Aylık arşivler: Haziran 2023

Yanmar Turkey Makine A.Ş., yeni TNV Serisi YANMAR Dizel Motorları ile Automechanika İstanbul 2023'de…

Endüstri lideri teknolojiye sahip, düşük yakıt tüketimi ve yüksek güç çözümleri sunan Yanmar Turkey Makine A.Ş., 8-11 Haziran tarihlerinde düzenlenen Automechanika Istanbul 2023’te, sektörün ileri gelen temsilcileriyle buluşacak.

Enerji sistemleri, tarım ve iş makineleri, deniz motorları ve endüstriyel dizel motor alanlarında yüksek verim ve düşük yakıt tüketimi prensibiyle çalışan çevreci ürünler imal eden Yanmar, sektörün buluşma noktası Automechanika Istanbul 2023’teki yerini alıyor. 

Yanmar, 8-11 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek fuarda 3. Hol, C105 numaralı standında, Endüstriyel Motor İş Kolu’nu temsilen yeni emisyon standartlarına uygun TNV serisi Stage5 motorlarını sergileyecek.

Motor emisyonlarını azaltan çözümler

Sektörde küçük dizel motorların ticarileştirilmesinde başarı gösteren ilk şirket olan Yanmar, sıkı egzoz emisyonu yönetmeliklerine uyum sağlamak üzere, motor emisyonlarını daha da azaltmak için endüstri lideri teknolojiye sahip düşük yakıt tüketimi ve yüksek güç çözümleri sunuyor.

Yanmar Turkey Makine A.Ş. Endüstriyel Motorlar İş Kolu, Motor ve Yedek Parça Satış Müdürü Bahadır Birgücü, “Yanmar Turkey Makine A.Ş. olarak, sabit ve değişken devirli kompakt motor sınıfında dünya genelinde lider konumda bulunan Yanmar motorlar ve özellikle StageV motorlarımızla Türkiye’nin değerli sektör temsilcileri ile Automechanika Istanbul 2023 fuarında buluşacağız. Fuarda tanıtacağımız yeni TNV Serisi su soğutmalı dizel motorlarımız ile özellikle forklift, mini ekskavatör, mini yükleyici ve jeneratörlerde yaygın olarak hizmet veriyoruz” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Finans'tan 'Mobilden Tanış Avantajlara Alış' kampanyası

Türkiye Finans, mobilden müşteri olanlara 1.59 kâr payı ile 50 bin TL’ye kadar finansman sağlıyor

Türkiye Finans, Mobil Şube’den müşteri olanlar için avantajlı birçok bankacılık hizmetine hızla erişilmesini sağlayan “Türkiye Finans’la Mobilden Tanış Avantajlara Alış” paketini duyurdu. Avantajlar paketi kapsamında Türkiye Finans Mobil Şube üzerinden müşteri olanlar gerek finansman gerekse birikimlerini değerlendirmede avantajlı kâr payı oranlarından faydalanırken; EFT, Havale ve FAST gibi bankacılık işlemlerini ücretsiz olarak gerçekleştirebilecek. 

Türkiye Finans, yeri ve zamanı olmayan dijital bankacılık hizmeti anlayışıyla şubeye gitmeden Mobil Şube üzerinden müşteri olanlar için sunduğu avantajları, “Türkiye Finans’la Mobilden Tanış, Avantajlara Alış” paketini duyurdu. Türkiye Finans Mobil Şube’den müşteri olanlar, avantajlı birçok bankacılık hizmetine, finansman ve yatırım imkânına kolaylıkla erişebilecek.

Yüzde 1.59 kâr payı ile hemen 50 bin TL’ye kadar finansman

Kampanya kapsamında, Türkiye Finans Mobil Şube üzerinden müşteri olanlara, yüzde 1.59 kâr payı ile 50 bin TL’ye kadar finansman olanağı sunuluyor. Bu müşteriler ayrıca tüm kartlardan bağımsız olarak ek finansman limiti sağlayan eXtra Limit hizmetinden de yararlanabiliyor. Üstelik eXtra Limit’te ilk 1000 TL ve üzeri harcamaya 150 TL nakit iade hediye ediliyor. Happy Bonus kredi kartından ilk 1000 TL ve üzeri harcama yapan müşterilere ise 100 TL Bonus fırsatı sunuluyor.

TFXTarget ile birikimleriniz değer kazanıyor

Birikimlerini enflasyona karşı korumak ve birikimlerine değer katmak için yatırım amacıyla Türkiye Finans Mobil Şube’den müşteri olanlar da e-katılım hesaplarındaki TL birikimlerine avantajlı kâr paylaşım oranlarıyla değer katabilecek. Ayrıca kampanya kapsamında Türkiye Finans Mobil Şube’den müşteri olanlar Türkiye Finans’ın yatırım platformu olan TFXTarget üzerinden yerli ve yabancı hisselere, yurt içi ve yurt dışında bulunan yatırım fonlarına yönelik işlemleri, gerçek zamanlı fiyatlarla kolayca yapabilecek. Yatırımcılar, dijital şifre ile anında giriş yapabileceği TFXTarget’ın, kullanıcı dostu gelişmiş grafik yapısıyla ücretsiz ve süresiz canlı veri, haber akışı ve piyasa takibi, işlemlerde düşük komisyon oranları ve düşük işlem alt limiti avantajlarından hemen yararlanabilecek.

Dijital bankacılık dünyasında masrafsız işlem 

Yalnızca dakikalar içerisinde mobilden kolayca müşteri olanlar Türkiye Finans’ın masrafsız bankacılık dünyasının ayrıcalıklarından yararlanabilecek. Müşteriler Mobil ve İnternet Şube’den yapacakları 7/24 EFT, Havale ve FAST gibi bankacılık işlemlerine masraf ödemezken; 8700 anlaşmalı Yapı Kredi ve PTT ATM’sinden komisyonsuz para çekme ve para yatırma işlemlerini gerçekleştirebilecek. Ayrıca acil nakit ihtiyaçlarını anında karşılayan Happy Zero Kart’a sahip olan müşteriler kart aidatı ve kampanya katılım ücreti ödemeyecek ve dileyen müşteriler komisyonsuz 1000 TL’ye kadar yedek hesap da açabilecek. 

‘Uzaktan hızlı, güvenli ve kolayca finansmana ve avantajlara erişim’

Türkiye Finans’ın, ülkemizde dijital kanallar üzerinden müşteri olma kolaylığını sunan ilk bankalardan biri olduğunu belirten Türkiye Finans Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Mert, kampanyayla ilgili şunları söyledi:

“Günümüzün hızlı ve anlık değişiklere maruz kalan dünyasında müşterilerimizin ihtiyaçlarına kolaylıkla ulaşabilmelerini sağlamak önceliklerimizin başında geliyor. Bu da her an elimizde olan telefonlarımızdan gerek finansman gerek birikim değerlendirme gerekse günlük bankacılık işlemlerimizi gerçekleştirmede hem hız hem uygun fiyatlar hem de ulaşılabilirlikle mümkün. Şu anda şubelerimizden gerçekleştirilen işlemlerin birçoğu Türkiye Finans Mobil Şube’de gerçekleştirilebiliyor. Bu kolaylık ve hızla beraber Mobil Şube’den yapılan işlemlerde müşterilerimiz avantajlı oranlarla finansman ihtiyaçlarına cevap bulabilirken, birikimlerini de daha yüksek getiri sağlayarak değerlendirebiliyor ve masrafsız bankacılığı deneyimleyebiliyorlar. Türkiye Finans olarak yer ve zamandan bağımsız dijitalleşen bankacılık anlayışımızla müşterilerimizin tüm ihtiyaçları için yanında olmaya devam ediyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Matriks yazılım sektöründeki kadın istihdamını artıracak!

Türk yazılım mühendisleri tarafından Türkiye’de geliştirilen, big data tabanlı altyapılardan beslenen, sektörün ilk mobil uygulaması ve yapay zekâ destekli finansal veri izleme-işlem platformunun mimarı Matriks; 20’nci yılında sektöre yeni kadın yazılımcılar kazandırmak için ‘Android Yazılımcı Meslek Edindirme’ programını başlatıyor.

Matriks, depremden etkilenen 11 ilde ikamet eden, bu illerdeki üniversitelerde okuyan ya da mezun olan kadınları ‘’Android Yazılımcı Meslek Edindirme’’ programıyla yazılım sektörüne kazandırmayı hedefliyor. Matriks’in Up School iş birliği ile gerçekleştireceği ‘Matriks Kadın Android Yazılımcı Meslek Edindirme’’ programına başvurular 2 Haziran’da başladı ve 15 Haziran’da sona erecek. Üç ay sürecek programdan mezun olan kadınlar hem Matriks’te hem de yazılım sektöründe çalışma şansı yakalayacak.   

Matriks Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Cem Tutar, Matriks’in çalışanlarının yüzde 33’ünün kadın olduğunu hatırlatarak hem sektördeki kadın istihdamını artırmak hem de deprem bölgesiyle ilişkili öğrenci ya da yeni mezun kadınların yazılım alanındaki kariyerlerine katkı sağlamak amacıyla bu projeye başladıklarını söyledi. Şirket olarak kuruldukları günden bu yana kadın istihdamına çok önem verdiklerini ifade eden Cem Tutar, “Kadın çalışanlarımızın yüzde 30’u mühendislerden oluşuyor. Ar-Ge ekibimizde 8 kadın yönetici bulunurken idari ekiplerimizde ise 10 kadın çalışanımız yönetici pozisyonunda çalışıyor. Kadın çalışanlarımızın yüzde 28 de yönetici pozisyonunda yer alıyor. Buna karşın bağımsız platformlar tarafından gerçekleştirilen çalışmalar Türkiye’de bilişim alanında çalışanların sadece yüzde 9,9’unun kadın olduğunu gösteriyor. Biz yazılım tarafındaki kadın sayısını artırmanın da sektörümüze değer katacağına inanıyoruz. Bu nedenle teknolojide rol model kadınlar yetiştirmeyi hedefleyen eğitim teknolojisi girişimi Up School ile bu programı başlattık” diye konuştu. 

PROGRAMDA TEKNİK EĞİTİM DE ÖZGÜVEN EĞİTİMİ DE VAR

Güçlü kadrosu, güçlü alt yapısı ve müşterilerine sunduğu hızlı, etkin ve güçlü teknik desteği, kadın yazılımcıları sektöre kazandırmak için başlattığı programla yepyeni bir boyuta taşımaya hazırlanan Matriks, ‘’Kadın Android Yazılımcı Meslek Edindirme’’ programıyla, deprem bölgesiyle ilişkili minimum 30, maksimum 50 kadına Android yazılım eğitimi verecek.

Kadınlara teknik donanım ve özgüven kazandırarak kariyerlerine başlama imkânı sağlayan eğitimler geliştiren girişim Up School tarafından yürütülecek eğitim programı için 2-15 Haziran tarihleri arasında başvurular alınacak. Başvuru formuna Matriks web sitesi ve sosyal medya hesaplarından ulaşmak mümkün olacak. (Daha detaylı bilgi ve başvuru için linki inceleyebilirsiniz.)

Online başvuru formunun adaylar tarafından doldurulmasının ardından, kodlama testi ve mülakat aşamaları yürütülecek. Seçilen adaylar üç ay süreyle eğitim programına katılacak. Programda 30 saat özgüven eğitimi ve 100 saat teknik eğitim verilecek. Teknik eğitimler 40 saat canlı eğitim, 24 saat asistan desteği ve 36 saat on-demand videodan oluşacak.

Matriks’in deneyimli Mobil Gelişme ekibinin program boyunca devam edecek mentorluk desteği ile katılımcıların daha yakından tanınması ve geri bildirimler alınması planlanıyor. Matriks bu program sonunda başarılı katılımcılardan bazılarını ekibine dahil etmeyi de hedefliyor.

Ayrıca programda öğrencilerin motivasyonunun artıracak ve networklerini geliştirecek sektörden uzman konuşmacıların da davet edileceği tecrübe aktarım buluşmaları da yer alacak.   

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aksigorta'nın Karbon Net Sıfır Hedefi 2050

Sabancı Holding ve Ageas iştiraki olan Aksigorta, “iklim acil durumunun çözümü için öncü adımlar atmak” odağına uygun olarak en geç 2050’de Net Sıfır Emisyon ve Net Sıfır Atık seviyelerine ulaşmayı hedefliyor.

Aksigorta, net sıfır emisyon ve net sıfır atık hedefine paralel olarak; ürün ve hizmet gamını iklim krizinin çözümüne pozitif katkı sağlayacak sürdürülebilir sigortacılık ürünleriyle güçlendirmeye başladı. Sürdürülebilirlik performansını her geçen yıl daha da güçlendiren Aksigorta, faaliyetlerinden kaynaklanan doğrudan ve dolaylı çevresel etkileri en aza indirmeyi hedefleyen projeler yürütüyor.

Kağıtsız sigortacılık hedefi doğrultusunda dijitalleşme çalışmalarına hız veren Aksigorta, kâğıt tüketimini yasaların sunduğu ölçüde azaltma sürecini başlattı. Çok sayıda doküman ve bildirim, dijitalleştirilerek, son 2 yılda yaklaşık 11 ton kâğıttan tasarruf edildi. WWF Türkiye’den Yeşil Ofis sertifikasına sahip olan Aksigorta, 2022 yılında kullandığı enerjinin tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından temin etti. Aynı zamanda gün ışığından mümkün olduğunca faydalanmayı sağlayan perde otomasyonu ve otomatik kapanan yeni ışıklandırma sistemi enerji tüketiminde %11’lik tasarruf sağladı. 

Aksigorta’nın pandemi ile birlikte hibrit çalışma düzenine geçtiğini belirten Aksigorta ve Agesa İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burak Yüzgül, “Çevre ekseninde sağladığımız en önemli kazanım ofis alanı kullanımındaki düşüşe paralel, doğal kaynak kullanımlarının da azalması oldu. Buna ek olarak, son 5 yılda, ofislerdeki bilinçli su tüketimimiz sayesinde % 70’e varan azaltım gerçekleştirdik; geçtiğimiz yıl ofiste kullanılan plastik su şişelerini de kaldırdık. Aynı zamanda geçtiğimiz ay, her bir çalışanımız adına Ege Orman Vakfı’na 10.000 fidan bağışında bulunduk. Yaptığımız bağışlarla İzmit Taşköprü ağaçlandırma sahasında Aksigorta Hatıra Ormanı oluşturuldu. Dünyamızın geleceğini güvence altına alabilmek adına pek çok çalışma gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalarımızı da kararlılıkla sürdüreceğiz. Sahip olduğumuz güçlü kapasiteyi ve köklü sigortacılık uzmanlığını sıfır karbon ve iklim değişikliği ile mücadele alanında kullanmaya devam edeceğiz’’ diye konuştu. 

Sürdürülebilir ürünler de geliştiriliyor

Operasyonda gerçekleştirilen sürdürülebilirlik odaklı çalışmaların yanı sıra, ürün portföyümüzde de eklemeler yapmaya başladıklarını ifade eden Burak Yüzgül, “Ekolojik Akkonut ürünümüz özelinde, tüm enerji ve su ihtiyacını doğal yollarla gideren ve tüm bunları doğaya neredeyse hiç zarar vermeden gerçekleştirebilen ekolojik evlerin sahiplerine %10 prim avantajı sağlanıyor. Bu ürünle, elektrikten ısınmaya kadar enerji tüketimine sebep olan tüm gündelik gereksinimlerini yenilenebilir kaynaklardan elde ederek, doğaya katkı sağlayan ‘ekolojik’ evler için daha cazip teklifler hazırladık. Aksigorta olarak, sürdürülebilirlik bakış açımızla faaliyet gösterdiğimiz toplumun kalkınması, refahı ve daha iyi bir yaşama erişmesi için program ve projeler tasarlayarak, ekonomik büyümeyi desteklemek için olumlu etki yaratmaya aracı olacak farklı branşlardaki ürünlerimizle de yeni avantaj ve hizmetlerle sürdürülebilirliğe katkı sağlamayı hedefliyoruz’’ dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Polikistik Over Sendromu Diyabete Yol Açabilir!

En belirgin klinik özellikleri, adet düzensizlikleri,  androjen (erkeklik hormonu) fazlalığına bağlı tüylenme ve sivilcelenme gibi cilt sorunları ve yumurtalıklarda görülen çok küçük kistlerle karakterize bir hastalıktır.

Sebebi tam olarak çözülememiş olsa da çevresel ve genetik faktörlerin rol aldığı öngörülmektedir.  Yapılan tüm araştırmalarda en önemli klinik ve laboratuvar bulgusu insülin direnci olmasıdır.

İnsulin direnci olması sebebi ile bu hastalar çok çabuk kilo alabilmektedir. Bunun sonucunda insülin direnci daha da ağırlaşmakta ve hastanın klinik bulguları daha da kötüleşmektedir. PKOS hastalarında özellikle karın içi yağlanma (viseral yağ) artış çok daha belirgin olmaktadır. Viseral yağlanma insülin direnci konusunda en önemli risk faktörlerinden birisidir. Bunun sonucu olarak dokuların glukoz yani şeker kullanımı zorlaşmaktadır.  Bu durum tedavi edilmez ise yıllar içerisinde kilo artışı daha da belirgin hale gelip diyabet görülme riski artmaktadır.

‘PKOS hastalarında Tip 2 Diyabet görülme sıklığı artmıştır’

PKOS’lu hastalarda tanı konulduğu anından itibaren aynı yaş grubundaki kadınlara göre belirgin olarak diyabet görülme sıklığı artmıştır. Özellikle bel çevresi kalınlığı artmış olanlarda, ileri yaşlarda ve ailesinde diyabet öyküsü olanlarda bu risk çok daha belirgin hale gelmektedir. PKOS’lu kadınlarda kontrol grubuna göre diyabet gelişime zamanı 4-6 yıl önce olabilmektedir. PKOS tanısı konulduğu anda bu hastalarda bozulmuş glukoz toleransı, reaktif hipoglisemi gibi glukoz metabolizma bozuklukları %30 oranında görülebilmektedir. Tanı anında PKOS hastalarının yüzde 8-10’unda diyabet saptanabilmektedir.

İlerleyen zamanlarda 40-50 yaşa geldiklerinde, PKOS hastaların aynı yaş grubundaki diğer kadınlara göre 6-7 kat daha fazla diyabet geliştirme riskine sahiptir. Bu nedenle PKOS hastalığı diyabet açısından çok yüksek riskli bir grup olarak yakın takip edilmesi gerekmektedir.

PKOS hastalarında tanı anında diyabet ve bozulmuş glukoz toleransı açısında 75 gram glukoz tarama testi yapılması ve takibinde kontrol testlerinin yapılması erken tanı ve tedavi açısından çok önemlidir.

PKOS ve gebelik (gestasyonel ) diyabet.

PKOS hastalarında gebelik durumunda çok daha dikkatli olmak gerekmektedir. PKOS’lu hastalar gebelik döneminde diyabet gelişimi açısından çok yüksek riskli gruplar arasında kabul edilmektedirler. Gebeliğin başından itibaren mutlaka şeker takipleri yapılmalı, 20. gebelik haftasından sonra 75 gram glukoz yükleme testi ile bu hastalarda diyabet olup gelişmediği kontrol edilmelidir.

PKOS hastalarında diyabet gelişimi engellenebilir mi?

Temel sorun insulin direnci, viseral yağlanma olması sebebi ile bu hastaların kilo almamaları sağlanmalıdır. Özellikle düzenli egzersiz, karbonhidrattan fakir beslenme ile ideal kilonun korunması temel tedavi şeklidir. İdeal kiloya yakın kilonun korunması halinde birçok metabolik sorun minimalize edilebilmektedir.

İlaç olarak metformin tedavisi glukoz metabolizma bozukluğu olanlarda kullanılabilmektedir. Ancak PKOS hastalığı birçok hormonal değişikliklerle ortaya çıkan kompleks bir hastalık olduğu için bu hastalığın tanı ve takibini mutlaka konusunda tecrübeli endokrinologlar tarafından yapılmasını, ilaç tedavisi konusunda doktorunuz vereceği ilaç tedavilerini uygulamanız daha doğru olacaktır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bel Fıtığında En Sık Yapılan 10 Hata!

Son yıllarda giderek yaygınlaşan hareketsiz yaşam, fazla kilo, bilgisayar karşısında geçirilen uzun saatler ve masa başında yanlış oturma pozisyonu derken, bel ağrısı çekenlerin sayısı hızla artıyor. Ülkemizde bel ağrısı şikayeti nedeniyle hekime başvurma oranı baş ağrısından sonra ikinci, cerrahi olarak tedavi edilme açısından üçüncü sırada yer alıyor. Her bel ağrısının bel fıtığı anlamına gelmediğini belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ “Yapılan çalışmalar, bel ve boyunda saptanan her fıtıklaşmanın bel-boyun ağrısı yapmadığını, dolayısıyla MR’da saptanan her fıtığın tedavi gerektirmediğini ortaya koymuştur. Buna karşın tedavi gerektiren bel fıtığında, uygulanan çeşitli yöntemlerle yüzde 90-95 oranında cerrahiye gerek kalmadan başarı sağlanabilmektedir. Kişilerin bazı yanlış davranışları ve alışkanlıkları da bel fıtığı riskini artırdığı gibi, tedaviyi de olumsuz etkileyebilmektedir” diyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ, bel fıtığında en sık yapılan yanlışları anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

Yatak istirahatine rağmen oturmak!

Bel fıtığı hastalarında en çok gözlemlenen yanlışlardan biri; doktorun yatak istirahati vermesine rağmen, oturmaya devam etmek oluyor. Oysa oturmak, yatak istirahatinin yerini tutmuyor. Prof. Dr. Tolga Aydoğ “Oturan bir kişide disk üzerine düşen basınç oturma ve özellikle oturup yanlara eğilme sonucu ciddi bir şekilde artar. Bu nedenle hastaya verilen istirahat süresince kişi oturarak istirahat etmek yerine yatarak istirahat etmelidir. Oturmak istediği zamanlarda da bel boşluğunu destekleyen bir yastıkla bunu yapmalıdır” diyor. 

Kilo vermeye özen göstermemek

Fazla kilonun bel ağrısını artırdığı gibi, ağrının oluşumuna da neden olabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Tolga Aydoğ, buna karşın fazla kilolarından kurtulmak için yeterli özen gösterilmemesinin de en sık yapılan hatalar arasında olduğunu söylüyor. Bel ağrısı olan hastanın aktivite düzeyindeki azalışa bağlı olarak kilo alımının hızlanabileceğini belirten Prof. Dr. Tolga Aydoğ, bu nedenle istirahatin ve kontrollü hareketin önemli olduğu ilk günlerde gerekirse diyetisyen desteği alınmasının önemli olduğunu vurguluyor.  

‘Çivi çiviyi söker’ diyerek zorlayıcı egzersizler/sporlar yapmak

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ öne çıkan yanlışlardan birini şöyle açıklıyor: “Bel fıtığının tedavisinde egzersiz çok önemli yer tutar. Bu bağlamda bel ve kalça etrafı kısa kasların uzatılması, zayıf kasların kuvvetlendirilmesi, genel kondisyonun artırılmasına özen gösterilmelidir. Ancak zorlayıcı hareketlerden uzak durulmalıdır çünkü zorlayıcı hareketler kaslarda daha büyük kuvvet artışı yapabilse de bunlar disk üzerine düşen basıncı artırıp sorunun daha da artmasına neden olabilir. O yüzden kişinin fiziksel durumuna göre iyi planlanmış bir egzersiz planı yapmak çok önemlidir.”

Hiç kalkmadan uzun süre yatmak

Akut gelişen bel fıtığının tedavisinde disk üzerine düşen basıncı azaltmada yatak istirahati şüphesiz çok önemli bir yer tutuyor ancak dikkat! Hiç kalkmadan çok uzun süre yatmak kaslarda kuvvetsizliğe, eklemlerde hareket kısıtlılığına yol açıyor. Prof. Dr. Tolga Aydoğ bundan dolayı yatak istirahatinin bir haftayı geçmemesi gerektiğini söylüyor.   

Sigara içmeye devam etmek

Sigaranın genel vücut sağlığı için kanıtlanmış zararları, bel fıtığında da kendini gösteriyor. Sigara içmenin disk kanlanmasını bozarak bel fıtığı riskini artırabildiğini ve tedaviyi olumsuz etkileyebildiğini belirten Prof. Dr. Tolga Aydoğ, sigaranın yol açtığı öksürük nedeniyle de bel fıtığına zemin hazırlayabildiğine dikkat çekiyor. 

Sert yatak yerine yerde yatmak 

Sert yataklarda yatmak bel fıtığı tedavisinde halen kabul görse de bu, sert zemine/yere yatılması anlamına gelmiyor. Yere yatıp- kalkma sırasında belin istenmeyen zorlayıcı pozisyonlara gelebilmesinden dolayı yere yatmaktan kaçınmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Tolga Aydoğ “Yerde değil, normal yükseklikte sert yatağı tavsiye ediyoruz. Günümüzde vücut şeklini alan ‘visko’ yataklar geliştirilmeden önce bel fıtığında hastaların sert yataklarda yatması gerektiği görüşü genel kabul görüyordu. ‘Visko’ yataklar çıktıktan sonra artık ille de sert yataklar değil, hastanın rahat ettiği yatağın doğru olduğu genel kabul görmektedir. Akut gelişen bel ağrısında ilk tercih sert yataklar olsa da kronik dönemde rahat edilen yatak doğru yataktır, diye düşünmekteyiz” diyor. 

Uzman olmayanlara başvurmak

Prof. Dr. Tolga Aydoğ, bel ağrısı çekenlerin ve MR’ında bel fıtığı saptananların en sık yaptığı yanlışlardan birinin de kulaktan dolma bilgiler ve önerilerle hareket etmeleri olduğunu belirterek “Çevredekilerin ‘aynı sorun bende de vardı veya bir yakınım şu kişiye gitti belini çektirdi, iki büklüm gitmişti sapasağlam ayrıldı” gibi sözleriyle doktora değil işin uzmanı olmayan kişilere yönelinmesi sonucu kalıcı sakatlıklar ortaya çıkabiliyor” uyarsında bulunuyor. 

“Bel fıtığı ameliyatı oldum, bir daha tekrarlamaz” diye düşünmek

Bel fıtığı ameliyatı sonrası günlük yaşamda bazı kurallara dikkat edilmediğinde fıtık sorunu aynı seviyeden veya başka bir seviyeden tekrarlayabiliyor. Bu nedenle kişinin bel fıtığı nedeniyle ameliyat olsa da omurgasını korumak için genel kurallara uyması ve egzersizlerle omurga etrafında yeterli esneklik ve kuvvete ulaşmaya, genel kondisyonunu artırmaya özen göstermesi gerekiyor. 

Bel açısından doğru ergonomik hareketleri öğrenmemek

Ağır kaldırma ve zorlayıcı fiziksel hareketler yapma hem bel ağrısını hem de bel fıtığı riskini artırıyor. Prof. Dr. Tolga Aydoğ günlük yaşamda bilinçsizce yapılabilen bazı hareketlerin bel fıtığına davetiye çıkarabileceğini belirterek şu önerilerde bulunuyor; 

  • Yerden bir şey almak için belden eğilmek yerine dizlerinizi bükün.
  • Market/pazar alışverişi poşetlerini tek elde değil, iki ele eşit dağıtarak taşıyın.
  • Otururken bel boşluğunu destekleyici yastıkla doldurun.
  • Bar koltuğu gibi çok yüksek yerlere veya yere oturmaktan kaçının.
  • Baş üzeri bir şeyi rafa/dolaba yerleştirirken uzanmak yerine basamak kullanın.
  • Uzun süreli oturarak çalışıyorsanız en geç her saat başı kalkıp dolaşın. Zira; her saat başı kısa süreli dolaşma; bel omurlarının, bel çevresi bağ ve kasların ayrıca disklerin sağlığı açısından çok önemli.

Ameliyatı tek çare olarak görmek 

Bel fıtığında ameliyatın son çare olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tolga Aydoğ, ameliyat gerektiren durumları; ‘bacaklarda kuvvet kaybı, idrar ve gaitayı tutamama ve yapılan her tür tedaviye rağmen bel ağrılarının devam etmesi’ olarak sıralıyor. Ameliyat öncesi uygulanan yöntemlerle yüzde 90-95 oranında başarı sağlanabildiğini belirten Prof. Dr. Tolga Aydoğ şöyle konuşuyor: “Bel fıtığı; çok uzun süre olmayan istirahat, ağrı kesici, kas gevşetici ve steroid olmayan antiinflamatuar (bazen steroid) ilaçlar, egzersiz, görüntüleme destekli bele yapılan enjeksiyonlar (transforaminal / epidural enjeksiyonlar), bel korseleri, elle tedavi (manüpilasyon/kayropraksi) sıcak uygulama ve fizik tedavi gibi yöntemlerde yüzde 90-95 oranında tedavi edilebilir. Bel fıtığı hastasında genelde tek bir tedavi seçerek uygulamak yerine bütüncül yaklaşıp, birçok tedaviyi birlikte uygulamak çok daha doğru bir tedavi tarzıdır.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Tıp'ta “3. Ulusal İntörn Hekimlik Kongresi" düzenlendi

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından “III. Ulusal İntörn Hekimlik Kongresi” gerçekleştirildi. Kongre “Olgu Örnekleriyle Tanı ve Tedavi Yaklaşımı” temasıyla EÜ Tıp Fakültesi Muhittin Erel Amfisinde düzenlendi. Kongreye EÜ Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemil Gürgün, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Rüçhan Sertöz, Prof. Dr. Sibel Göksel, akademisyenler ve tıp fakültesi öğrencileri katıldı.

Kongrenin açılışında konuşan Prof. Dr. Cemil Gürgün, “Kongremiz; 6. Sınıf öğrencilerimizin hocaları gözetimde hazırladıkları gerçek olguları sundukları ve bu olguların tanı ve tedavilerinin de tartışıldığı bir öğrenci kongresidir. Kongre oturumlarında mezuniyet hedeflerine uygun olarak belirlenen konular, olgu temelli yaklaşım ile tanı ve tedavi uygulamalarıyla tartışılacak. Amacımız fakültemizden mezun olmak üzere olan intörnlerimizin özellikle birinci basamakta ve toplumda en çok karşılaşılan öncelikli sağlık sorunları konusunda bilgi ve becerilerini güncellemek, hekim olma yolundaki uzun soluklu yolculuklarında fakültemizden ayrılırken son mesajlarımızı verebilmektir” dedi.

“Öğrencilerimiz bu kongre sayesinde ek kazanımlar elde ediyor”

 Tıp eğitiminin önemine değinen Prof. Dr. Gürgün, “Ülkemizde tıp eğitiminin son yılı ‘intörnlük’ olarak adlandırılır. Bu dönemdeki eğitimler Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi Ulusal Standartları’nda belirtildiği üzere öğrencilerin hekimlik yaşamında kullanacağı bilgi, tutum ve becerileri pekiştirecek şekilde uygulanmalıdır. Tıp eğitiminin üç önemli unsuru bulunmaktadır, ‘gözlemleme, uygulama ve öğretme’. Öğrenciler eğitimlerinin ilk beş yılında teorik ve uygulamalı derslerin yanı sıra hasta başı eğitimlerinden sonra öğretim üyeleri ve yardımcılarının gözetiminde ilk kez hasta ortamlarında bire bir uygulamaya bu dönemde geçmektedirler. 5 yıl boyunca edindikleri bilgi ve deneyimlerini pekiştirdikleri en önemli yıldır. Ayrıca, öğrencilerimiz bu kongre sayesinde ek kazanımlar da elde ediyor. Kongrede sunulacak olguları hazırlarken danışman öğretim üyeleri ile mesleki olarak yakın iletişimde bulunarak sunum becerilerini ve o konu hakkındaki bilgilerini pekiştirme fırsatı da yakalayabiliyorlar” diye konuştu.

Prof. Dr. Gürgün, “Kongremizin bilimsel programının oluşması sosyal medyada tanıtılması dahil tüm organizasyonu fakültemiz intörnlerinin gayret ve çabaları ile oluşturuldu. Fakültemizin eğitim-öğretim, araştırma ve sağlık hizmeti alanlarında vermiş olduğu destek ve katkılarından dolayı başta Rektörümüz sayın Prof. Dr. Necdet Budak’a, kongre düzenleme kuruluna, bilimsel komite üyelerine, kongrede emeği geçen intörn doktorlarımıza, üniversitemiz uzaktan eğitim merkezi UZEM’e ve ülkemizin dört bir yanından kongremize katılan genç meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Yakında fakültelerinden mezun olacak olan tüm intörn doktorlarımıza meslek yaşamlarında başarılar diliyor, verimli güzel bir kongre diliyorum” dedi.

Kongre kapsamında yapılan sunumlar hem yüz yüze hem de aynı anda canlı olarak yayınlandı. Toplamda 750 katılımcının katıldığı kongrede 45 farklı tıp fakültesinden öğrenciler ve pratisyen hekimler sunumlar gerçekleştirdi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Brokoliyi çok fazla haşlamayın

Brokoli, kansere karşı koruyucu etkisiyle ve daha birçok yararıyla ön plana çıkan bir sebze. Suyun içinde kaynatarak pişirilen brokolinin özelliklerini yitirdiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, “Bilimsel araştırmalar, brokolinin antibiyotik özellikleri ile birlikte kalp-damar sağlığını koruyucu, kalp krizini önleyici, kolesterol düşürücü, tansiyon düşürücü, antioksidan ve şeker hastalığı komplikasyonlarını önlemede etkili olduğunu gösteriyor. Bilimsel gözlemlere göre yapılan tavsiyeye göre brokoli buharda birkaç dakika pişirilerek ya da çiğ olarak tüketilmeli” açıklamasında bulundu.

Brokoli, vitamin deposu ve antioksidan olma özelliğinin yanı sıra ‘’glukosinolatlar’’ denen etkili bileşenleri içerdiğini paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, “Bu bileşiklerden özellikle ‘sülforafan’ ve ‘indol-3-karbinol’ün; kolon, prostat, rektum, mide, meme ve akciğer kanserleri vakalarında etkili olduğun klinik çalışmalarla ortaya kondu” dedi.

Brokoli bağırsaktaki yararlı bakterileri besliyor

Brokolinin aynı zamanda yüksek miktarda lif içerdiği için de bağırsaklardaki yararlı bakterileri beslediğini söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, “Biliyoruz ki yararlı bakterilerin sayısının artması vücudumuz için çok kıymetli. Ayrıca brokoli filizi ve brokoli özütleri verilerek yapılan deneysel çalışmalarda da kanser değerlerinde düzelmeler gözlendi” diye konuştu.

Doğru pişirme önemli 

Brokolinin faydasının görülmesi için doğru pişirmenin çok önemli olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, “Suyun içinde kaynatarak pişirdiğimiz brokoli tüm bu özelliklerini maalesef yitirmiş oluyor. Dolayısıyla bilimsel gözlemlere göre yapılan öneri; buharda birkaç dakikalık pişirme şekli veya çiğ tüketimidir. Çiğ şekilde elde parçalayıp 30 dakika bekledikten sonra zeytinyağı ve limon ile çok başarılı ve güçlü bir detoks hazırlanmış olur” önerisinde bulundu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cem Adrian'dan Duygu Yüklü Bir Sahne Performansı

Türkiye’nin en sevilen sanatçılarından Cem Adrian, önceki gün Turkcell Vadi sahnesinde duygu yüklü bir konsere imza attı. 

Kendine has ses tonu ve tarzıyla geniş bir hayran kitlesine sahip sanatçı dinlemeye gelen hayranlarına unutulmaz bir müzik deneyimi yaşattı. 

Sanatçı, geçmişten günümüze en sevilen şarkılarını tutkulu performansı ve büyüleyici sahne şovuyla sergilediği konserde benzersiz tarzını bir kez daha gözler önüne serdi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Melike Şahin Göz Alıcı Bir Geceye İmza Attı

Türkiye’nin sahnesi Turkcell Vadi’nin dün akşamki konuğu Melike Şahin oldu. 

En sevilen şarkılarını büyüleyici sahne performansı ile sergileyen sanatçının günler öncesinden biletleri tükenen konserinde tam bir eğlence festivali yaşandı. 

Olağanüstü yeteneği ve benzersiz müzik tarzıyla sınırları zorlayan ve hayranlarına ilham veren sanatçı sürükleyici ve unutulmaz bir konsere imza attı. 

Sahnedeki enerjisi ve güçlü sesiyle büyüleyen Şahin’in hayranları gece boyunca dans edip eğlendiler. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı