Aylık arşivler: Temmuz 2022

Sivas Katliamında hayatını yitiren sanatçılar ve aydınlar Foça’da anıldı.

Pir Sultan Abdal’ı anma etkinlikleri için 1993 yılında Sivas’a giden 33 aydın ve sanatçının katledilmesinin üzerinden 29 yıl geçti. 2 Temmuz 93’te Sivas’ta konakladıkları Madımak Otelinin ateşe verilmesi sonucu hayatını kaybedenler hüzün ve özlemle anıldı.

 

Atatürkçü Düşünce Derneği Foça Şubesi ve Alevi Kültür Dernekleri Foça Bağarası Şubesi’nin ortaklaşa düzenlenen anma programı; 2 Temmuz Cumartesi akşamı Foça Belediyesi Reha Midilli Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

 

Yılmaz Mızrak’ın tasarladığı anma programına, Şair-Yazar Hüseyin Yurttaş şiiri, sazıyla ve sesiyle Aşık Hüseyin Aras, açıklamalarıyla Fehmi Işıklar ve Murtaza Aktaş, ADD Şiir Korosu Altan Çiloğlu, Eylül Yağmur, Hüseyin Çelikten, Mukaddes Yarba ve Özgül Turunçoğlu katkı sundu. Bilgisayar, ses ve ışık yönetiminde Hakan Ararat görev yaptı.

 

Geçmişte, Milletvekilliği ve TBMM Başkanvekilliği görevlerinde bulunmuş siyasetçi ve sendikacı Fehmi Işıklar, 2 Temmuz 1993 hakkındaki düşüncelerini siyasi yönüyle değerlendirdi.

Fehmi Işıklar; ‘‘Aydınlarımız ve ozanlarımız Madımak Otelindeydi. Sıkışmaya başlayınca tehlikeyi anlayınca Aziz Nesin Erdal İnönü’yü aradı yakını olduğu için. Erdal İnönü ile birlikte uzunca bir süre mücadele ettik. Erdal İnönü bu konuda çok eleştirildi. Aslında çok düzgün bir insandı. İyi bir demokrattı ama bu konuda onun da yanlışı oldu. Bu yanlışı onun yüzüne söylediğim için rahatlıkla açıklayabilirim. Bunu SHP’nin küçük kurultayında da anlatmıştım. Kendisine söylemiştim. Vali’ye inandı, yetişme biçimi Vali’ye inanmayı gerektiriyordu. Aziz Nesin’e inanmadı. Vali, merak edilecek bir şey yok demişti, o da merak edilecek bir şey olmadığına inandı… Sonuçta otel basıldı, o kaldırım taşları kullanıldı. Otelden bir anekdot vereceğim. Oturuyorlar, ölürsek ne olacak diye soruyor biri. Bir başkası, ölmeyenler bizim için şiir yazar diyor. Neresinden bakarsanız bakın bir vahşetle karşı karşıya geldik. Ve bu davaya zamanın Adalet Bakanı Şevket Kazan avukat olarak katıldı, sanıkları savundu, atraksiyonlarla davayı uzattılar ve bu dava zaman aşımından dolayı düştü. 33 aydın ve ozan, 2 otel çalışanı, 35 can! Öylece faile meçhule gitti.’’dedi.

 

Hüseyin Yurttaş, Sivas Olayından sonra yaşadığım içlenmelerle yazdığım şiir dediği ‘Yakılmışlar Ağıtı’nı seslendirdi. ‘Bağışlasın seni Asım Bezirci, Behçet ve Metin. Bağışlama sen onları öldüreni. Çün kanı yerde şiirin. Şair gece vezniyle yaz bu şiiri, karanlıkta uğuldasın dizelerin… Şairler yakılıyorsa ülkende, daha çok şiir oku çocuk. Şairler yakılıyorsa ülkende sende, sen de şiir yaz çocuk.’

 

Murtaza Aktaş, 16. Yüzyılın Sivas Banaz’lı büyük ozanı Pir Sultan Abdal hakkındaki konuşmasını yaptı.

 

Anma programına; Foça Belediyesi Meclisi Başkan Vekili Kenan Düzgün, Belediye Meclis Üyeleri, Atatürkçü Düşünce Derneği Foça Şubesi Başkanı Şeniz Ararat, Alevi Kültür Dernekleri Foça Bağarası Şubesi Başkanı Halil Çıtak, Cumhuriyet Halk Partisi Foça İlçe Başkanı Ayla Yılmaz, İYİ Parti Foça İlçe Başkanı Bilgin Şahin ve vatandaşlar katıldı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Madımak Katliamı’nda Yitirilenler, Mudanya’da Anıldı

Mudanya Belediyesi, 2 Temmuz Sivas Katliamı’nın 29. yılında, Madımak Oteli’nde yitirilen 33 sanatçı ve aydını şiir dinletisi ile andı.

 

Tiyatro sanatçısı Orhan Aydın ile müzisyen Haluk Çetin, Madımak’ta yakılan sanatçılara yazılmış ve onların yazdıkları eserleri seslendirdi. Mudanya, katliamın 29. yılında "Unutmadık, unutturmayacağız" demek için Mütareke Meydanı’nda buluştu. Anma etkinliğine Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, CHP İl Başkanı İsmet Karaca,  Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve Mudanyalılar katıldı. Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, “Bir 2 Temmuz günüydü ve o gün türküler yandı, şiirler yandı.

 

Kendileri gibi düşünmediği, farklı inanç ve fikirlere sahip olduğu için canice yakılarak katledilen yurttaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız. Sivas Katliamı’nda hayatını kaybeden aydınlarımız ve vatandaşlarımızı saygı ile anıyorum. 33 aydınımızın ölümünden sorumlu olanların ortaya çıkarılmasını, insanlığa karşı işlenen bu suçun sorumlularının er ya da geç yargılanmasını ısrarla talep edecek ve yitirdiğimiz canların anısını yaşatmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Babacan, Gebze Mitinginde Söz Verdi ‘Türkiye’yi bölgemizin en güçlü ekonomisi yapacağız’

DEVA Partisi’nin ikinci mitinginin durağı Kocaeli Gebze’ydi. On binlerin katıldığı mitingde konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye’yi bölgenin en güçlü ekonomisi yapacaklarının sözünü verdi. Mitingde gençlere ve emeklilere seslenen Babacan, asgari ücret zammını da gram altının fiyatıyla kıyasladı. 29. yıl dönümü vesilesiyle Madımak Katliamı’nda hayatını kaybedenleri da anan Babacan’ın miting konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

 

‘Yarınları eşit vatandaşlık temelinde kuracağız’

“Madımak katliamının, tarihimizdeki en acı olaylardan birinin yıldönümü. Bu katliamda aramızdan koparılan 35 canımızı saygıyla ve rahmetle anıyorum. Devirleri daim olsun. Madımak’ın yarası hala sarılmayı bekliyor, farkındayız. Biz hakikatin izinden ayrılmayacağız. Daima adaletin peşinde koşacağız. Biz yarınları, saygı ve eşit vatandaşlık temelinde kuracağız.”

 

‘DEVA sözü veriyorum’

“DEVA iktidarında; araba almak, tatile gitmek, ev almak hayal olmayacak.  Bunlar gerçek olacak. Türkiye’nin yıldızını parlatacağız. Biz öyle kolay kolay söz verenlerden değiliz. Söz verince de tutarız. DEVA sözü veriyorum: Ülkemizi bölgemizin en güçlü ekonomisi yapacağız.”

 

‘Yepyeni başarılara koşacağız’

“34 yıllık yüksek enflasyonu, iki yılda tek haneye indirdik. 2008-2009’daki küresel kriz gelip Türkiye’yi vurduğunda, ekibimizle beraber ekonominin başına geçip o krizi de çözdük. Hani bilmeyen varsa bilsin. Duymayan varsa duysun. Bizim arkamızda kapı gibi başarılar var. Yine yapacağız. Yepyeni başarılara koşacağız. Daha iyisini, çok daha iyisini yapacağız.”

 

‘Buna kara kambiyo rejimi denilir’

“Ceberut uygulama başlattılar. Bir şirketin banka hesabında döviz varsa, kredi musluklarını kapatıyorlar. Şirkete dövizini sattırmaya çalışıyorlar. Bunlar artık resmen sermaye kontrolü yapmaya başladılar. Bu uyguladıklarına rahmetli Özal’ın kaldırdığı, bitirdiği ‘Kara kambiyo rejimi’ denilir. Bunlar ülkeyi Özal’dan da önceki dönemlere götürdüler. Ekonomiyi cilalı taş devrine geri götürdüler.”

 

‘İhracatçı hammaddeyi nasıl alacak?’

“İhracat yapana ne demeye başladılar? Ne kadar ihracat yaparsan gelen dövizin yüzde 40’ına el koyup bozduruyorlar. Kredi kullanıyorsan, yüzde 30‫’unu da bankalara sat diyor. İhracatçı ne yapacak? Her gün pula çevirdiğiniz millî paramızla yurt dışından hammaddeyi nasıl alacak? Makinalarının döviz borcunu nasıl ödeyecek? Nasıl ihracat yapacak? Nasıl üretecek? Bunları soran var yok.”

 

‘Yatırımlar oluk oluk akacak’

“DEVA Partisi yatırımları Türkiye’ye çeken bir mıknatıs işlevi görecek. Özgürlük ve güven iklimini sağladığımızda; yatırımlar Türkiye’ye oluk oluk akacak. Ülkeye refahı, zenginliği yaşatan ekibin başında oldum. Hiç şüpheniz olmasın. Gençler iş bulacak. Ücretler insan onuruna yakışan seviyeye çıkacak.”

 

‘Asgari ücretlinin cebinden her ay 4,5 gram altın çalınmış’

“Düğün sezonu açıldı.  Eskiden güle oynaya yapılan planlar, düğünler eğlenceler haram oldu. Bir adet gram altın olmuş 1.000 lira. Asgari ücret 5.500 lira. Asgari ücretle alabileceğin 5,5 adet gram altın. 2013’le karşılaştıralım. Ağustos 2013’te 1 adet gram altın 80 lira. Asgari ücret, 800 lira. Yani 1 aylık asgari ücrete 10 tane gram altın alabiliyordunuz. 10 adet gram altın inmiş 5,5 gram altına. Her asgari ücretlinin cebinden her ay 4,5 tane gram altın çalınmış.”

 

‘Çözüm, enflasyonu düşürmek’

“Aylık 6 bin liranın üzerinde olan açlık sınırına karşı emekliye 3500 lirayla geçin, diyorsun. Asgari ücretliye de ‘Bak sevin, 5.500 lira maaş veriyorum’ diyorsun. Asıl sorun enflasyonda. Bunun çözümü enflasyonu düşürmek. Hükûmet enflasyonu patlattı, arkasından yaptığı maaş zamlarıyla da millete güzellik yapıyorum diye hikâye anlatıyor.”

 

‘Emekliye hiç olmazsa bir kurban parası verin’

“Tam dört yıldır emekli bayram ikramiyesi neredeyse hiç değişmedi. 1000 liraydı, 1.100 yaptılar. Önümüz kurban, emeklinin bayram ikramiyesini doğru düzgün bir rakama çıkarın. Gerçek enflasyon kadar arttırın. Hiç olmazsa bir kurban parası verin emekliye.”

 

‘Yurtların kapasitesini ve sayısını artıracağız’

“Yurtlar yetersiz. Kiralar uçuk. Yurtların kapasitesini ve sayısını artıracağız.  Üniversite planlarken, öğrencilerin de yurtlarını planlayacaksın. İhtiyacı olan her öğrenciye, temiz ve güvenli yurt imkânı sunacağız.”

 

‘Teknoloji ürünlerindeki vergiyi düşüreceğiz’

“Gençleri, son model teknolojilerle donatacağız. Telefon, tablet, bilgisayar, oyun konsolu gibi tüm teknoloji ürünlerindeki vergiyi düşüreceğiz. Döviz kurlarında da istikrarı sağlayacağız. Gençler için interneti ücretsiz yapacağız. Gençlere hesap ödetilmez. Biz böyle gördük. İnterneti hızlandıracağız. Tüm Türkiye’ye, 1 milyon kilometre fiber optik ağları döşeyeceğiz.”

 

‘İşsizliği ‘kader’ olarak gören zihniyeti silip atacağız’

“Mesleki eğitimi öyle doğru ve iyi kurgulayacağız ki, meslek lisesi mezunları mezun olur olmaz rahatça iş bulacaklar. İş dünyasının ara eleman sorunu olduğunu iyi biliyorum. Bu meseleyi çözecek adımları derhal atacağız. Bu işsizliği, ‘ülkenin kaderi’ olarak gören zihniyeti silip atacağız.”

 

‘Geçenlerde jelibon rezervi bile bulmuşlar…’

“Erdoğan sürekli olarak ileri tarihler vererek sıkıntıların biteceğini, Türkiye’nin şahlanacağını söyleyip duruyor. Sürekli umut tacirliği yapıyor. ‘Bekleyin, sabredin, bakın nasıl düzelecek her şey’ diyor. Her ay bir yerlerde ya doğal gaz buluyorlar ya petrol…  Hatta geçenlerde büyük bir jelibon rezervi bile bulmuşlar. Kendi saçmalıklarına inanır hale geldiler.”

 

‘Hayırsız, mirasyedi evlat misali her şeyi mahvettiler’

“Merkez Bankası’nın rezervlerini 28 milyar dolar olarak teslim aldık, 136 milyar dolara çıkardık. Merkez Bankası’nda yıllarca yedek akçeleri biriktirdik.  Bu millet yokluk görmesin, yoksulluk görmesin diye kasayı dolu teslim ettik. IMF’ye borçları sıfırladık. Bunlar ne yaptı? 2018’de, başkanlık sistemiyle beraber geldiler, her şeyi mahvettiler. Tam hayırsız, mirasyedi evlat misali… Merkez Bankası’nın arka kapısından tam 130 milyar doları sattıkları yetmedi, son 6 ayda swaplarla borçlandıkları bir 60 milyar dolar daha gizli saklı sattılar.”

 

‘Ekmek geçen sene 2 liraydı, şimdi 4 lira’

“Geçen sene 35 liraya aldığın çay olmuş 60 lira. Geçen sene 7 liraya aldığın süt olmuş 20 lira. Bir kilo kıyma olmuş 100 lira. Kocaeli’de geçen sene ekmek 2 liraya satılıyordu. Şimdi 4 lira. Bazı yerlerde 5 lira. Suç fırıncıda değil. 50 kiloluk bir çuval un geçen sene 200 liraydı. Bu sene tam 525 lira. Geçen sene odunun tonu 450 liraydı, oldu 1.850 lira. Fırıncı ne yapsın? Esnafın da işi zor.”

 

‘3Y ile geldiler, 3Y ile gidecekler’

“3Y ile mücadele edeceğiz, dediler. ‘Yoksullukla, yasaklarla, yolsuzlukla mücadele edeceğiz’ diye geldiler. Yoksulluğu da yasakları da yolsuzluğu da azdırdılar. 3Y ile geldiler ama 3Y ile gidecekler.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir Körfez Festivali’nin ikinci gününde renkli görüntüler

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “spor kenti İzmir” vizyonu doğrultusunda beşincisi düzenlenen İzmir Körfez Festivali’nin ikinci günü  renkli görüntülere sahne oldu. İzmir Marina’da optimist ile eş tekne antrenman yarışları yapılırken, Konak Pier’deki kano yarışları nefes kesti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen İzmir Körfez Festivali, ikinci gününde yine deniz tutkunlarını bir araya getirdi. Teknelerini suya indiren sporcular kıyasıya mücadele etti. İzmir Marina optimist, eş tekne antrenman yarışları ve miniklerin yüzme havuzu etkinliklerine ev sahipliği yaparken, Konak Pier’de kano yarışları ile IOM sınıfı radyo kontrollü tekne etkinliği düzenlendi. Kano yarışları nefesleri kesti, görme engelli sporcuların mücadelesi ise büyük alkış aldı.

Göztepe İskelesi önündeki Kadifekale Yüzer Tesis üzerinde de “Derinliklere Yolculuk” filmi gösterildi. Üçkuyular İskelesi’nden ise tarihi Bergama Vapuru ile mehtap turu düzenlendi.

Yarın sona eriyor
Organizasyonun son günü olan yarın tüm etkinlikler İzmir Marina’da yapılacak. Optimist ile eş tekne antreman yarışları olacak. Güney Gediz Deltası’nda ise Flamingo Yolu otobüs turu düzenlenecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Soyer: “Kemeraltı İzmir’in kalbi ve can damarıdır”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği'nin yeni binasının açılışını yaptı. Göreve geldiklerinden bu yana Kemeraltı ve çevresinin 24 saat yaşaması, esnafın nefes alması ve sokakların sağlıklaştırılması için önemli yatırımlar yaptıklarını söyleyen Başkan Soyer, “Bizim için Kemeraltı İzmir'in kalbi ve can damarıdır. Kemeraltı'nı her şeyiyle 24 saat yaşayan, cıvıl cıvıl bir mekan haline getirecek çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz” dedi. Başkan Soyer ayrıca tarihi Kemeraltı Çarşısı'nın UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne girmesi için çalışmaları tamamladıklarını söyledi.

İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği'nin yeni binasının açılışını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı. İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin'in ev sahipliğinde yapılan açılış törenine Başkan Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer ile birlikte İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, CHP İzmir Milletvekilleri Bedri Serter ve Tacettin Bayır, eski AK Parti İzmir Milletvekili Necip Kalkan, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Vekili Barış Karcı, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının başkanları ile temsilcileri, muhtarlar ve Kemeraltı esnafı katıldı.

Soyer: “Kemeraltı İzmir'in kalbidir”
Göreve geldiklerinden bu yana Kemeraltı ve çevresinin 24 saat yaşaması, esnafın nefes alması ve sokakların sağlıklaştırılması için önemli yatırımlar yaptıklarını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Kemeraltı dünyanın en eski, en büyük açık hava alışveriş merkezi. Tek başına bir dünya markası yaratmaya yeter. Bunun üzerinden gitmek zorundayız. Konak Pier'den Kadifekale, Agora tiyatroya kadar uzanan aks İzmir'in kaldıracı olacak ve ileriye taşıyacak akstır. Bizim için Kemeraltı İzmir'in kalbidir ve can damarıdır. İzmir büyüyecekse kaderi Kemeraltı'na bağlı. Kemeraltı'nı büyütürsek, güçlendirirsek emin olun İzmir güçlenecek” dedi.

“Sizinle karar vereceğiz”
Tarihi çarşıdaki altyapı çalışmalarından da söz eden Başkan Soyer, “Kuşaklama projesini hemen hemen bitirdik. Şimdi sıra Anafartalar, Mimar Kemalettin'de. Hem aydınlatma hem de emniyet açısından yapılacak çalışmalarımıza başlıyoruz. Kemeraltı'nı 24 saat yaşayan cıvıl cıvıl bir mekan haline getirmek için de çalışmalarımıza hız kesmeden sürdürüyoruz. Size sormadan hiçbir şey yapmayacağız. Sizinle karar vereceğiz. Eğer esnafın onayı yoksa, o iş yanlıştır. El birliğiyle karar verdiğimiz işe sahip çıkmak sizin işiniz. Bu uyum içinde çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nın UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne girmesiyle ilgili çalışmalara da değinen Başkan Soyer, “Tarihi Kemeraltı'nın UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne girmesi için tüm çalışmalarımızın sonuna geldik. Bu yılın Ağustos ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı'na sunacağız. Ardından UNESCO'ya gönderilmesini talep ediyoruz” dedi.

Köşger: “Son derece güzel bir uyum var”
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ise “Kemeraltı, Türkiye'nin, belki de dünyanın en kadim alışveriş merkezlerinden birisi. Hem açık hem kapalı çarşılarıyla çok büyük tarihi öneme sahip. İzmir'de son derece güzel bir uyum var” ifadelerini kullandı.

Girgin: “Tunç Başkanımıza teşekkür ediyorum”
İzmir Tarihi Kemeraltı Derneği Başkanı Semih Girgin de UNESCO sürecini çok iyi değerlendirmek istediklerini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Yeni bir vizyonla Kemeraltı'nı ileri taşımak için çalışıyoruz. Herkesi burada görmek beni çok gururlandırdı. Tunç Başkanıma teşekkür ediyorum. Kendisine hem bina hem de Kemeraltı'nda esnafla birlikte çalıştığı için teşekkür ediyorum. Bize inandı, çok büyük sorumluluk verdi” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Başkan Soyer: Farklılıklar bu şehir için zenginlik

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Cumhuriyet Halk Partisi Örgüt ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ile Konyalılar Federasyonu'nu ziyaret etti. Başkan Soyer, “Farklılıkların bu şehir için zenginlik olduğuna inanıyorum. Varlığınızı devam ettirmeniz için üzerime düşen ne varsa yapacağımı bilin” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Örgüt ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ile Konyalılar Federasyonu Genel Başkanı Yusuf Devebacak, bağlı derneklerin başkanları ile yöneticilerini ziyaret etti. Ziyarete CHP İzmir Milletvekilleri Bedri Serter, Tacettin Bayır ve Ednan Arslan, CHP Parti Meclisi (PM) üyeleri Hakkı Süha Okay ve Devrim Barış Çelik, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, sivil toplum kuruluşlarının başkanları ile temsilcileri ve federasyon yönetimi katıldı.

Soyer: “Siyasetin kucaklayıcı olması gerekiyor”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye'de siyasetin çok sığlaştığını belirterek “Siyasetin çok daha kucaklayıcı olması gerekiyor. Herkesi içine alacak, farklılıkları da içine sindirecek bir perspektif ortaya koyması gerekiyor. Bu da Mevlana kültüründe var. Konyalılar İzmir'e Mevlana'yı anlatsınlar yeter. Bundan daha güzel bir siyaset olabilir mi? Oradan öğreneceğimiz şeylerle geleceğimizi tasarlayacağız, geleceğe yürüyeceğiz. Farklılıkların bu şehir için zenginlik olduğuna inanıyorum. Varlığınızı devam ettirmeniz için üzerime düşen ne varsa yapacağımı bilin” dedi.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kabotaj Bayramı Gemlik’te kutlandı

Gemlik’te 1 Temmuz Kabotaj ve Denizcilik Bayramı, çeşitli etkinliklerle kutlandı. Resmi törenler, Atatürk anıtına çelenk sunumuyla başladı. Törene Gemlik Kaymakamı Hasan Göç, Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, Gemlik Cumhuriyet Başsavcısı Hilal Bozdağ, Gemlik Liman Başkanı Mustafa Asım Sulu, gaziler, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda Gemlikli katıldı.

 

Çelen töreninin ardından protokol üyeleri römorkör ile denize açıldı. Burada deniz şehitleri ve tüm şehitler için denize çelenk atıldı.

 

Marmara Denizi’nde yıllarca yolcu taşımış ve ünü tüm Türkiye’ye yayılan İzzet Kaptan da unutulmadı. Gemlik Belediye Başkan yardımcısı Av. Mert Dimili, İzzet Kaptan’ı evinde ziyaret ederek sağlıklı ömürler diledi.

 

Kutlamalar, Gemlik İskele Meydanı’ndaki yarışmalarla devam etti. Geçmiş yıllarda olduğu gibi ahşap kürek, kano, 100 metre yüzme, 200 metre yüzme yarışları Gemlikliler tarafından ilgiyle izlendi. İskeleye kurulan yağlı direkte ise yarışmacılar, direğin ucundaki Türk Bayrağını almak için kıyasıya yarıştılar. Ayrıca jet ski ve flyboard gösterileri de izleyenlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan da jet skiye binerek sporculara eşlik etti. Yarışların sonunda derece yapan katılımcılara hediyeler verildi. Yarışmaların ardından Zeytindalı Meydanı’nda Bursa’nın Su Altı Dünyası belgesel gösterimi, fotoğraf sergisi ve söyleşisi düzenlendi.

 

Bayram coşkusu akşam gerçekleşen Oğuzhan Koç konseri ile zirve yaptı. Gemlik Belediyesi’nin diğer programlarında da olduğu gibi, on binlerce genç konser alanını doldurdu. Gençler, Oğuzhan Koç’un şarkılarına hep bir ağızdan eşlik ettiler. Oğuzhan Koç’a çiçek ve hediyesini ise Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan takdim etti. Gençlerin alkış ve tezahüratlarıyla sahneye gelen Başkan Sertaslan, Oğuzhan Koç’un da Gemlikli olduğunu söyledi.

 

Sahneye gelen Başkan Sertaslan “Gençler, siz mutluysanız biz de mutluyuz. Oğuzhan’a Yol Arkadaşım 3 filmini sordum. Çok yakında çekime başlayacaklarını söyledi. Bu memleketin çocuğusun, kardeşim gel filmi burada çekelim dedim” deyince sanatçı da “bu memlekette büyüdük, seve seve” dedi. Alanı dolduran gençler, haberi sevinçle karşıladılar. Başkan Sertaslan Oğuzhan Koç’a zeytin fidanı da hediye etti. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Nestlé Health Science, Türkiye’nin İlk Enteral Beslenme Ürünleri Fabrikasını Açtı

Nestlé, Türkiye’deki Fabrika Sayısını 5’e Çıkardı

Dünyanın lider gıda şirketi İsviçre merkezli Nestlé, Cumhuriyet tarihinin ilk küresel yatırımcılarından biri olarak Türkiye’de bir ilki daha gerçekleştirdi. Nestlé Health Science çatısı altında, Bursa Karacabey’de Türkiye’nin ilk enteral beslenme ürünleri fabrikasını T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank, T.C. Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Sayın Vahit Kirişci ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Sayın Burak Dağlıoğlu’nun katılımlarıyla hizmete açtı. 2 Temmuz Cumartesi günü Bursa Karacabey’de açılışı gerçekleştirilen ve Nestle’nin Türkiye’deki beşinci fabrikası olan Nestlé Health Science üretim tesisi, sağlık endüstrisinde yerlileşme stratejisi kapsamında 433 milyon TL yatırımla hayata geçirildi.

 

Cumhuriyet tarihinin ilk küresel sanayi yatırımcılarından biri olan Nestlé, Türkiye’deki beşinci fabrikasını Bursa Karacabey’de hizmete açtı. İsviçre merkezli Nestlé’nin iş birimlerinden biri olan Nestlé Health Science çatısı altında üretime başlayan fabrika aynı zamanda Türkiye’nin ilk enteral beslenme fabrikası olma özelliğini taşıyor. 

                                    

Sağlık endüstrisinde yerlileşme stratejisinin çok önemli bir adımı olan, Bursa Karacabey’deki üretim tesisinin 2 Temmuz Cumartesi günü düzenlenen açılış töreni, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, T.C. Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Sayın Vahit Kirişci, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Sayın Burak Dağlıoğlu ve çok sayıda Bakanlık temsilcisinin katılımıyla gerçekleşti. Nestlé Türkiye CEO’su Leszek Wacirz ve Nestlé Health Science Türkiye Genel Müdürü Hanzade Yaz’ın ev sahipliği yaptığı ve global Nestlé Health Science Yönetim Ekibinin de hazır bulunduğu etkinliğe ayrıca birçok seçkin davetli katıldı.

 

Nestlé’nin beslenme alanındaki 150 yılı aşkın sürelik birikimini bilimsel deneyimiyle birleştirerek sağlıkta beslenme alanında hizmet veren Nestlé Health Science, Türkiye’de yerli ve milli üretim yapmak üzere açılan ilk enteral beslenme fabrikasıyla önemli bir yatırıma daha imza atmış oldu. 

 

"Nestlé’nin global birikimini ve bilimsel araştırma gücünü Türkiye’ye taşıyacağız"

Açılış konuşmasını yapan Nestlé Türkiye CEO’su Leszek Wacirz, Nestlé’nin, dünyanın 186 farklı ülkesinde 150 yılı aşkın süredir, Türkiye’de ise 116 yıldır faaliyet gösterdiğini belirterek, “Ortak Değer Yaratma” anlayışıyla bireyler ve ailelere, topluluklara ve gezegene fayda sağlayacak çalışmalara öncelik verdiklerini söyledi. Son yıllarda Ar-Ge gücünü Türkiye’de yerli üretim yapmaya yönlendirdiklerini ve uzun dönemli iş stratejilerinde yerlileşmeye odaklandıklarını belirten Wacirz, “Nestlé’nin global birikimini ve bilimsel araştırma gücünü Türkiye’ye taşıyacak adımlarla, yerel hammadde kullanarak üretim yapabileceğimiz yatırımlara öncelik veriyoruz. Bu kapsamda, Nestlé’nin küresel çapta en dinamik iş birimlerinden Nestlé Health Science’ın Türkiye’ye kazandırdığı ilk enteral beslenme fabrikasını açmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.

“Nestlé Health Science Türkiye’nin enteral beslenme ürünleri üretiminin yüzde 63’ünü Türkiye’de yapacağız”

 

Törende konuşma yapan Nestlé Health Science Türkiye Genel Müdürü Hanzade Yaz, Nestlé Health Science’ın, 10. Kalkınma Planı çerçevesinde T.C. Sağlık Bakanlığı’nın, “Sağlık Endüstrilerinde Yerlileşme Eylem Planı” kapsamında ürünlerinin yerlileştirilmesi çalışmalarını 2 yıl önce başlattığını açıkladı. Yerlileşmenin ilk adımı olarak Balıkesir’de sözleşmeli üreticide üretilen enteral beslenme ürünlerini Mart 2021 tarihinde piyasaya sunarak Türkiye’de bu alanda yerlileşen ilk şirket olduklarını belirten Yaz, “Nestlé’nin Bursa Karacabey üretim yerleşkesinde bulunan fabrikamız, Türkiye’de yerli üretim yapmak için enteral beslenme alanına özel inşa edilmiş ilk fabrika olması açısından büyük önem taşıyor. Halihazırda faaliyete geçen ve ilk ürünlerini hasta ve sağlık profesyonelleri ile buluşturan, yıllık 9 bin ton üretim kapasitesine sahip Nestlé Health Science fabrikası, gelecek yıl gerçekleştirilecek kapasite artışı ile iki kat üretim hacmine ulaşacak. 2020 yılında T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın sağladığı teşvik ile hayata geçirdiğimiz fabrikamıza yaptığımız yatırım tutarı 433 milyon TL’ye ulaştı. Mayıs 2022’de ilk onaylı ürünlerimizi doktor ve hastaların hizmetine sunduğumuz fabrikamızda, önümüzdeki sene toplam 8 farklı ürün grubuna ait 29 enteral beslenme ürünü üretilecek. Böylelikle Nestlé Health Science Türkiye’nin enteral beslenme ürünleri üretiminin yüzde 63’ü Türkiye’de yapılacak. Fabrikamız, üstün teknolojisi ve güçlü alt yapısıyla, Nestlé Health Science’ın ürün geliştirme üssü olmaya aday konumda” dedi.

 

Karacabey’deki fabrikamız sıfır atık çerçevesine uygun şekilde tasarlandı

Nestlé’nin “2050’de Net Sıfır” taahhüdü doğrultusunda, Sürdürülebilirlik hedeflerine uygun şekilde tasarlanan Nestlé Health Science Karacabey fabrikası tüm süreçlerinde sıfır atık ve karbon emisyonu azaltımı hedefleriyle çalışacak. Solar enerji panelleri kurulan Nestlé Health Science Karacabey fabrikasındaki enerji kullanımının büyük bir kısmı güneş enerjisinden elde edilecek. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Aydın Tekstil Yaşam Alanı’nda AQUAPARK Hizmete Açıldı

Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından Aydın’a kazandırılan Aydın Tekstil Yaşam Alanı çocukları da mutlu ediyor. Yaşam alanında çocukların yaz aylarında serinleyip doyasıya eğlenebilmeleri için aquapark da açıldı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu günün stresini atmak isteyen aileleri Aydın Tekstil Yaşam Alanı’na davet etti.

İçerisinde birçok aktivite olanağı bulunan Aydın Tekstil Alanı’nda çocuklar da unutulmadı. Yaşam alanı içerisindeki doyasıya eğlenebilecekleri oyun alanlarının yanı sıra aquapark da hizmete girdi. 

Tüm Aydınlılar Aydın Tekstil’e davetli

Başkan Çerçioğlu haftanın stresini atmaları için tüm Aydınlıları Aydın Tekstil Yaşam Alanı’na davet etti. Alanda her akşam konser düzenlendiğini hatırlatan Başkan Çerçioğlu, 4 Temmuz Pazartesi akşamı sinema gecesi düzenleneceğinin de müjdesini verdi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Uykusuzluk, Covidin Uzun Vadeli Sonuçlarından Biri

Fazla ışık beyni yanıltıyor!

 

Üsküdar Üniversitesi ve "Beyin Haritalama ve Tedavileri Derneği (Society for Brain Mapping and Therapeutics – SBMT) tarafından düzenlenen Balkanlar ve Ortadoğu Beyin Girişimi Zirvesi, sinirbilim alanında çalışan uzmanları bir araya getirdi. Uyku alanında çalışmalar yürüten Harvard Mezunları Ruh Sağlığı Elçisi Dr. Mohammad Nami, ekrana bakma süresinde 63’lük bir artış olduğunu söyledi. Mavi ışığın, beyni uykuya ihtiyacı olmadığı şeklinde yanılttığını, verimsiz uykunun ise bağışıklık sistemini zayıflattığını vurgulayan Dr. Nami, “Covid geçirmiş hastalarla çalışıyorum. Covidin uzun vadeli sonuçlarından birinin uykusuzluk yani insomnia olduğunu görüyoruz.” dedi.

 

Uyku alanında çalışmalar yürüten Dr. Mohammad Nami, özellikle pandemi sürecinde artan teknoloji kullanımının uyku üzerindeki etkilerinden bahsetti.

 

Pandemi hayatımızı değiştirdi

Dr. Mohammad Nami, pandeminin günlük yaşantımızdan uyku düzenine kadar pek çok konuda önemli değişikliklere ve etkilere yol açtığını belirterek “Pandemi süreci herşeyi etkiledi. İnsanlar normal hayatlarını sürdüremedikleri ve dışarıya çıkamadığı için normalden daha farklı bir hayat düzenine geçmek durumunda kaldılar. Bu da onların daha yalnız hissetmelerine neden oldu. Arkadaşlarıyla ve sevdikleriyle bir araya gelme imkanlarından mahrum kaldılar. Eskiden arkadaşları, aileleri, tanıdıkları ve sevdikleri insanlarla buluşuyorlardı ama pandemi bunların hepsini değiştirdi.” dedi.

 

Ekrana bakma süresi 63 arttı

İnsanların bu dönemde sosyal medyayı kullanmaya başladıklarını kaydeden Dr. Mohammad Nami, “Güncel çalışmalara bakacak olursak gençler ve genç erişkinlerin ekrana bakma sürelerinde 63’lük bir artış olduğunu görürüz. İnsanlar akşamları yapacak bir şeyleri olmadığında internete girip sörf yapıyorlar. Sosyal medya platformlarına giriyorlar ve internetin içinde kayboluyorlar. Gelen mesajlara, postlara bakıyorlar ve kendilerini bu platformlara çok kaptırıyorlar. Bu sebeple de retinalarına ekrandan çok fazla ışık geliyor.” dedi. 

 

Fazla ışığa maruz kalmak beyni yanıltıyor

Gözün arkasında bulunan retinada birçok nöron ve sensörün bulunduğunu kaydeden Dr. Mohammad Nami, mavi ışığa maruz kalmanın beyinde yanıltıcı bir etki oluşturduğuna dikkat çekti:

 

“Bu nöronlardan birçoğu beynimizdeki aydınlık ve karanlık algısını kodlamakla görevlidir. Beyin bu ışığa maruz kaldığında uyku vaktinin gelmediği yanılgısına uğrar. Bu mavi ışık, beynin arkasına yani beyin epifizine ulaştığında beyin epifizi de melatonin hormonu salgılamayı bırakır. Melatonin seviyesi düşer ve hipotalamus ve melatonin alıcıları yeterli miktarda melatonin alamaz. Bu yüzden beyin vücudun uykuya ihtiyacı olduğu sinyalini gönderemez. O nedenle bütün gece boyunca uyanık kalırız. Pandemide de aynı bu şekilde oldu. İnsanların ekrana baktıkları süre ve uykuya geçme süreleri daha önce de belirttiğim gibi 40 ila 60 arasında artış gösterdi.”

 

Kaliteli olmayan uyku bağışıklık sistemini olumsuz etkiledi

Bu durumun da insanların verimli ve kaliteli uykudan mahrum kalmalarına sebep olduğunu ifade eden Dr. Mohammad Nami, “Bu durum da sağlığımızı, kalbimizi, akciğerlerimizi, sinir sistemimizi ve dolaşım sistemimizi olumsuz yönde etkiledi. Hatta bağışıklık sistemimiz bile oldukça olumsuz etkilendi. Yeterli uykuyu alamayan insanların virüse karşı daha dayanıksız olduklarını gördük. Bu nedenle insanlar aşılı olmalarına rağmen kovid olabiliyordu. Bu veriler de güncel araştırmalar tarafından destekleniyor. Nörobilimin kovidin uzun vadeli sonuçlarını belirlemesi için yapması gereken çok şey var.” dedi. 

 

Covidin uzun vadeli sonuçlarından biri uykusuzluk

Uyku düzensizliklerini inceleyen bir hekim olarak covid geçirmiş hastalarla çalıştığını kaydeden Dr. Mohammad Nami, “Covidin uzun vadeli sonuçlarından birinin uykusuzluk yani insomnia olduğunu görüyoruz.” dedi.

 

Uykusuzluğun 14 çeşidi var

Uykusuzluk yani insomnianın 14 farklı çeşidi olduğunu belirten Dr. Mohammad Nami, bunlardan 4-5 tanesinin direkt olarak covide bağlı olarak şekillendiğini kaydetti. Dr. Mohammad Nami, şöyle devam etti: “Uyku düzensizliğinin 80 farklı türü vardır. Uyku düzensizlikleri içine giren insomnianın ise 14 farklı türü bulunuyor. Bazı insanlar uykuya dalmakta güçlük çeker bazılarıysa uyku süresini kesintisiz geçirme konusunda sorun yaşarlar. Bazıları sabahları erkenden kalkmaktan muzdariptir. Bazı kişilerde uyku sırasında nefes alma problemleri geliştirdiğini görürüz, bazılarının uyku sırasında bacakları titrer. Bazılarının ise diş gıcırdatma problemleri olabilir. Bazılarının kalp ritimlerinde düzensizlik gözlemlenebilir. Bazıları da ikincil insomnia denilen rahatsızlığa sahip olabilir.” 

 

Uyku ilaçları bilinçsiz kullanılmamalı

Covid döneminde madde kullanımı riskinin de zirveye ulaştığını kaydeden Dr. Mohammad Nami, “Bazı insanlarda madde kullanımından ötürü insomnia gelişti. İnsomnianın tedavi yollarından biri ilaç yoluyla tedavidir. İlaç yoluyla tedavi kesinlikle yanlış olarak algılanmamalı. İnsomnia tedavisi, kesinlikle uykuya yardımcı ilaçların reçetelenmesiyle bir tutulmamalıdır. Bazı insanlar maalesef doktorlarına danışmadan uyku ilacı alıyor fakat bu ilaçların pek çoğu zararlı. Çünkü bu ilaçların pek çoğu bağımlılığı ve toleransı artırıyor. Bu insanlar maalesef bu ilaçlara karşı bağımlı hale gelebiliyor. Bir süre sonra da sadece uykuya dalmada değil, günlük aktivitelerinde bile zorlanabiliyorlar. Günlük işlerini yapabilmek için bu ilaçlara mahkûm hale geliyorlar. O yüzden ben diyorum ki insomnia tedavisi sadece ilaç tedavisi olarak görülmemelidir.” dedi. 

 

İnsomnia tedavisinde ilaç dışında tedaviye destek olacak yöntemlere de değinen Dr. Nami, “Meditasyon, yoga, mindfullness, bilişsel aktiviteleri sayabiliriz. Bazı ses ve müzik bazlı terapiler ve rahatlama tekniklerini de sayılabilir. Bunlar da uyku bozukluklarını gidermede yararlanılabilecek yöntemlerdendir. Bitki çayları içmek ve duş almak, uyku hijyeni kurallarına uymak sakinliğimizi korumada ve derin bir uyku çekmemize yardımcı olur.” dedi.

 

Uyku sorunlarında temel problem çözülmelidir

Kişinin anksiyete, depresyon ya da tıbbi tedavi gerektiren ağrı gibi bir durumu varsa insomniadan muzdarip olabileceğini kaydeden Dr. Mohammad Nami, “Bazı insanlar baş ağrısı ya da diş ağrısı çekip uyumadıklarında uyku ilacı alıyor. Ama bu işe yaramayacaktır. Bu yüzden uyku sorunlarının tedavisinde kesinlikle ilk önce sorunun temeline, ana sebebine ve bunu uygun tedavi yöntemine odaklanmalıyız. Tedavi yöntemi de insandan insana ve vakadan vakaya değişiklik göstermektedir.” dedi.

 

Sağlıklı uyku için uyku hijyenine uyulmalı

İnsanların sağlıklı uyku için uyku hijyenine önem vermediğini ve uyku hijyen kurallarına uymadığını vurgulayan Dr. Mohammad Nami, “Uyku hijyeni yatmadan önce yapılması ve yapılmaması gerekenlerin listesini içerir. Sigara içiyorsanız, alkol kullanıyorsanız ya da gecenin 11’inde yemek yiyorsanız ya da telefon, tablet ve bilgisayarlarınıza bakıyorsanız sağlıklı uyku düzeni kurallarına uymuyorsunuz demektir. Bu davranışlar uyku hijyeni kurallarına aykırıdır. Odanın tüm aydınlatmalarını açıyorsak beynimiz uykuya ihtiyacımız olmadığına dair bir yanılsamaya uğruyor. Eğer odamız yeterince serin ve karanlık değilse ya da etraf dağınıksa, odamızda televizyon varsa, gecenin ilerleyen saatinde yatağımda yemek yiyorsam, yatakta uzun süre kitap okuyorsam ya da yatakta iş bilgisayarını açıp bir şeyler halletmeye çalışıyorsam uyku hijyenini sağlayamıyorum demektir.” uyarısında bulundu.

 

Bu tavsiyelere kulak verilmeli!

Uyku hijyeni konusunda tavsiyelerde bulunan Dr. Mohammad Nami, şunları söyledi:

“Sağlıklı beslenmeliyiz, saat 20:00’den sonra egzersiz yapmamalıyız çünkü saat 20:00’den sonra yaptığımız egzersiz vücut ısımızı yükselterek uykuya engel olacaktır. İyi bir uyku kalitesi için uyku hijyen kurallarına uymamız gerekir. Hak ettiğimiz o tatlı uykuyu almak ve kaliteli uykunun avantajlarını yaşamak için uyku hijyenine dikkat etmemiz gerekir. Uyku sadece beyinle ilgili değildir. Vücudun vücut için vücutla karşıladığı bir ihtiyaçtır. Beyinle vücut arasında bir bağlantı kurmaktır. Bu bakımdan uyku ihtiyaçlarımızı kesinlikle görmezden gelemeyiz.”

 

Üsküdar Üniversitesi NP Diş ve Sağlık Yerleşkesi’nde üç gün boyunca devam eden etkinliğin ikinci gününde nöroteknoloji, nöropsikiyatri, nöroonkoloji, epilepsi ve connectomik, nörotravma (Beyin ve Omurga Yaralanmaları) ve hareket bozukluğu başlıklarında oturumlar düzenlendi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı