Aylık arşivler: Haziran 2022

Şirketlere Sızmak İçin Deepfake İle İş Başvurusu Yapıp Kritik Pozisyonlarda Uzaktan Çalışıyorlar

SİBER SALDIRGANLAR DEEPFAKE İLE İŞ BAŞVURUSU YAPARAK ŞİRKETLERDEKİ KRİTİK POZİSYONLARA YERLEŞİYOR

 

Son zamanlarda deepfake teknolojisini ve çalıntı kişisel verileri kullanan siber dolandırıcılar, uzaktan çalışılan pozisyonlara başvurarak şirketlerin kritik pozisyonlarına yerleşiyor. Özellikle müşteri verilerine, şiketin finansal bilgilerine ve kurumsal BT alt yapısına erişilebilen pozisyonların tercih edildiğini belirten Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, saldırganların şirket verilerini sızdırmayı, şirketi hacklemeyi ve fidye için verileri şifrelemeyi amaçladıklarını söylüyor.

 

FBI'ın siber bölümü, çeşitli pozisyonlara başvurmak için çalıntı kişisel veriler ve deepfake kullanılan iş başvurularıyla ilgili şikayetlerde artış kaydettiğini belirten bir uyarı yayınladı. Uyarıda, “FBI İnternet Suçları Şikayet Merkezi (IC3), çeşitli uzaktan çalışma ve evde çalışma pozisyonlarına başvurmak için deepfake ve çalınmış kişisel verilerin kullanıldığını bildiren şikayetlerde bir artış olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.” denildi. Özellikle müşteri verilerine, şiketin finansal bilgilerine ve kurumsal BT alt yapısına erişilebilen pozisyonların tercih edildiğini belirten Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, saldırganların şirket verilerini sızdırmayı, şirketi hacklemeyi ve fidye için verileri şifrelemeyi amaçladıklarını söylüyor.

 

IT, Veri Tabanı ve Yazılım Gibi Kritik Pozisyonlara Başvuruyorlar

 

Deepfake ile fotoğrafları olan herhangi birisi, gerçekte yapılmamış veya söylenmemiş bir şeyi yapıyor veya söylüyormuş gibi yanlış tanıtmak için manipüle edilebiliyor. Dolandırıcılar IT ve bilgisayar programlama, veritabanı ve yazılım alanlarındaki pozisyonlara başvuruyor. Bazı pozisyonlar, müşteri kişisel verilerine, finansal verilere, kurumsal BT veritabanlarına ve özel bilgilere erişimi içeriyor. Bu da, saldırganların şirket verilerini sızdırmayı ve muhtemelen kurban şirketi hacklemeyi ve fidye için verilerini şifrelemeyi amaçladığı anlamına geliyor.

 

FBI tarafından alınan raporlar, ses sahtekarlığının veya potansiyel deepfake’in kullanıldığından bahsediyor. Yine de kayıtlar yeterince inandırıcı değil. Akkoyunlu’ya göre deepfake teknolojisi gelişmiş olsa da sahte iş görüşmelerinde, kamerada görüşülen kişinin el ve dudak hareketleri sesiyle tam olarak koordineli değil. Bazen öksürme, hapşırma gibi eylemler veya diğer işitsel eylemler görsel olarak sunulanlarla uyumlu değil. Saldırganlar inandırıcılıklarını ve gerçekten işe girme şanslarını artırmak için diğer insanların kişisel verilerini kullanıyorlar.

 

Profesyonel Bir Kişi Kolaylıkla Sahte Olduğunu Anlayabilir

 

“Deepfake teknolojisi, ünlülerin pornografik videoları, intikam, sahte haberler, aldatmacalar, zorbalık ve mali dolandırıcılığı gibi alanlardaki kullanımıyla geniş çapta ilgi topladı.” ifadelerinde bulunan Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Bazı deepfake videolar diğerlerinden daha inandırıcı olsa da bu teknoloji hala 100 inandırıcı olacak kadar gelişmiş değil.” diyor. Akkoyunlu’ya göre eğitimli bir göz, kaydın doğasını ele veren açıklayıcı aksaklıkları ve grafikteki yapaylıkları fark edebilir. Bununla birlikte deepfake’ler, özellikle şüphe uyandırmak için belirgin bir neden veya bağlam yoksa, ilk bakışta eğitimli bir gözü bile aldatabilir. Akkoyunlu: “Şirketler, her zaman uç noktalarını koruyan ve sürekli izleyen gelişmiş kurumsal güvenlik çözümlerine sahip olmalı ve şirket BT altyapısındaki tüm izinler, olası kötüye kullanımları ve içerden bir hack girişimini engelleyecek şekilde düzenlenmeli.” ifadelerinde bulunuyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kripto parada mağdur olmamak için 5 tavsiye

Kripto paralara yatırım yapmak, doğası gereği spekülatif bir girişimdir. Bazı kripto para tüccarlarının başarılı yatırımları sayesinde milyoner oldukları inkar edilemez. Aynı zamanda kriptoya yatırım yaparak zengin olmaya çalışırken önemli meblağları kaybeden çok sayıda insan var. Çok büyük riskleri üstlenmeye istekli bir yatırımcıysanız, en azından riski en aza indirecek bazı stratejiler uygulayabilirsiniz.

 

Kripto Varlıklar Eğitim ve Danışmanlık Platformu Lexcio kurucu ortağı Abide Gülel, kripto para yatırımında mağdur olmamak için önemli tavsiyelerde bulundu:

 

HEMEN ZENGİN OLMA HAYALİNE KAPILMAYIN

‘Paramın 100 katını kazanacağım ve zengin olacağım’ düşüncesiyle bu alana yatırım yapmayın. Bunun yerine, kripto para birimlerine yatırım yapmayı, insanların zaman içinde enflasyonu yenmesine yardımcı olabilecek finansal bağımsızlığa giden başka bir yol olarak görmelisiniz. Kripto para birimleri, uzun vadeli kişisel servet oluşturmak için bir araç olabilir.

 

TASARRUFLARINIZIN TAMAMINI KRİPTOYA YATIRMAYIN 

Kripto para birimlerine yalnızca kaybetmeyi göze aldığınız miktarda para koyun. Örneğin portföyünüzün yüzde 5'inin Bitcoin veya diğer madeni paralar gibi yüksek riskli bir varlığa sahip olması güvenli bir temel kuraldır. Ancak bazı yatırımcılar için kriptoya daha fazla yatırım yapmak mantıklı olabilir.

 

KÜÇÜK KÜKÜK ALIN, DÜŞÜŞTE SATIŞ YAPMAYIN

Tek seferde hepsini satın almak yerine, sürekli küçük miktarlarda para koyarak kripto satın alın. Bu, fiyat oynaklığının bir kısmıyla mücadeleye yardımcı olur. Duygusal kararlar vermeyin, düşüşte satış yapmayın. Fiyatı kesinlikle sık sık her gün kontrol etmeyin. 

 

VARLIKLARINIZI ÇEŞİTLENDİRİN

Ticaret yapabileceğiniz çok sayıda kripto para birimi var. Uzun vadeli servet inşa etmek istiyorsanız, kalıcı güce sahip kriptolara yatırım yapmanız gerek. Tüm portföyünüzü tek bir kripto üzerinde riske atarsanız, riskiniz katlanarak artar. 

 

GENÇ YATIRIMCILAR İÇİN DAHA UYGUN

Kripto para, arkasındaki teknolojiye gerçekten inanan, gelecekte daha yaygın olarak benimseneceğini düşünen ve beklemek için 20-30 yıl zamanları olan genç yatırımcılar içindir. Gelecek yıl emekli oluyorsanız eğer, tüm paranızı kriptoya yatırmak iyi bir fikir değil. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kartepe’nin Şampiyon Takımı Emlak ve İstimlak Müdürlüğü Oldu

Kartepe Belediyesi geleneksel birimler arası futbol turnuvası çekişmeli karşılaşmalar sonrasında tamamlandı. Final karşılaşmasında Kartepe A.Ş.’yi yenen Emlak ve İstimlak Müdürlüğü şampiyon oldu.

 

 

Kartepe Belediyesi’nin 11.Geleneksel Birimler arası Futbol Turnuvası final karşılaşması ile tamamlandı. 23 Mayıs – 23 Haziran tarihleri arasında düzenlenen turnuvada 12 takım mücadele etti.

 

DERECEYE GİRENLER

Futbol turnuvasında Kartepe A.Ş.’yi 5-4 yenen Emlak ve İstimlak Müdürlüğü birinci oldu. Kartepe A.Ş. ikinci, Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü üçüncü, İşletme Müdürlüğü dördüncü oldu.

 

12 TAKIM MÜCADELE ETTİ

Kartepe Belediyesi birimler arası futbol turnuvasında 2 grupta 12 takım mücadele etti. Futbol turnuvasında En Centilmen takımlar Etüd Proje Müdürlüğü ile Temizlik İşleri Müdürlüğü Moloz ekibi oldu. Turnuvada Fen İşleri Müdürlüğü personellerinden Turan Kadıoğlu en iyi futbolcu seçilirken, 32 golle Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü personellerinden Burak Varol gol kralı oldu.  

 

KOCAMAN KUPALARI VERDİ

Turnuvanın final karşılaşması sonrasında dereceye girenlere ödüllerini veren Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman “Belediyemizin Birimler Arası düzenlediği futbol turnuvasına katılan tüm takımlarımızı tebrik ediyorum. 12 takımın büyük mücadelesi sonrasında Emlak ve İstimlak Müdürlüğümüz şampiyon oldu. Bu tür etkinlikler birimler arasında bağı güçlendirmektedir. Tüm takımlarımızı tebrik ederken emeği geçenlere teşekkür ediyorum” açıklamasında bulundu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Pandemi Uyuz Hastalığını Arttırdı!

Pandeminin global ölçekli hâkimiyeti sebebiyle insanlar karantina altında, evlerinde yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldılar. Bu süreçte karantina koşullarında, özellikle kalabalık ailelerde yakın temas alanlarının çoğalması ve hastaların Covid-19 virüsü sebebiyle hastanelere gitmekten çekince duyması durumu uyuz vakalarının artmasında çok büyük etmendir. Tüm bunların yanı sıra uyuz hastalığının tedavisi noktasında kullanılan ilaçlara karşı bir direnç gelişim durumunun söz konusu olduğu göz ardı edilmemelidir. Direnç gelişiminde uyuz hastalarının, uzman tarafından çizilen tedavi öyküsünü en doğru şekilde ve uygun sürelerde uygulamaması durumunda ve aynı evde yaşayan ev halkında herhangi bir semptom görülmese bile uyuz tedavisinin uygulanması bilincinin bulunmaması halinde, uyuz tedavisinin başarılı olması mümkün değildir.

 

‘Uyuzun bulaşma süresi 15 dakika’

 

Uyuz hastalığının tüm insanlarda görülme imkânı vardır. Uyuz hastalığı, bulaş yoluyla yayılan bir hastalık türüdür. Yani parazitin bir insandan öbür bireye geçmesi durumu 15 ila 30 dakika arasında yakın temasla gerçekleşebilir. Uyuz hastalığı, bireyin yaşam kalitesini derinden etkiler, yoğun kaşıntı oluşturur. Spesifik olarak gece saatlerinde dayanılmaz bir kaşıntı hissedilir ve temelde bu bir halk sağlığı sorunudur çünkü diğer insanlara da bulaşır. Öteki insanlara da bulaştığından dolayı uyuz hastalığına yakalanan bireylerin sayısı demografik olarak yoğunluktadır. 

 

Uyuz hastalığı, insan vücudunun her bölgesinde özellikle de el bileklerinde ve genital bölgede yoğunlaşan bir kaşıntı yaratır. Bu parazitler derinin altına ulaşır ve yumurtalarını bırakır. Tünel kazma yöntemiyle yerleşen parazitler, hemen hemen 2-6 hafta sonrasında şikayetlerin görülmeye başlanmasına neden olur. Uyuz böceklerinin tıpkı bir tünel kazma makinasına benzer olarak, aynı zamanda aktif bir şekilde hareket ettiğini açıkladı. Uyuz böcekleri ağızlarını sol ve sağ tarafa çevirerek deri yüzeyinin en altına doğru ilerler. Ancak bahsettiğimiz tünel aşırı büyük bir tünel değildir. İnsan vücudunda toplu iğne başı kadar yer kaplamaktadır. Bulunduğu noktadan çoğalarak kendi bölgesini belirler. Daha sonrasında ise yumurtalarını bırakır ve uyuz hastalığının daha fazla kronik hale gelmesine neden olur.

 

Kötü hijyen koşulları uyuza zemine hazırlar

 

Hijyen koşullarının tam olarak uygun olmadığı yerlerde ve çoğunlukla cezaevleri, askeriye, okul, öğrenci yurtları, huzurevleri gibi kolektif alanlarda uyuz hastalığının bulaş riski çok daha yüksektir. Ten teması, aynı odayı ve bazen de aynı yatağı, aynı havluyu, aynı kozmetik ürünleri, aynı eşyaları paylaşmak; uzun süren fiziksel yakınlaşma ya da cinsel ilişki benzeri fizyolojik temasın fazlaca olduğu durumlar, uyuz parazitinin bulaş riskini ciddi derecede arttırır. 

 

Aynı ortamda bulunan herkes tedavi görmeli

 

Uyuz hastalığı teşhisi noktasında net bir laboratuvar tekniği bulunmaz ve hasta şikayetinin öyküsü dinlenerek dermatoskopik veya fiziki muayene sonucunda teşhis konulur. Bunun yanı sıra şüpheli bölgelerden alınan numunelerin mikroskop yardımıyla incelenmesi sonucundaysa hastalık saptanabilir. Uyuz hastalığının tedavisinde temelde permetrin ve krotamiton barındıran kremler, lindan içeren losyonlar, benzil benzonat losyonlar ve sülfürik merhemler kullanılmaktadır. Bunun yanında oral yolla kullanılan kaşıntı ilaçları tedaviye yardımcı olur. İlaç tedavisinin yanında hastaya ait eşyalar, nevresim ve havlular en az 60 derecede yıkanmalı ve kızgın ütü ile ütülenmelidir. Evde bulunan mobilyalar ve halılar elektrikli süpürge ile süpürülmeli ve daha sonrasında makinanın haznesi muhakkak yenilenmelidir. Bunun yanında aynı ortamda yaşamlarını sürdüren bireylerin de aktif olarak şikayetleri olmasa dahi uyuz olan hasta ile aynı anda tedavi görmeleri gerekir. Bunun nedeni ise bulaşma ihtimali fazlaca olan uyuz hastalığının semptomlarını göstermesinin 2-6 haftayı bulabilmesidir. 

 

Uyuza yakalanmamak için 5 tavsiye

 

  1. Uyuz hastalığından korunma aşamasında hijyen oldukça anahtar bir noktadır. İnsanlar kolektif halde yer aldıkları alanlarda, özellikle toplu taşımalarda hijyene çok dikkat etmelilerdir.
  2. Birey kendi öz bakımına ve temizliğine özen göstermelidir.
  3. Bireysel korunma odağından birey, uyuz hastalığına yakalandığından şüphelendiği kişilerle temastan kaçınmalıdır.
  4. Kişisel eşyalar hiçbir şekilde başka insanlarla ortak kullanılmamalıdır.
  5. Araba, iş yeri, ev gibi kolektif kullanım alanlarının temiz tutulması elzemdir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sağlığın Geleceği Artık Bakü’de

LIV HOSPITAL, AZERBAYCAN’IN ÖNEMLİ SAĞLIK KURULUŞLARINDAN BONA DEA INTERNATIONAL HOSPITAL İLE İŞBİRLİĞİNE İMZA ATTI

 

2013 yılında başlayan yolculuğuna Türkiye’deki 6 hastane ile devam eden Liv Hospital, Türkiye’den sonra Azerbaycan’da hizmet vermeye başladı. Liv Bona Dea Hospital, Liv Hospital’ın yurt dışındaki ilk hastane yatırımı oldu.

 

Bilimsel çalışmaları, kalite akreditasyonları, güncel tanı-tedavi teknolojileri ve uzman hekim kadrosu ile Türkiye’nin uluslararası sağlık alanında referans hastanelerinden biri olan Liv Hospital, Azerbaycan’ın önemli sağlık kurumlarından Bona Dea International Hospital ile işbirliğine imza attı. Liv Bona Dea Hospital, Liv Hospital’ın yurt dışındaki ilk hastane yatırımı oldu.

 

İşbirliği anlaşması Bakü’de düzenlenen bir toplantıda imzalandı. Toplantıya her yıl çok sayıda yerli ve yabancı hastaya hizmet veren Liv Hospital’ın Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muharrem Usta ile Bona Dea International Hospital Başhekimi Dr. Cabir Gülbaliyev katıldı. 

 

Toplantıda bu işbirliğinin en önemli hedefinin, her iki kurumun tecrübesi sayesinde Azerbaycan’ın Türkiye ile birlikte bölgede bir sağlık üssü olarak konumlanmasını sağlamak olduğu vurgulandı. 

 

Hedef; Azerbaycan’ı bir sağlık üssü olarak konumlamak 

 

Kardeş iki ülkenin, vaka deneyimi ve başarıyla kendini kanıtlamış iki sağlık kurumunun işbirliği ile uluslararası sağlık alanında daha da öne çıkacağına dikkat çekilen toplantıda kurum temsilcileri açıklamalarda bulundu. 

 

Liv Hospital Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta,  Azerbaycan’ın hem devlet hem de özel sektör hastaneleriyle sağlık alanında önemli aşamalar kaydettiğini belirterek, Türkiye’nin sağlık alanında dünya çapındaki başarılarını anlattı. Türkiye’deki sağlık sistemi ile Azerbaycan’daki sağlık sistemini ortak güçle daha ileriye taşıyabilmek için işbirliği yaptıklarına dikkat çeken Usta, “Amacımız Bone Dea’daki büyük emeği, hekimler, yöneticiler ve çalışanlarla birlikte dünya markası haline getirmek. Azerbaycan’ın sağlık alanında ne kadar iyi işler yapabildiğini, ne kadar önemli işlere imza atabildiğini göstereceğiz” diye konuştu. 

 

2018 yılından bu yana hizmet veren Bona Dea International Hospital, ülkenin en önemli sağlık kurumlarından biri olarak öne çıkıyor. Liv Bona Dea Hospital ismi ile hizmet vermeye başlayacak olan hastane, Liv Hospital’ın 7. şubesi olarak başta Azerbaycanlılar olmak üzere bölgedeki pek çok ülkeden kişiye uluslararası standartta sağlık hizmeti sunacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Mutlu Gebe Okulu’nda Sertifikalar Sahiplerini Buldu

Çiftlikköy Belediyesi ve Özel Aktif Hastanesi’nin işbirliğiyle gerçekleştirilen ücretsiz ‘Mutlu Gebe Okulu’nda eğitimler, çocuk ve anne arasında güvenli bağlanma semineri ile sona erdi. Çiftlikköy Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen seminerde Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Cengiz ve Klinik Psikolog Neslihan Kızılkaya, dinleyicilerle bilgilerini paylaştı.

 

Gebelik süreci, gebelik ve sonrasında cilt bakımı, yenidoğan bebek döneminde aşılar ve çocukla anne arasında güvenli bağlanma konularının ele alındığı 3 seminer programının verimli geçtiğini dile getiren Özel Aktif Hastanesi Halka ilişkiler Müdürü Ayşen Tüzünataç, Mutlu Gebe Okulu programına katılan dinleyicilere katılım sertifikalarını takdim etti.

 

Sunumunda çocuk ve anne arasında güvenli bağlanma konusunu ele alan Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Cengiz, bağlanmanın bebek ve birincil bakım veren arasında gelişen, bir tarafın ya da iki tarafın da yakınlık aradığı, stres ve ayrılık durumlarında kendini daha çok gösteren duygusal bağ olduğunu ifade etti. Klinik Psikolog Neslihan Kızılkaya da, “Anne-baba ile arasında güvenli bir bağlanma olan çocuklar, annenin-babanın her zaman yanında olduğunu ve ihtiyaçlarına cevap vereceğini, ulaşılabilir olduğunu bilir. Ebeveyninden ‘ben buradayım, seni duyuyorum, seni anlıyorum, sana değer veriyorum' mesajlarını alan, anlaşıldığını, değerli olduğunu, kabul edildiğini hisseden ve böylece güvenli bağlanan çocuğun hem kendine ve hem de çevresine güveni olumlu yönde desteklenecektir” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kadınlarda En Sık Görülen Kısırlık Nedenine Dikkat!

Üreme çağındaki kadınlarda 5-10 oranında görülme sıklığına sahip olan polikistik over sendromu (PKOS veya PKO) kadınlarda en sık görülen infertilite (kısırlık) nedeni olarak kabul ediliyor. Ancak doğru bir tedavi süreciyle polikistik over sendromunun doğurganlığa olan olumsuz etkisi ortadan kaldırılabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Tüp Bebek Bölümü’nden Doç. Dr. Arzu Yurci, polikistik over sendromu ve hakkında bilgi verdi. 

 

Polikistik over sendromunun vücutta ortaya çıkmasının altında yatan temel sebep henüz kesin olarak bilinemese de hastalığın genetik faktörlerden ortaya çıktığı düşünülmektedir.

 

Polikistik over sendromunun belirtileri şöyle sıralanmaktadır: 

 

  • Adet düzensizliği (35 günden daha seyrek adet görme),
  • Ergenlik döneminde bir ya da iki adet dönemi sonrası adet görememe,
  • Uzun süreli yumurtlama problemleri,
  • Tüylenme,
  • Erkeklik hormonlarında yükselme,
  • Yumurtalıkların tipik ultrason görünümü,
  • Geçmeyen sivilceler,
  • Saç dökülmesi,
  • Fazla kilo alma,
  • Ense, koltuk altı, kasık cildinde hafif kadifemsi kahverengi bir görünüm (Akantozis igrikans),
  • Hamile kalmada zorlanma,
  • Ses kalınlaşması polikistik over sendromu hastalığının başlıca özellikleridir.

Birçok psikolojik ve fiziksel hastalığa davetiye çıkarıyor

Polikistik over sendromunun uzun süre tedavi edilmediği durumlarda kişide; yüksek tansiyon (hipertansiyon), kalp damar hastalıkları, psikolojik problemler (depresyon, anksiyete, kaygı bozukluğu, sosyal fobi), şeker hastalığı, karaciğer yağlanması ve benzeri birçok psikolojik ve fiziksel probleme yol açabilmektedir. Bu nedenle kişi, polikistik over sendromunun ilk belirtilerini fark ettiğinde, bu alanda uzmanlaşmış bir doktora başvurmalı ve vakit geçirmeden tedaviye başlamalıdır. 

 

Eş zamanlı kilo kontrolü desteği gerekiyor

Polikistik over sendromu tedavisinin ne yönde ilerleyeceği ise kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Tedavi yöntemi belirlenirken hastanın istekleri, yaşı, hastalığın ilerleyiş şekli, hastanın fiziksel durumu ve benzeri birçok faktör göz önüne alınır. Polikistik over hastalığına sahip olan kişilerde kilo artışı doğal bir sonuçtur. Bu nedenle hastanın aynı zamanda beslenme ve diyet uzmanına başvurarak kilo kontrolünü sağlaması oldukça önemlidir. 

 

Polikistik over tedavisi sonrası kişi kendiliğinden hamile kalabilir

Tıbbi tedavi ve kilo kaybı sonucunda adette önemli oranda düzelme olabilmekte, yumurtlama probleminin son bulmasıyla bazen gebelik kendiliğinden oluşabilmektedir. Adet düzensizliğinin devam ettiği durumlarda ise yumurtlamayı uyaran ilaçlar ve hormon iğneleri kullanılabilir. Takipler sonucunda gelişen yumurtalardan normal ilişki önerilerek veya aşılama yöntemi ile gebelik oluşturulmaya çalışılır. 3-4 kez yapılan takip ve aşılama neticesinde gebelik elde edilemediği durumlarda  tüp bebek yöntemine geçilmesi önerilir.  Polikistik over sendromlu hastaların tüp bebek tedavisinde dikkat etmesi gereken özel durumlar vardır.

 

Ovaryan hiperstimulasyon sendromuna dikkat!

Polikistik overde yumurtalık uyarılması tüp bebek tedavisinin en önemli aşamasıdır, eğer ilaç dozu düzgün ayarlanmazsa aşırı yanıt gelişir. Yumurtalıkların aşırı uyarılması durumunda OHSS (Ovaryan hiperstimulasyon sendromu) denilen tablo gelişir. OHSS tedavi edilmezse ölüme bile neden olabilir. Bu nedenle polikistik over tüp bebek tedavisinin en önemli noktası OHSS’den korunmaktır.

 

Gebelik şansı artmış polikistik over sendromlu hastalarda, normal hastalarda kullanılan ilaç dozundan daha düşük ilaç dozu ile tüp bebek tedavisine başlanmalıdır. Eğer düşük doza yanıt alınamazsa, doz yavaş yavaş yükseltilmelidir. İlaç dozu düşük tutulmasına rağmen aşırı uyarılma olduysa yumurtalar HCG yerine agonist ilaçlarla çatlatılmalıdır. Oluşan tüm embriyolar dondurulur (total freezing). Gebelik olmadığı için 7-10 gün içinde OHSS tablosu gerileyecek ve hasta normale dönecektir. Takip eden 1-2 ay içinde donmuş embriyolar çözdürülerek transfer edilir. Bu şekilde hem OHSS’den korunulmuş olur, hem de polikistik over tüp bebek tedavisinde gebelik olur. 

 

Tüp bebek başarı oranları oldukça yüksek

Polikistik overde tüp bebek başarı oranı yüksektir. Tüp bebek başarı oranı çiftin özelliklerine göre değişse de, tüp bebekte hamilelik şansı 40-50 civarındadır. Polikistik overde tüp bebekle gebelik şansı artmaktadır. Polikistik overde kısırlığın nedeni belirlenmekte ve ilaçlarla bu sorun çözülmektedir. Bu nedenle Polikistik over sendromunda tüp bebek şansı diğer hasta gruplarına göre daha yüksektir. Polikistik over hastalarının önemli bir çoğunluğunda tüp bebek tedavisi sonucu ilk denemede hamile kalındığı görülmektedir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Simge Fıstıkoğlu’na konuşan Cüneyt Arkın, Altın Koza’yı neden kabul etmedi

 “O ÖDÜL YILMAZ GÜNEY’İN HAKKIYDI”

 

Türk Sineması’nın kahramanı Cüneyt Arkın’ın vefatıyla sinemamız büyük bir değerini kaybetti. Usta sanatçı Cüneyt Arkın, hayattaki duruşu da tıpkı filmlerindeki gibiydi. ‘Filmlerde kahraman olmak kolay, özel hayatında da kahraman olabiliyor musun önemli olan bu’ diyen Cüneyt Arkın, Simge Fıstıkoğlu’na verdiği bir röportajında Yılmaz Güney ile ilgili bir anısını paylaşarak hayattaki duruşunun altını çiziyor.

 

Simge Fıstıkoğlu’nun sorusu üzerine, yıllar önce Altın Koza ödülü siyasi sebeplerden dolayı Yılmaz Güney’e verilmeyerek, oylamada ikinci sırada yer alan Cüneyt Arkın’a teklifi ediliyor.

 

Ödülü kabul etmeyen Arkın; “ödül Yılmaz’ın hakkıydı. Yılmaz bunu bilirken, herkes bunu bilirken, ödülü almam bana yakışmazdı. Ben filmlerde kahramanım, haksızlığa karşı geliyorum.  Filmlerde kahraman olmak, kötünün karşısında olmak çok kolay. Ama gerçek hayatta olabiliyor musun, önemli olan bu. Ben hayatta hep bu hesabı yapmışımdır” diyor. N1 Danışmanlık

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir Valisi Narlıdere’yi Ziyaret Etti

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Narlıdere’yi ziyaret etti. Narlıdere Belediyesi’ne gelen Vali Köşger, ardından ilçenin en eski yerleşim yeri olan Yukarıköy’de aslına uygun olarak yürütülen restorasyon çalışmalarını inceledi. Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin ve restorasyon projesindeki görevli mimar ve mühendislerden bilgiler alan Vali Köşger, ardından Güngören Caddesi’nde esnafı ziyaret etti.

 

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, programı kapsamında Narlıdere’de incelemelerde bulundu. Tüm gününü Narlıdere’ye ayıran Vali Köşger’in Kaymakamlık’tan başladığı programının ikinci adresi Narlıdere Belediyesi oldu. Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’i makamında ağırladı. Vali Köşger’e, Vali Yardımsı Faik Arıcan ve Narlıdere Kaymakamı Suat Dervişoğlu eşlik etti. Başkan Engin, ilçenin en eski yerleşim yeri olan Yukarıköy’deki 122 binanın İzmir Valiliği’nin destekleriyle aslına uygun olarak devam restorasyonu ile ilgili Vali Köşger’e bilgi verdi. Vali Köşger’in Yukarıköy’de ilk olarak Tarihi Kültür Evi’ni gezdi. Burada Tahtacı kültürüyle ilgili bilgiler alan Vali Köşger, anı defterini imzaladı. Ardından Başkan Ali Engin, Yukarıköy’ün tüm sokaklarını Vali Köşger ve beraberindeki heyete gezdirdi. Yukarıköy’deki restorasyon çalışmalarında görev alan mimar ve mühendislerden bilgi alan Vali Yavuz Selim Köşger, Başkan Engin ve beraberindeki heyet Tarihi Yukarıköy Meydanı’nda toplantı gerçekleştirdi.

 

ÇALIŞMALARI İNCELEDİ

Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, programı dahilinde Vali Yavuz Selim Köşger’e Güngören Caddesi’ni gezdirdi. Esnafla bir araya gelen Vali Köşger, bölgede belediyenin gerçekleştirdiği çevre düzenlemeleri hakkında bilgi aldı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bergama Millet Bahçesi ihalesi yeniden yapıldı

500 günde inşa edilecek

 

Başkan Koştu; “Bergama’mıza sözümüz olan Millet Bahçesi’ni şehrimizin kalbinde yapacağız. İşyeri tesliminden sonra Millet Bahçemiz 500 günde inşa edilecek. Engellemeye çalışanların tek amacı, bizi siyaseten zora sokmak, Bergama’yı bu hizmetten yoksun bırakmaktı. Sosyal yaşam alanlarının yok denecek kadar az olduğu kadim şehrimize bu ihaneti yapanların hevesi kursağında kaldı. Millet Bahçesi’ni yapmamızı engelleyemediler. Sadece yapılmasını geciktirip, hemşehrilerimizin biran önce bu hizmetten yararlanmasını engellediler” dedi.

 

Engellemeler nedeniyle inşasına gecikmeli olarak başlanacak olan Millet Bahçesi’nin yapım işi ikinci defa ihale edildi. İhaleye katılan 7 ayrı firma teklifini sundu. Yaklaşık maliyeti 80 milyon liradan gelen zamlar nedeniyle 204 milyon liraya çıkan Millet Bahçesi yapım işine; 167 milyon 167 bin TL. ile en düşük teklif verildi. Açılan davalar ve engellemeler nedeniyle yapılamayan Millet Bahçesi için inşaat süreci yeniden başlamış oldu.

 

 500 GÜNDE TAMAMLANACAK, ÇAMLI PARK’TA YAPILACAK

İş teslimi ardından 500 günde Millet Bahçesi tamamlanarak Bergama’nın hizmetine sunulacak.  TOKİ’nin ihalesi ile yapılacak olan Millet Bahçesi’nin donatı alanlarıyla birlikte yaklaşık 63 bin metrekare üzerine yapılacağını açıklamasında ifade eden Belediye Başkanı Hakan Koştu, “Millet Bahçesi’ni yapmamız engellenmeseydi şuan inşaat büyük oranda tamamlanmıştı. Bergama’mız için vizyon projemiz diye yola çıktığımız bu hayalimizi engellemeye çalışanların, şimdiye kadar tek kalemde yapılan en büyük ve en gözde projeyi önlemeye çalışanların amacı siyaseten bizi zorda bırakmaktı. Bu emel için bazı esnaflarımızı kullandılar. Siyasi saiklerle hareket eden bu kesimler, bu hizmetten kadim şehrimizin ve hemşehrilerimizin yararlanmasını engellemekten bile çekinmediler. Çünkü onların hizmet diye bir derdi yok. Sadece kendi siyasi ikballeri var. Millet Bahçesi yapılamasın, belediye yönetimi olarak biz zorda kalalım hırsı ile hareket ettiler. Ama bizim hemşehrilerimize verdiğimiz sözü yerine getirmemizin önünde kimse duramaz. İnşallah 500 günde Millet Bahçesi’ni tamamlayıp, sosyal donatı alanlarının yok denecek kadar az olduğu Bergama’mıza yıllarca hizmet edecek bir projeyi kazandıracağız. Şimdiden hayırlı olsun” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı