Emirates, halihazırda her gün Bangkok aktarmalı olarak gerçekleştirdiği Dubai-Hong Kong seferlerine ek olarak, 29 Mart 2023’ten itibaren merkezi Dubai üzerinden her gün direkt olarak gerçekleştirilecek uçuşlarla Hong Kong seferlerini artırıyor. Havayolu, böylece uçuş noktasındaki faaliyetlerini haftada 14 uçuşa çıkaracak. Havayolunun devam eden uluslararası seyahat talebi doğrultusunda global faaliyetlerini artırma çalışmaları kapsamında yeniden başlatılan sefer, yolculara daha fazla kapasite, seçenek ve esneklik sunacak.

Airbus A380 modeli uçak ile gerçekleştirilecek olan EK380 sefer sayılı Emirates uçuşu, Dubai’den 10:45’te kalkarak Hong Kong’a 22:00’de varacak. EK381 sefer sayılı dönüş uçuşu ise 00:35’te Hong Kong’tan kalkarak 05:00’te Dubai’ye varacak. Uçuş saatleri yerel saatlere göre belirtilmiştir.

EK380/EK381 sefer sayılı Dubai-Hong Kong uçuşlarını yeniden başlatan Emirates, güzergahta artan talebe yanıt vererek yolculara direkt veya Bangkok aktarmalı olarak seyahat etme seçeneği sunuyor.

Bilet rezervasyonları emirates, Emirates App veya seyahat acenteleri üzerinden gerçekleştirilebilir. Yolcular en güncel giriş şartlarını da buradan kontrol edebilirler.

Emirates, Asya’daki kilit uçuş noktalarından biri olan Hong-Kong’un pandemi sonrası toparlanmasına destek olma konusundaki kararlılığını yeniden göstererek Dubai kalkışlı veya havayolunun global uçuş ağındaki başka şehirlerden Dubai aktarmalı seyahat eden yolculara hizmet etmek için kapasitesini artırıyor. Pandemi boyunca, Emirates, Hong Kong ve uçuş ağındaki diğer stratejik pazarlar arasındaki ticaret bağlantılarını koruyarak ve Emirates SkyCargo aracılığıyla ithalat ve ihracatı başarıyla taşıyarak pazarın yerel topluluğunu desteklemiştir.

Emirates ayrıca Cathay Pacific ve HongKong Airlines başta olmak üzere daha birçok şirketle yaptığı ortak uçuş anlaşmaları vasıtasıyla yolculara Hong Kong dışında başka uçuş noktalarına da daha fazla bağlantı imkânı sağladı.

Emirates A380 deneyimi, geniş ve konforlu kabinleri ve Uçak İçi Dinlenme Salonu, First Class süitler ve Duş & Spa gibi yolculara gökyüzünde adeta imzası niteliğindeki en iyi servis ve ürünleriyle büyük rağbet görmeye devam ediyor. A380 deneyimine Emirates’in daima ödüllü uçak içi hizmetleri, bölgesel lezzetler ve özgün tatlardan esinlenerek hazırlanmış yemeklerinin yanı sıra yolcuların 5000’den fazla eğlence kanalına tek tıkla ulaşabileceği ödüllü uçak içi eğlence sistemi ice eşlik ediyor.

Emirates, amiral gemisi olan A380 ile Londra Heathrow, Sydney ve Houston dahil dünya çapında 40 uçuş noktasına hizmet veriyor. Havayolunun ikonik çift katlı uçağıyla bu yaz sonuna kadar yaklaşık 50 uçuş noktasına hizmet vermesi planlanıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin öncü yatırım hizmetleri ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co, küresel sermaye piyasalarının öncü yayınlarından Euromoney Dergisi’nin “Market Leaders/ Pazar Liderleri” sıralamasında “Yatırım Bankacılığı” kategorisinde Türkiye Pazar Lideri olarak yer aldı.

 

ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Mahmut L. Ünlü, “Kuruluşumuzdan bugüne sermaye piyasalarında gelişimin öncüsü olma hedefiyle, müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiğimiz birbirinden özgün finansal çözümler ile pek çok başarılı işleme imza attık. Ekiplerimiz ve uzman kadrolarımızla hem müşterilerimizin beklentilerine cevap vermek, hem de ülkemiz ekonomisine değer katmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

Türkiye’nin öncü yatırım hizmetleri ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co, uluslararası arenada dikkat çekmeye devam ediyor. Küresel sermaye piyasalarının öncü yayınlarından Euromoney Dergisi, “Market Leaders/ Pazar Liderleri” sıralamasında “Yatırım Bankacılığı” kategorisinde pazar lideri olarak ÜNLÜ & Co’ya yer verdi.

ÜNLÜ & Co, geçtiğimiz yıllarda başta M&A işlemleri olmak üzere sermaye piyasalarında yürüttüğü tutarlı ve etkili faaliyetler ile “Pazar Lideri” olarak sıralamaya dahil edilirken, yapılan değerlendirmede 2021 Nisan ayından itibaren tamamladığı beş M&A işlemi ve konsorsiyum lideri olduğu başarılı Hitit Bilgisayar Hizmetleri A.Ş. halka arzının öne çıktığı görüldü.

Konuyla ilgili görüşlerini dile getiren ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Mahmut L. Ünlü, “ÜNLÜ & Co olarak 1996 yılından bu yana deneyim kazanan ve sektörün şekillenmesine katkı sağlayan bir yapımız var. M&A işlemlerinde Türkiye’nin lider kuruluşuyuz. Euromoney dergisinin “Market Leaders” listesinde en üstte yer almak gurur verici” dedi.

‘Sunduğumuz hizmetler ve geniş ürün yelpazemiz ile sermaye piyasalarına katkı sağlamaya devam ediyoruz’

ÜNLÜ & Co’yu kurarken, 100 yıl sonra da varlığını sürdürecek, başarılı, lider, girişimci ruhunu koruyan bir finans kuruluşu oluşturmayı hedeflediklerini ifade eden Mahmut L. Ünlü, “27 yıllık deneyimimizle şirket satın alma ve birleşmelerinde, şirket halka arzlarında, özelleştirmelerde verdiğimiz danışmanlık hizmetlerinde gösterdiğimiz önemli başarı, kurumsal müşteriler ile küresel fon kaynakları arasında kurduğumuz güvenilir ortaklıklar, ÜNLÜ & Co markasına yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da haklı bir itibar kazandırdı. Kuruluşumuzdan bugüne sermaye piyasalarında gelişimin öncüsü olma hedefiyle, müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiğimiz birbirinden özgün finansal çözümler ile pek çok başarılı işleme imza attık. Kişiye özel geliştirdiğimiz yatırım önerileri ve finansal ürünler ile müşterilerimiz için yüksek katma değer yaratırken, Türkiye sermaye piyasalarının derinleşmesinde de etkin rol oynadık. Sunduğumuz hizmetler ve geniş ürün yelpazemiz ile sermaye piyasalarına katkı sağlamaya devam ediyoruz. DAHA Yatırım Danışmanlığı ile nitelikli bireysel ve kurumsal müşterilere kişiye özel yatırım danışmanlığı hizmeti sunuyor, müşteri portföyümüzü sürekli genişletiyoruz. Öte yandan, dijitalleşme ve tabana yayılma stratejimiz çerçevesinde yeni dijital girişimimiz Piapiri’yi hayata geçirdik. Piapiri ile yatırımcılarımızın tek platformla yatırım yapmak için ihtiyaçları olan her şeye kavuşmalarını sağlayacak dijital bir ekosistem sunmayı amaçladık” diye konuştu.

Ekipleri ve uzman kadrolarıyla hem müşterilerinin beklentilerine cevap vermek, hem de ülke ekonomisine değer katmak için tüm güçleriyle çalışmaya devam edeceklerin belirten Ünlü, “Bu başarıya katkı sağlayan başta çalışanlarımıza, değerli müşterilerimize ve tüm iş ortaklarımıza Yönetim Kurulumuz ve şahsım adına teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

İlk şubesini İzmir’de açan Burgan Yatırım, şubeleşme yatırımlarına hız veriyor. Şirket, müşteri odaklı hizmet anlayışını Türkiye’nin önemli merkezlerinde açacağı yeni şubeleriyle sürdürecek.

Sermaye piyasasının önde gelen oyuncularından Burgan Yatırım, Türkiye’nin önemli noktalarında şubeleşme atağına geçerek, 2023 Ocak ayında ilk şubesini Alsancak İzmir’de açtı. Burgan Yatırım İzmir şubesi, Konak’ta bulunan Burgan Bank şubesinde faaliyete geçti. Alanında uzman kadrosuyla hizmet verecek olan Burgan Yatırım, sermaye piyasalarında işlem yapan Ege Bölgesi’ndeki yatırımcılara, kaliteli, hızlı ve ihtiyaca özel çözümler sunacak. 

Burgan Yatırım, deneyimli insan kaynağı, kullanıcı dostu dijital platformları, yeni projeleri ve Türkiye geneline açılacak şubeleri ile büyüme stratejisini dijital ve konvansiyonel  platformlara taşıyacak.  

“Her zaman müşterimizin yanında olmaya devam edeceğiz”

Teknoloji dostu bir şirket olarak her zaman yatırımcılarının yanında olacaklarını vurgulayan Burgan Yatırım Genel Müdürü Serhan Taylan, şubeleşme yatırımlarının önümüzdeki dönemde devam edeceğini ifade etti. Taylan şunları söyledi: “Burgan Yatırım olarak gerek Burgan Trade dijital platformumuz üzerinden gerekse sosyal medya kanallarımız aracılığıyla yatırımcılarımızı sürekli bilgilendiriyoruz. Konusunda uzman çalışanlarımız ve kanallarımız aracılığıyla  müşteri ihtiyaçlarını dinleyen, beklentileri konusunda yeni çalışmalar yapan ve aksiyona geçen bir kurumuz. Şubelerimiz dışında, bireysel müşterilerimiz için kurduğumuz Yatırımcı İşlem Merkezimiz, zengin araştırma kütüphanesini kullanıma sunduğumuz web sitemiz ve Burgan Trade mobil, desktop uygulamalarımızla 360 derece hizmet anlayışıyla hareket ediyoruz. 2023 Ocak ayında SPK’dan aldığımız onayla, İzmir’de açtığımız şubemiz ile Egeli yatırımcılarımıza daha da yakınlaştık. Ege Bölgemizdeki tüm müşterilerimize yerinde, konusunda uzman çalışanlarla hizmet vereceğiz. Önümüzdeki aylarda Türkiye’nin önemli merkezlerinde açacağımız yeni şubelerimizle müşterilerimizin daha da yakınında olmaya devam edeceğiz. Öncelikle müşterilerimizin ihtiyaçlarını dinlediğimiz, yatırımlarına bizimle beraber yön verdikleri için mutlu olabilecekleri bir ekosistem kuruyoruz. En önemli hedefimiz, günümüzde yaşanan yoğun bilgi bombardımanında müşterilerimizin profillerine ve hedeflerine uygun sermaye piyasası ürünleri ile daha yalın, hızlı ve güvenilir danışmanlık hizmeti verdiğimizi göstermektir. Bu sebeple müşterilerimize ‘Siz Hayata Zaman Ayırın, Biz Yatırımlarınıza’ diyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

A grubu Beta Hemolitik Streptokok toplumda Beta enfeksiyonuna neden olan çok yaygın bir enfeksiyöz bakteridir. Sıklıkla bademcik ve boğaz enfeksiyonuna neden olmasının yanında bazende cilt enfeksiyonlarına neden olmaktadır. Aynı zamanda bu bakteri nadiren zatürre, kemik ve eklem enfeksiyonları, Erizipel ve toksik şok sendromu gibi hayatı tehdit edici enfeksiyonlara neden olabilmektedir. 

‘5-15 Yaş Grubunda Beyin Tutulumuna Neden Olabilir’

Sağlıklı insanın normal florasında bulunan (vücutta yaşayan ancak herhangi bir hastalığa neden olmayan) bakteri bazı koşullarda sayıca artarak klinik semptomlara neden olabilmektedir. Herhangi bir şikâyete neden olmayan bu bakterinin tedavi edilmesi gerekmez. Bulunduğumuz dönemde Covid pandemisinin etkisinin azalmasıyla birlikte maske-mesafe- hijyen koşullarına gösterilen hassasiyetin azalmasıyla birlikte solunum yolu viral enfeksiyonlarının yanında Beta Hemolitik Streptokok enfeksiyon sıklığı da oldukça artmıştır. Sıklıkla 5-15 yaş grubu çocuklarda tonsillofarenjit (bademcik-boğaz enfeksiyonu), tedavi edilmemiş çocuklarda Akut Romatizmal Ateş (Ateşli eklem romatizmasına) neden olarak kalıcı kalp kapağı ve beyin tutulumuna neden olabilir. Bu enfeksiyona bağlı Akut Romatizmal Ateş tablosu genellikle çocukluk çağında görülür ve bağışıklık sistemimizin bakterinin bir proteinine karşı oluşturmuş olduğu antikorların başta kalp kapağı olmak üzere, merkezi sinir sistemi ve cildi etkilemesi ile karakterize romatizmal bir kliniktir. Bu tabloda bazen 20 yaşa kadar bazen ömür boyu aylık penisilin profilaksileri (koruyucu tedavi) gerekebilir. 

Sıklıkla Sonbahar-Kış Aylarında Görülüyor!

Bu hastalığın bakteriyel bir hastalık olması nedeniyle antibiyotiklerle tedavi edilmesi gerekmektedir. Sıklıkla sonbahar-kış döneminde görünmesine karşın 4 mevsim hastalık görülebilir. Antibiyotik tedavisi gerektirmeyen diğer solunum yolu viral enfeksiyonlarından (Coronavirüs, İnfluenza (Grip virüsü), Adenovirüs, RSV…) farklı olarak bu bakterinin neden olduğu enfeksiyonda şiddetli boğaz ağrısı ve yutma güçlüğü olmasının yanında burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve öksürük gibi semptomların olmaması veya çok silik görünmesi oldukça ayırt edici bulgulardır. Ancak Streptokoksik, bademcik ve boğaz enfeksiyonlarını diğer viral enfeksiyonlardan ayırt etmek her zaman muayene ile mümkün olmayabilir. Teşhis için boğaz sürüntüsünden hızlı antijen testi ve kültür testi ile tanı konulabilir. Medyada çıkan haberlerin aksine ölümcül seyreden Streptokok Pyogenes enfeksiyonları oldukça nadirdir. Özelikle burun tıkanıklığı ve akıntısı olmayan, öksürük olmayan şiddetli boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, yüksek ateşi olan hastaların hekim tarafından muayene ve tetkik edilmesi gerekmektedir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının yaklaşık %90’dan fazlası viral enfeksiyonlar tarafından meydana gelirken tüm ateşli hastalıklarda antibiyotik kullanmak yarardan çok zarara neden olabilir. Diğer virüs enfeksiyonlarında da olabilmesine karşın bademcikler üzerinde beyaz lekeler ve membran denilen tabaka Beta enfeksiyonunda oldukça sıktır. Antibiyotik tedavisi ile hızla iyileşme sağlanır. Ancak hekim önerisi dışında şüpheli veya kesin enfeksiyon teşhisi konmadan antibiyotik kullanmak doğru değildir. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın, kan stoklarının güncel durumundan dolayı “Ulusal Kan Bağışı Kampanyası”na ilişkin çağrısına ilk destek İzmir’den geldi.

Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık ‘ın yurt genelinde etkili olan grip salgını ve soğuk hava şartlarına bağlı olarak ulusal kan stoğunun kritik seviyenin altına düşmesi sebebiyle başlattığı destek çağrısına ilk yanıt Ege Bölge Kan Merkezinden geldi.Ege Bölge Kan Merkezi Müdürlüğünün sorumluluk illerinden olan İzmir’de Türk Kızılay İzmir İl ve İlçe şube başkanları, Ege Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr.Barış Dolaş‘ın davetine katılarak toplantı düzenlediler. Yapılan toplantıda kan ve kan ürünleri temini, kan bağışı, kan stok durumları ile kanın lojistiği konusunda değerlendirmeler ve sunumlar yapıldı.

Sessiz Çığlıklara Yanıt Vermek 15 Dakikada Mümkün

Toplantı sonrasında açıklamalarda bulunan Ege Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr.Barış Dolaş, “Hepimiz bir gün kan ihtiyacı duyan birer hasta adayı olduğumuzu unutmamamız gerekir.Sorumluluk sahamızda bulunan 95 hastanenin kan ihtiyacı günlük 1000 ünite civarıdır. Soğuk havalarda kan bağışı azalmış olsa da, özellikle lösemi ve talasemi gibi hastaların kan ihtiyacı bir o kadar artmaktadır. Bu, hayatla ölüm arasındaki muhtaçlığın, İzmir olarak sahiplenilmesi insanlığın kırmızıçizgisidir. Kan vermek isteyen vatandaşlarımız sadece 15 dakikasını ayırarak, onlara uzanan elleri tutabilir ve bu sayede sessiz çığlıkları duyabilirler. Unutmayın belki tüm dünyayı kurtaramazsınız belki ama şimdi 1 kişinin hayatını kurtarabilirsiniz.” İfadelerini kullandı.

Egeliler ’in Kan Bağışına Desteği Önemli

Toplantı sonrasında Türk Kızılay İzmir İl ve İlçe Şube başkanları da kan verdi.  Türk Kızılay İzmir İl Şubesi’nin Başkanı Kerem Baykalmış’ta kan bağışında bulundu. Kış aylarında azalan bağışların artmasının insan hayatı için önemine işaret eden Baykalmış, Egeliler’i destek vermeye çağırdı. Türkiye’de kan bağışı bilincinin gelişmesi ve düşen kan bağış stoklarının yeniden yükselmesinin gerekliliğine işaret eden Baykalmış, “Ulusal Kan Bağışı Kampanyası” destek vermekten mutluluk duydum. Yeni yılda mevcut kan bağışçılarını ve kan bağışı yapmak isteyenleri harekete geçmeye davet ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Ege Bölgesinde kan bağışında bulunmak isteyen vatandaşlarımız gerekli iletişimi kanver.org internet adresinden veya 0232 347 63 47 numaralı telefondan kurabilirler.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Nalbantsoy ve ekibinin geliştirdiği proje, “TÜBİTAK 1071- Uluslararası Araştırma Fonlarından Yararlanma Kapasitesinin ve Uluslararası Ar-Ge İşbirliklerine Katılımın Artırılmasına Yönelik Destek Programı” kapsamında desteklenmeye uygun bulundu. Prof. Dr. Nalbantsoy ve ekibi tarafından Macaristan-Türkiye ikili işbirliği projesi kapsamında , “Kanatlı Hayvan Endüstrisi için IBV’ye Karşı Yeni Aşı Adjuvan Formülasyonunun Geliştirilmesi” başlıklı projede tavuk koronavirüs  (IBV) aşılarında kullanımı için yerli ve milli adjuvan geliştirilecek.

Proje ekibini makamında ağırlayarak tebrik eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Prof. Dr. Ayşe Nalbantsoy ve hocamızın projesi TÜBİTAK 1071 programı kapsamında desteklenmeye değer bulundu. Hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi.

Proje, alana önemli katkılar sağlayacak

Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Nalbantsoy, “Proje kapsamında tavuk koronavirüs  (IBV) aşılarında kullanımı için yerli ve milli adjuvan geliştirilmesini amaçladık. Bu amaçla Petroyağ grup  şirketlerinden Coral Biyoteknoloji  firmasıyla ortak  geliştirilen emülsiyon tipi aşı adjuvanları ile hazırlanan aşı formüllerinin pilot uygulamaları yumurtacı tavuklarda Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi tesislerinde yürütülmektedir. Aşı virüslerinin üretimi ise İzmir Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü’nde kanatlı aşılarında uzman Doç. Dr. Fethiye Çöven ile tamamlanmıştır. Saha çalışmalarını yani daha çok sayıda kanatlı hayvana geliştirilen formüllerin uygulanması Macaristan’da devam ettirilecektir” diye konuştu.

Prof. Dr. Nalbantsoy, “Elde edilen sonuçlara göre geliştirilen emülsiyon adjuvanların etkinliğinin piyasadaki mevcut ticari emülsiyonlardan daha etkili olduğu belirlenmiş olup ülkemizde hayvan aşılarına yönelik ilk kurulan adjuvan firması olan Petroyağ grup şirketlerinden Coral Biyoteknoloji ile üniversitemizin akademik işbirliğinde devam eden projelerimizin ülkemizde bu alana önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz” dedi.

Yürütücülüğünü Prof. Dr. Nalbantsoy’un yaptığı proje ekibinde; Macaristan Budapeşte Veterinerlik Üniversitesi ve TETRA özel sektör firması ile İzmir Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsünden Doç. Dr. Fethiye Çöven yer alıyor

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Havaların soğuması, kapalı yerlerde daha fazla vakit geçirilmesi ve ortamların yeterince havalandırılmaması salgın hastalıkların artmasına neden oluyor. Boğaz ağrısı başlıca yaşanan şikayetler arasında yer alıyor. En önemli nedeninin viral enfeksiyonlar olduğu boğaz ağrısının tedavisi ise altta yatan nedene göre uygulanıyor. Bakteri kaynaklı boğaz ağrılarında antibiyotik kullanılabilirken, virüs kaynaklı olanlarda antibiyotik kullanımının herhangi bir faydası bulunmuyor. Memorıal Ankara Hastanesi KBB Bölümü’nde Prof. Dr. Erdal Seren, boğaz ağrısına nelerin iyi gelebileceği ile ilgili bilgi verdi.

Boğaz ağrısının yüzde 90’ı viral enfeksiyon kaynaklı

Yanma, kuruluk, yutkunma ile kötüleşebilen boğaz ağrısının yaklaşık yüzde 90’ının sebebini viral enfeksiyonlar oluşturur.   Bunun dışında bademcik iltihabı, infeksiyoz mononükleoz (öpücük hastalığı) gibi etkenler daha ciddi nedenleri oluştururken; sigara içmek, hava kirliliği ve evcil hayvan veya polenler gibi alerjik maddelere maruz kalmakta boğaz ağrısının sebepleri arasında yer almaktadır.  

Boğaz kültürü ve kan tahlili gerekebilir

Bazı durumlarda enfeksiyonlar, alerjik nezle, reflü, tiroid iltihapları ve çene eklem hastalıkları ile de karıştırılabilen boğaz ağrısının en belirgin semptomları arasında konuşma ve yutma esnasında şiddetli ağrı hissetmek, ses kısıklığı, öksürük, ateş, boğaz şişmesi, boğazda veya bademciklerde beyaz lekeler sayılabilmektedir. Öncelikle uzman bir doktor tarafından detaylı muayene gerçekleştirilerek tanısı konulan boğaz ağrısında bazen hastadan boğaz kültürü alınması ve kan tahlili yapılması, enfeksiyon etkenlerinin araştırılması gerekir. Bununla birlikte radyolojik görüntüleme yöntemleri ile de kitle veya beze gibi olasılıklar incelenebilir.  

Viral enfeksiyon kaynaklı boğaz ağrısında antibiyotik kullanılmıyor

Altta yatan nedene yönelik farklı tedavi yöntemlerinin uygulandığı boğaz ağrısı rahatsızlığında sebep eğer viral bir enfeksiyon ise uzman hekim tarafından antiviral ilaç tedavisi verilmektedir. Viral enfeksiyon sebepli boğaz ağrılarında antibiyotik kullanımının yeri bulunmamaktadır. Bunun yerine bol sıvı tüketimi, istirahat önerilir. Ancak bakteri etkenli boğaz ağrılarında mutlaka antibiyotik kullanılması gerekmektedir. Uygulanan antibiyotik tedavisi ile hastaların şikayetleri birkaç gün içinde azalmaya başlar. Bu rahatlama antibiyotik kullanımının bırakılmasına sebep olmamalıdır, yani verilen antibiyotik tedavisi tamamlanmalıdır. Aksi takdirde boğaz ağrısının geri dönme ihtimali artış gösterebilir.

Boğaz ağrısının bademcikten kaynaklanması durumunda ise devreye cerrahi girebilir. 

Kişisel hijyeni sağlamak en önemli tedbir

Herkeste görülebilen boğaz ağrısı, 3-15 yaş arası kişilerde genellikle bakteriyel enfeksiyon sebebiyle izlenirken, erişkinlerde bu neden genellikle viral enfeksiyonlar, sigara kullanımı ve reflü olarak sıralanabilir. Kişisel hijyene dikkat etmek boğaz ağrısını önlemenin en iyi yolunu oluşturmaktadır. Özellikle boğaz enfeksiyonlarının yüzde 90 sebebinin viral enfeksiyonların olduğu düşünüldüğünde elleri sık yıkamak, ellerin gözlere ve ağıza temas ettirilmemesi, hapşırıp öksürürken ağzın kapatılması alınacak önlemler arasında yer almaktadır. 

Bu uygulamalar ile boğaz ağrısını hafifletebilirsiniz

Uygulanacak tıbbi tedavi ile birlikte boğazınızı rahatlatabilecek, boğaz ağrısına iyi gelebilecek bazı uygulamalar şu şekilde sıralanabilir: 

-Alkol ve tütün gibi tahriş edici maddelerden kaçınılmalıdır

– Ağrı kesici, boğaz pastili gibi ürünler kullanılabilir

– Ilık tuzlu su ile gargara yapılabilir

– Reflü kaynaklı boğaz ağrısı olanlar yüksek yastık ile yatabilir

-Uyku mekanlarında hava nemlendiricisi kullanılabilir. Bu cihaz diğer odalara da taşınabilir

-Boğaz kuruluğunu önlemek için bol sıvı tüketilebilir.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gebelik döneminde birçok anne adayı gebeliğe bağlı çeşitli sorunlar ile karşılaşabilir. Hamilelik sırasında böbrek ağrısı olduğunda ise çok dikkat edilmelidir. Gebelikte görülen böbrek taşlarının sıklıkla görüldüğünü belirten Kartal Kızılay Hastanesi, Üroloji Bölümü Doktoru Doç. Dr. M. Tolga GÜLPINAR, “Üriner taşlar gebelikte ağrılara, enfeksiyonlara, ara ara hastaneye yatma gereğine hatta erken doğuma bile neden olabiliyor” dedi.

Böbrek taşları ülkemizde sıklıkla görülen hastalıklar arasında yer alır. Kartal Kızılay Hastanesi, Üroloji Bölümü Doktoru Doç. Dr. M. Tolga GÜLPINAR böbrek taşı oluşumu ve gebelerde dikkat edilmesi konular hakkında uyarılarda bulundu. Dr. Gülpınar, “Gebelik döneminde taş oluşumu riski artmaz ve yaklaşık olarak 150 gebeden biri taş hastalığına yakalanır. Ancak öncesinde bilinen taş hastalığı olanların dikkat etmesi ve önlem almaları uygun olacaktır. Gebelik döneminde taş hastalığından şüphelenildiğinde tanı koymakta bazı güçlükler yaşanır. Normalde taş hastalığı tanısında sıklıkla kullanılan röntgen, piyelografi ve özellikle en ayrıntılı bilgi sağlayan bilgisayarlı tomografi gibi tetkikler radyasyon içerdiği için hem anne hem de çocuk sağlığında sorunlara yol açarlar. 

Planlı bir gebelikte önce doktor muayenesi yaptırın

Gebelerde taş hastalığının tanısında en uygun görüntüleme yönteminin ultrasonografi olduğunu belirten Doç. Dr. M. Tolga GÜLPINAR, “Ancak ultrason hem çok ayrıntılı bilgi veremez hem de gebelerde zaten normalde de görülebilen böbrek şişmeleri (hidronefroz) taş hastalığından ayırt edilemeyebilir. Bu nedenle öncesinde taş hastalığı olan kadınların planlı bir gebelik söz konusu ise mutlaka gebe kalmadan önce ürolojik kontrollerini yaptırmaları gerekir. Erken teşhis kötü sürprizlerle karşılaşma ihtimalini büyük oranda ortadan kaldırıyor. 

 

Tedavi Yöntemleri 

Kartal Kızılay Hastanesi, Üroloji Bölümü Doktoru Doç. Dr. M. Tolga GÜLPINAR ,”Gebelik döneminde taş düşüren kadınlar için ilk tercihimiz, taşın boyutu da uygunsa taşı kendilerinin düşürmeleri olacaktır. Ancak taş düşürmek bilinen en ağrılı hastalıkların başında gelir. Gebelik döneminde kullanılan ilaçlar çocuğa da etki edeceği için gebenin ağrısı yeterince kesilemeyebilir.  Taş hastalığı tedavisinde sıklıkla kullandığımız Şok dalga tedavileri (ESWL) gebelik döneminde kullanılamazlar. Taşı büyük olan veya ağrısı yeterince giderilemeyen hastalar için ise üreterorenoskopik taş tedavisi kurtarıcı olur. Bu yöntem ameliyathane ortamında ve anestezi ile uygulanır. İdrar yolarından ilerletilen bir kameralı sistem sayesinde taşa ulaşılır. Hastanın karnına herhangi bir kesi yapılmaz, tamamen kapalı bir uygulamadır. Taşa kameranın sayesinde ulaştıktan sonra lazer ile taş kırılır ve hastanın ağrısı hızlı bir şekilde kesilir. Ağrıya bağlı tansiyon yükselmeleri ve erken doğum riski azaltılmış olur. Gebelik sonlandıktan sonra da ayrıntılı radyolojik incelemelerle hastanın takibi mümkün olur.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı