Gıda ürünleri ve teknolojileri alanının merakla beklenen uluslararası iş birliği platformu olan WorldFood Istanbul, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı. 4 Eylül’e kadar sürecek, yerli ve yabancı katılımcı ve ziyaretçileri ağırlayacak fuarda, sektörün 2023 Yol Haritası; TAGEM, İHBİR, TİM ve İstanbul Yaş Sebze Meyve İhracatçıları Birliği’nin katıldığı Başkanlar Oturumu’nda kamuoyuna duyuruldu. İHBİR 2022’de ihracat hedefini 13 milyar dolar olarak açıklarken, İstanbul Yaş Sebze Meyve İhracatçılar Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ortaya çıkan gıda milliyetçiliğine dikkat çekti.

 

Hyve Group’un tarafından düzenlenen WorldFood Istanbul Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı, TÜYAP’ta kapılarını açtı. Gıda sektörünün buluşma noktası olan fuar, açılış gününde Türk gıda sektöründeki son ürün, hizmet ve teknolojilerin sergilenmesine öncülük ediyor.

 

WorldFood Istanbul 2022; İHBİR ile olan güçlü iş birliği ve ihracatta oldukça etkin bir rol oynayan Alım Heyeti Programı çerçevesinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri (MENA), Balkan ülkeleri, CIS ülkeleri, Güney & Kuzey Amerika ülkeleri, Güneydoğu Asya gibi önemli bölgelerden ağırlıklı olmak üzere 77 ülkeden 600'den fazla davetli satın alma profesyonellerini bu yıl da ağırlıyor.

 

WorldFood Istanbul, 4 Eylül tarihinde sonra erecek; gıda sektörünün her alanından katılımcı ve ürünlerinin yer aldığı, oldukça geniş bir ürün yelpazesini hem satın almacılar hem de ziyaretçilerle buluşturuyor. Toplamda 25 ülkeden 800’e yakın katılımcı fuarda 2 binin üzerinde markayı tanıtırken, üretim ve pazar hacimlerini geliştirmek için yeni anlaşmalara imza atıyor. 

 

“Gıda Dünyasının Türkiye Buluşması” niteliği taşıyan ve bugüne kadar Türk gıda sektöründeki en son ürün, hizmet ve teknolojilerin sergilenmesine öncülük eden WorldFood Istanbul, oturumlarını yanı sıra konferans programıyla da sektördeki değişime ve gelişime öncülük ediyor.

 

Başkanlar Oturumu, Sektörün Yarınını Konuştu

WorldFood Istanbul ile klasikleşen, fuarın etkinlik ve konferans programının açılışını gerçekleştiren Başkanlar Oturumu, “İhracatın Kalbindeki Sektör Gıda ve 2023 Yol Haritası” başlığı ile sektörün yol haritasını belirledi. Bloomberg HT Tarım Editörü İrfan Donat yönetiminde düzenlenen oturumda; YeniÇiftçi Platformu Kurucu Başkanı Emrah İnce, İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, TİM YK Üyesi ve İstanbul Yaş Sebze Meyve İhracatçılar Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu ile T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı TAGEM Hayvan Sağlığı, Gıda ve Yem Araştırmaları Dairesi Başkanı Ramazan Bülbül, 2023 yılı için beklentileri, öngörüleri ve atılması gereken adımları paylaştı.

 

İHBİR’de 2022 Hedefi: İhracatta yüzde 30 Büyüme ile 13 Milyar Dolar

Oturumda ilk olarak söz alan İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, bin 500 üretici ve ihracatçı firmayı temsil ettiklerini hatırlatırken, İHBİR’in adeta bir navigasyon hizmeti sunarak, üreticiler için ihracat haritasını oluşturduğunu söyledi. 2021 yılında ilk aylarında yaşanan düşüş grafiğinin yerini beşinci ayının ardından çıkış ivmesine bıraktığını hatırlatan Taycı, sözlerini şöyle sürdürdü: 

 

“2022 yılında, bugüne kadar Türkiye’de neler yaşadığımızı değerlendirirsek, Türkiye’nin avantajlı bir pozisyona sahip olduğunu belirtmek isterim. Değişen tedarik zinciri ve lojistik zorluklar sebebiyle Çin’den gelen malların maliyeti 14-15 bin dolara ulaştı. Orta Doğu’ya gelen gemilerin istasyon sayısının artmasından nedeniyle geliş süresi olağan sürenin 3 katına ulaştı. Bu süreçler, tedarikçileri yeni arayışlara sevk etti. Ülkemizde, Avrupa’ya kıyasla iş gücünün maliyetlerinin daha az olması, ilgi ve alakayı lehimize artırdı. Konjonktürel bir rüzgarı arkamıza aldık. Şu an sahip olduğumuz avantajı kalıcı hale getirmemiz gerekiyor; çabamız bunun için. Bu anlamda fuarlar önemli bir parametre. İHBİR olarak Türkiye’de büyük bir fuar yaratmak istiyoruz. Bu nedenle de WorldFood Istanbul’a desteğimizi açıkladık. Üyelerimiz ve katılımcılarımızın stantlarına baktığımızda, fuarın çok güzel geçtiğini söyleyebilirim. İHBİR olarak bu yıl elde edeceğimiz rakamlarla, bir önceki yıla göre 30 büyüme elde ederek, 13 milyar dolarlık ihracatla yılı kapatma hedefindeyiz.”

 

Rusya-Ukrayna Savaşı, Gıda Milliyetçiliğini Öne Çıkardı

TİM Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Yaş Sebze Meyve İhracatçılar Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, pandeminin tarım ihracatının önemini gösteren bir gelişme olduğunu, pandemi ile birlikte kırsala dönüşü getirdiğini hatırlattı.

 

Türkiye’nin pandemi sonrasında çok önemli tedarikçi konumuna geldiğini belirten Mutlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“İklim krizi, ülkemiz için rakiplerimiz nezdinde üstünlüğümüzü ortaya çıkardı. Avrupa ve Rusya için güvenilir ve sürdürülebilirlik başlıklarında çok önemli bir tedarikçi olduk. Örneğin; Çin pandemi sonrası ulaşılamaz oldu.”

 

ABD’nin ekonomik gücüne rağmen çiftçiye çok destek verdiğini, savaş sonrası en önemli konunun gıda milliyetçiliği olduğunu belirten Mutlu, “İklim krizinin gelişim süreci, Türkiye’nin, Rusya ve Avrupa nezdinde mevcut tedarikçi pozisyonu daha da güçlenecek.” sözleri ile, Türkiye’nin tedarikçi pozisyonunda yakaladığı ivmeyi Uzak Doğu pazarı ile sürdürebileceğine işaret etti.

 

TAGEM: “Türkiye, TAGEM Sayesinde Tohumda Kendisine Yeter Duruma Geldi” 

Ardından söz alan T. C. Tarım ve Orman Bakanlığı, TAGEM Hayvan Sağlığı, Gıda ve Yem Araştırmaları Dairesi Başkanı Ramazan Bülbül, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri yürüten bir kurum olarak, 49 enstitü ile 37 ilde 67 lokasyonda faaliyet yürüttüklerini paylaştı.

 

Alanında şu an Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise 10’uncu büyük AR-GE kurumu olduklarını belirten Bülbül, sözlerine şöyle devam etti:

 

“Yaklaşık 600’ü doktoralı olmak üzere 2 bin 200 civarında yüksek lisans programını tamamlamış, 200’ü de yurt dışında doktora yapan personelimiz mevcut. Gelişmiş ülkelerde Ar-Ge çalışmalarının yüzde 50’sini özel sektör karşılar. Türkiye’de bu devlet kanalıyla yapılıyor. Devletin destek oranı yüzde 84. TAGEM’in tohum konusunda efsane bilgileri yıktı ve bugün, faaliyetlerimiz sayesinde, Türkiye tohumda kendisine yeter bir duruma gelmiştir. İsrail’den tohum aldığımız söylenir ama şu anda oraya tohum satıyoruz.”

 

Tarımda Girişimci Ekosistemi Desteklenmeli

Türkiye’de tarımsal teknolojinin Ar-Ge’sinin yüzde 85’inden kamunun mesul olmasının ya da kamu tarafından sırtlanmasının iyiye işaret olmadığını belirten YeniÇiftçi Platformu Kurucu Başkanı Emrah İnce, “Dünyada tarım teknolojileri ile ilgili girişim ekosistemi 4 milyar dolara ulaştı. Son 7 yılda tarım ve gıda teknolojilerine 100 milyar dolar yatırım yapıldı. Burada üzerimize düşen, büyük şirketlere düşen, girişimci ekosisteminin desteklenmesidir. Bu alandaki girişimlerin önü açılarak, büyütülmelidir.” sözleri ile tarım girişimcilerine pozitif ayrımcılık uygulanması gerektiğinin altını çizdi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Mudanya’da etkili olan sel ve su taşkınlarının ardından açıklama yapan Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Büyükşehir Belediyesi’nin altyapı ihmali ve dere yataklarındaki yapılaşmaya izin veren imar planlarının yapılması sonucu Mudanya’nın felaketi yaşadığını belirtti. Başkan Türkyılmaz, “Denizleri doldurup, dereleri yapılaşmaya açanlar, en az 5 metre olması gereken alana 1 metrelik kanal yapanlar, hesabını verecek. Ya görevlerini yapacaklar ya da yaptıkları yanlışların hesabını verecekler” dedi.

 

Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, ilçe genelinde etkili olan yağışlarla birlikte meydana gelen sel ve su taşkınlarının ardından basın açıklaması yaptı. CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Nisa Yılmaz Kartaltepe, birim müdürleri, meclis üyelerinin ile CHP Mudanya İlçe Başkanı Ömer Adyın ve ilçe yönetimininde bulunduğu toplantıda konuşan Başkan Hayri Türkyılmaz, Mudanya Belediyesi ekiplerinin gece boyunca çalışma gerçekleştirdiğini, ilçe genelinde yaşanan sel felaketinin sebebinin Büyükşehir Belediyesi’nin altyapı ihmali olduğunu vurguladı. Başkan Hayri Türkyılmaz, 2015 yılından bu yana Mudanya’nın yeni gelişmekte olan mahallelerinden Halitpaşa ile, Kumyaka ve Tirilye’de Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 1 metre dahi altyapı çalışması yapmadığını dile getirdi. Selin vurduğu Halitpaşa yakınlarındaki Karanlıkdere’de yapılaşmaya 2011 yılına kadar yapılan imar planlarıyla göz yumulduğunu, felaketin adım adım yaklaştığını kaydeden Başkan Türkyılmaz, “İlçemizde 15 gün önce yaşanan su taşkınlarının ardından BUSKİ, görevi olan altyapıyla ilgili kapanan derelerin dahi temizlemesini yapmadı, bu yağmurda da böyle bir feklaketin yaşanması kaçınılmaz oldu. Ekiplerimizin yağmurun şiddetini artırmasıyla birlikte 10 dk içerisinde müdahalesiyle Çakaldere’de suya yol verilmiş ve su taşkınından vatandaşlarımız kurtarılmış oldu. Ama Karanlıkdere’de o kadar şanslı değildik. Vatandaşlarımız ve belediyemiz tarafından defalarca BUSKİ’ye yazı yazıldığı halde tek bir adım atılmamış, Büyükşehir Belediyesi tenezzül edip cevap dahi vermemiştir. Dereleri kapatırsanız, denizleri doldurursanız, bu doğa bir gün intikamını alır. Kalkıp bugün, Mudanya Belediyesi’ni kendilerine ait olan alt yapı sorunlarından dolayı suçlar haline gelmişler. Sorumluları, görevlerini yapmaya, yalanlarla insanları kandırmaktan vazgeçmeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

 

YIKIM KARARI ÇIKTI, İMAR BARIŞI İLE YASALLAŞTI

Göreve geldiği günden beri bir karış toprağı imara açmadığını dile getiren Başkan Türkyılmaz, “Ranta  dayalı yapılaşmaya artık son vermenin zamanı geldi. Karanlıkdere’yi daraltanlar, en az 5 metre olması gerekirken 1 metrelik kanal yapanlar, hesabını verecek. Mudanya Belediyesi olarak, Mudanyalı hemşehrilerim adına yasalar çerçevesinde bu görevi yapmayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Kumyaka mahallesi ve Girit sokağında bir sokak sağlıklaştırma çalışması yapmıştık. İyi ki bu çalışmaları yapmışız. Eski haliyle kalmış olsaydı can kaybının yaşanması işten bile değildi. Halitpaşa mahallemizde en son 2011 yılında imar planı değişikliği yapılmış. Bu planları yapanlar, elde ettikleri rantların hesabını verecekler. Ya görevlerini yapacaklar ya da yargıda hesap vermekten asla kaçınamayacaklar.

 

Kat kat, yüksek kaçak binalar yapılmış, yıkım kararı çıkardığımız halde imar barışıyla yasal hale gelmiş. Bir yandan belediye başkanlarını yasalara uymak zorunda bırakırken birileri de kasayı doldurma uğruna kentlerin geleceğiyle ilgili kötü kararlar vermiş” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bursa’da Çarşamba günü aniden bastıran şiddetli yağış sonrası yaşanan sel felaketinin ardından harekete geçen Osmangazi Belediyesi, yağıştan en çok etkilenen Karabalçık, Ovaakça, Demirtaş Sakarya Mahallesi ve Yunuseli Mahallelerinde gerçekleştirdiği çalışmalarla selin izlerini siliyor.  

 

Aniden bastıran şiddetli yağışla birlikte Osmangazi Kaymakamı Ali Partal ve belediye başkan yardımcıları ile birlikte selden etkilenen mahalleleri ziyaret eden Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın talimatıyla hareke geçen ekipler, su baskını yaşanan konutlardan tahliye işlemi gerçekleştirdi. Selden en çok etkilenen mahallelerden biri olan Karabalçık Mahallesi’nde çok sayıda evi su basarken, yollar ve birçok evin bahçesi selin getirdiği çamurla kaplandı, bazı araçlar hasar gördü. Şiddetli yağışın etkisiyle çamurla kaplanan yollar, Osmangazi Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından kepçe ve greyderlerle temizlendi. Çamur deryasına dönen sokak ve caddeler, vidanjörlerin çalışmasının su tankerleriyle yıkandı.

 

İl genelindeki şiddetli yağış sonrası meydana gelen sel felaketinde zarar gören mahalleleri ziyaret ederek mahalle muhtarı ve vatandaşlarla görüşen Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Ani bastıran yağış sonrasında yaşanan sel baskınında çok şükür can kaybı yaşanmadı. Ancak, Karabalçık, Ovaakça, Demirtaş başta olmak üzere bazı mahallelerimizde ciddi hasarlar meydana geldi. Özellikle ‘Bursa Siyahı’ olarak bilinen siyah inciriyle adını dünyaya duyuran Ovaakça ile her yıl üzüm festivali düzenlediğimiz Karabalçık Mahallemiz’de üreticilerimizin ürünleri de ciddi hasar gördü. Osmangazi Belediyesi olarak meteorolojinin uyarıları doğrultusunda gerekli tedbirlerimizi almıştık. Şiddetli yağış ile birlikte ekiplerimiz harekete geçerek bölgede hummalı bir çalışma başlattı. Kapanan yollar, dere yatakları iş makinaları ile açıldı. Evlerin bahçelerine dolan çamurlar iş makinaları ile temizleniyor. Çamurla kaplanan yollar yine suyla yıkanarak çamurdan arındırılıyor. Selin izlerini silmek için ekiplerimiz aralıksız çalışıyor. Tüm hemşerilerimize geçmiş olsun ve rabbim tekrarını yaşatmasın.” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yeniden kullanımı özendirmek ve ihtiyaç sahiplerine ek gelir imkânı sağlamak amacıyla Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen Yeniden Kullanım Pazarı, 4 Eylül Pazar günü 11.00-19.00 saatleri arasında Belediye bahçesinde kurulacak. 

 

Haziran ayından bu yana Kadıköy Belediyesi’nin bahçesinde düzenlenen ve katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği Yeniden Kullanım Pazarı, 4 Eylül Pazar günü üçüncü kez kapılarını açacak. Başvuruların çevrimiçi olarak gerçekleştirildiği ve stant açmak için Kadıköy ikameti aranan etkinlikte, uygun fiyatlardan ikinci el giysiler ve bebek eşyaları satın alınabilecek. Tekstil endüstrisinin yarattığı karbon salınımına dikkat çekerek yeniden kullanımı özendirmek ve yaşanan ekonomik darboğazda ihtiyaç sahiplerine gelir imkânı sağlamak amacıyla düzenlenen Yeniden Kullanım Pazarı’na binlerce ziyaretçi bekleniyor.

 

STANT AÇABİLMEK İÇİN REKOR BAŞVURU

Katılımcıların yoğun ilgisi üzerine 4 Eylül Pazar günü üçüncüsü düzenlenecek olan Yeniden Kullanım Pazarı’nda stant açmak için 10 günde 600’den fazla başvuru yapıldı. Haziran ayında ilki gerçekleştirilen etkinliğe 266 başvuru olmuş, Temmuz ayında ise bu sayı 395’e ulaşmıştı. Koşulları sağlayıp sağlamadığı kontrol edildikten sonra çekilişe kabul edilen bütün başvuranlara, https://kura.kadikoy.bel.tr/ adresi üzerinden çekilişi canlı olarak izleme imkânı da sunuluyor. 80’er adet asil ve yedek stant sahibinin belirlendiği çekilişe katılabilmek için Kadıköy’de ikamet etme, tekstil sektöründe ticari faaliyeti bulunmama ve aynı haneden başka bir kullanıcının daha önce kabul almamış olması gibi şartlar aranıyor. 

 

İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BAĞIŞ VE BURS İMKÂNI

Kadıköy’de ikamet eden 80 kişinin stant açacağı Yeniden Kullanım Pazarı’nda giysi, çanta, ayakkabı gibi birçok ürüne ulaşılabiliyor. Yeniden Kullanım Pazarı’na gelen ziyaretçilere, uygun fiyata alışveriş yapmanın yanı sıra kullanmadıkları giysilerini Kadıköy Belediyesi’nin 2. El Giysi Mağazası Açık Gardırop’a bağışlama imkânı da sağlanıyor. Buna ek olarak ihtiyaç sahibi Kadıköylü üniversite öğrencilerine karşılıksız burs desteği sunmak amacıyla Kadıköy Belediyesi’nin Türk Eğitim Vakfı’yla ortaklaşa düzenlediği “Okutan Kadıköy” projesi için de bir stant kuruluyor. Dileyen ziyaretçiler, “Okutan Kadıköy” standını ziyaret ederek üniversite öğrencilerine burs desteğinde bulunabilecek.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gölcük Belediyesi rahvan atı, Bursa Büyükşehir Belediyesi 30 Ağustos Zafer Bayramı Rahvan Atları Zafer Koşusu’nda baş atlar 2.si oldu.

 

Gölcük Belediyesi, geleneksel sporlara yaptığı yatırımlar başarılı sonuçlar kazandırmaya devam ediyor. Bu kapsamda; Gölcük Belediyesi’nin rahvan atı, Bursa Büyükşehir Belediyesi 30 Ağustos Zafer Bayramı Rahvan Atları Zafer Koşusu’na katıldı. Ürünlü Geleneksel Atlı Sporlar Tesisi’nde düzenlenen koşuda, Türkiye’nin dört bir yanından rahvan atlar hünerlerini sergiledi. Koşuda baş atlarda ikincilik kazanan Gölcük Belediyesi rahvan atının ödülünü, MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın elinden Gölcük Belediyesi Rahvan At Tesislerinin Sorumlusu Osman Kalyoncu aldı.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Futbol Federasyonu’nun ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirilen 21. UEFA Stadyum ve Güvenlik Konferansı, Hilton Bomonti Hotel’de başladı.

 

Konferansta Türkiye Futbol Federasyonu’nu Başkan vekili Nüket Küçükel Ezberci, Yönetim Kurulu Üyeleri Talat Papatya, Hamit Altıntop, Murat Şahin ve Genel Sekreter Kadir Kardaş temsil etti.

 

COVID-19 pandemisi nedeniyle iki yıldır online seminerler şeklinde organize edilen ancak bu yıl tekrar yüz yüz yapılan konferansta, UEFA Yönetim Kurulu Üyesi Servet Yardımcı, UEFA Stadyum ve Güvenlik Komitesi Başkanı Michael van Praag, Emniyet Müdürlüğü temsilcileri, UEFA yetkilileri ile Avrupa kupalarında mücadele edecek kulüplerin güvenlik sorumluları da yer aldı.

 

UEFA Başkanı Aleksander Čeferin, konferansın açılışı için gönderdiği video mesajında Avrupa Konseyi ile UEFA arasında dört yıldan beri stadyum ve güvenlik konularında stratejik iş birliği yapıldığına dikkat çekerek, futbol karşılaşmalarında stadyum, emniyet ve güvenlik konularının ele alınmasında koordinasyon ve iş birliğinin önemine vurgu yaptı.

 

Nüket Küçükel Ezberci: “UEFA’nın İstanbul’u tercih etmesinden dolayı çok mutluyuz”

Daha sonra kürsüye gelen TFF Başkan vekili Nüket Küçükel Ezberci, konuşmasını yaptı. Ezberci, konuşmasında futbol karşılaşmaları bir aile etkinliği olarak gördüklerini ve kadın ve çocukların statlara çekilmesinin önemine dikkat çekti. TFF Başkan vekili ayrıca UEFA maçlarındaki organizasyon gücünü takdir ettiğini belirtti.

 

Ezberci’nin konuşmasının tam metni şöyle: “UEFA ve UEFA üyesi federasyonlar ile Avrupa kupalarında mücadele edecek kulüplerinin kıymetli temsilcileri, değerli katılımcılar,

 

Sözlerime, 21. UEFA Stadyum ve Güvenlik Konferansı için İstanbul’a gelen katılımcılara hoş geldiniz diyerek başlamak isterim. COVID-19 pandemisi sebebiyle iki senedir online olarak düzenlenen bu önemli etkinliğin, bu yıl yeniden yüz yüze olarak hem de Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz.

 

85 milyon nüfuslu ülkemizde, başta futbol olmak üzere spor karşılaşmalarının geniş kitleler tarafından büyük bir ilgiyle takip edildiği bilinen bir gerçek. 10 yıldan fazla süredir ülkemizde uygulanmakta olan Sporda Şiddet ve Düzensizliği Önleme Kanunu, devamında tüm şehirlerimizde oluşturan Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Spor Güvenliği Şube Müdürlükleri, kanunla birlikte getirilen ve en üst iki ligimizde uygulanan Elektronik Bilet sistemi, ülkemizde sporda güvenlik konusuna verilen önemi gösteren en bariz örneklerdir.   

 

Yıllar içerisinde stadyum güvenliği konusunda Türkiye’de hem ulusal hem de uluslararası çapta birçok organizasyon düzenlendi. Bunlara UEFA’dan da temsilciler katıldı. UEFA’yı Stadyum ve Güvenlik Konferansı için İstanbul’u tercih etmesi nedeniyle kutluyorum. Bu kararı, ilgili Bakanlıklarımızda, Emniyet Genel Müdürlüğünde ve Türkiye Futbol Federasyonu’nda bu konuyla ilgili çalışan tüm yetkililerinin yıllardır verdikleri emeklere bir teşekkür olarak görüyorum.  

 

2005 UEFA Şampiyonlar Ligi finali, 2009 UEFA Kupası finali ve 2019 UEFA Süper Kupa maçına başarıyla ev sahipliği yapmış olan İstanbul, şimdi de Cumhuriyetimizin ve Federasyonumuzun kuruluşunun 100. yıl dönümünde bir başka önemli spor etkinliğini olan 2023 UEFA Şampiyonlar Ligi finalini heyecanla bekliyor. Üst düzey futbol karşılaşmalarının gerektirdiği güvenlik standardına titizlikle uyarak, yerel makamlarımızın da en önemliler arasında yer aldığı paydaşlarımızla koordineli bir biçimde, tıpkı 18 yıl önce olduğu gibi yalnızca yeşil sahada olanlarla akılda kalacak unutulmaz bir organizasyona daha imza atmak istiyoruz.

 

Finale ilişkin güvenlik konularını masaya yatırdığımız toplantılarımıza üst mercilerin katılımıyla yapmaya başladık. Maça kadar olan dönemde yetkili makamlarla olan koordinasyon ve iş birliğimiz artarak devam edecek.     

 

Futbol karşılaşmalarının güvenli ve sağlıklı bir ortamda oynanabilmesi için her türlü yasal çerçeveyi kuran ve koordinasyon amaçlı bir platformu da hayata geçiren UEFA’nın gayretlerini çok değerli buluyorum. Karşılaşmalarda şiddet ve düzensizliği önleme ve uluslararası boyutta bilgi paylaşımını sağlama konusunda çalışan, 38 aktif üyesi olan Ulusal Futbol Bilgi Merkezi (NFIP) ağının rolünü de göz ardı edemeyiz. Bugün artık, futbol maçlarının güvenliği, UEFA, NFIP, Interpol ve Europol gibi çoklu paydaşların katılımı ve dayanışması ile bir üst noktaya taşınmaktadır.  

 

Nihai amacımız, futbol stadyumlarında düzensizliği ve şiddeti tamamen ortadan kaldırmak, holiganizmin önüne geçmek, ihlalde bulunanların cezasız kalmamasını ve yaptıklarından pişman olmalarını sağlamaktır. Bilhassa kadın ve çocuk seyircileri daha fazla statlara çekecek, güvenli ortamları sağlama konusunda hepimize önemli görevler düşmektedir. Sözlerime son verirken, konferansın verimli ve başarılı geçmesini umuyor, geleceğe ışık tutacak bir etkinlik olmasını diliyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”

 

Ezberci’nin ardından sözü alan UEFA Stadyum ve Güvenlik Komitesi Başkanı Michael van Praag, konuşmasında Türkiye Futbol Federasyonu’nun yoğun bir çalışma temposunda olduğunu belirterek, 2022/23 Avrupa kupaları grup kuralarının geçtiğimiz hafta İstanbul’da çekildiğini hatırlatarak, sezonun da 2023 UEFA Şampiyonlar Ligi final maçıyla burada kapatılacağını söyledi. Praag konuşmasını şöyle sürdürdü: “UEFA Yönetim Kurulu Üyesi Servet Yardımcı’ya Stadyum ve Güvenlik Konferansı’nın İstanbul’da yapılması konusundaki gayretleri için teşekkür ediyorum. 30 yıldır futbolun içindeyim ve yıllar içerisinde öne çıkan iki konunun değişen şartlara adaptasyon ve gelişim olduğunu gördüm. Takım oyunu ve birlik olmak da işimizin en önemli iki unsurudur. Bu yılki etkinliğimizin temasını da “Sharing the Stage” (Sahneyi Paylaşmak) olarak belirledik.” diye konuştu.

 

Van Praag, son Şampiyonlar Ligi maçında yaşanan seyirci olaylarına ilişkin raporların hazırlanma sürecinin devam ettiği konusunda katılımcıları bilgilendirdi.

 

Konferansın sabah oturumlarında statlarda yaşanan sosyal aktivizm, ayrımcılık ve ırkçılık, COVID-19 pandemisinin etkileri ve taraftarların stadyuma dönüşü, stadyuma dönen taraftarların eskisine göre farklı davranış kalıpları sergilemesi (örn. Daha fazla patlayıcı ve yanıcı madde taşıma), COVID-19 pandemisi ile artan mobile bilet ve mobil ödeme yöntemleri kullanımı gibi konular ele alındı.

 

Geçen yıl Arnavutluk’un başkenti Tiran’da düzenlenen UEFA Avrupa Konferans Ligi finalini konu alan ve çeşitli uzmanların katıldığı panelde, daha önce UEFA finallerine ev sahipliği yapmamış ülkelerde organize edilen karşılaşmalardaki hassas noktalar tartışıldı; ayrıca özel güvenlik çalışanlarının eğitimi ve deplasman seyircileri için yapılan uygulamalara dikkat çekildi.

 

Etkinliğin öğle ve akşam oturumlarında seyirci yoğunluğu hesaplaması ve acil tahliye planları, taraftar davranışlarının değerlendirilmesi, bilgi sistemlerinin yönetimi, UEFA güvenlik sorumlularının rolü ve bilgi paylaşımı gibi konulara değinilecek.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Spor Kulübü Paletli Yüzme Takımı, Kayseri’de gerçekleştirilen Paletli Yüzme Gençler Türkiye Şampiyonası’ndan 1 altın, 6 gümüş, 2 bronz madalya ile döndü. U12 Sutopu Takımı ise, Enka Spor Kulübü tarafından düzenlenen 35. Sadi Gülçelik Turnuvası’nda başarılı bir performans sergileyerek bronz madalya kazandı.

 
Öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra spor, sanat ve bilim alanlarındaki gelişimlerini de destekleyen İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları, Spor Kulübü ile katıldığı farklı yaş grupları ve alanlardaki müsabakalarda elde ettikleri madalyalarla başarılarını sürdürüyor.

İTÜ GVO Spor Kulübü Paletli Yüzme Takımı, Kayseri’de gerçekleştirilen Paletli Yüzme Gençler Türkiye Şampiyonasından 1 altın, 6 gümüş, 2 bronz madalya ile döndü. Başarılı sporculardan Bilge Ayza Parlakyıldız, 200m suüstünde 10-11 yaş grubunda Türkiye şampiyonu olurken; 100m ve 50m suüstünde 10-11 yaş kategorisinde Türkiye 2.'si oldu. Sporcu Efe Boran Erzurumlu 200m, 800m ve 1500m suüstünde 14-15 yaş kategorisinde Türkiye 2.'si, 400m suüstünde aynı kategoride Türkiye 3.'sü oldu. Kerem Bilgi ise 50m çiftpalette 12-13 yaş kategorisinde Türkiye 2.'si, Ece Lal Özyaman 50m çiftpalette 12-13 yaş kategorisinde Türkiye 3.'sü olarak ailelerini ve antrenörlerini gururlandırdı.

İTÜ GVO Spor Kulübü U12 Sutopu Takımı ise, Enka Spor Kulübü tarafından düzenlenen 35. Sadi Gülçelik Turnuvası’nda başarılı bir performans sergileyerek bronz madalya kazandı. 

 ‘’Su sporları fiziksel dayanıklılığın yanı sıra zihinsel yeteneklere de katkıda bulunuyor’’

“Hedefimiz okulumuz öğrencilerinin başarılarıyla örnek olarak, her yaştaki öğrenciye su sporlarını sevdirmek ve akademik çalışmalarını sporun verdiği disiplinle desteklemek” diyen İTÜ GVO Spor Kulübü Başkanı Nevzat Özkök; sporun özellikle ergenlik döneminde stres yönetimine ve sağlıklı arkadaşlık ilişkileri kurulmasına da olumlu katkıları olduğunun altını çizdi. Su sporlarının fiziksel dayanıklılığın yanı sıra zihinsel yeteneklere de katkıda bulunduğunu, toplumsallaşma, arkadaşlık ve duygusal akıl yürütme gibi konularda çocukları geliştirdiğini belirtti. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Araştırmalar, sağlıklı bir diyetin genel sağlığa ve beyin sağlığına katkıda bulunduğunu gösteriyor. Yapılan çalışmalar, cevizlerin bilişsel işlevlerde ve Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif rahatsızlıklarda faydalı bir rol üstlenerek beslenme düzenlerinin önemli bir parçası olabileceğini ortaya koyuyor.

 

2022 yılında yapılan yeni bir klinik öncesi hücre tabanlı çalışma, ceviz ve bilişsel işlev arasındaki bağlantıyı daha da araştırarak ceviz yağının Alzheimer hastalığının ilerlemesinin belirteçlerini azaltmada rol oynayabileceğini bulgularla öne sürdü.

 

Bu çalışmanın sonuçları ceviz ve bilişsel işlevler arasında umut verici bir bağlantı olduğunu ortaya koysa da, insanlar üzerindeki etkisini tam olarak anlamak için gerekli olan insan klinik deneyleri de dâhil olmak üzere ek araştırmaların yapılması gerekiyor.

 

Ek olarak, devam eden araştırmalar ceviz gibi belirli yiyecekleri yemenin aşağıdakilerle bağlantılı olabileceğini öne sürüyor:

 

– yüksek risk gruplarında, yaşa bağlı bilişsel bozulmaya karşı gelişmiş bilişsel işlev ve hafıza

– demansın ilerlemesinde risk faktörleri olan kardiyovasküler hastalık veya tip 2 diyabet gibi diğer hastalıkların riskinin azalması

– Alzheimer hastalığının başlangıcını geciktirme veya ilerlemesini yavaşlatma

 

Bu bulgular, ceviz gibi gıdaların bilişsel işleve potansiyel faydaları desteklemede ve diğer hastalıklar için risk azaltmada oynayabileceği rolü açıkça anlamak için ek araştırmaları gerektirmektedir.

 

Klinik öncesi çalışmalar ve insanlarla yapılan deneyler sonucunda ortaya çıkan bulgular, günde yaklaşık 28 gr (yaklaşık bir avuç) ceviz tüketiminin, beyin sağlığı açısından en güçlü potansiyel faydaları ortaya çıkardığını gösteriyor.

 

Araştırmanın olumlu bulgularla sonuçlanmasına karşın bu çalışma hayvanlar üzerinde yapıldı ve bu nedenle bulgular henüz insanlarla ilişkilendirilemiyor. Hayvan deneyleri, insanlar üzerindeki etkileri belirlemek için gereken ek araştırmalara arka plan sağlar ve hipotezleri formüle etmek için kullanılır.

 

Şu an dünyada 47 milyon Alzheimer hastası var ve 2030’da 76 milyon hasta olması bekleniyor. Türkiye’de 600.000 aile bu hastalıkla mücadele ediyor ve mevcut nüfusun oldukça küçük bir bölümünü, 8,7’sini oluşturan 65 yaş üstü nüfus hızla artıyor. Bu nedenle demans hastalarının sayısında hızlı bir artış izleniyor. 

 

Alzheimer hastalığı gibi rahatsızlıklarda, belirti ve semptomlar yaşamın çok sonraki zamanlarına kadar ortaya çıkmayabilir. Ceviz yemek gibi basit ve besleyici alışkanlıkları erken yaşta benimsemek ve bunları sık sık yapmak, bilişsel işlevlere ve nörodejeneratif koşullara fayda sağlayabilecek umut verici bir eylem olabilir.

 

Referans:

1. Poulose SM, Miller MG, Shukitt-Hale B. Role of walnuts in maintaining brain health with age. J Nutr. 2014;144(4 Suppl):561S-566S.
2. Esselun C, Dieter F, Sus N, Frank J, Eckert GP. Walnut Oil Reduces Aβ Levels and Increases Neurite Length in a Cellular Model of Early Alzheimer Disease.

Nutrients. 2022; 14(9):1694. https://doi.org/10.3390/nu14091694

1. Muthaiyah B, Essa MM, Lee M, Chauhan V, Kaur K, Chauhan A. Dietary

supplementation of walnuts improves memory deficits and learning skills in transgenic mouse model of Alzheimer's disease. J Alzheimers Dis. 2014;42(4):1397–1405. doi:10.3233/JAD-140675

1. Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, Doç. Dr. Barış Topçular 600.000 families are struggling with the Alzheimer’s disease in Turkey, Türkiye Alzheimer Derneği

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı