Aylık arşivler: Mayıs 2022

6. kez düzenlenen DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nın birincisi Erzurum Atatürk Üniversitesi oldu

Geleceğin inşaat mühendisleri depremle mücadeleye başladı

Geleceğin inşaat mühendislerinin deprem bilinciyle yetişmesini hedefleyen DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nda 6. kez ödüller sahiplerini buldu. Birincilik ödülünü Erzurum Atatürk Üniversitesi kazandı. Ödül plaketini DASK Yönetim Kurulu Başkanı, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkan Yardımcısı Mete Güler’den alan öğrenciler, para ödülünün yanı sıra Türk Reasürans Özel Ödülü’nün ve üniversitelerine laboratuvar teçhizatı temini için 50 bin TL değerinde ödülün de sahibi oldu. Yarışmada İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ikinci, Yozgat Üniversitesi ise üçüncü olarak para ödülü kazandı. 

 

Törende ayrıca Türk Reasürans Özel Ödülü’nün yanı sıra dört özel ödül daha sahiplerini buldu. İstanbul Teknik Üniversitesi En İyi Mimari Özel Ödülü’nü, Erzurum Atatürk Üniversitesi En İyi Deprem Performansı Özel Ödülü’nü, Antalya Bilim Üniversitesi En İyi İletişim Becerisi ve En İyi Sunum Ödülü’nü ve Süleyman Demirel Üniversitesi de yarışma katılımcılarının verdiği oylarla belirlenen Yarışma Ruhu Ödülü’nü kazandı.

 

“Depremin acılarını deprem olduktan sonra unutma eğilimindeyiz”

 

Genç inşaat mühendisi adaylarının üniversite boyunca edindiği teorik bilgileri bu yarışma sayesinde pratiğe dönüştürdüğünü belirten DASK Koordinatörü Erdal Turgut şöyle konuştu:

 

“Bugün burada bizimle olan öğrencilerden depremi yaşamış olanlar olduğu kadar hafızasındaki deprem anıları televizyonda gördüklerinden ibaret olanlar da var. Depremler olduktan sonra hatırladığımız bu acıları, depremin üzerinden zaman geçince unutma eğilimindeyiz. Ancak bu acıların yeniden yaşanmaması için deprem gerçeğinin hep farkında olmamız ve depreme hazır olmamız gerekiyor. Biz DASK olarak depremin neden olduğu finansal riskleri Zorunlu Deprem Sigortası ile güvenceye alıyoruz. Ancak depreme gerçekten hazır olmak için bu yeterli değil, almamız gereken pek çok önlem var. Bu noktada sizlerin bilgisi, deneyimi, depreme dayanıklı yapı konusuna verdiğiniz önem inanıyorum ki ülkemize önemli katkılar sağlayacak.”

 

Üniversitelerin inşaat mühendisliği öğrencilerine yönelik yarışmada ön elemeleri geçen 21 takım, final aşamasında yaptıkları tasarımları bina maketi haline getirerek jüri üyelerine sergiledi. Bina maketleri, depremi simüle eden sarsma masasında test edilerek değerlendirildi. Deprem testinden yıkılmadan geçen maketler, ekonomik puanlama ve estetik puanlama kriterlerine göre de değerlendirildi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kripto Paralar Bitcoin Öncülüğünde Yükselebilir

Bybit Türkiye Araştırma Müdürü Beste Naz Süllü kripto para yatırımlarında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi: 

 

"Kripto paralar son olarak sekizinci haftayı da negatif kapatmasının ardından yeteri kadar satış iştahının kalmamasıyla yükselişe geçti. Ayrıca cuma günü de çoğunluğu put (satım) olan opsiyonların vade bitiş tarihiydi. Daha öncesinde 28.600 denemesinde birçok satış kontratı açılmış ama piyasa yeniden 30.000 seviyelerine gelince short pozisyonlar likidite olmuştu. Bu tablo bize artık 30.000 seviyesinin altında yeteri kadar satma iştahını yansıtmadığı için geçen hafta sizlere Cuma gününden sonra yükseliş görebileceğimizi belirtmiştik.

 

Dün 32.000 seviyelerine yaklaşan Bitcoin sonrası toplamda 300 milyon dolara yakın pozisyon likidite oldu. Diğer tarafta bugün ufak bir miktar geleneksel piyasaya bağlı düzeltmeler söz konusu olabilir. Dün tatil olan ABD piyasaları bugün açılış öncesinde vadelilerde eksi seyrediyor. Bu nedenle dünkü kazançların bir kısmı bugün kar satışlarına uğrayabilir. İlk olarak Bitcoin’in yükselişe geçmesini bekliyoruz ve şu anda 46 olan dominansın yeniden 50 üzerine çıkmasını beklemekteyiz. Bitcoin’in ölçeklendirilebilir ağı Lightning Network’un kapasitesi tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Ayrıca bireysel ve kurumsal yatırımcıların da ilk tercihlerinin Bitcoin olduğunu unutmamak gerekir.

 

Piyasa çok kan kaybetti, Kasım ayında gördüğü toplam piyasa değeri 3 trilyon dolar büyüklüğünden 1,3 trilyon dolara geriledi. Repütasyonu Bitcoin öncülüğünde toparlayabilir. Bitcoin’de 30.600 ve 31.500 seviyelerinde tutunma çabası mevcut. Geri çekilmelerde bu destekler önemli olacak ve ana desteğimiz 30.600 gerisine inmediği sürece 32.300 ve 32.900 seviyeleri bir sonraki adımda hedefleri olacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Mayıs Ayının Medya Gündemi Yayında: Sporda Tarih Yazıldı

Medya takip kurumu Ajans Press, medyada en çok konuşulan haber başlıklarını çıkardı. Ajans Press’in 1-31 Mayıs tarihleri arasında 15 bini aşkın gazete, dergi, TV kanalları ve internet haber sitelerinde en çok haber olan içerikleri çıkardığı araştırmada, ilgili içeriklerde medyaya binlerce haber yansıdı.  Yapılan araştırmaya göre Mayıs ayında medyaya ülkemizin spordaki başarıları damga vurdu. Yapılan medya araştırmasında siyasetten spora, ekonomiden sağlığa kadar en fazla içeriği yer alan başlıklar şu şekilde oldu;

  • Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü PKK hedeflerine yönelik başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde çıkan çatışmada beş asker şehit oldu.
  • ABD, Avrupa ve Avustralya’nın aralarında olduğu 22 ülkede görülen maymun çiçeği virüsü dünyada büyük paniğe neden oldu.
  • Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, banka kartı ve kredi kartı harcamalarında 6-13 Mayıs haftasında 63.7 milyar TL ile tarihi bir rekora imza atıldı.
  • Mevlüt Çavuşoğlu 15 yıl aradan sonra İsrail'i ziyaret eden ilk Türk Dışişleri Bakanı oldu.
  • İstanbul'da düzenlenen Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası'nda 48 kiloda Ayşe Çağırır, Kazak rakibi AluaBalkibekova'yı 3-2 yenerek altın madalya kazandı.
  • Türkiye'nin denize dolgu 2'nci, dünyanın ise 5'inci havalimanı olan Rize-Artvin Havalimanı 5 yıl süren yapım aşamasının ardından açıldı.
  • Trabzonspor, 2021 – 2022 Spor Toto Süper Lig Ahmet Çalık Sezonu'nda 38 yıl sonra şampiyonluk koltuğuna oturdu.
  • Anadolu Grubu'na bağlı olarak faaliyet yürüten McDonald's Türkiye, Boheme Investment isimli şirkete satıldı.
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk defa konut sahibi olacaklara 2 milyon liraya kadar birinci el satın almalar için 10 yıla kadar vadeli, aylık yüzde 0.99 faizli konut kredisi sağlayacağını duyurdu.
  • İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları'nda Kadın Voleybol Milli Takımımız, finalde İtalya'yı 3-1 yenip altın madalya kazandı.
  • Misli.Com Sultanlar Ligi’nde final serisi nefes keserken mutlu sona ulaşan takım VakıfBank oldu.
  • THY Avrupa Ligi'nde üst üste ikinci kez şampiyonluk Anadolu Efes’in oldu.
  • Bahçeşehir Koleji, FIBA Europe Cup finalinde ReggioEmillia’yı mağlup ederek şampiyon oldu.
  • Uzun süredir meme kanseriyle mücadele eden ünlü NTV spikeri Özlem Sarıkaya Yurt, 39 yaşında hayatını kaybetti.
  • Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kovid-19 vaka sayılarının arka arkaya üç gün binin altında olması üzerine toplu taşımada maske zorunluluğun da kaldırıldığını açıkladı.
  • Ziraat Türkiye Kupası şampiyonu Sivasspor oldu.
  • Avrupa Gençler Kürek Şampiyonası'nda 4 tek dümencili milli takımımız ile iki çiftede Ali Kabadayı-Halil Köroğlu altın madalya kazandı.
  • Atatürk Havalimanı arazisine yapılacak olan Millet Bahçesi’nin temelleri atıldı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Aydabir’de METAVERSE konuşuldu

Türkiye ve dünya yapı sektörünün önemli oyuncularından Bien’in ana sponsoru olduğu, İDEALİST İç Mimarlık Derneği tarafından organize edilen ‘aydabir’ söyleşi serisinin üçüncüsü “Metaverse” başlığı altında gerçekleşti. İDEALİST İç Mimarlık Derneği üyesi İç Mimar Derya Toros moderatörlüğünde, Teknolojist Zehra Öney ve iş insanı Çetin Dalva’nın katılımıyla gerçekleşen söyleşide, metaverse evreninin mimarlık ve tasarım dünyasına etkisi konuşuldu. 

 

İDEALİST İç Mimarlık Derneği öncülüğünde Bien ana sponsorluğunda hayata geçirilen güncel, sosyal ve ilham veren sohbetler serisi ‘aydabir’in üçüncüsü metaverse başlığında, sektörün önemli isimleriyle yapıldı. Derneğin Addressistanbul’daki merkez mekanında, İç Mimar Derya Toros moderatörlüğünde düzenlenen söyleşide; 360+ Media Interactive Technologies Kurucu Ajans Başkanı ve Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, tekstil, mimarlık ve teknoloji gibi birçok alanda yatırımı bulunan iş insanı Çetin Dalva bir araya geldi.    

 

Metaverse’ün mimarlık ve tasarıma etkisi birçok açıdan ele alındı

Metaverse evreninde mimarlık ve tasarımın masaya yatırıldığı söyleşide konu; teknoloji, tasarım, kullanıcı alışkanlıkları ve beklentilerine kadar birçok açıdan ele alındı. Katılımcıların sorularının da yanıtlandığı etkinlikte mimarlığın, teknoloji ışığı altında nasıl şekilleneceği örneklerle katılımcılarla paylaşıldı. Söyleşide; teknolojinin evriminden bahseden ve gidebileceği noktalar üzerine atıflarda bulunan Teknolojist Zehra Öney, metaverse evreninin yaşamın içine entegre olacağı alanlar üzerinde durdu, her tasarımcının mutlaka bu evrende hemen yer alması gerektiğini vurguladı. Tekstil ve mimarlık sektörlerinde teknoloji kullanımının etkisini kendi deneyimlerine dayanarak anlatan iş insanı Çetin Dalva, yazılım ve inovasyonun mimarlık, iç mimarlık için anlamını, VR teknolojilerinin mimarlığın geleceğe taşınmasındaki önemini katılımcılarla paylaştı. Dalva; mimarlığın, teknoloji, sanal evren, yazılım ve dijitalle harmanlanmasının hem kullanıcı hem de sektör açısından avantajlarını da aktardı. 

 

Tüm söyleşilerin İDEALİST İç Mimarlık Derneği YouTube kanalından yayınlandığı ‘aydabir’ söyleşi serisi dokuz ay boyunca devam edecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Multinet Up’tan “Çalışan Gözüyle Ofise Dönüş” Araştırması!

Çalışanlar, “Çok sıkıldım, fiziksel ve ruhsal sağlığım için en iyisi ofise dönmek” diyor

 

Multinet Up, uzaktan çalışma uygulamasına son veren kurumlardaki çalışanların, ofise dönüş dönemiyle ilgili görüşlerini araştırdı. 3 binden fazla katılımcı ile gerçekleştirilen araştırma, haziran ayı itibarıyla haftanın her günü veya belli günlerinde zorunlu olarak ofiste çalışma düzenine geçiş yapacağını ifade eden kişilerin, bu süreçle ilgili düşüncelerini ve bireysel öngörülerini ortaya koyuyor.

 

Vaka sayılarının azalmasıyla ve kısıtlamaların büyük oranda ortadan kalkmasıyla birlikte, uzaktan çalışma modelini uygulayan birçok kurum ofise dönüş planlarını devreye aldı. Bazı şirketler haftanın beş günü iş yerinde çalışmayı zorunlu tutarken bazı şirketler hibrit sistem olarak adlandırılan esnek çalışma modelini uygulayarak kademeli bir ofise dönüş planı yapıyor. Multinet Up, uzaktan çalışma uygulamasına son veren kurumlardaki çalışanların, ofise dönüş dönemiyle ilgili görüşlerini araştırdı.

 

3 binden fazla katılımcı ile gerçekleştirilen Çalışan Gözüyle Ofise Dönüş Araştırması, haziran ayı itibarıyla haftanın her günü veya belli günlerinde zorunlu olarak ofiste çalışma düzenine geçiş yapacağını ifade eden kişilerin bu süreçle ilgili düşüncelerini ve bireysel öngörülerini ortaya koyuyor.

 

Multinet Up’ın mobil uygulaması MultiPay üzerinden online anket yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmada, ofise dönüşün ruhsal sağlık, bedensel sağlık ve iş performansı üzerindeki etkileri ölçümlendi.

 

Üç çalışandan biri ofise dönüşün psikolojisine iyi geleceğini düşünüyor

Araştırmaya katılan kişilerin yüzde 34,3’ü ofise dönüş sürecinde ruhsal sağlıklarının olumlu yönde etkileneceğini, yüzde 18,2’si bu sürecin kendilerini mental olarak olumsuz etkileyeceğini ifade etti. Ofise dönüş sürecinin ruhsal sağlıkları açısından iyi olacağını düşünen katılımcıların yüzde 67,9’u günlerini daha hareketli ve aktif geçirecekleri için ruhsal sağlıklarının iyiye gideceğini düşünürken; yüzde 15,6’sı ofise dönüş sürecinde evdeki gibi sürekli kapalı ortamda kalmayacakları için kendilerini daha iyi hissedeceklerini ifade ediyor. Çalışanların yüzde 9,8’i ise, evden çalışmanın sebep olduğu yalnızlıklarının sona erecek olması sayesinde ruhsal sağlık durumlarının daha iyi olacağına inanıyor.

 

Ofise dönüş sürecinde ruhsal sağlığının olumsuz yönde etkileneceğini düşünen çalışanlara bu sürecin kendileri için nasıl kolaylaştırılabileceği sorulduğunda, katılımcıların yarısından fazlası bu süreçte prim veya ücret artışı gibi maddi desteklerle teşvik edilmek istediklerini ifade ediyor. Yüzde 30’u ise bu süreçte işverenlerinin kendilerine karşı daha hoşgörülü ve esnek davranmasını istediklerini söylüyor. Kurum içi eğlenceli sosyal aktiviteler ve psikolog danışmanlığı destekleri de çalışanlar için ofise dönme sürecini kolaylaştıracak teşvik edici alternatifler olarak görülüyor.

Ofise dönüşün çalışanlar için en cazip tarafı fiziksel aktivite

Ofise dönüş sürecinin çalışanların bedensel sağlığı ile ilişkisini de araştıran ankete göre, katılımcıların yüzde 34,7’si ofise dönüş sürecinde bedensel sağlığının olumlu yönde etkileneceğini düşüyor. Bu kişilerin yüzde 49,9’u sağlıklarının daha iyi olma nedeni olarak gün içindeki fiziksel aktivitelerinin artacak olmasını öne sürüyor.

 

Ofise dönüş sürecinde bedensel sağlığının olumsuz yönde etkileneceğini düşünen yüzde 18,9’luk grupta yer alan kişilerin yüzde 53,3’ü bu durumun sebebinin trafikte geçireceği sürede yorulacak olmasına, yüzde 17,9’u evdeki sağlıklı beslenme düzeninin bozulacak olmasına, yüzde 15,6’sı ise sabahları daha erken uyanmak zorunda kalmasına bağlıyor. Katılımcıların yüzde 13,1’i ise iş yerindeki fiziksel ortamın kendileri için uygun olmadığını düşünerek bu sürecin bedensel sağlıklarını olumsuz yönde etkileyeceğini öngörüyor.

 

İki kişiden biri “Çalıştığım mekân iş performansımı etkilemiyor” diyor

Çalışanların uzaktan çalışma ve geleneksel anlamda iş yerinde çalışma modellerinin verimlilikle ilişkisi hakkındaki düşüncelerini de araştıran Çalışan Gözüyle Ofise Dönüş Araştırması’na göre, katılımcıların yüzde 55'i evde veya ofiste çalışıyor olmanın iş performansları üzerinde etkili olmayacağını, yüzde 29’u ise ofiste çalışmanın daha verimli olacağını ifade ediyor. Ofiste çalışmanın iş performansını düşüreceğini öngören kullanıcıların oranı ise yüzde 16.   

 

Çalışan Gözüyle Ofise Dönüş Araştırması’yla ilgili açıklamada bulunan Multinet Up CEO’su Ali Emre Sever, “Özellikle son yıllarda çalışma hayatının hızla değişen koşullarını yakından takip ediyor, çalışanların ihtiyaç ve beklentilerini daha iyi analiz ederek çözümlerimizin her sektörden, her pozisyondan çalışana hitap etmesini sağlayacak geliştirmeleri yapıyoruz. Çalışan Gözüyle Ofise Dönüş Araştırması’yla da çalışanların ofise dönüş süreciyle ilgili düşünce ve öngörülerini araştırmak, elde ettiğimiz verileri iş dünyasından ilgili paydaşların bilgisine sunmak istedik. Ofise dönüş sürecinin ruhsal sağlık, bedensel sağlık ve verimlilik açısından değerlendirildiği araştırma, işverenler ve yöneticiler için çok değerli iç görüler sunuyor” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Şampiyon İsim Yeni Sezona İki Birincilikle Başladı

Hızlı servis sektörünün dinamik yerli markası PizzaLazza desteğinde yarışan milli motosiklet sporcusu Furkan Eryılmaz, 2022 Türkiye Pist Şampiyonası’nın ilk ayağında, iki birincilik elde etti. 14 yıllık profesyonel kariyerine sayısız başarıların yanı sıra 6 Türkiye Şampiyonluğu ve Doğu Avrupa 600cc SBKS Şampiyonluğu sığdırmayı başaran milli motosiklet sporcusu Furkan Eryılmaz, 2022 yılında PizzaLazza ana sponsorluğunda Türkiye’de ve Avrupa’da şampiyonluk hedefiyle yarışıyor.

 

Tekstil, sağlık, perakende ve hızlı servis restoranlar alanlarındaki yatırımlarıyla 70 binden fazla kişiye istihdam sağlayan Turgut Aydın Holding bünyesinde faaliyet gösteren yerli pizza markası PizzaLazza, milli motosiklet sporcusu Furkan Eryılmaz’a destek veriyor.

 

2022 yılında PizzaLazza ana sponsorluğunda Türkiye’de ve Avrupa’da şampiyonluk hedefleyen Furkan Eryılmaz, 28-29 Mayıs 2022 tarihlerinde İzmir Pınarbaşı Ülkü Yarış Pisti’nde gerçekleştirilen Türkiye Bitci Pist Şampiyonası Birinci Ayağında, Türkiye Şampiyonluğu hedeflediği 600 cc A ve TMF GP olmak üzere iki yarışta birincilik elde etti.

 

Organizasyonda 28 Mayıs Cumartesi günü son teknik kontrollerin ardından antrenman ve sıralama turları koşuldu, 29 Mayıs Pazar günü ise ısınma antrenmanlarının ardından gruplar halinde yarışların startı verildi.

 

Geçtiğimiz hafta BMU Avrupa SSP 600 A Şampiyonası’nın Sırbistan’da düzenlenen yarışından yurda ikincilik kupasıyla dönen Furkan Eryılmaz, ayağının tozuyla katıldığı Türkiye Şampiyonası Birinci Ayağında ilk olarak, 600 cc A kategorisinde birinciliğin sahibi oldu. Furkan Eryılmaz, aynı gün katıldığı ikinci yarış olan TMF GP‘de de 600 cc kategorisinde birinciliği kimseye kaptırmadı. 

 

14 yıllık profesyonel kariyerine sayısız başarıların yanı sıra 6 Türkiye Şampiyonluğu ve Doğu Avrupa 600cc SBKS Şampiyonluğu sığdırmayı başaran milli motosiklet sporcusu Furkan Eryılmaz, 2022 yılında PizzaLazza ana sponsorluğunda Türkiye’de ve Avrupa’da şampiyonluk hedefiyle yarışıyor.

 

Furkan Eryılmaz’ın bir sonraki yarışı, 18–19 tarihlerinde BMU Avrupa SSP 600 A Şampiyonası’nın Yunanistan ayağı olacak. Eryılmaz, bu yarıştan bir hafta sonra Türkiye Şampiyonasının 25–26 Haziran tarihlerinde İzmir’de düzenlenecek ikinci ayağına, bir kez daha iki yarışta birincilik parolasıyla katılacak.

 

2022’de PizzaLazza desteğiyle Türkiye ve Avrupa’da şampiyonluk hedefleyen Furkan Eryılmaz’ın kalan yarış programı:

Türkiye Motosiklet Federasyonu (TMF)                               Balkan Motosiklet Birliği (BMU) 

Türkiye Pist Şampiyonası                                                           Doğu Avrupa Pist Şampiyonası

25 – 26 Haziran / İzmir                                                                 18 – 19 Haziran / Yunanistan

06 – 07 Ağustos / İzmir                                                                27 – 28 Ağustos / Hırvatistan

10 – 11 Eylül / İzmir                                                                       3 – 4 Eylül / Bulgaristan

15 – 16 Ekim / İzmir                                                                       24 – 25 Eylül / Sırbistan

22 – 23 Ekim / Yunanistan

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türk Telekom sponsorluğunda ilk defa Türkiye’de Efsane yarış ‘Santini Queens of The Aegean’ Marmaris’te nefes kesti

Türk Telekom sponsorluğunda bu yıl Türkiye’de ilk kez düzenlenen bisiklet yarışlarının efsanesi “Santini Queens Of The Aegean Boostrace” nefes kesti. Marmaris’te 29 Mayıs’ta gerçekleşen 145 km’lik zorlu etabın kazananı kadınlarda Azize Bekar, Erkeklerde Anton Hrabovskyı oldu. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı kapsamında gerçekleşen yarış, yerli-yabancı pek çok bisiklet tutkununu bir araya getirerek Marmaris’in doğal güzelliklerini dünyaya tanıttı.

 

Türk Telekom, spora ve sporcuya verdiği desteği sürdürüyor. Bisiklet yarışlarının en zorlu etabı olarak gösterilen “Santini Queens Of The Aegean Boostrace” bu yıl Türkiye’de ilk kez Türk Telekom sponsorluğunda 29 Mayıs’ta Marmaris’te gerçekleşti.

 

Yarışa 300’ü aşkın sporcu katıldı

 Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) kapsamında gerçekleşen ‘Santini Queens of The Aegean Boostrace’ 13 farklı ülkeden dünyaca ünlü bisikletçinin de aralarında bulunduğu 300’ü aşkın sporcunun katılımıyla gerçekleşti. Bölgenin eşsiz güzelliklerinin tanıtıldığı yarış dünya genelinde bisikletseverlerle buluştu.

 

Zorlu etap nefes kesti

 

Marmaris merkezden başlayarak, tırmanışla devam eden ve Gökova üzerinden Akyaka’da sona eren iki parkurdan oluşan yarışta sporcular 80 km’lik kısa veya 145 km’lik uzun parkuru tamamladı. Kısa parkura katılan yarışmacılar 80 Km'lik kısa parkurun sadece 8,5 Km’si olan Kıran Tırmanışı etabında yarışırlarken uzun parkura katılanlar yarışmacılar ise önce 10 km’lik Sarnıç ve 8,5 km’lik Kıran tırmanışında yarıştı. Parkurun diğer kısımlarında ise yarışmacılar hem ısındı hem de Marmaris'in doğal güzelliklerinin tadını çıkardı. Zorlu yarışı kadınlarda Azize Bekar birinci, erkeklerde ise Anton Hrabovskyı birinci olarak tamamlayarak ödülün sahibi oldu.

 

Türkiye’de ilk kez gerçekleşen etkinlikte bisikletseverler yarış heyecanın yanı sıra tatil ve eğlence fırsatı da yakaladı. Bisikletle dolu bir gün geçiren katılımcılar, muhteşem bir doğa içinde yarışı tamamladıktan sonra yoga seansları, dinlenme alanları ve deniz kenarında müzik ve eğlence ile aynı zamanda güzel bir tatil deneyimi yaşadı. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İyot Eksikliği Birçok Hastalığı Tetikleyebiliyor

Vücut tarafından üretilemeyen ve besinler yoluyla dışarıdan alınan iyot, özellikle anne karnındaki bebeğin gelişiminde önemli rol oynuyor. Sadece anne karnındaki bebekler için değil, yaşamın tüm evrelerinde sağlık açısından vazgeçilmez bir ihtiyaç olan iyotun günlük alınması gereken miktarı, yaşa ve metabolizmanın ihtiyacına göre farklılık gösterebiliyor. Deniz ürünleri iyi bir iyot kaynağı olmakla birlikte; yumurta, et ve süt ürünlerinin iyottan zengin olduğu biliniyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Başak Karbek Bayraktar, “1-7 Haziran İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi” haftası öncesinde, iyot hakkında bilgi verdi.

 

Hamilelikle iyot dengesi hayati önem taşıyor

Gebelik sırasında iyot eksikliği bebeğin gelişimi ve doğumu üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Hamilelikte ciddi iyot eksikliği ani düşüğe veya ölü doğuma yol açabileceği gibi zeka geriliğinin ciddi ve geri dönüşsüz bir tipi olan kretinizm gibi doğumsal anormalliklere de sebep olabilmektedir. Besinler yoluyla alınabilen iyot sadece gebelikte değil, yaşamın bütün evrelerinde sağlık açısından vazgeçilmez bir besin kaynağıdır. İyot, tiroksin (T4) ve triiyodotironini (T3) içeren tiroid hormonlarının üretiminde anahtar bileşendir. Tiroid hormonları, vücudun enerjiyi doğru şekilde kullanmasına, gerekli ısıda kalmasına ve beynin, kalbin, kasların ve diğer organların gerektiği gibi çalışmasında önemlidir. 

 

Saç dökülmesi ve cilt kuruluğu iyot eksikliğinden kaynaklanabilir

  • Boynun önündeki şişlik veya guatr, iyot eksikliğinin en yaygın bir belirtisidir.
  • Saç ve cilt hücrelerinin yenilenmesi konusunda anahtar rolü olan iyotun eksikliğinde saç dökülmesi ve cilt kuruluğu gibi belirtiler görülebilir.
  • Kadınlarda adet döngüsünün düzenlenmesi görevini de yürüten iyot eksikliğinde ağır ve düzensiz adet dönemleri yaşanabilmektedir.

İyot ihtiyacı herkeste farklı olabilir

Günlük alınması gereken iyot miktarı, yaşa ve ihtiyaç durumuna göre değişebilmektedir. Bununla birlikte, dünya sağlık örgütünün belirlediği rakamlar şu şekildedir; 

Bebekler 90 μg/gün (0-59 ay)

Çocuklar: (6-12 yaş): 120 mikrogram/gün

Çocuklar: (>12 yaş) : 150 mikrogram/gün

Ergenler ve yetişkinler: 150 mikrogram/gün

Hamile ve emziren kadınlar: 250 mikrogram/gün

İyot için sofranızda bu besinlere yer verin

İyot, vücut tarafından üretilemeyen bir element olduğu için dışarıdan alınması gerekmektedir. İhtiyaç duyulan iyotun sağlanması için asıl kaynak iyotlu rafine tuzdur. Ancak deniz ürünleri de iyi birer iyot kaynağıdır. Çoğu deniz ürününe göre iyot içeriği daha düşük olmakla birlikte yumurta, et ve süt ürünleri de bitkisel gıdaların çoğundan daha zengindir. Ek gıdaya başlama dönemindeki bebeklerde yeterli iyot alımı sağlamak için, evde yapılan ve piyasada satılan ek mamaların /gıdaların mutlaka iyot içermesine dikkat edilmelidir.

Yaygın besinsel iyot kaynakları şu şekilde sıralanabilir;

  • İyotlu rafine sofra tuzu
  • Peynir
  • Tuzlu su balıkları
  • İnek sütü
  • Su yosunu (esmer su yosunu, kırmızı deniz otu ve nori dahil)
  • Yumurta
  • Kabuklu deniz hayvanları
  • Dondurulmuş yoğurt
  • Soya sütü
  • Soya sosu

Kaya tuzu yerine iyotlu tuzu tercih edebilirsiniz

1997-1999 yılları arasında Türkiye’de iyot eksikliği ile ilgili yapılan taramalarda ortaya çıkan tablonun ardından ülkemizde tüm sofra tuzlarının zorunlu olarak iyotlanması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu uygulama ile şehir merkezlerinde büyük oranda çözülen iyot sorununun kırsal kesimlerde devam ettiği bilinmektedir. Rafine edilmeyen, içeriği net olarak bilinmeyen veya diğer katkı maddelerinin doğal ya da yapay olarak eklendiği, kaya tuzu, gurme tuzları gibi tuzlar yerine iyotlu tuz önerilmektedir. Aksi doktor tarafından belirtilmedikçe mutlak iyotlu rafine tuz kullanılmalıdır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tütün kullanımı baş-boyun kanserlerinin en önemli sorumlusu

Daha çok erkeklerde görülen baş boyun kanserlerinin ilk nedeni tütün kullanımı olarak belirtiliyor. Dünya Tütünsüz Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Baş boyun kanserleri erkeklerde daha sık görülse de genetik mirasın ve sonradan gelişen bazı genetik bozuklukların da etkisi var” açıklamasında bulundu. Türkiye’de baş boyun kanserleri içinde erkeklerde en sık gırtlak kanseri kadınlarda ise en sık tiroit kanseri görüldüğünü belirten Prof. Dr. Erkul, “Listenin ikinci sırasında ağız içi kanserleri var” dedi. 

 

Dünyada en sık görülen kanserler listesinin 6’ncı sırasında baş boyun kanserleri yer alıyor. Boynun alt sınırı olan köprücük kemikleri ile üst sınırı olan kafa tabanına kadar olan bölgede beyin ve omuriliğin dışındaki geniş bir bölümü kapsayan baş-boyun kanserlerinin en önemli tetikleyicisinin ise tütün kullanımı olduğu biliniyor. Dünya Tütünsüz Günü’nde konuya dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, baş boyun kanserlerinin genel itibariyle 50 yaş üzeri yaşlarda görüldüğünü vurgulayarak, “Daha erken yaşlarda da boynunda şişlik ya da kitle gibi şikayetlerle gelen hastalar da mutlaka baş boyun kanserleri açısından değerlendirilmeli ve kesin tanı için detayı incelenmeli” dedi. Prof. Dr. Erkul, çocuklarda da nadiren genetik yatkınlık, genetik mutasyonlar ve küçük yaşlarda alınan radyoterapilerin tetikleyici etkileriyle sarkomlar, farklı tümörler ve lenfomaların görülebildiğini de sözlerine ekledi.

 

Belirtiler tümörün yerine göre değişiklik gösterebiliyor

Baş ve boyun kanserlerinde tümörün yerleştiği yere göre belirtilerin farklılık gösterebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Örneğin en sık karşılaşılan gırtlak ve ağız içi kanserlerinde ses kısıklığı ve ağız içinde geçmeyen yaralar görülüyor. Ya da daha nadir görülen burun içindeki tümörlerde burun kanamaları, burun tıkanıklığı, yüz ve ağızda yaralar gibi şikayetler ortaya çıkabiliyor. Bunlara ek olarak baş ve boyun bölgesinde şişlik ve kitleler şeklinde kendini belli edebiliyor” şeklinde konuştu.

Sigaradan uzak durmak şart

Tüm kanser türlerinde olduğu gibi baş boyun kanserlerinde de erken tanının önemini vurgulayan Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Bu tümörler bazen net belli olmayan ve geç şikayetler ile karşımıza çıkabiliyor. Erken fark edilmediğinde tanıda da geç kalınmış oluyor. Baş boyun kanserlerinde erken tanı için özel, geçerli bir tarama prosedürü yok. Bu yüzden hastanın kendi öz farkındalığı, erken tanı için kritik önem taşıyor. Hastalar kendilerini dinlemeli; özellikle inatçı ses kısıklığı, inatçı burun kanamaları, iyileşmeyen yaraları, büyüyen ve yeni çıkan baş boyun kitleleri ve geçmeyen nefes darlığı gibi şikayetlerde mutlaka bir kulak burun boğaz hastalıkları uzmanına başvurmalılar. Korunmak ve riski düşürmek için sigara ve tüm tütün ürünlerinden uzak durmak da son derece önemli” dedi. 

 

Baş boyun kanserlerinin tedavisinde multidisipliner yaklaşım önemli

Baş boyun kanserlerinde cerrahinin de aralarında yer aldığı farklı tedavi modellerinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Özellikle son 15-20 yıldır cerrahi dışındaki tedavilerin etkinliğinde de önemli başarılar elde ediliyor. Örneğin ağız içi tümörlerinde ilk müdahale cerrahiyken, gırtlak ya da yutaktaki tümörlerde, hastanın ve tümörün özelliklerine göre cerrahiye radyoterapi ve kemoterapi de eklenebiliyor veya cerrahi dışı tedavi yöntemleri olan radyoterapi kullanılabiliyor. Tedavi multidisipliner bir yaklaşımla gerçekleştiriliyor” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

festival408 11. yılında “tema/s/sız” temasıyla sanatseverlerle buluşuyor

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı ve Sahne Sanatları Alanı öğrencileri tarafından düzenlenen çağdaş gösteri sanatları festivali festival408, 11. yılında “Tema/s/sız” temasıyla gerçekleşiyor. Bu yıl 7-9 Haziran’da santralistanbul Kampüsü’nde yeniden yüz yüze düzenlenen festivalde öğrenci performanslarının yanı sıra söyleşi, atölye ve konserler yer alıyor

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı ve Sahne Sanatları Alanı öğrencileri tarafından düzenlenen Çağdaş Gösteri Sanatları Festivali festival408, “tema/s/sız” temasıyla seyirciyle buluşacak. 7-9 Haziran 2022 tarihlerinde santralistanbul Kampüsü’nde on birincisi düzenlenecek olan festival, çevrimiçi gerçekleştirildiği pandemi sürecinin ardından yeniden yüz yüze etkinliklerle geri dönecek. 

 

Festivalde oyun yazımından koreografiye, yönetmenlikten tasarıma, pazarlamadan web tasarımına kadar tüm yaratıcı, idari ve teknik aşamalar, tam 11 yıldır BİLGİ’li öğrenciler tarafından gerçekleştiriliyor. Festivalde öğrenci performans prömiyerlerinin yanı sıra söyleşiler, atölyeler ve konserler yer alıyor.

 

‘Seyircimizle yakın ve uzak, hep temastayız’

festival408 iki seneyi çevrimiçi olarak geçirdikten sonra yeniden sahnelere dönerken “temas” kavramının ta kendisini ve pandemide hissedilen “temassızlık” halini “tema”sına taşıyor. Festival boyunca 18 ayrı performansın prömiyeri yüz yüze, seyirciyle temas halinde ve video-performanslar olarak temassız ve çevrimiçi şekilde sahnelenecek. 

 

festival408 ekibi, “Her birimiz hayatlarımızın kalabalıklar içindeki doğal akışına yeniden kavuşmaya çalışırken temastan ne anladığımız değişti mi? Yeniden birbirimize değmeye başlamışken on birinci festival408’de “tema”, “temas” ve “temassız” çeşitliliğimizle santralistanbul Kampüsü’nde seyircimizle yakın ve uzak, hep temastayız” ifadeleriyle yılın temasını tanımladı.

 

Festival kapsamında Talin Büyükkürkciyan ile Contact Improvisation Atölyesi; Zorlu Performans Sanatları Merkezi Prodüksiyon Yöneticisi Mehmet Öğünç ve Ses Mühendisi Berk Kula ile teknik prodüksiyon üzerine gerçekleşecek “Sektörle Temas” söyleşisi ve Aylin Vartanyan ile “Doğa ile Temas” başlıklı dışavurumcu sanat atölyesi festivalin bu yılki teması olan “temas”a dikkat çekiyor. Sanatseverler festival kapsamında Melike Göküstün ve Musab Kendirci ile “Acro Yoga”, BİLGİ Sahne ve Gösteri Sanatları son sınıf öğrencileri Tolga Cuğ ile “Jazz Funk” ve Ada Özsar ile ‘Oyunsuluk ve Buluş, Hareketten Oyunculuğa” atölyelerine katılma imkânı bulacak. 

 

Festival boyunca BİLGİ Sahne ve Gösteri Sanatları Programı mezun adaylarının orijinal işlerinin ve video performans çalışmalarının prömiyerleri izleyiciyle buluşacak. Ada Özsar “Yerinde”, Altınay Kapsız “Zamanın Kısa Devresi”, Aslı Akalın “Duvar”, Bilge Yüceer “Bir Akşam Yemeği”, Bükre Sena Sait “Ölü Düşünceler Diyarı”, Elif Okyay “Döngü”, Göksu Göker “Arif”, Görkem Celayir “Bir Başkası Oldum”, Gülce Buduk “İçimdeki Yaban(cı)”, Hasan Eflatun Akay “İçimdekiler”, İris Göğüsgeren “geç-ti”, Sena Göksel “Olana Dek”, Sena Kaykaç “Hiç mi Yok?”, Tanya Arısoy “Ucube”, Tolga Cuğ “İn(f)şa”, Tutku Koç “K+al -mak”, Zeynep Duman “Çürümeye Övgü” ve Zeynep Su Topal “Dünyada Son Akşamüstü” başlıklı çalışmalarıyla festivalde yer alıyor. Festival, yeşillikler içinde keyifle geçecek Mert Tunçmakas ve Buğrahan Çayır grubunun konserleriyle son bulacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı