Herkesin en büyük indirimi yakalamak için heyecanla beklediği Kasım ayı indirim günlerinde sona gelindi. Kasım ayı için aylar öncesinden hazırlanan markalar, 20 günlük periyotta sadece e-ticarette 19 Milyon TL harcadı. Bu yıl geçen yıla göre sepetten terk oranının yüksek olduğunu belirten Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, en çok kampanyanın elektronik ürünlerde olduğunu, en fazla indirimin ise moda ve yaşam sektöründe olduğunu söyledi.
Black Friday ile başlayan ve markaların Kasım ayı içerisinde herhangi bir günü sahiplenmesiyle Muhteşem Cuma, Efsane Cuma gibi isimlerle lanse edilen indirim günleri sona erdi.
Kasım ayı indirimlerinde en çok kampanyanın elektronik sektöründe olduğunu söyleyen Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, “ Yeni yasanın yürürlüğe girmesiyle indirim manipülasyonları sınırlı kaldı. En çok kampanya elektronik ürünlerinde yapılsa da bu kampanya oranı yüzde 10’u geçmedi. Herkes asıl gün olarak 24 Kasım Cuma gününü beklese de asıl kampanya 27 bin 400 adet ile 21 Kasım Pazartesi yapıldı. En çok indirim ise ev ve yaşam ürünlerinde görüldü. Kampanyaların artması işlem hacmini de geçen yıla göre yüzde 145 artırdı. 2021 Black Friday’de ortalama sepet tutarı 337.5 TL iken, bu sene 652 TL olarak gerçekleşti. Ortalama sepet tutarında yüzde 93’lük artış gözlendi. Bu yıl geçtiğimiz yıla göre sepetten terk oranının yükseldiğini görüyoruz. Ödeme entegrasyonları, lojistik, hız optimizasyonları ve kullanıcı deneyimi iyileştikçe sepette terk oranlarının azaltacağını öngörüyoruz” dedi.
Kasım ayı indirimlerinde dijital reklamların en çok teknoloji sektöründe verildiğini söyleyen Kaplan, “Bu sektörleri sırasıyla giyim, aksesuar ve gıda izledi. Markaların aylar öncesinde hazırlık yaptığı bu dönemde indirim içeriklerini hedef kitlesini geniş tutanlar kazandı. Kasım ayının 20 günlük periyodunda toplamda 19 milyon TL dijital reklam harcaması yapıldı. Bu dönemde daha çok sosyal medya pazarlama alanları tercih edildi. Tüketicilerin görsel ve video ile gördükleri ürünün satın alımının daha kolay gerçekleştiğini gözlemledik. Aynı zamanda bu yıl diğer yıllara oranla gıda markalarının reklamlarında artış olduğunu gördük” açıklamasında bulundu.
Çeyrek asırdan bu yana İç Mimarlık ve Antika sektörünün tanınmış ismi olan Selçuk Ergün Göze, ortağı Cem Coşkun ile birlikte yeni işletmesi olan “Ben 34 Antika”yı hizmete açtı. Göze, Antika ve Antikacılık hakkında çeşitli açıklamalarda bulundu. Birbirinden farklı konularda açıklamalarda bulunan Göze, antika meraklılarına önemli tavsiyelerde bulundu.
Antika ve İç Mimarlık denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Selçuk Ergün Göze, yeni işletmesi “Ben 34 Antika”yı hizmete açtı. Selçuk Ergün Göze ile ortağı Cem Coşkun, açılışa gelen misafirlere ve antika meraklılarına antikalar hakkında bilgilendirmelerde bulundular. Balat’ın en popüler caddesi olan Vodina Caddesinde Antika meraklılarının hizmetine açılan Ben 34 Antika’nın açılışında Selçuk Ergün Göze ile Antika hakkında konuştuk.
“BENİM İÇİN BİR MESLEK DEĞİL, AŞK”
Yılların birikimi ve tecrübesiyle birlikte, birbirinden farklı döneme ve sanatçıya ait antikalara sahip olan Selçuk Ergün Göze, antika meraklılarının ilk tercihleri arasında. Yeni açılışını yaptığı “Ben 34 Antika” adlı işletmesiyle birlikte antika meraklılarının yoğun ilgi gösterdiği Selçuk Ergün Göze sektör hakkında konuştu. Antikacılığı bir aşk gibi gören Göze, mesleki hayatı ve görüşlerini aktardı. Göze; “Antikacılık veya eskicilik dediğimiz sektörü meslekten ziyade farklı bir gözle görüyorum. Diğer insanlar Antikacılığı farklı şekilde algılayabilir ama ben Antikacılığa veya Eskiciliğe bir aşk gibi bakıyorum. Antikacılığa başlamam gençlik yıllarımda başladı. İç mimarlık ile emlakçılığı birleştirmem ve eskiye olan ilgim sayesinde oldu. Eğer antikacılığı gerçekten sevmezseniz, bunu yapamazsınız. 4 ay sonra 61. yaşıma gireceğim ve ben hayatımın 25-30 yılını adadım. İkinci mesleğim de İç Mimarlıktır. Bu zamana kadar hatırı sayılır evin tasarımını yapmışımdır. Tasarımını yaptığım evlerden eski zamanlara ait olan veya sayıca çok az bulunan eşyaları aldım. Git gide topladığım eşyaları sığdıracak yer bulamaz oldum. Kendi kendime ‘bunu ticarete dökelim’ diyerek o gün bu gündür Antikacılık yapıyorum. Bu zamana kadar 300-400 evin dekorunu yapmakla beraber, pek çok antikayı veya eskiyi dekorlara katmışımdır. Allah’a şükür kimse de beni geri arayıp ‘Evim şöyle oldu. Sattığın antika sahte çıktı veya bozuktu’ demedi, diyemez de çünkü benim Antikacılık anlayışımda ‘sattım, ne yaparsa yapsın’ mantığı yoktur. Her antikayı ‘istiyorum’ diyene vermem. İlk önce ‘nerede kullanacaksınız, yazlıkta mı, salonda mı, duvarda mı, aksesuar olarak mı, kullanmak istediğiniz bir şey mi?’ vs diye sorarım. Çünkü evin tasarımından rengine kadar pek çok etken var. Çünkü aldığınız antika veya eski eşya sizin hayal ettiğiniz gibi durmayabilir. Gerekirse kişiye teklif sunarım ‘evinize gelip bakabilir miyim? diye. Herkesin demeyelim de çoğu insan, antika denildiğinde her eşyanın altın varaklarla kaplı olduğunu veya benzer tarzlarda olduğunu düşünüyor. Ancak modern veya yeni nesil eşyaların arasına uygun boyut ve renkteki bir antikayı koyduğunuzda farklı bir his uyandırır. Ben eski tarihlerdeki yapılan eşyalara, sanatına da ayrı bir duyguyla bakıyorum. Demek istediğim ‘yeni kötüdür’ değil. Ama antika almak veya satmak isteyen, ona sahip çıkmak isteyen kişilere de naçizane fikirlerimle yol göstermeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
“ANTİKA İLE ESKİ AYNI ŞEY DEĞİL! İLK ÖNCE BUNU BİLMEK GEREKİYOR”
Selçuk Ergün Göze, eski ile antika arasında bariz farklar olduğuna değinerek, alım ve atım esnasında dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgiler verdi. Göze, Antika meraklılarına; “Bu konu ne zaman açılsa; ‘Her eski eşya antika olmadığı gibi her eski eşyayı satan da antikacı sayılmaz’ derim. İsmimizin yanında Ben 34 Antika, Ahmet Antika, Yasemin Antika, X Antika veya Y Antika yazması bizi antikacılık yapmaz. Bizler eskiciyiz. Antika almak istiyorsanız eğer ayırt etmesi gereken önemli hususlar var. Evlerden aldığımız eşyaların arasından antika diyebileceğimiz eşyalara da rastlıyoruz. Peki bunu nasıl ayırt edebiliriz? Antika dediğimiz eşyaların belirgin özellikleri vardır. Kim ve kimler tarafından yapıldığı, Kimin için yapıldığı, Nerede kullanıldığı, Kaç adet yapıldığı, Hangi tarihlerde yapıldığı, Kimin imzasını taşıdığı vs gibi daha pek çok önemli detayların bilinmesi şarttır. Örneğin benim elimde olan bir dolap var. Bu dolap antika olmasını sağlayacak şartları yerine getirdiği için ‘antikadır’ diyebiliyorum. Ancak benim elimde 20 tane daha dolap var. Diğer dolaplar antika mıdır peki? Dediğim gibi her eski eşya antika değildir. Antika dolap 80-90 bin TL iken diğer dolaplar 20-30 bin TL arasındadır. Ben özellikle mezat yaparken her eşyanın özelliklerini, tarihini, yapısını vs. her şeyine kadar bilgilendiriyorum. Çünkü alacak olan kişi bunu bilsin ki Antika mı alıyor, Eski eşya mı alıyor bilsin. Bütün eşyaları antika diye satmam. Eskiyse eskidir, antika ise antikadır” dedi.
“ANTİKA EŞYA ALMAK BİR NEVİ YATIRIM VE MİRASTIR”
Antika almanın sadece bir eşya almakla aynı durum olmadığına değinen Selçuk Ergün Göze; “Bizim dükkânımıza gelenlerden çoğunlukla şunu duyuyorum; ‘benim anneannemin evinde bu vardı. Dedemin böyle bir dolabı vardı. Zamanında bende bu vardı keşke vermeseydik. Şimdi parasını verip geri almaya çalışıyoruz’ gibi gibi ifadeleri çok duyuyorum. Modern yapıda özel yapım bir sehpa veya her hangi bir eşya alabilirsiniz. Bunun fiyatı X firmada 3bin TL veya daha farklı bir fiyattır. Siz bu aldığınız seri üretim üründen memnun kalmayıp satarsanız, 3 bin TL’nin çok çok altında bir fiyata satarsınız. Ancak bir antikaya sahipseniz, bugün bu antika 30-40 bin TL’ye alıyorsanız. O antikanın bir sonraki yılki değeri 50-60 bin TL arasındadır veya daha fazla da olabilir. Bu nedenle antika almak sadece evi süslemek veya bir dekor değil aynı zamanda bir yatırımdır ve mirastır. Derseniz ki ‘ben eski eşya sevmiyorum’ vs diye o zaman dekorunuza bir gramofon ekleyin, bir tablo veya özel bir vazo. Eğer ilerleyen yıllarda sıkılır veya satmak isterseniz; o zaman ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınızdır” şeklinde konuştu.
“ÇOK FAZLA SAHTE EŞYA VAR”
Antika eşyaların değerini ve maliyetini fırsat bilen dolandırıcıların, sahte ürünler ile mağduriyet oluşturduğuna değinen Selçuk Ergün Göze, bir takım uyarılarda bulundu. Göze antika alırken aceleci olunmaması gerektiğini belirterek; “Teknolojinin ve internetin avantajlarından sadece işini ehliyle yapanlar değil art niyetli olan kişiler de kullanılıyor. Biz bu durumu sektörümüzde çok net görüyoruz. Çünkü gerçek anlamıyla antika olan bir eşyanın değeri ortadadır. Dediğim gibi antikaların farklı ve belirgin özellikleri vardır. Antika almak isteyenler; ‘Evimde bir antika olsun’ diyorsa. Arzu ettiği eşyayı iyi araştırmaları gerek. Dediğim gibi ben antika meraklılarına bir eşya satmak için değil, bir kültürü yaşatmak destek de veriyorum. Benim işletmemden her hangi bir eşya almasına gerek yok. Bana danışıldığı zaman ben destek olurum. Eğer aradığı eşya benim elimde varsa bütün özelliklerini söyler, ona göre de satışımı yaparım ya da yapmam. Tek amaç satmak değildir. Ancak bugünkü şartlarda çok fazla sahte eşya üretimi yapan kişiler de var. Örneğin bir kılıç, bir teşbih, bir yemek takımı veya farklı bir eşyanın sahteleri çok kolay üretiliyor. Antikaya yeni yeni merakı başlayan kişiler de maalesef mağdur oluyor. Sahte damgalar, sahte imzalar, sahte tarihler ile kişiler ne yazık ki kandırılıyor. Aceleci olmayın, iyice bir araştırın. İnternetten veya antikacılık yapan kişilerden görüş alın” dedi.
Türk çelik sektöründe 55 yıldır faaliyet gösteren Hasçelik, Herkese Kitap Vakfı’nın düzenlediği “Her Köy Okuluna Bir Kütüphane” projesi kapsamında Bilecik Osmaneli’nde 600’ü aşkın öğrencinin eğitim gördüğü Balaban İlkokulu’nun kütüphanesini yeniledi.
Vasıflı çelikleriyle Türkiye ve dünyada birçok sektörün gelişimine yön veren Hasçelik’in, Herkese Kitap Vakfı’nın, “Her Köy Okuluna Bir Kütüphane” projesi kapsamında Bilecik Osmaneli’nde yenilediği Balaban İlkokulu kütüphanesi, düzenlenen bir törenle açıldı. Hasçelik’in kitaplarından, raflarına, boyasından masalarına kadar baştan aşağı yenilediği kütüphanenin açılış törenine Bilecik Osmaneli Kaymakamı Yüksel Ünal ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Erhan Döşgibi isimlerin yanı sıra Hasçelik yetkilileri katıldı.
Açılış töreninde konuşma yapan Bilecik Osmaneli Kaymakamı Yüksel Ünal, “Sosyal sorumluluk bilinci ile bölgemize kazandırdıkları kütüphane için Hasçelik ailesine teşekkürlerimi iletiyorum. Kütüphanenin öğrencilerimizin gelişimleri, eğitim ve öğretim hayatları için önemli bir merkez olacağına inanıyorum. Bölgemize hayırlı uğurlu olmasını dilerim” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İzmir Metro A.Ş. çatısı altında görev yapan 26 personel demiryolu yol yapım, bakım ve onarımcısı olarak ulusal mesleki yeterlilik belgesini aldı. İzmir halkına verdikleri hizmet konusunda yetkinliklerini kanıtlayan personele belgeleri törenle verildi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketi İzmir Metro A.Ş.’nin 26 personeli İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden, raylı sistemler alanında belgelendirme yapmaya yetkili ilk kurum İstanbul Uygulamalı Gaz ve Enerji Teknolojileri Araştırma Mühendislik A.Ş. (UGETAM) tarafından mesleki yeterlilik belgesini aldı. Demiryolu yol yapım, bakım ve onarımcısı olan 26 personel İzmir Metro A.Ş.’nin Halkapınar’daki idari binasında yapılan törenle UGETAM Genel Müdürü Sema Akça Oflas ve İzmir Metro A.Ş. Genel Müdürü Sönmez Alev tarafından belgelerini aldı.
2019’da 69, 2020’de 195 İzmir Metro A.Ş. personeli “Kent İçi Raylı Sistemler Tren Sürücüsü”, “Kent İçi Raylı Sistemler Trafik Kontrolörü” ve “Kent İçi Raylı Sistemler Katener Bakım Elemanı” alanlarında mesleki yeterlilik belgesi almaya hak kazanmıştı.
Bugüne kadar toplam 290 personelini belgelendiren İzmir Metro A.Ş. “Demiryolu Yol Yapım, Bakım ve Onarımcısı” alanında da tüm personelini belgelendiren ilk kuruluş oldu. Yeni dönemde bakım personelleri için de ortak çalışmalara devam edilmesi hedefleniyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü’nün Kandıra İlçesinde faaliyet gösteren İlçe Şube Müdürlüğü, 28 Kasım Pazartesi günü itibariyle yeni binasında abonelere ve ilçe halkına hizmet vermeye başladı.
İSU Genel Müdürlüğü, Genel Müdürlük ile 12 İlçede bulunan Şube Müdürlükleri ile abonelerine modern ve çağdaş işletmecilik hizmetleri sunuyor. Abonelerine daha iyi hizmet vermek için hizmet bina ve şantiyelerini bir bir yenileyen Kurum, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Kandıra Belediyesi için inşa ettiği ve geçtiğimiz haftalarda faaliyet gösteren yeni hizmet binasına Kandıra Şube Müdürlüğü’nü taşıdı. İç tefrişatı yapılan ve yaklaşık 500 metrekare alan üzerinde kurulu bulunan İSU Kandıra Şube Müdürlüğü, 28 Kasım Pazartesi günü itibariyle abonelere ve ilçe halkına hizmet vermeye başladı.
Akdurak Mahallesi Cumhuriyet Cad. No.9 Kandıra Belediyesi A Blok Zemin kat adresinde yer alan İSU Kandıra Şube Müdürlüğü tarafından, abonelere ve ilçe halkına abonelik işlemleri, tahsilat ödemeleri gibi her türlü işlemler geniş, ferah ve güvenli bir binada hizmet verilecektir. Kandıra Şube Müdürlüğü’nde idari ve şantiye birimlerinde olmak üzere toplam 112 personel ile hizmet verilmektedir. Yeni adres nedeniyle İlçe Şube Müdürlüğü’nün telefonu da değişti; Aboneler ve vatandaşlar, 0 262 317 30 20 telefonu ile İSU Kandıra Şube Müdürlüğü’ne ulaşabilecek.
Ankara’nın ilk organik ürünler pazarı olan Çankaya Belediyesi Ayrancı Organik Ürünler Pazarı 15’inci yaşına girerken, aynı kapsamda kurulan Ümitköy Organik ve Doğal ürünler Pazarı Başkentlilerden ilgi görmeye devam ediyor
Çankaya Belediyesi Ankaralıları doğal ve ‘iyi tarım’ ürünleriyle buluşturmaya devam ediyor. Ankara’nın ilk organik ürünler pazarı olan Çankaya Belediyesi Ayrancı Organik Ürünler Pazarı 15’inci yaşına girerken, aynı temel ile kurulan Ümitköy Organik ve Doğal ürünler Pazarı Başkentlilerden büyük ilgi görüyor.
"İYİ TARIM" ÜRÜNLERİ
Ekolojik sistemde hatalı tarımsal uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik olan ve üretimde sadece miktar artışını değil aynı zamanda ürün kalitesinin de yükselmesini amaçlayan alternatif bir üretim şekli olan Organik ve İyi Tarım ürünlerinin tüketiciye ulaştığı Ayrancı ve Ümitköy organik ürün pazarlarında, pazar günleri üretici ile tüketiciyi bir araya geliyor. Doğal ürünler ve iyi tarım bozulan ekolojik dengenin yeniden sağlanması ve yeni nesillere sağlıklı bir gelecek bırakabilmek için son derece önem taşırken Çankaya Belediyesi, "Organik ve İyi Tarım"a katkıda bulunuyor. Ayrancı Organik Ürünler Pazarı, her ayın ilk pazarı kurulan Antika Pazarı kurulduğu günler dışında her Pazar kuruluyor.
"ÇANKAYA BELEDİYESİ UZMANLARI DENETLİYOR"
Ayrancı ve Ümitköy Organik Ürün pazarlarında 50'den fazla üretici, 141 tezgahta 118 farklı ürünle vatandaşlara sağlıklı, doğal ve organik tarımsal ürününü satarken tüketiciler de tezgahtaki sertifika sayesinde aldığı ürünün nerede, hangi koşullarda üretildiğini görme şansına sahip oluyor. Organik Ürünler Pazarı’nda organik ürün sertifikası olmayan ürünlerin girmesine ve satılmasına izin verilmezken ürünün her türlü kontrolü ve kaydı Çankaya Belediyesi yetkilileri tarafından yapılıyor.
Ayrancı ve Ümitköy doğal pazarlarına Ankara’nın ilçeleri Kalecik, Ayaş, Güdül, Çubuk’un köylerinde yetişen doğal ve iyi tarım ürünlerinin satışı da yapılırken pazar müşterilerinin katılımlarını sağlamak, organik tarım konusunda vatandaşları bilgilendirmek amacıyla yıl boyunca şenliklerden toplantılara kadar çeşitli etkinlikler de gerçekleştiriliyor.
Bozkır Belediye Başkanı Sadettin Saygı; “Konya Büyükşehir Belediyesine ait Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi, örnek uygulamaları ve nitelikli personeliyle sokak hayvanlarının huzuru için hizmetlerini sürdürüyor. Türkiye’nin en büyük ve en modern hayvan barınağından biri Konya’mızdadır.” dedi.
Konya Büyükşehir Belediyesine ait, Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi hakkında gazetemiz muhabirinin sorusu üzerine, Bozkır Belediye Başkanı Sadettin Saygı yaptığı açıklamalarında: “1 milyon metrekare alan üzerine kurulu Türkiye’nin en büyük ve en modern hayvan barınağı ve rehabilitasyon merkezlerinden biri olan Konya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi, örnek uygulamaları ve nitelikli personeliyle sokak hayvanlarının huzuru için hizmetlerini sürdürüyor” dedi.
Başkan Saygı, konu ile ilgili gazetemize yaptığı önemli açıklamalarına şöyle devam etti: “Konya Büyükşehir Belediyemiz; Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi, örnek uygulamaları ve nitelikli personeliyle binlerce sahipsiz hayvanı en güzel şekilde ağırlıyor.
Toplam 1 milyon metrekare alan üzerine kurulu Türkiye’nin en büyük ve en modern hayvan barınağı ve rehabilitasyon merkezi olan Konya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde yaşayan her canlının Yaradan’ın bir emaneti olduğu bilinciyle şehirdeki sokak hayvanları için pek çok örnek uygulama hayata geçirildi. Büyükşehir Belediyesi, barınak bünyesinde bulunan; 11 adet veteriner hekim, 8 adet veteriner teknikeri, 14 adet veteriner teknisyeni ve 47 adet hayvan bakım personeli olmak üzere toplam 80 personelle bu büyük tesiste binlerce dilsiz dostlarımıza şefkat elini uzatıyor.
Hayvanlara en yüksek standartta hizmet veren Büyükşehir Belediyesi barınağında; alttan ısıtmalı bakım odalarının yanı sıra yarı açık gezintili çoklu köpek bakım bölümleri, kulübeleri, kedi evi, sosyal tesisler, pet gösteri ve gezinti alanıyla sahipsiz hayvanlar en güzel şekilde misafir ediliyor.
Ayrıca laboratuvarları, röntgen üniteleri, acil müdahale odaları, kuvözleri ile birlikte her türlü tıbbi müdahalede bulunabilen tam donanımlı hayvan hastanesinde de sokak hayvanlarının yaraları sarılarak tedavi ediliyor.” Şeklinde ifadelerde bulundu.
Öte yandan trafik kazaları ve yaralanmalarda acil müdahale aracı olarak hizmet veren dört adet tam donanımlı hayvan ambulansı olduğunu, “Canbulan” da 7/24 sokak hayvanlarının yardımına koştuğunu, ilk uygulamaya koyulduğunda tüm Türkiye’de alkış alan bu hizmetle zor duruma düşmüş hayvanların yaralarının sarıldığını da belirten Bozkır Belediye Başkanı Saygı, ilerleyen süreçte “Canbulan” sayısının artırılarak daha fazla hayvana ulaşılmasının hedeflendiğinin de altını çizdi.
Burhaniye Belediyesi, 40 yıllık hasrete son verdi. Belediye yaptığı imar uygulamasıyla bin 500 adet tapuyu hak sahiplerine dağıtmaya başladı.
Burhaniye Belediyesi, Ören yolunda Fakülte binasından başlayarak, Ayaklı mevkiine kadar olan alanda imar uygulamasını tamamladı. Ören ve Memiş mahallelerini kapsayan ve yaklaşık 450 hak sahibinden oluşan ortalama 500 dönümlük alanda yapılan çalışmalar sonucunda, yaklaşık bin 500 tapu hak sahiplerine kazandırıldı. İlk tapular Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler tarafından sahiplerine verildi.
Belediye meclis salonunda düzenlenen programla tapuları sahiplerine takdim eden Başkan Deveciler, törende yaptığı konuşmada, bölgenin gelişimi için bu uygulamanın önemli olduğunu söyleyerek “85 yılından bu zamana kadar bölgede yapılan ilk imar planına imza attık. Burada yaşayan vatandaşlarımızın da beklentisi bu yöndeydi. Yaklaşık 2 yıldır bu planlar üzerinde çalışıyoruz ve nihayete ulaştık. 40 yıllık süre içinde bu imar uygulamasına ömrü yetmeyen abilerimiz, ablalarımız, kardeşlerimiz oldu. Keşke onlarda bu mutlu günde yanımızda olsaydı, onlarda görseydi. Ama çocukları ve torunları görecek ve onların hatıralarını yaşatacaklar.” dedi.
Başkan Deveciler konuşmasının devamında “ İmar planı yapılan bölgemizde 132 bin civarında konut alanı çıkacak. 52 bin 700 m2 yeşil alana ayrıldı, bu alanımızı Ayaklı’nın yeşil alanıyla birlikte bir yere toplayarak toplamda 64 bin m2 kent parkı oluşturduk. Bu yeşil alanımıza körfezde bir ilk olacak şekilde içerisinde; düğün salonları, hayvanat bahçesi, kay kay, basketbol, tenis ve halı sahaların yer aldığı, at çiftliği ve yürüyüş yollarının bulunduğu bir yaşam alanı oluşturacağız. Ayrıca Belediye hizmet alanı içerisinde kalacak yerlere de cami, sosyal tesisler, üniversitenin yanında kız yurdu, gençlik merkezi, düğün salonu, yaşlılar evi, kültür merkezi yapmayı planlıyoruz.” şeklinde konuştu.
Başkan Deveciler, yaptığı açıklamalardan sonra ilk tapuları hak sahiplerine vererek, hepsine hayırlı olmasını diledi. Başkan Deveciler son olarak, Bölgede yaşayan tapu hak sahiplerinin Belediye Plan ve Proje Müdürlüğüne gelerek tapularını alabileceklerini söyledi.
Türkiye Sigorta, daha yeşil bir gelecek için ikinci yılına özel olarak 10 bin fidanlık bir Hatıra Ormanı oluşturdu. Sivas Yıldızeli – Arıklar mevkiinde oluşturulan ormanda düzenlenen dikim etkinliğiyle, fidanlar toprakla buluşarak yarınlara nefes oldu.
Türkiye Sigorta, küresel iklim krizi ile mücadele kapsamında gerçekleştirdiği sürdürülebilirlik projelerine bir yenisini daha ekleyerek, farkındalığı arttırmak üzere 10 bin adet fidan bağışında bulundu. Gücünü iyilik için kullanma misyonuyla hareket eden Türkiye Sigorta çalışanları, Sivas Yıldızeli-Arıklar mevkiinde Türkiye Sigorta Hatıra Ormanı’nı oluşturmak üzere bir araya geldi.
Türkiye Sigorta, sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında başlattığı ağaç dikme çalışmaları ile iklim değişikliğinin etkisini azaltmak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeyle bir sigorta şirketi olarak insanların geleceğini güvence altına almayı hedefleyen Türkiye Sigorta, aynı zamanda şirket faaliyetlerinin de çevre üzerinde sebep olabileceği olumsuz etkilerini azaltmayı, olumlu etkilerini ise artırmayı amaçlıyor.
Şehirlerin sağlıklı, sürdürülebilir, güvenli, adil ve uygun gıda sistemlerine geçişi hedefiyle çalışmalar yürüten ve ortakları arasında Nilüfer Belediyesi’nin de yer aldığı FUSILLI projesinde 5. periyodik toplantı, Danimarka’nın Kolding kentinde gerçekleştirildi. Atölyelerin gerçekleştirildiği toplantıda üye kentler, proje kapsamındaki faaliyetlerini de sundu.
Nilüfer Belediyesi’nin de ortakları arasında yer aldığı FUSILLI (Fostering the Urban food System Transformation through Innovative Living Labs Implementation) projesi, 5. periyodik toplantısını gerçekleştirdi. Şehirlerin sağlıklı, sürdürülebilir, güvenli, kapsayıcı, adil ve uygun maliyetli gıda sistemlerine geçişini sağlamayı ve uygulama kapasitelerini güçlendirmeyi hedefleyen FUSILLI projesinin ortakları, periyodik toplantıda bir araya geldi. Toplantıya, bu hedefler doğrultusunda kentte önemli çalışmalar yapan Nilüfer Belediyesi de katıldı. 6 ayda bir gerçekleşen toplantılara bu kez, Danimarka’nın Kolding kenti ev sahipliği yaptı.
23-25 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen buluşmaya, Nilüfer Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Zerrin Güleş ile Nilüfer Belediyesi FUSILLI Projesi Yürütücüsü Mehmet Can Yılmaz da katıldı.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, “Gıda ve Doğal Kaynaklar” konulu FUSILLI projesi ile gıda konseyinin genel değerlendirilmesinin yapıldığı toplantıda, katılımcı şehirler faaliyet raporlarını da sundu. Verimli atölye çalışmalarıyla zenginleşen FUSILLI 5. periyodik toplantısında, şehirlerin temsilcileri yerel şeflerle birlikte yemek yapma imkânı buldu. Gıda kurtarma gönüllülerinden oluşan “Food ReFormers” grubu da, deneyimlerini katılımcı kentlerin temsilcileriyle paylaştı.