Aylık arşivler: Haziran 2022

Bilfen Okulları “Hayalimdeki Metaverse: Mars’ta Kolonileşme”

Bilfen İlkokulları ve Ortaokullarının bütün kampüslerinden 4, 5, 6 ve 7. sınıf öğrencileri arasında bu sene “Hayalimdeki Metaverse: Mars’ta Kolonileşme” temasıyla ikincisi düzenlenen “Bilfen Oyunumu Kodluyorum Yarışması” sonuçları belli oldu. Scratch 3.0 kodlama platformunda kendi oyunlarını tasarlayarak geliştiren 250’ye yakın Bilfenli öğrencinin projeleri arasından 4 ve 5. sınıflar ile 6 ve 7. sınıflar kategorilerinde toplam 6 proje ödül aldı.

 

Bilfen Okulları Bilişim Teknolojileri Bölümü’nün gerçekleştirdiği “Oyunumu Kodluyorum Yarışması”nda jüri olarak alanında uzman eğitimci ve girişimci pek çok önemli isim de bir araya geldi. Türkiye'de alanındaki öncü etkinlik olan Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nin koordinatörü, Aron Teknoloji  ve  TeacherX   öğretmen eğitim platformunun kurucusu Dr. Işıl Boy Ergül, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi ve Twente Üniversitesi’ne araştırmacı olan Doç. Dr. Burak Şişman ve XR Masters Kurucusu ve CEO'su,  DEİK/DTİK Kuzey Amerika Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Ali C. Hantal jüri üyesi olarak yarışmadaki projeleri değerlendirdiler.

 

Bilfen Okullarında “Hayalimdeki Metaverse: Mars’ta Kolonileşme” temasıyla ikincisi düzenlenen “Bilfen Oyunumu Kodluyorum Yarışması”nda 4. ve 5. sınıflar kategorisinde Bilfen Halkalı İlkokulundan Doruk Aras Sarı “En İyi Senaryo Ödülü”, Bilfen Çayyolu İlkokulundan Asya Eraslan ve Mustafa Eraslan “En İyi Tasarım Ödülü”, Bilfen Çamlıca İlkokulu’ndan Grup RoboTech öğrencileri Alp Giray Bayrak, Kuzey Ali Vatan ve Seyhan Çınar Yıldız “En İyi Kodlama Ödülünü” aldılar. 6 ve 7. sınıflar kategorisinde ise Bilfen Kurtköy Ortaokulu’ndan Direnç Uyanık “En İyi Senaryo Ödülü”, Bilfen İskenderun Ortaokulundan Grup Görev Mars öğrencileri Kemal Vicdan, Mustafa Balıkçı, Mehmet Tultak ve Hakan Özyurt “En İyi Tasarım Ödülü”, Bilfen Halkalı Ortaokulundan Atakan Ekmekçi ise “En İyi Kodlama Ödülünü” aldı.

 

Bilfen İlkokulları ve Ortaokulları Bilişim Teknolojileri Bölüm Başkanı Celale Esra Algan online yapılan yarışmanın finalinde “Soru sormaya, merak etmeye, merakınızla yola çıktığınız öğrenme yolculuğunuzda sevgiyle, bilgiyle üretmeye devam edin. Gelecek derken sadece teknolojiye odaklanmayın! Bugün teknik bilgi kadar sosyal yaşam becerilerinin önem kazandığı, insani değerlerin ön plana çıktığı bir dönemde yer alıyoruz.  Yaratıcılığınızı, merakınızı, hayal gücünüzü besleyen yan alanlarda mutlaka vakit geçirin… Böylece teknolojiyi üretmek için gerekli ilhamı da alacaksınız ”dedi.

 

Yarışmada jüri üyesi Dr. Işıl Boy Ergül, araştırma ve iş birliği becerileri ile yaratıcılık ve teknolojinin buluşmasına fırsat veren bu yarışma içeriğinin heyecan verici aynı zamanda da geleceğe dair ilham verici olduğunu belirtirken Doç. Dr. Burak Şişman, işbirliği becerisinin önemine dair soruları finalist öğrencilere yöneltirken grup çalışmalarında öğrencilerin gösterdikleri birlikte çalışma performansından etkilendiğini söyledi.

 

Ali C. Hantal ise ilkokul ve ortaokul düzeyinde yarışan proje içeriklerine yurt dışında yaptıkları araştırmalara ve katıldıkları organizasyonlara kıyasla ne kadar nitelikli olduğunu belirterek öğrencileri başarılarından dolayı tebrik etti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kaspersky, Dört Büyük Denetim Firmasının SOC 2 denetimini başarıyla tamamladı

En yüksek güvenlik ilkelerine bağlı olan Kaspersky, “Dört Büyükler” olarak bilinen uluslararası denetim firmaları tarafından yürütülen Hizmet Kuruluşları için Servis Organizasyonu Kontrolü (SOC 2) Tip 1 denetimini bir kez daha tamamladı. Bu bağımsız değerlendirme, Kaspersky'nin antivirüs veri tabanlarının geliştirme ve yayınlama sürecinin güvenlik kontrolleri sayesinde izinsiz değişikliklere karşı korunduğunu bir kez daha doğruladı.

 

Amerikan Yeminli Mali Müşavirler Enstitüsü (AICPA) tarafından geliştirilen Servis Organizasyonu Kontrolleri (SOC) Raporlama Çerçevesi, kuruluşun güvenlik kontrollerinin AICPA'nın Güven Hizmetleri Kriterleri (TSC) ile uyumlu olduğunu onaylayan, dünya çapında tanınan bir rapora karşılık geliyor. Bu rapor faaliyetlerin güvenliği, kullanılabilirliği, işleme bütünlüğü, gizliliği ve mahremiyetine dair kanıt sunuyor. Kaspersky, şirketin Küresel Şeffaflık Girişimi'nin (GTI) bir parçası olarak ilk olarak 2019'da SOC 2 Tip 1 incelemesini tamamladı.

 

Ocak 2022'nin sonlarında başlatılan yeniden değerlendirme süreci, Nisan sonunda başarıyla tamamlandı. İnceleme sırasında dört büyük denetçi, diğer konuların yanı sıra şirketin antivirüs (AV) temellerinin geliştirilmesi ve piyasaya sürülmesiyle ilgili politika ve prosedürlerini, bu sürece dahil olan altyapının ağ ve fiziksel güvenliğini ve Kaspersky ekibi tarafından kullanılan izleme araçlarını inceledi. İnceleme şirketin AV temellerini yayınlama sürecinin hüküm ve koşullarını çalışanlarına, kullanıcılarına ve müşterilerine nasıl ilettiğini de kapsıyor.

 

Denetimler sonucunda Kaspersky'nin Windows ve Unix işletim sistemleri için antivirüs temellerini geliştirme ve yayınlama sürecini korumaya yönelik dahili kontrollerinin, TSC kapsamındaki beş güvence kategorisinin tümünü karşılayacak şekilde tasarlandığı sonucuna varıldı. Kaspersky o tarihten beri yeni güvenlik araçları ve kontrolleri sunduğundan, mevcut denetimin kapsamı 2019 değerlendirmesine kıyasla daha da genişletildi. Raporun tamamı talep edildiği taktirde müşterilerle de paylaşılıyor.

Kaspersky CTO’su Anton Ivanov  şunları söyledi: “Yüksek sınıf siber güvenlik çözümleri sunan mühendislik uygulamalarımızın bütünlüğünü ve güvenliğini bir kez daha teyit etmekten gurur duyuyoruz. Müşterilerimizin ve ortaklarımızın güvenliği ve itimadı bizim için önemli bir öncelik. Bu yeni bağımsız değerlendirme, gerekli güvenceyi sağlarken sunduğumuz çözümlerin ve hizmetlerin güvenilirliğini doğruluyor. SOC 2 değerlendirmesi, Kaspersky'nin AV temellerinin nasıl geliştirildiği ve dağıtıldığı hakkında müşterilerimize ve iş ortaklarımıza güvenlik önlemlerimize ilişkin titiz ve aynı zamanda yararlı bir açıklama sunuyor. Rapor, Kaspersky'nin altyapısını proaktif bir şekilde koruma, müşterilerinin ve iş ortaklarının güvenliğini garanti etme konusundaki kararlılığının bir teyidi niteliğinde."

 

SOC 2 Tip 1 raporunun yenilenmesi, Kaspersky Küresek Şeffaflık Girişimi’nin parçası olan daha geniş bir faaliyet yelpazesiyle uyumlu şekilde şirketin sürekli hesap verebilirlik taahhüdünü gösteriyor. Kaspersky, şirket paydaşlarının Kaspersky'nin kaynak kodunu, yazılım güncellemelerini ve tehdit algılama kurallarını gözden geçirebileceği Şeffaflık Merkezlerini sektörde ilk hayata geçiren firmalardan biri. Şirketin mühendislik uygulamaları, veri hizmetleri ve mevcut endüstri standartlarına uygunluğu konusunda düzenli olarak bağımsız üçüncü taraf kuruluşların değerlendirmelerine başvuruyor. Bu yılın başlarında şirket, bağımsız sertifikasyon kuruluşu TÜV AUSTRIA tarafından yayınlanan, uluslararası kabul görmüş uygulanabilir bir güvenlik standardı olan ISO 27001* sertifikasını yenilemişti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

35. Torunlar Atletizm Şampiyonası Tamamlandı

Karşıyaka Rotary Kulübü’nün Türkiye Atletizm Federasyonu iş birliğinde 35. sini düzenlediği Torunlar Atletizm Şampiyonası sonuçlandı. İzmir Atatürk Stadyumu’nda 24 ve 25 Mayıs tarihlerindeki yarı finallerin ardından düzenlenen final yarışları sonrası dereceye giren sporcular ödüllendirildi.

 

Karşıyaka Rotary Kulübü’nün 35 yıl önce başlattığı ve Türkiye Atletizm Federasyonu çatısı altında gerçekleşen Torunlar Atletizm Şampiyonasında sona gelindi. 30, 40, 50, 60, 75, 100, 800 ve bin metre yarışları ile uzun atlama, yüksek atlama, cirit ve gülle atma dallarında 6-13 yaş aralığındaki 724 sporcunun katıldığı yarışlarda dereceye giren sporcular ödüllerini aldı.

 

Uluslararası Rotary 2440. Bölge Federasyonu Başkanı Nedim Atilla dereceye giren sporculara madalyalarını takarak 35 yıldır devam eden yarışların bu sene sekteye uğraması söz konusuyla ilgili verdiği mücadeleden dolayı Karşıyaka Rotary Kulübü’ne teşekkür etti. Dereceye giren sporcular madalya ve teşekkür belgelerinin yanı sıra akıllı saat, ihtiyaç sahibi 20 çocuğa eşofman takımı ve ihtiyaç sahibi başarılı 2 çocuğa da burs imkanı sağlandı. Yarışmaya katılan tüm sporculara da tişört, şapka ve su dağıtıldı.

 

Karşıyaka Rotary Kulübü Başkanı Şebnem Guda ise pandemi süreci sonrasında ilk kez düzenlenen 35. Torunlar Atletizm Şampiyonası’na velilerin ve çocukların ısrarlarına duyarsız kalmayıp destek olan Türkiye Atletizm Federasyonu’na teşekkür ederek, “İzmir Atletizm Federasyonu Başkanı Hikmet Öncel’e de emeklerinden dolayı minnettarız” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İlham Veren Kentin İlham Veren Sporcuları Yarımada Spor Oyunları’ndan Başarı İle Döndü

EFES SELÇUKLU SPORCULAR CEŞME’DEN YEDİ BİRİNCİLİK İLE DÖNDÜ

 

İlham Veren Kentin İlham Veren Sporcuları Çeşme’de düzenlenen Yarımada Spor Oyunları’ndan başarı ile döndü. 

 

Uzun bir aradan sonra yeniden düzenlenen Yarımada Spor Oyunları’na 6 farklı branştan 168 Efes Selçuklu sporcu katıldı. Sporcuları Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel uğurladı.  Yarımada Oyunları’na katılan Efes Selçuklu sporcular 7 branşta birincilik ve birçok branşta derece kazanarak Efes Selçuk’a büyük bir gurur yaşattılar.

 

23- 29 Mayıs tarihleri arasında Çeşme Belediyesi ev sahipliğinde “Haydi Spora” sloganıyla düzenlenen Yarımada Spor Oyunları, Gençlik ve Spor Bakanlığı, İzmir Valiliği ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Çeşme Belediyesi, Karaburun Belediyesi, Seferihisar Belediyesi, Urla Belediyesi ve Güzelbahçe Belediyesi ve Efes Selçuk Belediyesi’nin destekleriyle gerçekleşti. Oyunlarda, Basketbol, Futbol, Kros, Mini Voleybol, Masa Tenisi, Plaj Voleybolu, Kros, Oryantiring, Satranç, Tenis, Yelken ve Açık Su Yüzme gibi spor branşlarında 900 sporcu 11 dalda mücadele etti.

 

Efes Selçuk adına Çeşme Yarımada Oyunları’na katılan ilham veren sporcular futbol, kros, voleybol, satranç, masa tenisi, plaj voleybolu branşlarında önemli başarılar elde ettiler.

 

İlham Veren Kentin İlham Veren Sporcuları, Voleybol Branşında Minik Erkeklerde takım olarak 1. ve 2. , Minik Kızlarda takım olarak 1.  ve 3. , Plaj Voleybolu Branşında  Yıldız Erkeklerde takım olarak 1. 2.  ve 3. , Genç Erkeklerde 1.ve 3., Yıldız Kızlarda 2. ve 3. , Satranç branşında İlkokullar arasında takım olarak 2.,  Ortaokullar arasında takım olarak 2.’lik kazanırken yine satranç branşında Berra Sertoğlu ferdi olarak 1,’lik kazandı.

 

Kros Yıldız Erkek Takım 1.liği, Kros Yıldız Kız Takım 3.lüğü, ödüllerinin yanı sıra Kros Yıldız Erkeklerde Ali Akçura ferdi olarak birinci,   Kros Yıldız Kızlarda ferdi olarak Bahar Semiz 1.’liği, Melda Karakaş ise ferdi olarak ikinciliği elde ettiler. Futbolda Yıldız Takım 2.’liği,  Masa Tenisinde Arda Yılmaz 2. liği elde ederek Efes Selçuk’u gururlandırdılar.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Keçiören’de 2022 Yaz Spor Okulları İçin Kayıtlar Başladı

Keçiören Belediyesi tarafından düzenlenen ücretsiz 2022 Yaz Spor Okulları için kayıtlar başladı. Basketbol, voleybol, hentbol, kick boks, judo, tekvando, tenis, kaykay, atletizm, güreş, halter, badminton, buz pateni, oryantiring, masa tenisi, dart, satranç, akıl zeka oyunları, okçuluk, ragbi ve bilek güreşi olmak üzere 21 farklı branşta eğitim verilecek olan Yaz Spor Okulları’ndan 7-14 yaş arası tüm çocuklar faydalanabilecek. 17 Haziran 2022 tarihine kadar devam edecek başvurular Keçiören Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğüne yapılacak. Başvuru formuna ise belediyenin kurumsal web sitesinden ulaşılabilecek. Detaylı bilgi almak isteyen vatandaşlar ise 0312 358 00 63 nolu telefonla merak ettikleri sorulara yanıt bulacak.  

 

Geçtiğimiz yıl Yaz Spor Okulları’nda binlerce gence çeşitli branşlarda eğitim verdiklerini, bu yıl ise pandeminin ortadan kalkmasıyla birlikte eğitimlere yoğun ilgi olacağını söyleyen Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, “Keçiören bir spor şehridir. Spor yapmak isteyene bahane yok. İlçemize birçok yeni spor yatırımı yaptık. Okullarımızın bahçesindeki kapalı spor salonlarımızdan tutun da mahallelerimizdeki halı sahalara varıncaya kadar tüm mekânlarımızı yeniledik. Gençlerimiz buralardan ücretsiz faydalanabiliyor. Öte yandan sağlıklı bir nesil için spor önemli. Spor yapan gençlerden kötü alışkanlık sahibi olan neredeyse yok. Spor yapıp hastaneye gidenlerin sayısı da çok düşük. Yaz Spor Okulumuzda yüzlerce gencimizi eğiterek ilgi duydukları branşlarda ilerlemeleri için önayak olacağız.” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haymana’dan Ahlen’e Bir Başarı Öyküsü

Bundan 4 sene önce neredeyse tamamı Haymanalı gurbetçiler tarafından kurulan FSG Haymana Ahlen takımı Bölgesel Amatör Lige çıkma başarısı gösterdi.

 

Takım ilk kurulduğunda tamamen Haymanalılardan oluşsa da zamanla hedef yükselmesiyle Haymanalı olmayan oyuncular da takıma katılmış. Yine şu an 4 tane Haymanalı futbolcu ilk 11'de direkt yer alıyor.

 

Takımın yönetim kurulunun da çoğunluğu Haymanalılardan oluşuyor.

 

 Turgut Yalnız Bırakmadı

FSG Ahlen Haymana'nın bu başarısı Haymana'da da büyük heyecan yarattı. Haymana Belediye Başkanı Özdemir Turgut son maçta FSG Ahlen'i yalnız bırakmadı ve takımın şampiyonluk kutlamasına katıldı. Almanya’da Haymana adını gururla taşıyan takımla övündüklerini belirten Başkan Turgut "Hemşehrilerimizin başarısıyla gurur duyuyoruz. Bu kadar kısa sürede böylesine bir başarı elde etmeleri çok önemli. Haymana adını Almanya'da duyurmaları, hemşehrilerimizi bir araya getirmeleri ayrıca anlamlı. Kendilerini bir kez daha tebrik ediyor, bir üst ligde başarılar diliyorum." dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kilo Vermeyi Yavaşlatan 10 Önemli Neden

‘Diyet yapıyorum ama bir türlü kilo veremiyorum’ diyorsanız…

 

Yediğiniz her şeye dikkat etmenize rağmen kilo vermekte güçlük mü çekiyorsunuz? Sürekli yaptığınız diyetler artık bir işe yaramıyor mu? Hızla kilo vermek için aşırı egzersiz yapıyor, ancak bir türlü istediğiniz kiloya ulaşamıyor musunuz? Yanıtınız ‘evet’ ise tartı ibresinin bir türlü düşmemesinin nedeni, hatalı bazı alışkanlıklarınızdan ve beslenme tarzınızdan kaynaklanıyor olabilir! 

 

Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu Oğuz, ideal ve sağlıklı bir kilo verme programında haftalık ağırlık kaybının ortalama 1 – 1,5 kilo arasında olduğunu belirterek, “Ancak bazen diyet yapılmasına rağmen kilo kaybı bir türlü gerçekleşmiyor. Eğer insülin direnci, hipotiroidi ve Cushing sendromu gibi bazı hastalıklar yoksa, kilo vermekte güçlük yaşanması hatalı bazı alışkanlıklar ve yine hatalı beslenme tarzından kaynaklanabiliyor. Sağlıklı kilo kaybı ancak doğru bir beslenme programının yanı sıra doğru yapılan fiziksel aktivite ile gerçekleşebiliyor. Diyette var olan içeriklerin mümkün olduğunca dışına çıkılmaması, beslenme dengesini bozacak şekilde olan yönelimlerin önüne geçilmesi, duygusal veya strese bağlı yeme ataklarının gerekirse profesyonel bir destekle çözümlenmesi, uzun vadede kalıcı beslenme alışkanlığı kazanmak adına önemlidir” diyor. Peki, hangi hatalarımız kilo vermeyi yavaşlatabiliyor? Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu Oğuz, diyet yapmanıza rağmen kilo vermekte güçlük çekmenizin 10 nedenini anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu! 

 

Nedeni: 'Diyet' kelimesini yanlış anlıyorsanız

Kilo vermekte güçlük çekmenizin nedeni, ‘diyet’ kelimesini yanlış anlıyor olmanızdan kaynaklanabiliyor. “Kendinizi aç bırakarak diyet yaptığınızı sanıyor olabilirsiniz. Tartıda zayıfladığınızı görmek için 24 saat aç kalmanız yeterli. Ancak bu gerçek bir kilo kaybı değildir” uyarısında bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu Oğuz, sözlerine şöyle devam ediyor: “Çünkü bu yöntemle vücut su kaybına uğrar ve kaslar küçülür, fakat yağlar erimez. Bu aşamada organizma kendisi için gerekli olan enerjiyi yakalamak için kasları enerjiye dönüştürür. İşte bu nedenle gün boyunca yemek yemeyen kişi ‘Hiçbir şey yemiyorum, fakat yine de kilo veremiyorum’ diye düşünmeye başlar. Bu yanılgının önüne geçmek için sizin ihtiyacınıza göre hesaplanmış, yaşam tarzınıza uygun, sürdürebileceğiniz yeterli ve dengeli bir beslenme programı uygulamanız en doğru karar olacaktır” 

 

Nedeni: Tüm gün masa başında veya koltukta oturuyorsanız

Tüm gün hareketsiz bir şekilde oturduğunuzda vücudunuz kaloriyi yakmakta zorlanır. Bu durumda muhtemelen yaktığınız kalori aldığınız kaloriden daha az olacaktır. Sağlıklı bir şekilde kilo vermek için vücudunuza uygun egzersiz ise olmazsa olmazlardandır. Egzersiz düzenli olarak yapıldığında ideal vücut ağırlığını koruma, dayanıklı olma ve esneklik sağlama gibi birçok konuda yararlı olabiliyor. Unutmayın, gün sonunda, kilonuzun yüzde 70’i diyetle, yüzde 30’u ise egzersizle azalıyor. 

 

Nedeni: Yemek dışında başka her şeyle ilgileniyorsanız 

Arkadaşlarınızla sohbet ederken tabağınızı bitirmeye mi çalışıyorsunuz? Veya elinizde tabağınız film mi izliyorsunuz? Özetle, yemek dışında başka her şeyle ilgileniyorsanız, kilo vermekte güçlük çekmenizin sorumlusu, ‘yemeklerinize odaklanmamak’ olabilir! Yavaşlamayı, dikkatinizi dağıtmadan yemek yemeyi, vücudunuzun ne zaman doyduğunu beyninize söyleyen doğal sinyalleri dinlerken her lokmanın tadını çıkarmayı içeren ‘sezgisel yeme’ tekniği, en sağlıklı kilo verme araçlarından biridir. Yapılan çok sayıda çalışma, sezgisel yemenin kilo kaybına katkı sağlayabileceğini ve tıkanırcasına yeme sıklığını azaltabileceğini ortaya koyuyor. Yemeğinizi ekran karşısında olmayan bir masada yavaş ve iyice çiğneyerek, renk, koku, tat ile dokuların farkına varmaya çalışarak tükettiğinizde, doyduğunuzu anladığınız an yemek yemeği bıraktığınızda ‘sezgisel yeme’ davranışının büyük çoğunluğunu gerçekleştiriyor ve kilonuzun azalmasına katkı sağlamış oluyorsunuz. 

 

Nedeni: Su içmeyi unutuyorsanız

Vücut susuz kaldığında veya diğer bir deyişle içilen su miktarı yeterli gelmediğinde sindirim enzimlerinin ve bağırsakların çalışma temposu yavaşlıyor. Yavaşlayan sindirim sistemi de kalori yakımının azalmasına, yağ yakımının yavaşlamasına ve bunların sonucunda kilo artışına veya kilo verememeye neden olabiliyor. Bilimsel kuruluşların genel kılavuz ilkelerine göre; sağlıklı bir yetişkinin kilo başına her gün yaklaşık 35 ml su içmesi gerekiyor. Örneğin, 50 kilogram ağırlığındaki bir kişinin günde en az 1,7 litre su içmesi büyük önem taşıyor. 

 

Nedeni: Çok uzun süredir diyet yapıyorsanız 

Çok uzun süre ‘diyet’ yapıyor olmak da kilo vermenizi önleyebiliyor. Aylardır kilo veriyorsanız belki de artık bir direnç noktasına ulaşmış olabilirsiniz. Bu durumda diyet yapmaya biraz ara vermeniz gerekiyor olabilir. Bu plato dönemlerinde günde birkaç yüz kalori artırmayı, daha fazla uyumayı, güçlenmek ve daha fazla kas kazanmak amacıyla ağırlık kaldırmayı deneyebilirsiniz. Ara verdiğiniz dönemde, tekrar kilo vermeye başlamadan önce vücut yağ seviyenizi 1-2 ay boyunca korumayı hedefleyin.

 

Nedeni: Büyük porsiyonları tercih ediyorsanız

Aşırı miktarda kalori alımını, dolayısıyla kilonuzu porsiyon ayarlamasıyla kontrol altında tutabilirsiniz. Dışarda sipariş verdiğiniz yemeklerin porsiyonları genelde sağlıklı önerilen miktardan fazla oluyor. Örneğin, bir restoranda sipariş ettiğiniz biftek (250 gram) üç porsiyon et içerebiliyor. Üstelik çoğu zaman patates kızartması ya da makarnayla servis ediliyor ki bu da alınan kaloriyi belirgin bir şekilde artırıyor. Porsiyonlarınızı kontrol altında tutmak için yemeğinizin hepsini bitirmeye uğraşmayın. Yemeğinizi, çatalınızı arada sırada bırakarak yavaş yavaş yemeye özen gösterin. Yemeğinizin yanında gelen patatesi ya da bunun gibi yüksek karbonhidratlı ve yağlı seçenekleri salata alternatifleriyle değiştirin.

 

Nedeni: Yeteri kadar uyumuyorsanız

Uyku düzensizliği nedeniyle iştahı, dolayısıyla besin alımını arttıran grelin hormonunun vücuttaki seviyesi yükselirken, tam tersi etkiye sahip olan leptin hormonu ise baskılanıyor. Bunların sonucunda da şişmanlama riski artıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu Oğuz, “Kilo verememenize neden olan uyku engelini ortadan kaldırmak için yumurta, balık, kavrulmamış ve tuzsuz kuruyemişler tüketin. Bu besinler, uykuya dalmanızı kolaylaştırıyor ve daha uzun süre uykuda kalmanıza yardımcı olduğu bilinen melatonin hormonunun en yüksek kaynaklarını oluşturuyor” bilgisini veriyor.  

 

Nedeni: Çok fazla egzersiz yapıyorsanız 

Araştırmalara göre; çok fazla fiziksel aktivite yapıldığında vücut kalori yakımını durdurarak tepki gösteriyor. Bu nedenle aşırı egzersiz yapan kişilerde kısa vadede kilo verilse de orta ve uzun vadede zayıflama söz konusu olmuyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu Oğuz, dolayısıyla tek başına aşırı spor programının kilo vermede yeterli olmadığını ve sağlığı da olumsuz etkilediğini belirterek,  “Kilo vermek için spor ile beraber mutlaka diyet yapılmalı. En etkili spor olması nedeniyle de kilo vermek için düzenli yürümeye özen gösterilmeli. Yürüyüş düşük sikletli ve uzun soluklu bir spor olması sayesinde vücutta strese sebep olmadan yağ yakımını hızlandırıyor. Günde en az 45 dakika yürüyerek hem kilo vermeyi hızlandırabilir hem de sağlıklı bir yaşama adım atmış olursunuz” diyor. 

 

Nedeni: Yatma saatine çok yakın yemek yiyorsanız 

Gece geç saatlerde yemek, vücut ısınızı, kan şekerinizi ve insülin seviyelerinizi yükselterek yediklerinizin depolanmasına ve kilo verememenize yol açabiliyor. Bu nedenle yemeğinizi yatmadan en az 3 saat önce bitirmeye çalışın. Akşam yemeğinden sonra atıştırma konusunda dikkatli olun, zira televizyon seyrederken veya bilgisayar kullanırken fark etmeden fazla kalori alırsınız. 

 

Nedeni: Stresli durumlar içerisindeyseniz 

Stres, adrenal bezler ile kana glikoz salınımı emrini veren ve beynin enerji için glikoz kullanımını artıran kortizol adı verilen başka bir hormon salgılıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu Oğuz, bu hormonların stres geçene kadar normal seviyesine dönmediğine dikkat çekerek, “Stres geçmezse, sinir sistemi sonunda iltihaplanmaya ve hücrelere zarar verebilecek fiziksel reaksiyonları tetiklemeye devam ediyor. Bu sorunları azaltmak ve yönetmek için kafein, rafine karbonhidrat ile şarküteri ürünlerinin tüketimini azaltırken, meditasyon ve egzersize de zaman ayırmalısınız.” diyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yazın Sofralarda Bulguru Eksik Etmeyin

Havalar yavaş yavaş ısınmaya başlarken, yaz aylarında beslenme alışkanlıklarına daha da özen göstermenin vakti geldi…  

 

 Duru Bulgur, yaz döneminde sağlıklı beslenmenin önemini bir kez daha hatırlatıyor, bulgur ile benzersiz tatlara dönüşen pratik ve sağlıklı yemekleri lezzet severlerin beğenisine sunuyor. 

 

Yaz mevsimine girmeye hazırlanırken artan sıcaklıklarla birlikte beslenme alışkanlıkları da değişmeye başladı. Gıda Mühendisi Ece Duru, yağlı ve kalorili yiyecekler yerine taze sebzelere dayalı hafif yiyecekler tüketmenin uzmanların da belirttiği bir bilgi olduğu iletti. Duru, “Yeterli ve dengeli beslenmeye daha da özen gösterilmesi gereken bu zamanlarda, bulgurun barındırdığı vitamin ve mineraller açısından önemli bir besin kaynağı olduğunu ve bulguru yaz mevsiminin taze sebze ve meyveleri ile hafif, rengârenk, besin değeri yüksek salatalar hazırlanacağını iletti. Bulgurun, B vitamini ve folik asit bakımından oldukça zengin olduğunu söyleyen Duru, “Kolesterol içermeyen bulgur, yüksek posa içeriği sayesinde porsiyon kontrolünde tüketildiğinde uzun süre tokluk hissi sağlar ve kan şekerini yavaş yavaş yükseltir yavaş yavaş düşürür.  Yüksek lif oranı ve düşük glisemik indeksi sayesinde özellikle tüketilmesi gereken besinler arasında ilk sırada geliyor” diyerek “yaz sofralarında bulguru eksik etmeyin” dedi.

 

Hem sağlık hem pratik hem de lezzet arayanlar için Bulgurlu tarifler:

 

BESİN DEĞERİ YÜKSEK BULGUR VE BALLI MEYVE SALATASI

Malzemeler

2 su bardağı başbaşı bulgur
4 su bardağı kaynar su
15 adet çilek
1 portakal
1 armut
1 muz
1 paket vanilya
 ½ su bardağı bal

Servis Önerimiz: Taze nane

 

Hazırlanışı

Bulguru kısık ateşte, suyunu çekene kadar, yaklaşık 15 dakika kadar pişirin. Soğutmak için bir süre bekletin. Geniş bir kaba vanilyayı, önceden doğramış olduğunuz tüm meyveleri ve balı koyun. Bulguru da ekleyip karıştırın. Hazır olan meyve salatanızı Soğuk olarak servis edebilirsiniz.

 NOHUTLU YOĞURT ÇORBASI

MALZEMELER

1 paket Duru Pratik Haşlanmış Nohut
½ su bardağı Başbaşı Bulgur
1 su bardağı süzme yoğurt
4 su bardağı su
2 yemek kaşığı un
1 adet yumurta
1 çorba kaşığı tereyağı
1 çay kaşığı kırmızı toz biber
1 çay kaşığı nane
 2 çay kaşığı Tuz

 

HAZIRLANIŞI:

Tencereye bulguru koyun. Üzerine suyu ilave edin. Bulguru 15 dakika haşlayın. Üzerine Duru Pratik Haşlanmış Nohut’u ekleyin. Diğer tarafta Yoğurt, un ve yumurtayı bir kaba alıp çırpın. Tencerenin içerisinden iki kaşık su alıp karışıma ekleyin ve hızlıca karıştırın. Ardından yavaş yavaş çorbaya ekleyin. Tuzu serpip iyice karıştırın. Kısık ateşte koyu bir kıvama gelinceye kadar pişirin. Tereyağını tavada eritip kırmızı toz biberi ilave edin. Çorbayı kaselere paylaştırıp üzerine biberli yağı gezdirin ve nane serpip servis yapın.

 Afiyet olsun.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Covid- 19 Pandemisi Kızamık Vakalarının Artmasına Yol Açtı

Çoğunlukla çocuklarda görülen ancak her yaşta ortaya çıkabilen kızamık hastalığının izlenme sıklığı koronavirüs pandemisi, ekonomik zorluklar, göçler ve savaşlar sebebiyle artış gösteriyor. UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde kızamık vakalarının yüzde 80 oranında arttığını açıklarken, tehlikenin hala devam ettiğine dikkat çekiyor. Özellikle 1 yaşın altındaki çocuklarda ölüme sebep olabilen kızamık hastalığı, havadaki damlacıkların solunması ve enfekte kişi ile direkt temas yoluyla bulaşıyor. Bu hastalıktan korunmanın en önemli yolu ise aşılanmadan, yani toplumsal bağışıklığın oluşturulabilmesinden geçiyor. Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Nisa Eda Çullas İlarslan, kızamık hastalığı ve korunma yolları ile ilgili bilgi verdi. 

 

Okul öncesi dönemdeki çocuklarda daha çok görülüyor

Sıklıkla çocuklarda görülmekle birlikte her yaşta karşılaşılabilen ve çok bulaşıcı olan kızamık, viral döküntülü hastalıklar arasında yer almaktadır. Diğer adı rubeola olan kızamık hastalığının etkeni, “morbillivirüs” isminde bir virüstür. Bu hastalık okul öncesi dönemdeki çocuklarda daha sık görülmektedir. Kızamık, kişiden kişiye havadaki damlacıkların solunmasıyla veya enfekte kişinin dokunduğu oyuncak, havlu, kıyafet, bardak, çatal gibi nesneler yoluyla yani direkt temas ile bulaşmaktadır. 

 

Döküntüler en önemli belirtileri oluşturur

Virüs vücuda alındıktan sonra belirtilerin ortaya çıkması (kuluçka dönemi) 10-12 gün sürmektedir. Hastalığın belirtileri arasında halsizlik, kuru öksürük, burun akıntısı, hafif veya yüksek ateş, ağız içinde görülen “koplik lekeleri”,  kulak arkasında, saç, yüz ve tüm gövdede görülen döküntüler yer almaktadır. Hastalığın bulaştırıcılığı döküntüler başlamadan önceki 4 gün ile başladıktan sonraki 4 gün arasındaki süreçte gerçekleşmektedir.

 

Toplumsal bağışıklık ile salgınlar engellenebilir

Yeterli aşılamanın yapılamadığı toplumlarda 2-3 yılda bir salgınlar şeklinde seyreden kızamık, dünya genelindeki sağlık, ekonomik ve siyasi krizler ile göçlerin yaygınlaşması sonucunda diğer ülkelere de hızla yayılmaktadır.  DSÖ’nün Türkiye’deki kızamık vaka sayısı, dünya verileri ile paralel olarak 2013 yılında ciddi bir artış göstererek yıllık 7 bin 405’e yükselmiştir. Alınan önlemlerle belirgin olarak düşürülen bu rakam göç, aşı reddi, 9. ay aşılamasının kaldırılması gibi nedenlerle tekrar artışa geçerek 2 bin 904’e ulaşmıştır. 9. ay aşılamasının tekrar başlatılması ve göçmen aşılamasının hızlandırılması ile vaka sayıları azalmıştır. 

 

Vakalar yüzde 80 oranında arttı

UNICEF ve DSÖ verileri, 2022’nin ilk 2 ayında dünya genelinde bildirilen kızamık vakalarının 2021 yılının ilk 2 ayına göre 79 oranında artarak, 9 bin 665’ten 17 bin 338’e yükseldiğine işaret etmektedir. Kızamık vakalarının artışına; Covid-19 salgınının ilk zamanlarında dikkatle uyulan maske ve mesafe kurallarının son zamanlarda kaldırılması, pandeminin oluşturduğu stres nedeniyle ebeveynlerin çocuklarını aşıya götürmemesi ve ekonomik olumsuzluklar ile pandemiye odaklanılması sebebiyle ulusal aşılama faaliyetlerinin sekteye uğraması sebep olarak gösterilmektedir. 

 

Tehlike devam ediyor

DSÖ verilerine göre, 2020 yılında dünya genelinde temel çocukluk çağı aşılaması fırsatını kaçıran çocuk sayısının 23 milyon olarak ölçüldüğü ve  2009 yılından beri en yüksek seviyeye ulaştığı gözler önüne serilmektedir. Ayrıca Ukrayna, Afganistan, Etiyopya ve Somali gibi ülkelerde savaşın da etkisiyle aşılama faaliyetlerinin aksaması, kalabalık koşullarda yaşam ve temiz su ile hijyen yetersizliğinin etkisiyle kızamık olgularında artış tehlikesinin devam ettiğini göstermektedir.  

 

Kızamık hayati riske yol açıyor 

Kızamık, 1 yaş altında, kötü beslenen çocuklarda, bağışıklığı baskılanmış veya bağışıklık ile ilgili hastalığı olanlarda şiddetli seyredebilir, hatta hayati riske yol açabilir. Ölüm oranı ortalama 3 iken, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, aşılanma oranlarının düşüklüğü ve kötü beslenme fazlalığı nedeniyle bu oran katlanmaktadır. Kızamığın en sık komplikasyonu ortak kulak iltihabıdır. Ayrıca zatürre, lenf bezi iltihabı, ishal, ilerleyici konjunktivit, körlük, kalp kası iltihabı ve ölümle sonuçlanan beyin dokusu iltihabına (SSPE) neden olabilir.

 

Kızamıktan korunmanın yolu aşıdan geçiyor

Viral bir enfeksiyon olduğu için kızamık hastalığının etkene yönelik tedavisi bulunmamaktadır. Genellikle istirahat, yeterli sıvı alımı, ateş düşürücü ve A vitamini verilmesi gibi destekleyici tedaviler uygulanmaktadır. Kızamıktan korunmanın tek yolu aşılamadır. Ülkemizde uygulanan aşı takviminde kızamık aşısı 12. ayda ve 4 yaşında KKK (kızamık-kızamıkçık-kabakulak) aşısı şeklinde uygulanmaktadır. Son yıllarda kızamık olgularında artış görülmesi nedeniyle aşılamaya 9. ayda KKK aşısı şeklinde başlanılmakta, 12. ay ve 4 yaşında aşılama tekrarlanmaktadır. Bu uygulama son derece önemlidir çünkü hastalığın en şiddetli seyrettiği ilk 1 yaşta koruma oranını istenilen seviyeye ulaştırmaktadır. İki doz kızamık aşısı ile hastalığa karşı yeterli bağışıklık sağlanma yüzdesi yaklaşık 95-100 arasındadır. Kızamık virüsünün dolaşımının durdurulabilmesi için toplumun en az 95'inin kızamık içeren bir aşı ile aşılanması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü günel verilerine göre ülkemizde 2 doz kızamık aşısı ile aşılanma oranı 93’tür. Dış göçler de dikkate alındığında, kızamık aşılamasına hassasiyetle devam edilmesi hastalığın önlenmesi için mutlaktır.  

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sağlıklı Nesiller için Yeterli İyot Alımı Önemli

Çocuklarda zihinsel gelişim ve sağlıklı büyümenin en önemli temel taşlarından biri olan tiroit hormonlarının üretilebilmesi için yeterli iyot alımı oldukça önem taşıyor. 1-7 Haziran İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi Haftası kapsamında vücudumuz için önemli minerallerden olan iyotun yeterli alımının önemine dikkat çeken Dr. Elif Pahsa, tiroit fonksiyonunda selenyum ve iyot ilişkisini, iyot eksikliği için risk faktörlerini ve iyot eksikliğinin belirtilerini anlattı.

 

Yeterli iyot alımı sağlığımızı sürdürmenin şartlarından biri. Çocuklarda zeka gelişimi, yetişkinlerde tiroit fonksiyonlarının sürdürülmesi için iyot vazgeçilemez bir mineral.

 

Tiroit fonksiyonu için selenyum ve iyot birlikteliği önem taşıyor
Yeterli tiroit fonksiyonu için yeterli iyot ve selenyum seviyelerine ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Dr. Elif Pahsa, “Selenyum temel olarak antioksidan fonksiyonuyla bilinen esansiyel bir elementtir. Tiroit metabolizmasında iyota ek olarak selenyum da tiroit bezinin düzgün şekilde çalışması için önemli bir mineraldir. Tiroidin en aktif şekilde hormon üretebilmesi için selenyum sadece gerekli olmakla kalmaz, üretilen hormon miktarını düzenlemeye de yardımcı olur. Tiroit bezi, yeterli düzeyde tiroit hormonu üretmek için hem selenyum hem de iyota ihtiyaç duyar, birinde eksiklik olduğunda, vücutta tiroit hormon seviyeleri düşer.

 

İyot eksikliği çocuklarda zihinsel ve gelişimsel sorunlara yol açıyor

Vücudun büyüme, gelişim ve enerji metabolizmasını yöneten tiroit hormon fonksiyonlarının sağlıklı sürdürülebilirliği için iyot düzeylerinin yeterli olması öneminin altını çizen Dr. Elif Pahsa, “Tiroit bezi tiroit hormonlarını yaparken iyotu kullanır ve bu anlamda iyot, tiroit fonksiyonlarının adeta merkezinde yer alır. Özellikle hamilelerde iyot ihtiyacı artmaktadır. Çünkü iyotun bebek beyninin erken gelişimi dahil tüm gelişim ve öğrenim evresinde, ayrıca kas, kalp ve iç organların gelişimi için gerekli hormonların yapımında önemli rolü bulunmaktadır. İyot eksikliği çocuklarda zihinsel ve gelişimsel sorunların önemli bir nedeni olup, okul çağındaki çocuklarda üreme fonksiyonları ve IQ düzeylerinin azalması da dahil olmak üzere birçok etkisi vardır.

İyot eksikliği için risk faktörleri
Hamileler
İyotlu tuz kullanmayan kişiler
Guatrojen Gıdalar (lahana, karnabahar, turp)
Florür ve klorlu su
Selenyum eksikliği
Sigara
Vejetaryen ve vegan diyet

İyot eksikliğinin belirtileri
İyotun eksikliği temelde tiroit hormonlarının eksikliği ve hipotiroidizm ile benzer belirtiler gösterir.
Guatr
Kilo almak
Yorgunlukgüçsüzlük
Saçlarda dökülmecilt kuruluğu
Öğrenme ve hafıza problemleri
Kalp hızında yavaşlama
Adet düzensizliği veya adet dönemlerinin daha ağır geçmesi 

Günlük önerilen iyot alımı
Konvansiyonel tıp günlük iyot alımının; çocuklarda 1-5 yaş 90 mcg, 6-12 yaş 120 mcg, adölesan ve yetişkinlerde 150 mcg, gebelerde 220 mcg ve emziren annelerde 290 mcg olduğunu savunurken; bütünsel tıp bakış açısında bu miktarların yetersiz olduğu yönündedir. Bu doğrultuda lugol (iyot damlası) kullanımının doz ayarlaması ve uygulanması mutlaka doktor kontrolünde yapılmalıdır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı