Aylık arşivler: Şubat 2023

Karabağlar Belediyesi'nden psikolojik destek

Türkiye’yi yasa boğan deprem felaketinin ardından afet bölgesine ve İzmir’e gelen vatandaşlara aralıksız destek veren Karabağlar Belediyesi, yüz yüze psikolojik danışmanlık hizmeti de sunuyor. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’ne bağlı olarak çalışan 4 uzman, vatandaşların yaşadıkları travmayı en aza indirebilmek amacıyla yüz yüze görüşme gerçekleştiriyor.

Karabağlar ilçesine yerleşen ve depremde zarar gören vatandaşlar, 0 232 414 81 39 ve 414 81 57 numaralı telefonları mesai saatleri içerisinde arayarak randevu oluşturabiliyor. Yüz yüze görüşmeler Bozyaka Pazaryeri bitişiğindeki Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nde yapılıyor.

Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, ücretsiz olarak sunulan bu hizmetten şimdiye kadar onlarca vatandaşın yararlandığını belirterek, “Afet bölgesine ve oradan İzmir’e gelen vatandaşlarımıza çok boyutlu desteklerimiz devam edecek. Var gücümüzle çalışacak ve bu sıkıntılı günleri dayanışmayla, birlik beraberlikle atlatacağız” dedi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çocuklara Ölümü Sade İfadelerle Anlatın

Ülkemizde son dönemlerde meydana gelen şiddetli depremler binlerce insanın hayatını kaybetmesine ve derin bir travmaya yol açtı.

Depremden en çok etkilenenler arasında ise bu felaketi yaşayan ve aile üyelerini, sevdiklerini kaybeden çocuklar yer aldı. Önlenemez kayıplara uyum sağlamak, ölümle yaşamayı öğrenmek ve yaşama sevincini yeniden kazanarak hayatı sürdürmek için yas sürecinde çocuklara uygun ve gerekli destek mutlaka verilmelidir.

Çocukların bu zor günleri aşmasında yetişkinler önemli rol oynamaktadır. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikolojisi Bölümü’nden Pedagog Dr. Melda Alantar, çocuklara vefat eden aile bireylerinin nasıl açıklanması gerektiği hakkında bilgi verdi. 

Yetişkinler çocuklara ölümü anlatmakta zorlanırlar 

Yaşam olayları arasında ölüm, çocuk ve yetişkinler için kabul edilmesi güç bir gerçektir. Ancak insanlar acı ve üzüntü veren olaylarla başa çıkmayı öğrenerek büyür ve olgunlaşırlar. Yas, çocukluk ve ergenlikte yeni süreç ve becerilerin elde edildiği farklı gelişim aşamalarına ulaşıldığında yeniden gündeme gelebilir. Örneğin bir yaşında annesini kaybeden çocuk dil gelişimi sonucu duygularını kelimelerle ifade edecek döneme eriştiğinde ölüm olayını yeniden sorgulayabilir. Ergenlik döneminde somut düşünebilecek bilişsel gelişim aşamasına ulaştığında annesinin ölümü üzerine yoğunlaşabilir. Erişkinler hayatın bir gün sona ereceği bilgisini çocuklara aktarma konusunda zorlanırlar. Anne-babalar ölümden bahsederek, çocuklarını üzeceklerini düşünürler. Onları korumak isterler. Oysa ölümün yaşamın sonu olduğu ve ölen kişinin geri dönmeyeceği çocuğa uygun dille anlatılmalıdır.

Çocuklara ölüm haberi basit, anlaşılır ifadelerle verilmeli

Her ailenin yitirilen kişinin yakınlığı, benimsenen kültürel değer ve inançlar, çocuğun yaş ve gelişimsel düzeyi doğrultusunda şekillenen kendine özgü ölüm haberini iletme yöntemleri vardır.  Bu güç görevin yerine getirilmesinde aşağıda belirtilen ipuçları anne-babalar için yol gösterici olabilir:

• Olanları açıklamak için arkadaş veya diğer yakınlarınızdan daha çabuk davranarak çocuğunuza öncelikle siz ulaşın.

• Haberi vermek için sessiz bir yer seçin, sakin ve şefkatli davranın.

• Kötü habere çocuğunuzu alıştırmak için başlangıç yapabilirsiniz. Örneğin “Çok üzücü bir olay oldu. Deden öldü.” gibi söylemler olabilir. Okul öncesi çağ çocuğunuz için “Öldü” kelimesinin anlamını açıklamanız gerekir. “Öldü”, “artık yaşamıyor” şeklinde tanımlanabilir. Yaşamanın ne anlama geldiğini çocuğunuzla konuşun. “Yaşarken nefes alırsın, yürürsün, konuşursun, görürsün, işitirsin. Deden artık bunları yapamayacak.”

• ”Ölüm”, “öldü”, “kanser” veya “kalbi durdu” gibi açık ve anlaşılır terimler kullanın.

“Artık bizimle birlikte değil”, “gitti”, “uykuya yattı” gibi belirsiz ve karmaşık ifadelerden kaçının. Özellikle uykuya ilişkin açıklamalarda bulunmayın. Bu durumda küçük çocuklar sevdiklerinin bir gün uyanacaklarını düşünürler. “Uzun ve bir daha uyanmayacağı bir uykuya daldı” gibi yaklaşımlar çocukları uykudan korkar duruma getirebilir. Anne-babalarının uyuması halinde de huzursuz olurlar. 

• Basit gerçekleri anlatın, ayrıntıların soru şeklinde sorulmasına olanak sağlayın. Çocuğunuzun duygusal tepkiler vermesine izin verin, “Bazı insanlar üzüldükleri zaman ağlarlar, diğerleri ise acı duydukları zaman tepkilerini belli etmezler. Bu onların ölen insanı sevmedikleri anlamına gelmez.”

• Ölüm olayının ardından birkaç gün boyunca neler olacağını çocuğunuza anlatın. Cenazeyle ilgili işlemler, tören, defin işlemleri hakkında ailenizin benimsediği görüş, kültürel değer ve inançlar doğrultusunda bilgi verin. Nerede olacağınız, nereye gideceğiniz, evde bulunacak kişiler, gelecek ziyaretçiler hakkında çocuğunuzu bilgilendirin.

• Yaşantınızın yeniden düzene gireceği konusunda çocuğunuza güven verin. Birkaç gün içinde okula dönerek, arkadaşlarını göreceğini hatırlatın. Ailenin sevdiği insan olmadan olağan yaşantısına devam edeceğini anlatın. Acılı dönemlerde sergilenen olumlu bakış açısı çocuğun yas sürecinden iyileşerek çıkmasını sağlar. 

Ölümle başa çıkmaları için çocuklara yardımcı olunmalıdır

• Çocuğunuzla konuşun, onu dinleyin, destekleyin. Size pek çok soru sorabilir. Aynı soruları tekrar tekrar yanıtlarken sabırlı ve anlayışlı davranın çünkü sorular çocuğun hissettiği karmaşa ve belirsizliği gösterir, iyileşme yöntemidir. Gerekli durumlarda “Bilmiyorum” demekten çekinmeyin. 

• Unutmayın, çocuğunuz tepkilerinizi izler ve sizi örnek alır.

• Cenaze törenleri ve anma toplantıları ölüm olayını kabullenmemizi sağlar. Aile ve arkadaşlardan destek görürüz. Bu törenler çocuklar için de çok önemli ve birçok açıdan faydalıdır. Çocuğun törene katılması olup bitenleri somutlaştırmasına yardımcı olur. Çocuğunuza törende yaşanılacaklar hakkında ayrıntılı bilgi verdikten sonra, katılıp, katılmayacağını sorun. Cenaze törenine gitmeyi reddediyorsa onu bu konuda zorlamayın.

•  Zorunlu olmadığınız sürece çocuğunuzdan ayrılmayın.

•  En kısa zamanda yemek, çalışma, uyku saatlerini belirleyerek, olağan günlük yaşam düzeninize dönün.

•  Çocuklar duygularını ifade edebilmek için yardıma gereksinim duyarlar. Ölen kişi için resim yapmak, mektup yazmak konusunda çocuğunuzu yönlendirebilirsiniz.

•  Ölen kişinin anısına ağaç dikmek, hatıra defteri oluşturmak gibi etkinliklere yöneltebilirsiniz.

•  Ölümü konu alan kitapları okumak yararlı olabilir.

•  Okulu ölüm olayından haberdar etmek, sınıf öğretmeni, psikolojik danışman, diğer öğrencilerin yardım ve destekleri çocuğun yaralarını sarmasında önemlidir.

Çocuklar yardıma ihtiyaç duyduklarını gösteren işaretler verir

Ebeveynler gerekli durumlarda uzman desteği almaktan kaçınmamalıdırlar. Yas sürecinde çocukların yardıma gereksinim duyduklarını gösteren bazı uyarıcı işaretler şunlardır:

•  Kendilerinin ya da ebeveynlerinin başına kötü şeyler geleceğine ilişkin korku nedeniyle okula gitmeyi reddetme,

•  Doktor muayenesi sonucu herhangi bir sorun olmamasına karşın, çocukta süreklilik gösteren şikayetlerin bulunması, özellikle ölen kişinin rahatsızlığına benzeyen sorunlar yaşanması (Örneğin bir yakını kalp krizi sonucu ölen çocuğun açıklanamayan göğüs ağrısından yakınması gibi),

•  Günlük etkinlik ve olağan düzeni engelleyecek ölçüde yoğun olarak yaşanan korku ve endişelerin gözlemlenmesi, ev, okul ve toplumsal ortamlarda benzer davranışların sergilenmesi,

•  Depresyon genellikle sevilen kişinin ölümü, boşanma gibi önemli kayıpların ardından görülür. İçe kapanma, dikkat eksikliği, isteksizlik, uyku ve beslenme bozuklukları, üzüntü, sıklıkla ağlama gibi belirtilerin 2 hafta boyunca yaklaşık her gün sergilenmesi.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kocaeli Büyükşehir'in Genç Şehir Proje Yarışması ertelendi

Büyükşehir, ülkemizde yaşanan deprem felaketi sebebiyle öğrenciler ve gençler için düzelenden ‘Genç Şehir Proje Yarışması’nı ileri bir tarihe erteledi

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu yıl ikicisini düzenleyeceği “Genç Şehir Proje Yarışması”nın ileri bir tarihe ertelendiğini duyurdu.

Sağlık ve spor, gıda ve tarım, eğitim, sosyal alan, yaşlılar, bilişim ve engelliler konu alanlarında yenilikçi, uygulanabilir, toplum ve şehir yararına olabilecek fikirlerle gençlerin üretime katkı sağlaması ve kendilerini geliştirmelerine fırsat sunan “Genç Şehir Proje Yarışması” ileri bir tarihte yapılacak. Yarışmanın yapılacağı tarih www.gencsehir.com sitesi üzerinden ayrıca duyurulacak.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Markalar Uzun Vadeli Marketin Yol Haritaları İçin Dijital Veri Analizini Yaptırmalı ve Ölçmeli

Dijital pazarlama bütçeleri her geçen gün artarken, pazarlamanın yarattığı etkinin ölçülmesi ve analizi de bir o kadar önemli hale geliyor. Digital Exchange’in uzman ekibi “Ölçümlenmeyen bir pazarlama faaliyeti yapılmamış sayılır” ifadesini kullanırken, Influencer pazarlaması sonrasında marka sitesini ziyaretten, ürünün Google aramasına kadar bir dizi analizin önemine vurgu yapılıyor. Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk ise “Milyonlarca dolar da harcasanız, ölçülmeyen ve analiz edilmeyen pazarlama çalışması bundan çok daha fazla zarara yol açar” uyarısında bulundu.

 

Markalar dijital pazarlama için yıllık harcama bütçelerinde önemli kalemler ayırıyor. Araştırmalara göre reklam bütçelerinin yüzde 70’i sosyal medya pazarlama faaliyetlerine harcanıyor. Günümüzde dünya çapında 4.5 milyar, Türkiye’de ise 68 milyon kişi sosyal medya kullanıcısı durumunda. Influencer takibi, video izleme ve çeşitli armağanlar ile indirimler için pazarlama faaliyetlerini takip de en sık gerçekleşen sosyal medya eylemleri arasında yer alıyor.  Bu rakamlarla birlikte markaların sosyal medya pazarlama faaliyeti de her geçen gün artıyor. Peki sosyal medyada yapılan pazarlama faaliyetinin geri dönüşü nasıl ölçülür? Sadece satış rakamları mı başarıyı ya da başarısızlığı gösterir? Dijital analiz ve raporlama yapılmadan yani sosyal medya pazarlama çalışmasıyla birlikte siteye gelen trafik ve arama motorlarında tanıtımı gerçekleşen ürün ile hizmete yönelik araştırma olmadan, marka dijital pazarlamadan elde ettiği faydayı ölçemez. Pazarlama konusunda veri analizinin önemi üzerinde en çok duran şirketlerden Digital Exchange’in uzman ekibi, markalara dijital pazarlama faaliyetlerini ölçümlemeye ilişkin önemli bilgiler verdi. 

Birçok Önemli Kriter Devrede

Dijital analiz ve raporlama olmadan bir sosyal medya pazarlama çalışmasının tam olarak ölçümlenemeyeceğini ve bunun da marka açısından hem olumsuz hem de yanıltıcı sonuçlara yol açabileceğini belirten Digital Exchange ekibi, “Yapılan pazarlama çalışmasının başarısı ne ciro ne satılan ürün sayısı ne de kampanya hakkındaki yorumlarla ölçülebilir.  Bunun için de birçok metot uygulanması gerekir. Veri olmadan, bir kampanyasının başarısı ölçülemez. Hatta Ölçülmeyen bir pazarlama faaliyeti yok sayılır” ifadesini kullandı. Veri ölçümü için de birçok kriter olduğunu dile getiren Digital Exchange ekibi, şu noktaların altını çizdi:

“Yapılacak dijital analizde ve raporlamada mutlaka bu verilere yer verilmesi gerekmektedir: 

  • Satış sitesine yapılan giriş sayısı,
  • Kaç tüketicinin ürünü incelediği,
  • Alışveriş için sitede ne kadar kaldığı,
  • Satın almayı resmi siteden mi başka online alandan mı yaptığı,
  • Influencer marketing’de verilen site telefonunu kaç kişinin aradığı,
  • Onlara çalışanların ne yanıtlar verdiği hangi soru ve sorunlarla karşılaştığı,
  • Pazarlama çalışması sonrası ürün ve hizmetin Google’da hangi oranda arandığı,
  • Arama yapanların hangi başka ürün ve hizmeti de yöneldiği.”

Markanın Bilinirlik Algısı İçin Yapılmalı

Ölçme ve değerlendirme yapmanın pazarlama için sağlıklı sonuçlar verdiğinin altını çizen Digital Exchange Ekibi, “Bir kampanyanın sosyal medyada viral olması, üzerine birçok konuşma yapılması, yorumların gelmesi pazarlama faaliyetinin başarılı olduğunun göstergesi sayılmaz. Bu nedenle Influencer seçiminden, ürünün konumlandırılmasına, pazarlama içeriğinden, hangi zamanda ve hangi mecrada en önemlisi de hangi kitle için yayınlanacağının karar verilmesi süreçlerinde dijital analizler büyük önem taşır. Influencer’ı tanımak, daha önce yaptığı işleri bilmek ve bunun dijital analiz raporlarını görmek önemlidir. Markanın bilinirlik algısı, itibarı pazarlama süreçlerinde rol oynar. Tüm bunları ele aldıktan sonra kampanya yapılırken gerçekleşecek raporlamalar, bir sonraki kampanyanın sürekliliği, bütçenin verimli kullanılması ve marka itibar algısının doğru oturtulması açısından önemli katkılar sağlar. Ölçemediğiniz bilgi size ait değildir. Dünyanın en pahalı kampanyasını bile yapmış olsanız, önemli olan elinizde kampanyaya ilişkin veriler bulunmasıdır” bilgisini paylaştı. 

Tüketiciyi Önemseyen Marketing Dönemi

Digital Exchange CEO’su Emrah Pamuk, pazarlamada Outbound ve Inbound yöntemleri olduğunu günümüzde Inbound’dun daha önemli noktaya eriştiğini belirtti. “Outbound pazarlamada hedef kitle analizini yapmadan, pazarlama yapıyor olmanın gücüyle bir kampanya düzenlenir” diyen Pamuk, “Milyonlarca dolar da harcasanız, ölçülmeyen ve analiz edilmeyen pazarlama çalışması bundan çok daha fazla zarara yol açar. Bugün markaların pazarlamaya harcadıkları her bir kuruşun geri dönüşünün olması gerekir. Bunun için de pazarlama yapılacak kitlenin tanınması, marka itibarının oluşturulması ve iyi bir müşteri deneyimi yaratılması gerekir. Bunların en temel yolu da Inbound pazarlamadan geçer. Elinizde güçlü bir SEO içerik oluşturma aracı, arama motoru pazarlaması, açılış sayfası, içerik ve sosyal medya gücü varsa ınbound pazarlamada avantajınız olur. Tüm bunları yapabilmeniz için de dijital raporlamaya, ölçme ve değerlendirmeye ihtiyaç duyacaksınız” ifadesini kullandı. 

Verileri Değerlendirmek Kazandırıyor

Bugün internet sitesi trafiklerinin rahatça görülebildiğini anlatan Pamuk, “Önemli olan yaptığınız pazarlama faaliyeti öncesinde ve sonrasındaki rakamları analiz etmekten geçer. Böylece 

-İş birliği yaptığınız Influencer doğru kişi miydi,

-Satış oranları ne kadar yükseldi,

-Hedef kitle kampanya hakkında ne düşündü,

-Arama sonuçlarında marka algısı nasıl ele aldı, gibi sorulara yanıt verilerek kampanyanın sağlıklı yürütülmesi noktasında bir veriye ulaşılır. Bu da markanın bir sonraki kampanyasının daha fikir aşamasındayken sağlıklı şekilde doğmasını sağlar, markanın daha fazla trafik kazanmasını, itibarın artmasını, satışa bağlı ekonomik başarı yaşamasını beraberinde getirir. Ölçebildiğiniz ve işleyebildiğiniz veri kadar büyüyebilirsiniz. Pazarlamada bu unsuru unutmadan hareket etmek en doğru yöntemdir. Böylece sosyal medya pazarlaması mı, e-posta yollama, sosyal medya paylaşımları ve blog sayfası gibi gibi doğrudan satış odaklı olmayan ama müşteriyle arada bağ kurmaya yarayan, bilgilendirici faaliyetler ile pazarlama faaliyetlerinin gücü ölçülmüş olur. Bütçe de ona göre doğru kullanılmaya başlar” şeklinde konuştu. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sosyal medya zorbalığını önlemek için neler yapılmalı?

Kimlik belirsizliği ve erişim kolaylığı, zorbalığı teşvik ediyor…

Sosyal medya araçlarında farklı biçimlerde ortaya çıkan zorbalık, bireyler üzerinde büyük ölçekli etkiler yaratıyor. Elektronik ortamlarda en çok aşağılama, hakaret, tehdit, dışlama ve cinsiyetçilik şeklinde zorbalık türleri ile karşılaşıldığını belirten uzmanlar; sosyal medyada yer alan kimlik belirsizliğinin ve erişim kolaylığının dışlama, nefret söylemi ve rencide eden söylemleri teşvik ettiğini ifade ediyor. Zorbalığa herkesin maruz kalabileceğinin altını çizen Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural, “Elektronik ortamlardaki zorbalık türlerinin neler olduğunu öğrenmek ile korunmaya başlanılabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta ise, bireylerin zorbalık içeren paylaşımların dolaşımına katkı sunmayı bırakmalarıdır” dedi.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural, sosyal medyada karşılaşılan zorbalığın uygulanma biçimleri ile zorbalık uygulayan kişilerin özelliklerine değindi, sosyal medya zorbalığına karşı konulmasını sağlayacak tavsiyelerini paylaştı.

Sosyal medyada farklı biçimlerde uygulanıyor

Genel olarak kendini rahatlıkla savunamayacak olan bireye yönelik bir kişi ya da grup tarafından kasıtlı olarak gerçekleştirilen saldırgan bir eylem, davranış ya da söylem olarak tanımlanan zorbalığın sosyal medya araçlarında farklı biçimlerde ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural, “Zorbalık bireyler üzerinde büyük ölçekli etkiler yaratıyor. Sosyal medya mecralarının kendine has yapısı, sosyal baskılar sebebiyle dile getirilemeyen düşüncelerin iç kısıtlamalardan geçmeden etkileşime girmesi ya da teşhir, linç ve iptal kültürünün iç içe geçmesi bazı sosyal normların ve değerlerin değişimine neden oluyor. Günümüzde elektronik ortamlarda en çok alay, aşağılama, hakaret, tehdit, dışlama, yıpratma, cinsiyetçilik, linç, başkası adına hesap açma, insan karalama, dolaylı, ilişkisel ya da sosyal zorbalık türleri ile karşılaşılıyor.” dedi.

Otorite karşısında düşüncelerini söyleyemiyorlar

Doç. Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural, sosyal medyada yer alan ve siber zorbalık olarak isimlendirilen bu zorbalığın en önemli faktörlerinin başında mecranın kimlik belirsizliği, disinhibisyon (baskılananın dışavurumu) ve erişim kolaylığı özelliklerine sahip olmasının yer aldığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: 

“Bireyler bir grubun içinde yer aldıklarında kendi içi kısıtlamalarını kontrol edip, ifadelerini özenle seçerken sahte hesaplar kullandıklarında öz farkındalıklarını ve sorumluluklarını azaltıyorlar, normalde yapmayacakları eylemleri ve söylemleri gerçekleştiriyorlar, daha rahat davranıyorlar ve kendilerine sınır koymuyorlar. Öte yandan bireyler gündelik hayattan farklı olarak sosyal medya mecralarında karşısındaki kişiyi etkilemek ve ikna etmek için performans sergiliyor, profillerini vitrine dönüştürerek sanal kimliklerini oluşturuyorlar. Gündelik hayatta bir otoritenin varlığında gerçek düşüncelerini söylemekten kaçınan bireyler, otoritenin en aza indiği sosyal medya mecralarında karşısındaki kişinin statüsünü düşünmeden istediğini ifade ederek kendi sanal kimliklerini bu akran iletişimi formu ile oluşturuyorlar. Yapılan çalışmalar, sosyal medyada yer alan kimlik belirsizliğinin, disinhibisyonun ve erişim kolaylığının kaba, rencide edici küfür, daha az pozitif yorum, dışlama, fanatik nefret söylemi içeriklerini teşvik ettiğini gösteriyor. Diğer faktörler ise eş zamansızlık ve siber mağduriyettir.”

Siber zorbalık ve siber mağduriyet arasında ilişki bulunuyor

Bireylerin gündelik hayatta iletişim kurarken yüz yüze anlık tepkiler verdiklerini, sosyal medya mecralarında karşılaştıkları bir iletiye ise dakikalar ya da saatler sonra geri bildirimde bulunabildiklerini ifade eden Doç. Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural, “Mesajlarda, iletilerde ve söylemlerde senkronize bir zaman diliminin kullanılmaması, zorbalığı yapan kişinin empati kurması, pişmanlık duyması ve geribildirimlere anlık cevap oluşturma şansını azaltıyor. Siber zorbalık ile siber mağduriyet arasında organik bir ilişki bulunuyor. Bireyler kendisinin gördüğü zararı elektronik ortamlarda başkasına da verme eğilimi gösterebilir. Özellikle düşmanca duyguları aktarma ve intikam alma duygusunun ağır bastığı bireyler sanal ortamda agresif ve yönlendirici davranışlar sergileyerek üstünlük ihtiyaçlarını gidermeye çalışabilir. Bu mecrada zorbalığın görünmez olması ya da zorbalığı yapan kişinin davranışlarının sonuçlarının farkına varamaması disinhibisyon etkisini de artırıyor.” dedi.

Homojen yapıya sahip değiller

Sosyal medya kullanıcılarının homojen bir yapıya sahip olmadıklarının altını çizen Doç. Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural, “Sosyal medya kullanıcıları mecranın olumlu ya da olumsuz olmak üzere iki farklı özelliğinin belirginlik kazanmasını sağlıyor. Olumlu özellik olarak paylaşımlar katılımcı kültürün yaygınlaşması, hızlı mesaj iletimi ile insanlara kolaylıkla ulaşıp örgütlenme alanı ve demokratik bir ortamın oluşmasına katkıda bulunuyor. Özellikle kriz ve afet anlarında yerel bilgiler, koordinasyon verileri, uyarılar, önemli bilgiler ve tavsiyelerin aktarımında oldukça etkili oluyor. Olumsuz özellik olarak ise paylaşılan bilginin doğru ve güvenilirliğine dair kafa karışıklıkları, gözlemsel seçilim uygulamalarının yaygınlık kazanması, insan karalama tekniklerine sıklıkla başvurulması, teyit ya da doğrulama araçlarının aktif kullanılmaması ve iletilerin sorgulanmaması enformasyon/mesaj enflasyonuna neden oluyor. Bireylerin sosyal medyadaki davranış örüntüleri ile beş faktörlü kişilik modeli (dışadönüklük, nevrotiklik, deneyime açıklık, uyumluluk, özdenetim) arasında ilişki olmasına rağmen tüm paylaşımları bu model ile açıklamak doğru ve yeterli olamıyor.” diye konuştu.

Zorbalık türleri öğrenilerek korunma sağlanabilir

Öncelikle elektronik ortamlardaki zorbalık türlerinin neler olduğunu öğrenmek ile korunmaya başlanabileceğini ifade eden Doç. Dr. Yıldız Derya Birincioğlu Vural, “Zorbalığın sınırları çizilirse korunma yolları da belirlenebilir. ‘Benim çevremde gerçekleşmez ya da benim başıma gelmez’ düşüncesinden sıyrılmakta fayda var. Zorbalığa herkes maruz bırakılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bireylerin zorbalık içeren paylaşımların dolaşımına katkı sunmayı bırakmalarıdır. Paylaşımların trafiği arttıkça izleyici kitlesi de artış gösterecek ve zorbalık eylemi normalleşerek meşruluk kazanacaktır. Elektronik ortamlarda uygulanan zorbalıkların sadece fail ve mağdur arasında gelişen bir durum olmadığı, geniş bir izleyici kitlesine sahip olduğu ve bu sebeple de depresyon, kaygı, boyun eğici tutum, öfke, benlik saygısı yitimi gibi psikolojik olarak olumsuz yönde etkisinin olduğu unutulmamalı.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

TÜİK: Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2022 yılında %5,6 arttı

Üretim yöntemine göre dört dönem toplamıyla elde edilen yıllık GSYH, zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2022 yılında bir önceki yıla göre %5,6 arttı.

Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2022 yılında bir önceki yıla göre %107,0 artarak 15 trilyon 6 milyar 574 milyon TL oldu.

Kişi başına Gayrisafi Yurt İçi Hasıla 2022 yılında 176 589 TL oldu

2022 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 176 589 TL, ABD doları cinsinden 10 655  olarak hesaplandı.

Finans ve sigorta faaliyetleri 2022 yılında %21,8 arttı

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2022 yılında bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri %21,8, hizmet faaliyetleri %11,7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %9,9, bilgi ve iletişim faaliyetleri %8,7, diğer hizmet faaliyetleri %5,8, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %4,8, gayrimenkul faaliyetleri %4,3, sanayi %3,3 ve tarım sektörü %0,6 arttı. İnşaat sektörü ise %8,4 azaldı.

GSYH 2022 yılı dördüncü çeyreğinde %3,5 arttı

GSYH dördüncü çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, 2022 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %3,5 arttı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre %0,9 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre %0,9 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2022 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %3,5 arttı.

GSYH 2022 yılının dördüncü çeyreğinde cari fiyatlarla 4 trilyon 800 milyar 717 milyon TL oldu

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2022 yılının dördüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %106,2 artarak 4 trilyon 800 milyar 717 milyon TL oldu. GSYH’nin dördüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 262 milyar 669 milyon olarak gerçekleşti.

Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2022 yılında %19,7 arttı

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2022 yılında bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre %19,7 arttı. Hanehalkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı %57,5 oldu.

Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2022 yılı dördüncü çeyreğinde %16,1 arttı

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2022 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak %16,1 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları %9,0, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise  %2,6 arttı.

Mal ve hizmet ihracatı 2022 yılında %9,1, ithalatı ise %7,9 arttı

2022 yılında bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre mal ve hizmet ihracatı %9,1, ithalatı ise %7,9 arttı. Mal ve hizmet ihracatı, 2022 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak %3,3 azalırken ithalatı %10,2 arttı.

İşgücü ödemeleri 2022 yılında %82,7 arttı

İşgücü ödemeleri 2022 yılında bir önceki yıla göre %82,7 artarken, net işletme artığı/karma gelir %115,2 arttı. 2022 yılının dördüncü çeyreğinde ise işgücü ödemeleri bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %103,3 artarken, net işletme artığı/karma gelir %104,9 arttı.

2022 yılında işgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı %26,5 oldu

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yıl %
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

TÜİK: Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık %82,64, aylık %15,57 arttı

2023 yılı Ocak ayında H-ÜFE (2017=100) bir önceki aya göre %15,57, bir önceki yılın Aralık ayına göre %15,57, bir önceki yılın aynı ayına göre %82,64 ve on iki aylık ortalamalara göre %90,32 artış gösterdi.

Ulaştırma ve depolama hizmetleri yıllık %81,30 arttı

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %81,30, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %94,60, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %69,29, gayrimenkul hizmetlerinde %78,96, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %93,00, idari ve destek hizmetlerde %84,52 artış gerçekleşti.

Ulaştırma ve depolama hizmetleri aylık %12,84 arttı

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %12,84, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %13,39, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %13,52, gayrimenkul hizmetlerinde %19,66, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %24,20, idari ve destek hizmetlerde %22,07 artış gerçekleşti.

Yıllık H-ÜFE’ye göre 11 alt sektör daha düşük, 16 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi

H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri %33,38, telekomünikasyon hizmetleri %53,66, hukuk ve muhasebe hizmetleri %54,84 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık reklamcılık ve piyasa araştırması hizmetleri %130,22, veterinerlik hizmetleri %113,34, programcılık ve yayıncılık hizmetleri %112,68 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Aylık H-ÜFE’ye göre 13 alt sektör daha düşük, 14 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi

H-ÜFE sektörlerinden programcılık ve yayıncılık hizmetleri %4,87, su yolu taşımacılığı hizmetleri %0,99 ile endekslerin azalış gösterdiği alt sektörler oldu. Buna karşılık bina ve çevre düzenleme (peyzaj) hizmetleri %44,95, istihdam hizmetleri %40,55, mimarlık ve mühendislik hizmetleri; teknik test ve analiz hizmetleri %37,83 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Atasun Optik'in Yeni Ceo'su Evren Kutlu Oldu

Sektöründe lider ve Türkiye’nin önde gelen perakende firmalarından olan Atasun Optik’te üst düzey atama geçekleşti. Evren Kutlu, Atasun Optik’in yeni CEO’su oldu.

Dünyanın önde gelen optik perakende organizasyonu EssilorLuxottica bünyesinde Türkiye’de faaliyet gösteren Atasun Optik’in yeni CEO’su Evren Kutlu oldu. 2019 yılından bugüne Atasun Optik’te CFO’luk görevini sürdüren ve şirketin büyüme yolculuğunda önemli bir role sahip olan Kutlu; finansal ve ticari karlılıktaki başarısıyla birlikte, kaynakların verimliliğini artıran, süreçleri iyileştiren, uyumlandıran birçok yerel ve global projeye de liderlik etti. Bu atama ile aynı zamanda Atasun Optik’in ilk kadın CEO’su olan Kutlu, yeni göreviyle şirketin istikrarlı büyümesinde öncü olacak. 

EVREN KUTLU KİMDİR?

1997 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisans (MBA) eğitimini tamamlayan Evren Kutlu, kariyerinin ilk yıllarında bankacılık ve yönetim danışmanlığı alanında deneyim kazandı. 2002 yılında, profesyonel iş yaşamına Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.’de bütçe departmanında devam eden Kutlu, 10 yıl süresince sırasıyla Bütçe Analisti, Raporlama ve Finansal Analiz Yöneticisi, Kurumsal Finans Birim Müdürü, Kurumsal Finans ve İş Planlama Bölüm Müdürü olarak görev aldı. 2012-2019 yılları arasında Hexagon Katı Atık Yönetimi San. ve Tic. A.Ş.’de Finans Direktörü olarak görev yapan Kutlu, 2019 yılında Atasun Optik ailesine katıldı. 4 yıl boyuna CFO’luk görevini üstlenen Kutlu, 1 Şubat 2023 itibarıyla Atasun Optik CEO’su oldu. Evli ve iki çocuk annesi olan Kutlu, Okul Destek Derneği’nde eğitmen ve koordinatör olarak yer almaktadır. Ayrıca bireysel olarak özellikle köy okullarındaki  gençlere eğitim ve kariyerleri için gönüllü olarak mentörlük yapmaktadır.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Metro Türkiye'den Deprem Bölgesindeki Üreticilere Sürdürülebilir Destek

Metro Türkiye, deprem bölgelerine destek çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Deprem felaketiyle sarsılan Hatay’ın Arsuz ve Samandağ ilçelerindeki ürünü dalda, tarlada kalan üreticilerden 50 tona yakın limon ve beyaz balkabağı alımı yapan Metro Türkiye hem çiftçilere hem de bölgedeki tarımın sürdürülebilirliğine katkıda bulunuyor. Desteğin tek seferlik olmaması ve daha fazla çiftçiye ulaşılabilmesi amacıyla alımları kooperatifler üzerinden gerçekleştiren Metro Türkiye, ürünlerin toplanması için ekipman desteği de sağlıyor.

Deprem felaketinin ardından yaraların sarılması için bölgedeki çalışmalarına ilk günden itibaren başlayan Metro Türkiye, üreticilere destek olmak ve dalda, tarlada kalan ürünleri tüketici ile buluşturmak için harekete geçti. Sağladığı ekipman desteği ile Hatay’ın Arsuz ilçesinde hasat zamanı gelen Arsuz Limonu ile Samandağ ilçesindeki Hatay Beyaz Balkabağından 50 tona yakın satın alarak bölge üreticisine gelir yaratıyor. Sağlanan katkının devamı için bölgeden ürün alımını sürdürecek olan Metro Türkiye, diğer taraftan Arsuz Limonu ve Hatay Beyaz Balkabağı’nın Coğrafi İşaret Tescili alması ve böylece sürdürülebilir bir yerel ekonomi ve talep oluşturabilmesi için çalışmalara başlayacak.

Metro Türkiye olarak her zaman ürünleri alıp raflara taşımanın ötesinde yerel ürünlerin sürdürülebilirliğini ve üreticilerin desteklenmesini hedeflediklerini belirten Metro Türkiye Satın Almadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Alkaç, bu amaçla deprem bölgesinde çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi. Hatay’da hasat zamanı gelen limon ve bal kabağı için satın alma çalışmalarına başladıklarını ifade eden Alkaç, “Bölgeye gönderdiğimiz tırlarla Arsuz’daki ve Samandağ’daki üreticilerden 50 tona yakın ürün alımı yapmış olacağız. Bölgeden aldığımız ürünleri Natural Arsuz Limonu ve Hatay Beyaz Balkabağı etiketleriyle müşterilerimizle raflarımızda buluşturuyoruz.” dedi. Alım yapmanın ötesinde sağladıkları toplama merdiveni, eldiven, makas, kasa, büyük kafes gibi malzemelerle depremde ekipmanlarını kaybeden üreticilere de destek verdiklerini belirten Alkaç, “Yöre halkının toplama çalışmalarına katılması, onlar için de bir gelir yaratılmasına vesile oldu. Amacımız devam etmeyi planladığımız çalışmaları da sürdürülebilir hale getirecek adımlar atmak.” dedi. 

Üreticilerin kooperatifleşmenin de önemine değinen Alkaç, “Karşı karşıya kaldığımız bu durum, bize kooperatifleşmenin önemini bir kez daha gösterdi. Önümüzde yaralarımızı el birliğiyle saracağımız, uzun bir toparlanma süreci var. Bu nedenle sağlanan tüm bu desteklerin sürdürülebilir olması büyük önem taşıyor. Bu noktada da kooperatiflerin rolü büyük. Metro Türkiye olarak yerelleşme odaklı çalışmalarımızı yıllardır kooperatiflerimizle birlikte yürüyoruz. Bu süreçte vereceğimiz desteklerde de çiftçilerimize daha kolay ulaşmak ve ürünlerin toplanması konusunda daha sağlıklı bir organizasyon yürütmek adına çalışmalarımıza yine kooperatiflerimizle birlikte devam edeceğiz.” diye konuştu.  

Coğrafi İşaret Tescil Başvuru Çalışmalarına Başlanacak

Çiftçinin emeğini korurken, yerel ürünlerin devamlılığı sağlamanın da büyük önem taşıdığını dile getiren Deniz Alkaç, “Çiftçilerimize vereceğimiz destek, elbette tek seferlik bir alımla sınırlı kalmayacak. Gerçekleştireceğimiz yeni alımlarla hem üreticilerimize hem de ürünlerimize verdiğimiz desteği sürdüreceğiz. Ancak asıl değerli olan, hem bölge halkının ekonomisine katkı sağlayan hem de yerel ürün üretiminde devamlılığa imkân veren sürdürülebilir bir iş modeli yaratmak. Metro Türkiye olarak 2012 yılında başladığımız, bugün 10 yılını geride bıraktığımız Coğrafi İşaretli Ürünler projesi kapsamında alımını gerçekleştirdiğimiz her iki ürünün de Coğrafi İşaret Tescili alması için başvuru çalışmalarımıza başlayacağız. Çünkü biz, özgün doğa koşullarında yetiştirilen Coğrafi İşaret Tescilli ürünlerin korunmasının, ulusal ve küresel çapta tanıtılmasının, yerel üreticiye ve ülke ekonomisine katma değer sağladığına inanıyoruz. Metro Türkiye olarak bölgedeki kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarına Coğrafi İşaretli ürünler konusunda öncülük yapmaya, yol göstermeye devam edeceğiz. Arsuz Limonu ve Hatay Beyaz Balkabağı adıyla tescil edilmesini hedeflediğimiz bu ürünlerimizin Coğrafi İşaret Tescili alması bu ürünlerin hem korunarak geleceğe taşınmalarını sağlayacak hem de çiftçilerimize daha verimli ve sürdürülebilir bir gelir yaratacak.” şeklinde konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çankaya Belediyesi Sağlıkta Eşitlik İçin Ücretsiz Hizmet

Çankaya Belediyesi, bünyesinde bulunan üç noktada ağız ve diş sağlığı hizmetini ücretsiz olarak veriyor. Yıldız Hizmet Binası içindeki Prof. Dr. Nusret Fişek, Dikmen Hüseyin Kölemenoğlu ve 100. Yıl Çankaya Evi Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniklerinde sağlık güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın her vatandaşa hizmet veriliyor.

Çankaya Belediyesinin Dikmen, Yıldız ve 100. Yıl’da bulunan ağız ve diş sağlığı poliklinikleri, ücretsiz sağlık hizmeti vermeye devam ediyor. Vatandaşların sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın sağlıkta eşitlik ilkesi ile verilen ücretsiz hizmette diş çekimi, dolgu, diş taşı temizliği yer alıyor.  

Çankaya Belediyesinin diş çekimi, dolgu, diş taşı temizliği işlemlerinden yararlanmak için randevu almak yeterli oluyor. Hizmetin verildiği ağız ve diş sağlığı polikliniklerinin adres ve telefonları ise şöyle:  

Hüseyin Kölemenoğlu Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği: Aydınlar Mah. Çelikkale Sok. No: 14 Dikmen Tel: 482 56 60

Prof. Dr. Nusret Fişek Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği: Sancak Mah. Turan Güneş Bulvarı 516. Sokak Yıldız Hizmet Binası içi Tel:  458 90 40 

100. Yıl Çankaya Evi Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği: İşçi Blokları Mahallesi 1534. Sokak ile 1524. Sokak Kesişimi Tel: 285 85 99 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı