Aylık arşivler: Temmuz 2022

Miniklerin ilk mezuniyet heyecanına Başkan Soyer de ortak oldu

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İZELMAN Anaokulları’nın mezuniyet törenine katıldı. Başkan Soyer, “Devlet babaysa belediye ana olmalıdır. Bu yüzden anaokullarımız İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en değerli varlıkları” dedi. Soyer, müfredata doğa okuryazarlığı dersinin ekleneceğini de söyledi.
Kent merkezi dışında Dikili, Kemalpaşa, Beydağ ve Aliağa’da da hizmet veren toplam 13 İZELMAN anaokulunun 145 öğrencisi mezun oldu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer erken çocukluk döneminde erişilebilir eğitim hizmeti sunan İZELMAN anaokullarındaki öğrencilerin mezuniyet heyecanını aileleriyle paylaştı.
Tarihi Havagazı Fabrikası’ndaki mezuniyet törenine Başkan Tunç Soyer’in yanı sıra Beydağ Belediye Başkanı Feridun Yılmazlar, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Vekili Barış Karcı ve Genel Sekreter Yardımcıları, İZELMAN A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Adnan Oğuz Akyarlı, İZELMAN Genel Müdürü Burak Alp Ersen, İzmir Büyükşehir Belediyesi Eski Başkan Vekili Sırrı Aydoğan ve öğrenci velileri katıldı.
Mezuniyet töreni miniklerin oluşturduğu Sürdürülebilirlik Korosu’nun şarkılarıyla başladı. Yeni öğrencilere bayraklarını teslim eden mezunlar Başkan Soyer’e çiçek taktim etti.
Soyer: Bir belediyenin en önemli işlerinden biri anaokulları olmalı
Törende konuşan Başkan Tunç Soyer, “Biz göreve gelirken diyorduk ki devlet babaysa, belediye de anadır. Bir belediyenin bu görevi yaparken de en önemli işlerinden biri anaokulları olmalı. Anaokullarımız İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en değerli varlıkları. Çünkü ne yaparsak yapalım çocukların eğitimi kadar kalıcı olamaz. Onların eğitimini geliştirmek için, onları geleceğe hazırlamak için çalışmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki ne oluyorsa 7 yaşa kadar oluyor. Önümüzdeki yıldan itibaren doğa okuryazarlığı dersini başlatacağız ve müfredatımızı da sürekli geliştireceğiz” ifadelerini kullandı.
“Hedef, evrensel değerler için de çaba gösteren bireyler yetiştirmek”
İZELMAN A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Adnan Oğuz Akyarlı ise yaşamın en önemli aşamalarından birisinin erken çocukluk dönemi olduğunu belirterek “Bu süreçte yavrularımıza kazandırdığımız her türlü erdem ve bilgi onları yaşamı boyunca aydınlatacaktır. Biz bu süreci Mustafa Kemal Atatürk’ün akıl ve bilim öğretisi ve Başkanımız Tunç Soyer’in vizyonuyla planlamak istedik. Erken çocukluk dönemi eğitim çalıştayı yaptık. Bu çalıştayda yerel değerleri benimseyen, ulusal değerleri içselleştiren, evrensel değerler için de çaba gösteren bireyler yetiştirmenin önemi ön plana çıktı. Birleşmiş Milletler’in 17 maddelik sürdürülebilir kalkınma amaçlarını esas aldık. Çocuklarımızın bu 17 maddeyi içselleştirebileceği şekilde müfredatımızı kurguluyoruz” diye konuştu.
Başkan Soyer konuşmasının ardından öğrencilere mezuniyet sertifikalarını verdi. Mezuniyet töreni, İZELMAN anaokullarındaki öğrencilerin hazırladığı performanslarla devam etti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Keçiören’de Sel Felaketinin İzleri Temizleniyor

Keçiören Belediyesi, dün yaşanan sağanak yağış sonrası ilçedeki cadde ve sokaklarda oluşan kum, çamur ve diğer birikintileri temizlemek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Temizlik ekipleri su basan ev ve işyerlerinde de temizlik çalışmalarına devam ediyor.

 

Ankara’da altyapı çalışmalarının ivedilikle tamamlanması gerektiğine dikkat çeken Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, “Yaşanan sel felaketi sonucu İncirli Mahallemizde bir binanın alt katını su basması sonucu içeride bulunan bir kızımız maalesef yaşamını yitirdi. Allah rahmet eylesin, ailesine sabırlar diliyorum. Maalesef önceki yağışlarda ve bugün yine uyarılarda bulunmamıza rağmen böyle acı bir olayı yaşadık. Yetkili kim varsa, ASKİ, Büyükşehir herkes görevinin başında bulunsun, önlemler ivedilikle alınsın dedik. Ankara'nın büyük bir altyapı sorunu var. Defalarca tekrarladık, gereken yapılsın, yağmur-kanal projesi tamamlansın, insanlarımızı kaybetmeyelim dedik. Fakat durum ortada. Zamanında temizlenmeyen mazgallar, rögarlar nedeniyle, eksik olan bölgelere yenilerinin yapılmaması nedeniyle, olanların yenilenmemesi nedeniyle kısa süreli bir yağış büyük felaketlere, can ve mal kayıplarına sebep oluyor. Biz ilçe belediyesi olarak her zaman üzerimize düşenden fazlasını yaptık ve yapıyoruz. Ekiplerimiz hala teyakkuzda ve çalışmalarını sürdürüyor. Ayrım yapmadan vatandaşlarımıza el uzatıyor, hizmetlerine koşuyoruz. Çünkü onların derdi sıkıntısı bizim derdimiz ve sıkıntımız. İnşallah bir daha böyle acılar, sıkıntılar yaşamayız. Temennimiz budur." diye konuştu.

 

Altınok vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini de ileterek, “Yaralarımızı birlikte saracak, bu felaketin izlerini beraber sileceğiz.” dedi. ​

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

4 Farklı Caddede Yenileme Çalışmaları Tamamlandı

Sivas Belediyesi şehir içi trafiğinin yoğun olduğu Arap Şeyh Caddesi, Ahi Emir Caddesi, Eski Garajlar ve İtfaiye Sokak’ta altyapı, yol, kaldırım ve asfalt yenileme çalışmalarını tamamladı. Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, gerçekleştirilen yenileme çalışmalarını yerinde inceleyerek bilgiler aldı.

 

Şehir içi ulaşımı daha kolay ve konforlu bir hale getirmek için ulaşım projelerine önem veren Başkan Hilmi Bilgin idaresindeki Sivas Belediyesi, alternatif yeni güzergâhlar oluşturarak mevcut yolların da standardını iyileştirmeye devam ediyor.

 

Bu kapsamda Arap Şeyh Caddesi, Ahi Emir Caddesi, Eski Garajlar ve İtfaiye Sokak’ta tamamlanan çalışmaları yerinde inceleyen Başkan Hilmi Bilgin, Başkan Yardımcısı Levent Olgun ve ekiplerden bilgi alarak kolaylıklar diledi.

 

Trafiği rahatlatmak adına yeni projeleri hayata geçireceklerini söyleyen Bilgin, “İhtiyaç duyulan her cadde ve sokağımızda sezonun açılmasıyla birlikte çalışmalarımıza başlıyoruz. Şu anda Arap Şeyh Caddesi’nde ağaçlandırma, kaldırım, aydınlatma ve asfalt çalışmasıyla birlikte caddemizi yeniliyoruz. Şehrin merkezinde bulunan ve araç yoğunluğu olan bu caddemizde geçmiş dönemlerde etrafında düzenleme çalışması yapılmıştı. Bu güzergâhta ise altyapı ve üstyapı çalışmalarını da tamamlamış olduk. Şehrimize hayırlı uğurlu olsun. Trafiğini rahatlatacak diğer caddelerimizde ise hummalı bir şekilde çalışıyoruz. Buhara, Yavuz Selim, Hamit Kandur ve Yahyabey Caddesi’ne de ekiplerimiz hızlı bir şekilde girerek bayram sonuna çalışmalarını tamamlamış olacak. Tabi bu çalışmalarımız koordineli bir şekilde devam ediyor. Başta ÇEDAŞ olmak üzere doğalgaz şirketlerimiz ile irtibatlı olarak öncelikle altyapıyı tamamlayıp daha sonra üst yapıya geçiyoruz. Bölgemize ve şehrimize hayırlı uğurlu olsun. Esnafımızla da her zaman ortak akıl ve istişareyle yürütmüş olduğumuz çalışmalarımızda olumlu tepkiler alıyoruz. Kendileri bize teşekkür ediyorlar. Biz de onlara anlayışları için teşekkür ediyoruz” ifadesini kullandı.

 

“DOĞAYLA İÇ İÇE BİR SİVAS İÇİN KOLLARIMIZI SIVADIK”

Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir Sivas bırakmak için göreve geldikleri günden bu yana “Nefes Alınabilir Yeşil Bir Sivas” hedefiyle çalıştıklarını kaydeden Başkan Bilgin, “Yanlış kullanılan her şey zamanla kirlenmeye, eskimeye ve yavaş yavaş yok olmaya mahkûmdur. Doğamız da böyledir. Gelecek nesillerimize yeşil, sağlıklı, her caddesi ve sokağı doğayla iç içe bir Sivas bırakabilmek için kollarımızı sıvadık. Yeni yaptığımız cadde ve sokaklarımızda uygun olan her yeri nitelikli ağaçlarımızla süslüyoruz. Onları da mahalle sakinlerimize emanet ediyoruz. Bazen de caddelerimizin bir kısmına ağaç dikimi yapıyoruz, diğer kısmına dikemiyoruz. Bunun nedeni de altyapı çalışmalarımız ona müsaade etmiyor. Gerek doğalgaz hattı, gerek yağmur suyu, gerekse kanalizasyon hattı olan yerlere zarar vereceği gerekçesiyle ağaçlandırma yapamıyoruz. Cadde düzenlemesi yaparken bazı ağaçları kaldırmamız gerekiyor ya da hasta olan ağaçlarımızı kesmemiz gerekiyor. Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüz ve Üniversitemizde kurulan bir heyetin görüşü alınarak buna karar veriyoruz. Ancak muhakkak kaldırdığımız ağacın yerine de daha nitelikli ve sağlıklı ağaçlar dikiyoruz. Bu konu bizim kırımızı çizgimiz. Hassas olduğumuz, üzerinde durduğumuz bir konu… Tüm hemşehrilerimizin içi rahat olsun” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden önemli uyarı: Telefon dolandırıcılarına dikkat

Telefonla ulaştıkları vatandaşlara kendilerini İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Vekili Barış Karcı veya üst düzey belediye bürokratı olarak tanıtarak para talebinden bulunanlara itibar edilmemesi konusunda uyarı yapıldı.

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada özellikle iş insanlarının hedef seçildiği belirtilerek şöyle denildi: “Yıllardır uygulanan dolandırıcılık yöntemi kapsamında, belediye bürokratlarımızın isimleri kullanılarak iş insanlarından çeşitli gerekçelerle para talep edildiği yönünde şikayetler son günlerde yeniden yoğunluk kazanmıştır. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bürokratları adına hiçbir şekilde hiçbir vatandaşımızdan para talep edilmesi söz konusu değildir. Bu tür durumlarla karşılaşıldığında vakit kaybetmeden emniyet birimlerine bilgi verilmesini önemle rica ederiz.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

TSKB Ekonomik Araştırmalar, ‘İklime Dair’de karbonsuz bir dünya için orman ve toprağın önemine dikkat çekiyor

TSKB Ekonomik Araştırmalar, TSKB Yeşil Kuğu Platformu kapsamında yayımladığı “İklime Dair”in yedinci sayısında, orman ve toprak temasını odağına aldı. Ormansızlaşma, arazi tahribatı ve biyoçeşitlilik kaybı gibi konuların insanlığın geleceği için hayati önem taşıdığına dikkat çeken çalışma, Türkiye ormanlarındaki mevcut durum, iklim finansmanı, küresel gıda güvencesi ve iklim adaleti gibi konuları da geniş bir çerçevede ele alıyor. 

 

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre; 2020 yılı itibarıyla Türkiye’nin yüzde 29’u orman arazisi konumunda. TSKB Ekonomik Araştırmalar, Yeşil Kuğu Platformu kapsamında yayımladığı “İklime Dair”in yedinci sayısında, bu oranın son 50 yılda yaklaşık 2,7 milyon hektar orman arazisi artışı anlamına geldiğini ifade ediyor. 2021 yılında Türkiye’de meydana gelen orman yangınlarında 205 bin hektar seviyesinde orman alanı kaybedildiğinin altını çizen çalışma, ülkemizde ekonomik amaçlar için sınıflandırılmış orman arazilerinin toplam orman arazisinin yüzde 42’sini oluşturduğu, dünya genelinde yüzde 30 seviyesinin üzerinde olan söz konusu oranın Avrupa bölgesinde  yüzde 56   olduğunu vurguluyor. 

 

“Sera gazı salımlarının yüzde 12’si orman tahribatlarından kaynaklanıyor”

2020 yılı itibarıyla Türkiye ormanlarında tutulan karbon miktarının yaklaşık 2 milyar ton olarak hesaplandığını hatırlatan çalışmaya göre; ormanların tarım veya altyapı gibi farklı amaçlara yönelik araziye dönüştürülmesi olarak tanımlanan “ormansızlaşma” terimi, yalnızca karasal biyoçeşitlilik kaybına yol açmakla kalmıyor, ormanların karbon tutma kapasitesinin azalmasına da neden oluyor.  Son 20 yılda dünya ormanlarının toplam küresel emisyonların yaklaşık yüzde 20’sine denk gelen 7,6 milyar ton karbonun atmosferden çekilmesini sağladığının altını çizen çalışma, ormansızlaşma ve orman tahribatının toplam sera gazı salımlarının yüzde 12’sinden sorumlu olduğunu vurguluyor. Pek çok uluslararası örgüt verileri ile derlenen çalışmada, 1990-2020 yılları arasında temelde tarıma yönelik arazi dönüşümü sebebiyle tüm dünyada Libya’nın yüz ölçümünün iki buçuk katından daha büyük bir alana denk gelen 420 milyon hektarlık orman alanının yok olduğu belirtiliyor. Çalışmada, 2050 yılına kadar kuraklık nedeniyle dünyada 216 milyon insanın zorunlu göç mağduru olacağı veya orman alanlarındaki mevcut azalış eğilimi nedeniyle “ormansızlaşmayı durdurma” bileşenini içeren Birleşmiş Milletler (BM) 15’inci Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın yakalanmasının en iyi ihtimalle 2045’e kadar mümkün görünmediği gibi çarpıcı bilgiler de mevcut. Tüm dünyadan ndişe verici verilere rağmen İklime Dair, ormanlaştırma faaliyetleri ve yeniden canlanan doğal orman alanlarının da etkisiyle aynı dönemdeki net orman kaybının 178 milyon hektar olarak hesaplandığını vurguluyor. 

 

“İklim krizinin ekonomik etkileri bölgesel olarak değişiklik gösterecek”

Çalışma, iklim krizinin ekonomik etkilerinin bölgesel olarak eşit olmayacağını da vurguluyor. Güneydoğu Asya ve Latin Amerika’nın daha kurak şartlarla karşı karşıya kalacağı beklenirken, kuzey yarım kürede yer alan gelişmiş ekonomilerin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine daha az maruz kalacağı öngörülüyor. Söz konusu etkilere daha hazırlıklı olmaları nedeniyle bu ülkeler, nispeten daha düşük ekonomik risk taşıyor. 

Öte yandan, Swiss RE’nin İklim Ekonomisi Endeksi’ne konu 48 ülke arasında yer alan Türkiye için, çalışmada değerlendirilen üç ayrı küresel ısınma senaryosunda 2040 yılına kadar yüzde 2,5 ile yüzde 10,3 arasında potansiyel GSYH daralması öngörülüyor. Söz konusu rapora göre Türkiye, genel iklim riski sıralamasında 48 ülke arasında 15’inci, aşırı kuraklık riski sıralamasında 4’üncü, aşırı yağış ve sel sıralamasında 26’ıncı ve iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele edebilme kapasitesi sıralamasında 36’ıncı konumda.

 

Çalışmada öne çıkan diğer satır başları ise şöyle:

  • Arazi tahribatının en önemli sonucu; kuraklık ve çölleşme. Bu iki kavramın küresel gıda güvencesine olan olumsuz etkisi ise artış eğiliminde bulunuyor. Örneğin Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), 2022 ve 2023 yıllarında 46 ülkede yerleşik 49 milyon insanın kıtlık veya kıtlığa yakın yaşam şartlarına maruz kalabileceğini öngörüyor. Arazi tahribatının sebep olduğu ekosistem bozulması yıllık 6,3 trilyon dolar tutarında mal ve hizmet kaybına sebep oluyor.
  • Dünyada mevcut hayvan, bitki ve böcek çeşitlerinin yüzde 80’ine ev sahipliği yapan tropik ormanlardan 1980-2000 yılları arasında kaybedilen toplam 100 milyon hektarlık alan, yeryüzünde yaşayan 100 milyon canlı türünü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bıraktı. İktisadi İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) tahminlerine göre biyoçeşitlilik sayesinde elde ettiğimiz tohum döllenmesi, suyun temizlenmesi, sel önlenmesi veya karbon tutulması dahil pek çok ekosistem hizmetinin değeri küresel seviyede yıllık 125 ila 140 trilyon dolar seviyesinde. Söz konusu tutar küresel GSYH’nin yaklaşık bir buçuk katı.
  • Yaz mevsiminin yeni başlamasına rağmen dünyanın pek çok bölgesi şimdiden eskisinden daha sık ve daha güçlü sıcak hava dalgaları ve kuraklığa maruz kalıyor. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün tahminlerine göre küresel ısınmanın önümüzdeki beş yıl içinde sanayileşme öncesi döneme kıyasla 1,5oC’den fazla artma ihtimali yaklaşık yüzde 50.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Beko: Katliamları unutmamak da bir direniştir!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kani Beko, Sivas Katliamı’nın 29. yılı nedeniyle bir açıklama yayınladı. Katliamları unutmamanın, unutturmamanın da bir direniş şekli olduğunu vurgulayan Beko, “Sivas Katliamı’nı yapanları da katliamın sanıklarını aklayanları da unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi.

Bundan tam 29 yıl önce, 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Şenlikleri’ne katılmak üzere Sivas’a giden 33 aydınımız ve halk ozanımız ile iki otel çalışanı, devletin seyirci kaldığı bir katliamda, Madımak Oteli'nde diri diri yakılarak can verdi, 51 kişi ise ağır yaralandı.

2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli’nde gerçekleşen katliamı yapan zihniyetin, kitleselleştiğini, örgütlendiğini ve meşrulaştırılmaya çalışıldığını söyleyen Kani Beko, tüm bunlara karşı yaşananları unutmamak ve unutturmamanın önemli olduğunu vurgulayarak, “29 yıl önce Sivas'ta hem de tarih boyunca yaşanan onlarca katliamda yitirdiğimiz canlarımız için yapabileceğimiz şey, ilerici, aydın, laik, demokrat güçler olarak bir arada durma dirayetimize sahip çıkmaktır” dedi.

SİVAS KATLİAMI DAVASI ZAMAN AŞIMINA UĞRATILDI

Sivas'ta işlenen suçun insanların düşünce ve kimliklerinin yok edilmesi maksadıyla katledilmesi ve dolayısıyla insanlığın katli olduğunu belirten Milletvekili Beko, Sivas Katliamı Davası'nın zaman aşımına uğramasını eleştirerek, "Sivas Katliamı Türk Ceza Kanunu'nun 77. maddesince düzenlenen 'İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar' başlığı altında değerlendirilmesi gerekirken ve aynı kanun bu suçlarda zamanaşımı olamayacağını da hüküm altına almışken, uzadıkça uzatılan göstermelik yargılamaların sonucunda Sivas Katliamı Davası, AKP hükümetinin 'büyüklüğüyle' övündüğü adliyede "zaman aşımı ile sonuçlandırılmıştır” diye konuştu.

SİVAS'TA DELİLLER YOK EDİLDİ

CHP Milletvekili Kani Beko, Sivas'ta delillerin yok edildiğine, olayın gerçek sorumlu ve yönlendiricilerinin yargı karşısına çıkarılmayarak zaman aşımına uğratıldığına vurgu yaparak, dava sanıklarının dönemin Adalet Bakanlığı yapan kişi tarafından savunulduğuna dikkat çekti.

FAİLLERİN AKLANMASININ 'HAYIRLI' OLACAK YANI YOKTUR, OLAMAZ!

Beko, Sivas Katliamında 'insanlığa karşı işlenen suç'un faillerinin bir bölümünün zaman aşımı ile kurtarıldığını ve bu duruma dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'karar hayırlı olsun' ifadeleriyle değerlendirdiğini dile getirerek, "Bir katliamın faillerinin aklanmasının toplum için "hayırlı” olacak hiçbir yanı yoktur, olamaz" dedi.

UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ

“Laiklik mücadelesi, her zamankinden daha elzem durumda. Laikliğin önemini, genç kuşaklara, işçilere, emekçilere, kadınlara anlatmalı ve kavratmalıyız” diyen CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Katliamları unutturmamak da bir direniş şeklidir. Sivas Katliamı’nı yapanları da katliamın sanıklarını aklayanları da unutmayacağız, unutturmayacağız” ifadelerini kullandı.

İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇLARDA ZAMAN AŞIMI GEÇERSİZDİR

Milletvekili Beko, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bizler bir kez daha 'İnsanlığa karşı işlenen suçlar'  için zamanaşımının geçersiz olduğunu hatırlatıyor ve gerçek bir adalet için mücadeleye omuz vereceğimizin altını çiziyoruz. Bugün yitirdiklerimizi ağıtlarla değil, uğrunda yaşamlarını verdikleri insanlığı, demokrasiyi, hak ve özgürlükleri savunarak, ve tabii ki de bu katliamın esas olarak hedef aldığı laikliği toplumda egemen kılmak için mücadeleyi büyüterek yaşatacağız. Toplumu kutuplaştıran ayrımcı politikalarla iç siyasette güç kazanmaya çalışan, emekçileri bölmeyi-parçalamayı ve böylece teslim almayı hedefleyen bir yönetim anlayışına karşı laiklik mücadelesi, demokrasi mücadelemizin olmazsa olmaz 'işaret fişekleri'nden biri olacaktır. Sivas Katliamının yıldönümünde ölen canlarımıza borcumuz emeğin, barışın, demokrasinin ve laikliğin hüküm sürdüğü bir ülke için bir araya gelmek ve mücadeleyi yükseltmektir.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Laik Cumhuriyet ile Elde Ettiğimiz Hak Ve Özgürlüklerimizi Koruyacağız!

Son dönemde ülkemizde yaşanan olayları, demokratik ve laik toplum düzenine aykırı gerçekleştirilen eylemleri kaygıyla izliyoruz. Çağdaş demokrasilerin ön koşulu olan laiklik ilkesini, anayasal güvence altında olan insan hak ve özgürlüklerini tehdit eden ve basında yer alan bu olayların karşısında bireysel ve toplumsal hakları koruma bilincine sahip yurttaşlar olarak yasaların verdiği haklara, yaşamın her alanında sahip olmak istiyoruz.  

 

Toplumsal yaşamda kadına yönelik şiddetin sürekli olarak artması, kadın cinayetlerinin önüne geçebilecek caydırıcı cezaların uygulanmaması hatta kadınları ve çocukları koruyan yasal düzenlemelerin, uluslararası sözleşmelerin engellenmeye çalışılması ile birlikte her yeni bir güne cinsiyet temelli bir ayrımcılık, şiddet ya da katliam haberiyle başlıyor; hukukun öldürülmesine, adaletin yok edilmesine tanık oluyoruz. Bu kabul edilemez işleyişte kadınların toplumsal yaşamda var olma mücadelesini desteklemekten, cinsiyet eşitsizliğinin olumsuz sonuçlarını tersine çevirmek ve kız çocuklarının eğitimindeki engelleri ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için çalışmaktan; çocuklarımızın karma, laik, bilimsel ve ücretsiz eğitim hakkını savunmaktan asla vazgeçmiyoruz. Şunu bilmeliyiz ki, çağdaş bir gelecek, bugünün ve geleceğin güçlü kadınları ile mümkün olabilir.

 

Siyasal ve toplumsal yaşamda Atatürk ilke ve devrimleriyle kazandığımız hak ve özgürlüklerin yok edilmeye çalışıldığını; laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin hiçe sayıldığını hemen her gün yeni örneklerle görüyor ve yaşıyoruz. Kadınların çalışmamasını, sokağa çıkmamasını, kız çocuklarının okula gönderilmemesini savunacak kadar çağdan uzak, akıl ve bilimle bağını kesmiş bir tarikatın şeyhinin cenaze töreni ve törenin neredeyse devlet protokolüne dönüştürülmesi bunun en son ve an acı örneklerinden biridir. 

 

Cumhuriyet'in demokratik bir nitelik kazanması ve yaşatılması, yönetenlerin ve yönetilenlerin sorumlu bireyler olarak görev ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri ile olanaklıdır.

 

Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Cumhuriyet ile birlikte bireyin üzerindeki her türlü dinî ve toplumsal baskı kırılmış; aklı odağa yerleştiren, araştıran, sorgulayan yurttaşlar yetiştirilerek her türlü gelişimin önü açılmış ve özgür bireyden yola çıkılarak "fikri hür, vicdanı hür" çağdaş nesillerle geleceğe yön verilmesi amaçlanmıştır. Bu ülke topraklarında yaşayan hiçbir yurttaş  dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrımcılığa uğrayamaz, şiddete maruz bırakılamaz, hak ve özgürlükleri kısıtlanamaz! 

 

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak hukukun üstünlüğüne sarsılmaz bir inançla bağlıyız, demokratik haklarımızı ve kamu yararını savunmaya devam edeceğiz! Atatürk devrim ve ilkelerinden, Cumhuriyetin kazanımlarından asla vazgeçmeyeceğiz!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yeni Göğe Bakma Durağı: Van

TÜBİTAK’ın her yaştan gökyüzü meraklısını buluşturduğu gökyüzü gözlem etkinlikleri, Diyarbakır Zerzevan Kalesi’nin ardından Van’da yapılacak. Van Gölü kıyısında 3-5 Temmuz arasında düzenlenecek etkinlik, Türkiye’nin dört bir yanından gelen astronomi tutkunlarının buluşma noktası olacak. Milli Uzay Programı vizyonuyla gençlerin uzaya ilgisinin arttırılmasının amaçlandığı etkinlik boyunca seminerler, yarışmalar ve gök bilim ile ilgili birçok faaliyet düzenlenecek.

 

EDREMİT’TEN GÖKYÜZÜNE BAKACAKLAR

 

Tarihi Zerzevan Kalesi’nde her yaşta binlerce Diyarbakırlıyı buluşturan gözlem etkinliğinin yansımaları sürerken bu kez Van, astronomi, teknoloji ve doğa meraklılarını bir araya getirecek. Edremit ilçesinde Van Gölü kıyısındaki Fidanlık Parkı, 3 gün boyunca 7’den 70’e gökyüzü tutkunlarının yeni durağı olacak.

 

TÜBİTAK KOORDİNASYONUNDA

 

Etkinlik;  TÜBİTAK’ın koordinasyonunda Sanayi ve Teknoloji, Gençlik ve Spor, Kültür ve Turizm bakanlıkları tarafından Van Valiliği, Van Büyükşehir Belediyesi, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA), Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA)  katkılarıyla düzenlenecek.

 

AÇILIŞI VARANK YAPACAK

3 Temmuz’da Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından açılışı yapılacak etkinlikte, Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal ile astronomiye meraklı binin üzerinde genç aileleriyle birlikte katılacak.

 

GENÇLERİN UZAYA İLGİSİ

Programda, profesyonel ve amatör astronomlar gökyüzünü inceleyerek yıldızlarla buluşma fırsatı yakalayacak. Milli Uzay Programı vizyonuyla gençlerin uzaya ilgisinin arttırılmasının amaçlandığı etkinlik boyunca seminerler, yarışmalar, gök bilim ile ilgili birçok faaliyet düzenlenecek.

 

BİRBİRİNDEN İLGİNÇ SUNUMLAR

3 Temmuz’da açılışın ardından ünlü televizyoncu Pelin Çift’in moderatörlüğünde Doç. Dr. Selçuk Topal, “Geçmişten Geleceğe Uzay” başlıklı söyleşide tarih boyunca uzaya olan merakı anlatacak.

 

4 Temmuz pazartesi günü ise Çanakkale 18 Mart Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Soydugan “Aynalardaki Yıldızlar” sunumuyla insanlarının evreni keşfetme çabası hakkında bilgi verecek. Ege Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Serdar Evren de “Uygarlıklar Arası Astronom” başlıklı sunumuyla astronomi biliminin ilk çağlardan günümüze gelişimine ışık tutacak.

 

Uzayla ilgili birbirinden ilginç söyleşilerin düzenleneceği etkinlik boyunca bilim insanları; öte gezegenler, ışık kirliliği, yere yakın geçiş yapan astroitler, yıldız örtülmeleri gibi farklı başlıklarda katılımcılara merak edilen konularda sunumlar yapacak.

ERZURUM VE ANTALYA İLE DEVAM EDECEK

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ilk olarak TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisinin 1998 yılında başlattığı ve Antalya Saklıkent’te düzenlenen TÜBİTAK Ulusal Gökyüzü Gözlem Etkinliğini Anadolu’nun farklı şehirlerine yayarak her yaştan gökyüzü meraklısını bir araya getiriyor. Gökyüzü Gözlem Etkinlikleri, Diyarbakır ile Van’ın ardından 22-24 Temmuz’da Erzurum’da ve 18-21 Ağustos’ta Antalya’da gerçekleştirilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türk Kripto Para Yatırımcıları Neye, Niçin Yatırım Yapıyor

Türk kripto para yatırımcılarının yüzde 50’den fazlası son 6 aydır kripto piyasasında.

 

En çok tercih ettikleri kripto para birimleri ise sırasıyla Bitcoin, Ethereum ve Bloktopia. 

 

Türkiye’de kadınlar kripto konusuna erkeklere kıyasla yüzde 63 oranında daha fazla ilgi besliyor. 

 

Dünyanın önde gelen kripto para borsalarından KuCoin’in Türk kullanıcıları hedefleyerek hazırladığı araştırma, Türk kripto kullanıcılarına dair birçok içgörü ve detayı kapsıyor. 

 

207 ülkede, 18 milyon kullanıcıya hizmet veren KuCoin’in, 18-60 yaşları arasındaki 1002 yetişkinle yaptığı araştırmanın sonuçları oldukça dikkat çekiyor. Türkiye’deki kripto para yatırımcılarını konu alan araştırmaya göre, Türkiye’deki, yaklaşık her üç kripto para yatırımcısından biri piyasaya son 3 ay içerisinde dahil olduğunu ifade ediyor. 

 

Kadınların Kripto Para Dünyasına Merakı Yükselişte

Kripto para dünyasının mevcut cinsiyet dağılımını gösteren raporda erkek yatırımcıların yüzde 53, kadın yatırımcıların ise yüzde 47 düzeyinde olduğu açıklandı. Ayrıca “Kripto Meraklıları” başlığı altındaki araştırmaya göre kadınlar kripto konusuna erkeklere göre yüzde 63 oranında daha fazla bir ilgi duyuyor. 

 

Kripto Yatırımcıları kapsamındaki yatırımcıların yüzde 55’i yıllık 10 bin doların üzerinde gelir elde eden insanlardan oluşurken, yüzde 49’u yönetici pozisyonunda çalışıyor. Aynı detaylar Kripto Meraklıları kapsamında yüzde 42’si yıllık 10 bin doların üzerinde maaş alan, yüzde 33’ü yönetici pozisyonundaki katılımcılardan oluşuyor.

 

Türk yatırımcıların en büyük yaş grubunu yüzde 33’lük oranla 18-30 yaş arasındaki yatırımcılar oluşturuyor. Bu oran Kripto Meraklıları kapsamında yüzde 28 oranında açıklandı. 50 yaş üstü yatırımcı oranı her iki kapsamda da en düşük grubu oluşturuyor.

 

Kripto Para Yatırımlarının Amacı: Mevcut Birikimleri Daha Verimli Kullanmak

Her yatırımcının kripto paralara olan yatırım sebepleri farklılık gösteriyor. Bu kapsamda Türk yatırımcılara sorulan “Neden kripto paralara yatırım yapıyorsunuz?” sorusunun yanıtlarında yatırımcıların yüzde 61’i “Mevcut birikimimi verimli kullanmak” yanıtını verdi. Geleceğin finans dünyasının bir parçası olmak amacıyla yatırım yapan kullanıcı yüzdesi 53 oranında olurken, yüzde 39’luk bölüm pasif gelir elde etmek amacıyla yatırım gerçekleştirdiğini açıkladı.

 

Raporun en önemli içgörülerinden biri “Elde ettiğiniz karları hangi alanda kullanıyorsunuz?” sorusunun yanıtları oldu. Türk kripto para yatırımcılarının yüzde 27’si elde ettiği karları borçlarını ödemek için kullanıyor. Yüzde 21’i ev almak için kazançlarının belirli bölümünü ayırıyor. Rapora göre “Yatırımlarımı çocuklarımın eğitimi için kullanıyorum” ve “Araba satın almak için kullanıyorum” diyen yatırımcıların oranı yüzde 20’i oldu. Yüzde 16’lık bölüm ise yeni bir iş kurma amacıyla yatırımlarını değerlendiriyor.

 

Yatırımların Yüzde 40’u Kripto Paralarda Tutuluyor

Türk yatırımcılarının yatırım portföylerinin açıklandığı rapora göre yatırımların yüzde 40’ı kripto paralarda tutuluyor. Kripto paraları yüzde 17 ile altın, yüzde 14 ile döviz yatırımları, yatırımların yüzde 12’si bankada tutulurken yüzde 6’lık orandaki yatırımlar Türk Lirası olarak gerçekleşiyor.

 

Türk Yatırımcıların İlk Kripto Para Tercihi Bitcoin

Yatırımcılarına 700’den fazla dijital varlık sunan KuCoin’in yaptığı araştırmaya göre,Türk yatırımcıların en çok tercih ettiği  kripto para Bitcoin. Bitcoin’i Ethereum takip ederken, yatırım yapılmayı tercih edilen diğer kripto para birimleri sırası ile Bloktopia, NewsCrytpo, Cardano, Verasity, Avalanche ve Ripple yer aldı.

 

Güvenilir Projeler ve Stabil Teknolojiler Belirleyici Rol Oynuyor

Rapora göre, Türk yatırımcıların kripto para borsası tercihlerinde 5 önemli etken rol oynuyor. Buna göre yatırımcıların yüzde 70’i “Güvenilir arka plana ve stabil teknolojilere sahip” kripto para borsalarını tercih ederken, yüzde 66’sı“Kolay alım-satım-çekim” özelliğine odakllanıyor. Yatırımcıların yüzde 65’i ise “Kullanıcı odaklı arayüz” özelliğini ön sıraya koyuyor. Yatırımcıların yüzde 63’ü “Geniş kapsamlı kripto para listelemelerini” önemserken, yüzde 55’i “Yüksek likidite ve işlem hacmi” detayına odaklanıyor.

 

Kripto Meraklıları Henüz Yatırım Yapmaya Hazır Değil

Sektöre ilgili olan fakat henüz yatırım gerçekleştirmeyen Türk yatırımcılara dair de önemli detaylar raporda yer aldı. Kripto Meraklısı olan potansiyel yatırımcıların yüzde 42’si “Hızlı değişen piyasa koşullarından çekindiği” yanıtını verdi. Kripto Meraklıları’nın sektöre uzak kalmasını sağlayan diğer sebepler ise kripto para tercihlerine olan az bilgi, regülasyon ve güvenlik oldu.

 

Dünyanın en büyük kripto para borsalarından KuCoin tarafından yayınlanan rapor Türk yatırımcılara ilişkin önemli detaylar sundu. Raporu incelemek isteyen yatırımcılar KuCoin web sitesi üzerinden ulaşabiliyor. 

 

Katılımcıların, 2021 yılının 21 Ekim – 1 Kasım tarihleri arasında soruları yanıtladığı ankette yatırımcıların yüzde 16’sı kripto para piyasalarına son 6 ay içerisinde dahil olduğunu belirtiyor.

 

KuCoin’den Bayram Öncesi Türk Kullanıcılarına Özel Kampanya

Türkiye pazarına hızlı bir giriş yapan dünyanın en büyük beş kripto para borsasından biri ve en büyük altcoin borsası olan KuCoin, Türk kullanıcılarına özel kampanyalarına son hız devam ediyor. Son olarak 7 Temmuz 2022 tarihine kadar geçerli olan kampanya kapsamında toplamda 10 bin USDT’lik ödül dağıtılıyor. Kampanya detaylarına KuCoin web sitesinden ulaşabilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

GeForce Now’a Temmuz Ayında 13 Yeni Oyun Geliyor

Bu hafta altı yeni oyun kütüphaneye katılırken, Samsung Akıllı televizyonlarda bulunan Oyun Merkezlerine GeForce NOW özelliği ekleniyor

 

Bu Perşembe gününün ilk haberi, GeForce NOW kütüphanesine bu hafta katılan 6 oyun ve Temmuz süresince gelecek toplam 13 oyunun duyurulması oluyor. Bununla birlikte oyun deneyimini geliştiren yeni özellikler içeren GeForce NOW 2.0.42 hizmet güncellemesi akış çözünürlüklerini ağ koşullarına en uygun şekilde ayarlayan optimizasyonlar sunuyor.

 

Bir diğer önemli haber de GeForce NOW'un Samsung Akıllı TV'lerde bulunan Samsung Oyun Merkezi’nde (Gaming Hub) artık yüklenmiş şekilde kullanıma sunulacak olması.  Samsung Oyun Merkezi, daha iyi bir oyuncu deneyimi sağlamak için donanım ve yazılım arasında köprü kuran yeni bir oyun aktarma keşif platformu. Oyuncular, indirme, depolama sınırı veya konsol gerektirmeyen GeForce NOW ve diğer oyun platformlarında yer alan büyük oyunları anında oynayabiliyor.  Samsung Smart TV'lerin en iyi yanı, en yeni oyun akışı teknolojisini akıllı TV teknolojisiyle birleştirip görüntü ve ses kalitesi için, konsol benzeri bir performans sunması. Böylece indirme zorluğu ortadan kaldırılıyor ve değerli depolama alanı ya da gecikme ile ilgili endişeler gideriliyor.

 

Temmuz Ayının Oyunları

GeForce NOW Powered by GAME+ ayı, bu hafta yayınlanan altı yeni oyunla kapatıyor. Ayrıca Temmuz ayında 13 yeni oyun katılacak:

Bu haftanın oyunları:

Alaloth – Champions of The Four Kingdoms (Steam’de Yeni Sürüm)
Disgaea 6 Complete (Steam ve Epic Game Store’da Yeni Sürüm)
Card Shark (Steam ve Epic Game Store)
KartKraft (Steam)
Hotline Miami (Steam)
NASCAR 21: Ignition (Steam)

 

Temmuz’da gelecek olanlar:

Matchpoint-Tennis Championships (7 Temmuz’da Steam’de Yeni Sürüm)
Sword and Fairy Inn 2 (8 Temmuz’da Steam’de Yeni Sürüm)
Loopmancer (14 Temmuz’da Steam’de Yeni Sürüm)
Stones Keeper: King Aurelius (14 Temmuz’da Steam’de Yeni Sürüm)
Endling- Extinction is Forever (19 Temmuz’da Steam ve Epic Games Store’da Yeni Sürüm)
Grimstar: Welcome to the Savage Planet (19 Temmuz’da Steam’de Yeni Sürüm)
Sweet Transit (28 Temmuz’da Steam’de Yeni Sürüm)
Panzer Arena: Prologue (20 Temmuz’da Steam’de Yeni Sürüm)
Hell Pie (21 Temmuz’da Steam’de Yeni Sürüm)
Turbo Sloths (27 Temmuz’da Steam’de Yeni Sürüm)
Arma Reforger (Steam)
Dungeon Defenders: Going Rogue (Steam)
rFactor 2 (Steam)

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı