Aylık arşivler: Nisan 2023

Prof. Dr. Selim Badur Aşı Haftası'nda Yaşam Boyu Bağışıklamanın Önemini Vurguladı

Dünya Aşı Haftası özelinde açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Selim Badur, aşıların toplum sağlığına faydalarından bahsetti. Badur, aşıların sadece çocuklar için değil, sağlıklı bir yaşam sürdürülmesi hedeflendiğinde her yaş grubu için gerektiğini vurguladı. 

Virolog ve İmmünolog Prof. Dr. Selim Badur, düzenli aşı takibi ve aşılama konusunda toplum bilincini artırma amacıyla dünya genelinde her yıl Nisan ayının son haftası kutlanan Dünya Aşı Haftası’nda önemli açıklamalarda bulundu. Yaşam boyu bağışıklamanın ancak her yaşta aşılanarak mümkün olduğunu belirten Badur, toplum bağışıklığı kazanımında ilk adımın bireylerin aşı bilincinin artırılması olduğundan bahsetti.  

“Toplumsal bağışıklığın sağlanması aşılarla mümkün”

Bulaşıcı hastalıkların kontrol altına alınmasının aşılarla mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Selim Badur: “Bireylerin sağlık hakkının temel bir bileşeni olan aşılama, koruyucu hekimliğin üstlendiği en önemli görevlerinden biridir. Bağışıklamada esas alınan düşünce toplumda, özellikle çocuklarda, aşı ile önlenebilir hastalıkların ortaya çıkışını engellemek ve bu hastalıkların sebep olduğu sekel ve ölüm oranlarını en aza indirmektir. Toplum bağışıklığına odaklanarak hazırlanan rutin aşılama programları ile dünya genelinde aşı ile önlenebilir hastalıklar büyük ölçüde azaltılmıştır. Aşılarla elde edilen bu durumun hayat boyu korunması yaşamın her döneminde gerekli aşıların uygulanması ile mümkündür.”

“Çocukların düzenli bağışıklanmasında ebeveyn farkındalığı büyük rol oynuyor”

Çocukluk çağı aşılamaları konusunda ebeveyn farkındalığına dikkat çeken Selim Badur: “Çocukların düzenli bağışıklanmasında ebeveynin rolü oldukça önemlidir. Ebeveynlerin eşzamanlı uygulanan aşılar konusunda endişeye kapıldığını gözlemliyoruz. Ancak bu görüşün aksine, aşıların eşzamanlı ya da belirli aralıklarla uygulanmasının sakıncalı olduğunun bilimsel bir kanıtı yoktur. Çocuklar bilindiği üzere keşfetme evresinde oldukça meraklı oluyor. Bu merak, onların bir yetişkine kıyasla daha fazla insanla, objeyle ya da zeminle temasını doğuruyor ve dolayısıyla mikroplarla daha sık karşılaşıyorlar. Çocukların birçok mikropla hayatlarında ilk defa karşılaştıklarını da düşündüğümüzde aşıların önemi daha da artıyor.”

“Aşılar güvenilir biyolojik ürünlerdir”

Aşıların kullanıma sunulmadan önce oluşturdukları bağışıklık yanıtının, etkinliklerinin ve güvenliliğinin bilimsel çalışmalarla araştırıldığını belirten Selim Badur: “Aşılar dünya genelinde toplum bağışıklığını doğrudan etkilemektedir. Bireylere uygulanan aşılara ait veriler, Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa İlaç Ajansı, Avrupa Ruhsat Otoritesi, Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Otoritesi, Amerika Ruhsat Otoritesi gibi dünyaca kabul görmüş otoritelerce incelenir. 

Türkiye’de ise aşılar İyi Üretim Prosedürleri kurallarına uygun olarak üretilir ve ulusal sağlık otoritesine bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından ruhsatlandırılır. Bu nedenle aşılara güven konusunda çeşitli spekülasyonlara mahal vermemeli, aşılamanın önemini hem kendimiz hem de toplum için benimseyerek düzenli aşı olmayı ihmal etmemeliyiz.” şeklinde konuştu.

Açıklamalarına aşıların salgın hastalıkların önlenmesine olan katkısından bahsederek devam eden Prof. Dr. Selim Badur, “Geçmişten günümüze aşıların çok kez bulaşıcı hastalıklar kaynaklı salgınların durdurulmasına ve toplum bağışıklığının kazanımına katkıda bulunduğuna şahit olduk. Aşılar iyi bir planlama ile salgın hastalıklar yaşanmadan felaketlerin önüne geçilmesini mümkün kılar. Hem çocuklar hem de yetişkinler olarak yaşam boyu bağışıklama kapsamında uygulanacak aşıların düzenli takibi ile ölüme yol açabilecek pek çok hastalıktan korunabiliriz.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Antioksidan besinlerle hastalıklardan korunun

Kaliteli ve sağlıklı bir yaşam için günlük beslenmede antioksidan kapasitesi yüksek besinlere yer vermesi çok önemli.

Normal şartlarda canlı metabolizması sağlıklı iken antioksidanlarla serbest radikallerin denge halinde bulunduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Antioksidanlar, normal hücre metabolizmasının toksik yan ürünü olan serbest radikalleri etkisiz hale getirerek koruyucu etki gösterirler. Bu nedenle vücudun savunma sisteminin etkisini artırarak hastalık riskini de azaltırlar. Vücudumuz kendi başına bir miktar antioksidan üretir, ancak bu yetersiz kalabilir, bu nedenle diyetle alımı da çok önemli” dedi.

Gelişen teknoloji, çevre kirliliği, radyasyon, tarım ilaçları, ağır metaller ve canlı hücrelerdeki oksijen metabolizması gibi birçok etken insan vücudunda serbest radikallerin oluşumuna neden oluyor. Serbest radikallerin de oksijenin reaktif formları olup, vücut hücrelerini tahrip edebildiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Bu da kalp damar hastalıkları, kanser, katarakt, diyabet, karaciğer tahribatı, Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı ve diğer pek çok hastalığa sebep olabilir” açıklamasında bulundu.

Renkli meyve ve sebzeler antioksidan deposu

Antioksidan bakımından zengin besinlerin serbest radikallerin etkilerini azalttığının altını çizen Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Bu nedenle kendinizi sağlıklı tutmak için daha çok antioksidan açısından zengin besinler tüketmek önemli. Bilinen en iyi antioksidan maddeler arasında; betakaroten ve diğer karotenoidler, C vitamini, lutein, reveratrol, E vitamini ve likopen sayılabilir. Antioksidanlar belirli meyve ve sebzelerde doğal olarak da bulunuyor. Özellikle renkli meyve ve sebzelerde daha fazla antioksidan bulunuyor. Domateslerde likopen veya havuçta beta-karoten farklı tiplerde antioksidanlardır. Hatta çikolata bile listeye bir antioksidan olan flavonoidleriyle girer” diye konuştu.

Serbest radikalleri ölçeme kapasitesi yani ORAC’ın besinlerdeki antioksidan kapasitesini ölçmeye yarayan bir yöntem olduğunu söyleyen Derya Eren, “Her insan günde 3000 ORAC birimi vitamin ve mineral almalı. Araştırmacılar ise 5000 ORAC biriminde daha fazla korumanın gerçekleştiğini bildiriyor. Amerika’da Boston Tuft Üniversitesi’nde yapılan çalışmalarda, yüksek ORAC değeri olan sebze ve meyvelerin tüketimiyle vücut ve beyinde yaşlanma sürecinin yavaşladığı öne sürülmüş ve bu besinlerin ORAC tablosunu hazırlamışlardır” dedi.  Derya Eren, bu tabloya göre ise ORAC değerinde yüksek olan besinleri şöyle sıraladı:

Meyveler: 

  • Yaban mersini 9621
  • Böğürtlen 5905
  • Nar 4479
  • Çilek 4302
  • Meyve suyu: 1002
  • Kiraz 3747
  • İncir 3383
  • Portakal 2103
  • Avokado 1922
  • Şeftali 1922
  • Limon 1346
  • Mango 1300
  • Kivi 1210
  • Kayısı 1110
  • Muz 795
  • Kavun 253
  • Karpuz 142

Sebzeler:

  • Zencefil (taze) 14840
  • Enginar 6552
  • Sarımsak 5708
  • Kişniş (taze) 5141
  • Kara lahana 2496
  • Kuşkonmaz 2252
  • Roka 1904
  • Pancar 1776
  • Turp 1750
  • Ispanak 1531
  • Brokoli 1510
  • Maydonoz 1301
  • Patlıcan 932
  • Çiğ soğan 913
  • Karnabahar 870
  • Kereviz 552
  • Beyaz Lahana 529

Çikolatalar:

  • Kakao (kuru) 55653
  • Bitter çikolata 20816
  • Sütlü çikolata 7519

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kulak Ağrısı Ciddi Hastalıkların Belirtisi Olabilir

Kulak ağrısı dönem dönem pek çok insanın yaşadığı ve günlük yaşamı oldukça zorlaştıran ağrı tiplerinden biri olarak ifade ediliyor. Kulak ağrısının en sık nedeni enfeksiyonlar olarak karşımıza çıkıyor ancak bu ağrı kanser gibi ciddi hastalıklardan da kaynaklanabiliyor. Vücudun herhangi bir yerindeki bir ağrı alarm anlamına geliyor ve bu nedenle ciddiye alınıp en erken zamanda doktora başvurulması gerekiyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Mustafa Bilazer, kulak ağrısının nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.  

Kulak ağrısının nedeni çok önemli

Kulak ağrısının en çok görülen nedeni enfeksiyonlardır. Orta kulak ve dış kulak yolu enfeksiyonları çok ağrılıdır. Orta kulak enfeksiyonu daha çok üst solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı olurken dış kulak yolu enfeksiyonu kulağı aşırı kurcalama, hijyenik olmayan denize ve havuza girme sonucu oluşur. Daha az sıklıkla kulak kepçesindeki enfeksiyon ve darbelere bağlı şişmeler, kulak zarına ve dış kulak yoluna basınç yapan kulak kirleri, boğaz ve ağız bölgesindeki enfeksiyon, yara ve kanserlerde, çene eklemi ve diş hastalıklarında da kulağa yansıyan ağrılar görülebilir. Ayrıca nörolojik ve psikolojik hastalıklarda da kulak ağrısı ortaya çıkabilmektedir.

Kulak içi ağrısı da görülebilir

Bazen boğaz enfeksiyonları sırasında, ağızda aft ve yara oluştuğunda kulak içine yansıyan ağrılar olabilir. Ayrıca ağız boşluğu, dil, yutak, gırtlak, geniz bölgelerindeki kanserlerde de kulak ağrısı oluşabilir. Çene eklemindeki ve dişlerdeki hastalıklarda da kulak ağrısı görülebilir. Bununla birlik dişlerini çok sıkan kişilerde de ağrı olabilmektedir. Bu durumda vakit kaybedilmeden uzman yardımı alınmaktadır.
 

Mutlaka doktora başvurun

Kulak ağrısı durumunda öncelikle otoskop veya endoskop ile kulağın içine bakılmaktadır. Orta kulak enfeksiyonunda kulak zarı kızarmıştır, orta kulakta iltihap birikmesi de başlamış olabilir. Dış kulak yolu enfeksiyonunda kulak kanalı daralmış, şişmiş ve çok ağrılıdır, hasta kulağına dokunulunca aşırı ağrı hisseder. Kulak muayenesi normalse ağrının nedenini bulmak için burun, geniz, ağız boşluğu, yutak, gırtlak bölümlerini de endoskop ile muayene etmek gerekmektedir.

Dış kulak yolu enfeksiyonlarında antibiyotik içeren damla ve tabletler ile kortizon içeren damlalar kullanılır, bazen dış kulak yolu enfeksiyonuna mantarlar neden olur o zaman antifungal damlalar kullanılır. Orta kulak enfeksiyonunda ise antibiyotik içeren tablet veya iğnelerden yararlanılmaktadır.

Bebeklerde ve çocuklarda da görülebiliyor

Bebekler elini kulağına götürüyor, ağlıyor ve huzursuzsa orta kulak enfeksiyonu veya diş çıkarmaya bağlı olabilir; kulak, burun, boğaz uzmanına muayene ettirmeniz gerekmektedir.

Çocuklarda da genelde orta kulak enfeksiyonu vardır, parasetemol veya ibuprofen içeren ağrı kesiciler, lidokain içeren damlalar verilebilir. İlk fırsatta da kulak, burun, boğaz uzmanına muayeneye gidilmesi önerilmektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çağatay Ulusoy'un Başrolünde Yer Aldığı Terzi'nin Tanıtım Fragmanı Yayınlandı

İKİ DOSTU KARŞI KARŞIYA GETİREN BİR AŞK, GÜN YÜZÜNE ÇIKMAYI BEKLEYEN SIRLAR…

Netflix, gerçek bir hayat hikayesinden esinlenen yeni dizisi Terzi’nin tanıtım fragmanını yayınladı. Cem Karcı’nın yönettiği, senaryosunu Rana Mamatlıoğlu ve Bekir Baran Sıtkı’nın kaleme aldığı dizide başrol Çağatay Ulusoy’a, Salih Bademci, Olgun Şimşek ve Şifanur Gül gibi başarılı isimlerden oluşan güçlü bir oyuncu kadrosu da eşlik ediyor.

Aşk, Peyami ve Dimitri arasındaki dostluğa karşı galip gelebilecek mi? 

2 Mayıs’ta tüm dünyayla aynı anda sadece Netflix’te yayınlanacak olan Terzi, geçmişin derinliklerine gizlenmiş sırları gün yüzüne çıkaracak; aşk, aile, dostluk gibi kavramları yeniden sorgulatacak bir hikayeyi izleyiciyle buluşturmaya hazırlanıyor. Her bölümüyle yeni bir sır perdesini aralayan dizide, geçmişini hayatının en derinine gömen Peyami ve en yakın arkadaşı Dimitri’nin uzun yıllara dayanan dostluğu bir aşk ile sınanıyor. Peyami, sil baştan kurduğu yaşamında, dedesinin ölümünden sonra sır gibi sakladığı babası Mustafa’nın tüm sorumluluğuyla baş başa kalıyor ve ailesinin köklerine işlemiş sırların peşine düşüyor.

Terzi Hakkında: 

Terzi, yeteneğini büyükbabasından miras alan genç ve başarılı terzi Peyami’nin hikâyesini anlatıyor. Dedesinin ölümünden sonra herkesten sır gibi sakladığı, akli dengesi yerinde olmayan babası Mustafa’nın bakımını üstlenmek zorunda kalan Peyami, en büyük sırrını İstanbul’daki hayatının tam merkezine yerleştirmeye mecbur kalır. İstismar edildiği bir ilişkiden canı pahasına kaçmakta olan Esvet, kendi sırlarıyla Peyami’nin ve Mustafa’nın hayatına girer. 

Yönetmen: Cem Karcı 

Senaristler: Rana Mamatlıoğlu & Bekir Baran Sıtkı

Oyuncular: Çağatay Ulusoy (Peyami), Salih Bademci (Dimitri), Şifanur Gül (Esvet), Olgun Şimşek (Mustafa), Ece Sükan (Suzi), Zeynep Tarhan,  Murat Kılıç, Celile Toyon, Engin Şenkan, Vedat Erincin, Lila Gürmen

Yapımcı: Onur Güvenatam

Yapım Şirketi: OGM Pictures

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ING Türkiye ve Ezgi Mola, 23 Nisan'da Kahramanmaraşlı çocukların yanındaydı

ING Türkiye, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Kahramanmaraş’ta depremden etkilenen çocuklara yönelik düzenlediği anlamlı bir etkinlik ile kutladı. ING Türkiye’nin reklam yüzü Ezgi Mola, etkinliğe katılarak çocukların ve ailelerinin yanında oldu. Etkinlikte Habitat Derneği iş birliği ile çocuklara teknoloji odaklı atölye ve oyunlar sunuldu. ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz, “10 yıl önce istihdamı desteklemek için Çağrı ve Operasyon Merkezimizi kurduğumuz Kahramanmaraş’ın yeniden kalkınması için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz. Bu anlayışla, 23 Nisan’ı Kahramanmaraş’ta çocuklarımızla kutladık. Yaralarımızı birlikte sarmaya ve çocuklarımıza umutlu yarınların yolunu çizmeye devam edeceğiz” dedi.  Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, “Yaşadığımız deprem felaketi hepimizde derin yaralar bıraktı. Fakat inanıyorum ki hepimizi derinden etkileyen deprem felaketinin yarattığı yıkımı hep beraber azaltacağız. Habitat Derneği olarak depremin yarattığı bu yıkımı azaltabilmek için tüm gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz.  Çocukların umutla geleceğe bakabilmeleri önceliğimiz” dedi. 

Toplumsal yatırımları ile değişime öncülük eden ve eğitimi önceliklendiren ING Türkiye, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Kahramanmaraş’ta depremden etkilenen çocuklara yönelik düzenlediği özel bir etkinlik ile kutladı. ING Türkiye’nin reklam yüzü Ezgi Mola da etkinliğe katılarak çocukların ve ailelerinin yanında oldu. ING Türkiye’nin Kahramanmaraş Operasyon ve Çağrı Merkezi binasında düzenlediği etkinliğe Kahramanmaraş’taki ING’li çalışan çocukları ve Turuncu Okul öğrencileri katıldı. Bu etkinlikte çocuklar hem eğitici içeriklerle dijital becerilerini geliştirdi hem de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladı. Habitat Derneği iş birliği ile çocuklara tanışma oyunu, yüz boyama etkinliği, Makey, Sanal ve Artırılmış Gerçeklik ve STEM gibi çeşitli teknoloji odaklı atölye ve oyunlar sunuldu.

VR gözlüklerle çok boyutlu düşünme becerileri geliştirildi

Tüm yaş gruplarına uygulanan Makey Makey etkinliğinde kartlara kablo bağlanarak sağlanan eğitim kitiyle çocuklara analitik düşünme becerisi ve yaratıcılık kazandırılması hedeflenirken, robotik kodlama için de temel bir eğitim verildi. Sanal ve artırılmış gerçeklik etkinliği kapsamında ise VR oyunu ile çocuklar koordinasyon becerilerini sanal ortamda denerken, çocukların çok boyutlu düşünme becerileri geliştirildi. 3-7 yaş arasındaki gruplara örnek çizimler, kuru ve pastel boya verilirken, çocukların yaptıkları boyamalar telefonda canlandırıldı. 7 yaş üzerindeki çocuklarla yapılan STEM etkinliğinde ise, STEM kiti ile çocuklar el becerisini kullanarak problem çözme yeteneğini geliştirdi. 

Alper Gökgöz: Çocuklarımıza umutlu yarınların yolunu çizmeye devam edeceğiz.

Bu yıl 23 Nisan’da Kahramanmaraş’ta olmaktan mutlu olduklarını aktaran ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz, “Yaşadığımız büyük deprem felaketinin merkezi konumundaki Kahramanmaraş, ING için çok önemli bir şehrimiz. 10 yıl önce istihdamı desteklemek için Çağrı ve Operasyon Merkezimizi kurduğumuz Kahramanmaraş’ın yeniden kalkınması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bu güzel şehrimizin en kısa sürede eski günlere, daha da güçlenerek döneceğinden eminiz. Depremin yaralarını sarmak, geleceğe umutla bakmak için bir diğer önceliğimiz ise çocuklarımız. Çocuklarımız geleceğimiz, onlara iyi bir geleceğin kapılarını açabilmek hepimizin öncelikli görevi. Biz de birlikte iyileşmek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeyi misyon ediniyor, çocuklarımıza ve onların geleceğine umutla bağlı olmaya devam ediyoruz. Toplumsal yatırımlarımızı bu yönde şekillendiriyor, Kahramanmaraş, Hatay ve Ağrı’da yer alan Turuncu Okullarımıza desteğimizi sürdürüyoruz. Bu anlayışla,  Atatürk’ün çocuklarımıza armağan ettiği 23 Nisan’ı Kahramanmaraş’ta çocuklarımızla birlikte kutlamak ayrıca anlamlı. Çocuklarımızın hem teknoloji hem eğlence dolu bir gün geçirmelerine yardımcı olduk. Yaralarımızı birlikte sarmaya ve çocuklarımıza umutlu yarınların yolunu çizmeye devam edeceğiz. Bu özel günde bizimle birlikte olup destek veren Ezgi Mola ve Habitat Derneği’ne de teşekkür ediyorum. Bütün çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun” dedi.

Sezai Hazır: Geleceğimiz olan çocukların umutla geleceğe bakabilmeleri en önemli önceliğimiz.

Bu anlamlı etkinlikte çocuklara armağan edilen bayramı onlarla birlikte kutlamaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır ise şunları söyledi: “Yaşadığımız deprem felaketi maalesef hepimizde derin yaralar bıraktı. Fakat inanıyorum ki hepimizi derinden etkileyen deprem felaketinin yarattığı yıkımı hep beraber azaltacağız. Habitat Derneği olarak depremin yarattığı bu yıkımı azaltabilmek için tüm gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Geleceğimiz olan çocukların umutla geleceğe bakabilmeleri en önemli önceliğimiz. Bu anlamlı etkinlikte de çocuklarımızla bir arada olup kendilerine armağan edilen bu güzel bayramı birlikte kutlamaktan dolayı çok mutluyuz. Çocuklarımızın bugünkü gibi hep yüzlerinin gülmesi için üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getirmeye memnuniyetle devam edeceğiz. Bu vesile ile tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, bu bayramı onlara armağan eden Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü minnetle anıyorum. Ayrıca bu özel günde desteklerinden dolayı ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz ve Ezgi Mola’ya en içten teşekkürlerimi sunuyorum.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“1923" müzikali 23 Nisan'daki prömiyerini gerçekleştirdi

Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu, Piu Entertainment ve Zorlu PSM ortak yapımı, Zorlu Holding ve Grup şirketlerinin desteğiyle Cumhuriyetin 100. yılı özel projesi:

Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu, Piu Entertainment ve Zorlu PSM ortak yapımı, Zorlu Holding ve Grup şirketlerinin desteğiyle Cumhuriyetin kuruluş hikayesini yeni kuşaklara aktarma misyonuyla hayata geçirilen “1923” müzikali 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda prömiyerini gerçekleştirdi. Sahne üstünde ve sahne arkasında 200 kişilik bir ekip çalışmasıyla hayata geçirilen ve hazırlıkları 18 ay süren müzikalin başrollerinde başarılı oyuncular Kerem Alışık, Özge Özder ve Ece Dizdar ile yeni neslin yetenekli oyuncuları Elif Gülalp, Ülkü Hilal Çiftçi, Metin Boray Dikenelli, Ozan Persentili yer alıyor. Sezon boyunca Zorlu PSM’de sahnelenecek olan 1923 müzikali 24-25 Nisan ile 23-24 Mayıs tarihlerinde izleyiciyle buluşmaya devam edecek.

 

Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu, Piu Entertainment ve Zorlu PSM ortak yapımı, Zorlu Holding ve Grup şirketlerinin desteğiyle Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak hazırlanan “1923” müzikalinin prömiyeri izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. Müzikal dakikalarca ayakta alkışlandı.

1923 müzikali izleyicileri Milli Mücadele günlerinden Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kadar geçen süreçte, tarihe tanıklık edecekleri görkemli ve fantastik bir zaman yolculuğuna çıkarırken, yeni kuşaklara Milli Mücadele’yi, Cumhuriyet’in kuruluş hikayesini ve değerini en etkili şekilde anlatıyor.  Işık ve ses tasarımından dans koreografilerine, canlı orkestra kullanımından dönem kostümlerine kadar Milli Mücadele ile başlayarak Cumhuriyetin kuruluş sürecini anlatan en büyük sahne sanatları eseri olma özelliğini taşıyan müzikal aynı zamanda Zorlu PSM’nin tüm teknik alt yapısını sonuna kadar kullanan ilk yerli proje oldu.

Müzikalde bir müze gezisi sırasında kaybolan, kendilerini Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadele’yi başlattığı Bandırma Vapuru’nda bulan dört arkadaşın hikayesi anlatılıyor. Bandırma’yı sarsan dalgalardan Meclis’in açılışına, Büyük Taarruz’dan Cumhuriyet’in kuruluşuna uzanan ve yer yer fantastik öğeler içeren serüvende sanatseverler duygusal dakikalar yaşadı.

Işık ve ses tasarımından dans koreografilerine, canlı orkestra kullanımından dönem kostümlerine kadar Milli Mücadele ile başlayarak Cumhuriyetin kuruluş sürecini anlatan en büyük sahne sanatları eseri olma özelliği taşıyan “1923” müzikali sezon boyunca Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşmaya devam edecek. 

Yapım kadrosunda uluslararası alanda başarılı işlere imza atan isimler yer alıyor

Müzikalin yapım kadrosunda Türkiye tiyatro sahnesinden ve uluslararası alanda başarılı işlere imza atan isimler yer alıyor. Müzikal, Türkiye’nin en önemli yazarlarından Yekta KopanMert Dilek ile yurt içinde ve yurt dışındaki önemli tiyatro çalışmalarıyla tanınan yönetmen Mehmet Ergen tarafından kaleme alındı. 

Mehmet Ergen, aynı zamanda uluslararası festivaller ve oyun projeleriyle Türkiye modern tiyatro sahnesinin sevilen oyunlarında yönetmenlik yapan Lerzan Pamir ile birlikte oyunun yönetmenliğini de üstleniyor. İzleyenlerin kendini Milli Mücadele’den Cumhuriyet’e uzanan bir yolculukta bulduğu müzikalin özel olarak bestelenen müzikleri ödüllü besteci Tuluğ Tırpan’ın, müzikalin koreografisi modern dans ve müzikal alanında Türkiye’nin önde gelen ismi koreograf Beyhan Murphy’nin imzasını taşıyor. Eserin tarih danışmanlığını ise İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyasi Tarih Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ö. Alkan üstleniyor.

Müzikalin tasarım süreçlerinde de yine tiyatro dünyasının en iyileri arasında yer alan isimlerin imzası bulunuyor. Dekor tasarımında Royal Shakespeare Company’den San Francisco Opera’ya kadar dünyanın önde gelen kültür sanat kurumlarındaki prodüksiyonların dekor ve kostüm tasarımını gerçekleştiren ve İngiltere’de pek çok kez Yılın Tasarımcısı ödülüne layık görülen Robert Innes Hopkins, kostüm tasarımında Küheylan, Sidikli Kasabası, Damdaki Kemancı gibi oyun ve müzikallerin kostümlerinde imzası bulunan Gül Sağer, ışık tasarımında dünyanın önemli tiyatro topluluklarından Kneehigh Theatre’da 20 yıl boyunca sayısız çalışmaya imza atan, Shakespeare’s Globe, Royal Shakespeare Company ve English National Opera gibi dünyanın önde gelen tiyatro, opera ve müzikallerinin ışıklarını tasarlayan, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’ta birçok kez En İyi Işık Tasarımcısı ödülüne layık görülen Malcolm Rippeth ve multimedya tasarımında Royal Opera House, Royal Shakespeare Company, National Ballet of Canada ve Traverse Theatre Edinburgh gibi dünyaca ünlü sanat kurumlarında çalışmalar yapan ödüllü video tasarımcısı Douglas O’Connell yer alıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye'nin Sahnesi Turkcell Vadi'nin Bu Haftaki Konuğu Yüzyüzeyken Konuşuruz

Atlantis Yapım, SM Production ve Vadistanbul iş birliğiyle hayata geçirilen Turkcell Vadi’nin bu haftaki konuğu yerli sahnenin güçlü gruplarından Yüzyüzeyken Konuşuruz oldu. 

Binlerce hayranının akın ettiği konsere bayram mesajlarıyla başlayan grup, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda sahnede olmaktan gurur duyduklarını belirterek tüm çocuklara da selam gönderdi. 

Biletleri günler önceden tükenen konserde yaklaşık 2 saat sahnede kalan grup, binlerce kişiye unutulmaz bir gece yaşattı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Fazıl Say'ın bestelediği 100. Yıl Marşı ilk kez sahnede seslendirildi Başkan Soyer: “Göğsümüz kabara kabara 100. Yıl Marşı'nı söyleyeceğiz"

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say’ın Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılı için Türk halkına armağan ettiği “100. Yıl Marşı” dünya prömiyerini yaptı. Tarihi geceye tanıklık etmek isteyen binlerce İzmirli Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ne (AASSM) sığmadı.
Projenin mimarı Başkan Tunç Soyer, marşın ikinci yüzyılın müjdecisi olduğunu ifade ederek, “Bundan sonra göğsümüz kabara kabara 100. Yıl Marşı’nı söyleyeceğiz” dedi.
Yoğun ilgiden çok mutlu ve gururlu olduğunu söyleyen Fazıl Say ise “100. Yıl Marşı sadece yüzüncü yılı kutlamıyor, gelecek yüzyıllara da kucak açıyor” diye konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılı anısına Türk halkına unutulmaz bir armağan sundu. Bestesini dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın yaptığı 100. Yıl Marşı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda ilk kez Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) seslendirilerek dünya prömiyerini yaptı. Konsere İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve eşi Duygu Aslanoğlu, CHP İzmir Milletvekilleri, Millet İttifakı’nın milletvekili adayları, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Özuslu ve belediye bürokratları,  siyasi partilerin temsilcileri, akademisyenler, sanatçılar, iş dünyası ve yüzlerce yurttaş katıldı.

Ve 100. Yıl Marşı sahnede
Sanatçı Engin Hepileri’nin sunumunu yaptığı gecede Fazıl Say önderliğinde 230 kişilik dev kadro 100. Yıl Marşı’nı ilk kez tüm dünyaya seslendirdi. AASSM Büyük Salon’da ve salonun dışında kurulan ekranlarda marşı dinleyen yurttaşlar Fazıl Say’ı ve koroyu ayakta dakikalarca alkışladı. Seyircilerin isteği üzerine Say ve koro, eseri üç kez daha seslendirdi. Marşın ardından ise ünlü sanatçı Serenad Bağcan, Fazıl Say ile birlikte bir dinleti sundu.  

“İkinci yüzyılına böyle, büyük bir müjdeyle giriyoruz”
Marşın seslendirilmesinin ardından sahneye gelen Başkan Tunç Soyer, Fazıl Say ve tüm orkestrayı tebrik etti. Başkan Soyer, “Ne kadar şanslıyız İzmir. Çok şanslıyız ve çok gurur duyuyoruz. Bu marş aslında ikinci yüzyılın müjdecisi. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına böyle büyük bir müjdeyle giriyoruz. Hiçbirimiz bugünkü Türkiye’yi hak etmiyoruz. Ve çok daha güzel bir Türkiye mümkün. Fazıl, olağanüstü bir insan. Hep söylüyorum, ikinci yüzyıla girerken akıl, vicdan ve cesarete ihtiyacımız var. Bir de onun üstüne olağanüstü bir yetenek var. Öyle olduğu için de bu marş ortaya çıktı. Tüm İzmir adına şükranlarımı sunuyorum. Bize hayatımızın en güzel hediyelerinden birini verdin. Biz on yıllardır hep cumhuriyetin 10.Yıl Marşı’nı söyleyerek büyüdük, yaşadık. Şimdi 100.Yıl Ma rşı geldi. Bundan sonra bütün Türkiye’de göğsümüz kabara kabara 100. Yıl Marşı’nı söyleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Ver elini demek zorundayız”
Tarihi marşın hikayesini anlatan Fazıl Say, “Bu yoğun ilginiz için çok teşekkür ederim. Burası Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi. Türkiye’nin en güzel salonu burası. Burası muazzam bir titizlik ve enerjiyle dünya çapında bir salon haline getirildi. Bana Tunç Soyer bu teklifle gelince ben çok duygulandım. ‘Benden o kadar önemli bir şey istiyorsunuz ki ben içime sinen bir şey yaparsam o zaman karşınıza çıkacağım’ dedim. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılı benim için çok önemli. İkinci yüzyılı da çok değerli. Kendime bazı kriterler koydum 100. Yıl Marşıyla ilgili. 100. Yıl Marşı’nın şairi bence kadın olmalıydı. Çünkü kadın erkek eşitliğini simgelemesini istiyorum. Buradaki orkestramız da kadın ve erkeklerden oluşuyor. Seçeceğim şiirin hangi ideolojiyi temsil edeceği çok önemli. Şair imiz Ayten Mutlu ‘nice nice yüzyıllara’ der. Bu sadece yüzüncü yılı kutlamıyor, bundan sonraki yüzyıllara da kucak açıyor. ‘Göğün mavi şimşeği Ata’mın gözlerinde’ diyor. Atatürk hepimizin kalbindedir, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur ve her şeyi temsil eder. Ata’mızın gözlerinin şimşek olarak temsil edilmesi her şeyi temsil eder diye düşündük. ‘Ver elini’ sözleri şiirin sonundaydı. Ben kendisinin izniyle şiirin başına koydum. Bunun bir sebebi var. Biz hem dünyaya hem de kendi toplumumuzun içindeki tüm ötekileşmelere ver elini demek zorundayız” diye konuştu.  

Ayten Mutlu’nun dizeleri ölümsüzleştirildi
Marşın “Ver Elini” şiirini Ayten Mutlu kaleme alırken, bestesini Fazıl Say, orkestra şefliğini Can Okan, koro şefliğini ise İlhan Akyunak üstlendi. Marşın seslendirmesini ise Ahmed Adnan Saygun Senfoni Orkestrası ve Korosu ile Genç Koro (Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi Korosu) yaptı. Marşın sözlerinde “Ver ver ver elini”, “Göğün mavi şimşeği Atamın gözlerinde”, “Daha nice 100. Yıllara” gibi geleceğe umutla bakılacak vurucu cümleler yer aldı.

AASSM’de büyük coşku
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda seslendirilen marşı canlı dinlemek isteyen İzmirliler AASSM önünde saatler öncesinden uzun kuyruklar oluşturdu. AASSM’nin Büyük Salonu tamamen dolarken bahçede ise LED ekranlar kurularak salondaki coşku dışarıya taştı. 100. Yıl Marşı aynı zamanda Halk TV’den, İzmirTube ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarından da yayınlandı.

Tüm Türkiye için çok değerli bir armağan
100. Yıl Marşı’nı dinlemek için Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ne gelen yurttaşlar ise şunları söyledi:

Ayfer Erbil: “Bugün 23 Nisan’ı kutluyoruz. Sevgili Atamızın yolundayız. Fazıl Say’ı izlemek bizim için büyük bir gurur olacak. Bir saate yakın ayakta bekledik ama değdi. Büyük bir gururla buradayız. Hepimiz kartlarımızı aldık. 100.Yıl Marşı’nı hep birlikte söyleyeceğiz.”
Melike Kayacık: “Çok mutluyum, çok da heyecanlıyım. Bu kadar güzel bir günü böyle bir günde taçlandırdıkları için Fazıl Say’a ve herkese çok teşekkür ediyorum. Özellikle yüzüncü yıla özel bu konserin verilmesi sadece İzmir için değil bütün Türkiye halkı için önemli.”

Elsa Kahraman: ”Çok duyguluyum, çok da sevindim. Hep bekliyordum bu anı. Bugün ilk defa 100. Yıl Marşı’nı dinleyeceğiz. Mutluyuz gururluyuz.”
Ayşegül Yeşildağ:  “Biz çok mutluyuz umarız çok güzel geçer. Buradaki atmosfer çok güzel. Fazıl Say çok değerli bir sanatçı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı bu organizasyon çok değerli.  Çok mutluyuz”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

skate.'in Yeni Oynanış Görüntüleri Yayınlandı

Electronic Arts tarafından yayınlanan ve Full Circle tarafından geliştirilen kaykay oyunu skate. için yeni oynanış görüntüleri ve bilgiler yayınlandı.

Full Circle’daki yapımcıların oyunun oynanış sistemine ve geliştirilme aşamasına dair yorumlarını görebileceğiniz ¨The Board Room 3. Bölüm¨ videosunu buradan izleyebilirsiniz. Açıklanan önemli bilgileri okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Yayınlanan videoda yapımcılar; oyun içindeki aktiviteleri, ödülleri ve tecrübeleri izleyenlerle paylaşıyor.

Öncelikle, skate.’te mikro ödeme sisteminin yer almayacağını belirtmekte fayda var. Oyun hakkındaki bir diğer önemli başlık ise Activities adı verilen ve sürekli değişkenlik gösteren oyun tipleri. Bu ana modun altında yer alacak aktiviteler gerçekliğin sınırlarını zorlayacak ve oyuncuların unutulmaz anlar yaşamalarını sağlayacak. Activities şu an için dört farklı oyun tipinden oluşuyor: Tek kişilik bir mod olan ve sürekli olarak değişkenlik gösteren Challenges, her defasında farklı bir oyun tecrübesi sunacak. Çok oyuncuyla oynanabilecek olan Pop-ups, şehirde dinamik olarak yer alan görevlerden oluşuyor. Tüm skate. oyuncu topluluğunun katılımına açık olan Community Events’in yanı sıra oyuncuların birbirleriyle tanışmalarını ve bunu yaparken pratik yapmalarını veya yeteneklerini sergilemelerini sağlayan Throwdowns da diğer aktivite başlıklarını oluşturuyor.

Şehrin getirdiği dikey oyun alanının kullanılmasını isteyen yapımcılar, Climbing Challenges adında bir başlık üzerinde çalışıyor. Tag, yani ¨ebelemece¨ veya ¨elim sende¨ olarak tabir edebileceğimiz mod ise yapımcıların üzerinde çalıştıkları bir başka eğlenceli oyun tipi

Kaykay tecrübesinin en iyi şekilde yaşanmasını sağlamak için çalışan Full Circle ekibi, oyunun geçtiği San Vansterdam’daki her türlü aktivitenin bir ödül kazandıracağını ve bu sayede oyuncuların, karakterlerini diledikleri gibi kişiselleştirebileceklerini belirtiyor.

Eğer oyunun geliştirilme aşamasında rol almak isterseniz skate adresinden kayıt olabilir ve bir ¨tester¨ olarak seçilirseniz geri bildirim sağlayarak oyunun geleceğini şekillendirebilirsiniz. Şimdilik sadece PC için geçerli olan bu sistemin yakında konsollar için de aktive edileceğini belirtelim.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yapay Zeka Nereye Gidiyor?

Yapay zeka artık şarkı yazıyor, web sitesi tasarlıyor, Salvador Dali tarzında resimler yapıyor, Kendrick Lamar gibi rap yapıyor. Ve yapay zekanın hızlı gelişimiyle ilgili manşetler yalnızca bunlarla sınırlı değil.

Yapay zeka yaratıcılık dünyasına aktif bir şekilde yeni giriş yapmaya başladı ve şimdiden sanat eserleri, müzik ve resim konusundaki yetenekleri hem hayranlık hem de korku uyandırıyor. Midjourney sinir ağının imajları parmak ısırtıyor ve yaratıcılık konusunda yeni olanaklara kapı açıyor. Yapay zeka şimdiden reklamcılık sektöründe de tüm potansiyeliyle kullanılıyor. Asıl soru da buradan geliyor: Bundan sonra tasarımcılar ve kreatörlere yer var mı?

Son zamanlarda çok sayıda farklı yapay sinir ağları ortaya çıktı. Bunlar ya son kullanıcıların tüm sorularına yanıt üretiyor, karmaşık matematik sorularını çözmeye yardımcı oluyor ya da yalnızca metinsel girdilerle bütünlüklü sanat ürünleri yaratıyor. İnsanlar bölünmüş durumda; bazıları alarma geçti yapay zekanın durdurulması için imza kampanyaları yapıyorlar, diğerleri ise kendileriyle aynı düşünen insanlarla birlikte yapay sinir ağlarını zaptetmek için kendi çıkarları doğrultusunda topluluklar kuruyor.

Gelişim henüz durmuş değil. Midjourney v5 ve Stable Diffusion v2 şimdiden öyle detaylı görüntüler oluşturabiliyor ki, bunları fotoğraflardan veya tasarımcıların işlerinden ayırt etmek neredeyse mümkün değil. Bunları oluşturmak için verilmesi gereken metinlerin uzunluğu kısalıyor, sinir ağlarının ne demek istediğimizi hemen anladığı bir yerdeyiz, Stable Diffusion ve Midjourney resimlerin üzerine daha okunaklı metinler koyma yeteneğine şimdiden sahip, el ve parmakları kusursuzca çizmeyi öğreniyorlar, kurgu karakterlerin ve ünlülerin yüzlerini de çizebiliyorlar.

Yapay zekayı şimdiden iş akışlarına dahil etmeye başlayan dijital reklam platformu Reliz’in Türkiye direktörü Ozan Tekin, “Biz herkese yer olmaya devam edeceği görüşündeyiz. Esnekliğimiz ve sürekli değişen dış koşullara adapte olma yeteneğimiz, hem kreatif departmanımızın hem de tüm firmamızın başarıya ulaşmasındaki en önemli faktörlerden biri olmaya devam edecek. Yapay zekanın tasarım ekibimiz tarafından akıllı ve ustaca kullanımının, verimliliğimizi arttıracağına ve iş akışlarımızı en iyi hâle getireceğine inanıyoruz” diyor.

Reliz’in kreatif departmanından Oleg Sheryakov, insanların yeni teknolojileri nasıl kullanacaklarını öğreneceğini ve yapay zekayla birlikte çalışma konusunda farkındalık edineceklerini düşünüyor:

“Bizim ekibimiz şimdiden yapay sinir ağlarını kullanıyor. Bundan faydalanarak özel tasarımlar, karakterler, görseller ve kişiye özel reklam metinleri oluşturuyoruz. Nasıl yeni fikirler oluşturabileceğimize dair toplantılarımızda yapay zekadan faydalanıyoruz. Müşterimiz olan firmalar için ürettiğimiz içeriklerde kaliteyi arttırmak için böyle bir sinerjiden faydalanıyoruz.”

Öyle görünüyor ki, teknoloji insanların yaratıcı potansiyelinin ve sezgilerinin yerini doğrudan alamayacak, dolayısıyla şirketler için teknolojinin sunduğu imkanlarla çalışanlarının yaratıcı yaklaşımlarını birleştirme çabası öne çıkacak. Teknolojik inovasyonun en önünde yer alıp güncel trendleri yakalayabilenler daha hızlı ve verimli şekilde içerik üretebilecek.

Sır gibi görünen şey aslında basit: değişim konusunda esneklik gösterebilmek. Yapay zekayı mevcut ekiplerinizin işleyişine entegre edebilme, insanları yapay zekayı kullanarak en iyi sonuçları alacak şekilde eğitme üzerine düşünmek gerekecek. Bu şekilde, yapay sinir ağları, tasarımcıların her zaman yardımına koşacak bir partner olarak konumlanıyor olmalı. Yapay zekanın gelişimi ve entegrasyonu hiç şüphesiz ki çalışma biçimlerimizi değiştirecek, ancak bu korkulacak bir şey değil.

Yeni teknolojileri kucaklayıp onlarla işbirliği içerisinde davranan tasarımcıların önüne yeni fırsatlar açılabilir ve başarılarını daha da yüksek seviyeye taşıyabilirler.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı