Aylık arşivler: Temmuz 2022

Kripto Para Borsası Devi Kucoin, İstanbul’da Ekosistemle Buluştu

Dünyanın önde gelen kripto para borsalarından KuCoin, İstanbul’da 27 – 28 Temmuz 2022 tarihlerinde gerçekleşen Blockchain Economy İstanbul Summit’e katıldı. 

 

KuCoin’in de etkinliğin sponsorlar arasında yer aldığı zirve, kripto para topluluğunu pandemi sonrasında Avrupa ve Asya arasında bir araya getiren ilk buluşma oldu.

 

Dünyanın en büyük borsalarından biri olan KuCoin, etkinliğin Diamond sponsorları arasında yer alırken; KuCoin Labs Başkanı Lou Yu’nun konuşmacı olarak da katıldığı zirvede, KuCoin tüm dikkatleri üzerine çekti. 

 

Global kripto para borsası KuCoin, 27-28 Temmuz tarihlerinde, Hilton İstanbul Bomonti Hotel’de düzenlenen Blockchain Economy İstanbul Summit’e katılım sağladı. Borsa, dünya çapında dördüncü kez düzenlenen zirvenin elmas sponsorları arasında yer aldı. 

 

Zirvede; finansın geleceği, Bitcoin, Web 3, NFT ve Metaverse dünyası, De-Fi, kripto para birimlerinin düzenlenmesi, işletmelerde ve hükümetlerde Blockchain teknolojisinin uygulanması gibi pek çok konu ele alındı. Etkinliğe, dünyanın önde gelen kripto para borsalarının yanında; Tim Draper, Emre Aydın ve Engin Altan Düzyatan gibi tanınmış isimler de katıldı.

 

“Sektörün gelişmesini istiyorsak yan yana durmalıyız”

 

Etkinlikte KuCoin Labs Başkanı Lou Yu, “Merkeziyetsiz Finansın Geleceği ve Web 3.0” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Fırsat eşitliği yaratmak istediklerini belirten Yu, “Birlikte dayanışma içerisinde hareket etmeliyiz. Çünkü sektör olarak genel bilgi dışında teknik bilgiye de ihtiyacımız oluyor. Hepimiz aynı bilgi kanallarına sahip değiliz ve bazı kaynaklara erişim sağlayamayabiliyoruz. Hepimiz aynı ölçüde şansa da sahip olamayabiliyoruz. Eşit olmadığımız durumlardaysa fırsatları kaçırabiliyoruz. Bu yüzden, sektörün gelişmesini istiyorsak yan yana durmalıyız. Biz KuCoin Labs olarak bunun için buradayız. Esasında yeni bir oluşumuz, 2021’in ikinci çeyreğinde kurulduk. Araştırma faaliyetleri, yatırım ve rapor gibi süreçler yönetiyoruz. Bu kapsamda kuluçka projelerini destekliyoruz. 2021 yılında 40 projeyi destekledik. Bunlar; NFT, Gaming, DeFi, DAO, Metaverse gibi konular üzerinde duran projelerdi. Öte yandan, 100 milyon dolarlık bir Metaverse fonumuz var. Burada da yine ilginç konuları değerlendiriyoruz.” dedi.

  

“Fırsatların eşit ve özgür olarak sunulması gerekiyor”

 

Piyasa olarak gelişmekte olan ülkelerde yeni girişimcilere ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Yu, “KuCoin Labs olarak sektörde özgürlük ve eşitliği sağlamayı amaçlıyoruz. Sadece para kazanmak için değil dünyayı sürdürülebilir kılmak isteyen girişimlerle çalışmak istiyoruz. Kaynakların nasıl doğru kullanılabileceği konusunda destek olmak istiyoruz. Ayrıca, gelecek nesilleri de oldukça önemsiyor ve destekliyoruz. Üniversitelerle gerçekleştirdiğimiz iş birlikleri kapsamında; araştırmalar ve projeler yapıyoruz, öğrenci kulüpleriyle etkinlik düzenliyoruz. Örneğin; Fransa’da, Paris Dauphine Üniversitesi’ndeki öğrencilerle çalışıyoruz ve onlarla toplantılar yapıyoruz. Çünkü gençler bizim gibi profesyonellerin kendilerine daha fazla bilgi ve deneyimin aktarılmasını bekliyor. Sektöre dair kısıtlı bilgiye sahip olan gençlerle ortaklıklar kurarak sektörün gelişimine destek sağlamayı hedefliyoruz. Tüm yaptığımız çalışmaların ardındaki motivasyonumuz herkes için eşit ve özgür bir sektör. Fırsatların eşit ve özgür olarak sunulması gerekiyor.” dedi.

 

“Bundan sonraki süreçte de ekosisteme destek vermeye devam edeceğiz”

 

Etkinliğe ilişkin görüşlerini aktaran KuCoin Labs Başkanı Lou Yu, “Blockchain Economy İstanbul Summit hem sektör hem de ekosistem için çok faydalı bir etkinlik oldu. Burada blockchain teknolojisinin neredeyse tüm paydaşları bir araya geldi. Sektörün sorunları ve geleceği konuşuldu. Bu açıdan katılımcılar geniş bir perspektif yakalamış oldu. Biz de güzel sonuçlar doğuracağına inandığımız bu etkinliğin sponsorları arasında yer almaktan mutluluk duyduk. Bundan sonraki süreçte de yine benzer faaliyetlerle ekosisteme destek vermeye devam edeceğiz.” dedi.

 

“Zirveler tüm paydaşlarının bir araya geldiği ve değer oluşturduğu bir ortam sunuyor”

 

KuCoin Türkiye Ülke Müdürü Mete Umut Elmas ise etkinliğe ilişkin görüşlerini şu şekilde ifade etti, “Blockchain teknolojisi her geçen gün hayatımızın farklı alanlarına nüfuz etmeye devam ediyor. Bu yüzden Blockchain Economy İstanbul Summit de sektör adına oldukça büyük önem taşıyordu. Çünkü böylesi etkinlikler ekosistemin tüm paydaşlarının bir araya geldiği, tanıştığı ve sorunları tartıştığı bir ortam yaratıyor. Biz de tabi ayrıca bu tarz faydalı etkinliklerin Türkiye’de yapılmasından ve KuCoin olarak sponsorlar arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ali Koç FB Token ile İlgili Steve TV’ye Konuştu

Steve TV, Fenerbahçe Spor Kulübünün Token’ı FB'nin Bitfinex’de Listenmesini Özel Videoyla Paylaştı!

 

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Token’ı FB, ilk uluslararası borsa olarak seçtiği Bitfinex’de 19:07 tarihinde listelenmeye başladı. Steve TV, konunun nabzını tuttuğu içeriği seyircileriyle buluşturdu. 

 

Çarpıcı konuları ve dikkat çeken yeni transfer ismi Melis Hazal Karagöz ile önemli bir dönüşüme imza atan Steve TV, dünyada ve ülkemizde yaşanan aktüel haberleri de farklı içeriklerle izleyicisiyle buluşturuyor. 

 

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Token’ı FB’nin ilk uluslararası borsa olarak seçti. Bitfinex’de Dünya Fenerbahçeliler Günü olan 19 Temmuz’da listelenmeye başlamasından önce Sakarya yollarına düşen Steve TV ekibi, Hull City ile oynanan hazırlık maçında takımla ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile buluşarak konunun nabzını tuttu.

 

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç: “Bitfinex, uluslararası borsalarda yer almak adına atmak istediğimiz bir ilk adım.”

 

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, kripto piyasaları açısından zor bir yıl yaşansa da yılın geri kalanında ve 2023’de pozitif gelişmeler beklediği belirterek, Fenerbahçe Token FB’nin, orijinal değerini koruduğuna dikkat çekti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Liverpool- Manchester City maçının Kral Oranlar’ı sadece Mahallenin Güzel Bayisinde

Türkiye çapında beş bine yakın sabit iddaa bayisi ve iddaa'a özel, daha yüksek oranların olduğu iddaa'da, Türkiye ve Avrupa’da 5 ayrı süper kupada oynanacak maçların heyecanı yaşanıyor. İngiltere Community Shield Kupası’nda oynanacak olan Liverpool-Manchester City maçında Liverpool’un galibiyetine 2,63, Manchester City’nin galibiyetine 2,29 oran verildi. Mücadelenin berabere bitmesinin oranı ise 3,15 olarak belirlendi.  

 

Türkiye çapında beş bine yakın sabit iddaa bayisi ve iddaa'a özel daha yüksek oranların olduğu iddaa'da heyecan tüm hızıyla devam ediyor. Futbolda her maça Kral Oran vererek yeni bir döneme başlayan iddaa’da heyecan devam ediyor. Bahisseverler, bu hafta sonu da tüm futbol liglerinde oynanacak karşılaşmaların tamamına sadece Türkiye genelindeki beş bine yakın Mahallenin Güzel Bayisi ile iddaa ve iddaa mobil uygulamasından daha yüksek oranlar ile kupon yapabilecek. 

 

iddaa’da Türkiye ve Avrupa’da 5 ayrı süper kupada oynanacak maçlarının heyecanı yaşanıyor. Türkiye Süper Kupası, İngiltere Community Shield Kupası, Hollanda Johan Cruijff Kupası, Almanya Süper Kupa ve Portekiz Süper Kupa’da 30 Temmuz Cumartesi günü oynanacak maçların Kral Oranları belli oldu.  İngiltere Community Shield Kupası’nda oynanacak olan Liverpool-Manchester City maçında Liverpool’un galibiyetine 2,63, Manchester City’nin galibiyetine 2,29 oran verildi. Mücadelenin berabere bitmesinin oranı ise 3,15 olarak belirlendi. Türkiye Süper Kupası’nda ise aynı gün Trabzonspor, Sivasspor’la karşılaşacak. Trabzonspor’un galibiyetine 1,77 oran çıktığı maçta Sivasspor’un galibiyetinin oranı 3,85 oldu. 

 

Ajax, PSV ile karşılayacak

Hollanda Johan Cruijff Kupası’nda oynanacak Ajax-PSV maçında Ajax’ın galibiyetine 1,71, PSV’nin galibiyetine 3.70 oran çıktı. Almanya Süper Kupa’da Leipzig, Bayern Münih’i ağırlayacağı maçta Leipzig’in galibiyetine 3,40 oran Bayern Münih’in galibiyetine 1,78 oran verildi. Portekiz Süper Kupa’da ise Porto ile CD Tondela karşı karşıya gelecek. Porto’nun galibiyetine 1,07 oran verildiği maçta CD Tondela’nın galibiyetinin oranı 17,50 olarak belirlendi. 

 

iddaa bayilerinde temas yok, 'Kısa Kod' var

Artık bahisseverler, 'Kısa Kod' ile bayilerden temassız bir şekilde oynayabiliyor. iddaa ve iddaa mobil uygulamasından kuponunu hazırlayan bahisseverler, 'Kısa Kod'la oyna' butonuna tıkladıktan sonra altı haneli kısa kod ve QR koduna sahip oluyor. Bu kodlarla iddaa bayisine gidip, hazırlamış olduğu kuponu bir daha doldurmadan kolaylıkla oynayabiliyor. Ayrıca iddaaseverler, 'Kral Oranlar ile her hafta belirlenen maçlarda sadece beş bine yakın sabit iddaa bayisi iddaa ve iddaa'un mobil uygulamasına özel daha yüksek oranlarla kupon yapabiliyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kadıköy Kalamış’ta Kadınlar Futbolu Heyecanı

Kadıköy Kalamış Atatürk Parkı, 31 Temmuz Pazar günü “Kızlar Sahada” turnuvası ve ardından Avrupa Kadınlar Futbol Şampiyonası final maçının dev ekranda gösterimi ile kadınlar futbolu etkinliklerine ev sahipliği yapacak. 

 

Kadıköy Belediyesi ve futbolun sadece erkekler tarafından oynanan bir oyun olduğuna yönelik ön yargıları kırmak amacıyla kurulan Kızlar Sahada oluşumunun birlikte organize ettiği “Kızlar Sahada” turnuvası 31 Temmuz Pazar günü Kalamış Atatürk Parkı’nda yapılacak. Beş takımın mücadele edeceği turnuvanın ilk maçı saat 10.00’da başlayacak. Son maçın 18.00’de oynanacağı turnuvada bütün takımlara madalya verilecek. 

 

AVRUPA ŞAMPİYONASI İÇİN DEV EKRAN KURULACAK

Çeyrek final maçında Hollanda’yı 5-1 ve yarı final maçında İsveç’i 4-0 gibi net skorlarla geçen İngiltere’nin final maçındaki rakibi ise Almanya. Çeyrek finalde Avusturya’yı 2-0 yenen Almanya, yarı finalde ise Fransa’yı 2-1 geçti. 1994 yılından itibaren 17 kez karşılaşan iki takım arasındaki maçlarda İngiltere 2 kez, Almanya ise 12 kez galip gelirken 3 kere de beraberlik yaşandı.  31 Temmuz Pazar günü saat 19.00’da oynanacak Avrupa Kadınlar Futbol Şampiyonası’nın final maçı, Kalamış Atatürk Parkı’nda kurulan dev ekranda canlı yayınlanacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Otizmli Milli Yüzücümüz Hikmet Cem Sezgin’den Virtüs Avrupa Yaz Oyunları’nda Büyük Başarı!

Tohum Otizm Vakfı Eğitim Kurumları öğrencilerinden Hikmet Cem Sezgin, erken tanı ve eğitimin, otizmli bir bireyin hayatında nasıl fark yaratabileceğinin en güzel örneklerinden biri olarak adından başarıları ile söz ettirmeye devam ediyor. Sporcu kimliği ile başarıdan başarıya koşan Hikmet Cem, Virtüs Avrupa Yaz Oyunları’nda 800 metre serbest bireysel yarış Avrupa üçüncülüğü ve 4×100 bayrak yarışında Avrupa ikinciliği olmak üzere yüzme alanındaki madalyalarına yenilerini ekledi.

 

Polonya Krakow’da gerçekleşen Virtüs Avrupa Yaz Oyunları’nda Hikmet Cem ve onun gibi pek çok çocuk ve gencin başarı haberlerini gurur ve mutlulukla takip ettiklerini belirten Hikmet Cem Sezgin'in annesi, Tohum Otizm Vakfı Kurucu Başkan Yardımcısı Aylin Sezgin:

 

“Otizmle 24 yıl önce oğlum Hikmet Cem’in dünyaya gelmesiyle tanışmış, yaşadığım zorluklar sonrasında onun gibi olan pek çok otizmli çocuğa umut olmak, otizmli çocuklarımızın derecesi ne olursa olsun eğitimle ilerleyebileceklerine beraber tanık olmak için model okul kurmaya karar vermiştik. Bugün pek çok öğrencimizin, mezunumuzun başarı haberleri ile gururlandığımız günler yaşıyoruz. Bu başarıda emeği olan Tohum Otizm Vakfı Okulu değerli öğretmenlerine teşekkürlerimi sunuyorum. Virtüs Avrupa Yaz Oyunları’nda Özel Sporcular Para Yüzme Milli Takımı hepimizi gururlandırdı. Yüzme Milli Takımı’nda ülkemizi temsil eden oğlum Hikmet Cem, Virtüs Avrupa Yaz Oyunları’nda büyük bir başarıya imza atarak madalyalarla döndü ve bizlere büyük mutluluk yaşattı. Özellikle Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonunu, antrenörlerimizi, aileleri kutluyor; bugüne kadar oğlumu destekleyen onu antrene eden kıymetli hocamız Cevahir Gürler'e teşekkür ediyorum.” dedi. 

 

Otizmin bilinen tek çaresi, erken tanı ile yoğun, sürekli, özel eğitim!

 

Doğuştan gelen ve yaşamın ilk 3 yılında fark edilen gelişimsel farklılık olan otizmin başlıca belirtileri arasında; başkalarıyla göz teması kurmamak, ismi söylendiğinde bakmamak, konuşmada gerilik, parmağıyla ile istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermemek, sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar sayılabiliyor. Ailelerin çocuklarında aynı yaştaki diğer akranlarından farklı davranışlar ve belirtiler gözlemleniyorsa vakit kaybetmeden otizm konusunda uzman bir çocuk ergen psikiyatristine başvurmaları gerekiyor. 

 

Bilimsel araştırmalar, erken tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtilerinin kontrol altına alınabildiğini, gelişim sağlanabildiğini, hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmadığını gösteriyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Almanya Süper Kupa heyecanı Tivibu Spor’da

Tivibu Spor, Bundesliga Lig’in güçlü takımlarından Bayern Münih ve RB Leipzig arasında düzenlenen Almanya Süper Kupa Final heyecanını futbolseverlerle buluşturuyor. 30 Temmuz Cumartesi akşamı saat 21:30’da oynanacak dev mücadele Tivibu Spor’dan naklen yayınlanıyor.

 

Türk Telekom’un dijital TV platformu Tivibu, birbirinden zengin spor içeriklerini izleyicilerle buluşturmaya devam ediyor. Dünyanın dört bir yanından futbolseverlerin büyük bir ilgiyle izlediği Almanya Süper Kupa mücadelesi Tivibu Spor’da naklen ekranlara geliyor.

 

Tivibu Spor’da dev mücadele

Geçtiğimiz sezon Bundesliga’yı şampiyon olarak tamamlayan Almanya devlerinden Bayern Münih ve Almanya Kupası sahibi RB Leipzig Almanya Süper Kupası’nı kazanmak için karşılaşıyor. Dev mücadele 30 Temmuz Cumartesi günü saat 21:30’da yayınlanacak. 

 

Bundesliga heyecanı yeni sezonda Tivibu Spor’da

Tivibu Spor; Bayern Münih, Borussia Dortmund, RB Leipzig, Bayer Leverkusen gibi devlerin yer aldığı Bundesliga Ligi’ni de yeni sezonda futbolseverlerle buluşturacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yaz Sıcaklarında Anne Adaylarına Özel 10 Öneri

Yaz hamileliğinde bu hatalardan kaçının!

Yaz mevsimi anne adayları için kış koşullarına göre bazı avantajlar sağlarken, buna karşın özellikle aşırı sıcaklarda dikkatli olmak gerekiyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Yaz aylarında anne adayları; açık havada daha fazla zaman geçirerek güneşten faydalanabilme, daha fazla seyahat edebilme, yürüyüş ve yüzme gibi imkanlara sahip olabiliyor. Ancak hamilelikte doğal olarak gözlenen hormonal, fiziksel ve psikolojik değişikliklere ek olarak yazın bastıran aşırı sıcaklar, hamileliğin zor geçmesine de neden olabiliyor. Bu nedenle yaz hamileliklerinde, hamileliği olumsuz etkileyebilecek birtakım sorunlarla karşılaşmamak için bazı kurallara dikkat etmek gerekiyor” diyor. Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, anne adaylarının yaz sıcaklarında dikkat etmesi gereken 10 önerisini anlattı, önemli uyarılarda bulundu. 

 

Tatil öncesi mutlaka muayenenizi yaptırın

Tatile çıkacaksanız mutlaka hekiminize görünün. Özellikle hamileliğin ilk başları ve son dönemleri biraz daha riskli olduğundan bu zamanlarda ayrıca dikkatli olun. Seyahatlerinizi mümkün olduğunca 32. haftadan önce planlamanız ve gideceğiniz yerlerdeki sağlık imkanlarını araştırmanız çok önemli. Düşük ve erken doğum riski taşıyan hamilelerin ise seyahattan uzak durması gerekiyor. 

 

Egzersizde sıcak saatleri tercih etmeyin!

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Özellikle de açık alanda yürüme, yüzme ve yoga gibi hafif egzersizler yapmak hem anne adayları hem de bebek için sağlıklıdır. Ancak yaz aylarında hava sıcaklığının daha az olduğu sabahın erken saatlerinde veya akşam saatlerinde egzersiz yapılmalıdır. Egzersiz sırasında yorgunluk hissetmeniz durumunda egzersize ara vermek ve dinlenmek gereklidir. Fiziksel aktivitelerin anne adayını aşırı strese sokmadan yapılması uygundur” diyor. 

 

Susuz kalmamaya dikkat edin!

Hem kendiniz hem de bebeğinizin sağlığı için hamilelik süresince günlük ortalama 8-10 bardak su içmeye, vücutta sıvı kaybına yol açabilecek kafeinli içecekler tüketmemeye dikkat edin. Baş dönmesi, halsizlik, mide bulantısı, vücudun aşırı ısınması, tansiyon düşüklüğü, daha az idrar ve koyu renkli idrarın susuz kaldığınıza işaret edebildiğini belirten Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran şöyle konuşuyor: “Anne adayının az su içmesine bağlı olarak daha sık idrar yolu enfeksiyonu, kabızlık ve hemoroit gibi pek çok durum gelişebilir. Yine yeterince su içmemek, anne karnındaki bebeği saran amniyon sıvısında azalma nedeniyle bebeğin büyümesinde yavaşlamaya yol açabilir.” 

 

Dışarıda yediğiniz besinlere dikkat edin!

Yaz sıcaklarında besinlerin muhafazası zor olabildiğinden özellikle besin zehirlenmeleri ve ishal gibi enfeksiyonlar daha fazla yaşanıyor. Bu nedenle dışarıda yediğiniz durumlarda iyi yıkanmış, iyi pişmiş, bozulma ihtimali daha az olan yiyecekleri ve hijyenik kurallara uygun yerleri tercih edin. Hızla su kaybetmenize neden olacağından aşırı tuzlu yiyeceklerden uzak durun. Yazın bol baharatlı, yağlı veya kalorili beslenmemeye özen gösterin. Az az ve sık sık beslenin. Yaz süresince ağırlıklı taze sebze ve meyvelerden tüketin.

 

Sıcak saatlerde güneşe çıkmayın! 

Güneşten faydalanabilmek için sabah saatlerini tercih edin; 11:00-16:00 saatleri arası mümkün olduğunca güneşten kaçının. Yazın koyu renk giysiler ısı emilimini artırarak anne adayının daha sıcak hissetmesine neden olduğundan; güneş ışınlarını yansıtarak güneşten korunmayı sağlayacak beyaz, bej gibi renklerde, ince ve pamuklu kıyafetleri tercih edin. Hamilelikte cilt, güneş ışınlarına daha hassas olduğundan, lekeler ve çiller gelişebilir. Bu nedenle dışarı çıkarken güneş gözlüğü, şapka ve yüksek koruma faktörlü güneş kremi kullanın. Enfeksiyon riskine karşı klimada aşırı soğuktan uzak durun ve klimaların bakımının yapılmış olmasına dikkat edin.   

 

Sıcak suya girmeyin!

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Özellikle hamileliğin ilk 3 ayında uzun süreli sıcak suda kalan anne adaylarının bebeklerinde doğum kusurları tespit edilmiştir. Yine sıcak suyun etkisiyle rahim kaslarındaki gevşemenin düşük veya erken doğumu tetikleyebileceği bilinmektedir. Bu nedenle hamilelikte kaplıca, hamam, sauna, termal tatil gibi sıcak su ortamları önerilmez. Evde banyo yaparken de çok sıcak sudan kaçının. Özellikle de hipertansiyon, kalp hastalığı gibi ek hastalığı olan anne adayları daha fazla dikkat etmelidir. Çok sıcak günlerde sık duş almak veya serin su banyosu hamileleri rahatlatabilir” diyor. 

 

Yüzerken bu önerilere dikkat edin!

Herhangi bir risk taşımayan anne adaylarının son aya kadar yüzebileceğini belirten Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran şöyle konuşuyor: “Havuzun düzenli bakımının yapıldığından, hijyeninden emin olmak gerekir. Ayrıca havuz temizliğinde kullanılan kimyasalların ciltten emilebilme ihtimaline karşı havuzda uzun süre kalınmamalıdır. Mümkünse denizi tercih edin. Yavaş yüzmeye, zorlayıcı hareketlerden kaçınmaya, su kayağı, jetski ve tüplü dalış gibi aktivitelerden uzak durmaya dikkat edin. Hamilelikte gelişebilecek bacak kramplarından dolayı yalnız yüzmemeye ve fazla açılmamaya; genital bölge florasını etkileyerek vajinal mantar, kaşıntı ve akıntıya neden olabileceği için de ıslak mayo ile kalmamaya özen gösterin.” 

 

Aşırı yorgunluk ve uykusuzluktan kaçının!

Uyku ve dinlenmenin anne adayları için çok önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Uyku, stresi ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Yaz sıcağı anne adayını daha çok yorabilir. Hamilelikte anne adayları serin ortamlarda kendine zaman ayırarak (kitap okuma, müzik dinleme veya meditasyon yapma gibi) rahatlayabilir. Hamilelikte 30- 60 dakika arası öğlen uykusu da dinlenmeye yardımcı olur” diyor. 

 

Ayaklarınızı ihmal etmeyin!

Hamilelikte yaz aylarında sıcağın da etkisiyle bacaklarda şişme sorunu ile sık karşılaşılıyor. Aşırı kilo alımı, tansiyon yüksekliği, fazla ayakta kalmak ve dar ayakkabılar da bu durumu artırabiliyor. Bu nedenle bacaklara kan dolaşımına yardımcı olmak ve bacak ödemini gidermek için ayaklarınızı fazla sarkıtmamaya, geniş ayakkabı giymeye, ayak ve bacaklarınıza masaj yaptırmaya dikkat edin. Özellikle çalışma saatlerinizde fırsat buldukça ayaklarınızı yüksekte tutmaya da özen gösterin. 

 

Uzun seyahatler yapmayın!

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Hamilelik sürecinde mümkün olduğunca kısa seyahatler gerçekleştirin. Yolculuğunuzu kısaltabilecek konforda uçak seyahatlerini tercih edebilirsiniz. Hamilelikte genelde 24. haftadan sonra araba kullanılması önerilmez. Uzun seyahatlerde daha fazla dolaşım bozukluğu gerçekleşebilir. Bu nedenle uzun seyahat etmeniz gerektiğinde 2-3 saatte bir en az 10 dakika kalkıp dolaşmanız, varis çorabı kullanmanız faydalı olacaktır. Yine yolculukta hafif beslenmeye ve bol su içmeye dikkat edin” diyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Geceyi buzdolabının önünde mi geçiriyorsunuz

Gece yemek yeme isteğinin sebebi psikolojik olabilir

Gün içerisinde kontrollü beslenip gece boyunca buzdolabının önünden ayrılamıyorsanız, siz de “gece yemek yeme bozukluğu” problemiyle karşı karşıya olabilirsiniz.

 

Yeme bozukluklarından biri olarak tanımlanan gece yemek yeme bozukluğu, akşam yemeğinden sonra başlayan aşırı yeme isteğine, hatta kişinin gece uykusundan uyanıp yemek yemesine dahi neden olabilir. Genellikle günlük kalori alımının 56’sından fazlasının akşam gerçekleştiğini söyleyen Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, gece yemek yeme bozukluğu konusunda merak edilenleri anlattı.

 

Gece yemek yeme bozukluğunu, özellikle akşam yemeğinden sonra ya da gece uykudan uyanıp aşırı yiyecek tüketimi olarak tanımlanayan Bayraktar, bu yeme bozukluğunun uyku problemleri, depresyon, anksiyete ile birlikte seyredebileceği gibi, kilo alımı ve beraberinde bir çok sağlık problemine de neden olabileceğinin altını çiziyor. 

 

Günlük kalori alımının 56’sından fazlası, akşam gerçekleşiyor

“Gece yemek yeme bozukluğu olan kişilerin bir kısmı, gece birkaç kez uykudan uyanıp yemek yeme eğilimi göstebilir. Sabah tok uyandıkları için ise öğlene, hatta akşama kadar besin tüketme ihtiyacı duymazlar” açıklamasında bulunan Bayraktar, günlük kalori alımının 56’sından fazlasının çoğunlukla akşam gerçekleştiğini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Akşam yemeğinden sonra ya da gece uykudan uyanınca tüketilen yiyeceklerin büyük bir çoğunluğu yoğun karbonhidrat, yağ ya da şeker ağırlıklı olduğundan, aşırı kilo alımına sebep olabilir.”

 

Psikolojik problemler, yeme bozukluğunu tetikliyor

Gece yemek yeme bozukluğunun her yaş grubunda görülebileceğinin ve özellikle de hayat değişimleri gibi, stresin yoğun olduğu dönemlerde yeme isteğinin arttığının altını çizen Bayraktar, “İş stresi ya da stresi yönetmekte zorlanma, kişinin taşıyabileceğinden daha fazla sorumluluk yüklenmesi, aile içi iletişim, sınır koyma ve kendine zaman ayırmama gibi problemler, gece yemek yeme bozukluğunu tetikleyen etkenler arasındadır” açıklamasında bulundu.

 

Mutlaka psikolojik destek alınmalıdır

Bayraktar, gece yemek yeme bozukluğunun ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğinin altını çizerek, sözlerine şöyle devam etti: “Yeme bozuklukları, sağlığı tehdit eden birçok probleme yol açabileceği için, tedavi sürecinde mutlaka bir hekimin bulunması ve kişinin sağlık kontrollerinin yapılması gereklidir. Psikolojik destek, yeme bozuklukları tedavi sürecinin olmazsa olmaz parçalarından bir tanesidir. Bu sebeple de, uzman bir psikoterapistten destek alınması gereklidir. Tedavi sürecinde, bireyin ihtiyaçları doğrultusunda zaman zaman beslenme uzmanı desteğine de başvurulabilir.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Fazla Kilo ve Varisler Akciğer Embolisi Riskini Artırıyor

Akciğer embolisi, genellikle bir kan pıhtısı nedeniyle bir veya daha fazla akciğer damarının tıkanması sonucu meydana geliyor. Akciğer embolisi hayati tehlikesi oldukça yüksek olan hastalıklar arasında yer alıyor. Bu konuda risk faktörlerine dikkat edilmesi büyük önem taşıyor. Memorial Şişli Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Yaman, akciğer embolisi, nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi. 

 

Akciğer embolisi sıklıkla kan pıhtısı sonucu oluşuyor

Akciğer embolisi kalbin sağ kanadından çıkan ve akciğere giden pulmoner arterler denilen damarların kan pıhtısı, hava ya da yağ ile tıkanması sonucu meydana gelen ani ve akut bir tablodur. Sıklıkla damarların bir kan pıhtısıyla tıkanması sonucu oluşmaktadır. Daha az olarak hava ya da yağ embolisi sonucu da görülebilmektedir. Akciğer embolisinin oluşmasında damar iç yüzünün bozulması, staz ve kanın pıhtılaşma eğiliminin artması bulunmaktadır. Pıhtılaşma eğiliminin artmasına hiperkoagülabilite denmektedir. Vücudun alt ekstremite denilen bacak ve ayak bölümlerinde ve daha sık olarak da karın bölgesinde bulunan toplardamarlarda bu 3 sebep sonucu, bir şekilde oluşan pıhtı kalbin sağ ventrikül denilen bölümüne gelir, buradan da pulmoner arterlerle akciğere ulaşarak emboliye neden olur.  

 

Varisleriniz varsa dikkatli olun

Kalp damar hastalıkları pıhtı oluşma riskini artırmaktadır. Sürekli olarak ayakta kalarak çalışan meslek gruplarında varisler oluşmaktadır. Varisler de pıhtı riskini artırmaktadır. Kanda pıhtılaşma oranını artıran bir takım ilaçlar bulunmaktadır. Doğum kontrol ilaçları kandaki pıhtılaşma oranını yükseltebilmektedir. Uzun süreler boyunca hareket etmeyen ya da edemeyen yatağa bağımlı kişilerde veya uzun süreler boyunca yolculuk yapan kişilerde, örneğin 4 saati aşan yolculuklarda hareketsiz kalmak pıhtı oluşmasına ve emboliye sebep olabilmektedir. Bazı ameliyatlardan sonra emboli riski oluşmaktadır. Örneğin karın bölgesi ameliyatları, bacakları ilgilendiren ameliyatlar ya da genel anestezi uygulanan ve uzun süre devam eden ameliyatlar sonucunda, ameliyat sonrası günlerde de emboli atağı oluşabilmektedir. Yağ aldırma ameliyatları sonucunda da yağ embolileri oluşabilmektedir. 

Aşırı kilo ve genetik yatkınlık sonucu gelişebiliyor

Derin dalış yapan dalgıçlarda yüzeye hızlı çıkış esnasında yağ veya hava embolileri gelişebilmektedir. Bu duruma “vurgun yemek” de denmektedir. Kanser hastalarında özellikle akciğer kanserinde kan pıhtılaşma oranı yüksek olmaktadır ve akciğer embolisi görülme riski de yüksektir. Kemoterapi tedavisi gören kanser hastalarında pıhtı oluşma riski bulunmaktadır. Genetik yatkınlıklar da kandaki pıhtılaşmayı artırabilmektedir.  Protein C, Faktör (V)  Leiden hastalığı, antitrombin III gibi kanın pıhtılaşmasına sebep olan genetik faktörler de akciğer ambolisinin nedenleri arasına yer alabilmektedir.  Bu genetik yatkınlığa sahip kişiler kaç yaşında olursa olsun pıhtı gelişebilmektedir. Sigara kullanımı ve aşırı kilo da yine akciğer embolisi sebepleri arasında yer almaktadır. 

Akciğer embolisi kalp krizi ile karışabiliyor

Akciğer damarı aniden tıkandığı zaman oradaki kan alışverişi ve oksijen alımı bozulmaktadır. Bu durum sonucunda hastada ani meydana gelen bir nefes darlığı, kalp çarpıntısı, öksürük ve bazen de kanlı balgam görülebilmektedir. Bazen de akciğerin büyük ana damarlarından biri tıkanabilmektedir. Bu durumda göğüste çok şiddetli bir baskı ve bayılma da söz konusu olabilmektedir. Göğüs duvarına yakın bir damarda pıhtı olduğunda batıcı bir ağrı oluşabilmektedir. Hasta derin bir nefes aldığında bıçak batıyormuş hissi uyandıran ciddi ağrılar yaşayabilmektedir. Bu gibi durumlarda mutlaka akciğer embolisi akla gelmelidir. Her iki pulmoner arterin tıkanması ise ani kalp durmalarına ve ölümlere neden olabilmektedir. Bu nedenle pulmoner arter embolileri kalp krizi ile karışabilmektedir. 

Akciğer embolisinin tedavisi pıhtının formuna göre belirleniyor

 

Akciğer embolisinin hafif, orta ve ağır formları bulunmaktadır. Akciğer embolisinde tedavi; kan pıhtısının ilaçla çözülmesi, bir kateter ile parçalanması veya cerrahi olarak çıkarılmasından oluşmaktadır. Hafif bir akciğer embolisi durumunda, tedavi olarak antikoagülanlar adı verilen kan sulandırıcı ilaçlar genellikle yeterlidir. Komplikasyon riski düşükse, hastalar bazen ayaktan (evde) tedavi edilebilir. Ağır formda akciğerin her iki ana arteri tıkanmıştır. Hastada ani bir şok tablosu oluşmuştur. Dolaşım bozukluğu ve oksijen yetersizliği de olan hastalar yoğun bakım şartlarında tedavi edilmektedirler. Akut ve şok tablosu ile gelen hastalarda fibrinolitik denilen damarları tıkayan pıhtıların eritilmesini sağlayan ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Ağır durumlarda embolektomi denilen cerrahiler de uygulanabilmektedir. Bu ameliyatı kalp ve damar cerrahları pıhtıları temizlemek için nadiren yapmaktadır. Hangi tedavinin uygulanacağına hastanın risk faktörleri değerlendirilerek hekimler tarafından karar verilmektedir. 

 

Akciğer embolisi geçirenler bunlara dikkat etmeli

 

Akciğer embolisine sebep olan faktörler ortadan kaldırılmazsa ve tedavi süreci doğru ilerlemezse pıhtı tekrar oluşabilir. Tekrar pıhtı oluşmasını engellemek adına kan sulandırıcı ilaçlar en az 6 ay süreyle kullanılmaktadır. Tedavinin düzgün bir şekilde uygulanması ve düzenli doktor kontrolleri hastalığın tekrar etme riskini de azaltmaktadır. 

Akciğer embolisi geçirenlerin dikkat etmesi gerekenler şunlardır:

 

  • Tedavi için verilen kan sulandırıcı ilaçlar düzenli olarak kullanılmalıdır.
  • Fazla kilolar pıhtı riskini artırdığı için kilo olması gereken fazla olmamalıdır.
  • Kalp ve pıhtılaşma sistemi hastalıkları için erken aşamada tedavi olunmalıdır.
  • Damar sağlığı akciğer embolisinden korunmada önem taşımaktadır. Düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek damar sağlığını korumaktadır.
  • Uzun süre hareketsiz kalarak çalışan ya da seyahat eden kişiler mutlaka yeterince su içmeli, her saat başı oturduğu yerden ayağa kalkıp yürümeli ve bacaklarını hareket ettirmelidir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sıcakların Artması Akrep Sokmaları Riskini de Beraberinde Getirdi!

Özellikle yaz aylarında sıcakların artmasıyla birlikte ülke genelinde akrep sokması vakalarında artış görüldüğünü söyleyen Acil Tıp Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi. Ferudun Çelikmen, özellikle kalbi etkileyen durumlar açısından bazı akrep türlerinin sokmalarının yaşamı tehdit edebileceğine işaret etti

 

Sıcaklar, açık alanlarda daha fazla bulunma gibi birçok etken akrep sokmaları nedeniyle acil servislere yapılan başvuruların artmasına neden oluyor. Acil Tıp Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Ferudun Çelikmen, akrep sokmalarının nadiren yaşam kaybıyla sonuçlandığı ve bu tablonun genelde 6 yaş altında çocuklar, düşkün yaşlılar ve kronik hastalığı olanlarda görüldüğünü söyledi. 

 

“Akrep sokması vakaları, özellikle yaz aylarında ülke genelinde, güney, doğu ve güney doğu bölgemizde ise hemen tüm mevsimler de sıklıkla acil servislere gelmelerine neden olur” diyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Acil Tıp Uzm. Dr. Öğr. Gör. Ferudun Çelikmen, akrep sokmalarının nadiren ciddi duruma neden olabildiğini söyledi. Bununla birlikte özellikle kalbi etkileyen durumlar açısından bazı akrep türlerin sokmaları sonucunda yaşamsal önem taşıyan sonuçlar doğabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Ü. Çelikmen, “Nadiren de olsa görülebilecek yaşam kayıpları, kronik hastalığı olanlar, yaşlılar ve 6 yaş altı çocuklar gibi riskli grupta gözleniyor” dedi. 

 

EN SIK GÖRÜLEN BELİRTİ YANMA ŞEKLİNDE AĞRI

Akrep sokması durumunda ortaya çıkacak belirtilerle ilgili de bilgi veren Dr. Öğr. Ü. Ferudun Çelikmen, şunları anlattı: “Akrep sokması sonrasında bölgesel olarak ısırılan bölgede ağrı, yanma, sık olmasa da uyuşukluk hissi oluşabilir. En sık rastlanan belirti genelde yanma şeklinde ağrıdır. Kısmi olarak sokulan yerde ve çevresinde olabileceği gibi bazı akrep türlerinin sokmalarında uzuv dışına taşan, tüm vücuda yayılabilen ağrı oluşabilir. Ağrı genellikle birkaç saat içinde en üst düzeye ulaşır, nadiren 24-48 saat sürer.”

 

Akrep sokması sonrasında emme, kesme, ateşe tutma gibi yanlışlardan kaçınmak gerektiğini anlatan Dr. Öğr. Ü. Çelikmen, “Akrep kuyruğundaki iğneyi batırıp zehrini enjekte eder. Akrep iğnesini batırdığında zehrinin tamamını zerk etmez. Bu nedenle ülkemizdeki akrep sokmalarının büyük bölümü hayati sonuçlara neden olmaz” diye konuştu.

 

VÜCUTTA OLUŞAN REAKSİYON KALBİ ETKİLEYEBİLİR

Akrep sokması nedeniyle acil servise başvuran hastaların bölgesel ve tüm vücudu etkileyen bulgular yönünden ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Öğr. Gör. Ferudun Çelikmen, akrep zehrinin vücutta oluşturduğu reaksiyon sonucu ciddi kalp etkilenmesine yol açabileceğine dikkat çekti. 

Dr. Öğr. Ü. Ferudun Çelikmen, hastalara uygulanması gereken tedavi yaklaşımı konusunda şunları anlattı: “Acil servise akrep sokması nedeniyle başvuran tüm hastalarda, sokulan bölgenin, kalp hizasının altında tutulması, zehrin yayılmaması için hareket kısıtlaması, sokulan bölgeye soğuk uygulama yapılması ve iğne deliğinin ovalanmadan antiseptik sıvılarla bastırmadan silinmesi, tetanoz aşısı yapılması ilk plandaki uygulanmalardır. Ardından ileri tedaviler için evreleme yapılmalı.”

AKREP SOKMASININ EVRELERİNE GÖRE TEDAVİ BELİRLENİR

Akrep sokmalarında şikayetlere göre belirlenen evrenin tedavinin gidişatını belirlediğini anlatan Dr. Öğr. Ü. Ferudun Çelikmen konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Evre 1’de ısırılan bölgede hafif ağrı oluşumunun dışında yaygın bir belirti yoktur. Evre 2’de ise ağrı çok şiddetlidir ve sokulan uzvun dışına taşmıştır ve dokunulduğunda şiddetli ağrı hissi vardır. Yaygın sinir-kas bulguları, uzuvda atma şeklinde kasılma, istemsiz titreme, bulanık görme, göz hareketlerinde bozukluk, aşırı salya-tükürük çıkarma, kaslarda titreme, yutma güçlüğü gibi beyine giden sinirlerin etkilendiğini gösteren bulgular ve tansiyon düşüklüğü ise evre 3’ü tanımlar. Akrep sokması sonrasında tüm vücuda yayılan kas krampları, sinir tutulumuna bağlı uyuşma ve his kaybı, kalp krizi, akciğerlerde sıvı toplanması ve şok yaşanmışsa durumun 4. evreye geldiğini gösterir.  Genel olarak, evre 1’de hastaya akrep serumu uygulanmaz.  Evre 2 de bir doz, evre 2-3 te 1-2 doz uygulanabilir. Tüm hastalar acil gözlemde en az 6 saat takip edilmeli, yaygın bulgusu olan hastalar hastaneye yatırılmalıdır. Hastalar özellikle kalp etkilenmesi yönünden mutlak izlenmeli, EKG takipleri yapılmalı. Bildirilmiş vakalarda ölümlerin çoğu 6 yaş altında görüldüğünden, 6 yaşın altındaki tüm akrep sokmalarına akrep serumu uygulaması önerilmektedir. 65 yaş üstü hastalarda şayet şeker, tansiyon, astım-allerji gibi bilindik başka durumlar varsa, zehirlenme belirtileri daha şiddetli yaşanabileceği de unutulmamalı.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı