veteriner Fakültesi ile bölgenin ekonomik ve sosyal hayatına katkı sağlamaya devam ediyor. İzmir’in ilk ve tek Veteriner Fakültesiyle hayvancılık sektörünün beklenti ve taleplerini karşılayan DEÜ, yerelde kalkınmayı bilimsel faaliyetler ile destekliyor. DEÜ, Kiraz ve çevresinde başlattığı ‘Yeni Doğan Buzağı İshallerine ve Buna Bağlı Olarak Gelişen Ölümlere Karşı Gebe Hayvanların Aşılanması’ projesiyle bölgedeki hayvan varlığının korunmasına büyük katkı sağlıyor. DEÜ Veteriner Fakültesi Dr.Öğr.Üyesi Bülent Bülbül’ün proje yöneticisi olduğu çalışma ile şu ana kadar 160 baş gebe sığırın birinci aşılamaları tamamlanırken proje bünyesinde DEÜ Veteriner Fakültesi öğrencileri de çiftlik ziyaretlerine katılma ve uygulama yapma fırsatı buluyor. Aşı uygulamalarına erişemeyen küçük bütçeli işletmelerin hayvan varlığı kaybının önüne geçilen ‘Yeni Doğan Buzağı İshallerine ve Buna Bağlı Olarak Gelişen Ölümlere Karşı Gebe Hayvanların Aşılanması’ projesiyle yeni doğan buzağılar da takip edilerek olası kayıpların önüne geçilmesi sağlanıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin yürütücüsü olduğu ve İzmir Kiraz İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile iş birliği yapılan projenin bu yılın Kasım ayında tamamlanması planlanıyor.

 

KAYIPLARIN ÖNÜNE GEÇİYORUZ

DEÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Bulut, yeni doğan buzağı ishallerinde E.coli, coronavirus ve rotaviruslar’in en önemli etkenler olduğunu belirterek, “Bu etkenlerin neden olduğu enfeksiyonlar büyümenin gecikmesine, verim kaybına ve yüksek mortalite düzeyleri nedeniyle önemli ekonomik kayıplara yol açıyor. Hastalık ve ölüm tablosunun önüne geçmek için de aşılama büyük önem taşıyor. Özellikle gebeliğin 3. trimesterinde kullanılan inaktif karma aşılar, meydana gelecek olan verim ve hayvan kaybının önemli ölçüde önüne geçiyor. Mevcut proje ile, fakültemizin bulunduğu Kiraz ilçesi ve yöresinde faaliyet gösteren aile işletmelerindeki gebeliklerinin son aşamasında olan inekleri aşılayarak bölgedeki buzağı ishali kaynaklı kayıpların azaltılmasına katkı sağlıyoruz.  Proje bünyesinde aynı zamanda Veteriner Fakültesi öğrencilerimiz de çiftlik ziyaretlerine katılarak uygulama yapma fırsatı buluyor ve iş hayatına atılmadan tecrübe sahibi oluyor” diye konuştu.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

LÖSEV, İzmir’deki Aileleriyle İftar Yemeği’nde Buluştu!

Zorlu bir tedavi sürecinden geçen çocuklar ve ailelerine yalnız olmadıklarını hissettirmek, onlarla bir arada olarak moral kazanmalarını sağlamak amacıyla Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen iftar yemeklerinin sonuncusu İzmir Ticaret Odası Ev sahipliğinde 1885 Teras Restoran’da gerçekleşti. İzmir’de yaşayan ve bu hastalıkla mücadele eden tüm çocuklar ve ailelerinin davet edildiği iftar yemeğinde LÖSEV Kurucu Başkanı Pediatrik Hematolog Dr. Üstün Ezer ile de bir araya gelen aileler bu keyifli gecede moral buldu. Vali Yardımcısı Sayın Fatih Kızıltoprak ve değerli protokol üyelerinin de katılımı ile gerçekleşen gece LÖSEV aileleri ve gönüllülerinin duygularını ifade ettiği konuşmalarla başladı. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün EZER’in konuşmasının ardından müzik dinletisi, Hacivat Karagöz gösterisi ve pasta töreni ile devam etti. Çocukların doyasıya eğlendiği etkinlik çeşitli animasyon gösterileri ile renkli görüntülerle sonlandı.

 

FİTRE VE ZEKATLARINIZLA ÖNCE ÇOCUKLAR İYİLEŞSİN

Ramazan ayı boyunca yapılan fitre, fidye bağışları ile kuru gıdadan et ve et ürünlerine kadar birçok gıda desteği ailelerin evlerine kadar gönderiliyor. Ayrıca Zekât bağışları ile sosyal hizmet uzmanlarınca yoksunluğu tespit edilmiş lösemi ve kanserle mücadele eden çocuklar ve ailelerinin banka hesaplarına 12 ay boyunca nakit yardım olarak iletiliyor. Tüm bu desteklerin yanı sıra LÖSEV’in LÖSANTE Hastanesinde ise ihtiyaçlı lösemi ve kanser hastası çocuklara tamamen parasız tedavi sunuluyor. Ramazan Bayramı bağışlarıyla yoğun bakımdan kan ve trombositine, yurtdışı ilaçlarından o ilaçları koyacakları buzdolaplarına kadar Lösemili Çocukların ve ailelerinin tüm ihtiyaçları karşılanıyor.
 
Sizler de mübarek Ramazan Ayında Türkiye’deki bütün banka şubelerinin bağış ekranlarından, PTT şubelerinden, LÖSEV Ofislerini arayarak ya da ziyaret ederek, tüm faturalı hatlardan 3406’ya BAGIS ya da 1998’e FİTRE yazıp bir SMS göndererek bağışınızı gerçekleştirebilir, bilgi almak için 0312 447 06 60 nolu telden ulaşabilirsiniz. Yine Detaylı bilgiye www.losev.org.tr adresinden ulaşabilir, yardımlarınızı iletebilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bayramda mezarlıklara ücretsiz ulaşım

Asri, Bağçeşme ve Kent mezarlıklarına gidecek vatandaşların ulaşımları için arife, bayramın birinci ve ikinci günü ücretsiz servis sağlanıyor.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı’nca dini bayramlarda Asri Mezarlık, Bağçeşme Mezarlığı ve Kent Mezarlığı’nda bulunan kabristanlara ücretsiz ulaşım hizmeti devam ediyor. Bu kapsamda mezarlıklara vatandaşların ziyareti için arife günü ile bayramın ilk iki günü ücretsiz servis hizmeti verilecek.

 

SAAT BAŞI ARAÇ

Mezarlık ziyaretine gidecek vatandaşların ulaşımları için arife günü, bayramın birinci ve ikinci günü de mezarlıklara ücretsiz servis sağlanıyor. Mezarlıklara Batı Terminali’nden saat sabah 09.00 itibariyle saat 16.00’a kadar her saat başı ücretsiz servisler kaldırılacak.

 

SERVİS GÜZERGAHLARI

Batı Terminali’nden kalkacak olan servisler

 

Bağçeşme Mezarlığı’na gidecek olan vatandaşlar için;

Batı Terminali – Tren Garı – Kuzey Yanyol – Leyla Atakan Caddesi – Çocuk Parkı (İzmit Lisesi Önü) – Yeni Turan – Bağçeşme güzergahını izleyecek.

 

Asri ve Kent Mezarlığa gidecek olan vatandaşlar için;

Batı Terminali – Tren Garı – Kuzey Yanyol – Leyla Atakan Cd. – Santral – M. Ali Paşa – Üç yol – Eski İstanbul Yolu – İzmit Kent – Baki Komsuoğlu Bulvarı – Kurtuluş Bulvarı – Kent Mezarlığı güzergahı kullanılacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı