Aylık arşivler: Mayıs 2022

BTP lideri Hüseyin Baş bayrama memleketi Trabzon’da girdi

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Ramazan Bayramına memleketi Trabzon’da girdi.

 

Bayram namazını Akçaabat’ta bulunan Şehitlik Tepesi’ndeki Şehitlik Camiinde kılan Hüseyin Baş, namazın ardından parti kurmayları ve çok sayıda teşkilat mensubuyla birlikte BTP’nin kurucusu Prof. Dr. Haydar Baş’ın kabrini ziyaret etti.

 

Burada Kuran-ı Kerim okuyup dua eden BTP lideri daha sonra da partililerle bayramlaştı.

 

Yayınladığı Ramazan Bayramı mesajında da tüm İslam dünyasının bayramını tebrik eden BTP lideri, hem İslam dünyasından yaşanan kaos ve akan kanlar nedeniyle, hem de ülkemizde yaşanan büyük ekonomik kriz yüzünden buruk bir bayram yaşadığımızı ifade etti.

 

BTP Lideri Hüseyin Baş’ın Ramazan Bayramı mesajı şu şekilde;

 

“Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayını geride bıraktık.

 

Yüce Allah içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni barındıran Ramazan ayında yapılan ibadetleri kabul etsin.

 

Başta milletimiz olmak üzere tüm İslam aleminin bayramını tebrik ediyorum.

 

Ancak ne yazık ki buruk bir bayram daha yaşıyoruz.

 

Gerek İslam dünyasının içinde bulunduğu durum, gerekse ülkemizin içinde bulunduğu durum, bu burukluğun sebebidir.

 

Irak’tan Suriye’ye, Afganistan’ından Libya’ya kadar İslam dünyasında yıllar evvel başlatılan BOP kaynaklı kaos devam etmektedir.

 

Ramazan boyunca İsrail’in işgal altında tuttuğu Mescid-i Aksa’ya saldırıları da bitmek bilmedi.

 

Bölgede yaşanan kaos, ülkemize sığınmacı yükü olarak yansıdı.

 

“İnsanlar çocuklarına harçlık vermekte zorlanıyor”

 

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar da her geçen gün daha da ağırlaşmakta.

Fahiş zamlar ve parasızlık nedeniyle insanımızın memleketine gitmekte zorlandığı, hatta çocuklara harçlık veremez hale geldiği bir bayramı yaşıyoruz.

Ülke kaynakları yabancılara peşkeş çekilirken, bu vatanın sahiplerinin içine düştüğü, düşürüldüğü bu durum, vicdanları yaralamaktadır.

Yoksulluk Türk milletinin kaderi değildir.

Sahip olduğumuz kaynaklar, devletimizin ve milletimizin yararına kullanıldığı takdirde yüce Türk milleti layık olduğu refah seviyesine çok kısa süre içerisinde ulaşacaktır.

Bu vesileyle bir kez daha herkesin Ramazan Bayramı’nı tebrik eder, bayramın huzur ve mutluluk getirmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ederim.

Nice bayramlara ulaşmak dileğiyle…”

 

Diyanet’e Atatürk’ün hazırlattığı Ramazan Bayramı hutbesini hatırlattı

 

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ise "Ramazan Bayramımız mübarek olsun.  Bu vesile ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla yazılan hutbelerden "Ramazan Bayramı" başlıklı hutbeyi sizinle ve @diyanetbasin ile paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı.

 

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın paylaştığı hutbe, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ‘Hoş Geldin Atatürk’ kitabında yer alan "Atatürk'ün hazırlattığı hutbeler" bölümünde Ramazan Bayramı başlıklı hutbeydi.

İşte o hutbe;

 

"A'la 14-15: 'Kendini pâk tutan, Rabbinin adını anıp namaz kılan elbette umduğuna ermiştir.'

Ey cemaat!

Bakın Receb, Şaban derken Ramazan geldi, geçti ve bayram oldu.

Sağ olana göre bunun gibi daha nice bayramlar gelir geçer.

Ama asıl marifet böyle günleri gönül uyanıklığıyla geçirmektir.

Gafletle geçen bayramların, Ramazanların insana bir faydası yoktur.

Bir Müslüman ki, kendi zevkinden, kendi keyfinden başka bir şey düşünmez, milletinin ve memleketinin uğrunda bir fedakârlıkta bulunmaz; fenalık ve tembellik derken hepsi mükemmel; iyiliğe gelince hiçbir şey…

Müslüman'ın böylesi ha olmuş, ha olmamış, ikisi de birdir.

Biz hamdolsun Müslüman'ız ama ibadetsiz, amelsiz, ilimsiz, ahlaksız, işsiz güçsüz Müslümanlık olmaz. Olsa bile öyle bir Müslümanlığın adama faydası dokunmaz.

Bir ağacın ağaçlığı, dalıyla, budağıyla, meyvesiyle yaprağıyla değil midir?

Dalsız, budaksız, meyvesiz, yapraksız ağaç olur mu?

Olsa bile ona odundan başka bir şey denir mi?

Şimdi ey Müslümanlar, bilmiş olun ki, bayram demek, Ramazan demek, din iman demektir.

Ramazan'ı Ramazan bilen, bayramı bayram bilen kurtuluşa erdi demektir.

Çünkü öyle bir insan hayrını şerrini bilir, Allah da öylesine her tuttuğunu kolay getirir.

Bakarsın o adam artık işinde gücünde feyiz ve bereket bulur.

Asla sıkıntı yüzü görmez olur, ahlakı düzelir.

Açgözlülük etmez, hilekârlık yapmaz, kimseye bir zarar vermez. Her şeyde hakkına razı olur, kimseye kin beslemez, herkesle sohbet eder.

Böylece insan adeta melek haline gelir.

İşte Ramazanların, bayramların ve bütün mübarek günlerin faydası budur."

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

OGM’den her anne için bir ağaç

Ormanların geliştirilmesi için toplumsal farkındalık projeleri yürüten Orman Genel Müdürlüğü (OGM), geçen yıl Anneler Günü’nde başlattığı ‘Annemin Ağacı’ kampanyasını bu yıl da sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl 30 saatte 2 milyondan fazla fidanın bağışlandığı kapmaya, annelerine anlamlı bir hediye vermek isteyenleri bu yıl da www.anneminagaci.com internet sitesi üstünden fidan sahiplenmeye çağırıyor.   

 

Türkiye orman varlığının korunması, geliştirilmesi ve doğa sevgisinin aşılanması için çeşitli projeler yürüten OGM, geçen yıl Anneler Günü kapsamında başlatılan ve 30 saatte 2 milyonu aşkın kişinin katıldığı kapmaya bu yıl da devam ediyor. 

 

OGM, “Annemin Ağacı” kampanyası kapsamında www.anneminagaci.com internet sitesi üstünden anneleri için fidan sahiplenenlere dijital olarak hazırlanan isme özel bağış sertifikaları da veriliyor.   

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bornova Sokağı artık yayaların

İzmir’in kalbi Alsancak’ın tarihi aksındaki Bornova Sokağı'nın canlandırılması ve konforlu yaya ulaşımının sağlanması için başlatılan çalışmalar tamamlandı. Taşıtların sadece belirli saatlerde girebildiği sokaktaki düzenleme çalışmaları hem yurttaşları hem de esnafı memnun etti.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “yaya öncelikli kent” ilkesi doğrultusunda Alsancak’ın tarihi aksındaki Bornova Sokağı (1469. Sokak) yayalaştırma çalışmaları tamamlandı. Tarihi sokağın canlandırılması ve konforlu yaya ulaşımının sağlanması için geçen yıl kasım ayında başlatılan yenileme çalışmalarının ardından sokak bambaşka bir çehreye büründü. Bornova Sokağı, UKOME kararıyla esnafın ve yurttaşın indirme-bindirme, yükleme-boşaltma işleri için yalnızca 04.00-10.00 saatleri arasında araç trafiğine açık şekilde hizmet vermeye başladı. Alsancak Tren Garı ile Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Kordon bağlantısını sağlayan Bornova Sokağı’ndaki düzenlemeler bölgedeki ticaret, kültür ve turizm sektörünü de canlandırdı. Yaşlı ve engellilerin sokağa erişimini de kolaylaştıran düzenlemeler, hem yurttaşların hem de sokak esnafını memnun etti.

“Esnafın ve vatandaşın talebi doğrultusunda yenilendi”
Çalışmalar hakkında bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanı Hamdi Ziya Aydın, “Biz Alsancak bölgesinin Kıbrıs Şehitleri Caddesi girişinde yükseltilmiş yaya geçidi yaparak kesintisiz yaya ulaşımını sağlamıştık. Alsancak bölgesi yaya yoğunluğunun çok fazla olduğu bir bölge. En yoğun noktalarından birisi de Kıbrıs Şehitleri Caddesi. Bu kapsamda Bornova Sokağı’nda gerek vatandaşlarımızdan, gerekse esnaftan gelen talepler doğrultusunda bir değerlendirme yaparak sokağı yayalaştırmak ve canlandırmak için proje yaptık” dedi.

“Yeni cazibe merkezi”
Aydın, “Burası toplamda 450 metrelik bir sokak. Alsancak Garı’nı Kordon’a bağlayan işlek bir sokak. Çalışmalar kapsamında yağmur suyu ve kanal altyapısı İZSU tarafından yenilendi.  Yol kotuyla aynı seviyede olacak şekilde doğal görünümlü yaklaşık bin 200 metrekare baskı beton, bin 500 metrekare karo imalatı yapıldı. Yaklaşık 40 aydınlatma direği yerine dekoratif aydınlatma direği taktık. Çalışmaları yaparken vatandaşlardan çok olumlu tepkiler aldık. Bornova Sokağı, yaya ve engelli erişimine uygun bir hale getirildi. Bölge, aynı zamanda Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nden sonra yeni bir cazibe merkezi haline geldi. Tunç başkanımızın yaya öncelikli kent vizyonu doğrultusunda kent genelinde yayalaştırma çalışmalarımızı hayata geçirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“İzmir’in en köklü sokağı çok güzel oldu”
Restoran işletmecisi Nihat Say, “Bornova Sokağı çok güzel oldu. Yayalara açıldı, insanlar rahat rahat yürüyebiliyor. Esnaf için de çok güzel oldu. Yer döşemeleri, ışıklandırması, altyapısı çok güzel oldu. Arabaların geçtiği zamanlarda insanlar rahat edemiyordu. Ben 35 yıllık Bornova Sokağı esnafı olarak temiz ve düzenli bir sokak olsun isterim. Burası İzmir’in en eski, en köklü sokaklarındandır. Burası Levantenlerin, Rum ailelerinin büyüdüğü sokaktır. Bizim çocukluğumuz onlarla geçti. Bu haliyle keşke mümkün olsa onların da geri dönmesini isteriz. Şu anki haliyle sokağımız çok güzel oldu. Büyükşehir’e teşekkür ederiz” dedi.

Bornova Sokağı daha nezih, cıvıl cıvıl
Bornova Sokağı esnafı Serkan Yalkın, ”Bornova Sokağı’nın yenilenmesi güzel oldu. Bize de faydalı oldu tabi ki. Daha temiz oldu. Araç trafiği bizim için çok sıkıntı oluyordu. Daha derli toplu oldu. Akşamları daha aydınlık oldu. Burada aydınlatma nedeniyle çok büyük sıkıntılar vardı. Şimdi cıvıl cıvıl oldu” ifadelerini kullandı.
Esnaf Savaş Özdile ise “Olumlu bir çalışma oldu. İnsanlar rahat yürüyor, geceleri aydınlık oluyor. Şu an gayet güzel. Geçiş güzergahı olmaya başladı. Daha çok insan geçiyor artık. Ekonomik krizden dolayı şu kadar hissedilmese de durumlar düzelince etkisi daha iyi anlaşılacak. Sokak artık daha nezih oldu. Korna seslerinden, magandalardan, yüksek sesli arabalardan arındırılarak Alsancak’a yakışır oldu” diye konuştu.

“Sokağın havası ortaya çıktı”
Bornova Sokağı’nı günlük hayatta sık sık kullanan İzmirliler ise yeni uygulamadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Aleyna Meraklı, “Gayet memnunum ve tüm İzmir halkının bundan memnun olabileceğini düşünüyorum. Daha önce burada yürürken bile çok zorluk çekiyorduk. Ama şu an her şey normal ve sokağın havası ortaya çıktı. Bir kadın olarak bu sokakta yürürken kendimi daha da güvende hissediyorum artık” şeklinde konuştu.  

“Çok daha rahat yürüyoruz”
Murat Tarkan Özkanat ise, “Bornova Sokağı, şu anki haliyle harika oldu. Trafiğe kapattılar. Yayalar için çok konforlu oldu. Eskiden arabalar rahatsız ediyordu. Büyükşehir’den beklentimiz, diğer sokakların da trafiğe kapatılması. Hem esnaf için gelir kaynağı daha çok olur. Trafik olunca insanlar gezmek istemiyor” dedi.  
Sokakta artık rahat bir şekilde yürüdüklerini söyleyen Burçin Baradan, “Bence çok güzel bir uygulama oldu. Daha önce trafiğe açıkken burası berbat bir haldeydi. Arabaların giriş çıkışları çok sıkıntılıydı. Şu an kesinlikle çok daha rahat yürüyoruz. İki çocuğumla yürürken benim için çok büyük bir avantaj” ifadelerini kullandı.   
 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir’den ipekböcekçiliğine destek

Yanan dut fidanları yerine yenileri verildi

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi Manavgat yangınının izlerini silmek için çalışmaya devam ediyor. Oymapınar Mahallesi’nde dut ağaçları yanan ipekböceği üreticisi Halil Güven’e Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından bin 400 adet dut fidanı teslim edildi.

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Başkan Muhittin Böcek’in “yerelden kalkınma” hedefi doğrultusunda tarımsal üretimin artmasına yönelik desteklerini sürdürüyor. Manavgat ilçesinde tek ipekböceği yetiştiricisi olan Halil Güven’e yangında yanan dut ağaçları yerine fidan desteği sağlandı. Güven, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Muhittin Böcek’e teşekkürlerini iletti.

 

BÜYÜKŞEHİR’E DESTEK TEŞEKKÜRÜ

İpekböcekçiliği yaptığını ancak Manavgat yangınında dut fidanlarının yandığını söyleyen Güven, “Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden dut fidanı istedim. Tarımsal Hizmetler Başkanlığına da başvurdum. Sağolsun hepsi bize destek çıktılar. Manavgat’ta ipekböcekçiliğinin gelişmesi için gayret gösteriyoruz. Bu desteklerinden dolayı Antalya Büyükşehir Belediyemize teşekkür ederim” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

OlduBil, 5 milyon TL’lik Ramazan kolisini dijitale taşıdı

Ramazan ayı geleneklerinden biri olan Ramazan kolileri de artık dijital dünyaya taşındı. Kullanıcılarına banka hesabına gerek duymadan birçok finansal işlemi yapma fırsatı veren Oldubil, bu yıl ilk defa Ramazan kolilerini dijital dünyaya taşıdı. Oldubil, Ramazan ayı boyunca çok sayıda şirketin 6 bini aşkın çalışanına 5 milyon TL’yi aşan yardımlarını online ortamda ulaştırdı…

 

Kovid-19 salgınıyla birlikte ülkemizde bir gelenek haline olan Ramazan yardımları da dijital platformlara taşındı. Limak Şirketler Grubu bünyesinde 2020 yılında hayata geçirilen Oldubil de bu yıl ilk kez hizmetleri arasına Ramazan yardımlarını da aldı. Bugüne kadar çok sayıda şirketin 6 bini aşkın çalışanına verdiği Ramazan kolilerinin dijital ortamda ulaştırılmasını sağlayan Limak Müşteri Çözümleri Yönetim Kurulu Üyesi Birol Ergüven, “Oldubil, bireysel kullanıcılara yönelik finansal teknolojileri içeren dijital bir hizmet platformu. Bir banka hesabına gerek duymadan birçok finansal işlemi yapma imkanı tanıyoruz. Bugüne kadar kullanıcılarımıza çok sayıda ayrıcalıktan yararlanma fırsatı verdik. Bu yıl da hizmet ağımıza Ramazan kolilerini de ekleyerek hem bireysel hem de kurumsal müşterilerimizi buluşturduk” dedi. 

 

Dijital Ramazan yardımı uygulaması sayesinde kurum ve kişilerin birçok ek maliyet ve zamandan tasarruf ettiğini belirten Birol Ergüven, “Koliler içinde yer alacak malzemelerin satın alınması, hazırlanması, taşınması gibi maliyetleri ortadan kaldırmış olduk. Ayrıca kullanıcıların da neye ihtiyacı varsa onu satın almalarını sağlamış olduk” şeklinde konuştu. Ergüven, bu yöntemin Kovid-19 salgınıyla birlikte fiziksel temasın da minimuma indiğine dikkat çekerek açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Fiziksel teması ortadan kaldıran bu uygulamayla şirketler, çalışanlarına Oldubil üzerinden market, giyim, çocuk ve diğer ev ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir platform sunuyor. Kişiler, Oldubil’in anlaşma yaptığı alışveriş noktalarından hesaplarına yüklenen yardım tutarı kapsamında ister fiziki mağazadan isterse online olarak alışverişlerini yapabiliyor. Hedefimiz gelecek yıllarda çok daha fazla şirket ve çalışanı bu Oldubil platformunda buluşturarak karşılıklı faydayı artırmak.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yemeksepeti Banabi, Yemeksepeti Market oluyor

Market alışverişi alanındaki yatırımını artıran Yemeksepeti’nden geçiş ve isim değişikliği hamlesi
 

 Türkiye’nin hızlı market alışverişi platformu Yemeksepeti Banabi’de isim, logo ve uygulama alanında değişimleri kapsayan geçiş süreci başladı. Web sitesi ve uygulamada 2 Mayıs’tan itibaren görülecek bir dizi dönüşümün adımlarından biri olarak, Banabi’nin adı “Yemeksepeti Market” olarak değişiyor. Yeni dönemde Yemeksepeti Market’teki ürün gamı genel olarak zenginleşirken, taze meyve sebze ürünleri, kırmızı ve beyaz et ürün çeşitliliği, hızlı ve pratik yemek alternatifleri de önemli ölçüde artıyor.   

 

Türkiye’nin hızlı ticaret platformu Yemeksepeti’nin ilk olarak Nisan 2019’da İstanbul’da faaliyete geçirdiği online market alışverişi platformu Banabi, yeni adı ve logosuyla yoluna daha güçlü adımlarla devam etmeye hazırlanıyor. 2 Mayıs’tan itibaren aşamalı olarak tüm platformlarda isim ve logo değişimine gidecek olan şirket, hizmetlerine “Yemeksepeti Market” adıyla devam edecek. Bu dönüşüm kapsamında, uygulama içinde kullanıcı deneyimini daha pratik hale getirecek bir dizi değişime de yer verilecek. 

 

Türkiye çapında 58 ilde yaşayan milyonlarca kullanıcıya 4 binden fazla çeşitte market ürününü dakikalar içinde ulaştıran -yeni adıyla- Yemeksepeti Market, isim değişikliğiyle birlikte ürün gamını büyütüyor ve özellikle taze ürün grupları (meyve sebze, kırmızı-beyaz et) ile sıcak ve pratik yemek alternatifleri konusunda kullanıcılarına daha fazla seçenek sunmaya hazırlanıyor.

 

2 Mayıs’tan itibaren Yemeksepeti web sitesinde görülebilecek isim ve logo değişikliği; 11 Mayıs’ta Android, 15 Mayıs’ta ise iOS kullanıcılarına tamamen yansımış olacak. Geçiş süreci 24 Mayıs’ta tüm platformlarda tamamlanmış olacak. 

 

Yemeksepeti’nin “İçimizden Biri” olarak tanımladığı marka kimliğine ve “Aklındaysa Kapında” yaklaşımına uyumlu biçimde hayata geçirilen bu dönüşüm, Yemeksepeti kullanıcılarının tek bir uygulama içinde aradığı her şeyi hızlı bir şekilde bulabilmesi vizyonunu tamamlıyor. Markanın yeni logo ve tasarımı ile Yemeksepeti uygulamasının, “yemek siparişinden çok daha fazlası” imajına vurgu yapılmış oluyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Her 4 Kişiden 1’i Her Gün Sağlıklı Atıştırmalık Tüketiyor

Her 4 Kişiden 1’i Her Gün Sağlıklı Atıştırmalık Tüketiyor

Sağlıklı Atıştırmalık Sektörü 38 Milyar Dolara Ulaşacak

 

Sağlıklı ve temiz içeriğe sahip olan ürünlere ilginin arttığı son yıllarda, her 4 kişiden 1’i sağlıklı atıştırmalık tüketmeye başladı.  Tüketicilerin yüzde 40’ının sağlıklı atıştırmalığı ana öğün olarak tükettiğinin altını çizen Zbarz Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ebrul Gülkan, sağlıklı atıştırmalık sektörünün 2028 yılında 38,09 milyar dolara ulaşacağını söyledi. Sağlıklı atıştırmalıkların en çok ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve İspanya’da tüketildiğini belirten Gülkan, pandemi ile birlikte sağlıklı atıştırmalıkları sadece kilo vermek için değil, takviye niteliğinde vücudunun eksik olan protein, vitamin ve minerali karşılamak amacıyla tüketildiğini söyledi. 

 

Pandemi ile birlikte sağlıklı ve temiz içerikli ürünlere ilginin artmasıyla sağlıklı atıştırmalık sektörü büyük bir ivme kazandı. Dünyada adeta bir yaşam tarzı haline gelen sağlıklı atıştırmalıklar, Türkiye’de de sıklıkla tüketilmeye başladı. 

 

Sağlıklı atıştırmalık pazarının son yıllarda dünyada ve Türkiye’de katlanarak büyüme gösterdiğini belirten Zbarz Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ebrul Gülkan, “ Pandemi sonrası tüketici alışkanlıkları da değişti. Öncesinde sağlıklı atıştırmalıklar sadece kilo vermek amacıyla kullanılırdı. Pandemi, sağlıklı atıştırmalıkları beslenmenin bir parçası haline getirdi. Artık vücudun eksikliklerini gideren bir takviye görevi görmeye başladı. Sağlıklı atıştırmalıklar artık hem çocuklar hem de yetişkinler için vücudun eksik olan protein, vitamin ve mineral ihtiyacını karşılamak amacıyla tüketiyor” dedi.

 

Yüksek doyurucu özelliği nedeniyle sağlıklı atıştırmalıkların ana öğün olarak tüketildiğini belirten Gülkan, “Sağlıklı atıştırmalıkları 7’den 70’e herkes tüketiyor. Ancak ağırlıklı olarak 18-40 yaş aralığı sıklıkla tercih ediyor. En çok sırasıyla ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve İspanya’da tüketiliyor. Ülkemizde de son 2 yılda ciddi bir rağbet gözlemliyoruz. Pandemi ile başlayan sağlıklı beslenme bilinciyle birlikte sektörün daha da büyüyeceğini öngörüyoruz” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bayram Şekeriniz İnsülin Olmasın !

BAYRAMDA ŞEKER TÜKETİMİNE DİKKAT!

 

Ramazan Bayramı’nda yağlı, ağır hamur işleri, şeker, şerbetli ve çikolatalı gıdaları fazla tüketmek, sindirim sistemi sorunlarının yanında, kan şekerinin hızlı yükselmesine sebep olup, diyabet hastaları için ciddi tehlike oluşturmaktadır.

 

Ramazan Bayramı sürecinde en sık görülen klinik vaka sıralamasının başında aşırı tatlı, şeker alımı ve ramazan ayının bitme etkisiyle vücuda yüksek oranda gıda alımından kaynaklı mide krampları yer almaktadır. 

 

Alerji Diyetisyeni Ecem Tuğba Özkan, “Ramazan Bayramı’nda aşırı tüketilen şekerli ve ağır besinler tansiyon ve kan şekerini yükseltir. Bayram misafirliklerinde tatlı ikramını reddetmek zor olabilir. Fakat normalden fazla tüketilen şekerli gıdalar, bir anda kan şekerini yükseltebilir. Özellikle diyabet hastaları şeker koması tehlikesi altında olabilirler” dedi.

 

Şeker Tüketimi Damarları Tıkıyor!

Beyaz şeker, yapılan tatlıların ham maddesini oluşturuyor. Esmer şeker, mısır şurubu, tatlandırıcılar ya da sofra şekeri içeren ürünler kalp yetmezliği başta olmak üzere hipertansiyona, tıkanmış damarlara ve başka kalp hastalıklarına sebebiyet verebilir. Şeker tüketimi damar tıkanıklığına yol açtığı için bu maddenin tüketilmesinde çok dikkatli olmak gerekiyor. Orucun bitmesiyle başlayacak olan Ramazan Bayramı’nda börek, pasta, baklava benzeri hamur işleri başta olmak üzere yüksek şeker oranına sahip yiyecekler aşırıya kaçmadan tüketilmeli ve gerektiğinde muadili olarak doğal şeker içeren meyveler tercih edilmelidir. 

 

Bayramda Midenizi Yormayın!

Diyetisyen Ecem Tuğba Özkan: “Ramazan ayı boyunca vücut bir yeme düzenine alışıyor. Tıpkı orucun ilk günlerindeki gibi vücudun beslenme düzeni değişikliğine alışabilmesi adına zamana ihtiyacı var. Yüksek tansiyon başta olmak üzere; reflü, yüksek şeker gibi büyük sağlık problemlerinin ortaya çıkmaması adına ilk günler porsiyon konusunda çok daha dikkatli olmakta yarar var” dedi. Ve ekledi: “ Tatlılar, hamur işleri, kızartmalar benzeri sağlığa zararlı yiyecekler sindirim sistemine zarar verebiliyor. Bu gıdalar yerine peynir, yumurta, tam buğday ekmeği gibi besinlerin tüketilmesi; mideyi yormadan güne sağlıklı başlangıcı ve daha dinç ve zinde bir metabolizmanın önünü açacaktır” şeklinde açıkladı.

 

Şeker Kanseri Tetikliyor!

Bayramların geleneksel yiyecekleri arasında tatlılar yer alır. Tatlının içerisinde yer alan şeker vücuda alındığında, insan beyni haz duyusunu ortaya çıkaran dopamin hormonunu salgılanır. 

 

İnsan bedeni şeker yedikçe daha çok tüketmek ister. Bu durum şeker maddesine karşı bağımlılığa neden olur. Diyetisyen Ecem Tuğba Özkan, şekerin kalp hastalığı, böbrek hastalıkları hatta kanser riskini ortaya çıkarttığını ve ciddi hastalıklarla bağlantılı olduğunu söyledi. Şerbetli ve hamurlu tatlılar yerine yoğurtlu, hafif ve sütlü tatlılar, şeker yerine bal ya da pekmezle yapılmış kekler, tatlandırıcılar yerine meyveli tatlılar tercih edilebileceğini belirterek, rafine şekerin insan vücudunun bağışıklık sistemini zayıflatan, baskılayan gıdalar arasında olduğu bilgisini verdi.

 

Tam Buğday Unla Yapılmış Krep = Börek
 

Börek yerine tam buğday unuyla yapılmış sebzeli krepler daha sağlıklı bir tercih olabilir. Karnabahar kısırı da bulgurdan yapılana göre çok daha faydalı. Karnabaharı robottan geçirdikten sonra çok az yağlı tavada biraz yumuşayana kadar çevirin. Sonra salça, taze soğan ve maydanoz gibi sebzelerle birleştirebilirsiniz.

 

Yemekten Bir Saat Sonra Çay Kahve Tüketin!
 

Çay-kahve gibi sıvı içecekler, yemek yedikten 1 saat sonrasında tüketilmelidir. 

Gün içerisinde şekersiz ve çok demli olmayacak şekilde 6 bardak çay tüketilebilir. Kahve tüketiminde ise 3 fincan yeterlidir. 

Gün sonunda sindirim sisteminin rahatlatması adına rezene, papatya ya da rezene çayları tüketilebilir. Şekerli ve asitli içeceklerden kaçınılması, şeker oranı az kompostolardan veya limonata tüketilebilir.

 

Bayramda Çocuklara Şeker Sınırlandırılmalı!

Bayram misafirlikleri esnasında tüketilen hamur, şeker, çikolata ve gazlı içeceklerin çocukların sağlığını ve beslenme rutininde olumsuz etkiler bıraktığını aktaran Diyetisyen Ecem Tuğba Özkan “Bayram ziyaretlerinde çikolata ve şekerlemelerin sık tüketilmesi, çocuklarda sinirlilik, bağımlılık, huzursuzluk ve hiperaktiviteye neden olacağı gibi obeziteye de zemin hazırlar. Misafirliklerde ısrarcı ikram tutumu, aileleriyle beraber çocukları da zor duruma sokmakta ve çocukların aşırı yeme eğilimine sürüklenmesine sebep olmaktadır.

Bu sebeple çocuklar şeker tüketirken birkaç parça şeker ya da çikolata ile sınırlandırılması faydalı olacaktır” ifadelerini kullandı. 

 

Asitli Yerine Taze Sıkılmış İçecekler İçin!

 

Bayramda tüketilen içeceklerin de en az yiyecekler kadar kontrollü tüketilmesi gerektiğini aktaran Diyetisyen Ecem Tuğba Özkan, “Bayram sürecinde şeker içeriği yüksek, gazlı ve şekerli içeceklerden ziyade ev yapımı meyve çayları, sade maden suları, kefir, bitki çayları, meyve suları benzeri içecekler ikram edilebilir. Kahve ve çayların şekeriz tüketilmesiyle gereksiz şeker alımının önüne geçilebilir. Yüksek tansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalıklarına sahip bireyler uyguladıkları beslenme düzenine bayram süresince de devam etmelidir. Diyabet hastalarının özellikle hassas olması gerektiğinin altını çizen Diyetisyen Ecem Tuğba Özkan, “İnsülin kullanan hastalar tedavilerine devam etmeli ve şeker hastalığıyla alakalı ilaçlarını aksatmamalı. Bayram sürecinde uygulanan düzenli egzersizler de ihmal edilmemeli, şeker hastaları kan şeker değerlerini kontrol altında tutulmalıdır” şeklinde ekledi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dokuz Eylül, Çocukları Seramik Sanatıyla Buluşturdu

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü akademisyen ve öğrencileri, İzmir’in Ödemiş ilçesinde bulunan 3 Eylül Yatılı Bölge Ortaokulu öğrencileriyle bir araya gelerek seramik çalıştayı düzenledi. El becerilerini geliştiren ve seramik sanatına olan ilgilerini keşfeden çocuklar, keyifli bir gün geçirdi

 

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), akademik ve bilimsel faaliyetlerin yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine de destek olmaya devam ediyor. Eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme faaliyetini başarıyla sürdüren DEÜ, toplumsal katkı içeren çalışmalarına da yenilerini ekliyor.  Bu kapsamda gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projesiyle DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü akademisyen ve öğrencileri, İzmir’in Ödemiş ilçesinde bulunan 3 Eylül Yatılı Bölge Ortaokulu öğrencileriyle bir araya gelerek seramik çalıştayı düzenledi. Ödemiş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Ödemiş Müzesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen çalıştaya çocuklar yoğun ilgi gösterdi. Çocukların el becerilerini ve yeteneklerini geliştirmeyi amaçlayan etkinlikte çamurdan eserler yapan çocuklar sanatla iç içe zaman geçirdi. Seramik sanatına ilgilerini ve yeteneklerini keşfeden öğrenciler, kendi elleriyle toprak malzemelerden şekiller oluşturdu. Çalıştay boyunca hem eğlenen hem seramik yapmanın inceliklerini öğrenen çocuklar, etkinlikten büyük keyif aldı. Etkinlik kapsamında öğrencilerin yaptığı çalışmalar, DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi atölyelerinde son halini alarak Ödemiş Müzesi ve 3 Eylül Yatılı Bölge Ortaokulu galerilerinde sergilenecek.

 

SERAMİK ATÖLYESİNE KİMLER KATILDI?

Etkinliğe Dokuz Eylül Üniversitesi’nden DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Halil Yoleri, Sahne Sanatları Bölümü Dr.Öğr.Üyesi Levent Berber, Öğr.Gör. Füsun Çövenoğlu,  Dr.Öğr.Üyesi A.Temel Köseler, Dr.Öğr.Üyesi Pınar Çalışkan Güneş, Araş.Gör. Fadliye Yılmaz ve yüksek lisans öğrencileri katıldı. Ödemiş Müzesi Müdürü Feride Kat ve 3 Eylül Yatılı Bölge Ortaokulu Müdür Yardımcısı Dursun Kart’ın da yer aldığı seramik çalıştayı uzman eğitmenlerle öğrencileri bir araya getirdi.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı