Aylık arşivler: Aralık 2022

TÜİK Verilerine Göre Kültür harcamaları yüzde 31,8 arttı

Kültür harcamaları 2021 yılında 2020 yılına göre 31,8 artarak 79 milyar 530 milyon 334 bin TL oldu. Kültür harcamalarının, gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2021 yılında 1,1 olarak gerçekleşti.

Genel devlet ve özel kültür harcamaları, 2016-2021

Genel devlet kültür harcamalarının payı 52,4 oldu
 

2021 yılında toplam kültür harcamaları içinde genel devlet harcamalarının payı 52,4 oldu. Genel devlet kültür harcamaları önceki yıla göre 25,1 artarak 41 milyar 698 milyon 592 bin TL olurken harcamaların 72,2'si merkezi devlet bütçesinden gerçekleşti. Genel devlet kültür harcamalarında en yüksek pay 17,8 ile mimarlık alanında oldu.

Hanehalkı kültür harcamasının 20,5'i televizyon ve ekipmanı alımına yapıldı
 

Hanehalklarının 2021 yılında gerçekleştirdiği kültür harcamalarında; televizyon ve ekipmanı masrafları 20,5, kablolu/özel TV yayın hizmetlerine ödenen ücretler 15,7 ve veri işlem ekipmanları 15,5 paya sahip oldu.

Harcama türlerine göre hanehalkı kültür harcamaları (), 2021

Kültürel sektörlerdeki girişimlerin cirosu 61,4 arttı
 

Kültürel sektörlerde faaliyet gösteren girişimlerin cirosu önceki yıla göre 61,4 artarak 145 milyar 186 milyon 559 bin TL olurken, faktör maliyetiyle katma değeri 64,1 artarak 27 milyar 846 milyon 992 bin TL oldu. Katma değerin 20,9'u kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması, 13,3'ü sinema filmi, video ve televizyon programları yapımcılığı, ses kaydı ve müzik yayımlama faaliyetleri ve 12,3'ü mücevher ve benzeri eşyaların imalatı alanında faaliyet gösteren girişimler tarafından üretildi.

Kültürel mal ihracatı 110,6 artarken kültürel mal ithalatı 29,8 arttı
 

Kültürel mal ihracatı bir önceki yıla göre 110,6 artarak 87 milyar 36 milyon 925 bin TL olurken kültürel mal ithalatı bir önceki yıla göre 29,8 artarak 37 milyar 817 milyon 263 bin TL oldu. Kültürel mal ihracatının toplam mal ihracatı içindeki payı 2021 yılında 4,3 olurken kültürel mal ithalatının toplam mal ithalatı içindeki payı 1,6 oldu.

    
Kültürel alanlara göre ihracat ve ithalat, 2021

Kültürel istihdam 8,4 arttı
 

Kültürel istihdam 2021 yılında bir önceki yıla göre 8,4 artarak 642 bin kişi oldu. Kültürel istihdamda olanların 63,1'i 30-54 yaş grubunda, 28,8'i 15-29 yaş grubunda, 7,9'u ise 55 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldı.

Kültürel istihdamda olanlar, 15+ yaş, 2016-2021

Kültürel istihdamda olanların 40,2'sini yükseköğretim mezunları oluşturdu
 

Kültürel istihdamda olanların 40,2'sini yükseköğretim mezunları, 36,4'ünü lise altı eğitimliler, 23,4'ünü ise lise ve dengi meslek okulu mezunu olanlar oluşturdu.

Kültürel istihdamın 60,4'ü ücretli, maaşlı veya yevmiyeli olarak çalıştı
 

Kültürel istihdamda olanların, 60,4'ü ücretli, maaşlı veya yevmiyeli çalışırken, 39,6'sı işveren, kendi hesabına veya ücretsiz aile işçisi olarak çalıştı. Kültürel istihdamda olanların 74,1'i tam zamanlı çalışırken, 25,9'u yarı zamanlı çalıştı. Kültürel istihdamda yer alan kişilerin haftalık ortalama normal çalışma süresi 38,7 saat oldu.

El sanatları çalışanlarının payı 40,0 oldu
 

Kültürel istihdamın 89,3'ünü kültürel meslek alanlarında, 10,6'sını ise kültürel olmayan meslek alanlarında çalışanlar oluşturdu. Kültürel istihdamda olanların 40,0'ını el sanatları çalışanları, 19,9'unu mimar, planlamacı ve tasarımcılar, 8,4'ünü sanat ve kültür ile ilgili yardımcı profesyonel meslek mensupları, 7,9'unu ise yaratıcı sanatçılar ve sahne sanatçıları oluşturdu.

Kültürel istihdamın mesleki alanlara göre dağılımı (), 15+ yaş, 2021

Mimarlık ve uzmanlaşmış tasarım faaliyetlerinin payı 10,7 oldu
 

Kültürel istihdamın 27,9'unu kültürel faaliyet alanlarında, 72,0'ını ise kültürel olmayan faaliyet alanlarında çalışanlar oluşturdu. Kültürel faaliyet alanlarına göre; mimarlık ve uzmanlaşmış tasarım faaliyetlerinde çalışanların toplam kültürel istihdam içindeki payı 10,7, yaratıcı sanatlar, gösteri sanatları ve eğlence faaliyetlerinde çalışanların payı 4,2, programcılık, yayıncılık ve haber ajanslarının faaliyetlerinde çalışanların payı ise 4,0 oldu.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Togg, Plug and Play iş birliğiyle ‘Akıllı Şehirler’ için start-up’ları destekleyecek

Açık ve kullanıcı odaklı bir mobilite ekosistemi oluşturmak hedefiyle yola çıkan küresel teknoloji markası Togg, dünyanın en büyük inovasyon platformu Plug and Play’in Türkiye’de kurduğu akıllı şehirler ekosisteminin ilk kurucu üyesi oldu. İş birliği kapsamında Togg, kullanıcılara konforlu bir mobilite deneyimi yaşatacak akıllı enerji çözümleri, akıllı şehirlerde akıllı yaşam çözümleri ve yeni mobilite hizmetleri konusunda start-up’lara sunduğu ekosistemi genişletiyor.

 

Togg, temmuz ayında Almanya Stuttgart’ta düzenlenen STARTUP AUTOBAHN Expo 2022 etkinliğinde duyurduğu Plug and Play iş birliğini farklı alanlarla büyütüyor. Plug and Play ile uluslararası Mobilite Hızlandırma Programı’nı başlatıp, yine Plug and Play tarafından desteklenen açık bir inovasyon platformu olan STARTUP AUTOBAHN’a üye olan Togg, şimdi de Türkiye’de ‘Akıllı Şehirler’ programı için Plug and Play Türkiye ekosisteminde kurucu üye oldu. Bilişim Vadisi’nde düzenlenen imza töreniyle Togg, ülkemizde akıllı yaşam çözümlerini geliştirecek start-up’ları destekleyecek. Togg, ‘Akıllı Şehirler’ programı kapsamında Plug and Play ekosisteminde yer alan ve ağırlıklı olarak akıllı enerji çözümleri, akıllı şehirlerde akıllı yaşam çözümleri ile yeni mobilite hizmetleri konusunda çalışmalar yürüten onlarca start-up’a atölye çalışmalarından mentörlüğe pek çok konuda destek verecek. Program kapsamında seçilecek bazı start-up’lar ise uluslararası ölçek büyütme programına dahil edilecek.

 

AyrıcaTogg’un Plug and Play iş birliğiyle uluslararası arenaya taşıdığı Mobilite Hızlandırma Programı için de başvurular açıldı. Togg ve Plug and Play’in mobiliteyi yeniden tanımlamaya atıfla, “ReDeFine” adıyla gerçekleştirdikleri 3 aylık proje kapsamında özellikle blok zinciri, fintech ve insurtech alanlarına odaklanılarak küresel girişimcilere mentörlük, finansal danışmanlık ve proje gibi ihtiyaç duydukları her konuda destek verilecek. Proje başvuruları 2 Ocak’a kadar alınacak.

 

“Mobilite ekosistemine güçlü bir katkı sunuyoruz”

Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, Plug and Play ile iş birliğine imza atmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, şunları söyledi: “Mobilite ekosisteminin şekillenmesinde start-uplar kritik rol oynuyor çünkü günümüzde inovatif teknolojiler ne otomotiv sektöründe ne de kurumsal büyük şirketlerde bulunuyor. Bu inovasyonlar çoğunlukla küçük, çevik, yaratıcı girişimciler yani start up’lar tarafından geliştiriliyor. Teknoloji alanında da otomobiller birer akıllı yaşam alanları haline geliyor. Biz de ‘Togg Akıllı Yaşam’ adını verdiğimiz hizmetlerle bağlantılı bir otomobilden çok daha fazlasını sunmayı hedefliyoruz. Özellikle ‘Akıllı Şehirler’ odağında akıllı enerji çözümleri, akıllı şehirlerde akıllı yaşam çözümleri ile yeni mobilite hizmetleri geliştiriyoruz. Tüm bu alanlarda start-up’larla yaptığımız iş birlikleriyle sürdürülebilir değer yaratıyoruz. Plug and Play iş birliğiyle ülkemizde ‘Akıllı Şehirler’ konusunda ekosisteme güçlü bir katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. ‘Akıllı Şehirler’ iş birliğimizin yanı sıra Plug and Play ile yürüttüğümüz Mobilite Hızlandırma Programı’nda da başvuruları açtık. Geleceğin mobilite ekosistemini birlikte şekillendirebileceğimiz girişimcileri aramızda görmeyi diliyoruz.”

 

“Bu vizyonun birçok başarı hikayesi yaratacağına inanıyoruz”

Plug and Play CEO ve Kurucusu Saeed Amidi de iş birliği nedeniyle çok mutlu ve gururlu olduklarının altını çizerek, “Togg, bir mobilite ekosistemi oluşturarak, bir akıllı cihazdan çok daha fazlası olmak gibi heyecan verici bir vizyona sahip. Plug and Play olarak Togg ile başlattığımız bu iş birliğinin, bu vizyona giden yolda birçok başarı hikayesi yaratacağına inanıyoruz” diye konuştu. Saeed aynı zamanda Togg Teknoloji Kampüsü’nün şimdiye kadar gördüğü en iyi kampüslerden biri olduğunu belirterek, “Bunun için Togg'u ve Türkiye'yi çok tebrik ederim” dedi. 

 

“Togg’un inovasyon yolculuğuna eşlik ediyoruz”

Plug and Play Ülke ve Bölge Direktörü Lale Can Gözübüyük ise iş birliğine ilişkin şöyle konuştu: “Hem açık inovasyona hem de ekosistemler yaratmaya bu kadar bağlı iki şirket olan Togg ve Plug and Play’in işbirliğinin çok büyük potansiyele sahip olduğuna inanıyorum. Dünyanın en büyük inovasyon platformu olarak Togg’un inovasyon yolculuğuna eşlik etmeyi heyecanla bekliyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dyson, 2.75 milyar sterlinlik beş yıllık yatırım planının detaylarını açıklıyor

 Baş Mühendis Jake Dyson, markanın yazılım ve bağlanabilirlik özelliği olan ürünlerine yapılacak 2.75 milyar sterlinlik beş yıllık yatırım planının bir sonraki aşamasındaki gelişmeleri paylaşıyor.  

 

  • Baş Mühendis Jake Dyson, yayınlanan YouTube videosunda, Dyson'ın beş yıllık yatırım planı hakkında bilgi verirken; bu plan, yazılım ve veri bilimini kullanarak, sorunları daha kullanıcı farkına varmadan çözen ve kendi kendini geliştiren ürünleri içeriyor
  • Açıklanan plan, yılın başlarında Dyson'ın robotik mühendislerini işe almasına dayanıyor
  • Dyson, son on yılda on kat artan yazılım ekibini işe alım çalışmalarını yazılım geliştiricilere ve veri bilimcilerine odaklayarak daha da büyütüyor
  • Dyson'ın Jake Dyson liderliğindeki yazılım geliştiricileri ve veri bilimcileri, yeni nesil akıllı ürünlerden oluşan 10-15 yıllık bir plan üzerinde çalışıyor
  • Teknoloji şirketi, orman yangınları gibi hava kirliliği yaratan olayların küresel olarak en etkili olduğu noktaları gösteren ve dünyaya öncülük edebilecek hava kalitesi verilerine sahip olduğunu belirtiyor

Dyson Baş Mühendisi Jake Dyson, yayınlanan YouTube videosunda şirketin yazılım tabanlı ekibini oluştururken; yakın zamanda kurulan yazılım tabanlı mühendis ekibinin yeni nesil akıllı, kendi kendini geliştiren, bağlantılı ürünler üzerinde çalıştığını açıklıyor. Yeni teknolojilere 2.75 milyar sterlinlik yatırım planını uygulamakta olan teknoloji şirketinin, yazılım ve bağlanabilirlik alanlarını gelecekteki ürün portföyünün merkezine koyduğunu söylüyor. Yazılım ve bağlanabilirlik özelliği bulunan ürünler tasarlamanın kullanıcıların hayatını nasıl kolaylaştıracağını ve Dyson teknolojilerine sahip kullanıcıların makinelerinde bir sorunun olduğunun farkına bile varmadan sorunları çözme yöntemlerini anlatıyor.

 

2012'den bu yana yazılım geliştiricilerinin sayısındaki on kat büyüme sayesinde, Dyson makineleri sayısız sensör, elektronik, kontrol sistemi ve yazılım kodu kullanarak giderek daha akıllı hale geliyor. 

 

Sahip olduğu teknoloji sayesinde Dyson ürünleri görünmeyeni görünür hale getirebiliyor. Örneğin, Dyson hava temizleyiciler havadaki kirliliği algılayıp yakalayarak kullanıcıları evlerindeki hava kalitesi hakkında bilgilendiriyor ve gelecekteki ürün geliştirmeleri hakkında bilgi veriyor. En yeni Dyson Gen5detect süpürge, mikroskobik partikülleri sayıp boyutlandırarak kullanıcıya hassas veriler sunmanın yanı sıra; 10 yıl önceki daha mekanik Dyson ürünlerinden ileri düzeyde geliştirilmiş şekilde zemindeki toz ve kir alanlarını da gösteriyor.

 

Amaç, kullanıcı sahip olduğu sürece daha akıllı hale gelen, bir şeylerin yanlış gittiğini fark etmeden önce sorunları kendi kendine tanımlayabilen, giderebilen ve çözebilen makineler tasarlamak…

 

Dyson Baş Mühendisi Jake Dyson konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Yazılım ve veri biliminin bizi götürdüğü yer sonuçsuz çalışmalar ya da ihtiyaç olmayan özelliklerle ilgili değil. Bu, teknolojilerimize bir amaç getirmek ve insanların hayatlarını kolaylaştırmakla ilgili. Endişelenmenize gerek kalmadan ürünlerinizle biz ilgileniyoruz. Çok gizli ve sürdürülebilir akıllı teknolojiler üzerinde çalışan ve 15 yıllık bir planla büyüyen mühendislik ekibimiz için İngiltere, Singapur, Filipinler ve Polonya'daki laboratuvarlarımıza ve kampüslerimize yatırım yaptık." dedi. 

 

10 yıllık bir yazılım yolculuğu ve ötesi

Dyson son on yılda yazılım ve bağlanabilirlik ekibini İngiltere, Singapur, Malezya, Filipinler, Çin ve Polonya'da 10 katından fazla büyüttü. Uzmanlık alanındaki bu büyüme, Dyson teknolojilerinin daha akıllı hale getirilmesine odaklanıldığını gösteriyor. Bu çalışma yazılımın da ötesine uzanıyor. Dyson'ın veri bilimcileri, robotik, elektronik donanım ve makine öğrenimi mühendisleri yazılımın yanı sıra birlikte çalışıyor ve şirketin toplam mühendislik ekibinin önemli ve büyüyen bir parçasını oluşturuyor. Dyson'daki kariyerinin başındaki mühendislerin yüzde 45'i yazılım tabanlı ekiplerde çalışıyor.

 

Yazılım eskiden tek tek bileşenleri kontrol etmekle ilgiliydi, ancak artık Dyson teknolojisinin her işlevinde kritik bir öneme sahip. Dyson ürünlerindeki gömülü yazılım, uygulama ve bulut geliştirme, yerleşik yazılım katmanları, algoritmalar, makine öğrenimi ve yapay zeka, sektörün son 10 yılda geliştiği temel bir alan olan mekaniğin ötesinde sofistike şeyler yapmalarını sağlıyor. Dyson'ın ilk süpürgesiyle yapabileceğiniz tek şey motoru çalıştırmaktı. Artık Dyson süpürgeleri, sayısız yerleşik sensör, elektronik donanım ve yazılım sayesinde pil ömrü hakkında bilgi veriyor ve enerji kullanımını zemin türüne göre ayarlıyor.

 

Dyson 360 Heurist robot süpürgeye bakıldığında; kullanıcılar artık evlerini kendileri süpürmek zorunda kalmıyor, robot onlar için bunu yapıyor. MyDyson uygulamasıyla, kullanıcılara bağlanılabilir ürün özellikleri ve kişiselleştirilmiş eğitimler kolayca ulaştırılıyor. Dyson, hava temizleyicilerinin ve hava bilimi eğitiminin temelini oluşturan veri bilimi ile yeteneklerini geliştiriyor.

 

Dyson Yönetim Kurulu Başkanı Roland Krueger konuyla ilgili açıklamasında "Dyson; İngiltere, Singapur, Asya, Avrupa ve Amerika bölgelerini kapsayan beş yıllık 2.75 milyar sterlinlik yatırım planını hayata geçirmeye başladı. 2020'nin Kasım ayında enerji depolama, robotik, makine öğrenimi ve e-ticaret gibi yeni teknolojilere yatırım yapacağımızı duyurmuştuk. Şimdi sözümüzü yerine getiriyoruz. Bu yatırımlar, ürün kategorilerimizi genişletmenin ve Dyson için tamamen yeni ürün alanlarının temelini oluşturacak. Tüm şirket genelinde yazılım becerilerine odaklanan ‘Dijitalleşme Yolculuğumuz’ bu yatırımların temel bir unsurudur ve Dyson için yeni bir sayfa açılmasında etkili olacaktır." dedi.

 

VAKA ÇALIŞMASI: Kirliliğe maruz kalma konusunda eğitim 

Altı yıl önce Dyson ilk hava temizleyicisini bağlanılabilir yaparak kullanıcıların evlerindeki gerçek zamanlı hava kalitesini ilk kez ekrandan ve uygulamadan izleyebilmelerini sağladı. Dyson mühendisleri, 4 milyondan fazla akıllı Dyson hava temizleyicisi tarafından algılanan bu verileri, dünya çapında iç mekân hava kalitesini haritalamak için kullanıyor. Bağlanılabilir makinelerin canlı takibi, Dyson'ın meydana gelen kirlilik olaylarını görebileceği ve hava temizleyicilerinin insanlara hava kirliliğine maruz kalmama konusunda eğitim verebileceği anlamına geliyor. Dyson mühendisleri, Dyson hava temizleyicilerden gelen hava kalitesi verilerine dayanarak insanları yerel bölgelerindeki orman yangınları veya kum fırtınaları gibi kirlilik olayları hakkında uyarabilen dünyadaki ilk ve tek şirket olduklarına inanıyor. Dyson hava temizleyicilerden her gün Dyson mühendislerine 200 milyon hava kalitesi sinyali gönderilerek gelecekteki araştırmalar hakkında bilgi ve kişisel maruziyet konusunda eğitim veriliyor.

 

Yakında piyasaya sürülecek olan Dyson Zone, hareket halindeyken kişisel alanınızdaki havayı izlemek ve temizlemek için bu teknolojiyi kullanacak. Dyson Zone bağlanılabilir olacak ve MyDyson uygulaması gerçek zamanlı hava kalitesi ve gürültü kirliliği verileri ile haftalık kirlilik trend raporları sunacak. Böylelikle insanların hava kirliliğine maruz kalmalarını azaltmaları için eğitilmelerine ve korunmalarına yardımcı olacak.

 

Ürün geliştirmenin yanı sıra, Dyson hava kalitesinin küresel olarak anlaşılması için araştırma kuruluşları ve akademik kurumlarla iş birliği de yapıyor. Dyson mühendisleri, 2019 yılında Breathe London Wearables projesi için bağlanılabilir Dyson hava kalitesi sırt çantasını geliştirdi. 250 öğrenci, Londra sokaklarında okula gidip gelirken maruz kaldıkları kirliliği izlemek üzere partikül ve gaz sensörleri, GPS ve bir pil paketi ile donatılmış sırt çantasını taktı ve çocukların yüzde 31'i kirliliğe maruz kalmayı en aza indirmek için okula gidiş yollarını değiştirdi. Akıllı sırt çantaları, Afrikalı çocuklar arasındaki astım oranlarını anlamak amacıyla Londra Queen Mary Üniversitesi tarafından yürütülen CAPPA projesinin bir parçası olarak şu anda Sahra bölgesindeki altı Afrika ülkesi olan Gana, Malavi, Nijerya, Güney Afrika, Tanzanya, Uganda ve Zimbabve'de kullanılıyor.

 

Gelecek planları

Dyson, 2025 yılına kadar ürün portföyünü iki katına çıkartarak yeni teknolojilere yönelik beş yıllık 2.75 milyar sterlinlik yatırım planını uygulamaya başladı. Dyson, kendi kendini geliştiren ürünler tasarlamaya uzun vadeli bakarken, teknolojilerine, MyDyson uygulamasına ve kullanıcı deneyimine artan zekayı yerleştirirken, elektronik donanım, yazılım ve bağlantı bu plan içerisinde temel bir rol oynuyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

N Kolay’dan yüzde sıfır faizli alışveriş kredisi

N Kolay ve Yataş’tan büyük kampanya

Türkiye’nin en büyük özel sermayeli yatırım bankası olan Aktif Bank’ın dijital bankası N Kolay, Yataş Grup ile önemli bir iş birliğine imza attı. N Kolay, Yataş Grup’un tüm markalarında (Enza Home, Yataş Bedding, Divanev ve Puffy) geçerli olmak üzere, yüzde sıfır faizli kredi imkânı sunuyor. Peşin fiyatına 6 aya kadar vade ile dosya masrafsız olan bu krediden, 20 bin TL’ye kadar istenen tutarda faydalanılabiliyor. N Kolay’ın hızlı ve kolay dijital başvuru akışı sayesinde kısa sürede sonuçlanabilen kredi kampanyası, Yataş Grup’un tüm Türkiye’deki yaygın bayi ağı ile milyonlara ulaşıyor.

 

“Yataş Grup ürünlerini faizsiz ve dosya masrafsız krediyle, tüketicilerle buluşturuyoruz”

Uzun yıllardır iş ortağı oldukları Yataş Grup ile böyle büyük bir kampanya başlatmaktan mutluluk duyduklarını belirten Aktif Bank Perakende Bankacılık Grup Başkanı Pınar Yılmaz, “Yeni nesil bankacılık çözümleriyle hayatı kolaylaştıran dijital bankamız N Kolay’ın N Kolay Taksit çatısı altında sunduğu alışveriş kredileri yolculuğunda her daim iyi bir iş ortağı olan Yataş Grup ve tüm alt markaları ile 2015’ten bu yana çalışıyoruz. Yüzde sıfır faizli ve dosya masrafsız kredimiz sayesinde bu iş birliğimizi daha da güçlendirmekten mutluyuz, iddialı kampanyalarla tüketicilerimizi Yataş Grup’un kaliteli ürünleriyle buluşturmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Büyümenin Ötesine Geçmek Zorundayız

2022 yılı üçüncü çeyrek büyümesini değerlendiren EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, “Ekonomide küresel düzeyde yavaşlamanın hatta stagflasyon eğilimlerinin belirginleştiği, Türkiye’de ise enflasyonun her ay kendi rekorunu kırdığı bir konjonktürde üçüncü çeyrek büyüme verileri beklentilerle uyumlu gelmiştir.

 

Enflasyondan korunmak amacıyla vatandaşların talebini öne çektiği, canlı dış turizmin katkı verdiği Temmuz-Ağustos-Eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrekte, yavaşlama görülse de, ekonomi yüzde 3,9 oranında, yılın ilk dokuz aylık bölümünde ise yüzde 6,2 oranında büyümüştür. Ancak, geçen yılın aynı çeyreğine göre büyüyen ekonomi 2022 yılının ikinci çeyreğine göre ise binde bir oranında daralmıştır. Yılın son çeyreğinde de bu eğilimin devam etmesi olasılığı yüksektir. Dolayısıyla, ekonomide bir makas değişimi yaşanmaktadır. 2023 yılının ilk çeyreğinde tüketim çekişli yapay bir büyüme yaşanacak olsa da oldukça zorlu bir 2023 yılı bizi beklemektedir” dedi.

 

Başkan Yorgancılar, "PMI verilerinin de desteklediği gibi ekonominin üçüncü çeyrekte yavaşlamasının gerisinde sanayinin adeta durma noktasına gelerek ancak binde üç büyümesi ve yüzde 14,1 oranında küçülen inşaat sektörü bulunmaktadır. Tarım sektöründe üretimin en büyük bölümünün yapıldığı üçüncü çeyrekte büyümenin yüzde 1,1 oranında yani nüfus artış hızının gerisinde kalması söz konusudur. Sektörün ilk iki çeyrekte küçüldüğü de dikkate alındığında tarım ve gıda alanında sorunların derinleşmesi kaçınılmaz görünmektedir. Yılın tamamında ekonominin uzun dönem ortalamasına yakın yüzde 4-5 dolaylarında büyümesi olasıdır” diye konuştu.

 

Başkan Yorgancılar ayrıca “Üçüncü çeyrekte özel tüketim yüzde 22,4, kamu tüketimi yüzde 8,5 oranında büyüyerek, ekonomiye katkı koymaya devam etmiştir. Özel tüketimdeki yüksek oranlı büyümenin gerisinde özellikle dayanıklı (29,9) ve yarı dayanıklı tüketim malları (21,8) talebindeki artış bulunmaktadır. Bu da vatandaşların enflasyondan korunmak amacıyla talebi öne çekmelerinden kaynaklanmaktadır.

 

Yılın üçüncü çeyreğinde yatırımların ise yüzde 1,3 oranında gerilediği görülmektedir. Ancak, bu gerileme daha çok inşaat yatırımlarının gerilemesine bağlı olmuştur. Üçüncü çeyrekte inşaat yatırımları yüzde 19,9 oranında gerilerken makine ve teçhizat yatırımları yüzde 14,3 oranında artmıştır. Diğer taraftan yüksek oranlı kur artışına rağmen üçüncü çeyrekte mal ve hizmet dış ticaretinin iki cephesi de yani ihracat (12,6) ve ithalat (12,2) yakın oranda büyümüştür. Bununla birlikte yılın 9 aylık bölümünde mal ve hizmet ihracatının yüzde 14,5, ithalatının ise 6,9 oranında büyümesi sevindiricidir” diye konuştu.

 

Pandemi sonrasında sanayi sektörünün oldukça iyi bir büyüme performans gösterdiğini ve 2020 yılının üçüncü çeyreğinden 2022 yılının ikinci çeyreği dahil geçen 8 çeyrekte ortalama yüzde 13,9 gibi takdire şayan bir büyüme performansı yakaladığına ve istihdamını bir milyon 356 bin kişi artırdığına dikkat çeken Ender Yorgancılar, “Ancak, geçen yılın üçüncü çeyreğine göre sektör sadece binde üç büyürken ve bir önceki çeyreğe göre yaşanan yüzde 2,2 düzeyindeki küçülme ve 107 bin kişilik istihdam azalışı bizleri endişeye sevk etmiştir.

 

Sanayi sektörümüz bugün krediye erişimdeki sorunlar, maliyetlerdeki artışlar, kurun rekabetçi olmaktan uzaklaşması, büyük pazarlarımızdaki resesyonist eğilimler ve yavaşlayan dış talep nedeniyle çoklu bilinmezler ile karşı karşıyadır. Buna ek olarak, 2023 yılı içinde EYT düzenlemesi ve enflasyon muhasebesine geçilmemesinden kaynaklı bir mağduriyet ile de karşı karşıyadır. O nedenle de, üretimi ve istihdamı destekleyecek yeni adımlara acilen ihtiyaç bulunmaktadır” ifadesini kullandı.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

GÜSOD Başkanı Murat KÖSEREİSOĞLU: Stadyumlarda özel eğitimli özel güvenlik görevlileri tam zamanlı istihdam edilmeli

Ülkemizde spor müsabakalarında şiddet olaylarını; genellikle futbol stadyumlarında ya da stadyum çıkışlarında görüyoruz. Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Murat KÖSEREİSOĞLU “Fanatik taraftarların kontrol edilmesi, stadyumların teknolojik alt yapılarının güçlendirilmesi, suça meyilli taraftarları ayırt edebilen, cezalıları stada sokmayan teknolojilerin kullanılması, biletleme, arama gibi sistemlerin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Diğer yandan, yetkili kurumlar tarafından güvenliğe yeterli kaynağın ayırmadığını gözlemliyoruz.  Yetkili kurumların stadyum gelirlerinden elde ettiği payın bir bölümünü güvenlik hizmetlerine aktarması ve ülke genelindeki statlarda güvenlik tedbirlerinin uygulanması konusunda düzenleyici rol üstlenmesi gerekiyor. Stadyumlarda görev yapan güvenlik görevlileri, çok düşük ücretlerle ‘geçici’ sürelerde çalışıyor. Spor alanında özel eğitimler alarak uzmanlaşacak özel güvenlik görevlilerinin stadyumlarda tam zamanlı istihdam edilmesi gerekiyor. Böylece daimî iş güvencesi sağlanmış olacak ve özel güvenlik görevlileri, ayrım olmadan her maçta görev yapabilecek” dedi.

 

Ülkemizde güvenlik sektörünün doğru çalışma ilkelerini ve asgari standartlarını oluşturmayı temel amaç edinen Güvenlik Servisleri ve Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Murat KÖSEREİSOĞLU, stadyumlardaki güvenlik sorunlarına bakıldığında, konunun ve olayların neden-sonuç ilişkileri kapsamında detaylı olarak analiz edilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. 

 

KÖSEREİSOĞLU, “Öncelikle stadyumlardaki güvenlik yetersizliklerinin nedenleri araştırılmalı; olaylara kaynaklık eden süreçler iyileştirilmeli. Hâlihazırda stadyumlardaki güvenlik altyapı eksiklikleri, zafiyetlerin oluşmasında ana faktör olarak değerlendiriliyor. Fiziki ve elektronik önlemler, bu sürecin olmazsa olmazları arasında yer alıyor” diye konuştu.

 

SPOR GÜVENLİĞİNDE SORUN TEŞKİL EDEN BAZI KONULAR

GÜSOD Başkanı Murat KÖSEREİSOĞLU, spor güvenliğinde sorun teşkil eden bazı durumları şu şekilde sıraladı: 

  • Spor/futbol stadyumu güvenliği ihalelerinde fiyat düşüklüğünün aranması,
  • Özel güvenlik görevlisinin görev alacağı sektöre yönelik ‘uzmanlık eğitimlerinin yaygın olmaması, söz konusu eğitimlerin henüz ihalelerde aranan bir kriter haline getirilmemiş olması,
  • Düşük ücretle alınan hizmetin paralelinde özel güvenlik görevlilerinin mesleki yeterliliğinin üst düzeyde olmaması,
  • Ücret yapısı, ihalelerde aşırı ucuzluk beklentisi, çalışan kişilerin bu işi ‘meslek’ olarak görmelerine engel olması ve bu durumun sık personel sirkülasyona sebebiyet vermesi,
  • Maç organizasyonlarının ‘spot iş’ olması nedeniyle haftada belirli bir saat için sabit kadronun istihdam edilememesi,
  • Yüksek sirkülasyonun, özel güvenlik görevlilerine verilecek eğitim için yapılacak yatırımları ekonomik olarak verimli kılmaması,
  • Kulüplerin parasal sorunları nedeniyle çok düşük ücretlerle hizmet almak istemeleri ve alınan düşük ücretli hizmete rağmen ödemeleri çok geç yapmaları,
  • Özel güvenlik firmalarının kalitesiz iş sonucunu önceden tahmin etmelerine rağmen, kısa vadeli, günü kurtarma düşüncesiyle, sürdürülebilirliği mümkün olmayan finansal planlamalar yapmaları,
  • Sektörün gelişimine yönelik, dünyaya örnek olan özel güvenlik dinamiklerinin ülkemizde uygulanmıyor olması, know-how transferinin eksik olması.

 

“SEKTÖRÜN TÜM PAYDAŞLARI KONUNUN NEDENLERİNİ ANALİZ ETMELİ”

Yukarıda belirtilen tüm bu konuların, sektör paydaşları tarafından tartışılması ve kamu ihale kanunundaki eksiklerin giderilmesi, sözleşme sürelerinin uzatılması, özel güvenlik görevlisi haklarının iyileştirilmesi, iş güvencesi gibi birçok değişik alanda iyileştirme çalışmalarının acil olarak başlatılması gerektiğini beliren KÖSEREİSOĞLU, konuşmasına şöyle devam etti:

 

“Bu tür konular, uzmanlık alanları dâhilinde değerlendirilmeli. Ayrıca olaylara kaynaklık eden sorunların devlet tarafından üstlenilmesi yerine, sektörün tüm paydaşları konunun nedenlerini analiz etmeli, gerekli düzenlemeyi yapmalı ve altyapıyı oluşturmalıdır. Ülkemizde sporda şiddet ağırlıklı olarak futbolda ve büyük oranda İstanbul’da gerçekleşiyor. Fanatik taraftarların kontrol edilmesi, stadyumların teknolojik yatırımlarla hem izlenebilmesi hem suça meyilli bireyleri ayırt edebilmesi hem de cezalı olanları stadyuma sokmayan teknolojilerin kullanılması ve tüm bunların dışında biletleme, arama gibi sistemlerin de tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor.”

 

“GÜVENLİK HİZMETLERİ İÇİN DAHA FAZLA KAYNAK AYRILMASI GEREKİYOR”

GÜSOD Başkanı KÖSEREİSOĞLU, stadyumlarda yaşanabilecek olumsuz olayların önüne geçilebilmesi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

 

“Yetkili kurumlar tarafından güvenlik için daha fazla kaynak aktarılması gerekiyor. Futbol stadyumu güvenliği ihalelerinin bağımsız olarak gerçekleştirilmesi ve bu ihalelerden elde edilen gelirin bir bölümünün güvenlik hizmetlerine aktarılması da faydalı olacaktır. Futbol/spor güvenliği alanında özel eğitimler alarak uzmanlaşacak ve deneyimli olacak özel güvenlik görevlilerinin stadyumlarda tam zamanlı istihdam edilmesi, daimî iş güvencesi sağlanması açısından da önemli. Böylece özel güvenlik görevlileri, maç ayrımı olmadan her maçta görev alabilecektir.” 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Avrupa iş ekosistemini şekillendirecek girişim projeleri Türkiye’den çıktı

Gelişmekte olan Avrupa bölgelerindeki gelecek vaat eden erken aşama girişimleri teşvik etmek, bilimsel fikir ve inovasyonların başarılı işlere dönüşmesine yardımcı olmak amacıyla düzenlenen EIT Jumpstarter programına Türkiye damga vurdu.

 

Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü'ne (EIT) bağlı altı topluluk tarafından yürütülen EIT Jumpstarter'ın altıncı edisyonu Orta, Güney ve Doğu Avrupa'dan katılan yüzden fazla girişimci ile gerçekleşti. Polonya’nın Krakow kentinde geçtiğimiz gün düzenlenen ve 42 finalistin 7 farklı kategoride yarıştığı erken aşamadaki projelere yaklaşık 200.000 € ödül verildi.

 

Yedi ay süren programda, iş modellemesi ve iş planlamasına yönelik derinlemesine incelemeler sonrasında finale kalan girişimler; sağlık, gıda, hammadde, enerji, kentsel hareketlilik, imalat ve sürdürülebilir kapsayıcı yaşam alanlarına yönelik projeleri ile Büyük Final'e katılmaya hak kazandılar.

 

Son altı yılda 750'den fazla girişimcinin programa katılarak aldıkları ek finansman ile başarı öyküsü yarattığına dikkat çeken EIT Topluluğu Bölgesel Stratejik İnovasyon Projeleri Direktörü Dora Marosvolgyi; ‘‘ Programa net ve uygulanabilir fikirlerle katılan girişimlerin bazıları final öncesi şirketlerine yatırım alırken, 45'ten fazlası resmi olarak şirket kuruluşlarını yaptı ve genişlemeye devam ediyor. ” yorumunda bulundu.

 

Türkiye‘den FarMine girişim projesine birincilik ödülü

Toplam yirmi dört girişimin ödüllendirildiği programda hammadde kategorisinde birincilik ödülüne Türkiye’den katılan ‘‘FarMine‘‘ projesi layık görüldü. Proje, bir mobil işleme tesisi kullanarak geleneksel ve küçük ölçekli altın madenlerinin atık akışlarından altın geri kazanımını en üst düzeye çıkarmayı hedefliyor.

 

EIT Food'un Bölgesel İnovasyon Program (RIS) Merkezi olan Varşova Üniversitesi ise ‘‘En İyi RIS Merkezi‘‘ seçildi.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tanıtım Günlerinde DEÜ’ye İlgi Seli

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), bu yıl altıncısı düzenlenen İzmir Üniversite Tanıtım Günleri’ne katıldı. Yaklaşık 8 bin ziyaretçinin katıldığı organizasyonda öğrenciler, DEÜ’nün tanıtım standına yoğun ilgi gösterdi. DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel, “Kentimizin dört bir yanına yayılmış yerleşkeleri ile birçok alanda yükseköğretim ve araştırma faaliyetlerini sürdüren Araştırma Üniversitemize geleceğin adaylarını bekliyoruz” dedi.

 

Türkiye’nin köklü yükseköğretim kurumlarından Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), EKET Fuarcılık tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen İzmir Üniversite Tanıtım Günleri’ne katıldı. 29-30 Kasım tarihlerinde devlet ve vakıf üniversitelerinin katılım sağladığı tanıtım fuarını yaklaşık 8 bin ziyaretçi gezerken, öğrenciler Dokuz Eylül Üniversitesi’nin standına yoğun ilgi gösterdi. Yaklaşık 30 üniversitenin katıldığı iki gün süren organizasyonda, tanıtım stantlarının yanı sıra akademisyenler tarafından öğrencilere ve psikolojik danışman/rehber öğretmenlere yönelik seminer programları ile bölüm tanıtım sohbetleri gerçekleştirildi.

 

DEÜ’YE YOĞUN İLGİ

Fuarda yerini alan İzmir’in güzide yükseköğretim kurumu Dokuz Eylül Üniversitesi’ne ise öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. “Doğru Tercih, Doğru Gelecek!” sloganıyla düzenlenen tanıtım fuarında üniversite hayali içindeki lise son sınıf öğrencileri, DEÜ’lü tanıtım görevlileri ile yüz yüze görüşme fırsatı yakaladı. Bayraklı’daki Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’ndeki etkinlikte öğrenciler, çift anadal, yan dal, dikey/yatay geçiş, burs olanakları, tavan ve taban puanlar, tercih ve sıralamalar konularında yetkililer tarafından bilgilendirildiler. DEÜ’nün fakülteleri, yüksekokulları, bölümleri, eğitim anlayışı, kampüs yaşamı, yurt olanakları, sosyal ve sportif tesisleri ile öğrencilere sunulan diğer imkânlar hakkında bilgiler paylaşan DEÜ temsilcileri, öğrencilere üniversite hayallerinde rehberlik ettiler.

 

“YENİ ADAYLARIMIZI BEKLİYORUZ”

Organizasyon ile ilgili konuşan DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel, fuarda kurulan DEÜ stantlarında öğrencilerin kariyer gelişimine odaklandıklarını belirterek, “Doğru bir gelecek için tercihini 40 yıllık Dokuz Eylül Üniversitesi olarak planlayan aday öğrencilerimiz ile İzmir Üniversite Tanıtım Günleri’nde buluştuk. Akademik kadromuz, idari birim temsilcilerimiz ve görevli öğrencilerimizin katıldığı etkinlikte, geleceğin Dokuz Eylüllülerine Üniversitemizi tanıttık. Kentimizin dört bir yanına yayılmış yerleşkeleri ile birçok alanda yükseköğretim ve araştırma faaliyetlerini sürdüren DEÜ olarak, genç adaylarımızı aramızda görmekten mutluluk duyacağız. Araştırma Üniversitemize geleceğin adaylarını bekliyoruz” dedi.

 

DEÜ’LÜ İSİMLERDEN SEMİNERLER

Etkinliğin ikinci gününde seminer programları kapsamında Dokuz Eylül Üniversitesi Kariyer Planlama ve Mezunlarla İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Diğdem M. Siyez ve DEÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Umut Kafadar’ın söyleşileri, öğrenciler tarafından ilgiyle takip edildi. Prof. Dr. Diğdem M. Siyez, “Stresli ve Belirsiz zamanlarda Kariyer Planlama” başlıklı seminer programında, genç adaylara stres faktörünün bireyin yaşamı ve kariyerine yansımaları hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu. DEÜ öğrencisi Umut Kafadar da, etkinliğin bölüm tanıtım sohbetleri kapsamında “Bir Araştırma Üniversitesinde Öğrenci Olmak” başlıklı söyleşide, aday öğrencilerle tüm yönleri ve olanakları ile Dokuz Eylül Üniversitesinde öğrenci olmaya yönelik tecrübelerini paylaştı.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çukuovalılar Pilates ve Zumba Kurslarını Çok Sevdi

Çukurova Belediyesi’nin kadınlar için sağlıklı yaşam adına açtığı pilates, zumba ve aerobik kursları büyük ilgi görüyor. Uzman eğitmenler tarafından ücretsiz olarak verilen kurslarda kadınlar hem spor yaparak sağlıklı yaşamın kapılarını aralıyor, hem de keyifli zaman geçiriyor. Her yaş gurubundan yüzlerce kadının daha sağlıklı ve sosyal bir hayat için kapılarını araladığı kursu ziyaret eden Çukurova Belediyesi Başkanı Soner Çetin, eğitimlere katılan kadınlara azimlerinden dolayı tebrik ederek, spor yaparken kullanmaları için mat, pilates çemberi ve topları hediye etti.   

 

Kadına yönelik pozitif çalışmalarıyla her zaman öne çıkan Çukurova Belediyesi, açtığı kurslarla 7’den 70’e herkese spor yapma imkânı sunuyor. Tesisler Müdürlüğü tarafından, Kurttepe Kadın Sohbet ve Dayanışma Evi’nde bulunan spor salonunda verilen pilates, zumba ve aerobik kursları yoğun ilgi göremeye devam ediyor.

 

Sağlıklı yaşamın kapılarının aralandığı eğitimlere sadece Çukurova’dan değil,  kentin diğer İlçelerinde, Yüreğir, Seyhan, Sarıçam’da ikamet eden kadınlarda gelerek, bu enerji dolu ve keyifli eğitimlere ücretsiz olarak katılıyor. Hafta içi her gün ve iki seans olarak verilen kurslarda, daha düzgün bir duruş, esnek bir vücut ve fit bir görünüm hedefleyen kadınlar, son yılların en popüler ve etkili egzersiz programlarından biri olarak gösterilen pilates, aerobik ve zumba yaparak fazla kilolarından kurtuluyor. Profesyonel antrenörler eşliğinde hem dans eden hem de sağlıklı yaşam hareketleri yapan kadınlar, hareketsiz kalan kas gruplarını sporla aktive haline getiriyor ve böylelikle sağlıklı bir vücuda sahip olabilme imkanına kavuşuyor. Doğru nefes egzersizleri ve doğru kas gruplarına yönelik çalışmalarla da vücudun gelişimi sağlanıyor.

 

 Başkan Çetin’in kadınlara yönelik hizmetlerinden oldukça memnun olan Çukurovalı kadınlar, her projede pozitif ayrım gördüklerini, kadına gerçek anlamda değer veren bir siyasi düşüncenin oluşumundan dolayı mutlu olduklarını söylediler. Her sabah ve öğlen evlerinden koşarak geldiklerini anlatan kadınlar, kendilerini şimdi daha huzurlu ve sağlıklı hissettiklerini belirterek, fazla kilolarından da kurtulmanın sevincini yaşadıklarını ifade ettiler.  

 

BAŞKAN SONER ÇETİN : “ ZUMBAYLA ZAYIFLIYOR, AEROBİKLE SAĞLIKLI KALIYORLAR ” 

Kurttepe Mahallesi’nde bulunan Kadın Sohbet ve Dayanışma Evi’nde verilen kursu ziyaret eden Belediye Başkanı Soner Çetin, burada kadınlar tarafından büyük ilgi ve sevgi gösterisiyle karşılandı. Belediyenin kurslarına katılan kadınlara spor yaparken kullanmaları için mat, plates çemberi ve topları hediye eden ve onlarla yakından ilgilenen Başkan Soner Çetin, kursiyerle bir süre sohbet ederek, görüş ve düşüncelerini dinledi. Başkan Çetin,  “Kadınlarımız ve Sağlık her zaman önceliğimiz” diyerek bu konuda çalışmalarını sürdüreceğini, sağlıklı yaşa, sağlıklı kal düşüncesiyle, her fırsatta vatandaşlara hizmet sunmaya devam edeceklerini ifade etti. Sporu bir yaşam biçimi haline getirme hedefinde olduklarının altını çizen Başkan Çetin, “Pilates ve Aerobik kursuyla kadınlarımız hem stresi iyi yönetmeyi öğrenerek yaşam kalitelerini yükseltecek, hem de vücut esnekliğini geliştirip kilolarından kurtulacak ve uzun süre genç kalmayı başaracaklar.” diyerek, tüm kadınları belediyenin spor ve meslek kurslarına katılmasını önerdi.  

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

BİLGİ Hukuk Fakültesi’nden ‘Çocukların Korunmasına İlişkin Lahey Sözleşmesi’ ile ilgili uluslararası konferans

Bu yıl 25. yılını kutlayan İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi, ‘La Haye Devletler Hususi Hukuku Konferansı’ ortaklığında ‘Her Yönüyle 1996 Tarihli Çocukların Korunmasına İlişkin Lahey Sözleşmesi’ başlıklı bir konferans düzenliyor. Uluslararası hukukçuların konuşmacı olarak katılacağı konferans 6 Aralık’ta çevrimiçi olarak gerçekleşecek

 

Bu yıl 25. yılını kutlayan İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin “La Haye Devletler Hususi Hukuku Konferansı” ortaklığında düzenlediği “Her Yönüyle 1996 Tarihli Çocukların Korunmasına İlişkin Lahey Sözleşmesi” başlıklı konferans, sözleşmeye taraf olan ülkelerde çocukların korunmasına ilişkin uygulamaları hukuki boyutlarıyla ele alacak. Milletlerarası özel hukuk alanında çalışmalar yürüten İngiltere ve Almanya’dan hâkimler ile uluslararası uygulayıcıların konuşmacı olduğu konferans, 6 Aralık’ta çevrimiçi olarak gerçekleşecek. 

 

Uluslararası çocuk kaçakçılığı, çocukların korunma hakkı, velayet gibi çocuklarla ilgili konularda uluslararası alanda hukuki işbirliği sağlayan “1996 Tarihli Çocukların Korunmasına İlişkin Lahey Sözleşmesi”, vatandaşlığı ne olursa olsun tüm çocukların haklarını Türkiye’nin de aralarında bulunduğu taraf devletlerde güvence altına alıyor. 

 

Sözleşme kapsamında yapılan hukuksal çalışmaların ele alınacağı konferans, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cemile Demir Gökyayla’nın açılış konuşmasıyla başlayacak. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Milletlerarası Özel Hukuk Kürsüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kerem Giray ile Emekli Hâkim İzzet Doğan’ın moderatörlüğünde iki ayrı oturumda gerçekleşecek konferansta Lahey Milletlerarası Özel Hukuk Konferansı Temsilcisi Raquel Salinas Peixoto, Almanya Federal Adalet Dairesi’nden Christian Höhn, İsviçre Federal Adalet Dairesi Milletlerarası Özel Hukuk Birimi Eş Başkanı Joëlle Schickel-KüngBirleşik Krallık Kraliyet Adalet Mahkemeleri Temyiz Mahkemesi Hâkimi Lord Justice Andrew Moylan, Uluslararası Lahey Hakimler Ağı İrtibat Hâkimi ve Pankow Yerel Mahkemesi Aile Mahkemesi Hâkimi Dr. Joanna Guttzeit, Dawson Cornwell’dan Ortak Avukat Carolina Marín Pedreño konuşmacı olarak yer alıyor. 

 

Konferans Programı:

 

Tarih: 6 Aralık, 2022

Saat: 15.00 -17.00 

  

Açılış Konuşması

Prof. Dr. Cemile Demir Gökyayla – İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı

 

  1. Oturum

Moderatör: Prof. Dr. Faruk Kerem Giray – İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Milletlerarası Özel Hukuk Kürsüsü Öğretim Üyesi

 

1996 Tarihli Çocukların Korunmasına İlişkin Lahey Sözleşmesi: Ana Hatlar, 25 Yılın Sonunda Zorluklar ve Fırsatlar

Raquel Salinas Peixoto – Lahey Milletlerarası Özel Hukuk Konferansı Temsilcisi

 

Sözleşmenin Temel Kavramları, Merkezi Makamların Görev ve İşlevleri (Almanya)

Christian Höhn – Almanya, Merkezi Makam, Federal Adalet Dairesi

 

Sözleşmenin Temel Kavramları, Merkezi Makamların Görev ve İşlevleri (İsviçre) 

Joëlle Schickel-Küng – İsviçre, Merkezi Makam, Eş-Başkan, Milletlerarası Özel Hukuk Birimi, Federal Adalet Dairesi

                                  

2. Oturum

Moderatör: Emekli Hâkim İzzet Doğan

 

Sözleşmeye Göre Mahkemelerin Yetkisi 

Lord Justice Andrew Moylan – Birleşik Krallık, Temyiz Mahkemesi Hâkimi, Kraliyet Adalet Mahkemeleri, Londra

 

Sözleşme Kapsamında Uygulanacak Hukuk ve Tecrübeler

Hâkim Dr. Joanna Guttzeit- Almanya, Aile Mahkemesi Hâkimi, Pankow Yerel Mahkemesi, Berlin, Uluslararası Lahey Hâkimler Ağı İrtibat Hâkimi

 

Sözleşme Uyarınca Tanıma-Tenfiz ve Sözleşmenin Sağladığı Kolaylıklar 

Carolina Marín Pedreño – Ortak Avukat, Dawson Cornwell

 

*Program boyunca simültane tercüme sağlanacaktır.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı