Aylık arşivler: Şubat 2023

Efes Selçuk'a Gelen Depremzedelere Psikolojik Destek

Efes Selçuk Belediyesi Kadın Dayanışma ve Engelsiz Yaşam Merkezi’nde deprem sonrasında kente gelen vatandaşlar için psikolojik danışmanlık hizmeti veriliyor. Depremden etkilenen vatandaşlara yönelik psikologlar tarafından gerçekleştirilen ev ziyaretlerinde vatandaşların yaşadıkları süreci paylaşmaları sağlanarak psikolojik ilk yardım desteği sağlanıyor.

Psikolog Birgül Gönül ve Psikolog Özgül Karaalioğlu Yavuz Efes Selçuk Belediyesi Kadın Dayanışma ve Engelsiz Yaşam Merkezi bünyesinde deprem sonrasında Efes Selçuk’a gelen vatandaşlara yönelik düzenlenen psikolojik danışmanlık hizmeti hakkında bilgi verdiler.

Psikolog Birgül Gönül deprem bölgesinden gelen bireylerde rutinlerinin bozulması nedeniyle belirsizlik duygusunun ön plana çıktığı bilgisini vererek; “Biz bu aşamada burada güvenli alanda olduklarını onlara gösteriyoruz. Onlara bugüne kadar neler yaşadıklarını, onlarla nasıl başa çıkabildiklerini hatırlatıyoruz. Rutinlerini burada da gerçekleştirme açısından neler yapabileceklerini konuşuyoruz. Okullara gidecek çocukların tespit edilip okula gidebileceklerinin sağlanacağını söylüyoruz. Kaldıkları evlerde kendi evleri gibi yemek pişirme, çamaşır yıkama, alışverişe çıkma gibi aktivitelerle ruhsal iyilik hallerini arttıracağı için bu aktivitelerin gerçekleşmesi yönünde onlarla sohbet ediyoruz” dedi.

Psikolog Özgül Karaalioğlu Yavuz verilen psikolojik destek sürecinin depremden etkilenen bireylerin hayatlarını organize etme amacı taşıdığını da belirterek; “İlk temas kurduğumuz ailelerle ikişer üçer haftalık sürelerle telefonla görüşerek durumlarını takip edeceğiz. Afet bölgesinden gelen çocuklarımızın okula devam durumları için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yönlendiriyoruz. Sağlık problemleri varsa sağlık kuruluşlarına yönlendiriyoruz. Aynı zamanda çocuklarımız için atölyeler planlayacağız. Anneler ile çocukların bir arada yer alacağı grup terapisi çalışmaları düzenlemeyi düşünüyoruz. Ziyaret ettiğimiz ailelerden bu süreçte bireysel terapiden çok grup çalışmasına yönelik bir istek var” dedi.

Deprem sonrasında Efes Selçuk’a gelen depremzedeler psikolojik danışmanlık hizmetinden yararlanmak için SELBİM’E (444 8 892) ya da Efes Selçuk Belediyesi Kadın Dayanışma ve Engelsiz Yaşam Merkezi’ne (0232 892 27 35) başvurabilecekler.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Osmangazi'den depremzedelere psikososyal destek

Osmangazi Belediyesi, “asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası Bursa’daki misafirhane ve evlere yerleştirilen vatandaşlara psikososyal destek vermeye başladı.

Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depremin ardından seferberlik ilan eden Osmangazi Belediyesi, Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde anlamlı bir projeye imza attı. Türkiye’yi derinden sarsan afetin yaralarını bir an önce sarmak için var gücüyle çalışan ekipler, depremin toplum ve özellikle çocuklar üzerinde oluşturduğu travmanın etkilerini azaltmak amacıyla psikolog ile sosyologlarla depremzede ziyaretleri yaptı.  

Depremzedeler için erzak, kıyafet, bebek bezi ve mama gibi desteklerinin yanı sıra karşılıklı görüşmelerin de gerçekleştirildiğini belirten Osmangazi Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Sevcan Yaman, “Bizler, belediyemize gelen talepler sonucu Bursa’daki misafirhane ve evlere yerleştirilen vatandaşlarımıza psikolojik destek vermeye başladık. Bugüne kadar toplam 200 depremzedemizle gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde, psikolojik ilkyardım ve bu anlamda riskli alanda olan kişilerin tespit ile yönlendirmelerini yaptık. Aynı zamanda ekip arkadaşlarımız, devletin depremzede vatandaşlar için oluşturduğu imkanlar konusunda bilgilendirmelerde bulundu. Umarım, en kısa sürede hep birlikte bu zor günlerin üstesinden geleceğiz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çocuklar okulda zorlu sürecin etkileri ile kolaylıkla mücadele edebilir…

Ebeveynler okula giden çocuklarına nasıl yaklaşmalı?

Özellikle çocukların yaşanan zorlu süreçte maruz kaldıkları ile baş edebilmek için günlük yaşama dönmeye ihtiyaç dönmeye ihtiyaç duyduklarını belirten uzmanlar, okulların açılması ile çocukların karşılaştıkları bu zorlu durumla mücadele edebilmelerinin kolaylaşacağını ifade ediyor. Ebeveynlerin her gün okula giden çocukları ile yakın ilişkide olmasının oldukça önemli olduğunu vurgulayan Çocuk Ergen Psikoloğu Eda Ergür, ebeveynlere çocuklara karşı anlayışlı bir tutum sergilenmelerini, fiziksel temasta bulunmalarını ve de duygularını dışa vurabilmelerine fırsat tanımalarını tavsiye ediyor. Ergür, çocuklara güvenli bir okul ortamı sunulmasının da önemine dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, okul ortamının çocukların karşılaştıkları zorlu durumla baş etmelerini kolaylaştıracağına değindi ve ebeveynlere önemli tavsiyelerde bulundu.

Çocuk ve gençlerin ait oldukları yer okuldur

Ülke olarak çok zor günlerden geçtiğimize değinerek sözlerine başlayan Eda Ergür, “Yaşadığımız büyük felaketin etkisi halen sürüyor ve sürmeye devam edecek olmasına rağmen hayatlarımıza tutunmaya ihtiyacımız var. Özellikle çocuklarımızın bu süreçte maruz kaldıklarıyla başa çıkabilmek için günlük yaşama dönebilmeye ihtiyaçları var. Okulların açılması ile çocuklarımız hem sosyal desteklerine kavuşmuş olacak hem de güven duygularını besleyecek olan rutin düzenleri sağlanmış olacak. Çocuk ve gençlerimizin ait oldukları yer okuldur. Okul çocuklarımıza akademik bilginin çok daha ötesinde fayda sağlıyor. Okul aracılığı ile çocuklarımız ve gençlerimiz yaşıtlarıyla bir araya gelerek sosyal destek ihtiyaçlarını giderirken, toplumsal değerleri içselleştirebilir ve de güvende hissetmelerini sağlayacak bir düzene sahip olurlar” dedi.

Ebeveynler çocuklarını net ifadelerle bilgilendirmeli

Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, okulların açılması ile çocukların karşılaştıkları bu zorlu durumla baş edebilmelerinin kolaylaşacağını söyledi. Ancak diğer yandan ailelerin kaygılarının bulunduğunu ifade eden Eda Ergür, “Ebeveynler ‘Ya birbirlerine anlattıklarıyla korkuları pekişirse ya duymaması gereken bizim anlatmadığımız durumları öğrenirse? gibi endişelere sahip olabiliyorlar. Bu sebeple ailelerin çocuklarına yaşananlarla ilgili basit, net ve kısa ifadelerle gerçek bilgiler vermesi oldukça önemli.” dedi.

Bilinmeyen şeyler, kaygıyı besliyor

“Yaşanan olaylar karşısında çocuğumuz ne denli gerçek bilgiye sahip ise edindiği yeni bilgilerle o kadar kolay baş edebilecektir” diyen Eda Ergür, “Unutmayalım ki bilinmeyen, kaygıyı besler. Eğer çocuğumuz duyduğu bilgi hakkında fikir sahibi değilse anlamlandıramadığı bu bilgi ile ne yapacağı konusunda zorluk yaşar. Sahip olduğu bir bilgi ile ilişkilendirdiği durumlarla ise çok daha kolay baş edebilir. Bu sebeple çocuğumuza karşı dürüst olmak, yaşına ve gelişimine uygun bilgi vermek, yaşıtlarıyla bir araya geldiğinde edindiklerini sınırsız hayal güçleri ile birleştirmelerine ve kaygılarını beslemelerine engel olabilecektir” dedi.

Duygularını dışa vurmalarına fırsat tanınmalı

Ebeveynlerin her gün okula giden çocukları ile yakın ilişkide olmasının oldukça önemli olduğunu vurgulayan Eda Ergür, “Mutlaka aklına takılan ya da merak ettiği bir durum olduğunda sizlerle konuşabileceği ve size sorabileceğini paylaşmalısınız. Size getirdiği konu her ne kadar zor olursa olsun mutlaka dürüstçe, gerçek bilgiyle, kısa ve basit bir dille cevaplayın. Böylece uçsuz bucaksız hayal güçleriyle anlamlandırmaya ihtiyaçları kalmayacaktır. Çocuklara karşı anlayışlı bir tutum sergilemek, fiziksel temasta bulunmak ve de duygularını dışa vurabilmelerine fırsat tanımak gerekiyor” şeklinde tavsiyelerde bulundu.

Güvenli okul ortamı sunabilmek çok önemli

Çocukların deprem sonrası yaşadıkları duygusal zorlanmalarıyla arkadaşları ve öğretmenleriyle bir arada olacakları okul ortamında çok daha kolay baş edebileceklerini ve üstesinden geleceklerini belirten Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Yaşanan olumsuzluklardan çocuklarımızı koruyabilmek için sevgi ve desteğimizle yanlarında olmak ve onlara güven dolu bir okul ortamı sunabilmek oldukça önemli. Bu zorlu günlerin üstesinden sevgi, birlik ve dayanışma ile geleceğiz” dedi. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Boğaziçi'nde hayata geçen projeyle depreme daha dayanaklı boru bağlantıları üretilecek

Boğaziçi Üniversitesi’nde deprem sarsıntılarına daha dayanaklı boru bağlantı sistemlerinin geliştirilmesi için çalışmalar başladı. TÜBİTAK-TEYDEB 1505 Üniversite-Sanayi İş Birliği Destek Programı tarafından desteklenen Ar-Ge projesiyle Boğaziçi Üniversitesi’nden bilim insanları bu alanda en iyi tasarımı ortaya koymak için çalışacak. 

Kahramanmaraş’ta yaşanan iki büyük deprem Türkiye’de deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatırken, Boğaziçi Üniversitesi’nden bilim insanları sanayi ortaklıklarıyla depreme daha dayanaklı alt ve üst yapı sistemleri için çalışmalarına devam ediyor. Son olarak Boğaziçi Üniversitesi ile Superlit Boru Sanayi A.Ş. ortaklığı ve Teknoloji Transfer Ofisi desteğiyle CTP boruların bağlantı sistemlerinin kuvvetli deprem hareketlerine daha da dayanaklı hale getirilmesi için Ar-Ge çalışmaları başladı. Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülüm Tanırcan’ın yürütücülüğünü üstlendiği iki yıl sürecek proje, TÜBİTAK- TEYDEB 1505 Üniversite-Sanayi İş Birliği Destek Programı tarafından da destekleniyor. 

Projede malzeme testleri Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Kompozit Laboratuvarı’nda gerçekleştirilirken, tasarımların prototipleri sanayi iş birliğiyle üretilerek Kandilli Kampüsü’nde yer alan Yapı ve Sarsma Masası Laboratuvarı’nda test edilecek.

“BORULAR ŞİDDETLİ DEPREMLER SONRASINDA İŞLEVİNİ SÜRDÜREBİLECEK”

Projenin 14 Şubat’ta düzenlenen açılış toplantısında konuşan Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülüm Tanırcan, projenin Türkiye’de deprem tehlikesi yüksek bölgelerde yer altından geçen boruların deprem sarsıntılarından zarar görmeden işlevlerini koruyabilmesi için çok önemli bir yerde durduğunu vurguladı:

“Altyapı sistemlerinin deprem güvenliği toplum sağlığının korunması ve ekonomik kayıpların engellenmesi için büyük önem taşıyor. Boru hatlarında genel olarak deprem hasarları bağlantı bölgelerinde meydana geliyor. Boru hasarı su gibi hayati kaynakların bölgeye ulaşamaması anlamına gelirken, depremin yarattığı yıkım dışında salgın gibi başka risklerin ortaya çıkmasına neden olabiliyor. CTP borular cam elyaf takviyeli reçine ve silika kumdan oluşuyor ve genellikle su ile atık su şebekelerinde kullanılıyor. Bu boru türü mukavemeti yüksek, farklı hava koşullarına ve korozyon basınca dayanaklı olmasından dolayı giderek daha çok tercih ediliyor. TÜBİTAK tarafından desteklenen projemizle bu bağlantı noktalarının depreme bağlı şiddetli yer hareketlerine daha fazla dayanmasını sağlayan yeni bir sistem üzerinde çalışacağız. Bu yeni bağlantı sistemiyle borular şiddetli depremler sonrasında da işlevini sürdürebilecek.”

“TASARIMLAR SARSMA MASASINDA TEST EDİLECEK”

Proje araştırmacısı Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Edinçliler ise projenin Ar-Ge sürecinde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Kampüsü’nde yer alan sarsma masalarının kullanacağı bilgisini paylaştı.

Prof. Dr. Edinçliler, “Geliştirilen kompozit boru bağlantı sistemlerinin etkinliği Yapı ve Sarsma Masası Laboratuvarı’nda gerçekleşecek testlerle belirlenecek. Buradaki en büyük masa üzerinde araziye gömülü boru sistemi ortamı yaratılacak. Çeşitli büyüklük ve frekanslara sahip deprem hareketlerine maruz bırakılarak boru birleşimlerinin davranışları incelenecek. Projede araştırmacı olarak yer alan Boğaziçi Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Ersoy, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Karasu Meslek Yüksek Okulu Makina ve Kaynak Teknolojileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Güleç ile İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hasan Emre Demirci’nin bağlantı sistemlerine yönelik yapacağı tüm tasarımlar Boğaziçi Üniversitesi laboratuvarlarında teste tabi tutulacak” diye konuştu.

“EN İYİ SİSTEMİ ÜLKEMİZE VE DÜNYAYA SUNMAK İSTİYORUZ”

Projenin paydaşı Superlit Genel Müdürü Turgay Aytekin ise Ar-Ge çalışmalarının ardından güvenilirliği her açından ispatlanmış CTP boru bağlantı sistemini dünya pazarına Boğaziçi Üniversitesi ile Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi iş birliğiyle sunmayı hedeflediklerini söyledi:

“Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin öncülüğünde kurduğumuz bu sanayi-üniversite iş birliği, deprem felaketini henüz yaşamışken ülkemizdeki altyapı sistemlerinin depreme daha dayanaklı hale getirilmesi için çok önemli. Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere Sakarya Uygulamalı Bilimler ile İzmir Kâtip Çelebi üniversitelerinden bilim insanlarının tasarım ve testlerini yapacağı bu Ar-Ge projesinde paydaş olarak yer almak çok heyecan verici. Takip eden yıllarda bizim de üretimini yaptığımız CTP borularında depreme daha da dayanaklı, güvenilir bağlantı sistemlerinin her açıdan Ar-Ge faaliyetlerini tamamlayarak, bunu bir ürün olarak başta Türkiye olmak üzere tüm dünyaya sunmak istiyoruz.”

Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdürü Volkan Özgüz de Boğaziçi Üniversitesi’nin sanayi ile iş birliklerinin daha da gelişmesi için çalıştıklarını ve bu projenin Türkiye’deki yükseköğretim kurumları için iyi bir örnek olduğunu vurgularken, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener de Türkiye’de maddi ve manevi deprem zararlarının azaltılmasına yönelik çalışmaların her zaman destekçisi olduklarını ifade etti.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye'nin gıda ihracatının yüzde 46'sını hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü yaptı

Türkiye, 2022 yılında 25 milyar dolar gıda ürünleri ihracatına imza atarken, gıda ihracatının zirvesinde 11,4 milyar dolarlık ihracatla hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü oldu. Sektör, Türkiye’nin gıda ihracatının yüzde 46’sını tek başına gerçekleştirdi.

Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü; üretim ve ihracatta lider olan Gaziantep ve çevresinde yaşanan deprem nedeniyle kısa vadede kayıplar yaşanabileceğini ön görmekle birlikte, yaraların orta vadede sarılacağına ve ihracat hedeflerinde çizdiği rotaya tekrar gireceğine inanıyor.

Anadolu topraklarında 7 coğrafi bölgede yetişen ürünlerden elde edilen undan, bitkisel yağlara, baharatlardan yağlı tohumlara, şekerlemeden bakliyatlara, çikolatalı ürünlerden makarnaya, 10’dan fazla ana grupta yüzlerce gıda ürününü dünyanın dört tarafına ihraç eden hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü dünyanın gıda ambarı konumunda

Birlik üyelerine 1 milyar dolar teşekkür mektubu

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Öztürk, Egeli hububat bakliyat yağlı tohumlar ihracatçıların 2022 yılında ihracatlarını yüzde 47’lik artışla 682 milyon dolardan 1 milyar doların üzerine taşıdıklarını, Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altında 1 milyar dolar barajını aşan 6. ihracatçı birliği olmayı başardıklarını dile getirdi.

Tarihi başarıya katkı sağlayan birlik üyelerine teşekkür mekbutu gönderen Öztürk, teşekkür mektubunda; “EHBYİB olarak 10 yıl önce 280 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, 2022 yılına geldiğimizde ihracatımızı 10 yılda yaklaşık 4 kat artırarak 1 milyar dolar seviyesine çıkarmış olmanın sevincini ve gururunu yaşamaktayız. Sektörümüzün bu üstün ihracat başarısına katkı sağlayan siz değerli üyelerimiz ve sektör paydaşlarımız sayesinde ulaştığımız 1 milyar dolarlık ihracat hacmini önümüzdeki dönemlerde de artırmak ve yeni rekorlar kırmak için var gücümüzle çalışmaya, üretmeye ve ihracat yapmaya devam edeceğiz. Büyük özveri ile ihracat hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda göstermiş olduğunuz başarılarınızdan dolayı tebrik eder, Türkiye’nin üretim ve ihracatına bu sayede geleceğine sağladığınız katkı ve değer için şahsım ve Yönetim Kurulum adına teşekkürlerimi sunarım” görüşlerine yer verdi. 

Dünya’da gıda talebi artıyor ihracatımızda artacak

Dünya nüfusunun 8 milyara dayandığı, 2030 yılında 8,5 milyara ulaşmasının beklendiğine işaret eden Öztürk, “Dünya’da tarım arazilerini kaybediyoruz, küresel iklim değişikliği üretimi olumsuz etkiliyor. Dünya Gıda Örgütü verilerine görü insanlık olarak bu hızla tüketmeye devam ettiğimiz takdirde bize 1,7 dünya gerekiyor. Henüz dünya dışında yaşabileceğimiz bir gezegende bulamadık. Bu şartlarda doğanın dengesini ve tarım yapılabilir arazilerimizi koruyarak, gıda üretimindeki kayıpları önleyerek, Araştırma ve Geliştirme çalışmalarına yoğunlaşarak birim alandan daha fazla ve sağlıklı ürün alabileceğimiz bir zemini oluşturmamız gerekiyor. Doğru adımlar attığımız takdirde dünyada gıdaya talep zaten artıyor, bizim ihracatımızı artırmamamız için bir neden yok. 2030 yılında Ege Bölgesi’nden 2 milyar dolar ihracat yapabileceğimize inanıyoruz” şeklinde konuştu. 

Anadolu ve Mezopotamya toprakları yaralarını kısa sürede saracak güce sahip

Hububat, bakliyat yağlı tohumlar sektörünün ürün gamındaki pek çok ürünün yoğun olarak üretildiği ve ihracatının yapıldığı topraklar 6 Şubat’ta yaşanan deprem nedeniyle zor bir dönemden geçiyor. Bu süreçte o bölgelerdeki üretim ve ihracatta 2023 yılında kısmi bir düşüş yaşanabileceğini aktaran EHBYİB Başkanı Muhammet Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü; “İnsanlığın sıfır noktası olan Anadolu ve Mezopotamya toprakları, tarım üretimininde başladığı ve binlerce yıldır insanlığı besleyen topraklar. 2023 yılında sektörümüzün 11,4 milyar dolarlık ihracatının yüzde 38’ini bu kadim coğrafya gerçekleştirdi. Yaşadığımız deprem sonrasında Hükümetimizin aldığı tedbirler, bu topraklardaki üretken insanlarımız sayesinde bu topraklardaki üretimin kısa sürede rayına gireceğine inanıyoruz, yaşanabilecek lokal üretim düşüşlerini 2024 yılında aşacağımız inancındayız. 17 Şubat 2023 tarihli Resmi Gazete’de yer alan 2022 Yılında Yapılacak Tarımsal Destekler ve 2023 Yılında Uygulanacak Sertifikalı Tohum Kullanım Desteğine İlişkin Kararda Değişiklik yapılmasına Dair Karar ile 6/2/2023 tarihinde meydana gelen depremler nedeniyle zarar gören ve afet bölgesi ilan edilen illerde Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçiler için 2022 üretim yılı mazot ve gübre destekleme ödemeleri nakdi olarak yapılacak olması, ayrıca, Havza Bazlı Fark Ödemelerinde kütlü pamuk için 110 kr/kg olan destek oranının 160 kr/kg’a, Yağlık Ayçiçeği için 50 kr/kg olan destek miktarı 70 kr/kg’a çıkarılmasını doğru buluyoruz.”

TURQUALİTY Projesi ABD pazarında başarıyı getirdi 

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Türkiye’nin gıda ihracatında lider konumda olduğunu hatırlatan Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, “Liderliğimizi sürdürmek için EİB bünyesindeki 6 Gıda Birliğimizle birlikte fuarlar, sektörel ticaret heyetleri, alım heyetleri, URGE ve TURQUALİTY projeleri sürdürüyoruz. ABD pazarında Ticaret Bakanlığı desteğiyle yürüttüğümüz Turkish Tastes Turquality projemiz ile çok başarılı işlere imza attık. Projemizde tanıttığımız gıda ürünlerinde 4 yıllık dönemde ABD’ye yaptığımız ihracatta 700 milyon dolardan 1 milyar doların üzerine çıktık. Bu başarı tablosunda sürdürdüğümüz projelerin itici gücü oldu. 2023 yılında üyelerimizin kümelenerek kurumsallaşma ve ihracat yetkinliklerini artırmaları için URGE Projesini başlatıyoruz” diye konuştu.   

Hububat ve bitkisel yağlar ihracatı domine etti

Geniş bir ürün gamına sahip olan hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörünün 2022 yılında gerçekleştirdiği 11,4 milyar dolarlık ihracatta, hububat ürünlerinin 2,6 milyar dolarlık, hayvansal ve bitkisel yağların 2 milyar dolarlık ihracatla sektörün ihracatını domine ettiğini ifade eden Öztürk diğer ürün gruplarının katkılarını ise şöyle özetledi; “Değirmencilik ürünleri 1,8 milyar dolarlık ihracat yaptı. 1 milyar dolarlık şeker ve şeker mamulleri ve 905 milyon dolarlık kakaolu ürünler ihracatıyla dünyanın ağzını tatlandırdık. İhracatımızın 896 milyon dolarını gıda müstahzarları oluşturdu.”

216 ülke ve gümrüklü bölgeye ihracat yapıldı

Türkiye, 2022 yılında 216 ülke ve gümrüklü bölgeye hububat bakliyat ve yağlı tohumlar ihracatı yaparken, listenin zirvesinde 2,3 milyar dolarlık ihracatla Irak yer aldı. Sektörün Irak’a ihracatı 2021 yılına göre yüzde 43 artış gösterdi. 

EHBYİB’nin ABD pazarında sürdürdüğü TURQUALİTY Projesinin de desteğiyle ABD’ye yapılan hububat bakliyat yağlı tohumlar ihracatı yüzde 28 artışla 708 milyon dolar oldu ve ABD en çok ihracat yapılan ikinci ülke oldu. 

Sektör ihracatında Suriye 562 milyon dolarla üçüncü, Libya 365 milyon dolarla dördüncü ve Yemen 322 milyon dolarla beşinci ülke olarak sıralandı. 

Egeli ihracatçılar Kuzey Afrika’da destan yazdı

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2022 yılı ihracatı ülkeler bazında incelendiğinde; Kuzey Afrika pazarında destan yazdıkları ortaya çıktı. 

EHBYİB üyelerinin ihracat yaptığı 153 ülke ve gümrüklü bölge listesinde; Libya 119 milyon dolarlık ihracatla zirveye otururken, Egeli ihracatçılar, Libya’ya yaptıkları hububat bakliyat yağlı tohumlar ihracatını 2022 yılında yüzde 88 artırma başarısı gösterdi. 

Libya’yı yüzde 43’lük ihracat artış hızı ve 113 milyon dolarlık ihracat performansıyla Cezayir takip etti. Zirvenin üçüncü basamağının sahibi yüzde 156’lık rekor ihracat artışı ve 86 milyon dolarlık ihracatla bir başka Kuzey Afrika ülkesi Tunus izledi. 

Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu beyaz haşhaşın en büyük alıcısı Hindistan 2022 yılında 86 milyon dolarlık beyaz haşhaş talebiyle EHBYİB üyelerinin en çok ihracat yaptığı dördüncü ülke oldu. Listenin beşinci basamağında 60 milyon dolarlık taleple Mısır yer aldı. Mısır yüzde 560’lık talep artışıyla dikkatleri çekti. 

Ege’den yapılan her 100 dolarlık ihracatın 58 dolarını bitkisel yağ sektörü yaptı

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2022 yılı ihracat karnesini sektörler bazında da açıklayan Başkan Öztürk, “Birliğimizin 2022 yılındaki ihracatına en büyük katkıyı yüzde 51 artışla 580 milyon dolarlık tutarla bitkisel yağ ihracatçılarımız yaptı. Başka bir ifadeyle 2022 yılında yaptığımız her 100 dolarlık ihracatın 58 dolarını bitkisel yağ ihracatçılarımız gerçekleştirdi. Küspeler ve Hayvansal Yem ihracatımız yüzde 67 artışla 123 milyon dolar, yağlı tohumlar ihracatımız yüzde 140 artışla 98 milyon dolar, çikolata şekerleme ihracatımız yüzde 3 artışla 48 milyon dolar ve gıda müstahzarları ise yüzde 25 artışla 41milyon dolar ihracata tekabül etti.” diye konuştu. 

Öztürk; “2023 yılına da parlak bir giriş yaptık”

Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü olarak 2023 yılına da parlak bir giriş yaptıklarının altını çizen Başkan Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü; “Ocak ayında sektörümüzün Türkiye genelindeki ihracatı yüzde 19,3’lük artışla 829 milyon dolardan 989 milyon dolara çıktı. Birliğimizden yaptığımız ihracatta yüzde 20’lik artışla 63 milyon dolardan 76 milyon dolara ilerledi. Türkiye genelinde Irak 164 milyon dolarlık ihracatla sektörümüzde zirvedeki yerini korurken, Rusya Federasyonu’na ihracatımız yüzde 161’lik artışla 17 milyon dolardan 44 milyon dolara çıktı. Rusya Federasyonu 2023 yılında sektörümüzün güçleneceği pazarlardan biri olacağı izlenimi veriyor. Bu izlenimizi EHBYİB istatistikleri de destekliyor. 2023 yılı Ocak ayında Ege Bölgesi’nden en çok ihracat yaptığımız ülke yüzde 1.488’lik artışla ve 9 milyon dolarlık tutarla Rusya Federasyonu oldu. Rusya’yı 7 milyon dolarlık ihracatla Cezayir izledi. Cibuti ve Libya 5’er milyon dolarlık ihracatla Cezayir’in arkasından sıralanırken, Almanya yüzde 210’luk artışla ve 4 milyon dolarlık ihracatla ilk 5 ülke arasında kendine yer buldu.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye genelinde Ocak ayında 97 bin 708 konut satıldı

Türkiye genelinde konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %10,6 artarak 97 bin 708 oldu. Konut satışlarında İstanbul 17 bin 415 konut satışı ve %17,8 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 8 bin 808 konut satışı ve %9,0 pay ile Ankara, 5 bin 572 konut satışı ve %5,7 pay ile Antalya izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 23 konut ile Hakkari, 24 konut ile Ardahan ve 42 konut ile Tunceli oldu.

İpotekli konut satışları 16 bin 203 olarak gerçekleşti
 

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %10,9 azalış göstererek 16 bin 203 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %16,6 olarak gerçekleşti. Ocak ayındaki ipotekli satışların 4 bin 260’ı ilk el satış olarak gerçekleşti.

Diğer satış türleri sonucunda 81 bin 505 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %16,2 artarak 81 bin 505 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı %83,4 olarak gerçekleşti.

İlk el konut satış sayısı 27 bin 532 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,2 artarak 27 bin 532 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %28,2 oldu.

İkinci el konut satışlarında 70 bin 176 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %14,8 artış göstererek 70 bin 176 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %71,8 oldu.

Yabancılara Ocak ayında 4 bin 161 konut satışı gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,6 azalarak 4 bin 161 oldu. Ocak ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %4,3 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 592 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla bin 380 konut satışı ile İstanbul ve 331 konut satışı ile Mersin izledi.

Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı

Ocak ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den bin 557 konut satın aldı. Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 526 konut ile İran, 229 konut ile Irak ve 157 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hasar gören şebekenin üçte ikisi onarıldı

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü deprem bölgesinde hasar gören altyapının onarılması için büyük çaba harcıyor. 203 personel ve 72 araç ve iş makinesiyle Hatay’da görev yapan İZSU, enkaz altındaki su kaçağı noktalarını tespit edip, onararak kentin tamamına temiz su sağlamaya çalışıyor.

Ege Üniversitesi deprem bölgesine sağlık çalışanı desteğini sürdürüyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerle sarsılan Türkiye’de yaralar, el birliği ile sarılıyor. Deprem felaketinin ilk gününde olağanüstü toplanarak bölgeye verilecek destek ve öğrencilerin durumuyla ilgili hızlı kararlar alan Ege Üniversitesinde, yapılan ayni yardımların yanı sıra uzman akademisyenler ve sağlıkçılar da deprem bölgesine gönderilmeye devam ediliyor.