Aylık arşivler: Temmuz 2023

Mitsubishi Electric, Owariasahi Aichi'de İkinci Üretim Binasını Ekleyecek

42,5 milyar yen (yaklaşık 275 milyon euro) ek yatırımla Fabrika Otomasyon kontrol sistemi ürünlerinin üretim kapasitesini daha da güçlendiriyor 

Mitsubishi Electric Japonya’daki Nagoya Works tesisinin bir parçası olan Aichi Eyaleti’nin Owariasahi şehrinde Fabrika Otomasyonu (FA) kontrol sistemi ürünlerinin üretimi için ikinci bir fabrika inşa etmek üzere ek 42,5 milyar yen (yaklaşık 275 milyon euro) yatırım yapacağını açıkladı. İlk yatırım, 28 Mart 2022’de açıklanmış ve Nisan 2025’te faaliyete geçmesi planlanan tek bir üretim binası için yapılmıştı. Bu plan şimdi Nisan 2027’de faaliyete geçmesi planlanan ikinci bir üretim binasının eklenmesiyle genişletiliyor. Bu da toplam kümülatif yatırımı 55,5 milyar yene (yaklaşık 360 milyon euro) çıkarıyor.

İki üretim binası, operasyonlarını kolaylaştırmak için yakından entegre edilecek. Yeni nesil fabrikalarda 5G iletişim ve yapay zekanın yanı sıra Mitsubishi Electric’in “e-F@ctory”* konseptine dayanan gelişmiş tedarik zinciri yönetimi (SCM) ve mühendislik zinciri yönetimi (ECM) de kullanılacak. Beklenen faydalar arasında hızlandırılmış üretkenlik ve kalite iyileştirme döngüleri, kısaltılmış teslimat süreleri ve yüksek kaliteli, yüksek verimli üretim yer alıyor. 

Yüksek düzeyde otomatikleştirilmiş bir üretim sürecinin gerçekleştirilmesine ek olarak, otonom mobil robotların (AMR’ler) kullanımı yoluyla lojistik verimliliğin artırılması ve müşterilerin istikrarlı bir ürün tedariki alabilmelerini sağlamak için dijital ikizlerden yararlanılarak senkronize üretim yoluyla talep dalgalanmalarına karşı direnç güçlendirilecek. 

Ayrıca, yeni tesislerdeki çeşitli CO2 azaltma girişimleri sayesinde Mitsubishi Electric, karbon nötr bir toplumun gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaya devam edecek.

 

Yeni Fabrikanın Ana Özellikleri 

 

İlk üretim binası

İkinci üretim binası

Yer

Owariasahi Şehri, Aichi Eyaleti

Bina alanı

11.200 m2 (kat alanı: 33.600 m2)

6000 m2 (kat alanı: 30.600 m2)

Yapı

Donatılı beton (depreme dayanıklı) yer üstünde 3 kat

Donatılı beton (depreme dayanıklı) yer üstünde 5 kat

Üretilecek ürünler

Fabrika Otomasyon Kontrol Sistemi Ürünleri

Faaliyete başlama

Nisan 2025’ten itibaren kademeli başlatma

Nisan 2027’den itibaren kademeli başlatma

Toplam maliyet

İkinci bina için olan 42,5 milyar yen dahil olmak üzere 55,5 milyar yen

Çevresel girişimler

e-F@ctory enerji izleme sistemi, LED aydınlatma, fotovoltaik sistemler ve biotoplar

FA kontrol sistemi ürünlerine yönelik küresel talebin, özellikle elektrikli araçlar (EV’ler) ve lityum-iyon piller gibi dekarbonizasyon ile ilgili alanlarda ve yarı iletkenler ve elektronik bileşenler gibi dijitalle ilgili alanlarda imalat sektöründeki artan sermaye yatırımları nedeniyle orta ve uzun vadede artması bekleniyor.

* Toplam geliştirme, üretim ve bakım maliyetini azaltmak için FA ve BT teknolojilerini birleştiren FA entegre çözümü

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TSKB'nin Bilim Temelli Sera Gazı Emisyonları Azaltım Hedefleri Onaylandı

İklim riskleri yol haritasında kararlı adımlarla ilerleyen TSKB, “Onaylanmış Bilim Temelli Sera Gazı Emisyonları Azaltım Hedeflerini” duyurarak öncü bir uygulamaya daha imza attı. Banka’nın, toplam aktiflerinin %53’üne denk gelen kredi ve yatırım portföyü kaynaklı emisyonları ve önceki yıllarda açıkladığı operasyonel emisyonların azaltım hedefleri Bilim Temelli Hedefler girişimi (SBTi) tarafından onaylandı.

TSKB’nin Net-Sıfır olma yolunda, Bilim Temelli Hedefler girişimi (SBTi: Science Based Targets initiatives) kılavuzlarına uyumlu olarak hesapladığı emisyon azaltım hedefleri SBTi tarafından onaylandı. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını bankacılık modelinin merkezine alan ve bu doğrultuda SKA odaklı finansman, çevre ve iklim özellikli olmak üzere portföy ağırlık hedeflerini açıklayan TSKB, önceki yıllarda Bilim Temelli Hedefler girişiminde finans sektörüne yönelik kılavuzların yayınlanmasıyla birlikte emisyon hedeflerini açıklayacağına yönelik taahhütte bulunmuştu. Banka şimdi de iç operasyonlardan kaynaklı doğrudan emisyonlar (Kapsam 1), tedarik edilen enerji kaynaklı dolaylı emisyonlar (Kapsam 2) ve kredi portföyü kaynaklı emisyonlar (Kapsam 3) olmak üzere sera gazı emisyonlarına yönelik hedeflerini doğrulatarak kamuoyuna duyurdu. 

IPCC tarafından yapılan çalışmalarda yer alan iklim değişikliğini 1,5°C ile sınırlı tutma senaryoları ile uyumlu olan Kapsam 1 sera gazı emisyonlarını 2021 baz yılından 2035’e kadar yüzde 63 oranında azaltmayı taahhüt eden TSKB, aynı zamanda Kapsam 2 emisyonları için 2035 yılına kadar her yıl yüzde 100 yenilenebilir enerji tedarik etme sözü veriyor. 2021 yılından bu yana karbon yoğun sektörler için Kapsam 3 emisyonlarını hesaplayan ve denetime tabi tutan TSKB, bu alanda yine baz yıl olarak seçilen 2021 yılı itibarıyla toplam aktiflerinin %53’üne denk gelen kredi ve yatırım portföyü kaynaklı emisyonlarını azaltmayı hedefliyor. Bu hedef Bankanın toplam kredi ve yatırım kredileri portföyünün %70’ini kapsıyor. 

 

Murat Bilgiç: “Türkiye’de doğrulanmış bilim temelli sera gazı emisyonları azaltım hedeflerimizi duyurarak ortak geleceğimiz için sorumlu bir adım daha attık.” 

2021 yılında İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü (TCFD) çerçevesinde finans sektörünün ilk İklim Riskleri Raporunu yayımladıklarına değinen TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, şu açıklamaları yaptı: “İklim risklerini kredi süreçlerimize entegre ediyor, iklim riskleri değerlendirme modelimiz ile riskleri tahsis aşamasında ölçüyoruz. Kredi portföyümüzün iklim değişikliğinden kaynaklanan fiziksel ve geçiş risklerini oluşturduğumuz sektörel ısı haritaları ile sürekli takip ediyoruz. İklim risklerine yönelik sayısallaşma çalışmalarında da derinleşiyoruz. Ayrıca, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ndan (SKDM) etkilenecek sektörlerdeki müşterilerimiz başta olmak üzere tüm iş ortaklarımıza, tüm faaliyet kollarımızla ve sistematik bir yaklaşımla karbon emisyonlarını azaltmaları için gereken desteği sağlıyoruz. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi tarafından kurulan Net-Sıfır Bankacılık Birliği imzacılığımızla kredi ve yatırım portföyümüzü 2050 yılına kadar sıfır emisyon hedefleriyle uyumlu hale getirmeyi taahhüt ettik. Bu taahhüttün önemli bir adımı olarak kredi ve yatırım portföyümüzün %70’ini kapsayan bilim temelli hedeflerimizi de bugün kamuoyu ile buluşturuyoruz.”

Bilim Temelli Hedefler girişimi, CDP, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi, Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) ve WWF tarafından 2015 yılında, Paris’te düzenlenen COP 21 sonrası kuruldu. Paris Anlaşması’nın küresel ısınmayı sanayi öncesine göre 2°C’nin oldukça altında tutmak ve mümkünse 1,5°C ile sınırlamak için gerekli sera gazı emisyon azaltım hedeflerinin iklim bilimine uygun olarak belirlenmesini amaçlayan SBTi, yayınladığı sektörel kılavuzlarla kurumlara iklim yol haritalarının oluşturulması yönünde rehberlik ediyor.

 

Murat Bilgiç: “Ülkemizin yeşil dönüşümünü güçlü bir şekilde destekliyoruz.”

İklimle mücadelenin başarısı için entegre ve çok boyutlu bir yaklaşım gerektiğinin altını çizen Bilgiç, şöyle devam etti: “Düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde finans sektörü kritik bir rol oynuyor. TSKB olarak iklim odaklı yol haritamız, bu yöndeki yapılanmamız ve tüm iş ortaklarımızla kurduğumuz değer zinciriyle Türkiye’nin yeşil dönüşümünü güçlü bir şekilde destekliyoruz. Ülkemizin Ulusal Katkı Beyanı ve iklim stratejisi doğrultusunda oluşturulan ve geniş bir paydaş temsili olan çalışma gruplarının yanı sıra BM Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP-FI), Global Compact ve yönetim kurulu üyesi olduğumuz Uluslararası Kalkınma Finansmanı Kulübü (IDFC) gibi uluslararası platformlarda da aktif katkılar sağlıyoruz. Kalkınma finansmanı kurumlarından sağladığımız sürdürülebilirlik temalı orta ve uzun vadeli kaynakların yanı sıra 73 yıllık uzmanlığımızdan güç alan danışmanlık kasımızla Türkiye’nin Net Sıfır hedefinde yön veren etkili bir paydaş olmaya devam edeceğiz” dedi.

 

TSKB’nin portföy odaklı bilim temelli sera gazı emisyonları hedefleri:

  • Elektrik üretimi proje finansmanı portföyünden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının 2035 yılına kadar 2021 baz yılına göre kWh başına yüzde 85,6 oranında azaltılması
  • Kurumsal kredi portföyünde bulunan ticari gayrimenkul sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarının 2035’e kadar 2021 baz yılına göre metrekare başına yüzde 71 oranında azaltılması
  • Kurumsal kredi portföyünde yer alan elektrik üretim sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarının 2035’e kadar 2021 baz yılına göre kWh başına yüzde 85,7 oranında azaltılması
  • Diğer uzun vadeli kurumsal krediler portföyünün baz yıl 2021’deki Kapsam 1 + 2 portföy sıcaklık skoru olan 3.2°C’den 2027’ye kadar 2,74°C’ye; Kapsam 1+2+3 portföy sıcaklığı skorunun ise 3.2°C’den 2,82°C’ye getirilmesi
  • Özel sektör tahvilleri portföyünün baz yıl 2021’deki Kapsam 1 + 2 portföy sıcaklık skoru olan 2,57°C’den 2027’ye kadar 2,31°C ‘ye; Kapsam 1+2+3 portföy sıcaklığı skorunun ise 2,86°C’den 2027’ye kadar 2,59°C’ye getirilmesi

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TRPharm, CEO Pharma ile Güçlerini Birleştirdi

Onkoloji, immünoloji, gastroenteroloji, oftalmoloji, nadir hastalıklar ve medikal estetik odağında sunduğu ilaç ve ilaç dışı inovatif çözümlerle sağlık alanının öncü şirketi TRPharm, CEO Pharma İlaç Ecza Deposu ile önemli bir iş birliğine imza attı. İş birliği neticesinde TRPharm ürün gamına antibiyotik, ateş düşürücü, alerjik rinit, cinsel sağlık, kalp hastalıkları alanında toplamda 11 ürün ile formlarından ilk basamakta 8 ürün ve formları dahil oldu.

Yenilikçi sağlık şirketi TRPharm, yaptığı inovatif çalışmalar ve iş birlikleriyle büyümeye devam ediyor. Bu çerçevede birçok ilaç şirketinin ürünlerinin satış ve pazarlamasını üstlenen ve kendi ruhsatlı ürünleri de bulunan CEO Pharma ile iş birliğine giden TRPharm, portföyüne toplamda 11 ürün ile formlarından ilk basamakta 8 ürün ve formlarını ekledi. Geri kalan ürün ve formları 2023 sonuna kadar portföye eklenmiş olacak.

TRPharm Genel Müdürü İsmet İnce, bu iş birliğiyle oluşan yeni portföyün TRPharm’ın global inovatif sağlık şirketi olma vizyonuna önemli katkılar sağlayacağının altını çizdi. Perakende ürünlerin yönetiminin TRPharm için ayrı bir uzmanlık olduğuna dikkat çeken İnce, “Maalesef aynı endikasyona sahip bazı ilaçlar stokta bulunamıyor. Bu çerçeveden bakıldığında TRPharm olarak geniş portföyümüzle karşılanamayan ihtiyaçlara cevap verdiğimizi söyleyebiliriz. Hedefimiz ürün portföyümüzü her geçen gün yeni formlar ve ürünlerle daha da büyüterek toplum sağlığı için daha fazlasını yapabilmek” dedi.

 

CEO Pharma İlaç Ecza Deposu Hakkında

Faaliyetlerine 2021 yılında Ankara’da başlayan CEO Pharma İlaç Ecza Deposu, özel Hastane ihaleleri ve ihracatla başladı. Ardından World Medicine, Vefa ilaç firmaları ve Bazı çeşitli firmalar ile iş birliğine devam etmektedir  15 ürünün Satış ve Pazarlama organizasyonunu üstlenen CEO Pharma, kendi ruhsatlı ürünleri listesine ekleyerek yoluna devam etti.  Yeni ruhsatların çıkarılarak ürün portföyünü genişletmek için çalışmalarına devam eden şirket, müşterilerinin ihtiyaç, talep ve beklentilerini en fazla ürün çeşidi, en son teknoloji imkanları ve en uygun ticari koşullarla karşılamayı kendine misyon ediniyor.

 

TRPharm Hakkında

2013 yılında kurulan TRPharm, onkoloji, immünoloji, gastroenteroloji, oftalmoloji, medikal estetik ve özellikle nadir hastalıkların tedavisine yönelik orijinal, jenerik ve biyobenzer ürünleri sektörün hizmetine sunuyor. Son dönemde ilaç alanındaki tecrübesine cihaz, genetik testler ve rejeneratif tıp alanlarını da ekleyen TRPharm, ürün ve hizmetlerini Latin Amerika’dan, Kafkas ülkelerine, Balkanlar’dan Kuzey Afrika’ya kadar birçok farklı coğrafyadaki 20’den fazla ülkeye ulaştırıyor. Sektördeki iddiasını “Where Health Meets Innovative Solutions” mottosuyla sürdüren TRPharm, global, inovatif bir sağlık firması olmayı hedefliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Signandgo E-posta imzalarından yeni bir pazarlama alanı yarattı

Bilişim altyapı hizmetlerinden yazılım geliştirme faaliyetlerine kadar uçtan uca çözüm ve ürünler sunan PEAKUP, kurumsal e-posta imza yönetim uygulaması SIGNandGO ile şirketlere pek çok avantajı aynı anda yaşatıyor. SIGNandGO ile tasarlanmış bir imza banner’ı daha profesyonel bir görüntü kazandırıp marka bilinirliğini artırırken; aynı zamanda kampanya, bildiri, reklam, özel gün kutlamaları gibi içeriklerin paylaşılmasına imkân sağlayarak pazarlama faaliyetlerine destek oluyor.

Her gün milyonlarca kişinin müşterileri, iş ortakları ya da çalışma arkadaşlarıyla iletişim kurmak için kullandığı elektronik postalarda yer alan kurumsal e-imzalar, zamanla marka bilinirliğine önemli katkı sağlayan ve pazarlama dünyası için büyük potansiyel taşıyan bir güce dönüştü. Bugün her bir e-posta, bir reklam aracı olarak kabul ediliyor. Hedef kitleye etkin şekilde mesaj iletme fırsatını kaçırmak istemeyen pazarlamacıların yüzde 86’sı ise e-posta imzalarını kampanyalarını duyurmak için kullanıyor.

Bilişim altyapı hizmetlerinden yazılım geliştirme faaliyetlerine kadar uçtan uca çözüm ve ürünler sunan teknoloji şirketi PEAKUP, kurumsal e-posta imza yönetim uygulaması SIGNandGO ile şirketlere pek çok avantajı aynı anda yaşatıyor.

Departmana veya kişilere göre uyumlu bir e-posta imzası SIGNandGO ile tek bir ara yüz üzerinden tüm çalışanların e-posta imzalarını oluşturmak, yönetmek ve dağıtmak daha pratik hale geliyor. SIGNandGO sayesinde kurumsal e-posta yönetimi merkezi olarak düzenleniyor ve İnsan Kaynakları departmanlarının takibi kolaylaşıyor. OWA destekli ve bulut tabanlı, gelişmiş kurumsal imza yönetimi sunan çözüm, Office 365 e-posta imzasıyla uyumluluk gösteriyor. 

 

Pazarlama içerikleri paylaşılıyor

İmzalara daha profesyonel bir görünüm kazandırarak marka bilinirliğine katkı sağlayan SIGNandGO ile hedef kitleye uygun mesaj iletmek de mümkün hale geliyor. Kampanya, bildiri, reklam, özel gün kutlamaları gibi içeriklerin tanıtımı, e-posta imzalarına eklenen görsel, gif ve yönlendirme linkleriyle yapılabiliyor. Seçilen tarihlere göre zamanlanmış e-posta imzaları yıl dönümleri veya kampanya dönemleri gibi özelleştirilen günlerin tasarımlarını otomotize ediyor.

 

100 bine yakın kullanıcısı var

Şirket içinde özelleştirilerek çeşitli birimler tarafından ihtiyaca uygun şekilde kullanılabilen SIGNandGO’nun 100 bine yakın kullanıcısı bulunuyor. İşletmelerin e-imzalarını yönetme noktasında farklı arayışlara gittiklerini belirten PEAKUP CEO’su Ahmet Toprakçı, “SIGNandGO, MacOS, iOS ve Android dahil olmak üzere bütün cihazlardan gönderilen e-postalara eklenen imzaları Bilgi İşlem, Kurumsal İletişim, İnsan Kaynakları gibi departmanların merkezi olarak yönetebileceği, farklı departmanlara, gruplara göre farklı imzaların belirlenebileceği, marka kimliğinizin her zaman her e-postada korunmasını sağlayan, kullanıcı dostu web ara yüzüne sahip bir kurumsal e-posta imza çözümüdür. SIGNandGO, e-posta imzanızı son anda karar verdiğiniz ekstra bir işten güçlü bir markalama aracına dönüştürüyor ve şirketlere birçok avantajı aynı anda yaşatıyor” diye konuştu. 

  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık yüzde 57,93, aylık yüzde 4,04 arttı

Tarım-ÜFE’de (2015=100), 2023 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %4,04 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %25,09 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %57,93 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %110,72 artış gerçekleşti.

Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %3,70 artış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %8,90 artış ve balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde %13,23 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde %2,54 artış, çok yıllık bitkisel ürünlerde %3,27 artış ve tek yıllık bitkisel ürünlerde %4,75 artış gerçekleşti.

Yıllık Tarım-ÜFE’ye göre 4 alt grup daha düşük, 7 alt grup daha yüksek değişim gösterdi
 
Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, %2,10 ile lifli bitkiler ve %22,51 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %118,96 ile canlı kümes hayvanları ve yumurtalar ve %93,66 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular oldu.

Aylık Tarım-ÜFE’ye göre 7 alt grup daha düşük, 4 alt grup daha yüksek değişim gösterdi

Bir önceki aya göre azalış gösteren alt gruplar sırasıyla, %15,42 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler ve %2,64 ile yağlı meyveler oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise %6,05 ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler ve %5,70 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular oldu.

Haziran 2023’te, endekste kapsanan 82 maddeden, 16 maddenin ortalama fiyatında azalış, 63 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

  
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tatlı seçiminizi dondurmadan yana kullanırsanız…

Çilekli, limonlu, kavunlu, çikolatalı, kaymaklı ve daha niceleri… Dondurma, özellikle bunaltıcı yaz sıcaklarında serinlemek için en çok tercih edilen tatlılar arasında yer alıyor. İçeriğinde karbonhidrat ve proteinin yanı sıra, kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum, sodyum, demir ve çinko gibi mineraller ile A, B vitaminleri ve D, E ile K vitaminlerini belirli seviyelerde barındırıyor. Zengin besin öğesi içeriğiyle diğer ağır tatlılarla kıyaslandığında dondurma hafif ve sağlıklı bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Ancak her besinde olduğu gibi dondurma tüketiminde de porsiyon kontrolünün sağlanamaması; kan şekerinin yükselmesi, ağırlık artışı ile bel çevresinin yağlanması gibi olumsuz sağlık etkilerine neden olabiliyor. Bunların yanı sıra güvenilir ve doğru koşullarda muhafaza edilmediğinde besin zehirlenmeleri meydana gelebiliyor. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Sena Burcu, sağlığımızı olumsuz etkilememesi için dondurmanın çeşidine, tüketim miktarına ve sıklığına dikkat etmemiz gerektiğini belirterek, “Diyabet sorununuz yoksa, sağlıklı vücut ağırlığındaysanız, haftada 2-3 kez 2 top dondurmayı külahsız ve sos ekletmeden tüketebilirsiniz. Zira, külah ve ilave edilen soslar dondurmanın enerji içeriği ile karbonhidrat miktarını ekstra olarak arttırıyor.” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Sena Burcu, dondurmanın faydalarını maksimum seviyede tutmak için tüketirken dikkat etmemiz gereken kuralları anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu. 

Sağlıklı ve hafif bir tercih

Yazın hareketsiz bir düzene sahipseniz, sıcakların da etkisiyle yavaşlayan metabolizma hızınız için ağır ve şerbetli tatlılar risk oluşturabiliyor. Bu tür tatlılar kan şekerinde dengesizlik, vücut ağırlığında artış, ani acıkma atakları, sinirlilik, baş ağrısı ve artan susama hissi gibi sorunlar oluşturabiliyor. Bu nedenle tercihinizi şeker ve yağ içeriği yüksek şerbetli tatlılar yerine, sindirimi daha rahat olan dondurmadan yana kullanmanız, daha sağlıklı bir seçim olacaktır. Zira dondurma sütle yapıldığı için nispeten daha düşük enerji değerine sahip. Dolayısıyla kontrollü tüketildiğinde kan şeker dengesizliklerine ve vücut ağırlığı artışına yol açmıyor. 

Kemik ve diş sağlığına katkıda bulunuyor

Kemik ve diş sağlığı için önemli bir mineral olan kalsiyumun yetersizliğinde kemik erimesi, diş çürükleri ve kayıpları, kemiklerden kalsiyum çekilmesi gibi sağlık problemleri gelişebiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Sena Burcu, ana maddesi süt olan dondurmanın kalsiyum ihtiyacınızın desteklenmesine yardımcı olacağını belirterek, “Ancak tercih edeceğiniz dondurmaların süt tozu içermemesine ve paketli olmamasına özen gösterin. Ayrıca dondurmanın tek başına bir kalsiyum kaynağı olmadığını, fazla tüketiminde ise ağırlık artışına ve kan şekeri yükselmesi gibi olumsuz sağlık etkilerine yol açabileceğini unutmayın” diyor. 

Kalp sağlığını destekleyebiliyor

Dondurma içerdiği potasyum, fosfor, kalsiyum mineralleri sayesinde kalp damar sağlığının korunmasında destekleyici rol oynayabiliyor. Ancak dikkat! Porsiyon kontrolünü sağlayamadığınız taktirde, içerdiği doymuş yağ ve şeker olumsuz sağlık etkilerine neden olabiliyor.

Mutluluk veriyor

Dondurma, ağızdaki serinletici ve susuzluğu giderme mekanizmasına olan etkisiyle beyindeki haz merkezini uyararak keyifli ve mutlu hissetmenize destek olabiliyor.

Enerjinizi arttırıyor

Dondurmanın karbonhidrat içeriği sayesinde verdiği enerji günlük beslenmeye destek olabiliyor. Özellikle zayıf çocuklarda ve yoğun mide bulantısı olan iştahsız hamilelerde, dondurma nötr tadı ve zengin besin ögesi içeriği sayesinde enerji alımının artmasına katkıda bulunabiliyor. 

Çocuklar için atıştırmalık alternatifi

Karbonhidrat, protein ve yağın yanı sıra vitaminler ile kalsiyum başta olmak üzere birçok minerali içermesi nedeniyle, çocuğunuzun atıştırmalık saatini çeşitlendirmek için hijyenik ortamlarda doğru malzemeler ve yöntemlerle hazırlanan dondurmaları tercih edebilirsiniz. “Ancak dondurmanın fazla tüketiminin çocukluk çağı obezitesi için risk oluşturabileceğini dikkate almalısınız” uyarısında bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Sena Burcu, sözlerine şöyle devam ediyor: “Tüketim sıklığı ve miktarı doğru ayarlanamazsa dondurmanın şeker, glikoz-fruktoz şurubu ve yüksek yağ içeriği olumsuz sağlık etkilerine neden olabiliyor. Bu sebeple besin etiketini okuyarak dondurmanın içerdiği enerji ve şeker içeriği, tüketim sıklığı ile miktarları göz önüne alınarak kontrollü tüketim sağlanmalı. Hafif kilolu ve şişman çocuklarda dondurma tüketimi haftada 2 top ile sınırlanabilir” 

Dondurma tüketirken 6 kurala dikkat! 

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Sena Burcu, dondurma tüketirken dikkat etmemiz gereken kuralları şöyle sıraladı:  

  • Çok aç olmadığınız zaman tüketin: Dondurmayı çok aç olmadığınız bir zaman diliminde tüketin. Aksi taktirde 2 top dondurma yeterli gelmeyecektir. Bu şekilde ani kan şekeri yükselmelerinin de önüne geçebilirsiniz.
  • Külah yerine kapları tercih edin: Külah yerine kapta tüketmeyi tercih ederek dondurmadan gelen kaloriyi azaltmanız sizin elinizde.
  • Sade veya meyveli olanları seçin: Üzerine eklenen soslar, meyveler ve kuruyemişler, dondurmanın kalorisini arttırabiliyor. Bu nedenle dondurmayı sade ya da meyveli olarak tercih etmeniz daha uygun olacaktır. Aksi halde hafif ve masum bir besinsel kaynak olan dondurmanın enerji içeriği çok yükselebiliyor.
  • Ambalajında buz kalıntıları varsa, dikkat: Dondurma alırken ambalajların üzerinde buz kalıntılarının olmamasına özen gösterin. Buz kalıntıları olan dondurma eriyip tekrar donmuş olabilir. Bu durum bakteriyel üremeye açık olacaktır.
  • Pastörize sütten yapılmış olmalı: Sıcak yaz günlerinde dondurmanın hijyen kurallarına uygun olarak hazırlanması oldukça önemli. Dondurmanın ham maddesi olan süt sıcak hava koşullarında hızla bozulabilen bir besindir. Bu nedenle besin zehirlenmesine karşı dondurmanın açık sütten değil, pastörize sütten yapılmış olması sağlık açısından daha uygundur.
  • Etiketini mutlaka okuyun: Yapımında farklı kaynaklar ve üretim teknikleri kullanıldığı için açık veya ambalajlı dondurma tüketirken güvendiğiniz markaları tercih etmeye ve etiketlerini okumaya özen gösterin.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sıcak havalarda kalp daha çok özem istiyor

Havaların aşırı ısındığı şu günlerde kalbimize her zamankinden daha fazla özen göstermeliyiz.  Çünkü kalp, sıcak havaları pek fazla sevmeyen organlarımızdan. Hissedilen sıcaklığı etkileyen nem oranındaki artış da vücudumuzda birtakım değişiklikler meydana getirebiliyor. Peki kalp sağlığımız için özellikle nelere dikkat etmeliyiz? Liv Hospital Kalp ve Damar Cerrahisi, Doç. Dr. Cem Arıtürk yanıtladı.

Sıvı dengesi önemli
Yaz aylarında, kalp sağlığını etkileyen faktörlerin başında sıcaklık ve nem artışı ile buna bağlı olarak vücutta meydana gelen sıvı ve elektrolit dengesizlikleri geliyor.  Özellikle kalp ve damar sistemi ile ilgili hastalığı bulunanlarda, yaz aylarında, vücudun sıvı dengesinde meydana gelen değişiklikler bir kat daha etkili ve riskli olabiliyor.

Kalbin fazla çalışmasına neden oluyor
Havanın ısınması kadar hissedilen sıcaklığı direkt olarak etkileyen nem oranının da önemli olduğu yaz aylarında, tüm vücutta birtakım değişiklikler meydana gelebiliyor. Dış ortam ısısındaki değişikliklere göre vücuttaki bazı ayar mekanizmaları ile vücut ısısı sabit tutuluyor. Terleme ve deri altı kan damarlarındaki genişleme, bu amaçla meydana gelen temel fizyolojik değişikliklerdendir. Terleme ile birlikte vücutta sıvı ve elektrolit kaybı meydana gelir. Elektrolit kaybı, kalbin kasılması için gerekli olan minerallerin de azalmasından dolayı, kalp fonksiyonlarını direkt etkileyebilirken terleme ile kaybolan vücut sıvısı da kalbin, daha fazla çalışmasına neden oluyor. Bununla birlikte damarların genişlemesi ile kan basıncı düşerken nabız sayısı artıyor. 

Kalp-damar hastalığınız varsa dikkat
Meydana gelen bu değişiklikler normal, sağlıklı kalplerde kompansatuar (dengeleyici) mekanizmalarla dengelenebilir. Ancak kalp ve damar hastalığı bulunanlarda, dengeleyici mekanizmaları daha yavaş ve yetersiz olan yaşlılarda, kalp-tansiyon ilacı kullananlarda sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle yaz aylarında; özellikle yaşlı insanların ve kalp-damar hastalığı olanların dikkatli olmasında fayda var.

  • Güneş ışınlarının dünyaya dik açı ile ulaştığı günün sıcak saatlerinde (11:00-16:00 arasında) direkt güneş ışınlarından korunun.
  • Spor için günün erken veya geç saatlerini tercih edin.
  • Bununla birlikte gün boyunca nemli olmayan, serin ortamlarda bulunmaya özen gösterin.
  • Klimalı ortamlar, sıcaklığı düşürse de bir takım başka sorunlara yol açabileceği için dikkatli olun.
  • Mümkünse doğal serin ortamları tercih edin. Ancak ihtiyaç dahilinde klimalı ortamlarda, klimadan yeterince uzak bir mesafede, direkt hava akımına maruz kalmayacak şekilde ve kontrollü olarak bulunun. Klimaların pek çok enfeksiyon açısından odak olduğu da unutmayın.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Havuz ve denizden bulaşan enfeksiyonlara dikkat! Çocuk havuzlarında enfeksiyon riski daha fazla

Yaz aylarında denize ve havuza girenlerin sayısının artmasıyla, enfeksiyon belirtileriyle hastanelere gelenlerin sayısında da bir artış olduğunu belirten uzmanlar, bakteri, virüs ve parazitlerin oluşturduğu kirliliğe dikkat çekiyor. Özellikle çocuk havuzlarının enfeksiyon bulaşması açısından daha riskli olduğunun altını çizen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, havuz suyundan enfeksiyon bulaşmasının en önemli nedeninin havuzu kullanan kişilerden kaynaklanan organik kirlenme olduğuna vurgu yapıyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, havuz ve denizden bulaşabilecek enfeksiyonları ve bu tür enfeksiyonlara karşı korunma yöntemlerini açıkladı.

Deniz ve havuzlar birçok bakteri, virüs ve parazit barındırıyor olabilir

Yaz aylarında denize ve havuza girenlerin sayısının artmasıyla, enfeksiyon belirtileriyle hastanelere gelenlerin sayısında da bir artış olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Özellikle ortak kullanım alanı olan havuzlarda birçok bakteri, virüs ve parazit kirlilik yaratır. E.coli, Cryptosporidium, Giardia, Shigella gibi suya karışan mikroplar, suyun yutulması ile bireylerde ishale neden olur. A tipi bulaşıcı sarılık (Hepatit A) hastalığı da hasta insanların temas ettiği suların, ağızdan veya burundan girmesi ya da yutulması ile bulaşabilir. Irmaklar ve denizler de benzer şekilde kirlenebilir. Bu suların içilmesi ya da vücuda temas etmesiyle ishal, solunum sistemi enfeksiyonları, kulak, göz ve cilt enfeksiyonları oluşabilir.” dedi.

Mantarların klorlu ortamlarda ölmeyen ve denizde yok olmayan organizmalar olduğuna dikkat çeken Mamçu, “Uygun bir ortam buldukları taktirde, vücudun çeşitli bölgelerine yerleşebilir ve yaşamlarını sürdürebilirler. Klorda da bölünebildiklerinden, havuzdan bulaşmaları kolaydır. Bu aylarda sık görülen mantar hastalığı, genelde çeşitli pomatlarla tedavi edilebildiği için pek önemsenmez. Oysa önlemi alınmadığı taktirde kişiye büyük ölçüde rahatsızlık verebilmektedir.  Ayrıca havuzlardaki klor, kimyasal konjonktivit dediğimiz göz enfeksiyonuna da neden olur.” açıklamasında bulundu.

Çocuk havuzlarında enfeksiyon riski daha fazla

Çocuk havuzlarının enfeksiyon bulaşması açısından biraz daha riskli olduğunun altını çizen Mamçu, “Çocukların dışkı ve idrar kontrollerinin daha az olması, oyun esnasında su yutma olasılıklarının daha fazla olması bunda en önemli etkendir. Özellikle yeterince temizlenmeyen ve temiz su sirkülasyonun düzenli yapılmadığı havuzlardan enfeksiyonlar bulaşabilmektedir.” dedi.

Tesisler, istendiğinde temizlik raporlarını gösterebilmeli

Sağlık Bakanlığı tarafından açık ve kapalı havuzlarda, aqua parklarda, termal havuzlarda ve bunun gibi benzer yapılarda, yüzme havuzlarının tabi olacağı sağlık esasları belirlendiğini hatırlatan Mamçu, “Havuz suyundan numune alma işi Halk Sağlığı Müdürlüğü veya numune alma konusunda akredite olmuş ve bakanlıkça yetkilendirilmiş kamu kurum veya kuruluşları ile özel laboratuvarlar tarafından yapılır. Havuz suları hem fiziksel hem kimyasal analize tabi tutularak raporlanır ve ilgili mevzuata uygun bulunanların faaliyetine izin verilir. Turistik tesislerdeki havuzların kontrolleri Turizm Bakanlığı’nın denetim yetkisinde olup, periyodik bakım ve havuz suyu analiz raporlarının istendiğinde gösterilebilmesi gerekir.” şeklinde konuştu.

Enfeksiyonların birincil nedeni organik kirlenme

Havuz suyundan enfeksiyon bulaşmasının en önemli nedeninin havuzu kullanan kişilerden kaynaklanan organik kirlenme olduğuna vurgu yapan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, bunun dışında ultraviyole ışınının gelmediği karanlık ortamlarda ve durağan sularda üreyen mikroorganizmaların da enfeksiyon kaynağı olabileceğine dikkat çekti.

Bu tür enfeksiyonlara karşı mutlaka önlem alınması gerektiğini belirten Mamçu, alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:

-Temizlik ve hijyen açısından havuza girmeden önce duş alınmalı, tuvalet kullanımı olduysa mutlaka sabunlu su ile eller yıkanmalı.

-Herhangi bir hastalık belirtisi ya da bulaşıcı enfeksiyonu olan kişiler, ortak havuzları kullanmamalı.

-Kişiler yüzme gözlükleri ile suya girerek gözlerinin suyla olan temasını engellemeli.

-Mümkün olduğunca su yutmaktan kaçınılmalı.

-Havuzdan çıktıktan sonra temiz su ile duş alınmalı ya da ağız temiz suyla çalkalanarak gözler de yine temiz suyla yıkanmalı.

-Açık yarası olan kişiler, bu yaranın su geçirmez bandaj ile kapatılması sonrasında havuza girmeli.

-Ateş, bulantı, kusma, ishal, gözlerde kızarıklık, genital bölgede yara, kaşıntı gibi durumlarda bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

3. Kocaeli Turizm ve Bisiklet Festivali'ne

Kocaeli’nin kum, deniz, güneş turizmi açısından en önemli ilçesi Kandıra’da Büyükşehir tarafından düzenlenecek Bisiklet Festivali, 7-10 Eylül’de yapılacak

Doğal güzellikleri, mavi bayraklı plajları, yöresel lezzetleri ve güler yüzlü insanlarıyla tanınan turizmin gözdesi Kandıra, bisiklet tutkunlarını ağırlamaya hazırlanıyor. Bu yıl üçüncü kez Kocaeli Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde 7-10 Eylül arasında düzenlenecek festivalde bisikletÇiler Kandıra’nın doğal turistik öneme sahip mekanlarını tanıtmak için pedal çevirecek. 3 gün sürecek festivalin merkez noktası yine Kerpe olacak. Bisikletçiler 4 gün boyunca Bağırganlı, Cebeci, Akçakoca Bey Mezarı, Babatepe, Pembe Kayalar, Babalı Kültür Alanı gibi tarihi ve doğal güzelliklerin yer aldığı rotalarda pedal çevirecek.  Kandıra’nın sadece doğal güzellikleri değil, lezzetli yemekleri de tanıtılacak. Yurtiçi ve yurtdışından 300’den fazla bisikletçinin ilimize geleceği festivalde Kandıra’nın köylerinde yöresel lezzetleri de tadılacak. Festivale 68.000 kişi başvurdu.

TURİSTİK MEKANLARDA PEDAL ÇEVRİLECEK

7-10 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek Turizm ve Bisiklet Festivali’ne katılacak 300’den fazla bisikletçi, mutluluk için pedal çevirecek. Kocaeli’nin incisi Kandıra’da çadır kampı yaparak Karadeniz sahillerini keşfedecek olan bisikletçiler hem deniz, hem kıyı hem de doğa turizmi ile Kocaeli’nin tanıtılmasında önemli bir rol oynayacak. Kocaeli Bisiklet Platformu ve Kandıra Belediyesi’nin paydaş olacağı festivalde bisiklet severler yine eşsiz Kandıra Sahillerinde pedal çevirecek.

DOĞA TURİZM PARKURLARI MARKALANACAK
Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli’nin gizli kalmış güzelliklerini gün yüzüne çıkarmak için büyük bir gayret gösteriyor. Bu kapsamda Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Turizm ve Doğal Yaşam Alanları Şube Müdürlüğü tarafından belirlenen yürüyüş güzergahları, tabelalandırılarak doğa ve spor tutkunlarının hizmetine sunuluyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu yıl itibariyle 2 bin 500 kilometreden fazla uzunluğa sahip doğa turizmi parkurlarında, yürüyüş, bisiklet, kanyon geçişi ve kamp yapma imkanı sunuyor.

 FESTİVALE YOĞUN İLGİ

Kocaeli Turizm ve Bisiklet Festivalinin kayıt gününde ilginç anlar yaşandı. Festivalin kayıt sayfasına ülkemizin farklı şehirlerinden 68.035 giriş gerçekleştirildi. Yoğun talep sonrası sadece bir dakika içerisinde 300 asil ve 181 yedek kayıt alındı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üsküdar Meydanında 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Sergisi düzenlendi

Hain darbe girişiminin yıldönümünde 15 Temmuz Derneği ile Üsküdar Belediyesi 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Üsküdar meydanında açık hava sergisi düzenledi. Serginin açılışına Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, şehit yakınları, gaziler ve vatandaşlar katıldı. Serginin açılış programı Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

 

Açılışta konuşan 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, 15 Temmuz’un binlerce yıl unutulmayacağını söyledi:

‘’Türkiye Cumhuriyeti ayakta kaldığı müddetçe milletimiz ayakta kaldığı müddetçe binlerce yıl on beş Temmuz’u yine hatırlayacağız. Yine unutmayacağız. O kahramanlık destanını binlerce yıl gelecek kuşaklara anlatacağız ve öğreteceğiz. Hepimiz aynı kültürün çocuklarıyız. Bu toprakların çocuklarıyız. Aynı kültüre sahibiz. Bizim kültürümüzde kıyamete kadar devam edecek bir mücadele var. Bu mücadele sadece milletler arasındaki bir mücadele değil. Ekonomik bir mücadele değil. Yalnızca politik bir mücadele değil. Bu bir inancın kavgası… Kıyamete kadar da bu kavga devam edecek Ne mutlu ki sizler ve bu milletin kahir ekseriyatı hak tarafında hakikat tarafında yeri geldiği zaman hayatını ortaya koyacak ve fedakarlık yapacak bir kültüre ve inanca, itikada sahipsiniz. Ne kadar sizleri tebrik etsem azdır. Ne mutlu ki bir medeniyetin inşası yolunda yoluna devam eden bizlere. Onun için biz sokağa çıktığımızda ileride bize sağlanacak menfaati değil, Allah’ın bize nasip edeceği şehadeti düşündük. Gaziliği düşündük ve kazanacağımız o başarıdan sonra elde edeceğimiz duaları düşündük, kahramanlıkları düşündük. Bu bir salt kahramanlık değildi. Ümmetin geleceği ve mazlum coğrafyadaki insanların geleceğini ortaya koyduğumuz Bir fedakarlıktı.’’

 

15 Temmuz gececi şehit düşen Prof. Dr. İlhan Varank’ın ablası ve 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Varank Aslantürk konuşmasında Fetö terör örgütünü anlattı:

‘’Bugün burada FETÖ tarafından gerçekleştirilen on beş Temmuz hain darbe girişiminin yedinci yıl dönümü vesilesiyle bir aradayız. Huzurunuzda darbeciler tarafından şehit edilen 252 vatandaşımızı rahmetle anarken gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle hem şehitlerimiz için yas tutuyor, hem de ülkemizi ve demokrasimizi darbeci hainlerin ellerine bırakmadığımız gün olan 15  Temmuz’u demokrasi bayramı olarak kutluyoruz. 15 Temmuz hain darbe girişimi, Allah’ın inayeti, idarecilerimizin dirayeti, özellikle cumhurbaşkanımızın dirayeti ve aziz milletimizin cesaretiyle bertaraf edilmişti. Şu hakikati çok iyi biliyoruz ki 15 Temmuz sıradan ve kısa süre içinde planlanan bir darbe girişimi değildi. 15 Temmuz’un ardında kırk yılı aşkın yapılan hesaplar ve hain planlar vardı. FETÖ sureti haktanmış gibi görünüp kendini kainatın imamı olarak tanıtan bir sapığın öğretileriyle hareket eden kanlı bir terör örgütüdür. FETÖ mahrem yapılanmasıyla Devletin en stratejik kurumlarına sızmış ve devleti ele geçirme amacıyla hareket etmiştir. Örgütlenme biçimiyle çağının tüm terör yapılarından farklı bir yöntem izleyen bu örgüt nihai amacı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ele geçirmekti.’’

 

Ayşe Varank Aslantürk konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

‘’Fetö görünen yüzüyle okullar, dershaneler, kreşler, dernekler, meslek kuruluşları, uluslararası ve yerel ticari işletmeler, basın, yayın ve medya organları gibi legal yapılardan oluşuyordu. Aslında gizli yüzü ise siyasi, ideolojik ve ekonomik hedefleri olan bir menfaat şebekesidir FETÖ, Din Kisvesi altında yalan ve hileyle yayılan İslami maddi manevi her anlamda çıkarlarına alet eden bir sömürü sistemidir. Devletimizin bekasını hedef alan inanç ve değer dünyasını hiçe sayan dış mihrakların emelleri uğruna kendi halkı üzerine ateş açmaktan çekinmeyen bu asi topluluğun ele başısı Fethullah Gülen insanımızı Allah’ın diniyle aldatmıştı. Karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mubah gören, insanların dini duygu ve heyecanlarını istismar eden, milletimizin zekatını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alan bu örgüt asla dini cemaat olarak nitelendirilemez. FETÖ Allah’a Allahutaala’nın ismini sıfatlarını ve ayetlerini istismar etmişti. FETÖ, Kur’an-ı Kerim’in ayet ve hükümlerini istismar etmişti. FETÖ, peygamberimizin hadislerini ve manevi şahsiyetini istismar etmişti. FETÖ gençlerin enerjisine ve İslam’a olan bağlılıklarını istismar etmişti. Yıllarca sınavlarda yaptıkları usulsüzlüklerle gençlerin geleceğini çalmıştır yaptıkları kaset kumpasları ile düzenledikleri sahte belgeler ile yalan ve iftiralarla insanların hayatlarını söndürmüştür.’’

Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ise konuşmasında, 15 Temmuz’da tank tarafından ezilen ve meydanda sergilenen aracın hikayesini paylaştı:

‘’ Nilüfer Altaylar 15 Temmuz gecesi 7 yaşındaki oğlu Görkem Mert ve 9 yaşındaki kızı Zümrüt Çiçek ile birlikte annesini ziyarete gidiyor. Televizyondan darbe girişimi haberini öğrenince çocuklarını Beylikdüzü’nde bulunan kendi evine götürmek için yola çıkıyor. Esenler TEM Yolu’nda kalabalık nedeniyle aracını sol şeritte durduruyor. Darbecilerin kullandığı tank önce aracın arkasından çarpıyor sonra sağ tarafı tamamen ezerek geçiyor. Nilüfer hanım tank paletinin burnunun önünden geçtiğini görüyor. Sağ tarafta oturan oğlu Görkem Mert’in öldüğünü zannediyor. 7 yaşındaki çocuk vatandaşların yardımıyla ezilen araçtan çıkarılarak hastaneye götürülüyor. En küçük gazilerden biri olan Görkem Mert, üç aydan fazla yatakta kalıyor. İşte bu araç 15 Temmuz Derneği tarafından ‘o gece’ yaşananları unutturmamak için Üsküdar Meydanı’nda sergileniyor. ‘’

Konuşmaların ardından hep birlikte kurdele kesilerek sergi Üsküdar Meydanı’nda vatandaşların ziyaretine açıldı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı