Büyükşehir Belediyesi, İzmit Hafız Rüştü Sokak’ta çökme riski olan istinat duvarı yerine kuyu temelli iksa yapım çalışmalarına başladı

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Güney Edirne Katı Atık Birliği (GÜNEKAB) Lüleburgaz’da bir yıldır başarıyla uygulanan ve tonlarca atığın dönüştürülmesini sağlayan Akıllı Atık Tanıma Sistemlerini inceledi. Uygulamayı Keşan, İpsala ve Enez ilçelerinde hayata geçirmeyi düşündüklerini söyleyen Birlik Başkanı Erhan Engin, “Hem masraflardan kaçınmak hem de milli sermayeye bir katkımız olması açısından çok önemli” dedi.

 

Lüleburgaz’da bir yıl önce “Hem vatandaş hem çevre kazanacak” sloganıyla hayata geçen Akıllı Atık Tanıma Sistemleri Türkiye’ye örnek oluyor. Sürdürülebilirliği açısından Türkiye’de ilk ve tek olan projeyle ilgili GÜNEKAB heyeti incelemelerde bulunmak üzere Lüleburgaz’a geldi. Lüleburgaz’daki Akıllı Atık Tanıma Sistemleri’nin işleyişi hakkında yetkililerden bilgi alan GÜNEKAP üyeleri uygulamaya hayran kaldı.

 

“Yapılmış şey her zaman daha iyidir”

Uygulamanın işleyişinden oldukça memnun kalan GÜNEKAB Başkanı Erhan Engin, “Geri dönüşümün kullanılabilirliği ve atıkların kaynağında ayrıştırılmasına nasıl katkı sunabiliriz noktasında bunun araştırılması için Lüleburgaz’da kurulan bir sistem var. Gayet güzel. Sıfırdan iyidir. Yapılmış bir şey hiç yapılmamasından her zaman daha iyidir. Lüleburgaz Belediyesi bu konuda kararlı. Sistem iyi gidiyor gibi gözüküyor” dedi.

 

Keşan, İpsala ve Enez’e planlanıyor

Engin uygulamanın yazlık nüfusu yoğun olan Keşan, İpsala ve Enez’e uygulanmasının planlandığını söyleyerek, “Biz yazlık nüfusu yoğun olan bir bölgeyiz. Dolayısıyla ambalaj atıkları çok fazla oluyor. Bunların nakliyesi de masraf oluşturuyor. Hem bu masraflardan kaçınmak hem de milli sermayeye bir katkımız olması çok önemli” diye konuştu.  Öte yandan Edenred firması yetkilisi İzzet Gürgül de , Lüleburgaz’ın akıllı atık tanıma sisteminin ilk geniş kapsamlı örneği olduğunu belirterek, projenin Türkiye’ye çok büyük bir fayda sağlayacağını söyledi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

100. Yılda Lüleburgaz’ın Kurtuluşu ve Milli Mücadele Sempozyumu

 

Lüleburgaz Belediyesi Lüleburgaz’ın kurtuluşunun 100’üncü yılında “100. Yılda Lüleburgaz’ın Kurtuluşu ve Milli Mücadele Sempozyumu” düzenleyecek. 6 Kasım’da Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi’nde (LYKA) düzenlenecek sempozyumda aralarında Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Prof. Dr. Nedim İpek ve Prof. Dr. Hasan Dilan’ın da yer aldığı çok sayıda isim katılımcı olarak yer alacak.

 

Lüleburgaz Belediyesi, 8 Kasım Lüleburgaz’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yılını önemli bir sempozyumla taçlandıracak. 6 Kasım Pazar günü LYKA’da düzenlenecek “100. Yılda Lüleburgaz’ın Kurtuluşu ve Milli Mücadele Sempozyumu’nda” birbirinden önemli isimlere ev sahipliği yapılacak. İki oturum halinde gerçekleştirilecek sempozyumda Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, tarihçi yazar Prof. Dr. Nedim İpek, siyaset bilimci Prof. Dr. Hasan Dilan, araştırmacı yazar Ali Arslan, Ali Işıkgör, Abdullah Batmaz, Cem Ödül ve Mustafa Gültekin yer alacak. 

 

Gün boyu sürecek

LYKA Prof. Dr. Türkan Saylan Salonu’nda gerçekleştirilecek sempozyum saat 10.00’da başlayacak. Gün boyu sürecek sempozyum 17.30’da sona erecek. Sempozyumun birinci oturumu 10.00 ile 12.30 arası, ikinci oturumu ise 13.30 ile 17.30 arasında olacak.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Medya takip kurumu Ajans Press, medyada en çok konuşulan haber başlıklarını çıkardı. Ajans Press’in 1-31 Ekim tarihleri arasında 15 bini aşkın gazete, dergi, TV kanalları ve internet haber sitelerinde en çok haber olan içerikleri çıkardığı araştırmada, ilgili içeriklerde medyaya binlerce haber yansıdı.   Bartın’daki maden faciasından vekil transferlerine, yasa tasarılarından yeni projelere kadar medyanın en çok konuştuğu içerikler şu şekilde oldu;

 

• Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında patlama meydana geldi; maden faciasında 41 kişi hayatını kaybetti.
  
• Ankara’nın Çankaya ilçesindeki bir eğlence mekanında, istek parça tartışması sonucunda müzisyen Onur Şener öldürüldü.
  
• Sosyal medya yasası olarak da bilinen, Basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin kanun mecliste kabul edildi.
  
• CHP’den Memleket Partisi’ne geçen ve oradan da istifa eden bağımsız milletvekili Mehmet Ali Çelebi AK Parti’ye katıldı.
  
• Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının ardından, CHP kamuda başörtüsü serbestliği ile ilgili TBMM’ye kanun teklifi verdi.
  
• Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda TOGG fabrikası açıldı. Mart’ta yollara inecek olan TOGG’un fiyatı Şubat ayında belli olacak.
  
• Yapımı tamamlanan Tavşantepe-Sabiha Gökçen metro hattı açıldı. Kadıköy’den havalimanına ulaşım artık 50 dakika sürecek.
  
• Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan gözaltına alındı. Fincancı'nın görevlerine son verilmesi ve yerine başkan seçilmesi istemiyle mahkemeye başvurulduğu açıklandı.
  
• İngiltere Başbakanı Liz Truss görevinden istifa ettiğini açıkladı.
  
• Akciğer kanseri tedavisi gören televizyoncu ve oyuncu Billur Kalkavan hayatını kaybetti.
• Ampute Futbol Milli Takımı, 2022 Dünya Kupası finalinde Angola’yı 4-1 yenerek dünya şampiyonu oldu.
  
• Beşiktaş'ta Valerien Ismael dönemi bitti; Siyah Beyazlılar Şenol Güneş’le anlaşma sağladı.
  
• Güney Kore’nin başkenti Seul’deki Cadılar Bayramı etkinliği izdihama dönüştü. 154 kişi yaşamını yitirirken 133 kişi yaralandı.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ege’de “Atatürk ve Bilim” adlı konferans düzenlendi

 

Ege Üniversitesi (EÜ) “Cumhuriyet ve Atatürk Günleri” kapsamında Kariyer Planlama ve Başarı Koordinatörlüğü, Hemşirelik Fakültesi ve Kariyer Söyleşileri Sosyal Etkinlik ve Kültür Sanat Komisyonu işbirliğiyle “Atatürk ve Bilim” adlı konferans düzenlendi.

 

Moderatörlüğünü Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asiye Akyol’un yaptığı konferansta, konuşmacı olarak Atatürk Araştırmacısı Dr. Eren Akçiçek yer aldı. EÜ Hemşirelik Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Dönmez, Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Fahriye Vatan ile Doç. Dr. Eda Dolgun, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Konferans öncesi Arş. Gör. Dr. Nilay Orkun’un danışmanı olduğu Ege Hemşirelik Topluluğu tarafından Cumhuriyet’in 100’üncü yılına özel olarak kırmızı-beyaz giyinme ve yaka kartı dağıtma etkinliği düzenlendi. Etkinlik dolayısıyla katılımcılar, konferansa kırmızı-beyaz renklerinde kıyafetlerle geldi.

 

“Yer Gök Kırmızı Beyaz”

Projeyle ilgili konuşan Arş. Gör. Dr. Orkun, “Topluluk olarak ilk sosyal sorumluluk projemiz olan ‘29 Ekim’de Yer Gök Kırmızı Beyaz’ı gerçekleştirdik. Öğrencilerimiz proje kapsamında her aşamaları kendilerine ait olan yaka kartlarını hazırladılar. Görev alan ve emeklerini esirgemeyen yönetim kurulundaki öğrencilerime çok teşekkür ediyorum. Bu etkinliğe kırmızı ve beyaz renklerini giydiğiniz için siz katılımcılara da çok teşekkür ediyorum” dedi.

 

Konferans, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Sonrasında Moderatör Prof. Dr. Asiye Akyol, konuşmacı Dr. Eren Akçiçek’in özgeçmişini takdim etti.

 

Konuşmasına konferansa katılan öğrencilere seslenerek başlayan Dr. Akçiçek, “Her Hemşirelik Fakültesi’ne gelişimde ayrı bir sevinç ve gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Tıp Fakültesi mezunu olmama rağmen buraya gelmek bana ayrı bir kıvanç veriyor. Sevgili gençler, yarınlar sizin olacak. Yarının Türkiye’sini siz idare edeceksiniz. Zamanla enerjinizi kaybetmeyin. Ülkenin sizlere ihtiyacı var” dedi.

 

          “Ordu bilimle yönetildi”

Bilimsel olma yolunda hedeflerden bahseden Dr. Akçiçek, “Bilim Cumhuriyeti’nin hedefleri olarak ülkenin üniversitelerinin gerçek bilim merkezi olarak çalışmaları, uluslararası bilimsel çalışmalara aktif katılım göstermeleri, bilimsel bilgilerin halka yayılmaları konusunda en büyük rolün üniversite ve diğer eğitim kurumlarına düşmesinden bahsedebiliriz. Atatürk, güçlü orduların mağlup edilerek Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının sırrının da ordunun yönetilmesinde bilimin esas alınmış olması olduğunu söyler” diye konuştu.

 

Cumhuriyet döneminde yeni bilgi hâkimiyetine geçildiğini aktaran Dr. Akçiçek, “İstanbul’da kurulan Darülfünun bugünkü anlamıyla yüksekokul veya üniversite anlamına geliyor. 1872’de kapatılıyor. 20 sene kapalı kalıyor ve dolayısıyla 20’nci yüzyıl başlarında açıldığı zaman yeni ve eski bilgi beraber ortaya çıkmış oluyor. Atatürk Cumhuriyeti bir bilim cumhuriyeti olarak tasarlamıştır. Bu ikili yapı cumhuriyet kuruluncaya kadar devam etmiştir. 1933 yılında Üniversite Reformu ile yeni bilgi hâkimiyeti ilan edilmiş oluyor. Atatürk döneminde İsviçreli eğitimci Albert Malche Türkiye’ye davet ediliyor ve rapor hazırlaması isteniyor. Raporunda üniversitenin bilimsel zihniyeti oluşturmakla yükümlü olduğunu ve bunun dışında kurtuluş yolu olmadığını söylüyor. Daha sonra da üniversite sorununun Türkiye’nin fikri, manevi ve toplumsal gelecek sorunu olduğunu belirtiyor. Türkçe yayınları ve metotların eksik olduğunu ve ezbere dayalı eğitimin gerçekleştiğini o zamanın Türkiye’sinde saptıyor. Eğitimin Türkçe olmasını ancak bir yabancı dilin de öğrenilmesi gerektiğini söylüyor” dedi.

 

“Eğitimde kadın ile erkek eşitliği oluşturulmuştur”

Atatürk’ün önderliğinde bilimi yayma amacıyla yapılan çalışmalara değinen Dr. Akçiçek, “Atatürk döneminde Avrupa’ya çok sayıda öğrenci gönderilmiş, Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarılmış, eğitim laik çizgiye getirilmiş ve eğitimde kadın ile erkek eşitliği olmuştur. Osmanlı’da kadınlarda okuma yazma oranı yüzde 1, erkeklerde ise yüzde 7’ydi. Atatürk’ün de okuma-yazmaya verdiği değer çok önemlidir. Bu konuyla alakalı şöyle demiştir: ‘Bir milletin yüzde 80’i okuma ve yazma bilmezse bu ayıptır. Bu millet utanmak için yaratılmış bir millet değildir’ demiştir” diye konuştu.

 

Konferans sonrasında Hemşirelik Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Eda Dolgun, Moderatör Prof. Dr. Asiye Akyol ve Konuşmacı Dr. Eren Akçiçek’e teşekkür belgelerini takdim etti. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kapasitenin yüzde 10 altında planlama yapılmalıdır

 

Güney Kore'nin başkenti Seul'de Cadılar Bayramı kutlamasında 154 kişinin ölümüyle sonuçlanan izdiham, kalabalık etkinliklerde alınması gereken önlemleri gündeme getirdi. Kalabalıkların katılımıyla gerçekleşen organizasyonlar öncesinde mutlaka önlemlerin alınmasını ve gerekli planlamaların yapılması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, “Alana sığabilecek sayının en az yüzde 10 altında planlama yapılması ve bu sayıda kişinin alınması, acil durum tedbirleri ile birlikte değerlendirilmelidir” uyarısında bulundu.

 

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, Güney Kore'nin başkenti Seul'de Cadılar Bayramı kutlamasında yaşanan ve 154 kişinin ölümüyle sonuçlanan izdihama ilişkin değerlendirmede bulundu.

 

Katılımın kalabalık olması facialara yol açabilir

 

Güney Kore’deki üzücü olayın benzer etkinliklere dikkat çektiğini kaydeden İSG uzmanı, Dr. Nuri Bingöl, bu tip organizasyonlarda insan sayısının kapasitenin çok üstüne çıkmasının facialara yol açabilecek sebeplerin başında geldiğini söyledi.

 

Risk analizleri yapılmalıdır

Böylesi organizasyonlardan önce planlamanın iyi yapılmasının önemine işaret eden Dr. Nuri Bingöl, “Etkinlik öncesi planlamanın iyi yapılması, kapasite kullanımı ve bu kapasiteye göre risk analizleri önem arz etmektedir. Alana sığabilecek sayının en az yüzde 10 altında planlama yapılması ve bu sayıda kişinin alınması, acil durum tedbirleri ile birlikte değerlendirilmelidir.” dedi.

 

Tahliye yolları önceden planlanmalı ve sürekli açık tutulmalı…

Dr. Nuri Bingöl, “Olası bir tıkanma ya da ani bir kalp krizi gibi hastalık durumunda veya yaralanmada acil durum ekiplerinin ulaşımı dahil planlama genişletilmelidir. İnsanların tahliye edileceği kaçış yolları önceden planlanarak sürekli açık tutulmalıdır.” uyarısında bulundu.

 

Metro ve Marmaray da riskli… 

İzdiham benzeri durumların büyük şehirlerde metro ve Marmaray’da bile söz konusu olabilecek durumlar olduğunu ifade eden Dr. Nuri Bingöl,  “Trenlerin bir iki tanesinin yoğun zamanlarda gecikmesi ve insan kalabalığının artmasının önüne geçilmesi mümkün olmadığında, iyi de bir acil durum planlaması yapılmadığında istenmeyen durumların yaşanması söz konusu olabilir. Oluşan yoğunluk ve izdiham nedeniyle raylara düşebilecek olanlardan tutun, insanların birbirini ezebilecek noktaya varabilecek ölçüde vahim durumlar ile karşılaşılabilir. Turnikeler bu gibi zamanlar da kapatılarak istasyonlardaki kalabalık sınırlandırılmalıdır.” dedi.

 

Yetkililerin uyarıları dikkate alınmalı

Dr. Nuri Bingöl, kalabalık esnasında insanların yetkililer tarafından yapılan uyarılara panik yapmadan harfiyen uymalarının, yönlendirilen noktalara ulaşmalarının ve acil durum ekiplerine yardımcı olmalarının gerektiğinin altını çizdi.   

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer Belediyesi, vatandaşların bahçelerinde yaptıkları budama sonucu ortaya çıkan atıkları toplamaya başladı. Nisan ayına kadar toplanacak olan atıklar komposta dönüştürülerek doğaya kazandırılacak.

 

 

 Nilüfer Belediyesi önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da budama döneminde mahallelerdeki atıkları toplayarak hem çevre temizliğini koruyor  hem de bu atıkların tekrar doğaya dönmesini sağlıyor. 
Nilüfer Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, ev, site ve bahçelerden çıkan budama atıklarını 31 Ekim’den itibaren mahalle bazlı belirlenen program dahilinde toplamaya başladı. Çevre ve görüntü kirliliğine sebep olmaması için yaz ve kış dönemlerinde  plan dahilinde kentin birçok mahallesinden toplanan budama atıkları, çöpe değil toprağa kazandırılıyor.

 

 “Kasım’dan Mart’a buda budayabildiğin kadar” sloganıyla yürütülen çalışma Mart ayı sonunda bitecek. Atıkların toplanmasının belli bir dönemde yapılmasının nedeni de vatandaşların özellikle Kasım-Mart döneminde budama yapmalarını sağlamak. Çünkü budama mevsimi dışında yapılan budamalar, kesilen dalın gövdede bıraktığı yaranın kapatılması zorlaşacağından böcek ve mantar enfeksiyonuna yol açarak ağaca zarar veriyor.  Bu nedenle iklim koşullarına uygun olarak belirlenen tarihlerde budama işleminin gerçekleştirilmesi gerekiyor.

 

Budama atıkları her mahallede hazırlanan program çerçevesinde belirli günlerde toplanıyor. Atıkların alınmasını isteyen vatandaşlar  444 16 03 numaralı telefondan taleplerini iletebiliyor. Budama yapan vatandaşların atıkları, mahallelerindeki toplama günlerinden bir gün önce ev, bahçe ve site dışına bırakmaları gerekiyor.

 

Budama atıkları önce mahallelerdeki toplanma alanlarında toplanıyor ardından Hasanağa Döküm sahasına götürülüyor. Toplanan atıklar kompost haline getirilerek tekrar doğaya kazandırılacak.

 

Nilüfer Belediyesi’nin  ekipleri, pazartesi günleri Altınşehir, Ertuğrul, Balat, Ahmet Yesevi, Minareliçavuş, Beşevler, Alaaddinbey  Mahallesi’nde,  salı günleri;  Yüzüncüyıl, 29 Ekim, 19 Mayıs, Özlüce, Çamlıca, Odunluk ve Gümüştepe Mahallesi’nde,  çarşamba günleri Cumhuriyet, 23 Nisan, Fethiye, Üçevler, Çalı ve Demirci Mahallesi’nde, perşembe günleri;  Ataevler, Işıktepe, Barış,  Kültür, Kayapa, 30 Ağustos Zafer, ve Hasanağa Mahallesi’nde   cuma günleri; İhsaniye, Karaman, Esentepe Konak ve Ürünlü, cumartesi günleri de Görükle, Dumlupınar, Balkan, Kurtuluş, Akçalar ve Kızılcıklı Mahallesinde 5 ay boyunca atık toplayacak.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Lüleburgaz Belediyesi ile gerçekleştirilebilecek iş birlikleri kapsamında kente gelen Bulgaristan Haskovo Belediye Başkanı Stanislav Dechev ve Başkan Yardımcısı Taner Ermin, Lüleburgaz’da hayata geçirilen uygulamalara hayran kaldı.

 

Bulgaristan Haskovo Belediye Başkanı Stanislav Dechev ve Başkan Yardımcısı Taner Ermin, Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli ile bir araya geldi. Gerçekleşen ziyarette yapılabilecek iş birlikleri masaya yatırılırken, kısa bir kent turu gerçekleştirildi. Tur çerçevesinde heyete Lüleburgaz Belediyesi Meclis Üyesi Eren Gürtekin ve BAL-GÖÇ Trakya Derneği Başkanı Veli Öner de eşlik etti. Başkan Gerenli ile birlikte yayalaştırılmış bölgeyi gezen ekip daha sonra Lüleburgaz’ın dönüşümünde büyük bir etkiye sahip olan Yıldız Akademileri gezdi. Akademilerin işleyişine hayran kalan Dechev, Lüleburgaz’ın Belediyesi’nin sosyal belediyecilik anlamında önemli çalışmalar ortaya koyduğunu söyledi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir tarafından uluslararası standartlara uygun bir şekilde ışıklandırılan Derince Tüneli, sürücülere güvenli sürüş imkânı sağlıyor

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

EÜ Su Ürünleri Fakültesinde “Atatürk ve Liderlik” Konferans

 

Ege Üniversitesi (EÜ) Cumhuriyet ve Atatürk Günleri kapsamında, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinde “Atatürk ve Liderlik” konulu konferans düzenlendi. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Görevlisi Zeynep Türkyılmaz’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansın moderatörlüğünü Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. M. Tolga Dinçer yaptı. 

 

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, Binbir Gıda Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlikte konuşan Öğr. Gör. Türkyılmaz, Atatürk’ün liderlik özelliklerini ve çeşitli anılarını izleyicilere aktardı. Atatürk’ün şahsına münhasır bir kişilik olduğunu söyleyen Öğr. Gör. Türkyılmaz, “Sosyal psikolojide demokratik lider, karizmatik lider, dönüşümcü liderlik gibi kavramlar var. Atatürk, tüm bu liderlik vasıflarına sahip. Örnek vermek gerekirse; Atatürk’ün milli mücadeleyi gerçekleştirmesi, bir milleti yok olma tehlikesinden kurtararak, Cumhuriyeti ilan etmesi ve yeni bir Türk devleti kurmasından söz edebiliriz.” dedi.

 

Atatürk’ün liderlik vasıflarını çok küçük yaşlardan itibaren taşıdığını belirten Öğr. Gör. Türkyılmaz, “Atatürk’ün çocukluk arkadaşları onun doğuştan bir lider olduğundan söz eder, annesi Zübeyde Hanım’da Atatürk’ün bu özelliğini doğrular. Oğlunun küçük yaşlardan itibaren bir yetişkin gibi konuşup, davrandığını ve oldukça zeki olduğunu söyler.” dedi.

 

Atatürk’ün en önemli özelliklerinden birisinin de soğukkanlılığı olduğunu vurgulayan Öğr. Gör. Türkyılmaz, “Atatürk soğukkanlı ve sakin bir yapıya sahipti. Otokontrolünü koruyarak, kontrolünü kaybetmeyen bir kişiliği vardı. Örneğin; Trablusgarp Savaşına gönüllü olarak katılan Atatürk, mücadele esnasında gözünden ciddi bir şekilde yaralanıyor. Gözünü kaybetme ihtimaline karşın, soğukkanlılığını koruyarak aynı sakinlikle mücadelesine devam ediyor.” diye konuştu.

 

“Yeni bir devlet inşa etme hayali vardı”

Atatürk’ün ileri görüşlü bir lider olduğunu vurgulayan Öğr. Gör. Türkyılmaz, Atatürk 1905 yılında ‘Bu dava yıkılmak üzere olan imparatorluktan, yeni bir Türk devleti inşa etmektir’ sözünü aktararak,  “Atatürk’ün 1905 yılında bile davasının, amacının, ilkesinin böyle bir devlet inşa etmekte olduğunu görüyoruz. Atatürk’e cumhuriyet fikri cumhuriyetin ilanından çok daha önce gerçekleşmiştir.” dedi.

 

“Biz Samsun’a kafamızı ve imanımızı götürüyoruz”

Konuşmasında, Atatürk’ün cumhuriyetin ilanı sürecindeki mücadelesinden ve anılarından bahseden Öğr. Gör. Türkyılmaz, “Atatürk, 1919 yılında Samsun’a çıkarken, İngilizlerin Bandırma’da cephane arıyor. Atatürk buna karşılık olarak; ‘İngilizler ne kadar ahmak, onlar Bandırma’da silah arıyor. Fakat biz Samsun’a kafamızı ve imanımızı götürüyoruz’ demiştir. Atatürk’ün rasyonel, zeki ve analitik düşünmesinin yanı sıra inancın ve umudunun güçlü olduğunu, Cumhuriyete giden sürecin de bu inanç ve başarı ile sağlandığını bu örnek üzerinden değerlendirebiliriz. Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nda yalnızca Milli Mücadeleyi gerçekleştirmiyor, aynı zamanda ülkeyi millet hâkimiyetine hazırlıyor, bu çok zor bir olaydır. Örneğin, gazetelerin isimlerini İrade-i Milliye, Hâkimiyeti Milliye olarak adlandırıyor. Ordunun adı Kuvayı Milliye, meclisin ismi de Büyük Millet Meclisi’dir. Burada; ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ demek istiyor.” diye konuştu.

 

Konuşmasını Atatürk’ün sözleriyle sonlandıran ve Mustafa Kemal Atatürk’ü, gazi ve şehitleri saygıyla andığını ifade eden Türkyılmaz’ın verdiği konferans, izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. Konferansın sonunda moderatör Prof. Dr. M. Dinçer tarafından Öğr. Gör. Türkyılmaz’a teşekkür belgesi takdim edildi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı