Aylık arşivler: Haziran 2023

Antidepresan kullanımı son 11 yılda yüzde 63 arttı

Sağlık Bakanlığı’nın 2021 yılında yayımladığı ‘Sağlık İstatistikleri Yıllığı’na göre Türkiye’de antidepresan kullanımı 2010’da yüzde 33 iken, 2021’de yüzde 63.46 arttı ve yüzde 53’e ulaştı. Pandemi ile birlikte psikiyatri kliniklerine başvuru ve antidepresan kullanımı da çoğaldı. Hiwell Online Terapi Platformu Kurucusu Ali Ozan Özçiçek, “Ülkemizde pandemi dönemi başta olmak üzere son yıllarda antidepresan kullanımının arttığını görüyoruz. Ancak terapiye ulaşamayan çok daha fazla insan olduğunu da biliyoruz. Gelecek dönemlerde meditasyon, psikiyatri gibi servislerimizi de hizmete alacağız. Böylece her bireyin terapiye kolay ve hızlı bir şekilde tek kanaldan erişebilmesini amaçlıyoruz” dedi.

 

2019 yılında kurulan Hiwell, danışanlarına alanlarında en yetkin uzman klinik psikologlarla terapi hizmeti veriyor. Son yatırım turunda 11 milyon dolar değerleme ile yatırım alan Hiwell Online Terapi Platformu Kurucusu Ali Ozan Özçiçek, sektörle ilgili açıklamalarda bulunarak, gelecek dönem stratejilerini ve hedeflerini anlattı.

Teknolojinin hayatımıza hızlı bir şekilde girmesiyle birlikte, bireylerin online terapinin avantajlarını keşfetmeye başladığını söyleyen Ali Ozan Özçiçek, bireylerin kendilerini rahat hissettikleri bir ortamda terapi alabilmelerine imkân sunan online terapinin aynı zamanda zaman ve mekan kısıtlamalarını da ortadan kaldırdığının altını çizdi. Sunulan hizmet kalitesi ve danışan memnuniyeti kapsamında, geçtiğimiz yıla kıyasla Hiwell üzerinden terapi almak isteyen danışan sayısının yüzde 240 büyüdüğünü belirten Özçiçek, bu doğrultuda uzman klinik psikolog sayılarında da yüzde 200’lük bir artış olduğunu söyledi. 2023 yılı sonuna kadar danışan ve psikolog sayılarında iki kat üzerinde bir artış hedeflediklerini ifade eden Özçiçek, bu artışla birlikte hizmet verilen ülkeler dışında üç yeni ülkeye daha açılarak orada da terapinin herkes tarafından kolayca ulaşılmasını sağlamak istedikleri bilgisini verdi.

 

“ARTAN ONLINE TERAPİ TALEBİNE DAHA SAĞLIKLI KARŞILIK VERMEK GEREKİYOR”

2009 yılında kliniklere başvuran kişi sayısının 2017’de dört kat artarak 12 milyonun üstüne çıktığını söyleyen Özçiçek, “Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 2019 yılında 49 milyon 857 bin kutu antidepresan satışı gerçekleşirken bu rakam, 2020’de 54 milyon 625 bine, 2021’de ise 59 milyon 641 bin kutuya yükseldi. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, ülkemizde 2018-2020 yıllarını kapsayan son yıllarda 61 milyon kişi sinir sistemi ilacı, 12.3 milyon kişi de antidepresan ilaç aldı. Ipsos’un yaptığı bir araştırma ise Türkiye’de yaşayanların yüzde 61’inin akıl ve ruh sağlığının geçtiğimiz yıla göre daha kötüye gittiğini söylüyor. Dünya Sağlık Örgütü de koronavirüs salgını öncesinde 1 milyardan fazla insanın ruhsal bozukluklar yaşadığını pandemi sonrasında ise bu sayının yüzde 25 oranında arttığını belirtiyor. Dolayısıyla da giderek artan bu talebe daha sağlıklı ve doğru bir şekilde karşılık vermemiz gerekiyor” diye konuştu.

 

“ALACAĞIMIZ YATIRIMLARLA HİZMET ALANIMIZI GENİŞLETECEĞİZ”

Gelecek dönemde Hiwell üzerinden herkesin mental sağlık ve esenlik hizmetlerine kolayca ulaşılabilmesi ve bu alanda gerek psikiyatrik gerekse meditasyon gibi tüm ihtiyaçların tek kanaldan sağlanabilmesini hedeflediklerini belirten Özçiçek, yeni yatırımlarla birlikte Hiwell’in daha da güçleneceğinin altını çizdi. 2022 yılının Kasım ayında 11 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldıklarını ifade eden Özçiçek, “Bu yıl hem Türkiye hem de globalde ekonomik açıdan zorluklar yaşanıyor. Ancak tüm olumsuzluklara rağmen büyümemizi beş kat artırdık ve kar elde etmeyi başardık. 2023 yılında seri A yatırım turunu tamamlamayı hedefliyoruz. Alacağımız bu yatırımla hem yurtdışında verdiğimiz hizmet alanlarını genişleteceğiz hem de yeni entegrasyonlar gerçekleştireceğiz. Ayrıca yine bu yıl sonuna kadar; danışan ve psikolog sayımızı iki kat artırmayı, yeni üç ülkeye açılım yapmayı ve meditasyon, psikiyatri gibi servislerimizi de hizmete almayı planlıyoruz. Biliyoruz ki terapiye ulaşamayan çok daha fazla birey bulunuyor. Hiwell olarak amacımız, bu hedeflerimizi hayata geçirerek herkesin tüm ihtiyaçlarına tek kanaldan cevap verebilmek. Bunun için de takvimimizi oluşturduk ve gerekli çalışmalara başladık” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kurban Bayramı sevinciniz yaralanmalar yüzünden yarıda kalmasın

Bir yandan bayram sevincinin, diğer bir yandan da kurban vecibesini yerine getirmenin heyecanı ve telaşı içerisinde olduğumuz bugünlerde, yapılabilecek en ufak bir hata Kurban Bayramının hastanede geçirilmesine neden olabilir. Bu hususta, sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz sofralarda eğlenceli ve güzel vakitlerin geçirilebilmesi için kurban kesim işlerinin profesyonellerce yapılması büyük önem taşımaktadır.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Acil Servis Bölümü’nden, Dr. Öğr. Üyesi Tahir Talat Yurttaş ‘kurban bayramında kurban kesim işlemleri sırasında dikkat edilmesi gerekenler’i anlattı

 

Her yıl kurban vecibesini yerine getiriyoruz ve yapılan tüm uyarılara rağmen kazalar dikkatsizlikler sebebiyle devam ediyor. Özellikle de profesyonel kişiler tarafından yapılmayan kesimler ciddi yaralanmalara sebep oluyor.

Yaralanmalarda en sık el kesileri ile karşılaşıyoruz. El bölgesinin kanlanmasının yoğun olması, tendon dediğimiz kas kirişlerinin yoğun ve yüzeye yakın bulunması nedeniyle bu yaralanmalar ciddi sonuçlar doğurabilmektedir.

Kurban Bayramında genellikle bıçak ve satır gibi delici kesici aletlere bağlı basit cilt kesilerinden damar, sinir, tendon yaralanmalarına, uzuv kopmalarından hayvanın tepmesine ya da boynuz darbelerinden kaynaklı hayati organ yaralanmalarına kadar çok farklı yaralanmalarla karşılaşmaktayız.

 

Nelere dikkat etmeliyiz?

Kesimler ehil ellerde ve mümkünse çelik kasap eldiveni, kaydırmaz çizme, koruyucu gözlük ve önlük gibi uygun ekipmanlarla yapılmalıdır.

Kullanılan bıçağın kör olmaması gerektiği gibi çok keskin olması da oluşabilecek yaralanmaların ciddiyetini artıracaktır.

Kurban edilecek hayvan iyi bir şekilde bağlanmalı, bu esnada hayvanın ipi ya da zinciri parmağa, ele dolanmamalıdır. Hayvanın olası kaçma durumunda bu tarz bağlamalar uzuv kopmalarına neden olabilir.

Hayvan kesilirken etraftaki kişilerin hayvandan en az 1 metre mesafede olması, oluşabilecek diğer yaralanmaları da önleyecektir.

Hayvanı kesen ya da doğrayan kişilerin elinde ya da kolunda daha önceden oluşmuş açık yarası mevcut ise açık yara kapatılıp eldiven giyilerek işleme başlanması bu yolla meydana gelebilecek enfeksiyonları da engelleyecektir.

 

 

Nasıl müdahale edelim?

Kesilen yer bol su ile yıkanmalı, ardından temiz bir bez ile üstüne baskı uygulanmalıdır. Bu baskı kanamanın durup durmadığını kontrol etmek amacıyla bile olsa kaldırılmamalıdır ve en az 15-20 dk. aralıksız şekilde baskı devam ettirilmelidir. Kesilen bölgenin üst kısmına ip, kemer gibi bir cisimle sıkarak yapılan turnike uygulamasına rutin olarak devam edilmesini önermemekteyiz. El ve kolda oluşan yaralanmalara müdahale edildikten sonra kolun kalp hizasının üstüne kaldırılması, kanamanın kontrol altına alınmasına yardımcı olacaktır.

 

Uzuv kopması durumunda yapılacaklar

Eğer kopan bir uzuv mevcut ise ilk olarak uzuv temiz suyla yıkanıp, sonrasında ıslak bir beze sarılarak varsa temiz bir eldiven ya da poşete yerleştirilip ağzı bağlanmalı, daha sonra buz dolu bir poşete ya da kaba konularak transferi sağlanmalıdır. Uzuv direkt olarak buz ile temas ettirilmemelidir. Uzvun koptuğu yere baskılı pansuman yapılarak kanama kontrolü sağlanmalıdır; çünkü uzuv kopmasıyla birlikte bölgedeki damarlar açıkta kalacağı için zamanında müdahale edilmezse bu durum hayati kanamalara neden olabilir. Kişi kopan uzuvla birlikte bir an önce kapsamlı bir hastaneye götürülmelidir. Müdahale ne kadar hızlı yapılırsa, başarı oranı da aynı oranda artacaktır. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Engin Altan Düzyatan, 'Dubai Tanıtım' kampanyasının yüzü oldu

Dubai, Türk seyahatçiler için “yapılacaklar listesi”ni genişletmeye devam ediyor.

Dubai Ekonomi ve Turizm Departmanı, Türkiye’nin en sevilen yıldızlarından Engin Altan Düzyatan’ı “Dubai Tanıtım” adlı kampanya kapsamında Dubai’de ağırladı. Kampanya, Türkiye dahil, Dubai’nin uluslararası kaynak pazarlarından gelen ziyaretleri artırmayı hedefliyor.

Engin Altan Düzyatan, seyahat süresi boyunca Dubai’nin adrenalin dolu deneyimlerinin tadını çıkarırken eğlenceli bir tatil deneyimi yaşadı. Sky Views Observatory’de yerden 219.5 metre yüksekte binanın kenarında yürüyerek Dubai’nin sembolik noktalarını seyreden Düzyatan, Aayan Binicilik Kulübü’nde plajda at binmeyi deneyimledi ve Dubai’nin en yeni cazibe merkezlerini keşfetti. Ünlü oyuncu ayrıca Palm Jumeirah’ın dünyaca ünlü 360 derecelik panoramasını, Dubai’nin siluetini ve The Palm’deki The View’dan Arap Körfezi’nin manzara deneyimini tattı.

Dubai’ye gerçekleştirdiği ilk ziyaretinden büyülenen Engin Altan Düzyatan’a bu kez eşi Neslihan Alkoçlar ve çocukları da eşlik etti. Düzyatan ailesi birlikte Dubai’nin 3.000’den fazla flora ve fauna türünün bulunduğu kapalı yağmur ormanı The Green Planet’i ve Dubai’nin en beğenilen deneyimsel oyun müzesi Oli Oli’yi ziyaret ederek eğlenceli vakit geçirdi.

Dubai’deki tatiliyle ilgili konuşan Engin Altan Düzyatan “Dubai, kesinlikle tekrar tekrar keşfetmeniz gereken bir yer. Şehir, her ziyaretimizde “yapılacaklar listesi”ne yeni cazibe merkezleri ve deneyimler ekliyor. Dubai, her çeşit bütçeye göre heyecan verici seçeneklerle dolu ve en önemlisi, güvenli, rahatlatıcı ve eğlenceli bir tatil arayan aileler için ideal bir yer. Dubai, kesinlikle kalbinizi yakalayan bir yer ve bu canlı şehre yaptığım ziyaretlerde edindiğim hatıralar kesinlikle unutulmaz. Gerçekten aileler için ideal bir tatil destinasyonu.” dedi.

Dubai Turizm ve Ticaret Pazarlama Departmanı CEO’su Issam Kazim ise “Liderliğimizin, şehrimizi benzersiz yaşanabilirliği ve fırsatlarıyla tanınan nihai küresel destinasyona dönüştürme konusundaki kararlı vizyonuyla şehrimizi Orta Doğu’da sürekli genişleyen bir takipçi kitlesine tanıtarak büyük adımlar atıyoruz. Şehrimiz, olağanüstü beklentiler arayan sayısız ziyaretçi ve ailelerin ilgisini çeken muazzam bir büyüme potansiyeline sahip. Uluslararası çabalarımızın özünde, Dubai’yi mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir destinasyon haline getiren canlı deneyimleri sergilemeye yönelik derin bir adanmışlık yatıyor. Türkiye’de popüler bir isim olan Engin Altan Düzyatan, büyük bir hayran kitlesine sahip ve onun heyecanlı tatil deneyimini anlatması, Dubai’ye daha fazla ziyaretçi çekme misyonumuza hiç şüphesiz katkıda bulunacak.” şeklinde konuştu.

Engin Altan Düzyatan, “Diriliş: Ertuğrul” dizisindeki Ertuğrul rolüyle uluslararası üne kavuşurken, ayrıca Körfez Ülkeleri, Hindistan ve Pakistan’da da büyük bir takipçisi kitlesine sahip. Düzyatan, aynı zamanda sürdürülebilir turizm savunucusu ve 2021’de UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi olarak atandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Rekortmen yüzücüler Megisti Kaş Swim Race'te “Barış ve Dostluk" için kulaç atacak

Manş Denizini geçen en genç Türk sporcu Aysu Türkoğlu, 100 Metre Serbest 60-64 Yaş Dünya Rekoru Sahibi Ahmet Nakkaş, Ultra Maraton Yüzücü Bengisu Avcı ve Ironman Şampiyonu Sera Sayar Akdeniz’in sakin güzeli Kaş’ta buluşuyor.

 25 Haziran 2023

Her yıl milyonlarca turistin uğrak noktası olan, plajları, masmavi denizi, havası ve coğrafyasıyla herkesi kendine hayran bırakan “Akdeniz’in Sakin Güzeli Kaş”, bu yıl 17. kez Megisti Kaş Swim Race’te yüzlerce sporcuyu ağırlamaya hazırlanıyor. Ülkemizi dünyada gururla temsil eden birbirinden özel yüzücüler “Barış ve Dostluk” sloganıyla Kaş’tan Meis/Megisti Adası’na kulaç atacak.

Uluslararası Likya Kaş Kültür Sanat Festivali’nin kapanış etkinliği olan açık deniz yüzme yarışı Megisti Kaş Swim Race, rekortmen yüzücülere ev sahipliği yapacak. Spor dünyasına örnek olan hikayeleri, şampiyonlukları ve kırdığı rekorlarla adından tüm dünyada söz ettiren yüzücülerimiz, Kaş’ın cenneti andıran masmavi denizinde Meis/Megisti Adası’ndan Kaş’a ulaşmak için birbirleriyle mücadele edecek.

Manş Denizini geçen en genç Türk sporcu: Aysu Türkoğlu

Bu yıl 17.’si düzenlenecek olan Megisti Kaş Swim Race’te gözler Aysu Türkoğlu’nun üzerinde olacak.  Henüz 22 yaşında olmasına rağmen katıldığı yarışlarda gösterdiği performanslarla ve kırdığı rekorlarla şimdiden en iyiler arasında gösterilen genç sporcu, Megisti Kaş Swim Race’te mücadele edecek isimlerden biri olacak. Bodrum’da doğan Aysu Türkoğlu, yüzmeye ablasını görüp merak saldı. Birçok açık su yarışmasında birincilik ve derece elde eden Türkoğlu, 2017 Megisti Kaş Swim Yüzme Yarışı’nda 7.5 kilometre kadınlar klasmanını birinci bitirdi. Başarılı sporcu, bir açık su yarışının ödül törenindeyken tarihi Manş Denizi’ni geçme kararını aldı. O andan sonra sadece Manş Denizini geçmeye odaklanan Aysu Türkoğlu, 29 Temmuz 2022’de İngiltere ile Fransa arasında bulunan Manş Denizini 16 saat 28 dakika ve 60 kilometre yüzerek geçen en genç Türk sporcu oldu.

Onlarca rekorun sahibi: Ahmet Nakkaş

Kaş bölgesinin doğal ve kültürel özeliklerini tanıtmak amacıyla düzenlenen Megisti Kaş Swim Race, 25 Haziran’da bir başka dünya şampiyonunu daha ağırlayacak. Ülkemizde su sporlarının gelişmesinde ve tanıtımda büyük paya sahip olan, onlarca rekorun sahibi milli sporcumuz Ahmet Nakkaş, Megisti Kaş Swim Race’te yerini alacak isimlerden biri olacak. Türk sporunun iz bırakan isimlerinden Cumhuriyetimizin ilk açık su yüzücüsü merhum Nejat Akkaş’ın oğlu olan Ahmet Nakkaş, babasının izinden giderek Türk bayrağını uluslararası organizasyonlarda gururla temsil etti. Spor dünyası için oldukça önemli olan Nakkaş soy ismi Türk sporunda kırılan rekorlarla anılıyor. 1962 yılında dünyaya gözlerini açan Ahmet Nakkaş, aile geleneği olarak yüzmeye çok erken yaşlarda başladı. Marmara Üniversitesi Uluslararası İşletme bölümünü bitirdikten sonra ABD’de eğitimini tamamladı. 36 yaşına kadar aktif spor hayatına devam eden Şampiyon Nakkaş, babasıyla daha fazla vakit geçirmek için açık sulara geri döndü. Sportif kariyeri boyunca birçok şampiyonluk kazanan Ahmet Nakkaş’ın bir de dünya rekoru bulunuyor.

Manş Denizinde tarih yazan Türk kadını: Bengisu Avcı

Türk kadınının gücünü tüm dünyaya gösteren Bengisu Avcı, 25 Haziran’da gerçekleşecek Megisti Kaş Swim Race’te yerini alacak isimlerden biri. Çocuk yaşlardan itibaren tutkuyla bağladığı yüzme sporunda Açık Su Milli Takımı’na kadar yükselen Bengisu Avcı, şimdiden adını tarihe yazdırmayı başardı. 27 yaşındaki milli yüzücü, 2018 yılında İngiltere ve Fransa’yı ayıran Manş Denizini 11 saat 29 dakikada geçerek Manş Denizini en hızlı geçen Türk kadını oldu. Çocuk yaştan itibaren dev dalgalarla mücadele eden Bengisu, ülkemizi milli takım forması ile de defalarca temsil etti. Bengisu Avcı’nın en büyük hedefi ise Oceans 7 olarak bilinen okyanuslardaki en zorlu 7 kanalı yüzerek geçmek. Hayalinin peşinden emin adımlarla ilerleyen Bengisu Avcı, ABD’de Catalina Adası ve Los Angeles’i bağlayan 34 kilometrelik Catalina Kanalı’nı yaklaşık 12 saatte tamamlayarak bayrağımızı bir kez daha açtı. Catalina Kanalı’nı bugüne kadar ülkemizden yalnızca 3 erkek sporcu geçebilirken, Bengisu büyük dalgalara, sis ve tehlikeli gece şartlarına karşı göğüs gererek kanalı geçen ilk Türk kadını oldu.

İlk Türk Kadın Ironman Şampiyonu: Sera Sayar

Ironman’i dört kez kazanan Sera Sayar, “Her yarış yeni bir hedefle sonlanıyor.” mottosuyla 25 Haziran’da Megisti Kaş Swim Yüzme Yarışı’nda yerini alacak. 7 yaşından beri yüzen Sayar, barış ve dostluk için Kaş’ta kulaç atacak. Spor hayatına İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nde başlayan Sera, 11 yıllık eğitim süreci boyunca çeşitli yarışmalara katıldı. Sırtüstü yüzme branşında 4 yıl üst üste şampiyon olan Sayar, 2005 yılında 100 metre sırtüstünde Türkiye Rekoru’nu kırdı. 4 sene boyunca Milli Takım’da yer aldıktan sonra üniversite de koşuya başladı. 2015 İstanbul Vodafone Maratonun birincisi Sera, Ironman 70.3 yarışında genel sıralamada şampiyon olan ilk Türk Kadın oldu. Sera Sayar katıldığı yarışmalarda kazandığı çeşitli birinciliklerle kendini “Demir Kadın” olarak adlandırıyor. Sera Sayar’ı diğer sporculardan ayıran özelliklerden biri kurumsal hayatta çalışan bir beyaz yakalı olması. Sabah sporunun ardından işe koyulan Sera, mesai bitiminin ardından tekrar spor hayatına geri dönüyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kaspersky, endüstriyel sektörlerde APT saldırılarını tetikleyen en önemli faktörleri belirledi

Gelişmiş Kalıcı Tehdit (APT) operasyonlarının başarısına katkıda bulunan temel koşullar arasında insan faktörü, yetersiz güvenlik önlemleri, siber güvenlik çözümlerinin güncellenmesi ve yapılandırılmasıyla ilgili zorluklar ve diğer unsurlar yer alıyor. Bu nedenlerden bazıları önemsiz gibi görünse de, Kaspersky uzmanlarının olay müdahale faaliyetleri sırasında sıklıkla karşılaştıkları nedenler arasında yer alıyor. Kaspersky ICS CERT uzmanları, şirketlerin ilgili tehditleri azaltmasına yardımcı olmak ve en iyi uygulamaların izlenmesini sağlamak için yaygın karşılaştıkları sorunların listesini derledi.

Operasyonel Teknoloji (OT) ağ izolasyonunun olmaması

Olay incelemeleri sırasında Kaspersky uzmanları, Operasyonel Teknoloji (OT) ağını ayrı ve güvenli tutma konusunda sorunlar yaşandığına tanık oldu. Örneğin hem normal BT ağına hem de OT ağına bağlı mühendislik iş istasyonları gibi makineler var.  

Kaspersky Endüstriyel Kontrol Sistemleri Siber Acil Durum Müdahale Ekibi Başkanı Evgeny Goncharov“OT ağının izolasyonunun yalnızca ağ ekipmanının yapılandırmasına bağlı olduğu durumlarda, deneyimli saldırganlar bu ekipmanı her zaman kendi avantajlarına göre yeniden yapılandırabiliyor. Örneğin kötü amaçlı yazılım trafiğini kontrol etmek için proxy sunucularına dönüştürülebilir veya izole edildiğine inanılan ağlara kötü amaçlı yazılım depolamak ve dağıtmak için kullanabilir. Bu tür kötü niyetli faaliyetlere birçok kez tanık olduk” dedi.

İnsan faktörü siber suç faaliyetlerinin itici gücü olmaya devam ediyor

Çalışanlara veya sözleşmelilere OT ağlarına erişim izni verirken, bilgi güvenliği önlemleri genellikle göz ardı ediliyor. Başlangıçta geçici olarak kurulan TeamViewer veya Anydesk gibi uzaktan yönetim araçları fark edilmeden aktif kalabiliyor. Ancak bu kanalların saldırganlar tarafından kolayca istismar edilebileceğini unutmamak önemli. Kaspersky, 2023 yılında bir sözleşmeli çalışanın birkaç yıl önce kendisine yasal olarak verilen ICS ağı uzaktan erişiminden yararlanarak sabotaj girişiminde bulunduğu bir olayı araştırdı.

Bu hikaye insan faktörünü göz önünde bulundurmanın önemini ortaya koyuyor. Zira potansiyel olarak mutsuz çalışanlar işe dair sorunlar, gelirden memnuniyetsizlik veya siyasi motivasyonlar nedeniyle siber suç eylemlerinde bulunabiliyor. Böyle bir durumda olası bir çözüm sıfır güven yaklaşımı olabilir. Bu sistem içindeki kullanıcıya, cihaza ve uygulamaya güvenilmediğini varsayan bir kavramdır. Diğer sıfır güven çözümlerinden farklı olarak Kaspersky, sıfır güven yaklaşımını KasperskyOS tabanlı çözümleriyle işletim sistemi seviyesine kadar genişletiyor.

 

OT varlıklarının yetersiz korunması

Olay analizi sırasında Kaspersky uzmanları, kötü amaçlı yazılımların yayılmasına katkıda bulunan eski güvenlik çözümü veritabanları, eksik lisans anahtarları, kullanıcı tarafından başlatılan anahtar kaldırma işlemleri, devre dışı bırakılmış güvenlik bileşenleri ve tarama ve korumaya dair istisnalar tespit etti. Örneğin veritabanlarınız güncel değilse ve bir güvenlik çözümü otomatik olarak güncellenemiyorsa, sofistike tehdit aktörlerinin tespit edilmekten kaçınmaya çalıştığı APT saldırılarında olduğu gibi gelişmiş tehditlerin hızlı ve kolay bir şekilde yayılmasına izin verebilir.

Güvenlik çözümlerinin güvensiz konfigürasyonları

Bir güvenlik çözümünün uygun şekilde yapılandırılması, APT grupları/aktörleri tarafından sıklıkla kullanılan bir taktik olan güvenlik çözümlerinin devre dışı bırakılmasını ve hatta kötüye kullanılmasını önlemek adına çok önemli. Aksi halde saldırganlar sistemin diğer bölümlerine girmek için güvenlik çözümünde depolanan ağ bilgilerini çalabilir veya profesyonel bilgi güvenliği dilini kullanarak yanal hareket gerçekleştirebilir.

Kaspersky ICS CERT, 2022’de APT taktiklerinde uygun yapılandırmaları daha da hayati hale getiren yeni bir eğilim fark etti. Örneğin saldırganlar yanal hareket etmenin yollarını ararken artık etki alanı denetleyicisi gibi kritik BT sistemlerini ele geçirmekle yetinmiyor. Bir sonraki hedefe, yani güvenlik çözümlerinin yönetim sunucularına yöneliyorlar. Hedefler kötü amaçlı yazılımı kontrol edilmeyecek programlar listesine koymaktan, virüslü ağdan tamamen ayrı olması gereken sistemlere bulaşmak için güvenlik sistemindeki araçları kullanmaya kadar değişebiliyor.

OT ağlarında siber güvenlik korumasının olmaması

İnanması zor olabilir ancak bazı OT ağlarında siber güvenlik çözümleri birçok uç noktaya hiç yüklenmiyor. OT ağı diğer ağlardan tamamen ayrılmış ve internete bağlı olmasa bile, saldırganların hala bu ağa erişim sağlama yolları olduğunu unutmamak gerekiyor. Örneğin USB’ler gibi çıkarılabilir sürücüler aracılığıyla dağıtılan kötü amaçlı yazılımların özel sürümlerini oluşturarak bu sistemlere sızma girişiminde bulunmak mümkün.

İş istasyonları ve sunucuların güvenlik güncellemelerine dair zorlukları

Endüstriyel kontrol sistemleri, iş istasyonları ve sunuculara güvenlik güncellemeleri yüklemek gibi basit görevlerin bile dikkatli bir şekilde test edilmesini gerektiren benzersiz bir çalışma şekline sahiptir. Bu test genellikle planlı bakım sırasında gerçekleşir ve güncellemelerin seyrek olmasına neden olur. Bu da tehdit aktörlerine bilinen zayıflıklardan faydalanmak ve saldırılarını gerçekleştirmek için bolca zaman verir.

Goncharov, şunları ekliyor: “Bazı durumlarda, sunucu işletim sisteminin güncellenmesi özel bir yazılımın (SCADA sunucusu gibi) güncellenmesini gerektirebilir. Bu da ekipmanın terfisini gerektirir ve bunların hepsi çok pahalı olabilir. Sonuç olarak endüstriyel kontrol sistemi ağlarında eski sistemler yer alıyor. Şaşırtıcı bir şekilde, endüstriyel işletmelerde güncellenmesi nispeten kolay olabilen internete dönük sistemler bile uzun süre savunmasız kalabiliyor. Bu durum gerçek dünyadaki saldırı senaryolarının da gösterdiği üzere, operasyonel teknolojiyi (OT) saldırılara ve ciddi risklere maruz bırakıyor.”

Kaspersky ICS CERT blogunda güvenlik çözümlerinin yapılandırması ve ayarları, OT ağ izolasyonu, sistemlerin korunması, eski işletim sistemi, uygulama yazılımı ve cihaz ürün yazılımı çalıştırmayla ilgili konular gibi daha fazla tavsiye bulabilirsiniz. 

Kaspersky uzmanları, kuruluşunuzu tehditlerden korumanız için şunları öneriyor:

  • Kuruluşunuzun operasyonel teknolojisi (OT) veya kritik altyapısı varsa, kurumsal ağdan ayrıldığından veya en azından yetkisiz bağlantı olmadığından emin olun.
  • Olası güvenlik açıklarını belirlemek ve ortadan kaldırmak için OT sistemlerinde düzenli güvenlik denetimleri gerçekleştirin.
  • Sürekli zafiyet değerlendirmesi ve zafiyet yönetimi süreci oluşturun.
  • Teknolojik süreçleri ve ana kurumsal varlıkları potansiyel olarak tehdit eden saldırılara karşı daha iyi koruma için ICS ağ trafiği izleme, analiz ve tespit çözümlerini kullanın.
  • Kurumsal uç noktaların yanı sıra endüstriyel uç noktaları da koruduğunuzdan emin olun. Kaspersky Industrial CyberSecurity çözümü, uç noktalar için özel koruma ve endüstriyel ağdaki şüpheli ve potansiyel olarak kötü amaçlı etkinlikleri ortaya çıkarmak için ağ izleme özellikleri içerir.
  • OT çözümlerindeki güvenlik açıklarıyla ilişkili riskleri daha gerçekçi bir şekilde anlamak ve bunları azaltma konusunda bilinçli kararlar almak için, teknik yeteneklerinize ve ihtiyaçlarınıza bağlı olarak okunabilir raporlar veya makine tarafından okunabilir veri akışı elde etmek amacıyla Kaspersky ICS Vulnerability Intelligence hizmetine erişmenizi öneririz.
  • BT güvenlik ekipleri ve OT mühendisleri için özel ICS güvenlik eğitimi, yeni ve gelişmiş kötü amaçlı tekniklere karşı müdahaleyi iyileştirmek için çok önemlidir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

HUAWEI MateBook X Pro, HUAWEI Online Mağazası'nda Satışta

HUAWEI, MateBook Serisi’nin estetik tasarımını, yenilikçiliğini ve akıllı DNA’sını miras alan en yeni hafif amiral gemisi dizüstü bilgisayar olan yeni nesil HUAWEI MateBook X Pro’yu Türkiye’de satışa sundu. HUAWEI MateBook X Pro, HUAWEI Gerçek Renkli FullView Ekran ve akıllı ofis deneyimini yeni zirvelere taşıyacak güçlü ve sezgisel, Süper Cihaz desteği de dahil olmak üzere yeni ve geliştirilmiş özelliklerle piyasaya çıkıyor.

Sınırları bir kez daha zorlayan yeni nesil HUAWEI MateBook X Pro, yüzde 92,5 ekran gövde oranına sahip 14,2 inç HUAWEI Gerçek Renkli FullView Ekran ile donatıldı. 90 Hz’e kadar yenileme hızını ve 10 noktalı çoklu dokunmayı desteklerken, keyifli bir izleme deneyimi için canlı renkler sunan HUAWEI MateBook X Pro, ofis işleri ve ötesinde ihtiyaç duyulan güçlü performansı sunmaya yönelik tasarlandı. HUAWEI MateBook X Pro, kullanıcıların sorunsuz iş birliği için birden fazla cihazı birbirine bağlaması yönünde daha sezgisel bir yol sunan Süper Cihaz’ı da barındırıyor. Ayrıca yeni HUAWEI Free Touch dokunmatik yüzey, yeni amiral gemisi dizüstü bilgisayarın sunduğu kullanıcı deneyimini daha da yükseltiyor.

 

HUAWEI Gerçek Renkli FullView Ekran

HUAWEI’nin amiral gemisi dizüstü bilgisayarı olarak konumlandırılan yeni HUAWEI MateBook X Pro, yepyeni bir tasarımda yepyeni deneyimler sunuyor. Yüzde 92,5 ekran-gövde oranına sahip yeni HUAWEI Gerçek Renkli FullView Ekran ile donatılan bu ekran, sürükleyici bir izleme deneyimini kolaylaştıran geniş bir ekran alanı sağlıyor. Ekran ayrıca, görüntülerdeki tüm ayrıntılara dikkat çekmek için inç başına 264 piksel yoğunluğu ile 3120×2080’e kadar yüksek çözünürlüğü destekliyor. Yeni HUAWEI MateBook X Pro, aynı zamanda HUAWEI’nin P3 renk gamını ve 1,07 milyar rengi destekleyen ilk dizüstü bilgisayarı. Fabrika kalibrasyonu, kullanıcıların her türlü ilhamı hayata geçirmelerine yardımcı olmak için her panelin hem P3 hem de sRGB renk gamında ΔE<1 olmasını sağlıyor.

HUAWEI MateBook X Pro’nun ekranı, daha akıcı bir görsel deneyim için 90 Hz’ye kadar yenileme hızını destekliyor. Ayrıca Çift Renk Gamı Sertifikasyonu ile TÜV Rheinland Pro Düzey Renk Doğruluğunu ve VESA DisplayHDR 400 sertifikasına da sahip. 500 nit’lik parlaklığı ve 1500:1’lik kontrast oranını destekleyen ekran ile ton değişiklikleri de aslına uygun olarak yeniden üretiliyor.

HUAWEI MateBook X Pro, daha rahat bir tutuş sağlamak için daha yumuşak kıvrımlar ve yeni form faktörü ile bir süper otomobilden ilham alan yeni bir görünüme sahip. Yandan bakıldığında, bu yeni tasarım dizüstü bilgisayarın şık ve ince özelliklerini vurguluyor.

 

Olağanüstü performans

Hafif ve ince gövdesine rağmen HUAWEI MateBook X Pro, ciddi bir performans sunuyor. Kullanıcılar daha zorlu görevler için performans artışı sağlamak üzere CPU termal tasarım gücünü (TDP) 30W’a yükselten Performans Moduna erişmek için Fn+P klavye kısayoluna da basabilirler. HUAWEI MateBook X Pro, 16 GB LPDDR4x bellek içerir ve son derece hızlı okuma ve yazma hızları için 1 terabayta kadar NVMe PCIe SSD ile yapılandırılabilir. Bu performans, iki yeni HUAWEI Shark Fin fanından ve dizüstü bilgisayarı aynı anda serin, sessiz ve güçlü tutmak için arka planda çalışan yeni ultra ince buhar odası soğutma sisteminden oluşan yeni bir soğutma ikilisi tarafından sağlanıyor.

Cihazın kalbinde bulunan yenilenmiş 13. Nesil Intel Core i7-1360P işlemci, tümleşik Intel Xe Iris grafik yongasını da içeriyor. Bir önceki nesle göre %117’ye varan performans artışı sağlayan sistemin Intel EVO platform sertifikası da var.

HUAWEI MateBook X Pro, arka arkaya yerleşik tasarlanmış woofer’lara sahip HUAWEI SOUND 6 hoparlörlerle donatıldı. Kombine olarak ses sistemi, dinleme deneyimini daha da yükseltmek için sürükleyici alçak sesler ve temiz yüksek tonlar sağlayabilir. Ses sistemi, 3D surround sesi genişletmek için HUAWEI’nin ses yapılandırma algoritmalarıyla uyumlu çalışır ve deneyime derinlik katar. Yeni amiral gemisi dizüstü bilgisayar ayrıca, beş metrelik bir yarıçap içinde 360 derecelik ses alımını desteklemek için kenarları boyunca yeni bir tasarımda düzenlenmiş dört mikrofona sahip. Mikrofonlar, ortam seslerini ve yankılanmayı etkin bir şekilde en aza indiren AI gürültü engelleme algoritmaları ile güçlendirilmiştir, böylece kullanıcılar arama yaparken her zaman en iyi şekilde ses iletirler.

 

Süper Cihaz: Sürükle bağlan

HUAWEI MateBook X Pro, kullanıcıların dizüstü bilgisayarıyla diğer cihazlara bağlamalarına yönelik daha uygun bir yol sağlamak için Süper Cihazı destekliyor. Eşleştirmeyi başlatmak için, kullanıcıların sağ alt köşedeki Kontrol Paneli simgesine tıklamaları ve ardından diğer cihazların simgelerini PC simgesine doğru sürüklemeleri yeterli. Bu basit eşleştirme yolu, birden fazla cihazı bağlamayı hiç olmadığı kadar sezgisel hale getiriyor.

Kullanıcılar, yeni nesil HUAWEI MateBook X Pro’nun mobil uygulama ekosistemine bile erişebilir. Gerçekten entegre bir çapraz platform tarzında, dizüstü bilgisayar Android Uygulamaları ile uyumludur ve kullanıcıların her iki dünyanın da en iyisinin keyfini çıkarmasına olanak tanıyor.

HUAWEI MateBook X Pro ayrıca bir HUAWEI ürününde şimdiye kadarki en güçlü ve kapsamlı tüm senaryo deneyimini sunuyor. Telefonlar, tabletler, monitörler de dahil olmak üzere diğer HUAWEI ürünleriyle sorunsuz bir şekilde iş birliği yapma yeteneği ile kullanıcılar, sahip oldukları farklı HUAWEI cihazlarından herhangi birinde anlık ilhamlarını yakalayabilir ve içerik, bunların tümü arasında sorunsuz bir şekilde senkronize edilir. Akıllı telefonlarla Çoklu Ekran İş Birliği artık üç adede kadar etkin pencereye izin vererek olağanüstü çoklu görev performansı sunar. Alternatif olarak, kullanıcılar akıllı telefon dosyalarını dizüstü bilgisayarda açabilir ve doğrudan değişiklik yapabilir.

Çoklu Ekran İş Birliği sayesinde, kullanıcılar bir HUAWEI tableti HUAWEI MateBook X Pro’ya bağlayabilir ve tableti bir çizim defteri veya ikinci bir ekran olarak ya da yalnızca sürükle ve bırak dosya aktarımları için kullanabilirler. HUAWEI MateBook X Pro, HUAWEI MateView’a kablosuz veya kablolu olarak da bağlanabilir. Gelecekteki güncellemeler, kullanıcıların yeni tüm senaryo deneyimlerinin keyfini çıkarması için daha da fazla bağlantı seçeneği sunacak.

 

Hayatı kolaylaştıran akıllı teknolojiler

HUAWEI MateBook X Pro, fareyi kullanmaktan bile daha üstün bir etkileşim deneyimi sunan altı yeni sezgisel hareketi destekleyen yeni ve geliştirilmiş HUAWEI Free Touch özelliğine sahip. HUAWEI Share bağlantı alanı da dokunmatik yüzeye yerleştirilmiştir. Kullanıcılar, bir HUAWEI akıllı telefona hafifçe dokunarak iki cihaz arasında Çoklu Ekran İş Birliğini başlatabilir.

Bir iş dizüstü bilgisayarı olarak HUAWEI MateBook X Pro, hızlı ve kolay tek adımlı oturum açma için yüz tanıma ve parmak izi okuyucusu olan Parmak İzi Güç Düğmesini destekler. HUAWEI MateBook X Pro tatmin edici, dokunsal bir yazma deneyimi sağlamak için ultra ince dizüstü bilgisayarlar arasında nadir görülen 1,5 mm tuş hareketi özelliğine sahip harika bir klavyeye sahiptir.

HUAWEI MateBook X Pro, 6.999 TL’ye varan MatePad SE 54 GB, Swift sırt çantası, AX2 Router ve CD23 bluetooth fare hediyeleri ile birlikte 49.999 TL fiyatla HUAWEI Online Mağaza üzerinden satışa sunulurken, 1.000 TL sepet indirimi ve 1.000 TL kupon indirimi (AMBXPRO1000HW) sağlanıyor. HUAWEI Online Mağaza ayrıca eşin fiyatına vade farksız 3 taksit imkanı da sunuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hewlett Packard Enterprise Geniş Dil Modelleri için Yapay Zeka Bulutunu Tanıttı

Hewlett Packard Enterprise, HPE GreenLake portföyünü genişleterek, yeni girişimlerden Fortune 500 şirketlerine kadar tüm kuruluşların çok kiracılı süper bilgi işlem bulut hizmeti üzerinden isteğe bağlı olarak erişebilecekleri geniş dil modelleri sunmak üzere yapay zeka bulut pazarına girdiğini duyurdu.

HPE GreenLake for Large Language Models (LLMs)‘in piyasaya sürülmesiyle işletmeler, HPE’nin yapay zeka yazılımıyla pazar lideri süper bilgisayarlarını birleştiren sürdürülebilir süper bilgi işlem platformunu kullanarak, büyük ölçekli yapay zekayı özel olarak eğitebilecek, ayarlayabilecek ve yaygınlaştırabilecek. HPE’nin partneri Alman yapay zeka girişimi Aleph Alpha ile ortaklaşa sunulacak olan HPE GreenLake for LLMs, müşterilerinin metin ve görüntü işlemesi ile analiz gerektiren kullanım ihtiyaçlarını güçlendirmek için sahada kanıtlanmış ve kullanıma hazır bir LLM sağlayacak.

HPE GreenLake for LLMs, HPE’nin gelecekte başlatmayı planladığı bir dizi sektör ve alana özgü yapay zeka uygulamalarının ilkini simgeliyor. Bu uygulamalar iklim modelleme, sağlık ve yaşam bilimleri, finansal hizmetler, üretim ve ulaşım gibi alanları destekleyecek.                                                                  

Yapay zekada web, mobil ve bulut kadar dönüşümsel etkiye sebep olacak yeni nesil bir pazar değişimiyle karşı karşıya olduğumuzu ifade eden HPE Başkanı ve CEO’su Antonio Neri, şunları söyledi: “HPE, bir zamanlar iyi finanse edilen devlet laboratuvarlarının ve küresel bulut devlerinin alanı olan yapay zekayı, HPE’nin kanıtlanmış, sürdürülebilir süper bilgisayarlarında çalışan geniş dil modellerinden başlayarak bir dizi yapay zeka uygulaması eşliğinde herkes için erişilebilir hale getiriyor. Artık kuruluşlar, ihtiyaç duydukları modelleri ölçekli ve sorumlu bir şekilde eğiten, ayarlayan ve yaygınlaştıran, isteğe bağlı bulut hizmetimizle inovasyonu teşvik etmek, pazarı değiştirmek ve yeni atılımlar gerçekleştirmek üzere yapay zekayı benimseyebilecekler.”

HPE, dünyanın en hızlı süper bilgisayarı Frontier ile yapay zeka için benzeri görülmemiş düzeyde performans ve ölçek sağlamak üzere süper bilgisayar alanında küresel liderliğini kanıtladı. Buna exascale hız bariyerini aşmak da dahil.  

Birden fazla iş yükünü paralel olarak çalıştıran genel amaçlı bulut tekliflerinin aksine HPE GreenLake for LLMs, tek bir büyük ölçekli yapay zeka eğitimi ve simülasyon iş yükünü tam bilgi işlem kapasitesiyle çalıştırmak için benzersiz bir şekilde tasarlanmış yapay zekaya özgü mimari üzerinde çalışıyor. Teklif aynı anda yüzlerce veya binlerce CPU veya GPU üzerinde yapay zeka ve HPC iş yüklerini destekliyor. Bu özellik yapay zekayı eğitmek ve daha doğru modeller oluşturmak için önemli ölçüde daha etkili, güvenilir ve verimli modeller ortaya koyarken, işletmelerin sorunları daha hızlı çözmek adına POC’den üretime giden yolculuklarını hızlandırmalarına olanak tanıyor.

Bir dizi yapay zeka uygulamasının ilki olan HPE GreenLake for LLMs ile tanışın

HPE GreenLake for LLMs, Aleph Alpha’nın İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca dahil olmak üzere birden fazla dilde sunulan önceden eğitilmiş büyük dil modeli Luminous erişimini de içerecek. Luminous, müşterilerin kendi verilerinden yararlanmalarına, özelleştirilmiş modelleri eğitmelerine ve ince ayar yapmalarına, kendi özel bilgilerine dayalı gerçek zamanlı içgörüler elde etmelerine olanak tanıyor.

Bu hizmet, işletmelere çeşitli yapay zeka uygulamaları oluşturarak iş akışlarına entegre etme imkanı sunarken, iş ve araştırma odaklı değerin kilidini açmaları için ihtiyaç duydukları gücü sağlayacak.

Aleph Alpha’nın kurucusu ve CEO’su Jonas Andrulis, şunları söyledi: “HPE’nin süper bilgisayarlarını ve yapay zeka yazılımını kullanarak bankalar, hastaneler ve hukuk büroları gibi kritik işletmelerin karar verme sürecini hızlandırmak, zamandan ve kaynaktan tasarruf etmelerini sağlamak için dijital asistan olarak kullanabilecekleri geniş dil modeli Luminous’u verimli ve hızlı bir şekilde eğittik. HPE GreenLake for Large Language Models’in lansman ortağı olmaktan gurur duyuyoruz. Luminous’u buluta genişletmek, iş ve araştırma girişimleri için yeni uygulamaları destekleyerek müşterilerimize hizmet olarak sunmak üzere HPE ile iş birliğimizi genişletmeyi dört gözle bekliyoruz.” 

HPE yapay zeka eğitimi, ayarlaması ve yaygınlaştırması için süper bilgisayar ölçeğinde güç sağlıyor

Dünyanın en güçlü ve sürdürülebilir süper bilgisayarları olan HPE Cray XD üzerinde çalışan HPE GreenLake for LLMs, talep üzerine sunularak müşterilerin maliyetli, karmaşık ve özel uzmanlık gerektiren kendi süper bilgisayarlarını satın alma ve yönetme ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Teklif, kod geliştirme, taşıma, hata ayıklama ve ince ayar için eksiksiz bir araç seti ile HPC ve AI uygulamalarını optimize etmek üzere tam entegre bir yazılım paketi olan HPE Cray Programlama Ortamından yararlanıyor.

Bunun yanı sıra kurgulanan süper bilgi işlem platformu, HPE yapay zeka/makine öğrenmesi yazılımlarına da destek sağlıyor. Bunlar arasında büyük ölçekli modelleri hızla eğiten HPE Machine Learning Development Environment ve güvenilir ve doğru modeller oluşturmak üzere verileri tekrarlanabilir yapay zeka yetenekleriyle entegre etmek, izlemek ve denetlemek için kullanılan HPE Machine Learning Data Management Software yer alıyor.

HPE GreenLake for LLMs sürdürülebilir altyapı üzerinde çalışıyor

HPE, müşterileri için sürdürülebilir bilgi işlem sunmaya dair kararlılığını ortaya koyuyor. HPE GreenLake for LLMs, Kuzey Amerika’daki QScale  gibi ortak barındırma tesislerinde çalışacak ve neredeyse yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle süper bilgi işlem ölçeğini ve kapasitesini desteklemek için amaca yönelik tasarım sunan ilk bölge olacak.1

Bulunabilirlik

HPE, HPE GreenLake for LLMs için şu an ek siparişleri kabul ediyor ve Kuzey Amerika’dan başlayarak 2023 takvim yılının sonuna kadar yaygınlığın artmasını bekliyor. Hizmetin Avrupa’ya önümüzdeki yılın başlarında gelmesi planlanıyor.

HPE Services, yapay zeka girişimleri için strateji ve tasarım, operasyonlar ve yönetimi kapsayan kapsamlı bir hizmet portföyü sunuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şişecam'dan Gürcistan'a fırın yenileme yatırımı

Cam ve kimyasallar sektörlerinin global oyuncusu Şişecam, bugün 4 kıtaya ulaşan global üretim ağını değer katan yatırımlarla güçlendirmeye devam ediyor. Türkiye dışı ilk yatırımını 1997 yılında Gürcistan’a yapan Şişecam, ülkedeki ikinci cam ambalaj fırınını yaklaşık 20 Milyon Euro’luk yatırımla soğuk tamire aldı ve son teknolojilerle donattı. Şişecam, teknolojik kabiliyetlerin yanı sıra yeni kapasitelerle de desteklediği bu fırın ile Gürcistan’ın cam üretim kapasitesini yüzde 25 artıracak.

Kuruluşunda tüm dünyanın saygı duyduğu global lider Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasını taşıyan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli kalkınma hamlelerinden biri olan Şişecam, Türkiye dışındaki ilk yatırımı olan Gürcistan’daki cam ambalaj tesisinde ikinci fırınını yeniledi. Yaklaşık 20 Milyon Euro’luk yatırımla yenilenen ve en yeni teknolojilerle donatılan fırın ile Gürcistan’ın tek cam üreticisi olmaya devam eden Şişecam, ülkedeki cam ambalaj üretim kapasitesini de yüzde 25 artırmış oldu.

Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici ve Şişecam üst yöneticilerinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören, Gürcistan Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Levan Davitashvili, Türkiye Cumhuriyeti Tiflis Büyükelçisi Ali Kaan Orbay, Mtskheta-Mtianeti Bölge Valisi Davit Nozadze ve Mtskheta Belediye Başkanı Dimitri Zurabishvili’nin katılımıyla gerçekleşti.

 

Global büyüme stratejisinin ilk adımı Gürcistan’dı

Törende konuşan Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici, “100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin 88 yılına eşlik eden köklü bir Cumhuriyet şirketi olarak Türkiye’nin üretim gücünü 4 kıtada, 14 ülkede gururla temsil ediyoruz. Gürcistan ise Şişecam için bu gücün global temsilinin ilk adımı olması açısından özel bir ülke. 1997 yılında bir özelleştirme adımıyla Türkiye dışındaki ilk yatırımımızı yaptığımız Gürcistan’da bugün 2 fırın ile yıllık 75 Bin ton cam ambalaj üretim kapasitesine sahibiz. Tek cam üreticisi olduğumuz ülkede su, maden suyu alkollü ve alkolsüz içecekler ile gıda sektörü için çeşitli hacim ve 3 renkte cam ambalaj üretiyoruz. Tarih ve kültür bağlarıyla sıkı sıkıya bağlı olduğumuz Gürcistan’ın en büyük 100 sanayi kuruluşu arasında yer alıyor, ülkede 250 kişiye istihdam sağlıyoruz” dedi.

Elverici, yeni yatırımla ilgili açıklamasına şöyle devam etti: “Şişecam’ın sürekli gelişim yaklaşımına uygun olarak Mina fabrikamızdaki fırınımızı en güncel teknolojilere kavuşturan bu yatırım ile tesiste ikinci fırınımızın kapasitesi yüzde 50 oranında arttı. Bu Gürcistan’daki toplam üretim kapasitemize de yüzde 25 artış olarak yansıdı. Oluşan 75 bin tonluk bu kapasite ve teknolojik yetkinlikler ile hem Gürcistan’ın hem de çevre ülkelerin cam ambalaj taleplerine daha hızlı cevap vereceğiz. Kurucumuz, Mustafa Kemal Atatürk’ten miras aldığımız vizyonla üretim ve teknoloji gücümüzü global ölçeğe taşımaya devam edeceğiz.”

 

Şişecam Hakkında

Temelleri 1935 yılında tüm dünyanın saygı duyduğu global lider Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonu doğrultusunda Türk cam sektörünü kurmak amacıyla atılan Şişecam bugün, cam ve kimyasallar alanında güçlü bir küresel oyuncudur. Düz cam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi camın tüm temel alanlarında faaliyet gösteren tek küresel şirket olan Şişecam, cam ev eşyası alanında en büyük iki, cam ambalaj ve düz cam alanlarında ise en büyük beş global üretici arasında yer almaktadır. Şişecam, dünyanın en büyük üç soda külü üreticisi arasında olmasının yanı sıra krom kimyasallarında dünya lideridir.

Düz camcam ev eşyasıcam ambalajkimyasallar, otomotiv, cam elyaf, maden, enerji ve geri dönüşüm iş kollarında öncü bir rol üstlenen Şişecam, üretim faaliyetlerini Türkiye’nin yanı sıra Almanya, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Slovakya, Macaristan, Bosna Hersek, Rusya Federasyonu, Gürcistan, Ukrayna, Mısır, Hindistan ve ABD’de yürütmektedir.

Yetkin insan kaynağı ve akıllı teknolojilerle ana faaliyet alanlarında dünyanın en büyük 3 üreticisinden biri olma hedefine güçlü adımlarla ilerleyen Şişecam, yarının ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak dijital altyapısını ve kültürünü dönüştürmeye kesintisiz devam etmektedir. 88 yıllık deneyim, 24 bini aşkın çalışan, dört kıtada 14 ülkeye yayılan üretim faaliyetleri ve 150 ülkeyi aşan satış ağına sahip Şişecam, “Küresel Mükemmellik” stratejisi doğrultusunda ve tüm ekosisteminin gelişimini destekleyen kapsayıcı bir yaklaşım ile büyüme yolculuğunu sürdürmektedir. Şişecam, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile uyumlu ve entegre olarak hayata geçirdiği CareForNext stratejisi ile gezegeni korumak, toplumu güçlendirmek ve yaşamı dönüştürmek için sorumluluk almakta, tüm deneyim ve yetkinliklerini her alanda sürdürülebilir gelişim için kullanmaktadır. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

MediaMarkt Isparta'da mağaza açıyor

Tüketicileriyle yeni mağazalarda buluşmaya devam eden MediaMarkt, Isparta’da ilk mağazasını açmaya hazırlanıyor. 22 Haziran Perşembe günü Isparta Meydan AVM içerisinde açılacak olan mağazada açılışa özel kampanyalar da gerçekleştirilecek.

Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışverişin keyfini sunan, Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt, Isparta’da Meydan AVM içerisindeki 1.560 metrekarelik mağazasının açılışını 22 Haziran Perşembe günü gerçekleştirecek. 

On binlerce elektronik ürünün sergileneceği yepyeni mağazada, akıllı telefonlardan hoparlör ve kulaklıklara, akıllı bileklik ve saatlerden bilgisayar ve tabletlere, elektrikli ev aletlerinden beyaz eşya, televizyon, ses sistemleri ve oyun konsollarına kadar birçok kategoriden ürün, ziyaretçilerle buluşacak.

MediaMarkt Türkiye, Isparta mağazasının açılışına özel çeşitli kategorilerde, 2 gün sürecek bir açılış kampanyası da gerçekleştirecek. 

22-23 Haziran tarihlerinde geçerli olacak açılış fırsatları kapsamında; 

  • Apple iPhone 11 128GB Akıllı Telefon 18.999 TL’den,
  • Apple AirPods 2. Nesil Kablosuz Kulaklık 2.499 TL’den,
  • Philips 58PUS8507/62 UHD LED TV 14.999 TL’den,
  • Apple iPad 64GB 9. Nesil Tablet 7.999 TL’den,
  • Samsung Galaxy Tab A8 Tablet 2.999 TL’den,
  • Huawei Watch GT3 Pro 46MM Akıllı Saat 4.999 TL’den,
  • Lenovo IP3 Dizüstü Bilgisayar 9.999 TL’den,
  • HP Victus Dizüstü Bilgisayar 16.999 TL’den,
  • Roborock Q7 Max Robot Süpürge 9.999 TL’den satışa sunulacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Anadolu Hayat Emeklilik Hayat Sigortacılığı ve Bireysel Emeklilik Sektöründe En Mutlu İş Yeri oldu

Anadolu Hayat Emeklilik, Happy Place to Work firması ve Capital Dergisi iş birliğinde gerçekleştirilen “Türkiye’nin En Mutlu İş Yerleri Araştırması”nda; hayat sigortacılığı ve bireysel emeklilik sektöründe en mutlu iş yeri seçildi. Şirket aynı zamanda, “Olağanüstü Çalışan Deneyimi” sertifikasını da almaya hak kazandı.

Happy Place to Work ve Capital Dergisi’nin iş birliğiyle gerçekleştirilen “Türkiye’nin En Mutlu İş Yerleri” araştırmasına göre; Anadolu Hayat Emeklilik, hayat sigortacılığı ve bireysel emeklilik sektöründe en mutlu iş yeri oldu. “Olağanüstü Çalışan Deneyimi” sertifikasını da almaya hak kazanan şirket, böylece üst seviyedeki çalışan deneyimini tescilledi. Organizasyon yetkilileri, 19 Haziran 2023 tarihinde Anadolu Hayat Emeklilik adına ödülü Genel Müdür Murat Atalay’a takdim etti.

Kazandıkları ödül hakkında açıklama yapan Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Murat Atalay, “Anadolu Hayat Emeklilik ailesiyle birlikte, sektörümüzde her zaman daha iyiye ulaşmayı hedeflerken öncü ve yenilikçi çalışmalarımızla örnek bir şirket olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın değerlendirmesi ve şirketimiz hakkında geri bildirimleri sayesinde aldığımız bu ödülün yanı sıra, onların memnuniyeti bizim için çok kıymetli. ‘Türkiye’nin En Mutlu İş Yeri’ gibi önemli bir unvan ile beraber ‘Olağanüstü Çalışan Deneyimi’ sertifikamızla, çalışma arkadaşlarımızın şirkete bağlılığını ve mutluluğunu tescilli olarak görmek bizim için bir gurur kaynağı oluşturuyor. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde de gerek insan kaynakları uygulamalarımız gerekse kurum içi iletişimimizin artmaya devam eden başarısıyla mutlu çalışma ortamımızı sürdürülebilir olarak ileriye doğru taşıyacağız. Tüm çalışma arkadaşlarıma en içten teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.

Kapsamlı bir araştırma sonucu belirlenen En Mutlu İş Yerleri Listesi; şirketlerin çalışan deneyimi ve insan odaklı iş kültürünü destekleyen uygulamalar temel alınarak belirlendi. Araştırma kapsamında, çalışanların şirketten memnuniyetini anlamaya yönelik bir anket uygulaması gerçekleştirildi. Burada yeterli puanın alınmasının ardından şirketin insan kaynakları uygulamalarının aktarıldığı HR Check süreci tamamlandı. HR Check değerlendirmesi, Happy Place to Work tarafından oluşturulan bağımsız bilim kurulu tarafından yapıldı. Her iki süreçten alınan puan ortalamalarının sonucu ise Anadolu Hayat Emeklilik’in liste ve sertifika başarısını ortaya koydu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı