Aylık arşivler: Mart 2023

Edebiyat ve sinema İzmir'de Buluşuyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi, hafta sonunda başlayacak 25. İzmir Kitap Fuarı kapsamında 11-19 Mart tarihlerinde Fuar İzmir’de “İzmir Unesco Edebiyat Kentine Doğru: Edebiyat-Sinema Buluşması” düzenliyor. Başkan Soyer, “İki sanat dalını İzmir’de buluşturmaktan mutluluk duyuyor, bu vesileyle artık aramızda olmayan değerli yazar ve yönetmenlerimizi anmayı hedefliyoruz” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, hafta sonunda başlayacak 25. İzmir Kitap Fuarı çerçevesinde “İzmir Unesco Edebiyat Kentine Doğru: Edebiyat-Sinema Buluşması” düzenliyor. 11-19 Mart tarihleri arasında Gaziemir’deki Fuar İzmir’de, TÜYAP, İZFAŞ ve Kültürlerarası Sanat Derneği işbirliğiyle düzenlenecek etkinlikte sinemamızda edebiyat yapıtlarından uyarlanmış filmler gösterilecek, yazar, yönetmen ve eleştirmenlerin katılımıyla söyleşiler yapılacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İki sanat dalını İzmir’de buluşturmaktan mutluluk duyuyor, bu vesileyle artık aramızda olmayan değerli yazar ve yönetmenlerimizi anmayı hedefliyoruz” dedi. “Edebiyat- Sinema Buluşması” kapsamında bu yıl Orhan Kemal, Rıfat Ilgaz ve Haldun Taner’in yanı sıra iki İzmirli yazar, Attila İlhan ve Necati Cumalı ile sinemamızın usta yönetmenleri Atıf Yılmaz, Yı lmaz Güney, Erden Kıral, Tunç Başaran ve Yusuf Kurçenli anılacak.

Uçurtmayı Vurmasınlar ve Karartma Geceleri
Fuar süresince her gün saat 15.00’te Seminer Salonu-A’da gösterilecek bir filmin ardından saat 17.00’de bir söyleşi olacak. 11 Mart’ta Erden Kıral’ın Orhan Kemal uyarlaması “Bereketli Topraklar Üzerinde” gösteriminin ardından Doğu Yücel’in söyleşisi ile başlayacak etkinlik dizisi, 12 Mart’ta Mahmut Fazıl Coşkun’un “Anons” filminin ardından Ercan Kesal ve Ömer Türkeş’in katılacağı “Edebiyatımız ve Sinemamızda Darbeler” başlıklı söyleşi ile sürecek.
13 Mart’ta Tunç Başaran’ın “Uçurtmayı Vurmasınlar” filminin ardından kitabın yazarı Feride Çiçekoğlu edebiyat-sinema ilişkisi üzerine konuşacak. 14 Mart’ta Yusuf Kurçenli’nin Rıfat Ilgaz uyarlaması “Karartma Geceleri”nin ardından Nesteren Davutoğlu, Kurçenli’nin asistanları yönetmen Aydın Sayman ve Yıldız Bakoğlu filmin yapım sürecini ve sansürle mücadelesini anlatacak. Yılmaz Güney’in “Baba” filminin 15 Mart’taki gösteriminin ardından İnci Aral “Devrimci Sanatçı Yılmaz Güney” başlıklı bir söyleşi yapacak.

Sokaktaki Adam’dan Adı Vasfiye’ye
Haldun Taner’in doğum günü olan 16 Mart’ta Atıf Yılmaz’ın “Keşanlı Ali Destanı” filmi gösterilecek; Behçet Çelik ve Zeynep Oral Taner’in öyküleri ve tiyatro oyunları üstüne konuşacaklar. 17 Mart’ta Attila İlhan’ın romanından uyarlanan Biket İlhan’ın “Sokaktaki Adam” filminin ardından İzmir’in UNESCO Edebiyat Kenti adaylığı çalışmalarının koordinatörü yazar ve şair Gülce Başer “Sinemada İzmirli Yazarlar”ı, Biket İlhan da Attila İlhan’la birlikte yaptıkları uyarlama sürecini anlatacak.

Necati Cumalı öykülerinden uyarlanan Atıf Yılmaz’ın “Adı Vasfiye” filminin 18 Mart’taki gösteriminin ardından filmin senaryosunu yazan, PEN Yazarlar Derneği 2023 Şiir Ödülü sahibi Barış Pirhasan edebiyat-sinema ilişkisi üstüne bir söyleşi yapacak. Fuarın son günü olan 19 Mart’ta Ahmet Ümit’in romanından uyarlanan “Sis ve Gece” filminin ardından yazar Ahmet Ümit ve yönetmen Turgut Yasalar romanın sinemaya uyarlanması süreci üzerine konuşacak. Söyleşilerin moderasyonunu yapacak etkinlik küratörü Vecdi Sayar, önümüzdeki yılın fuarında, bu yılki programda yer almayan usta yazarlarımızın yapıtlarının yanı sıra dünya edebiyatından uyarlanmış örneklere ve ünlü yazarlar üstüne yapılmış filmlere yer vermeyi planladıklarını söyledi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Eurocup 2 İzmir'de başlıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenecek EUROCUP 2 A Grubu maçları, 10-11 Mart tarihlerinde Celal Atik Spor Salonu’nda oynanacak.

Tekerlekli sandalye basketbolunda Avrupa’nın en önemli kupaları arasında yer alan EUROCUP 2’nin A Grubu maçları, 10 Mart Cuma günü Celal Atik Spor Salonu’nda başlayacak. 2008 yılında Andre Vergauwen Cup’a ev sahipliği yaparak tekerlekli sandalye basketbolunda ilk uluslararası organizasyonunu düzenleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği dev şampiyonanın ilk maçı saat 11.15’te İzmir BBSK-Fenerbahçe Göksel Çelik arasında yapılacak.

Toplam sekiz maç var
Grup maçlarına İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü’nün yanı sıra Fenerbahçe Göksel Çelik ile Fransa’dan Meylan Grenoble Handibasket ve Polonya’dan Orto-Medico Scyzory Kielce ekipleri katılacak. 10 Mart Cuma İzmir BBSK-Fenerbahçe Göksel Çelik karşılaşmasının ardından 13.30’da Meylan Grenoble Handibasket-Orto-Medico Scyzory Kielce, 18.00’de İzmir BBSK – Meylan Grenoble Handibasket, 20.15’te Orto-Medico Scyzory Kielce-Fenerbahçe Göksel Çelik maçları oynanacak. 11 Mart Cumartesi günü 09.00’da Fenerbahçe Göksel Çelik-Meylan Grenoble Handibasket ve 11.15’de İzmir BBSK-Orto Medico Scşzory Kielce karşılamaları yapılacak.

Dört takımın aralarında yaptıkları maçların ardından aldıkları puanlara göre grupta üçüncü ve dördüncü olan takımlar 15.45’te, birinci ve ikinci sıradaki takımlar ise 18.00’de tekrar karşılaşacak. Birinci olan takım İspanya’daki EUROCUP 2 finallerine, ikinci ise 27-30 Nisan’da Yalova’da yapılacak EUROCUP 3 final grubuna katılmaya hak kazanacak. Tüm karşılaşmalar, İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü’nün resmi Youtube hesabından naklen yayımlanacak.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bybit CEO'su Ben Zhou, “Kripto rezerv kanıtları ile geleneksel finans için standartları yükseltti."

  • 2022 yılından sonraki yeni normlar: Kripto para borsaları, %100 doğrulanabilir rezerv kanıtlarıyla şeffaflık konusunda çıtayı üst düzeye çıkarıyor
  • DEX’ler, orta ve uzun vadeli düşünen yatırımcıları destekleyerek sağlıklı bir ekosistemin önemli bir parçasını oluşturuyorlar
  • Bybit bir CEX olarak biliniyor ve günlük kullanıcıların Web3’e kolayca entegre olabilmelerini sağlıyor

“Kripto endüstrisinin geleceği, tam potansiyeline bir adım daha yaklaşmış durumda. Artık ön planda yer alanlar, güven ve şeffaflık.” Bu sözler Bybit CEO’su Ben Zhou’ya ait. Zhou’ya göre, kriptoya duyulan güvenin geri kazanılmasında teknoloji, büyük bir yol gösterici olacak. Meşru borsalar, şeffaflık konusunda geleneksel finans kuruluşlarını performanslarıyla geride bırakmak için gereken niteliklerin tamamına sahip durumda. 

Pazartesi günü Dubai’de düzenlenen Blockchain Life 2023 adlı panelde düşüncelerini paylaşan Zhou, merkeziyetsiz teknolojinin sunduğu gerçek zamanlı doğrulamadan ve şeffaf doğasından yararlanmayı önerdi. Blok zincirinin, çözümün bir parçası olduğunu söyleyen CEO, kriptoya özgü çözümlerin, geleneksel ve yeni dolandırıcılık risklerine karşı finans dünyasını koruyabileceğini de belirtti. Kripto borsalarının, finans kuruluşları tarafından geleneksel olarak sunulan şeffaflığın üzerinde ve oldukça ötesinde, doğrulanabilir ve gerçek zamanlı rezerv kanıtları sunabileceğini de ifade etti. 

Kullanıcılarının kendisine emanet ettikleri fonları üst düzey şeffaflık ve bütünlükle yönetmeye derinden bağlı olan Bybit, doğrudan bu amaca yönelik tasarlanan Merkle Ağacı ile rezerv kanıtlarını gerçek zamanlı olarak sunuyor. Kullanıcılar, Merkle Yaprağı kodlarını kullanarak sahip oldukları varlıkların Bybit’in on-chain cüzdanlarında emanet olarak tutulduğunu en ince ayrıntılarına kadar görüntüleyebiliyorlar.

Gücünü blok zincirinden alan bu teknoloji, Zhou’ya göre gerek kripto ekosisteminde gerekse finans sektörünün genelinde ne yazık ki görmeye alışkın olduğumuz görevi kötüye kullanma sorununun gerçek çözümü. Sektördeki yeni norm olan rezerv kanıtı, kullanıcıların içlerinin rahat olmasını sağlamanın yanında borsalarda bulunan varlıkların şeffaf biçimde görünür olmasını da sağlıyor. Zhou, bu durumun, müşteriler ile finans hizmeti sağlayıcılar arasındaki geleneksel güç dinamiklerini değiştirdiğini de söylüyor. 

Büyük zorlukların yaşandığı 2022 yılını geride bırakan sektörde, kripto para borsalarının oynadıkları rol de Zhou’nun paylaşımları arasında yerini buldu. Güvenlik konusundaki endişeler bir yana, CEX’lerin ciddi yatırımcılar tarafından tercih edilmeye devam ettiğini belirten Zhou, derin likidite ile milisaniye hassasiyetle işlem gerçekleştiren güçlü altyapıların bu tercihlerinde önemli rol oynadığını ifade etti. 

Kurumsal müşteriler ile profesyonel yatırımcılara işaret eden Zhou, “Merkezî borsaları tercih etme nedenleri arasındaki bir numaralı neden, sunulan likidite. Altyapıdan kaynaklanan kısıtlamalar nedeniyle merkeziyetsiz borsalarda (DEX’ler) yüksek hacimli işlemler yapamazsınız.” dedi. Buna karşın Zhou, orta ve uzun vadeli düşünen yatırımcıların DEX’leri de bir seçenek olarak göz önünde bulundurabileceklerini önerdi.

“Diğer tüm merkezî borsalar gibi bizim oynadığımız rol de zamanı geldiğinde geniş kitleler tarafından benimsenmeye ve Web3’e açılan kapı hâline gelmeye hazır olmak. Bu cümlemden, sektöre onan inancımda hiçbir değişikliğin olmadığını çıkarabilirsiniz.” diyen Zhou, düşüncelerini sürdürdü. Bybit CEO’su, “İki yıl içinde, geniş kitlelerce benimsenmenin işaretlerine kendi gözlerinizle şahit olacaksınız. Amcalarınız, teyzeleriniz, kuzenleriniz… Etrafınızdaki herkes kripto kullanmaya başlayacak.” diyerek düşüncelerini noktaladı. 

Bybit’te Daha Fazlasını Keşfedin

  • Bybit’in Rezerv Kanıtı (PoR)
  • Bybit Düzenli Olarak Rezerv Kanıtı Denetimleri Gerçekleştiriyor

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Şiddet Sadece Fiziksel Değildir

Dünya Kadınlar Günü her yıl 8 Mart tarihinde kadınların toplumsal ve sosyal yaşamda cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve farkındalık yaratılması için kutlanır. Günümüzde ki kadın sorunlarına dikkat çeken İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan kadınların maruz kaldığı psikolojik şiddet ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Tarihi 1800’lü yıllara dayanan bir grup dokuma işçisi kadının canları pahasına haklarını savunmasını temsilen kutlanan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü kutlu olsun. 

Bugün evde eşlerin, çocukların, işte patronların ve kurumların kadınlar için çiçekler aldığı, jestler yaptığı kısacası kendilerini özel hissetmeleri için çaba gösterdiği bir gün. Tüm spot ışıklarının kadınların değeri üzerine yöneldiği bir gün olması dolayısıyla toplumun dikkatini yakalaması açısından da çok özel bir gün.

“Sadece bir güne indirgemek kadınlara haksızlık olacaktır”

Günün önemine dikkat çeken Uzm. Kln. Psk. Leblebicioğlu, “Aslında sembolik bir tarih olan 8 Mart Dünya Kadınlar gününü sadece o güne indirgemek kadınlara yapılan bir haksızlık olacaktır. Eğer bugünü kadınların yarını için farkındalık kazanarak bir şeyleri değiştirebileceğimiz bir gün olarak görürsek günün anlamı daha kıymetli olacaktır. Ben hem bir kadın hem de bir ruh sağlığı çalışanı olarak  kadınların günümüzde maruz kaldığı fakat gözdeki morluk kadar dikkat çekici ve görünür olmadığı için önemsenmeyen ancak şiddetin fiziksel halinden hiç bir farkı olmayan psikolojik şiddete dikkat çekmek istiyorum” dedi.

“Kadınların çabalarını görmemek de şiddettir”

Şiddetin sadece fiziksel olmadığını belirten Uzm. Kln. Psk. Leblebicioğlu, “Eşinizin yaptıklarını değersizleştirmek, çabalarını görmemek de şiddettir. Sadece kadın olduğu için erkek çalışandan daha az maaş vermek de kadına karşı şiddettir. Alın teriyle aldığı terfiyi sadece güzel olduğuna bağlandığınızda, emek emek yapılan projenin içeriğinden ziyade kadının fiziksel görünümüne dikkat çekerek değersizleştirdiğinizde de kadına karşı şiddet uygulamış olursunuz. Kadına karşı yapılan hakkı olanı vermemek, yaptıklarını değersizleştirmek, ötekileştirmek eylemleri de vurmak, bağırmak kadar şiddettir ve  ne yazık ki kadına karşı şiddet sadece karşı cinsten değil hem cinslerinden de gelebilmektedir” diye söyledi.

Ayrıca Leblebicioğlu,” Toplumsal ve bireysel olarak maruz bırakılan hem psikolojik hem fiziksel şiddetin bir kadında açtığı yaraları hep birlikte daha dikkatli olarak ve gerekli özeni göstererek sarabiliriz. Dünya kadınlar gününde alınan çiçek, yapılan sürprizler eğer bir değişimin başlangıcı ise değerlidir.

Umarım 8 Mart Dünya Kadınlar gününde kaleme aldığım bu yazı farkındalığı artırarak kadınların hak ettiklerine hiçbir zorbalığa uğramadan hayatlarını sürdürmelerine katkıda bulunur.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günümüz kutlu olsun” diyerek sözlerini noktaladı.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Meme Kanseri Tedavisinde Erken Teşhis Başarıyı Artırıyor

Batıgöz Sağlık Grubu Balçova Cerrahi Tıp Merkezi Tanısal Radyoloji Uzmanı

Dr. Aresh Soudmand, meme kanseri hakkında bilgilendirdi. Meme kanserinin erken tanısında en önemli faktörün kişinin bilinçlenmesi olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Aresh Soudmand, “Meme kanserinin erken dönemde teşhis edilmesi, tedavinin başarısını ve hayatta kalma şansını artırır” diye konuştu.

“50 YAŞ ÜZERİNDE DAHA YAYGIN”

Kanser, vücudumuzdaki herhangi bir organ ya da dokudaki hücrelerin kontrol dışı çoğalması ve büyümesi sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Meme kanseri ise meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserlerdir. Sıklıkla 50 yaş sonrası ortaya çıkan meme kanseri, kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Tüm yaşamı boyunca her sekiz kadından birinin kansere yakalanma riski mevcuttur. Meme kanserinin görülme sıklığı yaş ilerledikçe artar. Meme kanserinin risk faktörleri,

•  Fazla kilolu olmak

• Alkol ve sigara kullanmak,

• Fiziksel aktivite azlığı,

•  Uzun süreli hormon tedavisi almak,

•  Aile hikâyesi ve genetik faktörler (Anne veya kardeşte meme kanseri görüldüğünde hastalık riski üç kat artmaktadır.),

• 30 yaşından sonra doğum yapmak veya hiç doğum yapmamış olmak,

•  Erken yaşta adet görmek (hayatları boyunca daha fazla östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır),

•  Menopoza geç girmek (Burada da etken yine uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmak).

“YILDA BİR KEZ MAMOGRAFİ ÇEKİLMELİ”

En sık rastlanan belirti memede ve koltuk altında ağrısız, zamanla yavaş yavaş büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Ağrı çok nadiren de olsa eşlik edebilir. Memede şişlikler, deride kalınlaşma, meme ucunun içe dönmesi, deride kızarıklık ve tahriş nadiren de olsa meme kanserinin diğer belirtileridir. Erken tanı için en temel yöntem, evde kendi kendine yapılan meme kontrolleridir. Meme dokusu içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde vakit geçirmeden doktora başvurulmalıdır. Normalde 20 yaşından sonra ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi ve yılda bir kez uzman doktora meme muayenesi yaptırmanız önerilir. 40 yaşından sonra ise, ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi ve yılda bir kez mamografi çekilmesi gerekmektedir. Mamografi meme kanseri taramasında en temel yöntem olarak kabul edilmektedir. 40 yaşından önce özel bir sebep olmadıkça mamografi çekilmesi önerilmez. Bunun sebebi ise, genç kadınlarda meme dokusunun yoğunluğunun fazla olması nedeni ile yeterli bilgi vermemesidir.

Her hastanın tedavisi farklılık göstermekte olup tedavi kararında hastalığın seyri, kanserin evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör etkilidir.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Femtosaniye Lazerle Katarakt Ameliyatı

Batıgöz Sağlık Grubu Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İlker Biçer femtosaniye lazerle katarakt ameliyatını anlattı. Göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi ve opaklaşması ile oluşan kataraktın bilinmeyenlerini anlatan  Op. Dr. İlker Biçer, “ Katarakt ameliyatlarında lazer kullanımı sayesinde güvenli ve konforlu tedavi imkanının yanı sıra komplikasyon riski de en aza indirgenerek uygulama yapılabilmektedir” diye konuştu.

OKUMADA GÜÇLÜK BELİRTİ OLABİLİR

Katarakt, göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi ve opaklaşmasıdır. Bu sebeple görme netliği azalır ve bozulur. Yaşa bağlı olabileceği gibi kalıtsal sebeplerle de görülebilmektedir.  Ağırlıklı olarak yaşa bağlı ortaya çıkan katarakt, doğuştan, şeker hastalığının etkileri veya gözün travmaya bağlı hasar alması gibi nedenlerle de oluşabilmektedir.

 Kataraktın yaygın gözlenen belirtileri,

– Işığa karşı göz hassasiyeti,

– Çift görme,

– Görüşte bulanıklaşma,

– Gece görüşte azalma,

– Okumada güçlük olabilir.

Kataraktın erken teşhis ve tedavisi adına belirtiler gözlemlendiğinde hemen uzman bir hekime muayene olunmalıdır. Kataraktın tek tedavi yöntemi ameliyattır. Birkaç farklı ameliyat yöntemi bulunmaktadır. Tedavinizde bu yöntemlerden hangisinin tercih edileceği birçok farklı etkene göre değişebilmektedir. Size en uygun tedavi yöntemine karar verecek olan alanında uzman bir göz sağlığı ve hastalıkları hekimidir.

Katarakt ameliyatında sıklıkla uygulanan yöntemlerden biri, son yıllarda gelişen femtosaniye lazerle katarakt tedavisidir.

Katarakt ameliyatlarında lazer kullanımı sayesinde güvenli ve konforlu tedavi imkanının yanı sıra komplikasyon riski de en aza indirgenerek uygulama yapılabilmektedir.
  

AVANTAJLARI NELER?

Femtosaniye lazerle katarakt cerrahisinde göze giriş noktaları lazerle açılabilmekte bu sayede bıçak kullanımına gerek kalmamaktadır. Femtosaniye lazerle bıçak kullanımının yerini lazer alır. Lazer ışını farklı derinliklerdeki göz dokularına kolaylıkla odaklanabilmekte, göze giriş noktası bilgisayar kontrolünde düzgün bir çizgide planlanarak işlem yapılabilmektedir. Bu durum görüş netliği ve dolayısıyla görüntü kalitesini olumlu etkilemektedir. Ödem ve enfeksiyon riskini düşüren lazer yöntemi sayesinde kataraktlı mercek parçalanırken çevre dokular hasar almaz, göz yapay merceğe en iyi şekilde hazırlanabilir. Femtosaniye lazer cerrahisi yalnızca katarakt tedavisinde değil, miyop, hipermetrop ve astigmat gibi diğer görme kusurlarının tedavisinde de kullanılabilmektedir.

ERTESİ GÜN NORMAL YAŞAMA DÖNÜLEBİLİYOR
 Operasyon öncesi hastanın gözüne anestezik göz damlası damlatılır. Göz bu esnada anestezi etkisinde olduğundan hasta tarafından herhangi bir rahatsızlık hissi duyulmamaktadır. Cerrahi öncesi yapılan muayenede belirlenerek bilgisayara girilmiş olan göze giriş açısı, göze giriş ölçüsü gibi gerekli değerler hekim tarafından kontrol edilir. Bilgisayar kontrollü femto saniye lazer yardımıyla kısa süre içinde gerekli giriş noktası açılarak kataraktlı lens parçalanır. Göze yapay göz içi mercek yerleştirilerek işlem tamamlanır. Femtosaniye lazer cerrahisi sonrası gözü kapatmaya gerek görülmemektedir.  Hastaya operasyon günü kullanması için gözlük verilebilir. Hasta ertesi gün yapılan muayenenin ardından normal yaşamına dönebilmektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Felç ve Kalp Yetmezliğine Karşı Önlem Almak Mümkün

Batıgöz Sağlık Grubu Balçova – İzmir şubesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Yusuf Altınkaynak  kalp ritim bozukluklarını anlattı. Bazı kalp ritim bozukluklarının  süreç içerisinde kalp krizi, felç, organ yetmezliği gibi ölümcül tablolara sebebiyet verebileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Yusuf Altınkaynak, “Alanında uzman bir kardiyolog tarafından yapılacak rutin kalp muayeneleri sayesinde tanı almak ve tedavi olmak çok önemlidir” diye konuştu.

KALP İŞLEVİNDE BOZUKLUĞA NEDEN OLABİLİR

Kalp ritim bozukluğu, kalp kasına iletilen sinirsel sinyallerin işlev bozuklukları nedeniyle kalp atışlarının düzensiz seyretmesi durumudur. Bu durum aritmi olarak ifade edilmektedir. Aritminin erken dönemde fark edilerek alta yatan nedenlerin araştırılması ve uygun şekilde tedavi edilmesi kalp yetmezliği felç ve ölüm riskini azaltır.

Sağlıklı bireylerde kalp atışları belli bir ritimde sürer ve kan dolaşımı olağan şekilde sağlanır. Ancak aritmi durumunda anormalleşen kalp ritimleri kalbin kan pompalama işlevinde  bozukluğa neden olur.

Aritminin seyrine göre kategorize edilen farklı türleri bulunmaktadır.

Taşikardi,  kalp atışlarının dakikada 90’dan yukarıya çıkmasıdır. Kalp atış hızı strese, troid hastalıkları kansızlık egzersiz ve bazı kalp ve kalp dışı hastalilarda artabilmektedir.

 Aritmi ise bir kalp ritim bozukluğudur. Tedavi edilmediğinde kalp yetmezliği. kalp krizi, inme ve ani ölüm gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Taşikardi hastalarında kalbin çalışma hızının artması nedeniyle, kalp vücuda kan pompalama işlevinde azalma sonucunda kişinin kendi kalp atışlarını hissetmesi, yorgunluk, kalp ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, bilinç kaybı, sersemlik, düşük tansiyon belirtileri ortaya çıkabilmektedir.

Bradikardi, kalp atış hızının normalin altında seyretmesini ifade eder. Normal kalp atış hızı 1 dakikada 60-90 aralığındayken, bradikardi hastalarının kalp atışları 1 dakikada 60’ın altına düşmektedir. Bradikardi nedeniyle kalbin beyne ve diğer organlara ihtiyaç duyduğu kanı pompalayamayabilir. Bu nedenle nabzın sıklıkla 60’ın altında seyretmesi durumunda bir kardiyoloji uzmanına muayene olmak gerekmektedir.

Ventriküler Fibrilasyon, kalbin alt odacıklarının kasılma işlevlerini yitirmesi nedeniyle oluşan ve kanın hayati organlara ulaşmasını engelleyen acil ölüm riski yüksek olan acil mudahele gereken  bir aritmi çeşitidir. Ani bilinç kaybı ve ölüme neden olabilen ventriküler fibrilasyonun acilen tedavisi hayati önem taşımaktadır.

Atriyal Fibrilasyon, kalbin üst odacıklarını etkileyen ve normal kan akışının bozulmasına neden olan  ve  sık karşılaşılan yaş ilerledikçe sıklığı artan   aritmi sorunudur. Kanın alt odacıklara geçişinde bozulma ile seyreden atriyal fibrilasyon tüm vücudun kan dolaşımını etkileyerek kalp yetmezliğ, kalpte pıhtı oluşumuna neden olarak ölümcül sonuçlara neden olabilmektedir.

Atriyal Flutter, kalbin üst bölümlerini etkileyen bir aritmi sorunudur. Kalbin üst bölümlerinin alt bölümlerine oranla çok daha hızlı attığı atriyal flutterin kalpte yol açtığı senkronizasyon bozukluğu nedeniyle hayatı tehdit eden sonuçlar oluşabilmektedir.

ARİTMİ VE SONUCUNDA OLUSAN AĞIR TABLOLAR ERKEN TANI İLE ÖNLENEBİLİR

Aritmiler ,süreç içerisinde kalp krizi, felç, organ yetmezliği gibi ölümcül tablolara sebebiyet verebilir. Bu nedenle bir kardiyolog tarafından yapılacak rutin kalp muayeneleri sayesinde tanı almak ve tedavi olmak çok önemlidir. Aritmi tedavilerinde, hekiminizin yönlendirmeleri doğrultusunda sadece ilaç tedavisi uygulanabileceği gibi, elektriksel prosedürler, açık veya kapalı cerrahi girişimler.kalbe yerleştirilen akım düzenleyici cihazlar veya kalp pili  gibi çözümler de önerilebilmektedir. Erken dönemde aritmi tanısı ve uygulanan tedaviler sayesinde kalp sağlığını korumak ve kalp yetmezliği kalp krizi, felç gibi olumsuz sonuçları azaltmak mümkün olmaktadır.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Soğuk havalarda güvenli egzersiz nasıl olmalı?

Soğukta yapılan egzersizin, fizyolojik olarak daha stresli koşullar altında yapılan egzersiz olduğunu kaydeden uzmanlar, egzersiz yapmaya alışkın olmayanlar için soğuk havada egzersiz yapmaya başlamanın uygun bir zaman olmayabileceğine dikkat çekiyor.

Uygun kıyafet seçimi ve ısınma hareketlerinin tamamlanmasının önemine işaret eden uzmanlar, astım, kalp sorunları veya Raynaud hastalığı gibi belirli rahatsızlıkları olanların doktorlarına danışarak egzersiz yapmasını tavsiye ediyor. Uzmanlar, donma nedeniyle vücutta meydana gelen bir yaralanma olan soğuk yanığına karşı da dikkatli olunması gerektiğini hatırlatıyor. Öyle ki yanık en çok yanaklar, burun ve kulaklar gibi açıkta kalan deride görülüyor.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümü Araştırma Görevlisi Beyzanur Dikmen Hoşbaş, soğuk havalarda egzersiz yaparken dikkat edilmesi gereken noktalara ilişkin bilgi verdi.

Soğuk havalarda egzersiz yapılabileceğini kaydeden fizyoterapist Beyzanur Dikmen Hoşbaş “Neyin soğuk hissettirdiği özneldir ancak genel olarak ‘soğuk’ 4C’de ve ‘çok soğuk’ -20C’de başlar. Soğuk havalarda egzersiz yapmak güvenli olabilir. Soğuk havalar kişilerin egzersiz motivasyonunu kırabilir. Ancak bazı noktalara dikkat edilerek egzersiz rutinine soğuk havalarda da devam etmek mümkündür.” dedi.

Doktora danışılmalıdır

Soğukta yapılan egzersizin, fizyolojik olarak daha stresli koşullar altında yapılan egzersiz olduğunu kaydeden Hoşbaş, “Egzersiz yapmaya alışkın değilseniz, kışın soğuk havada egzersiz yapmaya başlamak uygun bir zaman olmayabilir. Soğuk havalarda egzersiz yapmak neredeyse herkes için güvenlidir. Ancak astım, kalp sorunları veya Raynaud hastalığı gibi belirli rahatsızlıkları olanlar, durumuna veya kullandığı ilaçlara bağlı olarak alması gereken özel önlemleri gözden geçirmek için önce doktoruna danışmalıdır.” uyarısında bulundu.

Kalp hastaları dikkatli olmalı!

Egzersiz yaparken özellikle dikkat edilmesi gereken durumlara dikkat çeken fizyoterapist Beyzanur Dikmen Hoşbaş, şunları söyledi:

Kalp rahatsızlıkları: Soğuk havalar kalbe ekstra yük bindirir.

Astım: Soğuk havanın akciğerleri ve hava yolunu hızla doldurmasıyla tetiklenebilir.

Egzersize bağlı bronkokonstriksiyon: Egzersize bağlı astım olarak da bilinir Bu, astımı olmayan kişilerde ortaya çıkabilir.

Raynaud Hastalığı: Vücudun periferik bölgelerine kan dolaşımını kısıtlayan ve hipotermi gelişme olasılığının artmasına yol açabilen bir durumdur.

Güvenli egzersiz için bu önerilere kulak verin!

Fizyoterapist Hoşbaş, soğuk havalarda güvenle egzersiz yapmak için dikkat edilmesi gereken noktalara da işaret ederek tavsiyelerini şöyle sıraladı:

 

  • Egzersizden önce ve sonra kasları hazırlamak ve onarmak için esneme veya yerinde yürüme gibi ısınma ve soğuma hareketleri yapılmalı.

Doğru kıyafetler seçilmeli…

2. Sıcak havayı aralarında hapsetmek için birkaç kat bol kıyafet giyilmeli. Hava karlı veya yağmurluysa su geçirmez bir palto veya ceket giyilmeli ve şapka, atkı ve eldivenler de unutulmamalı. Soğuk havalarda egzersiz yaparken çok kalın giyinmek büyük bir hatadır. Egzersiz, gerçekte olduğundan çok daha sıcakmış gibi hissetmenize neden olacak kadar önemli miktarda ısı üretir. Ancak terin buharlaşması vücudunuzdan ısıyı çeker ve kendinizi üşümüş hissedersiniz. Terlemeye başladığınız anda çıkarabileceğiniz ve gerektiğinde tekrar giyebileceğiniz katmanlar halinde giyinin. 

3. Kayıp düşmemek için karlı ve buzlu kaldırımlarda ekstra dikkatli olunmalı. Ayağı sağlam basmak için sağlam ayakkabılar giyilmeli.

Soğuk yanığına dikkat!

4. Vücut ısısında ciddi sağlık sorunlarına neden olabilecek bir düşüş olan hipotermi belirtileri hakkında bilgi edinilmeli. Soğuk yanığı, donma nedeniyle vücutta meydana gelen bir yaralanmadır. Soğuk yanığı en çok yanaklar, burun ve kulaklar gibi açıkta kalan deride görülür. Ellerde ve ayaklarda da meydana gelebilir. Erken uyarı işaretleri arasında uyuşma, his kaybı veya batma hissi yer alır. Soğuk yanığından şüpheleniliyorsa derhal soğuktan uzaklaşılmalı. Etkilenen bölge yavaşça ısıtılmalı, ancak ovalanmamalı çünkü bu cilde zarar verebilir. Uyuşukluk geçmezse acil yardım istenmeli. Hipotermi belirti ve semptomları şunları içerir: yoğun titreme, konuşma bozukluğu, koordinasyon kaybı, yorgunluk. Olası hipotermi için hemen acil yardım istenmeli.

5. Hava durumu kontrol edilmeli. Dışarısı çok rüzgarlı, soğuk veya ıslaksa, bunun yerine çevrimiçi bir video veya kapalı alanda egzersiz yapmak düşünülebilir. Aşırı rüzgar soğukları, sıcak tutan giysilerle bile açık havada egzersiz yapmayı güvensiz hale getirebilir. Islanmak kişileri soğuğa karşı daha savunmasız hale getirir. Ve ıslanıldığında, çekirdek vücut sıcaklığı yeterince yüksek tutulamayabilir.

6. Baş, eller, ayaklar ve kulaklar korunmalı: Hava soğuk olduğunda, kan akışı vücudun merkezinde yoğunlaşarak başı, elleri ve ayakları donmaya karşı savunmasız bırakır.

7. Bol sıvı tüketilmeli: Sıvı tüketimi sıcak havalarda olduğu kadar soğuk havalarda da önemlidir. Atrenman öncesinde, sırasında ve sonrasında su içmek ihmal edilmemelidir. Soğukta terleme, nefes alma, kış rüzgarının kurutucu gücü ve artan idrar üretimi nedeniyle susuz kalınabilir, ancak soğuk havalarda bunu fark etmek daha zor olabilir.

Vücudunuzu iyi gözlemleyin

Soğuk havalarda egzersiz güvenliği için bütün bu noktalara dikkat edilmesi gerektiğini belirten fizyoterapist Beyzanur Dikmen Hoşbaş, “Soğuk yanığı gibi yaralanmaları önlemeye yardımcı olmak için soğuk havada egzersiz yaparken vücudunuzu nasıl hissettiğinizin yakından izlenmesi gerekmektedir.” uyarısında bulundu.

Araştırma Görevlisi Beyzanur Dikmen Hoşbaş, soğuk havanın olumsuz etkilerine de dikkat çekerek “Düşük sıcaklıklar metabolizmanıza daha fazla yük bindirir. Daha soğuk kaslar daha az verimli kaslardır. Çok fazla hızlı seğirme aktivitesi ve yeterince yavaş seğirme olmaması ekstra laktat üretimine yol açar. Soğuk sinirler nedeniyle yavaşlamış reaksiyon süreleri mevcuttur. Glikoz daha hızlı tüketilir, bu nedenle dayanıklılık azalır. Hidrasyon meydana gelir.” dedi. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ortopedik Rahatsızlıklarda Yeni Nesil Tedavi: ESWT

Batıgöz Sağlık Grubu Balçova Cerrahi Tıp Merkezi, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Erdoğan Karadağ ESWT tedavisini anlattı. Tedavinin anestezi, hazırlık ve tedavi sonrasında istirahat gerektirmediğini ileten Op. Dr. Erdoğan Karadağ, “ESWT uygulandığı bölgelerde hızlıca etki ederek, kan akışını hızlandırır, ödemi azaltır, kemik ve dokuların tamirine yardımcı olur, kolajen oluşumunu destekler ve kas spazmlarını giderir.” diye konuştu.

BİRÇOK ALANDA UYGULAMA MÜMKÜN

ESWT, yüksek basınçlı ses dalgalarının vücudun istenilen bölgesine çelik başlıklı bir aplikatör odaklanması ile uygulanan tedavi yöntemidir. Vücudun dışından, cerrahi olmadan, anestezisiz ve ilaçsız olarak uygulanabilen tedavi ile birçok sağlık sorununa çözüm bulunabilmektedir. Sorunlu bölgenin ortopedi uzmanı tarafından tıbbi görüntüleme cihazları yardımıyla saptanmasının ve muayenenin ardından işaretlenen bölgeye ultrason jeli sürülür ve çelik başlıklı aplikatör bu bölgeye odaklanarak ses dalgaları ile işlem uygulanır.

ESWT ile birçok ortopedik rahatsızlığa çözüm bulunabilmekte, topuk dikeni, tenisçi ve golfçü dirseği ve kaynaması gecikmiş kırık tedavilerinde sıklıkla kullanılmaktadır.  Aşil tendonu tedavisi, kalsifiye omuz ağrısı, kalça ağrıları gibi kronik ağrıların giderilmesinin yanı sıra birçok başka ortopedik alanda da uygulaması bulunmaktadır.

ESWT İLE TEDAVİ EDİLEBİLECEK BAZI ORTOPEDİK PROBLEMLER

Topuk dikeni, ayak tabanındaki kasların zorlanması nedeniyle oluşan yırtıkların zaman içerisinde kemiksi bir doku haline gelmesi durumudur. Hareket edildiğinde ayak tabanında ağrı belirtisi ile ortaya çıkan topuk dikeni ilerlediğinde ağrı bacağa doğru yayılabilmekte özellikle gün boyu ayakta çalışan kimselerde büyük rahatsızlıklar oluşturabilmektedir. Obezite, uzun süre ayakta kalmak, yanlış ayakkabı seçimi, sporda zorlayıcı hareketler ve romatizmal hastalıklar nedeniyle oluşabilen topuk dikenine bağlı belirtiler de ESWT ile minimize edilebilmektedir.

Tenisçi ve golfçü dirseği, dirseğin kas-tendon yapışma bölgesinde zayıflaması ile ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. El bileğini sıklıkla kullanılması veya el bileğinin zorlayıcı hareketlerde bulunulması ile ilişkilendirildiğinden bu adı alan rahatsızlık, oluşan kas yırtılması ve zayıflama nedeniyle dirsekte hassasiyet ve ağrı ile karakterizedir.

Kalsifiye omuz ağrısı, omuz eklemi çevresindeki tendonlarda kalsiyum kristallerinin depolanması sonucu oluşan ve nedeni tam olarak bilinmeyen bir rahatsızlıktır. Tekrarlayan mikrotravmaların ve diyabetin etkisiyle rastlanma olasılığını artan rahatsızlık; omuzda sertlik, uykuyu bölebilen şiddetli ağrı, omuzda hareket kısıtlılığı ile belirti göstermektedir.

TEDAVİ SONRASI İSTİRAHAT GEREKMİYOR

ESWT, anestezi, hazırlık ve tedavi sonrasında istirahat gerektirmez. Hasta, 5-20 dk aralığında süren tedavi seansının hemen ardından gündelik yaşantısına devam edebilir. Seanslar 1 hafta aralıkla uygulanabilmekte ve tedavinin kaç seans süreceğine hastanın durum değerlendirmesini sağlayan ortopedi uzmanı karar vermektedir. Ciltte nadiren oluşabilen kısa süreli kızarıklık ve şişlik dışında bir yan etkisi bulunmayan ve kısa süre içinde büyük oranda iyileşme sağlayan avantajları göz önünde bulundurularak sıklıkla tercih edilmektedir.

ESWT uygulandığı bölgelerde hızlıca etki ederek, kan akışını hızlandırır, ödemi azaltır, kemik ve dokuların tamirine yardımcı olur, kolajen oluşumunu destekler ve kas spazmlarını giderir.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Karagöz Çiftlik Bekçisi" Hatay'da Depremzede Çocuklar İçin Sahnelendi

İBB Şehir Tiyatroları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hatay Afet Koordinasyon Merkezi’nde Karagöz Çiftlik Bekçisi isimli oyununu çocuklarla buluşturdu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yaptığı yardım faaliyetlerinin yanı sıra çocuklar ve kadınlar öncelikli olmak üzere sanatsal etkinliklerini deprem bölgesine taşıyor.

İBB Şehir Tiyatroları, atölyelerinde dikilen giysilerden, acil ihtiyaç malzemelerinin (hijyen malzemeleri, ilaç vs…) teminine kadar bu alanda oyuncusu, teknik ekibi ve bütün çalışanlarıyla yardım çalışmalarına devam ediyor.

Çocuk Eğitim Birimi öğrencilerinin başlattığı Çocuklar El Ele Hediyeler Umuda ve Kardeşliğe başlığıyla duyurduğu mektup arkadaşlığı, hediye oyuncak ve kitap kampanyası da devam ediyor. 5 Mart’ta çocuk oyunlarımızla birlikte başlatılan bu kampanya çerçevesinde haftanın her günü saat 22.00’ye kadar hediye kitap ve oyuncaklar sahnelerimize bırakılabilecek.

Hatay’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi’nde depremzede çocuklar ile buluştuk. İstanbul Şehir Tiyatroları sanatın iyileştirici gücünden yararlanmak için Karagöz Çiftlik Bekçisi isimli çocuk oyununu 7 Mart’ta çocuklar ile buluşturdu.

Yoğun katılımla gerçekleştirilen oyunun ardından her çocuğa Karagöz Hacivat tasvirleri hediye edildi.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı