Aylık arşivler: Nisan 2023

UEZ 2023'te dijitalin iş yapış şekillerini nasıl dönüştürdüğü tartışıldı

Papara sponsorluğunda gerçekleştirilen “Dijitalde Doğan İşler ve Dönüşen Sektörler” oturumunda, dijitalde doğmuş büyümüş işlerin geleceği ve geleneksel sektörlerde teknolojinin yarattığı dönüşüm konuşuldu. Oturumun devamında, Galata Business Angels iş birliği ile Denizbank, Gülman Group ve Tam Finans destek sponsorluğunda düzenlenen Stars Of Region Yarışması ödül töreni de geçekleştirildi.

 

Moderatörlüğünü Yemeksepeti Kurucusu Nevzat Aydın’ın yaptığı oturuma Papara CEO’su Emre Kenci, KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, Uber Türkiye, İsrail ve Malta CEO’su Neyran Bahadırlı, Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin, Enterprise Rent A Car Türkiye CEO’su ve Yönetici Ortağı Özarslan A. Tangün katıldı.

 

Nevzat Aydın: “Dijitalleşme işleyiş sistemlerini değiştirip dönüştürüyor”

Yemeksepeti Kurucusu Nevzat Aydın, “Bundan 10-20 yıl önce hayatımızda olmayan yeni iş modelleri ve dijitalleşme hayatımıza girdi. Dijitalleşme sanayiden hizmete, araç kiralamadan mağazacılığa kadar işleyiş sistemlerini değiştiriyor ve dönüştürüyor. Aynı zamanda şirketlerin altyapı teknolojilerine de fayda sağlayarak müşteriye direkt dokunma fırsatı sağlıyor” dedi.

 

Emre Kenci: “Geleneksel şirketlerle rekabet, çeviklikten geçiyor”

Papara CEO’su Emre Kenci, “Dijital dönemde doğan şirketler ile geleneksel şirketler arasındaki en net fark kültür. Youtube ile Fox Grup arasındaki kültür farklılıkları bu durumun en net örneklerinden biri. Bugün hala bazı geleneksel şirketlerde işe kravatsız gelmenin yasak olduğunu biliyoruz. Ancak dijital şirketlerde böyle sınırlar yok. Kullanıcı tecrübesini önde tutmak, kültürel farklılıklardan biri olarak öne çıkıyor. Teknoloji ve ürün odaklı olan dijital şirketler, gelenekselde var olan ve eskiden yapılan işleri farklı şekilde kullanıcılara sunabiliyor. Çevikliğe sahip olarak geleneksel şirketler ile rekabet edebiliyorsunuz” dedi.

 

Mehmet Ali Akarca: “Günümüzde yazarlıktan ressamlığa her alan dönüşümden etkilendi”

KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, “Türkiye olarak esasında farklı bir boyutta olduğumuzu düşünüyoruz. Bizim bundan sonraki amacımız, tüm şirketler olarak daha çok dijital kabiliyet kazanmak. Çünkü dijital ekonomi dünyada 15.3 trilyon dolar, Çin’de 7.1 trilyon dolar, Avrupa Birliği’nde 6.7 trilyon dolar boyutuna ulaştı. Ancak Türkiye’de 50 milyar dolar büyüklüğünde. Bizim ülke olarak dünya ekonomisinden aldığımız pay yüzde 0,8 ile 1 arasında. Ancak bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 60’lara kadar çıkmış durumda. Çok hızlı yol kat etmemiz gerekiyor. Bizlerin görevi, tüm şirketlerin dönüşüm yolculuklarında onlara destek olmak.  Dijitalleşme ve akıllı sistemler geldiğinde mesleklerin, yaratıcılığın ve sanatın etkilenmeyeceği söyleniyordu. Ancak günümüzde yazarlıktan ressamlığa kadar her alan bu dönüşümden etkileniyor” dedi.

 

Neyran Bahadırlı: “Uber ile Türkiye’de taksinin potansiyelini ortaya çıkardık”

Uber Türkiye, İsrail ve Malta CEO’su Neyran Bahadırlı, “Tek bir tuşa basılarak nasıl yolculuk yapılabilir? Uber, insanların gündelik hayatlarına ve ihtiyaçlarına bir çare olacak teknoloji platformu olarak kuruldu. Dünyada 70 ülkede 10 binden fazla şehirde hizmet veriyor ve günde 20 milyondan fazla yolculuk yapılıyor. İstanbul’da özellikle çok kısa sürede popüler hale geldi ama sonrasında haksız rekabet davası sonucunda, 2019 yılında mahkeme erişim engeli getirdi. 2021 yılı ocak ayında üst mahkeme Uber’e gelen erişim engelini kaldırdı ve 2 yıldan fazladır Uber Türkiye’de yasal olarak faaliyet gösteriyor. Uber Global, Türkiye özelinde stratejisini yeniledi ve İstanbul’da taksiler ile beraber yeniden hizmet vermeye başladı. Aslında Türkiye’nin Uber potansiyeli de taksi ürünü ile kanıtlanmış oldu” dedi.

 

Nilhan Onal Gökçetekin: “İnanılmaz teknoloji dehasına sahip 400 bin e-ticaret girişimcisi yetiştirdik”

Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin, “Türkiye’nin geleceğinin e-ticaretteki adımlarına bağlı olduğunu düşünüyorum. Bireyselleştirme ve tüketicinin deneyimi kendine uygun yaşaması çok önemli. Türkiye’nin en büyük Ar-Ge merkezlerinden biriyiz. Bölgeye örnek olduğumuzu düşünüyoruz. Ürettiğimiz çözümlerle inanılmaz teknoloji dehasına sahip 400 bin e-ticaret girişimcisi yetiştirdik. 100 bini aktif olarak bizimle çalışmayı sürdürüyor” dedi.

 

Özarslan A. Tangün: “Şirketlerin iş yapış süreçlerini yeniden tasarlaması gerekiyor”

Enterprise Rent A Car Türkiye CEO’su ve Yönetici Ortağı Özarslan A. Tangün, “Bizim gibi doğuştan dijital olmayan firmalar için çözülmesi ve geliştirilmesi gereken konular var. Özellikle iş yapış süreçlerinin yeniden tanımlanması gerekiyor. Dijital ile geçmişte yapamadığınız birçok şeyi yapar hale geldik ve biz de bu konuya çok önem veriyoruz. Müşteriye değer katma; hızlı, değerli işlerle ve var olan işlerin optimizasyonuyla mümkün. Müşteriye yakın olduğunuzda onlara çok daha verimli ve sürdürülebilir hizmetler verebiliyorsunuz. İşe bütünsel bakıp gerekiyorsa iş süreçlerini değiştirmek, yeniden tasarlamak dijitalleşme yolculuğunun önemli parçası” dedi.

 

Stars of Region Yarışmasının Kazananları Açıklandı

Galata Business Angels iş birliği ile Denizbank, Gülman Group ve Tam Finans destek sponsorluğunda bu yıl 5’incisi düzenlenen Stars Of Region Yarışması ödül töreni geçekleştirildi. Bugüne kadar birçok başarılı girişimin ön plana çıkmasına destek olan yarışmaya bu yıl da yüzlerce girişim başvuruda bulundu. Elemeler sonucunda finallere kalan 10 girişimin büyük jüri karşısında yaptıkları sunumların jüri tarafından değerlendirilmesinin ardından ilk 3’e giren girişimler belirlendi. Yarışmada üçüncü olan Mustafa Köroğlu’na ait Powerdev girişimi 1.000 Dolar ödüle hak kazanırken Selen Şenal’a ait Algea Bio girişimi ikinci oldu ve 2.000 Dolar kazandı. Barış Bal’a ait Homster girişimi, Stars Of Region Yarışması kazananı oldu ve 5.000 Dolar’lık büyük ödülü kazandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

UEZ 2023'te dünya genelindeki inovatif ve rekabetçi iş alanlarına adaptasyon konuşuldu

UEZ 2023, Atış Şirketler Grubu sponsorluğunda gerçekleştirilen “Yükselen Yatırımlar: Yeni Teknolojiler ve İnovatif Girişimler” oturumu ile sona erdi. Oturumda dünya çapında ve teknolojinin beşiği olan Silikon Vadisi’nde son dönemde başarı grafiği yükselen inovatif ve rekabetçi iş alanlarının, inovatif girişimlerin ve deep tech’lerin neler olduğu ve Türkiye’nin bu iklime nasıl adapte olması gerektiği konuşuldu.

 

Moderatörlüğünü GTech Kurucu Ortağı ve CEO’su Mine Taşkaya’nın yaptığı oturuma Atış Şirketler Grubu CEO’su Ahmet Atış, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve İnovasyon ve Girişimcilik Koordinatörü Emre Eczacıbaşı, Re-Pie Portföy Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Ali Ergin ve İstanbul Portföy Yönetimi Girişim Sermayesi Fonları Yönetici Ortağı Yiğit Arslan katıldı.

 

Mine Taşkaya: “Konfor alanından çıkan genç girişimciler risk alabiliyor”

GTech Kurucu Ortağı ve CEO’su Mine Taşkaya, “Konfor alanından rahat çıkabilen genç girişimciler risk alabiliyor. Aslında girişimcilik çok farklı bir ruh. 7-8 yılda oluşan ekosistemin yarattığı değer ve katkı, ivmelendirmeyi sağlayan riskleri omuz omuza çözebilecek organizasyonlar yaratıyor” dedi.

 

Ahmet Atış: “Hangi işi yapacağınız değil, işin sizi nereye götüreceği önemli”

Atış Şirketler Grubu CEO’su Ahmet Atış, “Hangi işi yapacağınız değil, işin sizi nereye götüreceği önemli. İş kişilere değil kurumlara ve kurum kültürüne bağlı olmalı. Aslında her işte farklı modeller gelişebiliyor. Ancak işi doğru insanlara emanet ettikten sonra, her işte başarılı olma şansınız var. Kendi çalışma alanlarımızdan olan gayrimenkul tarafında ise ihtiyacı belirleyip ona yönelik çalışmalar sürdürmemiz gerekiyor. Gayrimenkulde küçük yatırımcıların parasını nasıl daha iyi değerlendirebileceğinin üzerine düşünmemiz gerekiyor. Tek kalemde tek bir yere hizmet etmek değil de çok bacaklı ama her bacağın yere sağlam bastığı kurgu oluşturmak gerekiyor” dedi.

 

Emre Eczacıbaşı: “Kimsenin görmediğini görüp, kendimize ve çevremize inandırmalıyız”

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve İnovasyon ve Girişimcilik Koordinatörü Emre Eczacıbaşı, “Dünya her zaman yeni döneme doğru ilerliyor. Belki bu dönemde değişikliğin hızlanması, dünyanın daha hızlı değiştiğine dair bir algıya neden oluyor. Geleceğe uyum için şirketlerin alt ve üst yapısı her gün değişiyor ama her kurumun amacı, geçmişte yarattığı başarı formülünü korumak. Çok güçlü geleceğe yönelik ihtiyaç öngörüsü, verimli çözümler üretebilmemize katkı sağlıyor. Bu da geçmiş dediğimiz her şeyden, daha da güçlü bir gelecek oluşturmayı sağlıyor. Başarıyı, toplumsal çağdaşlık idealini insan odağına yönelterek anlam ve odak yaratıp, sürdürülebilir olmasını sağlamalıyız. Kimsenin görmediği şeyleri görüp, önce kendimize ve sonrasında çevreye inandırmamız gerekiyor. Çünkü girişimcilik özgüveni bu noktada büyük önem taşıyor. En mikro seviyede her çalışanın başarı formülünü işleyerek, gelecekteki değişimler ve ihtiyaçlarla temas ve uyum içerisinde olması gerekiyor” dedi.

 

Mehmet Ali Ergin: “Düşünen yatırımcı ve sermayeye ihtiyaç var”

Re-Pie Portföy Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Ali Ergin, “Gayrimenkul girişim sermayesi fonlarının, alternatif fonların yapısı Türkiye’de toplam 3 bin 500 kişi. Sermaye piyasasını yeterince anlatamadık. Regüle olmayan sermaye piyasaları ortamı mevcut. Süreç içerisinde 5 ile 7 yıl bu fonlarda kalmak gerekirken yatırımcılar ‘kim öle kim kala’ zihniyetiyle bakıyor. Türkiye’de şirket açmaktan ziyade insan ve sermaye gerekiyor. Ağır sanayi devrimini kaçırmış olabiliriz ama bunu kaçıramayız. Bugün burada yaptığımız yazılımla, teknolojiyle başka ülkeye hizmet verebiliyoruz. Dünyanın buna ihtiyacı var ama birikim yaparken düşünen yatırımcı ile sermayeye ihtiyaç var. Dolayısıyla kimseyi değil kendimizi suçlamalıyız” dedi.

 

Yiğit Arslan: “Türkiye ekosistemi hala çok genç”

İstanbul Portföy Yönetimi Girişim Sermayesi Fonları Yönetici Ortağı Yiğit Arslan, “Türkiye daha gelişmekte olan bir girişimcilik ekosistemi. Bizler 2000’li yılların ortasında start up varlığından haberdar olduk ve sonrasında bunun dışarıdan fonlanan ve çıkış durumu ile başkalarına satılabilen bir alan olduğunu gördük. Üzerinden neredeyse 15 yıl geçti ve bizler bazen ülkemizdeki ekosistemin henüz çok genç olduğunu unutuyoruz. Yeni girişim sermayesinin yatırım fonunu kuran bütün kurumların ve yatırımcıların, ekosisteme muazzam bir katkısı var ve biz de o oyunculardan biriyiz. Bundan 5-6 sene öncesine döndüğümüz zaman, bir portföy yönetimi şirketinin konusu, kurumların ve kişilerin nakit yönetimini gerçekleştirerek ve finansal enstrüman kullanarak yüksek getiri sağlamaktı. Ancak artık, genç bir ekosistem olarak bizim gibi şirketlerin ciddi fonlar bulması ve aktarmasının çok değerli olduğunu düşünüyoruz” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karsu Alaçatı'yı mest etti

Sanatçı Karsu önceki akşam 12’ncisi düzenlenen Alaçatı Ot Festivali’nin ikinci gününde sahne aldı. Sevilen şarkılarını seslendiren Karsu’ya konser alanını dolduran binlerce vatandaş eşlik etti. 

Çeşme Belediyesi tarafından 27-30 Nisan tarihlerinde depremin yaralarını sarmak amacıyla ‘Yeniden Doğuş’ temasıyla düzenlenen 12. Alaçatı Ot Festivali’nin ikinci gününde sanatçı Karsu Dönmez sahne aldı. Gerek yaptığı coverlar gerekse kendi besteleriyle milyonlarca kitleyen ulaşan Karsu, gecede söylediği  şarkılarla Çeşmeli vatandaşların yanı sıra çevre illerden gelen hayranlarına adeta müzik ziyafeti yaşattı. Karsu, konserin ilerleyen saatlerinde ise kendisine yöneltilen alkış ve tezahüratlar sonrası sahneden inerek kendisini dinlemeye gelen hayranlarıyla beraber, sevilen şarkılarını seslendirdi.

HEM DUYGULANDIRDI HEM COŞTURDU

Adını Hatay’ın Karsu köyünden alan ve depremde çok sayıda yakını kaybeden Karsu, konserin ilerleyen dakikalarında ise ‘Neredesin Sen’ isimli şarkıyı seslendirerek duygusal anlar yaşattı. Yaklaşık iki saat sahnede kalan Karsu, sevenlerinin alkışlarıyla geceyi noktaladı. Konser bitiminde Karsu’ya çiçek vermek için sahneye çıkan Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, alkışlar eşliğinde hazırlanan çiçeği sanatçıya takdim ederek teşekkürlerini iletti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Alaçatı Ot Festivali'nde Çağla Şikel rüzgârı

12. Alaçatı Ot Festivali’nde jüri başkanlığını Ayhan Sicimoğlu’nun, sunuculuğunu Çağla Şikel’in yaptığı En Güzel Ot Yemeği yarışmasına bu yıl Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran’ın kararıyla depremde zarar gören 11 ilimizin lezzetleri de eklendi. 12. Alaçatı Ot Festivali 1.3 milyon ziyaretçiyle bu yıl rekor kırdı.

Yeryüzündeki cennet olarak bilinen Çeşme’de düzenlenen 12. Alaçatı Ot Festivali bir festival klâsiği ile yine on binleri ağırladı. Yıllardır Çeşme Belediyesi tarafından düzenlenen Alaçatı Ot Festivali’nin 12’ncisi bu sene Türkiye’nin dört bir yanından gelen yüz binlerce insana ev sahipliği yapıyor.

Festivalin yıllardır klâsikleşmiş hale gelen yarışması “En Güzel Ot Yemeği” yarışması, bu yıl yaşanan deprem felaketi nedeniyle hepimizi üzüntüye boğan 11 ilimizin lezzetlerine de kapısını açmış durumda. 

Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran aldığı kritik bir kararla Anadolu Lezzetleri yarışmasını da sadece bu yıla özgü olarak “En Güzel Ot Yemeği” yarışmasının yanına ekletti.

Jüri başkanlığını 12 yıl önce festivalin kurucu isimlerinden biri olan Ayhan Sicimoğlu’nun yaptığı ve sunuculuğunu Çağla Şikel’in üstlendiği “En Güzel Ot Yemeği” yarışması Alaçatı Cami Meydanı’nda kurulan sahnede gerçekleşti.

ALKIŞLAR DAYANIŞMA ÇADIRI İÇİN…

Birbirinden lezzetli ot yemekleri ve ayrıca Anadolu lezzetleri arasından jüri üyeleri birinciyi seçmek için oldukça zorlandı.

Alaçatılı kadınların hünerlerini sergilediği yarışmanın birincisi Ege Otlu Ispanak Borani ile Sinem Baysal oldu.

Belediye başkanı M. Ekrem Oran yaptığı konuşmada “Biz bu Festivali yaparken temamız ‘Yeniden Doğuş’ dedik. Bu yıl depremden zarar gören ama yaşanan acılarla hepimizi derinden etkileyen 11 ilimizin lezzetlerini sergilemek üzere, deprem bölgesindeki üretici kooperatiflerimizin ve depremzedelerimizin satışlarını yaptığı bir dayanışma çadırı kurduk. Bizim ülke olarak dayanışmayla altından kalkamayacağımız hiçbir şey yok” diye konuştu.

TEMA YENİDEN DOĞUŞ

Bu yıl hem otların yeniden doğuşunu hem küllerinden doğan bir milletin yeniden doğuşunun ikinci 100 yılını hem de depremden zarar gören 11 ilimizin insanlarına moral olması açısından festivalin teması Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran tarafından “Yeniden Doğuş” olarak belirlendi.

Festival, bu yıl geçen yılın 1.1 milyonluk ziyaretçi sayısını da geçerek 1.3 milyon ziyaretçiyle rekora ulaştı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Atıksız maraton için nefesler tutuldu

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 7 Mayıs’ta düzenlenecek Maratonİzmir için nefesler tutuldu. Dördüncüsü düzenlenen Maratonİzmir, yine Türkiye’nin atıksız maratonu olacak. Birleşmiş Milletler’in (BM) belirlediği “Küresel Amaçlar” doğrultusunda “Sürdürülebilir bir dünya” için koşulacak Maratonİzmir’de, koşuculara verilecek pet şişeler atık kutularında toplanarak geri dönüştürülecek.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’i spor kenti haline getirme hedefiyle düzenlenen Maratonİzmir’in dördüncüsü 7 Mayıs’ta koşulacak. “Türkiye’de Koşulmuş En Hızlı Maraton” unvanını alarak World Athletics’te dünyanın en hızlı maratonları listesine giren Maratonİzmir’in etkinlik alanındaki tüm malzemeler geri dönüştürülebilir olacak. Parkur üzerinde sponsorlara ve yarışa ait tüm reklam ile yönlendirmeler de yarış bitiminde tek tek toplanarak geri dönüşüme kazandırılacak.

İzmir ülkemize değil dünyaya örnek oldu
İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Hakan Orhunbilge, “Başkanımız Sayın Tunç Soyer’in vizyonuna uygun olarak Maratonİzmir yine sıfır atık hedefiyle yola çıkıyor. Hedefimiz, her zaman Maraton İzmir’in atıksız maraton olmasını sağlayarak Birleşmiş Milletler’in hedeflerine güçlü bir şekilde öncülük etmesi” dedi.

Start 7 Mayıs Pazar Günü verilecek
Dördüncüsü 7 Mayıs Pazar günü koşulacak Maratonİzmir’in startı, saat 07.00’de Şair Eşref Bulvarı’ndaki eski İZFAŞ Genel Müdürlüğü binasının önünden verilecek. 42 kilometrelik Maratonİzmir’de atletler, Alsancak üzerinden Karşıyaka’ya ulaşacak ve Bostanlı İskelesi’ne gelmeden dönecek. Aynı parkurdan bu kez Mustafa Kemal Sahil Bulvarı üzerinden İnciraltı’na varacak atletler, Marina İzmir’den dönerek başlangıç noktasında yarışı tamamlayacak.

19 Mayıs yol koşusu da var
Maratonİzmir kapsamında bu yıl 21 Mayıs’ta düzenlenmesi planlanan 19 Mayıs Yol Koşusu, 10 kilometre olarak düzenlenecek. Bu yarışın startı da aynı gün ve aynı noktadan saat 09.15’te verilecek. 10 kilometrelik yarışta atletler, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı üzerindeki Köprü Tramvay durağından dönerek, Fuar Kültürpark İZFAŞ binası karşı şeridinde yarışı tamamlayacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

U19 Liginde Heyecan Dolu İki Maç D-Smart'ta

30 Nisan Pazar(yarın) günü TFF U19 Elit A Ligi Yarı Final karşılaşmaları canlı yayınla D-Smart ekranlarında olacak.

Galatasaray – Altınordu karşılaşması saat 15.00, Başakşehir – Beşiktaş karşılaşması ise saat 19.00’dan itibaren D-Smart ekranlarında izleyiciyle buluşacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kültürpark festival havasında Sporfest İzmir başladı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin organizatörlüğünde 7 Mayıs Pazar günü koşulacak Maratonİzmir öncesinde Kültürpark’ta ikinci kez düzenlenen Sporfest İzmir renkli görüntülerle başladı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 7 Mayıs Pazar günü dördüncüsünü düzenleyeceği Maratonİzmir kapsamında Kültürpark’ta yapılan Sporfest İzmir renkli görüntülerle başladı. Bu yıl ikincisi düzenlenen ve iki gün sürecek Sporfest İzmir’le Kültürpark festival havasına büründü. 12 federasyon, kurdukları özel alanlarda farklı spor branşlarını deneyimleme fırsatı sunmaya başladı. Sporfest İzmir etkinlikleri çerçevesinde voleybol, hentbol, badminton, eskrim, kano, okçuluk, dağcılık, basketbol, halk dansları, modern dans, yelken ve bisiklet gibi bir çok branşlara ait deneyimleme alanları oluşturuldu.

10 bin kişi bekleniyor
Mini turnuvalar ve spor etkinlikleri ile renklenen Sporfest İzmir’de zumba, yoga, nefes ve meditasyon, fit dans, bodyfit etkinlikleri, söyleşiler ve konserler de yer alıyor. Ayrıca Sporfest İzmir’de İzmir kulüplerinin ve sivil toplum kuruluşları da stant kurdu.  
Sporfest İzmir’i bu yıl on bin İzmirlinin ziyaret etmesi planlanıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Beyaz eşya sektöründe yeni yatırımlar bekleniyor

BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, sanayi alanında değişen dengelerden ve beyaz eşya sektörünün Türk sanayisindeki öneminden bahsetti. Sığın, “Türkiye, global beyaz eşya pazarında çok güçlü ve üretim kalitesiyle fark yaratan bir ülke. Hem mevcut üreticiler kapasite artırma yönünde çalışmalar yapıyor hem de yeni yatırımcıların yeni yatırım planları bulunuyor. Bunların önemli bir kısmı da ihracatı hedefliyor. Ülkemizde gerçekleştirdiğimiz kaliteli üretimler sayesinde ‘Made in Türkiye’ markasının itibarını giderek pekiştirmekten gurur duyuyoruz” dedi.

Dünyada yaşayan herkesin ortak bir geleceği ve kaderi paylaştığına vurgu yapmak amacıyla ‘Tek Dünya, Ortak Gelecek’ temasıyla bu yıl 11’incisi gerçekleştirilen Uludağ Ekonomi Zirvesi, 27-30 Nisan 2023 tarihleri arasında Sapanca’da düzenlendi.

Değişen küresel ekonomik dengeler içinde Türk sanayi kollarının gelecekteki yeri ve farklı üretim/sanayi kollarındaki oyuncuların gelecek planlarını odağına alan ‘100. Yılda Türk Sanayisinin Gelecek Rotası: Dönüşüm, Riskler ve Fırsatlar’ adlı panelde yer alan BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın, Türkiye’nin sanayi ülkesi olarak küresel sanayi sektöründe üretim, istihdam ve ihracat açısından önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi.  Gökhan Sığın, “Türk sanayisi 100 yıllık tarihinde büyük sıçramalar yaşadı. Üretim gücü, altyapısı ve rekabet etme yeteneği istikrarla artan sanayimiz teknolojik kapasitesini de her geçen gün daha ileriye taşıyor. Beyaz eşyanın yanı sıra tekstil, otomotiv, kimya ve gıda sektörleri gibi birçok alanda rekabetçi bir sanayiye sahibiz. Burada gerçekleştirdiğimiz kaliteli üretimler sayesinde “Made in Türkiye” markasının itibarının giderek arttığını görmekten gurur duyuyoruz” dedi.

 

“Türkiye, global beyaz eşya pazarında çok güçlü ve üretim kalitesiyle fark yapan bir ülke”

Beyaz eşya sektörünün Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri konumunda olduğunu belirten Gökhan Sığın, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Ülke olarak dünya beyaz eşya üretiminin yüzde 7’sini karşılıyoruz. Bu ciddi bir büyüklük ve bizi beyaz eşyada; Çin’den sonraki dünyanın en büyük ikinci üreticisi konumuna yerleştiriyor. Yıllık 4,5 milyar dolarlık ihracat ile ülke ekonomisine önemli katkıda bulunuyoruz. Ayrıca bizim gibi sektörler yarattığı kalıcı istihdam ile de istikrarlı bir büyümeye önemli katkı sağlıyor. 

Coğrafi konumumuzun avantajı, güçlü insan kaynağımız gibi pek çok pozitif unsur, yeni yatırımları da tetikliyor. Hem mevcut üreticiler kapasite artırma yönünde çalışmalar yapıyor hem de yeni yatırımcıların yeni yatırım planları bulunuyor. Türkiye’nin iç pazarı güçlü olsa da elbette bu yatırımların önemli bir kısmı yurtdışına ihracatı hedefliyor. Bu da ülkemize, üretim gücümüze, kalitemize duyulan inancın bir göstergesi.”

 

BSH Türkiye uzun yıllardır Türkiye ekonomisine değer katıyor

BSH’nin 28 yıldır Türkiye’de sektöre önemli katkılarda bulunduğunu belirten Sığın, yaklaşık 9 bin kişiye istihdam sağlayan ve yıllık 7 milyon adet üretim kapasitesine sahip Çerkezköy fabrikasından çıkan ürünlerin yarısından çoğunun 90’ı aşkın ülkeye ihraç edildiğini aktardı.

2008 yılındaki yasal düzenleme çerçevesinde Türkiye’nin ilk Ar-Ge Merkezi sertifikasına sahip şirketi olduklarını belirten Sığın, sadece 2022 yılında 63 patent ve faydalı model başvurusu yaptıklarını ve Türkiye’deki 440 kişilik ekip ile üretim vizyonuna yön verecek önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini vurguladı. BSH Türkiye’nin; aynı zamanda 130 ülkeyi içeren Gelişen Pazarlar Bölgesi’nin sorumluluğunu da yürüttüğünü ve 14 iştirakin, 9 fabrikanın merkez üssü olarak konumlandırıldığını da sözlerine ekledi. 

 

Dijital dönüşümde insan kaynağına yatırım şart

Giderek dijitalleşen dünyada Türk sanayisinin önündeki fırsatlar ve karşılaşabileceği risklere değinen Gökhan Sığın, “Tekrarlamaktan hiç imtina etmiyoruz: Dijital transformasyonun ihtiyacı olacak nitelikli iş gücünü geliştirmek hedeflerimiz arasında olmalı. Genç nüfus oranımız yüksek, Türkiye’nin gençleri kültür olarak oldukça dinamik, çalışkan ve heyecanlı. Bizim için bu yetenekleri geliştirmek, hatta dünya çapında dijital transformasyonda zirveye ilerlemek eminim ki zor olmayacaktır. Doğru strateji, nitelikli eğitim ve kaliteli bir ekosistemle elimizdeki kaynakları ve fırsatları değerlendirerek hedefimize ulaşabiliriz. Sadece fiziksel altyapımızla değil, ondan da çok insan kaynağımıza yatırım yapmamız şart. Gelecek nesilleri bugün henüz adını bile bilmediğimiz iş alanlarında küresel anlamda donatmalıyız” ifadesiyle sözlerini tamamladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

UEZ 2023'te bankacılık sektörünün geleceği ele alındı

NGN sponsorluğunda gerçekleştirilen “100. Yılda Bankacılık ve Finansın Yeni Vizyonu” oturumunda, Türkiye finans sektörünün 100 yılda kat ettiği mesafe ortaya konulduktan sonra, dünyada ve Türkiye’de finans sektöründe büyümenin yönü ve dijitalleşme gibi yeni teknolojik gelişmelerin sektörün geleceğini nasıl şekillendireceği, yeni hedeflerin ne olması gerektiği ele alındı.

 

Moderatörlüğünü NGN Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su İnanç Erol’un üstlendiği oturuma Citibank Türkiye Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Emre Karter, T.C. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Neohub Genel Müdürü, Deniz Ventures ve Deniz Portföy Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Çam ve TSKB Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç katıldı.

 

İnanç Erol: “Türk bankacılık sektörü artık teknoloji ihraç ediyor”

NGN Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su İnanç Erol, “Biz kurumların teknolojik iş ortaklığını yapıyoruz ve Türkiye’de yüzlerce farklı sektörden müşterilerimiz var. Finans ve bankacılık sektörü dijitalleşmede öncü ve örnek olan bir sektör. Bankalarımızın teknoloji şirketleri var ve serbest ihracat yapıyorlar. Özellikle bölgesel oyuncu olduğumuz için dünyaya da hizmet verdiklerini, sattıklarını görüyoruz. Yatırım ve kalkınma bankaları yüksek fayda sağlıyorlar” dedi.

 

Emre Karter: “Almanya Hindistan arası hatta Türkiye ile rekabet edebilecek ülke yok”

Citibank Türkiye Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Emre Karter, “Tedarik zincirlerinin kırılganlığı ve güvenliği, aslında pandemi öncesinde ticaret savaşları ile başlayan bir süreç ve bu süreç hala devam ediyor. Sadece versiyonlar farklılaşıyor. Pandemi en çok da tedarik zincirlerini vurdu. Sonrasında gelişen Rusya -Ukrayna savaşı, değerli tahıl ürünlerini etkilenmesi, dünyada son 5-10 yılda dalgalanan navlun fiyatları, dünyanın artık hemen hemen her ürünün içerisinde olan çip tedariğinin sadece bir tarafa odaklı ve bağımlı gelmesi, pandemi sonrasında da dünyanın birçok üreticisinde kapanmaların devam etmesi göz önüne alındığında açıkçası artık dünya eski düzeninde değil ve kartlar yeniden dağıtılacak. Ticaret 1930’lardan bu yana ilk defa geçtiğimiz sene sonu ve bu senenin başında artış hızının altında kaldı. Tedarik zincirlerinin yakın pazarlara taşınması da bunun nedenlerinden biri oldu. Artık ürün üretip dünyanın bir ucuna gönderilmesi durumu çok verimli değil, çünkü üretimin yerelleşmesi ve yakın pazarlara taşınması hayatımızın bir gerçeği. Doğu batı ekseninde Çin gibi ülkelerin yarattığı deniz rotası bağımlılığı söz konusu. Ancak bu durum çeşitlenecek. Demir ve karayolu önemli hale geldi ve kapasitesinin artırılması ile Türkiye kendini öne çıkarabilir. Türkiye 20-30 yılda geniş sanayi, insan gücü ve esnekliği, sağlık ve lojistik gibi alanlarda ürettiği kapasite ile Almanya ve Hindistan arasında üretim yetkinliği açısından değerlendirildiğinde, Türkiye ile rekabet edebilecek başka bir ülke yok. Aradan sıyrılabileceğimiz bir döneme doğru gidiyoruz” dedi.

 

Prof. Dr. Göksel Aşan: “Muhtemel krizlerde nasıl tepki ve sonuçlar olabileceği tartışılmalı”

T.C. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, “Her şey normal olduğunda ve engel çıkmadığında, bu bankacılık nereye doğru gider ve bankacılık için karşılaşılması muhtemel krizlerde nasıl tepkiler ve sonuçlar olabilir konusu tartışılmalı. Bu perspektif teknoloji bazında değerlendirildiğinde, daha standart ve neyin nereye gideceğinin belirli olduğu bir alan olduğu görülüyor. Sürdürülebilirlik konusunda dünya, sonunda çevre kirliliği ile mücadelenin sadece klasik mücadele yöntemleriyle olmayacağını, kirletenlerin de bilinçlenmesi gerektiğini anladı. Teknolojinin gelişimi, emek dediğimiz şeyin azalması ile ifade edilebilir. Yeni gelişmelerle daha az emek kullanılarak çok iş yapmanın önü açıldı. Ancak üretim konusunda bir azalma söz konusu değil. Azaltılan emek, iş alanlarında boşluk yaratmıyor. O emek yeni alanlara kanalize oluyor ve yeni alanların ortaya çıkmasına fırsat tanıyor. Bankacılık dahil olmak üzere bütün sektörlerde çok daha az insan kaynağının ve el emeğinin kullanıldığı, ama o emeğin yeni sektörlerde başka alanlarda değerlendirildiği bir yolda ilerliyoruz” dedi.

 

Gürhan Çam: “Üç sene içerisinde bankacılık sektörümüz dünyada lider olacak”

Neohub Genel Müdürü, Deniz Ventures ve Deniz Portföy Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Çam, “Bankacılık sektörü hem güvenilirlik hem inovasyon hem de teknoloji ihraç etmek konusunda tüm Türkiye’nin gurur duyması gereken bir sektör. Ülke olarak çok farklı bir yerdeyiz. Yaptığımız işler tüm dünyaya örnek oluyor. Yine tüm dünyaya örnek olacağımız ‘açık bankacılık’ kanunen geriden gelse bile ilham verecek düzeyde. İnovasyon ve teknoloji kanımızda var ve bence Türkiye bankacılık sektörü olarak ilham vermeye devam edeceğiz. Biz ne yaparsak yapalım üç sene içerisinde dünyada lider olacağız ve Türk bankacılık sektörüne ihracı tanımlayacağız. Günümüz Avrupası bizim 5 sene önce yaptığımız şeylerle alakalı daha yeni kanunlar çıkarıyorlar. Ama Türkiye olarak bizim tanımladığımız ve şekillendirdiğimiz bankacılık sektörünün kanun kısmının gelişmesi gerekiyor” dedi.

 

Murat Bilgiç: “Kalkınma bankaları ardı ardına krizleri iyi yönettiler”

TSKB Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç, “Kalkınma bankaları, regülasyonun çok iyi kullanıldığı ve ekiplerin iyi çalıştığı bir sektör. Başardıklarına baktığımızda, art arda olan krizleri iyi yönettikleri görülüyor. Kalkınma bankaları, özellikle son 30 yıllık dönemde, sürdürülebilirlik ve kapsayıcı temalı nitelikli fonları ülkeye getirdiler ve bu amaçlara uygun olarak kullandırdılar. Ticari bankalardan en önemli farkları bu. Getirdikleri kaynakların amacına uygun kullandıklarının hesabını vermek durumundalar. Toplamda 52 banka var ki bunların 16’sı yatırım ve kalkınma bankası. Türkiye gibi gelişmekte olan ülke için pay çok da küçük değil, çünkü dönüştürülebilirlik özelliği ve kullanılan kaynaklar çok daha yüksek. Ayrıca kalkınma bankalarımızın hepsi çok ciddi sürdürülebilirlik ekseninde hareket ediyorlar. Temalara, amaçlanan hedeflere uygunluğu teyit edilerek kaynak kullanılıyor. Şube bankacılığı yapılmıyor. Ona rağmen daha küçük işletmelere bu kaynakları eriştirerek ticari bankalarımız üzerinden aktarılıyor. Temalara uygun olduğunu TSKB olarak biz denetliyoruz. Bu bağlamda dönüştürücü fonksiyonu çok önemli. Bu şekilde bütün sektör dönüşüm sağlıyor” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

UEZ 2023'te Türk şirketlerin global arenadaki başarısı için gereken stratejiler konuşuldu

Yıldızlar Yatırım Holding sponsorluğunda gerçekleştirilen “100. Yılda Türk Sanayisinin Gelecek Rotası: Dönüşüm, Riskler ve Fırsatlar” oturumunda, Türk şirketlerinin rekabetçi olabilmesi için global arenada nasıl bir büyüme stratejisi izlenmesi gerektiği, Türkiye’nin sanayi alanında global arenada güçlü ve zayıf yönlerinin neler olduğu, Türkiye’nin global tedarik ve lojistik ağları içinde konumunu nasıl güçlendirebileceği konuşuldu.

Moderatörlüğünü TTGV Yönetim Kurulu Başkanı ve Usluel Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Değerhan Usluel’in yaptığı oturuma BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın, Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız, İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök ve Kale Grup Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay katıldı.

Değerhan Usluel: “İklim teknolojileri tarihimizin en büyük fırsatı”

TTGV Yönetim Kurulu Başkanı ve Usluel Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Değerhan Usluel, “Günümüzde artık iyi insan olmaya ihtiyaç yok. Her zaman olabiliriz. Oyunun bir parçası olmak istiyorsanız kural net: yeşil dönüşüm gerçekleştirmek ve iklim teknolojilerine yatırım yapmak zorundasınız. Yeşil mutabakat herkesin konuştuğu ve çözmeye çalıştığı bir engel olarak öne çıkıyor. Ayrıca iklim teknolojileri belki de Cumhuriyet tarihimizin en büyük fırsatı. Bu alanda büyüme şansımız var” dedi.

Gökhan Sığın: “Türkiye beyaz eşya sektöründe şampiyonlar liginde”

BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın, “Türkiye’deki beyaz eşya sektör büyüklüğü Çin’den sonra ikinci sırada. Çin’in nüfusu 1.5 milyarken ülkemizin nüfusu 85 milyon. İstatistiksel olarak baktığımızda, Çin’de 50 milyon bizde 36 milyon üretim gerçekleşiyor. Dünyadaki her beyaz eşyanın 7’si Türkiye orjinli. Rahatlıkla söyleyebilirim ki Türkiye kesinlikle bu alanda şampiyonlar liginde. Ancak şampiyonlar liginin de avantajları olduğu kadar dezavantajları da bulunuyor. Dezavantajımız, sürekli öncü olmamız ve ileride koşmamız. Geleceğin yarışlarına ne kadar hızlı koşarsanız, günü o kadar önde bitirirsiniz. Türkiye, dünya ticaretinin yüzde 1’ine sahip. Ancak Türkiye’nin dünya üzerindeki beyaz eşya ticareti oranı yüzde 7, çünkü olağanüstü bir üretim var ve gelirlerin yüzde 5’i Ar-Ge’ye ayırılıyor. Bu da nitelikli istihdam sağlıyor. Bizim emeğimizin 4’te 3’ü ihraç ediliyor ve ben bununla gurur duyuyorum. Bizim endüstrimizdeki şirketler karbon nötr/net sıfır için çok erken bir tarih verdiler ve olması gereken de buydu. Çünkü atmosfer, denizler ve dağlar tek; coğrafi veya fiziki sınırların bir önemi yok. Bu konuda üzerimize düşeni yapacağız” dedi.

Hakkı Yıldız: “Tarım sektörü toprak verimliliğini artırmak zorunda”

Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız, “Kaba kuvvet, üretim ve kapasite konuları bir yere kadar kabul edilir hale geldi ve artık değer yaratma bilinci ile hareket edilmeli. Artık şirketler ne değer katıyor meselesi ön planda. Pandemi sonucundaki gıda kriziyle toprağın önemi bariz şekilde ortaya kondu. Ancak biz maalesef ülkemizde toprağı sahiplenemiyoruz. Tarım sektörü, kendi içince toprak verimliliğini artırmak zorunda. Ülke gübre ihtiyacı 8 milyonken üretim sadece 2,5 milyon. Çok net bir ihtiyaç olduğu ortada olsa da bu ihtiyacı karşılayamıyoruz. Çünkü bu sektör, enerji ve doğalgaza bağımlı ve yatırım gereksinimi çok yüksek. Günümüzde bir üre tesisinin aylık doğalgaz faturası oldukça yüksek ve doğalgazın ithal edilmesi, tüketim fiyatının yüksek olması, gübre yatırımlarını zor duruma sokuyor” dedi.

Neşe Gök: “Teknoloji yaratan şirketlerden oluşan girişim ekosistemi oluşturuyoruz”

İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök, “Gelecek iş alanlarında teknoloji, geleneksel üretim alanlarında da dijitalleşme projelerimiz var ve lojistikte güçlü altyapı ile değer katmaya çalışıyoruz. Ar-Ge tesisleri ile çalışmalarımız devam ediyor. Girişimcilik süreçlerimizde 100’den fazla şirketi, grubumuzdaki farklı kişilerle tanıştırıyoruz ve teknoloji yaratan şirketlerden bir girişim ekosistemi oluşturuyoruz. Güçlü ekiplerle ve liderlerle ihracat ve üretim sanayiini birlikte yönetmeye gayret ediyor, 1992 yılından beri global şirketlerle ortaklıklar kurarak yolumuza devam ediyoruz. İklim problemleri konusunda teknolojilerle sıfırlayabilmek için çok fazla seçenek var. Hava, su ve toprağı onaran teknolojilerin gelişmesi gerekiyor. Gelişimi sağlamak için de bu teknolojilere Türkiye’de yatırım yapılması gerekiyor. Çünkü mevcut teknolojilerle karbon ayak izi ve su kirliliğini azaltmak mümkün ama yine de oranları sıfıra indirmek mümkün olmuyor. Bu konuda akademisyenlerin ve gerçekleştirilen araştırmaların desteklenmesi gerekiyor. Biz de gereken destekleri projelerimizle ve yatırımlarımızla sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

Zeynep Bodur Okyay: “Sürdürülebilirlik adına çalışanlara yeni nesil yetkinlikler kazandırmak gerekiyor”

Kale Grup Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, “Anadolu’nun küçük bir kasabasında doğan bir grup olarak amacımız ekonomik katkı sağlarken insana da katkı sağlamak. Çünkü insanların doğduğu yerde doymasını sağlamak bizim için çok önemli. Herkesin olduğu gibi bizim de odağımızda sürdürülebilirlik, inovasyon ve dijitalleşme var. İşimizin bu yönde evrilmesi, faaliyetlerimizin çevresel etkilerinin azaltılması ve pozitif katkılarımızı arttırmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aynı zamanda sürdürülebilirlik dönüşümünün, çalışanların yeni nesil yetkinlikler kazanması ile mümkün olacağını düşünüyoruz. Yeşil teknolojinin muhtemel etkilerini ve rekabet gücünü görerek çalışanların farkındalıklarını artırıp, çalışmalarımızı bu yönde ilerletmeye gayret ediyoruz” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı