Aylık arşivler: Temmuz 2022

Böbreğin Az Bilinen Düşmanı; Bilinçsiz İlaç Kullanımı

Fazla ve gereksiz ilaç kullanımı istenmeyen etkilere neden olabilir. Alerjik reaksiyonlar gerçekleşebilir, karaciğer ve böbrek yetmezlikleri ortaya çıkabilir. Özellikle böbrek hastaları için bilinçli ilaç kullanımı çok önemlidir. Liv Hospital Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Tekin Akpolat böbrek hastaları için ilaç kullanımının önemini anlattı. 

 

Mutlaka doktora danışın

Böbrek ilaçların vücuttan atılmasında karaciğer gibi önemli rolü olan iki organdan biridir. Böbrek fonksiyonlarının bozulması ilaçların vücutta kalma süresini, yıkılmasını, fonksiyonlarını etkileyerek tedaviyi başarısız kılabilir ve yan etki oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle ilaçlar bilinçli ve doktora danışarak kullanılmalıdır. 

 

Gereksiz ilaç kullanmayın

Bilinçli ilaç kullanmanın ilk şartı gereksiz ilaç kullanmamaktır. Böbreğin süzme fonksiyonu azalmaya başlarsa yani böbrek yetmezliği olursa bazı ilaçların dozlarının azaltılması gerekebilir veya doz aralığı değişebilir.

 

İlaçlar böbrekte hangi yan etkileri yapabilir? 

Zararlı olduğu bilinen ilaçlar: Bazı ağrı kesiciler, bilgisayarlı tomografi, anjiyografi gibi damara boyalı ilaç verilmesi yani radyolojik incelemelerde kullanılan ilaçlar, bazı antibiyotikler. Bu gibi durumlarda yarar zarar hesabını iyi yapmak gerekir. Örneğin kalp anjiyosunda kullanılan ilaç böbreğe zarar verebilir ama aynı zamanda kalp anjiyosu, stent veya koroner bypass hem hayat kurtarıcı hem de böbrek fonksiyonlarını düzeltici olabilir. Önemli olan gereksiz risk almamaktır.

 

Nadiren yan etki oluşturan ilaçlar: Bu penisilin alerjisine benzetilebilir, penisilin kullanan hastaların çok azında alerji olur. Böbrekte oluşan yan etkiler önemsiz laboratuvar anormalliklerinden idrarda protein kaybı, böbrek yetmezliğine kadar değişkenlik gösterebilir. Bitkisel ve takviye ürünler de ilaçlar gibi yan etkilere neden olabilir. Hem ilaçlar hem de takviye ürünler mutlaka doktora danışarak kullanılmalıdır. 

 

“Önemli olan hastaya yarar zarar dengesini iyi yapmaktır. Böbreği korumak önemlidir ama yaşam daha önemlidir. Doğru ilaç seçimi ile böbrek hastaları tedavilerinde gereken ilaçların çoğunu kullanabilir.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yaz Alerjilerine Dikkat

Yaz mevsiminde görülen böcek, deniz, havuz, güneş ve gıda alerjilerine dikkat çeken Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Demet Can bu alerjilerden korunma yöntemlerini sıraladı.

 

Yaz sıcağının kendini daha çok hissettirmeye başladığı, açık havada daha çok zaman geçirdiğimiz bu uzun ve güneşli günlerde bahar nezlesi, göz alerjileri yavaş yavaş azalmaya başladı. Ancak bu kez de yaz mevsiminde en çok karşılan güneş alerjisi, böcek alerjisi, deniz, havuz alerjisi ve yaz meyvelerinin neden olduğu alerjiler kapıda bekliyor.

 

Güneş Alerjisi

Güneş alerjisinin güneş ışığına maruz kalan cilt bölgelerinde kızarıklık, ödem ve kaşıntılı döküntüler ile kendini gösterdiğinin ve oldukça rahatsız edici olduğunun altını çizen Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Demet Can güneş alerjisiyle ilgili şu bilgileri verdi: 

 

“Bazı insanlar maalesef kalıtsal olarak güneş alerjisine sahiptir. Bazıları ise cildi başka bir faktör tarafından tetiklendiğinde güneşe hassas hale gelir. Araştırmalar bebeklerde bile görülse de güneş alerjisinin 6-22 yaş arasında daha sık olduğunu göstermektedir. Belirtiler güneşe maruz kaldıktan 6-8 saat sonra ortaya çıkmakta ve hasta güneş ışınlarından uzaklaşınca 24 saat sonra düzelmektedir. Cilt lezyonlarının güneş gören vücut bölgelerinde olması güneş alerjisini akla getirdiği için teşhisi diğer alerjilere göre daha kolaydır.”

 

AİD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Demet Can güneş alerjisi için risk faktörlerini şöyle sıralıyor:

  • Irk: Herkes güneş alerjisine sahip olabilir, ancak daha açık tenli kişilerde risk daha yüksektir.
  • Kontak dermatit: Cildimiz önce bir maddeyle karşılaşır ardından güneş ışığına maruz kalırsa güneş alerjisi daha belirgin ortaya çıkar. Bu maddeler genellikle krem, parfüm, losyon gibi kozmetik ürünler ya da pandemi döneminde çokça kullandığımız dezenfektanlar olabilir. Hatta güneş kremlerinde kullanılan bazı kimyasallar bile bu reaksiyona neden olur.
  • İlaçlar: Antibiyotikler ve ağrı kesiciler de dahil olmak üzere birçok ilaç cildin güneşe olan hassasiyetini daha hızlı hale getirebilir.
  • Ailede güneş alerjisi olması: Ailenizde güneş alerjisi olan biri varsa, güneş alerjiniz olma olasılığınız daha yüksektir.

 

Güneş Alerjisini Önleme

Prof. Dr. Demet Can güneş alerjisinden korunma yollarını aşağıdaki şekilde sıralıyor:

  • Güneş ışınlarının dik geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında güneşten kaçınmak.
  • Güneşte kalma süresini günler içinde artırmak.
  • Aniden çok uzun süre güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınmak gerekir. Birçok insan sadece ilkbahar veya yaz aylarında daha fazla güneş ışığına maruz kaldıklarında güneş alerjisi belirtileri gösterir. Özellikle hafta sonu, deniz ya da havuzda geçirilen saatlerden sonra yakınmalar artar. Açık havada geçirdiğimiz süreyi kademeli olarak artırmak cildimizdeki hücrelerin güneş ışığına uyum sağlamasını kolaylaştırır.
  • Güneş gözlüğü takmak ve koruyucu giysiler yani uzun kollu gömlekler giymek ve geniş kenarlı şapkalar takmak cildimizi güneşe maruz kalmaktan korumaya yardımcı olabilir. İnce veya gevşek dokumalı kumaşlar havadar olduğu için tercih edilir ancak ultraviyole ışınları bu kumaşlardan geçebilir.
  • SPF'si en az 30 olan geniş spektrumlu bir güneş kremi kullanmak, eğer yüzüyorsanız veya terliyorsanız daha sık olarak yeniden uygulamak.

 

Arı ve Böcek Alerjisi

Yaz tatillerinde daha çok yararlandığımız bahçeler, ormanlık alanlar, plajlar ve hatta mavi yolculukta arı sokması riskinin arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Demet Can “Genel olarak, arılar ve yaban arıları gibi böcekler saldırgan değildir ve sadece kendilerini korumak için sokarlar. Arı sokmaları, geçici ağrıdan alerjik şoka kadar farklı derecelerde reaksiyonlara neden olur” dedi. Arı sokmasında kişinin her seferinde aynı reaksiyonu göstermediğini belirten Prof. Dr. Demet Can, “Her seferinde farklı ciddiyette reaksiyon gösterebilir. Hafif reaksiyonda sokma yerinde ani yanma, kızarıklık, hafif şişlik izlenirken orta reaksiyonda aşırı kızarıklık, giderek artan ödem ve kaşıntı ve iyileşme 5 ila 10 gün alabilir. Şiddetli alerjik reaksiyon ise alerjik şoka kadar gidebilen kurdeşen, ödem, nefes almada zorluk, boğaz ve dilin şişmesi, nabızda bozulma, bulantı, kusma, baş dönmesi veya bayılma gibi belirtilere neden olabilir. Arı sokmasına karşı şiddetli alerjik reaksiyon gösteren kişilerin, bir daha sokulduklarında alerjik şok ya da anafilaksi tablosuna girme riski 25 ila 65 arasındadır” diye konuştu.

 

Prof. Dr. Demet Can arı ve böcek sokmalarına karşı alınacak önemleri aşağıdaki şekilde aktarıyor:

  • Dışarıda tatlı içecekler içerken içlerinde arı olup olmadığına dikkat edin. İçmeden önce kutuları ve pipetleri inceleyin.
  • Yiyecek kaplarını ve çöp kutularını sıkıca kapatın. Köpek veya diğer hayvan dışkılarını temizleyin. (Eşekarısı çekebilir).
  • Dışarıda yürürken burnu kapalı ayakkabı giyin.
  • Arıları çekebilecek parlak renkler veya çiçek desenleri giymeyin.
  • Arıları kumaş ile cildiniz arasına sıkıştırabilecek bol giysiler giymeyin.
  • Araba kullanırken camlarınızı kapalı tutun.
  • Etrafınızda birkaç arı uçuyorsa, sakin olun ve bölgeden yavaşça uzaklaşın. Kovalamaya çalışmak sokmasına neden olabilir.

 

Deniz ve Havuz Alerjileri nedir? Nasıl Korunur?

Denize girme ve yüzme ile vücutta kızarıklık, ödem ve kaşıntı oluyorsa aklımıza hemen soğuk alerjisi ya da su alerjisi gelmelidir diyen Prof. Dr. Demet Can “Bu tarz alerji durumlarında soğuk denizden kaçınma ya da alerji tedavisi ile yazın rahat tatil yapmak elbette mümkün olabilir. Havuz ise hem soğuk alerjisi hem su alerjisi hem de içindeki klor nedeniyle solunum yolu alerjisine neden olabilir” dedi. 

 

Aslında yüzme ve havuz sporları akciğer kapasitesini ve solunum fonksiyonlarını arttırdığı için astım hastasına önerildiğinin altını çizen Prof. Dr. Can, şu açıklamayı yaptı: “Yüzme sporu için her mevsimde ve kolayca ulaşılabildiği için yüzme havuzları kullanılmaktadır. Yüzme havuzlarında kullanılan suyu dezenfekte etmek için klor bazlı ürünler kullanılmaktadır. Yüzme havuzunu içindeki su tipleri (musluk suyu, deniz suyu, termal su), içindeki dezenfektanlar (klor, brom, ozon, ultraviole), içinde yüzen insanlara ait kimyasallar (aldıkları ilaçlar ve güneş kremleri, losyonlar, kozmetikler, sabunlar gibi kişisel bakım ürünleri) ve salgılar (idrar, ter, tükürük) ile bir ekosistem olarak düşünürsek bu ekosistemde pek çok etkileşim olması kaçınılmazdır. Bu etkileşimler sonucu ortaya çıkan maddelerden biri de klorlama yan ürünleridir.”

 

Havuz suyundaki uçucu klorlama yan ürünlerinin konsantrasyonu ne kadar yüksekse, havuz üzerindeki havadaki konsantrasyonları da o kadar yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Can, “Bu zararlı yan ürünler hem suyun yutulması hem ciltten emilimi hem de havuz üstündeki havanın solunması ile vücuda girerler. Müzmin öksürük, nezle hali, astım, ciltte kuruluk, kaşıntı ve gözde kızarıklık gibi belirtilere neden olurlar. Özellikle havalandırması iyi olmayan kapalı yüzme havuzlarında bu risk daha fazladır.  Hatta son çalışmalar, klorlanan açık havuzlarda bile bu riskin olduğunu göstermiştir. Yeni yüzme havuzlarının planlanması sırasında su dezenfeksiyonu için klor türevi olmayan seçenekler dikkate alınmalı, mevcut tesisler için ise etkin havalandırma ve iklimlendirme sistemleri eklenerek zararlı klor türevi uçucu bileşiklerin birikmesinin önlenmesine çalışılmalıdır” şeklinde açıkladı.

 

Yaz Meyveleri ve neden oldukları çapraz reaksiyonlar!

Kavun, şeftali, kayısı, kiraz gibi yaz meyvelerinin duyarlı kişilerde ciltte kızarıklık, kaşıntı, ödem gibi belirtilere neden olduğunu aktaran Prof. Dr. Can şu noktalara değindi: 

 

“Bazen bu meyveler polen alerjileri ile çapraz reaksiyon gösterdikleri için alerjiye neden olurlar. Aslında polen alerjisi olan hastalar; polenlere benzer alerjik proteinlere sahip meyveler ve sebzeler tükettiklerinde ağız çevresinde ödem, dudaklarda karıncalanma, boğazda kaşıntı gibi alerjik yakınmalarla başvururlar.   Oral alerji sendromu olarak da bilinen bu durum tipik olarak bu yiyecekleri taze ve pişmemiş tüketilirse tetiklenir. Çim polenine alerjisi olanlar kivi, kavun, portakal, fıstık, domates, patates ve kabak yediklerinde, ağaç poleni alerjisi olanlarda ise badem, elma, kayısı, havuç, kereviz, kiraz, fındık, şeftali, fıstık, armut, erik ve patates ile çapraz reaksiyon görülmektedir.” 

 

Prof. Dr. Can ayrıca, “Alerjinin altın tedavisi alerjenden uzaklaşmaktır. Yaz mevsiminden uzak duramayacağımıza göre duyarlılığımız varsa alerjik meyvelerden uzak durulması gerekir” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Şimdi Hemen “Kanser Olma, Aşı Ol

Önlenebilir tek kanser türü olan rahim ağzı kanseri ve insan pappilloma virüsünün neden olduğu diğer kanser türleri için aşı konusunda bilinçlenme çok önemli. 

 

Kız ve erkek çocukların aşılanması ile hastalığın ortadan kalkacağı bilincini ve aşının ulusal aşı programına alınması için bir sosyal sorumluluk projesi geliştirildi.

 

“Kanser Olma Aşı Ol” projesi, önlenebilir tek kanser türü olan rahim ağzı kanseri ve insan papilloma virüsünün neden olduğu diğer kanserleri önlemede aşı bilinci ve erken tanı farkındalığı oluşturmak amacıyla 2017 yılında Dr. Nur Topçu tarafından oluşturuldu.

 

Proje, kız ve erkek çocukların aşılanması ile hastalığın ortadan kalkacağı bilincini ve aşının ulusal aşı programına alınması için kamuoyu oluşturuyor.

 

Yalnızca kadınların ve kız çocuklarının değil, erkek çocukların da risk grubunda olduğunu vurgulayan hizmet projesi, 2021 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından oluşturulan farkındalık projesi örneklenerek, Fenerbahçe Lions Kulübü imzasıyla ve diğer birçok sivil toplum kuruluşunun desteği ile Umay Kadın ve Çocuk Platformu kapsamında revize edildi. 

 

Bu yıl da yapılan tüm çalışmaların yanı sıra,  “Kanser Olma Aşı Ol” videosuyla farkındalık yaratma çalışmaları devam ediyor. 

 

Sağlıklı nesiller için…

Şimdi! Hemen!

Kanser Olma Aşı O

Rakamlarla rahim ağzı kanseri… 

  • Her yıl 600 bin kadına rahim ağzı kanseri teşhisi konuluyor.
  • Her 2 dakikada bir kadın, rahim aǧzı kanserinden ölüyor.
  • Ve bu, yılda 300 binden fazla ölüm anlamına geliyor.
  • Rahim aǧzı kanseri; dünyada tüm kadın ölümlerinde 4. ölüm nedeni.
  • 15-44 yaş arası kadın ölümlerinde
  • 2. ölüm nedeni.
  • Bu ölümlerin 90'ından fazlası düşük ve orta gelirli (LMIC) ülkelerdedir.
  • Rahim aǧzı kanseri annelerimizi, kızlarımızı, kız kardeşlerimizi ve büyükannelerimizi elimizden alıyor.
  • Toplumlarımızı etkiliyor ve toplumun sosyal ve ekonomik dokusunu tehdit ediyor.
  • Rahim aǧzı kanseri önlenebilir, tedavi edilebilir ve kesin bir eliminasyon yolu olan tek kanser türüdür.
  • Önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.
  • Şimdi harekete geçmezsek, rahim aǧzı kanseri nedeniyle yaşanacak ölümler 2040 yılına kadar 50 artacak.
  • Türkiye'de ise her yıl 1245 kadın rahim aǧzı kanserinden hayatını kaybediliyor. (2020) Rahim aǧzı kanseri tüm kadın ölüm nedenlerinde 12. sırada.
  • Rahim aǧzı kanseri 15-44 yaş arası kadın ölüm nedenlerinde ise 8’nci sırada.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kurban Bayramında Et Tüketimi Hakkında Dikkat Edilmesi Gerekenler

KRONİK RAHATSIZLIKLARI OLANLAR KURBAN BAYRAMINDA ET TÜKETİME ÖZEN GÖSTERMELİ 

 

FAZLA ET TÜKETİMİ SUSUZLUK, KABIZLIK, KÖTÜ NEFES KOKUSU YAPABİLİR !

 

Kurban bayramının yaklaştığı bu günlerde, özellikle kırmızı et tüketimi ile ilgili bazı konularda, uzmanlar dikkat etmemiz gereken konuları belirtiyor. 

 

Et ve et ürünleri günlük protein ihtiyacımızı karşılamamıza yarayan en önemli gıda kaynaklarımızdan biridir. En önemli protein kaynağı olmasının yanı sıra, B12 vitamini, kreatinin, mineraller gibi birçok bileşeni de bu besinler ile vücudumuza et ürünleri ile alıyoruz.  Elbette ki,  bu besinin hangi miktarda tüketildiği ve kalitesi önemli bir faktör.

 

YYÜ Gaziosmanpaşa Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Muharrem Battal, kurban bayramı döneminde artan kırmızı et tüketimi ile ilgili dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgiler verdi. 

 

Kırmızı et en önemli protein kaynaklarından birisidir, ancak sindiriminin uzun sürmesi ve diğer gıdalara göre daha zor olmasından dolayı, sınırlı ve kontrollü tüketilmesi öneriliyor.

 

 Özellikle kalp hastalığı, diyabet, kronik karaciğer hastalığı, hipertansiyon, solunum sıkıntısı,  gibi kronik hastalıkları olanlar ve gastrointestinal sistemde sorunu olduğu bilinen hastaların daha dikkatli olması gerekmektedir. 

 

Aşırı et tüketiminin, susuzluk, kabızlık, nefesin kötü kokması, karaciğer ve kalbin daha fazla çalışması gibi problemlere sebep olduğu da biliniyor. Bu bakımdan et tüketimi aslında herkes için önem teşkil ederken, rahatsızlıkları olanlar için ayrıca dikkat ve özen gerektiriyor. 

Kurban Bayramı süresince dikkat etmemiz gereken önemli noktalardan bazıları:

  • Taze kesilen hayvanlardan elde edilen etlerin daha sert olduğu ve bu gıdaların pişirilmesi ve hatta emiliminin de normalden uzun sürdüğüdür. Dolayısıyla, etleri tüketmeden önce 1-2 gün buzdolabında dinlendirilmesi ve saklama koşullarına çok dikkat edilmesi tavsiye edilmektedir.
  • Etlerin, küçük porsiyonlar halinde, saklama kapları ya da buzdolabı poşetleri içerisinde, buzdolabında saklanması ve dinlendirilmesi gerekmektedir. Taze et, sıcak hava ile birlikte bakteri üretmeye çok açık olduğu için, kesilen kurban etinin, en kısa sürede buz dolabına konması ve burada saklanması gerekmektedir. Bu şekilde bakteri üremesi riski azaltılabilir.
  • Ayrıca, hayvanların uygun koşullarda ve temizliğe çok dikkat edilerek kesilmesi de çok önemlidir. Hijyenik olmayan kesim merkezlerinde kesimi yapılan hayvanların, bakteri üretimine çok daha açık olduğu bilindiğinden, kesim sırasındaki hijyene ve koşullara dikkat edilmelidir.
  • Et tüketimi sırasında dengeyi sağlayabilecek amacıyla, eti, sindirimin daha hızlı olduğu erken saatteki öğünlerde, küçük porsiyonlar ile ve yanında mutlaka az yağ ya da buhar ve haşlama yoluyla pişmiş mevsimsel sebzeler ve/veya salatalar ile tüketilmesi; Kurban bayramının yaz mevsimine denk geldiği göz önüne alınırsa da, bol su tüketimi ile desteklenmesi gerekir. Bu şekilde sindirilmesine de yardımcı olunacaktır.
  • Etin pişirilmesinde tuz ve baharat kullanımına da dikkat edilmelidir. Sağlıklı bir bireyin günlük tuz ihtiyacı 6grdır, bu silme 1 çay kaşığı tuz demektir. Ancak sabah kahvaltısında tükettiğimiz peynir ve zeytinden, yemeklerde kullanılan salçaya kadar çeşitli ürünler de tuz ihtiva ettiğinden günlük kullanımı buna göre ayarlamamız gerekmektedir.
  • Mevsimsel olarak, sıcaklarla mücadele eden vücudumuza, aşırı yağ, tuz veya baharat yüklemememiz, eti tüketme şekli olarak da, ızgara ya da haşlama şeklini tercih etmemiz, sindirimin kolaylaşmasına ve tükettikten sonra oluşan rahatsızlık hissinin ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Az pişmiş veya aşırı pişmiş etler de sindirimi zorlaştıracağından, tüketim sonrası hazımsızlık, şişkinlik,   karın ağrıları gibi semptomlar görülebilmektedir. Dolayısıyla etin pişirilmesi de sindirime etki eden öneli bir etmendir.

Et tüketimi ile kanser gelişimi arasında bir ilişki var mı? 

Bazı danışanlarımızın sıklıkla sorduğu bu soruya şu şekilde cevap verelim. Yıllardır ortaya konulan çalışmalarda bazı kaynaklarda, özellikle kalın bağırsak kanseri riskinin, et tüketimi ile arttığı ifade edilmektedir. Pankreas kanseri ile prostat kanseri için de benzer bazı çalışmalar mevcuttur. Ancak bu bulguların kanıt düzeyi düşüktür. Burada dikkat çekeceğimiz konu, yaşam biçiminin toptan şekillendirilmesi gerekmektedir, sadece besin kaynağını ve beslenmeyi değiştirmekten ziyade, yaşam tarzının tümden değiştirilmesi, örneğin spor, hareket, bazı besin gruplarının azaltılması, bazı besin gruplarının daha fazla tüketilmesi, düzenli uyku vb gibi tüm etmenlerin düzenlenmesi gereklidir. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü tarafından, et tüketiminin kısıtlanması ya da yasaklanması ile ilgili bir öneri de bulunmamaktadır.

 

Her konuda olduğu gibi bu konuda da aşırıya kaçmamak, dengeli olmak, kendimizi tanımak yaşam kalitemizin artmasını sağlayacaktır. 

Sağlıklı ve mutlu iyi bayramlar dileğiyle

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin İlk “Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali” Sinema Tutkunlarını Hayal Gücü ve Bilimle Buluşturacak

Hayal gücü ve bilimin ön plana çıkarıldığı “Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali”, 28-29-30 Eylül tarihlerinde sinemaseverlerle buluşacak.

 

Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Uluslararası Bilim ve Sanat Yaratıcıları Derneği'nin organizasyonuyla ve derneğin başkanı Filiz Dağ ile yazar Gülşah Elikbank'ın yönetiminde, 28-29-30 Eylül tarihlerinde “Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali” düzenlenecek.

 

Bu yıl ilk kez yapılması planlanan “Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali”nin yönetiminde yer alan Filiz Dağ ve Gülşah Elikbank festivale dair yaptıkları açıklamada; böyle bir festival düzenleme fikrinin dünyanın geldiği açmazdan kaynaklandığını belirtti. Oluşan çıkmazın da hayal gücü ve bilimin önemini ortaya çıkardığı ve bu iki gücün sanatla birleştiğinde anlamını bulacağı düşüncesinin altı çizildi.

 

Dünya sinemasında bilim kurgu ve fantazya türünün giderek arttığını vurgulayan festival yönetimi, Türkiye’de de bu türlerin gelişimine katkı sunmak ve var olan büyük potansiyelden yararlanıp, alanda söz sahibi olmak için “Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali”ni sinemaseverlerle buluşturmak istediklerini ifade etti. Vizyonu evrensel olan bir film festivali için işinin ehli bir ekiple yola koyulduklarını belirten Filiz Dağ ve Gülşah Elikbank, gençlerin dünyasına daha yakın olup, onlardan güç aldıklarını ve sınırları aşarak, yeni bakış açılarını beyazperdeye yansıtmak istediklerini söyledi.

 

Festivalin organizasyonunu üstlenen Uluslararası Bilim ve Sanat Yaratıcıları Derneği adına açıklama yapan dernek başkanı Filiz Dağ; genetik, uçak, elektronik, yazılım, astrofizik, psikoloji, edebiyat, tiyatro, sinema, dijital sanat, sanayi, girişimcilik, müzik ve finans gibi pek çok farklı alandan değer yaratanla bir araya gelindiğini söylerken, bu yaratıcıların tamamının “hayal etmek” ve “üretmek” ortak paydasında buluştuğunu vurguladı.

 

Başkan Dağ yaptığı açıklamada; derneğin ilk etkinliği olan “Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali”nin, Türkiye’de bu alanda içeriklerin hayata geçmesi için ilk kıvılcım olduğunu belirtti. Ayrıca komedi türünün ötesine geçerek, dijital sanat ve oyun tasarımındaki iddialarını sinema içeriklerine taşımak istedikleri ve öncü yetenekleriyle dizi sektöründe olduğu gibi bu alanda da dünyada fark yaratmaya hazırlandıklarını ifade etti.

 

Festivale evrensel denmesinin nedenini ülkeler ve uluslararası bazda kalmayıp evrenler arası olmasının hayalini kurmaları olarak açıklayan Dağ; eş zamanlı olarak hedefledikleri US3F Academy ile bu alanın içeriklerinde ihtiyaç duyulan becerilerin meraklılarını yetiştirecekleri bir okulu hayata geçireceklerini ve dünyaca ünlü tasarımcı, yapımcı, stüdyo ve kuruluşlarla yapacakları ortaklıkları da yakın zamanda paylaşacaklarını belirtti.

 

Geleceğin teknolojik araçlarının, uzay mekikleri, robotlar ve bilimin sınırsız imkânlarının sanatla bir araya geldiği bilim kurgu filmleri ve sihir, doğaüstü olaylar, mitoloji gibi hayal ve düş gücüne dayalı temaların işlendiği fantastik filmlerin, Türkiye’de ilk kez festival olarak seyircisiyle buluşacağı “Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali”, sinema tutkunlarıyla bir araya gelecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Menemen’de ‘Alaturka Akşamlar’ Konseri

TRT’nin ilgiyle izlenen “Alaturka Akşamlar” programı, 6 Temmuz günü saat 21.30’da Menemen Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilecek. TRT Sanatçıları İsmail Özkan ve Mine Geçili’nin konuğu ünlü sanatçı Suzan Kardeş’in olacağı program Menemen Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenecek. TRT Müzik ekranlarından canlı olarak yayınlanacak programa katılım ücretsiz olacak.

 

Konuyla ilgili konuşan Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan, “Sevilen sanatçılar İsmail Özkan ve Mine Geçili ve Suzan Kardeş, seslendireceği birbirinden güzel türküler ve şarkılarla, kıymetli hemşehrilerimize güzel bir yaz akşamı yaşatacak. Tüm hemşehrilerimizi çarşamba akşamı Cumhuriyet Meydanı’nda ücretsiz olarak düzenlenecek Alaturka Akşamlar programına davet ediyorum” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Akçalar’da günbatımında caz keyfi

Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği 7. Nilüfer Caz Festivali, dönemin başarılı genç yeteneklerinden Deniz Tekin’in,  Akçalar’da Uluabat Gölü kıyısında verdiği konserle sona erdi. Günbatımında, doğanın muhteşem güzelliği eşliğinde gerçekleşen konsere katılanlar unutulmaz anlar yaşadı.

 

Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği 7. Nilüfer Caz Festivali bu yıl da müzik tutkunlarını değerli sanatçılarla buluşturdu.  Nükhet Duru ve Ferit Odman’ın 23 Haziran’da Balat Atatürk Ormanı’nda verdiği konserle başlayan Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği 7. Nilüfer Caz Festivali, 3 Temmuz’a  kadar konserler ve etkinliklerle herkese dolu dolu günler yaşattı. Toplam 14 konserin verildiği festivalin kapanışı muhteşem bir konserle gerçekleşti.

 

Sevilen sanatçı Deniz Tekin, Akçalar’da Uluabat Gölü kıyısında günbatımında unutulmaz  bir konser verdi.  Çok sayıda müzik tutkunu, konser alanının doldurdu. Göl manzarası eşliğinde gerçekleşen konsere katılanlar muhteşem ortamda müziğin keyfini çıkardı.

 

Hem müzik dinleyen hem de manzaranın keyfini çıkaran izleyenler, caz müziğinin genç yeteneklerinden Deniz Tekin’in performansına tam not verdi. Can Ozan, Kamufle, Barış Demirel gibi birçok başarılı müzisyenle çalışarak müzik yolculuğunda emin adımlarla ilerleyen Tekin, seslendirdiği eserlerle Bursa’da da beğeni topladı.

 

Göl kıyısının muhteşem manzarası eşliğinde verdiği konserle hayranlarına keyifli anlar yaşatan Deniz Tekin’e bas gitarda Kunter Kınacı, elektro gitarda  Atılgan Nalıncıoğlu, davulda Mertcan Bilgin eşlik etti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkçe popun sevilen ismi Gökhan Türkmen 360 derece sahne deneyimiyle 23 Eylül’de Zorlu PSM sahnesinde!

Türkçe pop müziğine hem üretimleri hem de yorumlarıyla damga vuran “Mahşer” ve “Herkes Yolunda” şarkılarıyla bu yıl adından sıkça söz ettiren Gökhan Türkmen, 360 derece sahne deneyimiyle Zorlu PSM’nin büyüleyici atmosferinde sürpriz konukların da yer alacağı ‘Kontekst’ konseriyle 23 Eylül Cuma akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde dinleyicileriyle buluşacak.  

 

2022 yılının Nisan ayında “Mahşer”i yayınlayarak kısa zamanda kendi klasikleri arasına girmeyi başaran ve halen müzik listelerinin ilk sırasında yer alan, son olarak müzisyen dostu Ahmet Mert Carim ile birlikte seslendirdiği “Herkes Yolunda” adlı parçasıyla yaz listelerine üst sıralardan giriş yapan Gökhan Türkmen, 23 Eylül akşamı Zorlu PSM’de sevenleriyle buluşmak için gün sayıyor.   

 

13 yıla 7 albüm, 2 EP ve 22 single çalışması sığdıran Gökhan Türkmen’in ‘Kontekst’ adını verdiği konseri 23 Eylül Cuma günü saat 21.00’de Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde gerçekleştirilecek. Gökhan Türkmen, merakla beklenen konserinde sevenlerine 360 sahne deneyimini sunmaya hazırlanırken GTR Müzik ve GTR Management bünyesindeki sürpriz konuklarıyla ve başarılı sahne performansıyla da büyülü anlar yaşatacak.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Parklarda Caz Tiktok Sahnesi’ne Büyük İlgi

Dünyanın önde gelen eğlence platformu TikTok ve Türkiye’nin en köklü kültür sanat kurumlarından biri olan İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğini bir üst seviyeye taşıdı. Bu iş birliğinin yeni bir meyvesi olan Parklarda Caz TikTok Sahnesi’ne ilgi büyüktü.

 

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 29. İstanbul Caz Festivali geçtiğimiz hafta sonu başladı. Güncel müzik ve cazın önde gelen isimlerini İstanbul’un farklı mekânlarında ağırlayacak İstanbul Caz Festivali ücretsiz park konserleriyle de şehrin 6 farklı ilçesindeki parklarda müzikseverlerle buluşuyor. 

 

Parklarda Caz serisi konserlerinin en dikkat çekici olanlarından biriyse 1 Temmuz Cuma akşamı, Haliç Seyir Parkı'nda gerçekleştirilen TikTok Sahnesi konseri oldu. Konserde saat 21.00’de sahneye çıkan başarılı müzisyen Ceren Gündoğdu çok sevilen TikTok hitlerinin caz yorumlarını, TikTok Türkiye’nin birbirinden yaratıcı yetenekleriyle birlikte seslendirdi.

 

Konserde Gündoğdu’ya TikTok’un başarılı müzisyenleri Eren Can Gülel, Selin Gürol, Emine Fidan, Yavuz Kaklıkkaya ve Gülşah Kömür eşlik etti.

 

Konserde sahne alacak sanatçılar TikTok'ta seçildi

 

Festivalden önce Gündoğdu, TikTok’a uyarlayarak yeniden yorumladığı şarkısıyla takipçilerini düete davet etmişti. Gündoğdu’nun TikTok Türkiye hesabı üzerinden paylaştığı videoya, #gösteribaşlasın etkiletiyle katılan en yaratıcı müzisyenler, festival ekibi tarafından seçildi ve Parklarda Caz TikTok Sahnesi’ne çıkma şansı yakaladı. #gösteribaşlasın etiketi 375 milyon görüntülenmeye ulaştı.

 

Konserde sahne almaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten TikTok içerik üreticisi piyanist Eren Can Gülel, “İşimi her zaman severek yaptım ve bu sayede beni severek dinleyen kitlelere ulaştım. Bu yolda keyifle ilerlemeye devam ediyorken #gösteribaşlasın challenge’ına katılmanın ve severek takip ettiğim müzisyenler ile aynı sahneyi paylaşmanın heyecanı içerisindeyim” dedi.

 

TikTok'un bir diğer içerik üreticisi başarılı genç müzisyen Beyza Doğuç’sa TikTok-İKSV iş birliğine ilişkin “Küçük yaşlarımdan beri müzik yaptığım ve içerik ürettiğim için teması müzik olan her türlü challenge da ilgimi çekiyor. Bir de İKSV'nin TikTok ile ortak bir etkinlik yaptığını gördüğümde büyük keyifle dahil oldum” dedi.

 

Festival kapsamında gerçekleşen bu özel konser, hem dijital dünyanın yeni izleyici ve yeteneklerini festivalle buluşturdu hem de başarılı genç müzisyenleri profesyonel müzik dünyasına kazandırmak amacıyla yeni bir kapı aralamış oldu. Festival, 7 Temmuz’a kadar sürecek.

 

İKSV – TikTok iş birliği sanatın farklı alanlarında da devam edecek

 

İş birliğinin bu seneki bir başka meyvesi de 17. İstanbul Bienali’nde olgunlaşacak. Dünyanın önde gelen güncel sanat etkinlikleri gösterilen İstanbul Bienali’ni, farklı içeriklerle yepyeni bir deneyimleme heyecanı yaratmayı amaçlayan projenin detayları önümüzdeki haftalarda açıklanacak. 

 

İKSV ve TikTok iş birliği; İKSV’nin sonbaharda düzenleyeceği Filmekimi ve 26. İstanbul Tiyatro Festivali’yle Salon İKSV konserlerinde birbirinden renkli aktivitelere sahne olacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çankaya’dan Çocuklara “Sünnet Şöleni”

Çankaya Belediyesi, çocuklara yönelik sosyal yardımlara bir yenisini ekledi. Çankaya’da ikamet eden ailelerden muhtarlıklar aracılığıyla belirlenen 100 çocuk, sünnetlerinin ardından düzenlenen Sünnet Şöleni’nde eğlence dolu bir gün geçirdi.  

 

İlklerin belediyesi olarak belediye tarihinde Başkan Alper Taşdelen döneminde ilkleri hayata geçiren Çankaya Belediyesi, bir ilke imza atarak maddi durumu elverişli olmayan ailelerin çocuklarını sünnet ettirdi. Sağlık hizmetlerinde indirim sağlayan Sağlık Kart protokolü çerçevesinde anlaşmalı olduğu özel hastanelerde çocukların sünnetlerini ücretsiz yaptırdı.

 

Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in ‘Biz en çok çocukların belediyesiyiz’ anlayışı ile hareket eden Çankaya Belediyesinin Ahlatlıbel Atatürk Parkında düzenlediği Sünnet Şöleni’nde çocuklar gün boyu doyasıya eğlendi.

 

100’LER GÜLÜYOR

İlçede yer alan 123 mahallenin 39’unda muhtarlar aracılığıyla belirlenen 100 çocuk ailelerinin de katıldığı şölende, animatörler eşliğinde dans edip şarkı söyledi. Alana kurulan oyuncaklarda gün boyu oynayan çocuklar, illüzyon ve balon gösterileri ile de eğlenceli anlar geçirdi. Yemek, mısır ve pamuk şeker ikramlarının bol olduğu şölende 100 çocuğa bisiklet hediye çeki de verildi.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı